Mehmet Özdoğru

Mehmet Özdoğru

Email: This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

İşyerinde sigara içme yasağı varsa ve işçi ‘yasak bölgelerde’ içmişse tazminatsız çıkarılabilir. İşveren ayrıca direkt olarak kanuna dayanarak da yasak uygulayabilir.

İşverenin işyerinde yönetim hakkı kapsamında alabileceği çeşitli önlemler var. Bu önlemler bazı durumlarda işçilerin kişisel özgürlüklerini sınırlandırıcı nitelikte olabilir. Örneğin işveren işyerinde işçilerin sigara içmelerini yasaklayabilir. Ancak bazı şartlar gereklidir. İlk olarak işverenin işyerinde işçilerin sigara içmesini yasaklayabilmesi için bu durumun iş sözleşmesinde belirtilmiş olması gerekmektedir. Sigara yasağının hukuki olması için arkasında hukuki bir metin bulunmalıdır.

KANUNA GÖRE UYGULAYABİLİR

İşyerinde yangın tehlikesi varsa, işyerinde gerçekleştirilen faaliyet ve üretim tekniği yangın riskini artırıyorsa bu durumda işveren sigara içilmesini yasaklayabilir. İşyerinde yangın riskine karşılık sigara içilmesi yasaklanmış ve bu yasağa rağmen işçinin sigara içtiği tespit edilmiş ise işçi tazminatsız olarak işten çıkarılabilir. İşveren direkt olarak ‘Tütün Ürünlerinin Zararlarının Önlenmesi ve Kontrolü Hakkında Kanunu’na dayanarak da sigara yasağı uygulayabilir.

İKİ TÜRLÜ GEREKÇE ARANIYOR

Bu durumda kanunun öngördüğü şekillerde kapalı alanlarda sigara içilmesi yasaklanabilir. İşveren bu şekilde sigara yasağı uyguluyorsa sigara içilebilecek uygun bir ortam oluşturmak durumundadır. İşveren, bu alan dışında sigara içen işçinin de iş sözleşmesini tazminatsız feshedebilir. Sigara içen işçinin tazminatsız işyerinden çıkarılmasının gerekçesi iki türlü olabilir.

İşyerinde verimi düşürüyorsa...

İşveren işyerinde verimin düşmesini engellemek için de sigara içilmesini yasaklayabilir. İşyerinde gerçekleştirilen faaliyetin kısa duraklamalara izin vermemesi veya sigara içilmesinin işyerindeki verimi düşürdüğünün ispatlanması durumunda işveren sigara içilmesini yasaklayabilir. Bunun dışında işveren sigara içilebilecek dönemleri belirtmek ve sigara içilebilecek bir yer ayarlamak durumundadır.

İşveren ücretinden de kesebilir

İşveren işyerinde sigara içmeyi yasaklamakla birlikte sigara içen işçiye ücret kesme cezası da uygulayabilir. Ancak ücret kesme cezası bir ayda iki günün üzerinde olamaz. Ayrıca işçiye ücret kesintisine ilişkin gerekçenin derhal ve sebebiyle birlikte yazılı olarak bildirilmesi gerekmektedir. İşveren işçisine uyguladığı ücret kesme cezasının karşılığında kestiği paraları, işçilerin eğitimi ve sosyal hizmetleri için kullanılıp harcanmak üzere Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın hesabına cezanın kesildiği tarihten itibaren bir ay içinde yatırılmalıdır.

Yargıtay kararı var

İşyerinde sigara içme yasağı uygulanıyorsa ve işçi yasağın söz konusu olduğu bölgelerde sigara içmişse tazminatsız olarak işten çıkarılabilir. Yargıtay bu konuda çoğu kez işçileri haksız bulmuştur. Ancak bunun için yasağın taşıması gereken niteliklerin olması gerekir. Okan Güray Bülbül

https://www.aksam.com.tr/yazarlar/okan-guray-bulbul/sigara-yasagina-uymayan-isci-tazminatsiz-kovulur-c2/haber-726898

kırsal kalkınma yatırımlarının desteklenmesi programı kapsamında tarıma dayalı ekonomik yatırımların desteklenmesi 2015/16 sayılı Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın tebliğleri kapsamında desteklenmektedir.(1)

2015/16 kırsal kalkınma yatırımlarını desteklenmesi programı tebliğine göre; doğal kaynaklar ve çevrenin korunmasını dikkate alarak, kırsal alanda gelir düzeyini yükseltmek maksadıyla, tarımsal üretim ve tarıma dayalı sanayinin geliştirilmesi için Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelerin desteklenmesi hedeflenmiştir. Bu programdan gerçek veya tüzel kişiler yararlanabilmektedir.

Öte yandan, konuyla ilgili yatırımcılar Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, İl Müdürlükleri ile hibe sözleşmesi düzenlemek zorundadırlar.

GTHB sözleşmesine göre projenin süresi, geçerlilik dönemleri, yatırımın tamamlanma tarihi, ek süreler, projenin finansmanı, hibeye esas proje tutarı, proje toplam tutarı, ayni katkı tutarı, talep edilen hibe desteği tutarı… konular sözleşmede yer almaktadır.

Ayrıca, söz konusu sözleşmede, genel yükümlülükler, bilgi, belge ve mali ve teknik rapor sağlama yükümlülüğü, mali mesuliyetler, çıkar çatışmaları, gizlilik, proje sonuçlarının ve ekipmanın mülkiyeti ve kullanımı , faaliyetin değerlendirilmesi, devir, sözleşme değişiklikleri, projenin uygulama süresi, süre uzatımları, mücbir sebepler, sözleşmenin fesih ve tasfiyesi, tabi olunan Yasa, ihtilafların çözümü, hibeye uygun proje maliyetleri, ödemeler, hesaplar ile teknik ve mali kontroller, GTHB finansmanının nihai miktarı, istirdat, iletişim adresleri ve sözleşmenin ekleri yer almaktadır.

Sonuç olarak, kırsal kalkınma yatırımlarını desteklenmesi hakkında yapılacak yatırım projelerinde finansman kalemleri bölümlerine göre ayrı ayrı gruplandırılmalıdır. Yatırımcılar, KDV desteğini ya ilgili vergi dairelerine 3065 sayılı Kanuna göre YMM raporu ile veya önceden istisna belgesi alınarak söz konusu malzemeleri KDV istisna belgesi yardımıyla temin edebilirler. Diğer taraftan, sözleşmede yatırımcılar kendi muhasebe sistemlerini veya ek hesaplar şeklinde proje uygulamasının muhasebe hesaplarını doğru bir biçimde ve düzenli olarak kayıtlandırmak zorundadır.

Kırsal kalkınma yatırımlarının desteklenmesi programı çerçevesinde alınan hibelerin kurum kazancının tespitinde gelir unsuru olarak dikkate alınarak, ilgili hesaplarda hasılat yazılması gerekmektedir.(2) Nazlı Gaye Alpaslan

http://www.hurses.com.tr/av-nazli-gaye-alpaslan/kirsal-kalkinma-projelerinin-finansmaninda-tesvikler/haber-18302

---------------

(1) Söz konusu tebliğ: 30.04.2015 gün ve 29342 sayılı Resmi Gazetede yayınlanmıştır.

17 Nisan 2018 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 30394 

Gümrük ve Ticaret Bakanlığından:

MADDE 1 – 6/12/2016 tarihli ve 29910 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Şirket Kuruluş Sözleşmesinin Ticaret Sicili Müdürlüklerinde İmzalanması Hakkında Tebliğin 5 inci maddesinin üçüncü fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.

MADDE 2 – Aynı Tebliğin 7 nci maddesinin beşinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“(5) Kurucunun işitme, konuşma veya görme engelli olması durumunda sözleşme engellinin isteğine bağlı olmak üzere iki tanık huzurunda imzalanır. İlgilinin işitme veya konuşma engelli olması ve yazı ile anlaşma imkânının da bulunmaması halinde, iki tanık ve yeminli tercüman bulundurulur.”

MADDE 3 – Aynı Tebliğin 13 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının ikinci cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, dördüncü fıkrasında yer alan “verilmesi veya MERSİS’e yüklenmesinin” ibaresi “verilmesinin veya beyanname başka bir Müdürlükte onaylanmışsa beyannamenin bir örneğinin elektronik ortamda kuruluş başvurusunun yapıldığı Müdürlüğe iletilmesinin” şeklinde değiştirilmiş ve aynı maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“Beyannameyi onaylayan Müdürlük beyannamenin bir nüshasını fiziki ve bir örneğini de elektronik ortamda ilgili Müdürlüğe gönderir.”

“(6) Yabancı ülkede yerleşik olan imzaya yetkili kimselerin imza beyanı, bunların imzalarının o ülkedeki Türk konsolosluğundan onaylatılması suretiyle de verilebilir.”

MADDE 4 – Aynı Tebliğin 15 inci maddesi madde başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

Belgelerin saklanması

MADDE 15 – (1) Kuruluş başvurusunun yapıldığı Müdürlükte imzalanan sözleşme ile düzenlenen imza beyannameleri, ilgili şirketin dosyasında saklanır.

(2) İmza beyannamesinin kuruluş başvurusunun yapıldığı Müdürlükten başka bir Müdürlüğe verilmesi durumunda, ilgili Müdürlükçe beyannamenin bir nüshası bu amaçla oluşturulmuş dosyada muhafaza edilir.”

MADDE 5 – Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 6 – Bu Tebliğ hükümlerini Gümrük ve Ticaret Bakanı yürütür.

17 Nisan 2018 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 30394 

Maliye Bakanlığından:

BİRİNCİ BÖLÜM

Amaç ve Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Amaç ve Kapsam

MADDE 1 – (1) Bu Tebliğin amacı, 29/6/2001 tarihli ve 4706 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 4 üncü maddesi uyarınca, mahalli idareler hariç genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin, döner sermayelerin, fonların, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları hariç özel kanunla kurulmuş diğer kamu idarelerinin, kamu iktisadi teşebbüsleri ve bunların bağlı ortaklıkları ile müesseselerinin ve sermayesinin yüzde ellisinden fazlası kamuya ait diğer ortaklıklar ve şirketlerin mülkiyetinde veya tasarrufunda bulunan kamu konutlarının ekonomiye kazandırılmasına ilişkin usul ve esasları belirlemektir.

Dayanak

MADDE 2 – (1) Bu Tebliğ, 4706 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin onbirinci fıkrasına dayanılarak hazırlanmıştır.

Tanımlar

MADDE 3 – (1) Bu Tebliğde geçen;

a) Bakanlık: Maliye Bakanlığını (Milli Emlak Genel Müdürlüğü),

b) İdare: İllerde defterdarlığı (millî emlak dairesi başkanlığı veya millî emlak müdürlüğü), ilçelerde millî emlak müdürlüğünü yoksa malmüdürlüğünü,

c) İhale bedeli: Tahmin edilen bedelden aşağı olmamak üzere yapılan ihale sonucunda oluşan bedeli,

ç) Kamu konutu: 4706 sayılı Kanunun 4 üncü maddesi kapsamında Bakanlıkça ekonomiye kazandırılacak kamu konutlarını,

d) Kanun: 29/6/2001 tarihli ve 4706 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunu,

e) Kurum: Mahalli idareler hariç genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerini, döner sermayeleri, fonları, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları hariç özel kanunla kurulmuş diğer kamu idarelerini, kamu iktisadi teşebbüsleri ve bunların bağlı ortaklıkları ile müesseselerini ve sermayesinin yüzde ellisinden fazlası kamuya ait diğer ortaklıklar ve şirketleri,

f) Satış bedeli: İhale bedelini, öncelikli alım hakkının kullanılması halinde; bedelin peşin ödenmesi durumunda ihale bedeline yüzde on indirim uygulanarak hesaplanacak bedeli, taksitle ödenmesi durumunda ise ihale bedelini,

g) Satış işlemleri: Peşin satışlarda bedelin tahsilinden ferağ dâhil diğer işlemlere, taksitli satışlarda ise sözleşmenin düzenlenmesine kadar olan süreci,

ğ) Tahmin edilen bedel: İhale konusu kamu konutunun tahmin edilen bedelini,

h) Yönetmelik: 19/6/2007 tarihli ve 26557 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Hazine Taşınmazlarının İdaresi Hakkında Yönetmeliği,

ifade eder.

İKİNCİ BÖLÜM

Satış Kapsamı

Satışa konu edilebilecek kamu konutları

MADDE 4 – (1) Kurumların mülkiyetinde veya tasarrufunda bulunan görev, sıra ve hizmet tahsisli olan kamu konutları Kurumların talebi üzerine satışa konu edilebilir. Öncelikli alım hakkı sahibi olan personelinin satın alma talebinin bulunduğu kat mülkiyeti kurulan kamu konutlarının satışına öncelik verilir.

(2) Kat mülkiyeti kurulması mümkün bulunan kamu konutları kat mülkiyeti tesis edildikten sonra satışa konu edilir.

Satışa konu edilemeyecek kamu konutları

MADDE 5 – (1) Kamu konutlarından;

a) Özel kanunlar kapsamında satışı mümkün bulunmayanlar,

b) Savunma, güvenlik, adalet ve istihbarat hizmetlerini yürüten personel tarafından kullanılan ancak ilgili bakanlıklarca uygun görüş verilmeyenler,

c) Özel tahsisli olanlar,

satışa konu edilmez.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Tahmin Edilen Bedelin Tespiti, Öncelikli Alım Hakkı ve Satış İşlemleri

Tahmin edilen bedelin tespiti

MADDE 6 – (1) Tahmin edilen bedel genel bütçeli kamu idarelerine tahsisli bulunan kamu konutları için, Yönetmelik hükümleri çerçevesinde İdarece tespit edilir veya ettirilir.

(2) Genel bütçeli idareler dışındaki Kurumların mülkiyetlerinde bulunan kamu konutları için tahmin edilen bedel, ilgili Kurum tarafından tespit edilir veya 6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu hükümlerine göre sermaye piyasasında değerleme faaliyetinde bulunmak üzere yetkilendirilen değerleme kuruluşlarına tespit ettirilir. Kurumun talebi üzerine İdare tarafından da tahmin edilen bedel tespit edilebilir.

Satış yetkisi

MADDE 7 – (1) Kamu konutlarının satışına ilişkin her türlü iş ve işlemlerin yürütülmesinde Bakanlık yetkilidir. Satış işlemleri, Bakanlığın iznini müteakip Valiliklerce (Defterdarlık) yürütülür.

(2) Kamu konutlarının satışına ilişkin işlemlerde ilgili Kurumlar; Bakanlık tarafından istenen her türlü bilgi ve belgeyi vermekle, yapılacak işlemleri kolaylaştırıcı her türlü tedbiri almakla ve Bakanlık tarafından yapılması istenilecek iş ve işlemleri yapmakla yükümlüdür.

Öncelikli alım hakkı

MADDE 8 – (1) Kat mülkiyeti tesis edilen kamu konutlarından ihalenin yapıldığı tarihte; adlarına görev, sıra ve hizmet tahsisli kamu konutu tahsis edilen (şartlı tahsisler dahil) ve fiilen konutta oturanlar öncelikli alım hakkına sahiptir. Öncelikli alım hakkı sahipleri bu hakkı sadece bir kamu konutu için kullanabilirler.

Satış işlemleri

MADDE 9 – (1) Kamu konutlarının satış işlemleri, İdare tarafından 8/9/1983 tarihli ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu ile Yönetmelikte yer alan hükümler çerçevesinde yürütülür. Kamu konutunun satış ihalesine ilişkin bilgiler ilan tarihinden önce kamu konutunda oturana ayrıca bildirilir.

(2) Satış ihalesi, varsa öncelikli alım hakkı ve sahibi belirtilmek suretiyle onbeş iş günü içinde onaylanır. Öncelikli alım hakkı bulunanlara, ihalenin onaylandığı tarihten itibaren beş iş günü içinde ihale bedelini ve ödeme koşullarını gösteren tebligat yapılır ve bu durum şartnameye eklenir. Bu durum eş zamanlı olarak en yüksek teklif veren istekliye de bildirilir.

(3) Tebligattan itibaren onbeş gün içerisinde öncelikli alım hakkı sahibinin;

a) Kamu konutunu satın almak istemesi ve süresi içerisinde satış bedelini peşin olarak ödemesi veya peşinatı ödeyerek taksitli satış sözleşmesini imzalaması halinde bu durum en yüksek teklif veren istekliye bildirilir.

b) Kamu konutunu satın almak istemediğini bildirmesi, bu süre içerisinde herhangi bir bildirimde bulunmaması ya da yükümlülüklerini yerine getirmemesi halinde, en yüksek teklif veren istekliye tebligat gönderilerek satış bedelini peşin veya taksitle ödemesi gerektiği bildirilir.

(4) Öncelikli alım hakkı sahibinin;

a) Oturduğu kamu konutunun ihalesine katılması ve ihalenin başkası üzerinde kalması halinde satış işlemlerine ikinci ve üçüncü fıkra kapsamında devam edilir.

b) Oturduğu kamu konutunun ihalesine katılması ve ihalenin üzerine kalması durumunda ayrıca ikinci fıkra kapsamında tebligat yapılmaksızın işlemlere devam edilir. Bu durumda öncelikli alım hakkı sahibi indirim veya taksitlendirmeye ilişkin haklardan yararlandırılır.

(5) Yapılan ihalelerde istekli çıkmadığı, isteklilerin belgeleri, teklifleri uygun görülmediği takdirde, kamu konutu tahmin edilen bedel yeniden belirlenmek suretiyle ihaleye çıkarılır.

(6) Kurumların mülkiyetlerinde veya tasarruflarında bulunan kamu konutlarının satış işlemi gerçekleşmesini müteakip beş iş günü içerisinde bu durum ilgili Kuruma bildirilir.

Ödeme şekli

MADDE 10 – (1) Öncelikli alım hakkı sahibi tarafından satış bedeli; peşin olarak ödenmesi durumunda yüzde on indirim uygulanır, taksitle ödemesi halinde ise indirim uygulanmaksızın en az yüzde yirmibeşi peşin kalanı en fazla dört yıla kadar kanuni faizi ile birlikte en fazla kırksekiz taksitle ödenir. Taksit adedi veya dönemleri, öncelikli alım hakkı sahibinin talebi dikkate alınarak belirlenir.

(2) Öncelikli alım hakkı sahibinin kamu konutunu satın almak istemediğini bildirmesi, süresi içerisinde herhangi bir bildirimde bulunmaması ya da yükümlülüklerini yerine getirmemesi halinde, en yüksek teklifi veren istekli tarafından satış bedeli peşin veya Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen şekilde en az dörtte biri peşin, kalanı en fazla iki yılda ve taksitlerle kanunî faizi ile birlikte ödenebilir.

(3) Bedelin yetkili kredi kuruluşlarından kredi temin edilerek ödenmek istenilmesi halinde, alıcı tarafından kredi kuruluşu ile yapılan kredi sözleşmesi veya kredi açıldığına dair kredi kuruluşunun resmî yazısı verilir ve kredi kuruluşu tarafından bedel ilgili muhasebe biriminde açılacak emanet hesabına aktarılır. İdarece, tapu müdürlüklerine kredi kuruluşu lehine ipotek tesis edilmesi ve alıcı adına tescil işleminin yapılması hususu yazıyla bildirilir. Ferağ ve ipotek tesisi işlemi yapıldıktan sonra emanet hesabında tutulan bedel 12 nci madde kapsamında ilgili hesaba aktarılır.

İhaleye katılamayacak olanlar

MADDE 11 – (1) Aşağıdaki kişiler doğrudan veya dolaylı olarak ihalelere katılamazlar:

a) İhaleyi yapan idarenin;

1) İta amirleri,

2) İhale işlemlerini hazırlamak, yürütmek, sonuçlandırmak ve denetlemekle görevli olanlar,

3) (1) ve (2) numaralı alt bentlerde belirtilen kişilerin eşleri ve ikinci dereceye kadar (ikinci derece dahil) kan ve sıhri hısımları,

4) (1), (2) ve (3) numaralı alt bentlerde belirtilen kişilerin ortakları (bu şahısların yönetim kurullarında görevli olmadıkları anonim ortaklıklar hariç).

b) 2886 sayılı Kanun ve diğer kanunlardaki hükümler gereğince geçici veya sürekli olarak kamu ihalelerine katılmaktan yasaklanmış olanlar.

(2) Birinci fıkranın (a) bendinde belirtilen kişilerin aynı zamanda öncelikli alım hakkı sahibi olması durumunda, bu kişiler ihalelere katılamazlar ancak oturdukları konut için öncelikli alım haklarını kullanabilirler.

Gelirler

MADDE 12 – (1) Kamu konutlarının satışından elde edilen gelirler;

a) Genel bütçeli idarelerde ilgili idarenin merkez muhasebe birimi hesaplarına aktarılır ve özel gelir kaydedilir. Özel gelir kaydedilen bu tutar karşılığında idarenin yatırım bütçesine öncelikle personelinin konut ihtiyacını karşılamak amacıyla ödenek kaydetmeye Maliye Bakanı yetkilidir.

b) Özel bütçeli idarelerde muhasebe birimi hesaplarına aktarılır ve bütçelerine gelir olarak kaydedilir. İdareler bu gelirleri öncelikle personelinin konut ihtiyacını karşılamak amacıyla ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde ödenek eklemek suretiyle kullanır.

c) Diğer kamu idarelerinde ise, kendi mevzuatına göre muhasebe birimi hesaplarına aktarılarak bütçelerine gelir olarak kaydedilir ve ilgili mevzuatına göre öncelikle personelinin konut ihtiyacını karşılamak amacıyla kullanılır.

(2) Kamu konutlarının satış işlemleri sırasında yapılan masraflara esas olmak üzere, bu konutların satış bedelinin yüzde beşi genel bütçenin “lojman satış geliri” hesabına gelir olarak kaydedilir ve birinci fıkra kapsamında aktarılacak gelirlerden düşülür.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

Çeşitli ve Son Hükümler

Diğer işlemler

MADDE 13 – (1) Kamu konutlarının satış ihalesine başlanılmadan önce Kurum tarafından mülkiyetlerinde veya tasarruflarında bulunan ve satışa konu edilecek kamu konutlarına ilişkin; taşınmaza ilişkin genel bilgiler, tahmin edilen bedel, kat mülkiyeti durumu, öncelikli alım hakkı sahibi ve benzeri bilgiler Bakanlık Milli Emlak Genel Müdürlüğünün Milli Emlak Otomasyon Sisteminde (MEOP) bulunan “kamu konutları” modülüne işlenir.

(2) İhale tarihine kadar birinci fıkrada belirtilen bilgilerde değişiklik olması durumunda buna ilişkin olarak anılan modülde gerekli değişiklikler yapılır. Kurumlar bu bilgilerin doğruluğunu ve güncelliğini sağlamakla sorumludur.

(3) Bu Tebliğ kapsamındaki kamu konutlarının satışından elde edilen gelirlerden, Kanunun 5 inci maddesinin beşinci fıkrası kapsamında belediyelere ve il özel idarelerine pay verilmez.

(4) Bu Tebliğ kapsamında satışı yapılan kamu konutunun tapuda ferağ verme işlemleri, kamu konutunun maliki Kurumun görevlendirdiği kişi tarafından yapılır.

(5) Bu Tebliğ kapsamında kullanılacak standart form ve belgeler (şartname, sözleşme, tebligat vb.) Bakanlıkça belirlenir.

Hüküm bulunmayan haller

MADDE 14 – (1) Bu Tebliğde hüküm bulunmayan hallerde; Kanun, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu, 9/11/1983 tarihli ve 2946 sayılı Kamu Konutları Kanunu, 16/7/1984 tarihli ve 84/8345 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Kamu Konutları Yönetmeliği ve Yönetmelik hükümleri uygulanır.

Yürürlük

MADDE 15 – (1) Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE 16 – (1) Bu Tebliğ hükümlerini Maliye Bakanı yürütür.

17 Nisan 2018 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 30394 

Maliye Bakanlığından:

BİRİNCİ BÖLÜM

Amaç ve Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Amaç ve kapsam

MADDE 1 – (1) Bu Tebliğin amacı, kamu kaynağı olan Hazine taşınmazlarının ekonomik, etkili ve verimli kullanılmasını sağlamak amacıyla kamu idarelerince yapılacak tahsis taleplerinde uyulması gereken hususlar ile bu taleplerin değerlendirilmesine ilişkin usul ve esasları belirlemektir.

Dayanak

MADDE 2 – (1) Bu Tebliğ, 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun47 ve 48 inci maddeleri, 13/12/1983 tarihli ve 178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 13 üncü maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi ile 10/10/2006 tarihli ve 26315 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Kamu İdarelerine Ait Taşınmazların Tahsis ve Devri Hakkında Yönetmeliğe dayanılarak hazırlanmıştır.

Tanımlar

MADDE 3 – (1) Bu Tebliğde geçen;

a) Avan proje: Asıl projeden önce, yapılacak projeye esas olmak üzere hazırlanan taslak projeyi,

b) Bakanlık: Maliye Bakanlığını,

c) Hazine taşınmazı: Hazinenin özel mülkiyetindeki taşınmazlar ile Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerleri,

ç) Kamu idaresi: 5018 sayılı Kanuna ekli (I), (II), (III) ve (IV) sayılı cetvellerde belirtilen idareler ile belediyeleri, belediyelere bağlı ve belediyelerin kurdukları ve üye oldukları birlik ve idareleri; il özel idarelerini, il özel idarelerine bağlı ve il özel idarelerinin kurdukları ve üye oldukları birlik ve idareleri ve köy tüzel kişiliklerini,

d) Kesin tahsis: Hazine taşınmazlarının Bakanlıkça hizmetin devamı süresince kamu idarelerinin bedelsiz olarak kullanımına bırakılmasını,

e) Ön tahsis: Üzerinde tesis yapılması plânlanan Hazine taşınmazlarının kesin tahsisi yapılmadan önce, talepte bulunan kamu idarelerine tahsis amacına yönelik olarak yatırım projesinin hazırlanması, yatırım programına alınması ve tesis/bina inşaatına başlanması amacıyla iki yıla kadar yapılan tahsis işlemini,

ifade eder.

İKİNCİ BÖLÜM

Tahsis talepleri ve değerlendirme

Tahsis talepleri

MADDE 4 – (1) Kamu idareleri tarafından Hazine taşınmazlarına ilişkin tahsis taleplerinde aşağıda belirtilen hususlara uyulması zorunludur.

a) Talep edilen Hazine taşınmazının ihtiyacı karşılayacak en ekonomik ve en uygun taşınmaz olması gerekir.

b) İhtiyacı karşılayacak taşınmazlara sahip olan kamu idaresi öncelikle bu taşınmazları değerlendirmelidir.

c) Daha önce tahsis edilen Hazine taşınmazlarından boş veya atıl olan ve tahsis amacına yönelik olarak kullanılması mümkün olan alanlar kullanılmalıdır.

ç) Zorunlu haller hariç imar planında konut, ticaret ve sanayi alanı olarak ayrılan Hazine taşınmazları için tahsis talebinde bulunulmamalıdır.

d) Tahsis taleplerinde kamu idarelerinin merkez birimlerinin uygun görüşleri bulunmalıdır.

e) Şehir merkezlerinde yürütülmesi gerekli olmayan kamu hizmetleri için şehrin gelişme alanlarında bulunan Hazine taşınmazları talep edilmelidir.

f) Yapılacak yatırımın projesi için minimum düzeyde Hazine taşınmazı talep edilmelidir.

g) Kısmen tahsis talep edilen Hazine taşınmazının kalan kısmının atıl kalmasına sebebiyet verilmemelidir.

ğ) Yapılacak yapı ve tesislerin işletme giderlerini asgari seviyeye indirecek şekilde talepte bulunulmalıdır.

h) Tahsis taleplerine, yapılacak yatırıma ilişkin ihtiyaç duyulacak kapalı ve açık alanların yüzölçümü, kullanım ve yerleşim şeklini içerecek şekilde hazırlanacak avan proje eklenmelidir.

ı) İdare binası yapımı dışındaki tahsis taleplerinde (eğitim, sağlık, spor vb. amaçlı bina ve tesis yapımı) bu Tebliğin Ek-1’inde yer alan Formun “1- Tahsis Taleplerine İlişkin Bilgiler” kısmının doldurulması zorunludur.

İdare binası yapımına ilişkin tahsis talepleri

MADDE 5 – (1) Kamu idareleri tarafından idare binası yapılması amacıyla Hazine taşınmazlarına ilişkin tahsis taleplerinde 4 üncü maddede belirtilenlerin yanı sıra aşağıda belirtilen hususlara da uyulması zorunludur.

a) Mevcut idare binasının boş veya atıl olan kısımları öncelikle kullanılmalıdır.

b) Mevcut idare binasının bulunduğu taşınmazın boş veya atıl olan ve kullanılması mümkün olan kısımları öncelikle değerlendirilmelidir.

c) Mevcut ve gelecek yıllardaki (on yıl) ihtiyaçlar (personel sayıları, kapalı/açık alan vb.) dikkate alınmak suretiyle tahsis talebinde bulunulmalıdır.

ç) İdare binaları yapımı amaçlı tahsis taleplerinde bu Tebliğin Ek-1’inde yer alan Formun tamamının doldurulması zorunludur.

Değerlendirme

MADDE 6 – (1) Tahsis talepleri, taşınmazın alternatif değerlendirme yöntemleriyle ekonomiye kazandırılma imkânları da dikkate alınmak suretiyle aşağıda belirtilen hususlar da göz önünde bulundurularak değerlendirilir.

a) Tahsis taleplerinin 4 üncü ve 5 inci maddelerde belirtilen hususlara uygun olup olmadığı defterdarlıklarca incelenmek suretiyle değerlendirilir. Bu maddelerde belirtilen hususlara uygun olmayan tahsis talepleri, Bakanlığa iletilmeksizin defterdarlıklarca reddedilir.

b) Mevcut idare binası kiralık olan kamu idarelerinin idare binası yapımına ilişkin tahsis talepleri öncelikli olarak değerlendirilir.

c) Kamu yatırımının mahal itibarıyla başka yerde yapılmasının mümkün olmaması ve zorunluluk durumları hariç olmak üzere, yapılacak kamu yatırımının maliyetinin Hazine taşınmazının değerinden düşük olmamalıdır.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Çeşitli ve Son Hükümler

Hüküm bulunmayan haller

MADDE 7 – (1) Bu Tebliğde hüküm bulunmayan hallerde, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile Kamu İdarelerine Ait Taşınmazların Tahsis ve Devri Hakkında Yönetmelik hükümleri uygulanır.

Yürürlük

MADDE 8 – (1) Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE 9 – (1) Bu Tebliğ hükümlerini Maliye Bakanı yürütür.

Ekleri İçin Tıklayınız

T.C.

SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI

Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü

Sayı : 35158785-309-206.99-E.2821761

Tarih: 13/04/2018

Konu: Kadroya Geçirilen Alt İşveren İşçilerinin Bildirildikleri İşyerlerinin İş Kolu Kodları

GENEL YAZI

Bilindiği üzere, 24/12/2017 tarihli ve 30280 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “696 Sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Karamame”nin;

113 üncü maddesi ile 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununa Geçici 7 nci madde,

127 nci maddesi ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye Geçici 23, 24 ve 25 inci,

maddeler eklenmiş olup, kadroya geçirilecek alt işveren işçileri ile ilgili olarak yürütülecek işlemler hususunda 2018-5 sayılı Genelgemiz yayımlanmış, ayrıca anılan Genelgemiz Kurumumuz resmi sitesinin mevzuat bölümünde de yer almıştır.

Söz konusu Genelge hükümlerinin uygulamasında soranlar yaşandığı ve uygulamaya açıklık kazandırılması hususunda sendikalar tarafından Genel Müdürlüğümüze konunun açıklığa kavuşturulması için başvurulur yapıldığı anlaşılmıştır.

Kadroya geçirilecek sigortalıların bildirimlerinin yapılacağı kamu kurum veya kuruluşları ya da bu kurum ve kuruluşlarca kurulan şirketlere ait işyerlerinin tescili sırasında aşağıda açıklandığı şekilde işlem yapılması gerekmektedir.

Bilindiği gibi, Kurumumuzca tescili yapılmakta olan işyerlerinin iş kolu kodları, işverenlerce işyeri bildirgesinde işyerinde yapıldığı belirtilen işin Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 12 nolu eki işkolu kodu listesine göre girmiş olduğu NACE koduna göre tayin edilmekte olduğundan, 18/10/2012 tarihli ve 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununun 4 üncü maddesi uyarınca yayımlanmış olan İşkolları Yönetmeliğinin gereği yapılan işlerin gruplanarak tayini hususu ile bir ilgisi bulunmamaktadır.

Buna göre, kadroya geçirilecek olan sigortalıların kadroya geçirilmeden önce hizmet alımı nedeniyle çalıştırılmış oldukları yüklenicilere ait işyeri dosyalarının kapsamdan çıkarılarak söz konusu işlerde çalıştırılan sigortalıların bildirimlerinin kamu kurum veya kuruluşları ya da bunlar tarafından kurulan şirketler adına tescil edilecek işyeri dosyasından bildirimleri devam edeceğinden, kamu kurum ve kuruluşlarınca ya da bu kuruluşların kurmuş oldukları şirketlerce ihale suretiyle yaptırılan işlerle ilgili olarak aksine bir tespit olmadığı sürece taahhüt konusu işe ait işverence beyan edilen ve daha önce tescil edilen dosyanın iş kolu kodunda yeni dosya tescili yapılması, kamu kurum ve kuruluşlarının ya da bu kuruluşların şirketlerine ait aynı iş kolu kodunda tescilli mevcut işyerlerinin bulunması halinde ise yeni dosya tescil ettirmeksizin sigortalıların bu dosyadan sosyal sigorta yükümlülüklerinin yerine getirilmesi gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini ve gereğini rica ederim.

Pazartesi, 16 Nisan 2018 17:03

Pratik Bilgiler (GENİŞ KAPSAMLI)

VERGİ CEZALARI

ORANLAR

HADLER VE TUTARLAR

  • özdoğrular pratik bilgiler kitap hali 1 indirmek için tıklayınız
  • özdoğrular pratik bilgiler kitap hali 2 indirmek için tıklayınız

16 Nisan 2018 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 30393 

Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumundan:

KURUL KARARI

Karar No: 75935942-050.01.04-[01/19]

Karar Tarihi: 12/04/2018

Konu : TFRS 16 Kiralamalar’ın Yayımlanması

660 sayılı KHK’nın 9’uncu maddesi uyarınca; uluslararası standartlarla uyum sağlamak üzere, Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu tarafından “IFRS 16 Leases” başlığıyla yayımlanan Standardın mevzuata kazandırılması amacıyla. TFRS 16 Kiralamalar ’ın ve söz konusu Standardın diğer Standartlarda yapmış olduğu değişikliklerin yayımlanmasına karar verilmiştir.

Türkiye Finansal Raporlama Standardı 16 (TFRS 16)

Kiralamalar

1 Bu Standart, kiralamaların finansal tablolara alınması, ölçümü, sunumu ve açıklanmasına ilişkin ilkeleri belirler. Standardın amacı, kiracı ve kiraya verenlerin bu işlemleri gerçeğe uygun bir biçimde göstererek, ihtiyaca uygun bilgiler sunmasını sağlamaktır. Bu bilgiler, kiralamaların işletmenin finansal durumu, finansal performansı ve nakit akışları üzerindeki etkisinin finansal tablo kullanıcıları tarafından değerlendirilmesinde esas teşkil eder.

2 İşletme bu Standardı uygularken, sözleşmelerin hüküm ve koşullarını ve ilgili tüm durum ve şartları dikkate alır. İşletme bu Standardı, benzer özellikteki ve şartlardaki sözleşmelere tutarlı bir biçimde uygular.
Kapsam

3 İşletme, bu Standardı, aşağıdakiler hariç, bir alt kiralamadaki kullanım hakkı varlıklarına ilişkin kiralamalar da dâhil tüm kiralamalara uygular:

(a) Maden, petrol, doğalgaz ve benzeri yenilenemeyen kaynakların araştırılması ve kullanılmasına ilişkin kiralamalar,

(b) Kiracı tarafından elde tutulan TMS 41 Tarımsal Faaliyetler kapsamındaki canlı varlıklara ilişkin kiralamalar,

(c) TFRS Yorum 12 İmtiyazlı Hizmet Anlaşmaları kapsamındaki imtiyazlı hizmet anlaşmaları,

(d) TFRS 15 Müşteri Sözleşmelerinden Hasılat kapsamında kiraya veren tarafından verilen fikri mülkiyet lisansları ve

(e) TMS 38 Maddi Olmayan Duran Varlıklar kapsamındaki lisans anlaşmaları çerçevesinde kiracı tarafından elde tutulan sinema filmleri, videokasetler, oyunlar, el yazmaları, patentler ve telif hakları gibi unsurlara ilişkin haklar.

4 Kiracı, zorunlu olmamakla birlikte, bu Standardı 3 (e) paragrafında belirtilenlerin dışında kalan maddi olmayan duran varlıklara ilişkin kiralamalara uygulayabilir.

Finansal tablolara almaya ilişkin istisnalar (B3-B8 paragrafları)

5 Kiracı, 22-49 paragraflarında yer alan hükümleri aşağıdakilere uygulamamayı tercih edebilir:

(a) Kısa vadeli kiralamalar ve

(b) Dayanak varlığın düşük değerli olduğu kiralamalar (B3-B8 paragraflarında açıklandığı şekilde).

6 22-49 paragraflarında yer alan hükümleri kısa vadeli kiralamalara veya dayanak varlığın düşük değerli olduğu kiralamalara uygulamamayı tercih etmesi durumunda kiracı, bu kiralamalarla ilişkili kira ödemelerini, kiralama süresi boyunca doğrusal olarak ya da başka bir sistematik esasa göre gider olarak finansal tablolara yansıtır. Başka bir sistematik esasın kiracının elde ettiği fayda şeklini daha iyi temsil etmesi durumunda kiracı, bu esası uygular.

7 Kiracı, kısa vadeli kiralamaları 6’ncı paragraf kapsamında muhasebeleştirmesi durumunda, aşağıdaki hallerde söz konusu kiralamayı bu Standardın amaçları açısından yeni bir kiralama olarak dikkate alır:

(a) Kiralamada değişiklik yapılması veya

(b) Kiralama süresinde herhangi bir değişikliğin olması (örneğin, kiracının daha önce kiralama süresini belirlerken dikkate almadığı bir opsiyonu kullanması).

8 Kısa vadeli kiralamalara ilişkin tercih, kullanım hakkının ilişkili olduğu dayanak varlık sınıfına göre yapılır. Dayanak varlık sınıfı, işletmenin faaliyetleri içinde benzer kullanıma ve niteliğe sahip dayanak varlıkların gruplandırılmasıyla oluşur. Dayanak varlığın düşük değerli olduğu kiralamalara ilişkin tercih, her bir kiralama için ayrı ayrı yapılabilir.

Kiralamanın tanımlanması (B9-B33 paragrafları)

9 İşletme, sözleşmenin başlangıcında, sözleşmenin kiralama sözleşmesi olup olmadığını ya da kiralama işlemi içerip içermediğini değerlendirir. Sözleşmenin, bir bedel karşılığında tanımlanan varlığın kullanımını kontrol etme hakkını belirli bir süre için devretmesi durumunda bu sözleşme, bir kiralama sözleşmesidir ya da bir kiralama işlemi içerir. B9-B31 paragrafları sözleşmenin kiralama sözleşmesi olup olmadığının veya bir kiralama işlemi içerip içermediğinin değerlendirilmesi hakkında rehberlik sağlar.

10 Belirli süre, tanımlanan varlığın kullanım miktarı üzerinden ifade edilebilir (örneğin, bir teçhizat kullanılarak üretilecek olan üretim birimlerinin sayısı).

11 İşletme, sözleşmenin kiralama sözleşmesi olup olmadığını ya da bir kiralama işlemi içerip içermediğini sadece sözleşmenin hüküm ve koşullarının değiştirilmesi durumunda yeniden değerlendirir.

Sözleşmenin bileşenlerine ayrılması

12 İşletme, 15’inci paragrafta yer alan kolaylaştırıcı uygulamadan faydalanmaması durumunda, bir kiralama sözleşmesindeki ya da kiralama işlemi içeren bir sözleşmedeki her bir kiralama bileşenini, sözleşmenin kiralama niteliği taşımayan bileşenlerinden ayrı bir şekilde, kiralama olarak muhasebeleştirir. B32-B33 paragrafları, sözleşmenin bileşenlerine ayrılması hakkında rehberlik sağlar.

Kiracı

13 Kiracı, bir kiralama bileşeni ile bir veya daha fazla ilave kiralama bileşeni veya kiralama niteliği taşımayan bileşen içeren bir sözleşme için, sözleşmede yer alan bedeli, kiralama bileşeninin nispi tek başına fiyatını ve kiralama niteliği taşımayan bileşenlerin toplam tek başına fiyatını esas alarak her bir kiralama bileşenine dağıtır.

14 Kiralama bileşenleri ve kiralama niteliği taşımayan bileşenlerin nispi tek başına fiyatı, kiraya verenin veya benzer bir tedarikçinin ilgili bileşen ya da benzer bir bileşen için işletmeye vereceği fiyat esas alınarak belirlenir. Gözlemlenebilir tek başına fiyata kolayca ulaşılamaması durumunda kiracı, gözlemlenebilir bilgilerin kullanımını azami seviyeye çıkararak tek başına fiyatı tahmin eder.

15 Kolaylaştırıcı bir uygulama olarak kiracı, dayanak varlık sınıfı bazında, kiralama niteliği taşımayan bileşenleri kiralama bileşenlerinden ayırmamayı, bunun yerine her bir kiralama bileşenini ve onunla ilişkili kiralama niteliği taşımayan bileşenleri tek bir kiralama bileşeni olarak muhasebeleştirmeyi tercih edebilir. Kiracı, TFRS 9 Finansal Araçlar’ın 4.3.3 paragrafında yer alan şartları karşılayan saklı türev ürünler için bu kolaylaştırıcı uygulamadan faydalanamaz.

16 15’inci paragrafta yer alan kolaylaştırıcı uygulamadan faydalanmaması durumunda kiracı, kiralama niteliği taşımayan bileşenleri, yürürlükteki diğer Standartları uygulayarak muhasebeleştirir.

Kiraya veren

17 Kiraya veren, bir kiralama bileşeni ile bir veya daha fazla ilave kiralama bileşeni veya kiralama niteliği taşımayan bileşen içeren bir sözleşme için, sözleşmede yer alan bedeli, TFRS 15’in 73-90 paragraflarını uygulayarak dağıtır.

Kiralama süresi (B34-B41 paragrafları)

18 İşletme, aşağıda belirtilen her iki süreyi de dikkate alarak kiralama süresini, iptal edilemez kiralama süresi olarak belirler:

(a) Kiracının kiralamayı uzatma hakkı veren bir opsiyonu kullanacağından makul ölçüde emin olması durumunda bu opsiyonun kapsadığı süre ve

(b) Kiracının kiralamayı sonlandırma hakkı veren bir opsiyonu kullanmayacağından makul ölçüde emin olması durumunda bu opsiyonun kapsadığı süre.

19 İşletme, kiracının kiralamayı uzatma hakkı veren opsiyonu kullanacağından veya kiralamayı sonlandırma hakkı veren opsiyonu kullanmayacağından makul ölçüde emin olup olmadığını değerlendirirken, B37-B40 paragraflarında açıklandığı şekilde, kiracının kiralamayı uzatma hakkı veren opsiyonu kullanması veya kiralamayı sonlandırma hakkı veren opsiyonu kullanmaması yönünde kiracı için ekonomik teşvik oluşturan ilgili tüm durum ve şartları dikkate alır.

Tamamı İçin Tıklayınız

Pazartesi, 16 Nisan 2018 08:33

Konkordato ve Uygulama

Temmuz 2016’da yayımlanan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile sermaye şirketleri ve kooperatiflerin iflas erteleme talepleri olağanüstü hâl süresince askıya alınmıştı. Mart 2018’de yayımlanan bir torba kanun ile iflas erteleme kurumu tamamen ortadan kaldırıldı ve yerine konkordato getirildi. Ayrıca, konkordatonun mevcut uygulamasına ilişkin olarak da önemli değişiklikler yapıldı. Bir önceki yazımızda konkordato müessesine genel hatlarıyla değinmiştik; bu hafta ise uygulama esaslarında yapılan önemli değişikliklerden bahsedeceğiz.

Uygulamanın genel prensiplerine geçmeden önce konkordato kurumunu kısaca hatırlamakta fayda var: Konkordato, borçlu ve alacaklının bir mutabakata varmasını ve bir nev’i borçlunun borçlarını yapılandırmasını ifade ediyor. Böylece alacaklılar, alacaklarının en azından bir kısmını öngörülebilir somut planlar çerçevesinde tahsil etme imkanına sahip oluyor. Konkordato talebi üzerine borçluya verilen süre içerisinde borçluya karşı başlatılmış olan takipler duruyor ve yeni takip başlatılamıyor. Peki, son getirilen değişiklikler ile uygulamada hangi prensipler öne çıkıyor?

Borçlunun konkordato talebinde bulunabilmesi için mevcut malvarlığının borçlarının en az yüzde 50'sini karşılaması şartı bulunuyordu. Bu şart kaldırıldı ve böylece borçlarını vadesinde ödeyemeyen veya vadesi geldiğinde ödeyememe tehlikesi altında olan her borçlunun mahkemeden konkordato talebinde bulunabilmesine imkân sağlandı. Paralel olarak, iflâs talebinde bulunabilecek alacaklıların da gerekçeli bir dilekçeyle, borçlu hakkında konkordato talep etmesi mümkün hale geldi.

Yapılan bir diğer önemli değişiklik ise konkordato talebinin değerlendirilmesinde mahkemenin takdir yetkisinin kısmen daraltılması. Borçlu, mevzuatta sayılan belgeler ile mahkemeye başvuracak ve bu belgeler tam ve doğru ise mahkeme bir “geçici mühlet” kararı verecek. Borçlu, ayrıca mali durumunu ortaya koyan belgeleri ve ödemeleri ne şekilde yapacağını gösteren bir konkordato projesi de sunmalı. Mahkeme geçici mühlet süresi içerisinde öngörülen projenin olumlu sonuçlanıp sonuçlanmayacağını inceler ve sunulan konkordato projesinin nihayete ermesini sağlamak üzere bir geçici konkordato komiseri görevlendirir. Böylelikle mahkeme süreçte etkin bir rol oynayarak, borçluyu, koruma süresi zarfında kendi başına bırakmamış oluyor. Komiserin, sürecin planlanan şekilde ilerlemesine katkıda bulunacağına inanıyoruz.

Geçici mühlet süresi üç ay ancak talep üzerine beş aya kadar uzatılabilir. Mahkeme bu süre içerisinde konkordatonun başarıya ulaşacağına kanaat getirirse kesin mühlete hükmeder ve yeni bir görevlendirme yapılmasını gerektiren bir durum olmadığı takdirde geçici komiserin görevine devam etmesine karar verir. Şimdiden, verilen sürelerin yetersiz olduğuna dair eleştiriler ortaya çıkmış durumda. Kanaatimizce, sürelerin uzun olmaması piyasayı koruyucu bir işlev görecektir; öte yandan, borçlunun bu kısıtlı süre zarfında nasıl bir aksiyon alabileceği de tartışmalı. Böylelikle alacaklılar ileriye yönelik planlarını daha görülebilir şekilde yapabiliyorlar. Zaten amaç, borçlunun piyasadan kopmamasını sağlamak. Kesin mühlet içerisinde borçlunun, mahkemeye sunduğu plan çerçevesinde ticari hayatına devam etmesi ve borçlarını ödemesi bekleniyor. Yapılan yeni düzenleme aslında geliştirilmiş bir konkordato düzenlemesidir. Borçlu konkordatoyu detaylı bir planla talep eder ve mahkemenin kabul etmesiyle plan uygulamaya konulur. Bu planın verimli bir şekilde uygulanabilmesi için komiser de konkordato projesinin tamamlanmasına katkıda bulunmak ve borçlunun faaliyetlerine nezaret etmekle görevlendirilmiştir. Kesin mühlet zarfında alacaklılar da kendi aralarında bir kurul oluşturarak, atanmış olan komiserin faaliyetlerine nezaret ederek sürecin ilerlemesine katkıda bulunabilir. Alacaklılar kurulu komiserin faaliyetlerini yeterli bulmazsa, mahkemeden komiserin değiştirilmesini gerekçeli bir raporla isteyebilir. Bu durum yürütülen sürecin daha etkin olmasına ve alacaklıların süreçte etkili rol alarak kendi konumlarını daha iyi ayarlamalarına katkıda bulunuyor.

Böylelikle, borçluya, verilen mühletler süresince ticari hayatına devam etmesi için bir fırsat tanınır. Nihayetinde, konkordatonun amacı iflasa doğru sürüklenen borçlunun ticari hayattan kopmamasıdır.

Göze çarpan bir başka değişiklik ise konkordato talebinde yetkili mahkemelerin değiştirilmesi oldu. Bundan böyle, iflas durumunda olmayan borçlular için yerleşim yerindeki asliye ticaret mahkemesi konkordato talebinin ileri sürüleceği mahkeme olacak.

İlerleyen günler yapılan değişikliklerin ticari hayatımıza nasıl yansıyacağını bizlere gösterecek. Şimdilik, değişikliğin ticari hayatımıza olumlu yansımasını, borçlu ve alacaklılar için kolaylık sağlamasını umut ediyoruz. Umut Kolcuoğlu

https://www.dunya.com/kose-yazisi/ticari-hayatta-uzlasma-donemi-konkordato-ve-uygulama/411753

İsteğe bağlı SSK sigortalılığının 1 Ekim 2008 tarihinden itibaren kaldırılması, Bağ-Kur emekliliğinden SSK emekliliğine geçmek isteyenler için işleri zorlaştırmıştı.

2925 sayılı Kanun kapsamında Tarım SSK sigortalılığının da kaldırılması tarımda kendi işgücüyle iş bulduğunda çalışanlar için bir sigortalılık boşluğu oluşturmuştu.

İşte 6111 sayılı Kanun ile ek-5 tarım sigortasının başlatılması her iki fonksiyonu görme bakımından önemli bir boşluğu doldurmuştu.

Ek-5 tarım sigortalılarının emeklilik hakları bakımından SSK sigortalısı sayılması önemli bir etken ve nitelik idi zira.

Hizmet Birleştirme Koşulları

1/5/2008 öncesi herhangi bir sosyal güvenlik kanununa tabi hizmeti bulunmayıp, ilk defa 1/5/2008-30/9/2008 tarihleri arasında 2925 sayılı Kanuna tabi sigortalı olup sigortalılıkları Kanunun ek 5 inci maddesinin yürürlük tarihi olan 1/3/2011 tarihi itibariyle devam edenler;

1/5/2008-28/2/2011 tarihleri arasında 2925 sayılı Kanuna tabi,

1/3/2011 tarihinden itibaren 5510 sayılı Kanunun ek 5 inci maddesi kapsamında 4/a sigortalılığı statüsünde sayılıp 2829 sayılı Kanun hükümlerine göre değerlendirme yapılırken bu statülerin dikkate alınması gerekiyor.

Ancak, 1/5/2008 öncesinde mülga kanunlara tabi sigortalılık süresi bulunup, son yedi yıllık fiili hizmet süresi içerisinde en fazla Kanunun ek 5 inci maddesi kapsamında hizmeti bulunanlara 4/1-(a) kapsamında aylık bağlanacağından, aylığa hak kazanma koşulları SSK sigortalılarının (506 sayılı Kanunun geçici 81 inci maddesi hükümlerine) emeklilik koşullarına göre belirlenmesi gerekiyor.

Bugün işte bahse konu ek-5 tarım sigortalılarının koşullarına değineceğiz.

Sigortalı Sayılma Koşulları

5510 sayılı Kanunun ek 5 inci maddesine göre;

- SSK, Bağ-Kur ve 551/4-c sigortalılığı kapsamında çalışmayan,

- İsteğe bağlı sigortalı veya isteğe bağlı iştirakçi olmayan,

- 506 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesi kapsamında özel banka ve sigorta sandıkları kapsamında sigortalı olmayan,

- Kendi sigortalılıklarından dolayı 5510 sayılı Kanun ile 506 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesi kapsamında (özel banka ve sigorta sandıkları kapsamında) gelir veya aylık almayan, yani kendisi emekli olmayan,

- 2925 sayılı Kanuna göre Tarım SSK sigortalısı sayılmayan,

- 18 yaşını dolduran,

-Talepte bulunanlar,

Talepte bulundukları tarih itibariyle sigortalı sayılırlar.

Sigortalılığın Sona Ermesi

5510/Ek 5 inci maddesi kapsamındaki sigortalılık;

- Tarım Bağ-Kur da dahil olmak üzere zorunlu sigortalılık kapsamında çalışmaya başlama halinde çalışmaya başladıkları tarihten, (Zorunlu sigortalılık kapsamında çalışmanın sona ermesi halinde, ek-5 tarım sigortalılığı kapsamındaki çalışmasının devam etmesi kaydıyla çalışmanın sona erdiği tarihi takip eden günden itibaren ek-5 tarım sigortalılığı kapsamındaki sigortalılıkları kendiliğinden başlar.)

- Sigortalılıklarını sona erdirme talebinde bulunanların talep tarihinden,

- Prim borcu bulunanlardan talepte bulunanların primi ödenmiş son günden,

- Gelir ya da aylık talebinde bulunanların aylığa hak kazanmış olmak şartıyla talep tarihinden ve ölen sigortalının ölüm tarihinden itibaren,

sona ermesi gerekiyor.

Önemli Uyarı

Ek-5 tarım sigortalılığının tarım işçiliğinde fiilen çalışmadan ya da fiilen çalışılmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu yerlerde bulunanalar tarafından sürdürülmesi ileride bu sigortalılar için önemli sorunlar meydana getireceğini söylemek kâhinlik olmayacaktır. Bu gibi durumlarda “Parasını ödedim, borcum yok” demek yeterli olmayacaktır. Zira SGK hükmen isteğe bağlı da olsa bu sigortalılığın fiilen tarım işçiliğinde çalışılmasına dayalı olarak gerçekleştirilebileceğinden dolayı her zaman bu konuda sorun tespit edebilir. Şevket Tezel

https://alitezel.com.tr/index.php?sid=yazi&id=9086

Hakkımızda

 ö z d o ğ r u l a r, 18.08.1988 tarihinde kurularak, Mali Müşavirlik faaliyetine başlamıştır. 

Sektöründe en iyi olma duygusu ile personeline "Kalite" bilincini yerleştirmeyi, Kalite Yönetim Sistemini sürekli iyileştirmeyi, müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı, amaç edinerek, 2003 Yılında, alanında Türkiye' de ilk olarak ISO 9001: 2000 Belgesi almıştır.

 

Mali Takvim

Öne Çıkanlar

  • Serbest bölgelerde Sosyal Güvenlik ve İş Hukuku uygulamaları Serbest bölgeler, bir ülkenin ticaret düzenlemelerinin ve gümrük vergilerinin tam…
  • KANUNEN KABUL EDİLMEYEN GİDERLER NE ZAMAN İNDİRİMLİ KURUMLAR VERGİSİ MATRAHINA DAHİLDİR? İşletme döneminde gerek komple yatırımdan gerekse tevsi yatırımdan elde edilen…
  • 2025 HESAP DÖNEMİ ÖDENECEK KURUMLAR VERGİSİ A) Asgari Kurumlar Vergisi Hesabı* Asgari Kurumlar Vergisi Matrahı= Ticari…
Top