Mehmet Özdoğru

Mehmet Özdoğru

Email: This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

EYT yasası çıkamadan önce yıllarca konuşuldu, 3.3.2023’de EYT yasası çıktı ancak EYT hala çok konuşu­luyor.

08.09.1999’da EYT ile emek­lilikte kademeli yaş şartı ge­tirilmişti. Yaklaşık 11 milyon 500 bin kişi emeklilikte yaşa takılmıştı. 3 Mart 2023’de çı­kan EYT yasasına kadar 11 mil­yon 500 bin EYT’linin 7 milyo­nu yaşı bekleyerek emekli ol­du. Geriye kalan 4 milyon 500 bin EYT’li ise yaş şartı olma­dan emeklilik hakkı elde etti. Ancak tüm EYT’liler emekli olamadı. EYT yasası sonrasın­da yaş şartı olmadan emeklilik hakkı elde eden EYT’lilerden 2 milyon 307 bini emekli olur­ken 2 milyon 193 bin EYT’li henüz emekli olamadı.

Yani EYT’lilerin yarısı hala emekli olamadı.

3 Mart 2023’de EYT yasası sonra­sında 08.09.1999 tarihine kadar si­gorta başlangı­cı olanlar ya da SGK’ya borçlan­malar ile işe baş­lama tarihini 08.09.1999 tari­hi öncesine çeken yaklaşık 4 milyon 500 bin kişi yaş şartı olmadan emeklilik hakkı elde etti.

2024 Haziran emekli sayı­sı 2024 Temmuz emekli sa­yısı Aylık ort. emek. müraca­atı. EYT ile emeklilik hakkı el­de etmiş yaklaşık 4 milyon 500 bin kişiden 2 milyon 307 bini emekli oldu. EYT ile yaş şartı olmadan emeklilik hakkı elde edip prim gün sayısı eksik olan yaklaşık 2 milyon 193 bin prim gün sayısını tamamladıkların­da emekli olacaklar. Son SGK istatistiklerine göre aylık baz­da 35.668 kişi emekli olmuş.

3 Mart 2023 ile yüzbinlerce kişi emeklilik için müracaat­ta bulunmuştu ancak emekli­lik için müracaatta bulunanla­rın sayısı her ay azalıyor. Aylık bazda ortalama 35 bin kişiye düşmüş durumda, 2024 Kasım ve Aralık ayında yaklaşık 150 bin kişi emekli aylıklarında kayıp yaşamamak için emek­li olmak istememelerine rağ­men zorunlu olarak emeklilik müracaatlarında bulunacak­lar. 2025’de itibaren emeklilik müracaatlarında bulunacakla­rın sayısı aylık bazda daha hız­lı düşecek! Yaklaşık 1 milyon 500 bin EYT’li nasıl bir yol iz­leyerek emekli olacaklarını da­hi bilmiyor.

-08.09.1999 öncesi işe giri­şi olup çok az prim gün sayısı olanlar

-08.09.1999’da sadece bir, iki gün işe başlaması olup daha sonra çalışma hayatında bu­lunmayan, ilk işe başladığın­da sigorta başlangıcından dahi habersiz olanlar

-Son 1261 günde Bağ-Kur’a takılanlar

-Bağ-Kur’lu olup geçmiş dö­nemlerde Bağ-Kur günlerini sildiren günlük ihya tutarı ile kendilerine büyük miktarda borç çıkan ve bu borcu ödeme imkanı olmayanlar

-Devlet memuru olup EYT’li olduğu halde düşük emekli ay­lığı almamak için emekli olma­yanlar

-Prim gün sayısı az olup ka­dınlarda 58, erkeklerde 60 yaşı­nı bekleyenler

-EYT’li olup olmadığını bil­meyenler

-Hangi statüden ne zaman kaç günle emekli olacağını bil­meyenler

-Planlama yaparak birkaç yılda emekli olabilecek fakat bir türlü bu işlere zaman ayır­mayanlar

-Düşük emekli aylıkları ne­deni ile emekli olsam ne ola­cak deyip emeklilik planlaması yapmayanlar

-Daha fazla çalışarak daha yüksek emekli aylığı alacağını düşünüp emekli olmayı tercih etmeyen fakat ileride buna piş­man olacaklar

-Bir işyerinde gerçekten ça­lışmadan kendisini para kar­şılığında sigortalı gösterip bu günler silinenler ve eksik günü­nü nasıl tamamlayacağını bil­meyenler

Bu durumda emekli olama­yan yaklaşık 2 milyon 193 bin kişinin yapması gerekenler,

-E-devletten SGK hizmet dökümlerinizi kontrol edin, 08.09.1999 tarihi ve öncesi adı­nıza 1 gün dahi prim ödenmişse EYT’li olduğunuzu bilin,

-Son 2520 gün sayınıza göre hangi statüden emekli olacağı­nızı,

-Eksik günlerinizi nasıl ta­mamlayacağınızı

-Hangi durumlarda parasını ödeyerek gün satın alacağınızı

-3600 günle yaş şartı ile mi, 5000-5975 gün ilk işe başlama tarihinize göre yaşa tabi olma­dan mı emekli olacağınızı

-Bağ-Kur mu, SSK mı konu­sunda karar verip ona göre son 1261 gün primi için işyerini de­vir edecekler, şirket ortaklığın­dan ayrılacakların zaman kay­betmeden karar vermesi,

-Hangi tür emekliğin sizin yararınıza olduğunu, en kolay emeklilik yolunu öğrenerek eksik günlerinizi tamamlayıp emekli olacaksınız.

-Çalışmadan nasıl prim ödeyeceğinizi bilerek

Emeklilik planlamanızı ya­pın, bilgiye ulaşmak artık çok daha kolay, yasal olarak hakkını kullanın, birkaç yıl sonra bu ko­nularla ilgilenmeyen EYT’liler çok pişman olacaklar.

 

Özgür ERDURSUN

This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

https://www.dunya.com/kose-yazisi/eytlilerin-yarisi-emekli-oldu-diger-yarisi-neden-emekli-olamadi/751672

Bilindiği üzere; Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı’nca, vergi kayıp ve kaçaklarını önleyici bazı tedbirler birbiri ardı sıra uygulamaya konulmaktadır. Özellikle teknolojik gelişmelerden de yararlanılarak, bu alanda yapılan çalışmaların en başında da ödemelerin mümkün mertebe banka veya benzeri finans kurumları aracılığıyla yapılmasını sağlamak ve bu kuruluşlarca yapılacak ödemelerle ilgili bilgilere elektronik ortamda ulaşarak, bu bilgileri yine bilgisayarlar aracılığı ile çapraz kontrollere tabi tutarak ve mükelleflerce verilen beyannamelerdeki verilerle karşılaştırarak denetlemek gelmektedir.

Geçen haftaki yazımızda; 572 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile yapılan ve 7 bin TL üzerindeki ödemelerin banka ve finans kurumları üzerinden yapılmasına ilişkin zorunluluk düzenlemesine mükellef olmayanların da dahil edildiği açıklanmıştı.

Öte yandan, 29.07.2008 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 268 Seri Nolu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile işyeri ve konut kiralama işlemlerine ilişkin yapılacak tahsilat ve ödemelerin banka veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsiki zorunluluğu getirilmişti. Buna göre, 01/11/2008 tarihinden itibaren;

- Konutlarda, her bir konut için aylık 500 TL ve üzerinde kira geliri elde edenlerin,

- İşyerlerinde, işyerini kiraya verenler ile kiracıların,

kiraya ilişkin tahsilat ve ödemelerini banka veya Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü aracılığıyla yapmaları ve bunlar tarafından düzenlenen belgelerle tevsik etmeleri zorunluydu.

17.10.2024 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 328 Seri Nolu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile konuya ilişkin olarak, konut kiralarının tevsik edilmesinde uygulanmakta olan 500 TL tutarındaki sınır kaldırılmış ve tevsik zorunluluğuna uyulmaması halinde uygulanacak cezalara ilişkin düzenlemeler açıklanmıştır. Anılan Tebliğ’le 268 Nolu Gelir Vergisi Genel Tebliği de yürürlükten kaldırılmış olup, 328 Nolu Tebliğ’le düzenlenen hususlar şöyle özetlenebilir:


Tevsik zorunluluğunun kapsamı ve tevsik zorunluluğu getirilen işlemlerde belge düzeni

Konutlarda ve iş yerlerinde, konutunu ve iş yerini kiraya verenler ve bunları kiralayanların, kiraya ilişkin tahsilat ve ödemelerini bankalar veya Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi tarafından düzenlenen belgelerle tevsik etmeleri zorunludur.

Haftalık, günlük veya benzeri şekilde kısa süreli konut kiralamalarına ilişkin yapılan tahsilat ve ödemeler de tevsik kapsamındadır.

Konut ve iş yerini kiraya verenler ve bunları kiralayanların, kira bedeline ilişkin mahkeme ve icra yoluyla veya ayni olarak yaptıkları tahsilat ve ödemeler tevsik zorunluluğu kapsamında değildir.

Hisseli gayrimenkullerin kiralanmasında, kira bedelinin tamamının kiraya verenlerden birine bankalar veya Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi aracılığıyla ödenmesi durumunda, tevsik zorunluluğunun yerine getirildiği kabul edilecektir.

Bankalar veya Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi aracı kılınmak suretiyle; para yatırma, havale, EFT, çek, banka ve kredi kartı gibi araçlar kullanılmak suretiyle yapılan tahsilat ve ödemeler karşılığında dekont veya hesap bildirim cetvelleri düzenlendiğinden, bu belgeler tevsik edici belge kabul edilecektir. Bankaların internet şubeleri üzerinden yapılan ödeme ve tahsilatlar da aynı kapsamdadır. Kişilerin kira ödemelerini; banka şubelerine giderek T.C. kimlik numarası, vergi kimlik numarası, ad soyad/unvan bilgileri ve “kira ödemesi” açıklamasıyla kiraya verenin hesabına yatırması durumunda da tevsik yükümlülüğü yerine getirilmiş sayılacaktır.


Ceza uygulaması

328 Nolu Gelir Vergisi Tebliği ile getirilen ve yukarıda açıklanan zorunluluklara uymayanların her birine, her bir işlem için;

- Birinci sınıf tüccarlar ile serbest meslek erbabı hakkında 20 bin Türk Lirası’ndan,

- İkinci sınıf tüccarlar, defter tutan çiftçiler ile kazancı basit usulde tespit edilenler hakkında 10 bin Türk Lirası’ndan,

- Yukarıda yazılı bulunanlar dışında kalanlar hakkında 5 bin Türk Lirası’ndan,

az olmamak üzere işleme konu tutarın %10’u nispetinde özel usulsüzlük cezası kesilecektir.

Ancak, bir takvim yılı içinde kesilecek özel usulsüzlük cezasının toplamı 20 milyon Türk Lirası’nı geçemeyecektir.

Tevsik zorunluluğuna aykırı bir şekilde ödeme yapanların; durumu, ödemeyi takip eden beş iş günü içerisinde kendiliğinden idareye bildirmesi halinde, ödemede bulunan adına bu düzenleme uyarınca özel usulsüzlük cezası kesilmeyecektir.

Tahsilat ve ödemelerini banka, benzeri finans kurumları veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsik etme zorunluluğuna uymayanlar için asgari ve azami miktarları belirtilmiş olan tutarlar ile ceza miktarları her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak 213 sayılı Kanun uyarınca tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında, takvim yılı başından geçerli olmak üzere artırılarak uygulanacaktır. Akif AKARCA / Dr.Mehmet ŞAFAK

https://www.ekonomim.com/kose-yazisi/kiralarin-banka-araciligiyla-odenmesi-zorunlulugunda-yeni-duzenleme/776896

Bilindiği gibi Maliye Bakanlığı, kendisine Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 257. maddesiyle  verilen, “mükelleflere muameleleri ile ilgili tahsilat ve ödemelerini banka veya benzeri finans kurumlarınca düzenlenen belgelerle tevsik etmeleri zorunluluğunu getirme ve bu zorunluluğun kapsamını ve uygulamaya ilişkin usul ve esaslarını belirleme yetkisini”, daha önce 320 sayılı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile kullanmıştı. Bu genel tebliğden sonra konuya ilişkin olarak 323, 324, 332, 459, 479 ve 480 sayılı Genel Tebliğler ile 1 sayılı Vergi Usul Kanunu Sirküleri yayımlanmıştır. Son olarak da 572 sayılı Genel Tebliğ’le yeni bir düzenleme yapılmıştır. Biz de bu yazımızda, bu düzenlemelerle oluşan son durumu aktarmak istiyoruz. 

Zorunluluk

Söz konusu Genel Tebliğler ile birinci ve ikinci sınıf tüccarlara, kazancı basit usulde tespit edilenlere, defter tutmak zorunda olan çiftçilere, serbest meslek erbabı ile vergiden muaf esnafa, kendi aralarında yapacakları ticari işlemler ile nihai tüketicilerden (Türkiye’de mukim olmayan yabancılar hariç) mal veya hizmet bedeli olarak yapacakları 7.000 Türk Lirası’nı aşan tahsilat ve ödemelerini banka, 6493 sayılı Kanun kapsamında yetkilendirilmiş ödeme kuruluşları, Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi’ni (PTT), aracı kılınarak yapmaları ve bu kurumlarca düzenlenen hesap belgesi (dekont) veya hesap bildirim cetvelleri ile tevsik etmeleri zorunluluğu getirilmiştir. Düzenlemelerle, bu tutarı aşan avans, pey akçesi, depozito gibi ödemelerle işletmelerin kendi ortakları ile ve diğer gerçek ve tüzel kişilerle olan ve herhangi bir ticari içeriği olmayan nakit hareketlerinin de bu kurumlarca düzenlenen belgelerle tevsiki zorunlu kılınmıştır. 

Bakanlık 572 sayılı Genel Tebliğ ile mükellef olmayanları da tevsik yükümlülüğü kapsamına almıştır. Mükellef olmayanlardan kasıt; fatura almak zorunda olan birinci ve ikinci sınıf tüccar, serbest meslek erbabı, kazançları basit usulde tespit olunan tüccar, defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçi, vergiden muaf esnaf dışında kalanlardır. Dolayısıyla zaten yükümlülük kapsamında olanların mükellef olmayanlardan veya mükellef olmayanların zaten tebliğ kapsamında olanlardan yapacakları tahsilat veya bunlara yapacakları ödemeleri saydığımız kurumlar aracılığı ile yapmaları gerekmektedir. 

Aynı günde aynı kişi veya kurumlarla yapılan işlemlerin toplam tutarının da haddi aşması durumunda, işlemlerin her biri işlem bazında belirlenen haddin altında kalsa bile, aştığı işlemden itibaren işleme konu tahsilat ve ödemelerin de saydığımız kurumlar aracılığıyla yapılmasının da zorunlu olduğu açıklanmıştır. Tebliğe göre örneğin, bir şirketin, bir kişiye 5.500 TL tutarında satış yaptıktan sonra aynı gün içerisinde 2.500 TL tutarında ikinci bir satış daha yapsa, bu ikinci satış ile sınır geçildiğinden bu ödemenin aracı finansal kurumlar kanalıyla yapılması gerekmektedir.

Zorunluluğun istisnaları

Banka veya anılan kuruluşlarla yapılan ödemelerle ispat zorunluluğunun istisnaları ise aşağıdaki gibidir. 

1-Sermaye piyasası aracı kurumlarında, yetkili döviz müesseselerinde (döviz büfelerinde), noterlerde, tapu idarelerinde yapılan işlemlere konu ödeme ve tahsilatlar, 

2-Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nda yer alan merkezi yönetim kapsamındaki kamu idareleri ile bunlara ait döner sermaye işletmelerinin işlemlerine konu tahsilat ve ödemeler,

3- Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nda yer alan merkezi yönetim kapsamındaki kamu idareleri, il özel idareleri, belediyeler ile bunların teşkil ettikleri birlikler, kanunla kurulan diğer kamu kurum ve kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına ait veya tabi olan veyahut bunlar tarafından kurulan ve işletilen müesseseler ile döner sermayeli kuruluşlar veya bunlara ait veya tabi diğer müesseseler tarafından yapılan ihale işlemlerine ilişkin yatırılması gereken teminat tutarlarına ilişkin tahsilat ve ödemeler,

4- Gerçek usulde vergiye tabi olmayan çiftçilere ait ürünlerin, ticaret borsalarına 5174 sayılı Kanun’un 46. maddesinde belirtilen süreler dahilinde tescil ettirilerek gerçekleşen satışlarına ilişkin tahsilat ve ödemeler, 

5-  Tevsik zorunluluğu kapsamında olanların yabancılar ve/veya Türkiye mukimi olmayan gerçek kişilerle yapacakları işlemlere ilişkin tahsilat ve ödemeler.

7.000 liralık sınırın altında kalan ödeme ve tahsilatlar ile mükellef olmayanların kendi aralarında yapacakları tahsilat veya ödemelerin de sayılan kuruluşlar aracılığı ile yapılması zorunlu değildir. 

Ancak İdare, tespit edilen tutarın üzerinde kalan işlemlerin tevsik zorunluluğundan kaçınmak amacıyla parçalara ayrılmasını da, peçeleme oluşturacağından kabul edilmeyeceğini de açıklamıştır. 

Mal veya hizmetin bedelinin 7.000 TL’yi aşması nedeniyle tahsilat ve ödemesi anılan kurumlardan alınacak belgelerle tevsiki zorunluluğu bulunan satışlarda, satışın vadeli veya taksitli olması ve her bir taksit tutarının sınırın altında kalması halinde dahi, söz konusu zorunluluğa yine uyulması gerekmektedir. Bir başka anlatımla, faturada gösterilen meblağın belirlenen tutarı aşması, zorunluluk için yeterlidir. Bu bedelin farklı tarihlerde ödenmesinde de her bir tahsilat ve ödemenin, anılan kurumlardan geçirilmesi gerekmektedir. Örneğin, bir beyaz eşya satıcısının 12.000 TL bedelindeki bir malını, bedeli 6 taksit halinde ödenmek üzere satması halinde,  taksit tutarları sınırın altında kalmasına rağmen taksit ödemelerinin saydığımız kuruluşlar aracılığıyla veya kredi kartı ile yapılması gerekecektir.

Banka sistemi içinde kaldığı müddetçe bir mal veya hizmet bedelinin müşterinin kendi çeki ya da ciro ettiği bir çek ile ödenmesi de mümkündür. Sattıkları mal veya hizmet bedellerini müşterilerinden aldıkları çeklerle tahsil eden ve ödemelerini de yine bu çeklerle yapan mükelleflerin çeklerini ciro etmelerinde uymaları gereken hususlar için, 1 sayılı Vergi Usul Kanunu sirkülerine bakabilirler. Bumin DOĞRUSÖZ

https://www.ekonomim.com/kose-yazisi/bankalardan-odeme-zorunlulugunda-son-durum/776902

GİB tarafından KDV Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (52 Seri No'lu) Resmi Gazete'de yayımlanmıştır.

Söz konusu Tebliğde:

- Liman ve Hava Meydanlarına Yapılan Hizmetlere ilişkin istisna Uygulaması,

- Afet Bölgesi Olarak Kabul Edilen Yerlerde Genel Bütçeli Kamu İdarelerine Bağışlanmak Üzere Konut, İş Yeri, Okul, Öğrenci Yurdu, Hastane, İbadethane, Kültür Sanat Merkezi, Kütüphane Gibi Taşınmazların İnşasına İlişkin Yabancı Devlet Kurum ve Kuruluşlarına Yapılan Teslim Hizmetler ile Genel Bütçeli Kamu İdarelerine Bağışlanacak Konutların Yabancı Devlet Kurum ve Kuruluşlarına Teslimine İlişkin İstisna uygulaması,

- İadesi Vergi İncelemelerine Tabi Olanlara ilişkin açıklamalar yer almaktadır.Serkan Bakaç

31 Ekim 2024 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 32708

Hazine ve Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı)’ndan:

MADDE 1- 26/4/2014 tarihli ve 28983 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinin (I/B-4.) bölümünün birinci paragrafından sonra gelmek üzere aşağıdaki paragraf eklenmiştir.

“Öte yandan, mahkemelerce veya icra ve iflas müdürlüklerince karşı tarafa yükletilen, avukatlara ait olan ve serbest meslek kazancına dahil edilmesi gereken vekalet ücretlerinin davayı kaybeden tarafından doğrudan ya da icra ve iflas müdürlükleri aracılığıyla avukata ödendiği durumlarda serbest meslek makbuzunun davayı kaybeden adına düzenlenmesi gerekmektedir.”

MADDE 2- Aynı Tebliğin (I/C-2.1.2.5.) bölümünün birinci paragrafında parantez içinde yer alan “Tebliğin” ibaresinden sonra gelmek üzere  “(I/C-2.1.3.2.2.) bölümü,” ibaresi eklenmiştir.

MADDE 3- Aynı Tebliğin (I/C-2.1.5.2.1.), (I/C-2.1.5.2.2.), (II/A-1.1.4.1.2.), (II/A-1.1.4.2.2.2.), (II/A-1.2.4.2.), (II/A-2.3.1.), (II/A-3.4.2.), (II/A-4.4.2.), (II/A-5.11.2.), (II/A-8.13.2.), (II/A-9.8.2.), (II/B-1.5.1.), (II/B-1.5.2.), (II/B-1.5.3.1.1.), (II/B-1.5.3.1.2.1.), (II/B-1.5.3.1.2.2.), (II/B-1.5.3.2.), (II/B-2.4.1.), (II/B-3.4.2.), (II/B-4.4.1.), (II/B-5.7.2.), (II/B-6.4.1.), (II/B-7.5.2.), (II/B-8.3.2.), (II/B-9.2.2.), (II/B-10.5.2.), (II/B-11.5.2.), (II/B-12.6.2.), (II/B-13.4.2.), (II/B-14.5.2.), (II/B-15.4.4.), (II/B-16.4.2.), (II/B-17.4.2.), (II/C-1.3.1.), (II/C-1.3.2.), (II/C-2.3.2.), (II/Ç-1.3.2.), (II/Ç-2.5.2.), (II/E-1.3.2.), (II/E-2.4.1.2.), (II/E-3.4.2.), (II/E-4.4.2.), (II/E-5.4.2.), (II/E-7.4.2.), (II/E-7/A.5.2.), (II/E-8.4.2.), (II/E-9.5.2.), (II/E-10.4.2.), (II/E-11.5.2.), (II/E-12.4.2.), (III/B-3.2.1.), (III/B-3.2.4.), (III/B-3.2.5.) ve (III/B-3.4.3.) bölümleri ile Örnek hariç olmak üzere (III/B-3.3.) bölümünde yer alan “10.000 TL” ibareleri “50.000 TL” olarak değiştirilmiştir.

MADDE 4- Aynı Tebliğin (II/B-1.1.) bölümünün;

a) İkinci paragrafından sonra gelen Örnek aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

Örnek: Mimarlık faaliyetinde bulunan bir mükellefe yapılacak gemi tesliminde istisna uygulanamaz. Mükellefin gemiyi iktisaptan sonra kiraya vermesi de istisna şartlarının tekemmülü için yeterli değildir.”

b) Dördüncü paragrafından sonra gelen Örnekte yer alan “Yat işletmeciliği ile uğraşan” ibaresi “Deniz taşıma araçlarının işletilmesi faaliyetinde bulunan” olarak, “yat” ibaresi “gemi” olarak değiştirilmiştir.

c) Sekizinci paragrafı yürürlükten kaldırılmış ve aynı bölüme mevcut sekizinci paragrafından sonra gelmek üzere aşağıdaki paragraflar eklenmiştir.

“3065 sayılı Kanunun (13/a) maddesinde düzenlenen istisna uygulamasının amacı, ülkenin deniz ve hava ticaret filosunun geliştirilmesinin teşviki ve dış rekabetin tahammül edebilecek duruma getirilmesi olup, bu amaca yönelik olarak istisna kapsamındaki araç ve tesisler aşağıda belirtilmiştir.

Yük ve/veya yolcu taşımaya elverişli deniz taşıma araçları kapsamına, tanker gemileri, kuru dökme yük gemileri, konteyner gemileri, Ro-Ro gemileri, kruvaziyer tipi yolcu gemileri, feribot, deniz otobüsü, balıkçı gemileri gibi araçlar ile bunların ana motorları girmektedir. Ayrıca yüzer tesis ve araçlar da istisna kapsamındadır. İnşa halinde gemi olarak tanımlanan tekne kabuğu teslimleri de bu kapsamda KDV’den istisnadır.

Yük taşıma amaçlı olmayan, gezi, eğlence, spor ve amatör balıkçılık gibi faaliyetlerde kullanılan, ilgili mevzuata göre özel tekne ve özel yat kapsamında ve gövde boyu 24 metreye kadar olan deniz araçları istisnadan yararlanacak deniz taşıma araçları kapsamına girmemektedir. Bu araçların gövde boyunun 24 metreyi aşması halinde bunların kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi faaliyetinde bulunanlar tarafından temininde istisnadan yararlanılması mümkün olup, özel kullanıma yönelik olarak temininde ise istisnadan yararlanılamayacağı tabiidir.

Deniz motosikletleri, paraşüt çekme tekneleri, sürat motorları, yelkenli tekneler, şişme bot gibi araçların istisna kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir. Yüzer tesis niteliğinde olmayan balık çiftlikleri, su ürünleri üretme tesisleri ve benzerleri de istisna kapsamında değerlendirilemez.

Ayrıca, tarak gemisi, yangın söndürme gemisi, kılavuz botu, palamar botu, petrol toplama gemisi gibi deniz hizmet araçları istisna kapsamına girmemektedir.

Yük ve/veya yolcu taşımaya elverişli hava taşıma araçları kapsamına, uçak, helikopter ile bunların ana motorları girmektedir.

Kokpit haricinde yolcu taşıma kapasitesi bulunmayan hava araçları, eğitim, ilaçlama ve yangın söndürme amaçlı kullanılan uçak ve helikopterler, motorlu paraşütler, balonlar, planörler ile simülatör olarak adlandırılan cihazlar istisna kapsamına girmemektedir.

Yük ve/veya yolcu taşımaya elverişli demiryolu taşıma araçları kapsamına, tren, lokomotif, vagon ile bunların ana motorları girmektedir.”

ç) Mevcut onuncu paragrafı ile aynı paragraftan sonra gelen Örnek yürürlükten kaldırılmıştır.

MADDE 5- Aynı Tebliğin (II/B-1.2.) bölümünün on üçüncü paragrafından sonra gelen Örnekte yer alan “yatın” ibaresi “geminin” olarak, “yat işletmeciliği ile uğraşan” ibaresi “yolcu taşımacılığı faaliyetinde bulunan” olarak değiştirilmiştir.

MADDE 6- Aynı Tebliğin (II/B-1.3.3.) bölümünün üçüncü paragrafı yürürlükten kaldırılmış, aynı bölüme mevcut üçüncü paragrafından sonra gelmek üzere aşağıdaki paragraflar eklenmiş ve aynı bölümde yer alan Örnek aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Söz konusu istisna, imal ve inşa faaliyetinde bulunanların yük ve/veya yolcu taşımaya elverişli deniz taşıma araçları ile yüzer tesis ve araçların imal ve inşası ile ilgili mal ve hizmet alımında uygulanır.

Yük taşıma amaçlı olmayan, gezi, eğlence, spor ve amatör balıkçılık gibi faaliyetlerde kullanılan, ilgili mevzuata göre özel tekne ve özel yat kapsamında ve gövde boyu 24 metreye kadar olan deniz araçlarının imal ve inşası ile ilgili mal ve hizmet alımlarında istisna uygulanmaz. Bu araçlardan gövde boyu 24 metreyi aşanların imal ve inşasına ilişkin mal ve hizmet alımlarında ise istisna uygulanması mümkün olup, bu araçların ticari veya özel kullanıma yönelik olup olmadığı imalat aşamasında belli olmadığından istisna uygulamasına etkisi bulunmamaktadır. İstisna kapsamında imal ve inşa edilen bu araçların tesliminde, alıcının faaliyetinin bu araçların kiralanması ve çeşitli şekillerde işletilmesi olması şartının sağlanması halinde istisna uygulanması mümkündür.”

Örnek: Gemi inşa izin belgesinde gövde boyu 40 metre olan tekneyi inşa eden tersane işletmesinin bu teknenin imal ve inşası ile ilgili mal ve hizmet alımları KDV’den istisna tutulur.

İstisna kapsamında inşa edilen teknenin, özel kullanıma konu edilmek üzere satılması halinde bu teslime ilişkin istisna uygulanmaz ve KDV hesaplanır. Bu teslimin vergiye tabi olması, imal ve inşa ile ilgili mal ve hizmet alımlarının da vergiye tabi olmasını gerektirmez.”

MADDE 7- Aynı Tebliğin (II/B-2.) bölümü başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

2. Liman ve Hava Meydanlarında Yapılan Hizmetlere İlişkin İstisna

3065 sayılı Kanunun 7524 sayılı Kanunla değiştirilen (13/b) maddesinde, gezi, eğlence, spor ve amatör balıkçılık gibi faaliyetlerde kullanılan araçlar ile özel tekne ve yatlar hariç olmak üzere deniz ve hava taşıma araçları için liman ve hava meydanlarında yapılan hizmetlerin KDV’den istisna olduğu hükme bağlanmıştır. Ayrıca Kanunun 13 üncü maddesine göre Hazine ve Maliye Bakanlığı, istisna kapsamına girecek teslim ve hizmetleri tanımlamaya, istisnaya ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.

Bu istisna uygulamasına ilişkin usul ve esaslar aşağıda belirlenmiştir.

2.1. İstisnanın Kapsamı

3065 sayılı Kanunun (13/b) maddesinin gerekçesinde, ülkenin deniz ve hava ticaret filosunun geliştirilmesinin teşviki ve dış rekabetin tahammül edebilecek duruma getirilmesinin amaçlandığı belirtilmektedir.

Bu kapsamda 3065 sayılı Kanunun (13/b) maddesindeki istisnanın uygulanması için hizmetin;

– Liman ve hava meydanı olarak belirlenen yerlerde,

– Yük ve/veya yolcu taşımaya elverişli deniz taşıma araçları ile hava taşıma araçları için

yapılması gerekmektedir.

2.1.1. İstisna Kapsamında Yer Alan Alanlar

Söz konusu istisnanın uygulanabilmesi için hizmetin, liman ve hava meydanı olarak belirlenen yerlerde verilmesi gerekir.

Liman olarak belirlenen yerler; sınırları idare tarafından belirlenen, gemilerin bağlama ve beklemelerine elverişli yeterli su derinliğine sahip, güvence içinde yük ve yolcu alıp verebilecekleri veya yatabilecekleri, barınabilecekleri büyüklükte rıhtım, iskele, şamandıra demir yerleri ve yaklaşma alanları ile kapalı ve açık depolama alanlarını, atık alım tesislerini, idari ve hizmet amacıyla kullanılan bina ve yapıları veya bunların bazı kısımları ve bu bölümlerin hepsine girişin kontrollü olduğu yerleri, diğer tüm yapıları, kullanımlı veya boş sahaları içine alan bölümleri içeren doğal ya da yapay deniz yerlerini ifade etmektedir.

Hava meydanı (alanı) olarak belirlenen yerler ise; sınırları idare tarafından belirlenen, karada ve su üzerinde, içerisindeki bina, tesis ve donatımlar dahil hava taşıma araçlarının kalkması, inmesi ve yer manevraları için hazırlanmış, söz konusu hava taşıma araçlarının bakım ve diğer ihtiyaçlarının karşılanmasına, yük ve yolcu indirilip bindirilmesine elverişli tesisleri bulunan yerleri ve ayrıca, hava seyrüsefere ilişkin hizmetlerin yerine getirilmesi amacına yönelik olarak hava meydanı uzantısı olarak faaliyet göstermek üzere kurulmuş hava seyrüsefer istasyonları/hava seyrüsefer tesislerini kapsamaktadır.

2.1.2. İstisna Kapsamında Yer Alan Araçlar

3065 sayılı Kanunun (13/b) maddesinde düzenlenen istisnanın kapsamına;

-Yük taşımaya elverişli deniz taşıma araçları,

-Yolcu taşımaya elverişli gövde boyu 24 metreyi aşan özel kullanıma yönelik olmayan deniz taşıma araçları,

-Yük ve/veya yolcu taşımaya elverişli hava taşıma araçları

girmektedir.

3065 sayılı Kanunun (13/b) maddesinde 7524 sayılı Kanun ile yapılan düzenlemeye göre gezi, eğlence, spor ve amatör balıkçılık gibi faaliyetlerde kullanılan araçlar, özel tekne ve özel yatlar deniz taşıma aracı olarak kabul edilmediğinden bu araçlara limanlarda verilen hizmetler istisna kapsamına girmemektedir.

18/1/2023 tarihli ve 32077 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Özel Teknelerin Donatımı ve Özel Tekneleri Kullanacak Kişilerin Yeterlikleri Hakkında Yönetmeliğin 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde; özel tekneler, ticari amaç olmaksızın münhasıran gezi, eğlence, spor ve amatör balıkçılık gibi faaliyetlerde kullanılan, ulusal standarda göre ölçüldüğünde gövde boyu 2,5 metre (dahil) ile 24 metre (dahil) arasında olan ve bağlama kütüğüne veya gemi siciline kaydedilerek bağlama kütüğü ruhsatnamesi veya gemi sicil tasdiknamesi düzenlenmiş olan tekneler olarak tanımlanmıştır.

Bu çerçevede, yük taşıma amaçlı olmayan gezi, eğlence, spor ve amatör balıkçılık gibi faaliyetlerde kullanılan, özel tekne ve özel yat kapsamında ve gövde boyu 24 metreye kadar olan deniz araçları, deniz motosikletleri, paraşüt çekme tekneleri, sürat motorları gibi araçlar için verilen hizmetler istisna kapsamında değildir.

Gövde boyu 24 metreyi aşan araçlar için, faaliyetin bu araçların kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olmasına bağlı olarak istisnadan yararlanılması mümkündür. Özel kullanıma yönelik deniz araçları için herhangi bir nitelik aranmaksızın istisnadan yararlanılamayacağı tabiidir.

2.1.3. İstisna Kapsamında Yer Alan Hizmetler

İstisna kapsamına, liman ve hava meydanları olarak belirlenen yerlerde yük ve/veya yolcu taşımaya elverişli deniz taşıma araçları ve hava taşıma araçları ile bunların yük ve yolcularına verilen tahmil ve tahliye, pilotaj, römorkaj, palamar, uçak ve gemilerin parkı hizmetleri de dâhil olmak üzere, bu araçlar için seyrüsefere ilişkin verilen temizlik, güvenlik gibi hizmetler ile yükün gemiden karaya, karadan gemiye, gemiden gemiye veya benzeri yüzer vasıtalara aktarılması hizmeti, vinç hizmeti, kilitleme ve bağlama, kilit ve bağ çözme hizmeti, nezaret hizmeti, ambar kapağı açma/kapama hizmeti, gemi işgaliye, gemi fuzuli işgaliye hizmeti, gemi aktarma, gemilerin atıklarının alınması, limana gelen konteynerlerin transit gönderilmesi hizmeti girmektedir.

Ancak, bu araçlarla gelenlere verilen yeme, içme, konaklama, emanet, araç kiralama, otopark, gayrimenkul (iş yeri) kiralama gibi hizmetler ile konteyner içi bağlama/çözme hizmeti, ardiye, terminal hizmetleri, konteyner dolum/boşaltma, konteyner tam tespit, konteyner muayene/numune alma, konteyner tamir, konteyner temizleme (yıkama-kurutma), konteyner nakliye hizmetleri, konteyner tartı hizmeti, konteyner içi aktarma hizmeti, konteynere elektrik verilmesi ve uluslararası gemi ve liman tesisi güvenlik hizmeti (ISPS) istisna kapsamında değildir.

İstisna sadece hizmetleri kapsamakta olup, mal teslimleri bu istisna kapsamına girmemektedir.

İstisna kapsamındaki hizmetin nev’inin yanı sıra hangi deniz taşıma araçları veya hava taşıma araçları için verildiğinin de faturada gösterilmesi şarttır.

2.2. İstisna Uygulaması

Liman ve hava meydanı olarak belirlenen yerlerde, deniz ve hava taşıma araçları ile bunların yük ve yolcularına Tebliğin (II/B-2.1.3.) bölümünde sayılan hizmetlerin verilmesi KDV’den istisnadır.

Liman ve hava meydanı olarak belirlenen yerler dışındaki alanlarda yapılan hizmetler yük ve/veya yolcu taşımaya elverişli deniz taşıma araçları ve hava taşıma araçları ile bunların yük ve yolcuları için yapılsa bile, bu hizmetlere istisna uygulanması mümkün değildir. Liman ve hava meydanı olarak belirlenen yerlerde yük ve/veya yolcu taşımaya elverişli deniz taşıma araçları ve hava taşıma araçları dışındaki araçlara verilen hizmetlere de istisna uygulanması mümkün değildir.

Hizmetin liman ve hava meydanı işletmeleri yanında diğer gerçek ve tüzel kişiler tarafından deniz ve hava taşıma araçlarına ifa edilmesi istisna uygulamasına engel değildir.

Bu hizmetlerin araç ve yük sahibi firmaların acentelerine yapılması veya hizmetlere ilişkin işlem veya ödemelerin acenteler tarafından gerçekleştirilmesi istisna uygulamasını etkilemez.

Bu kapsamda, KDV’den istisna olarak temin edilen hizmetlerin Türk acenteler tarafından araç ve yük sahiplerinin bağlı olduğu yabancı acentelere yansıtılması da KDV’den istisnadır. Ancak, bu istisna uygulamasına ilişkin acenteler tarafından iade talebinde bulunulması söz konusu değildir.

Liman ve hava meydanı olarak belirlenen yerlerde verilen hizmetlere ilişkin söz konusu istisna tek aşamalıdır. Bu nedenle araç ve yük sahibi firmalara veya acentelerine doğrudan ilk safhadaki asıl yüklenici tarafından verilen hizmetler istisna kapsamında değerlendirilir. Bu mükelleflerin istisna kapsamındaki hizmetlerle ilgili mal ve hizmet alımları ise genel hükümler çerçevesinde KDV’ye tabidir. Dolayısıyla, alt yükleniciler (taşeronlar) tarafından verilen ve asıl yükleniciye (ilk safhaya) fatura edilen hizmetler istisna kapsamında değerlendirilmez.

Liman ve hava meydanı olarak belirlenen yerlerde verilen hizmetin; 3065 sayılı Kanunun hem (13/b) maddesi hem de (17/4-ö) maddesi kapsamında istisna olması halinde, bu hizmete ilişkin olarak Kanunun (13/b) maddesine göre işlem yapılır.

Liman ve hava meydanı olarak belirlenen yerlerde verilen ve 3065 sayılı Kanunda yer alan herhangi bir istisna hükmü kapsamına girmeyen hizmetler genel esaslara göre KDV’ye tabidir.

Hava meydanı işleticisi kuruluşlar tarafından, “Yolcu Servis Ücreti” kapsamında yolculara verilen hizmetler, hava taşıma araçları için seyrüsefere ilişkin Tebliğin (II/B-2.1.3.) bölümünde sayılan hizmetler kapsamında KDV’den istisnadır. Bu istisna kapsamında havayolu şirketlerinin bilet bedelleri içinde yer alan yolcu servis ücretleri, bilete ilişkin KDV matrahına dâhil edilmez.

Ayrıca, “Yolcu Servis Ücreti” kapsamında verilen hizmetlere ilişkin tutarların havayolu şirketlerince bilet bedellerine eklenmek suretiyle yolculardan tahsil edilip hava meydanı işleticisi kuruluşlara fatura karşılığında aktarılması, hizmet bedelinin tahsilini sağlamaya yönelik bir uygulamadır. Bu aktarma işlemi KDV’nin konusuna girmediğinden söz konusu faturalarda KDV hesaplanmaz.

Öte yandan, 3065 sayılı Kanunun 13 üncü maddesinde düzenlenen istisnaların uygulanmasına imkân veren asgari tutar, 2004/8127 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenmiştir. Yolculara verilen söz konusu hizmetler, yük ve/veya yolcu taşımaya elverişli hava taşıma araçlarının seyrüseferleri ile ilgili hizmetlerdir. Bu nedenle, sözü edilen Kararname ile belirlenen asgari tutar, her bir araçta yolculuk eden yolcu sayısına göre hesaplanarak yolcu servis ücretleri toplamı esas alınarak uygulanır.

Her bir yük ve/veya yolcu taşımaya elverişli hava taşıma aracında seyahat eden yolculara ait toplam yolcu servis ücretlerinin asgari tutarın altında olması halinde istisna uygulanmaz, bu toplam tutar üzerinden hesaplanan KDV, havayolu şirketlerince beyan edilir. Toplam tutarın asgari tutar ve üstünde olması halinde ise istisna kapsamında işlem yapılır.

Araç başına hesaplanan “Yolcu Servis Ücreti” tutarlarının istisna kapsamı dışında olması ve yukarıda belirtildiği şekilde havayolu şirketlerince KDV hesaplanıp beyan edilmesi ve KDV indirim mekanizmasının işletilebilmesi bakımından, hava meydanı işleticileri tarafından yolcu servis ücretlerinin tahsili amacıyla havayolu şirketlerine düzenlenen faturalarda KDV hesaplanır ve işleticiler tarafından beyan edilir.

2.3. Beyan

Bu istisna kapsamındaki hizmetler, hizmetin ifa edildiği döneme ait KDV beyannamesinde, “İstisnalar-Diğer İade Hakkı Doğuran İşlemler” kulakçığının, “Tam İstisna Kapsamına Giren İşlemler” tablosunda 305 kod numaralı “Deniz ve Hava Taşıma Araçları İçin Liman ve Hava Meydanlarında Verilen Hizmetler” satırı aracılığıyla beyan edilir.

Bu satırın “Teslim ve Hizmet Tutarı” sütununa istisnaya konu hizmetlerin bedeli, “Yüklenilen KDV” sütununa bu hizmetler dolayısıyla yüklenilen KDV tutarı yazılır. İade talep etmek istemeyen mükellefler, “Yüklenilen KDV” sütununa “0” yazmalıdır.

2.4. İade

Liman ve hava meydanı olarak belirlenen yerlerde yapılan hizmetlerden kaynaklanan iade taleplerinde aşağıdaki belgeler aranır:

– Standart iade talep dilekçesi

– İstisnanın beyan edildiği döneme ilişkin indirilecek KDV listesi

– İade hakkı doğuran işleme ait yüklenilen KDV listesi

– İadesi talep edilen KDV hesaplama tablosu

– Satış faturaları listesi

2.4.1. Mahsuben İade

Mükelleflerin bu işlemden kaynaklanan ve 50.000 TL’yi aşmayan mahsuben iade talepleri vergi inceleme raporu, YMM raporu ve teminat aranmadan yerine getirilir. İade talebinin 50.000 TL’yi aşması halinde aşan kısmın iadesi, vergi inceleme raporu veya YMM raporuna göre yerine getirilir. Teminat verilmesi halinde mükellefin iade talebi yerine getirilir ve teminat, vergi inceleme raporu veya YMM raporu sonucuna göre çözülür.

2.4.2. Nakden İade

Mükelleflerin bu işlemden kaynaklanan nakden iade talepleri miktarına bakılmaksızın vergi inceleme raporuna veya YMM raporuna göre yerine getirilir. Teminat verilmesi halinde mükellefin iade talebi yerine getirilir ve teminat, vergi inceleme raporu veya YMM raporu sonucuna göre çözülür.”

MADDE 8- Aynı Tebliğin (II/B-4.4.1.) bölümü aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Mükelleflerin bu işlemden kaynaklanan mahsuben iade talepleri yukarıdaki belgelerin ibraz edilmiş olması halinde miktarına bakılmaksızın vergi inceleme raporu, YMM raporu ve teminat aranmadan yerine getirilir.”

MADDE 9- Aynı Tebliğin (II/B-5.2.) bölümünün ikinci paragrafının (c) bendi ile üçüncü paragrafı yürürlükten kaldırılmış ve aynı bölüme mevcut üçüncü paragrafından sonra gelmek üzere aşağıdaki paragraflar eklenmiştir.

“Belediyeler, il özel idareleri, yatırım izleme ve koordinasyon başkanlıkları, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, devlet üniversiteleri, devlet hastaneleri ve benzeri kurumlar, kamusal ve beledi hizmetler sunmaları nedeniyle ticari faaliyetleri olmayacağından bunlara verilen yatırım teşvik belgelerine istinaden bu kurum ve kuruluşlar adına 3065 sayılı Kanunun (13/d) maddesi kapsamında KDV istisna belgesi verilmesi mümkün değildir. Öte yandan, adı geçen kurum ve kuruluşlar tarafından yatırım teşvik belgesine konu işleme ilişkin bir iktisadi işletme açılması ve bu işletmenin ayrı bir KDV mükellefiyetinin tesis ettirilmesi, belge kapsamında alınan makine ve teçhizat ile yazılım ve gayri maddi hakların iktisadi işletmenin bilanço veya aktifine kaydedilerek satın almanın gerçekleştiği döneme ilişkin KDV beyannamesi verme süresi içinde vergi dairesine bildirilmesi halinde iktisadi işletme adına istisna belgesi verilmesi mümkündür.

İktisadi işletme tarafından yatırım teşvik belgesi eki listede yer alan makine-teçhizat ve araçların kiralanması veya işletilmesine yönelik olarak bünyesinde bulunduğu ilgili kurum dahil müşterilerine düzenleyeceği faturalarda KDV hesaplanması ve hesaplanan KDV’nin 1 No.lu KDV Beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir. İktisadi işletmenin bünyesinde bulunduğu kuruma verdiği hizmet karşılığında bedel belirlenmemişse 3065 sayılı Kanunun 27 nci maddesi uyarınca belirlenecek emsal bedel üzerinden KDV hesaplanacağı tabiidir.”

MADDE 10- Aynı Tebliğin (II/D-2.) bölümünün ikinci paragrafında yer alan “(5/a ve 7 nci fıkraları hariç olmak üzere)” ibaresi “[birinci fıkrasının (3) numaralı bendi, (5) numaralı bendinin (a) alt bendi, (7) numaralı bendi ile (12) numaralı bendinin (a) alt bendi hariç olmak üzere]” olarak değiştirilmiştir.

MADDE 11- Aynı Tebliğin (II/D-2.1.) bölümünün birinci paragrafının ikinci cümlesinde yer alan “beşinci fıkrasının (a) bendi ile yedinci fıkrasında” ibaresi “birinci fıkrasının (3) numaralı bendi, (5) numaralı bendinin (a) alt bendi, (7) numaralı bendi ile (12) numaralı bendinin (a) alt bendinde” olarak değiştirilmiştir.

MADDE 12- Aynı Tebliğin (II/E-12.) bölümünden sonra gelmek üzere başlığıyla birlikte aşağıdaki bölüm eklenmiştir.

13. Afet Bölgesi Olarak Kabul Edilen Yerlerde Genel Bütçeli Kamu İdarelerine Bağışlanmak Üzere Konut, İş Yeri, Okul, Öğrenci Yurdu, Hastane, İbadethane, Kültür ve Sanat Merkezi, Kütüphane Gibi Taşınmazların İnşasına İlişkin Yabancı Devlet Kurum ve Kuruluşlarına Yapılan Teslim ve Hizmetler ile Genel Bütçeli Kamu İdarelerine Bağışlanacak Konutların Yabancı Devlet Kurum ve Kuruluşlarına Teslimine İlişkin İstisna

7524 sayılı Kanunun 23 üncü maddesi ile 3065 sayılı Kanuna eklenen geçici 45 inci maddede,

“6/2/2023 tarihinde meydana gelen depremler nedeniyle genel hayata etkili afet bölgesi olarak kabul edilen yerlerde, genel bütçeli kamu idareleri ile yabancı devlet kurum ve kuruluşları arasında imzalanan protokol kapsamında genel bütçeli kamu idarelerine bağışlanmak üzere, konut, iş yeri, okul, öğrenci yurdu, hastane, ibadethane, kültür ve sanat merkezi, kütüphane gibi taşınmazların inşasına ilişkin yabancı devlet kurum ve kuruluşlarına 1/1/2024 tarihinden itibaren yapılan teslim ve hizmetler ile bu yerlerde genel bütçeli kamu idareleri ile yabancı devlet kurum ve kuruluşları arasında imzalanan protokol kapsamında genel bütçeli kamu idarelerine bağışlanacak konutların yabancı devlet kurum ve kuruluşlarına teslimi 31/12/2025 tarihine kadar katma değer vergisinden müstesnadır.

Bu kapsamda yapılan teslim ve hizmetler nedeniyle yüklenilen vergiler, vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan vergiden indirilir. İndirim yoluyla telafi edilemeyen vergiler bu Kanunun 32 nci maddesi hükmü uyarınca istisna kapsamında işlem yapan mükellefin talebi üzerine iade edilir.

Hazine ve Maliye Bakanlığı bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.”

hükmü yer almaktadır.

Bu istisna uygulamasına ilişkin usul ve esaslar aşağıda belirlenmiştir.

13.1. İstisnanın Kapsamı

13.1.1. Genel Bütçeli Kamu İdarelerine Bağışlanmak Üzere Konut, İş Yeri, Okul, Öğrenci Yurdu, Hastane, İbadethane, Kültür ve Sanat Merkezi, Kütüphane Gibi Taşınmazların İnşasına İlişkin Yabancı Devlet Kurum ve Kuruluşlarına Yapılan Teslim ve Hizmetler

İstisna, konut, iş yeri, okul, öğrenci yurdu, hastane, ibadethane, kültür ve sanat merkezi, kütüphane gibi taşınmazların inşasına yönelik yabancı devlet kurum ve kuruluşlarına yapılan mal teslimi ve hizmet ifalarını kapsamakta olup, söz konusu taşınmazların yapımına ilişkin altyapı işleri, site içi yollar, istinat duvarı, perde duvarı, çevre duvarı ve benzerlerine ilişkin mal ve hizmet alımları da istisna kapsamında değerlendirilir.

Çocuk parkı, bahçe düzenlemesi, havuz, pergole, kamelya, spor alanı ve benzerlerinin yapımına ilişkin mal ve hizmet alımları ise istisna kapsamında değerlendirilmez.

Ayrıca, istisna kapsamına giren taşınmazların mütemmimi niteliğindeki mutfak dolabı, sökülüp taşınamayacak olan banyo dolabı ve vestiyer, panel radyatör, kombi, duşakabin, küvet ve benzerleri istisna kapsamındadır. Mobilya, beyaz eşya, perde, avize, televizyon ve benzeri eşyalar ise istisna kapsamında değerlendirilmez.

3065 sayılı Kanunun geçici 45 inci maddesi 1/1/2024 tarihinden itibaren 31/12/2025 tarihine kadar yapılan teslim ve hizmetleri kapsamaktadır.

Yabancı devlet kurum ve kuruluşlarının 1/1/2024 tarihi ile istisna belgesinin alındığı tarih arasında bu Tebliğin (II/E-13.1.) bölümünde yapılan açıklamalar çerçevesinde istisna kapsamında olan ancak KDV ödemek suretiyle temin ettikleri mal ve hizmetlerle ilgili olarak bu Tebliğin (I/C-1.1.) bölümünde yapılan açıklamalar çerçevesinde gerekli düzeltme işlemleri yapılır. Bu düzeltme işlemleri sonucu fazla veya yersiz olarak ödenmiş olan vergi satıcılara iade edilir.

13.1.2. Genel Bütçeli Kamu İdarelerine Bağışlanacak Konutların Yabancı Devlet Kurum ve Kuruluşlarına Teslimi

İstisna, yabancı devlet kurum ve kuruluşları tarafından genel bütçeli kamu idarelerine bağışlanacak konutların 31/12/2025 tarihine kadar yabancı devlet kurum ve kuruluşlarına teslimini kapsamaktadır.

Konut niteliğinde olmayan iş yeri, okul, öğrenci yurdu, hastane, ibadethane, kültür ve sanat merkezi, kütüphane gibi taşınmazların yabancı devlet kurum ve kuruluşlarına teslimi istisna kapsamında değildir.

13.2. Yabancı Devlet Kurum ve Kuruluşları Tarafından Yapılan Bağışlar

Yabancı devlet kurum ve kuruluşları tarafından inşa ettirilen konut, iş yeri, okul, öğrenci yurdu, hastane, ibadethane, kültür ve sanat merkezi, kütüphane gibi taşınmazlar ile bu kurum ve kuruluşlar tarafından temin edilen konutların genel bütçeli kamu idarelerine bedelsiz tesliminin 3065 sayılı Kanunun (17/2-b) maddesi kapsamında KDV’den istisna olacağı tabiidir.

13.3. İstisnanın Uygulanması

13.3.1. Genel Olarak

Genel bütçeli kamu idarelerine yabancı devlet kurum ve kuruluşları tarafından bağışlanacak konut, iş yeri, okul, öğrenci yurdu, hastane, ibadethane, kültür ve sanat merkezi, kütüphane gibi taşınmazların inşası ile yabancı devlet kurum ve kuruluşları tarafından genel bütçeli kamu idarelerine bağışlanmak üzere temin edilen konutlara ilişkin olarak genel bütçeli kamu idareleri ile yabancı devlet kurum ve kuruluşları arasında protokol düzenlenir.

Genel bütçeli kamu idareleri ibaresi, devlet tüzel kişiliğine dahil olan ve 5018 sayılı Kanuna ekli (I) sayılı cetvelde sayılan kamu idarelerini kapsamaktadır.

Yabancı devlet kurum ve kuruluşları, taşınmazların inşasına ilişkin alınacak mal ve hizmet listesi (EK:33A) ile konutlara ilişkin bilgileri içeren listeyi (EK:33B) genel bütçeli kamu idaresiyle imzalanmış protokolün bir örneğiyle birlikte, taşınmazların/konutların bulunduğu yer Defterdarlığına istisna belgesi almak için başvuruda bulunurlar.

Defterdarlık, talebin öngörülen şartları sağlayıp sağlamadığını değerlendirir ve (EK:33)’te yer alan istisna belgesini ve eki listeyi onaylayarak yabancı devlet kurum ve kuruluşuna verir.

Alınan istisna belgesinin bir örneği mal ve hizmetin alımı sırasında yabancı devlet kurum ve kuruluşları tarafından satıcılara verilir ve istisna kapsamında işlem yapılması talep edilir. Bu belge satıcılar tarafından 213 sayılı Kanunun muhafaza ve ibraz hükümlerine uygun olarak saklanır.

Satıcılar, yaptıkları teslim ve hizmet ifalarına ilişkin faturada, Tebliğin bu bölümündeki açıklamaları da göz önünde bulundurmak suretiyle KDV hesaplamazlar.

Söz konusu istisna belgesi kapsamında teslim veya hizmette bulunan satıcı, istisna belgesinin ilgili teslim veya hizmete ilişkin bölümünü fatura tarihi, numarası, mal veya hizmet miktarı ve tutarını belirtmek suretiyle onaylar ve bir örneğini alır.

İstisna kapsamındaki malların ithalat yoluyla temin edilmesi halinde söz konusu belge, ilgili gümrük idaresine ibraz edilir. İstisna belgesindeki istisna kapsamında ithal edilen mala ilişkin bölüm doldurulduktan sonra ilgili gümrük idaresi tarafından bu bölüm de onaylanır.

Ayrıca, istisna kapsamında teslimde bulunan veya hizmet ifa eden mükelleflerin mal ve hizmet alımları genel hükümlere göre KDV’ye tabidir.

İstisna uygulanan teslim ve hizmetler nedeniyle yüklenilen KDV, satıcılar tarafından indirim konusu yapılabilir. İndirim yoluyla telafi edilemeyen KDV iade edilir.

Satıcı mükellefin iade talebi, istisna belgesi esas alınmak suretiyle, iade için gerekli diğer belgeler de aranarak sonuçlandırılır.

13.4. İstisnanın Beyanı

Bu istisna kapsamında yer alan taşınmazların inşasına ilişkin mal teslim eden ve hizmet ifa edenler, bu işlemlerini teslim ve hizmetin yapıldığı vergilendirme dönemine ait KDV beyannamesinin “İstisnalar-Diğer İade Hakkı Doğuran İşlemler” kulakçığının, “Tam İstisna Kapsamına Giren İşlemler” tablosunda, 342 kod numaralı “Genel Bütçeli Kamu İdarelerine Bağışlanacak Taşınmazların İnşasına İlişkin İstisna” satırı aracılığıyla beyan ederler.

Diğer taraftan, bu istisna kapsamında yer alan konutları teslim edenler, bu işlemlerini teslimin yapıldığı vergilendirme dönemine ait KDV beyannamesinin “İstisnalar-Diğer İade Hakkı Doğuran İşlemler” kulakçığının, “Tam İstisna Kapsamına Giren İşlemler” tablosunda, 343 kod numaralı “Genel Bütçeli Kamu İdarelerine Bağışlanacak Konutların Yabancı Devlet Kurum ve Kuruluşlarına Teslimine İlişkin İstisna” satırı aracılığıyla beyan ederler.

Bu satırların “Teslim ve Hizmet Tutarı” sütununa istisnaya konu teslim ve hizmetlerin KDV hariç tutarı, “Yüklenilen KDV” sütununa bu teslim ve hizmetlere ilişkin alış ve giderlere ait belgelerde gösterilen toplam KDV tutarı yazılır.

İade talep etmek istemeyen mükellefler, “Yüklenilen KDV” sütununa “0” yazmalıdır.

13.5. İade

Bu istisna kapsamındaki teslim ve hizmetlerden kaynaklanan iade taleplerinde aşağıdaki belgeler aranır:

– Standart iade talep dilekçesi

– İstisnanın beyan edildiği döneme ilişkin indirilecek KDV listesi

– İade hakkı doğuran işleme ait yüklenilen KDV listesi

– İadesi talep edilen KDV hesaplama tablosu

– Satış faturaları listesi

– İstisna belgesi ve eki listenin örneği

13.5.1. Mahsuben İade

Bu işlemlerden kaynaklanan mahsuben iade talepleri yukarıdaki belgelerin ibraz edilmiş olması halinde miktarına bakılmaksızın vergi inceleme raporu, YMM raporu ve teminat aranmadan yerine getirilir.

13.5.2. Nakden İade

Bu işlemlerden kaynaklanan ve 50.000 TL’yi aşmayan nakden iade talepleri vergi inceleme raporu, YMM raporu ve teminat aranmadan yerine getirilir. İade talebinin 50.000 TL’yi aşması halinde aşan kısmın iadesi, vergi inceleme raporu veya YMM raporuna göre yerine getirilir.

Teminat verilmesi halinde iade talebi yerine getirilir ve teminat, vergi inceleme raporu veya YMM raporu sonucuna göre çözülür.

13.6. Müteselsil Sorumluluk

İstisnadan yararlanmak isteyen yabancı devlet kurum ve kuruluşlarının, istisna belgesinin imza ve kaşe tatbik edilmiş bir suretini teslim ve hizmet ifasında bulunan satıcıya vermeleri gerekmektedir. Bu belge olmadan istisna uygulanması halinde ziyaa uğratılan vergi, ceza, faiz ve zamlardan teslim veya hizmeti yapan mükellefler sorumludur.

Kendisine teslim veya hizmetin istisna kapsamına girdiğini gösteren belge verilen satıcı mükelleflerce, başka bir şart aranmaksızın istisna kapsamında işlem yapılır.

Yabancı devlet kurum ve kuruluşlarının istisna için ilgili düzenlemelerde belirtilen şartları baştan taşımadığı ya da şartların daha sonra ihlal edildiğinin tespiti, protokole göre teslim edilmesi gereken istisna kapsamında yer alan taşınmazların tamamlanmadığının ya da protokole uygun olarak yapılmadığı veya teslim edilmediğinin tespiti durumlarında, ziyaa uğratılan vergi ile buna bağlı ceza, faiz ve zamlar, kendisine istisna kapsamında teslim veya hizmet yapılan alıcıdan aranır.”

MADDE 13- Aynı Tebliğin (II/F-4.3.) bölümünün üçüncü paragrafında yer alan “mükerrer indirime yol açmayacak şekilde” ibaresinden sonra gelmek üzere “Vergi Usul Kanununda düzenlenen zamanaşımı süreleri ile bağlı olmaksızın yapılacak vergi incelemesi sonucuna göre” ibaresi eklenmiş ve aynı bölümün üçüncü paragrafından sonra gelmek üzere aşağıdaki paragraflar ve Örnek eklenmiştir.

“7524 sayılı Kanunun 19 uncu maddesi ile yapılan düzenlemeyle, anılan maddenin yürürlüğe girdiği 2/8/2024 tarihi itibarıyla faaliyetini bırakan, bölünen veya infisah eden işletme ve şirketlerin devreden KDV tutarlarının, yeni işletme veya şirketler tarafından indirime konu edilebilmesi vergi incelemesi şartına bağlanmıştır. Devreden KDV tutarlarının indirim hesaplarına alınabilmesi için devir, bölünme, nevi değişikliği sonucu oluşan yeni işletme ya da şirket tarafından öncelikle bağlı bulunulan vergi dairesine konuya ilişkin vergi incelemesi yapılması hususunda bir talep dilekçesi ile başvurulması gerekir. Söz konusu talep ilgili vergi dairesince inceleme yapmaya yetkili ilgili denetim birimine ivedilikle aktarılır.

Vergi incelemesi sonucu düzenlenen raporda uygun görülen indirim KDV tutarı, raporun vergi dairesi kayıtlarına intikal ettiği tarihi kapsayan dönem beyannamesinde yeni işletme ya da şirket tarafından indirim konusu yapılabilir.

Örnek: (A) Ltd. Şti. 20/8/2024 tarihinde (B) A.Ş.ye devrolmuştur. Devir tarihi itibarıyla (A) Ltd. Şti.nin devreden KDV tutarı 10.000.000 TL’dir. (B) A.Ş. devreden KDV tutarını indirim hesaplarına alabilmek için bağlı bulunduğu vergi dairesine 2/9/2024 tarihinde inceleme yapılması talebi ile başvurmuştur.

Konuya ilişkin vergi inceleme raporu vergi dairesi kayıtlarına 15/1/2025 tarihinde intikal etmiş olup, raporun sonuç bölümünde 7.000.000 TL tutarında devreden KDV’nin (B) A.Ş. tarafından indirim hesabına alınabilmesi uygun bulunmuştur. (B) A.Ş. tarafından bu tutar 2025/01 dönemi KDV beyannamesinde indirim konusu yapılabilir.”

MADDE 14- Aynı Tebliğin (IV/A) bölümünün başına aşağıdaki A1 ve A2 bölümleri eklenmiş ve mevcut A bölümü A3 olarak teselsül ettirilmiştir.

A1. GENEL AÇIKLAMA

3065 sayılı Kanunun (29/1) maddesine göre, mükelleflerin yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan KDV’den, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler ile ithal edilen mal ve hizmetlere ilişkin ödenen KDV’nin indirimi mümkündür. Kanunun (29/2) maddesine göre, vergilendirme dönemleri itibarıyla yapılan bu indirim sonucu hesaplanan KDV’nin, indirim KDV’den fazla olması halinde aradaki fark Hazineye ödenmekte, indirim KDV’nin hesaplanan KDV’den fazla olması halinde ise aradaki fark sonraki dönemde indirim konusu yapılmak üzere devretmektedir.

Ancak, 3065 sayılı Kanunun 32 nci maddesine göre, Kanunun 11, 13, 14, 15 inci maddeleri ile 17 nci maddenin (4) numaralı fıkrasının (s) bendi ve Kanunun indirim ve iade hakkı tanınan geçici maddeleri ile 3065 sayılı Kanunun (29/2) maddesi kapsamındaki indirimli orana tabi işlemler uyarınca, mükelleflerin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan KDV’nin indirilecek KDV’den az olması halinde indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV’nin, Bakanlığımızca tespit edilen usul ve esaslara göre iade edilmesi mümkün bulunmaktadır. Ayrıca, 3065 sayılı Kanunun (9/1) maddesindeki yetki uyarınca kısmi tevkifata tabi işlemlere ilişkin tevkif edilen KDV’nin satıcılara iade edilmesi mümkündür. İade hakkı doğuran bir işlem bulunmaması halinde yüklenilen ve sonraki döneme devreden KDV’nin iadesi söz konusu değildir.

28/7/2024 tarihli ve 7524 sayılı Kanunun 21 inci maddesiyle 3065 sayılı Kanunun 36 ncı maddesinde yapılan değişiklik ile iade hakkı doğuran işlemlerden kaynaklanan iade taleplerinin vergi inceleme raporu sonucuna göre yerine getirilmesinin esas olduğu hüküm altına alınmıştır.

Buna göre, mükelleflerin KDV iade hakkı doğuran işlemlerden kaynaklanan iade taleplerinin vergi inceleme raporu sonucuna göre yerine getirilmesi gerekmektedir.

Vergi inceleme raporu ifadesi, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 135 inci maddesinde sayılan vergi incelemesine yetkili olanlarca düzenlenmiş raporu ifade eder.

Öte yandan, 3065 sayılı Kanunun 36 ncı maddesinde Bakanlığımızın; mükellefiyet süresi, çalışan sayısı, aktif ve özsermaye büyüklüğü, ödenen vergi tutarı, vergisel ödevlerin zamanında yerine getirilip getirilmediği, sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme veya kullanma yönünde olumsuz rapor ya da tespit bulunup bulunmadığı gibi kriterleri esas alarak mükelleflerin vergisel uyum seviyeleri ve bu uyum seviyelerine göre farklı iade yöntemleri tespit etmeye, iade alacağının mahsup edileceği vergi borçları ile iadeye ilişkin diğer usul ve esasları belirlemeye yetkili olduğu hükme bağlanmıştır.

3065 sayılı Kanunun 36 ncı maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetki çerçevesinde mükelleflerin KDV iade taleplerinin, Tebliğin ilgili bölümlerinde iade hakkı doğuran işlem türleri itibarıyla iade için belirlenen usul ve esaslara göre yerine getirilmesi uygun görülmüştür.

Tebliğin ilgili bölümlerinde iade hakkı doğuran işlem türleri itibarıyla iade için belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde mükelleflerin KDV iade taleplerinin teminat veya YMM raporu karşılığı yerine getirilmesi uygun görülen işlemlere ilişkin yapılan kontrollerde tespit edilen eksiklik veya olumsuzlukların verilen sürede mevzuata uygun şekilde giderilmesi gerekir. Eksiklik veya olumsuzlukların verilen sürede giderilememesi halinde iade talebi 15 gün içinde incelemeye sevk edilir ve düzenlenen vergi inceleme raporu sonucuna göre işlem yapılır. Bu kapsamda incelemeye sevk edilen iade talepleri, iadesi talep edilen tutarın %150’si oranında banka teminat mektubu verilmesi halinde yerine getirilir, teminat vergi inceleme raporu sonucuna göre çözülür.

Teminat karşılığı iadelerde, teminatın YMM raporu ile çözülebileceği hallerde, süresi içinde YMM raporu ibraz edilmemesi veya ibraz edilmeyeceğinin belirtilmesi halinde, teminat vergi inceleme raporu sonucuna göre çözülür.

A2. İADELERİ VERGİ İNCELEMESİNE TABİ OLANLAR

1. Kapsam ve Tanımlar

1.1. Kapsam

3065 sayılı Kanunun 36 ncı maddesinde, iade hakkı doğuran işlemlerden kaynaklanan iade taleplerinin vergi inceleme raporu sonucuna göre yerine getirilmesinin esas olduğu hüküm altına alındığından, hakkında bu bölümde sayılan olumsuz rapor ve tespitler bulunan mükelleflerin iade talepleri vergi inceleme raporu sonucuna göre yerine getirilir.

Olumsuz rapor ve tespitlerin niteliğine göre belirlenen teminatların verilmesi halinde bu mükelleflerin iade talepleri yerine getirilir, ancak teminatlar vergi inceleme raporu sonucuna göre çözülür.

1.2. Belge Kavramı

Bu bölümde bahsi geçen belgeler, Tebliğin ilgili bölümlerinde belirtilen ve (YMM raporu ve vergi inceleme raporu hariç) iadeye esas teşkil eden belgelerdir. Bu belgeler, üzerinde KDV gösterilen fatura ve benzeri belgeler ile iade hakkı doğuran işlemin niteliğine göre (gümrük beyannamesi, istisna belgesi, yatırım teşvik belgesi, kıymetli maden arama ruhsatı gibi) iade için aranılan diğer belgelerdir. Bunların haricindeki belgelerin, sahte belge veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge olarak düzenlendiklerine ve kullanıldıklarına yönelik belirlemeler nedeniyle mükelleflerin durumu olumsuz rapor ve tespit kapsamında değerlendirilmez. Söz konusu belgelerin 213 sayılı Kanun uyarınca düzenlenme, saklanma ve ibraz mecburiyeti bulunan belgeler kapsamında olması bu şekilde işlem tesisine engel teşkil etmez.

Örneğin, sipariş mektupları ve proforma faturaların nihai faturalar veya gümrük beyannameleri ile uyumsuz olması halinde, nihai faturaların veya gümrük beyannamelerinin gerçeğe aykırı olarak düzenlendiği tespit edilmedikçe, sahte belge veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenlendiği veya kullanıldığı gerekçesi bu bölüm kapsamında işlem yapılmasını gerektirmez. Aynı şekilde, sigorta poliçesi, müstahsil makbuzu ve sevk irsaliyesinin gerçeğe aykırı düzenlenmesi ve bunların kullanılması tek başına bu bölüm kapsamında işlem yapılmasını gerektirmez.

KDV indirimi imkânı tanınan durumlar dışında, 213 sayılı Kanun uyarınca düzenlenmesi zorunlu olan ödeme kaydedici cihaz fişi ile gider pusulasının gerçeğe aykırı düzenlenmesi ve bunların kullanılması da aynı kapsamdadır.

1.3. İade Talepleri Vergi İnceleme Raporuna Göre Yerine Getirilecek Mükellefler

Haklarında, düzenledikleri veya kullandıkları belgelerin gerçek duruma aykırı olduğuna ilişkin delil ve karineleri içeren rapor veya tespit bulunan veya bu mükelleflerle ilişkili olan aşağıdaki mükelleflerin iade talepleri vergi inceleme raporu sonucuna göre yerine getirilir.

– 213 sayılı Kanunun (153/A) maddesi kapsamına giren mükellefler,

– Sahte belge veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme fiiline iştirak eden mükellefler de dâhil olmak üzere sahte belge veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme ya da kullanma konusunda haklarında “olumsuz rapor” veya “olumsuz tespit” bulunan mükellefler,

– Sahte belge veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme konusunda haklarında “olumsuz rapor” veya “olumsuz tespit” bulunan mükelleflerin raporun ait olduğu dönemdeki ortakları, kanuni temsilcileri, bunların kurdukları veya ortak oldukları mükellefler ile kanuni temsilcisi oldukları mükellefler,

– Haklarında beyanname vermeme, defter ve belge ibraz etmeme ve adresinde bulunamama konusunda tespit bulunan mükellefler,

– Haklarında “olumsuz rapor” veya “olumsuz tespit” bulunan mükelleflerden doğrudan mal ve/veya hizmet alan mükellefler.

5018 sayılı Kanun eki cetvellerde yer alan kamu kurum ve kuruluşları, il özel idareleri, köyler, belediyeler ve bunların teşkil ettikleri birlikler, döner sermayeli kuruluşlar, kanunla kurulan kamu kurum ve kuruluşları ile kanunla kurulan emekli ve yardım sandıkları ile sermayelerinin (%51) veya daha fazlası yukarıda sayılanlara ait mükellefler hakkında bu bölüm hükümleri uygulanmaz.

1.4. Olumlu Rapor

Vergi incelemesine yetkili olanlar tarafından düzenlenen raporlar (vergi inceleme raporu, vergi tekniği raporu, basit rapor gibi), mükellefin incelenen döneme ait 1 No.lu KDV Beyannamesi ile beyan ettiği tüm işlemlerini kapsayacak şekilde düzenlenmeleri ve olumlu olmaları kaydıyla bu kapsamda değerlendirilir.

KDV iade uygulamaları bakımından bir raporun “olumlu rapor” sayılabilmesi için, raporda iade hakkı doğuran işlemler dolayısıyla ibraz edilen yüklenilen KDV ve indirilecek KDV listelerinde sahte belge veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belgeden kaynaklı herhangi bir indirimin olmadığının tespiti gerekir.

İade talebi olmamakla birlikte hakkında olumsuz rapor bulunan bir mükellefin, olumsuz raporun ilgili olduğu vergilendirme dönemlerinden sonraki vergilendirme dönemlerinden herhangi birine yönelik inceleme talep etmesi mümkündür. Bu durumda yapılan inceleme sonucunda düzenlenen raporun olumlu rapor olabilmesi için mükellefin indirilecek KDV tutarlarının içerisinde sahte belge veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belgeye dayalı indirim olmadığının tespiti gerekir.

İndirilecek KDV tutarlarının içerisinde sahte belge veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belgeye dayalı indirim olmamakla birlikte, sahte belge veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenlendiğine ilişkin tespit içeren raporun olumlu rapor olarak değerlendirilmeyeceği tabiidir.

Sadece vergi incelemesi yapılan dönemi takip eden döneme/dönemlere ait KDV beyanlarının düzeltilmesi amacıyla düzenlenen raporlar ile yeminli mali müşavirler tarafından düzenlenen raporlar “olumlu rapor” olarak değerlendirilmez.

1.5. Olumsuz Rapor

Olumsuz rapor, Tebliğin (IV/A2-3) ve (IV/A2-4) bölümlerinde belirtilen hususları içeren ve bu mükelleflerin iade taleplerinin vergi inceleme raporu sonucuna göre yerine getirilmesini gerektiren rapordur.

Mükellefler hakkında sahte belge veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenledikleri ve/veya kullandıkları konusunda belirlemelerin yer aldığı vergi incelemesine yetkili olanlarca düzenlenen tüm raporlar (vergi inceleme raporu, vergi tekniği raporu, basit rapor gibi) “olumsuz rapor” sayılır.

Yeminli mali müşavirler tarafından düzenlenen raporlar “olumsuz rapor” olarak değerlendirilmez.

2. Sahte Belge Düzenlemek Amacıyla Mükellefiyet Tesis Ettirilmesi

2.1. Sahte Belge Düzenlemek Amacıyla Mükellefiyet Tesis Ettirenler

213 sayılı Kanunun (153/A) maddesi kapsamına giren;

a) Başkaca bir ticari, zirai ve mesleki faaliyeti olmadığı halde münhasıran sahte belge düzenlemek amacıyla mükellefiyet tesis ettirdiğinin vergi incelemesine yetkili olanlarca düzenlenen rapor ile tespit edilmesi ve mükellefiyet kaydının devamına gerek görülmediğinin raporda belirtilmesi üzerine işi bırakmış addolunan ve mükellefiyet kayıtları vergi dairesince terkin edilenler,

b) Bu kapsamda yer alan serbest meslek erbabı, şahıs işletmelerinde işletme sahibi, adi ortaklıklarda ortaklardan her biri,

c) Bu kapsamda yer alan ticaret şirketlerinde şirketin yanı sıra, kanuni temsilcileri, yönetim kurulu üyeleri, şirket sermayesinin asgari (% 10)’una sahip olan gerçek veya tüzel kişiler ya da bunların asgari (% 10) ortağı olduğu veya yönetiminde bulundukları teşebbüsler (Ortaklık payı (%10)’un altında olan ortaklar Tebliğin (IV/A2-10) bölümüne göre değerlendirilir.),

ç) Bu kapsamda yer alan tüzel kişiliği olmayan teşekküllerde bunları idare edenler veya düzenlenen raporda fiillerin işlenmesinde bilfiil bulundukları tespit edilenler,

d) Yukarıda yer alanların ortağı oldukları adi ortaklıklar, kanuni temsilcisi, yönetim kurulu üyesi, şirket sermayesinin asgari (% 10)’una sahip oldukları ticaret şirketleri veya idare ettikleri tüzel kişiliği olmayan teşekküller (Ortaklık payı (%10)’un altında olan ortaklar Tebliğin (IV/A2-10) bölümüne göre değerlendirilir.)

tarafından yapılan KDV iade talepleri, hakkında rapor düzenlenen mükellefin mükellefiyetinin terkin edildiği tarih itibarıyla münhasıran vergi inceleme raporu sonucuna göre yerine getirilir.

Bir mükellefin, bu kapsamda değerlendirilebilmesi için münhasıran sahte belge düzenlemek amacıyla mükellefiyet tesisinin tespitinde, temin edilebilmesi halinde mükellefin düzenlemiş olduğu belgelerin (belirli bir dönem, yıl veya daha uzun zaman dilimi esas alınarak) tutar olarak asgari yarısından fazlasının sahte olduğunun, yani herhangi bir mal veya hizmet hareketine ilişkin olmadığının tespiti gerekir. Bu tespitin mükellefin herhangi bir ticari işinin olup olmadığı, faturaların düzenlendiği dönemdeki iş durumu, çevresindeki ticari itibarı gibi hususlarla da desteklenmesi gerekir.

Mükellefin düzenlemiş olduğu belgelerin temin edilememiş olması halinde, fatura dönemleri itibarıyla ticari bir işinin olup olmadığı, mükellefiyetle ilgili ödevlerini yerine getirip getirmediği, herhangi bir vergi ödeyip ödemediği gibi hususlar dikkate alınarak münhasıran sahte belge düzenlemek amacıyla mükellefiyet tesis ettirdiğinin tespit edilmesi halinde, bu bölüme göre işlem yapılması gerekmektedir.

Bu mükelleflerin iade talepleri;

– Haklarında düzenlenen raporlara dayanılarak tesis edilen işlemlerin yargı kararı ile iptali veya

– 213 sayılı Kanunun (153/A) maddesinde belirtilen durumları vergi inceleme raporuna bağlanarak münhasıran vergi inceleme raporu ile iade alınmaya başlanan dönemi takip eden takvim yılı başından itibaren bu süre içerisinde haklarında başkaca bir olumsuz rapor düzenlenmemiş veya olumsuz tespit yapılmamış olmak kaydıyla (süre dolmadan önce yapılan tespitlerde en son tespit tarihinden itibaren), yedi yıl geçtikten sonra müracaatlarına gerek kalmaksızın

Tebliğde belirlenmiş usul ve esaslara göre yerine getirilir.

Birinci paragrafın (d) bendinde sayılanlar hakkında, daha sonraki dönemlere ilişkin olumlu rapor düzenlenmesi halinde, raporun vergi dairesi kayıtlarına intikal ettiği tarih itibarıyla, mükellefler ilgili bölümlerdeki usul ve esaslara göre iade talep edebilir.

213 sayılı Kanunun (153/A) maddesinin birinci fıkrasında sayılan haller dolayısıyla mükellefiyeti terkin edilenlerin bu fiillerine iştirak ettiği vergi inceleme raporuyla tespit edilen 3568 sayılı Kanun kapsamında faaliyette bulunan meslek mensupları da bu kapsamda değerlendirilir ve bu durum meslek mensubunun bağlı bulunduğu vergi dairesince temsil ettikleri tüm mükelleflere bildirilir.

Sahte belge düzenlemenin yanı sıra gerçek mal ve hizmet satışı bulunan mükellefler, bu bölüm kapsamında değerlendirilmez. Bu mükellefler hakkında düzenledikleri sahte faturalardan hareketle sahte belge düzenleme fiili nedeniyle Tebliğin (IV/A2-3.2) bölümüne göre işlem tesis edilir.

2.2. Sahte Belge Düzenlemek Amacıyla Mükellefiyet Tesis Ettirenlere Mal Teslimi ve Hizmet İfasında Bulunanlar

Sahte belge ticareti amacıyla mükellefiyet tesis ettirilmiş olsa dahi bu mükelleflerin demirbaş alımları (büro mobilyası, bilgisayar, telefon cihazı vb.), genel yönetim giderleri (işyeri kirası, işyerinin tadili, boyanması, kırtasiye ve temizlik malzemeleri, elektrik, doğalgaz, haberleşme vb.) olabileceği gibi asıl faaliyetini gizlemek amacıyla gerçekte bir kısım mal veya hizmet almış olmaları da mümkündür.

Bu nedenle, sahte belge düzenlemek amacıyla mükellefiyet tesis ettirenlere mal tesliminde veya hizmet ifasında bulunan mükelleflerin sahte belge veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleyicisi olarak değerlendirilebilmeleri için haklarında Tebliğin (IV/A2-3.2), (IV/A2-3.3), (IV/A2-4.2) ve (IV/A2-4.3)  bölümlerinde belirtildiği şekilde bir rapor veya tespit bulunması gerekir. Bu durumda bulunan mükellefler hakkında ise ilgili bölüme göre işlem yapılır.

3. Sahte Belge Düzenleyen veya Kullananlar

3.1. Sahte Belge Kavramı

Vergi Usul Kanununun 359 uncu maddesine göre sahte belge, gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belgedir.

Bir belgenin sahte olup olmadığı belgeden hareketle yapılacak tespitlere bağlıdır. Buna göre;

– İnceleme dönemi veya incelemeye konu dönemlere ilişkin yoklamalar yapılmak suretiyle mükellefin gerçek bir faaliyetinin bulunup bulunmadığı (ilgili dönem mahalle muhtarı, site yöneticisi ve/veya çevredekilerin mükellefin eylem tarihindeki durumuna ilişkin ifadeleri vb.),

– Belgeye konu mal hareketinin gerçekte olup olmadığının fiili veya kaydi envanter ya da randıman incelemesi, karşıt inceleme ve tespit, nakliye, ödeme/tahsilat vb. kanıtlarla tespiti,

– Ticari ilişkisinin olup olmadığı hususu ve ticari ilişkide bulunduğu firmalar,

– Ortaklık yapısı ve ortaklara ilişkin analizler,

– Muhasebecisine yönelik tespitler,

– Hazine ve Maliye Bakanlığı bünyesinde yer alan, hakkında inceleme yapılanlara ve ticari ilişkide bulundukları mükelleflere ilişkin bilgiler,

– Sahte belge ticareti varsa komisyon geliri elde edilip edilmediği,

– Mükellefiyetle ilgili ödevlerin yerine getirilip getirilmediği

gibi hususlar rapora bağlanmaksızın ya da tespit edilmeksizin bir belgenin sahte olduğu gerekçesiyle mükellef hakkında bu bölüm (IV/A2) kapsamında işlem yapılmaz.

Başkaca bir tespit bulunmamak kaydıyla, mükellefler hakkında sadece ihbar veya şikâyet bulunması da yeterli değildir.

3.2. Haklarında Sahte Belge Düzenleme Raporu Bulunanlar

Sahte belge düzenlenmesine ilişkin olumsuz rapor, nezdinde inceleme yapılan hakkında sahte belge düzenlediği yönünde belirlemelerin yer aldığı, Tebliğin (IV/A2-3.1) bölümünde yer alan hususları içerecek şekilde vergi incelemesine yetkili olanlar tarafından düzenlenen rapordur.

Söz konusu rapor “sahte belge düzenleme olumsuz raporu”, bu rapordan hareketle sahte olduğu tespit edilerek rapora bağlanan belgeleri düzenleyen mükellef de “sahte belge düzenleyen” olarak kabul edilir.

Hakkında sahte belge düzenleme raporu bulunanların bu fiillerine iştirak ettiği vergi inceleme raporuyla tespit edilen gerçek veya tüzel kişiler ve 3568 sayılı Kanun kapsamında faaliyette bulunan meslek mensupları da bu bölüm kapsamında değerlendirilir.

3.3. Haklarında Sahte Belge Düzenleme Tespiti Bulunanlar

Sahte belge düzenleme tespiti, bir mükellefin sahte belge düzenlediğinin diğer kişi, işletme veya kurumlar hakkında yapılmakta olan araştırma ve incelemeler sırasında yahut yetkili makamların yazıyla veya elektronik ortamda bildirmesi üzerine vergi dairesinin ıttılaına girmesidir. Bu kapsamda öncelikle mükellef tarafından düzenlenen belgenin sahte olduğunun net olarak tespit edilmesi gerekir.

Yapılan inceleme sırasında sahte belge düzenlendiği hususunda bir tespit yapılmış olması halinde, bu durumun inceleme elemanınca rapor düzenlenmeden önce mükellefin bağlı olduğu vergi dairesine yazılı olarak bildirilmesi mümkündür. Bu durumda incelemede olan mükellef, bu bölüm kapsamında değerlendirilir.

Ancak, vergi incelemesine yetkili olanlar tarafından düzenlenen raporlarda, haklarında herhangi bir olumsuzluğa yer verilmeksizin, hakkında rapor düzenlenen mükellefle ticari ilişkileri ve söz konusu mükellefin ticari ilişkide bulunduğu diğer mükellefler hakkındaki olumsuzluklar dolayısıyla sahte belge düzenleme ihtimali ve/veya şüphesi gerekçesiyle incelenmesi öngörülen mükellefler bu kapsamda değerlendirilmez.

Hazine ve Maliye Bakanlığının ilgili birimlerince yapılan değerlendirme ve analizler sonucunda bireysel olarak veya organize bir şekilde sahte belge düzenleme tespiti de sahte belge düzenleme olumsuz tespiti kapsamında değerlendirilir.

Hakkında bu şekilde tespit yapılarak sahte belge düzenleme riski nedeniyle incelemeye sevk edilen mükelleflerin bilinen işyeri adresinde, incelemeye sevk işleminin vergi dairesinin ıttılaına girmesini takip eden günden itibaren beş işgünü içinde en az iki kişiden oluşan bir grup tarafından yoklama yapılır.

Yoklamada, mükellefin bilinen işyeri adresinde faal olup olmadığı; gerek cari dönemde gerekse tespitin ilgili olduğu dönem itibarıyla ticari faaliyetinin bulunup bulunmadığı; üretim ve/veya ticaret kapasitesi; depo, tesis, taşıt, makine, teçhizat ve demirbaş varlığı; emtia mevcudu ve çalışan sayısına ilişkin bilgiler mutlaka tespit edilir ve bu hususlara düzenlenen tutanakta yer verilir. Bu tutanakta, nezdinde yoklama yapılan mükellefin açıklamaları hariç olmak üzere, görüş ve kanaate yer verilmez. Bulunması halinde, mükellefin işyeri çevresindeki esnaf, site yöneticisi, komşu, muhtar vb. kişilerin mükellefin ticari faaliyeti ve itibarına yönelik ifadeleri, ilgiliye imzalatılarak ayrı bir tutanakla kayıt altına alınır.

Tutanağın düzenlendiği tarihi takip eden günden itibaren beş işgünü içinde mükellefin bağlı olduğu vergi dairesindeki müdür ve bir müdür yardımcısının da katılacağı üç kişilik bir komisyon tarafından; yoklama sonucunda düzenlenen tutanak, mükellefin tarh zamanaşımı süresi içindeki dönemlere ilişkin beyannameleri ve Ba-Bs bildirimleri, nezdinde daha önce yapılmış yoklamalara ilişkin tutanaklar, tahakkuk, tahsilat ve vergi borcu bilgileri, alım-satım ilişkisi içinde olduğu mükelleflere ilişkin bilgiler ve vergi dairesinde bulunan diğer bilgi ve kayıtlar (vergi inceleme bilgileri, kira sözleşmesi, Yönetim Bilgi Sisteminde elektronik ortamda bulunan kayıtlar vb.) dikkate alınarak mükellefin, tespitin ilgili olduğu dönem itibarıyla bildirdiği ticari faaliyetinin bulunup bulunmadığı, bulunması halinde işletme kapasitesi ile beyanlarının (satış hasılatının, stoklarının, maliyetlerinin vb.) uyumlu olup olmadığı değerlendirilir. Komisyon, gerek görmesi durumunda, mükelleften ilave bilgi, belge ve açıklama isteyebilir.

Yapılan değerlendirme neticesinde, komisyon üyelerinin kanaatiyle olumsuzluğun teyit edilmesi halinde bu mükellefler hakkında olumsuz tespite göre işlem tesis edilir.

3.4. Haklarında Sahte Belge Kullanma Raporu Bulunanlar

Sahte belgelerde yer alan KDV’nin indirim hesaplarına dâhil edilmek suretiyle kullanıldığını tespit eden rapor, sahte belge kullanma olumsuz raporu olarak değerlendirilir. Sahte belge kullanıldığına yönelik raporlarda aşağıda yer alan hususların yanı sıra kullanıcının bu belgeyi kayıtlarına intikal ettirip ettirmediği veya beyannamede indirilecek KDV olarak kullanıp kullanmadığının da tespit edilmesi gerekir.

Vergi incelemesine yetkili olanlar tarafından düzenlenen ve sahte belge kullanılmasına ilişkin olan raporlarda;

– İncelenen mükellefle söz konusu belgelerin düzenleyicisi mükellef/mükellefler arasında gerçek bir teslim ve/veya hizmetin bulunup bulunmadığına, herhangi bir ödemede bulunulup bulunulmadığına, ödemenin şekli (banka, çek, senet, kasa, PTT, kredi kartı vb.) ve malın nakliyesi ile ilgili tespitlere veya sahte belge ticareti amacıyla mükellefiyet kaydı söz konusuysa düzenleyicinin mükellefiyet kaydının terkin edilip edilmediğine ilişkin hususlara yer verilmesi,

– Mükellefin söz konusu belgelerdeki mal ve/veya hizmetleri gerçekten alıp almadığının ilave çalışmalarla (kaydi envanter, randıman, karşıt inceleme ve tespit gibi) desteklenmek suretiyle değerlendirilmesi,

– Sahte belge oldukları tespit edilmiş olan belgelerin tutar ve mahiyet bazında tetkik edilerek, bu belgelerde yer alan mal ve/veya hizmetlerin mükellefin söz konusu dönemdeki iş ve işlemlerinin niteliğine, stok durumuna, sermaye ve ödeme kapasitesine uygun olup olmadığının değerlendirilmesi,

– İnceleme dönemine ait beyanları tetkik edilmek suretiyle, mükellefin vergi ödeme gayretlerinin değerlendirilmesi, sürekli olarak devreden KDV beyanı veya iş hacimlerine uygun tutarlarda KDV ödenmemesi veyahut sektör ortalamasının altında karlılık beyanı gibi hususların ortaya konulması

gerekir.

Tarhiyat önerilmemiş olması bu raporların olumsuz rapor vasfını değiştirmez.

Bu kapsamda işlem yapılabilmesi için, sahte olduğu tespit edilen belgeye dayalı KDV indiriminin reddedilmesi gerekir. Sahte belge tespiti olmaksızın, başka nedenlerle KDV indiriminin reddedilmesi amacıyla düzenlenen raporlar bu kapsamda değerlendirilmez.

Sahte olduğu tespit edilerek rapora bağlanan belgelerin kullanıcısı “sahte belge kullanan”, buna ilişkin rapor da “sahte belge kullanma olumsuz raporu” olarak kabul edilir.

Yapılan inceleme sonucunda mükelleflerin kendileri ya da mal veya hizmet satın aldıkları mükelleflerle ilgili olarak;

– Defter ve belgelerini ibraz etmedikleri,

– KDV beyannamesini vermedikleri

gibi nedenlerle KDV indirimlerinin reddinden kaynaklanan tarhiyatlarda, inceleme raporlarında tarhiyatın bu tespitlere ilişkin kısmının sahte belge kullanma fiilinden kaynaklandığının açıkça belirtilmemesi halinde, düzenlenen rapor olumsuz rapor kapsamında değerlendirilmez.

Sahte belge kullanımına dayalı KDV indirimlerinin vergi inceleme raporu ile veya mükellefin düzeltme beyanları ile indirilecek KDV tutarlarından düşülmesi durumunda bu mükelleflerin iade taleplerinde iade hakkı doğuran işlemler için belirlenmiş usul ve esaslar uygulanmaya devam edilir.

3.5. Haklarında Sahte Belge Kullanma Tespiti Bulunanlar

Sahte belge kullanma tespiti, sahte belgelerde yer alan KDV’nin indirim konusu yapıldığının tespit edilmesidir. Sahte belge kullanma tespitinin varlığından söz edilebilmesi için, sahte olduğu tespit edilen belgede yer alan KDV tutarının indirim konusu yapılmış olması gerekir.

Sahte belge düzenleme raporundan hareketle alıcının sahte belge kullanımından bahsedilebilmesi için, belgenin sahteliğinin yanı sıra, düzenlenen sahte belgenin kullanıcı tarafından kayıtlara intikal ettirilip ettirilmediği ve beyannamede indirilecek KDV olarak dikkate alınıp alınmadığının tespit edilmesi gerekir. Kullanıcının Ba bildirimine söz konusu belgede yazılı tutarı dâhil etmiş olması, sahte belgeyi kullandığına karine olup tespit için tek başına yeterli değildir.

Yapılan inceleme sırasında sahte belge kullanıldığı hususunda bir tespit yapılmış olması halinde, bu durumun inceleme elemanınca rapor düzenlenmeden önce mükellefin bağlı olduğu vergi dairesine yazılı olarak bildirilmesi de bu kapsamdadır.

Kullandığı belgeye yönelik bir tespit veya rapor olmadığı sürece, sadece hakkında sahte belge düzenleme rapor veya tespiti bulunan mükelleften mal veya hizmet alımına dayanılarak alıcı mükellefin bu kapsamda değerlendirilmesi mümkün değildir.

Ticari, zirai veya mesleki faaliyeti olmadığı halde münhasıran sahte belge düzenlemek amacıyla mükellefiyet tesis ettirdiği vergi incelemesine yetkili olanlarca düzenlenen rapor ile tespit edilen ve mükellefiyet kaydının devamına gerek görülmediği raporda belirtildiğinden işi bırakmış addolunarak mükellefiyet kaydı vergi dairesince terkin edilenlerden alım yaptıkları yönünde kayıtları bulunan ve belgelerde yer alan KDV tutarını indirilecek KDV olarak dikkate aldığı tespit edilen mükellefler de sahte belge kullanma tespiti kapsamındadır.

Sahte belge kullanılmasına yönelik olumsuz tespit bulunan dönemi kapsayan takvim yılında süresinde düzenlenmiş tam tasdik sözleşmesi bulunan mükelleflerin, sahte olduğu tespit edilen belgelerde yer alan alım tutarının, aynı dönemdeki toplam alımlarının %5’ini geçmemesi halinde, bu mükellefler hakkında sahte belge kullanma tespiti gerekçesiyle işlem yapılmaz. Şu kadar ki, bu durumun 213 sayılı Kanunun 370 inci maddesinin (b) fıkrası kapsamındaki ön tespitler için yapılacak izaha davet ve buna bağlı olarak yapılacak değerlendirmelere etkisi yoktur.

Haklarında sahte belge kullanılmasına yönelik olumsuz tespit bulunan mükellefler kendi durumlarından haberdar edilerek kendilerine 15 gün içinde olumsuzluğu giderebilecekleri bildirilir.

Verilen süre içerisinde işlemin gerçekliğini bu Tebliğin (IV/A2-5) bölümündeki açıklamalara göre ispat eden veya söz konusu belgede yazılı KDV tutarını indirim hesaplarından çıkarmak suretiyle beyanını düzelten mükelleflerin iade taleplerinde iade hakkı doğuran işlemler için belirlenmiş usul ve esaslar uygulanmaya devam edilir.

Kendilerine tanınan 15 günlük süre içerisinde yukarıda belirtildiği şekilde olumsuzluğu gidermeyen mükelleflerin tespitin yapıldığı tarih itibarıyla iade talepleri vergi inceleme raporu sonucuna göre yerine getirilir.

4. Muhteviyatı İtibarıyla Yanıltıcı Belge Düzenleyen veya Kullananlar

4.1. Muhteviyatı İtibarıyla Yanıltıcı Belge Kavramı

Vergi Usul Kanununun 359 uncu maddesine göre muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge, gerçek bir muamele veya duruma dayanmakla birlikte bu muamele veya durumu mahiyet veya miktar itibarıyla gerçeğe aykırı şekilde yansıtan belgedir. Buna göre;

– Belgenin mahiyet veya miktar itibarıyla gerçeğe aykırı olup olmadığı,

– Belgede yer alan bilgilerin gerçeğe aykırı olduğunun (ödeme bilgileri, mal hareketleri ve alıcı bilgileri gibi) deliller ile tespiti,

– Belgede yer alması zorunlu bilgilerde tahrifat yapılıp yapılmadığı,

– Belgede bulunması zorunlu bilgilerin (vatandaşlık numarası, vergi kimlik numarası ve adres gibi) gerçeği yansıtıp yansıtmadığı,

– Gerçekte satılan mal veya verilen hizmet yerine başka bir mal satıldığı veya hizmetin ifa edildiği

gibi hususlar rapora bağlanmaksızın ya da tespit edilmeksizin bir belgenin muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı olduğu gerekçesiyle mükellef hakkında bu bölüm kapsamında işlem yapılmaz.

Başkaca bir tespit bulunmamak kaydıyla, mükellefler hakkında sadece ihbar veya şikâyet bulunması da yeterli değildir.

4.2. Haklarında Muhteviyatı İtibarıyla Yanıltıcı Belge Düzenleme Raporu Bulunanlar

Muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenlenmesine ilişkin olumsuz rapor, nezdinde inceleme yapılan hakkında muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenlediği yönünde belirlemelerin yer aldığı, vergi incelemesine yetkili olanlar tarafından düzenlenen rapordur.

Söz konusu rapordan hareketle muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge olduğu tespit edilerek rapora bağlanan belgeleri düzenleyen mükellef “muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleyen”, buna ilişkin rapor da “muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme olumsuz raporu” olarak kabul edilir.

Hakkında muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme raporu bulunanların bu fiillerine iştirak ettiği vergi inceleme raporuyla tespit edilen gerçek veya tüzel kişiler ve 3568 sayılı Kanun kapsamında faaliyette bulunan meslek mensupları da bu bölüm kapsamında değerlendirilir.

4.3. Haklarında Muhteviyatı İtibarıyla Yanıltıcı Belge Düzenleme Tespiti Bulunanlar

Muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme tespiti, bir mükellefin muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenlediğinin diğer kişi, işletme veya kurumlar hakkında yapılmakta olan araştırma ve incelemeler sırasında yahut yetkili makamların yazıyla veya elektronik ortamda bildirmesi üzerine vergi dairesinin ıttılaına girmesidir. Bu kapsamda öncelikle mükellef tarafından düzenlenen belgenin muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı olduğunun net olarak tespit edilmesi gerekir.

Yapılan inceleme sırasında yanıltıcı belge düzenlendiği hususunda bir tespit yapılmış olması halinde, bu durumun inceleme elemanınca rapor düzenlenmeden önce mükellefin bağlı olduğu vergi dairesine yazılı olarak bildirilmesi mümkündür. Bu durumda incelemede olan mükellef, bu bölüm kapsamında değerlendirilir.

Ancak, vergi incelemesine yetkili olanlar tarafından düzenlenen raporlarda, haklarında herhangi bir olumsuzluğa yer verilmeksizin, hakkında rapor düzenlenen mükellefle ticari ilişkileri ve söz konusu mükellefin ticari ilişkide bulunduğu diğer mükellefler hakkındaki olumsuzluklar dolayısıyla yanıltıcı belge düzenleme ihtimali ve/veya şüphesi gerekçesiyle incelenmesi öngörülen mükellefler bu kapsamda değerlendirilmez.

Hazine ve Maliye Bakanlığının ilgili birimlerince yapılan değerlendirme ve analizler sonucunda bireysel olarak veya organize bir şekilde muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme tespiti de muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme olumsuz tespiti kapsamında değerlendirilir.

4.4. Haklarında Muhteviyatı İtibarıyla Yanıltıcı Belge Kullanma Raporu Bulunanlar

Muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge niteliği tespit edilen belgelerde yer alan KDV tutarlarının indirim konusu yapıldığını tespit eden, vergi incelemesine yetkili olanlarca düzenlenmiş raporlar bu kapsamda muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanma olumsuz raporu olarak değerlendirilir.

Muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanımına dayalı KDV indirimlerinin vergi inceleme raporu ile veya mükellefin düzeltme beyanları ile indirilecek KDV tutarlarından düşülmesi durumunda bu mükelleflerin iade taleplerinde iade hakkı doğuran işlemler için belirlenmiş usul ve esaslar uygulanmaya devam edilir.

4.5. Haklarında Muhteviyatı İtibarıyla Yanıltıcı Belge Kullanma Tespiti Bulunanlar

Muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanma tespiti, bir mükellefin muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullandığının diğer kişi, işletme veya kurumlar hakkında yapılmakta olan araştırma ve incelemeler sırasında yahut yetkili makamların (Hazine ve Maliye Bakanlığının ilgili birimleri dâhil) yazıyla bildirmesi üzerine vergi dairesinin ıttılaına girmesidir. Bu kapsamda öncelikle belgenin muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı olduğunun, sonrasında ise mükellefin bu belgede yer alan KDV’yi indirim konusu yaptığının net olarak tespit edilmesi gerekir.

Muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanılmasına yönelik olumsuz tespit bulunan dönemi kapsayan takvim yılında süresinde düzenlenmiş tam tasdik sözleşmesi bulunan mükelleflerin, yanıltıcı olduğu tespit edilen belgelerde yer alan alım tutarının, aynı dönemdeki toplam alımlarının %5’ini geçmemesi halinde, bu mükellefler hakkında muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanma tespiti gerekçesiyle işlem yapılmaz. Şu kadar ki, bu durumun 213 sayılı Kanunun 370 inci maddesinin (b) fıkrası kapsamındaki ön tespitler için yapılacak izaha davet ve buna bağlı olarak yapılacak değerlendirmelere etkisi yoktur.

Haklarında muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanılmasına yönelik olumsuz tespit bulunan mükellefler kendi durumlarından haberdar edilerek kendilerine 15 gün içinde olumsuzluğu giderebilecekleri bildirilir.

Verilen süre içerisinde belgenin işlemi mahiyet ve miktar itibarıyla doğru olarak yansıttığını Tebliğin (IV/A2-5) bölümündeki açıklamalara göre ispat eden veya söz konusu belgede yazılı KDV tutarını indirim hesaplarından çıkarmak suretiyle beyanını düzelten mükelleflerin iade taleplerinde iade hakkı doğuran işlemler için belirlenmiş usul ve esaslar uygulanmaya devam edilir.

Kendilerine tanınan 15 günlük süre içerisinde yukarıda belirtildiği şekilde olumsuzluğu gidermeyen mükelleflerin tespitin yapıldığı tarih itibarıyla iade talepleri vergi inceleme raporu sonucuna göre yerine getirilir.

5. İşlemlerin Gerçekliğini İspat

213 sayılı Kanunun 3/B maddesine göre vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esas olup, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin yemin hariç her türlü delille ispatlanması mümkündür.

Öte yandan, 213 sayılı Kanunun 370 inci maddesinin (b) fıkrasında, vergi incelemesine başlanılmadan veya takdir komisyonuna sevk edilmeden önce verginin ziyaa uğradığına delalet eden emareler bulunduğuna dair yetkili merciler tarafından yapılmış olan sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanmaya ilişkin ön tespitler bakımından mükelleflere ön tespite ilişkin yazının tebliğ edilebileceği ve mükelleflerin beyanlarını düzeltebilecekleri düzenlenmiştir. Söz konusu hükmün uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar ise 30/7/2020 tarihli ve 31201 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 519 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde belirlenmiştir. Buna göre, 213 sayılı Kanunun 370 inci maddesinin (b) fıkrasında yer alan uygulama kapsamında ön tespit ve izah değerlendirme komisyonlarınca yapılması gereken işlemler 519 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğindeki açıklamalara göre yerine getirilir, mezkûr uygulama kapsamına girmeyen işlemler bakımından ise bu Tebliğin bu bölümündeki açıklamalar uygulanır.

Düzenledikleri veya kullandıkları belgelerin sahteliğine veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı olduğuna ilişkin inceleme veya idari araştırma aşamasında mükellefe, söz konusu belgelerin gerçekliğine yönelik deliller ileri sürme imkânı verilir. Aynı şekilde kendileri hakkında olumsuz rapor veya olumsuz tespit bulunmamakla birlikte mal veya hizmet satın aldıkları mükellefler hakkında olumsuz rapor veya olumsuz tespit bulunan mükelleflere de bu imkân sağlanır. Söz konusu karşı deliller inceleme veya araştırmaya konu iş, işlem ve belgelerle ilgili olmalı ve bir yazı ile idari makama ibraz edilmelidir. İdari araştırma aşamasında, mükellef tarafından söz konusu işlemin gerçekliğine yönelik sunulan karşı delillerin değerlendirilmesi, idari araştırmayı yürüten birimdeki (mükellefin ilgili dönemde bağlı olduğu vergi dairesindeki) müdür ve bir müdür yardımcısının da katılacağı üç kişilik bir komisyon tarafından yapılır. Karşı deliller incelemeye başlanmış olması halinde inceleme elemanına, incelemeye başlanmamışsa ilgili komisyona sunulur.

Dolayısıyla idare tarafından sahte veya yanıltıcı olduğu yönünde bulgular bulunan bir belgenin gerçek bir işleme dayandığı ve dayandığı işlemi mahiyet ve miktar itibarıyla doğru olarak yansıttığı işlemin tarafları, ilgilileri (iade talep edenler) veya mükellefler tarafından 213 sayılı Kanunun 3 üncü maddesindeki delil serbestisi kapsamında iddia ve ispat olunabilir.

İleri sürülen karşı delillerin işlemin gerçekliğini göstermesi halinde olumsuz tespit kapsamında işlem yapılmaz. İşlemin tarafları, ilgililer ve mükellefler delillerini işlem ve belge ile ilgili olmak kaydıyla yazı ile ileri sürebilir.

Bu şekilde ileri sürülen iddia ve deliller, inceleme elemanı veya komisyon tarafından karşı delillerle çürütülmek suretiyle belgenin sahte veya yanıltıcı olduğu ispatlanabilir. Bu durumda ileri sürülen delillerin ele alınıp raporda veya dayanak bir yazı ile çürütüldüğü karşı delillerle açıklanarak mükellef veya ilgili hakkında olumsuz tespit kapsamında işlem yapılır ve mükerrer incelemeye meydan vermeksizin konuyla ilgili incelemeye sevk edilir.

213 sayılı Kanunun 370 inci maddesinin (b) fıkrası uygulaması kapsamında, sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanmaya ilişkin ön tespit yazısına konu beyanlarını düzeltmeyen mükelleflerin iade talepleri vergi inceleme raporuna göre sonuçlandırılır. Ancak, mükellefin söz konusu belgelere isabet eden KDV’yi indirim hesaplarından çıkararak düzelttiğini veya hiç indirim hesaplarına almadığını vergi dairesine tevsik etmesi ya da Tebliğin (IV/A2-7.2.) bölümünde yer alan şartlardan [dördüncü paragrafın (a) alt bendi hariç] birini sağlaması halinde, vergi incelemesi neticesi beklenmeksizin, iade taleplerinde iade hakkı doğuran işlemler için belirlenmiş usul ve esaslar uygulanmaya devam edilir.

Sınırlandırıcı olmamak kaydıyla belgenin gerçekliğini ve doğruluğunu ispatta aşağıdaki deliller kullanılabilir:

a) İşlem bedelinin ödendiğinin belgelendirilmesi.

Ödeme, iade talebinde bulunan mükellef tarafından ödemeyi tevsik eden belge aslı veya noter onaylı örneği ile tevsik edilebilir.

Ödemenin 19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu hükümlerine göre faaliyette bulunan bankalar vasıtasıyla veya 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 785 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamında düzenlenen çekler ile de tevsiki mümkündür.

Ayrıca internet bankacılığı yoluyla yapılan ödemelerde, banka dekontu yerine ilgili banka şubesi tarafından onaylı internet çıktıları ya da mükellefler tarafından ödeme yapılan bankalardan alınan onaylı hesap ekstreleri ödemenin tevsikinde kullanılabilir.

Ödeme, kredi kartı (iade talebinde bulunan kişi veya kuruma ait), tapu devri, kamu kurum ve kuruluşları aracılığıyla (ön ödeme avansı şeklinde kamu kurum ve kuruluşlarının veznesine ödeme gibi) yapılmak suretiyle de tevsik edilebilir.

Ödemenin PTT yoluyla yapıldığı durumlarda, ödeme sırasında düzenlenecek belge, (satıcının veya adına hareket edenlerin adı-soyadı (tüzel kişilerde unvanı) ile banka hesap numarası ve vergi kimlik numarası doğru olarak yazdırılmak kaydıyla) ödemeyi tevsik eden delil olarak ileri sürülebilir.

b) Taşıma, yükleme, boşaltma, depolama, ambalajlama ve benzeri işlemlerin yapıldığına yönelik belgeler, sigorta belgesi, vergi, resim, harç, pay, fon gibi ödemeler yapılmışsa bu ödemelere ait belgeler işlemin gerçekliğinin tevsikinde delil olarak kullanılabilir.

Örnek: Uluslararası taşımacılık hizmeti dolayısıyla KDV iade talebinde bulunan bir mükellefin akaryakıt alımı yaptığı bir mükellef hakkında olumsuzluk bulunması halinde, iade talep eden mükellef işlemin gerçekliğini yukarıda belirtildiği şekilde ödeme belgesi ibraz ederek ispat edebilir.

Ancak, akaryakıt alımı yapıldığı iddia edilen mükellefin, iadeci mükellefin bağlı olduğu ilden farklı bir ilde bulunması ve/veya yapılan taşımacılık hizmetinin güzergâhı üzerinde bulunmaması gibi şüphe uyandıran bir durumunun bulunması halinde, vergi dairesince yapılan değerlendirme sonucunda ödeme belgesi işlemin gerçekliğinin tevsiki hususunda yeterli bulunmayarak yalnızca ödeme belgesine göre işlem tesis edilmeyecek ve mükelleften ilave açıklamalar istenebilecektir.

6. Haklarında Olumsuz Rapor Bulunan Mükelleflerin İade Talepleri

Haklarında sahte belge veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme veya kullanma raporu bulunan mükelleflerin iade talepleri vergi inceleme raporu sonucuna göre yerine getirilir.

6.1. Haklarında Sahte Belge veya Muhteviyatı İtibarıyla Yanıltıcı Belge Düzenleme Raporu Bulunanların İade Talepleri

Haklarında sahte belge veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenlediği konusunda olumsuz rapor bulunanların raporun vergi dairesine intikal ettiği tarih itibarıyla henüz sonuçlandırılmamış iade talepleri dâhil, bu tarihten sonraki iade talepleri vergi inceleme raporu sonucuna göre yerine getirilir.

– Sahte belge düzenleyenler için beş kat,

– Muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleyenler için ise dört kat

teminat gösterilmesi halinde iade talepleri yerine getirilmekle birlikte olumsuz raporun intikal ettiği tarihten önceki dönemler için alınan teminatlar da dâhil olmak üzere iade için alınan tüm teminatlar vergi inceleme raporu sonucuna göre çözülür.

Sahte belge veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme olumsuz raporu nedeniyle iade talepleri vergi inceleme raporu sonucu yerine getirilen mükellefler, aşağıda sayılan şartlardan birisinin gerçekleşmesi halinde iade hakkı doğuran işlemler için belirlenmiş usul ve esaslara göre iade talep edebilirler.

a) Sahte belge veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme fiiline ilişkin olarak düzenlenen raporlara dayanılarak yapılan tarhiyatın yargı kararları ile terkin edilmesi,

b) Mükelleflerin sahte belge veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme raporlarına dayanılarak yapılan tarhiyatları (kesilecek ceza ve hesaplanacak gecikme faizi dâhil) ödemeleri veya tamamına teminat göstermeleri ve yapılan inceleme sonucunda düzenlenen olumlu raporun vergi dairesi kayıtlarına intikal etmesi,

c) Haklarında olumsuz rapor bulunan ve raporun ilgili olduğu dönemden sonraki dönemlerde iade talebinde bulunmayan mükellefler için, düzenleme raporuna dayanılarak yapılan tarhiyatları (kesilecek ceza ve hesaplanacak gecikme faizi dâhil) ödemeleri veya tamamına teminat göstermeleri şartıyla, talepleri üzerine daha sonra yapılan inceleme sonucunda düzenlenen olumlu raporun vergi dairesi kayıtlarına intikal etmesi,

ç) Vergi inceleme raporu ile iade alınmaya başlanan dönemi takip eden vergilendirme döneminden itibaren bu süre içerisinde başka bir olumsuzluk olmaması kaydıyla (süre dolmadan önce yazılan olumsuz raporlarda en son raporun vergi dairesi kayıtlarına intikal ettiği tarihten itibaren), sahte belge düzenleme fiilinde beş yıl, muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme fiilinde dört yıl geçmesi.

Bu mükelleflerin ilgili bölümlerdeki usul ve esaslara göre iade talep edebilmeye başladığı tarih itibarıyla henüz sonuçlanmayanlar da dâhil KDV iade talepleri de aynı usul ve esaslara göre yerine getirilebilir.

6.2. Haklarında Sahte Belge veya Muhteviyatı İtibarıyla Yanıltıcı Belge Kullanma Raporu Bulunanların İade Talepleri

Haklarında sahte belge veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanımına ilişkin olumsuz rapor bulunan mükelleflerin, raporun vergi dairesi kayıtlarına intikal ettiği tarihe kadar henüz sonuçlandırılmamış iade talepleri dâhil, bu tarihten sonraki iade talepleri vergi inceleme raporu sonucuna göre yerine getirilir.

– Sahte belge kullanımında dört kat,

– Muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanımında ise üç kat

teminat gösterilmesi halinde iade talepleri yerine getirilmekle birlikte olumsuz raporun intikal ettiği tarihten önceki dönemler için alınan teminatlar da dâhil olmak üzere iade için alınan tüm teminatlar vergi inceleme raporu sonucuna göre çözülür.

Haklarında sahte belge veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanma olumsuz raporu bulunması nedeniyle iade talepleri vergi inceleme raporu sonucu yerine getirilen mükellefler, aşağıda sayılan şartlardan birisinin gerçekleşmesi halinde iade hakkı doğuran işlemler için belirlenmiş usul ve esaslara göre iade talep edebilirler.

a) Haklarında sahte belge kullanılmasına yönelik olumsuz rapor bulunan mükelleflerin söz konusu belgeleri indirim hesaplarından çıkarmak suretiyle beyanlarını düzeltmeleri,

b) Kullanma raporları üzerine yapılan tarhiyatın yargı kararıyla terkin edilmesi,

c) Sahte belge veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanma raporlarında tarhı öngörülen vergi ve buna ilişkin olarak hesaplanacak gecikme faizi ile kesilmesi istenen cezanın ödenmesi veya bunların tamamı için teminat gösterilmesi,

ç) Vergi inceleme raporu ile iade alınmaya başlanan dönemi takip eden vergilendirme döneminden itibaren bu süre içerisinde başka bir olumsuzluk olmaması kaydıyla (süre dolmadan önce yazılan olumsuz raporlarda en son raporun vergi dairesi kayıtlarına intikal ettiği tarihten itibaren), sahte belge kullanma fiilinde dört yıl, muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanma fiilinde üç yıl geçmesi.

Bu mükelleflerin ilgili bölümlerdeki usul ve esaslara göre iade talep edebilmeye başladığı tarih itibarıyla henüz sonuçlanmayanlar da dâhil KDV iade talepleri de aynı usul ve esaslara göre yerine getirilebilir.

7. Haklarında Sahte Belge veya Muhteviyatı İtibarıyla Yanıltıcı Belge Düzenleme veya Kullanma Tespiti Bulunan Mükelleflerin İade Talepleri

7.1. Haklarında Sahte Belge veya Muhteviyatı İtibarıyla Yanıltıcı Belge Düzenlediği Konusunda Tespit Bulunanların İade Talepleri

Haklarında sahte belge veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenlediği konusunda tespit bulunan mükelleflerin iade talepleri vergi inceleme raporu sonucuna göre yerine getirilir.

– Sahte belge düzenleme tespitinde dört kat,

– Muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme tespitinde ise üç kat

teminat gösterilmesi halinde iade talepleri yerine getirilmekle birlikte olumsuz raporun intikal ettiği tarihten önceki dönemler için alınan teminatlar da dâhil olmak üzere iade için alınan tüm teminatlar vergi inceleme raporu sonucuna göre çözülür.

Sahte belge veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme tespiti nedeniyle iade talepleri vergi inceleme raporu sonucu yerine getirilen mükellefler, aşağıda sayılan şartlardan birisinin gerçekleşmesi halinde iade hakkı doğuran işlem için belirlenmiş usul ve esaslara göre iade talep edebilirler.

a) Sahte belge veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme tespitinin ilgili olduğu döneme ilişkin yapılacak inceleme sonucunda düzenlenen raporun olumlu olması,

b) Haklarında düzenleme tespiti bulunan ve tespitin ilgili olduğu dönemden sonraki dönemlerde iade talebinde bulunmayan mükellefler için, talepleri üzerine daha sonra yapılan inceleme sonucunda düzenlenen olumlu raporun vergi dairesi kayıtlarına intikal etmesi,

c) Düzenleme tespitine dayalı olarak tesis edilen işlemlerin yargı kararıyla iptal edilmesi,

ç) Vergi inceleme raporu ile iade alınmaya başlanan dönemi takip eden vergilendirme döneminden itibaren bu süre içerisinde başka bir olumsuzluk olmaması kaydıyla (süre dolmadan önce yapılan tespitlerde en son tespit tarihinden itibaren), sahte belge düzenleme tespitlerinde dört yıl, muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme tespitlerinde üç yıl geçmesi.

Bu mükelleflerin ilgili bölümlerdeki usul ve esaslara göre iade talep edebilmeye başladığı tarih itibarıyla henüz sonuçlanmayanlar da dâhil KDV iade talepleri de aynı usul ve esaslara göre yerine getirilebilir.

7.2. Haklarında Sahte Belge veya Muhteviyatı İtibarıyla Yanıltıcı Belge Kullandığı Konusunda Tespit Bulunanların İade Talepleri

Haklarında sahte belge veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanma tespiti bulunan mükelleflerin iade talepleri, kendilerine yazılı olarak verilen 15 günlük süre içerisinde belgenin gerçekliğini ve doğruluğunu Tebliğin (IV/A2-5) bölümündeki açıklamalar doğrultusunda ispat etmeleri kaydıyla iade hakkı doğuran işlem için belirlenmiş usul ve esaslara göre yerine getirilir.

Belgenin gerçekliğini ve doğruluğunu ispat etmemekle birlikte, söz konusu belgelerde yer alan KDV tutarlarını indirim ve iade hesabından çıkaran veya bu kısma sahte belge kullanma tespitlerinde üç kat, muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanma tespitlerinde iki kat teminat gösteren mükelleflerin geri kalan iade talepleri ilgili bölümlerdeki usul ve esaslara göre sonuçlandırılır.

Teminat gösterilmemesi veya bu alışlara isabet eden kısmın indirim ve iade talebinden çıkarılmaması durumunda ise, iade talepleri vergi inceleme raporuna göre sonuçlandırılır.

Sahte belge veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanma tespiti nedeniyle iade talepleri vergi inceleme raporu sonucu yerine getirilen mükellefler, aşağıda sayılan şartlardan birisinin gerçekleşmesi halinde iade hakkı doğuran işlem için belirlenmiş usul ve esaslara göre iade talep edebilirler.

a) Haklarında sahte belge veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanıldığına yönelik olumsuz tespit bulunan mükelleflerin söz konusu belgeleri indirim hesaplarından çıkarmak suretiyle beyanlarını düzeltmeleri,

b) Olumsuz tespitin ilişkin olduğu belgelere dayanılarak indirim ve iade konusu yapılan KDV tutarlarının sahte belge için üç katı, muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge için iki katı teminat gösterilmesi,

c) İlgili dönem veya daha sonraki bir dönemle ilgili inceleme sonucunda düzenlenecek olumlu raporun vergi dairesi kayıtlarına intikal etmesi,

ç) Tespitin veya tespite dayanılarak tesis edilen işlemlerin yargı kararıyla iptal edilmesi,

d) Vergi inceleme raporu ile iade alınmaya başlanan dönemi takip eden vergilendirme döneminden itibaren bu süre içerisinde başka bir olumsuzluk olmaması kaydıyla (süre dolmadan önce yapılan tespitlerde en son tespit tarihinden itibaren), sahte belge kullanma tespitlerinde üç yıl, muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanma tespitlerinde iki yıl geçmesi.

Bu mükelleflerin ilgili bölümlerdeki usul ve esaslara göre iade talep edebilmeye başladığı tarih itibarıyla henüz sonuçlanmayanlar da dâhil KDV iade talepleri de aynı usul ve esaslara göre yerine getirilebilir.

8. İadeye Esas Diğer Belgelerin Sahte veya Muhteviyatı İtibarıyla Yanıltıcı Olması

Üzerinde KDV gösterilen fatura ve benzeri belgeler dışında kalan ve her bir iade hakkı doğuran işlem için işlemin niteliğine göre ayrıca belirlenmiş olan belgelerin sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı olması durumunda, ilgili mükelleflerin iade talepleri de vergi inceleme raporu sonucuna göre yerine getirilir.

Söz konusu belgelerin sahte olması durumunda “sahte belge düzenleme”, muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı olması durumunda ise “muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme” fiillerine yönelik düzenlemeler kapsamında işlem yapılır.

9. Diğer Tespitler

9.1.Adresinde Bulunamama

Yapılan yoklamada bilinen adreslerinde bulunamayan mükelleflerin mükellefiyet kaydının, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 160 ıncı maddesi uyarınca terkin edilmesi halinde, mükellefler hakkında bu bölüm kapsamında işlem yapılır. Anılan madde kapsamında mükellefiyet kaydının terkini işleminin yoklama tarihinden de önce yapılmış olması halinde, mükellefler terkin tarihi itibarıyla bu bölüm kapsamına alınır.

Vergiye müteallik ödevleri yerine getirilmekle birlikte, sadece işi bırakma bildiriminde bulunulmamış olması olumsuz tespit sayılmaz.

Adreslerinde bulunmadıkları konusunda haklarında tespit bulunanların sonuçlandırılmamış olanlar da dâhil bütün iade talepleri, tespitin yapılmasından itibaren münhasıran iki kat teminat karşılığında veya vergi inceleme raporu sonucuna göre yerine getirilir. Teminat vergi inceleme raporuna göre çözülür.

Mükellefiyetin yeniden tesis edilmesi halinde henüz sonuçlanmayanlar da dâhil olmak üzere iade talepleri, mükellefiyetin tesis edildiği tarih itibarıyla ilgili bölümlerdeki usul ve esaslara göre yerine getirilir.

9.2. Defter ve Belge İbraz Etmeme

Vergi incelemesine yetkili olanlarca veya takdir komisyonlarınca ibrazı istenen, varlığı noter kayıtları veya sair surette sabit olan defterlerin ve ilgili dönem kayıtlarına esas belgelerin mücbir sebep sayılan haller dışındaki nedenlerle KDV mükellefleri tarafından ibraz edilmemesi durumunda, mükellefin iade talepleri vergi inceleme raporu sonucuna göre yerine getirilir.

Bu tespitin varlığı için defter ve belge ibrazına ilişkin ek süre dâhil verilen sürenin dolmuş olması gerekmektedir.

“Defter ve belge” ifadesinden, 213 sayılı Kanun uyarınca tutulan veya düzenlenen, saklanma ve ibraz mecburiyeti bulunan defter ve belgeler anlaşılmalıdır.

Örneğin, ödeme kaydedici cihazı kullanım dışı kaldığı halde ödeme kaydedici cihaz mali hafıza raporunu ve buna dair yetkili servisçe düzenlenmesi gereken tutanağı ilgili vergi dairesine ibraz etmeyen mükelleflerin bu fiilleri “defter ve belge ibraz etmeme olumsuz tespiti” kapsamında değerlendirilmez. Aynı şekilde ilgili dönemdeki KDV’ye tabi mal ve hizmet alışlarına ilişkin fatura ve benzeri belgelerin dökümünü gösteren “İndirilecek KDV Listesi”nin ibraz edilmemesi de bu kapsamda bir olumsuz tespit olarak değerlendirilmez.

Defter ve belge ibraz etmeme fiilinin varlığından söz edilebilmesi için defter ve belgelerin ibrazına ilişkin yazının mükellefe tebliği gerekmekte olup, söz konusu yazının 213 sayılı Kanunun 93 ila 109 uncu maddeleri arasında düzenlenen “Tebliğ” hükümleri doğrultusunda tebliğinin sağlanmış olması gereklidir.

Faaliyetini sona erdirenlerin kullanılmayan belgelerini iptal edilmek üzere ibraz etmemesi de bu kapsamdadır.

Mücbir sebep sayılan haller dışındaki nedenlerle defter ve belgelerini ibraz etmedikleri konusunda tespit bulunanların, tespitin ilgili olduğu döneme ait iade talepleri defter ve belgeleri ibraz etmedikleri sürece yerine getirilmez. Henüz sonuçlanmayanlar dâhil diğer dönemlere ait iade talepleri ise iki kat teminat karşılığında veya münhasıran vergi inceleme sonucuna göre yerine getirilir. Teminat vergi inceleme raporu sonucuna göre çözülür.

Defter ve belgelerini daha sonra idareye ibraz eden mükellefin henüz sonuçlanmayan iade talepleri de dâhil olmak üzere iade talepleri ilgili bölümlerdeki usul ve esaslara göre yerine getirilir.

Defter ve belgelerini 213 sayılı Kanunun 13 üncü maddesinde yer alan mücbir sebep hallerinden biri nedeniyle ibraz edemeyen mükelleflere bu kapsamda işlem yapılmaz.

Haklarında, tarh zamanaşımı öncesi dönemlere ilişkin olarak defter belge ibraz etmeme tespiti bulunan mükelleflerin iade talepleri, tarh zamanaşımının dolduğu tarihten itibaren ilgili bölümlerdeki usul ve esaslara göre yerine getirilir.

9.3. Beyanname Vermeme

Birden fazla döneme ilişkin 1 no.lu KDV beyannamesini (süresinden sonra verilenler hariç) vermeyen mükelleflerin iade talepleri vergi inceleme raporuna göre yerine getirilir.

Beyanname verilmeyen dönemlere ilişkin iade talebinde bulunulması mümkün değildir.

Bu mükelleflerin, beyanname verdikleri dönemlere ilişkin iade talepleri münhasıran vergi inceleme raporu sonucuna göre yerine getirilir.

Verilmeyen beyannamelerin usulüne uygun olarak verilmesi durumunda, mükellefin henüz sonuçlanmayan iade talepleri de dâhil olmak üzere iade talepleri ilgili bölümlerdeki usul ve esaslara göre yerine getirilir.

Haklarında, tarh zamanaşımı öncesi dönemlere ilişkin olarak beyanname vermeme tespiti bulunan mükelleflerin iade talepleri, tarh zamanaşımının dolduğu tarihten itibaren ilgili bölümlerdeki usul ve esaslara göre yerine getirilir.

10. Olumsuz Rapor veya Tespit Bulunanların Kanuni Temsilcileri, Ortakları, Ortak Oldukları veya Bunların Kurdukları veya Ortağı Oldukları Mükellefler ile Kanuni Temsilcisi Oldukları Mükellefler

Haklarında sahte belge veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenlediği konusunda olumsuz rapor veya tespit bulunan mükelleflerle ilgili olarak Tebliğin sahte belge veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme raporu ve tespiti bölümlerinde yer alan düzenlemeler;

– Bu mükelleflerin raporun ait olduğu vergilendirme dönemindeki ortakları ve kanuni temsilcileri,

– Kendileri ve bunların kurdukları veya ortağı oldukları mükellefler,

– Kendileri veya bunların kanuni temsilcisi oldukları mükellefler

hakkında da uygulanır.

Kooperatifler ve sermaye şirketlerinde bu hüküm bunların kanuni temsilcileri ile sadece sahte belge veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenlenmesine neden olan ortakları ve bunların kurdukları veya ortağı oldukları ya da kanuni temsilcisi oldukları mükellefler hakkında uygulanır.

Haklarında sahte belge veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenlediği konusunda rapor veya tespit bulunanların iade taleplerinin iade hakkı doğuran işlemler için belirlenen usul ve esaslara göre yapılabilmesi halinde, bunların kanuni temsilcilerinin, ortaklarının, ortağı oldukları mükelleflerin, kendileri ve bunların kurduğu ve ortağı olduğu veya kanuni temsilcisi oldukları mükelleflerin iade taleplerinde aynı usul ve esaslar geçerli olur.

Bu şekilde iade talepleri vergi inceleme raporuna göre sonuçlandırılması gereken mükellefler hakkında düzenlenen olumlu raporlar, vergi dairesi kayıtlarına intikal ettikleri tarih itibarıyla, mükellefler ilgili bölümlerdeki usul ve esaslara göre iade talep edebilir. Bu bölüm kapsamında iade talebi vergi inceleme raporu sonucuna göre sonuçlandırılacak mükelleflerin, ilgili bölümlerdeki usul ve esaslara göre iade talep edebilmeleri için vergi inceleme raporu ile iade almaya başladıkları tarihten sonraki herhangi bir vergilendirme döneminin incelenmesini talep etmeleri mümkündür.

Sahte belge veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenlediği konusunda hakkında olumsuz rapor veya tespit bulunan mükelleflerin kanuni temsilcileri ile ortaklarının, olumsuz rapor bulunan mükellef dışında kurdukları veya ortağı oldukları şirketlerden ayrılmış olmaları halinde, ayrıldıkları mükelleflerin iade talepleri (henüz sonuçlanmayanlar dâhil) vergi inceleme raporu ile iade alınmasını gerektiren başka bir husus olmadıkça ortaklıktan veya kanuni temsilcilikten ayrılma tarihinden itibaren ilgili bölümlerdeki usul ve esaslara göre yerine getirilir. Ancak, kanuni temsilcilik sıfatının devam etmesi halinde, ortaklıktan ayrılma tek başına bu şartı sağlamaz.

Haklarında sahte belge veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenlediği konusunda olumsuz rapor veya tespit bulunan kooperatif veya sermaye şirketlerinin kurdukları veya ortağı oldukları şirketlerdeki paylarının kontrolünün kamu kurum veya kuruluşları ile icra dairelerinde olması nedeniyle devredilmesinin imkânsız bulunması ve bu şirketlerle aralarında haksız KDV iadesi almaya yönelik ticari bir ilişki bulunduğunun da tespit edilememesi halinde, kurdukları veya ortağı oldukları bu mükelleflerin iade talepleri ilgili bölümlerdeki usul ve esaslara göre yerine getirilir.

Sahte belge veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullandığı konusunda haklarında olumsuz rapor veya tespit bulunan veya düzenleme haricinde diğer olumsuz tespitlerden biri bulunan mükelleflerin ortaklarının, kanuni temsilcilerinin, kurdukları veya ortağı oldukları mükellefler ile bunların kurdukları veya ortağı oldukları mükelleflerin iade talepleri, kendileri hakkında olumsuz rapor veya tespit bulunmaması koşuluyla ilgili bölümlerdeki usul ve esaslara göre yerine getirilir.

11. Doğrudan Mal veya Hizmet Temin Ettikleri Mükellefler Hakkında Olumsuz Rapor veya Tespit Bulunanlar

Kendileri hakkında olumsuz rapor veya tespit bulunmayan mükellefler tarafından iade hakkı doğuran işlemler dolayısıyla ibraz edilen yüklenilen KDV ve indirilecek KDV listelerinde,

– Sahte belge düzenleme raporu veya tespiti bulunan mükelleflerden yaptıkları alışlara isabet eden kısma üç kat,

– Muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme raporu veya tespiti bulunan mükelleflerden yaptıkları alışlara isabet eden kısma iki kat

teminat göstermeleri kaydıyla, bu kısmın iadesi teminat karşılığında, kalan kısmın iadesi, iade hakkı doğuran işlemler için belirlenmiş usul ve esaslara göre yerine getirilir. Teminat vergi inceleme raporu ile çözülür.

Kendileri hakkında herhangi bir olumsuzluk bulunmadığı halde doğrudan mal veya hizmet temin ettiği mükellefler hakkında sahte belge veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme raporu veya tespiti bulunan mükelleflere 15 gün içinde olumsuzluğu giderebilecekleri bildirilir.

Verilen süre içerisinde belgenin gerçekliğini ve doğruluğunu bu Tebliğin (IV/A2-5) bölümündeki açıklamalara göre ispat eden veya söz konusu alışlara isabet eden kısmı indirim KDV tutarlarından çıkaran mükelleflerin iade talepleri iade hakkı doğuran işlemler için belirlenmiş usul ve esaslara göre sonuçlandırılır.

Olumsuzlukların giderilmemesi veya bu kısma ilişkin teminat verilmemesi halinde, talep edilen iade tutarının olumsuzluk bulunmayan kısmının iadesi yukarıda belirtildiği şekilde yapılır, olumsuzluk bulunan kısmın iadesi ise vergi inceleme raporuna göre yerine getirilir.

Haklarında sahte belge veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme raporu veya tespiti dışında olumsuzluk bulunanlardan alım yapan mükelleflerin, olumsuzluğa ilişkin tarihten sonra herhangi bir belgeyi içermeyen iade talepleri, başka bir olumsuzluk olmaması kaydıyla bu bölüm kapsamında değerlendirilmez. İade hakkı doğuran işlemler dolayısıyla ibraz edilen yüklenilen KDV ve indirilecek KDV listelerinde olumsuzluğun bulunduğu döneme ilişkin alış bulunması durumunda, bu alış belgelerinin gerçekliğinin ve doğruluğunun ispatı veya indirim KDV tutarlarından çıkarılması veyahut iki kat teminat gösterilmesi suretiyle, diğer kısmın iadesi ilgili bölümde belirlenmiş usul ve esaslara göre yapılır. Teminat vergi inceleme sonucuna göre çözülür.

Olumsuzlukların giderilmemesi veya bu kısma ilişkin teminat verilmemesi halinde, talep edilen iade tutarının olumsuzluk bulunmayan kısmının iadesi yukarıda belirtildiği şekilde yapılır, olumsuzluk bulunan kısmın iadesi ise vergi inceleme raporuna göre yerine getirilir.

Olumsuz rapor veya tespit kapsamında iade talepleri vergi inceleme raporuna göre sonuçlandırılması gereken mükelleflerin bu durumlarının ortadan kalkması halinde, bunlardan alım yapanların iade taleplerinde de aynı usul ve esaslar geçerli olur.

12. Geçiş Hükümleri

6736, 7143, 7326 ve 7440 sayılı Kanunlar kapsamında ilgili takvim yıllarında faaliyette bulundukları dönemlere ilişkin olarak KDV artırımında bulunarak bu bölümün yürürlüğe girdiği tarihten önce bu bölümü ihdas eden Tebliğ ile yürürlükten kaldırılan  (IV/E-13, 14, 15, 16) bölümlerinde yer alan düzenlemelerden yararlanmış olan mükellefler hakkında, artırım koşullarını ihlal etmemiş olmaları koşuluyla artırımda bulundukları yıl/yıllar için sahte belge veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanma olumsuz raporu ile sahte belge veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanma, defter ve belge ibraz etmeme ve beyanname vermeme olumsuz tespitleri kapsamında işlem tesis edilmez.

Ancak, bu mükellefler hakkında, artırımda bulunulan yıllar için sahte belge kullanma olumsuz tespiti yapılması halinde, Tebliğin (IV/A2-5) bölümünde yer alan hükümler saklı kalmak kaydıyla, sonraki döneme devreden KDV’ye ilişkin düzeltme işlemi neticesinde artırımda bulunulmayan bir yılda tarhiyat yapılması gerekiyorsa, mükellefe olumsuzluklar kapsamında işlem yapılmasa dahi düzeltme işlemi yapılır.

Ayrıca, bu mükelleflerin iade taleplerinde, haklarında olumsuzluk bulunan mükelleflerden alımlarının bulunduğunun tespiti halinde, Tebliğin (IV/A2-11) bölümünde belirtilen hükümler uygulanır.

Bu bölümün yürürlüğe girdiği tarihten önce, ilgili diğer mevzuatta bu bölümü ihdas eden Tebliğ ile yürürlükten kaldırılan Tebliğin (IV/E) bölümüne yapılmış atıflar, bu bölümün yürürlük tarihinden itibaren Tebliğin (IV/A2) bölümüne yapılmış sayılır.”

MADDE 15- Aynı Tebliğin;

a) (I/C-2.1.5.1.) bölümünün on üçüncü paragrafında yer alan “(IV/E)” ibareleri “(IV/A2)” olarak, “özel esaslara” ibaresi “KDV iadesinin vergi incelemesine” olarak, “özel esaslar uygulanmasına” ibaresi “Tebliğin (IV/A2) bölümündeki usul ve esasların uygulanmasına” olarak, aynı bölümün on dördüncü paragrafında yer alan “genel esaslara” ibaresi “belirlenmiş diğer usul ve esaslara” olarak ve “özel esas” ibaresi “Tebliğin (IV/A2) bölümündeki usul ve esasların” olarak,

b) (I/C-2.1.5.2.1.) ve (III/B-3.2.2.) bölümlerinde yer alan “(IV/A-2.1.1.)” ibareleri “(IV/A3-2.1.1.)” olarak,

c) (II/A-1.1.1.), (II/A-1.2.3.), (II/A-2.2.), (II/A-8.12.), (II/E-1.1.) ve (IV/A-7.) bölümlerinde yer alan “(IV/A)” ibareleri “(IV/A3)” olarak,

ç) (III/B-3.2.1.) ve (III/B-3.3.) bölümlerinde yer alan “(IV/A-2.1.2.)” ibareleri “(IV/A3-2.1.2.)” olarak,

d) Mevcut (IV/A) bölümünün ilk paragrafında yer alan “özel esaslara tabi” ibaresi “iadeleri vergi incelemesine tabi olan” olarak ve “(IV/E)” ibaresi “(IV/A2)” olarak,

e) (IV/A-2.2.), (IV/A-5.1.), (IV/A-5.3.) ve (IV/B-2.) bölümlerinde yer alan “(IV/A-3)” ibareleri “(IV/A3-3)” olarak,

f) (IV/A-3) bölümünün birinci paragrafının (a) alt bendinde yer alan “(IV/E)” ibaresi “(IV/A2)” olarak,

g) (IV/A-4.2.) bölümünde yer alan “Özel esaslara” ibaresi “Tebliğin (IV/A2) bölümündeki usul ve esaslara” olarak, “(IV/A-3)” ibaresi “(IV/A3-3)” olarak ve “(IV/A-6.) bölümünün birinci paragrafının (iv) ayrımı ve üçüncü” ibaresi “(IV/A1) bölümünün sekizinci” olarak,

ğ) (IV/A-5.6.) bölümünde yer alan “özel esaslara” ibaresi “Tebliğin (IV/A2) bölümündeki usul ve esaslara” olarak ve “(IV/A-3)” ibaresi “(IV/A3-3)” olarak,

h) (IV/B-1.1.) bölümünün ilk paragrafının (ç) alt bendinde yer alan “özel esaslara tabi tutulmamış veya tutulmuşsa genel esaslara dönülmüş olması” ibaresi “iade taleplerinin yerine getirilmesi bakımından vergi incelemesine tabi olmaması veya vergi incelemesine tabi tutulmuşsa gereken koşulları sağlayarak belirlenmiş diğer usullere dönmüş olması” olarak, ikinci paragrafının (a) alt bendinde yer alan “özel esaslara” ibaresi “Tebliğin (IV/A2) bölümündeki usul ve esaslara” olarak ve dördüncü paragrafında yer alan “(IV/E)” ibaresi “(IV/A2)” olarak,

ı) (IV/B-3.) bölümünün son paragrafında yer alan “genel esaslara” ibareleri “belirlenmiş diğer usul ve esaslara” olarak ve “özel esaslara” ibaresi “Tebliğin (IV/A2) bölümündeki usul ve esaslara” olarak,

i) (IV/C-1.) bölümünün ilk paragrafının (ç) alt bendinde yer alan “özel esaslara tabi tutulmamış veya tutulmuşsa genel esaslara dönülmüş olması” ibaresi “iade taleplerinin yerine getirilmesi bakımından vergi incelemesine tabi olmaması veya vergi incelemesine tabi tutulmuşsa gereken koşulları sağlayarak belirlenmiş diğer usullere dönmüş olması” olarak ve (d) alt bendinde yer alan “özel esaslara” ibaresi “Tebliğin (IV/A2) bölümündeki usul ve esaslara” olarak,

j) (IV/C-2.) bölümünün son paragrafında yer alan “(IV/E)” ibaresi “(IV/A2)” olarak,

k) (IV/C-3.) bölümünün ilk paragrafının (ç) alt bendinde yer alan “özel esaslara” ibaresi “Tebliğin (IV/A2) bölümündeki usul ve esaslara” olarak,

l) (IV/D-3.) bölümünün ilk paragrafında yer alan “özel esaslar” ibaresi “Tebliğin (IV/A2) bölümü hükümleri” olarak,

değiştirilmiştir.

MADDE 16- Aynı Tebliğin mevcut (IV/A-1.1.) bölümünün üçüncü paragrafının ikinci cümlesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümle eklenmiştir.

“Tam istisna kapsamında işlemleri bulunan mükelleflerin bu işlemler nedeniyle yüklendikleri KDV’nin, yüklenildiği dönem ile iadenin talep edildiği dönem arasındaki KDV beyannamelerinde yer alan devreden KDV ile karşılaştırılmaksızın iadenin talep edildiği dönem beyannamesindeki toplam indirim KDV ile karşılaştırılarak iade talebi sonuçlandırılır.”

MADDE 17- Aynı Tebliğin (IV/A-6.) ve (IV/E) bölümleri yürürlükten kaldırılmıştır.

MADDE 18- Aynı Tebliğin (IV/B-1.2.2.) bölümünde yer alan “40.000.000 TL” ibaresi “100.000.000 TL” olarak, “10.000.000 TL” ibaresi “25.000.000 TL” olarak, “20.000.000 TL” ibaresi “50.000.000 TL” olarak, “50.000.000 TL” ibaresi “125.000.000 TL” olarak değiştirilmiştir.

MADDE 19- Aynı Tebliğin (IV/C-1.) bölümünde yer alan “200.000.000 TL” ibaresi “500.000.000 TL” olarak, “50.000.000 TL” ibaresi “125.000.000 TL” olarak, “100.000.000 TL” ibaresi “250.000.000 TL” olarak, “250.000.000 TL” ibaresi “625.000.000 TL” olarak değiştirilmiştir.

MADDE 20- Aynı Tebliğe ekteki EK 33, EK 33A ve EK 33B eklenmiştir.

MADDE 21- Bu Tebliğin;

a) 7 nci maddesi 1/9/2024 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde,

b) 10 uncu ve 11 inci maddeleri 1/11/2024 tarihinde,

c) 16 ncı maddesi Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinin yürürlüğe girdiği tarihten geçerli olmak üzere yayımı tarihinde,

ç) Diğer maddeleri ise yayımı tarihinde,

yürürlüğe girer.

MADDE 22- Bu Tebliğ hükümlerini Hazine ve Maliye Bakanı yürütür.

Ekleri için tıklayınız

Çarşamba, 30 Ekim 2024 20:04

Vergi Hukukunda Tenfiz Kararı

5718 Sayılı Milletlerarası Özel Hukuk Ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un 50-51. Maddesinde hüküm ifade etmektedir.

Yabancı Mahkemelerden Vergi Hukuk Davalarına İlişkin Olarak Verilmiş Ve O Devlet Kanunlarına Göre Kesinleşmiş Bulunan İlâmların Türkiye'de İcra Olunabilmesi İçin Kendisine Karşı Tenfiz İstenen Kişinin Türkiye'deki Yerleşim Yeri Mevcut Değilse Ankara, İstanbul Veya İzmir Asliye Ticaret Mahkemelerinden Birinden Tenfiz Kararı Verilmesi İstenebilir.

VERGİ HUKUKUNDA GİDER KABUL EDİLEN DURUM

Yabancı Ülkede Aleyhe Açılan Dava Sonucunda Tazminat Ödenmesi Yönündeki Tahkim Kurulu Kararı İle İlgili Olarak, Asliye Ticaret Mahkemesi Tarafından Verilen Ve Yargıtay Tarafından Da Onanan Tenfiz Kararı Çerçevesinde Ödenen Tazminat Tutarının Gider Olarak Dikkate Alınması Mümkün Bulunmaktadır.

VERGİ HUKUKUNDA GİDER KABUL EDİLMEYEN DURUM

Tenfiz Kararı Olmaksızın Tahkim Kurulu Kararına İstinaden Düzenlenen Sulh Protokolüne Göre Ödenen Tutarların Gider Olarak Dikkate Alınması Mümkün Bulunmamaktadır.

Şafak vakti Resmi Gazete'de yayımlanan 7259 sayılı yasa ile "258 Yapılmakta Olan Yatırımlar Hesabı"nda takip edilen tutarların enflasyon düzeltmesine tabi tutulması sonucunda oluşan ve bu hesabın alt hesabında izlenen düzeltme farklarının gelir etkisi ertelenmiştir. Yapılan düzenleme ile anılan hesaplardan kaynaklı enflasyon düzeltme farklarının bilançonun pasifinde özel bir fon hesabında gösterilerek dönem kazancının tespitinde dikkate alınmaması sağlanmıştır.

Özel fonlara alınan tutarların akıbetine gelmeden önce 2024 II geçici vergi döneminde yapılan yapılmakta olan yatırımlar hesabından kaynaklı gelir etkisinin III geçici vergi döneminde 648 veya 658 hesaplardan tenzilinin yapılıp yapılmayacağı ile aynı dönemde yapılmakta olan yatırımların gelir etkisinin 698 hesapla ilişkilendirilip ilişkilendirilmeyeceği belirsizlik yaratacak gibi. Zira düzenleme 1/1/2024 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir. Kişisel görüşüm 2024 II. geçici vergi dönemi düzeltmesinden kaynaklı yapılmakta olan yatırımlar hesabının gelir etkisinin 648 veya 658 hesaplardan tenzil edilmek suretiyle 549 hesaba aktarılması ve III. geçici vergi döneminde oluşacak gelir etkisinin 549 hesapla ilişkilendirilmesidir.

Özel fon hesabının akıbetine gelince. Özel fon hesabına alınan tutarlar, yatırımın tamamlanarak ilgili iktisadi kıymetin aktifleştirilmesi gereken dönem ile bu dönemi takip eden dört hesap dönemi içerisinde eşit taksitler halinde dönem kazancının tespitinde dikkate alınacaktır. Öte yandan fona alınan tutarların her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak belirlenen yeniden değerleme oranında artırılarak dikkate alınacağı hususu da unutulmamalıdır.

Perakende satış yapan ve ÖKC kullanmak zorunda olan vergi mükellefleri için seyyar EFT/POS cihazlarının iade edilerek, yerine EFT/POS uyumlu YN ÖKC kullanmaları gerektiğinden, bundan böyle tahsilat amaçlı da olsa seyyar POS cihazı almaları/kullanmaları mümkün olmayacak.

Ancak, perakende satışları olmayan ve haliyle ÖKC kullanma mecburiyeti bulunmayan veya toptan satış yapan mükelleflerin, fatura düzenlemeleri halinde, belirli şartlar dahilinde tahsilat amacına yönelik seyyar EFT/POS cihazı kullanmalarında bir engel bulunmamaktadır.

Gerçek kişi serbest meslek erbapları ile serbest meslek faaliyetinde bulunan şirketlerin de ÖKC kullanma mecburiyetleri bulunmadığından, serbest meslek makbuzu/fatura düzenlenmesi halinde, tahsilat amaçlı seyyar EFT/POS cihazı kullanmalarında bir sakınca olmayacaktır.

Özelge 1: Doktor ve mühendislerin bir araya gelerek kurulan şirkette yeni nesil ödeme kaydedici cihaz kullanımı hk. https://www.ozdogrular.com/v1/content/view/54701/257/

Özelge 2: Satışlarının %99'u toptan olan mükelleflerin Yeni Nesil ÖKC uygulaması karşısındaki durumu hk. https://www.ozdogrular.com/v1/content/view/54702/257/

Özelge 3: Toptan yumurta satışlarında yeni nesil ödeme kaydedici cihaz kullanılıp kullanılmayacağı hk. https://www.ozdogrular.com/v1/content/view/54703/257/

 

SMMM - Boğaziçi Bağımsız Denetim ve YMM A.Ş. şirketinde Denetim Ve İdare Müdürü

“ Başkanlığımız e-Belge uygulamalarında 30/10/2024 tarihinde başlayan donanım kaynaklı hata nedeniyle ortaya çıkan duruma ilişkin olarak bakım çalışması yapılmaktadır.
Söz konusu çalışma kapsamında, e-Fatura ve e-İrsaliye uygulamaları ile e-Fatura ve e-İrsaliye portalları ve e-Belge sorgulama servisleri 31/10/2024 Perşembe günü 08.00’a kadar hizmet veremeyecektir.
Bu nedenle, e-Fatura ve e-İrsaliye portallarını kullanan mükelleflerimiz ile e-Fatura ve e-İrsaliye uygulamalarına kayıtlı mükelleflerimizin, düzenlemeleri gereken belgeleri matbu (kağıt ya da e-arşiv fatura) belge olarak düzenlemeleri mümkün bulunmaktadır.
Söz konusu çalışmanın planlanan süreden önce tamamlanması durumunda Başkanlığımızca ayrıca duyurulacaktır.
Duyurulur.”
Çarşamba, 30 Ekim 2024 16:42

BARTER Sistemi Ve Muhasebesi

Barter ya da trampa, para kullanmaksızın ürünlerin değişimiyle (takas) yapılan ticaret. Bu sistemde alacak verecek ilişkisi firmaların kendileri arasında değil, barter havuzuna doğru olmaktadır.

Bir kısım işletmeler, ürünlerini veya hizmetlerini başka işletmelerin ürünleri veya hizmetleriyle takas etmek suretiyle iş yapabilirler. Bu şekilde, ihtiyaç duydukları ürünlerini veya hizmetleri elde etmeleri ve nakit akışı olmadan ticaret yapmaları mümkün olabilir.

Barter: Arada para kullanılmaksızın mal ve hizmetlerin karşılıklı değişimini ifade eder.

Yüzde yüz barter: Hiç para kullanımı olmaksızın veya kısmi para kullanımı şekline denir.

Kısmi barter : Alıcı ve satıcı mal veya hizmet bedelinin kısmen barter, kısmen de nakit ödenmesi şekline denir.

Barter sisteminin tarafları, Barter aracı kurumu ile mal veya hizmet arz ve talep eden barter üyelerinden oluşur.

Barter şirketleri, alıcı ve satıcıları karşı karşıya getiren bir acente gibi hareket etmekte ve aracı olduğu barter ticareti işlemleri için her iki taraftan komisyon adı altında ticari kazanç elde etmektedirler.

Barter çeki, Malı alan firma tarafından düzenlenir. Çekin üzerinde alıcı ve satıcının bilgileri ve yapılan işlemin tutarı yazılıp üç nüsha olarak düzenlenir. Bu nüshaların biri satıcıda, biri alıcıda muhafaza edilir ve son nüshası da barter kuruluşuna verilir. Çekler üçüncü şahıslara ciro edilemez, dolayısıyla kambiyo senedi hükmü taşımazlar.

Broker; Barter firmasının çalışanıdır. Sisteme üyelik ve sonrasındaki alım ve satım işlemlerinde üye işletmeler ile barter şirketi arasında anahtar rol üstlenen kişidir

Barter Kredi ve Limiti; Barter şirketine üye olan firmanın sistemden satın alma kredisidir. Bu limit üyenin barter havuzunda gerçekleştirdiği satış tutarı kadar olabileceği gibi, üye henüz satış yapmadı veya yaptığı satıştan daha fazla bir alım yapmak istiyorsa üyenin vereceği teminata bağlı olarak artabilen bir değerdir.

Teminat; Üye yaptığı satıştan daha fazla bir alım yapmak istiyor veya henüz satış yapmadı ve barter kredisi kullanarak sistemden alım yapmak istiyorsa bunun karşılığı olarak barter şirketine bir ekonomik değer sunmalıdır. İşte bu değer teminattır. (Hazine bonosu, teminat mektubu, gayrimenkul ipoteği, v.b.)

Cari Hesap ve Cari Hesap Ekstresi; Üyenin barter şirketi nezdinde gerçekleştirdiği barter işlemleri, kredi limiti ve teminatına ilişkin işlemler cari hesabını oluşturur, bu hesabın dökümü de cari hesap ekstresidir.

Provizyon; Gerçekleştirilecek barter şeklinde alım işlemi öncesinde, üyenin ilgili işlem için kredisinin yeterli olduğunu gösteren ve barter şirketi tarafından verilen onaydır.

Barter Üyelik Sözleşmesi; Barter havuzuna dahil olmak isteyen tüzel ve gerçek kişilerin, barter sistemi ile havuza üye firmalar ile yapacakları alış verişlere imkân veren, cari hesaplarının tutulmasında barter firmasını yetkilendiren, üyelerin barter şirketine ve birbirlerine karşı hak ve yükümlülüklerini düzenleyen bir sözleşmedir.

Komisyon; Üyenin barter alım ve satım işlemlerinde, işlem aracılığı ve danışmanlığına dair barter şirketine ödeyecekleri oransal değerdir. Bu komisyon anlaşmaya göre alıcı ve satıcıdan ayrı ayrı alınabildiği gibi, sadece bir taraftan da alınabilir.

Barter şirketleri arasında komisyon oranı değişmekle beraber, genelde satış tutarının %1’i ile %5’i arasında seyretmektedir.

Yıllık Üyelik Ücreti; İşletmelerin sisteme üyelik ve alınan hizmetlerin karşılığında yıllık olarak ödediği bedeldir. Alınan tutarlar barter firmasından barter firmasına değişkenlik göstermektedir.

Üye Firmaya Barter Çeki Verilmesi

Sisteme üye olan firmalara, sisteme üye firmalardan barter karşılığı alım yapabilmeleri için barter çeki verilir. Mal almak isteyen firma, mal satmak isteyen firmaya, aralarındaki alım-satımı belgelendirmek için çek düzenlemek durumundadır. Çek üzerinde alıcı ve satıcı firma bilgileri, mal/hizmetin konusu, işlem tutarı gibi bilgiler yer alır. Ayrıca barter çeklerinde barter firması tarafından verilmiş, firmanın onayını belirten provizyon (yetki kodu) bulunur. Provizyon verilmeyen işlemler, barter sistemi tarafından işleme tabi tutulamaz ve sistem imkânlarından faydalandırılmaz.

Barter çekleri kambiyo mevzuatına tabi çek hükmünde olmayıp arkası cirolanamaz. Çekler üç nüsha olarak düzenlenir; bir nüshası barter firmasına gönderilir, bir nüshası satıcıya verilir, bir nüsha da alıcıda kalır.

İşlemlerie ilişkin çek nüshaları barter merkezine ulaştığında barter işlemi kesinlik kazanmıştır ve hesap kapatılıp işlem sonu yapılır. Gerçekleşen bu işlemler sonucunda alıcı üyenin barter hesabı borçlu, satıcı üyenin barter hesabı alacaklı hale gelir.

Barter çekleri sadece barter’a konu alım-satım işlemlerinde kullanılmaktadır. Firmalar kısmi barter yapmak isterlerse, nakit olarak yaptıkları işlemler için barter çeki kullanamazlar.

A-   Mal veya Hizmet Satın Alan Firma İşlemlerinin Muhasebeleştirilmesi

a)    Sisteme Üye Olunması

Barter sistemine üye olan İşletme, barter organizatörünce belirlenmiú olan yıllık üyelik aidatını bir defada olmak üzere ödenir.

Örnek Uygulama: Barter firması olan Sancak Anonim Şirketine, Morgül Limited Şirketi  15.09.2024 günü 100.000,00 lira karşılığında üye olmuştur.

…………….15.09.2024……………….

770 GENEL YÖNETİM GİDERLERİ 100.000,00

770.01 Üyelik Aidat ve Giderleri

191 İNDİRİLECEK KDV                   20.000,00

102 BANKALAR                   120.000,00

102.01 İş Bankası

Barter Şirketine Ödenen Üyelik Aidatı

………………../…………………………………..

b)    Aracı Kuruma Teminat Verilmesi

Barter aracı kurumu, ortaya çıkabilecek riskleri karşılamak üzere teminat alır. Teminat olarak, banka teminat mektubu, gayrimenkul ipoteği, devlet tahvili veya hazine bonosu gibi varlıklar kabul edilebilir.

Örnek Uygulama:

Sancak Anonim Şirketi ünvanlı barter aracı kurumuna üye olan Morgül Limited Şirketi, 15.09.2024 günü tarihinde 5.000.000,00 TL tutarındaki Hazine bonosunu teminat olarak vermiútir.

……………..15.09.2024……………

126 VERİLEN DEPOZİTO

VE TEMİNATLAR                            5.000.000,00

112 KAMU KESİMİ TAHVİL

SENET VE BONOLARI                         5.000.000,00

Teminat Verilmesi

…………………………/………………………………

c)    Sistem ile Mal ve Hizmet Satın Alınması

Mal almak isteyen firma, mal satmak isteyen firmaya, aralarındaki alım-satımı belgelendirmek için çek düzenlemek durumundadır. Sistemde mal veya hizmet alımları, mal veya hizmetlerle ödendiği için bir firma hem alıcı hem de satıcı konumundadır.

Örnek Uygulama:

Morgül Limited Şirketi, Sancak Anonim ünvanlı Barter Şirketi’ne başvurmak suretiyle , Sarıgül Anonim Şirketi’nden 25.09.2024 günü 200.000,00 TL tutarında mal almıştır.  Morgül limited Şirketi, Sanck Anonim ünvalı bartır şirketine % 5 komisyon vermiştir.

Kur 1. ABD Doları= 34,20 TL

…………………………..25.09.2024…………………..

153 TİCARİ MALLAR         200.000,00

191 İNDİRİLECEK KDV 40.000,00

126 BARTER SİSTEMİNE BORÇLAR 240.000,00

Sancak A.Ş.

Mal Alış Kaydı

…………………. …… 25.09.2024………………..

760 PAZARLAMA SATIŞ VE

DAĞITIM GİDERLERİ               10.000,00

760.01 Barter Komisyon Giderleri

191 İNDİRİLECEK KDV               2.000,00

102 BANKALAR              12.000,00

102.01 İş Bankası

Komisyonun Ödenmesi

……………………………/……………………

d)   Borç Hesaplarının Değerlemesi

Barter işlemleri yapan firma, borçlu ise sisteme ya mal satar ya da günü gelince borcunu dolar karúılığı nakit öder. Ortaya çıkan kur farkını “656 Kambiyo ve Borsa Değer Azalıú Zararları Hesabına” kaydeder.

Örnek Uygulama:

Morgül Limited Şirketi’nin dönem sonunda barter sistemine 2.000 borcu  bulunmaktadır. Alış Kuru: 34,20 usd- Dönem sonunda “31.12.2024” tarihinde kur ise 41,20 TL olduğunu kabul edelim. Dönem sonunda bartır şirketine 20.000,00 TL borç olduğunu kabul edelim.

…………………..31.12.2024……………

656 KAMBİYO VE BORSA DEĞER

AZALIŞ ZARARLARI                       140.000,00

656.01 Kur Farkı

126 BARTER SİSTEMİNE BORÇLAR      140.000,00

Sancak A.Ş. Barter Şirketi Barter Sistemine

Olan Borcun Değerlemesi

………………………/…………………..

e)    Borcun Ödenmesi

Borçlu olan firma genellikle en az 9 aylık sürede borcunu mal ile ödemez ise nakit olarak ödemek durumunda kalır.

Mal ile Borcun Ödenmesi

Örnek Uygulama: Morgül Limited Şirketi, 26.09.2024 tarihinde Sarıgül Anonim Şirketi ile 450.000.00 TL karşılığında mal satmak üzere anlaşmıştır. Sarıgül Anonim Şirketi 450.000,00TL karşılığı olan 13.185,00 $  (1  = 34,1297 TL)’lık barter çekini 26.09.2024 tarihinde Morgül Limited Şirketi’ne vermiútir. Ayrıca, satış üzerinden % 5 komisyon bedelini Sancak Anonim Şirketi ünvanlı Barter Şirketi’ne ödemiútir.

………………..26.09.2024…………….

123 BARTER SİSTEMİNDEN

ALACAKLAR:                         450.000,00

123.01 Sncak A.Ş. Barter Şirketi

600 YURTİÇİ SATIŞLAR            450.000,00

391 HESAPLANAN KDV              90.000,00

Barter Sistemiyle Mal Satışı

…………………..26.09.2024…………

760 PAZARLAMA SATIŞ VE

DAĞITIM GİDERLERİ                22.500,00

760.01 Barter Komisyon Giderleri

191 İNDİRİLECEK KDV                 4.500,00

102 BANKALAR                      27.000,00

102.01 İş Bankası

Komisyonun Ödenmesi

……………………./……………….

Nakit ile Borcun Ödenmesi

Sistemden mal alan üye firmalar, borçlarını sisteme üye olan firmalara mal satarak ödemektedirler. Ancak sistemden mal alan üye firmalar sisteme mal satamadıkları durumda en az 9 ay sonra borçlarını herhangi bir vade farkına katlanmaksızın o günün döviz kuru üzerinden öderler.

f)     Üyeliğin Sona Ermesi

Barter aracı kurumuna üyeliğin sona ermesi durumunda sisteme borçlu olan firmalardan, barter aracı kurumu bu alacaklarını nakit olarak tahsil eder.

Ancak; barter aracı kurumundan alacaklı olan firmalar bu alacağını, borcunu ödemede olduğu gibi nakit tahsil etme olanakları yoktur.

Barter aracı kurumu ile yapılan anlaşmanın herhangi bir nedenle sona ermesi durumunda, barter aracı kurumuna üye olan firma alacaklı durumda ise, alacaklı olduğu tutar kadar bir mal veya hizmeti satın alarak hesabını kapatabilir.

Teminatın İade Edilmesi,Barter aracı kurumuna üyeliği sona eren firmanın, barter aracı kurumuna vermiş olduğu ve nazım hesaplarda izlediği teminatını geri almada yapacağı kayıt, bu teminatı verirken yapmış olduğu kaydın tersidir.

B-   Mal veya Hizmet Satan Firma İşlemlerinin Muhasebeleştirilmesi

a)    Sisteme Üye Olunması

Barter sistemiyle mal satın alan işletmelerin aynı zamanda da satıcı işletmeler olmasından dolayı, mal satın alan firmaların yapmış olduğu üyelik muhasebe kaydı, mal satan firmaların yapacağı muhasebe kaydı için de geçerlidir.

b)    Aracı Kuruma Teminat Verilmesi

Barter sistemiyle mal veya hizmet satın alan firmaların barter aracı kurumuna vermiş olduğu teminatla ilgili muhasebe kaydı, barter sistemine mal veya hizmet satan firmaların barter aracı kurumuna vermiş oldukları teminatla ilgili muhasebe kaydı için de geçerlidir.

c)    Sistem ile Mal ve Hizmet Satılması

Barter sistemiyle mal veya hizmet satan firma; alıcıyla, miktar, kalite, taşıma, sigortalama gibi konularda anlaşma yapmar. Bu arada Barter aracı kurumunun mal veya hizmet satabileceğine dair onay vermesiyle satışı yapar ve karşılığında barter çeki alır. Mal veya hizmetin faturasını ise alıcıya keser ve malı teslim eder veya hizmeti sunar. Almış olduğu barter çekini de barter aracı kurumuna gönderir. Barter aracı kurumu bu çeki satıcının cari hesabına alacak, alıcının cari hesabına borç kaydeder. Her ne kadar satış faturası alıcının adına kesilmiş olsa da, satıcı firma muhasebe kaydını barter aracı kurumundan alacaklı olarak yapar. Çünkü, satıcının alıcıyla herhangi bir borç — alacak ilişkisi kalmamıútır. Borç — alacak ilişkisi artık barter aracı kurumuyladır. Alacağını ise sistemden mal alarak tahsil edecektir.

Örnek Uygulama

Morgül Limited Şirketi, 01.10.2024 tarihinde, Sancak Anonim Şirketi ünvanlı Barter Şirketi aracılığıyla Sarıgül Anonim Şirketi’ne 100.000,00 TL tutarında mal satmış ve % 5 barter komisyonunu da ödemiútir. Kur: 1. ABD Doları 34,21 TL.

………………….01.10.2024……………

123 BARTER SİSTEMİNDEN

ALACAKLAR                              120.000,00

123.01 Sancak A.Ş. Barter Şirketi

600 YURTİÇİ SATIŞLAR                 100.000,00

391 HESAPLANAN KDV                     20.000,00

Barter Sistemiyle Mal Satışı

………………01.10.2024……………….

760 PAZARLAMA SATIŞ VE

DAĞITIM GİDERLERİ                  5.000,00

760.01 Barter Komisyon Giderleri

191 İNDİRİLECEK KDV              1.000,00

102 BANKAR                             6.000,00

102.01 Garanti Bankası

Komisyonun Ödenmesi

…………./………………

d)   Alacak Hesaplarının Değerlemesi

Barter sistemiyle mal satan firma dönem sonunda barter aracı kurumuyla hesap kesimi yapar, borç ve alacağını mahsup eder. Kalan borç veya alacağını da kayda alır. Ayrıca alacak ve borçlar döviz cinsinden olduklarından, dönem sonu değerlemesi de yapılacaktır .

Örnek Uygulama :

Morgül Limited Şirketi’nin dönem sonunda, barter sisteminden 50.000,00 TL alacağı bulunmaktadır. Alış Kuru: 34,20 usd- Dönem sonunda “31.12.2024” tarihinde kur ise 41,20 TL olduğunu kabul edelim.

…………..31.12.2024…….

123 BARTER SİSTEMİNDEN

ALACAKLAR                                 10.234,08

123.01 Sancak A.Ş. Barter Şirketi

646 KAMBİYO VE BORSA

DEĞER ARTIŞ KARLARI             10.234,08

646.01 Kur Farkı

Barter Si steminden Olan Alacağın Değerlemesi

………………/……………………..

e)    Borcun Ödenmesi

Barter sistemiyle mal veya hizmet satın alan firmaların aynı zamanda da satıcı işletmeler olmasından dolayı, mal satın alan işletmelerin yapmış olduğu borç ödeme ile ilgili muhasebe kayıtları, mal satan işletmelerin yapacağı muhasebe kaydı için de geçerlidir.

f)     Üyeliğin Sona Ermesi

Barter sistemiyle mal veya hizmet satın alan firmaların aynı zamanda da satıcı işletmeler olmasından dolayı, mal satın alan işletmelerin yapmıú olduğu üyeliğin sona ermesi ile ilgili muhasebe kayıtları, mal satan firmaların yapacağı muhasebe kaydı için de geçerlidir.

C-  Aracı Kurumun Muhasebe İşlemleri

a)    Üyelik Aidatının Muhasebeleştirilmesi

Örnek Uygulama: Sancak Anonim Şirketi ünvanlı Barter Şirketi, 15.09.2024 tarihinde Morgül Limited Şirketi ve Sarıgül Anonim Şirketi’nden 100.000’00 er TL üyelik aidatı tahsil etmiştir.

……………..15.09.2024……………..

102 BANKALAR                                 200.000,00

102.01 Akbank

649 DİĞER OLAĞAN GELİR                    200.000,00

VE KARLAR

Morgül Ltd.Şti.Üy. Aidatı

Sarıgül A.Ş. Üy. Aidatı

391 HESAPLANAN KDV

Tahsil Edilen Yıllık Üyelik Aidatları

………………/……………….

b)    Üyelerden Alınan Teminatların Muhasebeleştirilmesi

Barter aracı kurumu, üyelerinden, para, banka teminat mektubu, hazine bonosu ve devlet tahvili gibi kıymetli evrakları teminat olarak kabul ederek kayıt altına almaktadır.

Örnek Uygulama

Morgül Limited Şirketi, 15.09.2024 tarihinde Sncak Anonim Şirketi ünvanlı Barter Şirketi’ne 5.000.000.00 TL tutarında hazine bonosunu teminat olarak vermiştir.

……………15.09.2024…………

112 KAMU KESİMİ TAHVİL

SENET VE BONOLARI                  5.000.000,00

326 ALINAN DEPOZİTO

VE TEMİNATLAR                      5.000.000,00

Morgül Ltd.Şti’den Alınan Teminatın Kaydı

………………/………………..

c)    Alış – Satış İşlemlerinin Muhasebeleştirilmesi

Örnek Uygulama: Morgül Limited Şirketi 15.09.2024 tarihinde, barter sistemine üye olan Saıgül Anonim Şirketi’ne 200.000,00 TL tutarında mal satmıştır. KUR : 1 ABD Doları = 34,20 TL

………………15.09.2024……………..

123 BARTER SİSTEMİNDEN

ALACAKLAR                                 200.000,00

123.01 KLM Anonim Şirketi

323 BARTER SİSTEMİNDEN

BORÇLAR                                 200.000,00

Morgül Limited Şirketi ile Sarıgül A.Ş. Arası  Alış ve Satış işlemi

………………….15.09.2024………………..

102 BANKALAR                                 24,00,00

102.01 Akbank

600 YURTİÇİ SATIŞLAR                      20.000,00

600.01 Komisyon Gelirleri

Morgül LTD. ŞTİ :5.000,00

Sarıgül A.Ş.        :5.000,00

391 HESAPLANAN KDV                            4.000,00

İki üyeden alınan komisyon işlemi

……………./………………

d)   Alacak ve Borç Hesaplarının Değerlemesi

Barter aracı kurumu yıl sonlarında döviz kurlarında meydana gelen artışları üye işletmelerin borç ve alacaklarına kur farkları kadar yansıtır. Dolayısıyla bir şirketin borcu, diğer bir şirketin de alacağı kur farkı kadar artmış olur.

Örnek Uygulama : Morgül Limited Şirketi 15.09.2024 tarihinde, barter sistemine üye olan Sarıgül Anonim Şirketi’ne 200.000,00 tutarında mal satmıútır.

KUR:  ABD Doları = 34,20 TL Yıl sonunda Doların 41,20 olduğunu kabul edelim

…………………….31.12.2024……………..

123 BARTER SİSTEMİNDEN

ALACAKLAR                              40.952,80

123.01 Sarıgül Anonim Şirketi

323 BARTER SİSTEMİNDEN

BORÇLAR                                 40.952,80

Morgül Limited Şirketi

Yıl Sonu nda Borç ve Alacakların Değerlemesi

……………………./………………..

e)    Alacağın Tahsil Edilmesi

Barter sistemine üye olan firmalardan alacakların tahsil edilmesi mal karşılığı olmakla birlikte genellikle en az 9 aylık sürede mal ile tahsil edilemezse nakit olarak tahsil edilmek durumunda kalınmaktadır.

f)    Üyeliğin Sona Ermesi

Barter aracı kurumları, üyelerini sisteme genellikle üyelik aidatı karşılığında bir yıllık üye yapmaktadırlar.

Örnek : Uygulama: Morgül Limited Şirketi’nin Sancak Anonim Şirketi ünvanlı Barter Şirketi’ne üyeliği 31.08.2024 tarihinde sona ermiútir. Bu tarihte,  Barter Şirketi’nin 20.500,00 TL

alacağı bulunmaktadır.

………..31.08.2024……………..

102 BANKALAR                               20.500,00

102.01 İş Bankası

123 BARTER SİSTEMİ ALACAK.         20.500,00

MORGÜL Limited Şirketi

Morgül Limited Şirketi’nden Alacağın Tahsili

……………………../…………………….

Aracı Kurumun    Üye    İşletmeye    Borçlu         Olması Durumunda

Barter aracı kurumuna üyeliğin sona ermesi durumunda sisteme borçlu olan işletmelerden, barter aracı kurumu bu alacaklarını nakit olarak tahsil eder. Ancak; barter aracı kurumunun borçlu olması durumunda alacaklı olan işletmeler bu alacağını, borcunu ödemede olduğu gibi nakit tahsil etme olanakları yoktur, sadece alacaklı olduğu tutar kadar bir mal veya hizmeti satın alarak hesabını kapatabilir.

Alınan Teminatın İade Edilmesi

Barter aracı kurumuna üyeliği sona eren işletmenin, barter aracı kurumuna vermiş olduğu ve nazım hesaplarda izlediği teminatını geri almada yapacağı kayıt, bu teminatı verirken yapmış olduğu kaydın tersidir.

YMM/BD HASAN SANCAK

Kaynakça

Prof. Dr. Durmuş ACAR

Prof. Dr. Ömer TEKŞEN

I- EFT/POS UYUMLU YENİ NESİL ÖKC KULLANMA MECBURİYETİ

1- Perakende Satış Yapan Mükellefler ÖKC Kullanmak Zorundadır:

Perakende mal ve hizmet satışı yapan birinci ve ikinci sınıf tüccarlar bu faaliyetlerinde Ödeme Kaydedici Cihazları (ÖKC-Yazarkasa) kullanmaları zorunludur. (3100 Sayılı Kanun ve VUK Mük.257, 426 SN VUK GT. Md.2)

Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı, mal teslimi ve hizmet ifalarına istinaden düzenlenmesi gereken perakende satış fişi, fatura gibi mali belgelerin doğru ve zamanında düzenlenebilmesi, kartla ödeme imkânlarının genişletilmesi ve kayıt dışı ekonomi ile etkin bir şekilde mücadele edilmesine yönelik olarak bugüne kadar birçok çalışmayı hayata geçirmiştir.

Bu kapsamda, ilk defa 15.06.2013 tarih ve 28678 sayılı Resmî Gazete de yayınlanan 426 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile YENİ NESİL ÖDEME KAYDEDİCİ CİHAZLAR uygulamasına geçilmiş ve böylece perakende mal ve hizmet satışlarında kullanılan yazarkasaların tamamının bilgisayar bağlantılı, online çalışabilen ve güvenli bir şekilde internet yoluyla satış bilgilerini Gelir İdaresi Başkanlığına iletebilen cihazlar haline getirilmesine yönelik önemli adımlar atılmıştır. Söz konusu tebliğde 427, 437, 450, 465, 466, 477 ve 488 Sıra No.lu VUK Genel Tebliğleri ile değişiklikler yapılarak güncellenmiş ve bu değişikliklerle kademeli bir süreç anlayışıyla ÖKC kullanım zorunluluğu bulunan mükelleflerin (perakende mal ve hizmet satışı yapan birinci ve ikinci sınıf tüccarlar) yeni nesil ÖKC kullanım zorunluluğuna geçişi sağlanmış ve 557 Sıra No.lu VUK Genel Tebliği ile de 1/7/2024 tarihinden itibaren YENİ NESİL ÖKC niteliğinde bulunmayan Eski Nesil ÖKC’lerin hurdaya ayrılarak tamamen kullanım dışına çıkarılmasına ve yeni nesil ödeme kaydedici cihazlardan banka kartları ile ödeme alınması zorunluluğunu sağlamaya yönelik düzenlemeler yapılmıştır.

2- Perakende Satış Yapan Mükelleflerin 1.7.2024 Tarihinden İtibaren Yeni Nesil ÖKC Kullanma Mecburiyeti Başladı:

69 Seri No.lu Ödeme Kaydedici Cihazları Kullanmaları Mecburiyeti Hakkında Kanunla İlgili Genel Tebliğ, 426 ve 483 sıra No.lu VUK Genel Tebliği uyarınca, satışı yapılan malları aynen veya işlendikten sonra satışını yapanlar dışındaki kimselere satan veya aynı kimselere hizmet veren birinci ve ikinci sınıf tüccarların (perakende teslimde bulunan veya hizmet ifa eden) VUK’na göre fatura vermek zorunda olmadıkları mal satışları veya hizmet ifalarının belgelendirilmesinde kullandıkları eski nesil ÖKC’ların, mali hafızalarının dolup dolmadığına bakmaksızın 01.07.2024 tarihine kadar EFT/POS uyumlu Yeni Nesil ÖKC’lar ile değiştirerek kullanma mecburiyeti başlamıştır.

Faaliyetlerinde ÖKC kullanım zorunluluğu olan mükellefler 1/10/2013 tarihinden itibaren Eski Nesil ÖKC yerine YENİ NESİL ÖKC kullanmaları zorunlu hale gelmiştir. (426 SN VUK GT. Md. 4)

Faaliyetlerinde Seyyar EFT-POS Cihazı kullananlarla Yol Kenarı Otopark İşletmeleri 1/10/2013 tarihinden itibaren, bu cihazları yerine EFT-POS ÖZELLİKLİ YENİ NESİL ÖKC kullanmaları zorunluluğu bulunmaktadır. (426 SN VUK GT. Md. 4/a,b)

3- 1 Temmuz 2024 Tarihinden İtibaren Mükelleflerin En Az Bir Banka İle Üye İş Yeri Anlaşması Yaparak, EFT/POS Uyumlu YN –ÖKC’ları Kullanarak Banka Kartları İle Ödeme Taleplerini Kabul Etme Zorunluluğu Başlamıştır:

Yapılan değişikliğe göre; ÖKC kullanmak zorunda olan mükelleflerin en geç 1 Temmuz 2024 tarihinde kullanılmaya başlanılacak şekilde, Yeni Nesil ÖKC almak ve alış tarihini takip eden 30 gün içerisinde de, EFT/POS uyumlu Yeni Nesil ÖKC kullanmaya başlayarak, en az bir banka veya diğer kuruluş ya da ödeme hizmet sağlayıcısı ile üye işyeri anlaşması yaparak kullanılan her bir YN-ÖKC aracılığıyla banka kartları ile ödeme taleplerini kabul etme zorunluluğu getirilmiştir.

Perakende mal ve hizmet satışlarının gerçekleştirilmesinde kullanılan satış uygulama yazılımları ile kartlı ödemelerin alınmasına imkân sağlayan EFT-POS cihazlarının Yeni Nesil ÖKC’lerle entegre ve bağlantılı çalışması zorunlu hale getirilmiştir. (483 SN VUK

GT, Md.8).

Eski Nesil ÖKC’ler (mali hafızaları dolmamış olanlar dahil) 1/7/2024 tarihinden itibaren mükelleflerce kullanılması mümkün olmayıp, bunlar yerine YENİ NESİL ÖKC’lerin kullanılması zorunluluğu bulunmaktadır. (557 SN VUK GT. Md.4)

Eski nesil ÖKC’lerin en geç 1/7/2024 tarihine kadar 60 SN ÖKC Genel Tebliğinde belirtilen usul ve esaslara göre hurdaya ayrılması zorunludur.

4-  EFT/POS Uyumlu YN ÖKC Tam Olarak Nedir?

1/7/2024 tarihinde zorunlu hale gelecek EFT/POS uyumlu Yeni Nesil ÖKC’yi önceki banka POS’u ile birlikte kullanılan basit/bilgisayar bağlantılı YN ÖKC’den ayıran en önemli özelliği; bünyesinde direk bağlanılabilen banka POS’u barındırması olup, basit/bilgisayar bağlantılı YN ÖKC de olduğu gibi haricen kablo ile banka posu bağlanamayacak olmasıdır.

5-  Perakende Satış Yapan Mükelleflerin Seyyar EFT-POS Cihazları Yerine EFT/POS Özellikli YN ÖKC Kullanmaları Zorunlu Hale Getirildi:

566 Seri No.lu VUK Tebliği ile, 483 No.lu Tebliğin aşağıda yer verilen 10’uncu maddesinde yapılan değişiklik ile 25/9/2024 tarihinden itibaren uygulanmak üzere; YN ÖKC kullanma mecburiyeti kapsamına giren ve faaliyetlerinde seyyar EFT-POS cihazı yerine EFT-POS özellikli YN ÖKC kullanma mecburiyeti bulunan mükelleflerin, mevcut seyyar EFT-POS cihazlarını EFT-POS özellikli YN ÖKC’ler ile değiştirmelerinin zorunlu olduğu, kapsamda olan mükelleflere bankalar veya elektronik para ve ödeme kuruluşları tarafından seyyar EFT-POS cihazı vermemeleri gerektiği hüküm altına alınmıştır.

ÖKC kullanım zorunluluğu bulunan mükellefler;

Faaliyetlerinde Seyyar EFT-POS cihazı yerine EFT-POS özellikli Yeni Nesil ÖKC kullanmaları zorunlu olduğundan, hali hazırda ellerinde bulunan banka vb. kuruluşlardan almış oldukları Seyyar EFT-POS cihazlarını bu kuruluşlara ivedilikle iade etmeleri ve bu cihazlar yerine EFT-POS özellikli Yeni Nesil ÖKC kullanmaya başlamaları zorunludur.

Banka vb. kuruluşlardan masaüstü (kablolu) EFT-POS cihazları temin etmiş olanlar, bu tür EFT-POS cihazlarını Basit/Bilgisayar Bağlantılı Yeni Nesil ÖKC’ler ile bağlantılı ve entegre kullanma zorunlulukları çerçevesinde, gerekli bağlantı işlemlerini ivedilikle yaptırmaları ya da banka vb. kuruluşlara iade etmeleri zorunluluğu bulunmaktadır.

Bankalar vb. kuruluşlar mükelleflere Seyyar EFT-POS cihazı ile Masaüstü EFT-POS cihazı vermeden önce, GİB tarafından kendilerine açılan WEB SERVİS sorgulamasını yapmak zorundadırlar.

Bu sorgu sonucunda ÖKC kullanım zorunluluğu bulunan mükelleflere seyyar EFT- POS cihazı ve Basit/Bilgisayar Bağlantılı Yeni Nesil ÖKC’si olmayan mükelleflere de Masaüstü (kablo ile bağlantısı yapılabilen) EFT-POS cihazı vermemeleri gerekmektedir.

Yukarıda da belirtildiği üzere; Basit/Bilgisayar Bağlantılı Yeni Nesil ÖKC’si bulunmayan mükelleflere banka vb. kuruluşlar tarafından kablolu EFT-POS cihazı verilmemesi gerekmektedir.

Masaüstü (kablolu) EFT-POS cihazlarının mutlaka Basit/Bilgisayar bağlantılı Yeni Nesil ÖKC’lerle entengre ve bağlantılı (ödeme alınacak tutar bilgisinin ÖKC’den Pos cihazına iletilmesi, ödeme alındıktan sonra ÖKC’den mali değeri olan fiş ile slip belgesinin bütünleşik olarak çıkacak şekilde) olarak çalışması zorunludur.

Diğer taraftan, 507 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde; mal ve hizmet satışlarına ait bedellerin tahsilatı ile mali belgelerin elektronik ortamda oluşturulmasına ilişkin satış, tahsilat ve elektronik belge uygulamalarının Güvenli Mobil Ödeme ve Elektronik Belge Yönetim Sistemi (GMÖEBYS) ile mükelleflerin kullanımına sunulmasına ilişkin usul ve esaslar belirlenmiştir.

Gelir İdaresi Başkanlığı, tarafımıza ulaşan bilgilere göre; yukarıda yer verilen düzenlemeler kapsamında, mükelleflere EFT-POS cihazı vermekte olan Bankalar ile Ödeme Hizmeti Kuruluşlarına, ilgili mevzuat düzenlemelerinde belirtilen şekle aykırı olarak verilmiş seyyar veya masaüstü pos cihazlarının mükelleflerden geri alınmasına yönelik yazılar da yazılmıştır. Bankalar ile Ödeme Hizmeti Kuruluşları ilgili yazıda belirtilen tarihe kadar söz konusu şartları sağlamayan mükelleflerdeki seyyar ve masaüstü pos cihazlarını geri alacaklardır.

Ayrıca Gelir İdaresi Başkanlığı, ÖKC kullanma zorunluluğu bulunan mükellefleri de yukarıda yer verilen düzenlemelere uyum konusunda bilgilendirmek amacıyla yazılar göndermeye başlamıştır.

483 No.lu VUK Tebliğinin 10’uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:

“MADDE 10 –(1) YN ÖKC kullanma mecburiyeti kapsamına giren ve faaliyetlerinde seyyar EFT-POS cihazı yerine EFT-POS özellikli YN ÖKC kullanma mecburiyeti bulunan mükelleflerin, mevcut seyyar EFT-POS cihazlarını EFT-POS özellikli YN ÖKC’ler ile değiştirmeleri zorunlu olup, (Değişik ibare:RG-25/9/2024-32673) 23/2/2006 tarihli ve 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu kapsamında banka kartı veya kredi kartı kabulünü sağlamak amacıyla işyerleriyle anlaşma yapan bankalar ya da kuruluşlar ile 20/6/2013 tarihli ve 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun kapsamındaki ödeme hizmeti sağlayıcılar tarafından da anılan mükelleflere seyyar EFT-POS cihazlarının verilmemesi gerekmektedir. “

Sakarya VDB’lığının 19.02.2016 tarih B.07.1.GİB.4.54.15.01-195[1-2015-4]-8 sayılı özelgesi aşağıdaki gibidir:

“… Bu nedenle, yukarıda yapılan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere; ödeme kaydedici cihaz kullanma mecburiyeti kapsamına giren mükellefler, perakende mal satışları veya hizmet ifaları ile ilgili olarak müşterinin ayağına gitmek suretiyle nakit/kredi kartıyla yapacakları tahsilatlarda seyyar banka POS'u değil, EFT-POS özellikli yeni nesil Ödeme Kaydedici Cihazları kullanmak zorunda olduklarından, anılan Kanun kapsamına girmeniz sebebiyle faaliyetinizde tahsil amaçlı olarak kullanmayı düşündüğünüz seyyar POS cihazının yerine EFT-POS özelliği olan Yeni Nesil Ödeme Kaydedici Cihazları kullanmanız gerekmektedir…”

6-  E-Fatura/E-Arşiv Fatura Düzenleme Limitlerine Göre ÖKC Fişi Düzenlenebilecek Durumlar:

509 Seri No.lu VUK Tebliğine göre;

  • Perakende satış yapan E-fatura/E-Arşiv fatura kapsamında olan mükelleflerin vergi mükelleflerine düzenleyecekleri faturaların tutarına bakılmaksızın e- Fatura veya e-Arşiv Fatura olarak düzenlemeleri,
  • Vergi mükellefi olmayan nihai tüketicilere ise vergiler dahil 6.900 TL’yi aşan faturaları e-Arşiv olarak düzenlemeleri,

Gerekmekte olup, nihai tüketicilere bu tutarın altındaki satışlar için YN ÖKC fişi düzenlemeleri mümkün olacaktır.

  • Perakende satış yapan E-fatura kapsamında olmayan mükelleflerin ise, vergi mükelleflerine, vergiler dahil 6.900 TL ye kadar olan satışlarında ÖKC veya kağıt fatura düzenlemeleri mümkün olup, bu tutarın üzerindeki satışlarında ise mutlaka e-Arşiv Fatura düzenlemeleri gerekmektedir.
  • Yine nihai tüketicilere yapılan satışlarda ise, vergiler dahil 5.000 TL ye kadar olan için kağıt fatura veya ÖKC fişi düzenlemeleri mümkün olup, bu tutarın üzerindeki satışlar için mutlaka e-Arşiv fatura düzenlemeleri gerekmektedir.

Satışlarının tamamında e-Arşiv Fatura kullanmak zorunda olan perakende satış yapan mükelleflerin, e-Arşiv Fatura kapsamında olmaları, ÖKC kullanma mecburiyetlerini ortadan kaldırmayacağından, tüm satış birimlerinde EFT/POS uyumlu YN ÖKC bulundurmaları zorunlu olup, bazı durumlarda ÖKC fişi, bazı durumlar için ise EFT/POS uyumlu ÖKC BİLGİ FİŞİ düzenleme mecburiyetleri aynen devam etmektedir.

Perakende satış yapmakla birlikte ÖKC muafiyet şartlarını taşıyanlardan, muafiyet yazısı alanlar ise, ÖKC kullanma mecburiyetleri ortadan kalktığından ÖKC fişi düzenleyemeyecekler ancak, bazı durumlar için EFT/POS uyumlu ÖKC BİLGİ FİŞİ düzenlemeye devam edebileceklerdir.

Bu konulara ilişkin geniş açıklamalara ilerleyen bölümlerde başlıklar halinde yer verilecektir.

7-  Perakende Satış Yapan Ve EFT/POS Uyumlu Yeni Nesil ÖKC Kullanmak Zorunda Olan Mükelleflerin Yapmaları Gerekenler:

Yapılan tüm bu düzenlemeler kapsamında, perakende mal satan veya hizmet veren ve Yeni Nesil ÖKC kullanım zorunluluğu bulunan mükelleflerin ivedilikle;

  • Eski nesil ödeme kaydedici cihazlarını hurdaya ayırması ve bu cihazlar yerine Yeni Nesil Ödeme Kaydedici Cihazları (EFT-POS Özellikli Yeni Nesil ÖKC veya Basit/Bilgisayar Bağlantılı Yeni Nesil ÖKC) ya da 507 Sıra No.lu VUK Genel Tebliği kapsamında yer alan İşletici Kuruluşlar tarafından onay verilmiş GMÖEBYS cihazlarını kullanmaya başlaması,
  • ÖKC özelliği bulunmayan banka vb. kuruluşlar tarafından verilmiş olan Seyyar EFT-POS cihazlarını kullanmayı sona erdirmesi ve ilgili cihazı veren kuruluşlara söz konusu cihazlarını iade etmesi,
  • Basit Bilgisayar Bağlantılı Cihazla entegre ve bağlantılı olarak kullanılmayan masaüstü (kablolu) EFT-POS cihazlarının kullanımının sona erdirmesi ve ilgili cihazı veren kuruluşlara söz konusu cihazlarını iade etmesi,
  • EFT-POS özellikli Yeni Nesil ÖKC’lerden, Basit Bilgisayar Bağlantılı Yeni Nesil ÖKC ile bağlantılı masaüstü EFT-POS cihazlarından ya da Güvenli Mobil Ödeme ve Elektronik Belge Yönetim Sistemine ilişkin cihazlardan mutlaka banka kartları ile ödeme kabul edilmesini sağlayacak bağlantı ve geliştirmelerin yapılmış olması gerekmektedir.

II-  SATIŞLARININ TAMAMINDA E-ARŞİV FATURA KULLANMAK ZORUNDA OLAN VE PERAKENDE SATIŞ YAPAN MÜKELLEFLERİN EFT/POS UYUMLU YN ÖKC KULLANMA MECBURİYETİ:

1-  Satışlarının Tamamında E-Arşiv Fatura Kullanmak Zorunda Olan Ve Perakende Satış Yapan Mükelleflerin EFT/POS Uyumlu ÖKC Kullanma Mecburiyeti:

Satışlarının tamamında e-Arşiv Fatura kullanmak zorunda olan perakende satış yapan mükelleflerin, e-Arşiv Fatura kapsamında olmaları, (muafiyetten yararlanmadıkları sürece) ÖKC kullanma mecburiyetlerini ortadan kaldırmamaktadır. Dolayısı ile, perakende satış yaptıkları tüm birimlerinde EFT/POS uyumlu YN ÖKC bulundurmak ve aşağıda belirtilecek durumlarda kullanmak zorundadırlar.

Nihai tüketicilere 6.900 TL altında satışlarında YN ÖKC fişi düzenleyebileceklerdir.

Bununla beraber; 24 Temmuz 2020 tarihli "Yeni Nesil Ödeme Kaydedici Cihazlardan

(YN ÖKC) Bilgi Fişleri Düzenlenmesine Dair Usul ve Esaslara İlişkin Teknik Kılavuz" da belirtilen durumlar için e-Arşiv Fatura düzenlenmiş olsa bile, bazı durumlarda BİLGİ FİŞİ düzenlenmesi gerektiği yönünde düzenleme bulunduğundan, kılavuzda belirtilen durumlarda müşterilere YN ÖKC ile bilgi fişi düzenleme mecburiyeti devam etmektedir.

Buna göre e-Arşiv Fatura düzenlenmiş olsa bile;

  • Nihai tüketicilere mal tesliminde irsaliye niteliğinde bilgi fişi düzenlenmesi,

-Tahsilatın bankadan kredi kartıyla  veya banka haricinde yapılması durumunda tahsilata ilişkin,

  • Yemek kartı/fişi karşılığı satışlarda,

bilgi fişi düzenlenmesi zorunlu olup, bilgi fişi düzenlenmesi zorunlu durumlarda, EFT-POS Uyumlu YN ÖKC vasıtasıyla belirtilen bilgi fişi düzenleme mecburiyetini yerine getirmeleri gerekmektedir.

2-  E-Arşiv Fatura Kapsamında Olan Ve Perakende Satış Yapan Mükelleflerin Nihai Tüketicilere 6.900 TL ‘ye Kadar EFT/POS Uyumlu Yeni Nesil ÖKC’ Fişi Vermeye Devam Edebilecekler Fakat “Bilgi Fişi” Vererek Sonradan Otomatik E-Arşiv Fatura Düzenleyemeyecekler:

30.09.2017 tarihinde yayımlanan 483 Seri No.lu VUK Tebliğinin “ÖKC’lerden Gerçekleştirilen Satışlara Ait Mali Bilgilerin GİB’e Bildirilmesi” başlıklı 4’üncü

maddesinin aşağıda yer verilen 4’üncü bendinde, E-Arşiv fatura kapsamında olan ve perakende satış yapan mükelleflerin nihai tüketicilere 6.900 TL’ye kadar olan satışlarında EFT/POS uyumlu YN ÖKC fişi düzenlemeye devam edebilecekleri açık olarak ifade edilmektedir.

Tebliğin belirtilen bölümünde;

“(4) Bu Tebliğin 4 üncü maddesinde belirtilen şartları sağlamak amacıyla, e-Fatura ve e-Arşiv Fatura uygulamasına geçilmesi, fatura verilme zorunluluğu olmayan perakende mal satışları ile hizmet ifalarında e-Fatura ve/veya e-Arşiv Faturası düzenleme mecburiyetini getirmemektedir. Bu tür satışların belgelendirilmesinde ÖKC fişlerinin düzenlenmesi mümkün bulunmaktadır.” ifadesi yer almaktadır.

509 No.lu VUK tebliğinin “IV.1.1. Genel Olarak” başlıklı bölümünün son paragrafında e-arşiv faturaya dahil olan mükelleflerin uygulamaya kayıtlı olmayan mükelleflere satışlarında e-arşiv fatura düzenlemek zorunda olduğu açıklanarak, nihai tüketiciler hariç tutulduğundan, e-arşiv fatura vermek zorunda olan mükelleflerin 6.900 TL’ye kadar nihai tüketicilere satışları için EFT/POS uyumlu YN- ÖKC fişi vermeye devam edebilecekler.

Ancak bu durumda; ÖKC fişi yerine, ÖKC Bilgi Fişi verilerek sonradan E-Arşiv fatura düzenlenmesi mümkün olmayacaktır. Sonuç olarak satış sırasında; ya ÖKC fişi ya da E-Arşiv fatura düzenlenecektir.

Tebliğin ilgili bölümü aşağıdaki gibidir:

IV.2.  ​e-Arşiv Fatura Uygulaması

  • ​Genel Olarak

“… Bu Tebliğ kapsamında Başkanlıktan e-Arşiv Fatura uygulamasına dahil olma izni alan mükellefler, e-Fatura uygulamasına kayıtlı olmayan kullanıcılara (vergi mükellefleri veya vergi mükellefi olmayanlar) düzenleyecekleri faturaları da elektronik ortamda e-Arşiv Fatura olarak oluşturur, alıcının talebine göre e-Arşiv Faturayı kağıt veya elektronik ortamda iletir ve düzenleyene ait nüshayı ise elektronik ortamda muhafaza ve ibraz ederler.

Elektronik ortamda oluşturulan faturanın, alıcısına kâğıt olarak gönderilen veya elektronik ortamda iletilen şekli belgenin aslı, düzenleyen tarafından muhafaza edilen elektronik hali ise ikinci nüsha hükmündedir.

Bu Tebliğde düzenlenen e-Arşiv Fatura belgesi, yeni bir belge türü olmayıp, kağıt ortamdaki“ Fatura” belgesi ile niteliklere sahiptir.

e-Arşiv Fatura uygulamasına kayıtlı mükelleflerin, bu Tebliğin “V.7.” ve “VIII.” Numaralı bölümlerinde belirtilen istisnai durumlar haricinde, e-Fatura uygulamasına kayıtlı mükelleflere gerçekleştirmiş olduğu mal satışları ile hizmet ifalarında faturayı e-Fatura olarak, e-Fatura uygulamasına kayıtlı olmayan vergi mükellefleri ile vergi mükellefi olmayanlara gerçekleştirmiş olduğu mal satışları ile hizmet ifalarında ise faturayı e-Arşiv Fatura olarak düzenlemeleri zorunludur...”

3-  Perakende Satışları Olan Mükelleflerin EFT-POS Uyumlu YN ÖKC İle Birlikte, Tüm Müşterilerine Muafiyetten Yararlanmadan E-Arşiv Fatura Düzenlemek Üzere Sistem Kurarak, E-Fatura Kapsamında Olanlar Haricindeki E-Arşiv Sistemine Kayıtlı Vergi Mükellefleri İle Nihai Tüketicilere E-Arşiv Fatura Düzenlenmesinde Bir Sakınca Var Mıdır?

Perakende satış yapılan tüm şubelerde EFT-POS Uyumlu YN ÖKC bulundurmak suretiyle, E-Arşiv kapsamındaki vergi mükellefleri ile nihai tüketicilere E-Arşiv Fatura düzenlenmesinde yasal bir engel görülmemektedir. Bununla birlikte; tüm müşterilere e-Arşiv Fatura düzenlenecek olması, her bir satış yapılan şubede EFT-POS uyumlu YN ÖKC bulundurma ve kullanma mecburiyetini ortadan kaldırmayacaktır.

Ayrıca, e-Arşiv Fatura düzenlenmiş olsa bile; nihai tüketicilere mal tesliminde irsaliye niteliğinde bilgi fişi düzenlenmesi, tahsilatın bankadan kredi kartıyla veya banka haricinde yapılması durumunda tahsilata ilişkin bilgi fişi düzenlenmesi, yemek fişi karşılığı satışlarda bilgi fişi düzenlenmesi zorunluluğu devam edeceğinden, EFT-POS Uyumlu YN ÖKC ile bilgi fişi düzenleme mecburiyeti devam edecektir.

1.7.2024 tarihinden itibaren, EFT - POS uyumlu Yeni Nesil ÖKC kullanmaya başlayarak, en az bir banka veya diğer kuruluş ya da ödeme hizmet sağlayıcısı ile üye işyeri anlaşması yaparak kullanılan her bir YN-ÖKC aracılığıyla banka kartları ile ödeme taleplerini kabul etme zorunluluğu getirilmiştir.

1/7/2024 tarihinde zorunlu hale gelen EFT - POS uyumlu Yeni Nesil ÖKC’yi önceki banka POS’u ile birlikte kullanılan basit/bilgisayar bağlantılı YN ÖKC’den ayıran en önemli özelliği; bünyesinde banka POS’u bulunmakta olup, basit/bilgisayar bağlantılı YN ÖKC de olduğu gibi haricen kablo ile banka posu bağlanamayacak olmasıdır.

ÖKC kullanma mecburiyeti kapsamına giren mükellefler, perakende mal satışları veya hizmet ifaları ile ilgili olarak müşterinin ayağına gitmek suretiyle nakit/kredi kartıyla yapacakları tahsilatlarda seyyar banka POS'u değil, EFT-POS özellikli YN ÖKC kullanmak zorunda olduklarından, tahsil amaçlı da olsa, seyyar POS cihazının yerine EFT-POS özelliği YN ÖKC kullanılması gerekmektedir.

III-  E-ARŞİV FATURA KAPSAMINDA OLMAYAN ANCAK PERAKENDE SATIŞ YAPAN MÜKELLEFLERİN EFT/POS UYUMLU YN ÖKC KULLANMA MECBURİYETLERİ:

1-  YN ÖKC Kullanmak Zorunda Olan Perakende Satış Yapan E-Arşiv Fatura Kapsamında Olmayan Mükelleflerin E-Arşiv Fatura Düzenlemeleri Durumunda YN ÖKC Kullanma Mecburiyetleri:

E-arşiv fatura uygulamasına dahil olmayan mükelleflerce, vergi mükellefi olmayan nihai tüketicilere yapılan satışlarda vergiler dahil toplam tutarın 5.000 TL'yi, vergi mükelleflerine düzenlenenler için 6.900 TL'yi aşması halinde, faturaların kağıt fatura yerine e-arşiv fatura olarak düzenlenmesi gerekmektedir.

E-Arşiv Fatura kapsamında olmayan ve perakende satış yapan mükelleflerin; nihai tüketicilere KDV dahil 5.000 TL altındaki satışlarında kağıt fatura veya ÖKC fişi ve vergi mükelleflerine KDV dahil 6.900 TL’nin altındaki satışlarında da kağıt fatura veya ÖKC fişi düzenlemeleri mümkün olacaktır.

Ancak belirtilen tutarın üzerindeki satışlarda vergi mükellefleri ile nihai tüketicilere e- Arşiv Fatura düzenlenmesi zorunlu olacağından, e-Arşiv fatura düzenlenebilecektir.

Dolayısı ile, bu mükelleflerin de tüm satışlarında e-Arşiv fatura düzenlemek istemeleri durumunda da, EFT/POS uyumlu YN ÖKC bulundurma ve kullanma mecburiyetini ortadan kaldırmadığından, her bir iş yerinde YN ÖKC bulundurmak suretiyle tüm müşterilerine e-Arşiv Fatura düzenlemesinde bir sakınca olmayacaktır.

Bununla beraber; 24 Temmuz 2020 tarihli "Yeni Nesil Ödeme Kaydedici Cihazlardan (YN ÖKC) Bilgi Fişleri Düzenlenmesine Dair Usul ve Esaslara İlişkin Teknik Kılavuz" da belirtilen durumlar için e-Arşiv Fatura düzenlenmiş olsa bile, bazı durumlarda BİLGİ FİŞİ düzenlenmesi gerektiği yönünde düzenleme bulunduğundan, kılavuzda belirtilen durumlarda müşterilere YN ÖKC ile bilgi fişi düzenleme mecburiyeti devam etmektedir.

Buna göre e-Arşiv Fatura düzenlenmiş olsa bile; nihai tüketicilere mal tesliminde irsaliye niteliğinde bilgi fişi düzenlenmesi, tahsilatın bankadan kredi kartıyla veya banka haricinde yapılması durumunda tahsilata ilişkin bilgi fişi düzenlenmesi, yemek fişi karşılığı satışlarda bilgi fişi düzenlenmesi zorunlu olup, bilgi fişi düzenlenmesi zorunlu durumlarda, EFT-POS Uyumlu YN ÖKC ile bilgi fişi düzenleme mecburiyeti bulunmaktadır.

509 Seri No.lu VUK Tebliğine göre E-Arşiv Fatura düzenleme zorunluluğu kapsamı aşağıdaki gibidir:

IV.2.4.3. e-Arşiv Fatura Olarak Düzenlenme Zorunluluğu Getirilen Diğer Faturalar

“e-Arşiv Fatura uygulamasına dahil olmayan mükelleflerce, 1/1/2020 tarihinden itibaren düzenlenecek faturaların, vergiler dahil toplam tutarının 5 Bin TL’yi (vergi mükelleflerine düzenlenenler açısından Kanunun 232 nci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen, işlemin gerçekleştiği yıla ait, fatura düzenleme zorunluluğuna ilişkin tutarı) aşması halinde, söz konusu faturaların, bu Tebliğin “V.7.” ve “VIII.” numaralı bölümlerinde belirtilen istisnai durumlar haricinde, “e-Arşiv Fatura” olarak Başkanlıkça sunulan e-Belge düzenleme portali üzerinden ya da Başkanlığın e-Belge düzenleme portaline gerekli entegrasyonları sağlayarak Başkanlıktan izin alan özel entegratör kuruluşların sistemleri aracılığıyla düzenlenmesi zorunludur. Söz konusu faturaların bu Tebliğin “V.7.” ve “VIII.” numaralı bölümlerinde belirtilen istisnai durumlar haricinde e-Arşiv Fatura yerine matbu (kağıt) fatura olarak düzenlenmesi veya alınması halinde, faturayı düzenleyen ile nihai tüketici dışındaki vergi mükellefiyeti bulunan alıcı hakkında düzenlenen veya alınan her bir kağıt fatura için ayrı ayrı olmak üzere Kanunun 353 üncü maddesinde öngörülen cezai hüküm uygulanır. Satıcı ve alıcının her ikisinin de e-Fatura uygulamasına kayıtlı kullanıcılar olması halinde, bunlar arasında düzenlenen faturaların tamamının e-Fatura olması gerekmektedir.

Aynı günde aynı kişilere düzenlenen faturalar topluca birlikte değerlendirilecek olup, faturaların vergi dâhil tutar toplamının belirtilen tutarı aşması halinde, söz konusu faturaların e-Arşiv Fatura olarak düzenlenmesi ve alınması zorunluluğu bulunmaktadır.

Bu kapsamda düzenlenmesi gereken e-Arşiv Faturalara ilişkin usul ve esaslar Başkanlıkça ebelge.gib.gov.tr adresinde yayımlanacak kılavuzlarda açıklanır.”

IV- ÖKC BİLGİ FİŞİ DÜZENLENMESİ GEREKEN DURUMLAR

1- YN ÖKC Bilgi Fişi Düzenlenmesi Gereken Durumlar:

24 Temmuz 2020 tarihli "Yeni Nesil Ödeme Kaydedici Cihazlardan (YN ÖKC) Bilgi Fişleri Düzenlenmesine Dair Usul ve Esaslara İlişkin Teknik Kılavuz" da belirtilen durumlar için e-Arşiv Fatura düzenlenmiş olsa bile, bazı durumlarda BİLGİ FİŞİ düzenlenmesi gerektiği yönünde düzenleme bulunduğundan, kılavuzda belirtilen durumlarda müşterilere YN ÖKC ile bilgi fişi düzenleme mecburiyeti devam etmektedir.

Buna göre e-Arşiv Fatura düzenlenmiş olsa bile;

  • Nihai tüketicilere mal tesliminde irsaliye niteliğinde
  • Tahsilatın bankadan kredi kartıyla veya banka haricinde yapılması durumunda tahsilata ilişkin,
  • Yemek kartı/fişi karşılığı satışlarda,

Bilgi fişi düzenlenmesi zorunlu olup, bilgi fişi düzenlenmesi zorunlu olan durumlarda, EFT-POS Uyumlu YN ÖKC ile bilgi fişi düzenleme mecburiyeti bulunmaktadır.

Yeni Nesil Ödeme Kaydedici Cihazlardan “Bilgi Fişleri” Düzenlenmesine Dair Usul Ve Esaslara İlişkin Teknik Kılavuz (Sürüm 3.0) 24 Temmuz 2020 ye Göre Mükelleflerin YN ÖKC Kullanmak Suretiyle Gerçekleştirdikleri;

  1. Fatura ile belgelendirilen satışlarında,
  2. Yemek fişi/yemek kartı karşılığı verdikleri mal satışı ve hizmet ifalarında,
  3. Mal teslimi veya hizmetin ifasından önce ön tahsilat (avans) mahiyetinde aldıkları tutarların belgelendirilmesinde,

ç) Otopark giriş işlemlerinde,

  1. Fatura tahsilatı ve cari hesap tahsilatı işlemlerinde,
  2. Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) tarafından belirlenecek benzeri diğer işlemlerde, YN ÖKC’den BİLGİ FİŞİ düzenleyerek müşterilerine vereceklerdir.

EFT-POS özellikli YN ÖKC kullanma mecburiyeti bulunan otopark giriş işlemlerinde

ödemenin yöntemi ve belgenin türüne bağlı kalınmaksızın her hal ve şartta “BİLGİ FİŞİ” düzenlenecektir.

2- Bilgi Fişleri İle POS Sliplerinin Bütünleşik Olması Gerekmektedir:

Ödemelerin banka/kredi kartı ile yapılması halinde YN ÖKC’den düzenlenecek bilgi fişi ile POS slibi birleştirilerek tek bir belge olarak yazdırılacaktır. Bilgi fişi 2 nüsha halinde basılabilecek, istenmesi halinde bir nüshası satıcıda kalacaktır.

Faturalı (e-Fatura/e-Arşiv Faturası ile belgelendirilen satışlar dahil) satışlarda faturanın işlem anında müşteriye verilmesi halinde YN ÖKC’de düzenlenen bilgi fişlerinin (banka veya kredi kartı ile yapılan tahsilatlar hariç) çıktısının verilmesi mecburiyeti bulunmamaktadır. Söz konusu bilgi fişleri YN ÖKC’lerin EKÜ’sünde kayıt altında tutulabilecektir. Tahsilatın banka veya kredi kartı ile yapılması halinde POS slip bilgilerini de ihtiva eden bilgi fişinin müşteriye verilmesi mecburiyeti her hal ve şartta bulunmaktadır.

Faturalı satışlarda, fatura satış anında veya en geç yasal süresinde düzenlenmelidir.

YN ÖKC’ler bilgi fişlerinin düzenlendiği tarihi dikkate alarak süresinde fatura düzenlenmesi hususunu periyodik olarak satıcıya hatırlatmalıdır.

3- Faturası Önceden Düzenlenmiş Perakende Satışlara İlişkin Tahsilatlarda da EFT/POS Uyumlu YN ÖKC Kullanılarak Bilgi Fişi Düzenlenecektir:

Faturası önceden düzenlenmiş olan perakende mal satışı veya hizmet ifası ile ilgili olarak yapılan tahsilatlarda da EFT-POS özellikli yeni nesil ödeme kaydedici cihazlar kullanılacaktır. Bu şekildeki kullanımlarda, Teknik Kılavuzun 17/e maddesinde açıklandığı gibi önceden düzenlenen fatura bilgileri (fatura tarih ve no) EFT-POS özellikli yeni nesil ödeme kaydedici cihaza kaydedilmek suretiyle, tahsilata ilişkin bilgi fişi düzenlenerek işlem sonlandırılacaktır.

İstanbul VDB’lığının 02.11.2018 tarih 11395140-105[VUK-1-20911]-974302 sayılı “E- arşiv fatura düzenleyip yanında YN ÖKC bilgi fişi verme zorunluluğunun bulunup bulunmadığı” konulu özelge aşağıdaki gibidir:

“… Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde; 483 Sıra No.lu VUK Genel Tebliğinin 6 ncı maddesinde belirtilen ÖKC kullanımından muafiyet koşullarının sağlanmadığı sürece; e-Fatura ve/veya e-Arşiv Fatura ile belgelendirilen perakende mal ve hizmet satışlarında mağazalarınızda ödeme yapılıp belge düzenlenmesi gereken her satış veya hizmet ifasının gerçekleştiği noktalarda ayrı ayrı olmak üzere yeni nesil ödeme kaydedici cihazları (faaliyetinizin niteliğini göz önünde bulundurarak bünyesinde POS altyapısını da barındıran EFT-POS özellikli yeni nesil ÖKC ya da banka POS cihazlarının haricen bağlanabildiği Basit/Bilgisayar Bağlantılı mahiyetteki yeni nesil ödeme kaydedici cihazları) kullanmanız ve fatura ile belgelendirilen satışlarınızda fatura belgesi ile birlikte yeni nesil ÖKC'den "Yeni Nesil Ödeme Kaydedici Cihazlardan (YN ÖKC) Bilgi Fişleri Düzenlenmesine Dair Usul ve Esaslara İlişkin Teknik Kılavuz" da belirtildiği şekilde bilgi fişleri düzenlemeniz gerekmektedir. Ancak, 483 Sıra No.lu VUK Genel Tebliğinin 6 ncı maddesinde belirtilen ÖKC kullanımından muafiyet koşullarının sağlanması halinde ise faaliyetlerinizde ÖKC kullanım zorunluluğu sona ereceğinden harici banka POS cihazlarını banka vb. kuruluşlara ait tahsilat işlemlerinde kullanmanız mümkün olabilecektir…”

denilmektedir.

4-  Harici Donanım Ve Yazılımların ÖKC’lerle Bağlantılı Çalışma Esasları:

Perakende mal satışları ve hizmet ifalarına ilişkin tahsilat işlemlerinde bilgisayar bağlantılı sistem mahiyetindeki eski nesil ÖKC’lerle birlikte kullanılan banka vb. kuruluşlara ait harici EFT-POS cihazlarının, ÖKC’ler ile uyumlu bir yapıda kullanılması gerekmektedir.

483 nolu tebliğ 8/2. Madde;

“(2) Perakende mal satışları ve hizmet ifalarına ilişkin tahsilat işlemlerinde bilgisayar bağlantılı sistem mahiyetindeki eski nesil ÖKC’lerle birlikte kullanılan banka vb. kuruluşlara ait harici EFT-POS cihazlarının, ÖKC’ler ile uyumlu bir yapıda (EFT-POS cihazından tahsil edilecek tutara ilişkin olarak ÖKC’den mali değeri olan fiş veya yemek kartı EFT-POS cihazlarından yapılan tahsilata ilişkin ise mali değeri bulunmayan bilgi fişi düzenlenecek şekilde) kullanılması esas olup, bu çerçevede harici EFT-POS cihazlarından gerçekleştirilen her bir tahsilat işlemi için ÖKC’den mali değeri olan ÖKC fişinin veya yemek kartı EFT-POS cihazlarından yapılan tahsilata ilişkin ise mali değeri bulunmayan ÖKC bilgi fişinin düzenlenerek müşteriye verilmesi zorunludur.”

5-  İrsaliye Yerine Geçen Bilgi Fişleri:

Bilgi Fişi, 433 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğine göre e-Fatura ve e-Arşiv Faturası uygulamasına geçen mükellefler tarafından irsaliye yerine geçen belge olarak da kullanılabilir. Bunun için bilgi fişinin satış anında düzenlenmesi ve satıcı veya

yetkilisi tarafından imzalanması gerekmektedir. İrsaliye yerine geçen bilgi fişinde (ekte örneğine yer verilen 2 No.lu bilgi fişi) satılan malın cinsinin, miktarı ile diğer satış bilgilerinin, imzalanacak bölümün ve “İRSALİYE YERİNE GEÇER” ibaresinin bulunması zorunludur. İrsaliye yerine geçen bilgi fişlerinde “MALİ DEČERİ YOKTUR” ibaresi bulunmayacaktır. Mal satış detay bilgilerinin yazılmadığı Bilgi Fişleri irsaliye yerine geçmez.

6-  Faturalı Satışlara İlişkin Olarak Yeni Nesil Ödeme Kaydedici Cihazlardan

Düzenlenecek Bilgi Fişleri:

YN ÖKC kullanılmak suretiyle gerçekleştirilen satışların, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 232. Maddesinde fatura düzenlenmesi mecburiyeti bulunan vergi mükelleflerine yapılmış olması veya müşterinin nihai tüketici olmakla beraber fatura istemesi ya da satış tutarının fatura düzenleme haddini aşması halinde; satıcının müşteriye fatura vermesi zorunludur.

Bu şekilde düzenlenen/düzenlenecek faturalara istinaden YN ÖKC’den aşağıdaki örneklere ve açıklamalara uygun Bilgi Fişleri düzenlenecektir.

Fatura (e-Fatura ve e-Arşiv faturasının kağıt çıktısı dahil), sevk irsaliyesi veya irsaliyeli faturanın, satış anında düzenlenerek müşteriye verilmesi ve tahsilatın banka veya kredi kartı ile yapılmamış olması halinde YN ÖKC’de oluşturularak EKÜ’de kayıt altına alınması zorunluluğu bulunan bilgi fişinin ayrıca kağıt çıktısının alınması ve müşteriye verilmesi zorunluluğu bulunmamaktadır.

Faturalı satışlara ait Bilgi Fişlerinin irsaliye yerine geçmeyecek olması halinde bilgi fişlerinin üzerinde satılan mal veya hizmetin cinslerinin detaylı olarak gösterilme zorunluluğu olmayıp, KDV oranları esas alınarak gruplandırılmak suretiyle de gösterilmesi mümkündür. Düzenlenecek faturalarda ise 213 sayılı Vergi Usul Kanunun 230/4 maddesi gereğince; satışı yapılan mal veya hizmetin nevi, miktarı, fiyatı ve tutarı bilgilerinin ayrı ayrı gösterilmesi gerektiği tabiidir.

7-  Satıcının E-Arşiv Fatura Uygulamasına Kayıtlı Olduğu Durumlarda Bilgi

Fişi Düzenlenmesi:

e-Arşiv Fatura uygulamasına geçen mükelleflerin e-Fatura uygulamasına kayıtlı olmayan vergi mükelleflerine gerçekleştirmiş oldukları mal ve hizmet satışlarında; alıcının isteğine bağlı olarak; e-Arşiv uygulaması üzerinden tanzim edecekleri e-Arşiv Faturasını  elektronik  ortamda  iletecekler  veya  kağıt  çıktısını  imzalayarak  vereceklerdir. YN ÖKC’den ise işlem anında e-Arşiv Faturalı satışlara ait ekte örneği belirtilen bilgi fişi (2 veya 3 No.lu) düzenlenecektir.

Satıcı aşağıdaki 3 yöntemden birini tercih ederek irsaliye veya irsaliye yerine geçen belge düzenleyebilecektir.

  1. Müşteriye YN ÖKC’den sevk irsaliyesi yerine geçen bilgi fişi imzalanarak

(2 No.lu Bilgi Fişi)

  1. 433 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin 7.1. bölümü uyarınca satış anında irsaliye yerine geçen e-Arşiv Faturasının kağıt çıktısı imzalanarak müşteriye
  2. Müşteriye seri sıra numaralı sevk irsaliyesi belgesi düzenlenerek

Bu bilgi fişleri üzerine “ e-Arşiv Faturası / İrsaliye Seri-Sıra No” sunun kaydedilmesi esas olmakla beraber, e- Arşiv Faturasının veya irsaliyenin sonradan düzenleneceği durumlarda bilgi fişinin bu bölümüne, faturası sonradan düzenlenecek “FSD” ibaresi yazılacaktır. Sonradan düzenlenecek e-Arşiv Faturası / sevk irsaliyesinin üzerine ise daha önce düzenlenmiş olan bilgi fişinin tarihi, Numarası, Z No’su ve ödeme kaydedici cihazın sicil numarası yazılacaktır.

8-  Bilgi Fişlerinin İşlemlerin Mahiyetine Uygun Olarak Düzenlenmesi Ve Mali Belgeye Dönüştürülmesi Zorunluluğu:

Bilgi fişlerinin mükellefler tarafından, işlemlerin mahiyetine uygun olarak kılavuzda belirtilen şekilde düzenlenmesi ve daha sonradan mali değeri olan ÖKC fişine veya fatura vb. belgelere dönüştürülmesi zorunludur.

Bilgi fişlerinin, işlemlerin mahiyetine uygun olarak düzenlenmediğinin veya ÖKC fişi veya fatura ile belgelendirilmesi gereken bilgi fişi tanzim edilmiş işlemlere ilişkin olarak düzenlenmesi gereken ÖKC fişi veya faturanın düzenlenmediğinin, (sadece bilgi fişinin düzenlenmiş olduğunun) tespiti halinde vergi mevzuatında belirlenen cezai işlemler tatbik edilecektir.

Bilgi fişi düzenlenmesine ilişkin kılavuzun GİB tarafından güncellenmesi beklenilmektedir.

V-  YEMEK KARTI/ÇEKİ KARŞILIĞI SATIŞLARDA BELGE DÜZENİ VE ÖKC KULLANMA MECBURİYETİ:

1-  Yemek Kartı/Yemek Çeki Karşılığı Satışlarda Belge Düzeni:

Yemek kartı/çeki karşılığı satışlarda belge düzeni, 382 Seri No.lu VUK Tebliğinde aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir:

Özel Kartlar veya Yemek Çekleri Kullanılmak Suretiyle Lokanta veya Restoranlarda Verilen Hizmetlere İlişkin Belge Düzeni:

Uygulamada bazı firmalar tarafından çeşitli adlarla çıkarılan özel kartlar, anlaşma yapılan lokanta veya restoran gibi hizmet işletmelerinde (anlaşmalı hizmet işletmeleri) sunulan hizmetin ödeme aracı olarak kullanılmaktadır. Ayrıca bazı lokanta, restoran vb. yemek verme hizmeti sunan işletmelerde sunulan hizmetin ödeme aracı olarak; gerek bu işletmelerce, gerekse bu hizmet işletmeleri ile anlaşma yapan firmalarca satışa sunulan yemek çeklerinin kullanıldığına da sıklıkla rastlanılmaktadır.

Özel Kartların Kullanımı:

Özel kartların, anlaşmalı hizmet işletmelerinde verilen yemek hizmetine ilişkin bedellerin ödenmesinde aşağıda belirtilen şekilde kullanılması kaydıyla, Tebliğin 1.3. bölümünde yer alan açıklamalar çerçevesinde belgelendirilmesi uygun görülmüştür.

  • Söz konusu kartlar, personeline yemek hizmeti temin etmek isteyen işletmeler tarafından bu kartları satışa sunan firmalardan satın alınarak personele verilecektir.
  • Kartlar, bunları satışa sunan firmalarca anlaşmalı hizmet işletmelerine verilen satış noktası terminallerinden geçirilmek suretiyle, hizmet bedelinin ödenmesinde kullanılacaktır.
  • Belirtilen satış noktası terminalleri, işlemin yapıldığı yer, tarih, saat, hizmet bedeli ile kalan tutarı gösterecek şekilde iki adet bilgi fişi verecek ve istenildiğinde günlük veya haftalık

olarak tahsil edilen bedelleri gösterecektir.

Yemek Çeklerinin Kullanımı:

Yemek çeklerinin, anlaşmalı hizmet işletmelerinde verilen yemek hizmetine ilişkin bedellerin ödenmesinde aşağıda belirtilen şekilde kullanılması kaydıyla, Tebliğin 1.3. bölümünde yer alan açıklamalar çerçevesinde belgelendirilmesi uygun görülmüştür.

  • Yemek çekleri, işverenlerce istihdam edilen personelin yemek ihtiyacının karşılanması amacıyla kullanılacaktır.
  • Bu çekler dip koçanlı olarak ve dip koçanı ile çekin üzerine müteselsil sıra numarası yer verilmek suretiyle bastırılacaktır.
  • Söz konusu çekler, gerek bunları kendi adına bastırarak satışa sunan hizmet işletmelerinde, gerekse bunları satışa sunan firmalarla anlaşmalı hizmet işletmelerinde münhasıran yemek bedellerinin ödenmesinde kullanılacaktır.

Özel Kartlar ve Yemek Çeklerinin Kullanımına İlişkin Belge Düzeni:

Özel kartları ve yemek çeklerini çıkaran firmalar tarafından, hizmet alımında kullanılacak bedellerin karta yüklendiği veya çeklerin satıldığı tarihten itibaren yedi gün içinde, bu kartları Veya çekleri personeline vermek üzer alan işletmeler adına fatura düzenlenecektir.

Yemek bedellerinin;

  • Özel kartlar kullanılarak ödenmesi durumunda satış noktası terminalinden alınan iki adet bilgi fişinden birinin kart sahibine verilmesi, diğerinin ise hizmet işletmesinde kalması,
  • Yemek çekleri kullanılarak ödenmesi halinde yemek çekinin dip koçanının hizmet alan personelde, diğerinin ise hizmet işletmesinde kalması şartlarıyla,

hizmetten yararlanan personele ayrıca Vergi Usul Kanununda belirtilen belgelerden herhangi birinin (ödeme kaydedici cihaz fişi, perakende satış fişi veya fatura) verilmesine gerek bulunmamaktadır.

Anlaşmalı hizmet işletmelerinin, bedeli özel kartlar veya yemek çekleri kullanılarak ödenen hizmetler için, özel kartları veya yemek çeklerini satışa sunan firmalar adına hizmetin tamamlandığı tarihten itibaren yedi gün içinde fatura düzenlemeleri gerekmektedir.

Ancak, ödemenin söz konusu özel kartlar veya yemek çekleri ile yapılması sırasında bu belgelerden birinin sehven düzenlenmesi halinde mükerrerliğin önlenmesi bakımından düzenlenen belgenin iptali gerekecektir. İptal işlemi, anlaşmalı hizmet işletmelerince söz konusu özel kartları veya yemek çeklerini satışa sunan firmalara düzenlenecek faturalarla, doğrudan özel kartları veya kendi bastırdığı yemek çeklerini satan hizmet işletmelerince ise bunların satışı sırasında düzenlenmiş olan faturalarla bağlantı kurulmak suretiyle gerçekleştirilecektir.

Diğer taraftan, söz konusu organizasyon dolayısıyla özel kartları ve yemek çeklerini çıkaran firmalar veya anlaşmalı hizmet işletmelerinin birbirlerinden komisyon vb. hizmet bedelleri almaları halinde ayrıca bu bedeller için fatura düzenleneceği tabiidir.

“Gelir idaresi Başkanlığı YN ÖKC - Harici Donanım ve Yazılım Haberleşme Protokolü GMP-3 Sürüm 5.0” in 6.2 Bölümüne Göre Belge Düzeni:

Özel Kartlar veya Yemek Çekleri Kullanılmak Suretiyle Self Servis, Masada Yemek Hizmeti Veren veya Kapıya Teslim Yapan Lokanta, Restoran vb. İşyerlerinde Verilen Hizmetlere İlişkin Akışlar ve Belge Düzeni:

Özel kartların, anlaşmalı hizmet işletmelerinde verilen yemek hizmetine ilişkin bedellerin ödenmesinde aşağıda yer alan açıklamalar çerçevesinde işlem yapılması ve belgelendirilmesi gerekmektedir.

  • Söz konusu kartlar, personeline yemek hizmeti temin etmek isteyen işletmeler tarafından bu kartları satışa sunan firmalardan satın alınarak personele verilecektir.
  • Kartlar, bunları satışa sunan firmalarca anlaşmalı hizmet işletmelerinde bulunan YN ÖKC‟lerden veya YN ÖKC‟ler ile bu protokole göre eşleştirilmiş olan harici Banka EFT-POS cihazı veya Yemek Kartı POS cihazlarından geçirilmek suretiyle, hizmet bedelinin ödenmesinde kullanılacaktır.
  • Sipariş, adisyon veya satış işlemlerinin YN ÖKC‟den başlayıp YN ÖKC‟den bitmesi esas olup bu nedenle Yemek Kartı POS cihazlarına tahsil edilecek tutar bilgisi YN ÖKC‟den bu protokolde belirtilen kurallara göre iletilecek, ödemenin gerçekleştirilmesi sonucunda YN ÖKC‟den Bilgi Fişlerine ilişkin teknik kılavuzda belirtilen bilgi fişi (Yemek Fişi / Yemek Kartı Bilgi Fişi) üretilip müşteriye verilecektir.
  • YN ÖKC‟den verilecek bilgi fişi‟nin format, şekil ve içeriği GİB resmi internet sitesinde yayınlanan “Yeni Nesil Ödeme Kaydedici Cihazlardan “Bilgi Fişleri” Düzenlenmesine Dair Usul ve Esaslara İlişkin Teknik Kılavuz” dokümanında belirtilen şekilde olacaktır.
  • Bahse konu Yemek Kartı POS cihazlarının YN ÖKC‟lerle eşleştirilme (bağlantı) işlemi, YN ÖKC firmalarının yetkili servislerince yapılacaktır.
  • Yemek Kartı/Çeki firmalarının uygulama yazılımlarının EFT-POS özellikli YN ÖKC / harici banka EFT-POS cihazı üzerinde yüklenmesi esas olmakla birlikte, Yemek Kartı /Çeki firmalarının uygulamaya özel geliştirdikleri harici POS cihazlarını, bu protokolde ve 483 Sıra No.lu VUK Genel Tebliğinin 8 inci maddesinde belirtilen esas ve usuller çerçevesinde Basit/Bilgisayar bağlantılı YN ÖKC‟ler ile ÖKC üreticilerinin yetki ve sorumluluğunda eşleştirerek kullanmaları da mümkün bulunmaktadır.
  • YN ÖKC üreticileri, ÖKC sahibi mükellef tarafından talep gelmesi halinde, mükellefin çalışacağı, Yemek Kartı /Çeki firması ile entegrasyona ilişkin teknik detayları sağlamak durumundadır. Bu zorunluluğun yerine getirilmesi amacıyla ÖKC üreticisi, üye iş yeri anlaşması yapan Yemek Kartı /Çeki firmasından, uygulamalarının (yazılım ve donanım dahil), 483 Sıra No.lu VUK Genel Tebliği, Teknik Kılavuz ve GMP dokümanlarında belirtilen şekilde ÖKC ile uyumlu çalışabilir hale getirilmesini yazılı olarak talep eder. Bu talep üzerine ilgili Yemek Kartı /Çeki firması da söz konusu uygulamalarını ÖKC ile uyumlu şekilde çalışabilir hale getirmek zorundadır.
  • Yemek kartı firmalarına ait harici POS cihazlarını kullanan mükellefler, söz konusu POS cihazları ile gerçekleştirdikleri tahsilat işlemleri için 382 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde belirtilen esaslar çerçevesinde, yemek kartı firmasına fatura düzenlemek suretiyle belgelendirmesi ve kendisinde kalan yemek kartı tahsilatı bilgi fişi nüshasını (yemek kartı POS cihazından 2 nüsha olarak düzenlenen slip belgesinin mükellefte kalan nüshasını) düzenlenen faturaları ile birlikte muhafaza etmesi gerekmektedir.
  • Yemek kartı firmalarının (bu protokolün 6.3. bölümünde belirtilen imkandan yararlananlar hariç) yukarıda yer verilen işlem süreçlerine olan uyumlarını (uygulamalarına ilişkin yazılımların EFT-POS özellikli YN ÖKC’ler üzerine yüklenmesi veya yemek kartı POS cihazlarının bu protokole göre Basit/Bilgisayar Bağlantılı YN ÖKC’lerle eşleştirilmesinin sağlanması işlemleri) 1/4/2018 tarihine kadar sağlamaları gerekmektedir. Bu çerçevede, yemek kartı firmaları ile üye işyeri anlaşması yapan mükellefler de, belirtilen tarihten itibaren yemek kartı POS larına ilişkin uygulama yazılımlarını ya EFT-POS özellikli YN ÖKC‟ler üzerine kurdurmak suretiyle ya da harici yemek kartı POS cihazlarını Basit/Bilgisayar Bağlantılı YN ÖKC‟leri ile bu protokolde belirtilen eşleştirme kurallarına göre bağlantılı bir şekilde kullanmaları gerekmektedir.

Konuyla ilgili İzmir VDB’lığının 13/06/2011 tarih B.07.1.GİB.4.35.18.02-1741-240 sayılı özelgesi aşağıdaki gibidir:

“ … Bu itibarla, özel kartlar veya yemek çekleri kullanılmak suretiyle lokanta veya restaurantlarda verilen hizmete ilişkin anılan tebliğ ile getirilen düzenlemelere uyulması gerekmektedir.

Buna göre, şirketinizin ... şubesinde müşterilere sunulan yemek hizmetine ilişkin bedellerin özel kartlar veya yemek çeki kullanılması suretiyle ödenmesi esnasında müşterilere Vergi Usul Kanununda belirtilen belgelerden herhangi birinin (ödeme kaydedici cihaz fişi, perakende satış fişi veya fatura) verilmesine gerek bulunmamakta olup, sehven düzenlenmesi halinde ise mükerrerliğin önlenmesi için düzenlenen belge iptal edilecektir…”

İstanbul VDB’lığının 19/08/2011 tarih B.07.1.GİB.4.34.19.02-019.01-1362 özelgesi aşağıdaki gibidir:

“… Yukarıdaki hükümlere göre, özel kartlar veya yemek çekleri kullanılmak suretiyle hizmet işletmelerinin verdiği yemek hizmetlerinde hizmet bedelleri organizasyon şirketlerinden tahsil edilmekte, hizmet işletmeleri de faturayı yemek hizmetinden faydalanan personel yerine bedeli tahsil ettikleri organizasyon firması adına düzenlemektedirler. Söz konusu hizmetler, özel kart ve yemek çeklerini çıkaran organizasyon şirketleri ile hizmet işletmeleri arasında yapılan sözleşmelere dayanmakta ve süreklilik arz etmektedir. Bu itibarla, hizmet işletmeleri tarafından Şirketinize KDV vergilendirme dönemini geçmeyecek şekilde aylık dönemler itibariyle fatura düzenlenmesi mümkün bulunmaktadır.

Diğer taraftan fatura, hizmet ifa edildikten sonra hangi tarihte düzenlenirse düzenlensin hizmet işletmelerinin hizmetin yapıldığı dönemde KDV'yi beyan etmeleri, organizasyon firmalarının ise ödedikleri KDV'yi en erken faturayı defterlerine kaydettikleri dönemde indirim konusu yapmaları gerekmektedir…”

2- Yemek Kartı/Çeki Karşılığı Satışlarda EFT/POS Uyumlu Yeni Nesil ÖKC Kullanma Mecburiyeti:

Mevcut düzenlemelere göre; yemek kartı/fişi karşılığı satışlarla ilgili EFT/POS uyumlu ÖKC’lardan mali değeri bulunmayan ÖKC Bilgi Fişinin düzenlenerek müşteriye verilmesi zorunluğunu devam etmektedir.

Yürürlükte olan, 483 Seri No.lu VUK Tebliğinin 8/2 bölümü aşağıdaki gibidir:

“… (2) Perakende mal satışları ve hizmet ifalarına ilişkin tahsilat işlemlerinde bilgisayar bağlantılı sistem mahiyetindeki eski nesil ÖKC’lerle birlikte kullanılan banka vb. kuruluşlara ait harici EFT-POS cihazlarının, ÖKC’ler ile uyumlu bir yapıda (EFT-POS cihazından tahsil edilecek tutara ilişkin olarak ÖKC’den mali değeri olan fiş veya yemek kartı EFT-POS cihazlarından yapılan tahsilata ilişkin ise mali değeri bulunmayan bilgi fişi düzenlenecek şekilde) kullanılması esas olup, bu çerçevede harici EFT-POS cihazlarından gerçekleştirilen her bir tahsilat işlemi için ÖKC’den mali değeri olan ÖKC fişinin veya yemek kartı EFT-POS cihazlarından yapılan tahsilata ilişkin ise mali değeri bulunmayan ÖKC bilgi fişinin düzenlenerek müşteriye verilmesi zorunludur…”

Yemek kartı firmalarına ait POS cihazlarının perakende mal ve hizmet satışlarının tahsilat işlemlerinde kullanılması nedeniyle, YN ÖKC’lerle bağlantılı ve entegre bir yapıda kullanılmasının esas olduğu “ Gelir İdaresi Başkanlığı ÖKC-Harici Donanım

ve  Yazılım  Haberleşme  Protokolü  GMP-3”  dokümanında  belirtilmiştir.

(https://ynokc.gib.gov.tr/UploadedFiles/Files/GMP3_v5_0_02082018.pdf )

Söz konusu dokümana göre; yemek kartı/çeki firmalarının uygulama yazılımlarının EFT-POS özellikli ÖKC’lar üzerine yüklenmesi esası getirilmiştir.

Bu çerçevede, yemek kartı firmaları ile üye işyeri anlaşması yapan mükellefler de, belirtilen tarihten itibaren (1.7.2024 tarihinden itibaren) yemek kartı POS larına ilişkin uygulama yazılımlarını ya EFT-POS özellikli YN ÖKC’ler üzerine kurdurmak suretiyle ya da harici yemek kartı POS cihazlarını Basit/Bilgisayar Bağlantılı YN ÖKC’leri ile bu prototolde belirtilen eşleştirme kurallarına göre bağlantılı bir şekilde

kullanmaları gerekmektedir.

Yemek kartı firmalarına ait harici POS cihazlarını kullanan mükellefler, söz konusu POS cihazları ile gerçekleştirdikleri tahsilat işlemleri için 382 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde belirtilen esaslar çerçevesinde, yemek kartı firmasına fatura düzenlemek suretiyle belgelendirmesi ve kendisinde kalan yemek kartı tahsilatı bilgi fişi nüshasını (yemek kartı POS cihazından 2 nüsha olarak düzenlenen slip belgesinin mükellefte kalan nüshasını) düzenlenen faturaları ile birlikte muhafaza etmesi gerekmektedir.

3- Yemek Fişi (Kartı), Hediye Kartı Vb. Kabul Ederek Satış Yapanlar Düzenlemeleri Gereken “Bilgi Fişi” İçin EFT/POS Uyumlu YN- ÖKC Kullanmak Zorunda Olup, Eski Nesil ÖKC’lar İle “Bilgi Fişi” Düzenlenmesi Mümkün Olamayacak:

382 numaralı VUK tebliğinin “1.3” bölünün ikinci paragrafında yapılan açıklamaya göre; yemek fişi veya hediye kartı ile personeline yemek bedeli olarak karta puan yüklenmesi için anlaşan firma personeli tarafından kartla alış veriş yapıldığında, faturanın özel kart organizasyonu yapan firma adına düzenlenmesi gerektiğinden, alış veriş yapana ÖKC fişi veya e-arşiv fatura yerine “Bilgi Fişi” verilmesi uygulaması aynen devam etmektedir.

GİB tarafından hazırlanan “Yeni Nesil Ödeme Kaydedici Cihazlardan Bilgi Fişleri Düzenlenmesine Dair Usul Ve Esaslara İlişkin Teknik Kılavuz” unda “belgenin türüne bağlı kalınmaksızın her hal ve şartta “BİLGİ FİŞİ” düzenlenecektir.”

Açıklaması ile de özel kartlarla yapılan alışverişte her halde bilgi fişi düzenlenmesi gerektiği özellikle vurgulanmaktadır.

557 No.lu tebliğinin ”Diğer Hususlar” başlıklı 6. Maddesinin aşağıda metni bulunan (3). Paragrafında yer alan “Önceki Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğlerinin bu Tebliğe aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam edilir” açıklamasına göre “483 Sıra Nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği”nin “ÖKC’lerden düzenlenebilecek diğer belgeler” başlıklı 12. Maddesinin aşağıda metni bulunan (2).paragrafının sonunda eski ve yeni nesil ÖKC’lerde düzenlenerek muhatabına elektronik ortamda iletilen belgelerin elektronik ortamda kaydedilmesinin sağlanmasının zorunlu olduğu belirtilmiştir.

Bu nedenle e-arşiv fatura için bilgi fişi düzenlenerek elektronik ortama kaydedilmesi zorunlu olup, bu işlemler 01.07.2024 tarihinden sonra eski nesil ÖKC’ler kullanılarak yapılamayacağından, POS uyumlu YN- ÖKC ile yapılması gerekmektedir. Diğer bir ifadeyle bu işlem için Eski Nesil ÖKC’lerin 01.07.2024 tarihinden itibaren kullanılamayacağı anlaşılmaktadır.

4- Yemek Fişi/Yemek Kartı İle Yapılan Tahsilatlara İlişkin Düzenlenecek Bilgi Fişleri:

Self-servis, masada yemek hizmeti veren veya kapıya teslim yapan lokanta, restoran vb. işyerlerinde, ödemenin yemek kartlarıyla harici cihazlar kullanılarak veya kupon benzeri yemek çekleri (fişleri) ile yapılması halinde; satış bedeli ile yemek fişi/kartı üreten firma bilgisi YN ÖKC’lere kaydedilecek ve ekte örneğine yer verilen (4-A No.lu) mali değeri olmayan bilgi fişi düzenlenerek bir nüshası müşteriye verilecek ve bir nüshası da işletmede (EKÜ’de) kalacaktır.

Bu fişlerde müşterinin VKN bilgileri yer almayacaktır. Belli bir döneme ilişkin Yemek Kartı/Yemek Çeki ile yapılan tahsilatlara ilişkin olarak tanzim edilen BİLGİ FİŞLERİ’ ndeki bilgiler baz alınarak Yemek Kartı/Yemek Çeki firmaları itibariyle söz konusu tutarlar için genel esaslara uygun olarak Vergi Usul Kanunu ve 382 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde belirtilen esaslara göre fatura düzenlenecektir.

Bilindiği üzere; 382 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin 1’inci bölümünde Özel kartların veya yemek çeklerinin anlaşmalı hizmet işletmelerinde verilen “yemek hizmetlerine” ilişkin bedellerin ödenmesinde kullanılması gerektiği açıklanmış olduğundan söz konusu kartlar veya çekler ile yapılan tahsilat işlemlerinde bu hususun dikkate alınması gerekmektedir.

Satış bedelinin tamamının Yemek Kartı/Yemek Çeki karşılığında tahsil edilmesi halinde “MALİ DEČERİ OLMAYAN BİLGİ FİŞİ” düzenlenecek olup, bedelin Yemek Kartı/Yemek Çeki ile tahsil edilmediği diğer yöntemlerle tahsil edildiği (Nakit veya Banka/Kredi Kartı) durumlarda ise genel esaslara uygun olarak “MALİ DEČERİ OLAN ÖKC FİŞİ” düzenlenecektir.

Satış bedelinin kısmen yemek kartı/yemek çeki ile tahsil edilmesi halinde ise ekte örneğine yer verilen (4-B No.lu) “MALİ DEČERİ OLAN ÖKC FİŞİ” düzenlenecektedir. Bu ÖKC fişinde, yemek kartı/ yemek çeki ile yapılan tahsilat tutarı üzerinden KDV hesaplanmayacak olup diğer ödeme türlerine göre yapılan tahsilat tutarı üzerinden KDV hesaplanacaktır.

(4-A) NO.LU : ÖDEMENİN TAMAMININ YEMEK FİŞİ/YEMEK KARTI İLE YAPILMASI HALİNDE DÜZENLENECEK BİLGİ FİŞİ ÖRNEĞİ

 

TARİH : 14/08/2015

SAAT : 12:45

FİŞ NO : 0025

TÜR: YEMEK FİŞİ/KARTI

AAAAAAAAAAAAAA SAN. VE TİC. A.Ş.

BIRLIK CAD. NO:37 TEL: 1111111 BAGCILAR/ ISTANBUL BAGCILAR V. D. 1234567890

TESEKKURLER

B İ L G İ F İ Ş İ

− − − − − − − − − − − − − − − − − − − − − − − −

YEMEK %8 110,00

TATLI %8 50,00

İÇECEK %8 30,00

− − − − − − − − − − − − − − − − − − − − − − − −

TOPLAM KDV 14,07

TOPLAM TUTAR 190,00

− − − − − − − − − − − − − − − − − − − − − − − − YEMEK FİŞİ / YEMEK KARTI 190,00

− − − − − − − − − − − − − − − − − − − − − − − − MERSİS NO:1122334455667788

TESCİLLİ İNTERNET ADRESİ

− − − − − − − − − − − − − − − − − − − − − − − −

MALİ DEĞERİ YOKTUR

− − − − − − − − − − − − − − − − − − − − − − − −

FİRMA BİLGİSİ (YEMEK FİŞİ/ KARTI FİRMASI) 

Z NO : 001               EKÜ NO: 001

MF XX11000100

(4-B) NO.LU : KISMEN YEMEK FİŞİ/YEMEK KARTI KISMEN DE NAKİT/KREDİ KARTI VB. İLE YAPILAN TAHSİLATLARDA DÜZENLENECEK ÖKC FİŞİ ÖRNEĞİ

TARİH : 22/05/2016 SAAT : 20:45

FİŞ NO : 0026

FFFFFFFFFFFFFF SAN. VE TİC. A.Ş. ATATÜRK CAD. NO:14 TEL: (216)1111111 ATAŞEHİR/ ISTANBUL

ATAŞEHİR V. D. 1234567890 TESEKKURLER

− − − − − − − − − − − − − − − − − − − − − − − − YEMEK %8 80,00

TATLI %8 40,00 İÇECEK %8 30,00

− − − − − − − − − − − − − − − − − − − − − − − − TOPLAM KDV 8,8

TOPLAM TUTAR 110,00

− − − − − − − − − − − − − − − − − − − − − − − − YEMEK FİŞİ / YEMEK KARTI 40,00

NAKİT 110,00

− − − − − − − − − − − − − − − − − − − − − − − − MERSİS NO:1122334455667788

TESCİLLİ İNTERNET ADRESİ

− − − − − − − − − − − − − − − − − − − − − − − −

 

FİRMA BİLGİSİ

(YEMEK FİŞİ/ KARTI FİRMASI)

……………………………………………………..

………………………………………………........

……………………………………………………..

……………………………………………………..

Bankacılık İşlem Bilgileri

( Ödemenin Banka/Kredi Kartı Yoluyla Yapılması Halinde)

……………………………………………………..

………………………………………………........

……………………………………………………..

……………………………………………………..

Z NO : 001                               EKÜ NO: 001

MF XX11000100

5- Yemek Kartı Firmaları Tarafından Verilen  Harici POS Cihazlarının Kullanılmaya Devam Edilmesi Mümkün Müdür?

SORU-34: Yemek Kartı Firmaları Tarafından Verilen Harici POS Cihazlarının Kullanılmaya Devam Edilmesi Mümkün müdür? (GİB Soru-Cevaplar Bölümü)

Yemek kartı firmalarına ait POS cihazlarının perakende mal ve hizmet satışlarının tahsilat işlemlerinde kullanılması nedeniyle, YN ÖKC’lerle bağlantılı ve entegre bir yapıda kullanılmasının esas olduğu “ Gelir İdaresi Başkanlığı ÖKC-Harici Donanım ve  Yazılım  Haberleşme  Protokolü  GMP-3”  dokümanında  belirtilmiştir

(https://ynokc.gib.gov.tr/UploadedFiles/Files/GMP3_v5_0_02082018.pdf )

Söz konusu dokümana göre; yemek kartı/çeki firmalarının uygulama yazılımlarının EFT-POS özellikli ÖKC’ler üzerine yüklenmesi esas olmakla birlikte, yemek kartı /çeki firmalarının uygulamaya özel geliştirdikleri POS cihazlarını, GMP-3 protokolünde belirtilen esas ve usuller çerçevesinde Basit/Bilgisayar bağlantılı ÖKC’ler ile ÖKC üreticilerinin yetki ve sorumluluğunda eşleştirilerek kullanmaları da mümkün bulunmaktadır.

Yemek kartı firmalarının uygulamalarına ilişkin yazılımların EFT-POS özellikli YN ÖKC’ler üzerine yüklenmesi veya yemek kartı POS cihazlarının bu protokole göre Basit/Bilgisayar Bağlantılı YN ÖKC’lerle eşleştirilmesinin sağlanması işlemleri) 1/10/2018 tarihine kadar sağlamaları gerekmektedir.

Bu çerçevede, yemek kartı firmaları ile üye işyeri anlaşması yapan mükellefler de, belirtilen tarihten itibaren yemek kartı POS larına ilişkin uygulama yazılımlarını ya EFT-POS özellikli YN ÖKC’ler üzerine kurdurmak suretiyle ya da harici yemek kartı POS cihazlarını Basit/Bilgisayar Bağlantılı YN ÖKC’leri ile bu prototolde belirtilen eşleştirme kurallarına göre bağlantılı bir şekilde kullanmaları gerekmektedir.

Ayrıca; GMP-3 dokümanının “6.3. Yemek Kartı Firmalarına Ait POS Cihazlarının YN ÖKC İle Bağlantılı ve Entegre Zorunluluğu Olmadan Haricen Kullanılabilmesinin Koşulları:” başlıklı bölümünde aşağıda belirtilen şartları sağlayan yemek kartı firmalarının POS cihazlarının, YN ÖKC’lerle GMP-3 dokümanında belirtilen esaslara göre bağlantılı ve eşleştirilerek kullanma mecburiyeti olmadan da haricen kullanılma imkanı bulunmaktadır.

Belirtilen şartları sağlayan Yemek Kartı firmalarının POS cihazları, GMP-3 dokümanında belirtilen kurallara tabi tutulmadan yeni nesil ÖKC uygulaması öncesinde kullanıldığı gibi 382 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde belirtilen esaslara göre kullanımına devam edilmesi mümkün bulunmaktadır.

SORU-16: YN ÖKC Kullanımından Muaf Tutulan Mükellefler Sahip Oldukları YN ÖKC’leri Kullanmaya Devam Edebilecekler mi?

https://ynokc.gib.gov.tr/Home/SSS

Tüm satışlarına e-Fatura ve/veya e-Arşiv fatura düzenleyen ve diğer şartları da yerine getirerek YN ÖKC kullanımından muaf tutulan ve işletmelerinde kısmen YN ÖKC kullanmaya başlamış olan mükellefler, mevcut eski ve yeni nesil ÖKC’lerini mali hafızaları doluncaya veya mali hafıza değişimini gerektiren durum oluşuncaya kadar, müşteriye düzenlenerek elektronik ve/veya kağıt ortamda iletilen/verilen e-Fatura, e- Arşiv Fatura, e-Bilet vb. elektronik belgelere ait tahsilat ve ÖKC Bilgi Fişlerinin düzenlenmesi işlemlerinde kullanmaya devam edebileceklerdir. Düzenlenen bilgi fişlerinde müşteri adına düzenlenen ve elektronik ortamda iletilen e-Arşiv Fatura, e- Bilet vb. elektronik belgelerin hangi ortamdan ve nasıl temin edilebileceğine, erişilip görüntülenebileceğine ilişkin bilgilere yer verilmesi gerekmektedir.

Bu işletmeler tarafından söz konusu eski nesil ve yeni nesil ÖKC’ler mali hafızaları dolmadan veya mali hafıza değişimini gerektiren durum oluşmadan önce hurdaya ayrılma zorunluluğu bulunmamaktadır.

Muafiyet koşullarının ihlal edilmemesi için, tüm satış işlemlerine e-Fatura ve/veya e- Arşiv fatura verilmesi gerektiğinden, sahip olunan YN ÖKC’lerden müşterilere ÖKC fişi düzenlenmemesi, sadece bilgi fişi mahiyetindeki belgelerin düzenlenmesi gerekmektedir.

6- Yemek Kartı/ Firmalarının Sağlamaları Gereken Şartlar:

Yemek Kartı firmalarına ait harici POS cihazlarının YN ÖKC’lerle bağlantılı ve entegre bir şekilde çalışma zorunluluğunun bulunmaması için Yemek Kartı Firmaları tarafından aşağıda belirtilen koşulların yerine getirilmesi ve bu hususların Başkanlığa yazılı olarak yemek kartı firması tarafından bildirilmesi gerekmektedir.

  • Yemek Kartı POS cihazlarından münhasıran yemek kartı ile ilgili işlemlerin gerçekleştirilmesi, başkaca tahsilat işlemlerinin gerçekleştirilmesinin mümkün kılınmaması ve gerçekleştirilen her tahsilat işlemin yemek kartı firmasının bilgi işlem sistemlerinde güvenli bir şekilde kayıt ve izlenmesini sağlayacak ISO 20000: Bilgi Teknolojileri Hizmet Yönetim Sistemi Standardı ve ISO 27001: Bilgi Güvenliği Yönetim Sistemi sertifikalarına haiz bilgi sistemi alt yapısının 1/7/2018 tarihine kadar tesis edileceğinin veya bu niteliklere haiz bir dış hizmet sağlayıcıya ait bilgi sistemi altyapısından yararlanılacağının GİB’e yazılı olarak taahhüt edilmesi,
  • Yemek kartı firmalarının bilgi sistem altyapılarının ISO 20000 ve ISO 27001 standartlarına uygunluğunun her iki yılda bir ilgili mercilerce denetlenmesi ve denetim sonuçlarının GİB’e izleyen yılın 6. ayın sonuna kadar bildirileceğinin yazılı olarak taahhüt edilmesi,
  • Yemek kartı firmaları, kendileri tarafından kullandırılacak harici POS cihazlarının PCI ve EMV regülasyonlara uygun POS cihazları olacağına ve bu POS cihazlarından gerçekleştirilecek her bir tahsilat işlemine ilişkin bilgileri ( Yemek kartı POS cihazlarını kullanan mükellef ve günlük tahsilat işlemleri bazında) ile bu tahsilatlar için POS cihazından gerçekleştirilen işlemler karşılığında kendilerine kullanıcı mükellefler (üye işyerleri) tarafından düzenlenen fatura bilgilerini, GMP-3 dokümanı ekinde (Ek-2) de yer verilen format, içerik, standart ve sürelerde elektronik ortamda GİB’in belirleyeceği elektronik uygulamalar üzerinden GİB bilgi sistemlerine bildirebilecek elektronik alt yapıyı en geç 1/7/2018 tarihine kadar tesis edileceğinin GİB’e yazılı olarak taahhüt edilmesi, gerekmektedir.

Belirtilen imkandan yararlanmak üzere başvuru yapan yemek kartı firmaları, 1/7/2018 tarihinden itibaren üye işyeri, pos cihazı ve günlük işlemler bazında olmak üzere aylık dönemler itibariyle hazırlanarak, en geç izleyen ayın 15 inci günü akşamına kadar Başkanlığımız BTRANS sistemi üzerinden GİB’e elektronik ortamda bildireceklerdir.

Söz konusu veri gönderimi sırasında dikkat edilecek hususlar ve uyulması gereken diğer kurallar yine nesil ÖKC uygulamasını ilişkin Başkanlığımız internet sitesi ile BTRANS sistemi üzerinden ayrıca duyurulacaktır.

Başkanlığa yukarıdaki şartları sağlayarak yazılı olarak başvuran yemek kartı firmalarının bilgileri Başkanlığın yeni nesil ÖKC uygulamasına ilişkin internet sitesinden duyurulmaktadır.

https://ynokc.gib.gov.tr/UploadedFiles/Files/yemekkartiposfirmalari_2.pdf

Duyurulan yemek kartı firmalarının POS cihazları, yeni nesil ÖKC’lerle bağlantılı ve entegre olma zorunluluğu olmadan öteden beri olduğu gibi kullanımına devam edilebilecektir.

Yemek kartı firmalarına ait harici POS cihazlarını kullanan mükellefler, söz konusu POS cihazları ile gerçekleştirdikleri tahsilat işlemleri için 382 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde belirtilen esaslar çerçevesinde, yemek kartı firmasına fatura düzenlemek suretiyle belgelendirmesi ve kendisinde kalan yemek kartı tahsilatı bilgi fişi nüshasını (yemek kartı POS cihazından 2 nüsha olarak düzenlenen slip belgesinin mükellefte kalan nüshasını) düzenlenen faturaları ile birlikte muhafaza etmesi gerekmektedir.

  • Kantinlerde Uygulanan Önden Yüklemeli Kart Sisteminde Fatura Düzenlenmesi Halinde Ödeme Kaydedici Cihaz Bulundurma Zorunluluğu:

Çanakkale Valiliği Defterdarlık Gelir Müdürlüğü’nün 03.08.2016 tarih 47423198- 3100[1-/2015-3]-13 sayılı özelgesi aşağıdaki gibidir:

“… Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde; perakende mal ve hizmet ifası ile iştigal etmeniz halinde 3100 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin 1 fıkrası uyarınca ödeme kaydedici cihaz kullanım zorunluluğunuz bulunacak olup bir ödeme aracı mahiyetinde olan manyetik kartlara mal ve hizmet tesliminden önce para yüklenmesi işlemi karşılığında mali değeri bulunan fatura veya ÖKC fişinin düzenlenmesinin zorunlu olmayıp, yeni nesil ÖKC kullanılmak suretiyle gerçekleştirilen bu tahsilat işlemi için; detayları Yeni Nesil Ödeme Kaydedici Cihazlardan "Bilgi Fişleri" Düzenlenmesine Dair Usul ve Esaslara İlişkin Teknik Kılavuzda açıklanan "Avans Bilgi" fişinin düzenlenmesi ve söz konusu manyetik kartlar kullanılmak suretiyle mal teslimi veya hizmetin ifa edilmesi anında veya kanunen verilen süreler dahilinde, düzenlenmiş avans bilgi fişi ve/veya harcamada kullanılan manyetik kart ile ilişkilendirmek suretiyle fatura veya fatura yerine geçen belgelerin düzenlenmesi gerekmektedir. Düzenlenecek bu belgeler üzerinde de teslim veya ifaya konu mal veya hizmetin tabi olduğu katma değer vergisi oranının dikkate alınması gerektiği tabiidir…”

VI-  TÜM SATIŞLARINDA E-FATURA/E-ARŞİV FATURA DÜZENLEMEK ÜZERE ÖKC MUAFİYETİNDEN YARARLANMA ŞARTLARI:

1-  Tüm  Satışlarında  E-Fatura  Ve/Veya E-Arşiv Fatura Düzenleyen Mükelleflerin ÖKC Kullanma Muafiyeti:

25/09/2024 tarih 32673 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: 483)’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Sıra No: 566)” ile; ödeme kaydedici cihaz kullanımından muaf olanların satış hasılatı, aktif büyüklük, öz

sermaye ve öz kaynak tutarlarının güncel koşullar dikkate alınarak yeniden belirlenmesi ve sonraki yıllarda yeniden değerleme oranında artırılması ve ödeme kaydedici cihaz kullanımından muaf olanların söz konusu koşulları sağlayamaması durumunda, belirli bir süre sonunda ödeme kaydedici cihaz kullanmaya başlaması gerektiği yönünde yeni usul ve esaslar belirlenmiştir.

2-  Muafiyet Başvurusu Nasıl ve Nereye Yapılacak?

483 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin 6. Maddesi uyarınca, Tebliğle belirlenen işletme büyüklüğü ölçüleri ile ödeme kaydedici cihaz veya fatura düzenleyen sistem sayısı koşullarını sağlayan mükelleflerin; ÖKC kullanma mecburiyetinden muaf olmak isteyen (www.efatura.gov.tr internet adresinde 10/10/2017 tarihinde yayınlanan duyuruda detaylı olarak açıklanmıştır.) mükelleflerin, dilekçe ile tebliğde belirlenen şartları sağladıklarını gösteren tevsik edici bilgi ve belgelerle birlikte, gelir veya kurumlar vergisi yönünden bağlı oldukları vergi dairelerine (merkez vergi dairesi) yazılı olarak başvuruda bulunmaları gerekmektedir. Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: 483)’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Sıra No: 566) ile aşağıdaki değişiklikler yapılmıştır:

* Tebliğin 6 ncı maddesinin birinci ve dördüncü fıkraları değiştirilmiş ve aynı maddeye fıkra eklenmiştir.

3- Tüm Satışlarında E-Fatura  Ve/Veya  E-Arşiv  Fatura  Düzenleyen Mükelleflerin ÖKC Kullanım Muafiyeti Şartları:

Elektronik Defter Genel Tebliği (Sıra No:1)’nde belirtilen e-Defter uygulamasına dahil olan YN ÖKC kullanma mecburiyeti bulunan mükelleflerden;

  • Hesap dönemi sonu itibarıyla satış veya gayrisafi iş hasılatının 110 milyon TL’yi, bilanço aktif toplamının 110 milyon TL’yi, bilanço öz sermaye veya öz kaynak toplamının 11 milyon TL’yi aşması koşullarından en az ikisini sağlayan ve 50’den fazla YN ÖKC’ye sahip olan,
  • Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: 509)’nde düzenlenen e-Fatura ve e-Arşiv Fatura uygulamaları ile,
  • Elektronik Defter Genel Tebliği (Sıra No:1)’nde belirtilen e-Defter uygulamasına dahil olan,
  • YN ÖKC kullanma mecburiyeti bulunan mükelleflerden,
  • Perakende mal satışları ve hizmet ifaları dahil tüm satışlarında elektronik ortamda e- Fatura ve/veya e-Arşiv Fatura düzenlemek üzere GİB’e yazılı olarak müracaat eden ve talepleri uygun görülen mükelleflerin,
  • Taleplerinin uygun görüldüğünün bildirildiği tarihi takip eden ayın başından itibaren,
  • Perakende mal satışları ile hizmet ifalarının belgelendirilmesinde YN ÖKC kullanma mecburiyeti sona erecektir.
  • Bu muafiyet söz konusu koşulları sağlayan ve talepleri uygun görülen mükelleflerce sonradan açılacak şube işyerleri için de geçerli olacaktır.
  • Ancak bu imkandan yararlanılabilmesi için [Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No:509)’nde belirtilen e-Fatura Portalı aracılığıyla e-Arşiv Faturası düzenlenmesi hali hariç] düzenlenen e-Arşiv Faturaların bir örneğinin belgenin oluşturulmasını müteakiben; gizliliği, bütünlüğü ve değişmezliği garanti edilerek ve GİB’in erişimine ve sorgulamasına açık olacak şekilde GİB’den e-Fatura saklama hizmeti verme izni bulunan kurumlarda muhafaza edilmesinin sağlanması zorunludur.
  • Diğer taraftan, mükelleflere e-Arşiv Faturanın düzenlenmesi konusunda GİB’den izin alarak hizmet veren özel entegratör kuruluşlarının, her e-Arşiv Faturanın kendi bilgi işlem sistemleri aracılığıyla oluşturulmasını sağlayacak ve e-Arşiv Raporu ile GİB’e raporlanmasını garanti edecek tedbirleri alması zorunludur.
  • Bu maddenin birinci fıkrası kapsamına dahil olarak tüm satışlarında e-Fatura veya e- Arşiv Fatura düzenleyen mükelleflerin, söz konusu e- Fatura ve e-Arşiv Faturalarında, mal satışları ile hizmet ifalarının tahsilat işlemlerinde kullandıkları banka vb. kuruluşlara ait EFT-POS cihazlarından gerçekleştirilen tahsilata ilişkin müşteri slibinde yer alan temel bilgilere, e-Fatura ve e-Arşiv Fatura uygulamalarına ilişkin teknik kılavuzlarda belirtildiği şekilde yer vermeleri gerekmektedir.

4-  Muafiyet Kapsamına Geçen Mükelleflerin Münhasıran E-Fatura veya E- Arşiv Fatura Düzenleme Yükümlülükleri Bulunduğundan, YN ÖKC Fişi Düzenlememeleri Gerekmektedir.

Muafiyet sonrasında mükelleflerin ÖKC kullanma mecburiyetleri sona ermekle birlikte, ÖKC ler tarafından düzenlenebilen ve bazı durumlarda zorunlu olan BİLGİ FİŞLERİNİN düzenleme zorunluluğunun devam edip etmeyeceği hususunda netlik bulunmamaktadır. Ancak GİB sisteminde sorulan sorulara verilen cevaplardan hareketle, bilgi fişi düzenlenmesine devam edilebileceği yorumlanmaktadır.

Muafiyet koşullarının ihlal edilmemesi için, tüm satış işlemlerine e-Fatura ve/veya e- Arşiv fatura verilmesi gerektiğinden, sahip olunan EFT-POS uyumlu YN ÖKC’lerden müşterilere ÖKC fişi düzenlenmemesi, sadece belirtilen durumlar için BİLGİ FİŞİ mahiyetindeki belgelerin düzenlenmesi gerekmektedir. Aksi halde müşterilere E- Arşiv Fatura yerine ÖKC fişi düzenlenmesi durumunda muafiyet ihlal edilecektir.

SORU-40: ÖKC Kullanma Zorunluluğu Bulunmayan Mükelleflerin İsteğe Bağlı Olarak YN ÖKC Kullanmaları Mümkün müdür? https://ynokc.gib.gov.tr/Home/SSS (SORU VE CEVAPLAR BÖLÜMÜ)

483 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin 6’ncı maddesindeki koşulları sağlayarak ÖKC kullanımından muaf tutulanların, perakende satışlar dahil tüm satışlarında e-Fatura ve/veya e-Arşiv Fatura vermeleri gerektiğinden, sadece tahsilat işlemlerinin gerçekleştirilmesi ve fatura bilgi fişlerinin tanzim edilmesi amacıyla, mevcut veya yeni alınacak YN ÖKC’leri kullanabilirler. Söz konusu ÖKC’lerden ÖKC fişi düzenlenmediği sürece, mükellefe sağlanan muafiyet devam edebilecektir.

VII-  ÖKC KULLANMA MECBURİYETİ OLMAYAN MÜKELLEFLERİN TAHSİLAT AMAÇLI EFT/POS CİHAZI KULLANMALARI:

1-  Toptan Satış Yapan Mükellefler Tahsilat Amaçlı Seyyar EFT-POS Cihazı Kullanmaları Mümkündür:

EFT-POS cihazı banka vb. kuruluşlar tarafından işyerlerine verilen ve kartlı ödeme işlemlerinin yapılmasına olanak sağlayan ve ÖKC özelliği bulunmayan cihazlardır. Bu cihazların, kablolu bağlantı ile ve sabit internet hattı ile çalışanlarına Kablolu (Masaüstü) EFT-POS cihazı, mobil data hattı ile seyyar şekilde çalışabilenlerine Seyyar EFT-POS cihazı denmektedir.

Bankalar vb. kuruluşlar mükelleflere Seyyar EFT-POS cihazı ile Masaüstü EFT-POS cihazı vermeden önce, GİB tarafından kendilerine açılan WEB SERVİS sorgulamasını yapmak zorundadırlar.

Bu sorgu sonucunda ÖKC kullanım zorunluluğu bulunan mükelleflere seyyar EFT- POS cihazı ve Basit/Bilgisayar Bağlantılı Yeni Nesil ÖKC’si olmayan mükelleflere de Masaüstü (kablo ile bağlantısı yapılabilen) EFT-POS cihazı vermemeleri gerekmektedir.

Sorgulama sonucunda kendilerine Seyyar EFT-POS cihazı verilemeyeceği anlaşılan mükellefler, perakende mal ve hizmet satışı dışında kalan diğer faaliyet hizmetlerinde kullanmak için bağlı olduğu vergi dairesinden izin talebinde bulunmalı, vergi dairesi de sicilde var olan bilgilere göre mükellefin perakende mal ve hizmet satışı dışında kalan diğer faaliyet alanlarında faaliyeti bulunup bulunmadığını tetkik etmesi sonucunda, diğer faaliyet alanlarında da faaliyetinin bulunduğunun anlaşılması kaydıyla, vergi dairesinden alacağı izin yazısı ile banka vb. kuruluşlardan seyyar EFT- POS cihazı alabilir ve bu cihazları sadece perakende mal ve hizmet satışında kullanmaması gerektiği tabiidir.

Perakende satışları olmayan, toptan satış yapan ve ÖKC kullanma mecburiyeti bulunmayan mükelleflerin, tahsilat amaçlı olarak EFT/POS uyumlu seyyar POS cihazı kullanmaları mümkün olup, bu yönde verilen özelgeler aşağıdaki gibidir.

Ankara VDB’lığının 01/08/2013 tarih 27575268-195[3100-2013-252]-842 sayılı özelgesi aşağıdaki gibidir:

“… Buna göre, sözü edilen seyyar EFT-POS cihazlarının, perakende teslim ve hizmet bedellerinin tahsilinde değil, münhasıran satışı yapılan malları aynen veya işlendikten sonra satışını yapanlara gerçekleştirilen teslim ve hizmet (toptan satışların) bedellerinin tahsilinde kullanılması hâlinde, Tebliğin 4/a bölümü kapsamına girmediğinden, bu tahsilatlarda EFT- POS özellikli yeni nesil ödeme kaydedici cihaz kullanılma zorunluluğu bulunmamaktadır. Hem perakende hem de toptan satış yapılması durumunda, perakende olarak gerçekleştirilen kısımlara ilişkin tahsilatın seyyar EFT-POS cihazı ile gerçekleştirilmesi halinde bu tahsilatlar için EFT-POS özellikli yeni nesil ödeme kaydedici cihaz kullanılması gerekmektedir…”

Afyonkarahisar Valiliği, Defterdarlık Gelir Müdürlüğü’nün 03.09.2013 tarih 63611781- 195-[1-2013-1]-32 sayılı özelgesi aşağıdaki gibidir:

“… Buna göre, toptan satış yapmanız sebebiyle ödeme kaydedici cihaz kullanma mecburiyetiniz olmadığından seyyar EFT- POS cihaz kullanıyor olsanız dahi EFT- POS özellikli yeni nesil ödeme kaydedici cihaz kullanma mecburiyetiniz bulunmamaktadır…”

Manisa VDB’lığının 21.08.2013 tarih 53445970-195[1-2013/65-2]-80 sayılı özelgesi aşağıdaki gibidir:

“… Buna göre, sözü edilen seyyar EFT-POS cihazlarının, perakende teslim ve hizmet bedellerinin tahsilinde değil, münhasıran satışı yapılan malları aynen veya işlendikten sonra satışını yapanlara gerçekleştirilen teslim ve hizmet (toptan satışların) bedellerinin tahsilinde kullanılması hâlinde, Tebliğin 4/a bölümü kapsamına girmediğinden, bu tahsilatlarda EFT- POS özellikli yeni nesil ödeme kaydedici cihaz kullanma zorunluluğu bulunmamaktadır. Hem perakende hem toptan satış yapılması durumunda, perakende olarak gerçekleştirilen kısımlara ilişkin tahsilatın seyyar EFT-POS cihazı ile gerçekleştirilmesi halinde bu tahsilat için EFT- POS özellikli yeni nesil ödeme kaydedici cihaz kullanılması gerekmektedir…”

2- ÖKC Kullanma Zorunluluğu Bulunmayan Mükelleflerin İsteğe Bağlı Olarak YN ÖKC Kullanmaları Mümkün:

SORU-40: ÖKC Kullanma Zorunluluğu Bulunmayan Mükelleflerin İsteğe Bağlı Olarak YN ÖKC Kullanmaları Mümkün müdür? (GİB Soru-Cevap Bölümü)

Perakende mal ve hizmet satışında bulunan ancak Maliye Bakanlığınca ÖKC kullanma mecburiyeti dışında bırakılanlar ile kurumlar vergisinden muaf olan kurumlar isteğe bağlı olarak YN ÖKC kullanabilirler.

Ancak, 483 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin 6’ncı maddesindeki koşulları sağlayarak ÖKC kullanımından muaf tutulanların, perakende satışlar dahil tüm satışlarında e-Fatura ve/veya e-Arşiv Fatura vermeleri gerektiğinden, sadece tahsilat işlemlerinin gerçekleştirilmesi ve fatura bilgi fişlerinin tanzim edilmesi amacıyla, mevcut veya yeni alınacak YN ÖKC’leri kullanabilirler. Söz konusu ÖKC’lerden ÖKC fişi düzenlenmediği sürece, mükellefe sağlanan muafiyet devam

edebilecektir. (Bkz. 15 Soru)

VIII- GETİRİLEN  ZORUNLULUĞA  UYULMAMASI HALİNDE UYGULANACAK MÜEYYİDELER:

İlgili yasal ve idari düzenlemelere bakıldığında Yeni Nesil ÖKC uygulaması kapsamında belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen mükellefler hakkında 213 sayılı Vergi Usul Kanununun ilgili ceza hükümlerinin uygulanacağı anlaşılmaktadır.

Söz konusu düzenlemelerin 213 Sayılı Vergi Usul Kanunun Mükerrer 257 nci maddesi kapsamında yapılan düzenlemeler olduğu dikkate alındığında, belirtilen yükümlülüklere uymayanlar hakkında aynı Kanunun Mükerrer 355’inci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen Özel Usulsüzlük Cezaları ile karşı karşıya kalınacağı değerlendirilmektedir.

30 Ekim 2024

Hamza ERTEKİN

SMMM/E.Vergi Dairesi Müdür Yrd. Denetim ve İdare Müdürü

Boğaziçi Bağımsız Denetim ve YMM AŞ

EFT/POS Uyumlu Yeni Nesil Ödeme Kaydedici Cihaz (ÖKC) Kullanma Mecburiyeti PDF Formatlı Kılavuzu İndirmek İçin Tıklayınız

https://www.bbdas.com.tr/2024-18-eft-pos-uyumlu-yn-okc-kullanma-mecburiyeti-hakkinda-kilavuz-b-2572

KAYNAKÇA                                                                          :

  • 69 Seri No.lu Ödeme Kaydedici Cihazları Kullanmaları Mecburiyeti Hakkında Kanunla İlgili Genel Tebliğ,
  • 426 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği,
  • 433 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği
  • 435 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği
  • 483 Seri No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği
  • 507 Seri No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği
  • 509 Seri No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği
  • 557 Seri No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği
  • 566 Seri No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği

- Sakarya VDB’lığının 19.02.2016 tarih B.07.1.GİB.4.54.15.01-195[1-2015-4]-8 sayılı özelgesi

- İstanbul VDB’lığının 02.11.2018 tarih 11395140-105[VUK-1-20911]-974302 sayılı “E-arşiv fatura düzenleyip yanında YN ÖKC bilgi fişi verme zorunluluğunun bulunup bulunmadığı” konulu özelge,

  • İzmir VDB’lığının 13/06/2011 tarih B.07.1.GİB.4.35.18.02-1741-240 sayılı özelgesi,

- İstanbul VDB’lığının 19/08/2011 tarih B.07.1.GİB.4.34.19.02-019.01-1362 özelgesi,

  • Çanakkale Valiliği Defterdarlık Gelir Müdürlüğü’nün 03.08.2016 tarih 47423198- 3100[1-/2015-3]-13 sayılı özelgesi,

- Ankara VDB’lığının 01/08/2013 tarih 27575268-195[3100-2013-252]-842 sayılı özelgesi,

- Ankara VDB’lığının 01/08/2013 tarih 27575268-195[3100-2013-252]-842 sayılı özelgesi,

  • Afyonkarahisar Valiliği, Defterdarlık Gelir Müdürlüğü’nün 03.09.2013 tarih 63611781-195-[1-2013-1]-32 sayılı özelgesi,

- Manisa VDB’lığının 21.08.2013 tarih 53445970-195[1-2013/65-2]-80 sayılı özelgesi,

Page 21 of 1347

Hakkımızda

 ö z d o ğ r u l a r, 18.08.1988 tarihinde kurularak, Mali Müşavirlik faaliyetine başlamıştır. 

Sektöründe en iyi olma duygusu ile personeline "Kalite" bilincini yerleştirmeyi, Kalite Yönetim Sistemini sürekli iyileştirmeyi, müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı, amaç edinerek, 2003 Yılında, alanında Türkiye' de ilk olarak ISO 9001: 2000 Belgesi almıştır.

 

Mali Takvim

Öne Çıkanlar

  • 32.000,00 TL Asgari Tarifeye Gelir Vergisi Stopaj / KDV Dâhil Midir? KDV Kanununa Göre belli bir tarifeye göre fiyatı tespit edilen…
  • Satılan Hizmet Maliyeti (622 Hesap) Ne Değildir? Öncelikle şurdan başlayalım:622- Satılan Hizmet Maliyeti Hesabı ile 740- Hizmet…
  • Vergi Suçlarında Kamu Davası Açılması İçin Mütalaa Şartı - Vergi Mahkemesi / Asliye Ceza Mahkeme Kararlarının Karşılıklı Bağlayıcılığı Sahte Belge Düzenleme / Kullanma Fiillerinin İşlendiğini Tespit Eden Vergi…
Top