Mehmet Özdoğru

Mehmet Özdoğru

Email: This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.
Çarşamba, 18 Nisan 2018 09:56

Evde Bakım Parası Ve Engelli Aylığı

Engelli aylığı ve evde bakım parası, engellilerin yoksulluğa düşmesinin önlenmesi ve engellilere yönelik bakım hizmetlerinin masraflarının karşılanması adına uygulanıyor. Engelli aylığı ve evde bakım parası alınabilmesi için bazı şartlar söz konusu.

Kimler engelli aylığı alabilir?

Sağlık kurulu raporuyla en az yüzde 40 engelli olduğu tespit edilen kişiler engelli aylığı alabilirler. Engellilik oranına göre engelli aylığının miktarı değişir. Engelli aylığı alacak kişinin 18 yaşından büyük olması da gerekir.

Çalışan engelliler engelli aylığı alabilirler mi?

Sigortalı olarak çalışan veya SGK’dan gelir veya aylık alan engelliler aylık alamazlar. Nafaka bağlanmış veya bağlanması mümkün olan engelliler de aylık alamıyorlar. Çalışmayan ve SGK’dan gelir veya aylık almayan engellilerin engelli aylığı alması mümkündür.

Gelir sınırı söz konusu

Engelli aylığı alabilmek için çalışmamak dışında bir de gelir sınırı var. Engelli aylığı bağlanacak kişinin yaşadığı hanedeki kişi başına düşen gelirin asgari ücretin üçte birinden az olması gerekiyor. Bu sınır 2018 yılı için 483.63 TL. 2018 yılında engelli aylığı almak için başvuracak kişiler, diğer şartları sağlıyorlarsa ve yaşadıkları hane içindeki kişi başına düşen gelir 483.63 TL’nin altındaysa, engelli aylığı alabilirler.

Engelli aylığı ne kadar?

2018 yılı için belirtilen diğer şartları sağlayan ve yüzde 40 ila yüzde 69 engellilik oranı bulunan engellilere 1.197,44 TL, yüzde 70 ve üstü engellilik oranı bulunan ve başkasının bakımına muhtaç engellilere ise 1.796,17 TL aylık bağlanıyor. Bu rakam her yıl değişiyor.

Evde bakım parası nasıl alınır?

Engellilerin gündelik hayatlarını sürdürebilmeleri için başkasının bakımına muhtaç olmaları söz konusu. Engellilerin gündelik bakım hizmetlerinin genellikle kendi evlerinde ve bir akrabaları tarafından gerçekleştirildiği görülüyor. Bakım hizmetini gerçekleştiren kişiye evde bakım parası ödenebiliyor. Ancak bunun için bazı şartlar söz konusu.

Engelliye bakan kişinin evde bakım parası alabilmesi için ilk şart, engellinin en az yüzde 50 oranında engeli olduğunun sağlık kurulu raporuyla tespit edilmesidir. Bununla birlikte, engellinin sağlık kurulu raporunda “ağır engelli” ibaresinin yer alması şarttır. Yüzde 50’den daha düşük bir engellilik oranı tespit edilmiş ise evde bakım parası alınamaz. Evde bakım parası alınabilmesi için engellinin sağlık kurulu raporunda bakıma muhtaç olduğunun da belirtilmesi gerekmektedir.

Evde Bakım Parası İçin Akrabalık Şartı Var Mı?

Evde bakım parası alınabilmesi için engelliye bakan kişi ile engelli arasında kan bağı bulunması şart. Engelliye bakan herkes evde bakım parası alamıyor. İlgili yönetmelik çerçevesinde üvey akrabalar da evde bakım parası alabiliyor.

Engelliye bakan kişinin engelliyle aynı adreste ikamet etmesi de şart. Aksi takdirde, bakım hizmetinin tam anlamıyla yerine getirilmeyeceği düşünülerek evde bakım parası ödenmiyor. Diğer yandan, engelliye bakacak başka kişinin bulunamaması ve engellinin veya yasal temsilcisinin özel veya resmi merkezlerde bakım hizmeti almayı istememesi halinde, bakım hizmetleri değerlendirme heyetinin de görüşüyle bakım hizmeti her gün rahatlıkla gelinip gidilebilecek yakınlıktaki farklı adresteki akraba tarafından da verilebilir.

Evde Bakım Parası Ne Kadar?

Gerekli şartları sağlayan ve engellisine bakan kişiye 2018 yılı için aylık 1085.5 TL ödeme yapılıyor. Evde bakım parasının alınabilmesi için engellinin bulunduğu hanede kişi başına düşen gelirin asgari ücretin üçte ikisinden düşük olması gerekmektedir. 2018 yılı itibarıyla bu rakam 967.27 TL. Bu rakamın üzerinde kişi başına düşen gelir bulunan hanelere evde bakım parası ödenmez.

Başvurular SYDV’lere

Evde bakım parası ve engelli aylığı alınabilmesi için başvuruların ikamet edilen yerdeki Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı il veya ilçe müdürlüklerine yapılması gerekiyor. Evde bakım parası alınması için başvuru esnasında engellinin bulunması gerekmiyor. Gerekli belgelerle yapılan başvurular değerlendirilerek evde bakım parası bağlanması işlemleri gerçekleştiriliyor. Engelli aylığından yararlanmak isteyen kişiler SYDV’lerden aldıkları sevk ile sağlık kurulu raporu vermeye yetkili hastanelere gidiyorlar. Alınan bu sevkle gidilen hastanede verilecek sağlık kurulu raporu için ücret alınmıyor. Raporda belirlenen engellilik oranı sonrası muhtaçlık değerlendirmesi yapılıyor ve engellilik oranına göre belirlenen engelli aylığı bağlanıyor. Cem Kılıç

http://www.milliyet.com.tr/yazarlar/cem-kilic/evde-bakim-parasi-ve-engelli-ayligi-2650274/

Çarşamba, 18 Nisan 2018 09:55

Devreden KDV Sorunu

Önce piyasalara, özel sektöre müjdeler verildi. Devreden ve uzun süredir indirilemeyen KDV iade edilecek diye. Sonra “Katma Değer Vergisi Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklikler Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”na bu yolda hükümler konuldu.

Tasarı ile KDV Kanunu'nun 29. maddesi değiştirilerek, “1.1.2019’dan sonrası için, mükelleflerin bir vergilendirme döneminde indirilecek KDV toplamının hesaplanan KDV toplamından fazla olması halinde aradaki farkın iade edilmeyeceğine ilişkin kuralın kaldırılması ve her bir vergilendirme dönemine ilişkin oniki ay süreyle indirim yoluyla giderilemeyen KDV’nin, izleyen altı ay içinde mükellef tarafından talep edilmesi koşuluyla iade edilmesi” öngörüldü.

Yine aynı tasarı ile 1.1.2019 öncesinde birikmiş ve indirim yoluyla giderilememiş KDV’nin ise ayrı ve özel bir hesaba alınması, ödenecek KDV’den mahsubu dışında bu hesabın kullanılmaması öngörülerek, bu şekilde birikmiş devreden KDV’nin, bütçe olanakları çerçevesinde yıllara yayılı şekilde iadesi yahut muhtelif vergi borçlarına mahsup edilmesi veyahut gider yazılması konusunda düzenlemeler yapma konusunda Maliye Bakanlığı yetkili kılınıyordu.

Tasarı Meclis'e sunuldu. Plan ve Bütçe Komisyonu'ndan geçti. Genel Kurul'a geldi ve reddedildi. Bütün bu aşamalarda, gerekli hesapların yapıldığı, bütçeye bu düzenlemelerle olağanüstü bir yük gelmeyeceği kamu kesiminden açıklandı. Hesap mutlaka doğruydu. Önce şunu söyleyelim. Her şeyden önce Hazine, 2019’da çok büyük bir KDV tahsilatı yapacaktı. Çünkü 2018 sonu itibariyle indirilecek KDV’ler sıfırlanıyordu. Ödeme, 2019’un indirilemeyen KDV’si için ise 2020 Temmuz'undan önce olmayacaktı. 2018 sonu itibariyle birikmiş devreden KDV ise zaten anında “trink” diye iade edilmeyecekti. Bir kısmı mevcut vergi borçlarına sayılacaktı. Bir kısmı gider yazdırılacaktı. Bir kısmına devlet tahvili verileceği söyleniyordu. Zaten hazinenin bu iadeyi, bütçe olanakları çerçevesinde zamana yayarak yapacağı tasarı metninde söyleniyordu.
Peki, niçin reddedildi? Belirsiz. Çünkü oylamaların gerekçesi yok.

Burada indirilemeyip devreden KDV, kimin parası diye sormak gerekiyor. Mükellefin parası. Mükellef KDV’yi indiremediği takdirde, kendisi nihai tüketici gibi KDV’ye cebinden ödeyerek katlanmak zorunda kalıyor. Oysa bu vergide mükellefin vergi taşıyıcısı olmaması, taşıyıcının yani nihai tüketicinin KDV’yi üstelenmesi gerekiyor. Mükellef, nihai tüketici pozisyonunda olup bu vergiyi üstlenince, kaynaklarını buraya, bu tutarın finansmanını sağlamaya yöneltmek zorunda kalıyor. Mükelleflerin finansmanını sağladığı indirilemeyen KDV tutarı, az buz rakam değil, yaklaşık 167 milyar Lira. Bakan, bunun yaklaşık 70 milyar lirasının özel sektöre ait olduğu söylüyor. Buradaki en büyük alacaklı ise, 43,5 milyar lira ile inşaat sektörü. Başka bir deyişle inşaat sektörü, cebinden 43,5 milyar lirayı harcamış, ama yansıtamayıp, üzerinde kalmış. Bu para bu sektörün hem alacağı hem de bir anlamda finansman sıkıntısının kaynağı.
Biz yıllarca ödenecek KDV’yi Hazine'ye gelir yazdık. Ama mükellefin devlete kredi verir gibi ödediği, indirileceği umudunu taşıdığı KDV’yi yok saydık.

Peki diğer ülkeler ne yapıyor? Oraya da bakmak lazım. İki akademisyenimizin Vergi Konseyi için yaptığı bir araştırmaya göre Arjantin, Avustralya, Hırvatistan, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Fransa, Almanya, Macaristan, İrlanda, İtalya, Luxemburg, Portekiz ve İngiltere, indirilecek KDV’nin hesaplanan KDV’den bir yıl içinde sürekli fazla olması halinde, diğer vergilerden mahsup ve/veya iade yapıyor. Arnavutluk, Avusturya, Belçika, Kanada, Finlandiya ve Norveç daha kısa sürelerde iade yapıyor. Demek ki bu ülkeler Hazine'yi mükellefin alacağı ile finanse ettirmiyor.

Bu konu, uzun süreler mükellefe taşıttırılan bu KDV’nin iade edilmesi gerektiği, konuyla ilgili akademisyenler tarafından zaten bilinmekteydi. Bu tartışmalarla konuyu herkes öğrendi. Özel sektörün artık bu konunun peşini bırakmayacağını, vergi adaleti adına talepkâr olmaya devam edeceğini düşünüyorum.

Bu düzenleme yasalaşsaydı, özel sektör nezdinde ekonomide bir sinerji yaratacaktı. Özel sektör belki vergi borçlarını kapatacaktı, devlet tahvili verilse teminat gösterip kredi alacaktı veya kırdırıp kaynak yaratacaktı. Eminim ki bu tutarlar, özel kesime bir can suyu yaratacaktı. Tasarının red öncesi yarattığı olumlu hava bile bunun göstergesi.

Seksenli yıllarda KDV Kanun Tasarısı'nın hazırlanması sırasında görevde olan bazı üstatlara, uzun süre devreden KDV’nin iadesi meselesinin, pek çok ülke kanununda olmasına rağmen niçin kanuna alınmadığı sorulduğunda, “bunu o gün de tartıştık, ama sahte faturayı arttırır diye korktuk” dedikleri söyleniyor. Uygulama ve denetim sorunlarının cezasını, KDV yükünü taşıyanlara ödettirmek yanlışından artık dönmeliyiz. Yaşın yanında kuru artık yanmamalı.

Benim inancım, en geç bundan sonraki en fazla beşinci Torba Kanun'la bu sorunun giderileceği.

Tabii ki konuya sahip çıkmak koşulu ile. Bumin Doğrusöz

https://www.dunya.com/kose-yazisi/devreden-kdv-sorunu/411873

SORU: Limited şirketlerde sermaye artırımı hangi yollarla gerçekleşir?

CEVAP: TTK md.590 hükmüne göre; şirketin kuruluşu hakkındaki hükümlere ve özellikle sermayenin ayın olarak konması ve bir işletme ile ayınların devralınmasına dair kurallara uymak şartıyla esas sermaye artırılabilir. Eski TTK md.516 aynen korunmaktadır.

SORU: Sermaye artırımlarında hangi kanun hükümleri uygulanır? Sermaye artırımına karar verecek kurul hangisidir?

CEVAP: Esas sermayenin artırılmasında limited şirket kuruluşuna ilişkin hükümleri uygulanır. TTK md.621/1 hükmüne göre, esas sermayenin artırılmasına limited şirket genel kurulu karar verecektir.

SORU: Sermaye olarak konulacak unsurlarda aranan şartlar nelerdir?

CEVAP: TTK md.580’e göre,

  1. Üzerinde sınırlı ayni bir hak, haciz veya tedbir bulunmayan,
  2. Nakden değerlendirilebilen ve devrolunabilen,
  3. Fikri mülkiyet hakları ile sanal ortamlar ve adlar da dahil, malvarlığı unsurları ayni sermaye olarak konulabilir.

SORU: Sermaye artırımında rüçhan hakkının kullanımı nasıl olur? Yeni ortak sermaye artırımına iştirak ederek katılabilir mi?

CEVAP: Sermaye artırımı sırasında şirkete yeni ortak alınması mümkündür. Eski TTK 516/1 maddesinde, “Artırılan kısım için yeni ortaklar alınabilir. Mukavelede veya artırma kararında aksine hüküm olmadıkça her ortak, sermayesi nispetinde esas sermayenin artırılmasına iştirak etmeyi isteme hakkını haizdir.” hükmü yer almış olup, TTK 591.maddesinde de, “Şirket esas sözleşmesinde veya artırım kararında aksine bir hüküm yoksa, her ortak sermaye payı oranında, esas sermayenin artırılmasına katılma hakkına haizdir.” denilmektedir.

SORU: Sermaye artırımında tadil tasarılarının şekli hazırlanması nasıl olacaktır?

CEVAP: Ortaklar tadil metnini Eski Şekil-Yeni Şekil şeklinde düzenleyip, TTK md.575’e göre, “Şirket sözleşmesinin yazılı şekilde yapılması ve kurucularının imzalarının noterce onaylanması şarttır.” Sermaye artırımında kuruluş hükümleri geçerli olduğundan, TTK md.585’te yer alan, “Şirket, kanuna uygun olarak düzenlenen şirket sözleşmesinde, kurucuların limited şirket kurma iradelerini açıklayıp, sermayenin tamamını şartsız taahhüt etmeleri ve nakit kısmı hemen ve tamamen ödemeleriyle kurulur.” ifadesi burada da yer alacaktır. Nazlı Gaye Alpaslan

http://www.hurses.com.tr/av-nazli-gaye-alpaslan/limited-sirketlerde-sermaye-artirimi-hakkinda-5-soru--5-cevap/haber-18325

SGK'dan eksik gün belgelerinin verilmesine yönelik sürece ilişkin açıklama yapıldı.

Sosyal Güvenlik Kurumunca (SGK) eksik çalışmaya ilişkin bilgi ve belgelerin kurumca istenilmesi halinde ibraz edilmesinin zorunlu olduğu belirtilerek, "İlgili bilgi ve belgelerin kurumca yapılan tebligata rağmen ibraz edilmemesi veya ibraz edilen bilgi ve belgelerin kurumca belirlenecek usul ve esaslara uygun düzenlenmemiş olması halinde geçersiz sayılarak, kanunun 86'ncı maddesinin beşinci fıkrasına göre işlem yapılacaktır." değerlendirmesinde bulunuldu.

SGK'dan eksik gün belgelerinin verilmesine ilişkin yapılan yazılı açıklamada, 7103 sayılı Vergi Kanunları İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un 67'nci maddesiyle 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 86'ncı maddesinin dördüncü ve beşinci fıkralarının değiştirildiği anımsatıldı.

Açıklamada, "Bu doğrultuda maaş ödemeleri ayın 15'i ile takip eden ayın 14'ü arasında olan işyerleri için 15 Mart -14 Nisan süresine ait 2018 yılı mart ayına, maaş ödemeleri ayın 1'i ila 30'u arasında olan iş yerleri için 1 Mart- 31 Mart süresine ait 2018 yılı mart ayına ilişkin aylık prim ve hizmet belgesinden/muhtasar ve prim hizmet beyannamesinden başlamak üzere, hali hazırdaki uygulamada olduğu gibi, eksik gün bildirim nedenlerinin aylık prim ve hizmet belgesinde/muhtasar ve prim hizmet beyannamesinde belirtilmesi gerekmektedir." ifadeleri kullanıldı.

Eksik çalışmaya ilişkin belgelerin ilgili ay/aylar için düzenleneceği ancak kuruma verilmeyeceği bildirilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Söz konusu belgeler Kanunun 86'ncı maddesinin ikinci fıkrasında öngörülen süreyle işverence saklanacaktır. Eksik çalışmaya ilişkin bilgi ve belgelerin kurumca istenilmesi halinde ibraz edilmesi ise zorunlu olacaktır. İlgili bilgi ve belgelerin kurumca yapılan tebligata rağmen ibraz edilmemesi veya ibraz edilen bilgi ve belgelerin kurumca belirlenecek usul ve esaslara uygun düzenlenmemiş olması halinde geçersiz sayılarak, kanunun 86'ncı maddesinin beşinci fıkrasına göre işlem yapılacaktır."

Kaynak: AA

SGK'dan kamu kurum ve kuruluşlarında kadroya geçirilen sigortalılara ödenecek toplu iş sözleşmesi farklarına yönelik açıklama yapıldı.

Sosyal Güvenlik Kurumunca (SGK), kamu kurum ve kuruluşlarında kadroya geçirilen sigortalılara ödenecek toplu iş sözleşmesi farklarına ilişkin açıklamada, "Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca ilan edilecek olan fiyat farkına ilişkin duyurunun 5 Nisan 2018 tarihinde yapılmış olması nedeniyle duyurunun yapıldığı tarihi takip eden ayın 23'üne yani 23 Mayıs 2018 tarihine kadar ücret farklarına ilişkin ek aylık prim ve hizmet belgelerinin Kurumumuza verilmesi, karşılığı sigorta primlerinin de 31 Mayıs 2018 tarihine kadar ödenmesi halinde yükümlülükler yasal süresi içinde yerine getirilmiş olacaktır." ifadesine yer verildi.

SGK'dan yapılan yazılı açıklamada, Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımlarında Toplu İş Sözleşmesinden Kaynaklanan Fiyat Farkının Ödenmesine Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 30 Mart'ta Resmi Gazete'de yayımlandığı anımsatıldı.

Açıklamada, yönetmelik kapsamında 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu'nun 8. maddesinin üçüncü fıkrası çerçevesinde yapılmış ve süresi söz konusu geçici 23.maddenin birinci fıkrasında öngörülen geçiş işleminden önce ihale sözleşmesi ile sona eren toplu iş sözleşmeleri, kamu kurum ve kuruluşları itibarıyla geçiş işleminin yapıldığı tarihe kadar uygulanmaya devam edileceğine işaret edildi.

Bu döneme ilişkin uygulanacak ücret zam oranlarının Yüksek Hakem Kurulunca bağıtlanan toplu iş sözleşmelerindeki oranlar esas alınarak belirlenerek, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca ilan edileceğinin aktarıldığı ve yönetmelikte "Bunlardan kaynaklanan işçiliğe bağlı giderlerde oluşan artışlar kamu kurum ve kuruluşlarınca fiyat farkı olarak ödenir. Fiyat farkı kapsamında yapılacak ödemeler ve yasal yükümlülüklerin yerine getirilmesinde kamu kurum ve kuruluşlarınca gerekli tedbirler alınır." düzenlemesinin bulunduğu vurgulandı.

Açıklamada, Bakanlıkça yayımlanan 5 Nisan 2018 tarihli "Toplu İş Sözleşmesinden Kaynaklanan Fiyat Farkının Ödenmesine Dair Yönetmelik Uyarınca Belirlenen Ücret Zam Oranları" başlıklı duyuru kapsamında da Yüksek Hakem Kurulunca kamu kurum ve kuruluşlarınca fiyat farkı olarak yapılacak ödemelerin süresi 3 aya kadar uzayan ihaleler için işçilerin günlük çıplak ücretlere yüzde 3 zam, süresi 2 aya kadar uzayan ihaleler için işçilerin günlük çıplak ücretlere yüzde 2 zam olarak uygulanacağı belirtildi.

İşverenlerin mağduriyet yaşamamaları için bu konuda gerekli hassasiyeti göstermeleri gerektiğine işaret edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca ilan edilecek olan fiyat farkına ilişkin duyurunun 5 Nisan 2018 tarihinde yapılmış olması nedeniyle duyurunun yapıldığı tarihi takip eden ayın 23'üne yani 23 Mayıs 2018 tarihine kadar ücret farklarına ilişkin ek aylık prim ve hizmet belgelerinin Kurumumuza verilmesi, karşılığı sigorta primlerinin de 31 Mayıs 2018 tarihine kadar ödenmesi halinde yükümlülükler yasal süresi içinde yerine getirilmiş olacaktır. İşverenlerimizin herhangi bir mağduriyet yaşamamaları için konuyla ilgili gerekli hassasiyeti göstermeleri gerekmektedir."

Kaynak: AA

18 Nisan 2018 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 30395

Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumundan:

KURUL KARARI

Karar No:  75935942-050.01.04 – [01/ 14]

Karar Tarihi: 12/4/2018

Kararın Konusu: Hizmet Bedellerinin Belirlenmesi

660 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 19 uncu maddesi ve 26/12/2012 tarihli ve 28509 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Bağımsız Denetim Yönetmeliğinin 48 inci maddesine istinaden, bağımsız denetçi kimliği, bağımsız denetçi belgesi, bağımsız denetim kuruluşu belgesi, bağımsız denetçi mührü ve bağımsız denetçilik sınavı (her bir alan için) için uygulanacak ücretlerin, 14/12/2016 tarihli ve 29918 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan şekliyle yeni bir belirleme yapılıncaya kadar aynen uygulanmasına karar verilmiştir.

T.C.

SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI

Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü

Sayı : 99779835-202.99-E.2820392

Tarih: 13/04/2018

Konu : Kamu İşyerlerinin Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi Göndermesi

GENEL YAZI

Bilindiği üzere, 21/12/2017 tarihli 30277 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi Genel Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ ile Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi Genel Tebliğine eklenen “Uygulamaya geçişin yaygınlaştırılması” başlıklı Geçici 4 üncü maddesinde;

(1) Uygulamaya geçişin yaygınlaştırılması kapsamında; Kırşehir ilindeki mükellefler/işverenler için 1/6/2017 tarihinden itibaren başlamış olan bu Tebliğin uygulanmasına Amasya, Bartın ve Çankırı illeri merkez ve ilçelerinde bulunan mükellefler/işverenler (281 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde belirtilen bankalar hariç) için 1/1/2018 tarihinden itibaren başlanacaktır.

(2) Birinci fıkra kapsamına giren mükelleflerce/işverenlerce Amasya, Bartın, Çankırı ve Kırşehir illeri dışındaki başka bir ilde istihdam edilmekle birlikte ücret ödemeleri veya tahakkuku bu illerde yapılan çalışanların ücret ödemeleri üzerinden tevkif edilen vergiler ile sigortalıların prime esas kazanç ve hizmet bilgilerini içeren Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi Amasya, Bartın, Çankırı veya Kırşehir illerindeki yetkili vergi dairelerine elektronik ortamda gönderilecektir.

(3) Amasya, Bartın, Çankırı veya Kırşehir illerinde istihdam edilmekle birlikte ücret ödemesi veya tahakkuku bu iller dışında bir ilde yapılan çalışanların ücret ödemeleri üzerinden tevkif edilen vergilere ait muhtasar beyanname, ücret ödemesi veya tahakkukun yapıldığı yer vergi dairesine verilecektir. Ayrıca bu sigortalılara ait aylık prim ve hizmet belgeleri ise elektronik ortamda (e-bildirge) Kuruma verilmeye devam edilecektir.”

Denilmektedir.

Buna göre, 1/6/2017 tarihinden beri Kırşehir ilindeki işverenler için getirilen “Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi” uygulamasına 1/1/2018 tarihinden itibaren Amasya, Bartın ve Çankırı illeri merkez ve ilçelerinde bulunan işverenler için de geçilmiş olup resmi işyeri işverenlerinin Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesini göndermelerine yönelik hazırlıkların devam etmesi nedeniyle ikinci bir duyuruya kadar aylık prim ve hizmet belgelerini e-bildirge sistemiyle göndermeye devam edecekleri açıklanmış bulunmaktadır.

Bu defa, 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı çalıştıran Kamu işyeri işverenlerinden, gelir vergisi kesintisi yapıp muhtasar beyanname göndermekle yükümlü olanların, 2018/Nisan döneminden (15.04.2018-14.05.2018) itibaren Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamelerini e-Beyanname sistemi üzerinden göndermeleri gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Savaş ALIÇ

Genel Müdür V.

18 Nisan 2018 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 30395

Sermaye Piyasası Kurulundan:

MADDE 1 – 24/12/2013 tarihli ve 28861 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Önemli Nitelikteki İşlemlere İlişkin Ortak Esaslar ve Ayrılma Hakkı Tebliği (II-23.1)’nin 4 üncü maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiştir.

“l) Banka: 19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununda tanımlanan bankaları,”

MADDE 2 – Aynı Tebliğin 12 nci maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiş, aynı maddeye aşağıdaki ikinci fıkra eklenmiş ve diğer fıkra buna göre teselsül ettirilmiş, teselsül ettirilen üçüncü fıkra aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“j) Ortaklığın mali yapısının güçlendirilmesini teminen, elde edilecek fonun en az %90’ının fonun elde edilme tarihinden itibaren bir ay içinde her türlü muvazaadan ari bir şekilde nakdi banka kredilerinin ve/veya ihraç edilen borçlanma araçlarından kaynaklanan borçlarının ödenmesine yönelik olarak kullanılması kaydıyla, ilişkili taraflara olmayan mal varlığı devri işlemleri.”

“(2) Bu maddenin birinci fıkrasının (j) bendinin uygulanmasında elde edilecek fonun nakdi banka kredilerinin ve/veya borçlanma araçlarından kaynaklanan borçların tamamının ödenmesinde kullanılması durumunda ayrıca oran aranmaz.”

“(3) Ayrılma hakkının doğmadığı hallerde; diğer ilgili düzenlemeler uyarınca genel kurul yapılma zorunluluğu bulunduğu haller hariç olmak üzere, yönetim kurulu kararı alınması yeterli olup, ayrıca genel kurul toplantısı yapılması gerekmez. Diğer ilgili düzenlemeler uyarınca genel kurul yapılma zorunluluğu olan hallerde ise toplantı gündemine ayrılma hakkı doğmadığına ilişkin yönetim kurulu beyanı eklenir. Ayrıca her durumda, bu madde kapsamında değerlendirilen işlemlere ilişkin olarak gerekçeli yönetim kurulu kararı, ilgili bilgi ve belgelerle birlikte ve ek olarak bu maddenin birinci fıkrasının (j) bendi kapsamında mal varlığı devri işleminin gerekçesi ve elde edilecek fon ile nakdi banka kredilerinin ve/veya borçlanma araçlarından kaynaklanan borçların bir ay içinde kapatılacağına ilişkin yönetim kurulu kararı, ödeme tutarları ve ödemelerin gerçekleştiğine dair bilgiler Kurulun özel durumlara ilişkin düzenlemeleri uyarınca kamuya açıklanır.”

MADDE 3 – Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 4 – Bu Tebliğ hükümlerini Sermaye Piyasası Kurulu yürütür.

Maliye Bakanlığı Özelgesi

Tarih   : 27.11.2017

Sayı : 27575268-105[229-2016-357]-471915

GVK Md. 37, 65, 94

WEB TASARIM, PROGRAM YAZILIMI VE ANDROİD UYGULAMALARI, MOBİL UYGULAMALAR, SANAL VE ARTIRILMIŞ GERÇEKLİK UYGULAMALARI ÇALIŞMALARINDAN ELDE EDİLEN KAZANCIN VERGİLENDİRİLMESİ

Bilgisayar program yazılımı çalışmalarından elde edilen kazancın, yapılan faaliyetin ticari bir organizasyon ve sermaye unsuru hakim olmaksızın şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye ve ihtisasa dayanarak kendi nam ve hesabına yapılması halinde, GVK’nın serbest meslek kazancına ilişkin genel hükümlere göre; web tasarım çalışmaları ile android uygulamaları, mobil uygulamalar sanal ve artırılmış gerçeklik uygulamalarına yönelik yazılım çalışmalarından elde edilen kazancın ise ticari faaliyet olarak değerlendirilmesi ve GVK’nın ticari kazanç hükümleri çerçevesinde vergilendirilmesi gerektiği hk.

Özelge talep formunda; … adresinde web tasarım, program yazılımı ve android uygulamaları, mobil uygulamalar, sanal ve artırılmış gerçeklik uygulamalarına yönelik yazılım ve hizmet işi ile iştigal etmek üzere 08.08.2016 tarihinde işyeri açarak işletme hesabı esasına göre defter tasdik ettirdiğinizi belirtilerek, bahse konu faaliyetleriniz nedeniyle elde edilen kazancın serbest meslek kazancı olarak mı, ticari kazanç olarak mı vergilendirileceği hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmiştir.

193 sayılı GVK’nın 37. maddesinde; “Her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançlar ticari kazançtır.” hükmüne yer verilmiştir.

Ticari faaliyet, bir tür emek-sermaye organizasyonuna dayanmakta olup kazanç sağlama niyet ve kastının bulunup bulunmaması böyle bir organizasyon tarafından icra edilen faaliyetin “ticari faaliyet” olma niteliğine etki etmemektedir. Ancak, bir faaliyetin “ticari faaliyet” sayılabilmesi için, kazanç sağlama niyet ve kastı gerekmemekle birlikte faaliyeti icra eden organizasyonun bütün unsurlarıyla birlikte değerlendirildiğinde kazanç sağlama potansiyeline sahip olması gerekmektedir.

Aynı Kanun’un 65. maddesinde, “Her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancıdır.

Serbest meslek faaliyeti; sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır.” hükmü yer almaktadır.

Diğer taraftan, aynı Kanun’un 94. maddesinin birinci fıkrasında, nakden veya hesaben yaptıkları ödemelerden, istihkak sahiplerinin gelir vergisine mahsuben tevkifat yapacak olanlar belirtilerek, hangi ödemelerden tevkifat yapılacağı bentler halinde sayılmış olup, (2) numaralı bent uyarınca, 18. madde kapsamına giren serbest meslek işleri dolayısıyla yapılan ödemelerden %17, diğer işlerde ise %20 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılacağı belirtilmiştir.

Bu hüküm ve açıklamalara göre,  bilgisayar program yazılımı çalışmalarından elde edilen kazancın, yapılan faaliyetin ticari bir organizasyon ve sermaye unsuru hakim olmaksızın şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye ve ihtisasa dayanarak kendi nam ve hesabınıza yapılması halinde, Gelir Vergisi Kanunu’nun serbest meslek kazancına ilişkin genel hükümlere göre gelir vergisine tabi tutulması gerekmekte olup, adınıza ödeme yapanların Kanun’un 94. maddesinde sayılanlar kapsamında olması durumunda, anılan maddenin birinci fıkrasının (2) numaralı bendini (b) alt bendi uyarınca gelir vergisi tevkifatı yapılması gerekmektedir. 

Diğer taraftan, web tasarım çalışmaları ile var olan programları kullanmak ve bilgisayar programlarını müşterilerin kullanabileceği duruma getirme şeklinde yapılan android uygulamaları, mobil uygulamalar sanal ve artırılmış gerçeklik uygulamalarına yönelik yazılım çalışmalarından elde ettiğiniz kazancın ticari faaliyet olarak değerlendirilmesi ve bu faaliyetlerden doğan kazancın da Gelir Vergisi Kanunu’nun ticari kazanç hükümleri çerçevesinde vergilendirilmesi gerekmektedir.

Öte yandan; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 227. maddesi gereğince, bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburi olduğundan, ticaret erbabınca Kanun’un 229. maddesine göre satılan emtia veya yapılan iş karşılığında, müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere müşteriye ticari bir vesika olarak fatura düzenlenmesi, 177. maddede 6 bent halinde sayılan şartlardan birinin taşınması halinde bilanço esasına göre, aksi takdirde işletme hesabı esasına göre defter tutulması gerekmektedir.

Buna göre, web tasarım çalışmaları ile var olan programları kullanmak ve bilgisayar programlarını müşterilerin kullanabileceği duruma getirme şeklinde yapılan android uygulamaları, mobil uygulamalar sanal ve artırılmış gerçeklik uygulamalarına yönelik yazılım çalışmalarından elde edilen kazancın ticari kazanç olarak vergilendirilmesi gerektiğinden, söz konusu faaliyetleriniz nedeniyle 213 sayılı VUK’un 177. maddede 6 bent halinde sayılan şartlardan birini taşımanız halinde bilanço esasına göre, aksi takdirde işletme hesabı esasına göre defter tasdik ettirerek, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında fatura düzenlenmesi gerekmektedir.

T.C.

SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI

Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü

Sayı : 51592363-010-E.2821150

Tarih: 13/04/2018

Konu : Eksik Gün Bildirimleri

GENEL YAZI

Bilindiği üzere 7103 sayılı Vergi Kanunları İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 67 nci maddesiyle 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 86 ncı maddesinin dördüncü ve beşinci fıkraları değiştirilmiştir.

Yapılan düzenlemeyle;

“Ay içinde bazı iş günlerinde çalıştırılmayan ve ücret ödenmeyen sigortalıların eksik gün nedeni ve eksik gün sayısı, işverence ilgili aya ait aylık prim ve hizmet belgesinde veya muhtasar ve prim hizmet beyannamesiyle beyan edilir. Sigortalıların otuz günden az çalıştıklarını gösteren eksik gün nedenleri ile bu nedenleri ispatlayan belgelerin şekli, içeriği, ekleri, ilgili olduğu dönemi, saklanması ve diğer hususlar Kurumca çıkarılan yönetmelikle belirlenir.

Sigortalıların otuz günden az çalıştığını gösteren bilgi ve belgelerin Kurumca istenilmesine rağmen ibraz edilmemesi veya ibraz edilen bilgi ve belgelerin geçerli sayılmaması halinde otuz günden az bildirilen sürelere ait aylık prim ve hizmet belgesi veya muhtasar ve prim hizmet beyannamesi, yapılan tebligata rağmen bir ay içinde verilmemesi veya noksan verilmesi halinde Kurumca re’sen düzenlenir ve muhteviyatı primler, bu Kanun hükümlerine göre tahsil olunur.”

Hükümleri getirilmiştir.

7103 sayılı Kanunun eksik güne ilişkin değişiklikler getiren ilgili maddesinin Kanunun yayım tarihinde yürürlüğe gireceği belirtilmiş ve söz konusu Kanun 27/03/2018 tarihli ve 30373 sayılı(2. Mükerrer) Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

7103 sayılı Vergi Kanunları İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 67 nci maddesiyle 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 86 ncı maddesinde yapılan değişikliğin usul ve esaslarının yönetmelikle belirleneceği açıklanmıştır. Bu doğrultuda Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinde yapılacak değişikliğe kadar, maaş ödemeleri ayın 15’i ila takip eden ayın 14’ü arasında olan işyerleri için 15 Mart -14 Nisan süresine ait 2018 yılı Mart ayına, maaş ödemeleri ayın 1’i ila 30’u arasında olan işyerleri için 1 Mart- 31 Mart süresine ait 2018 yılı Mart ayına ilişkin aylık prim ve hizmet belgesinden/muhtasar ve prim hizmet beyannamesinden başlamak üzere eksik gün bildirim nedenlerinin aylık prim ve hizmet belgesinde/muhtasar ve prim hizmet beyannamesinde belirtilmesi yeterli olarak kabul edilecektir. Eksik çalışmaya ilişkin belgeler ilgili ay/aylar için düzenlenecek ancak Kuruma verilmeyecektir. Söz konusu belgeler Kanunun 86 ncı maddesinin ikinci fıkrasında öngörülen süreyle işverence saklanacaktır. Eksik çalışmaya ilişkin bilgi ve belgelerin Kurumca istenilmesi halinde ibraz edilmesi zorunludur.

İlgili bilgi ve belgelerin Kurumca yapılan tebligata rağmen ibraz edilmemesi veya ibraz edilen bilgi ve belgelerin Kurumca belirlenecek usul ve esaslara uygun düzenlenmemiş olması halinde geçersiz sayılarak, Kanunun 86 ncı maddesinin beşinci fıkrasına göre işlem yapılacaktır.

Bilgi edinilmesini ve gereğinin buna göre yapılmasını rica ederim.

Savaş ALIÇ

Kurum Başkanı a.

Genel Müdür V.

Hakkımızda

 ö z d o ğ r u l a r, 18.08.1988 tarihinde kurularak, Mali Müşavirlik faaliyetine başlamıştır. 

Sektöründe en iyi olma duygusu ile personeline "Kalite" bilincini yerleştirmeyi, Kalite Yönetim Sistemini sürekli iyileştirmeyi, müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı, amaç edinerek, 2003 Yılında, alanında Türkiye' de ilk olarak ISO 9001: 2000 Belgesi almıştır.

 

Mali Takvim

Öne Çıkanlar

  • Yabancı Uyrukluların Çalışma İzni İçin 2024 E-İzin Başvuru Kılavuzu Çalışma Ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nca Yayımlandı 2024-e-izin-basvuru-kilavuzu-12-09-2024 pdf olarak indirmek için Tıklayınız
  • Fiş/Fatura Alınmadı Diye 5 Bin Lira Cezanın Kesil(eme)mesi Sorunsalı Fiş/fatura almak kanunen zorunlu mu? Fiş/fatura almama/vermeme ya da IBAN…
  • 7000 Günle Kıdem Tazminatı Alınır Emeklilik için yaş dışındaki diğer şartları sağlayan işçiler kıdem tazminatı…
Top