Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı ile Anlaşma Usulünde yapılan değişiklikler, mükelleflere anlaşma sürecinde öngörülen başvuru ve yenileme harçlarının kaldırılması, zaman aşımına uğramamış geçmiş yıllara dönük anlaşma yapılabilmesi, sürecin sonuçlandırılması için belirli bir zaman sınırı getirilmesi gibi birtakım ilave teşvikleri kapsayacak şekilde geçtiğimiz yıl yayımlandı.
Peşin Fiyatlandırma Anlaşmalarından Yeterince Faydalanıyor muyuz?
- May 04, 2018
- Be the first to comment!
Transfer fiyatlandırması kapsamında ilişkili işlem hacminin yanı sıra karmaşık yapıda tedarik zincirlerinin ve işlem türlerinin artması ile vergi idarelerinin ilişkili işlemlere olan ilgisi de aynı oranda artıyor, ancak bunun etkileri Peşin Fiyatlandırma Anlaşmalarına (“PFA”) henüz yansımış değil.
Kısaca PFA Nedir?
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun “Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı” başlıklı 13’üncü maddesinin beşinci fıkrasında düzenlenen PFA, mükelleflerin vergi idareleri ile transfer fiyatlandırmasına konu işlemleri kapsamında ortaya çıkabilecek olası vergi uyuşmazlıklarının önüne geçmeyi amaçlamaktadır. Bu anlaşmalar, mükelleflerin (yurt dışı ile veya serbest bölge ile olan) ilişkili mal veya hizmet alım veya satımlarında uygulayacakları fiyat veya bedelin tespitine ilişkin yöntemlerinin Maliye Bakanlığı ile anlaşarak belirlenmesi, bir başka deyişle bu kapsamda önceden uzlaşma sağlamaları anlamına geliyor. Tek taraflı, iki taraflı veya çok taraflı olarak gerçekleştirilebilecek anlaşmaların süreci ön görüşme veya doğrudan başvuru ile başlıyor.
İstatistikler Bize Ne Söylüyor?
2008 yılından itibaren Türkiye’de geçerli olan PFA sayısı, 2017 yılı Ekim ayında imzalanan anlaşma ile birlikte 12’ye ulaştı. Bu sayı, Amerika için 2017 sonunda 1.713, Hindistan için ise Mayıs 2017 itibariyle 152 olmuştur. Amerika’da 2017 yılı sonuna kadar yapılan toplam PFA başvuru sayısı 2.346, Hindistan için ise 815 olmuştur. Amerika’da çift taraflı PFA, Hindistan’da ise tek taraflı PFA çoğunluktadır.
Sektör bazında bakıldığında, üretim başta olmak üzere perakende, toptan satış ve hizmet, bilgi teknolojileri, bankacılık/finans ve endüstriyel üretim PFA sayılarının çoğunlukla mevcut olduğu sektörlerdir.
Görüldüğü gibi, Türkiye’den birçok şirketin içinde bulunduğu bu sektörlerde PFA dünyada yaygın olarak kullanılıyor.
Avrupa’da ise PFA uygulamalarında Belçika ve Lüksemburg başta olmak üzere, İngiltere, İtalya, Macaristan, Fransa, İspanya ve Almanya ön planda olan ülkelerdir. 2016 yılı sonunda yürürlükte olan PFA sayısı Belçika için 1.105, Lüksemburg için 599, İngiltere için 101, İtalya için 78, Macaristan için 63, İspanya için 53, Fransa için 51, Almanya için 45 olarak gerçekleşmiştir.
Neden Daha Çok PFA Yapamıyoruz?
Görüldüğü üzere, günümüz itibariyle Türkiye, dünyada giderek yaygınlaşan PFA kavramını nitekim daha yavaş takip ediyor. Türkiye’de PFA’nın daha az tercih ediliyor olmasının başlıca sebeplerine bakıldığında, mükelleflere emsal olabilecek daha önce imzalanan fazla PFA olmaması dolayısıyla Türk mükelleflerin ticarî anlamda şüpheci yaklaşımı, başvuru sürecinin göreceli olarak uzun olması, idare ile anlaşmaya varılamaması durumunda incelemeye tâbi olma ihtimali ön plana çıkıyor.
İdare, PFA sürecinde mükelleflerin başvurularının olumsuz sonuçlanması veya başvurunun geri çekilmesi hâlinde mükellefin doğrudan vergi incelemesine girmeyeceğini ilgili tebliğde belirtmiştir.
Buradan belirli bir işlem için PFA’sı bulunan mükellefin ilgili işlem kapsamında incelemeye girmeyeceği anlamı da çıkarılmamalıdır. PFA’da belirlenen yöntem eleştiri konusu yapılmayacaktır fakat bu yöntemin nasıl uygulandığı eleştiri konusu yapılabilir.
Gelir İdaresi, mükelleflerin PFA kapsamında etkinliğine katkıda bulunmak adına çeşitli teşvikler getirmiştir. Bunlar arasında, başvuru ve yenileme harçlarının kaldırılması, başvuru süresinin sınırlandırılması ve anlaşma süresinin 3 yıldan 5 yıla kadar uzatılabilmesi, zaman aşımına uğramamış geçmiş dönemlere de PFA uygulanabilmesi sayılabilir. Tabii ki geçmiş döneme yönelik anlaşmaların yalnızca idare lehine düzeltmeleri kapsayacağını söylememize gerek yok. PFA’ya konu ilişkili işlemlerle sınırlı olmak üzere yıllık transfer fiyatlandırması raporunun hazırlanmasına da gerek olmayacak. PFA’ların sonuçlandırılması için getirilen zaman sınırlaması ile etkin ve hızlı bir şekilde sürecin tamamlanması ve belirsizliklerin azalması hedefleniyor. Küresel olarak da genellikle 5 yıl olan PFA süresi Türkiye için de dikkate alınmış, mükerrer başvurular ile gelecek iş yükü ve maliyetin azaltılması hedeflenmiştir.
Ayrıca, PFA’ların imza tarihinden itibaren yürürlüğe girmesine bir alternatif olarak takip eden hesap döneminden itibaren başlaması da mümkün olacaktır. Bu da fiiliyatta mükelleflere anlaşılan modelin uygulanabilmesi için gerekli operasyonel ve muhasebesel önlemlerin alınması için vakit kazandırmış olacak.
Sorumlu Vergicilik Bakışıyla…
Türkiye’de faaliyet gösteren çok uluslu işletmeler gün geçtikçe transfer fiyatlandırması politikaları konusunda daha çok bilinçleniyor. Emsal teşkil edecek PFA’lar çoğaldıkça, bilhassa BEPS sonrası modelleriyle ilgili olarak mükelleflerin idare(ler) ile anlaşma usulünü dikkate alacağını düşünüyoruz. Aylin Obalı & Berk Çakarer https://www.kpmgvergi.com
Leave a comment
Make sure you enter all the required information, indicated by an asterisk (*). HTML code is not allowed.