Mehmet Özdoğru

Mehmet Özdoğru

Email: This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.
Perşembe, 28 Haziran 2018 10:10

Vergi Hukukunda İştirak Suçu

Vergi Usul Kanunu'nun (VUK) 359. maddesinde sayılan ve kaçakçılık suçu oluşturan (hesap ve muhasebe hilesi yapmak, sahte ve yanıltıcı belge düzenlemek vd.) fiilleri icra edenler kaçakçılık sucu işlemiş sayılırlar. İşlenen suçu niteliğine göre, bir buçuk yıldan beş yıla kadar hapis cezası söz konusu olabilir. Ayrıca, bu suçu işleyenlere ziyaa uğrattıkları verginin üç katı tutarında vergi ziyaı cezası kesilir. Belirtilen bu suçun işlenmesine iştirak edenler de vergi ziyaı cezası ve hapis cezasına muhatap olurlar. Bu gün yazımızda kaçakçılık suçuna iştirak ve faillere uygulanacak cezalar üzerinde duracağız.

İştirak

Bir suç işleme kararının icrası için birden fazla kişi tarafından fikir ve eylem birliği halinde suç işlenmesini ifade eden iştirak suçuna ,uygulanacak ceza tutarının VUK'un 344 ve 360. maddelerinde yeterli açıklıkta tanımlanmadığı yönünde görüşler mevcuttur. Bu görüş sahiplerine göre; kanunda değişiklik yapılarak, iştirak suçunu işleyenlere uygulanacak cezanın, asıl mükellef veya vergi sorumlusuna uygulanacak cezadan bağımsız olarak ayrıca belirlenmesi yerinde olacaktır.

VUK’un iştirakle ilgili 360.ncı maddesinin değişiklik yapılmadan önceki halinde daha ayrıntılı düzenlemenin mevcut olduğu söylenebilir. Maddenin önceki halindeki hükme göre ‘’Birden fazla kişi 359. uncu maddede sayılan fiillerin icrasına iştirak ettikleri takdirde fiili irtikap edenlerden veya doğrudan doğruya beraber işlemiş olanlardan her biri bundan ayrı ayrı maddi menfaat gözetmek şartıyla o fiile mahsus ceza ile cezalandırılır. Söz konusu fiilleri işlemeye azmettirenlere de aynı cezalar hükmolunur.

Bu fiillere maddi menfaat gözetmeksizin iştirak edenlere fiile mahsus cezanın dörtte biri hükmolunur.’’

İştirak halinde vergi ziyaı cezası

VUK’un 344'üncü maddesi uyarınca, 359'uncu maddede yazılı fiillerle hileli vergi suçu işleyenlerce vergi ziyaına sebebiyet verilmesi halinde üç kat, bu fiillere iştirak edenlere ise bir kat vergi ziyaı cezası kesilir.

Cezadan indirim (İştirak suçlarının cezası)

VUK’da 2008 yılında, 5728 sayılı Kanun'la yapılan değişiklik sonrasında 360'ıncı madde hükmü şöyledir; "359'uncu maddede yazılı suçların işlenişine iştirak eden suç ortaklarının bu suçların işlenmesinde menfaatinin bulunmaması halinde, Türk Ceza Kanunu'nun suça iştirak hükümlerine göre hakkında verilecek cezanın yarısı indirilir."

Bu düzenleme, çeşitli kanunlarda ceza hükümleri içeren düzenlemelerin Türk Ceza Kanunu’na uyumunu sağlamak amacıyla yapılmıştır. Yukarıda belirtildiği üzere, bu düzenleme öncesi madde "iştirak suçlan" başlığını taşımakta ve iştirak suçuna katılanlara hükmolunacak cezaları düzenlemekteydi..

Bu düzenleme sonrasında kaçakçılık suçuna "iştirak" edilmesi cezasız bırakılmamıştır. Yalnızca bu konu ile ilgili hükümler Vergi Usul Kanunu yerine TCK'da düzenlenirken VUK'da maddi menfaatin olmaması halinde indirim uygulaması ile ilgili özel bir hükme yer verilmiştir. İştirak durumunda artık maddi menfaat aranmayacaktır. İştirak eden mükellef dışında üçüncü kişidir. Azmettiren, yardım eden olabilir. Örneğin şirketlerin kanuni temsilcilerinin işlediği fiillerde muhasebe görevlileri suça iştirak eden olabilecektir. Kendi maaşı dışında bir menfaat amacıyla hareket ediyorsa indirimden yararlanamayacak, maaşı dışında menfaat amaçlamıyorsa indirimden faydalanabilecektir.

Muhasebeci veya mali müşavirlerin meslekleri gereği verdikleri hizmetler tek başına suça iştirak olarak nitelenemez. Suçu doğrudan doğruya birlikte işleyerek, suça azmettirerek veya yardım suretiyle iştirakin söz konusu olabileceği hususu göz önünde tutulmalıdır.
360'ıncı maddenin 5728 sayılı Kanun'la değiştirilmeden önceki hükmünde iştirak suçuna verilecek cezada iştirak edenin maddi menfaat gözetip gözetmemesi önem taşırken TCK'da iştirak suçunun oluşmasında maddi menfaat gözetme şartı aranmamaktaydı. Bu nedenle Yargıtay'ın 5728 sayılı Kanun'la yapılan değişiklik öncesinde verdiği "Sanık hakkında sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı fatura vermek şeklindeki eylemden dolayı, maddi çıkar sağlayıp sağlamadığı araştırılarak iştirak durumunun belirlenmesi..." karar anlamlıdır.

Bir mükellefin vergi kaçırmak kastıyla tutulması mecburi defterlerini para karşılığında evinde saklayan kişi kaçakçılık suçuna iştirak etmiş sayılır. Bu örnekleri mükellefin vergi borcunu azaltmak için işlenen kaçakçılık" suçlarına yapılan bütün tanıklıklara teşmil etmek mümkündür. Ticari işletmeye dahil bir konut için yıllık kira bedeli olarak 10 bin Amerikan Doları'na sözlü anlaşma yapmakla birlikte işyeri sahibi ile birlikte 5 bin Amerikan Doları için yazılı sözleşme düzenleyerek vergi incelemesine yetkili olanlara ibraz eden bir kiracı da (kendisinin kira ödemesinden bir mükellefiyeti bulunmaması halinde) işyeri sahibinin suçuna iştirak etmiş sayılır.

TCK'nın 38'inci maddesine göre "Başkasını suç işlemeye azmettiren kişi, işlenen suçun cezası ile cezalandırılır." Aynı kanunun 39'uncu maddesine göre kaçakçılık suçunun işlenmesine yardım edenlere işlenen suç için verilecek cezanın yarısı verilecektir.

Görüldüğü gibi kaçakçılık suçuna iştirak edenlere verilecek ceza 5728 sayılı Kanun'la yapılan değişiklik sonrasında işlenen suçtan menfaatleri bulunmaması kaydıyla TCK'ye göre verilecek cezanın en hafifi olan cezaya eşitlenmiştir.

Konut kredilerine ilişkin olarak bankalarda yapılan bazı işlemlerde de iştirak durumu söz konusu olabilir. Örneğin, konut almak isteyen bir kişi 500 bin TL'ye alacağı konut için 300 bin TL Mortgage kredisi alır ve tapu işlemlerini bu değer üzerinden yapar ve geriye kalan 200 bin TL'yi satıcıya ödemek üzere ihtiyaç kredisi alırsa bankanın veya banka çalışanlarının bu durumu bilerek bu işlemleri yapması halinde iştirakin varlığından söz edilebilir. İştirak koşullarının oluşup oluşmadığını incelemek gerekir.

Türk Ticaret Kanunu'nda hükme bağlanan haksız rekabet suçlarının birden çok kişi tarafından iştirak halinde işlenmesi mümkündür. Bu gibi hallerde de Türk Ceza Kanunu’nun iştirak hükümleri uygulanacaktır. Akif Akarca/Dr. Mehmet Şafak

https://www.dunya.com/kose-yazisi/vergi-hukukunda-istirak-sucu/420613

Son yıllarda ülkemize göçmen olarak gelip daha sonra vatandaşlığa geçenler emekli olmak adına askerlik sürelerini borçlanma hakları var mıdır?

Özellikle Bulgaristan göçmenleri yanında ,Suriye’de yaşanan iç savaş ve kargaşa sonucunda 30 Bin dolayında vatandaşlığa geçenler var.

Bunlar içinde kayıt altına alınanların kendi ülkelerinde geçen askerlik sürelerini borçlanma hakları var mıdır?

Sadece onlar için değil,Afgan ve Kırgız Türkleri yanında,Doğu Türkistan’dan gelenler içinde geçerlidir.

Kısaca ülkemiz coğrafyasında göçmenlere kucak açılıp,bunlardan vatandaşlığa geçenlerde 5510/41 Maddesinde yer alan Askerlik süresini borçlanarak emeklilik için aranan sigortalılık gününe eklenmesini talep edebilirler.

Türk vatandaşlığına alınanlardan vatandaşlığa alındıkları tarihte 22 yaşını doldurmuş olanlardan geldikleri ülkelerde yaptıkları askerlik sürelerini belgeleyenler belgede kayıtlı süreyi, belgede kayıtlı sürenin olmaması veya Türkiye’deki emsallerinin yaptığı askerlik süresinden fazla olması hallerinde emsalleri kadar borçlandırılacaklardır.  Türk vatandaşlığına alınan kimselerin askerlik süresini belgeleyememeleri durumunda borçlanma işlemleri yapılmayacak, varsa yapılmış olan borçlanma işlemleri iptal edilecektir.

Örnek- 1965 yılında Bulgaristan’da 2 yıl 5 ay 17 gün askerlik yapıp daha sonra Türk vatandaşı olan sigortalının askerlik süresini borçlanması halinde 1965 yılında ülkemizde 24 ay askerlik yapıldığından bu süre kadar askerlik borçlanması yapabilecektir. Vedat İlki

https://alitezel.com.tr/index.php?sid=yazi&id=9152

Türk Ticaret Kanunu’nun 64’üncü maddesine göre 2017 yılında fiziki ortamda tutulan yevmiye defterlerinin 30 Haziran 2018’e kadar notere ibraz edilip son kaydın altına noterce “Görülmüştür” ibaresi yazılarak mühür ve imza ile onaylanması gerekmektedir.

Diğer taraftan, 30 Haziran 2018 günü Cumartesi gününe denk geldiğinden meslek mensuplarımızdan tasdik işlemlerinin yapılma süresinin 2 Temmuz 2018 Pazartesi gününe uzayıp uzamayacağı konusunda sıkça soru gelmiştir.

Türk Ticaret Kanunu’nda bu konuda açık hüküm olmadığından daha önce Yevmiye Defteri kapanış tasdik gününün Pazar gününe gelmesi üzerine Gümrük Ve Ticaret Bakanlığı İç Ticaret Genel Müdürlüğü, Türkiye Noterler Birliğine gönderdiği 29 Mart 2013 tarihli ve 2416 sayılı yazısında, yevmiye defterlerinin kapanış tasdiklerinin Pazartesi günü sonuna kadar yapılabileceğinin değerlendirildiğinin mütalaa edildiği yönünde görüş bildirmiştir.

Buna göre meslek mensuplarımızın fiziki ortamda tutulan yevmiye defterlerinin kapanış tasdiklerini Gümrük Ve Ticaret Bakanlığı İç Ticaret Genel Müdürlüğü’nün mütaalası doğrultusunda 2 Temmuz 2018 gününe kadar yaptırabilecekleri dikkate alınmalıdır.

2018 Yevmiye Defterlerinin Kapanış Tasdikleri Sirküleri İçin Tıklayınız

Kaynak: TÜRMOB

Çarşamba, 27 Haziran 2018 11:19

Vergi İncelemesi Ve Gerekçeli Tarhiyat Hakkı

Vergi incelemesi, ödenmesi gerekli olan verginin doğruluğunu araştırmak ve sağlamak amacına yönelik çalışmaların bütününü içeren bir tanımlamadır. 213 sayılı VUK 134.maddesinde, incelemeye yetkili olanlar, inceleme sırasında gerekli gördükleri takdirde, işletmeye dahil ekonomik kıymetlerin fiili envanterinin yapılmasına ve beyannamelerde gösterilmesi gereken unsurların tetkikine de teşmil edilebilir. İnceleme genel olarak vergi mükellefinin iş yerinde yapılması zorunludur. Bazı hallerde, mükellefin rıza göstermesi durumunda, vergi müfettişinin ofisinde devam ettirilebilir. İnceleme sırasında vergi müfettişi, mükellefin leh veya aleyhindeki hususları veya unsurları birlikte ele almak ve buna göre incelemeyi devam ettirmek zorundadır.

Yeni dönemde vergi incelemesi yapılmadan önce, mükelleflerden konuyla ilgili izaha davet istenilmektedir. İzaha davet uygulaması, 213 sayılı VUK’a 370.madde olarak yeni bir yöntem olarak vergi incelemesi öncesi pratik bir düzeltici beyan mahiyeti taşıyan bir uygulama mahiyeti taşımaktadır. 01.09.2017 tarihinden itibaren uygulamaya konulan bu yöntem ile vergi inceleme süreci bir anlamda öne çekilerek mükelleflerin gönüllü beyan sistemi benzeri bir sistem ile pratik sonuca gitmeleri hedeflenmektedir. Buna göre, 6728 sayılı yasanın 22.maddesi ile 213 sayılı VUK mülga 370.maddesi “izaha davet” metodu uygulamaya konulmuştur.   

İzaha davet uygulaması ile ilgili koşullara uymayan mükelleflerin, vergi incelemesini gerektiren işlemleri eskiden olduğu gibi “vergi incelemesi” yoluyla gerçekleştirilecektir. İzaha davet uygulaması henüz yeni bir uygulama ve bir müessese olması nedeniyle bu uygulama hakkında bugünlerde leh veya lehte görüşler veya eleştiriler ileri sürülebilmektedir (Bkz. ERDEM Tahir, Vergi Usul Kanunu’nda Yeni Bir Kurum “İzaha Davet”, Vergi Sorunları Dergisi, Sayı:347, Ağustos 2017).

Anahtar Kelimeler: İzaha davet, ispat yükü, vergi incelemesi, vergiyi doğuran olay, cezalı tarhiyat.

I.GİRİŞ

Vergilemede, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemlerin gerçek mahiyeti yemin dışında her türlü kanıtla ispatlandırılabilir. Vergiyi doğuran olay ile ilgisi tabii ve açık bulunmayan tanık beyanları ispatlama aracı olarak dikkate alınamaz.

Vergi Usul Hukukumuzda, önerilecek tarhiyatla ilgili elde edilen bulguların yasalara uygun olarak elde edilmiş olması ve buna göre de tarhiyatın dayanaklarının önerilecek tarhiyatla ilintili olması esastır. Hukuka aykırı olarak elde edilen bulgular ve verilerden yola çıkılarak mükellefler hakkında cezalı tarhiyat önerilemeyeceği, anayasamızın temel bir ilkesidir.

II.VERGİ İNCELEMESİ VE KANIT TOPLAMA

Vergi incelemelerinde tarhiyatı öneren idarenin dayandığı delillerin genellikle hukuk, özelde vergi hukuku tarafından genel kabul görmüş kanıtlara dayandırılması zorunludur. Tarhiyatı öneren idarenin hukuksal olarak geçerliliği bulunmayan bir kanıta dayanarak işlem tesis etmesi veya önermesi hukuken mümkün olamayacağı gibi evrensel hukuk prensiplerine de uyarlı görülemez. Çoğu zaman tarhiyatı öneren idare tarhiyatla ilgili kanıtlarını daha toparlamadan tarhiyat önerebilmektedir. Oysa ki vergi yargılamasında ispat yükü çoğu zaman yer değiştirebildiği gibi ispat külfeti idareye ait olabilmektedir. Vergi hukukunda önerilen tarhiyatla ilgili ceza muhatabı mükellefin bu tarhiyatın kusurlu olduğu ispat etme zorunluluğu bulunmayabilir. İspat yükü sadece mükellefler için değil, duruma göre de vergi idaresi içinde söz konusu olmaktadır(1)

Vergi dairesi, tarh işlemini yaparken, dayandığı sebep ya da sebepleri göstermek; gösterdiği neden ya da veya nedenlerin gerçek ve hukuka uygun olduğunu da ispatlamak zorundadır(2).

İşini terk ettiğini müddeti içerisinde bağlı olduğu vergi dairesine bildiren vergi yükümlüsünün faaliyetine son verdiğini kanıtlaması gerekmediği halde,  bu durumun aksinin iddia edilmesi halinde, iddianın sahibi olan vergi dairesince bunun ispatlanması gerekir(3).

Peçeleme hallerinde olayın gerçek niteliğinin ispatı ile vergi dairesi yükümlüdür(4).

Yükümlü lehine kabul edilen karinelerin aksini vergi idaresinin ispat etmesi gerekmektedir. Vergi idaresi, yükümlünün beyanname, defter ve belge düzenine uymuş bulunmasının yarattığı ilk görünüş karinesini çürütebilir(5).

Bu bağlamda, düzenli defterlerin üzerinden vergi borcunu hesaplamış olan yükümlünün gösterdiği matrahın doğru olmadığını ispat etmek idareye düşmektedir. Beyanname, defter ve belge düzenlerine uygunluğun yükümlü lehine yarattığı ilk görünüş karinesinin aksine ispat yükünün vergi idaresine ait olması, yükümlü için bir güvence oluşturmaktadır(6)

Buna karşılık, maddi deliller bulunmadığı için re’sen takdir edilmiş olan matrahın doğru olmadığını ispat yükü de yükümlüye düşmektedir. İspat yükünün taraf değiştirmesi, yükümlünün beyanda bulunma ve kanuni defterleri düzenli bir biçimde tutma ödevlerini ihmal etmesinin bir sonucudur(7).

Zamanaşımının durduğunu ya da kesildiğini ispat yükü, zamanaşımının durması ve kesilmesi lehine olan vergi idaresine aittir(8).

Uyuşmazlık halinde, incelemenin dairede yapılmasını gerektiren durumların ispat yükü vergi idaresine düşmektedir(9).

Vergi hukukunda alt varsayımlardan hareketle vergilendirmeye gidilmesi mümkün değildir.  Başka bir deyişle, vergiyi doğuran olayın gerçekleştiğinin somut delillerle ortaya konulması gerekir.

III.HUKUKA AYKIRI OLARAK YAPILAN ARAMALI İNCELEME VE SOMUT BİR OLAY

Yaşanılan bir olayda inceleme elemanı yetkili makamların onay ve kararı olmaksızın mükellefin iş yerinde arama yapar ve bir kısım delillere el koyarsa bu deliller tarhiyatta veri olarak kullanılabilir mi? gerçekten Kırklareli ili, Babaeski ilçesinde kaymakamlığın yazısına dayanılarak ve polis marifetiyle, çilingirci çağırılarak mükelleflin uzun süredir kapalı duran iş yeri açılarak bütün defter ve belgelerine el konulmuştur(10). Sonuç olarak, mükellefin el konulan bu defterlerine istinaden KDV indirimleri red edilmiş ve sonuçta da cezalı bir çok tarhiyat önerilmiştir. Açılan vergi davası üzerine yerel mahkeme tarhiyatı aynen tasdik etmiştir. Burada irdelenmesi ve üzerinde tartışılması gerekli konu, vergi hukukunda aramalı incelemelerin mutlak surette bir mahkeme kararına ve hakim iznine tabi olması gerektiği hususudur. Yapılan yanlış ve hukuka aykırı işyeri aramaları sonucunda hukuka aykırı bir şekilde elde edilen defter ve belgeler tarhiyatta veri olarak kullanılmaya çalışılmıştır. Oysa Anayasanın temel hak ve yükümlülükleri kısmında yer alan ulusal güvenlik, kamu nizamı, suç işlemesinin önlenmesi, genel sağlık ve ahlakın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması nedenlerinden biri veya  bir kaçına bağlı olarak, yöntemine uygun olarak bir yargıç kararı olmadığı sürece yine bu nedenlere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan durumlarda da yasalarda yetkili kılınmış makamların yazılı emri olmadıkça hiçbir kişinin üzeri, özel kağıtları, özel eşyaları aranamayacağı  gibi ve bunlara da el konulamayacaktır(11).

Vergi mahkemesinin tarhiyatı onayan kararı, hukuka ve usule aykırı şekilde elde edilen delile dayanılarak tarhiyat yapılamayacağı gerekçesi ile Danıştay 4.Dairesi'nin E:2006/451-K:2006/2009 sayı ve 20.10.2006 günlü kararı ile bozulmuştur. Daire kararının gerekçesi özetle "İncelenen olayda, anayasaya ve Vergi Usul Kanunu'nun 142.maddesinde öngörülen usule uygun olarak sulh ceza hâkimince verilmiş bir karar olmadan, davacının kapalı durumda olan işyerine Babaeski Kaymakamı'nın yazısı üzerine girilerek tüm defter ve belgelerine el konulmuş olup, olay yerinde düzenlenen tutanak esas alınarak hazırlanan vergi inceleme raporuyla defterlerde gider kayıtlarının bulunmadığı, dolayısıyla Katma Değer Vergisi indirimlerinin kabul edilemeyeceği iddiasıyla tarhiyat yapılmıştır. Bu durumda davacının işyerinde yapılan arama ve defterlere el konulması işlemlerinin anayasada ve kanunda öngörülen usule aykırı olması nedeniyle usulüne uygun olarak başlanılmayan vergi incelemesine dayanılarak yapılan tarhiyatta hukuka uyarlık görülmemiştir."

IV-SONUÇ VE DEĞERLENDİRME

Genelde hukuk devleti ve kişi haklarının, özelde mükellef haklarının yaşama geçmesi açısından son derece önemli bir adımı oluşturan bu güzide kararda "yüksek mahkeme" diyor ki, "arama ve defterlere el konuluş şekli hukuka aykırı ise bir başka deyişle tarhiyatın dayanak ve delilleri hukuka aykırı şekilde elde edilmişse,  bu şekilde elde edilen delile dayanarak tarhiyat yapılamaz."

Bu gibi durumlar kamu görevlilerinin bu görevlerini yaparken hukuka ve fertlerin anayasal haklarına saygı göstererek bir empati duygusu içerisinde yürütülmelidir. Zira, kamu görevlileri, vergi inceleme elemanları dahil bu görevlerinin yerine getirilmesi sırasında bütün haklara ve ödevlere noksansız olarak riayet etmek zorundadırlar. Denetim elemanlarının düzenlediği tutanaklar ve yazdıkları raporlar üzerinde sorumluluklarının bulunduğu ve bu sorumluluğun bir yaptırımı olmasının gerektiği gözden uzak tutulmamalıdır. Gelecek dönemdeki vergi denetimi anlayışı da mükellef odaklı ve mükellef haklarına saygılı bir vergi denetimi ve incelemesi uygulamasını gerektirmektedir. Nazlı Gaye Alpaslan

http://www.hurses.com.tr/av-nazli-gaye-alpaslan/vergi-incelemesi-ve-gerekceli-tarhiyat-hakki/haber-19778

---------------------------

(1) “Faturalı satışlarda, satışın piyasa fiyatının altında olduğu iddiasının …. vergi dairesince kanıtlanması gerekir.” Dnş. 3. D. 24/9/1986 gün ve E:1986/364-K:1986/1749 sayılı kararı

 (2) “Yasaya uygun bir vergileme için, vergiyi doğuran olayın somut biçimde tespitinin ve ortaya konulmasının gerektiği hk.” Dş. 4. D. 26/3/1998 gün ve E:1997/114-K:1998/1192, (Candan, Vergilendirme Yöntemleri, s. 24 dp.24)

(3) Dnş. 3. D. 15/10/1986 gün ve E:1986/554-K:1986/2000, (Candan, İspat VIII, s. 67)

(4) Öncel – Kumrulu – Çağan, s. 27, 203

(5) Kaneti, s.55, “213 sayılı VUK’nun 3. maddesinin (B) fıkrasında, vergilendirmede, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas  olduğu; gerçek mahiyetin, yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği; vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık bulunmayan tanık ifadesinin, ispatlama vasıtası olarak kullanılamayacağı; iktisadi,  ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde, ispat külfetinin bunu iddia edene ait olduğu düzenlenmesi yer almıştır.”

(6) Kaneti, s.122-123

(7) Bulutoğlu, s.377

(8) Öncel – Kmrulu – Çağan, s.137

(9) Dnş. 9. D. 27/1/1993 gün ve E:1992/2714-K:1993/275, (Candan, Vergilendirme Yöntemleri, s.165 dp.161); Dnş. 4. D. 10/2/1998 gün ve E:1997/688-K:1998/444, (Candan, Vergilendirme Yöntemleri, s.165, dp.161)

(10) Anayasa md. 20

(11) Doğrusöz A. Bumin, “Hukuka aykırı delille vergi”, 28/4/2008 günlü Referans Gazetesi.

YARARLANILAN KAYNAKLAR

1- ÖZYER M.Ali, Vergi Usul Kanunu Uygulaması, HUD Yayınları, 6.Baskı, Temmuz 2014.

2- Tüm Vergi Kanunları, Huz Akademi Yayıncılık, Güncelleştirilmiş 34.Baskı, Haziran 2016.

3- YÜCE Mehmet, Vergi Dava Rehberi, Ekin Yayınları, Şubat 2014.

4- KIZILOT Şükrü, Katma Değer Vergisi Kanunu ve Uygulaması, Yaklaşım Yayıncılık, 2012, Ankara.

5- ÜREL Gürol, Güncel Vergi Usul Kanunu Uygulaması, Maliye ve Hukuk Yayınları, 2.Baskı, Mart 2007.

6- ÖZBALCI Yılmaz, Vergi Usul Kanunu Yorum ve Açıklamaları, Oluş Yayıncılık, Şubat 2012.

Ücret alacaklarında zamanaşımı süresi beş yıldır. Ücret ödeme gününde, ücret muaccel hale yani istenebilir hale gelir. Bu süre zamanaşımının başlangıcıdır. Hizmet akdinin devamı süresinde zamanaşımı işler.

İş sözleşmesi devam eden işçinin, 7 yıl önce hak kazandığı ancak bugüne kadar talep edilmeyen/ödenmeyen ücreti zamanaşımına uğramıştır. Dolayısıyla eksik ödenen ücret alacağının, alacağın doğduğu tarihten itibaren beş yıl içinde talep edilmesi gerekir. Buna göre, ancak ödeme gününden itibaren beş yıl geçmemiş olan ücret alacakları talep edilebilir. Yaklaşım Dergisi

Zaman zaman bir çekin keşidecisi ile lehtarı arasında oluşan ihtilaflar yargıya taşınmakta ve menfi tespit davası açılabilmektedir.

Menfi tespit davasında keşideci/borçlu, borcu ödemeden önce borçlu olmadığının tespiti için dava açmakta olup, görülmekte olan bu dava nedeniyle de mahkemece lehtar olarak davalı kişiye tanzim ve teslim edilmiş çek hakkında ödeme yasağı konulabilmesine yönelik karar verilebilmektedir.

Öte yandan ödeme yasağı konulan bu çek lehtarı tarafından ciro edildiğinde, ciro yoluyla çek kendisine devredilen 3.kişi hamil söz konusu çeki tahsil için ilgili bankaya ibraz edebilmekte ve banka tarafından da çek hakkında mahkeme tarafından konulmuş bir ödeme yasağı bulunması sebebiyle ödeme yapılamadığına dair şerh düşerek çekin devredildiği kişiye/hamiline iade edilmektedir.

Ancak tedavüle giren bir çek ile ilgili olarak verilen ödeme yasağı karşısında menfi tespit davasında taraf olmayan bu 3.kişi hamiller mağdur olmaktadırlar.

Ancak, TTK’nın 818.Maddesi göndermesi ile çekler hakkında da uygulanması gereken aynı Kanunun 687.Maddesi’nde belirtilen “Poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğerki hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun.” hükmü gereğince menfi tespit davası sırasında çek hakkında verilen ödeme yasağının menfi tespit davasında taraf olmayan 3.Kişi hamilleri bağlamayacağını düşünmekteyiz. Zira yetkili hamili bağlayıcı nitelikte verilmiş bir tedbir kararı yoktur.

Öte yandan, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 2012/24600 E 2013/312 K Sayılı ve 15.01.2013 tarihli ve başka kararları da menfi tespit davasında taraf olmayan 3. kişi hamilleri menfi tespit davasında verilen tedbir kararının bağlamayacağı yönündedir.  Hüseyin Yörükoğlu, SMMM 

http://www.yontemymm.com.tr/bir-cek-hakkinda-verilen-odeme-yasaginin-menfi-tespit-davasinda-taraf-olmayanlara-etkisi-konuk-yazar-smmm-adli-bilirkisi-huseyin-yorukoglu/

Çarşamba, 27 Haziran 2018 09:32

Yatırım Teşvik Mevzuatında Değişiklikler

22 Haziran 2018 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 2018/11816 ve 2018/11930 sayılı iki Bakanlar Kurulu kararıyla, 2012/3305 sayılı Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Kararda bazı değişiklikler yapılmıştır.
23 Haziran 2018 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 2018/11714 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla da, 2016/3305 sayılı Yatırımlara Proje Bazlı Devlet Yardımı Verilmesine İlişkin Kararda değişiklik yapılmıştır.

22.06.2018 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan, 2018/11816 ve 2018/11930 sayılı iki Bakanlar Kurulu Kararıyla, yürürlükte bulunan 2012/3305 sayılı Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Kararda bazı değişiklikler yapılmıştır.

23.06.2018 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan, 2018/11714 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla da, yürürlükte bulunan 2016/9495 sayılı Yatırımlara Proje Bazlı Devlet Yardımı Verilmesine İlişkin Kararda değişiklikler yapılmıştır.

Söz konusu değişikliklerin bir kısmı aşağıda özetlenmiştir.

  1. 1. Finansal kiralama yoluyla yapılacak yatırımlarda asgari makine ve teçhizat tutarı

2018/11930 sayılı Kararla 2012/3305 sayılı Karar’da yapılan değişiklikle, finansal kiralama yöntemiyle yapılacak yatırımlarda, finansal kiralamaya konu makine ve teçhizata ait asgari makine ve teçhizat tutarı yeniden belirlenmiştir. Söz konusu tutar daha önce bütün bölgeler için 200.000 lira iken, yapılan değişiklikle tutar bölgeler itibariyle farklılaştırılmıştır. Yeni tutar 1, 2, 3 ve 4. bölge için asgari 500.000 lira, 5 ve 6. bölgelerde ise asgari 300.000 liradır. Bu tutarlar her bir finansal kiralama şirketi için aranmaktadır.

Düzenleme 22.06.2018 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir.

Değişiklik öncesi ve sonrası metinler aşağıdaki tabloda yer almaktadır.

Eski Düzenleme

Yeni Düzenleme

Sabit yatırım tutarı ve asgari kapasite

MADDE 5- …

(2) Finansal kiralama yöntemiyle yapılacak yatırımlarda finansal kiralamaya konu makine ve teçhizata ait toplam tutarın, her bir finansal kiralama şirketi için asgari ikiyüzbin Türk Lirası olması gerekir.

Sabit yatırım tutarı ve asgari kapasite

MADDE 5- …

(2) Finansal kiralama yöntemiyle yapılacak yatırımlarda finansal kiralamaya konu makine ve teçhizata ait toplam tutarın, her bir finansal kiralama şirketi için 1 inci, 2 nci, 3 üncü ve 4 üncü bölgelerde asgari beşyüzbin Türk Lirası, 5 inci ve 6 ncı bölgelerde ise asgari üçyüzbin Türk Lirası olması gerekir.

  1. 2. Öncelikli yatırım konuları

2018/11930 sayılı Kararla 2012/3305 sayılı Karar’da yapılan değişiklikle, aşağıdaki yatırım konuları, öncelikli yatırım konuları kapsamına alınmıştır.

- Asgari 20 milyon lira tutarındaki hava araçlarının kullanım, tamir ve bakımına yönelik eğitim yatırımları.

- İstanbul ili hariç olmak üzere asgari 6 milyon TL tutarındaki 50 dekar ve üzeri yurtiçinde üretilen sera teknolojilerinide ihtiva eden otomasyona dayalı (bilgisayar kontrollü iklimlendirme, sulama, gübreleme ve ilaçlama sistemi ihtiva eden) sera yatırımları.

- Asgari 5.000 büyükbaş kapasiteli süt yönlü entegre hayvancılık yatırımları ile komple yeni veya tevsi niteliğindeki asgari 10.000 büyükbaş kapasiteli et yönlü entegre hayvancılık yatırımları.

- Asgari 5 milyon TL tutarındaki atık geri kazanım yatırımları ve/veya asgari 5 milyon TL tutarındaki bertaraf tesisi yatırımları.

- Sağlık turizmi kapsamında yaşlı ve/veya engelli bakım köyleri ve esenlik tesisi (wellness) yatırımları.

- 2012/3305 sayılı kararın 6 no.lu ekinde orta-yüksek teknolojili yatırım konuları listesinde yer alan yatırım konularında gerçekleştirilecek asgari 500 milyon TL tutarındaki yatırımlar.

Öte yandan, 2012/3305 sayılı Kararın “teşvik edilmeyecek veya teşviki belirli şartlara bağlı yatırım konuları” başlıklı 4 sayılı ekinde yapılan değişiklikle, hava araçlarının kullanım, tamir ve bakımına yönelik eğitim yardımları, teşvik edilmeyecek yatırım konuları arasından çıkartılmıştır.

Düzenleme Kararın yayımı tarihi olan 22.06.2018 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

2012/3305 sayılı Kararın 17. maddesine göre, maddede sayılan yatırım konuları 5. bölgede uygulanan bölgesel desteklerden faydalanabilmekte, bu yatırımların, 6. bölgede yer almaları halinde ise bulunduğu bölge desteklerine tabi olmaktadır.

Öte yandan, 2018/11930 sayılı Karar’la 2012/3305 sayılı Karar’a eklenen geçici 11. maddeyle, 2018 yılında düzenlenen, asgari 5.000 büyükbaş kapasiteli süt yönlü entegre hayvancılık yatırımları ile komple yeni veya tevsi niteliğindeki asgari 10.000 büyükbaş kapasiteli et yönlü entegre hayvancılık yatırım harcamaları için yatırıma katkı oranı % 55 olarak belirlenmiştir.

Dolayısıyla, yapılan düzenlemeyle öncelikli yatırımlar kapsamına alınan yatırım türlerinde yapılacak yatırımlar, özetlenen bu çerçevede desteklerden yararlanacaktır.

  1. 3. Orta-Yüksek teknolojili yatırım konuları

2018/11930 sayılı Kararla 2012/3305 sayılı Karar’ın 6. no.lu ekinde yer alan orta-yüksek teknolojili yatırım konuları listesi değiştirilmiştir.

Bu listede yer alan yatırım konularındaki yatırımlar, İstanbul ili hariç olmak üzere, 1, 2 ve 3. bölgede olmaları halinde 4. bölge desteklerinden, diğer bölgelerde olmaları halinde ise bulunduğu bölgede uygulanan bölgesel desteklerden yararlanmaktadır.

Düzenleme Kararın yayımı tarihi olan 22.06.2018 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Listenin eski ve yeni hali aşağıdaki tabloda yer almaktadır.

Ek - 6 4. Bölge Desteklerinden Faydalanabilecek Orta – Yüksek Teknolojili Yatırım Konuları

Eski liste

Yeni liste

2411.2.07

B.Y.S. Boyayıcı Maddeler: Luminofor Olarak Kullanılan İnorganik Ürünler

24 (2423 hariç)

Kimyasal Madde ve Ürünlerin İmalatı (ilaç/eczacılıkta ve tıpta kullanılan kimyasal ve bitkisel kaynaklı ürünlerin imalatı hariç)

2411.3.08

Sülfit ve sülfatlar

29

B.Y.S. Makine ve Teçhizat İmalatı

2411.3.09

Fosfinatlar, fosfonatlar, fosfatlar ve polifosfatlar, nitratlar

3110

Elektrik Motoru, Jeneratör ve Transformatörlerin İmalatı

2411.4

Diğer Organik Ana Kimyasal Maddelerin İmalatı

3120

Elektrik Dağıtım ve Kontrol Cihazları İmalatı

2412

Kimyasal Gübre ve Azotlu Bileşiklerin İmalatı

3140.0.03

Starter Pistonlu Motorlar İçin Kurşun Asitli Akümülatörler

2413

Sentetik Kauçuk ve Plastik Hammaddeleri İmalatı

3140.0.05

Nikel-Kadmiyum, Nikel-Demir ve Diğer Elektrik Akümülatörleri

2429.2

Tutkal ve Jelatin imalatı

3190

B.Y.S. Elektrikli Teçhizat İmalatı

2429.6.07

Modelleme Macunları; Dişçi Mumu, Dişçilikte Kullanılan Alçı Esaslı Müstahzarlar; Yangın Söndürme Aletleri için Dolgu Maddeleri ve Bileşimler; Mikro-Organizmaların Geliştirilmesinde Kullanılan Müstahzar Kültür Ortamları; B.Y.S. Laboratuvarda veya Teşhiste Kullanılan Karma Reaktifler.

34

Motorlu Kara Taşıtları İmalatı

2429.6.08

Disk, Pul vb. Şekillerde, Elektronikte Kullanılmak Üzere Dope Edilmiş Kimyasal Elementler

352

Demiryolu ve Tramvay Lokomotifleri ile Vagonlarının İmalatı

2429.6.11

Metal Satıhların Temizlemesinde Kullanılan Müstahzarlar; Vulkanizasyon Çabuklaştırıcı Maddeler; B.Y.S. Kauçuk ve Plastikler İçin Plastifiyan ve Stabilizatör Bileşikler; B.Y.S, Reaksiyon Başlatıcılar, Hızlandırıcılar, Katalizörler; B.Y.S. Karışım Halinde Alkalibenzenler ve Alkalinaftalinler

3591

Motosiklet İmalatı

2911

İçten Yanmalı Motor ve Türbin İmalatı; Uçak, Motorlu Taşıt ve Motosiklet Motorları Hariç

3592.2

Sakat Taşıyıcıları İmalatı

2912.1

Pompa ve Kompresör imalatı

2913

Mil Yatağı, Dişli, Dişli Takımı ve Tahrik Tertibatı İmalatı

2914

Sanayi Fırını, Ocak ve Ocak Ateşleyicilerin imalatı

2915

Kaldırma ve Taşıma Teçhizatı İmalatı

2919

Diğer Genel Amaçlı Makinelerin imalatı

2921

Tarım ve Orman Makineleri İmalatı

2922

Takım Tezgahları imalatı

2923

Metalürji Makineleri imalatı

2924

Maden, Taşocağı ve İnşaat Makineleri imalatı

2925

Gıda, içecek ve Tütün işleyen Makinelerin imalatı

2926

Tekstil, Giyim Eşyası ve Deri İşlemede Kullanılan Makinelerin İmalatı

2927

Silah ve Mühimmat İmalatı

2929

Diğer Özel Amaçlı Makinelerin İmalatı

2930

B.Y.S. Ev Aletleri İmalatı

3110

Elektrik Motoru, Jeneratör ve Transformatörlerin imalatı

3120

Elektrik Dağıtım ve Kontrol Cihazları imalatı

3140.0.03

Starter Pistonlu Motorlar İçin Kurşun Asitli Akümülatörler

3140.0.05

Nikel-Kadmiyum, Nikel-Demir ve Diğer Elektrik Akümülatörleri

3190

B.Y.S. Elektrikli Teçhizat İmalatı

34

Motorlu Kara Taşıtları İmalatı

352

Demiryolu ve Tramvay Lokomotifleri ile Vagonlarının imalatı

3591

Motosiklet İmalatı

3592.2

Sakat Taşıyıcıları İmalatı



  1. 4. Ek yatırım süresi

2018/11930 sayılı Kararla 2012/3305 sayılı Karar’da yapılan değişiklikle, sabit yatırım tutarı 10 milyar TL ve üzerinde olan stratejik yatırımların, süresinde gerçekleşmemesi nedeniyle verilen ek sürede de tamamlanamaması durumunda, talep edilmesi halinde, ek süre dahil teşvik belgesinde kayıtlı sürenin yarısı kadar daha ek süre verilebileceği hükme bağlanmıştır.

Değişiklik öncesi ve sonrası metinler aşağıdaki tabloda yer almaktadır.

Eski Düzenleme

Yeni Düzenleme

Yatırım süresi ve tamamlama vizesi

MADDE 24 -

(2) Teşvik belgesi kapsamındaki yatırımların proje bazında yapılacak değerlendirme sonucunda öngörülen sürede gerçekleştirilmesi esastır. Yatırımın öngörülen sürede gerçekleştirilememesi hâlinde, teşvik belgesinde kayıtlı ilk sürenin yarısı kadar ek süre verilebilir. Bu şekilde hesaplanan ek sürenin bir yıldan az olması halinde ek süre bir yıl olarak uygulanabilir.

Yatırım süresi ve tamamlama vizesi

MADDE 24 -

(2) Teşvik belgesi kapsamındaki yatırımların proje bazında yapılacak değerlendirme sonucunda öngörülen sürede gerçekleştirilmesi esastır. Yatırımın öngörülen sürede gerçekleştirilememesi hâlinde, teşvik belgesinde kayıtlı ilk sürenin yarısı kadar ek süre verilebilir. Bu şekilde hesaplanan ek sürenin bir yıldan az olması halinde ek süre bir yıl olarak uygulanabilir.Bu Karar kapsamında düzenlenen ve ek süre verilmiş olan sabit yatırım tutan onmilyar Türk Lirası ve üzerindeki stratejik yatırımlara ilişkin teşvik belgelerine, talep edilmesi halinde ek süre dahil teşvik belgesinde kayıtlı sürenin yarısı kadar daha ilave süre verilebilir.

  1. 5. Tekstil ve Giyim Eşyası Yatırımları

2018/11930 sayılı Kararla 2012/3305 sayılı Karar’da yapılan değişiklikle, tekstil ürünleri ve giyim eşyaları yatırımlarına ilişkin değişiklikler yapılmış ve 1. ve 2. bölgelerde bölgesel olarak desteklenmeyen giyim eşyası yatırımları tevsi olma koşuluyla desteklenmeye başlanmıştır.

Değişiklik sonrası bölgesel teşvik tablosu aşağıdadır:

Sektör Kodu

US-97 Kodu

Bölgesel Teşviklerden Yararlanacak Sektörler

1. Bölge

2. Bölge

3. Bölge

4. Bölge

5. Bölge

6. Bölge

4

17

Tekstil ürünleri imalatı (dip not 8'de belirtilen şartları sağlamayan iplik ve dokuma yatırımları hariç)

Tekstilin aprelenmesi konusunda komple yeni yatırım için 10 Milyon TL, tevsi yatırım için 5 milyon TL ve diğer yatırım cinsleri için 2 Milyon TL
Aprelenme yatırımları haricindeki diğer yatırımları için 2 milyon TL

Tekstilin aprelenmesi konusunda komple yeni yatırım için 10 Milyon TL, tevsi yatırım için 5 milyon TL ve diğer yatırım cinsleri için 2 Milyon TL
Aprelenme yatırımları haricindeki diğer yatırımları için 2 milyon TL

Tekstilin aprelenmesi konusunda komple yeni yatırım için 10 Milyon TL, tevsi yatırım için 5 milyon TL ve diğer yatırım cinsleri için 2 Milyon TL
Aprelenme yatırımları haricindeki diğer yatırımları için 1 milyon TL

Tekstilin aprelenmesi konusunda komple yeni yatırım için 10 Milyon TL, tevsi yatırım için 5 milyon TL ve diğer yatırım cinsleri için 2 Milyon TL
Aprelenme yatırımları haricindeki diğer yatırımları için 1 milyon TL

Tekstilin aprelenmesi konusunda komple yeni yatırım için 10 Milyon TL, tevsi yatırım için 5 milyon TL ve diğer yatırım cinsleri için 2 Milyon TL
Aprelenme yatırımları haricindeki diğer yatırımları için 1 milyon TL

500 Bin TL

5

18

Giyim eşyası imalatı

2 milyon TL üzeri tevsi yatırımlar

2 milyon TL üzeri tevsi yatırımlar

1 Milyon TL'nin üzerindeki tevsi ve modernizasyon yatırımları

1 Milyon TL'nin üzerindeki tevsi ve modernizasyon yatırımları

500 Bin TL

500 Bin TL

Değişiklik öncesi bölgesel teşvik tablosu ise aşağıdaki gibidir:

Sektör Kodu

US-97 Kodu

Bölgesel Teşviklerden Yararlanacak Sektörler

1. Bölge

2. Bölge

3. Bölge

4. Bölge

5. Bölge

6. Bölge

4

17

Tekstil ürünleri imalatı (dip not 8'de belirtilen şartları sağlamayan iplik ve dokuma yatırımları hariç)

Tekstilin aprelenmesi yatırımları için 10 Milyon TL, diğer yatırım konularında 2 Milyon TL

Tekstilin aprelenmesi yatırımları için 10 Milyon TL, diğer yatırım konularında 2 Milyon TL

Tekstilin aprelenmesi yatırımları için 10 Milyon TL, diğer yatırım konularında 1 Milyon TL

Tekstilin aprelenmesi yatırımları için 10 Milyon TL, diğer yatırım konularında 1 Milyon TL

Tekstilin aprelenmesi yatırımları için 10 Milyon TL, diğer yatırım konularında 1 Milyon TL

500 Bin TL

5

18

Giyim eşyası imalatı

Desteklen-memektedir

Desteklen- memektedir

1 Milyon TL'nin üzerindeki tevsi ve modernizasyon yatırımları

1 Milyon TL'nin üzerindeki tevsi ve modernizasyon yatırımları

500 Bin TL

500 Bin TL

 

  1. 6. Bölgesel teşvik kapsamına alınan ve bölgesel teşvik kapsamından çıkartılan yatırım konuları

2018/11816 sayılı Kararla 2012/3305 sayılı Karar’ın 2A sayılı ekinde yapılan değişiklikle, bölgesel teşvik verilen mobilya imalatı başlıklı yatırımlarının kapsamı genişletilmiştir. Söz konusu tablonun 39. satırında yapılan değişiklikle, bölgesel teşviklerden yararlanacak sektörlere; müzik aletleri imalatı, spor malzemeleri imalatı, oyun ve oyuncak imalatı, kalem imalatı ve çocuk arabaları ile pusetler ile bunların aksam ve parçaları imalatı eklenmiştir. Öte yandan tablonun 40. satırı yürürlükten kaldırılmıştır. Bu satırda, “Tekstil ürünleri imalatı (sadece plastikten imal edilenler hariç)” yatırımları bölgesel teşviklerden yararlanacak sektör olarak yer almaktaydı.

Öte yandan, 2012/3305 sayılı Karar’ın 2B sayılı ekinde yapılan değişiklikle, ilk beş bölgeye 3A sayılı ekin 39. sırasında yer alan yatırım konuları eklenmiş (İstanbul hariç), 40 sektör numarası bulunan illerden bu sektör numarası çıkartılmıştır.

2012/3305 sayılı Karar’ın 2A sayılı ekinin değiştirilen 39. satırının değişiklik sonrası hali ile kaldırılan 40. satırı aşağıdaki tabloda yer almaktadır.

Sektör Kodu

US-97 Kodu

Bölgesel Teşviklerden Yararlanacak Sektörler

1. Bölge

2. Bölge

3. Bölge

4. Bölge

5. Bölge

6. Bölge

39

361, 3692, 3693, 3694, 3699.3.2-05, 3699.3.18

Mobilya imalatı, (sadece plastikten imal edilenler hariç), müzik aletleri imalatı, spor malzemeleri imalatı, oyun ve oyuncak imalatı, kalem imalatı ile çocuk arabaları ve pusetler ile bunların aksam ve parçaları imalatı

4 milyon TL

3 milyon TL

2 milyon TL

1 milyon TL

1 milyon TL

500 bin TL

40

361

Tekstil ürünleri imalatı (sadece plastikten imal edilenler hariç)

4 milyon TL

3 milyon TL

2 milyon TL

1 milyon TL

1 milyon TL

500 Bin TL

  1. 7. Demir çelik yatırımları

2012/3305 sayılı Karar’ın “Teşvik edilmeyecek veya teşviki belirli şartlara bağlı yatırım konuları” başlıklı 4 no.lu ekinin B/7 satırında, Karar’ın 5 no.lu ekinde yer alan demir çelik ürünlerinin üretimine yönelik yatırımlar, teşvik edilmeyecek yatırımlar arasında sayılmış, ancak bu üretim konularında söz konusu satırda belirlenen kriterleri sağlayan işletmelerin sadece genel teşvik sisteminden desteklenebileceği belirtilmiştir.

2018/11816 sayılı Kararla 2012/3305 sayılı Karar’ın 4 sayılı eki değiştirilmiştir. Söz konusu ek aşağıdaki gibidir:

EK- 5 DEMİR ÇELİK YATIRIMLARI

(a) Pik demir ve demir alaşımları: çelik üretimi için pik demir, döküm ve diğer pik demir, yüksek manganlı pik ve yüksek karbonlu ferro-manganez, (diğer demir alaşımları hariç olmak üzere);

(b) Ham ve yarı mamul demir, vasıfsız çelik veya vasıflı çelik ürünleri: ingota dökülmüş veya dökülmemiş sıvı çelik; dövme işlemi yapılacak yarı mamul ürünler için ingotlar dâhil olmak üzere: blumlar, kütükler ve slablar; levha çubukları ve teneke kaplı sac çubuklar; sıcak haddelenmiş geniş kangallar, (küçük ve orta ölçekli dökümhanelerde sıvı çelik dökümü ve üretimi hariç olmak üzere);

(c) Sıcak haddelenmiş demir, vasıfsız çelik veya vasıflı çelik ürünleri: raylar, traversler, bağlama sacları, taban sacları, kirişler, 80 mm ve üzeri ağır profiller, palplanşlar, 80 mm’nin altında olan çubuklar ve profiller ve 150 mm’nin altında olan yassı mamuller, filmaşin, yuvarlak ve kare borular, sıcak haddelenmiş çember ve şerit (tüp şerit dâhil), sıcak haddelenmiş levha (kaplanmış veya kaplanmamış), kalınlığı 3 mm ve üzerinde olan saclar ve levhalar, 150 mm ve üzerinde olan universal saclar, (tel ve tel ürünleri, parlatılmış çubuklar ve dökme demir hariç olmak üzere);

(ç) Soğuk haddelenmiş ürünler: teneke kaplı sac, kalay kurşun alaşımı kaplı sac, siyah sac, çinko kaplı levhalar, diğer kaplanmış levhalar, soğuk haddelenmiş levhalar, elektrik malzemeleri üretiminde kullanılan levhalar, teneke kaplı sac şeritler, soğuk haddelenmiş sac, kangal ve şerit olarak;

(d) Borular: tüm dikişsiz çelik borular, çapı 406,4 mm’nin üzerindeki kaynaklı çelik borular.”

  1. 8. 2012/3305 sayılı Karar’da yapılan diğer değişiklikler

2018/11930 sayılı Kararla, yukarıda özetlenen düzenlemelerin yanında;

- Entegre büyükbaş hayvancılık yatırımlarına yönelik teşvik belgeleri kapsamında, yurtiçinde fiili olarak yetiştirilen büyükbaş hayvan sayısının azami yüzde ellisi oranında besi hayvanının, yurtiçindeki işletmenin işletmeye geçiş tarihinden itibaren on yıl süreyle gümrük vergisi muafiyeti sağlanarak yılda bir kez olmak üzere ithaline izin verilebilmesine,

- Bazı hayvancılık yatırımları için faiz desteğinin süresi azami 10 yıl olarak yeniden belirlenmiş,

- Faiz desteği tutarı, bölge ayrımı olmaksızın AR-GE ve çevre yatırımlarında beşyüzbin Türk Lirasını geçemez" ibaresi "1 milyon TL" olarak değiştirilmiş,

- Bölgesel teşvik uygulamaları kapsamında yapılacak yatırımlarda proje bazında sağlanacak faiz desteği tutarları bölgeler itibariyle yeniden belirlenmiş,

- Savunma Sanayii Müsteşarlığı ile imzalanan sözleşmeye istinaden gerçekleştirilecek gemi inşa yatırımlarına ilişkin projelerde sigorta primi işveren hissesi desteğinin, yatırıma başlama tarihinden itibaren sözleşme süresi sonuna kadar uygulanması öngörülmüştür.

  1. 9. Yatırımlara Proje Bazlı Devlet Yardımı Verilmesine İlişkin Kararda yapılan değişiklikler

23.06.2018 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan, 2018/11714 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla, yürürlükte bulunan 2016/9495 sayılı Yatırımlara Proje Bazlı Devlet Yardımı Verilmesine İlişkin Kararda yapılan değişiklikle, nitelikli personel desteğinin yatırım döneminde de sağlanması öngörülmüştür.

Değişiklikler, 2016/9495 sayılı Karar’ın yürürlüğe girdiği 26.11.2016 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir.

İlgili düzenlemelerin eski ve yeni hali aşağıdaki tabloda yer almaktadır.

Eski Düzenleme

Yeni Düzenleme

Tanımlar

MADDE 2 -

f) Nitelikli personel: Destek Kararı konusu yatırımın işletme döneminde istihdam edilen, yatırımın taahhüt edilen sonuçları sağlaması için gerekli nitelikleri taşıyan, sektöründe özel bilgi, birikim ve tecrübe sahibi, yatırımcı tarafından ücret karşılığı istihdam edilen yurt içi veya yurt dışından temin edilecek anahtar personeli,

h) Yatırım dönemi: Destek Kararı tarihinden başlamak üzere yatırım süresinin sonuna veya işletme döneminin başlangıcına kadar geçen süreyi,

ifade eder.

Tanımlar

MADDE 2 -

f) Nitelikli personel: Destek Kararı konusu yatırım ileistihdam edilen, yatırımın taahhüt edilen sonuçları sağlaması için gerekli nitelikleri taşıyan, sektöründe özel bilgi, birikim ve tecrübe sahibi, yatırımcı tarafından ücret karşılığı istihdam edilen yurt içi veya yurt dışından temin edilecek anahtar personeli,

h) Yatırım dönemi: Destek Kararında belirtilen yatırıma başlama tarihinden başlamak üzere yatırım süresinin sonuna veya işletme döneminin başlangıcına kadar geçen süreyi,

ifade eder.

Diğer hükümler

MADDE 12 -

(5) Destek Kararında belirlenen nitelikli personel sayısı ve brüt ücretleri dikkate alınarak ücret desteği verilir. Bu desteğin uygulamasına, tamamlama vizesi tarihini takip eden aydan itibaren başlanır. Bu desteğin hesaplanmasında, söz konusu personele ilişkin Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları esas alınır.

Diğer hükümler

MADDE 12 - …

Destek Kararında belirlenen nitelikli personel sayısı ve brüt ücretleri dikkate alınarak ücret desteği verilir. Bu desteğin hesaplanmasında, söz konusu personele ilişkin Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları esas alınır.

İlgili Kararlara aşağıdaki bağlantıların yardımıyla ulaşabilirsiniz.

25.06.2018 tarihli ve 30459 Sayılı Mükerrer Resmi Gazete'de yayımlanan "GÜMRÜK İŞLEMLERİNİN KOLAYLAŞTIRILMASI YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK" ile Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikası (YYS) sahibi firmaları etkilen önemli değişiklikler yapılmıştır.

Dikkat çeken bazı önemli değişiklikler aşağıda belirtilmiştir:

  • YYS firmalarınca yaptırılması gereken Yıllık Faaliyet Raporuna ilişkin format ve içerik Bakanlık tarafından belirlenmiş olup, Yönetmelik değişikliğinin yayım tarihi itibariyle uygulamaya başlamıştır. Bu çerçevede, sertifikanın düzenlendiği tarihten sonraki her 12 aylık dönem sonunda gümrük işlemlerinin usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığına ilişkin olarak sertifika sahibince bu dönemlerin sonuna tekabül eden tarihi izleyen 3. ayın sonuna kadar yıllık Faaliyet Raporunun düzenlenmesi veya hizmet alımı yoluyla düzenlettirilmesi gerekmektedir.
  • YYS firmalarının Bakanlıkça her 3 yılda bir müfettişlerce tekrar “Yerinde İnceleme”ye tabi olacağı düzenlenmiştir.
  • Söz konusu Yönetmeliğin eski halinde, gümrük müşaviri istihdam etmek veya istihdam eden firmalardan iç kontrol için eğitim ve danışmanlık hizmeti almak koşulu yer alıyorken, yapılan değişiklik ile, gümrük ve dış ticaret mevzuatı eğitimi ve mevzuat değişikliklerinin takibini, gümrük işlemlerinin cari kontrolünü ve gümrük işlemlerinin kayıt ve belge üzerinden geriye dönük olarak kontrolünü yapmak veya yaptırmak yeterli hale getirilmiştir. Diğer taraftan işlemi yapanlar ile kontrol edenlerin farklı kişiler/birimler olmasına ilişkin hükümler eklenerek, görevler ayrılığı prensibi netleştirilmiştir.
  • Soru Formu puanlamaya uygun olacak şekilde yeniden revize edilmiş ve başvuruların ne şekilde değerlendirileceğine dair puanlama yöntemleri netleştirilmiştir.
  • Sertifika alındıktan sonra gerçekleşen değişikliklerde ne şekilde işlem yapılacağı netleştirilmiştir.
  • İhracatta yerinde gümrükleme izni sahibi firmaların yapacakları işlemlerdeki belirsizlikler giderilmiş ve işlem süreçleri detaylı olarak belirlenmiştir. https://www.verginet.net

7103 sayılı Torba Kanun ile 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'na eklenen geçici 75 inci madde ile 2016 ve 2017 yıllarında uygulanmış olan asgari ücret desteğinin 2018 yılı Ocak- Eylül döneminde de uygulanması yönünde düzenleme yapılmıştı. Söz konusu düzenleme ile destek şartları 2017 yılındaki uygulamayla aynı olmakla birlikte, işyerlerinin faydalanacağı desteğe esas prim gün sayısının tespitinde dikkate alınacak günlük sigorta prime esas kazanç tutarı (SPEK) ile günlük destek tutarının Bakanlar Kurulu'nca belirlenmesi kabul edilmişti. 20 Haziran 2018 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 2018/11668 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile söz konusu belirleme yapılmıştır. Buna göre, 2018 yılı Ocak-Eylül döneminde işverenlere sağlanacak olan asgari ücret desteğinde;

- Desteğe esas günlük SPEK tutarı 120 TL
- Toplu İş Sözleşmesi uygulanan işyerlerinde desteğe esas günlük SPEK tutarı 180 TL,
- Günlük destek tutarı ise 3,33 TL olarak uygulanacaktır.

Destek kapsamına giren sigortalılar

Asgari ücret desteğinden uzun vadeli sigorta kollarına (malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası) tabi olan sigortalılardan dolayı yararlanılabilecektir.

Sağlanacak olan destek tutarı

Söz konusu destek, SGK’da tescil edilmiş işyeri dosyası bazında uygulanacak ve SGK işyeri tescilinin 01 Ocak 2018 tarihinden önce veya sonra olmasına göre söz konusu destekten yararlanma şartları ve destek hesaplanma şekli farklı olacaktır.

2018 yılından önce SGK’da tescil edilmiş işyerlerinde destek hesaplaması

2017 yılının aynı ayına ilişkin SGK’ya verilen aylık prim ve hizmet belgelerinde veya muhtasar ve prim hizmet beyannamelerinde prime esas günlük kazancı 120 TL ve altında bildirilen sigortalıların toplam prim ödeme gün sayısını geçmemek üzere; 2018 yılında cari aya ilişkin verilen aylık prim ve hizmet belgelerinde veya muhtasar ve prim hizmet beyannamelerinde bildirilen sigortalılara ilişkin toplam prim ödeme gün sayısı ile 3,33 TL’nin çarpımı sonucu bulunacak toplam tutar, işverenlerin faydalanacağı destek olacaktır.

Ancak, bu hesaplamada 30.11.2017 tarihinden sonra geriye yönelik olarak 2017 yılının ilgili ayına ilişkin asıl, ek veya iptal nitelikte aylık prim ve hizmet belgesi verilmesi durumunda bu belgelerdeki prim gün sayıları ile prime esas kazanç tutarları 2018 yılı asgari ücret desteğine esas prim gün sayısının tespitinde dikkate alınmayacaktır.

2018 yılında SGK’da tescil edilen/edilecek olan işyerleri

SGK’da ilk defa 2018 yılında tescil edilen/edilecek olan işyerlerinde ise, uzun vadeli sigorta kollarından (malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası) bildirimi yapılan sigortalıların toplam prim ödeme gün sayıları ile 3.33 TL’nin çarpımı sonucu bulunacak toplam tutar, işverenlerin faydalanacağı destek olacaktır.

Bu kapsamdaki işyerleri açısından 120 TL sınırı uygulanmamaktadır.

Bu durumda, asgari ücret desteğinden yararlanma bakımından 2018 yılında SGK’da tescil edilmiş/edilecek olan işyerleri daha avantajlı olmaktadır.

Zira, 2018 yılında tescil edilmiş olan işyerlerinde, destek tutarına esas prim gün sayısı hesaplanırken sigortalıların sigorta primine esas günlük kazançlarının 120 TL ve altında olup olmadığı üzerinde durulmaksızın, prime esas kazanç alt sınırı ve üst sınırları arasında bildirilen tüm sigortalıların prim ödeme gün sayıları hesaplamada esas alınmakta ve Bakanlar Kurulunca belirlenmiş olan 3,33 TL’lik günlük tutar ile çarpımı suretiyle bulunacak toplam tutar kadar destekten yararlanılacaktır.

Ancak, 30.11.2018 tarihinden sonra geriye yönelik 2018/Ocak-Eylül dönemi için asıl, ek veya iptal nitelikte verilen aylık prim ve hizmet belgelerinde veya muhtasar ve prim hizmet beyannamelerinde bildirilen prim gün sayıları ve prime esas kazançlar asgari ücret destek tutarı hesaplamasında dikkate alınmayacaktır.

Destek süresi

2016 ve 2017 yıllarında asgari ücret desteği bütün yıl için (12 ay) sağlanmıştı. 2018 yılındaki asgari ücret desteği ise sadece Ocak-Eylül döneminde (9 ay) uygulanacak, son üç ay içinse işverenlere asgari ücret desteği sağlanmayacaktır.

Alt işverenlik ilişkisinde uygulama

Asıl işveren-alt işveren ilişkisi olan işyerlerinde, asıl işveren ve alt işverenler münhasıran kendi bildirgelerinde kayıtlı sigortalılar için bildirilen prim gün sayısı baz alınarak ayrı ayrı destekten faydalanacaklardır.

Ev hizmetlerinde çalıştırılanlardan faydalanma

Ev hizmetlerinde 10 gün ve üzerinde hizmetli çalıştıranlar da aynı şartlarla teşvikten faydalanabilecektir.

Destek tutarının mahsubu

Asgari ücret desteğinden yararlanmak için işverenlerin SGK’ya herhangi bir başvuru yapmalarına gerek olmayıp, SGK daha önce kendisine yapılmış sigortalılık hizmet bildirimlerini esas alarak işyerlerinin yararlanacağı destek tutarını resen hesaplayacak ve herhangi bir ay için hesaplanan destek tutarı, takip eden ay veya aylardan doğan sigorta prim borçlarına SGK tarafından otomatik olarak mahsup edilip, kalan tutar ödeme için banka ekranlarına yansıtılacaktır.

Söz konusu destekten Ocak 2018 döneminden itibaren yararlanılacağından, şuana kadar ocak, şubat, mart ve nisan aylarına ait faydalanılamamış olan asgari ücret destek tutarları işyerlerinin mayıs ayında tahakkuk etmiş prim borçlarından haziran ayı içinde mahsup edilecek, destek tutarını karşılayacak kadar borç olmaması halinde ise sonraki aylarda mahsup yapılacaktır. Celal Özcan

https://www.dunya.com/kose-yazisi/2018-yilinda-isverenlere-ne-kadar-asgari-ucret-destegi-verilecek/420505

Resmi Gazete’de yayımlanan kararla Bağ-Kur’lular 31 Aralık’a kadar iki aydan fazla prim borcu olsa dahi Sağlık Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarına ait sağlık tesisleriyle üniversite hastanelerinden hizmet alabilecek.

1 Ocak 2012’de Türkiye’de genel sağlık sigortası uygulaması hayata geçmişti. Bu tarihten itibaren Türkiye’de ikamet eden herkes genel sağlık sigortalısı oldu ve sağlık hizmetlerinden faydalanmaya başladı. Genel sağlık sigortalısı olanların sağlık hizmetlerinden faydalanmaları için bazı şartlar söz konusu. Bağ-Kur’lular için bu şartların en önemlisi SGK’ya 60 günden fazla prim borcu bulunmamak.

Türkiye’de ikamet eden herkes genel sağlık sigortası kapsamında. Genel sağlık sigortası kapsamında olanların prim ödeme yükümlülüğü var. Bazı kişilerin primleri maaşlarından kesilerek işveren tarafından devlete aktarılıyor. Sigortalı çalışanlar için durum böyle.

EŞİ VE ÇOCUKLARI DA

SGK’dan emekli, malul, dul veya yetim aylığı alanlar da genel sağlık sigortasından faydalanabiliyor. Bunun dışında geçici köy koruyucuları, 65 yaş aylığı, engelli aylığı alanlar da genel sağlık sigortası kapsamında prim ödemeksizin sağlık hizmetlerinden faydalanabiliyor. Genel sağlık sigortalısı olan kişilerin eşleri sağlık hizmeti alabiliyor. Sigortalının okula gitmeyen çocukları 18, lisedeki çocukları 20, yükseköğrenime devam eden çocukları ise 25 yaşına kadar sigortalı olan anne veya babası üzerinden sağlık hizmeti alabiliyor.

101 TL CEBİNDE KALIYOR

İşçisinin primini düzenli yatıran küçük esnaf, bu işçi için yüzde 5’lik prim teşvikinden yararlanırken, kendi ödemesi gereken priminden bu teşvikten yararlanamıyordu. Geçtiğimiz yıl hayata geçirilen düzenleme sonrası primini düzenli yatıran ve SGK’ya prim borcu olmayan Bağ-Kur’lular da teşvikten yararlanmaya başladılar. Bu sayede, asgari ücret düzeyinden prim ödeyen bir Bağ-Kur’lunun prim miktarı 2018 yılı için 700,1 TL’den 598,7 TL’ye düşüyor. Yani, her ay 101,4 TL cebinde kalıyor.

YIL SONUNDA BİTİRİLECEK

Bağ-kurlular SGK’ya 60 günden fazla prim borcu varsa sağlık hizmetlerinden yararlanamıyor. Bu nedenle Bağ-Kur’lular prim borçlarını iki aydan fazla geciktirmemeye çalışıyor. Ancak cumartesi günü Resmi Gazete'de yayımlanan kararla Bağ-Kur’lular için bu hüküm yıl sonuna kadar uygulanmayacak. Dolayısıyla Bağ – Kur’lular 31.12.2018

tarihine kadar iki aydan fazla prim borcu olsa dahi Sağlık Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarına ait sağlık tesisleriyle üniversite hastanelerinden sağlık hizmeti alabilecek.

BEŞ PUANLIK PRİM TEŞVİKİ

5 puanlık prim teşvikinin Bağ-Kur’lular için de uygulanması primlerini ödemekte zorlanan Bağ-Kur’luları primleri düzenli ödemek için teşvik ediyor. Şağlık hizmetlerinden de yararlanmak ayrıca bir motivasyon olarak dikkat çekiyor. Uygulanan bu teşvikle primini düzenli ödeyen Bağ-Kur’lu sayısı artmaya başladı.

YAPILANDIRAN HİZMET ALIYOR

Yürürlükteki yapılandırma kapsamında prim borcunu yapılandıran ve ilk taksidi ödeyen Bağ-Kur’lular sağlık hizmetlerinden faydalanmaya başlayabilecek. Bunun dışında prim borcu bulunan ancak yapılandırmaya başvurmayan veya başvursa bile ödemeyi yapamayacak kişiler de yılsonuna kadar sağlık hizmeti alabilecek. Bu nedenle yapılandırma imkanından yararlanılması bu kişiler için çok önemli. Diğer yandan düzenleme prim borçlarının silinmesi veya dondurulması değil, prim borcu bulunanların sağlık hizmeti alabilmesinin sağlanması önem taşıyor. Okan Güray Bülbül

https://www.aksam.com.tr/yazarlar/okan-guray-bulbul/borcu-olan-bagkurluya-saglik-hizmeti-mujdesi/haber-748889

Hakkımızda

 ö z d o ğ r u l a r, 18.08.1988 tarihinde kurularak, Mali Müşavirlik faaliyetine başlamıştır. 

Sektöründe en iyi olma duygusu ile personeline "Kalite" bilincini yerleştirmeyi, Kalite Yönetim Sistemini sürekli iyileştirmeyi, müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı, amaç edinerek, 2003 Yılında, alanında Türkiye' de ilk olarak ISO 9001: 2000 Belgesi almıştır.

 

Mali Takvim

Öne Çıkanlar

  • Araç Alım Satımlarında Yeni Dönem Başlıyor, Trafik Sigortasında 15 Gün Kuralı Kalkıyor Böylece araç alım satımlarında trafik sigortası kaynaklı sorunlar ortadan kalkacak…
  • Sahte Sigortalıların Emeklilikleri İptal Mi Ediliyor? SGK, yapay zekâdan yararlanarak tespitleri yapıyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik…
  • Forward İşlemleriyle İlgili KDV Tarhiyatları Forward sözleş­melerinde, ta­raflar belirli mik­tardaki dövizi ge­lecekte, şimdiden belirlenen bir…
Top