Mehmet Özdoğru

Mehmet Özdoğru

Email: This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı ile Anlaşma Usulünde yapılan değişiklikler, mükelleflere anlaşma sürecinde öngörülen başvuru ve yenileme harçlarının kaldırılması, zaman aşımına uğramamış geçmiş yıllara dönük anlaşma yapılabilmesi, sürecin sonuçlandırılması için belirli bir zaman sınırı getirilmesi gibi birtakım ilave teşvikleri kapsayacak şekilde geçtiğimiz yıl yayımlandı. 

Transfer fiyatlandırması kapsamında ilişkili işlem hacminin yanı sıra karmaşık yapıda tedarik zincirlerinin ve işlem türlerinin artması ile vergi idarelerinin ilişkili işlemlere olan ilgisi de aynı oranda artıyor, ancak bunun etkileri Peşin Fiyatlandırma Anlaşmalarına (“PFA”) henüz yansımış değil. 
Kısaca PFA Nedir?

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun “Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı” başlıklı 13’üncü maddesinin beşinci fıkrasında düzenlenen PFA, mükelleflerin vergi idareleri ile transfer fiyatlandırmasına konu işlemleri kapsamında ortaya çıkabilecek olası vergi uyuşmazlıklarının önüne geçmeyi amaçlamaktadır. Bu anlaşmalar, mükelleflerin (yurt dışı ile veya serbest bölge ile olan) ilişkili mal veya hizmet alım veya satımlarında uygulayacakları fiyat veya bedelin tespitine ilişkin yöntemlerinin Maliye Bakanlığı ile anlaşarak belirlenmesi, bir başka deyişle bu kapsamda önceden uzlaşma sağlamaları anlamına geliyor. Tek taraflı, iki taraflı veya çok taraflı olarak gerçekleştirilebilecek anlaşmaların süreci ön görüşme veya doğrudan başvuru ile başlıyor.

İstatistikler Bize Ne Söylüyor?

2008 yılından itibaren Türkiye’de geçerli olan PFA sayısı, 2017 yılı Ekim ayında imzalanan anlaşma ile birlikte 12’ye ulaştı. Bu sayı, Amerika için 2017 sonunda 1.713, Hindistan için ise Mayıs 2017 itibariyle 152 olmuştur. Amerika’da 2017 yılı sonuna kadar yapılan toplam PFA başvuru sayısı 2.346, Hindistan için ise 815 olmuştur. Amerika’da çift taraflı PFA, Hindistan’da ise tek taraflı PFA çoğunluktadır.

Sektör bazında bakıldığında, üretim başta olmak üzere perakende, toptan satış ve hizmet, bilgi teknolojileri, bankacılık/finans ve endüstriyel üretim PFA sayılarının çoğunlukla mevcut olduğu sektörlerdir. 

Görüldüğü gibi, Türkiye’den birçok şirketin içinde bulunduğu bu sektörlerde PFA dünyada yaygın olarak kullanılıyor.

Avrupa’da ise PFA uygulamalarında Belçika ve Lüksemburg başta olmak üzere, İngiltere, İtalya, Macaristan, Fransa, İspanya ve Almanya ön planda olan ülkelerdir. 2016 yılı sonunda yürürlükte olan PFA sayısı Belçika için 1.105, Lüksemburg için 599, İngiltere için 101, İtalya için 78, Macaristan için 63, İspanya için 53, Fransa için 51, Almanya için 45 olarak gerçekleşmiştir.  

Neden Daha Çok PFA Yapamıyoruz?

Görüldüğü üzere, günümüz itibariyle Türkiye, dünyada giderek yaygınlaşan PFA kavramını nitekim daha yavaş takip ediyor. Türkiye’de PFA’nın daha az tercih ediliyor olmasının başlıca sebeplerine bakıldığında, mükelleflere emsal olabilecek daha önce imzalanan fazla PFA olmaması dolayısıyla Türk mükelleflerin ticarî anlamda şüpheci yaklaşımı, başvuru sürecinin göreceli olarak uzun olması, idare ile anlaşmaya varılamaması durumunda incelemeye tâbi olma ihtimali ön plana çıkıyor. 
İdare, PFA sürecinde mükelleflerin başvurularının olumsuz sonuçlanması veya başvurunun geri çekilmesi hâlinde mükellefin doğrudan vergi incelemesine girmeyeceğini ilgili tebliğde belirtmiştir. 

Buradan belirli bir işlem için PFA’sı bulunan mükellefin ilgili işlem kapsamında incelemeye girmeyeceği anlamı da çıkarılmamalıdır. PFA’da belirlenen yöntem eleştiri konusu yapılmayacaktır fakat bu yöntemin nasıl uygulandığı eleştiri konusu yapılabilir. 

Gelir İdaresi, mükelleflerin PFA kapsamında etkinliğine katkıda bulunmak adına çeşitli teşvikler getirmiştir. Bunlar arasında, başvuru ve yenileme harçlarının kaldırılması, başvuru süresinin sınırlandırılması ve anlaşma süresinin 3 yıldan 5 yıla kadar uzatılabilmesi, zaman aşımına uğramamış geçmiş dönemlere de PFA uygulanabilmesi sayılabilir. Tabii ki geçmiş döneme yönelik anlaşmaların yalnızca idare lehine düzeltmeleri kapsayacağını söylememize gerek yok. PFA’ya konu ilişkili işlemlerle sınırlı olmak üzere yıllık transfer fiyatlandırması raporunun hazırlanmasına da gerek olmayacak. PFA’ların sonuçlandırılması için getirilen zaman sınırlaması ile etkin ve hızlı bir şekilde sürecin tamamlanması ve belirsizliklerin azalması hedefleniyor. Küresel olarak da genellikle 5 yıl olan PFA süresi Türkiye için de dikkate alınmış, mükerrer başvurular ile gelecek iş yükü ve maliyetin azaltılması hedeflenmiştir. 

Ayrıca, PFA’ların imza tarihinden itibaren yürürlüğe girmesine bir alternatif olarak takip eden hesap döneminden itibaren başlaması da mümkün olacaktır. Bu da fiiliyatta mükelleflere anlaşılan modelin uygulanabilmesi için gerekli operasyonel ve muhasebesel önlemlerin alınması için vakit kazandırmış olacak.

Sorumlu Vergicilik Bakışıyla…

Türkiye’de faaliyet gösteren çok uluslu işletmeler gün geçtikçe transfer fiyatlandırması politikaları konusunda daha çok bilinçleniyor. Emsal teşkil edecek PFA’lar çoğaldıkça, bilhassa BEPS sonrası modelleriyle ilgili olarak mükelleflerin idare(ler) ile anlaşma usulünü dikkate alacağını düşünüyoruz. Aylin Obalı & Berk Çakarer https://www.kpmgvergi.com

1. Yabancı Sermayeli Şirket, Şube ve İrtibat Bürolarının Bildirim Yükümlülükleri

17.06.2003 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 4875 sayılı Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu ile başta yabancı sermayeli şirket ve şube kuruluşu, sermaye artışı ve hisse devirleri olmak üzere yabancı sermayeli şirketlerin gerçekleştirdikleri işlemlerde izin ve onay alma zorunluluğu kaldırılmıştır. Kanun bu işlemlerle ilgili olarak yıllık veya işlem bazında bilgi verme yükümlülüğü getirmiştir.

Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu kapsamındaki şirket ve şubelerin bildirim yükümlülükleri bu Kanun uygulamasına ilişkin olarak 20.08.2003 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu Uygulama Yönetmeliği ile belirlenmiştir. Bu çerçevede 4875 sayılı Kanun kapsamındaki yabancı sermayeli şirket, şube ve irtibat bürolarının, Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu Uygulama Yönetmeliği ekindeki formları kullanarak, Ekonomi Bakanlığı Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü'ne süresi içinde aşağıdaki bildirimleri yapmaları gerekmektedir:

a) Sermayelerine ve faaliyetlerine ilişkin bilgileri Yönetmelik ekinde (EK-1) yer alan "Doğrudan Yabancı Yatırımlar İçin Faaliyet Bilgi Formu" ile yıllık bazda ve her yıl en geç Mayıs ayı sonuna kadar,

b) Sermaye hesabına yapılan ödemelere ilişkin bilgileri Yönetmelik ekinde (EK-2) yer alan "Doğrudan Yabancı Yatırımlar İçin Sermaye Bilgi Formu" ile ödemeyi takip eden 1 ay içinde,

c) Mevcut yerli veya yabancı ortakların kendi aralarındaki veya şirket dışındaki herhangi bir yerli veya yabancı yatırımcıya yaptıkları hisse devirlerine ilişkin bilgileri Yönetmelik ekinde (EK-3) yer alan "Doğrudan Yabancı Yatırımlar İçin Hisse Devri Bilgi Formu" ile hisse devrinin gerçekleşmesini müteakip en geç 1 ay içinde,

d) Türkiye'de faaliyet göstermekte olan irtibat büroları, büronun geçmiş yıl faaliyetleri hakkında, Yönetmelik ekinde (EK-4) yer alan "İrtibat Bürolarının Faaliyetlerine İlişkin Bilgi Formu"nu yıllık bazda ve her yıl en geç Mayıs ayı sonuna kadar.

Öte yandan, kuruluş izni alan irtibat bürolarının;

- Vergi dairesine kayıt belgesinin ve büro ile ilgili kira sözleşmesinin bir örneğini en geç bir ay içinde,

- Adres, büro yetkilisi veya yabancı şirketin unvan değişikliği durumunda değişiklik tarihinden itibaren en geç bir ay içinde yeni kira sözleşmesi, yeni atanan kişiye ilişkin yetki belgesi veya unvan değişikliğine ilişkin belgeyi,

Ekonomi Bakanlığı Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü'ne bildirmeleri zorunludur.

Yönetmeliğe göre, faaliyette bulunan irtibat bürolarının, her yıl en geç Mayıs ayı sonuna kadar vermeleri gereken Yönetmelik eki (EK-4) “İrtibat Bürolarının Faaliyetlerine İlişkin Bilgi Formu”nu ve ekli belgelerini Bakanlığa göndermemeleri durumunda;

- Süre uzatma talepleri değerlendirmeye alınmaz ve

- Faaliyet izinleri de resen iptal edilebilir.

2. Yabancı Sermayeli Olmayan Şirketlerin Bildirim Yükümlülükleri

4875 sayılı Kanun kapsamında bulunmayan tamamen yerli sermayeli şirketler;

- Şirkete yabancı bir yatırımcının iştirak etmesi veya

- Şirketin yaptığı sermaye artışına şirket dışındaki bir yabancı yatırımcının iştirak etmesi

suretiyle hisse devrinin gerçekleşmesi ve şirketin Kanun kapsamına girmesi halinde hisse devirlerine ilişkin bilgileri Yönetmelik ekinde (EK-3) yer alan "Doğrudan Yabancı Yatırımlar İçin Hisse Devri Bilgi Formu" ile hisse devrinin gerçekleşmesini müteakip en geç 1 ay içinde Genel Müdürlüğe bildirmek zorundadır. pwc

HATIRLATMA: Vergi levhalarının Mayıs ayı sonuna kadar alınması unutulmamalıdır. Elektronik ortamda alınan vergi levhalarının vergi dairesine veya meslek mensuplarına onaylattırılmasına gerek yoktur. İnternet vergi dairesinden çıktı olarak alınması ve istendiğinde ibraz edilmek üzere işyerlerinde bulundurulması yeterlidir.

Vergi levhası almak ve bulundurmak zorunda olanların, yapılan denetimlerde bulundurma zorunluluğuna uymadığının tespit edilmesi halinde, her bir tespit için Vergi Usul Kanunu’nun 353. maddesinin (4) numaralı bendine istinaden özel usulsüzlük cezası kesilmektedir. Bu cezanın tutarı halen 240 liradır.

Sosyal güvenlik reformu ile birlikte ilk defa 01.05.2008 ta­rihinde ve sonrasında sigortalı olan kadınların yaş haddinden (kısmi) emeklilik için de ödeyecekleri prim gün sayısı 4500 günden 5400 güne çıkarılmıştır. Bu meyanda kadınların öde­necek prim gün sayısı 900 gün artırılmıştır.

Buna göre ilk defa 01.05.2008 tarihinde ve sonrasında si­gortalı olan kadınlar yaş haddinden (kısmi) emeklilik için ge­reken koşullar aşağıda gösterilmiştir

30.04.2008 Tarihinden Sonra Sigortalı Olan Kadınların Kısmi Emeklilik Koşulları

SİGORTALILIK SÜRESİNİN BAŞLANGICI EMEKLİLİK İSTEM TARİHİNDEKİ GEREKEN EN AZ
Yaş Gün

Sayısı

4/1-a Kadın
01.05.2008-31.12.2008 4/1-a 61 4600
01.01.2009-31.12.2009 4/1-a 61 4700
01.01.2010-31.12.2010 4/1-a 61 4800
01.01.2011 -31.12.2011 4/1-a 61 4900
01.01.2012-31.12.2012 4/1-a 61 5000
01.01.2013-31.12.2013 4/1-a 61 5100
01.01.2014-31.12.2014 4/1-a 61 5200
01.01.2015-31.12.2015 4/1-a 61 5300
01.01.2016- 4/1-a 61 5400
Cuma, 04 Mayıs 2018 10:07

Vergi Barışında Ne Yeni, Ne Değil?

Geçtiğimiz günlerde TBMM’ye sevk edilen, kamu alacaklarının yeniden yapılandırılmasıyla ilgili tasarının kısa sürede yürürlüğe gireceği anlaşılıyor. Süreç onu gösteriyor.

Benzer yapılandırma uygulaması son olarak Ağustos 2016’da 6736 sayılı Kanun’la yapılmıştı.

2017 yılında da 7020 sayılı Kanun’la bir yapılandırma uygulaması hayata geçmişti ama onun kapsamı sadece kesinleşmiş kamu borçlarıyla sınırlıydı. Dolayısıyla yeni vergi barışında ne yeni ne değil diye bakacaksak, yeni tasarıyı 6736 sayılı Kanun’la karşılaştırmak gerekiyor.

Kanun tasarısı oldukça kapsamlı. Yasalaşması sürecinde ve sonrasında çok tartışılacak, hakkında çok makale yazılacak konular olacak. Bugün çok genelinden başlamak ve daha önceki benzeri düzenlemelerle benzerliklerine ve farklılıklarına bakmak istiyorum.

Vergi barışı var, varlık barışı yok

2016 tarihli ve 6736 sayılı Kanun’da varlıkların milli ekonomiye kazandırılmasını amaçlayan ve kamuoyunda varlık barışı olarak ifade edilen düzenlemeye de yer verilmişti. Bu uygulamada başvuru süresi 30 Haziran 2017 tarihinde bitmişti.

Zannediyorum uygulamanın yeni yapılması dikkate alınarak yeni tasarıda varlık barışına ilişkin bir düzenlemeye yer verilmemiş.

İçeriğini aşağıda özetleyeceğim vergi barışı uygulamasına ilişkin olarak tasarının metni, esas olarak 6736 sayılı Kanun’un metni ile aynı. Tarihler güncellenmiş, bazı küçük değişiklikler yapılmış.

Kapsam oldukça geniş

Tasarı yürütme ve yürürlük maddeleri hariç 25 maddeden oluşuyor. Bunların sekiz maddesi vergi yapılandırmalarına ilişki.

Tasarıyla;

- Kesinleşmiş alacaklar yeniden yapılandırılıyor,

- İhtilaflı alacaklar tasfiye edilmek isteniyor,

- Matrah artırımı ve matrah artırımı yapılan yılların incelenmemesi ve bu yıllara tarhiyat yapılmaması öngörülüyor,

- Kayıt ve muhasebe düzeltmeleri yapılarak gerçek durumla kayıtların eşitlenmesi amaçlanıyor.

Kesinleşmiş alacaklar yeniden yapılandırılıyor

Kanun tasarısıyla, Mart 2018 sonu itibariyle kesinleşmiş ancak ödenmemiş kamu alacakları yeniden yapılandırılıyor.

Vergi aslının tamamı ile ÜFE oranları esas alınarak hesaplanan faiz tutarının ödenmesi halinde, gecikme faizi ve gecikme zammı ile vergi aslına bağlı olarak kesilen cezaların silinmesi öneriliyor.

Ödenecek tutarın bir defada veya borçlunun istemesi durumunda hesaplanacak faiziyle birlikte 18 taksitte ödenmesi mümkün.

İhtilaflı alacaklar tasfiye edilmek isteniyor

Kanun tasarısında önerildiği haliyle, 6736 sayılı Kanun’la yapılan düzenlemeler, küçük değişikliklerle yeniden yapılıyor.

İhtilaflı alacaklarda, alacağın veya ihtilafın bulunduğu aşamaya göre farklı düzenlemeler öngörülüyor.

Bu çerçevede örneğin Kanun’un yayımı tarihi itibariyle tarhiyat yapılmış, dava açılmış ancak karar verilmemişse veya dava açma süresi henüz geçmemişse, verginin yarısı ile bu tutara ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanan faizinin ödenmesi halinde, ceza ve gecikme faizinin silinmesi öngörülüyor.

Hesaplanan tutarların yine faiz karşılığında taksitlendirilmesi mümkün.

İnceleme aşamasındaki işlemler kapsamda

Tasarıya göre, daha önce başlanan vergi incelemeleri kural olarak devam edecek. İncelemenin tamamlanmasından sonra tarh edilen verginin yarısı ile bu tutara ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanan faizinin ödenmesi halinde, ceza ve gecikme faizi silinecek.

İncelenen mükelleflerin, matrah artırımından yararlanmaları mümkün. Bu konuda bir sınırlama öngörülmemiş. Bu durumda olanlar için ayrıntılı düzenleme var tasarıda.
Daha önceki yapılandırma kanunlarında yer alan düzenlemenin benzeri bir uygulama.

Matrah artırımı 4-5 yıl için mümkün

Matrah artırımı; yıllık gelir ve kurumlar vergisinde dört yıl, kapsama giren stopajlar ile katma değer vergisinde beş yıl için öngörülmüş. Yıllık gelir ve kurumlar vergisinde 2017 yılı için matrah artırımı öngörülmemiş. Belki TBMM’de 2017yılı da kapsama dahil edilebilir.

Matrah artırımı son yapılandırma kanununda olduğu gibi yine;

- Yıllık gelir ve kurumlar vergisi,

- Katma değer vergisi,

- Bazı gelir ve kurumlar vergisi stopajları (Ücretler, yıllara sari işlerin istihkakları ile bazı kira ve serbest meslek ödemeleri),

için yapılabiliyor. Yine önceki deneyimlerde olduğu gibi, BSMV, sorumlu sıfatıyla ödenen KDV, kâr dağıtımı stopajı, KKDF, damga vergisi ve ÖTV gibi vergilerde matrah artırımı yapılmıyor.
Vergi incelemesi ve tarhiyat yapılmasını engellediği için tasarının en önemli düzenlemesi bence matrah artırımı. Bu önemi nedeniyle, kapsamın yeniden değerlendirilmesinde yarar olduğunu düşünüyorum. Kurumlar vergisi incelemesinin bir bakıma ayrılmaz parçası olması nedeniyle kâr payı stopajının, KDV ile alternatif bir vergi olması nedeniyle de BSMV’nin en başta kapsama alınması gerekir.

İşletme kayıtlarının düzeltilmesi

Kanun tasarısıyla;

- İşletmede mevcut olduğu halde kayıtlarda yer almayan mal, makine, teçhizat ve demirbaşları % 10 (indirimli orana tabi olanlar için tabi olduğu oranın yarısı) oranında KDV hesaplayarak kayda alma,

- Kayıtlarda yer aldığı halde işletmede olmayan malları bütün vergisel yükümlülükler yerine getirilerek kayıtları düzeltme,

- Kayıtlarda yer aldığı halde işletmede olmayan kasa mevcudu ve ortaklardan alacaklar için % 3 vergi ödeyerek düzeltme olanağı getiriliyor. Tasarıda, daha önceki uygulamalara göre önerilen farklı bir düzenleme yok.

Peşin ödeyenlere fer’i borçlarda % 90 indirim

Kanun kapsamında hesaplanan ve yapılandırılan kamu borcunu bir defada ödeyeceklere, fer’i borçlar yerine ÜFE aylık değişim oranı esas alınarak hesaplanacak tutarın %90’ının silinmesi öngörülmüş. 6736 sayılı Kanun’da bu oran %50 idi. Tasarıda, önceki uygulamalara göre en önemli farklılıklardan birisi bu.

Tasarıyı incelemeden işlem yapmamakta yarar var

Yukarıda kısaca özetlediğim gibi, kanun tasarısı oldukça geniş düzenlemeler yapıyor, yeni olanaklar ve korumalar öngörüyor. Bu nedenle tasarıyı incelemeden vergisel işlem yapılmamasını öneririm. Bu çerçevede örneğin mart öncesine ait kesinleşmiş borcunuz varsa veya bu günlerde uzlaşma aşamasında işleminiz varsa, öncelikle tasarı metnini inceleyin derim. Recep Bıyık

https://www.dunya.com/kose-yazisi/vergi-barisinda-ne-yeni-ne-degil/414137

TBMM’ye sunulan torba yasada yer alan huşulardan birisi de, SGK alacaklarının yapılandırılmasını içeriyor. Piyasanın ihtiyaç duyduğu borç yapılandırmasında önemli düzenlemeler var. 2018 yılı Mart ayı ve önceki aylara ilişkin olup bu kanunun yayımı tarihinden önce tahakkuk ettiği hâlde bu kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş olan;

- 5510 sayılı Kanun'un 4/a, 4/b ve 4/c bentleri kapsamındaki sigortalılık statülerinden kaynaklanan; sigorta primi, emeklilik keseneği ve kurum karşılığı, İşsizlik sigortası primi, sosyal güvenlik destek primi,

- 5510 sayılı Kanun'a göre yapılan başvuru tarihi itibarıyla ilgili mevzuatına göre ödenmesi imkânı ortadan kalkmamış isteğe bağlı sigorta primi ve topluluk sigortası primi,

- Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ilgili kanunları gereğince takip edilen damga vergisi, özel işlem vergisi ve eğitime katkı payı, asılları ile bu alacaklara ödeme sürelerinin bittiği tarihlerden bu kanunun yayımı tarihine kadar geçen süre için Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde, bu alacaklara uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı gibi fer'i alacakların tamamının tahsilinden vazgeçilir.

***

31 Mart Milat

31/3/2018 tarihine kadar (bu tarih dâhil) bitirilmiş özel nitelikteki inşaatlar ile ihale konusu işlere ilişkin olup bu kanunun yayımı tarihinden önce kurumca resen tahakkuk ettirilerek işverene tebliğ edildiği hâlde bu kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş olan; özel nitelikteki inşaatlar ile ihale konusu işlere ilişkin yapılan ön değerlendirme, araştırma veya tespitler sonucunda bulunan eksik işçilik tutarı üzerinden hesaplanan sigorta primi asılları ile bu alacaklara gecikme cezası ve gecikme zammı hesaplanan sürenin başlangıç tarihinden bu kanunun yayımı tarihine kadar geçen süre için Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde, bu alacaklara uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı gibi fer'i alacakların tamamının tahsilinden vazgeçilecek.

31/3/2018 tarihinden önce (bu tarih dâhil) yapılan tespitlere ilişkin olup bu kanunun yayımı tarihinden önce kesinleştiği hâlde bu kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş olan idari para cezası asıllarının %50'si ile bu tutara ödeme sürelerinin bittiği tarihlerden bu kanunun yayımı tarihine kadar geçen süre için Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde, idari para cezası asıllarının kalan %50'si ile idari para cezasına uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı gibi fer'i alacaklarının tamamının tahsilinden vazgeçilecek.

Bu kapsama giren alacakların; asıllarının bu kanunun yayımı tarihinden önce ödenmiş olmasına rağmen, fer'ilerinin bu kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş olduğu durumlarda, aslı ödenmiş fer'i alacağın yüzde 40'ının bu kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde, kalan yüzde 60'ının tahsilinden vazgeçilecek.

5510 sayılı Kanun'un 4/ (b) bendi kapsamındaki sigortalıların, ek 5 ve ek 6'ncı maddeleri kapsamında sigortalı olanların, bu madde kapsamındaki borçlarını yapılandırmaları hâlinde, yapılandırılan borç haricinde altmış günden fazla prim ve prime ilişkin borçlarının bulunmaması veya altmış günden fazla prim ve prime ilişkin borçları bulunmakla birlikte bu borçlarını İlgili kanunlara göre taksitlendirmiş veya yapılandırmış olup ödeme yükümlülüklerini de yerine getiriyor olmaları ve bu maddeye göre yapılandırılan borçlarının ilk taksitini ödemeleri kaydıyla genel sağlık sigortasından yararlanmaya başlatılacak.

5510- 60/ (g) bendi kapsamında genel sağlık sigortası tescili yapılmış olup da gelir testine hiç başvurmayanlardan bu maddenin yayımını tarihinden 30/11/2018 tarihine kadar gelir testine başvuran kişilerin genel sağlık sigortası primleri, gelir testi sonucuna göre ilk tescil başlangıç tarihinden itibaren tahakkuk ettirilecek.

2018 yılı Nisan ayı ve önceki aylara ilişkin olup bu kanunun yayımı tarihinden önce 5510 sayılı Kanun'un 60'ıncı maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi kapsamında tahakkuk ettiği hâlde ödenmemiş olan prim borçlarının 31/12/2018 tarihine kadar ödenmesi halinde gecikme cezası ve gecikme zammı gibi fer'i alacakların tamamının tahsilinden vazgeçilecek. Bu kanunun yayımı tarihinden önce 5510- 60/ (g) bendi kapsamındaki sigortalılık statüsünden kaynaklanan prim borcu bulunanlar anılan kanunun 67'nci maddesinde belirtilen şartları taşımaları halinde, bu kanunun yayımı tarihinden önceki döneme ait prim borçları dikkate alınmaksızın kanunun yayımı tarihinden İtibaren 31/12/2018 tarihine kadar sağlık hizmetlerinden ve diğer haklardan yararlandırılcak. Bu Kanunun yayımı tarihine kadar ödenmiş olan 5510 sayılı Kanun'un 60'ıncı maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi kapsamındaki genel sağlık sigortası primleri ile gecikme cezası ve gecikme zammı tutarları İade ve mahsup edilmeyecek.

Köy ve mahalle muhtarları, kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar ile tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan 2/9/1971 tarihli ve 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu mülga hükümlerine ve mülga 17/10/1983 'tarihli ve 2926 sayılı, Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu'na göre tescilleri yapıldığı hâlde prim borçları nedeniyle daha önceki ilgili kanunları uyarınca sigortalılık süreleri durdurulmuş olanlardan bu kanunun yayımı tarihi itibarıyla ihya edilmemiş olanların kendileri veya hak sahipleri, bu kanunun yayımı tarihini takip eden aybaşından itibaren iki ay içinde kuruma müracaat ederek, durdurulan sigortalılık süreleri için ödeyecekleri prim tutarının, sigortalılık süreleri durdurulmamış gibi değerlendirilerek bu maddenin birinci fıkrası hükümlerine göre hesaplanmasını talep edebilirler. Hesaplanan borcun tamamının ilk taksit ödeme süresi içinde ödenmesi hâlinde durdurulan süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilecek. Hesaplanan borcun tamamının ilk taksit ödeme süresi içinde ödenmemesi hâlinde ihya işlemi geçerli sayılmaz ve bu fıkra kapsamında ödenmiş olan tutarlar ilgilinin başkaca prim borcunun bulunmaması kaydıyla faizsiz olarak iade edilir. Bu fıkra hükümlerinin uygulanmasında bu kanunun 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrasının (a) ve (b) bentleri hükümleri uygulanmayacak. Resul Kurt

https://www.dunya.com/kose-yazisi/sgk-borclari-nasil-yapilandirilacak/414139

Türkiye’de 13 milyon konutun sahibi çıkacak ‘imar barışı’ düzenlemesini heyecanla bekliyor. 10 gün içinde çıkması öngörülen düzenleme ile ilgili merak edilenleri işin uzmanı Ali Güvenç Kiraz ve Prof. Dr. Gürsel Öngören’e sorduk.

"İmar barışı" düzenlemesinin 10 gün içinde çıkması bekleniyor. Türkiye’de 13 milyon konutu ilgilendiren düzenlemenin merak edilenlerini Gayrimenkul Hukuku Derneği Başkanı Ali Güvenç Kiraz ve Gayrimenkul ve Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği (GYODER) Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Gürsel Öngören'e sorduk. 12 soruda derlediğimiz bu çalışmaya göre beton dayanım sınıfı C-15'in altında olan binalar hiçbir şekilde başvuru yapamayacak. Süreçte ‘yapı kayıt belgesi’ cezalardan kurtulmak için önemli olsa da bölgenin getirdiği mevcut imar hakkından faydalanmak için ‘kat mülkiyetine geçiş belgesi’ gerekiyor. İşte merak edilen o 12 soru...

 1- Hangi yapılar imar barışı kapsamına girecek?

Yapılan açıklamalarda Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, geniş bir çerçeve çizdi. Barış, ruhsatsız yahut ruhsatlı ancak proje eklerine aykırı olan tüm yapıları kapsıyor. Ancak C-15'in altı olarak tanımlanan depreme dayanıksız binalar kapsam dışı kalacak.

 2- Rayiç bedel nedir?

Rayiç bedel, Hazine arazileri üzerine yapılan yapıların arsa fiyatının belirlenmesinde kullanılır.

 3- Yapı kayıt belgesi neyi kapsıyor?

Yapı kayıt belgesi binayı artık yıkılana kadar yasal hale getirmiş oluyor. Bu belge ile eski ise kentsel dönüşme girene kadar, yeni yapılmışsa binanın ömrü kadar, hiçbir şekilde binadan kaynaklı imar cezası ve imar kirliliği gibi cezalar verilmeyecek.

 4- Yapı kayıt belgesi için ortalama 2 bin ila 3 bin liralık bir bedelden bahsediliyor? Bu bedel her yerde aynı mı olacak?

Bu değerler daha çok Kâğıthane ve Bağcılar gibi yerler için geçerli. Bu rakam Bağdat Caddesi gibi bölgelerde daha yükseğe çıkıyor. Tam katların yasallaştırılmasında ise oran biraz daha yükselecek. Örneğin arsa değeri 1000 lira olan bir yerde tamamı yasal olmayan 100 metrekare bir yer yaptıysanız 100 bin liranın yüzde 3'nü ödemeniz gerekecek. Yani kaçak alanların metrekaresi üzerinden değerlendirme yapılacak. Örneğin çatı katında 20 metrekare yasal, 40 metrekarede kaçak yapı var ise, bir mühendislik bürosuna teknik olarak görev verilecek. Yapı denetim kuruluşları bu kapsamda bir proje çizecekler. Projede fazla alanları olan 40 metrekareyi gösteren belge ile sürece başvuru yapılabilecek.

 5- Kaçak yapılarda oran nasıl belirlendi ve uygulanacak?

Arsa emlak bedeli ile ‘yapı yaklaşık bedeli’ denilen iskâna aykırı kaçak yapılaşma alanın toplam oranı üzerinde yüzde 3'lük imar bedeli belirleniyor. Burada Hazine arazilerinde yapılan yapılardan farklı olarak bir rayiç bedel olmayacak. İskânlı olmadığı için bu yapılarda bir kat mülkiyeti yok.

 6- Yapı kayıt belgesi sahibi bir daireyi alan kişi, bankadan konut kredisi çekebilecek mi? Burada eski ve yeni binalar için ayrı bir prosedür uygulanır mı?

Bu belge artık o yapıyı yasallaştırdığı için bankaların konut kredisi vermesi önünde bir engel kalmayacak. Burada bina yeni ise bir sorun olmayacak. Ancak yıkıma yakın eski bir binaysa sıkıntı yaşanabiliyor. ‘Yapı kayıt belgesi’ bir imar hakkı tanımadığı için banka binanın yıkılmasından sonra kendi alacağını garanti alamamaktan çekinerek, kredi vermeyebilir. Örneğimiz üzerinden gidersek, 40 metrekarelik kaçak yapımız bu belge ile yasallaştırılıyor. Ama bina yıkılıp yeniden yapıldığında artık 40 metrekareyi kaybediyorsunuz. Sadece cezalardan kurtulmuş oluyorsunuz. Aynı şekilde 2 katı yasal 2 katı kaçak olan bir binada da yapı kayıt belgesi alsanız dahi, bina yıkıldığında o kaçak katları kaybediyorsunuz. O yüzden bankadan bunlar için kredi vermeyebilir.

 7- Yapı kayıt belgesinden kat mülkiyetine nasıl geçilir? Nasıl bir avantaj sağlar?

Yapı kayıt belgesi alındıktan sonra kat mülkiyetine geçmek için belirlenen yüzde 3'lük oranın 2 katı kadar bir bedel ödenmesi gerekiyor. Ayrıca o binadan oturan maliklerin yüzde 50'sinin onayı da alınmalı (Bunun 3’te 2’lik bir oran olacağı iddiaları da mevcut). Örnek vermek gerekirse 100 metrekare için toplamda 9 bin lira ödemek gerekecek. Böylece yapı kat mülkiyeti ile iskânlı hale gelmiş olacak. Ayrıca değerleme raporlarında ‘bu aftan yararlanmıştır’ ve ‘yapı kayıt belgesi almıştır’ denmeyecek. Bu da binanız yıkıldığında bölgenin mevcut imar planlarına göre hak sahibi olabilmenizi sağlayacak. Örneğin binanız 4 kat, ancak bölgede imar hakkı 6 kat ise siz binayı yıktığınızda 6 kat yapabileceksiniz.

 8- Hazine ve 2B arazilerinde süreç nasıl işleyecek?

Tamamı yasal olmayan Hazine arazileri üzerinde ise ödemeler daha yüksek olacak. Burada Hazine arazisi rayiç bedelleri üzerinden önce yapının oturduğu arazinin bedeli ödenecek. Daha sonra diğer işlemler yapılacak. Arazi bedelleri Bakanlar Kurulu ve Hazine tarafından hazırlanacak uzun vadeli ödeme planları ile ödenebilecek. 2B'de ise arsa tapusunu alınmış ancak binasını yasallaştırmayanlar binalarını yasal hale getirebilecek. 

 9- Depreme dayanıklı binalar da sisteme girecek mi? Burada eleme nasıl olacak?

Mühendislik ve yapı denetim firmaları tarafından yapılan denetimde binanızın beton sınıfı eğer C-15 altındaysa imar affına dahil olamayacaksınız. Onların tamamen yıkılması söz konusu olacak.

 10- Başvurular nereye yapılacak?

C-15 ve üzerinde bir sınıfa dahil bir yapıya sahipseniz, Çevre Şehircilik Bakanlığı İl Müdürlüklerine başvuru yapabileceksiniz.

 11- İmar barışı takvimi nasıl işleyecek?

Düzenlemenin önümüzdeki 10 gün içinde çıkarılacağı düşünülürse, başvurular önümüzdeki 7 ayda yapılabilecek. Çalışma 31 Aralık 2017'den önce yapılmış yapıları kapsayacak ve 31 Aralık 2018'de kadar başvuru yapma hakkı olacak.

 12- İhtilaflı araziler ne olacak? Projesi komşu parsele geçenler ne yapacak?

Mevcut Hazine arazilerinde 2981 kapsamına giren ve işgal edilen alanlardaki yapılarda, elektrik, su doğalgaz emlak vergisi beyannamesine bakılacak. Bunlar varsa kanuni mirasçılarına, yoksa da sözleşme ile satın alanlara rayiç bedelle satılacaklar. Komşu arazinin parseline geçenler ise araziyi satın alma yoluna gidebilecekler.

https://www.dunya.com/ekonomi/imar-barisinda-en-cok-merak-edilen-12-soru-haberi-414187

Seçim rüzgarının bir uzantısı da Bağ-Kur borçluları için aşağıdaki düzenlemeye yer verilmiştir.

MADDE 24- 5510 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

"GEÇİCİ MADDE 76- Köy ve mahalle muhtarları, kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlarla tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan, Kuruma kayıt ve tescilleri yapıldığı halde, 31/5/2018 tarihi itibarıyla prim borcu bulunanların, bu tarihten önceki sürelere ilişkin prim borçlarını, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden ikinci ayın sonuna kadar ödememeleri veya ilgili Kanunları uyarınca yapılandırmamaları halinde, prim ödemesi bulunan sigortalıların daha önce ödedikleri primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibarıyla, prim ödemesi bulunmayan sigortalıların ise tescil tarihi itibarıyla sigortalılığı durdurulur. Durdurulan süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilmez ve bu sürelere ilişkin Kurum alacakları takip edilmeyerek bunlara Kurum alacakları arasında yer verilmez. Sigortalılıkları durdurulanlardan bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında çalışmaya devam edenlerin sigortalılıkları 1/6/2018 tarihi itibarıyla yeniden başlatılır.

Ancak, daha sonra sigortalı ya da hak sahipleri tarafından talep edilmesi halinde durdurulan sigortalılık sürelerinin tamamı, talep tarihinde 80 inci maddenin ikinci fıkrasına göre belirlenecek prime esas kazanç tutarı üzerinden borç tutarı hesaplanarak ihya edilir. Hesaplanan borç tutarının tamamını, borcun tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde ödedikleri takdirde, bu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilir. Tebliğ edilen borç tutarının bu süre içinde tamamen ödenmemesi halinde bu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilmez ve bu madde kapsamında ödenmiş olan tutarlar ilgilinin prim ve prime ilişkin borcunun bulunmaması kaydıyla faizsiz olarak iade edilir. İhya edilerek kazanılan hizmet süreleri borcun ödendiği tarihten itibaren geçerli sayılır.

Birinci fıkraya göre sigortalılıkları durdurulanlar ile bunların bakmakla yükümlü olduğu kişiler hakkında 1/1/2012 tarihinden bu maddenin yürürlük tarihine kadar durdurulan süreler için genel sağlık sigortası hükümleri uygulanmaz.

Sigortalılıkları önceki kanunlara göre durdurulanlar için de bu maddenin ikinci fıkrası hükmü uygulanır.

Bu maddenin uygulamasına ilişkin usul ve esaslar Kurum tarafından belirlenir."

**

  • Ø Köy ve mahalle muhtarları,
  • Ø Kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlarla,
  • Ø Tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan,

4/b göre;

[Köy ve mahalle muhtarları ile hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan ise;

1) Ticarî kazanç veya serbest meslek kazancı nedeniyle gerçek veya basit usûlde gelir vergisi mükellefi olanlar,

2) Gelir vergisinden muaf olup, esnaf ve sanatkâr siciline kayıtlı olanlar,

3) Anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan ortakları, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin komandite ortakları, diğer şirket ve donatma iştiraklerinin ise tüm ortakları,

4) Tarımsal faaliyette bulunanlar]

  • Ø Kuruma kayıt ve tescilleri yapıldığı halde, 31/5/2018 tarihi itibarıyla prim borcu bulunanların, 31/05/2018 tarihinden önceki sürelere ilişkin prim borçlarını, Geçici Madde 76  yürürlüğe girdiği tarihi takip eden ,(Örnek :Mayıs yürürlük olursa) ikinci ayın sonuna (Temmuz Sonuna )kadar ödememeleri veya ilgili Kanunları uyarınca yapılandırmamaları halinde, prim ödemesi bulunan sigortalıların daha önce ödedikleri primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibarıyla, prim ödemesi bulunmayan sigortalıların ise tescil tarihi itibarıyla sigortalılığı durdurulur.
  • Ø Durdurulan süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilmez ve bu sürelere ilişkin SGK alacakları takip edilmeyerek bunlara SGK alacakları arasında yer verilmez.

Ø  Sigortalılıkları durdurulanlardan 5510/ 4 -1(b) bendi kapsamında çalışmaya devam edenlerin sigortalılıkları 1/6/2018 tarihi itibarıyla yeniden başlatılır.

İHYA ESASI VARDIR.

SİLİNEN BORÇLAR GÜNCEL PRİMLERDEN ÖDENİR/GEÇMİŞE SAYILIR

  • Ø Sigortalı ya da hak sahipleri tarafından talep edilmesi halinde durdurulan sigortalılık sürelerinin tamamı, talep tarihinde 80 inci maddenin ikinci fıkrasına göre belirlenecek prime esas kazanç tutarı üzerinden borç tutarı hesaplanarak ihya edilir.(2029,50 ila 15221,40 Arasında)
  • Ø Hesaplanan borç tutarının tamamını, borcun tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde ödedikleri takdirde, bu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilir.
  • Ø Tebliğ edilen borç tutarının bu süre içinde tamamen ödenmemesi halinde bu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilmez.
  • Ø Bu madde kapsamında ödenmiş olan tutarlar ilgilinin prim ve prime ilişkin borcunun bulunmaması kaydıyla faizsiz olarak iade edilir.
  • Ø İhya edilerek kazanılan hizmet süreleri borcun ödendiği tarihten itibaren geçerli sayılır.

GSS YÖNÜNDEN

Ø  Sigortalılıkları durdurulanlar ile bunların bakmakla yükümlü olduğu kişiler hakkında 1/1/2012 tarihinden bu maddenin yürürlük tarihine kadar durdurulan süreler için genel sağlık sigortası hükümleri uygulanmaz. Vedat İlki

https://alitezel.com.tr/index.php?sid=yazi&id=9097

Çalışan, emekli olacağı tarihten önceki son 7 yılı yani 2.520 günün yarısından fazlasını hangi statüde geçirdiyse o statüden emekli olur. SSK emekli aylığı, Bağ-Kur’a göre daha yüksek olduğundan, süreç iyi hesaplanmalı...

Soru: 15 yıl Bağ-Kur’lu olarak prim ödedim. Kendi işyerim vardı. Sonra işyerini kapattım ve 3 yıl önce amcamın yanında işe girdim. SSK’lı çalışıyorum. Önümüzdeki yıl emeklilik yaşım geliyor. Bağ-Kur’dan mı, SSK’dan mı emekli olmalıyım? (Alp S)

Cevap: 1 Ekim 2008 öncesi sigortalı olup, bu tarihten sonra emekli aylığı talebinde bulunan kişilere aylık bağlanırken son yedi yıldaki çalışmalarına bakılıyor.

PRİMLER BELİRLEYİCİ OLUR

Yani emekli olacağınız tarihten önceki son yedi yıl yani 2.520 günün yarısından fazlasını hangi statüde geçirmişseniz o statüden emekli olacaksınız. Siz üç yıldır SSK’lı olduğunuz için 1.261 güne primleriniz tamamlandığında emeklilik SSK’lı olarak yapılacaktır. Bu nedenle 1.261 günü doldurup ondan sonra aylık bağlatmanız yerinde olur. SSK emekli aylığı, Bağ-Kur’a göre daha yüksek olur. Ancak burada asıl belirleyici olan ödenmiş olan primlerdir.

Memurken işçi olan ikramiye alır

Soru: Memurken işçi olup, işçi emeklisi oldum. 1974-1983 arasında memur olarak görev yaptım. 2006’da işçi emeklisi olarak maaş bağlandı. Geriye dönük 8.5 yıllık memuriyette geçen ikramiyemi alabiliyor muyum? (Engin Ü)

Cevap: Çalışma hayatına memur olarak başlayan, belirli bir süre çalıştıktan sonra işçi olarak çalışmaya devam eden kişiler, emekli olacakları zaman memur olarak geçirdikleri süreye ilişkin emekli ikramiyelerini alabilir. Sizin de bu haktan yararlanmanız mümkün. Ancak bunun için memuriyetten ayrılma nedenin kıdem tazminatı almaya hak kazanmak için gerekli nedenlerden birisi olması gerekir.

Yaştan emekli olabilirsiniz

Soru: 1960 doğumluyum. Ekim 1986’da SSK girişim var. 10 yıl çalıştım sonra kendi işimi kurdum ama Bağ-Kur’lu da olmadım. SSK’dan emekli olabilir miyim? (Hakkı G)

Cevap: Yaş ve süre şartlarını sağlamışsınız ancak prim gününüz eksik. Borçlanabileceğiniz süre varsa 1.700 gün borçlanıp hemen emekli olabilirsiniz. Ya da 60 yaşında yaştan emekli olma hakkınız var.

Doğum borçlanmasıyla eksik olan prim günleri doldurulabilir

Soru: 1970 doğumluyum. 1993’te sigortalı oldum. 12 yıl çalıştım, prim günüm eksik. 3 çocuğum var, doğum borçlanmasıyla emekli olamaz mıyım? (Ayşenur K)

Cevap: Kadın sigortalılar her bir doğum için 2 yıllık borçlanma hakkına sahip. Doğum borçlanması en fazla üç doğum için yapılabilir. Dolayısıyla kadın sigortalı en fazla 2.160 gün borçlanma hakkına sahip. Borçlanma kadınlara prim gün sayısı kazandırır. Ancak sigorta girişini geri çekmez ve erken emeklilik sağlamaz. Sizin doğumlarınız 1993’ten sonra ise, doğumdan sonraki sürelerde adınıza prim yatırılmamışsa 2.160 gün borçlanabilirsiniz. Emekli olmak için 1.280 prim gününe ihtiyacınız var. Dolayısıyla iki doğumu borçlanmanız yeterli. Doğumlardan ikisi 1993 sonrası ise 2019’da emekli olabilirsiniz.

İşsizlik maaşı almanıza engel yok

Soru: Geçen hafta işten çıkarıldım. 6 yıldır aynı işyerinde çalışıyordum, 1.5 ay ücretsiz izin almıştım. İşveren işsizlik parası alamayacağımı söyledi. Dava mı açmam gerekir? (Soner G)

Cevap: Son 3 yılda son 120 günü kesintisiz olmak üzere en az 600 gün primi olan 6 ay, 900 gün primi olan 8 ay, 1080 gün primi olan 10 ay işsizlik maaşı alabilir. 10 aydan fazla maaş ödenmez. Sizin durumunuzda son 120 gün prim şartı yerine getirilmemiş. Ancak bu şartın yerine getirilmeme sebebi ücretsiz izin. İŞKUR’a başvuru yaparak işsizlik maaşı alabilirsiniz. Dava açmanıza gerek yok. Okan Güray Bülbül

https://www.aksam.com.tr/yazarlar/okan-guray-bulbul/yuksek-emekli-ayligi-icin-son-7-yila-dikkat/haber-731655

Perşembe, 03 Mayıs 2018 09:56

2017 Gelirlerinin KGK’ ya Bildirilmesi

Bağımsız Denetim Yönetmeliğinin (BDY) “Bildirimler” başlıklı 34’üncü maddesinin birinci fıkrasının (d) bendine göre, denetim kuruluşları ve denetçiler son takvim yılına ait gelirlerini; BDY’nin 47’nci maddesinin birinci fıkrasına istinaden elektronik ortamda ve Mayıs ayının on beşinci gününün sonuna kadar Kurumumuza bildirmekle yükümlüdür.

Denetim kuruluşları ve denetçilerin söz konusu yükümlülüklerini zamanında, tam ve doğru olarak yerine getirmeleri ve herhangi bir idari yaptırımla karşılaşmamaları adına aşağıdaki hususlara dikkat etmeleri gerekmektedir:

  1. Bir takvim yılı içerisinde (örneğin, 01.01.2017-31.12.2017)  bağımsız denetim sözleşmesi imzalamış olan denetim kuruluşları ve denetçiler gelir bildiriminde bulunmalıdır.
  2. Bir takvim yılında KAYİK denetimi üstlenip şeffaflık raporu yayımlayan ve söz konusu şeffaflık raporunda son takvim yılına ait gelirlerine yer veren denetim kuruluşlarının da gelir bildiriminde bulunması gerekmektedir.
  3. Son takvim yılına ait gelirler bildirilirken;
  • Bağımsız denetim faaliyetlerinden,
  • Diğer denetim faaliyetlerinden,
  • Defter tutma hizmetlerinden,
  • Danışmanlık hizmetlerinden,

kaynaklanan gelirler ayrı ayrı gösterilmelidir.

  1. Tahsil edilip edilmediğine bakılmaksızın, denetim kuruluşları ve denetçiler, bir takvim yılı içerisinde gerçekleştirdikleri yukarıdaki faaliyetlerinden kaynaklanan gelirlerini bildirmelidir.
  2. Bildirimler, Mayıs ayının on beşinci gününün sonuna kadar “Sözleşme Bilgi Girişi Sistemi” üzerinden yapılmalıdır.

Son takvim yılına ait gelirlerin Kurumca belirlenen şekle aykırı olarak bildirilmesi, zamanında bildirilmemesi ya da hiç bildirilmemesi, BDY’nin 40/1-ı maddesi uyarınca denetim kuruluşları ve denetçiler için “Uyarı”, denetim kuruluşları için ayrıca 660 sayılı KHK’nın 26/3 maddesi uyarınca idari para cezası yaptırımını gerektirmektedir.

Duyurulur.

Kamuoyunda vergi affı/barışı olarak da bilinen “Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı” 30 Nisan 2018 tarihinde TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’na sunuldu.

Kanun Tasarısının hazırlanmasında temel olarak daha önce uygulanan ve benzer içerikli olan 19.8.2016 tarihli ve 6736 sayılı Kanun'dan yararlanıldığı görülmektedir. Ancak bu Tasarıda, farklı olarak, imar barışı gibi çok önemli düzenlemeler de yer almaktadır.

Bu sirkülerimizde tasarı metninde yer alan düzenlemelerden sadece öne çıkan hususlar özetlenmiştir. Tasarının yasalaşmasıyla birlikte Kanunun tamamını kapsayan detaylı sirküler sizlerle paylaşılacaktır.

Söz konusu Kanun Tasarısında;

  • Kesinleşmiş alacaklara,
  • Kesinleşmemiş veya dava safhasında alacaklara,
  • İnceleme ve tarhiyat aşamasında bulunan vergilere,
  • Matrah artırımına,
  • İşletme kayıtlarının düzeltilmesi,
  • İmar barışına

ilişkin düzenlemelere yer verilmektedir.

  1. A) KAPSAMI

1) Yeniden yapılandırma kapsamına giren alacaklar:

  • Gelir Vergisi Kanunu, Kurumlar Vergisi Kanunu, Katma Değer Vergisi Kanunu, ÖTV, Damga ve Emlak Vergisi gibi Vergi Usul Kanunu kapsamına giren vergiler ile bunlara bağlı vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme zamları (2018 yılı Temmuz ayında ödenmesi gereken gelir vergisi ikinci taksiti ve 2018 yılı için tahakkuk eden motorlu taşıtlar vergisi ikinci taksiti hariç) ve vergi aslına bağlı olmayan vergi cezaları (usulsüzlük, özel usulsüzlük).
  • Gümrük Kanunu ve ilgili diğer kanunlar kapsamında gümrük yükümlülüğü doğan ve Gümrük ve Ticaret Bakanlığına bağlı tahsil daireleri tarafından 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre takip edilen gümrük vergileri, idari para cezaları, faizler, gecikme faizleri, gecikme zammı alacakları.
  • Sosyal güvenlik primi, emeklilik keseneği, işsizlik sigortası primi, SGDP, isteğe bağlı sigorta primleri ile bunlara bağlı gecikme cezası ve gecikme zamları,
  • Karayolları Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun, Milletvekili Seçimi Kanunu, Karayolları Trafik Kanunu, Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun, Anayasa Değişikliklerinin Halkoyuna Sunulması Hakkında Kanun, Karayolu Taşıma Kanunu, Nüfus Hizmetleri Kanunu, Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun, Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun ve Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun gereğince verilen idari para cezaları,
  • Belediyelerin idari para cezaları ile su, atık su, katı atık ücreti alacakları, büyükşehir belediyelerinin katı atık ücreti alacakları ile büyükşehir belediyelerine bağlı su ve kanalizasyon idarelerinin su ve atık su bedeli alacakları ile bu alacaklara bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer'i alacaklar.

2) Kanun’un kapsadığı dönem

Yapılandırmaya konu olacak alacaklar esas itibarıyla 31/03/2018 tarihi dikkate alınarak belirlenmiştir. 31/3/2018 tarihinden sonra ödenmesi gereken gelir vergisi taksitleri ile gelir veya kurumlar vergisine mahsuben 2018 yılında ödenmesi gereken geçici vergiler ile 2018 yılı için tahakkuk eden motorlu taşıtlar vergisi ikinci taksiti Kanun Tasarısı kapsamı dışında tutulmuştur.

  1. B) KESİNLEŞMİŞ ALACAKLAR

Buna göre kesinleşmiş alacakların yeniden yapılandırılmasında ödenecek ve silinecek kamu alacakları aşağıdaki şekilde olacaktır.

Ödenecek Tutar

Tahsilinden Vazgeçilecek Tutar

Vergi / Gümrük vergisi asıllarının tamamı

Vergi aslına bağlı olarak kesilen cezaların ya da idari para cezalarının tamamı

Vergi aslına bağlı olmayan cezaların % 50’si

Vergi aslına bağlı olmayan cezaların kalan % 50’si

İştirak, yardım ve teşvik fiilleri nedeniyle kesilen vergi cezalarının % 50’si

İştirak, yardım ve teşvik fiilleri nedeniyle kesilen vergi cezalarının kalan % 50’si

Gecikme faizi, gecikme zammı ve gecikme cezası yerine Yİ-ÜFE esas alınarak belirlenecek tutar

Gecikme cezası, gecikme zammı, gecikme faizi gibi fer’i alacakların tamamı

  1. C) KESİNLEŞMEMİŞ VEYA DAVA SAFHASINDA BULUNAN ALACAKLAR

Kesinleşmemiş veya dava safhasında bulunan alacaklar aşağıdaki gibi 3 ana başlık altında toplanmaktadır.

  • Vergi mahkemesinde dava açılmış ya da dava açma süresi henüz geçmemiş olan ikmalen, re’sen veya idarece yapılmış vergi tarhiyatları ile gümrük vergilerine ilişkin tahakkuklar.
  • Temyiz veya itiraz/istinaf süreleri geçmemiş ya da itiraz veya temyiz yoluna başvurulmuş ya da karar düzeltme talep süresi geçmemiş veya bu yola başvurulmuş olan ikmalen, re’sen veya idarece yapılmış vergi tarhiyatları ile gümrük vergilerine ilişkin tahakkuklar.
  • Uzlaşma aşamasında bulunan tarhiyatlar.

1) Vergi mahkemesinde dava açılmış ya da dava açma süresi henüz geçmemiş olan ikmalen, re’sen veya idarece yapılmış vergi tarhiyatları ile gümrük vergilerine ilişkin tahakkuklar

Vergi mahkemesinde dava açılmış ya da dava açma süresi henüz geçmemiş ise;

Durum Alacak konusu Alacak tutarı
Vergi Mahkemesinde Dava Açılmış Ya Da Dava Açma Süresi Henüz Geçmemiş Olan İkmalen, Re’sen veya İdarece Yapılmış Vergi Tarhiyatları ile Gümrük Vergilerine İlişkin Tahakkuklar Vergi/Gümrük vergisinin aslı %50’si ödenecek. Kalan kısmın (% 50’nin) tahsilinden vazgeçilecek
 
Vergi aslına bağlı vergi cezası/idari para cezası ve gecikme zamları Tamamının tahsilinden vazgeçilecek
 
Vergi aslına bağlı olmayan cezalar (usulsüzlük, özel usulsüzlük) Asla bağlı olmayan cezaların % 25’i ödenecek. Kalan kısmın (% 75’in) tahsilinden vazgeçilecek.
 
Faiz, gecikme faizi, gecikme zammı Faiz, gecikme faizi ve gecikme zammının tamamının tahsilinden vazgeçilecek, bunların yerine, vergi aslının ödenecek %50’lik kısmı üzerinden, aylık Yİ/ÜFE oranları ile hesaplanacak tutar tahsil edilecek

2) İtiraz/istinaf veya temyiz süreleri geçmemiş ya da itiraz veya temyiz yoluna başvurulmuş ya da karar düzeltme talep süresi geçmemiş veya bu yola başvurulmuş olan ikmalen, re’sen veya idarece yapılmış vergi tarhiyatları ile gümrük vergilerine ilişkin tahakkuklar

Bu aşamada Kanun Tasarısı; en son kararın Terkin, Tasdik veya Tadilen Tasdik ve Bozma Kararı olması sonucuna göre farklı imkanlar sunmaktadır.

Kanunda geçen ve alacakların tespitinde esas alınacak olan “en son karar” ifadesi tarhiyata/tahakkuka ilişkin verilen ve Kanun’un yayımı tarihinden önce taraflardan birine tebliğ edilmiş olan karardır. İdareye tebliğ edilip, mükellefe tebliğ edilmemesinin veya tam tersi durumun herhangi bir önemi bulunmamaktadır.

2.1 Vergi Mahkemesi Tarhiyatı Terkin Etmişse

Durum Alacak konusu Alacak tutarı
Son Kararın Terkin Olması Vergi/Gümrük vergisinin aslı İlk tarhiyata/ tahakkuka esas verginin/gümrük vergisinin %20’si ödenecek. Kalan kısmın (% 80’inin) tahsilinden vazgeçilecek.
 
Vergi aslına bağlı vergi cezası/idari para cezası ve gecikme zamları Tamamının tahsilinden vazgeçilecek
 
Vergi aslına bağlı olmayan cezalar (usulsüzlük, özel usulsüzlük) Asla bağlı olmayan cezaların % 10’u ödenecek. Kalan kısmın (% 90’ın) tahsilinden vazgeçilecek
 
Faiz, gecikme faizi, gecikme zammı Faiz, gecikme faizi ve gecikme zammının tamamının tahsilinden vazgeçilecek, bunların yerine, vergi aslının ödenecek %20’lik kısmı üzerinden, aylık Yİ/ÜFE oranları ile hesaplanacak tutar tahsil edilecek.

2.2 Vergi Mahkemesi Tarhiyatı Tasdik Etmişse

Durum Alacak konusu Alacak tutarı
Son Kararın Tasdik Olması Vergi/Gümrük vergisinin aslı Tasdik edilen kısmın tamamı, terkin edilen kısmın % 20’si ödenecek.
 
Vergi aslına bağlı vergi cezası/idari para cezası ve gecikme zamları Tamamının tahsilinden vazgeçilecek
 
Vergi aslına bağlı olmayan cezalar (usulsüzlük, özel usulsüzlük) Asla bağlı olmayan cezaların % 50’i ödenecek.
Kalan kısmın (% 50’sinin) tahsilinden vazgeçilecek.
 
Faiz, gecikme faizi, gecikme zammı Faiz, gecikme faizi ve gecikme zammının tamamının tahsilinden vazgeçilecek, bunların yerine, vergi aslının ödenecek kısmı (%100 veya % 20) üzerinden, aylık Yİ/ÜFE oranları ile hesaplanacak tutar tahsil edilecek.

2.3. Danıştay veya bölge idare mahkemesi bozma kararı vermişse

Durum Alacak konusu Alacak tutarı
Son Kararın Bozma Kararı Olması Vergi/Gümrük vergisinin aslı %50’si ödenecek.
Kalan kısmın (% 50’nin) tahsilinden vazgeçilecek.
 
Vergi aslına bağlı vergi cezası/idari para cezası ve gecikme zamları Tamamının tahsilinden vazgeçilecek
 
Vergi aslına bağlı olmayan cezalar (usulsüzlük, özel usulsüzlük) Asla bağlı olmayan cezaların % 25’i ödenecek.
Kalan kısmın (% 75’i) tahsilinden vazgeçilecek.
 
Faiz, gecikme faizi, gecikme zammı Faiz, gecikme faizi ve gecikme zammının tamamının tahsilinden vazgeçilecek, bunların yerine, vergi aslının ödenecek %50’lik kısmı üzerinden, aylık Yİ/ÜFE oranları ile hesaplanacak tutar tahsil edilecek.

2.4. Kısmen onama, kısmen bozma kararı verilmişse

Kısmen onama kısmen bozma kararı verilmişse; onanan kısım için “tasdik kararı”, bozulan kısım için “bozma kararı” hükümleri geçerli olacaktır.

3) Uzlaşma aşamasında

Burada kastedilen “Uzlaşma” tarhiyat sonrası uzlaşma safhasıdır. Tarhiyat öncesi uzlaşma aşamasındakiler inceleme safhası kapsamındadır.

Durum Alacak konusu Alacak tutarı
Uzlaşma Aşamasında Bulunan Tarhiyatlar (Uzlaşma hükümlerinden yararlanılmak üzere başvuruda bulunulmuş, uzlaşma günü verilmemiş veya uzlaşma günü gelmemiş ya da uzlaşma sağlanamamış ancak dava açma süresi geçmemiş olanlar) Vergi/Gümrük vergisinin aslı %50’si ödenecek.
Kalan kısmın (% 50’nin) tahsilinden vazgeçilecek.
 
Vergi aslına bağlı vergi cezası/idari para cezası ve gecikme zamları Tamamının tahsilinden vazgeçilecek
 
Vergi aslına bağlı olmayan cezalar (usulsüzlük, özel usulsüzlük) Asla bağlı olmayan cezaların % 25’i ödenecek. Kalan kısmın (% 75’i) tahsilinden vazgeçilecek.
 
Faiz, gecikme faizi, gecikme zammı Faiz, gecikme faizi ve gecikme zammının tamamının tahsilinden vazgeçilecek, bunların yerine, vergi aslının ödenecek %50’lik kısmı üzerinden, aylık Yİ/ÜFE oranları ile hesaplanacak tutar tahsil edilecek.

4) Yapılmış ödemenin mahsubu ve iade

Kanunun yayımlandığı tarihten önce ödeme yapılmış olması durumunda;

  • Vergi mahkemeleri nezdinde dava devam ederken tahakkuk etmeyen vergilerin, Kanunun yayım tarihinden önce ödenmiş olması halinde,
  • İlk derece mahkemesince verilen tasdik kararının üst yargı organınca bozulması üzerine, vergilerin Kanunun yayım tarihinden önce ödenmiş olması halinde

Ödenmiş tutar, yapılandırılma sonucunda hesaplanan vergi ve Yİ-ÜFE tutarından mahsup edilecek; kalan tutar, bu Kanunun 10 uncu maddesi gereğince red ve iade edilecektir.

Ç) İNCELEME VE TARHİYAT SAFHASINDA BULUNAN VERGİLER

Durum Alacak konusu Alacak tutarı
Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak, bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce başlanılmış ve Kanunun yayım tarihi itibariyle tamamlanamamış vergi incelemeleri ile takdir, tarh ve tahakkuk işlemlerinin tamamlanması sonucunda tarh edilecek vergiler ile bunlara bağlı cezalar ve gecikme faizleri ile vergi aslına bağlı olmayan cezalar Vergi/Gümrük vergisinin aslı %50’si ödenecek.
Kalan kısmın (% 50’nin) tahsilinden vazgeçilecek.
 
Vergi aslına bağlı vergi cezası/idari para cezası ve gecikme zamları Tamamının tahsilinden vazgeçilecek. İştirak nedeniyle kesilecek vergi ziyaı cezaları için vergi cezasının %25’i ödenecek
 
Vergi aslına bağlı olmayan cezalar (usulsüzlük, özel usulsüzlük) Asla bağlı olmayan cezaların % 25’i ödenecek.
Kalan kısmın (% 75’in) tahsilinden vazgeçilecek.
 
Faiz, gecikme faizi, gecikme zammı Gecikme faizleri yerine tarh edilen verginin ödenecek olan %50 lik kısmı üzerinden, verginin vade tarihinden bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar aylık Yİ-ÜFE oranlarıyla hesaplanacak tutar ödenecek. Ayrıca ihbarnamenin tebliği üzerine belirlenen dava açma süresinin sonuna kadar gecikme faizi hesaplanacak.
  1. D) PİŞMANLIKLA VEYA KENDİLİĞİNDEN YAPILAN BEYANLAR

Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar;

  • VUK’nun 371’inci maddesine göre pişmanlıkla veya 30/4 üncü maddesine göre kendiliğinden verilen beyannameler
  • 4458 sayılı Kanuna ve ilgili diğer kanunlara göre tahakkuku ve tahsili gerektiği halde beyan edilmeyen aykırılıklara ait gümrük vergileri ile faizleri ile
  • 2018 yılına ve daha önceki dönemlere ilişkin olarak bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar bildirilen daha önce bildirilmemiş veya eksik bildirilmiş emlak vergisi

bu kapsamdadır.

Ödenecek Tutar

Tahsilinden Vazgeçilecek Tutar

Tarh edilen verginin tamamı

Alacak aslına bağlı olmayan cezaların tamamı

Pişmanlık zammı veya gecikme faizi yerine Kanunun yayımlandığı tarihine kadar Yi-ÜFE tutarı

Pişmanlık zammı ve gecikme faizinin tamamı

-

Vergi ziya cezasının tamamı

  1. E) MATRAH VE VERGİ ARTIRIM

Tasarıya göre matrah artırımı; 2013, 2014, 2015 ve 2016 yıllarına ilişkin olarak gelir ve kurumlar vergisi ile katma değer vergisi ve bazı gelir ve kurumlar vergisi stopajları için yapılabilecektir.

Matrah artırımında bulunulan yıl için daha sonra vergi incelemesi ve cezalı tarhiyat yapılmayacaktır.

1- Kurumlar Vergisi Matrah Artırımı

Kurumlar vergisi matrah artırımı, belirlenen tüm yıllar (2013, 2014, 2015, ve 2016) için yapılabileceği gibi istenilen yıl ya da yıllar için de yapılabilecektir.

Matrah Artırımı ve Vergi Oranları ile Asgari Artırım Tutarı

Beyannameye İlişkin Yıl

Matrah Artırım Oranı

Asgari Artırım Tutarı

Normal Vergi Oranı

İndirimli Oran

2013

35%

36.190

20%

15%

2014

30%

38.323

20%

15%

2015

25%

40.701

20%

15%

2016

20%

43.260

20%

15%

İlgili yıla ilişkin olarak verilen beyannamede matrah beyan edilmemişse, matrah oluşmamışsa ya da hiç beyanname verilmemişse yine Asgari Artırım Tutarları dikkate alınacaktır. Örneğin 2016 yılına ilişkin zarar beyan eden bir şirket bu yıla ilişkin belirlenen 43.260 TL Asgari Artırım Tutarını dikkate alacaktır.

Artırılan matrahlar, %20 oranında vergilendirilecek ve üzerinden ayrıca herhangi bir vergi alınmayacaktır. Ancak, gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin, artırımda bulunmak istedikleri yıla ait yıllık beyannamelerini kanuni sürelerinde vermiş, bu vergi türlerinden tahakkuk eden vergilerini süresinde ödemiş ve bu vergi türleri için bu Kanunun 2 nci ve 3 üncü madde hükümlerinden yararlanmamış olmaları şartıyla bu fıkra hükmüne göre artırılan matrahları %15 oranında vergilendirilecektir. İstisna, indirim ve mahsuplar nedeniyle bu beyannameler üzerinden ödenmesi gereken verginin bulunmaması hâlinde de bu hüküm uygulanacaktır.

Artırılan matrahlar üzerinden ödenecek vergiler KKEG niteliğindedir.

2- Gelir Vergisi Matrah Artırımı

Gelir vergisi matrah artırımına ilişkin özet tabloya aşağıda yer verilmiştir.

Matrah Artırımı ve Vergi Oranları ile Asgari Artırım Tutarı

 

Yıl

Matrah artırım oranları

Asgari artırım tutarı (TL)

Vergi oranı

İndirimli Oran

İşletme hesabı

Bilanço esası ve serbest meslek kazancı

2013

35%

12.279

18.095

20%

15%

2014

30%

12.783

19.155

20%

15%

2015

25%

13.558

20.344

20%

15%

2016

20%

14.424

21.636

20%

15%

3- Katma Değer Vergisi Matrah Artırımı

Katma değer vergisi mükelleflerinin her bir vergilendirme dönemine ilişkin olarak verdikleri beyannamelerindeki hesaplanan katma değer vergisinin yıllık toplamı üzerinden aşağıda belirtilen oranlarda katma değer vergisini artırmaları halinde ilgili dönemlere ilişkin katma değer vergisi incelemesi ve tarhiyatı yapılmayacaktır.

Katma Değer Vergisi Artırımı

Yıl

Oran

2013

3,50%

2014

3,00%

2015

2,50%

2016

2,00%

2017

1,50%

  • KDV artırımı bir tam yıl için yapılacaktır.
  • Kıst dönemde faaliyette bulunan mükellefler kıst dönem için yararlanacaklardır.
  • Artırımda bulunulacak yılda KDV beyannamelerinin tamamı verilmemişse verilen beyannameler esas alınarak artırımda bulunulacaktır.
  • Bir yıllık sürede 3 veya daha fazla beyanname veren mükelleflerin bu beyanlarında yer alan tutarlar tam yıla iblağ edilecektir.
  • Bir yıllık sürede 3 dönemden daha az sayıda beyanda bulunulmuş ise mükelleflerin KDV artırımından yararlanabilmesi için gelir/kurumlar vergisi matrah artırımında bulunması şarttır. Bu durumda beyan edilen tutar üzerinden % 18 oranında vergi ödenecektir.
  • Katma değer vergisi artırımında bulunulan yıllar için, prensip olarak, vergi incelemesi ve tarhiyatı yapılmayacak.
  • İade talebi olanlar bakımından inceleme hakkı saklı olacak.
  • Sonraki dönemlere devreden vergiler bakımından da inceleme yapılabilecek. Ancak, bu inceleme sonunda artırım talebinde bulunulan yıllara ilişkin olarak tarhiyat yapılamayacak.
  • 2 numaralı katma değer vergisi beyannamesi (Sorumlu sifatiyla beyan edilen katma değer vergisi) ile beyan edilmesi gereken vergiler bakımından vergi artırımından yararlanılamayacak.
  • 1 No.lu KDV Beyannamelerinde, hesaplanan KDV bulunmayan veya hesaplanan KDV beyanları sadece tecil-terkin uygulaması kapsamındaki teslimlerde;

İlgili takvim yılı içindeki işlemlerinin tamamı, istisnalar kapsamındaki teslim ve hizmetlerden oluşan veya diğer nedenlerle hesaplanan KDV beyanı bulunmayan mükellefler ile tecil-terkin uygulaması kapsamındaki teslimlerden oluşan mükellefler ilgili yıl için gelir veya kurumlar vergisi matrah artırımında bulunmuş olmaları şartıyla KDV artırımından faydalanabileceklerdir.

3- Ücret stopajında artırım

Ücretli olarak çalışanlardan vergi tevkifatı yapmaya mecbur olanların beyan ettikleri ücret ödemelerine ilişkin tutarların yıllık toplamı üzerinden aşağıda belirtilen oranlarda gelir (stopaj) vergisini artırmaları halinde, ilgili dönemlere ilişkin gelir (stopaj) vergisi incelemesi ve tarhiyatı yapılmayacaktır.

Gelir (stopaj) vergisi artırım oranı

Yıl

Vergi artırım oranı

2013

6,00%

2014

5,00%

2015

4,00%

2016

3,00%

2017

2,00%

İlgili yıllarda muhtasar beyanname vermemiş mükellefler için bu maddede asgari işçi sayıları ve bu işçilere ilişkin asgari ücret tutarları belirtilerek düzenleme yapılacaktır.

4) Serbest meslek ve kira stopajında artırım

Muhtasar beyannamelerinde yer alan söz konusu ödemelerine ilişkin gayrisafi tutarların yıllık toplamı üzerinden; aşağıda belirtilen oranlarda gelir (stopaj) vergisini artırmaları halinde, ilgili dönemlere ilişkin gelir (stopaj) vergisi incelemesi ve tarhiyatı yapılmayacaktır.

İlgili yıl içinde verilen muhtasar beyannamelerde beyan edilen tutarlar bir yıla iblağ edilmeyecektir.

Gelir (stopaj) vergisi artırım oranı

Yıl

Vergi artırım oranı

2013

6,00%

2014

5,00%

2015

4,00%

2016

3,00%

2017

2,00%

F- İŞLETME KAYITLARININ DÜZELTİLMESİ

Tasarıda, işletme kayıtlarının düzeltilmesi ile ilgili düzenlemelerine yer verilmektedir.

Buna göre;

  • İşletmede mevcut olduğu halde kayıtlarda yer almayan emtia, makine, teçhizat ve demirbaşlar,
  • Kayıtlarda yer aldığı halde işletmede bulunmayan mallar,
  • Kayıtlarda yer aldığı halde işletmede bulunmayan kasa mevcudu ve ortaklardan alacaklar
  • bu kapsamda fiili duruma uygun hale getirilebilecektir.
  1. 1. İşletmede Bulunduğu Halde Kayıtlarda Yer Almayan Mallara İlişkin Özet Tablo

Türü

Kayda alınacak değer

Sorumlu sıfatıyla ödenecek KDV

KDV indirimi

Emtia

Rayiç Bedel

Genel orana tabi ise % 10

Yapılır

İndirimli orana tabi ise yarısı

Makine

Rayiç Bedel

Genel orana tabi ise % 10

Yapılmaz

Teçhizat

İndirimli orana tabi ise yarısı

Demirbaş

2) Kayıtlarda Yer Aldığı Halde İşletmede Mevcut Olmayan Emtiaya İlişkin Özet Tablo

Türü

Kayda alınacak değer

Sorumlu sıfatıyla ödenecek KDV

KDV indirimi

Emtia

Maliyet + Kar

Emtianın tabi olduğu KDV oranı

Her türlü vergisel yükümlülük yerine getirilir.

3) Kayıtlarda Yer Aldığı Halde İşletmede Mevcut Olmayan Kasa Mevcudu ve Ortaklardan Alacakların Beyanı

Türü

Kayda alınacak değer

Ödenecek vergi

KDV indirimi

Kasa veya Net Ortaklar Cari Hesabı

Düzeltme

3%

-

  1. G) ÖDEME PLANI

1) İlk taksit ödeme süresi içerisinde tamamen ödenmesi

Bu Kanun hükümlerine göre hesaplanan tutarın;

  • İlk taksit ödeme süresi içerisinde tamamen ödenmesi hâlinde, katsayı uygulanmayacaktır.
  • İlk taksit ödeme süresi içerisinde tamamen ödenmesi hâlinde, fer’i alacaklar yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarı (bu Kanunun 4 üncü maddesine göre fer’i alacaklar yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutar ile birlikte hesaplanan gecikme faizi dâhil) üzerinden ayrıca %50 indirim yapılacaktır.

2) Taksitle ödeme yapılması

Taksitle yapılacak ödemelerinde ilgili maddelere göre belirlenen tutar;

1) 6 eşit taksit için (1,045),

2) 9 eşit taksit için (1,083),

3) 12 eşit taksit için (1,105),

4) 18 eşit taksit için (1,15),

katsayısı ile çarpılacak ve bulunan tutar taksit sayısına bölünmek suretiyle ikişer aylık dönemler hâlinde ödenecek taksit tutarı hesaplanacaktır. Bu Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunan borçlulara tercih ettikleri taksit süresine uygun ödeme planı verilecektir. Ancak, tercih edilen süreden daha kısa sürede ödeme yapılması hâlinde ödenecek tutar ilgili katsayıya göre düzeltilecektir.

  1. H) İMAR BARIŞI

Tasarı ile mali yükümlülükleri yerine getirilmeden yapılmış kaçak yapıların, yapılan düzenleme ile Yapı Kayıt Belgesi altında kayıt altına alınması (imar barışı )öngörülmektedir.

Buna göre, afet risklerine hazırlık kapsamında ruhsatsız, ruhsat ve eklerine aykırı veya imar mevzuatına aykırı yapıların kayıt altına alınması ile dönüşüm projelerine fınans sağlanarak dönüşüm daha hızlı ve etkin yapılması amacıyla;

  • 31/12/2017 tarihinden önce yapılmış yapıların, yapı sahiplerinin müracaatları üzerine ve beyanına göre hazırlanacak Yapı Kayıt Sistemine işlenmesi,
  • Bu yapılara su, elektrik ve doğalgaz bağlanabilmesi, yargı ve belediyelerdeki iş yükünün azaltılabilmesi için alınmış yıkım kararlarından ve tahsil edilmeyen para cezalarından vazgeçilmesi,
  • Maliklerin yarısının muvafakatinin bulunması halinde yapı kullanma izin belgesi aranmaksızın cins değişikliği ve kat mülkiyeti tesis edilebilmesi,
  • Yapı Kayıt Belgesinden elde edilecek gelir, genel bütçeye gelir kaydedilecektir. Bu gelirler, şehirlerin yeniden inşaa ve imarında kullandırılması

yönünde düzenleme yapılması öngörülmektedir. http://www.verginet.net

Söz konusu Kanun Tasarısına aşağıdaki bağlantı yoluyla ulaşabilirsiniz.

Kanun Tasarısı

Hakkımızda

 ö z d o ğ r u l a r, 18.08.1988 tarihinde kurularak, Mali Müşavirlik faaliyetine başlamıştır. 

Sektöründe en iyi olma duygusu ile personeline "Kalite" bilincini yerleştirmeyi, Kalite Yönetim Sistemini sürekli iyileştirmeyi, müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı, amaç edinerek, 2003 Yılında, alanında Türkiye' de ilk olarak ISO 9001: 2000 Belgesi almıştır.

 

Mali Takvim

Öne Çıkanlar

  • 1 TL için 532.000 TL Fazla Vergi Ödeme Riski Sosyal içerik üreticilerinden ile Appstore, Google Play üzerinden gelir elde…
  • BORSAYA AÇILAN ŞİRKETLER AÇISINDAN EMİSYON PRİMLİ PAYLARA YÖNELİK ÖRNEK UYGULAMA EMİSYON PRİMİ TİCARİ KARA DÂHİL DEĞİLDİR. ÖZKAYNAKLAR ARASINDA 520 PAY…
Top