Mehmet Özdoğru

Mehmet Özdoğru

Email: This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

Gelir İdaresi'nin mükellef hizmetleri kapsamında yaptığı faaliyetlerden birisi geçtiğimiz şubat ayı sonunda uygulamaya girdi. Özetle, birçok vergisel işlemin elektronik ortamda yapılabilmesine, beyanname, bildirim, dilekçe ve benzeri belgelerin elektronik ortamda verilebilmesine olanak sağlayan bu uygulamaya İnteraktif Vergi Dairesi uygulaması denmiş.

Hizmetten kimler yararlanabilir?

İnteraktif Vergi Dairesi hizmetlerinden;
- Kullanıcı kodu ve şifresi bulunan,
- e–Devlet şifresi bulunan,
- Tebliğ kapsamında şifre edinen,
bütün kişilerin yararlanması mümkün.

İnteraktif Vergi Dairesi'nde hangi işlemler yapılabilir?

İsteyen kişilerin, İnteraktif Vergi Dairesi üzerinden aşağıdaki işlemleri gerçekleştirmesi mümkün:
- Borç ödeme
- e-Tebligat sistemine dahil olmak için talepte bulunulması
- Uzlaşma ve cezalarda indirim talebinde bulunulması
- Mükellefiyet durum yazısı alınması
- Borç durum yazısı talebinde bulunulması
- Özelge talep edilmesi
- İşe başlama, adres değişikliği ve işi bırakma bildiriminde bulunulması
- İş yerlerinin (şubelerin) sayısında meydana gelen artış veya azalışlara ilişkin bildirimde bulunulması
- İzaha davet müessesi kapsamında izahta bulunulması
- 6183 sayılı Kanun kapsamında tecil talebinde bulunulması
- Vergi türü dönem değişikliğine ilişkin talepte bulunulması
- Muhtasar beyanname verilmeyeceğine dair dilekçe verilmesi
- Yukarıda sayılmayan iş ve işlemler için “genel dilekçe” verilmesi

İnteraktif Vergi Dairesi'nde hangi bilgiler görüntülenebilir?

İnteraktif Vergi Dairesi üzerinden kişiler aşağıdaki bilgileri elektronik ortamda görüntüleyebilirler:
- Vergi dairesi sistemlerinde kayıtlı olan kimlik bilgileri, iletişim bilgileri, mükellefiyet bilgileri ve motorlu taşıtlara ilişkin bilgiler
- Vergi dairelerince tahsil ve takip edilen tüm borçlar
- Elektronik ortamda verilen bildirimler, beyannameler ve bu beyannamelere ilişkin tahakkuklar
- Emanetler hesabına kaydedilen tutarlar
- Haklarında yapılan elektronik yoklamalara ilişkin tutanaklar
- Vergi dairesi tarafından banka hesapları ve/veya taşıtları üzerine uygulanan elektronik hacizler
- Elektronik tebligat sistemi kapsamında tebliğ edilen elektronik imzalı tebliğ evrakları
- Adlarına düzenlenen vergi ve ceza ihbarnameleri
- Sistem üzerinden yapılan başvuru, talep ve bildirimlerin sonuçları.

İnteraktif Vergi Dairesi'ne giriş ve şifre edinme nasıl yapılabilir?

İnteraktif Vergi Dairesi'ne kullanıcı kodu ve şifre bilgileri kullanılarak https://ivd.gib.gov.tr adresi üzerinden veya Başkanlık tarafından oluşturulan mobil uygulama üzerinden giriş yapılabiliyor.

Kullanıcı kodu, gerçek kişiler için Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, tüzel kişiler için vergi kimlik numarası.

İnteraktif Vergi Dairesi hizmetlerinden yararlanmak isteyen ve daha önce şifre almamış;

- Gerçek kişilerin Sistem üzerinden istenen bilgileri girerek,
- Tüzel kişilerin ise kanuni temsilcileri/idarecileri aracılığıyla, Sistem üzerinden istenilen bilgileri girerek şifre edinmeleri mümkün.

Kurumlar vergisi beyanı sürecinde uygulama kullanılabilir mi?

Yukarıda yer alan listeden anlaşılacağı gibi, İnteraktif Vergi dairesi uygulamasının kullanımının son derece yaygın olacağı açık. Bu çerçevede örnek olarak, kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi sürecinde, uyumlu mükelleflere sağlanan vergi indiriminden yararlanılıp yararlanılamayacağının test edilmesinde bu uygulamadan yararlanılabilir. Recep Bıyık

https://www.dunya.com/kose-yazisi/interaktif-vergi-dairesinde-neler-yapilabilir/412950

Çarşamba, 25 Nisan 2018 09:27

Mevsimlik İşler 'Kayıtlı' Olmalı

Yaz ayları yaklaşıyor. Yaz döneminde özellikle turizm ve tarım gibi bazı sektörlerde istihdamın yoğunlaştığı işlerin büyük çoğunluğunu mevsimlik işler oluşturuyor. Mevsimlik işler, bütün yıl boyunca işin sürdüğü ancak yılın belirli bir döneminde çok yoğunlaşan işler olabileceği gibi yılın sadece o döneminde çalışılan işler de olabiliyor. Örneğin, yaz kış açık olan bir otelde yaz döneminde işler yoğunlaşacağı için sadece bu dönemde mevsimlik işgücü ihtiyacı doğabiliyor.

Mevsimlik sözleşme

Mevsimlik iş sözleşmeleri, iş kanunlarında tüm yönleriyle ayrı bir düzenlemeye sahip değil. Ancak işin niteliğini göz önüne alan kanun koyucu, bazı çalışma hakları bakımından mevsimlik işçilere ilişkin ayrı düzenlemeler getirmiş durumda. Mevsimlik işlerin temel özelliği yılın belirli dönemlerinde düzenli olarak tekrarlanan işler olması.

Mevsimlik işlerde ‘süreli’ sözleşme yapılabilir

Mevsimlik işlerin yılın belirli dönemlerinde çalışılan işler olması, bu işlerde çalışanlarla belirli süreli iş sözleşmesi yapılmasına imkân sağlıyor. Belirli süreli işlerde veya belli bir işin tamamlanması ya da belirli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif koşullara bağlı olarak belirli süreli sözleşme yapılabiliyor. Bu anlamda, işin mevsimlik olması da belirli süreli yapılabilmesi açısından bir objektif koşul olarak kabul ediliyor. Diğer taraftan, sözleşme konusu işin bahsedilen objektif koşulları taşımaması halinde, sözleşmeye belirli süreli denilse de sözleşme baştan itibaren belirsiz süreli kabul ediliyor. 

Mevsimlik işlerde belirsiz süreli iş sözleşmesi olur mu?

Mevsimlik bir işte belirli süreli sözleşme yapılabiliyor olması o işte çalışan herkesin belirli süreli sözleşmeyle çalıştığı anlamına gelmiyor. Bazı hallerde işveren her mevsim çalıştırmak istediği çalışanlarla iş ilişkisinin başından itibaren belirsiz süreli sözleşme yapmayı tercih edebiliyor veya kimi zaman da sözleşme sonradan belirsiz süreliye dönebiliyor. Eğer işveren baştan belirsiz süreli sözleşme yapmayı tercih ettiyse mevsim sonunda iş sözleşmesi askıya alınmış oluyor. Bu durumda, çalışan bir sonraki dönem tekrar işe başladığında sözleşme kaldığı yerden devam ediyor. Sözleşme süreli yapıldıysa ve çalışan takip eden yılda tekrar işe başlatıldıysa, sözleşmenin baştan belirsiz süreli yapılıp yapılmadığına bakılmaksızın, belirsiz süreli kabul edilmesi söz konusu. 

Sözleşme için ayrı düzenleme gerekli

Mevsimlik iş sözleşmesiyle çalışanların hem sözleşme itibarıyla iş mevzuatı bakımından hem de sosyal güvenlik açısından ayrıca düzenlenmesi gerekiyor. Niteliği gereği farklı uygulamaları haklı kılan bir sözleşme olsa da birçok hak açısından ortaya çıkan belirsizlik hem çalışanların hem de uygulayıcıların karışıklık yaşamasına neden oluyor. Dolayısıyla, mevsimlik sözleşmenin niteliklerine uygun düzenlemelerin mevzuatımıza girmesi son derece önemli. 

Mevsimlik işin süresi 11 aydan uzun olamaz

Mevsimlik işler yazın çalışılan işlerle sınırlı olmasa da bu işlerin çoğu yaz mevsiminde yapılıyor. Bunun nedeni, daha önce de belirttiğim gibi, mevsimlik işlerin tarım sektöründe ve turizm sektöründe ağırlık kazanıyor olması. Turizm sektörü açısından otellerde, plajlarda, restoranlarda, eğlence yerlerinde mevsimlik çalışma oldukça yaygın durumda. Tarım sektörü açısından ise hasat zamanı yoğun işgücü talebini doğuruyor. Hatta bu dönemlerde geçici göçler de yoğun şekilde yaşanıyor. Mevsimlik işler kısa dönemli olabileceği gibi uzun süreli de olabiliyor. Yargıtay 11 ayı aşan çalışmaların mevsimlik iş olamayacağına hükmediyor. Dolayısıyla, işin niteliği elverdiği ölçüde 11 aya kadar mevsimlik işler uzayabiliyor.

Peki yıllık izin hakkı var mı?

İş Kanunu’nda mevsimlik işlerde çalışanların yıllık izne hak kazanamayacakları açık şekilde düzenlenmiş durumda. Bu yüzden, mevsimlik bir işte çalışan kişi bu işte çalıştığı sürece ücretli yıllık izin hakkına sahip olamıyor. Fakat mevsimlik çalışan kişi daha sonra sürekli kadroya geçerse, mevsimlik çalıştığı dönemler de yıllık izin hakkının doğumunda dikkate alınıyor. Yani, hak edilen yıllık izin süresi mevsimlik çalışmaları da dikkate alınarak hesaplanıyor. Konuya ilişkin Yargıtay’ın verdiği bir kararda, Yargıtay’ın önceki yıllardaki görüşünü değiştirmiş olduğu ve bu hususu açıkça vurguladığı görülüyor.

Mevsimlik sözleşme kıdem ve ihbar hakkı doğurabilir

Mevsimlik sözleşme süre sonunda biter. Bu durumda, çalışana kıdem veya ihbar tazminatı hakkı doğmuyor. Buna karşılık, mevsimlik sözleşmeler belirsiz süreli yapıldıysa veya sonradan belirsiz süreliye döndüyse, aynı diğer belirsiz süreli sözleşmeler gibi önceden bildirimle sona erdirilmek zorunda. Aksi takdirde, işverenin çalışana ihbar tazminatı ödeme zorunluluğu doğar. 

Çalışan kıdem tazminatının şartlarını sağlıyorsa sözleşmeyle çalışanlara da kıdem tazminatı ödemek gerekir. Hem kıdem tazminatına hak kazanmak için gerekli olan bir yılın hesabında, hem kıdeme esas sürenin hesabında işçinin mevsimlik iş sözleşmesine dayanarak çalıştığı dönem esas alınır. Örneğin, beş ay çalışan mevsimlik işçi diğer mevsim başında işe başlatılmazsa ihbar süresi bir yıla göre değil beş aya göre hesaplanacak, ihbar tazminatı da iki haftalık ücreti kadar olacaktır. Cem Kılıç

http://www.milliyet.com.tr/yazarlar/cem-kilic/mevsimlik-isler-kayitli-olmali-2655063/

Ülkemizdeki yasal düzenlemelerin uygulanmasında yaşanan sorunlar yıllardır devam etmektedir. Bunun da en önemli nedeni yasa koyucularla, yasa uygulayıcıların düzenlemeleri birlikte yapmadıklarından kaynaklanmaktadır. 20 yıllık bir süreden beri uygulanmakta olan sigorta primi teşviklerine ilişkin yapılan yasal düzenlemelerin hemen hemen hepsinin uygulanmasında sorunlar yaşanmıştır. Yasanın boşluklarından yararlanan bir takım kimseler bundan istifade ederek haksız teşvik desteklerinden yararlanırken gerçekte yararlanması gereken işverenler ise mağdur duruma düşürülmüşlerdir.

Bu husus özellikle 2011 yılında yürürlüğe giren ve 6111 sayılı kanunla uygulamaya konulan,  uygulanmaya başladığı tarihten günümüze kadar yararlanma süresi sürekli uzatılan (son olarak 2020 yılına kadar uzatıldı) sigorta prim desteğinin uygulanmasında had safhaya çıkmıştır. Uygulamanın ilk yıllarında birçok işveren şartlar sağlamadığı gerekçesiyle iptal edilen teşvikler nedeniyle cezalı duruma düşerek yararlandığı sigorta prim desteklerini geriye ödemek zorunda kalmıştır.

Yasanın uygulanmasından kaynaklanan geriye yönelik düzeltme yoluyla sigorta prim teşvik/desteklerinden yararlanma imkânının olduğu bir takım kişi/kurumlarca gündeme getirilip işverenlere kendilerine yapılacak ödeme karşılığında çok yüksek tutarda, geriye yönelik sigorta prim teşviklerinden yararlanma imkânı sağlanacağı teklifleri yapılmıştır. Yapılan bu teklif karşısında birçok işyeri bu konuda Sosyal Güvenlik Kurumunun (SGK) 18 Mart 2015 tarih ve 2015/10 sayılı genelgesi bulunmasına rağmen işlem başlatmış ve SGK ile davalı konuma gelmiştir. Özellikle son üç yıllık dönemde yaşanan bu süreç sonrasında işverenler ile SGK karşı karşıya kalmış ve dava konusu yapılan bu husus sonrasında birçok işveren cari dönem teşviklerinden yararlanmama gibi bir sorun yaşamıştır

Geçtiğimiz mart ayında TBMM kabul edilen 27 Mart 2018 Tarih ve 30373 sayılı (2.Mükerrer) Resmi Gazete Yayınlanan 7103 Sayılı Vergi Kanunları İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 70. maddesinde, “5510 sayılı kanun veya diğer kanunlarla sağlanan prim teşviki, destek ve indirimlerinden yararlanılabileceği halde yararlanılmadığı ay/dönemlerde gerekli tüm koşulların sağlanmış olması ve yararlanılmayan ayı/dönemi takip eden altı ay içerisinde Kuruma müracaat edilmesi şartlarıyla, başvuru tarihinden geriye yönelik en fazla altı aya ilişkin olmak üzere, yararlanılmamış olan prim teşviki, destek ve indirimlerinden yararlanılabilir veya yararlanılmış olan prim teşviki, destek ve indirimleri başka bir prim teşviki, destek ve indirimi ile değiştirilebilir.” Şeklinde bir düzenleme yapılarak geriye yönelik sigorta prim teşviklerinden yararlanılması konusunda uygulamadan kaynaklanan bu soruna son verilmiştir. Yapılan bu düzenleme sonrasında isteyen işverenler yararlanmadıkları veya eksik yararlandıkları sigorta prim teşviklerinden verecekleri düzeltme bildirgeleriyle 7 yıl geriye dönük olarak sigorta prim teşviklerinden yararlanabilecekler.

Yapılan düzenlemeyi yaşanan sorunların ve bilgi karmaşasının önüne geçilmesi açısında olumlu bulmakla birlikte bu düzenleme sonrasında yaşanacak bir başka olumsuzluğu da unutmamamız gerekmektedir. Kanunlarda yer alan bir hak varsa bu yasanın uygulanmasına taraf olan tüm kesimlerce bu hakkın kullanılması onların en doğal haklarıdır. Ancak bu hakkın kullanımında elde edilen hak ve menfaatler içinde yürürlükte bulunan mevzuat gereğince de diğer yasal yükümlülüklerin eksiksiz yerine getirilmesi gerekmektedir.

Bilindiği üzere devlet tarafından sağlanan sigorta prim destekleri vergi mevzuatı tarafından gelir olarak tanımlanmakta ve tek düzen muhasebe sistemi genel tebliği tek düzen hesap planında 602-Diğer gelirler hesabında muhasebeleştirilmektedir. İşverenler tarafından 7103 sayılı kanunun 70.maddesi kapsamında sigorta prim teşviklerinden yararlanmak üzere geriye yönelik yapılacak olan AHPB düzeltmeleri sonrasında sağlanacak prim desteği farklarının da bize göre ilgili yıllarda gelir olarak beyan edilmesi gerekmektedir. Bu nedenle geriye yönelik 7 yıllık bir süre için talepte bulunacak olan işverenlerin 213 sayılı Vergi Usul Kanununda yer alan zaman aşımı sürelerini de dikkate alarak ilgili yıllara ilişkin mükellefiyet durumlarına göre Geçici Vergi ve Gelir/Kurumlar vergileri için düzeltme beyannamesi vererek faydalanmış oldukları sigorta prim tutarlarını beyan ederek adlarına tahakkuk eden vergileri gecikme zammı ile birlikte ödemeleri gerekmektedir.

Örnek vermek gerekirse 2013 yılında 10.000 TL sigorta prim farkı alan bir kurumlar vergisi işyeri için 2.000 TL Kurumlar vergisi ile 1.680 TL gecikme zammı olmak üzere (Beyannamede Damga Vergileri hariç) toplamda 3.680 TL vergi ödemesi çıkmaktadır.

Aksi takdirde yapılan çapraz kontrollerde sağlanılan sigorta prim desteğinin beyan dışı bırakılması nedeniyle ödenmesi gereken vergi ve gecikme zammı dışında ayrıca vergi ziyaı cezası ve özel usulsüzlük cezası ile karşı karşıya kalabilirler. Bir başka ifadeyle aldığı sigorta prim desteğinden çok vergi ve ceza ödemek durumunda kalabilirler

7103 sayılı kanun kapsamında geriye yönelik sigorta prim teşviklerinden yararlanılması kapsamında işverenler tarafından yapılacak düzeltmelerde özellikle 6111 yasada öngörülen AHPB işçi sayısına ilave olması erkek işçiler için 18-29 yaş kısıtlaması, mesleki yeterlilik belgesi ve iş kura kayıtlı işsiz olması gibi kriterlerin sağlanıp sağlanmadığı önemli etken olacaktır. İşverenlerin kendilerine ifade edilen prim tutarının cazibesine kapılmadan işyerlerinin yapısını ve çalışan işçilerin durumlarını dikkate alarak ilerde cezalı duruma düşmemeleri için bu hususlara çok dikkat etmeleri gerekmektedir.

Ayrıca işverenlerin SGK’dan almış oldukları E-bildirge şifrelerini 3.şahıslara kullandırılması 6698 sayılı Kişiler Verilerinin Korunması Kanunu kapsamında ilerde önemli sonuçlar doğurabilir bu hususun göz ardı edilmemesi gerekmektedir.

Bu konuda bizim önerimiz işverenlerimizin 7103 sayılı kanunla yapılan düzenlemeye ilişkin ilgili kurumlarca yayınlanacak olan tebliğ ve genelgeler yayımlandıktan sonra karar vermeleridir. Mustafa Bahadır Altaş

http://www.alomaliye.com/2018/04/13/geriye-yonelik-prim-tesvigi-vergi/

27/03/2018 Tarihli Resmi gazetenin mükerrer sayısında 5510/Ek Madde 17 gereğince geçmiş dönemlerde yararlanılmayan dönemlere ait teşviklerden yararlanacaklardır.

5510 sayılı Kanun ve bu Kanun dışında(4447 sayılı Kanun ve diğer Kanunlarda) sağlanan prim teşviki, destek ve indirimlerinden yararlanılabileceği halde yararlanılmadığı ay/dönemlerde gerekli tüm koşulların sağlanmış olması ve yararlanılmayan ayı/dönemi takip eden altı ay içerisinde Kuruma müracaat edilmesi şartlarıyla, başvuru tarihinden geriye yönelik en fazla altı aya ilişkin olmak üzere, yararlanılmamış olan prim teşviki, destek ve indirimlerinden yararlanılabilir veya yararlanılmış olan prim teşviki, destek ve indirimleri başka bir prim teşviki, destek ve indirimi ile değiştirilebilir.

Bu düzenleme ile birlikte gözlerimiz SGK çıkaracağı Genelgeyi arar oldu.

Bu genelge ile acaba e-sgk e-bildirge sisteminde bir düzenleme olacak mı yada kağıt ortamında değil,kurumda yığılmamaları önleyecek e-bildirge sisteminden bilgiler kuruma aktarılacak mı soru işaretleri merakla cevap bekliyor.

Kanun yayınlanmasına rağmen umuduz 15/04/2018 tarihinde Genelge yayınlanır en azından iş ve işlem yapacaklar için genelgeyi anlama imkanı doğar diye ümit ediyorduk.

Araya seçim çalışmaları girince daralan süreye acaba uzatma gelir mi diye beklemede gündeme geldi.

NİSAN 2018 SONRASI YARARLANMAYANLAR İÇİN KANUN YÜRÜRLÜKTEN SONRA GERİYE DÖNÜK EN FAZLA 6 AYLIK DÖNEMİ GERİ ALACAK YADA DİĞER TEŞVİKLE DEĞİŞECEK

A.)Prim teşviki, destek ve indirimlerinden yararlanılabileceği halde yararlanılmadığı ay/dönemlerde gerekli tüm koşulların sağlanmış olması ve yararlanılmayan ayı/dönemi,

B.) Takip eden 6 ay içerisinde SGK’una müracaat edilmesi şartlarıyla,

C.) Başvuru tarihinden geriye yönelik en fazla 6  aya ilişkin olmak üzere,

D.) Yararlanılmamış olan prim teşviki, destek ve indirimlerinden yararlanılabilir.

E.) Yararlanılmış olan prim teşviki, destek ve indirimleri başka bir prim teşviki, destek ve indirimi ile değiştirilebilir.

NİSAN 2018 TARİHİNDEN ÖNCE YARARLANILMAYAN TEŞVİKLER İÇİN 1 AYLIK SÜRE NEDİR?

5510/Ek Madde 17 yürürlüğe girdiği 01/04/2018 tarihinden  önceki dönemlere ilişkin olmak üzere tüm şartları sağladığı halde 5510 sayılı SS ve GSSK veya diğer kanunlarla sağlanan prim teşviki, destek ve indirimlerinden yararlanmamış işverenler ile 5510/Ek Maddenin yürürlüğe girdiği 01/04/2018 tarihinden öncesi yararlanılan prim teşviki, destek ve indirimlerin değiştirilmesine yönelik talepte bulunan işverenler tarafından en son 5510/Ek Madde 17 ‘inin 01/04/2018 yürürlük tarihini takip eden 01/05/2018 itibaren bir ay içinde SGK’una başvurulması halinde, yararlanılmamış olan prim teşviki, destek ve indirimlerinden yararlanılabilir veya yararlanılmış olan prim teşviki, destek ve indirimleri başka bir prim teşvik, destek ve indirimi ile değiştirilebilir.

YARARLANILMAYAN TEŞVİK 3 YIL İÇİNDE ÖDENECEKTİR

5510/Ek Madde 17’e göre Mayıs 2018 itibaren talepte bulunan işverenlere iade edilecek tutar, Ek Madde 17’inin 01/04/2018 tarihinden önce talepte bulunanlar için maddenin yürürlük tarihini takip eden aybaşından 01/05/2018, 01/04/2018 yürürlük tarihinden sonra talepte bulunanlar için ise, talep tarihini takip eden aybaşından itibaren(01/05/2018) kanuni faiz esas alınmak suretiyle hesaplanarak Ek Madde17’inin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden 2019 takvim yılı başından başlayarak 2022 (üç yıl )içinde ödenir.

**Açıklama şayet işveren genelge beklemeden 29.30.31.03 .2018 Tarihinde SGK Resmi Posta ile başvuru evraklarını yollarsa 01/05/2018 itibaren kanuni faiz esas alınmak suretiyle hesaplanarak Ek Madde17’inin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden 2019 takvim yılı başından başlayarak 2022 (üç yıl )içinde ödenir.

**İşveren 01/04/2018 ila 31/05/2018 arasında evraklarını hazırlar SGK verir ise,01/05/2018 ila 01/06/2018 göre kanuni faiz esas alınmak suretiyle hesaplanarak Ek Madde17’inin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden 2019 takvim yılı başından başlayarak 2022 (üç yıl )içinde ödenir.

Sigorta Primleri Genel Müdürlüğüne bağlı İstihdam Teşvikleri Daire Başkanlığının hazırlayacağı genelge ile sorun çözülmüş olacaktır. Vedat İlki

https://alitezel.com.tr/index.php?sid=yazi&id=9091

Tarih: 24/04/2018
Sayı: VUK-104 / 2018-8

T.C.

MALİYE BAKANLIĞI

Gelir İdaresi Başkanlığı

VERGİ USUL KANUNU SİRKÜLERİ/104

Konusu: Mart 2018 Dönemine Ait Muhtasar Beyannameler, Damga Vergisi Beyannameleri, ile Katma Değer Vergisi Beyannamelerinin Verilme Süresinin Uzatılması.

Tarihi : 24/04/2018

Sayısı  : VUK-104 / 2018-8

 

1. Giriş:

Bakanlığımıza iletilen talepler doğrultusunda, 213 Vergi Usul Kanununun mükerrer 28 inci maddesindeki yetkiye dayanılarak;  Mart 2018 dönemine ait Muhtasar Beyannameler, Damga Vergisi Beyannameleri ile Katma Değer Vergisi Beyannamelerinin verilme sürelerinin uzatılması bu sirkülerin konusunu oluşturmaktadır.

2. Muhtasar, Damga Vergisi ve Katma Değer Vergisi Beyannamelerinin Verilme Süresinin Uzatılması:

24 Nisan 2018 günü sonuna kadar verilmesi gereken Muhtasar Beyannameler, Damga Vergisi Beyannameleri ve Katma Değer Vergisi Beyannamelerinin verilme süreleri 26 Nisan 2018 Perşembe günü sonuna kadar uzatılmıştır.

Beyanname verme sürelerinin uzatılması ödeme süresini etkilemeyeceğinden, mükelleflerin beyan ettikleri vergileri kanuni süresinde (26 Nisan 2018) ödeyecekleri tabiidir.

Duyurulur.

Adnan ERTÜRK     

Gelir İdaresi Başkanı

7103 Sayılı Kanunla, 6183 sayılı Kanuna 74/A maddesi eklenmiştir.

Düzenleme ile bazı özel hallerde hacizin kaldırılması yoluyla tahsilatın sağlanması amaçlanmaktadır. Mükelleflerimiz hacizli malların değeri ve bunun %10 fazlasıyla ödeme yapmak suretiyle hacizi kaldırabileceklerdir.

6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre amme borçlusunun borcuna yetecek miktardaki mallarının haczedilerek paraya çevrilmesi, cebren tahsil şekilleri arasında yer almaktadır. Anılan Kanun, kural olarak hacizli menkul ve gayrimenkul malların açık artırma usulü ile satılarak paraya çevrilmesi, menkul malların ise Kanunda öngörülmüş sınırlı hallerde pazarlık usulü ile satılabilmesi esasını getirmektedir.

Madde ile, icra yoluyla yapılan satışlardan elde edilen sonuçlar dikkate alınarak, amme borçlusunun hacizli malı üzerinde tasarrufuna imkân verilmek suretiyle kamu alacaklarının tahsilatında etkinliğin artırılması amaçlanmakta, haczedilen malların 6183 sayılı Kanuna göre tespit edilen değeri esas alınmak suretiyle tahsilat yapılması ve buna bağlı olarak haczin kaldırılabilmesine imkân verilmektedir.

Düzenleme, Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince 6183 sayılı Kanuna göre haczedilen malların, aynı Kanuna göre tespit edilen değerinin %10 fazlasıyla birlikte ödenmesi ve maddede belirtilen diğer şartların da sağlanması kaydıyla, mahcuz mal üzerine tatbik edilen hacizlerin kaldırılması ve üç ay süreyle aynı mal üzerine tahsil dairelerince haciz konulmamasını sağlamaktadır.

Madde ile ayrıca bu hükmün, haczi kaldırılan malın üçüncü şahıslar tarafından amme borçlusu lehine teminat olarak gösterilen mal olması halinde, üçüncü şahsın 6183 sayılı Kanun kapsamına giren borçları için uygulanmayacağı yönünde düzenleme yapılmaktadır.

MADDE 2- 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna 74 üncü maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki 74/A maddesi eklenmiştir.

“Bazı hallerde haczin kaldırılması

MADDE 74/A- Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince haczedilen mal üzerindeki hacizler aşağıdaki şartların sağlanması halinde kaldırılır.

  1. Mahcuz malın bu Kanunun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (5) numaralı bendinde sayılan mallardan olması.
  2. Mahcuz mala biçilen değer ile %10 fazlasının, ilk sırada haciz tatbik eden tahsil dairesine ödenmesi (Şu kadar ki, madde kapsamında ödenecek tutar, Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerine olan ödeme zamanı gelmiş, tecil edilmiş veya muacceliyet kesbetmiş borçların toplamından fazla olamaz.).
  3. Mahcuz mala ilişkin takip masraflarının ayrıca ödenmesi.
  4. Hacze karşı dava açılmaması veya açılmış davalardan vazgeçilmesi.

Haczedilen malın değer tespiti bu Kanun hükümlerine göre yapılır. Ancak, menkul mallar için her halükarda tahsil dairesince bilirkişiye değer biçtirilir.

Bu madde kapsamında haczin kaldırılması halinde aynı mala, haczin kaldırıldığı tarihten itibaren üç ay müddetle Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince, bu Kanunun 13 üncü maddesi hükümleri saklı kalmak kaydıyla, haciz tatbik edilemez. Bu hüküm, haczi kaldırılan malın üçüncü şahıslar tarafından amme borçlusu lehine teminat olarak gösterilen mal olması halinde, üçüncü şahsın bu Kanun kapsamına giren borçları için uygulanmaz.

Bu madde hükmünden yararlanmak üzere başvuruda bulunarak hacze karşı açtığı davalardan vazgeçen borçlunun, haczi kaldırılan mal ile ilgili açtığı davalar mahkemelerce incelenmez; herhangi bir sebeple incelenir ve karara bağlanırsa bu karar hükümsüz sayılır.

Tahsil edilen paralar, söz konusu malın aynından doğan motorlu taşıtlar vergisi ve bu vergiye bağlı fer’i alacaklar ile vergi cezalarına, mahcuz mala haciz tatbik etmiş dairelerin sırasıyla; takip konusu olan, muaccel hale gelmiş bulunan, ödeme zamanı gelmiş henüz vadesi geçmemiş olan ve tecil edilmiş bulunan alacaklarına, haciz sırasına göre mahsup edildikten sonra haciz tatbik etmemiş dairelerin bu fıkrada belirtilen alacaklarına garameten taksim edilir.

Bu maddenin uygulamasına ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığınca belirlenir.” Ali Çakmakçı

https://www.linkedin.com/pulse/hacizin-kaldirilmasi-imkani-getirilmi%C5%9Ftir-ba%C4%9F%C4%B1ms%C4%B1z-denetim?lipi=urn%3Ali%3Apage%3Ad_flagship3_feed%3Bv7fH8MGQQgC8EtdAusAGLg%3D%3D

 

Bağımsız denetime tabi olan firmalar için bağımsız denetim raporlarının verildiği günlerden geçiyoruz. Daha önce bağımsız denetim için ödenen ücretin KOSGEB’den iade alınabileceğini bu köşede ele almıştım. KOSGEB’in 2018 yılı Genel Destek Programı 03.04.2018 tarihinde revize edildi ve bağımsız denetim için destek verilmeye devam edilecektir.

Genel Destek Programının 7’nci maddesinin j) bendine göre, işletmelerin; Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu (KGK) tarafından yetkilendirilmiş bağımsız denetim kuruluşlarından alacakları bağımsız denetim hizmetlerine destek verilecektir.

Bağımsız denetim desteği için belirlenen üst limit 15.000.-TL’dir. Bilindiği gibi bugünlerde 2017 dönemi için Bağımsız Denetim Raporları düzenlenmektedir ve bağımsız denetim için ücret ödeyen firmalar paranın iadesi için KOSGEB’e başvuru yapabilirler.

KOSGEB 2016 yılı Faaliyet Raporuna baktığımızda birçok firma bunun farkında değil. Nitekim,  2016 yılı içerisinde Gelişen İşletmeler Piyasası KOBİ Destek Programı ve Genel Destek Programı/Bağımsız Denetim Desteği kapsamında 25 işletmeye 215.489,72 TL destek ödemesi yapılmıştır. Halbu ki, bağımsız denetim desteği için 2016 döneminde planlanan bütçe 5.250.000,00.-TL’dir, gerçekleşen ödeme ise 215.489,72.-TL! 

2017 yılı Faaliyet Raporuna baktığımızda da, bağımsız denetim desteği ile 41 işletmeye 295.101 TL destek sağlanmıştır. 2017 yılı için öngörülen bağımsız denetim desteği 250.000.-TL olmasına rağmen verilen destek 295.101.-TL olmuştur. 2016 yılında öngörülen destek 5.250.000.-TL iken (gerçekleşen ödeme 215.489,72.-TL) bu tutar 2017 yılında çok aşağı çekilmiştir. Muhtemeldir ki, bunun en önemli nedeni firmaların bu desteğin farkında olmamaları nedeni ile yeterince ilgi göstermemeleridir. 2017 yılında 250.000.-TL ödenek öngörülmüş olmasına rağmen gerçekleşme 295.101.-TL olmuştur. 2017 yılı Faaliyet Raporunda belirtildiği üzere bağımsız denetim desteği verilmeye devam edilecektir

2017 dönemi için bağımsız denetim yaptıran firmalar 15.000.-TL’ye kadar iade talep edebileceklerdir. Talebin fazla olması halinde öngörülen ödeneğin üzerinde ödenek ayrılabilmektedir.

Son olarak bağımsız denetim için verilen desteğin “kurumlar vergisi tam tasdik” hizmeti için de verilmesi özellikle KOBİ’ler için çok isabetli olacaktır. Nitekim vergi riski oldukça önemli bir risktir ve KOBİ niteliğindeki birçok işletme maliyetlerini düşünerek “kurumlar vergisi tam tasdik hizmeti” almaktan imtina edebiliyor. Sağlıklı bir bilanço ve vergi riskinin azaltılması için KOBİ’lere “kurumlar vergisi tam tasdik hizmeti” için de destek sağlanması yerinde bir adım olacaktır. Ekrem Öncü

http://m.borsagundem.com/yazarlar/kosgeb-bagimsiz-denetim-icin-odediginiz-ucreti-iade-ediyor-yazisi/1299717

Kurumlar Vergisi Beyannamesinin gündemimizde olduğu şu günlerde beyannamenin ekleri arasında yer alan kar dağıtım tablosunun doldurulmasıyla ilgili önemli bir hususu paylaşmak istiyoruz. Son günlerde bazı vergi dairelerinin mükelleflerin önceki yıllara ait Kurumlar Vergisi Beyannamelerini incelediğini ve belirlenen kriterleri sağlamasına rağmen kar dağıtım tablosunu doldurmayanlara VUK'nun 353/6. maddesine istinaden "belirlenen muhasebe standartlarına, tek düzen hesap planına ve mali tablolara ilişkin usul ve esaslar"a uyulmadığı gerekçesiyle özel usulsüzlük cezası düzenlediğini gözlemliyoruz.

5 yıllık zamanaşımı süresinde konuyla ilgili düzenlenebilecek özel usulsüzlük cezası toplamının 23.500 TL olduğu dikkate alındığında mükellefler hatırı sayılır bir ceza tutarıyla karşı karşıya kalabiliyorlar.

Öncelikle mevcut düzenlemelere göre hangi şartlarda kar dağıtım tablosunun düzenlenmesi gerektiğine bir göz atalım.

10 Seri no.lu Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği'ne göre aktif toplamı veya net satışları toplamı belirli bir tutarı aşan mükellefler ek mali tabloları düzenlemek zorundadırlar. Ancak bu mükelleflerin kurumlar vergisi beyannamesine söz konusu tablolardan sadece kar dağıtım tablosunu eklemeleri yeterlidir.

2017 yılı Kurumlar Vergisi Beyannamesinde, 2017 yılı aktif toplamı 16.727.800 TL'yi veya net satışları toplamı 37.172.600 TL'yi aşan mükelleflerin kar dağıtım tablolarını beyanname ekinde doldurmaları gerekiyor.

Yükümlülüğünü yerine getirmeyen mükelleflere ise vergi daireleri tarafından özel usulsüzlük cezası düzenlenebiliyor.

Sorumlu Vergicilik Bakışıyla…

1 No.lu Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği'nde kar dağıtım tablosu "İşletmenin dönem karının dağıtım biçimini gösteren tablodur" şeklinde tanımlanmıştır.

Peki, işletme ilgili yılda kar dağıtmadıysa kar dağıtım tablosu düzenlenmesine gerek var mıdır?

Dağıtılmayan karın tablosu da olamayacağından söz konusu tablonun doldurulmasına gerek olmaması gerektiği kanaatindeyiz. Ancak mevcut düzenlemede karın dağıtılması kriterine yer verilmediğinden, kriter olarak sadece belirlenen hadler esas alındığından konuyla ilgili bir düzenleme yapılması yerinde olacaktır.

Diğer taraftan konuyu Vergi Usul Kanunu'nun (VUK) ceza hükümleri açısından değerlendirdiğimizde, söz konusu cezanın VUK'nun 353/6. maddesine göre özel usulsüzlük cezası (2017 yılı için 5.000 TL) olarak değil; aynı Kanun'un 352/7. maddesine istinaden II. derece usulsüzlük cezası (2017 yılı için 70 TL) olarak düzenlenmesi gerektiği kanaatindeyiz.

Zira VUK'nun 352/7. maddesine göre; "Vergi beyannameleri, bildirimler, evrak ve vesikaların kanunen belli şekil ve muhteviyatı ve ekleri ile bunlarla ilgili olarak yapılan diğer düzenlemelere ilişkin hükümlere uyulmamış olması" II. derece usulsüzlük cezası gerektirmektedir. Dağıtılmayan kar için muhasebe standartlarına, tek düzen hesap planına ve mali tablolara ilişkin usul ve esaslara uyulmama durumu olamaz. Bu fiil ancak kurumlar vergisi beyannamesinin usulüne uygun doldurulmamasıyla ilgili olabilir.

Bildiğimiz kadarıyla konu mükellefler tarafından henüz yargıya taşınmamış olsa da bazı mükelleflerin bu cezayı dava konusu yapılabileceği değerlendirilmektedir. Ayrıca geçmiş yıllar için özel usulsüzlük cezası kesilemeyeceğine dair mahkeme kararları olmasının mükellefleri bu konuda cesaretlendirdiği söylenebilir. Altan Çalışaneller https://www.kpmgvergi.com

Türk sosyal güvenlik sisteminde bir işçi/sigortalı için işveren tarafından ödenen primlerin toplam maliyet içinde OECD ülkelerine göre daha yüksek olması, ülke ekonomisinin büyümesine mukabil istihdam da istenilen düzeylerde olmaması sebebiyle ülke düzeyinde uygulanan ve ilki 26/5/2008 tarihinde yayımlanan istihdam teşvik kanunlarında temel amaç istihdam yükünün azaltılması, işsizliğin azaltılması olmuştur.

Bu çerçevede sağlanan istihdam artış hedeflerine ulaşılması beraberinde yeni istihdam teşvikleri getirmiştir. Bu çalışmamızda Son olarak 27/3/2018 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan 7103 sayılı Kanun ile getirilen 2 yeni istihdam teşvikleri ve Daha önce uygulanan asgari ücret desteği üzerinde durulacaktır.

Getirilen yeni teşvikler

Getirilen iki yeni istihdam teşvikinden birinin 31/12/2020 tarihine kadar geçerli olacağını, diğerinin ise sadece 2018 yılı için geçerli olacağını belirtmek gerekir. Uygulanan ve süresi 31/12/2017 tarihinde son bulan asgari ücret desteği süresi 30/9/2018 tarihine kadar uzatılmıştır.
Şimdi bu destekler için aranan şartları aşağıda tek tek görelim;

A-İlave İstihdamda İşçi İşveren Primlerinin ve GV/DV Karşılanması:

1) İşçinin İş-Kur’a kayıtlı işsiz olması

2) İşe alındığı aydan önceki 3 ayda en fazla 10 günlük çalışması olması

3) Bağ-Kur kapsamında sigortalı olmaması(isteğe bağlı sigortalılık hariç)

4) İşe alındığı yıldan önceki yılda ortalama sigortalı sayısına ilave olması

5) Bu teşvik her sigortalı için 12 ay süre ile uygulanır.

6) Sağlanan prim desteği asgari ücret üzerinden uygulanır.

7) Sağlanan prim desteği kapsamındaki sigortalının işten ayrılması sonrası işe girmesi durumunda kalan yararlanabilme süresini tamamlayabilecektir.

8) Sağlanan prim desteği 2020 yılı Aralık ayı/dönemi aşılmamak üzere, destek kapsamına giren sigortalılar için 12 ay süreyle uygulanır. Ancak bu süre; işe giriş tarihi itibarıyla 18 yaşından büyük kadın, 18 yaşından büyük 25 yaşından küçük erkek sigortalılar ile Kuruma engelli olarak kayıtlı sigortalılar için 18 ay olarak uygulanır.

9) Sağlanan prim desteği 01/01/2018-31/12/2020 döneminde işe alınanlar için uygulanacak.

10) Fon tarafından işverene sağlanan, sigortalı hissesine karşılık gelen destek tutarının sigortalıya ödenmesi işverenden talep edilemeyecek.

Bu teşvik unsurundan yararlanabilmek için;
a) İşyeri ile ilgili aylık prim ve hizmet belgelerinin veya muhtasar ve prim hizmet beyannamelerinin yasal süresi içerisinde verilmesi, 
b) Primlerin yasal süresinde ödenmesi 
c) Sosyal Güvenlik Kurumuna prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borcu bulunmaması gerekir. 
d) Borcu olup da borcunu yapılandırmış olanlar da bu destekten yararlanır.

Sağlanan prim desteğinden yararlanamayacak işyerleri:
1- Mevcut bir işletmenin kapatılarak değişik bir ad, unvan ya da bir iş birimi olarak açılması veya yönetim ve kontrolü elinde bulunduracak şekilde doğrudan veya dolaylı ortaklık ilişkisi bulunan şirketler arasında istihdamın kaydırılması, şahıs işletmelerinde işletme sahipliğinin değiştirilmesi gibi Fon katkısından yararlanmak amacıyla muvazaalı işlem tesis ettiği anlaşılan işyerlerinden Fon tarafından karşılanan tutar gecikme cezası ve gecikme zammıyla birlikte geri alınır.

2- 5335 sayılı Kanunun 30 uncu maddesinin ikinci fıkrası kapsamına giren kurum ve kuruluşlara ait işyerleri ile 2886 sayılı Kanuna, 4734 sayılı Kanuna ve uluslararası anlaşma hükümlerine istinaden yapılan alım ve yapım işleri ile 4734 sayılı Kanundan istisna olan alım ve yapım işlerine ilişkin işyerleri ile sosyal güvenlik destek primine tabi çalışanlar ve yurtdışında çalışan sigortalılar hakkında uygulanmaz.

3- Mahkeme kararıyla veya yapılan kontrol ve denetimlerde çalıştırdığı kişileri sigortalı olarak bildirmediği veya bildirilen sigortalıyı fiilen çalıştırmadığı tespit edilen işyerleri hakkında ilkinde 1 ay süre ile bir yıl içinde tekerrür etmesi halinde 1 yıl süre ile bu destekten yararlanamaz.

4- Sağlanan teşvikten yararlanmakta olan işverenler, bu teşvikten yararlanılan ayda aynı sigortalı için diğer sigorta primi teşvik, destek ve indirimlerinden yararlanamaz.

B- 2017 yılında ortalaması 1-3 olan imalat sektörü teşviki

Söz konusu Teşvikten yararlanabilmek için:
1) 2017 yılında imalat sektöründe faaliyet gösteren işyeri olmak

2) 2017 yılı için İşyerinde çalışan ortalama sigortalı sayısı 1-3 olmak

3) İşe alınacak sigortalının 18 yaşından büyük 25 yaşından küçük olması

4) İş-Kur’a kayıtlı işsiz olmak

5) İşe alındığı aydan önceki 3 ayda en fazla 10 gün çalışması olması

6) Bağ-Kur kapsamında sigortalı olmaması(isteğe bağlı sigortalılık hariç)

7) İşe alındığı yıldan önceki yılda ortalama sigortalı sayısına ilave olması

8) Sağlanan Destek Asgari ücret esas alınarak uygulanır.

9) Prim desteğiyle birlikte 2018 yılı Aralık ayına/dönemine kadar geçerli olmak üzere; sigortalının destek sağlanan aya ilişkin prim ödeme gün sayısının 53,44 Türk lirası ile çarpılması sonucu (aylık 1.603,2 TL) bulunacak tutar, ücret desteği olarak işverene ödenir.

10) Sağlanan prim ve ücret desteği 2018 yılı Aralık ayı/dönemini geçmemek üzere, sigortalının işe alındığı ayı takip eden ilk aydan başlamak üzere her ikinci ay için uygulanır.

11) Sağlanan prim desteği kapsamındaki sigortalının işten ayrılması sonrası işe girmesi durumunda kalan yararlanabilme süresini tamamlayabilecektir.

12) Bir işyeri en fazla 2 sigortalı için bu destekten yararlanabilir. Sayıyı arttırmaya BK yetkilidir.

13) Sağlanan Destek 2018 yılı Aralık dönemine (dahil) kadar geçerli olacak.

14) Fon tarafından işverene sağlanan, sigortalı hissesine karşılık gelen destek tutarının sigortalıya ödenmesi işverenden talep edilemeyecek.

15) Yersiz yararlanılan süreler için 5510 sayılı Kanunun 89 uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından, yararlanılan ücret desteği tutarı ilgili destek ödemesinin/ödemelerinin yapıldığı tarihten itibaren yasal faiziyle birlikte işverenden tahsil edilecek.

Bu teşvik unsurundan yararlanabilmek için;
a) İşyeri ile ilgili aylık prim ve hizmet belgelerinin veya muhtasar ve prim hizmet beyannamelerinin yasal süresi içerisinde verilmesi, 
b) Primlerin yasal süresinde ödenmesi 
c) Sosyal Güvenlik Kurumuna prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borcu bulunmaması gerekir. 
d) Borcu olup da borcunu yapılandırmış olanlar da bu destekten yararlanır.

Sağlanan prim desteğinden yararlanamayacak kişi ve işyerleri:
1- 2018 yılında 5510 sayılı Kanun kapsamına alınan işyerleri ile daha önce Kanun kapsamına alındığı halde 2017 yılında Sosyal Güvenlik Kurumuna aylık prim ve hizmet belgesi veya muhtasar ve prim hizmet beyannamesi vermeyen ve 2018 yılında ilk defa sigortalı bildiriminde bulunan işyerleri bu maddede yer alan destekten yararlanamaz.

2- 5335 sayılı Kanunun 30 uncu maddesinin ikinci fıkrası kapsamına giren kurum ve kuruluşlara ait işyerleri ile 2886 sayılı Kanuna, 4734 sayılı Kanuna ve uluslararası anlaşma hükümlerine istinaden yapılan alım ve yapım işleri ile 4734 sayılı Kanundan istisna olan alım ve yapım işlerine ilişkin işyerleri ile sosyal güvenlik destek primine tabi çalışanlar ve yurtdışında çalışan sigortalılar hakkında uygulanmaz.

3- Mahkeme kararıyla veya yapılan kontrol ve denetimlerde çalıştırdığı kişileri sigortalı olarak bildirmediği veya bildirilen sigortalıyı fiilen çalıştırmadığı tespit edilen işyerleri hakkında ilkinde 1 ay süre ile bir yıl içinde tekerrür etmesi halinde 1 yıl süre ile bu destekten yararlanamaz.

4- İşe giriş tarihi itibarıyla sigortalının, işverenin birinci derece kan veya kayın hısmı ya da eşi olması durumunda söz konusu sigortalıdan dolayı bu maddede yer alan destekten yararlanılamaz. Sigortalının işe giriş tarihinden sonra işverenle arasında oluşan hısımlık veya evlilik durumları destekten yararlanmayı etkilemez.

5- Bu madde kapsamındaki destekten yararlanılan ayda aynı sigortalı için diğer sigorta primi teşvik, destek ve indirimlerden yararlanılamaz.

6- Bu destekten yararlanılmayan ayda destek kapsamına giren sigortalıdan dolayı, 5510 sayılı Kanunun 81 inci maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendi ile aynı maddenin ikinci fıkrasında yer alan prim indirimi dışındaki diğer sigorta primi teşvik, destek ve indirimlerden yararlanılamaz.

C- Asgari ücret desteği (2018 Ocak-Eylül)

2016 Yılında başlayan 2017 yılında devam eden asgari ücret desteği 2018 yılında Ocak-Eylül döneminde de uygulanacak.

1) 4/1-a kapsamında haklarında uzun vadeli sigorta kolları hükümleri uygulanan sigortalıları çalıştıran işverenlerce;
a) 2017 yılının aynı ayına ilişkin Kuruma verilen aylık prim ve hizmet belgelerinde veya muhtasar ve prim hizmet beyannamelerinde prime esas günlük kazancı Bakanlar Kurulunca belirlenen tutar ve altında bildirilen sigortalıların toplam prim ödeme gün sayısını geçmemek üzere, 2018 yılında cari aya ilişkin verilen aylık prim ve hizmet belgelerinde veya muhtasar ve prim hizmet beyannamelerinde bildirilen sigortalılara ilişkin toplam prim ödeme gün sayısının,
b) 2018 yılı içinde ilk defa bu Kanun kapsamına alınan işyerlerinden bildirilen sigortalılara ilişkin toplam prim ödeme gün sayısının,
2018 yılı Ocak ila Eylül ayları/dönemleri için Bakanlar Kurulunca tespit edilen günlük tutar ile çarpımı sonucu bulunacak tutar, bu işverenlerin Kuruma ödeyecekleri sigorta primlerinden mahsup edilir.

2) Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu hükümleri uyarınca toplu iş sözleşmesi uygulanan özel sektör işverenlerine ait işyerleri için ayrıca tespit edilebilir.

3) Yukarıdaki (a) bendinin uygulanmasında, bir önceki yılın aynı ayına ilişkin olarak aylık prim ve hizmet belgesi veya muhtasar ve prim hizmet beyannamesi verilmemiş olması halinde bildirim yapılmış takip eden ilk aya ilişkin aylık prim ve hizmet belgesindeki veya muhtasar ve prim hizmet beyannamesindeki bildirimler esas alınır.

4) Ücretleri asgarî ücretin iki katından az olamayacağı hükme bağlanan “Linyit” ve “Taşkömürü” çıkarılan işyerlerinde yer altında çalışan sigortalılar için birinci fıkranın uygulanmasında (a) bendi uyarınca belirlenecek günlük kazanç iki kat olarak ve 2017 yılının aynı ayına ilişkin Kuruma verilen aylık prim ve hizmet belgelerinde veya muhtasar ve prim hizmet beyannamelerinde bildirilen prim ödeme gün sayısının yüzde 50’sini geçmemek üzere, 2018 yılında cari aya ilişkin verilen aylık prim ve hizmet belgelerinde veya muhtasar ve prim hizmet beyannamelerinde bildirilen sigortalılara ilişkin toplam prim ödeme gün sayısı dikkate alınır.

Sağlanan prim desteğinden yararlanamayacak kişi ve işyerleri:
1) Mevcut bir işletmenin kapatılarak değişik bir ad, unvan ya da bir iş birimi olarak açılması

2) Yönetim ve kontrolü elinde bulunduracak şekilde doğrudan veya dolaylı ortaklık ilişkisi bulunan şirketler arasında istihdamın kaydırılması, şahıs işletmelerinde işletme sahipliğinin değiştirilmesi gibi İşsizlik Sigortası Fonu katkısından yararlanmak amacıyla muvazaalı işlem tesis ettiği anlaşılan

3) Sigortalıların prime esas kazançlarını 2018 yılı Ocak ila Eylül ayları/dönemleri için eksik bildirdiği tespit edilen işyerlerinden İşsizlik Sigortası Fonunca karşılanan tutar gecikme cezası ve gecikme zammıyla birlikte geri alınır ve bu işyerleri hakkında bu madde hükümleri uygulanmaz.

4) İşverenlerin çalıştırdıkları sigortalılarla ilgili 2018 yılı Ocak ila Eylül aylarına/dönemlerine ait aylık prim ve hizmet belgelerini veya muhtasar ve prim hizmet beyannamelerini yasal süresi içerisinde verilmemesi

5) Sigorta primlerini yasal süresinde ödememesi

6) Denetim ve kontrolle görevli memurlarca yapılan soruşturma ve incelemelerde çalıştırdığı kişileri sigortalı olarak bildirmediği veya bildirilen sigortalının fiilen çalışmadığı durumlarının tespit edilmesi,

7) Kuruma prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borcu bulunması hâllerinde bu maddenin birinci fıkrasının (b) bendine ilişkin hükümler uygulanmaz.

8) 5018 sayılı Kanuna ekli (I) sayılı cetvelde sayılan kamu idarelerine ait kadro ve pozisyonlarda 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında çalışan sigortalılar için uygulanmaz.

9) Ancak Kuruma olan prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borçlarını 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesine göre tecil ve taksitlendiren işverenler bu tecil ve taksitlendirme devam ettiği sürece anılan fıkra hükmünden yararlandırılır.

10) 4734 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (a), (b), (c) ve (d) bentlerinde sayılan idareler tarafından ilgili mevzuatı uyarınca yapılan ve sözleşmesinde fiyat farkı ödeneceği öngörülen hizmet alımlarında, ihale dokümanında personel sayısının belirlendiği ve haftalık çalışma saatinin tamamının idarede kullanılmasının öngörüldüğü işçilikler için birinci fıkra uyarınca İşsizlik Sigortası Fonu tarafından karşılanacak tutarlar bu idarelerce işverenlerin hak edişinden kesilir.

11) 2018 yılı Ocak ila Eylül aylarına/dönemlerine ilişkin yasal süresi dışında Kuruma verilen aylık prim ve hizmet belgelerinde veya Maliye Bakanlığına verilecek muhtasar ve prim hizmet beyannamelerinde kayıtlı sigortalılar için bu madde hükümleri uygulanmaz.

Sonuç

Getirilen yeni iki istihdam teşvikinde özellikle hedeflenen 18-25 yaş aralığındaki gençler ile çalışanın ortalama 1-3 olan imalat sektörü olduğu görülmektedir. Ayrıca çalışan kalifiye elemanlar için yararlanma süresinin normal işçi için öngörülen sürenin 1.5 katı olması da bu nitelikteki işçi/sigortalıların daha uzun süreli istihdam edilmesinin sağlanması yoluna gidilmiştir.

Asgari Ücret desteğinde; Daha önceki yıllarda yeni açılan işyerlerinin de bu desteği alabiliyor iken 2018de ilk def açılan işyerleri için bu desteğin sağlanmadığını görüyoruz.

Yeni istihdam desteklerinde; hedeflenen kitlelerin istihdama katılması, genç nüfusun, nitelikli personelin istihdam edilmesi, bu yaş grubundaki işsizliğin hedeflenen düzeylere indirilmesi, istihdam primlerindeki yükün hafifletilmesi amaçlandığı görülmektedir. Süleyman DEMİR - Sosyal Güvenlik Denetmeni / Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı

https://www.dunya.com/kose-yazisi/7103-sayili-kanun-ile-getirilen-yeni-tesvikler/412882

Çarşamba, 18 Nisan 2018 01:10

Eksik Gün Belgelerinin Verilmesi

Bilindiği üzere 7103 sayılı Vergi Kanunları İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 67 nci maddesiyle 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 86 ncı maddesinin dördüncü ve beşinci fıkraları değiştirilmiştir.

Bu doğrultuda maaş ödemeleri ayın 15’i ila takip eden ayın 14’ü arasında olan işyerleri için 15 Mart -14 Nisan süresine ait 2018 yılı Mart ayına, maaş ödemeleri ayın 1’i ila 30’u  arasında olan işyerleri için 1 Mart- 31 Mart  süresine ait 2018 yılı Mart ayına ilişkin  aylık prim ve hizmet belgesinden/muhtasar ve prim hizmet  beyannamesinden başlamak üzere, hali hazırdaki  uygulamada olduğu gibi, eksik gün bildirim nedenlerinin aylık prim ve hizmet belgesinde/muhtasar ve prim hizmet beyannamesinde belirtilmesi gerekmektedir.

Eksik çalışmaya ilişkin belgeler ilgili ay/aylar için düzenlenecek ancak Kuruma verilmeyecektir. Söz konusu belgeler Kanunun 86 ncı maddesinin ikinci fıkrasında öngörülen süreyle işverence saklanacaktır. Eksik çalışmaya ilişkin bilgi ve belgelerin Kurumca istenilmesi halinde ibraz edilmesi ise zorunlu olacaktır.

İlgili bilgi ve belgelerin Kurumca yapılan tebligata rağmen ibraz edilmemesi veya ibraz edilen bilgi ve belgelerin Kurumca belirlenecek usul ve esaslara uygun düzenlenmemiş olması halinde geçersiz sayılarak, Kanunun 86 ncı maddesinin beşinci fıkrasına göre işlem yapılacaktır.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

Hakkımızda

 ö z d o ğ r u l a r, 18.08.1988 tarihinde kurularak, Mali Müşavirlik faaliyetine başlamıştır. 

Sektöründe en iyi olma duygusu ile personeline "Kalite" bilincini yerleştirmeyi, Kalite Yönetim Sistemini sürekli iyileştirmeyi, müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı, amaç edinerek, 2003 Yılında, alanında Türkiye' de ilk olarak ISO 9001: 2000 Belgesi almıştır.

 

Mali Takvim

Öne Çıkanlar

  • Yabancı Uyrukluların Çalışma İzni İçin 2024 E-İzin Başvuru Kılavuzu Çalışma Ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nca Yayımlandı 2024-e-izin-basvuru-kilavuzu-12-09-2024 pdf olarak indirmek için Tıklayınız
  • Fiş/Fatura Alınmadı Diye 5 Bin Lira Cezanın Kesil(eme)mesi Sorunsalı Fiş/fatura almak kanunen zorunlu mu? Fiş/fatura almama/vermeme ya da IBAN…
  • 7000 Günle Kıdem Tazminatı Alınır Emeklilik için yaş dışındaki diğer şartları sağlayan işçiler kıdem tazminatı…
Top