Mehmet Özdoğru

Mehmet Özdoğru

Email: This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

Gelin enflasyon düzeltmesinden biraz uzaklaşalım başka sorunlu bir konuya parmak basalım. Bu sorunlu konu ne diyecek olursanız. Tabi ki kur farkı işlemlerinde ortaya çıkan sorunlar. Bu sorunların temelinde kişisel düşüncem bilgi eksikliği yatmaktadır. Konuya ilişkin sorunlara geçmeden önce kur farkı işlemlerinde ne zaman nasıl işlem tesis edilir gelin birlikte üzerinden geçelim.

Öncelikle mal tesliminden ve hizmet ifasından önce döviz cinsinden avans alınmışsa bu avans tutarları geçici vergi dönemleri ile yıl sonunda değerlemeye tabi tutulacak ortaya çıkan kur farkları avansı veren ve alanın kayıtlarında 646 Kur farkı geliri ve 656 Kur farkı gideri hesapları ile ilişkilendirilecektir. Bu işlemler için herhangi bir şekilde fatura düzenlenmeyecektir.

Gelelim kur farkı işlemlerinde faturanın düzenleneceği zamana. Döviz cinsinden faturan düzenlendikten sonra fatura bedelinin kısmen veya tamamen vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu tarihten sonra ödenmesi halinde fatura tarihi ile ödeme tarihi arasında kur kimin lehine ise onun karşı tarafa kur farkı faturası düzenlemesi gerekiyor. Mal veya hizmeti satan lehine ortaya çıkan kur farkı için satıcı tarafından katma değer vergili fatura düzenlenecektir. Mal ve hizmeti alan alıcı lehine kur farkı oluşması halinde, kur farkı tutarı bu kez alıcı tarafından satıcıya düzenlenmesi gerekiyor.

Tabi ki uygulamada firmalar aynı firmadan bir çok işlem ile döviz cinsinden mal ve hizmet alımında bulunulabilmekte bunun karşılığında da ödemeler yapılabilmektedir. Cari hesap şeklinde ilerleyen bu düzende kur farkı faturasının düzenlenmesi konusunda büyük sorunlarla karşı karşıya kalınmaktadır. Her işlem bazında veya aylık bazda bu hesapları takip etmek özellikle yüzlerce bu tür cari hesabı bulunan firmalar açısından büyük zorluk taşımaktadır. En azından yıllık bazda kalan bakiye dikkate alınarak net bakiye üzerinden kur farkı kimin lehine kalmışsa onun karşı tarafa fatura düzenlemesi sürecin tamamlanmasının yerinde olacağı kanaatindeyim.

Uygulamada yaşanan sorunlardan biri diğeri de kur farkı faturasına konu işlemin tevkifatlı olması durumunda satıcı tarafından alıcıya düzenlenecek faturaların tevkifatlı düzenlenmesi gerektiği konusunun gözden kaçırılmasıdır. Kur farkı faturalarının tevkifatlı olması durumunda düzenlenecek kur farkı gelir için tevkifat sınırının bulunmadığı unutulmamalıdır.

Bazen ülkemizde rastlanıyor. Alıcı lehine kur farkı oluşması halinde kur farkı tutarı üzerinden alıcı tarafından satıcıya bir fatura düzenlenmesi gerekiyor.
Öte yandan, döviz cinsinden KDV tevkifatına tabi hizmet alımlarında kur farkı faturasını düzenlemekten imtina eden satıcılarla karşılaşılması durumlarında olmayan bir faturanın tevkifatını yapma ve beyan etme yükümlülüğü ile de karşı karşıya kalabilirsiniz.

Linked paylaşımından alıntı yapılmıştır.

Brüt satışları 2023 sonu itibarıyla 50 milyon liranın altında olan işletmeler, 2024 yılı ikinci ve üçüncü geçici vergi dönemlerinde enflasyon düzeltmesi kapsamından çıkarıldı. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, yaklaşık 1,5 milyon gelir ve kurumlar vergisi mükellefinin sağlanan kolaylıktan yararlanacağını duyurdu.

Yeni karar iş dünyası tarafından olumlu karşılanırken, Enflasyon muhasebesine ilişkin merak edilen 10 soru ve cevabı derlendi. Enflasyon muhasebesi ile yapılan düzenlemeler hakkında en çok merak edilen sorular ve cevapları şöyle...

1 - Enflasyon muhasebesi nedir?

Enflasyon muhasebesi, paranın satın alma gücündeki değişmeler nedeniyle mali tabloların gerçek durumunu ifade eder hale gelmelerini sağlamak üzere yapılıyor.

2 - Enflasyon muhasebesi nasıl uygulanacak?

Enflasyon muhasebesi, mali tablolarda yer alan parasal olmayan kıymetlerin TL değerlerinin, tablonun ait olduğu tarihteki değerine getirilmesini ifade ediyor. Uygulama, parasal olmayan kıymetlerin enflasyon düzeltmesinde dikkate alınarak tutarlarının düzeltme katsayıları ile çarpılması suretiyle gerçekleştiriliyor.

3 - Enflasyon muhasebesi neden yapılıyor?

Enflasyon düzeltmesi, mali tabloların gerçek ekonomik durumu yansıtmasını sağlayan bir muhasebe pratiğidir. İşletmelerin ve ekonominin sağlıklı bir şekilde işlemesini ve kararlarını daha doğru bir şekilde almasını sağlıyor.

4 - Uygulama kimleri kapsıyor?

Büyük ve orta ölçekli işletmeler, halka açık şirketler, ihracat ve ithalat yapan işletmeler enflasyon muhasebesi uygulayacak.

Gelir veya kurumlar vergisi mükellefi olup bilanço esasına göre defter tutan tüm vergi mükellefleri enflasyon muhasebesi kapsamında olacak.

5 - Düzenleme ne zaman uygulanacak?

2024 yılı ikinci geçici vergi döneminde enflasyon düzeltmesi uygulanmış beyannameler 13 Eylül'e kadar verilecek.

6 - Uygulamadan kimler muaf olacak?

İşletme hesabı esasına göre defter tutan ticari kazanç mükellefleri, avukat, doktor, serbest meslek erbabları, zirai kazanç elde edenler, kira geliri elde edenler, faiz, kar payı gibi menkul sermaye ve ücret geliri elde edenler enflasyon düzeltmesi kapsamına girmiyor.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek dün yaptığı açıklamayla 2023 sonu itibarıyla cirosu 50 milyon liranın altında olan işletmelerin, 2024 yılı ikinci ve üçüncü geçici vergi dönemlerinde enflasyon düzeltmesi kapsamından çıkarıldığını açıkladı.

Öte yandan, bankalar ile finansal kiralama, faktoring, finansman, tasarruf finansman ve varlık yönetim şirketleri 1 Ocak 2025'ten itibaren enflasyon muhasebesi uygulamasına geçecek.

7 - Karar öncesi beyanname verenler ne yapacak?

Mükelleflerden daha önce beyanname vermiş olanlar, 13 Eylül 2024'e kadar düzeltme beyannamesi vererek herhangi bir ceza ve faiz ödemeden düzeltme yapabilecek.

8 - Yatırımların muhasebeleştirilmesinde enflasyon düzeltmesi nasıl uygulanacak?

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, yatırım yapan mükelleflere enflasyon düzeltmesinde kolaylık sağlayacak formüller üzerinde çalıştıklarını bildirdi. Şimşek, "Bu kapsamda, devam eden yatırımlar hesabının enflasyon düzeltmesinden kaynaklı değerlenmesi nedeniyle oluşan karların özel bir fona alınarak vergilenmemesi ve bu hesabın işletme döneminde 5 yıl gibi bir sürede vergiye tabi kazancın tespitinde dikkate alınabilmesine yönelik bir model de seçenekler arasında yer alıyor. Yatırım döneminde enflasyon düzeltmesi uygulamasında tercih edilecek model ne olursa olsun konunun çözümü için kanuni düzenleme gerekiyor. Ekim ayında Meclisin açılmasıyla bu konuyu da yasamanın gündemine gelmesi için çalışıyoruz." dedi.

9 - Yabancı para cinsinden olan kıymetler enflasyon muhasebesine tabi tutulacak mı?

Yabancı para cinsinden olan hesaplar için kur değerlemesi yapılacağından ayrıca düzeltme yapılmayacak. İşletmelerin aktifinde bulunan yabancı para cinsinden hisse senetleri, iştirakler ve avanslar düzeltme tarihindeki döviz kuru ile düzeltilecek.

10 - Enflasyon muhasebesi şirket değerlemelerini etkileyecek mi?

Bilançolarında aktif hesapları güçlü mükellefler bu varlıklarını sermayeleriyle edinmişlerse enflasyon düzeltmesinden olumlu etkilenecek, vergi yükleri azalacak. Borçları fazla mükellefler ise borç kaleminin düzeltmeye tabi olmaması nedeniyle olumsuz etkilenebilecek, ilave vergi ödemeleri söz konusu olabilecek.

https://www.dunya.com/foto-galeri/ekonomi/10-soruda-enflasyon-muhasebesi-yeni-duzenlemeler-ile-neler-degisecek-galeri-743989?p=10

Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Buna göre, ilgili mevzuat uyarınca, enflasyon düzeltmesi kapsamı dahilinde olup 31 Aralık 2023 tarihli gelir tablosundaki brüt satışlar toplamı 50 milyon liranın altında olan mükelleflerin 2024 hesap döneminin ikinci ve üçüncü geçici vergi dönemleri sonu itibarıyla enflasyon düzeltmesi yapmalarına gerek olmayacak. Özel hesap dönemine tabi olan mükelleflerde ise 2024 takvim yılında sona eren hesap dönemine ilişkin gelir tablosundaki brüt satışlar toplamı uygulamada dikkate alınacak. Bu mükelleflerce 2024 hesap döneminin ikinci ve üçüncü geçici vergi dönemlerine ilişkin beyannamelerin ekine dönem sonu bilançoları eklenmeyecek.

İkinci ve üçüncü çeyrekte enflasyon düzeltmesi yapmacaklar

Öte yandan sürekli olarak işlenmiş altın, gümüş alım-satımı ve imali ile iştigal eden mükellefler, Kanun'un ilgili fıkrasında yer alan şartlara bakılmaksızın (her bir geçici vergi dönemi sonu itibarıyla) enflasyon düzeltmesi yapma zorunlulukları bulunduğundan, geçen yıl sonundaki gelir tablosundaki brüt satışlar toplamı 50 milyon liranın altında olsa dahi 2024 hesap döneminin ikinci ve üçüncü geçici vergi dönemleri dahil enflasyon düzeltmesi yapmaya devam edecekler.

Ayrıca 31 Aralık 2023 tarihli gelir tablosundaki brüt satışlar toplamı 50 milyon lira ve üzerinde olan mükellefler, 2024 hesap döneminin ikinci ve üçüncü geçici vergi dönemlerinde enflasyon düzeltmesi yapmayı sürdürecekler.

Enflasyon düzeltmesi yapmaması uygun bulunmakla birlikte, 2024 hesap döneminin ikinci geçici vergi dönemindeki mali tablolarını enflasyon düzeltmesine tabi tutan ve düzeltme sonrası oluşan kar veya zararlarını yasal defterlere kaydetmek suretiyle bu döneme ilişkin geçici vergi beyannamelerini tebliğin yayım tarihi itibarıyla vermiş olan mükelleflerin, söz konusu döneme ilişkin yasal kayıtlarını düzeltmeleri gerekmeyecek.

Bu durumdaki mükellefler, enflasyon düzeltmesinden kaynaklı kar veya zarar kayıtları ile enflasyon düzeltmesi yapılmamasına göre oluşan kar/zarar farkını, 2024 hesap dönemi ikinci geçici vergi dönemine ilişkin beyannamelerinde duruma göre "Kanunen Kabul Edilmeyen Giderler" veya "Zarar Olsa Dahi İndirilecek İstisna ve İndirimler Bölümünün Diğer İndirimler" kısmında göstermek suretiyle beyan edecekler. Mükellefler, ikinci geçici vergi dönemine ilişkin beyannamelerini, enflasyon düzeltmesi öncesi oluşan kar veya zarara göre geçici vergi matrahlarını düzelterek verecekler. Düzeltme işlemlerinin beyanname verme süresi içinde yapılması durumunda herhangi bir vergi cezası veya gecikme faizi ödenmeyecek.

31 Ağustos 2024 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 32648

Hazine ve Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı)’ndan:

Amaç ve kapsam

MADDE 1- (1) 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesinin (A) fıkrası ile geçici 33 üncü maddesi uyarınca, 2023 hesap dönemi sonunda ve düzeltme şartlarının gerçekleşmesine/varlığına bağlı olarak (geçici vergi dönemleri dâhil) izleyen hesap dönemlerinde enflasyon düzeltmesine tabi tutulacak mali tablolar ve yapılacak düzeltme işlemlerinin usul ve esasları 30/12/2023 tarihli ve 32415 ikinci mükerrer sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: 555) ile belirlenmiş, 30/4/2024 tarihli ve 32532 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: 560) ile mezkûr mevzuat uyarınca kapsam dâhilinde olan mükelleflerce 2024 hesap döneminin birinci geçici vergi döneminin sonu itibarıyla, enflasyon düzeltmesi yapılmamasına ilişkin açıklamalar yapılmıştır.

(2) Mezkûr mevzuat uyarınca, enflasyon düzeltmesi kapsamı dâhilinde olup 31/12/2023 tarihli gelir tablosundaki brüt satışlar toplamı 50.000.000 TL’nin altında olan mükelleflerin 2024 hesap döneminin ikinci ve üçüncü geçici vergi dönemleri sonu itibarıyla enflasyon düzeltmesi yapmamaları bu Tebliğin amacını ve kapsamını oluşturmaktadır.

Yasal dayanak

MADDE 2- (1) 213 sayılı Kanunun mükerrer 298 inci maddesinde, “A) Malî tablolarda yer alan parasal olmayan kıymetler aşağıdaki hükümlere göre enflasyon düzeltmesine tâbi tutulur.

1. Kazançlarını bilanço esasına göre tespit eden gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri fiyat endeksindeki artışın, içinde bulunulan dönem dahil son üç hesap döneminde %100’den ve içinde bulunulan hesap döneminde % 10’dan fazla olması halinde malî tablolarını enflasyon düzeltmesine tâbi tutarlar. Enflasyon düzeltmesi uygulaması, her iki şartın birlikte gerçekleşmemesi halinde sona erer.

Kapsama giren mükellefler, geçici vergi dönemlerinin sonu itibarıyla malî tabloları düzenlemek ve enflasyon düzeltmesi yapmak zorundadırlar. Geçici vergi dönemlerinde yukarıda belirtilen oranların tespitinde, son üç hesap dönemi yerine üçer aylık dönemlerin son ayı dahil önceki otuzaltı ay ve içinde bulunulan hesap dönemi yerine son oniki ay dikkate alınır. Bir hesap dönemi içindeki geçici vergi dönemlerinin herhangi birinde düzeltme yapılması halinde takip eden geçici vergi dönemlerinde ve içinde bulunulan hesap dönemi sonunda da düzeltme yapılır.

8. Maliye Bakanlığı;

b) Mükellef veya meslek grupları ya da mükelleflerin aktif toplamları veya ciroları itibarıyla hangi tür malî tabloların; enflasyon düzeltmesine tâbi tutulup tutulmayacağını ve geçici vergi dönemlerinde düzeltilip düzeltilmeyeceğini belirlemeye,

Yetkilidir.

9. Münhasıran sürekli olarak işlenmiş; altın, gümüş alım-satımı ve imali ile iştigal eden mükellefler bu fıkranın (1) numaralı bendinde yer alan şartlara bakılmaksızın enflasyon düzeltmesi yaparlar.

…” hükümleri yer almaktadır.

2024 hesap dönemi ikinci ve üçüncü geçici vergi dönemlerinde 213 sayılı Kanunun mükerrer 298 inci maddesine göre enflasyon düzeltmesi uygulaması

MADDE 3- (1) 213 sayılı Kanunun mükerrer 298 inci maddesinin (A) fıkrasının (8) numaralı bendinin (b) alt bendinde yer alan yetkiye dayanılarak, 2024 hesap döneminin ikinci ve üçüncü geçici vergi dönemlerinde (213 sayılı Kanunun 174 üncü maddesi kapsamında kendilerine özel hesap dönemi tayin edilenlerde Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: 555)’ne göre karşılık gelen ilgili dönemde), enflasyon düzeltmesi yapma yükümlülüğü bulunan mükelleflerden, 31/12/2023 tarihli gelir tablosundaki brüt satışlar toplamı 50.000.000 TL’nin altında olanların (213 sayılı Kanunun mükerrer 298 inci maddesinin (A) fıkrasının (9) uncu bendi kapsamındaki mükellefler hariç) enflasyon düzeltmesi yapmaması uygun bulunmuştur. Özel hesap dönemine tabi olan mükelleflerde ise 2024 takvim yılında sona eren hesap dönemine ilişkin gelir tablosundaki brüt satışlar toplamı bu fıkra kapsamındaki uygulamada dikkate alınacaktır.

(2) Bu mükellefler tarafından 2024 hesap döneminin ikinci ve üçüncü geçici vergi dönemlerine ilişkin beyannamelerin ekine dönem sonu bilançoları eklenmeyecektir.

(3) 213 sayılı Kanunun mükerrer 298 inci maddesinin (A) fıkrasının (9) numaralı bendi kapsamında sayılan ve münhasıran sürekli olarak işlenmiş altın, gümüş alım-satımı ve imali ile iştigal eden mükelleflerin, mezkûr fıkranın (1) numaralı bendinde yer alan şartlara bakılmaksızın (her bir geçici vergi dönemi sonu itibarıyla) enflasyon düzeltmesi yapma zorunlulukları bulunduğundan, bu mükellefler, 31/12/2023 tarihli gelir tablosundaki brüt satışlar toplamı 50.000.000 TL’nin altında olsa dahi 2024 hesap döneminin ikinci ve üçüncü geçici vergi dönemleri dahil enflasyon düzeltmesi yapmaya devam edeceklerdir.

(4) Öte yandan 31/12/2023 tarihli gelir tablosundaki brüt satışlar toplamı 50.000.000 TL ve üzerinde olan mükellefler, 2024 hesap döneminin ikinci ve üçüncü geçici vergi dönemlerinde enflasyon düzeltmesi yapmaya devam edeceklerdir.

Tebliğin yayımı tarihi itibarıyla 2024 hesap dönemi ikinci geçici vergi dönemine ilişkin beyannamelerini veren mükelleflerin durumu

MADDE 4- (1) 3 üncü madde kapsamında enflasyon düzeltmesi yapmaması uygun bulunmakla birlikte, 2024 hesap döneminin ikinci geçici vergi dönemindeki mali tablolarını 213 sayılı Kanunun mükerrer 298 inci maddesi kapsamında enflasyon düzeltmesine tabi tutan ve enflasyon düzeltmesi sonrası oluşan kar veya zararlarını yasal defterlere kaydetmek suretiyle bu döneme ilişkin geçici vergi beyannamelerini Tebliğin yayımı tarihi itibarıyla vermiş olan mükelleflerin, söz konusu döneme ilişkin yasal kayıtlarını düzeltmelerine gerek bulunmamaktadır.

(2) Bu durumdaki mükellefler, enflasyon düzeltmesinden kaynaklı kar veya zarar kayıtları ile enflasyon düzeltmesi yapılmamasına göre oluşan kar/zarar farkını, 2024 hesap dönemi ikinci geçici vergi dönemine ilişkin beyannamelerinde duruma göre “Kanunen Kabul Edilmeyen Giderler” veya “Zarar Olsa Dahi İndirilecek İstisna ve İndirimler Bölümünün Diğer İndirimler” kısmında göstermek suretiyle beyan edeceklerdir.

(3) Bu madde kapsamındaki mükelleflerin, ikinci geçici vergi dönemine ilişkin beyannamelerini, ikinci fıkrada belirtilen esaslar dahilinde, enflasyon düzeltmesi öncesi oluşan kar veya zarara göre geçici vergi matrahlarını düzelterek vermeleri gerekmektedir. Düzeltme işlemlerinin beyanname verme süresi içinde yapılması durumunda herhangi bir vergi cezası veya gecikme faizi ödenmeyeceği tabiidir.

Yürürlük

MADDE 5- (1) Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE 6- (1) Bu Tebliğ hükümlerini Hazine ve Maliye Bakanı yürütür.

Cuma, 30 Ağustos 2024 16:21

İTHALAT MUHASEBESİ

İthalat işlemlerinin muhasebeleştirilmesi, ödeme şekilleri esas alınarak peşin, Akreditif, Mal mukabili, Vesaik mukabili ve Kabul kredili ithalat şeklinde yapılır.

159 Verilen Sipariş Avansları;

• Stok ile ilgili ithalatın maliyetine dâhil edilecek mal bedeli ve girdiler (harcamalar) ithalatın tamamlanma aşamasına kadar, 159 Verilen Sipariş Avansları hesabının alt kırımında izlenir.

259 Verilen Sipariş Avansları;

• Maddi Duran Varlık ile ilgili ithalatın maliyetine dâhil edilecek mal bedeli ve girdiler (harcamalar) ithalatın tamamlanma aşamasına kadar, 259 Verilen Sipariş Avansları hesabının alt kırımında izlenir

A-   Peşin İthalat

İthalatçının, ihracatçıya sağladığı bir ön finansman olup mal bedelinin, ithal konusu malların sevkinden önce ihracatçıya ödenmesidir.

Peşin ödeme şeklinde aşağıdaki süreç izlenir.

  • İthalatçı firma ile ihracatçı firma arasında sözleşme yapılır.
  • İthalatçı firma kendi bankası aracılığı ile veya direkt olarak ihracatçının bankasına mal bedelini öder. İhracatçının bankası da bu bedeli ihracatçının hesabına transfer eder.
  • İhracatçı firma ihracata konu olan malları ithalatçı firmaya gönderir.
  • İthalatçı firma ilgili peşin ödeme beyanı ile malları gümrükten çeker.
  • Peşin ödeme şeklinde, ithalatçı firma risk alır. İhracatçı firmanın riski yoktur.
  • İhracatçı firma ihracata konu olan mal bedelini peşin tahsil ettiğinde, ihracatın gerçekleşmesi aşamasına kadar tahsil edilen tutarı avans hesaplarında izler.

B-   Akreditifli İthalat

İhracatçının talebi üzerine ithalatçı bankasına nakit para yatırarak veya kredi başvurusunda bulunarak akreditif açtırabilmektedir. Akreditif sözleşmede belirtilen koşulların yerine getirildiğini kanıtlayan belgelerin bankaya ibraz edilmesinden sonra alacaklı bedeli almaya hal kazanır.

Akreditifli İthalat şeklinde aşağıdaki süreç izlenir

  • İhracatçı firma ile ithalatçı firma arasında sözleşme yapılır.
  • İthalatçı firma bankasına gider ve bankasından ihracatçı firma lehine bir akreditif açmasını ister.
  • İthalatçı firmanın bankası akreditifi ihracatçı firmanın bankasına bildirir.
  • İhracatçı firmanın bankası, akreditifin açıldığını ihracatçı firmaya bildirir.
  • İhracatçı firma, malları ithalatçı firma ülkesine gönderir.
  • İhracatçı firma malları sevk ettiğine dair belgeleri kendi bankasına verir.
  • İhracatçı firma mal bedelini kendi bankasından alır.
  • İhracatçı firma bankası, belgeleri ithalatçının bankasına gönderir.
  • İthalatçı firmanın bankası mal bedelinin tamamını veya kalanını tahsil ettikten sonra belgeleri ithalatçıya ciro eder.
  • İthalatçı firma malı gümrükten çeker.
  • Akreditif ile ilgili banka masrafları ithalatta malın maliyetine, ihracatta ise pazarlama satış dağıtım gideri olarak yazılabilir.

Vadeli Akreditifle İthalat

Vadeli akreditifle ithal edilen malın bedeli yurt dışındaki satıcı firmaya malın tesliminden daha sonra, yani akreditif şartlarına uygun olarak akreditifin vadesinde ödenir. Bu tür akreditiflerde, akreditif metni (küşat) üzerinde vadeli ödeme şartı belirtilir. Vadeli akreditifte akreditif vadesinden ayrı olarak, bir de ödeme vadesi gösterilmiş olur ve ödeme, bu ödeme vadesinde gerçekleştirilir

Bu sebeple her türlü ithalat giderleri ile birlikte transfer edilen mal bedeli de döviz satış kuruyla Türk Lirası’na çevrilerek satıcı alacaklı hale getirilir. Daha sonra gereken ödeme yapılır.

ÖRNEK UYGULAMA

APANEL YAPI ELEMANLARI A.Ş. Çin’deki GUSU Firmasından Sandviç Panel Üretim Hattı ithalatı için teklif almıştır. Teklifin değerlendirilmesi sonucu 1.000.000 $’ tutarında akreditifli makine ithalatı konusunda sözleşme yapılmıştır. Aşağıda İthalat bilgileri verilmiştir.

APANEL YAPI ELEMANLARI A.Ş. 04.06..2024 tarihinde Garanti Şişli Şb.ne ilgili belgelerle birlikte .1.000.000,00.$ tutarında kredili akreditif başvurusunda bulunmuştur.

İthalatçı firma       APANEL YAPI ELEMANLARI A.Ş.

Teslim Şekli  F.O.B.

Ödeme Şekli  Vadeli Akreditif

Fiili İthalat tarihi     04.06.2024

Mal Bedeli     1.000.000 $

Beyanname kuru    32,2841 TL

……………………04.06.2024…………………………

259    Verilen Sipariş Avanslar

259.20.10.10          Mal Bedeli     32.281.410,00

320 Satıcılar

320.20.01         GUSU 32.281.410,00

04.06.2024 tarih 2023 Numaralı fatura

1.000.000 $ x 32,2841 = 32.281.410,00 TL

……………Sabit kıymetin işlemi…./…………………………

259    Verilen Sipariş Avanslar

259.20.10.11          Navlun Gideri 968.523,00

320 Satıcılar

320.20.02       RUBİN Taşımacılık   A.Ş.    968.523,00

04.06.2024 tarih 1160 Numaralı fatura

30.000 $ x 32,2841 =968.523,00 TL

………………Navlun Maliyet işlemi……./…………………………

259    Verilen Sipariş Avanslar

259.20.10.12          Sigorta Gideri          161.420,50

320          Satıcılar 161.420,50

320.20.02 ANADOLU Sigorta A.Ş.

04.06.2024 tarihli poliçe

5.000 $ x 32,2841 = 161.420,50 TL

…………………./…Sigorta Maliyet işlemi………………..

259    Verilen Sipariş Avanslar

259.20.10.13          K.K.D.F        100.242,13

320 Satıcılar 100.242,13

320.10.10          BAŞARAN Gümrükleme A.Ş.

(1.000.000 +30.000 +5.000) = 1.035.000 $

(1.035.000 $ x 0.003 x 32,2841)  =100.242,13 TL

………………KKDF Maliyet İşlemi……../………………………..

259    Verilen Sipariş Avanslar

259.20.10.14          Ordino Gideri          3.000,00

191    İndirilecek KDV’si

191.10.10     Dönem alış KDV’si   600,00

320          Satıcılar

320.10.10 BAŞARAN Gümrükleme A.Ş.                 3.600,00

Ordino Maliyet İşlemi

………………/………………………………

259    Verilen Sipariş Avanslar

259.20.10.15          Gümrük Masrafları        8.000,00

259.20.10.16          Gümrük Vergisi      3.873.769,20

191.10.10     Dönem alış KDV’si      324.000,00

320 Satıcılar

320.10.10       BAŞARAN Gümrükleme A.Ş.                  4.205.769,20

Gümrük Müşavirliği tarafından Yapılan Maliyet İşlemi

………………./…………………………..

259    Verilen Sipariş Avanslar

259.20.10.11          Nakliye Gideri           125.000,00

191    İndirilecek KDV’si

191.10.10     Dönem alış KDV’si   25.000,00

320 Satıcılar

320.10.11 İstanbul Taşımacılık A.Ş.            150.000,00

Yurt içi nakliye Maliyeti

………………………/……………………

259    Verilen Sipariş Avanslar

259.20.10.19          Gümrük Müşavir     15.000,00

191    İndirilecek KDV’si

191.10.10     Dönem alış KDV’si     3.000,00

320 Satıcılar

320.10.10         BAŞARAN Gümrükleme A.Ş.                  18.000,00

Gümrük komisyon Maliyet İşlemi

………………………/………………………..

…………………………..07.07.2024/…………………………….

320       Satıcılar

320.20.10 GUSU 32.281.410,00

259       Verilen Sipariş Avansları

259.20.10.19 Kur değerlemesi 383.090,00

102        Bankalar

102.20.10        Garanti Şişli Şb. 32.664.500,00

07.07.2024 tarih 1.000.000 $ x 32,6645 = 32.664.500,00

(32.664500,00 – 32.281.410,00) = 383.090,00

Kur değerlemesi Maliyeti

…………………….07.07.2024………………………….

253 Tesis Makine ve Cihazlar 37.919.454,83

253.01 Sandviç Panel Üretim Hattı

259.20.10.10 32.281.410,00

Mal Bedeli Maliyeti

259.20.10.11 968.523,00

Navlun Maliyeti

259.20.10.12 161.420,50

Sigorta Maliyeti

259.20.10.13 100.242,13

K.K.D.F Maliyeti

259.20.10.14 3.000,00

Ordino Maliyeti

259.20.10.15 8.000,00

Gümrük Masrafları

259.20.10.16 3.873.769,20

Gümrük Vergisi

259.20.10.11 125.000,00

Nakliye Maliyeti

259.20.10.19 15.000,00

Gümrük Müşavir Maliyeti

259.20.10.19 383.090,00

Kur değerleme Maliyeti

İthal edilen Sandviç Panel Üretim Hattının maddi duran varlık

Olarak aktif işleminin yapılması

………………………………/………………………………….

Görüldüğünde Ödemeli Akreditifle İthalat

Akreditif bedeli peşin ödenme şeklidir.

C-  Mal Mukabili İthalat İşlemleri

İhracatçı malı sevk eder, sevkiyata ait belgeleri doğrudan veya herhangi bir bedel tahsil edilmeksizin teslim edilmek üzere aracı banka kanalıyla ithalatçıya gönderir. Belgeleri teslim alan ithalatçı, malları gümrükten çeker, satıcı ile aralarındaki mutabakata göre tespit olunan süre içinde mal bedelini öder.

Mal mukabili ödeme şeklinde aşağıdaki süreç izlenir.

  • İthalatçı firma ile ihracatçı firma arasında sözleşme yapılır.
  • İhracatçı firma, malı ithalatçı firma ülkesine gönderir.
  • İhracatçı firma belgeleri kendi bankası aracılığı ile veya doğrudan ithalatçı firmaya gönderir.
  • İthalatçı firma malı gümrükten çeker.
  • İthalatçı firma kendi bankasına mal bedelini öder ve bu bedelin, ihracatçının bankası üzerinden ihracatçıya transferi yapılır.
  • Mal mukabili ödeme şekli ithalatçı firma açısından risk taşımaz. Cazip bir ödeme şeklidir. İhracatçı firma açısından ise risklidir.
  • İthalatçı firma mal bedelini vadesinde nakit olarak ödemeyip ihracatçının göndermiş olduğu poliçeyi kabul ederse ödeme şekli “kabul kredili” mal mukabili ödeme şekline dönüşür.

ÖRNEK UYGULAMA

APANEL YAPI ELEMANLARI A.Ş. SUUDİ Arabistan’daki ORSAM Firmasından Plastik hammaddesi ithalatı için teklif almıştır. Teklifin değerlendirilmesi sonucu 500.000,00 $’ tutarında Mal mukabili plastik hammaddesi ithalatı konusunda sözleşme yapılmıştır. Aşağıda İthalat bilgileri verilmiştir.

APANEL YAPI ELEMANLARI A.Ş. 04.06..2024 tarihinde Garanti Şişli Şb.ne ilgili belgelerle birlikte 500.000,00 $ tutarında Mal mukabili ithalat başvurusunda bulunmuştur.

İthalatçı firma       APANEL YAPI ELEMANLARI A.Ş.

Teslim Şekli  F.O.B.

Ödeme Şekli  Mal Mukabili İthalat

Fiili İthalat tarihi     04.06.2024

Mal Bedeli     500.000,00 $

Beyanname kuru    32,2841 TL

……………….04.06.2024………………

159    Verilen Sipariş Avanslar

159.20.10.10          Mal Bedeli     16.142.050,00

320 Satıcılar 16.142.050,00

320.20.02 ORSAM

04.06.2024 tarih 2123 Numaralı fatura

500.000 $ x 32,2841 = 16.142.050,00 TL

İthal edilen malin kaydı

…………… …./…………………………

159    Verilen Sipariş Avanslar 484.261,50

159.20.10.11          Navlun Gideri

320 Satıcılar

320.20.02       RUBİN Taşımacılık   A.Ş. 484.261,50

04.06.2024 tarih 1260 Numaralı fatura

15.000 $ x 32,2841 =484.261,50 TL

………………Navlun Maliyet işlemi……./…………………………

159    Verilen Sipariş Avanslar

159.20.10.12          Sigorta Gideri          80.710,25

320          Satıcılar 80.710,25

320.20.02 ANADOLU Sigorta A.Ş.

04.06.2024 tarihli poliçe

2.500 $ x 32,2841 = 80.710,25

…………………./…Sigorta Maliyet işlemi………………..

159    Verilen Sipariş Avanslar

159.20.10.13          K.K.D.F            50.121,07

320 Satıcılar 50.121,07

320.10.10          BAŞARAN Gümrükleme A.Ş.

(500.000 +15.000 +2.500) = 517.500,00 $

(517.500,00 $ x 0.003 x 32,2841)  = 50.121,07 TL

………………KKDF Maliyet İşlemi……../………………………..

159    Verilen Sipariş Avanslar

159.20.10.14          Ordino Gideri          3.000,00

191    İndirilecek KDV’si

191.10.10     Dönem alış KDV’si   600,00

320          Satıcılar

320.10.10 BAŞARAN Gümrükleme A.Ş.                 3.600,00

Ordino Maliyet İşlemi

………………/………………………………

159    Verilen Sipariş Avanslar

159.20.10.15          Gümrük Masrafları         8.000,00

159.20.10.16          Gümrük Vergisi      1.937.046,00

191.10.10     Dönem alış KDV’si      162.000,00

320 Satıcılar

320.10.10       BAŞARAN Gümrükleme A.Ş.                  2.107.046,00

Gümrük Müşavirliği tarafından Yapılan Maliyet İşlemi

………………./…………………………..

159    Verilen Sipariş Avanslar

159.20.10.11          Nakliye Gideri           62.500,00

191    İndirilecek KDV’si

191.10.10     Dönem alış KDV’si      12.500,00

320 Satıcılar

320.10.11 İstanbul Taşımacılık A.Ş.            75.000,00

Yurt içi nakliye Maliyeti

………………………/……………………

159    Verilen Sipariş Avanslar

159.20.10.19          Gümrük Müşavir     7.500,00

191    İndirilecek KDV’si

191.10.10     Dönem alış KDV’si     1.500,00

320 Satıcılar

320.10.10         BAŞARAN Gümrükleme A.Ş.                  9.000,00

Gümrük komisyon Maliyet İşlemi

………………………/………………………..

…………………………..07.07.2024/…………………………….

320 Satıcılar 16.142.050,00

320.20.02 ORSAM

159       Verilen Sipariş Avansları

159.20.10.19 Kur değerlemesi 190.200,00

102        Bankalar

102.20.10 Garanti Şişli Şb. 16.332.250,00

07.07.2024 tarih 500.000 $ x 32,6645 = 16.332.250,00

(16.332.250,00 – 16.142.050,00) = 190.200,00

Kur değerlemesi Maliyeti

…………………….07.07.2024………………………….

150. İlk Madde ve Malzeme 18.965.388,82

150.01 Plastik hammaddesi

159.20.10.10 16.142.050,00

Mal Bedeli Maliyeti

159.20.10.11 484.261,50

Navlun Maliyeti

159.20.10.12 80.710,25

Sigorta Maliyeti

159.20.10.13 50.121,07

K.K.D.F Maliyeti

159.20.10.14 3.000,00

Ordino Maliyeti

159.20.10.15 8.000,00

Gümrük Masrafları

159.20.10.16 1.937.046,00

Gümrük Vergisi

159.20.10.11 62.500,00

Nakliye Maliyeti

159.20.10.19 7.500,00

Gümrük Müşavir Maliyeti

159.20.10.19 190.200,00

Kur değerleme Maliyeti

İthal edilen Plastik hammaddesinin Ambara konması

……………………………/*………………………

D-  Vesaik Mukabili İthalat İşlemleri

Vesaik mukabili ithalat işlemlerinde yurt dışındaki ihracatçı tarafından mallar ithalatçı firmaya sevk edilirken malın ilgili vesaikleri de banka aracılığıyla ithalatçı firmaya gönderilir. İthalatçı firma fatura bedelini ihracatçı firmaya transfer ederek bankadan mal ile ilgili vesaikini alarak malları gümrükten çeker.

Vesaik mukabili ödeme biçiminin aşamaları şunlardır.

İhracatçı ve ithalatçı aralarında satış sözleşmesi düzenler,

İhracatçı, malları ithalatçıya teslim edilmek üzere sevk eder,

İhracatçı sevk belgelerini kendi ülkesindeki bankaya teslim eder,

İhracatçıdan vesaiki alan banka, “vesaik mukabili” şartı ile ithalatçının bankasına gönderir,

İthalatçının bankası, gelen vesaikler in ihbarını ithalatçıya  yapar,

İthalatçı bankasına ithalat bedellerini yatırır,

İthalatçının bankası ithalat bedellerini ihracatçının bankasına transferini yapar ve sevk belgelerini ithalatçıya teslim eder,

İhracatçının bankası mal bedelini ihracatçıya öder,

Mallar nakliyecisi tarafından ithalatçının bulunduğu gümrük idaresine getirilir,

Bankadan vesaikleri alan ithalatçı gümrük idaresine başvurarak, malların ithalatını gerçekleştirir.

E-   Kabul Kredili İthalat İşlemleri

Malın bedeli, kabul edilen poliçede belirtilen tarihte ödenir. İhracatçı, ithalatçının poliçe kabulüne rağmen bankanın da avalini talep edebilir. Bankanın ithalatçı tarafından kabul edilen poliçeye aval vermesi için firmaya kredi limiti tahsis etmesi ve gerekli teminatları alması gerekecektir. İthalatçı kendisine keşide edilen bu poliçeyi vadesinde ödemese dahi, poliçeye aval vermiş bulunan bankası ödemek zorundadır.

Kabul kredili ithalat işlemlerinde yurt dışındaki ihracatçı tarafından mallar sevk edilirken, bu mallara ait belgeler ile birlikte bir poliçe de banka aracılığıyla ithalatçı firmaya gönderilir. İthalatçı firma poliçeye onaylayarak vesaikini bankadan alır ve malın ithalatını fiilen gerçekleştirir.

Kabul kredili ödeme şeklinde aşağıdaki süreç izlenir.

  • İhracatçı firma ile ithalatçı firma arasında sözleşme yapılır. Bu sözleşmede ödemenin belli bir vadeyi içeren poliçenin kabulü mukabilinde olacağı karara bağlanır.
  • İhracatçı firma sözleşmedeki şartlara uygun olarak malları ithalatçı firmanın ülkesine gönderir.
  • İhracatçı firma gerekli belgeleri ve vadeli bir poliçeyi bankasına teslim eder. Poliçe, İthalatçı firmanın mal bedelini ihracatçı firmaya ödenmesi için bir ödeme teminatıdır. İhracatçı firma, bu işlemde, kendi bankasını poliçe tahsilâtını yapması için aracı tayin eder ve nasıl hareket edeceğinin talimatını verir. Bu talimatlar arasında poliçenin ithalatçı firmanın bankası tarafından kabul edilmesi ile kabul kredisi koşulda yer alır.
  • İhracatçı firmanın bankası poliçeyi ve belgeleri ithalatçı firmanın bankasına gönderir.
  • İthalatçı firmanın bankası belgelerin ve poliçenin kendisine ulaştığını ithalatçı firmaya bildirir. Daha sonra ithalatçı firma bu poliçeyi kabul eder.
  • İthalatçı firma gümrük idaresine başvurarak malları gümrükten çeker.
  • Mallar gümrükten çekildikten sonra, ithalatçı firmanın bankası kabul edilmiş veya aval verilmiş olan poliçeyi ihracatçı firmanın bankasına iade eder.
  • İhracatçı firmanın bankası poliçeyi ihracatçı firmaya iletir. İhracatçı dilerse, kabul edilmiş veya aval verilmiş olan poliçeyi kırdırma ettirebilir. Belirli bir faiz ve komisyon ödemek suretiyle ihraç etmiş olduğu malların bedelini vadesinden önce tahsil edebilir. İhracatçı firma bu poliçeyi forfaiting şirkete devir ederek finansman aracı olarak kullanabilir. Forfaiting; kredili mal ve hizmet ihracatından doğan ve gelecekte tahsil edilecek, orta vadeli bir alacağın, vadeden önce satılarak tahsil edilmesidir.
  • Poliçeyi elinde bulunduran ihracatçı firmanın bankası vadesinde poliçeyi ithalatçı firmanın bankasından tahsil eder ve ihracatçı firmaya ödeme yapar.
  • İhracatçı firmanın bankası da poliçeyi ithalatçı firmaya iletir ve poliçe bedelini tahsil eder.

YMM/BD HASAN SANCAK

Kaynakça

İthalat Rejimleri

İthalat Tebliğleri

* ARSA TESLİMİ  : 10% KDV
* İŞYERİ TESLİMİ : 20% KDV

* KONUT TESLİMİ
A) KENTSEL DÖNÜŞÜM KAPSAMINDA :
- KONUT TESLİMİ : 1% KDV
- RİSKLİ YAPILARIN BULUNDUĞU YERLERDE DÖNÜŞÜM PROJELERİ ÇERÇEVESİNDE TAŞINMAZ MALİKLERİNE AİT MEVCUT İNŞAAT ALANININ 1,5 KATINA KADAR OLAN YENİ İNŞAAT ALANINDA YAPILACAK OLAN KONUTLARA İLİŞKİN İNŞAAT TAAHHÜT İŞLERİ: 1% KDV

B) KONUT TESLİMİ
- NET ALANI 150 M2’YE KADAR OLAN KONUT TESLİMİ  : 10% KDV
- NET ALANI 150 M2 ÜSTÜ KONUT TESLİMİ
150 METREKARE AŞAN KISMI    : 20% KDV

İNŞAAT TESLİMİ KDV ORANI - 2024 -

Açıklama

İnşaat Yapı Ruhsat Tarihi

Analiz

01.04.2022'den

Önce Olanlar

01.04.2022'den

Sonra Olanlar

ARSA TESLİMİ ( Üzerinde İnşaat Olsun / Olmasın )

10%

10%

-     1 Nisan 2022 Tarihine Kadar % 18

-     1 Nisan 2022 – 10 Temmuz 2023 Arası % 8

-     10 Temmuz 2023 Sonrası % 10 KDV'ye Tabidir.

İŞYERİ TESLİMİ

20%

20%

- İşyeri Teslimi Genel Oranda KDV’ye Tabidir.

KONUT TESLİMİ

A)  KENTSEL DÖNÜŞÜM KAPSAMINDA KONUT TESLİMİ

* Net Alanı 150 M2’ye Kadar Olan Konut Teslimi

1%

1%

Değişmiyor

* Net Alanı 150 M2 Üstündeki Konut Teslimi

> 150 M2 Kadar Kısmı İçin

20%

1%

01.04.2022'den Sonra Yapı Ruhsatı Alan 150 M2'den Büyük Konutların Kentsel Dönüşümünde

150  M2’ye  Kadarlık  Hesaplanan  KDV  Ciddi

Şekilde Mükellef Lehine Değişmektedir.

> 150 M2 Aşan Kısmı İçin

20%

20%

Değişmiyor

B) KENTSEL DÖNÜŞÜM HARİCİ KONUT TESLİMİ

1) Net Alanı 150 M2 Üstündeki Konut Teslimi

> 150 M2 Kadar Kısmı İçin

20%

10%

01.04.2022'den Sonra Yapı Ruhsatı Alan 150

M2'den Büyük Konutların 150 M2’ye Kadarlık Hesaplanan KDV Mükellef Lehine Değişmektedir.

> 150 M2 Aşan Kısmı İçin                                                    

20%                        

20%                 

Değişmiyor

2) Net Alanı 150 M2 Altındaki Konut Teslimi

 

A) Büyükşehir Belediye Sınırları Dışında   

1%

10%               

Eski Durum Avantajlı

B) Büyükşehir Belediye Sınırları İçinde

Aşağıda

Detaylandırılmıştır.

10%

* 2013 Yılından Önceki Ruhsatlı Konut Teslimi

1%

Eski Durum Avantajlı

* Lüks ve 1. Sınıf İnşaat Ruhsatı Dışında Konut

Teslimi

1%

Eski Durum Avantajlı

* 2013-2016 Arası Lüks ve 1. Sınıf İnşaat Ruhsatlı

Konut Teslimi

> Arsa Birim M2 Değeri 500 TL Altı Konut Teslimi

1%

Eski Durum Avantajlı

> Arsa Birim M2 Değeri 500-1.000 TL Arasında

Olan Konut Teslimi

10%

Değişmiyor

> Arsa Birim M2 Değeri 1.000 TL Üstünde

Olan Konut Teslimi

20%

Yeni Durum Avantajlı

* 2017-2022 Arası Lüks ve 1. Sınıf İnşaat Ruhsatlı

Konut Teslimi

> Arsa Birim M2 Değeri 1.000 TL Altı Konut Teslimi

1%

Eski Durum Avantajlı

> Arsa Birim M2 Değeri 1.000-2.000 TL Arasında

Olan Konut Teslimi

10%

Değişmiyor

> Arsa Birim M2 Değeri 2.000 TL Üstünde

Olan Konut Teslimi

20%

Yeni Durum Avantajlı

Ersan KARACA
Yeminli Mali Müşavir
This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

Cumhurbaşkanlığına yayına gönderilen 563 sıra numaralı VUK Genel Tebliğ tasağında 2023 yılı cirosu 50 milyon TL nin altında olan mükelleflerin ikinci ve üçüncü geçici vergi dönemlerinde enflasyon düzeltmesi yapmayacakları belirtilmekte ve düzeltme işlemini yapmış olanların ise 3.kez uzayan beyanname verme süresine (13 Eylül 2024) tarihine kadar “düzeltme beyannamesi” vermesi durumunda cezai işlem yapılmayacağı belitiliyor.

Konuya ilişkin olarak acizane görüşlerimi paylaşmak isterim:

✅ Bu mükellefler de “yıl sonu” bilançoları yönünden halen enflasyon düzeltmesi yapma zorunluluğu bulunduğundan ( kanaatimce bu mükelleflerin tamamen enflasyon düzeltmesi dışında tutulması seçeneği kullanılmalıydı ) düzeltme beyannamesinin neden verilmesi gerektiğini anlamakta zorluk çekiyorum ? Kanaatimce Yıl sonunda da bu hesap mahsuplaşma yapılabilirdi.

✅Ayrıca bu mahsuplaşma ile birlikte, iade alacağı olacak mükelleflerin de herhangi bir vergi incelemesi olmaksızın iadesinin yapılması gerektiğini düşünüyorum. Aksi durumda Vergi Denetim Kurulu’nun iş yükünde bir anda 1.500.000’dan daha fazla mükellefin vergi incelemesine girmesi söz konusu olur ki bu hem kurumlarımızın hem de mükelleflerimizin hiç de talep etmediği bir durum doğurabilir.

✅Düzeltme beyannamesi ile beyannamede ilgili düzeltme farklarının kanunun kabul edilmeyen gider veya ilave bir gelir olarak dikkate alınarak enflasyon düzeltmesi işlemlerinin sonuçlarının düzeltilmesi önerilmektedir. Konu bu işlemle sadece düzeltilmiş olur mu? Oysa ki gerek stokların gerek duran varlıkların maliyetleri içerisine giren enflasyon düzeltme farkları işletmelerde gider etkisini yaratmaya başlamış ve satış Kazancı veya zararının da tespitinde dikkate alınmıştır. bu şekilde yazılan giderler veya oluşan zarar veya düşük kar lar için de bir düzeltme işlemi olacak mıdır?

✅Burada düzeltme beyannamesini verilmesini gerektiren bir durum var mıdır ? düzeltme beyannamesi vergileme de bir “hatanın” olması durumunda yapılması gereken önemli bir işlemdir. bugüne kadar idarenin belirlemiş olduğu tüm kurallara riayet ederek beyannamelerini süresinde veren mükellefler hata mı yaptılar?

✅Bu düzenlemeler sonrasında artık mükellefler süresinde beyanname verme işlemini yerine getirirler mi ya da son dakikaya kalırlar mı? Endişem son dakikaya kalacakları yönünde.

Linkedin paylaşımından Alıntı yapılmıştır.

Bizlere Bağımsızlığımızı Armağan Eden Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk Ve Silah Arkadaşlarını, Şehitlerimizi Saygı İle Anıyor, Tüm Ulusumuzun 30 Ağustos Zafer Bayramı' nı En İçten Dileklerimizle Kutluyoruz.

Zamanaşımı; alacak hakkının kanunda açıkça belirlenmiş süreler içerisinde kullanılmaması nedeniyle, borçlunun borcunu ödemekten kaçınabilmesini sağlayan bir müessesedir. Yani alacaklı taraf açacağı dava ile hakkına kavuşabilecekken borçlu tarafın ileri sürdüğü zamanaşımı defi ile bu hakkından yoksun kalabilmektedir. Zira zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeden, onu “eksik bir borç” haline dönüştürmekte ve alacağın dava yoluyla edinilmesinin önüne geçmektedir. Bu nedenle, şayet borçlu tarafından zamanaşımı defi ileri sürülmüş ve şartları da oluşmuşsa hakkın dava edilebilme niteliği ortadan kalkmakta, ona bağlı faiz ve diğer alacaklar da zamanaşımına uğramaktadır.

 

1) SGK’ya olan borçlarda zamanaşımı süresi

SGK, prim alacaklarının takip ve tahsilinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunu’nu uygulamakla birlikte, bu kanundaki zamanaşımı süresi (5 yıl) yerine 5510 sayılı Kanun’da zamanaşımı ile ilgili özel bir düzenleme yapılmıştır.

Bu çerçevede, genel kural olarak sigorta primi ve diğer alacaklar ödeme süresinin dolduğu tarihi takip eden takvim yılı başından başlayarak 10 yıllık zamanaşımına tâbidir.

Ancak, sigorta primi ve diğer alacaklar;

- Mahkeme kararı sonucunda doğmuş ise mahkeme kararının kesinleşme tarihinden,

- Kurumun denetim ve kontrolle görevli memurlarınca yapılan tespitlerden doğmuş ise rapor tarihinden,

- Kamu idarelerinin denetim elemanlarınca kendi mevzuatı gereğince yaptıkları soruşturma, denetim ve incelemelerden doğmuş ise bu soruşturma, denetim ve inceleme sonuçlarının Kuruma intikal ettiği tarihten,

- Bankalar, döner sermayeli kuruluşlar, kamu idareleri ile kanunla kurulmuş kurum ve kuruluşlardan alınan bilgi ve belgelerden doğmuş ise bilgi ve belgenin Kuruma intikal ettiği tarihten,

itibaren zamanaşımı on yıl olarak uygulanmaktadır.

Anlaşılacağı üzere, sosyal güvenlikte zamanaşımı süresi diğer kamu alacaklarına göre çok uzun tutulmuştur. Bunun temel nedeni, vergi bir vatandaşlık görevi olarak yerine getirilmesi gereken bir yükümlülük olmasına karşın, sigorta primlerinin karşılığında SGK’nın hizmet verme yükümlülüğünün (emekli aylığı bağlaması, sağlık hizmeti vermesi vd.) olmasından ve kayıt dışı istihdam oranının yüksekliğinden kaynaklanmaktadır.

Dolayısıyla, sigorta primi ve diğer SGK alacaklarında neredeyse zamanaşımı yok gibi diyebiliriz.

Bu durum, borçluların zamanaşımı iddiasıyla sigorta primi borçlarını ödemekten kurtulmalarını imkânsız hale getirmektedir.

SGK alacaklarında zamanaşımı süresinin bu şekilde uzun olmasının yanı sıra prim alacaklarının takip ve tahsilinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanması nedeniyle, borçlular tarafından zamanaşımı yönünden değerlendirme yaparken, 6183 sayılı Kanun’daki zamanaşımını kesen ve/veya durduran hallerin de biliniyor olması gerekmektedir.

 

2) Zamanaşımının kesilmesi

6183 sayılı Kanun’un 103’üncü maddesinde, zamanaşımının hangi hallerde kesileceği belirtilmiştir.

Buna göre, SGK’ya olan borçlarda zamanaşımı işlemeye başladıktan sonra kanunun 103’üncü maddesinde belirtilen durumlardan en az birinin gerçekleşmesi durumunda, geçmiş olan süre ortadan kalkmakta ve kesilmenin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren zamanaşımı yeniden işlemeye başlamaktadır.

Zamanaşımının kesilmesi halinde zamanaşımının başlangıcı;

- Zamanaşımının bir bozma kararıyla kesilmesi hâlinde yeni vade gününün,

- Kurum alacağının teminata bağlanması halinde teminatın kalktığı tarihin,

- İcranın yargı mercilerince durdurulması halinde durma süresinin sona erdiği tarihin,

rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılının ilk günü zamanaşımı yeniden başlamaktadır.

 Zamanaşımını kesen haller

Aşağıda zamanaşımı kesen haller belirtilmiştir;

a) Ödeme: Ödeme, hususi şekilleri uyarınca yapılmışsa çekin tahsil dairesine veya bankaya verildiği, paranın bankaya veya postaneye yatırıldığı, münakale emri üzerine paranın SGK’nın hesabına geçtiği gün yapılmış sayılmakta ve zamanaşımı da o gün kesilmiş kabul edilmektedir.

b) Haciz uygulanması: Borçlunun menkul ve gayrimenkul malları ile alacak ve haklarına haciz uygulanması zamanaşımını kesmektedir.

c) Cebren tahsil ve takip muameleleri sonucunda yapılan tahsilat: Cebren tahsil şekillerini düzenleyen 6183 sayılı Kanun’un 54’üncü maddesi uyarınca, gösterilen teminatın paraya çevrilmesi, kefilin takibi, borçlunun mallarının haczedilerek paraya çevrilmesi ve borçlunun iflasının istenmesi sonucu tahsilat yapılması durumunda zamanaşımı kesilmektedir.

ç) Ödeme emri tebliği: 6183 sayılı Kanunun 55 inci maddesi uyarınca ödeme emri tebliğ

edilmesi durumunda zamanaşımı kesilmektedir.

d) Mal bildirimi, mal edinme ve mal artmalarının bildirilmesi: SGK’ya borçlu olan kişinin 6183 sayılı Kanun’un 59 uncu maddesi gereğince mal bildiriminde bulunması zamanaşımını kesme nedeni olarak kabul edilmektedir.

Borçlunun malının olup olmaması, zamanaşımının kesilmesi bakımından önemi bulunmamakta olup, zamanaşımının kesilmesi için borçlunun mal bildiriminde bulunması yeterli sayılmaktadır. Ayrıca, 6183 sayılı Kanun’un 61’inci maddesine göre mal edinme ve mal artmalarının, tahsil dairesine bildirilmesi de zamanaşımının kesilmesi için yeterli sayılmaktadır.

e) Yukarıdaki sıralarda gösterilen muamelelerden herhangi birinin kefile veya yabancı şahıs ve kurumların mümessillerine tatbiki veya bunlar tarafından yapılması: Zamanaşımının kesilmesi yönünden yukarıda sayılan işlemlerden herhangi birinin kefile veya yabancı şahıs ve kurumların mümessillerine uygulanması veya bu kişiler tarafından yapılmış olması da zamanaşımını kesmektedir.

f) İhtilaflı amme alacaklarında yargı mercilerince bozma kararı verilmesi: Uyuşmazlık durumunda yargı mercileri tarafından verilen bozma kararı, zamanaşımını kesmektedir.

g) Alacağın teminata bağlanması: Alacağın 6183 sayılı Kanun’da öngörüldüğü şekilde herhangi bir teminata bağlanması yine zamanaşımını kesmektedir.

ğ) Yargı mercilerince icranın tehirine karar verilmesi: Yargı mercilerince icranın tehirine karar verilmesi zamanaşımını kesmektedir.

h) İki kamu idaresi arasında mevcut bir borç için alacaklı amme idaresi tarafından borçlu amme idaresine borcun ödenmesi için yazı ile başvurulması: Alacaklı amme idaresinin borçlu amme idaresine yazıyla başvurarak alacağını istemesi zamanaşımını kesen hallerden biridir.

ı) Amme alacağının özel kanunlara göre ödenmek üzere müracaatta bulunulması ve/veya ödeme planına bağlanması: Alacağın özel kanunlara göre ödenmesi için müracaatta bulunulması ve/veya ödeme planına bağlanması da tahsil zamanaşımını kesmektedir.

 

3) Zamanaşımının işlememesi

6183 sayılı Kanun’un 104’üncü maddesi uyarınca borçlunun yabancı bir memlekette bulunması, hileli iflas etmesi veya terekesinin tasfiye edilmesi nedeniyle hakkında icra takibi yapılmasına imkân yoksa bu durumların devamı süresince tahsil zamanaşımı işlememekte, belirtilen bu sebeplerin kalktığı günü takip eden günden itibaren zamanaşımı başlamakta veya kaldığı yerden işlemeye devam etmektedir.

Sonuç olarak;

SGK’ya olan borçların zamanaşımına girip girmediği ile ilgili değerlendirme yapılırken sadece borcun ait olduğu döneme göre değil, yukarıda ayrıntılarına yer verdiğimiz zamanaşımını kesen ve/veya durduran herhangi bir işlem mevcut olup olmadığına da bakarak/sorgulanarak bir değerlendirme yapılması gerekmektedir. Celal ÖZCAN

https://www.ekonomim.com/kose-yazisi/sgkya-olan-borclarda-zamanasimini-kesen-ve-durduran-haller/763779

Cuma, 30 Ağustos 2024 08:18

Bir Basit Usul Taksi Meselesi!

Ülkemizde toplu taşıma araçları farklılık göstermekle birlikte konfor açıcısından en özellikli olarak karşımıza “taksi” çıkmaktadır. Bugün, taksi hizmetleri dünya genelinde yaygın bir şekilde kullanılmakta olup teknolojinin gelişmesiyle birlikte, mobil uygulamalar aracılığıyla oldukça kolay ve popüler hale gelmiştir. Özelikle İstanbul’ da yaşayanların en çok şikâyetçi olduğu konulardan biri olan taksilerin yetersizliği olmakla birlikte dile getirilen başka bir husus ise taksicilerin neden basit usulde vergilendirildikleridir. Bu yazımızda ticari plaka taksi sahiplerinin yani taksicilerin elde edebileceği gelirlerin neler olduğu ve basit usulde vergilendirilen taksicilere yönelik eleştiriler ve öneriler yer almaktadır.

Ticari taksilerin elde ettiği gelirler

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun (GVK) 1. maddesinde gerçek kişilerin gelirleri gelir vergisine tâbi olduğu ve gelirin bir gerçek kişinin bir takvim yılı içinde elde ettiği kazanç ve iratların safi tutarıdır hükmüne yer verilmiştir. Aynı kanunun 2. maddesinde gelire giren kazanç ve iratlar açıklanmıştır. Bu kapsamda taksicilerin elde edebileceği gelir unsurları aşağıda maddeler halinde açıklanmıştır.

1.1. Ticari kazanç

193 sayılı GVK’nin 37. maddesinde her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançlar ticari kazançtır denilmiştir. Ticari kazanç, Vergi Usul Kanunu (VUK) hükümlerine ve GVK’de yazılı gerçek (Bilanço veya işletme hesabı esası) veya basit usullere göre tespit edileceği hükme bağlanmıştır. GVK’nin 46. maddesinde, 47. ve 48. maddelerde yazılı şartları topluca haiz olanların ticari kazançlarının basit usulde tespit olunacağı belirtilmiş söz konusu maddelerde basit usule tabi olmanın genel ve özel şartları açıklanmıştır. Bununla birlikte basit usule ilişkin özel ve genel şartları taşısa bile basit usulde faydalanamayacak olanlar GVK’nin 51. maddesinde tahdidi olarak sayılmıştır. 

Ticari kazanç, sermaye-emek karışımı bir kaynağa bağlı olmalı ve bu kaynağa bağlı olarak devamlı bir organizasyon içerisinde gerçekleşmesi gerekmektedir. Dolayısıyla ticari plaka sahiplerinin taksilerini kendisi tarafından işletilmesi sonucu elde edilen ticari kazanç olup ticari kazanç hükümlerine göre (gerçek usul veya basit usul) vergilendirilmesi gerekmektedir.

1.2. Gayrimenkul sermaye iradı (GMSİ)

GVK’nin 70’inci maddesinde “Aşağıda yazılı mal ve hakların sahipleri, mutasarrıfları, zilyetleri, irtifak ve intifa hakkı sahipleri veya kiracıları tarafından kiraya verilmesinden elde edilen iratlar gayrimenkul sermaye iradıdır:

...

8- Motorlu nakil ve cer vasıtaları, her türlü motorlu araç, makine ve tesisat ile bunların eklentileri.

Yukarıda yazılı mallar ve haklar ticari veya zirai bir işletmeye dahil bulunduğu takdirde bunların iratları ticari veya zirai kazancın tespitine müteallik hükümlere göre hesaplanır.

Tüccarlara ait olsa dahi, işletmeye dahil bulunmayan gayrimenkullerle haklar hakkında bu bölümdeki hükümler uygulanır....” hükmü yer almaktadır.

Dolayısıyla gerçek usulde vergilendirilen mükelleflerin ticari işletmesine dahil olan veya kendisi bir ticari işletme olan motorlu nakil vasıtalarının sahiplerince işletmeden çekilmeksizin diğer şahıslara kiraya verilmesi halinde elde edilen gelir ticari kazanç olarak vergilendirilmesi gerekmektedir. Taksi işletmeciliği faaliyetinin terk edilmesi ve başkaca bir faaliyetin de bulunmaması halinde aracın kiralanması nedeniyle elde edilecek gelir gayrimenkul sermaye iradı göre vergilendirilmesi gerekmektedir.

Ticari plaka sahipleri faaliyetini bizzat kendisini yapmadığı zaman plakalarının işletme hakkını devredebilmektedir. Yani ticari taksi kendi üzerlerinde olup sadece ticari plakalarını aracılar vasıtasıyla kiraya verebilmektedirler. Bu durumda kiraya verilen taksi plakası sahiplerinin elde ettiği kazanç GVK’nin 70/5 maddesi gereği gayrimenkul sermaye iradı olarak vergilendirilmesi gerekmektedir.

1.3. Değer artış kazancı

7104 sayılı Yasa kapsamında GVK’nin mükerrer 80’inci maddesinin üçüncü fıkrasına yapılan ekleme ile ticari plakaların elden çıkarılmasına ilişkin önemli düzenlemeler yapılmıştır. Bu kapsamda taksi, dolmuş, minibüs ve umum servis araçlarına ait ticari plakaların 06.04.2018 tarihinden sonra elden çıkarılmasından doğan kazançların tamamı gelir vergisinden istisna kılınmıştır. 

2. Ticari Taksilerin Basit Usulde Vergilendirilmesi

GVK’nin 46, 47 ve 48. maddelerine göre basit usule tabi olmanın genel ve özel şartlarını taşıyan mükellefler basit usulde vergilendirilmektedirler. Söz konusu maddelerde yer alan şartları taşıyan taksicilerin basit usulde vergilendirilmesinde kanunen bir engel bulunmamaktadır. 

Basit usulde vergilendirilen mükelleflere, gerçek usulde vergilendirilen mükelleflerden farklı olarak vergisel avantajlar sağlanmıştır. Bunlar;

- 7338 sayılı Kanun ile GVK’ye eklenen mükerrer madde 20/A ile 01.01.2021 tarihinden itibaren kazançları basit usulde tespit olunan mükelleflerin kazançları gelir vergisinden,

- Katma Değer Vergisi Kanunu’nun (KDVK) 17/4-a maddesine göre kazançları basit usulde tespit edilen teslim ve hizmetleri KDV’den istisna kılınmıştır. 

Dolayısıyla basit usule tabi taksicilerin elde ettiği kazançlar gelir vergisinden ve yapmış oldukları hizmetler KDV’ den istisna olacaktır.

3. Taksicilerin basit usulde vergilendirilmesi mümkün mü?

GVK’nin 47. maddesine göre basit usulde vergilendirilenlerin kendi işinde bilfiil çalışmak veya bulunması zorunludur. Bu hükmün uygulamasında asıl olan mükellefin kendisine ait olan işte bilfiil çalışması veya bulunmasıdır. Ancak ticari taksi sahipleri genellikle kendileri çalışmak yerine işçi (şoför) çalıştırmaktadırlar. Dolayısıyla faaliyetin kendileri değil çalıştırılan işçiler aracılığıyla gerçekleştirilmesi nedeniyle GVK’nin 47. maddesinde yazılı “kendi işinde bilfiil çalışmak veya bulunmak” şartının sağlanamadığı anlamına gelmektedir. Nitekim Gelir İdaresi Başkanlığı İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 20.10.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.16.01-GVK37-183 sayılı vermiş olduğu özelgesinde “….ticari taksi işletmeciliği faaliyetiniz yanında, başka bir takside veya farklı bir işte ücretli olarak çalışmanız, Gelir Vergisi Kanunu’nun 47’nci maddesinde yazılı "kendi işinde bilfiil çalışmak veya bulunmak" şartını ihlal anlamına geleceğinden, basit usulde mükellefiyetinizin devam etmesi mümkün bulunmamaktadır” açıklaması yer almaktadır.

Uygulamada karşılaşılan bir diğer husus ticari plaka sahiplerinin, ticari plaklarını internet üzerinden veya aracılar (galericiler) vasıtasıyla kiraya vermesidir. Bu durumda kendi işinde bilfiil çalışma veya bulunma hükmü ihlal edileceğinden basit usul şartı ihlal edilmiş olacaktır. Bununla birlikte ticari plaka üzerinden kira geliri elde eden taksi sahipleri kazançlarını beyan dışı bırakmakta olup aynı zamanda araçlarının kim/kimler tarafından kullanıldığını bilinmemektedir. Bu durum güvenlik açısından zafiyete neden olabileceği gibi aracıların bu şekilde elde ettiği gelirler de kayıt dışı kalmaktadır.

GVK’nin 48/2 bendine göre basit usule tabi mükelleflerin gayrisafi iş hasılatının 2024 yılında 340 bin TL aşmaması gerekmektedir. Yani bu, taksicilik faaliyetiyle uğraşan basit usule tabi mükelleflerin günlük hasılatının en fazla 931,50 TL olması anlamına gelmektedir. Kazançları basit usulde tespit edilen mükellefler, ikinci sınıf tüccarların tabi olduğu usul ve esaslar dâhilinde belge düzenlemek durumundadırlar. 215 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği’nde, basit usule tabi mükelleflerin belge vermedikleri günlük hasılatları için gün sonunda tek bir fatura düzenlemeleri şeklinde kolaylık sağlanmış, söz konusu uygulama 324 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile 31/12/2024 tarihine kadar uzatılmıştır. Dolayısıyla basit usule tabi taksiciler basit usul sisteminden kopmamak için söz konusu belgeleri günlük hasılat tutarını aşmayacak şekilde düzenleyebilmektedirler. 

Basit usule tabi taksicilerin günlük olarak ne kadar hasılat elde ettikleri tespiti yönünde akla gelebilecek ilk şey taksimetrelerdir. Ancak taksimetreler, taksilerde hizmet bedelinin hesaplanması amacıyla kullanılmakta olup günlük hasılata ilişkin bir veri kaydetmemektedir. Diğer bir deyişle taksimetrelerde mali hafıza bulunmamaktadır. Diğer bir hasılat tespit sistemi olarak taksilerde kullanılan pos cihazları olacaktır ancak taksilerde pos cihazı kullanımı zorunlu olmadığından uygulamada bir bütünlük sağlanamamaktadır. Ayrıca araçlarında pos cihazı kullananlar taksiciler ise kredi kartıyla ödemelerde ek ücret (komisyon) talep ettiklerinden müşteriler de nakit ödemeyi tercih etmektedirler. Dolayısıyla basit usulün şartı olan gayrisafi iş hasılatının ilgili yılda belirtilen tutarı aşıp aşmadığı yönünde bu sektöre yönelik sağlıklı bir veri elde edilemediği ortaya çıkmaktadır.

Yukarı da yer alan mevzuat hükümleri ve açıklamalar doğrultusunda ticari taksilerin basit usulde vergilendirilmesinde kanunen bir engel bulunmasa da teknik olarak imkânsız görünmektedir. Dolayısıyla buna yönelik mevcut düzenlemelerin revize edilmesi ve yeni düzenlemelerin hayata geçirilmesi şarttır. 

Sonuç;

Teknolojinin gelişmesi ve dijitalleşmeyle birlikte dünyanın birçok ülkesinde taksiciler artık mobil uygulamalar üzerinden faaliyetlerini gerçekleştirmektedirler. Taksicilik mesleğinin iyileştirilmesi taksi arzının artırılmasıyla değil ancak ticari taksilerin takip, denetlenebilir ve kayıtlı bir sisteme geçmesiyle mümkündür. Mevcut düzenlemelerin revize edilerek ve hayata geçirilecek yeni düzenlemelerle birlikte geliştirilecek “Ulusal Taksi Sistemi” gibi bir dijital uygulama; taksilerin ve taksicilerin denetimi ile takibini kolaylaştıracaktır. Ayrıca taksimetre üzerinden hesaplanan tutarların bu uygulamaya entegre edilmesi sonucunda taksicilerin günlük ve yıllık hasılat tutarlarına ilişkin bilgiler kayıt altına alınmış olacak, söz konusu kayıtların idare ile paylaşılmasıyla mevcut ve olası kayıt dışılık önlenebilecektir.

SERCAN BAKAÇ

Vergi Müfettişi

T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı

https://www.ekonomim.com/kose-yazisi/bir-basit-usul-taksi-meselesi/763772

T.C.

HAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞI

Gelir İdaresi Başkanlığı

VERGİ USUL KANUNU SİRKÜLERİ/173

Konusu: 6 Eylül 2024 günü sonuna kadar verilmesi gereken 2024 II. Geçici Vergi Dönemine (Nisan-Mayıs-Haziran) ait Gelir ve Kurum Geçici Vergi Beyannamelerinin verilme ve ödeme sürelerinin uzatılması.

Tarihi: 29/8/2024

Sayısı: VUK-173/2024-11

1. Giriş:

Bakanlığımıza iletilen talepler nedeniyle, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 28 inci maddesindeki yetkiye dayanılarak 6 Eylül 2024 günü sonuna kadar verilmesi gereken 2024 II. Geçici Vergi Dönemine (Nisan-Mayıs-Haziran) ait Gelir ve Kurum Geçici Vergi Beyannamelerinin verilme ve ödeme sürelerinin uzatılması bu Sirkülerin konusunu oluşturmaktadır.

2. Gelir ve Kurum Geçici Vergi Beyannamelerinin Verilme ve Ödeme Sürelerinin Uzatılması:

19 Ağustos 2024 günü sonuna kadar verilmesi gereken 2024 II. Geçici Vergi Dönemine (Nisan-Mayıs-Haziran) ait Gelir ve Kurum Geçici Vergi Beyannamelerinin verilme ve ödeme süreleri en son 23/8/2024 tarihli ve VUK-172/2024-10 sayılı Sirküler ile 6 Eylül 2024 Cuma günü sonuna kadar uzatılmıştı.

Bu defa, Resmi Gazete’de yayımlanmak üzere gönderilen 563 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile yapılan düzenlemeler de dikkate alınarak, 6 Eylül 2024 günü sonuna kadar verilmesi gereken 2024 II. Geçici Vergi Dönemine (Nisan-Mayıs-Haziran) ait Gelir ve Kurum Geçici Vergi Beyannamelerinin verilme süreleri ile bu beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilerin ödeme süreleri 13 Eylül 2024 Cuma günü sonuna kadar uzatılmıştır. Söz konusu uzatma, ilgili geçici vergi dönemi itibarıyla beyanname verme tarihi 6 Eylül 2024 günü sonu olan özel hesap dönemine tabi mükellefleri de kapsayacaktır.

Duyurulur.

Bekir BAYRAKDAR

Gelir İdaresi Başkanı

Page 69 of 1351

Hakkımızda

 ö z d o ğ r u l a r, 18.08.1988 tarihinde kurularak, Mali Müşavirlik faaliyetine başlamıştır. 

Sektöründe en iyi olma duygusu ile personeline "Kalite" bilincini yerleştirmeyi, Kalite Yönetim Sistemini sürekli iyileştirmeyi, müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı, amaç edinerek, 2003 Yılında, alanında Türkiye' de ilk olarak ISO 9001: 2000 Belgesi almıştır.

 

Mali Takvim

Öne Çıkanlar

  • İlk İktisabı İstisna Olan Taşıtların Veraset Yoluyla İntikali Halinde Mirasçılardan ÖTV Alınacak Mı! 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu’nun (ÖTVK) 15/2-a. bendi hükmüne…
  • 2025 YILI GELİR VERGİSİ YAKLAŞIK DİLİM TUTARLARI BELİRLENDİ ❗️ ✅ Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 123’üncü maddesi gereği bugünkü (27.11.2024)…
  • VERGİ HATALARI DAVA AÇMA USULÜ A) İLK ÖNCE DÜZELTME TALEBİYLE VERGİ DAİRESİNE BAŞVURULMALI,B) VERGİ DAİRESİNİN…
Top