Mehmet Özdoğru

Mehmet Özdoğru

Email: This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.
Pazar, 23 Haziran 2024 19:44

İzaha Davette Sürelere Dikkat!

Bayram tatilinden önce birçok kişiye muhtemel beyan dışı bırakılan gelirler için izaha davet yazıları geldi. İzaha davet yazılarında beyan dışı bırakıldığı düşünülen gelirlere ilişkin olarak kişilerden izahat talebinin 30 gün içerinde yapılması gerektiği vurgulanıyor. İzaha davet yazısının kişilere tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içerisinde izahta bulunulması ve diğer şartların sağlanması koşuluyla izaha davet müessesinden faydalanılmasının mümkün olabileceği belirtiliyor.

Yazılar 2023 yılında beyana tabi olması gerekirken beyan dışı bırakıldığı iddiasıyla yapılan tespitlere ilişkin. Bilindiği üzere 2023 yılı gelir vergisi beyannameleri Mart ayı içerinde verilmesi gerekiyordu ancak bu süre 5 Nisan 2024 tarihine kadar uzatılmıştı. Bu tarihten sonra Vergi Denetim Kurulu hızlı bir şekilde gerekli taramaları yapmak suretiyle beyan dışı kaldığını düşündüğü gelirler için ilgili kişilere izaha davet yazısı göndermek suretiyle uyarıda bulundu.  Yaklaşık 2 aylık sürede birçok verinin taranması ve ilgililere izaha davet yazılarının gönderilmesi özellikle Vergi Denetim Kurulunun ne kadar hızlı ve verimli çalıştığını göstermesi açısından oldukça önemli ve dikkat çekici.

İzaha Davet Nedir?

Vergi Denetim Kurulunca 2023 yılına ilişkin olarak edinilen bilgilere göre vergi ziyaı şüphesi olan bir durumun tespit edilmesi halinde henüz mükellef hakkında vergi incelemesi başlamadan, takdir komisyonuna sevk edilmeden veya ihbar yapılmadan önce mükellefin durum hakkında açıklama yapmaya davet edilmesidir izaha davet. Söz konusu müessese ile idarenin şüpheli tespitleri eğer mükellefçe izah edilerek gelirin vergiye tabi olmadığı ispatlanırsa idare inceleme, takdir ve diğer zaman alıcı işlemlerle uğraşmadan sonuca ulaşacak ve herhangi bir tarhiyat işlemi yapmayacaktır. Eğer şüpheli tespitler yerinde ve beyan edilerek vergiye tabi olması gerekiyorsa yine zaman kaybetmeden kısa sürede mükelleflere de birtakım avantajlar sağlanmak suretiyle tarhiyatlar yapılacaktır. Görüldüğü üzere vergi incelemesi ve takdire sevk gibi uzun süren işlemler yerine kısa sürede tespit edilen şüpheli durumlar açıklığa kavuşturulmak suretiyle hem zaman kaybı önlenmekte hem de varsa tarhiyat yapılmak suretiyle vergi geliri elde edilmektedir.

Ne Yapmalı?

İzaha davet yazısı gönderilen mükellefler, yazının tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içerisinde ön tespitle ilgili izahta bulunulması halinde izah Ön tespit ve Değerlendirme Komisyonunca değerlendirmeye alınacaktır. Yapılan izahın vergi ziyaına uğramış olabilecek vergi tutarının doğrular nitelikte olduğunun veya yapılan izahın yeterli bulunmayarak beyanname verilmesini gerektiren bir durumun bulunduğunun komisyonca değerlendirilmesi halinde, değerlendirme sonucunu içeren yazının tebliğ edildiği tarihten itibaren 30 gün içerisinde, hiç verilmemiş olan vergi beyannamelerinin verilmesi eksik veya yanlış yapılan vergi beyanının tamamlanması veya düzeltilmesi ve ödeme süresi geçmiş bulunan vergilerin, ödemenin geciktiği her ay ve kesri için gecikme zammı ve aynı sürede ödenmesi şartıyla vergi üzerinden %20 oranında vergi ziyaı cezası uygulanacaktır. Kesilen vergi ziyaı cezası için uzlaşma talep edilebilecek veya cezada indirim müessesesinden yararlanılabilmektedir.

İzaha davet yazısı tebliğ edildikten sonra pişmanlık hükümlerinde faydalanılması mümkün değildir.

Mali tatilde (1-20 Temmuz) 30 günlük süre uzar mı?

İzaha davet yazıları tarihi genelde haziran ayı başı olduğu düşünürsek 30 günlük izahat süre bitimi mali tatile denk gelmektedir. Bu durum izaha davet yazıları açısından süre temmuz ayı başında sona erer mi yoksa mali tatilin sona ereceği 20 Temmuza kadar uzar mı?

5604 sayılı Mali Tatil İhdas Edilmesi Hakkında Kanununun 1’inci maddesinin (3) numaralı fıkrasında, Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre belirli sürelerde yapılması gereken muhasebe kayıt süreleri, bildirim süreleri ve vergiyle ilgili işlemlere ilişkin dava açma süreleri malî tatil süresince işlemeyeceği belirtilmiştir. Bildirme süreleri de Vergi Usul Kanununun 153 ilâ 170 inci maddeleri arasında düzenlenmiş olup Kanunun 370’inci maddesinde yer alan izaha davet süresine ilişkin bir belirleme yer almamaktadır. Bu durumda 30 günlük izaha davet süresi bulanan mükelleflerin indirimli ceza uygulamasından yararlanılabilmesi için, (bu sürenin bitiş tarihi 1-20 Temmuz mali tatil dönemine denk gelmiş olsa bile)  bu sürede yani tebliğden itibaren 30 günlük süre içerinde izahatta bulunmaları veya izah vermemekle birlikte söz konusu vergi tutarına ilişkin beyannamenin verilmesi gerekir. Aksi halde izahat yapılmadığı kabul edilerek haklarında vergi incelemesi başlayacak ve indirimli ceza uygulamasından faydalanamayacaklar.

İzahı istenen gelirin vergiye tabi olmadığı düşünülüyorsa;

Bu açıklamalar çerçevesinde mükelleflerce izaha davet yazısı alındıktan sonra belirtilen gelir kalemlerinin gerçekte olup olmadığı, gerçekten bu gelirler var ve beyan edilmedi ise elde edilen gelirin istisna kapsamında olup olmadığının araştırılması gerekir. Örneğin elde edilen bir kâr payı, faiz vs. gibi menkul sermaye gelirinin istisna kapsamında beyana tabi olup olmadığının araştırılarak eğer istisna kapsamında ise bu hususun belirtilen sürede izah edilerek Ön tespit ve Değerlendirme Komisyonunca değerlendirmesine sunulması yeterli olacaktır.

İzahı istenen gelirin vergiye tabi olduğu düşünülüyorsa;

Ancak 2023 yılında elde edilen ve idare tarafından şüpheli olarak tespit edilen gelirler beyan edilmemiş ise 30 günlük süre içerisinde beyanda bulunulması ve vergi aslı ile gecikme zammı ve %20 oranında vergi ziyaı cezası ile işlemin sonuçlanması mümkün olacaktır. Aksi halde inceleme ve takdire sevk ile sonuçlanan işlemin daha uzun sürede sonuçlanacak olması nedeniyle daha fazla gecikme faizinin ödenmesinin yanında bir kat vergi ziyaı cezası olacaktır.

Diğer taraftan izaha davet sonucunda tarh edilecek olan vergi aslının %20 oranında hesaplanacak olan vergi ziyaı cezasının her halükarda uzlaşmaya veya cezalarda indirim müessesine tabi olması sonucunda sembolik bir cezanın ödeneceğini göz önünde bulundurmak gerekir.

İzah süresince beyanname verilebilir

İzaha davet yazısını tebliğ alan mükellef 30 gün içerinde izahta bulunabileceği gibi tebliğ edilen yazıda yer alan gelirin vergiye tabi olduğunu düşünüyorsa bu sürede de beyannamesini verebilir. Ancak bu beyan ile pişmanlık hükümlerinden faydalanılması mümkün olmayıp indirimli ceza uygulanmasından faydalanması mümkün.

Beyan edilecek menkul sermaye iradı gelirleri üzerinden yapılan stopajlar mahsup edilecektir

İzaha davet yazısında yer alan gelirler üzerinden özellikle Gelir Vergisi Kanununun 75. madde ikinci fıkrasının 1, 2 ve 3. bentlerinde yer alan kâr paylarının beyanında kâr paylarının yarısının istisna olduğu ve GVK 94. maddesinin birinci fıkrasının 6-b bendi uyarınca yapılan tevkifatların hesaplanacak olan gelir vergisi tutarından mahsup edilebileceği unutulmamalıdır.

İhtirazi kayıtla beyanda bulunulabilir mi?

İzaha davet yazısında yer alan gelirin vergiye tabi olmadığı şeklinde bir düşünce var ise normal beyan süresinden sonra ihtirazi kayıtla beyanda bulunup dava açılması mümkün değildir. Kanuni süresinden sonra verilen düzeltme beyannamelerine ihtirazi kayıt konulmak suretiyle bu beyanın dava konusu edilemeyeceği yönünde vergi yargısı kararları mevcut.

İzahın kabul edilmemesi halinde dava açılabilir mi?

İzaha davet yazısına istinaden doğrudan dava açılması herhangi bir tarhiyat olmadığı için mümkün değildir. Gelirin vergiye tabi olmadığı izahına rağmen, izahın kabul edilmeyerek vergi incelemesi sonucunda, haklarında vergi ve ceza tarhiyatı yapılanların vergi mahkemesine itiraz yolu ile dava açması mümkündür. Ancak bu durumda ceza tarhiyatı inceleme sonucunda oluştuğu için indirimli ceza yerine vergi ziyaı cezası tam olarak tarh edilecek ve bu tutar vergi aslı ile birlikte dava konusu yapılmış olacaktır.

Mehmet Göktuğ KÖKBULUT
Avukat
This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

https://www.alomaliye.com/2024/06/23/izaha-davette-sureler/

Bu hafta Meclis'e sunulacak vergi paketi taslağında kritik maddeler üzerinde değişilklik yapıldı. Üzerinde aylarca çalışılan ve 5 kez tadil edilen paketten çıkarılan maddeler ve detaylarına ekonomim.com ulaştı. İşte o maddeler!

SERVET VERGİSİ

Gelirler İdaresi Başkanlığı, beyana tabi geliri ile yapılan harcamalar arasında yüzde 20'nin üzerinde uyumsuzluk olan mükelleflerden özel gider bildirimi istenmesini, izah edilemeyen fark tutarlarından ise servet vergisi alınmasını talep etti. Bu madde taslaktan çıkarıldı.

BORSADA KAZANÇ VERGİSİ

Borsa İstanbul’da (BIST) işlem gören ve 3 yıldan kısa süreyle elde tutulan hisse senetlerinin alım satımından elde edilen kazançlardan vergi alınmak üzere hazırlanan maddeye göre; borsa kazancından kesilecek vergi, hisse senetlerinin elde tutulma süresine göre, 3 aya kadar yüzde 10, 6 aya kadar yüzde 7.5, 1 yıla kadar yüzde 5, 3 yıla kadar yüzde 2.5, 3 yıl üstü için yüzde 0 olması planlandı. Ancak taslaktaki bu madde geri çekildi.

YEME %10 GÜBREYE %20 KDV

Gelir İdaresi Başkanlığı, Türkiye’de daha önce uygulandığı gibi yem satışında yüzde 10, gübre satışında ise yüzde 20 KDV alınmasını önerdi. Her iki üründe de hâlen yüzde 1 KDV uygulanıyor. KDV’nin artırılması halinde çiftçilere Tarım ve Orman Bakanlığı bütçesinden doğrudan destek ödemesi yapılması önerildi. Bu kapsamda 2023 yılı satışlarına göre, yemde 15 milyar lira, gübrede ise yaklaşık 19 milyar lira yıllık gelir etkisi bekleniyordu. Ayrıca yatırım teşvik belgesi kapsamında olmayan Ar-Ge, yenilik ve tasarım faaliyetlerinde bulunanlara uygulanan KDV istisnasının kaldırılması da talep edildi. Bu kritik madde de taslaktan çıkarıldı.

TAPUDA GERÇEK BEDELLE SATIŞ

Taslağa eklenen maddelerden biri de emlak vergileri ve tapu harçlarının gayrimenkullerin emlak vergisine esas değeri (belediye rayici) değil bölgesel rayiç bedeli üzerinden tahsil edilmesiydi. Ekspertizler aracılığıyla belirlenen bölgesel rayiç bedeli fiyatları üzerinden tapu harcı ödemeleri ve emlak vergisi ödemelerini tahsil edilmesi üzerinde çalışılırken, söz konusu maddenin taslaktan çıkarılmasına karar verildi.

KİRAYA %20 STOPAJ VE BİRDEN FAZLA EVE VERGİ

Gelirler İdaresi Başkanlığı'nın önerdiği maddeye göre; kiracı kirasını her ay bankaya yatıracak. Banka, hesaba düşen kira parasının yüzde 20’sini vergi olarak kesip Maliye’ye gönderecek, geriye kalanı ev sahibinin hesabında bırakacak. Kirada stopaj uygulamasına geçilmesiyle devletin ev sahiplerinden 40 milyar liralık kira vergisi tahsil edeceği hesaplandı. Ayrıca 1'den fazla evi olanlardan da yine fazladan vergi alınması talep edildi. Ancak her iki madde de taslaktan çıkarıldı. Öte yandan kira kontratlarının e-devlet üzerinden yapılması konusunda görüşbirliğine varılsa da taslakta bu konuda herhangi bir adım atılmadı.

KİTAPTA VERGİ İSTİSNASININ KALDIRILMASI

3065 sayılı Kanun uyarınca basılı kitap ve süreli yayınların teslimi KDV’den istisna tutuluyor. Uygulamada, istisna kapsamında olmayan yayınlar ve kırtasiye ürünlerine de istisna uygulandığının tespit edildiği, mükelleflerin istisna nedeniyle genel giderleri ve ATİK yüklenimlerini de iade alabildiklerinin belirlendiği gerekçeleriyle bu istisnanın yürürlükten kaldırılması önerildi. Söz konusu istisnanın kaldırılmasıyla toplam 2,3 milyar TL gelir hedeflendi. Bu madde de kabul edilmedi.

BASİT USUL ESNAF VERGİSİ MUAFININ KALDIRILMASI

Gelirler İdaresi Başkanlığı'nın talep ettiği en kritik maddelerden biri de yaklaşık 850 bin esnafı ilgilendiren basit usul vergi muafiyetinin büyükşehirlerde kaldırılarak, söz konusu esnaf için gerçek vergilendirmeye geçilmesiydi. Taksici, berber, marangoz, tesisatçı, tuhafiyeci, terzi gibi işlerle uğraşanları doğrudan etkileyecek olan madde, taslağa eklenmedi.

YURT DIŞI ÇIKIŞ HARCI 1500 TL OLARAK TASLAKTA

Kamuoyuna ekonomim.com'un duyurduğu yurt dışı çıkış harcıyla ilgili artış oranı 10 kat olarak belirlenerek, 150 TL'den 1500 TL'ye yükseltilmek üzere taslaktaki yerini aldı. Maddenin kritik ayrıntısı ise yurt dışı çıkış harcının her yıl değerleme oranında artırılacak olması. Bu da harcın yıllar içinde katlanarak artacağı anlamını taşıyor.

ENGELLİLERE ÖTV İSTİSNASI YERİNE NAKİT DESTEK VERİLMESİ

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı engellilere uygulanan ÖTV istisnalarının kaldırılarak nakit destekte bulunulması konusunda öneride bulundu. Ancak söz konusu öneri taslağa girmedi. Engellilerle ilgili ÖTV istisnası araçlar için devam edecek olsa da mevcut durumda beş yılda bir yararlanılan bu sürenin 10 yıla çıkarılması öngörülüyor. Madde taslağa bu şekilde geçirildi.

İDARİ PARA CEZALARINA GECİKME ZAMMI

Kabahatler Kanunu’nda düzenleme yapılarak İcra ve İflas Kanunu’na göre takip edilen idari para cezalarını kapsayacak şekilde tüm idari para cezalarına gecikme zammı uygulanması talep edildi. Ancak söz konusu madde taslağa eklenmedi.

BAĞ-KUR ve SSK PRİM GÜN SAYISI EŞİTLENMESİ

EYT düzenlemesinin ardından Bağ-Kur'lu küçük esnafın prim gün sayısının, SSK'lı çalışanlarla eşitlenmesine yönelik herhangi bir madde vergi paketinde yer almadı. EYT'den gelen maddi yükü taşımakta zorlanan hükümet, yaklaşık 1 milyon Bağ-Kur'lunun 5 yıl erken emekli olmasının yolunu açacak olan düzenlemeye sıcak bakmıyor.

https://www.ekonomim.com/foto-galeri/gundem/cok-kritik-maddeler-vergi-taslagindan-cikarildi-galeri-750314?p=12

TBMM’ye sunulacak vergi taslağında limited şirketlerle ilgili çok önemli bir düzenlemenin yer alması bekleniyor. ekonomim.com’un edindiği bilgiye göre; anonim şirket hisse senetlerine uygulanan vergi kolaylığının, limited şirket ortaklık paylarına da uygulanması planlanıyor. İlgili madde Meclis’te onaylanır ve SPK onay verirse artık limited şirketler de borsaya açılabilecek

Bu hafta son şekli verilerek Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulması beklenen vergi taslağında, limited şirketlerle ilgili çok önemli bir düzenlemenin yer alması bekleniyor.

Anonim şirket hisse senetlerine uygulanan vergi kolaylığının, limited şirket ortaklık paylarına da uygulanması planlanıyor. Düzenleme yasalaştığı takdirde, anonim ve limited şirketler arasındaki vergi farklılığı da ortadan kalkmış olacak. Şirketlerin borsaya açılması için halen anonim şirket olması gerekirken, ilgili madde Meclis’te onaylanır ve SPK onay verirse artık limited şirketler de borsaya açılabilecek.

Uygulama nasıldı?

Gelir Vergisi Kanunu’nun mevcut hükümlerine göre, tam mükellef kurumlara ait olan ve iki yıldan fazla süreyle elde tutulan hisse senetlerinin elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar gelir vergisine tabi bulunmuyor (GVK’nın Mükerer 80/1. Maddesi). Çünkü bu kazançlar gelir vergisinin konusuna girmiyor. Buna karşılık, hisse senedine bağlanmamış anonim şirket payları ile limited şirketlerdeki ortaklık haklarının veya hisselerinin elden çıkarılmasından doğan kazançlar ise herhangi bir süreye bakılmaksızın değer artış kazancı olarak gelir vergisine tabi tutuluyor.

Anonim şirketler büyük avantaj sağlıyordu!

Söz konusu uygulama yıllardır yürürlükte. Anonim şirketlere büyük bir avantaj sağlayan özel düzenlemenin püf noktası ise, anonim şirket ortaklık paylarının hisse (pay) senedine bağlanması ve bu senetlerin bastırılarak ortaklara verilmesi.

Hisse (pay) senedine bağlanmış anonim şirket ortaklık paylarına sağlanan bu vergi kolaylığının limited şirket ortaklık paylarına tanınmaması, Türkiye’de şirketlerin daha çok anonim şirket olarak kurulmasına ve mevcut limited şirketlerin ise anonim şirketlere dönüştürülmesine neden oluyor.

Sağlanan bu vergi kolaylığı limited şirketlere ciddi avantajlar sağlayacak. Örneğin, anonim şirket hisse senedini iktisap eden bir şahsın, 2 yıl elde bulundurduktan sonra bu hisse senetlerini ciro ederek ortaklık payını satması halinde, elde ettiği kazanç tutarı ne olursa herhangi bir vergi ödemiyor. Buna karşılık limited şirket ortağı 50- 60 yıl geçse de, ortaklık payını sattığı takdirde ciddi bir gelir vergisi ödemesi ile karşı karşıya kalıyor.

5 yıl sonra satılan hisse payları vergilendirilmeyecek

Yasa taslağında yer alması beklenen düzenleme ile, uzun yıllardır devam eden ve büyük şikayetlere neden olan sorun çözüme kavuşturuluyor. Hisselerin elde bulundurma süresi 2 yıldan 5 yıla çıkarılıyor, ayrıca hisse (pay) senedine bağlanmış limited şirket ortaklık payları da kapsama dahil edilerek, iktisap tarihinden itibaren 5 yıl elde bulundurulduktan sonra elden çıkarılan hisse senedine bağlanmış limited şirket paylarından elde edilen kazançların da vergilendirilmemesi sağlanıyor.

https://www.ekonomim.com/foto-galeri/ekonomi/limited-sirketlerin-borsaya-acilmasinin-onundeki-engel-kalkiyor-galeri-750350a

İK personelinin dikkat etmesinde fayda var. İş hukukunda bir hata zincirleme sonuçlara yol açıyor. Hatalı yapılan kıdem tazminatı hesabı halinde eksik kıdem tazminatı ödemesine yol açar, dava edilmesi halinde faizi ile birlikte ödenir. Üzerine avukat vekalet ücreti eklenir. Astarı yüzünden pahalı olur.

1-Yıl içinde düzenli ve belirli periyotlarla ödenen parasal haklar bakımından, kıdem tazminatının son ücrete göre hesaplanması gerekir.

2-İşçinin son ücreti üzerinden kıdem tazminatı hesaplandığına ve yıl içinde artmış olan ücretlerin ortalaması alınmadığına göre, ücretin ekleri bakımından da benzer bir çözüm aranmalıdır.

3-Örneğin işçinin yıl içinde aldığı üç ikramiyenin eski ücretten olması sebebiyle daha az olması ve fakat son ikramiyenin işçinin son ücreti üzerinden ödenmesi halinde tazminata esas ücretin tespitinde dikkate alınması gereken ikramiye de bu son ikramiye olmalıdır.

4-Hesaplamanın, son dilim ikramiyenin ait olduğu dönemdeki gün sayısına bölünerek yapılması hakkaniyete de uygundur.

5-Daha somut bir ifadeyle, yılda dört ikramiye ödemesinin olması durumunda her bir ikramiye 3 aylık bir dönem için uygulanmaktadır. İşçinin artmış olan ikramiyesinin ait olduğu doksan güne bölünmesi suretiyle, bir güne düşen ikramiye tutarının bulunması, kıdem tazminatının son ücretten hesaplanacağı şeklinde yasal kural ile daha uyumlu olacaktır.

6-Aynı uygulamayı yol ve yemek yardımı gibi ödemeler için de yapmak olanaklıdır. İşçiye aylık olarak yapıldığı varsayılan bu gibi ödemelerin son ay için ödenen kısmının fiilen çalışılan gün sayısına bölünmesi suretiyle bir güne düşen tutar tespit edilmelidir.

7-Buna göre periyodik olarak ödenen ve yıl içinde artmış olan parasal haklar yönünden son dönem ödemesinin ait olduğu dilim günlerine bölünmesi ile tazminata esas ücrete yansıtılacak tutar daha doğru biçimde belirlenebilecektir.

Güncel Yargıtay içtihatları bu yöndedir.

Yargıtay 9. HD, 2017/14297 E., 2020/1178 K.

Linkedin paylaşımından alıntı yapılmıştır

KURUMLAR VERGİSİ; Yurt içindeki müşterilere yönelik olarak yurt içinde Google veya Facebook gibi mecralarda yayınlanan reklam hizmetlerine ilişkin olarak Kurumlar Vergisi Kanununun 30. maddesine göre %15 oranında vergi kesintisi yapılır.

KDV; KDV Mükellefiyetine göre tevkifat oranı değişir.

a) Google veya Facebook gibi mecraların Türkiye'de KDV mükellefiyeti bulunmadığından % 20 oranında Hesaplanan KDV'nin tamamının sorumlu sıfatıyla 2 Nolu KDV Beyannamesi ile beyan edilerek ödenmesi gerekmektedir.

b) Türkiye'de iş yeri / KDV mükellefiyeti oluşması halinde reklam hizmetine ilişkin Hesaplanacak KDV için (3/10) oranında tevkifat uygulanarak 2 Nolu KDV beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir.

Ersan KARACA
Yeminli Mali Müşavir
This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

Engelli vatandaşlar için KDV ve ÖTV'siz araç alımında yeni dönem başlayacak. Önümüzdeki hafta TBMM'nin gündemine gelecek yeni vergi paketinde engellilere sağlanan ÖTV indirimine de kısıtlama getirilmesi planlanıyor. Ayrıca, taşıtların veraset yoluyla intikalinde istisnaya konu vergilerin mirasçılar tarafından ödenmesi hedefleniyor.

Engellilere sağlanan Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) indiriminde kısıtlama getirilmesi gündemde.  Yapılacak yeni düzenlemeyle istisnadan yararlanma süresinin 5 yıldan 10 yıla çıkartılması ve taşıtların veraset yoluyla intikalinde istisnaya konu vergilerin mirasçılar tarafından ödenmesi hedefleniyor.

Sabah'ın haberine göre, engellilere uygulanan pozitif ayrımcılık kapsamında araç alımlarında KDV ve ÖTV muafiyetleri uygulanırken, bu durum bazı engellilerin akrabaları tarafından üzerlerine araç alınması ile suistimal ediliyordu. Bu da devlette büyük bir vergi kaybına sebebiyet veriyordu. 

Türkiye'de 2024 yılı için hesaplanması gereken ÖTV ve diğer her türlü vergiler dahil satış bedeli 1 milyon 591 bin TL'nin altında olan binek otomobiller engellilik derecesi yüzde 90 veya daha fazla olanlar için 5 yılda bir kez olmak üzere ÖTV'den muaf tutuluyor. Bu muafiyet kapsamında yalnızca bu yılın ilk 3 ayında 76 bin 953 araç satışı gerçekleşirken, ÖTV ve KDV kaybı ise 47.8 milyar TL oldu.

2 ihtimalli çalışma

Meclis'e gelecek düzenleme için ise iki alternatif üzerinde çalışıldığı öğrenildi. İlk alternatifte istisnadan yararlanma süresinin 5 yıldan 10 yıla çıkarılması, taşıtların veraset yoluyla intikalinde istisnaya konu vergilerin mirasçılar tarafından ödenmesi, her yıl yeniden değerleme oranında artan tutarın yeniden değerleme oranının yarısı kadar artırılması ve Cumhurbaşkanı'nın yeniden değerleme oranında artan tutarı, yüzde 50'sine kadar artırma yetkisinin kaldırılması üzerinde çalışılıyor.

İkinci alternatifte ise ÖTV Kanunu'ndaki istisnanın kaldırılması, teşvikin sosyal yardım şeklinde yapılması, engellilerin gelir durumları ve alınacak taşıtların yerli olması gibi kriterler esas alınarak ilgili bakanlık tarafından nakit desteği verilmesi üzerinde çalışılıyor.

https://www.dunya.com/ekonomi/nissandan-cin-karari-fabrikasini-kapatacak-haberi-733278

Yeni vergi paketinde yer alan maddeye göre ev sahipleri yıllık kira vergisini artık her ay peşin ödemek zorunda kalabilir. Bankaya yatırılan kiranın yüzde 20’sinin vergi olarak kesildikten sonra kalanın ev sahibine aktarılacağı iddia ediliyor. Kirada stopaj uygulamasına geçilmesiyle devletin ev sahiplerinden 40 milyar liralık kira vergisi tahsil edeceği hesaplanıyor.

Kira vergisi otomatik vergi haline mi gelecek? 

Sözcü Gazetesi'nde yer alan haberdeki iddiaya göre evini kiraya verenlerin yılda bir defa beyanname vererek ödedikleri kira vergisinin (Gayrimenkul Sermaye İradı-GMSİ) otomatik vergi haline dönüşebileceği ileri sürülüyor.

İktidarın hazırladığı vergi paketine göre, kiracı kirasını her ay bankaya yatıracak. Banka hesaba düşen kira parasının yüzde 20’sini (5’te 1’ini) vergi olarak kesip Maliye’ye gönderecek, geriye kalanı ev sahibinin hesabında bırakacak.

Evini 10 bin lira kiraya veren ev sahibinin aylık kira geliri 8 bin liraya düşecek

Yeni düzenlemeyle örneğin evini 10 bin lira kiraya veren ev sahibinin aylık kira geliri 8 bin liraya düşecek.

Mevcut yasaya göre bir yıl boyunca elde edilen kira gelirlerinin vergisi bir sonraki yıl beyanname verilerek ödeniyor. Beyan sırasında her yıl yeniden değerleme oranında artan istisna tutarı toplam gelirden düşülüyor ve kalan kısım üzerinden yüzde 15’ten başlayarak vergi alınıyor.

Uygulama ne zaman başlayacak?

Yeni getirilecek sistemde ise kira gelirleri tıpkı çalışanların her ay maaşından yapılan vergi kesintisi (stopaj) gibi kesintiye uğrayabileceği öne sürülüyor.

Bütün kira ödemeleri bankalar üzerinden yapılacak. Bankanın, faiz ve benzeri kazançlarda olduğu gibi ev sahibinin hesabına yatan kira parasından yüzde 20 oranında stopaj kesebileceği iddia ediliyor. Kalan tutarın ise vergisi ödenmiş kira geliri olarak ev sahibinin hesabına düşebileceği belirtildi.

Bu yöntemle, normalde yüzde 15’ten başlayan kira vergisi yüzde 20’ye yükselmiş olacak. Ev sahipleri daha sonra isterlerse giderlerini beyan edip ödedikleri vergiden iade talep edebilecek.

Uygulamanın 2025’ten itibaren elde edilecek kira gelirlerinde geçerli olacağı iddia edildi.

Ev sahipleri 40 milyar vergi ödeyecek

Kirada stopaj uygulamasına geçilmesiyle devletin ev sahiplerinden 40 milyar liralık kira vergisi tahsil edeceği hesaplandı.

Bu da 200 milyar lira olması beklenen kira gelirinden ev sahiplerine kalacak tutarın 160 milyar lira olacağını gösteriyor.

Ev sahipleri 12 aylık kira gelirinin 1 aylık tutarını devlete vergi olarak öderken yeni düzenleme ile 2 aylık kirayı devlete vermek zorunda kalabilir.

https://www.ekonomim.com/foto-galeri/ekonomi/kirada-stopaj-donemi-geliyor-her-ay-kiranin-yuzde-20si-vergi-olarak-maliyeye-gidecek-galeri-750183

Yapılan açıklamaya göre Hazine ve Maliye Bakanlığı, bahşiş ve motokurye gelirlerinin vergileme usulünde, sektörden gelen talep üzerine kolaylık sağlayacak. Bahşiş ödemeleri, hizmet bedelinin yüzde 10'unu aşmaması şartıyla ödeme belgelerinde bu bedelden ayrı gösterilecek ve KDV'ye tabi tutulmayacak. Motokurye gelirlerinin de KDV'den muaf tutulması öngörülüyor.

Hazine ve Maliye Bakanlığı, sektörden gelen talep üzerine, bahşiş gelirleri ile motokurye faaliyetlerinin vergilendirme usulünde değişikliği de vergi paketi hazırlıklarına dahil ederken, bu alanlarda yeni vergi ihdas edilmeyecek.

Bakanlıktan edinilen bilgilere göre, hazırlıkları yürütülen pakette, vergilendirmede kolaylık isteyen sektörlerin talepleri de değerlendiriliyor.

Bu kapsamda, ilgili sektörlerin başvurusu üzerine, bahşiş gelirleri ve motokurye faaliyetlerinden elde edilen gelirlere yeni vergi ihdas edilmeden, bu alanlardaki vergilendirme usulünün kolaylaştırılması için çalışma yapıldı.

Bahşişler KDV'ye tabi tutulduğu için sektör kolaylık istedi

Gelir Vergisi Kanunu'na göre, yeme içme hizmeti veren işletmelerde toplanan bahşişlerin işverence çalışanlara dağıtılması durumunda, bu ödemeler işverenden alınan ücretin bir parçası olarak değerlendiriliyor ve ücret matrahına eklenerek gelir vergisi tarifesine göre tevkif suretiyle vergilendiriliyor.

Banka kartı, kredi kartı ve diğer ödeme sistemlerinin yaygınlaşmasıyla birlikte müşteriler yeme içme bedeline ilave olarak bahşiş ödemelerini de kartla yapmaya başladı. Bu durumda, ayrı gösterilemediği için bahşiş olarak yapılan ödeme, yeme içme hizmetinin matrahına dahil bir unsur olarak kabul ediliyor ve KDV'ye tabi tutuluyor.

Sektör temsilcilerinin kolaylık talep etmesi üzerine harekete geçen Bakanlık, konunun tarafı olan diğer bakanlıklarla çalışma yürüttü. Bu kapsamda dünya örnekleri de incelenirken banka ve kredi kartı ile bahşiş ödemesinin çok yaygın olduğu ve ödeme belgelerinde bu tutarların ayrı gösterilerek KDV matrahına dahil edilmediği belirlendi.

Tamamı çalışanlara dağıtılacak

Hazırlanan taslak çalışmaya göre, bahşiş ödemeleri, hizmet bedelinin yüzde 10'unu aşmaması şartıyla ödeme belgelerinde bu bedelden ayrı gösterilecek. Ücret niteliğindeki bu gelirler banka hesabında toplanacak ve tamamı çalışanlara dağıtılacak. Asgari ücretin aylık brüt tutarına kadar çalışanlara dağıtılan paralar, normal ücret geliriyle ilişkilendirilmeyecek ve tarife yerine sadece yüzde 10 gelir vergisi tevkifatına tabi olacak.

Bahşiş ödemelerinin hizmet bedelinden ayrı olarak gösterilmesi şartıyla ücret niteliğinde olan bu ödemeler, işveren tarafından hizmet bedeline dahil edilmeyecek ve dolayısıyla KDV'ye tabi tutulmayacak.

Kapsama girecek sektörler belirlendi

Düzenleme, yeme içme sektöründe faaliyette bulunan işletmeleri, yemeği paket servis ve diğer şekillerde sunanlar da dahil müşteriye servis hizmeti sunan işletmeleri kapsayacak.

Otel ve benzeri konaklama işletmelerinin yeme içme hizmeti sunan birimleri de bu hizmetleri için ayrıca fatura ve fatura benzeri belge düzenlemeleri kaydıyla kapsamda olacak.

Konu hakkında iş ve sosyal güvenlik mevzuatında da sigorta primi ve kıdem tazminatları açısından uygulamayı destekleyici düzenlemeler üzerinde çalışılıyor.

Motokuryelerin defter tutma zorunluluğu olmayacak

Motokurye faaliyetlerinden doğan ve ticari kazanç olarak vergilendirilen kazançların, tevkifat usulüyle verilendirilmesine yönelik basit vergileme usulüne geçilmesi öngörülüyor.

Kuryelerin, hizmet sözleşmesi kapsamında bir işverene bağlı olarak çalışmaları halinde elde ettikleri gelir ücret olarak vergilendiriliyor. Kendi nam ve hesabına bağımsız olarak çalışmaları durumda ise elde edilen gelir ticari kazanç kapsamında değerlendiriliyor ve teslim hizmetleri KDV'ye tabi tutuluyor. Ticari kazanç mükellefi olarak faaliyette bulunan 126 bin 112 motokurye bulunuyor.

Motokuryeler ve mesleki birliklerden gelen talepler üzerine, bunların defter tutma, belge düzenleme, geçici ve yıllık beyanname verme gibi yükümlülükleri yerine kolay şekilde vergilendirilmelerine yönelik düzenleme yapılması için çalışmalar tamamlandı.

Ticari kazanç mükellefi olan motokuryelere bu hizmetleri karşılığı yapılan ödemelerden belli oranda tevkifat yapılacak, bir takvim yılı içinde elde ettikleri gelirlerin tarifenin 4. dilimini (bu yıl için 3 milyon lira) aşmaması halinde tevkifat nihai vergi olacak.

Bu uygulamaya geçenlerin, defter tutma, belge düzenleme, geçici ve yıllık beyanname verme gibi yükümlülükleri olmayacak. Ayrıca, bunların hizmet ifaları KDV'den de istisna tutulacak.

https://www.ekonomim.com/ekonomi/bahsis-ve-motokurye-gelirlerine-vergi-gelecek-mi-bakanliktan-aciklama-haberi-750215

Cumartesi, 22 Haziran 2024 10:20

Torba Kanun- 2

Bakanlıktan yapılan açıkla­malara göre temmuz sonuna kadar çok kapsamlı bir vergi pa­keti ile karşı karşıya kalacağız.

Ancak biz sosyal medyaya yan­sıyan bir kısım sunum ve söylen­tilerden hareketle neler olabile­ceği konusunda ancak spekülas­yon yapabiliyoruz.

Dün Cumhurbaşkanlığına ya­pılan sunum şeklinde sosyal medyaya yansıyan taslak çalış­madan bazı hususların kanun taslağında yer almaması veya bu şekilde yer almaması mümkün.

Cumhurbaşkanlığı sunumun­da kazanılmış hakların gözetil­mesine dikkat edilme gayretinde olunduğunu görmekten memnu­niyet duyduk.

1- Enflasyon düzeltmesinin yaratacağı vergi yükü de dikkate alınmalı

Enflasyon muhasebesi uygula­masının fiktif (realize olmamış, aktifteki varlıkların farazi de­ğer artışları üzerinden hesapla­nacak) kâr üzerinden, Anayasa­mızın (mali güce göre vergileme prensibi başta olmak üzere) her türlü vergileme ilkelerine aykırı olarak uygulanacak bir vergi yü­kü yaratacağı hususu, işletmele­re getirilecek bu yeni vergi yük­lerinde unutulmamalı.

2- Dahilde işleme rejimin­de KDV'yi ödetip son­ra iade etme yaklaşımı tekrar düşünülmeli

Uzun yıllardır uygulanan da­hilde işleme rejimi çerçevesinde KDV ödemeksizin yapılan ithalat imkanının kaldırılmak istendi­ği , ”Mükellefler ithalat sırasın­da KDV’yi ödesinler ihracattan sonra iade alırlar.” yaklaşımının tasarıya konmak üzere önerildi­ği görülmektedir. Gerekçe ola­rak, üretimde kullanılacak yerli mal aleyhine dezavantajlı bir du­rum oluştuğu, ithal edilen ürün­lerin takibinin zor ve kötüye kul­lanımlar olduğu ifade edilmiştir. Özellikle yerli ürünler için olu­şan bir haksız rekabet varsa bu hususun önemli olduğunu düşü­nüyorum. Ancak bu durumun et­kilenecek sektörlerle masaya ya­tırılarak tahlili, irdelenmesi ve beraberce çalışılması lazım.

İhracatın, döviz kazandırıcı işlemlerin tek desteklenen alan olarak ilan edildiği “Orta Vade­li Plan” dikkate alındığında, bu tür yaklaşımların adeta planın sabote edilmesi sonucu yarata­bileceği endişemizi paylaşmak isterim. Mali İdare bir takım so­runlar tespit etmiş olabilir, bil­miyoruz. Sorunlu konu ve sek­törleri tüm paydaşları da işin içine katarak engelleyici-çözü­cü adımlar atmakta fayda var. Bu konuda atılacak yanlış adım­lar, sektörlere çok büyük finans­man yükleri getirebilir ve reka­bet güçlerini törpüleyebilir.

3- Özel gider (harcama) bil­dirimi uygulamasının ih­dası

Cumhurbaşkanlığına yapılan yeni vergi düzenlemeleri sunu­munda, harcamaları ile beyana tabi gelirleri arasında %20’nin üzerinde fark olan mükellefler­den izahat istenmesi, mükellef­lerce izah edilemeyen tutarların arızi gelir sayılıp vergilenmesi yolunda bir düzenleme öneril­miş. Bu düzenleme taslakta yer alacak mı bilinmiyor. “Nereden buldun” düzenlemesinin yeni versiyonu sayılabilecek bu dü­zenlemenin tasarıda yer alma­ma ihtimali yüksek. 4369 sayılı kanunla 1998 yılında kabul edi­len düzenleme önce ertelenmiş daha sonra da 2003 yılında uy­gulanamadan yürürlükten kaldı­rılmıştı.

Önerilen Düzenleme:

Risk analizi sonucu beyana ta­bi gelirleri ile yapılan harcama­ları arasında %20’nin üzerin­de uyumsuzluk olan mükellef­lerden Özel Gider (Harcama) Bildirimi istenmesi ve aradaki farkın izah edilememesi duru­munda ilgili hakkında vergi in­celemesi yapılması, izah edile­meyen fark tutarların arızi ka­zanç olarak kabul edilerek gelir vergisi tarh edilmesi öngörül­mektedir.

Bu düzenleme, mükelleflerin harcama ve gelirlerinin görüle­bilmesine imkan tanıyan «mü­kellef hesap kartı» gibi bir çalış­ma ile birlikte yürütülecektir.

Etki analizi:

Gelir artırıcı ve gönüllü uyumu destekleyici etki­si olacaktır. 2024 yılı ka­zançlarına uygulanmak üzere

1.1.2025 tarihinde yü­rürlüğe konulması öneril­mektedir.

Yıllardır, kayıt dışı eko­nomi ve vergilenmemiş gelirlerle ilgili seslendirilen bu yaklaşıma bu kez de cesaret edi­lemeyecek gibi duruyor.

Reel olmayan gelirlerin vergi­lenmeye çalışılması halinde dö­vizin hareketlenmesi, nakdin sistem dışına ve yurt dışına yö­nelme endişesi, bu tür adımların atılabilmesi cesaretini kırdığı gibi tüm yüklerin kayıt içindeki şirketlerde vergi yığılması so­nucunu doğuruyor olması vergi adaleti, çok kazanandan çok ver­gi alma, mali güce göre vergileme çabalarını boşa düşürücü sonuç­lar yaratıyor.

4- E-ticaret platformları aracılığı ile yapılan sa­tışlara stopaj getirilmesi dü­şünülüyor

Giderek hacmi artan e-ticaret cirosu üzerinden stopaj yoluyla peşin vergi alınması önerilmiş.

5- Kurumlara yapılan hiz­met ödemelerinde stopaj çeşidi artırılabilecek

KDV'de kısmi tevkifat konusu­na giren özellikli bazı işlemlerin ayrıca kurumlar vergisi açısın­dan da tevkifata tabi tutulması önerilmektedir.

6- Borsa kazançlarının ver­gilendirilmesi

Bu konuda yapılan önerinin ilk değerlendirmeler sonrası rafa kaldırıldığı açıklandı.

7- Basit usulde vergileme kaldırılıyor

Yaklaşık 700.000 kişi deftere geçirilip işletme hesabı esasına göre defter, belge ve beyan dü­zenlemeye başlayacak.

8- Nüfusu 30.000'in altın­daki ilçelerde basit usul­deki mükellefler esnaf muaflı­ğına alınacak.

Bu mükellefler alacakları es­naf muafiyet belgesi karşılığında her yıl bir harç ödeyecekler.

9- Konut kiralarında %20 stopaj

Kira ödemelerinin tutara ba­kılmaksızın bankalar aracılığıyla ödeme zorunluluğu getirilmesi ve ödemeler üzerinden banka ta­rafından %20 tevkifat yapılması, kira gelirinin tarifenin üçüncü gelir dilimini açmaması halinde beyanname verilmesinin ihtiya­ri bırakılması, aşması halindey­se beyanname verilmesi ve tev­kifatın mahsup edilmesi öneril­mektedir.

10- Devreden KDV‘nin devir süresinin beş yılla sınırlandırılması

Beş yılda indirilemeyen katma değer vergisinin beşinci yılın so­nunda gider olarak dikkate alın­ması önerilmektedir.

11- Yem ve gübre teslimle­ri ile ilgili KDV istisna­sı kaldırılıyor

İstisnadan beklenen fayda sağ­lanmadığından kaldırılması öne­rilmektedir.

12- Yabancılara verilen sağlık hizmetlerinde kdv istisnası kaldırılıyor

İstisnadan beklenen faydanın sağlanmadığından kaldırılması önerilmektedir.

13- Basılı kitap ve süreli yayınların teslim in­deki kdv istisnası kaldırılıyor

İstisna kapsamında olmayan yayınlar ve kırtasiye ürünleri için istisna uygulandığı tespitlerin bulunması ve iade taleplerinin yönetme zorluğu dikkate alınarak kaldırılması önerilmektedir.

14- Türkiye Varlık Fonu ile ilgili KDV istisnası kaldırılıyor

Konuya ilişkin istisna düzen­lemesinde ki ifade zafiyeti ve yapılan hatalı yorum nedeniy­le, Türkiye varlık fonu devral­dığı oyunlar ve yarışlar için kdv beyan etmemesine karşın bu oyunların bedelinde nihai tüketicilerden kdv dahil tutar­ları tahsil etmekte ancak tahsil edilen bu kdv hazineye gelme­mektedir. Bu durum yıllar iti­bari ile artış gösteren önemli bir kdv kaybına neden olmak­tadır. Bu nedenlerle bu istisna­nın kaldırılması önerilmektedir.

15-İtfaiye öncü araçları­nın ÖTV kapsamına alınması

İtfaiye öncü aracı olarak bele­diyeler tarafından satın alınan­ların itfaiye öncü aracı olarak kullanılmadığı hatta makam ara­cı olarak kullanıldığı tespit edil­miştir. Bu nedenle istisnanın kaldırılması önerilmektedir.

16- Bahşişe stopaj

Fatura bedelinin %10’undan fazla olmamak, çalı­şan başına aylık brüt asgari üc­reti aşmamak, ayrı bir banka he­sabında takip edilmek kaydıyla bahşiş gelirlerinden %10 tevki­fat yapılmak suretiyle çalışanla­ra aktarılması önerilmektedir.

17- Ar-Ge ve tasarım ya­pan startup şirketle­rinde hisse senedi opsiyonla­rında vergisel kolaylık

Çalışanlara verilecek hissele­rin şirketteki çalışma süreleri uzadıkça yapılacak vergilemenin oranının düşürülmesi suretiyle çalışanların uzun süreli çalışma­larını teşviki amaçlanmaktadır.

18- Borsası olan kıymet­li madenler için ilgili maden bazlı muhasebe imkanı

Daha önce altın için kısa bir süre uygulanan bu sistemin bor­sası olan tüm kıymetli madenler­le ilgili tekrar uygulamaya sokul­ması önerilmektedir.

19- Ar-Ge personeline uy­gulanan ücret istisna­sına üst limit getirilmesi

Teknokentler ve Ar-Ge mer­kezlerinde çalışanlara uygula­nan istisnanın brüt asgari ücret tutarının beş katı olarak bir üst sınır getirilmesi önerilmektedir.

20- Kayıt dışı faaliyetler­de vergi ziya cezası­nın artırımlı uygulanması

Vergi ziya cezası uygulamasın­da kayıt dışı çalışanlar ile kayıtlı çalışanlar arasında halihazırda bir fark bulunmamaktadır öne­rilen düzenlemeyle kayıt dışı ça­lışanlara uygulanacak vergi ziyaı cezası %50 artırımlı uygulanma­sı önerilmektedir.

21- Başkalarına ait POS cihazı kullanımına ce­za uygulanması

Uygulamada kişilerin kendile­rine verilen POS cihazlarını baş­ka mükelleflere ve mükellef ol­mayanlara kullandırdıkları gö­rülmektedir. Tespiti halinde üç kat özel usulsüzlük cezası kesil­mesi önerilmektedir.

22- ÖKC ve POS cihazla­rına ilişkin düzenle­melere aykırı davranın servis sağlayıcılara ceza

Yapılan düzenlemelere aykırı olarak, mükelleflere cihaz / sis­tem kullandıran, teslim eden ve­ya satan, entegrasyon işlemleri­ni yapmayan, bu cihaz veya sis­temlere ilişkin olarak eksik ya da hatalı bilgi gönderen, uygulama yazılımı gerçekleştiren, özel en­tegratör ve uyumlu yazılım şir­ketlerine her bir tespit için mü­kerrer 355. maddenin birinci fık­rasında yer alan özel usulsüzlük cezasının on katı özel usulsüzlük cezası kesilmesi önerilmektedir.

23-Fatura düzenlemeye satıcılara üç kat özel usulsüzlük cezası kesilmesi

Vergi mükellefi veya nihai tü­ketici olan alıcı beş iş günü içe­risinde fatura düzenlenmediği­ni idareye bildirir ise alıcıya ceza kesilmeyecek, satıcıya üç kat özel usulsüzlük cezası kesilecektir.

24-İhbar ikramiyeleri artırılıyor

%10 yerine %15 oranında vergi aslı ve vergi ziyaı cezası üzerinden ihbar ikramiyesi ödenmesi öngö­rülüyor. Özel usulsüzlük cezası gerektiren fiillerin ihbarı halinde cezanın %5’i tutarında ihbar ikra­miyesi ödenecek. Ancak özel usul­süzlük nedeniyle, aynı muhbire bir takvim yılı içinde ödenecek ik­ramiye tutarı 20.000 TL’yi geçme­yecektir.

Zeki GÜNDÜZ

This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

https://www.dunya.com/kose-yazisi/torba-kanun-2/733221

1-5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalılardan 4857 sayılı Kanunun 13 üncü ve 14 üncü maddelerine göre kısmi süreli veya çağrı üzerine çalışanlar ile ay içerisinde günün bazı saatlerinde çalışıp, çalıştığı saat karşılığında ücret alanların ay içerisinde birden fazla işyerinden bildirilen kısmi çalışmalarının bulunması halinde, kısmi çalışma sürelerinin o ayın hangi gününe denk geleceği hususunda bir tespit yapılamadığından, kısmi çalışma süreleri toplanacak ve 30 günü geçmeyecek şekilde hizmet kaydı oluşturulacaktır.

2-Aylık prime esas kazancın tespiti de, kısmi süreli çalışmalara ilişkin prime esas kazançların toplanarak, aylık azami kazanç tutarını geçmeyecek şekilde dikkate alınacaktır.

3-Sigortalının ay bazında prim gün sayısının tespitinde kısmi süreli çalışmaları 30 günü, prime esas kazançları ise azami aylık prime esas kazancı geçmeyecek şekilde dikkate alınacaktır.

.

Linkedin paylaşımından alıntı yapılmıştır

Hakkımızda

 ö z d o ğ r u l a r, 18.08.1988 tarihinde kurularak, Mali Müşavirlik faaliyetine başlamıştır. 

Sektöründe en iyi olma duygusu ile personeline "Kalite" bilincini yerleştirmeyi, Kalite Yönetim Sistemini sürekli iyileştirmeyi, müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı, amaç edinerek, 2003 Yılında, alanında Türkiye' de ilk olarak ISO 9001: 2000 Belgesi almıştır.

 

Mali Takvim

Öne Çıkanlar

  • Enflasyon Düzeltmesi Uygulayan Şirketlerde Kar Dağıtımı Ticaret Bakanlığı tarafından hazırlanan “Enflasyon Düzeltmesi Uygulayan Şirketlerde Esas Alınacak…
  • 1 TL için 532.000 TL Fazla Vergi Ödeme Riski Sosyal içerik üreticilerinden ile Appstore, Google Play üzerinden gelir elde…
Top