Mehmet Özdoğru

Mehmet Özdoğru

Email: This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

Devlet işini kaybeden çalışanlara, zor durumda olan işverenlere, ücreti ödenmeyen çalışanlara ve doğum yapan kadınlara destek sağlıyor. Bu kapsamda işsizlik parası, ücret ödenmesi, kısa çalışma ödeneği ve yarım çalışma ödeneği adı altında ödemeler yapıyor. Bu ödemelerle  işsizliğin ekonomik ve sosyal etkilerinin asgari düzeye indirilmesi amaçlanıyor. Devletin bu kapsamda yapmış olduğu ödemelerin miktarı oldukça yüksek. Çalışma Ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Jülide Sarıeroğlu’nun Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan Ve Bütçe Komisyonundaki açıklamalarına göre  sadece işsizlik sigortası fonundan işsizlere 2002 yılından 2017 yılı Ekim ayı sonuna kadar 17, 8 milyar lira ödeme yapılmıştır. Devletin yapmış olduğu ödemelerin çeşitlerini ve miktarlarını açıklayalım. 

İşsizlik parası 

İşsizlik parası, işsiz kalan çalışanların belirli bir süre hayatlarını sürdürmelerini sağlayan önemli bir gelir kaynağıdır. İşsizlik parasına hak kazanabilmek için belirli şartları sağlamak gerekiyor. Buna göre iş sözleşmesinin sona ermesinden önceki son 120 gün prim ödeyerek sürekli çalışmış olanlardan, son üç yıl içinde; 

- 600 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası primi ödemiş olan sigortalı işsizlere 180 gün, 

- 900 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası primi ödemiş olan sigortalı işsizlere 240 gün, 

- 1080 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası primi ödemiş olan sigortalı işsizlere 300 gün, 

Süre ile işsizlik ödeneği ödeniyor. 

İşsizlik ödeneği için 2002 yılı mart ayından 2017 yılı Ekim ayı sonuna kadar yaklaşık 8 milyon 962 bin kişi başvurmuş, bunlardan  5 milyon 706 bin kişiye 17,8 milyar lira ödeme yapılmıştır. 

Kısa çalışma ödeneği 

işyerinde çalışanların işten çıkmasını önlemek ve işyerinin devamlılığını sağlamak için işçilere ödenmek üzere işverenlere para yardımı yapılıyor. Bu yardıma kısa çalışma ödeneği deniliyor. Kısa çalışma ekonomik ve zorlayıcı sebeplerle işyerindeki haftalık çalışma sürelerinin geçici olarak en az üçte bir oranında azaltılması veya süreklilik koşulu aranmaksızın işyerinde faaliyetin tamamen veya kısmen en az dört hafta süreyle durdurulması hallerinde, işyerinde üç ayı aşmamak üzere sigortalılara çalışamadıkları dönem için gelir desteği sağlayan bir uygulamadır.  Kısa Çalışma Ödeneği uygulamanın başladığı 2005 yılından itibaren 2017 yılı Ekim  ayı sonuna kadar 228 bin 405 kişiye yaklaşık 212 milyon lira kısa çalışma ödeneği ödenmiştir. 

İşçilere ücret ödemesi 

İşçinin, iş ilişkisinden kaynaklanan ve işverenin konkordato ilan etmesi, işveren için aciz vesikası alınması, iflası veya iflasın ertelenmesi nedenleri ile ödeme güçlüğüne düşmesinden önceki ödenmeyen en fazla üç aylık temel ücrete ilişkin alacakları Türkiye İş Kurumunca  Ücret Garanti Fonu'ndan ödeniyor. Ücret Garanti Fonu kapsamında, uygulamanın başladığı 2005 yılından  2017 yılı Ekim  ayı sonuna kadar 68 bin 543 kişiye yaklaşık 159 milyon lira ödeme yapılmıştır. 

Yarım çalışma ödeneği 

4447 sayılı Kanuna göre işçiye, haftalık çalışma süresinin yarısı kadar verilen ücretsiz izin süresince doğum ve evlat edinme sonrası yarım çalışma ödeneği ödenir. Yarım çalışma ödeneğinin amacı kadınların çalışma hayatından kopmasını önlemektir.  Doğumdan önce 8 hafta ve doğumdan sonra 8 hafta olmak üzere toplam 16 haftalık(çoğul gebelikte 18 haftalık) sürenin bitiminden itibaren  kadın işçilere istekleri halinde; 

- Birinci doğumda 60 gün, 

- İkinci doğumda 120 gün, 

- Sonraki doğumlarda ise 180 gün, 

- Çocuğu engelli doğan anneye bir yıl, 

Yarım çalışma ödeneği ödenecek.Yarım ücretin günlük tutarı asgari ücret kadar (59,25 TL)  oluyor. 

2016 yılı nisan ayından 2017 yılı Ekim ayı sonuna kadar 10 bin 997 kişi yarım çalışma ödeneğine başvurmuş, 10 bin 371 kişiye 17,5 milyon lira ödeme yapılmıştır. Arif Temir

http://www.gunes.com/yazarlar/arif--temir/herkese-yardim-var-833298

Serbest meslek erbabı, işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler ile basit usule tabi olan mükelleflerin kayıtlarının elektronik ortamda tutulması, söz konusu mükelleflerden defter tutmak zorunda olanların defterlerinin bu kayıtlardan hareketle elektronik ortamda oluşturulması ve saklanması, vergi beyannamesi, bildirim ve dilekçelerin elektronik ortamda verilebilmesi ile elektronik ortamda belge düzenlenebilmesi amacıyla geliştirilen Defter-Beyan Sistemine yönelik olarak Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğ taslağı hazırlanmıştır.

Söz konusu Tebliğ Taslağı için tıklayınız.

Tebliğ Taslağı eki için tıklayınız.

Açıklayıcı bilgi notuna ulaşmak için tıklayınız.

24 Kasım 2017 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 30250 

Maliye Bakanlığından:

BİRİNCİ BÖLÜM

Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Amaç ve kapsam

MADDE 1 – (1) Bu Tebliğin amacı; Hazine taşınmazlarının tıbbi ve aromatik bitkiler ile süs bitkileri yetiştirmek amacıyla kiraya verilmesine ilişkin usul ve esasları belirlemektir.

Dayanak

MADDE 2 – (1) Bu Tebliğ; 19/6/2007 tarihli ve 26557 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Hazine Taşınmalarının İdaresi Hakkında Yönetmeliğin 72/A maddesine dayanılarak hazırlanmıştır.

Tanımlar

MADDE 3 – (1) Bu Tebliğde geçen;

a) Bakanlık: Maliye Bakanlığını (Millî Emlak Genel Müdürlüğü),

b) Hak sahibi: Tıbbi ve aromatik bitkiler ile süs bitkilerini yetiştirmek amacıyla Hazine taşınmazı kiraya verilmesi uygun görülen gerçek veya tüzel kişileri,

c) Hazine taşınmazı: Hazinenin özel mülkiyetindeki taşınmazlar ile Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerleri,

ç) İdare: İllerde defterdarlığı (millî emlak dairesi başkanlığı veya millî emlak müdürlüğü) ve ilçelerde millî emlak müdürlüğünü yoksa malmüdürlüğünü,

d) Kanun: 8/9/1983 tarihli ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanununu,

e) Kira sözleşmesi: Üzerinde tıbbi ve aromatik bitkiler ile süs bitkileri yetiştirmek amacıyla Hazine taşınmazlarının kullanılmasını veya kullanmayla birlikte ondan yararlanılmasını kiracıya bırakmayı, kiracının da buna karşılık belirlenen sözleşmede belirtilen yükümlülüklerini yerine getirmeyi üstlendiği sözleşmeyi,

f) Kontrol ekibi: Bu Tebliğ kapsamında inceleme, tespit veya yıllık kontrolleri gerçekleştirmek üzere, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı il veya ilçe müdürlüklerinden en az iki teknik personel ile İdareden en az bir personelin katılımı ile oluşturulan ekibi,

g) Kullanım bedeli: İki kira sözleşmesi arasında, aynı kiracının kullanımına ilişkin tahsil edilecek bedeli,

ğ) Süs bitkileri:  Doku kültürü de dâhil olmak üzere farklı yöntemler kullanılarak estetik, fonksiyonel ve ekonomik amaçlarla üretilen, çoğaltılan  veya büyütülen iç mekan süs bitkileri, dış mekan süs bitkileri, soğanlı yumrulu süs bitkileri veya kesme çiçek üretimine yönelik bitki türlerini,

h) Tarım İdaresi: Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı il veya ilçe müdürlüklerini,

ı) Tıbbi ve aromatik bitkiler: Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca belirlenen baharat, ilaç, kozmetik, gıda katkıları, boya, aroma verici vb. amaçla kullanılmak üzere yetiştiriciliği yapılan ve bu Tebliğ ekinde (Ek-1) belirtilen bitki türlerini,

i) Yönetmelik: Hazine Taşınmazlarının İdaresi Hakkında Yönetmeliği,

ifade eder.

İKİNCİ BÖLÜM

Kiraya Verme İşlemleri

Genel esaslar

MADDE 4 – (1) Hazine taşınmazları, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca belirlenen ve bu Tebliğ ekinde (Ek-1) yer alan tıbbi ve aromatik bitkiler ile süs bitkilerinin üretimi yapılmak üzere hak sahiplerine kiraya verilebilir. İhtiyaç halinde Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının görüşleri doğrultusunda tıbbi ve aromatik bitkiler grubu içerisinde yer alan bitki türlerinde değişikliğe gidilebilir.

(2) Tarım İdaresince uygun görülmeyen süs bitkileri ile bu Tebliğ ekinde (Ek-1) yer almayan tıbbi ve aromatik bitkiler için yapılan kiralama talepleri bu Tebliğ kapsamında değerlendirmeye alınmaz.

(3) Hazine taşınmazları, çok yıllık bitkiler için on yıla, tek yıllık bitkiler için ise beş yıla kadar kiraya verilebilir. Kira süresi sonunda kiracının talep etmesi halinde, kontrol ekibinin uygunluk raporu ile yeniden bedel belirlenmek suretiyle taşınmaz, yükümlülüklerini yerine getiren eski kiracısına yeniden kiraya verilebilir.

(4) İlk yıl tahmini kira bedeli; taşınmazın rayiç bedelinin binde biridir.

(5) Hak sahibi olarak belirlenenlere, aynı ilçe sınırları içerisinde, tıbbi ve aromatik bitkiler için en fazla 1.000.000 m2’ye kadar, süs bitkileri için en fazla 2.000.000 m²’ye kadar, Hazine taşınmazı kiraya verilebilir.

Kiraya verilemeyecek taşınmazlar

MADDE 5 – (1) Hazine taşınmazlarından;

a) Kamu hizmetlerine tahsisli olup tahsis amacında kullanılan taşınmazlar,

b) 4/4/1990 tarihli ve 3621 sayılı Kıyı Kanunu kapsamında kalan yerler,

c) 21/7/1983 tarihli ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamında olan ve Kültür ve Turizm Bakanlığınca veya Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca kiraya verilmesi uygun görülmeyenler,

ç) 9/8/1983 tarihli ve 2873 sayılı Milli Parklar Kanunu uyarınca millî park, tabiat parkı, tabiat anıtı ve tabiat koruma alanları içinde kalan ve Orman ve Su İşleri Bakanlığına tahsisi gerekenler,

d) 22/11/1984 tarihli ve 3083 sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanunu kapsamında olan ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca kiraya verilmesi uygun görülmeyenler,

e) 18/12/1981 tarihli ve 2565 sayılı Askerî Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanunu kapsamında olan ve kiraya verilmesi uygun görülmeyenler,

f) 31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanunu kapsamında kalanlar,

g) 3/7/2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye Kanununun 79 uncu maddesinin ikinci fıkrası kapsamında kalanlar,

ğ) Özel çevre koruma bölgelerinde kalan Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşınmazlar,

h) Özel kanunları gereğince hak sahiplerine devri gereken ve devrine yönelik işlemleri devam edenler (6292, 4071, 4072 ve mülga 4070 sayılı Kanunlar gibi),

ı) 25/2/1998 tarihli ve 4342 sayılı Mera Kanunu kapsamındaki alanlar,

i) 12/3/1982 tarihli ve 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanununun 8 inci maddesi uyarınca Bakanlar Kurulu kararı ile ilan edilen kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgeleri ile turizm merkezleri sınırları içerisinde kalan ve Kültür ve Turizm Bakanlığınca kiralanması uygun görülmeyen yerler,

j) 4/6/1985 tarihli ve 3213 sayılı Maden Kanunu kapsamındaki ruhsatlı sahalarda Maden İşleri Genel Müdürlüğü/İl Özel İdaresi/Yatırım İzleme Koordinasyon Başkanlığınca ve ruhsat sahibince muvafakat verilmeyen alanlar,

k) 26/1/1939 tarihli ve 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun kapsamında kalanlar,

l) 10/5/2005 tarihli ve 5346 sayılı Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun, 14/3/2013 tarihli ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu vb. Kanunlar gereğince ön lisans/lisans veya ruhsat verilenler alanlar,

m) 3/6/2007 tarihli ve 5686 sayılı Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular Kanunu kapsamında ruhsatlandırılan yerler,

n) Genel bütçe kapsamındaki kamu İdarelerinin gelecekteki ihtiyaçları için gerekli olduğu anlaşılanlar (rezerv taşınmaz),

o) Teferruğ yolu ile edinilen ve edinme tarihinden itibaren bir yıl geçmemiş olanlar,

ö) Kamulaştırma yolu ile edinilen, amacında kullanılmadığı için boş kalan ve 4/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 23 üncü maddesinde yazılı süresi dolmamış olanlar,

p) Özel kanunlar gereğince, özel amaçlarla tahsisi, kamu kurum ve kuruluşlarına devri veya kullanımlarına verilmesi gerekenler,

üzerinde tıbbi ve aromatik bitkiler ile süs bitkileri yetiştirmek amacıyla kiralama yapılmaz.

Taşınmazların belirlenmesi ve ilan edilmesi

MADDE 6 – (1) Bu Tebliğ kapsamında kiraya verilebilecek Hazine taşınmazları, re’sen veya gerçek/tüzel kişilerin talebi üzerine İdarece belirlenir.

(2) İdarece belirlenen veya gerçek/tüzel kişiler tarafından talep edilen ve kiraya verilmesi uygun görülen taşınmazlar, İdarenin internet sayfasında ve uygun görülen diğer şekillerle 30 gün süreyle ilan edilir.

(3) İlan edilen taşınmazlar ilgili belediye başkanlıkları, ticaret ve sanayi odaları ile ziraat odalarına da bildirilir. İlan edilen bu taşınmazlardan köy ve belde sınırları içerisinde bulunanlar aynı süre içerisinde ilgili köy ve beldede uygun görülen vasıtalarla duyurulur.

(4) İlan edilen taşınmazlara ilişkin bilgiler, ilanın başladığı tarihten itibaren beş gün içerisinde Tarım İdaresine ayrıca gönderilir.

Başvuruların alınması ve değerlendirilmesi

MADDE 7 – (1) İdarece ilan edilen Hazine taşınmazları üzerinde tıbbi ve aromatik bitkiler ile süs bitkileri yetiştirmek isteyen gerçek veya tüzel kişiler, Ek-2’ye uygun olarak doldurdukları başvuru formu ve ekleriyle birlikte, ilan süresi içerisinde İdareye başvurur. Başvuru süresi sona erdikten sonra bilgi ve belge kabul edilmez.

(2) İdarece alınan başvuru formları ve eki belgeler, her bir taşınmaz için oluşturulan dosyalar halinde, teknik uygunluk açısından değerlendirilmek ve hak sahipliği belirlenmek üzere başvuru süresinin bitiminden itibaren en geç üç iş günü içerisinde ilgili Tarım İdaresine gönderilir.

(3) Tarım İdaresi başvuruları aşağıdaki şekilde değerlendirir:

a) İlan edilen Hazine taşınmazı için sadece bir başvurunun olması durumunda, Ek-3’te belirtilen kriterlere göre teknik uygunluk değerlendirmesi yapılarak başvuranın hak sahibi olup olmadığı belirlenir.

b) İlan edilen Hazine taşınmazı için birden fazla başvurunun olması durumunda, Ek-3’te belirtilen kriterlere uygun olan başvurular için Ek-4’de belirtilen kriterlere göre öncelik sıralaması açısından değerlendirme yapılarak hak sahibi belirlenir. Yapılan bu değerlendirmede puanların eşitliği halinde, Ek-4’de yer alan kriterlerden başvuru sahibine ilişkin birinci bölüm puanlaması esas alınır. Bu puanların da eşitliği halinde sırasıyla Ek-4’de yer alan diğer bölümlerin puanı dikkate alınır. Tüm puanlardaki eşitlik halinde kuraya başvurulur ve Ek-5’e uygun bir şekilde başvuru sıralama listesi oluşturulur.

(4) Tarım İdaresi başvuruları en geç 30 gün içerisinde değerlendirerek sonucunu İdareye bildirir.

Kira işlemleri

MADDE 8 – (1) Taşınmaz, hak sahibine Kanunun 51 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca pazarlık usulüyle ihale edilir ve kira sözleşmesi düzenlenir.

(2) İlk yıl kira bedelinin dörtte biri, ihalenin onaylanmasına ilişkin kararın müşteriye tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde peşin olarak, kalanı üçer aylık dönemler hâlinde üç eşit taksitle; müteakip yıllar kira bedelleri ise, üçer aylık dönemler hâlinde dört eşit taksitle ödenir. Ancak, talep edilmesi halinde, peşinatın dışında kalan kira bedelleri, aynı yıl kira dönemi içinde olmak kaydıyla, dönemin son ayında ve tek seferde ödenebilir.

(3) Bir yıldan uzun süreli kira sözleşmelerinde  müteakip yıllar kira bedelleri, Türkiye İstatistik Kurumunca yayımlanan Tarım Ürünleri Üretici Fiyatları Endeksi (Tarım ÜFE – bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde değişim) oranında arttırılır.

(4) Süresi içinde ödenmeyen kira ve kullanım bedelleri ile diğer alacaklara, 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen oranda gecikme faizi uygulanır.

(5) Kiraya verme işlemlerinde, Yönetmelik ekinde yer alan Kira Şartnamesi ve Kira Sözleşmesi düzenlenir. Ancak, düzenlenecek Kira Şartnamesine ve Sözleşmesine bu Tebliğ ekinde yer alan (Ek-6) Özel Şartlar ayrıca eklenir.

(6) Kira sözleşmelerinin notere tasdik ve tescili zorunlu değildir.

(7) Kira süresinin sona ermesi nedeniyle kiracısı tarafından yeniden kiralama talebinde bulunulan taşınmazların, eski kiracısına kiraya verilinceye kadar geçen süre içindeki kullanımı için, yeni sözleşmede öngörülen bedel üzerinden kullanım bedeli tahsil edilir.

(8) Kira sözleşmesi feshedilen veya yeniden kiralama talebinde bulunulmayan taşınmazların tahliyeleri sağlanıncaya kadar geçen süre içindeki kullanımlar nedeniyle ecrimisil tespit ve takdir edilir.

Taşınmazın teslimi

MADDE 9 – (1) Kiraya verilecek taşınmaz, İdarece sözleşme tarihinden itibaren onbeş gün içinde üzerindeki muhdesat ve müştemilat da gösterilmek suretiyle mahallinde tanzim edilecek tutanakla kiracısına teslim edilir.

(2) Teslim tutanağı üç nüsha olarak düzenlenir. Tutanağın bir nüshası kiracıya verilir, bir nüshası Tarım İdaresine gönderilir, diğer nüshası ise dosyasında saklanır.

(3) Kiracı, kiralama amacına uygun olarak en fazla altı ay içerisinde faaliyete başlamak zorundadır.

(4) Teslim edilen taşınmazın üzerinde kiracı tarafından kiralama amacına, başvuruda belirtilen şartlara ve bu Tebliğ hükümlerine uygun olarak faaliyette bulunulması esastır.

Münavebe ve ara tarım

MADDE 10 – (1) Kiralama süresince yetiştirilecek bitkilerin, başvuruda belirtilen tıbbi ve aromatik bitkiler veya süs bitkileri grubunda yer alması gerekmektedir.

(2) Kiracı tarafından talep edilmesi ve bu talebin Tarım İdaresince uygun görülmesi halinde;

a) Münavebe ihtiyacı nedeniyle, kiralama süresince başvuruda belirtilen aynı grup içerisinde yer alan farklı bitkilerin yetiştiriciliği yapılabilir.

b) Üretim planlaması ya da zirai karantina gereğince teknik bir zorunluluk olması durumunda Hazine taşınmazının bir kısmı nadasa bırakılabilir.

c) Ayrı bir sözleşme düzenlenmeksizin ve bedel alınmaksızın sadece yeşil gübreleme yapmak amacı ile kullanılan bitkilerle ara tarım yapılabilir.

Denetim ve geçici yapılaşma

MADDE 11 – (1) Bu Tebliğ kapsamında yürütülen faaliyetlere ilişkin kontrol ekibi tarafından, başvuru şartlarına ve kira sözleşmesine uygun faaliyette bulunup bulunulmadığı yıllık olarak denetlenir.

(2) Kontrol ekibi tarafından gerçekleştirilen inceleme, tespit veya yıllık kontroller rapora bağlanır. Bu raporda, başvuruda belirtilen faaliyetlere, kira sözleşmesinde belirtilen şartlara veya bu Tebliğ hükümlerine aykırılığın olup olmadığı ile bu aykırılıkların doksan günü geçmemek üzere verilecek süre ile giderilip giderilemeyeceği belirtilir. İdarece, kontrol ekibi raporunda belirtilen sürede aykırılıkların giderilmesi gerektiği kiracıya bildirilir. Verilen süre içerisinde, aykırılıkların kiracı tarafından giderilmemesi halinde, 13 üncü maddenin ikinci fıkrasına göre İdarece işlem tesis edilir.

(3) Tıbbi ve aromatik bitkiler ile süs bitkileri yetiştirilmesi amacıyla kiraya verilen taşınmazlar kiralama amacı dışında kullanılamaz, üzerlerinde hiçbir şekilde sabit yapı ve tesis inşa edilemez. Ancak kiracı tarafından talep edilmesi halinde üretim için zorunlu olan, kiralama amacına matuf takılıp sökülebilir malzemelerle geçici nitelikte tesis, depo vb. yapılar, kontrol ekibinin uygun görüşü ve İdarenin izni ile yapılabilir. Bu şekilde izin verilen yapılar, sözleşme bitiminde kiracı tarafından kaldırılır ve tahliye edilir.

(4) Tarım İdaresi ve İdarece uygun görülen zamanlarda da ayrıca denetim yapılabilir.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Sözleşmenin Devri, Fesih ve Tahliye

Sözleşmenin devri ve ortak alınması

MADDE 12 – (1) Kira sözleşmeleri devredilemez ve bu sözleşmelere ortak alınamaz. Ancak, tarımsal amaçlı üretici örgütleri, kooperatif veya birliklerin üye ve ortaklarında değişiklik olabilir.

Fesih ve tahliye

MADDE 13 – (1) Kiraya verilen taşınmaza, kira sözleşmesinin sona ermesinden önce kamu kurum ve kuruluşları tarafından kamu hizmetlerinin yürütülebilmesi için zorunlu olarak ihtiyaç duyulması veya taşınmazın özel kanunlar gereğince değerlendirilmesinin talep edilmesi halinde, sözleşme tazminat alınmaksızın İdarece tek taraflı olarak feshedilir. Kiracı yapılacak tebligatı takip eden üç ay içerisinde taşınmazı tahliye etmekle yükümlüdür.

(2) 11 inci madde kapsamında kontrol ekibi tarafından yapılan denetim sonucunda faaliyetin uygun yürütülmemesi ve kontrol ekibince verilen süre içerisinde aykırılıkların giderilmemesi hallerinde, sözleşme feshedilir ve taşınmazın tahliyesi sağlanır.

(3) Kiracısı tarafından yeniden kiralanması talep edilmeyen taşınmazlar kira süresinin bitiminde herhangi bir tebligata gerek kalmadan derhâl tahliye edilir. Yeniden kiralanması talep edilen ancak kiraya verilmesi uygun görülmeyen veya sözleşmesi feshedilen taşınmazlar yapılacak tebligatı takip eden onbeş gün içerisinde tahliye edilir.

(4) Kiracı tarafından rızaen tahliye edilmemesi hâlinde taşınmaz, Kanunun 75 inci maddesi ile Yönetmelik hükümlerine göre tahliye edilir. Bu Tebliğ kapsamında düzenlenen sözleşmelerin feshi halinde İdareden tazminat talep edilmez.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

Son Hükümler

Hüküm bulunmayan haller

MADDE 14 – (1) Bu Tebliğde hüküm bulunmayan hallerde Kanun ve Yönetmelik hükümleri uygulanır.

Yürürlük

MADDE 15 – (1) Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE 16 – (1) Bu Tebliğ hükümlerini Maliye Bakanı yürütür.

Ekleri için tıklayınız

Bilindiği gibi, defterdarlık milli  emlak  dairesi başkanlıkları tarafından Hazine arazilerinin izinsiz kullanımı nedeniyle  fuzuli şagilden  alınan  geçmişe yönelik  bedeller  hakkında  ilgililere  ecrimisil  ihbarnamesi düzenlenerek  tebliğ  edilmektedir.   Bu  ihbarnamelere karşı  işgalcilerin   kullanabilecekleri yasal haklar bellidir.  Buna göre,

1) İhbarnamede belirtilen ecrimisil tutarı ayrıntılı olarak  yer almaktadır.  Bu  tutarın  tebliğ tarihinden  itibaren  60 gün içerisinde ilgili muhasebe birimine ödenmesi gerekir.

2) Ecrimisil işleminde idare tarafından  herhangi bir hata yapılması halinde bu hatalar  her safhada düzeltilebilir.   Düzeltilmiş yeni ihbarname ilgililere tebliğ   

3) Ecrimisil işlemine karşı ihbarnamenin  tebliğ tarihinden  itibaren  30 gün içerisinde ilgili idareye düzeltme dilekçesi ile başvuru  yapılır.

4) Düzeltme istemleri en geç 30 gün içerisinde bu konuda oluşturulan  komisyonlarca karara bağlanır.  Sonuç yine  15 gün içerisinde  ilgililere tebliğ  edilerek  ecrimisil  düzeltme ihbarnamesi  ile yeniden  tebliğ    (Bkz. 2880 sayılı devlet ihale kanunun 75.md ve 19/6/2007 gün ve 26557 sayılı  RG’de yayınlanan   hazine taşınmazlarının  idaresi hakkında  yönetmelik 85.md ve ayrıca  17/3/2006 gün ve 1 sayılı   kom. Kararı)

5) Ödeme yapılacaksa ecrimisil ihbarnamesinin muhatabına tebliğ tarihinden  itibaren  60 gün içerisinde  ecrimisil  bedelinin  peşin ödenmesi durumunda  tebliğ  edilen ecrimisil  bedeli üzerinden  %15  iskonto yapılır.

6) 30 gün içerisinde ecrimisil işlemine karşı düzeltme talebinde bulunmak suretiyle itiraz edilmemesi  veya itiraz edilmesine karşın aynı  müddet  içerisinde bu  itirazdan  koşulsuz cayılması durumunda (dava açılmamak  kaydıyla veya   açılan davadan cayılması halinde)  tebliğ edilen ecrimisil  bedeli üzerinden  %20 indirim yapılır.  Bu durumda peşin yapılan ödemelerde toplam  %35 indirim yapılır.  Taksitli yapılan ödemelerde ise sadece %20 indirim uygulanır.

7) Borçlunun ödeme güçlüğüne düşmesi halinde ecrimisil en az  %25’i peşin, kalan kısmı  ise idarece uygun görülecek taksitler halinde  en çok 3 yıl içinde ödenebilir.  Alacağın  kalan kısmına yasal faiz uygulanır.

8) Ecrimisil ihbarnamesine karşı düzeltme talebinde bulunulmuş  ise ecrimisil  düzeltme ihbarnamesinin ilgilisine tebliğ tarihinden  itibaren  60  gün içerisinde  ödenmeyen ecrimisil  düzeltme talebinde bulunulmamış ise %20  indirim  yapılmak  suretiyle milli emlak  servislerince, dava açma süreleri  geçtikten  sonra ise, 6183  AATUHK göre takip  ve tahsil  edilmek  kaydıyla ilgili  vergi dairesine dosya havale edilir.

9) Ecrimisile karşı açılan davalarda tahsilat durmaz. Devam eder.  Yürütme durdurma talebi  varsa  mahkemenin öncelikle bu konuda karar  vermesi   

10) İşgalcinin tasarruf ettiği taşınmazdan  tahliyesinin  herhangi  bir nedenle sağlanamamış olması, aynı taşınmazdan  ikinci  ve müteakip  defa  ecrimisil istenilmesine  mani değildir.   Ecrimisilin   tahsil  edilmesi  taşınmazdaki  kullanımın  devamı hakkını    Ve müktesep hak sağlamaz. Ecrimisil  ödemeleri  ilgili  bankalara  veya defterdarlık muhasebe müdürlüklerine veya herhangi bir mal  sandığına yatırılabilir.

11) Ecrimisile karşı açılacak  davalarda görevli mahkeme idare mahkemesidir.[1] Nazlı Gaye Alpaslan

http://www.hurses.com.tr/Haber-Defterdarlik___Milli_Emlak_Ecrimisil_Ihbarnamesi-15370.htm


[1] Fuzuli şagil: hazine arazilerini iziniz kullanan kimse. Bkz. 336 sıra nolu  milli emlak  tebliği

Emlâk Vergisi Kanunu'nun 8/2 maddesi ile Bakanlar Kurulu'na “gelirleri münhasıran kanunla kurulan sosyal güvenlik kurumlarından aldıkları aylıktan ibaret bulunanların (…),Türkiye sınırları içinde brüt 200 metrekareyi geçmeyen tek meskeni olması (intifa hakkına sahip olunması hali dahil) halinde, bu meskenlerine ait vergi oranını sıfıra kadar indirme yetkisi verilmiştir. Kanunda ayrıca bu hükmün, yukarıda belirtilenlerin tek meskene hisse ile sahip olmaları halinde hisselerine ait kısım hakkında da uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Muayyen zamanda dinlenme amacıyla kullanılan meskenler hakkında bu hüküm uygulanmaz. Bakanlar Kurulu'na tanınan yetkinin vergisin yasallığı ilkesine aykırılığı tartışmalarını şimdilik bir kenara bırakarak, söz konusu yetkinin de kullanıldığını belirterek sıfır oranlı vergiden yararlanma halini irdeleyelim. Bu olanaktan sadece Türk kanunlarına göre kurulmuş sosyal güvenlik kurumundan aylık alanlar yararlanabilirler. Bu aylık emekli aylığı olabileceği gibi vefat etmiş baba, eş gibi kimseler dolayısıyla kendisine ölüm aylığı şeklinde de olabilir. Hatta hem emekli hem de ölüm aylığı alanlarda bu olanaktan yararlanabilirler. Ancak yabancı ülkelerin sosyal güvenlik kurumundan emekli aylığı alanlar bu olanaktan yararlanamazlar.

Bu olanaktan yararlanabilmek için bir önemli koşul da “gelirin münhasıran sosyal güvenlik aylığından ibaret” olmasıdır. Başkaca geliri olanlar bu olanaktan yararlanamazlar. Örneğin Sosyal Güvenlik Kurumu'ndan aylık almakla birlikte ayrıca ticari veya serbest meslek faaliyeti ile uğraşarak gelir elde edenler, kira geliri olanlar, sosyal güvenlik destek primi ödeyerek ücretli çalışmaya devam edenler bu olanaktan yararlanamazlar.

Buradaki gelirin sadece “sosyal güvenlik aylığından ibaret” olması koşulunun sınırları önemlidir. Bunun bir sınırı olmak gerekir. Bu sınırı, gelir vergisi konusuna giren gelir şeklinde çizmek yerinde olur. Bir emekliye piyangodan ikramiye çıkması veya emeklinin arabasını satması halleri de gelirdir. Dul bir emeklinin bir tazminata hak kazanması veya boşandığı eşinden nafaka alıyor olması, bana göre bu olanaktan yararlanma koşullarını ihlal etmez.

Hatta emekli, emekli maaşını bankada vadeli mevduat, hazine bonosu almak, fon veya repo işlemleri yoluyla da değerlendirebilir. Bu şekildeki gelirler, menkul sermaye iradı olarak gelir vergisinin konusuna girmekle birlikte hayatın olağan akışının getirdiği gelirlerdir. Bence bunları ayrı düşünmek gerekir. Zaten bu nedenle Maliye Bakanlığı 45 sayılı Emlâk Vergisi Genel Tebliği'nde “geliri münhasıran kanunla kurulan sosyal güvenlik kurumlarından aldıkları aylıktan ibaret bulunanların elde ettikleri ve yıllık tutarı toplamı bina vergisi indiriminden yararlanılan yıldan bir önceki yılda geçerli olan Gelir Vergisi Kanunu'nun 103'üncü maddesinde yazılı tarifenin ikinci gelir diliminde yer alan tutarı geçmeyen her türlü menkul sermaye iradı gelirleri, indirimli (sıfır) bina vergisi oranından yararlanmaya engel teşkil eden gelirler arasında değerlendirilmeyecektir.” Açıklamasını yapmıştır. Bu açıklamaya göre 2017 yılında brüt menkul sermaye iratları toplamı 30 bin lirayı geçmeyenler de 23018 yılında söz konusu olanaktan yararlanabileceklerdir.  

Bu olanaktan yararlanmak isteyenlerin, alanı brüt 200 metrekareyi geçmeyen tek meskeninde bizzat oturuyor olması gerekmemektedir. Örneğin İstanbul’daki meskenini oğluna bedelsiz tahsil etmiş, kendiside kızının İzmir’deki dairesinde oturan veya kendisi kirada oturan başka bir geliri olmayan emekli kişi de bu olanaktan yararlanabilir. Ancak kendi meskenini kiraya verip, kendisi de kirada oturan bir emeklinin durumu biraz karışıktır. Bence bu emekli, emekli maaşının yanı sıra kira geliri elde ettiği için, başkaca geliri olmama koşulunu ihlal ettiğinden söz konusu olanaktan yararlanamaz. Ancak Maliye Bakanlığı 38 sayılı Emlâk Vergisi Genel Tebliği'nde “sahibi olduğu konutu tek meskeni kiraya verip, kirada oturanlar da diğer şartları taşımaları kaydıyla indirimli vergi oranından faydalanabileceklerdir” açıklamasını yapmıştır.

Tek meskene sahip olma koşulu, başkaca bir taşınmaza sahip olmama şeklinde anlaşılmamalıdır. Bir emeklinin, mesken dışında, gelir getirmeyen başkaca bir dükkân, arsa veya araziye sahip olması, koşulun ihlali olarak kabul edilmemektedir. Ancak bu yerlerin kiraya veya işletmeye verilmesi, gelirin sadece sosyal güvenlik kurumundan alınan aylık olması koşulu ihlal edeceğinden, sıfır oranlı vergi olanağından yararlanma koşulları ortadan kalkar.

Tek meskenin yılın belli dönemlerinde kullanılan yazlık ev, devre mülk, bağ veya yayla evi olması halinde, bu meskenler için söz konusu olanaktan yararlanmak mümkün değildir. Ancak bu taşınmazlarda sürekli oturulması, ikâmet edilmesi halinde, diğer koşulların da varlığı halinde sıfır vergi olanağından yine yararlanmak mümkündür. Tek meskeni olanın yılın belli dönemlerinde yararlanılan bir mülke, örneğin bir devre mülke sahip olması durumunda, bu mülkün –yılın tamamında yararlanılmaya elverişli olmaması dolayısıyla - mesken sayılmaması nedeniyle, tek meskene sahip olma koşulunun ihlal edilmediğini de kabul etmek gerekmektedir.

Emekli aylığı alanların tek meskene hisseli olarak sahip olmaları durumunda da bu sıfır oranlı vergi olanağından kendi hisseleri için yararlanmaları mümkündür. Bu durumda sıfır oranlı vergi, meskenin vergi değerinim hisseye isabet eden kısmına uygulanacaktır. Ancak burada meskenin büyüklüğünün 200 metrekareyi sınırını aşmama koşulunun, hisse nispetine göre değil, meskenin tamamı üzerinden ele alınması gerekmektedir. Birden fazla meskende hisse sahibi olanların ise bu olanaktan “tek meskene sahip olma” koşulu dolayısıyla yararlanmaları mümkün değildir. Bu olanaktan yararlanmak için kat mülkiyeti tesis edilmiş bina koşulu söz konusu değildir. Bu nedenle meskenlerini kat irtifakı tapusuyla kullananlar da sıfır vergi olanağından yararlanabilirler.

Emlâk vergisi mükellefiyeti, intifa hakkı tesis edilen binalarda malikten intifa hakkı sahibine geçmektedir. Bu nedenle intifa hakkı sahipleri de aktardığımız koşulları taşımaları kaydı ile sıfır vergi olanağından yararlanabilirler.

Bu olanaktan yararlanmak için ilgili belediyeye basılı örnekleri belediyelerde bulunan matbu –koşulların oluştuğuna dair- bir taahhütname verilmesi gerekli ve yeterlidir. Bu taahhütnameyi vermiş olanların, tekrar vermelerine gerek yoktur. Bu taahütnameye de her hangi bir belge eklenmesine de gerek yoktur. Çünkü günümüzün elektronik ortamında belediyeler zaten SGK veya vergi ve tapu dairesi bilgilerini kontrol ederek taahhüdün doğruluğunu kontrol olanağına sahiptirler. Beyanın gerçek dışılığının saptanması halinde mükelleften, kayba uğratılan vergi, bir katı cezası ve gecikme faizi ile birlikte alınır.

Koşulların kaybedilmesi halinde, örneğin yeni bir mesken edinme veya yeniden çalışma yahut sınırı aşan menkul sermaye iradı elde etme vb. hallerde, koşulların yitirildiği yıl durumun bir dilekçe ile belediyeye bildirilmesi gerekmektedir. Bu bildirimi izleyen yıldan itibaren belediye normal vergi oranına göre vergi tahakkuk ettirecektir. Bumin Doğrusöz

https://www.dunya.com/kose-yazisi/emeklilerin-bina-vergisinde-sifir-oran-uygulamasi/391751

2018 yılı Asgari Ücret görüşmelere açılacağı zaman iki önemli taraf var.

a.) Yetkili İşçi Sendikası

b.) Yetkili İşveren Sendikası

c.) ÇSGB Bakanı ve Yetkilendirdiği Kişiler

Buradan çıkan olumlu görüşle 2018 yılı SPEK belirlenecek,buna göre 5510 uygulanacak İdari para cezaları yanında ,Asgari Ücrete endeksli düzenlemelerde hayata geçecektir.

İşveren için işçilik maliyeti,işçi için alacağı geçimlik ücret ortaya çıkacaktır.

Biz sadece olası senaryolara göre tablo yapalım dedik.

%10 ARTIŞ OLMASI

2017 ASGARİ ÜCRET

2018 ASGARİ ÜCRET

ARTIŞ ORANI

GÜNLÜK ARTIŞ

BRÜT

1.777,50

BRÜT

1.955,25

%10,00

5,93

İŞÇİ PRİMİ

248,85

İŞÇİ PRİMİ

273,74

%10,00

0,83

İŞÇİ İŞSİZLİK

17,78

İŞÇİ İŞSİZLİK

19,55

%10,00

0,06

GELİR VERGİSİ

226,63

GELİR VERGİSİ

249,29

%10,00

0,76

DAMGA VERGİSİ

13,49

DAMGA VERGİSİ

14,84

%10,00

0,04

NET

1.270,75

NET

1.397,83

%10,00

4,24

AGİ

133,31

AGİ

146,64

%10,00

0,44

NET

1.404,06

NET

1.544,47

%10,00

4,68

İŞVEREN SGK

364,39

İŞVEREN SGK

400,83

%10,00

1,21

İŞVEREN İŞSİZLİK

35,55

İŞVEREN İŞSİZLİK

39,11

%10,00

0,12

TOPLAM MALİYET

2.177,44

TOPLAM MALİYET

2.395,18

%10,00

7,26

SGK TEŞVİK %5

-88,88

SGK TEŞVİK %5

-97,76

%10,00

-0,30

İŞVEREN TEŞVİKLİ MALİYET

2.088,56

İŞVEREN TEŞVİKLİ MALİYET

2.297,42

%10,00

6,96

%12,52 ARTIŞ OLMASI

2017 ASGARİ ÜCRET

2018 ASGARİ ÜCRET

ARTIŞ ORANI

GÜNLÜK ARTIŞ

BRÜT

1.777,50

BRÜT

2.000,00

%12,52

7,42

İŞÇİ PRİMİ

248,85

İŞÇİ PRİMİ

280,00

%12,52

1,04

İŞÇİ İŞSİZLİK

17,78

İŞÇİ İŞSİZLİK

20,00

%12,52

0,07

GELİR VERGİSİ

226,63

GELİR VERGİSİ

255,00

%12,52

0,95

DAMGA VERGİSİ

13,49

DAMGA VERGİSİ

15,18

%12,52

0,06

NET

1.270,75

NET

1.429,82

%12,52

5,30

AGİ

133,31

AGİ

150,00

%12,52

0,56

NET

1.404,06

NET

1.579,82

%12,52

5,86

İŞVEREN SGK

364,39

İŞVEREN SGK

410,00

%12,52

1,52

İŞVEREN İŞSİZLİK

35,55

İŞVEREN İŞSİZLİK

40,00

%12,52

0,15

TOPLAM MALİYET

2.177,44

TOPLAM MALİYET

2.450,00

%12,52

9,09

SGK TEŞVİK %5

-88,88

SGK TEŞVİK %5

-100,00

%12,52

-0,37

İŞVEREN TEŞVİKLİ MALİYET

2.088,56

İŞVEREN TEŞVİKLİ MALİYET

2.350,00

%12,52

8,71

OCAK AYINDA İLK ALTI AY %6,05

2017 ASGARİ ÜCRET

2018 ASGARİ ÜCRET

ARTIŞ ORANI

GÜNLÜK ARTIŞ

BRÜT

1.777,50

BRÜT

1.885,00

%6,05

3,58

İŞÇİ PRİMİ

248,85

İŞÇİ PRİMİ

263,90

%6,05

0,50

İŞÇİ İŞSİZLİK

17,78

İŞÇİ İŞSİZLİK

18,85

%6,05

0,04

GELİR VERGİSİ

226,63

GELİR VERGİSİ

240,34

%6,05

0,46

DAMGA VERGİSİ

13,49

DAMGA VERGİSİ

14,31

%6,05

0,03

NET

1.270,75

NET

1.347,61

%6,05

2,56

AGİ

133,31

AGİ

141,37

%6,05

0,27

NET

1.404,06

NET

1.488,98

%6,05

2,83

İŞVEREN SGK

364,39

İŞVEREN SGK

386,43

%6,05

0,73

İŞVEREN İŞSİZLİK

35,55

İŞVEREN İŞSİZLİK

37,70

%6,05

0,07

TOPLAM MALİYET

2.177,44

TOPLAM MALİYET

2.309,13

%6,05

4,39

SGK TEŞVİK %5

-88,88

SGK TEŞVİK %5

-94,25

%6,05

-0,18

İŞVEREN TEŞVİKLİ MALİYET

2.088,56

İŞVEREN TEŞVİKLİ MALİYET

2.214,88

%6,05

4,21

TEMMUZ İKİNCİ ALTI AY %4,77 ARTIŞ

2017 ASGARİ ÜCRET

2018 ASGARİ ÜCRET

ARTIŞ ORANI

GÜNLÜK ARTIŞ

BRÜT

1.885,00

BRÜT

1.975,00

%4,77

3,00

İŞÇİ PRİMİ

263,90

İŞÇİ PRİMİ

276,50

%4,77

0,42

İŞÇİ İŞSİZLİK

18,85

İŞÇİ İŞSİZLİK

19,75

%4,77

0,03

GELİR VERGİSİ

240,34

GELİR VERGİSİ

251,81

%4,77

0,38

DAMGA VERGİSİ

14,31

DAMGA VERGİSİ

14,99

%4,77

0,02

NET

1.347,61

NET

1.411,95

%4,77

2,14

AGİ

141,37

AGİ

141,37

%0,00

0,00

NET

1.488,98

NET

1.553,32

%4,32

2,14

İŞVEREN SGK

386,43

İŞVEREN SGK

404,88

%4,77

0,62

İŞVEREN İŞSİZLİK

37,70

İŞVEREN İŞSİZLİK

39,50

%4,77

0,06

TOPLAM MALİYET

2.309,13

TOPLAM MALİYET

2.419,38

%4,77

3,68

SGK TEŞVİK %5

-94,25

SGK TEŞVİK %5

-98,75

%4,77

-0,15

İŞVEREN TEŞVİKLİ MALİYET

2.214,88

İŞVEREN TEŞVİKLİ MALİYET

2.320,63

%4,77

3,53

KÜMÜLATİF ARTIŞ %11,11

2017 ASGARİ ÜCRET

2018 ASGARİ ÜCRET

ARTIŞ ORANI

GÜNLÜK ARTIŞ

BRÜT

1.777,50

BRÜT

1.975,00

%11,11

6,58

İŞÇİ PRİMİ

248,85

İŞÇİ PRİMİ

276,50

%11,11

0,92

İŞÇİ İŞSİZLİK

17,78

İŞÇİ İŞSİZLİK

19,75

%11,11

0,07

GELİR VERGİSİ

226,63

GELİR VERGİSİ

251,81

%11,11

0,84

DAMGA VERGİSİ

13,49

DAMGA VERGİSİ

14,99

%11,11

0,05

NET

1.270,75

NET

1.411,95

%11,11

4,71

AGİ

133,31

AGİ

141,37

%6,05

0,27

NET

1.404,06

NET

1.553,32

%10,63

4,98

İŞVEREN SGK

364,39

İŞVEREN SGK

404,88

%11,11

1,35

İŞVEREN İŞSİZLİK

35,55

İŞVEREN İŞSİZLİK

39,50

%11,11

0,13

TOPLAM MALİYET

2.177,44

TOPLAM MALİYET

2.419,38

%11,11

8,06

SGK TEŞVİK %5

-88,88

SGK TEŞVİK %5

-98,75

%11,11

-0,33

İŞVEREN TEŞVİKLİ MALİYET

2.088,56

İŞVEREN TEŞVİKLİ MALİYET

2.320,63

%11,11

7,74

Vedat İlki

https://alitezel.com.tr/index.php?sid=yazi&id=8957

Perşembe, 23 Kasım 2017 09:10

İzaha Davet Yapılacak Konular

Vergi Usul Kanunu'nun (VUK) mülga 37'inci maddesi, 9/8/2016 tarihli ve 29796 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 6728 sayılı Kanun ile "İzaha davet" başlığı altında yeniden düzenlenerek vergi sistemimizde, İdare ve mükellefler arasındaki uyuşmazlıkların azaltılması, İdarenin zamanını daha etkin ve verimli alanlara hasretmesi, olayların gerçek mahiyetinin tespit edilmesine mükelleflerce daha çok katkıda bulunulması ve bu sayede vergiye gönüllü uyumun artırılması amacıyla yeni bir müessese ihdas edilmiştir.

İzaha davet müessesesi, verginin ziyaa uğradığına delalet eden emareler bulunduğuna dair yetkili merciler tarafından yapılmış “ön tespit”lerle ilgili olarak, aynı merciler tarafından mükelleflerden açıklama talep edilmesi olup, bu müessese, yapılan değerlendirmeler sonucunda vergi ziyaına sebebiyet vermediği anlaşılan mükelleflerin konuyla ilgili vergi incelemesine veya takdire sevk edilmesini önlemekte, vergi ziyaına sebebiyet verildiği durumlarda ise belirli şartlar dahilinde indirimli ceza uygulanmak suretiyle mükellefleri daha ağır müeyyidelerden korumaktadır.

Anılan kanun maddesindeki hüküm uyarınca, Maliye Bakanlığı ön tespitin niteliğini, izaha davetin şeklini ve kapsamını, daveti yapacak ve yapılan izahı değerlendirecek mercii, davet yapılacakları, yapılan izahta kullanılacak bilgi ve belgeler ile uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir. Maliye Bakanlığı bu yetkisini kullanarak, 25 Temmuz 2017 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 482 Sıra Nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'nde söz konusu düzenlemeleri ve açıklamaları yapmıştır.

Anılan tebliğde açıklandığı üzere, Maliye Bakanlığı tarafından izaha davet kapsamına alınan konular aşağıdaki gibi olup, aşağıda belirtilen konularda hakkında vergi ziyaına yol açmış olabileceği yönünde ön tespit bulunanlar izaha davet edilecektir.

1. Ba-Bs bildirim formlarında yer alan bilgilerin çapraz kontrolleri sonucunda, vergiyi ziyaa uğratmış olabileceğine dair haklarında ön tespit bulunan mükellefler.

2. Banka ve benzeri finans kurumlarından alınan bilgilere göre, kredi kartı satış cihazı (sanal pos, kredi kartı, banka kartı-debit ve imprinter cihazı gibi) kullanan mükelleflerin, yaptıkları satış tutarları ile KDV beyannamelerinin karşılaştırılması sonucunda, satış tutarlarının düşük beyan edilmesi suretiyle verginin ziyaa uğratılmış olabileceğine dair haklarında ön tespit bulunan mükellefler.

3. Serbest meslek kazancı, ücret, gayrimenkul sermaye iradı gibi tevkifata tabi gelir elde edenler tarafından verilen yıllık gelir vergisi beyannameleri ile bu gelirler üzerinden tevkifat yapanların verdikleri muhtasar ve prim hizmet beyannamelerinin karşılaştırılması sonucu verginin ziyaa uğratılmış olabileceğine dair haklarında ön tespit bulunanlar.

4. Çeşitli kurum ve kuruluşlardan elde edilen bilgilerle 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 164 ve 168'inci maddeleri ile 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu'nun 46 ncı maddesi kapsamında belirlenen asgari ücret tarifelerinin karşılaştırılması sonucunda, serbest meslek kazancını ve hesaplanması gereken KDV'yi ilgili dönem beyannamelerinde beyan etmediği veya eksik beyan ettiği yönünde haklarında ön tespit bulunan avukatlar ve 3568 sayılı Kanun kapsamındaki meslek mensupları.

5. Gelir Vergisi Kanunu'nun (GVK) 89'uncu maddesi ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun (KVK) 10'uncu maddesine göre, bağış ve yardımlar, eğitim ve sağlık harcamaları ile girişim sermayesi fonu olarak ayrılan tutarlar beyanname üzerinde gösterilmek ve bu maddelerde belirtilen oranları aşmamak şartıyla beyan edilen gelirden veya kurum kazancından indirim konusu yapılabilmektedir. Bu kapsamda, belirtilen söz konusu oranların üzerinde indirim yaptıklarına dair haklarında ön tespit bulunan mükellefler.

6. Maliye Bakanlığı'na verilen kâr dağıtım tablosunda yer alan bilgiler ile diğer verilerin karşılaştırılması sonucunda, dağıtmış oldukları kârlar üzerinden vergi kesintisi yapmadıkları yönünde haklarında ön tespit bulunan mükellefler.

7. GVK'nın 88'inci maddesi ve KVK'nın 9'uncu maddesinde yer alan şartlardan herhangi birisini ihlal etmek suretiyle geçmiş yıl zararlarını gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde indirim konusu yaptığı yönünde haklarında ön tespit bulunan mükellefler.

8. KVK'nın 5'inci maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamına giren iştirak kazançlarının, Maliye Bakanlığı'nca veya ilgili idarelerce yapılan düzenlemeler uyarınca tutulan muhasebe kayıtlarında iştiraklerden temettü gelirlerinin izlendiği hesaplarda gösterildikten sonra, beyannamede istisnalar arasında yer alması gerekmektedir. Söz konusu hesaplarda, elde edilen iştirak kazançlarının yer almaması ya da bu hesapların hiç kullanılmaması hallerinde, bu kazançları beyanname üzerinde istisna olarak gösterdiğine dair haklarında ön tespit bulunan mükellefler.

9. KVK'nın 5'inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde yer alan, taşınmaz ve iştirak hisseleri ile kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan hakları satış kazancı istisnasından faydalanan mükelleflerden; menkul kıymet ve taşınmaz ticareti ve kiralanması faaliyeti ile uğraşıldığı, istisnaya konu kazancın %75'lik kısmının özel fon hesabına alınmadığı veya beş yıllık süre içerisinde özel fon hesabından çekildiği ya da satışın yapıldığı yılı izleyen 5 yıl içinde şirketin tasfiye edildiği yönünde haklarında ön tespit bulunanlar.

10. Ortaklara olan borçların toplamının, öz sermayenin üç katından fazla olduğu yönünde haklarında ön tespit bulunan mükellefler.

11. Dönem sonu bilançosunda "Ortaklardan Alacaklar" hesabında bakiye bulunmakla birlikte aynı döneme ilişkin gelir tablosunda faiz geliri beyan etmediği yönünde haklarında ön tespit bulunan mükellefler.

12. Ortaklık hak ve hisselerini elden çıkardıkları halde gelir vergisi beyannamesi vermedikleri veya vermiş oldukları gelir vergisi beyannamesinde bu gelirleri beyan etmedikleri yönünde haklarında ön tespit bulunan limited şirket ortakları.

13. Gayrimenkul alım/satım işlemlerine ilişkin olarak, tapu daireleri, banka ve benzeri finans kurumları ile diğer kurum ve kuruluşlardan elde edilen bilgilerin karşılaştırılması sonucunda, alım/satım bedelinin eksik beyan edilmiş olabileceğine dair haklarında ön tespit bulunanlar.

14. Tapuya tescil edilen gayrimenkullerin elden çıkarılmasından doğanlara ilişkin olarak, tapu dairelerinden elde edilen verilere göre, gayrimenkulleri iktisap tarihinden başlayarak beş yıl içinde elden çıkardıkları ve istisna haddinin üstünde kazanç elde ettikleri halde beyanname vermediklerine dair haklarında ön tespit bulunanlar.

15. Banka, benzeri finans kurumları, Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü veya abonelerine elektrik, su, doğalgaz, internet hizmeti vb. mal ve hizmetleri teslim eden/sunan kurumlar ile diğer kurum ve kuruluşlardan alınan bilgilerin değerlendirilmesi neticesinde, kira geliri elde ettiği anlaşılanlar ile muhtasar ve prim hizmet beyannamelerinde yapılan tevkifat tutarına göre istisna ve beyan sınırı üzerinde kira geliri elde ettiği anlaşılanlardan gayrimenkul sermaye iratlarını beyan etmediklerine veya eksik/hatalı beyan ettiklerine dair haklarında ön tespit bulunanlar.

16. Sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanma fiilinin işlenmiş olabileceğine dair vergi inceleme yetkisini haiz kişilerce düzenlenen raporlara istinaden yapılan ön tespitlerde, kullanılan sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge tutarının; her bir belge itibarıyla 50.000 TL'yi geçmemesi ve mükellefin ilgili yıldaki toplam mal ve hizmet alışlarının %5'ini aşmaması kaydıyla mükellefler. (Sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanma fiilinin işlenmiş olabileceğine dair belge tutarının tespiti ile mal ve hizmet alış tutarının hesaplanmasında vergiler hariç tutarlar dikkate alınacaktır.) Akif Akarca/Dr. Mehmet Şafak

https://www.dunya.com/kose-yazisi/izaha-davet-yapilacak-konular/391750

Perşembe, 23 Kasım 2017 09:06

Emeklilikte Son 7 Yıla Dikkat

SSK’lı olarak emeklilik hakkını kazananlar, ikramiye değil kıdem tazminatı alabilir. Öte yandan ilk kez 1 Ekim 2008 öncesi sigortalı olanlar, son 7 yılda hangi kuruma en uzun süre prim ödemişse o statüde emekli olur.

4 SORU CEVAP

1- Soru: 1984 SSK başlangıcım var. 5250 günü 17 Kasım 2017’de doluyor. 2008’den sonra taşeron işçi olarak çalışıyorum. Emekli olmadan ikramiyemi alabilir miyim? (Ömer Dinleyici)
9 yıllık süreye ait kıdem

Cevap: Bir 1984’teki girişiniz nedeniyle 48 yaşında, 25 yıl sigortalılık ve 5225 günle emekli olabilirsiniz. Yaş ve sigortalılık süreniz dolmuş. Primleriniz de 17 Kasım’da doluyorsa 17 Kasım’da emekli olabilirsiniz. Emekli olmanız nedeniyle 2008’den bugüne olan 9 yıllık süreye ait kıdem tazminatınızı da alabilirsiniz. SSK’lılar emekli olurken ikramiye değil kıdem tazminatı alabilir. Emekli olmak nedeniyle kıdem tazminatınıza hak kazanıyorsunuz.

2- Memura istifayla ikramiye

Soru: Memuriyette 12 yılı doldurdum, 10 ayda dışarıda sigortam var. 2 yıl da kızımdan dolayı emekliliğe süre olarak sayılıyor. Toplamda yaklaşık 14 yıl oluyor. 15 yılını dolduran memurların istifa edebilecekleri bilgisini edindim, doğru mudur?
Cevap: Memuriyetten istifa ettikten sonra ikramiye alabilmek için gerekli bazı şartlar var. Askerlik için ayrılan ve memuriyete dönmeyen, evlenip 1 yıl içinde istifa eden ve yine tekrar memuriyete dönmeyen kadınlar ve 8.9.1999’dan önce memur olanlardan 15 yıllık hizmeti ve 3600 prim günü varken istifa edenler ikramiye haklarını kaybetmiyor. Ancak 8.9.1999 tarihinden sonra memur olanlar 25 yıl ve 4500 gün primi varsa ileride SSK’lı veya Bağ-Kur’lu olarak emekli olduklarında memuriyet süreleri için ikramiye alabiliyor. Sizin durumunuzda ne yazık ki böyle bir hakkınız bulunmuyor.

3- Son 7 yıl ödenen primlere dikkat!

Soru: İlk kez 1990’da sigortalı oldum ve bugüne kadar hep SSK’lı oldum. İki yıl önce çalıştığım şirkete ortak oldum. SSK’lı olarak emekli olamayacağımı söylediler. Bu doğru mu? (Yusuf Sert))
Cevap: İlk kez 1 Ekim 2008 öncesi sigortalı olmuş kişiler son 7 yıl içerisinde hangi kuruma en uzun süre prim ödemişlerse o kurumdan yani o statüde emekli olur. Dolayısıyla siz son 7 yıl içerisinde 2 yıl Bağ-Kur’lu, 5 yıl SSK’lısınız. Bu nedenle SSK’dan emekli olabilirsiniz.

4- Dul aylığı yüzde 50 seviyesini geçemez

Soru: Annem rahmetli eşinden memur emeklisi maaşı alıyor. 1550 TL ve yüzde 40 engellilik oranıyla. Kendisinin emekli olabilme durumu var mı ve maaş olarak bir azalma olur mu? (Altan Koç)
Cevap: Anneniz, babanızdan dolayı ölüm aylığı alıyorsa ve kendisi üzerinden de emekli olursa dul aylığının miktarı yüzde 50’yi geçemez. Dolayısıyla şu an için annenizle maaş alan bir kız kardeşiniz varsa anneniz kendi emekli aylığıyla dul aylığını da alabilecek ve bir azalma olmayacak. Ancak şu an yetim aylığı alan bir kız kardeşiniz yoksa, annenizin dul aylığında düşüş olur.

5- Öncelikle 1800 günü borçlanabilir

Soru: 69 yaşında teyzem var, yurtdışında kalıyor. Eşi 2012’de vefat etti. Ancak Türkiye’de askerlik de yaptı. Sigortalı çalışması yok. Şimdi teyzem eşi adına yurtdışı borçlanması yapmak istiyor. 1800 günün tamamını mı borçlansın, yoksa askerliğini borçlanıp kalanı için mi borçlansın? (Kemal Kunduracı)
Cevap: Teyzenizin eşi 1 Ekim 2008’den sonra vefat ettiği ve Türkiye’de çalışmadığı için en az 1800 gün borçlanma yaparak 4/b’li statüsünde ölüm aylığına hak kazanabilir. Teyzeniz öncelikle eşinin yurtdışında 1800 gün borçlanabileceği süre varsa bunu borçlanmak durumunda. Eğer borçlanabileceği süre 1.800 günün altında ise bu durumda Türkiye’deki askerliğini borçlanabilir. Okan Güray Bülbül

http://www.aksam.com.tr/yazarlar/okan-guray-bulbul/ssklilar-emekli-olurken-c2ikramiye-degil-tazminat-alir/haber-681812

Çarşamba, 22 Kasım 2017 12:37

2018 Yılı Vergisel Artışlar

Ekim ayı enflasyonu açıklandı. Ekimden, ekime 12 aylık ortalamalara göre enflasyon oranı (Yurt içi üretici fiyat endeksi Yİ-ÜFE) yüzde 14,47 oldu. Bu, aynı zamanda 2017 yılı yeniden değerleme oranı olarak da kabul ediliyor.

Yeniden değerleme oranı başta, vergi yasalarında yer alan ve 2018 yılında uygulanacak bazı maktu had ve tutarların belirlenmesinde kullanılıyor. Bunun dışında kazancın yetersiz olması nedeniyle ilgili vergilendirme döneminde indirim konusu yapılamayan Ar-Ge indiriminin, 2017 yılında yararlanılabilecek tutarının tespit edilmesinde ya da varsa çok eski yıllardan devreden yatırım indirimi istisnasının endekslenmesinde de kullanılıyor.

İlgili yasalarda hangi tutarların yeniden değerleme oranında artırılacağı ve sıfırlama yöntemleri belirlenmiş durumda. Buna göre 2018 tutarlarını hesaplayabiliyoruz. Ancak yeni yılda kullanılacak olan vergi tutarları, cezalar vb. maktu had ve tutarların belirlenmesinde Bakanlar Kuruluna verilmiş olan yetkiler de var. Bakanlar Kurulunun bu yetkileri çerçevesinde yeni tutarlar belirleyebileceği unutulmamalı. Tabii ki o zaman yeniden değerlemeye göre bulunan tutar değil Bakanlar Kurulu tarafından belirlenen tutarlar geçerli olacaktır.

Biz de bu hafta, yeniden değerleme oranını kullanarak 2018 yılında uygulanacak bazı vergisel tutarların hesaplanması üzerinde duracağız.

Vergi tarifesi

Gelir vergisi tarifesinin 3. gelir dilimiyle ilgili bir oran artışı gündemdeydi. Ancak bu düzenleme Komisyon aşamasında yasa tasarısından çıkarıldı. Dolayısıyla 2018 yılında vergi oranlarıyla ilgili bir değişiklik gözükmüyor.

Gelir vergisi tarifesinde yer alan gelir dilimleri ise 2018 yılı için yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanacak. Bakanlar Kurulu tarafından ayrıca bir belirleme yapılmazsa 2018 yılına ilişkin gelir vergileri aşağıdaki tarifeler üzerinden hesaplanacak:

  • Ücret gelirleri

Gelir dilimi

Vergi oranı

14.800 TL’ye kadar

% 15

34.000 TL’nin 14.800 TL’si için 2.220 TL, fazlası

% 20

120.000 TL’nin 34.000 TL’si için 6.060 TL, fazlası

% 27

120.000 TL’den fazlasının 120.000 TL’si için 29.280 TL, fazlası

% 35

  • Ücret dışı gelirler

Gelir dilimi

Vergi oranı

14.800 TL’ye kadar

% 15

34.000 TL’nin 14.800 TL’si için 2.220 TL, fazlası

% 20

80.000 TL’nin 34.000 TL’si için 6.060 TL, fazlası

% 27

80.000 TL’den fazlasının 80.000 TL’si için 18.480 TL, fazlası

% 35

Asgari ücretteki sorunu çözmüyor

Tarife gelir dilimlerinin uzun yıllardır yeniden değerleme oranında artırılması ve küsurların silinme kuralı nedeniyle, gelir dilimlerindeki artışlar asgari ücret artışının altında kaldı. Bu da asgari ücretlileri ilgilendiren sorunlar yaşanmasına neden oldu. Şöyle ki yılın sonlarına doğru asgari ücretliler ikinci gelir dilimine geçtiklerinden ücretleri üzerinden yüzde 20 oranında vergi kesilmesi gündeme geliyor ve bu da aldıkları net ücretin azalmasına neden oluyor.

Bu sorun 2016 yılında, sadece o yıla ilişkin geçici bir düzenleme ile çözülmüştü. 2017 yılında ise Eylül ayından itibaren gündeme gelen bu sorunun, Meclis’te görüşülmekte olan yasa tasarısı ile yine geçici olarak (sadece 2017 yılı için) çözülmesi öngörülüyor.

Buna göre 2017 yılı Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık aylarına ilişkin net ücretleri gelir vergisi tarifesi nedeniyle 1.404,06 liranın altına düşen ücretliler için, 1.404,06 liranın altına düşen tutarın ilave asgari geçim indirimi yoluyla telafisi imkânı getiriliyor. Yasanın yürürlüğe girmesinden önce bu kapsamda fazla kesilen vergiler yasa yürürlüğe girdikten sonra iade edilecek.

2018 asgari ücret artışı henüz belli değil. Yüzde 10 olsa bile, tarifedeki yaklaşık yüzde 14’lük artış (ilk dilimin 13 bin liradan 14 bin 800 liraya çıkması) yukarıdaki sorunun 2018 yılında da gündeme gelmesini engelleyemeyecek. Bu varsayımlar altında yine Eylül ayından itibaren net asgari ücretin vergi oranı nedeniyle azaldığına tanık olacağız.

Geçici olarak yapılan bu düzenlemeler yerine tarife dilimlerinin yükseltilmesi, hem bu sorunu kökten çözecek, hem de asgari ücretli olsun olmasın tüm ücretlilerin biraz nefes almasını sağlayacaktır.

Kirada istisna

Kira gelirlerini beyan eden mükellefler için bir istisna uygulaması var. Sadece konut kira gelirleri için geçerli. 2017 yılında 3 bin 900 lira olarak uygulanıyor. 2017 yılında bu tutarın altında konut kirası alanlar beyanname vermiyorlar. 2018 yılı gelirleri için istisna tutarı 4 bin 400 lira oluyor.

Yemek istisnası

Çalışanlara işyeri ve müştemilatında yemek verilmediği durumlarda, yemek hizmeti sağlayan mükellefe ödenmiş olması şartıyla, çalışılan her gün için 14 liraya kadar yapılan ödemeler (yemek fişi, yemek kartı uygulaması) gelir vergisinden istisna olarak değerlendiriliyor. Bu tutar 2018 yılında 16 lira oluyor.

Beyan sınırı

Başta temettü gelirleri, işyeri kira gelirleri veya birden fazla işverenden elde edilen ücret gelirleri olmak üzere, tevkifata tabi menkul ve gayrimenkul sermaye iratlarının beyanında kullanılan sınır tutarı da yeniden değerleme oranına göre artırılıyor. 2017 gelirleri için 30 bin lira olan bu tutar 2018 gelirleri için 34 bin liraya çıkıyor.

Basit usulde indirim

Basit usule tabi esnaf için 2016 yılından beri geçerli olan bir indirim uygulaması var. Buna göre basit usulde tespit edilen ticari kazançların yıllık 8 bin liraya kadar olan kısmı gelir vergisi beyannamesinde kazançtan indirilebiliyor. Bu tutar 2017 yılı gelirleri için de 8 bin liraydı. 2018 yılı gelirleri için 9 bin lira oluyor.

Gayrimenkul satışı

En az 5 yıl süreyle elde tutulduktan sonra satılan gayrimenkullerden sağlanan kazanç kaç lira olursa olsun gelir vergisi ödenmiyor. 5 yıllık süre dolmadan satılan gayrimenkullerden 11 bin lirayı (2017 yılı için) aşan bir kazanç elde edilmesi durumunda ise aşan kısmın beyan edilerek hesaplanan gelir vergisinin ödenmesi gerekiyor. Bu istisna tutarı 2018 yılında 12 bin lira oluyor.

Azami damga vergisi

Her bir kâğıt için alınabilen en yüksek damga vergisi tutarı da yeniden değerleme oranına göre belirleniyor. 2017 yılında 1.865.946,80 lira olarak uygulanan bu tutar, 2018 yılında 2.135.949,30 lira oluyor.

Fatura ve amortisman sınırı

2017 yılında 900 lira olarak uygulanan fatura düzenleme sınırı ve doğrudan gider yazılabilecek demirbaşlara ait sınır tutarları 2018 yılında bin lira oluyor.

Motorlu taşıtlar vergisi

Meclisteki yasa tasarısı uyarınca, mevcut olan veya 31.12.2017 tarihinden önce tescil ettirilecek olan binek otomobiller için motorlu taşıt vergileri (MTV) 2018 yılında; motor silindir hacmi 1.300 cm3 ve aşağısı olanlar için yüzde 15, daha büyük motor hacmine sahip olanlar içinse yüzde 25 oranında artacak. Bunlar dışındaki taşıtlar (motosikletler, otobüs, kamyon, uçak, helikopter gibi) 2018 yılı MTV tutarları eskiden olduğu gibi yeniden değerleme oranında yani yüzde 14,47 oranında artırılarak uygulanacak.

2018’den itibaren alınacak (tescil ettirilecek) binek otomobillerse sadece motor silidir hacmine göre değil, aynı zamanda vergisiz fiyatına göre de farklı tutarlarda vergiye tabi olacak. Bu uygulama da sadece binek otomobiller için geçerli. Bunlar dışındaki taşıtlar için MTV’ler yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanacak. Bunlar için fiyata göre bir vergileme de söz konusu olmayacak.

Sadece bunlar değil tabii ki. Usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları, çeşitli istisna ve indirim tutarları, basit usule tabi olmanın genel ve özel şartları, bilanço usulüne göre defter tutma hadleri, maktu (tutarsal) olarak alınan damga vergisi ve harçlar gibi birçok tutar, eğer Bakanlar kurulu yeni bir oran belirlemezse 2018 yılında yüzde 14,47 oranında artacak. M. Fatih Köprü http://www.vergidegundem.com

Hakkımızda

 ö z d o ğ r u l a r, 18.08.1988 tarihinde kurularak, Mali Müşavirlik faaliyetine başlamıştır. 

Sektöründe en iyi olma duygusu ile personeline "Kalite" bilincini yerleştirmeyi, Kalite Yönetim Sistemini sürekli iyileştirmeyi, müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı, amaç edinerek, 2003 Yılında, alanında Türkiye' de ilk olarak ISO 9001: 2000 Belgesi almıştır.

 

Mali Takvim

Öne Çıkanlar

  • Asgari Kurumlar Vergisinin Detayları Netleşiyor İlk Defa Faaliyete Başlayan 3 Yıl Muaf Temmuzda yasal altyapısı…
  • Yabancıların Türkiye'de Şirket Kurması Kolaylaştırılıyor Yabancı girişimcilerin Türkiye'ye erken aşama şirket kurmasını kolaylaştıracak vize programı…
  • Miras Paylaşımı Ve Tapu İşlemlerinde Önemli Değişiklik Yapıldı! Ülkemizde milyonlarca vatandaşımızı yakından ilgilendiren miras hukukunda önemli bir değişiklik…
Top