Mehmet Özdoğru

Mehmet Özdoğru

Email: This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

7103 sayılı Kanunla 5510 sayılı Kanuna eklenen Ek 17’nci maddesi gereği, geriye doğru yararlanılmayan teşviklerden yararlanmak veya yararlanılmış olmakla birlikte yararlanılan teşvik türünün daha avantajlı teşvik türü ile değiştirmek için, ilgili aylara ait iptal, asıl ve ek aylık prim hizmet belgeleri kağıt ortamında değil elektronik olarak SGK’ ya verilebilecektir. Daha önce bu belgeleri kağıt ortamında veren işverenlerimiz de aynı kayıt numarası ile belgelerini elektronik olarak SGK’ya ulaştırabilecektir.

BELGELER ELEKTRONİK OLARAK NASIL VERİLECEK?

SGK tarafından işverenlerin müracaat dilekçeleri ile geriye yönelik olarak yararlanılmayan ya da yararlanılmış olmakla birlikte yararlanılan teşvik türünün değiştirilmesi talep edilen ay/dönemlere ait iptal/asıl/ek aylık prim ve hizmet belgelerinin internet ortamında verilmesine yönelik hazırlanan programlar işletime açılmıştır.

Söz konusu ekranlara sgk.gov.tr web sitesinden giriş yapılarak;

Başvuruda bulunmak ve onaylamak için “e-SGK/İşveren/İşveren Sistemi/Uygulamaya Giriş/İşveren/Teşvikler ve Tanımlar/5510 Ek 17.Madde Teşvik Kanun No Değişikliği Başvuru Onaylama“,

• Daha önce düzenlenmiş olan aylık prim ve hizmet belgesinin iptal edilerek tercih edilecek teşvik türüne ilişkin asıl/ek nitelikte aylık prim ve hizmet belgesine çevrilmesi için ise “e-SGK/İşveren/E-Bildirge V2/Aylık Prim Hizmet Belgesi Girişi” Menüleri seçilerek ve e-bildirge şifresi ile giriş yapılarak erişim sağlanacaktır.

Kaynak: TÜRMOB

Gelir İdaresi Başkanlığı yeniden yapılandırma başvuruları için İnteraktif Vergi Dairesi’nde müracatları başlattı.

Tıklayınız

Pazartesi, 21 Mayıs 2018 09:49

İşçiler Mazeret İzni Kullanabilir Mi?

Mazeret, çalışanın kusuruyla meydana gelmeyen, hayatın olağan akışında doğabilecek zaruri hallerdir. Ölüm ve doğum en bilinen mazeret hallerdir ve bu günlerde çalışanın işyerinde iş görmesi beklemez.

İş Kanunu’na tabi işçiler için mazeret izin günleri;

- İşçiye; evlenmesi veya evlat edinmesi ya da ana veya babasının, eşinin, kardeşinin, çocuğunun ölümü hâlinde üç gün ücretli izin,

- Eşinin doğum yapması hâlinde ise beş gün ücretli izin,

- İşçilerin en az yüzde yetmiş oranında engelli veya süreğen hastalığı olan çocuğunun tedavisinde, hastalık raporuna dayalı olarak ve çalışan ebeveynden sadece biri tarafından kullanılması kaydıyla, bir yıl içinde toptan veya bölümler hâlinde on güne kadar ücretli izin verilir.

Mazeret izin işgünü esasıyla değil takvim günü olarak verilir.

Bu nedenle mazeret izin günlerine rastlayan ulusal bayram, hafta tatili günleri ile genel tatil günleri de mazeret izni kullanılmış gibi değerlendirilir.

Ancak yıllık izin günlerine rastlayan mazeret izinlerinde durum farklıdır. Mazeret izni, dinlenme hakkı kapsamında yıllık ücretli izin süresinden sayılmaz.

Mazeret izinleri özüne işçinin dinlenmesi amacıyla değil zaruri hallerde görevini yerine getirmesi amacıyla verilir. Yıllık izinde tasarruf etme imkânı vardır; mazeret günlerinde yıllık izin kullanılmamış gibi sayılmaktadır.

Örneğin, yıllık izne çıkan bir çalışanın eşi doğum yapmışsa çalışan 5 gün babalık izni kullanabilir. Bu süre yıllık izinden sayılmaz.

Mazeret izinleri işçinin kıdemine bağlı bir hak değildir. Yıllık izinde olduğu gibi bir yıl çalışma şartına bağlı olarak verilmez; çalışanın kıdemi ne olursa olsun mazeret doğduğunda çalışan izne hak kazanır. Çalışan mazeretini işverene bildirmek zorundadır.

-Çocuğun hastalığı nedeniyle verilecek mazeret izinlerinde ebeveynlerin her ikisinin de çalışıyor olması esastır. Ebeveynlerden birinin çalışmaması durumunda, az yüzde yetmiş oranında engelli veya süreğen hastalığı olan çocuğunun tedavisi çalışmayan eş tarafından yerine getirilebileceğinden, çalışan eşin mazeret hakkı doğmayacaktır. İbrahim Işıklı

https://www.dunya.com/kose-yazisi/isciler-mazeret-izni-kullanabilir-mi/416362

Emekliliğe ilişkin çokça sorulan sorulardan biri, sağlığını yitirenlerin erken emekli olup olamayacağıdır. Hastalanan, ameliyat olan ve rapor alıp işine devam edemeyenlerin aklında nasıl emekli olacakları sorusu vardır. Sosyal güvenlik mevzuatımız kimlerin sağlık sorunları sebebiyle erken emekli olabileceklerini düzenlemiştir.

Sevkin SGK üzerinden yapılmasının nedeni, yalnızca sağlık kurulu raporunun malullük aylığı almak için yeterli olmamasıdır. Kişi, çalışma gücünde en az yüzde 60 kayıp olduğunu belgelese bile en az 1.800 gün prim ödemesi yoksa veya prim ödemesini borçlanma ile 1.800 güne tamamlayamıyorsa malullük aylığı alamaz. Yani, malul sayılmak, malullük aylığı almaya yetmez.

En az 5 yıl prim ödenmeli

Malullük aylığı alabilmek açısından ikinci şart, kişinin malullük için gerekli sağlık kurulu raporunu almak üzere SGK’ya başvurduğu tarihte en az 1.800 gün ödenmiş priminin olmasıdır. Yani, malullük aylığı talep eden kişilerin SGK’ya başvurdukları tarihte en az 5 yıl prim ödemiş olmaları gerekmektedir. Aksi takdirde, sevk işlemleri yapılamaz ve bu kişiler malullük aylığı da alamazlar.

Malulen emekli olma talebinde bulunan kişinin başvuru tarihinde 1.800 gün primi yok fakat borçlanabileceği bir süre varsa ve bu süreyi borçlanması halinde prim günü sayısı 1.800’e ulaşıyorsa, bu durumda SGK kişiden borçlanmaya ilişkin talep yazısını alarak sevk işlemini gerçekleştirmektedir. Örneğin, malullük aylığı talep eden kadın sigortalının 1.100 gün prim ödemesi ve borçlanabileceği bir doğumu bulunuyorsa, SGK bu kişiden 700 günlük doğum borçlanması için talep dilekçesini alır ve sevk işlemini yapar. Borçlanmaya ilişkin bedeli ödemeden sevk işlemi yapılan kişiler maluliyet tespitine ilişkin masrafları kendi ceplerinden öderler. Bu kişiler sevk işlemi yapıldıktan sonra fakat malullük aylığı bağlanmadan önce borçlanmaya ilişkin prim borçlarını öderlerse sevk işlemlerinin masrafları SGK tarafından karşılanır.

10 yıllık sigortalılık

SGK’dan aldığı sevk ile birlikte başvurduğu sağlık kurulu tarafından çalışma gücü kaybı belirlenen sigortalının raporunda “başka birisinin sürekli bakımına muhtaç” ibaresi yer alıyorsa, bu durumda malullük aylığı bağlanması için en az 10 yıldır sigortalı olma koşulu aranmamaktadır. Yani, malullük aylığı alınabilmesi için 10 yıldır sigortalı olma koşulu bütün maluller için gerekli değildir. Malul kişi eğer başka birisinin sürekli bakımına muhtaç durumda ise 10 yıldır sigortalı olma koşuluna tabi olmaksızın malullük aylığı alabilir. Ancak sağlık kurulu raporunda bu yönde bir ibare bulunmuyorsa, bu durumda sigortalının malul sayılabilmesi için hem 5 yıl ödenmiş priminin olması, hem de en az 10 yıldır sigortalı olması gerekir.

Sigortalı çalışmak hayati...

Örnek olarak ilk kez 30 Ağustos 2007 tarihinde sigortalı olmuş bir kişi, 30 Ağustos 2017 tarihine kadar 1.800 gün prim ödemiş ve çalışma gücünü en az yüzde 60 oranında kaybetmişse malul sayılır ve malullük aylığı alabilir. Bu nedenle, işverenlerin sigorta girişlerini yapması çok önemlidir. Çalışmaya başladığı halde sigorta girişi yapılmayan kişiler bir sağlık sorunu ile karşılaştıklarında sigortalılık süreleri tamamlanmadığı için malullük aylığı alamayabilirler.

Ortadan kalkabilir

Malulen emekli olabilmek için çalışma gücü kaybında dikkate alınan rahatsızlıkların ilk kez sigortalı olunan tarihten sonra başlamış olması gerekir. Yani kişi sigortalı olarak çalışmaya başlamadan önce var olan rahatsızlıkları nedeniyle malulen emekli olamaz. Bu nedenle sigortalı çalışmak hayati önemdedir. Aksi taktirde malulen emeklilik şansının ortadan kalkması söz konusu olabilir.

Kanserde teşhisten itibaren

Malullük aylığı konusunda kanser hastalarına tanınan önemli bir istisna söz konusu. Kanser türüne göre değişmekle birlikte, malullük aylığı almak için gerekli prim ödeme gün sayısı ve sigortalılık şartlarını sağlayan kanser hastalarına teşhisten itibaren 1 yıl içinde başvurmaları şartıyla sağlık kurulu raporu aranmaksızın malullük aylığı bağlanabiliyor.

Bu durumdaki kişiler eğer teşhisten itibaren 1 yıl içerisinde SGK’ya başvururlarsa sağlık kurulu raporu almaksızın 18 ay süreyle malul sayılıyorlar. 18 aylık sürenin sonunda kanser hastalığına bağlık olarak çalışma gücünde kayıp söz konusu ve bu kaybın oranı en az yüzde 60 ise bu kişiler malullük aylığı almaya devam ediyorlar.

Çalışma gücünde kayıp yüzde 60’ın altındaysa malullük aylığı kesiliyor. Cem Kılıç

http://www.milliyet.com.tr/yazarlar/cem-kilic/malulen-emeklilik-icin-yuzde-60-2672860/

Pazartesi, 21 Mayıs 2018 09:43

Sağlık Nedeniyle Ayrılana Tazminat

Özel bir şirkette çalışan bayanım. Sağlık sorunlarımdan dolayı işten ayrılmak istiyorum. İşten ayrıldığımda kıdem tazminatımı alma hakkım var mı? B.B.
İş Kanunu'na göre işçi iş sözleşmesini sağlık nedeniyle iş sözleşmesinin konusu olan işin yapılması işin niteliğinden doğan bir sebeple işçinin sağlığı veya yaşayışı için tehlikeli olursa, işçinin sürekli olarak yakından ve doğrudan buluşup görüştüğü işveren yahut başka bir işçi bulaşıcı veya işçinin işi ile bağdaşmayan bir hastalığa tutulursa bildirimsiz olarak fesh edebilir ve tazminat talep edebilir. Bunun dışındaki bir sağlık nedeniyle iş sözleşmesini fesh ederse tazminat talep edemez. Sizin sağlık sorunlarınız yukarıda belirttiğim şartlar dahilinde ise tazminat talep edebilirsiniz.

1996-2001 arası Bağ-Kur kapsamındaydım. Sonra da 8 yıllık SSK çalışmam var. Son iki yılda da isteğe bağlı ödedim. Nereden emekli olurum? 5...363369 Nolu SMS
Sigortalı son 7 yıl en fazla nereye prim ödemişse o kurumdan emekli olur. Bu kanun 01.10.2008'den önce işe başlamış olanlarda geçerli.
Siz de bu mevzuata tabisiniz. Sizin son 7 senede en fazla ödediğiniz prim SSK kapsamında. Dolayısı ile emekli olunacak kurum SSK'dır. Tekrar bunun bozulması için farklı kurumdan en az 1260 gün yani 3.5 yıl ödenmesi gerekir ki diğer kurumun emeklilik şartına tabi olunsun. Bu durumda son iki yılı yani 720 günü farlı kuruma prim ödeyerek geçirmeniz SSK'dan emekli olmanıza engel değildir. 01.10.2008 tarihinden sonra işe başlayanlarda ise; toplamda hangi kuruma en fazla prim ödenmişse o kurumdan emekli olunabilecektir

​NE ZAMAN EMEKLİ OLURUM?
1975 doğumluyum. 1990 yılından çıraklık okulu kaydım var. Aynı sigorta numaramla 1997'de resmi kamuda işe başladım. Şu anki primim 6300 gün. Ne zaman emekli olurum? 5...940878 Nolu SMS
1997 yılındaki işe başlangıç tarihiniz 24 Mayıs'tan önce ise 25 yıl, 56 yaş, 5825 prim gün şartlarına, bu tarihten sonra ise 25 yıl, 57 yaş ve 5900 prim gün şartlarına tabisiniz. Prim gün sayınız tamamlanmış ancak emekli olabilmeniz için yaş şartınızın da tamamlanması gerekmektedir. Askerlik 1997 yılından önce ise borçlanıp bir yıl daha erken emekli olabilirsiniz. Çıraklık girişi emeklilikte geçerli değil. Ali Şerbetçi

https://www.takvim.com.tr/yazarlar/aliserbetci/2018/05/21/saglik-nedeniyle-ayrilana-tazminat

7143 sayılı Yapılandırma Kanunu 18 Mayıs 2018 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiş bulunuyor.

Yapılandırma esas olarak 2018 yılı Mart ayı ve önceki aylara ilişkin olup 18.05.2018 tarihinden önce tahakkuk ettiği hâlde yine bu tarih itibariyle ödenmemiş olan SGK alacaklarını kapsıyor.

Hangi Prim Borçlarını Kapsıyor?

Yapılandırma;

  • 4/a, 4/b, ve 4/c sigortalılıkları kapsamındaki sigortalılık statülerinden kaynaklanan; sigorta primi, emeklilik keseneği ve kurum karşılığı, işsizlik sigortası primi, sosyal güvenlik destek primi,
  • Başvuru tarihi itibarıyla ilgili mevzuatına göre ödenmesi imkânı ortadan kalkmamış isteğe bağlı sigorta primi ve topluluk sigortası primi,
  • Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ilgili kanunları gereğince takip edilen damga vergisi, özel işlem vergisi ve eğitime katkı payı,

asılları ile bu alacaklara ödeme sürelerinin bittiği tarihlerden 18.05.2018 tarihine kadar geçen süre için Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde, bu alacaklara uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı gibi fer’i alacakların tamamının tahsilinden vazgeçilecek. 

Bağımsız çalışanlardan Bağ-Kurlular için daha önce SSK, Banka Sandığı ve Emekli Sandığı iştirakçileri için 2003-2016 yılları arasında uygulanan sosyal güvenlik destek primleri de yapılandırma kapsamında taksitlendirilebilecek. 

Asgari İşçilik Tutarlarının Durumu

31/3/2018 tarihine kadar (bu tarih dâhil) bitirilmiş özel nitelikteki inşaatlar ile ihale konusu işlere ilişkin olup bu Kanunun yayımı tarihinden önce Kurumca resen tahakkuk ettirilerek işverene tebliğ edildiği hâlde 18.05.2018 tarihi itibarıyla ödenmemiş olan; özel nitelikteki inşaatlar ile ihale konusu işlere ilişkin yapılan ön değerlendirme, araştırma veya tespitler sonucunda bulunan eksik işçilik tutarı üzerinden hesaplanan sigorta primi asılları ile bu alacaklara gecikme cezası ve gecikme zammı hesaplanan sürenin başlangıç tarihinden bu Kanunun yayımı tarihine kadar geçen süre için Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, yapılandırma kapsamındaki süre ve şekilde ödenmesi hâlinde, bu alacaklara uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı gibi fer’i alacakların tamamının tahsilinden vazgeçilecek.

İdari Para Cezalarının Yarısına Af

31/3/2018 tarihinden önce (bu tarih dâhil) yapılan tespitlere ilişkin olup 18.05.2018 tarihinden önce kesinleştiği hâlde yine aynı tarih itibarıyla ödenmemiş olan idari para cezası asıllarının %50’si ile bu tutara ödeme sürelerinin bittiği tarihlerden 18.05.2018 tarihine kadar geçen süre için Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, yapılandırmada belirtilen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde, idari para cezası asıllarının kalan %50’si ile idari para cezasına uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı gibi fer’i alacaklarının tamamının tahsilinden vazgeçilecek.

Aslı Ödenmiş alacakların Durumu

Bu kapsama giren alacakların; asıllarının 18.05.2018 tarihinden önce ödenmiş olmasına rağmen, fer’ilerinin 18.05.2018 tarihi itibarıyla ödenmemiş olduğu durumlarda, aslı ödenmiş fer’i alacağın %40’ının yapılandırmada belirtilen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde, kalan %60’ının tahsilinden vazgeçilecek.

Bağ-Kurluların Sağlık Yardımı Hakkı

4/b (Bağ-Kur) sigortalılığı kapsamındaki sigortalılar ile ek 5 (Tarım sigortalıları) ve ek 6 ncı (Taksi, dolmuş şoförleri, sanatçılar) maddeleri kapsamında sigortalı olanların, bu madde kapsamındaki borçlarını yapılandırmaları hâlinde, yapılandırılan borç haricinde altmış günden fazla prim ve prime ilişkin borçlarının bulunmaması veya altmış günden fazla prim ve prime ilişkin borçları bulunmakla birlikte bu borçlarını ilgili kanunlara göre taksitlendirmiş veya yapılandırmış olup ödeme yükümlülüklerini de yerine getiriyor olmaları ve bu maddeye göre yapılandırılan borçlarının ilk taksitini ödemeleri kaydıyla genel sağlık sigortasından yararlanmaya başlatılacak.

GSS’lilere Yapılandırma

Genel sağlık sigortası tescili yapılmış olup da gelir testine hiç başvurmayanlardan 18.05.2018 tarihinden 30.11.2018 tarihine kadar gelir testine başvuran kişilerin genel sağlık sigortası primleri, gelir testi sonucuna göre ilk tescil başlangıç tarihinden itibaren tahakkuk ettirilecek.

2018 yılı Nisan ayı ve önceki aylara ilişkin olup 18.05.2018 tarihinden önce tahakkuk ettiği hâlde ödenmemiş olan GSS prim borçlarının 31.12.2018 tarihine kadar ödenmesi halinde gecikme cezası ve gecikme zammı gibi fer’i alacakların tamamının tahsilinden vazgeçilecek. 18.05.2018 tarihinden önce GSS prim borcu bulunanlar anılan Kanunun 67 nci maddesinde belirtilen sağlık yardımından yararlanma koşullarını haiz olmaları halinde, 18.05.2018 tarihinden önceki döneme ait prim borçları dikkate alınmaksızın 18.05.2018 tarihinden itibaren 31.12.2018 tarihine kadar sağlık hizmetlerinden ve diğer haklardan yararlandırılacak. Ancak 18.05.2018 tarihine kadar ödenmiş olan genel sağlık sigortası primleri ile gecikme cezası ve gecikme zammı tutarları iade ve mahsup edilmeyecek.

Bağ-Kur İhyasında Yİ-ÜFE Geldi

Köy ve mahalle muhtarları, kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar ile tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan, Esnaf Bağ-Kur (1479) ve Tarım Bağ-Kur  (2926) tescilleri yapıldığı hâlde prim borçları nedeniyle daha önceki ilgili kanunları uyarınca sigortalılık süreleri durdurulmuş olanlardan 18.05.2018 tarihi itibariyle ihya edilmemiş olanların kendileri veya hak sahipleri, 01.08.2018 tarihine kadar SGK’ya müracaat ederek, durdurulan sigortalılık süreleri için ödeyecekleri prim tutarının, sigortalılık süreleri durdurulmamış gibi değerlendirilerek güncel prim tutarına göre değil asıl borca Yİ-ÜFE eklenmiş prim tutarına göre hesaplanmasını isteyebilecek. Hesaplanan borcun tamamının ilk taksit ödeme süresi içinde ödenmesi hâlinde durdurulan süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilecek. Hesaplanan borcun tamamının ilk taksit ödeme süresi içinde ödenmemesi hâlinde ihya işlemi geçerli sayılmayacak.  

Yersiz Ödemeler Kapsam Dışı

SGK’nın sigortalı ya da hak sahiplerine gerek kendi hatasından ve gerekse sigortalı veya hak sahiplerinin yanıltıcı beyanları nedeniyle yaptığı yersiz ödemelerin tahsilinde yapılandırma bir hak veya yenilik getirmiyor.

Bayram İkramiyesi

Yapılandırmadan ayrı olarak iki dini bayram öncesi aylık veya gelir almakta olanlara 1000’er TL ikramiye uygulaması da Haziran ayındaki Ramazan Bayramı öncesi başlıyor.

Bir hak sahibine birden fazla aylık veya gelir alması halinde tek birinden ikramiye ödenecek. Hak sahipleri aylık alıyorsa 1000 TL’yi aralarında hisseleri oranında paylaşacaklar.  Şevket Tezel

https://alitezel.com.tr/index.php?sid=yazi&id=9115

21 Mayıs 2018 Resmi Gazete

Sayı: 30427

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından:

MADDE 1 – 29/6/2015 tarihli ve 29401 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan İşyerlerinde İşveren veya İşveren Vekili Tarafından Yürütülecek İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetlerine İlişkin Yönetmeliğin 1 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “ondan” ibaresi “elliden” olarak değiştirilmiştir.

MADDE 2 – Aynı Yönetmeliğin 2 nci maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında yer alan “ondan” ibareleri “elliden” olarak değiştirilmiştir.

MADDE 3 – Aynı Yönetmeliğin 5 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

MADDE 5 – (1) Bu Yönetmelikte belirtilen eğitimi tamamlayarak sınavda başarılı olan işveren veya işveren vekilleri, iş sağlığı ve güvenliği mevzuatında iş güvenliği uzmanı veya işyeri hekimine verilen görevleri, işe giriş ve periyodik muayeneler ve tetkikler hariç olmak üzere yürütebilir. İşveren veya işveren vekilleri, iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini yerine getirmek için çalışan başına aylık en az 10 dakika ayırmak zorundadır. Bu hizmetlerin işveren veya işveren vekili tarafından yürütülmesi halinde onaylı defter tutulması zorunlu değildir. Ancak 6331 sayılı Kanun ve alt düzenlemelerinin gerektirdiği diğer belge ve kayıt düzenleme yükümlülüğü devam eder.

(2) Bu Yönetmelik kapsamında işveren veya işveren vekilleri, iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin tamamını ya da bir kısmını hizmet alımı yoluyla Bakanlıkça yetkilendirilen birimlerden de temin edebilir.

(3) Bu Yönetmelik kapsamında, işyerinde iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini yürütmek isteyen işveren veya işveren vekillerinin İSG-KATİP üzerinden sisteme kaydolmaları zorunludur. İş sağlığı ve güvenliği hizmetleri, İSG-KATİP’te onaylandığı tarihten itibaren geçerli sayılır.

(4) Üçüncü fıkraya göre yapılan görevlendirmelerde kişilerin SGK veri tabanında da işveren veya işveren vekili olarak kayıtlı olması gerekmektedir. Aksi takdirde iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinde görevlendirme yapılmamış sayılır. SGK veri tabanında işyeri yetkilisi olarak kayıtlı olan çalışanlardan, işveren adına hareket eden, işin ve işyerinin yönetiminde görev alan işyeri yetkilileri işveren vekili olarak kabul edilir.

(5) Eğitimini tamamlayarak sınavda başarılı olan işverenin elliden az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan ayrı bir işyeri açması veya işveren vekilinin hizmet akdinin sona ererek, elliden az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan başka bir işyerinde çalışmaya başlaması halinde; yeni işyerinin iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini yürütebilmesi için işverence veya işveren vekilince İSG-KATİP üzerinden başvuruda bulunulması gerekir.

(6) İşveren vekili; 4 üncü maddede yer alan işveren vekili tanımına uygun ve işyerinde tam süreli hizmet akdi ile çalışanlar arasından görevlendirilir. Kamu kurum ve kuruluşlarında iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini en üst amir, yardımcıları veya bu görevi yürütenler üstlenebilir.

(7) Site veya apartmanlarda; 3/3/2004 tarihli ve 25391 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Konut Kapıcıları Yönetmeliği kapsamında site veya apartman yöneticisi, işveren vekili olarak iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini üstlenebilir.

(8) Bu Yönetmeliğin EK-3’ünde yer alan “İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetlerinin Yürütümüne İlişkin İşveren veya İşveren Vekili Eğitimi Tamamlama Belgesi” ile yalnızca tek bir işyerinin iş sağlığı ve güvenliği hizmetleri üstlenilebilir.

(9) Birinci fıkrada belirtilen iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin üstlenilmesi veya işyeri dışındaki uzman kişi ve kuruluşlardan hizmet alınması Kanun ve ilgili mevzuatta işverenler için öngörülen yükümlülükleri ortadan kaldırmaz.”

MADDE 4 – Aynı Yönetmeliğin 6 ncı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

MADDE 6 – (1) 15/5/2013 tarihli ve 28648 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik kapsamında çalışanlara verilecek iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri, bu Yönetmelikte yer alan eğitimleri tamamlayarak sınavda başarılı olan işverenler veya işveren vekillerince verilebilir.”

MADDE 5 – Aynı Yönetmeliğin 9 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “açıköğretim” ibaresinden sonra gelmek üzere “, uzaktan veya yüz yüze eğitim” ibaresi eklenmiştir.

MADDE 6 – Aynı Yönetmeliğin 10 uncu maddesinin başlığı “Eğitim verecek kurum ve kuruluşlar ile eğiticilerin nitelikleri” olarak değiştirilmiş, birinci fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiş ve diğer fıkra buna göre teselsül ettirilmiştir.

“(2) Ayrıca eğitimler Milli Eğitim Bakanlığı, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu ve bağlı odalar, Türkiye Belediyeler Birliği, işçi ve işveren kuruluşları ile üniversiteler tarafından Bakanlıkla protokol yapmak suretiyle de verilebilir.”

MADDE 7 – Aynı Yönetmeliğin 11 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “üniversiteler” ibaresi “10 uncu maddede belirtilen kurum ve kuruluşlar” olarak değiştirilmiştir.

MADDE 8 – Aynı Yönetmeliğin 12 nci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“(1) Eğitim almak isteyen adaylar Bakanlık ile protokol yapan kurum ve kuruluşlara başvuruda bulunur. Yapılacak başvuruların usul ve esasları protokolle belirlenir.”

MADDE 9 – Aynı Yönetmeliğin 14 üncü maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

Eğitimin tamamlanması, sınav, belgelendirme ve ücretler

MADDE 14 – (1) Bakanlıkla protokol yapan ve bu çerçevede eğitim veren kurum ve kuruluşlar; EK-2’deki örneğine uygun “İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetlerinin Yürütümüne İlişkin İşveren veya İşveren Vekili Sınavına Katılım Hakkı Belgesi” düzenler.

(2) Sınavlar; her ilde sınav merkezi, büro ve akademik danışmanlık hizmetleri bulunan üniversitelerce Bakanlıkla protokol yapmak suretiyle düzenlenir.

(3) Sınava girebilmek için birinci fıkrada belirtilen “İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetlerinin Yürütümüne İlişkin İşveren veya İşveren Vekili Sınavına Katılım Hakkı Belgesi” aranır.

(4) Sınavda, 100 puan üzerinden 50 ve üzeri puan alan adaylar başarılı sayılır. Bu adaylar için EK-3’teki örneğine uygun olarak “İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetlerinin Yürütümüne İlişkin İşveren veya İşveren Vekili Eğitimi Tamamlama Belgesi” düzenlenir.

(5) “İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetlerinin Yürütümüne İlişkin İşveren veya İşveren Vekili Eğitimi Tamamlama Belgesi” almaya hak kazananlar protokolde belirlendiği şekilde, sınavı yapan kurumca Genel Müdürlüğe bildirilir.

(6) Eğitim ve belgelendirmeyi kapsayan ücret; net asgari ücretin 1/10’unu geçmemek koşuluyla, Bakanlıkla yapılan protokolde belirlenir ve katılımcılar tarafından ödenir.

(7) Sınav ve belgelendirmeyi kapsayan ücret; net asgari ücretin 1/10’unu geçmemek koşuluyla, Bakanlıkla yapılan protokolde belirlenir ve katılımcılar tarafından ödenir.”

MADDE 10 – Aynı Yönetmeliğin 16 ncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan “10” ibaresi “elli” olarak, “altmış” ibaresi ise “otuz” olarak değiştirilmiştir.

MADDE 11 – Aynı Yönetmeliğin 18 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “işveren vekilleri,” ibaresinden sonra gelmek üzere “8 inci maddede belirtilen hizmetler hariç” ibaresi eklenmiştir.

MADDE 12 – Aynı Yönetmeliğe aşağıdaki geçici maddeler eklenmiştir.

Taahhütname işlemlerine ilişkin geçiş hükmü

GEÇİCİ MADDE 1 – (1) İSG-KATİP’te gerekli düzenlemeler tamamlanıp Genel Müdürlük internet sayfasında ilan edilinceye kadar, bu Yönetmelik kapsamında iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin işveren veya işveren vekilince üstlenilmesi halinde Yönetmeliğin EK-4’ünde yer alan “İşyerlerinde İşveren veya İşveren Vekilinin İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetlerini Üstlenmesine İlişkin Taahhütname” düzenlenerek imzalanır. Bu taahhütname gerektiğinde denetime yetkili memurlara gösterilmek ve istendiğinde Bakanlığa iletilmek üzere işyerlerinde muhafaza edilir.

Mevcut belgelerin geçerliliği

GEÇİCİ MADDE 2 – (1) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce bu Yönetmelik kapsamında usulüne uygun ve ondan az çalışanı bulunan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri için alınan belgeler elliden az çalışanı bulunan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri için de geçerlidir.

Sosyal Güvenlik Kurumu tescil sisteminde işyeri ve çalışan kaydı bulunmayalar

GEÇİCİ MADDE 3 – (1) Sosyal Güvenlik Kurumu tescil sisteminde henüz işyeri ve çalışan kaydı bulunmayan kamu kurumları ile 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesi kapsamındaki işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin işveren veya işveren vekilince üstlenilmesi halinde bu Yönetmeliğin 5 inci maddesinin üçüncü ve dördüncü fıkrasında yer alan hükümler aranmaz.”

MADDE 13 – Aynı Yönetmeliğin EK-2’si ekteki şekilde değiştirilmiş ve Yönetmeliğe EK-3 ve EK-4 ekteki şekilde eklenmiştir.

MADDE 14 – Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 15 – Bu Yönetmelik hükümlerini Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı yürütür.

Ekleri için tıklayınız

Yönetmeliğin Yayımlandığı Resmî Gazete’nin

Tarihi Sayısı
29/6/2015 29401

21 Mayıs 2018 Resmi Gazete

Sayı: 30427

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından:

BİRİNCİ BÖLÜM

Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Amaç ve kapsam

MADDE 1 – (1) Bu Usul ve Esaslar; 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçici 66 ncı maddesi kapsamında 10/6/2003 (dâhil) tarihi ile 13/5/2014 tarihi arasında kömür ve linyit madenlerinin yer altı işlerinde meydana gelen iş kazası sonucunda ölen sigortalının yakınlarının kamu kurum ve kuruluşlarının sürekli işçi unvanlı kadrolarında istihdam edilmelerine ilişkin hususları düzenler.

Dayanak

MADDE 2 – (1) Bu Usul ve Esaslar, 5510 sayılı Kanunun geçici 66 ncı maddesine dayanılarak hazırlanmıştır.

Tanımlar

MADDE 3 – (1) Bu Usul ve Esasların uygulanmasında;

a) İstihdam hakkı sahibi: 10/6/2003 (dâhil) tarihi ile 13/5/2014 tarihi arasında kömür ve linyit madenlerinin yer altı işlerinde meydana gelen iş kazası sonucunda ölen sigortalının eş ve çocuklarından birisi, eşi ve çocuğu yoksa kardeşlerinden birisinin Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığınca tespit edilerek istihdam edilmek üzere Devlet Personel Başkanlığına bildirilen kişiyi,

b) Kanun: 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununu,

ifade eder.

İKİNCİ BÖLÜM

Başvuru, İstihdam Hakkı Sahibinin Tespiti ve İhtilafların Giderilmesi

Başvuru usul ve esasları

MADDE 4 – (1) Başvurular; istihdam talep formu (Ek-1) doldurulmak suretiyle istihdam hakkından yararlanmak isteyenlerin iş kazasının meydana geldiği ildeki sosyal güvenlik il müdürlüğüne yapılır.

(2) Eş ve çocuğun olması durumunda, eşin başvurusunda çocuklardan istihdam hakkından feragat ettiklerine dair beyan istenilmez. Çocuğun başvurusunda ise hak sahibi eş ve varsa diğer çocuklardan istihdam hakkından feragat ettiklerine dair beyan alınır.

(3) Eş ve çocuğun olmaması durumunda, kardeşler istihdam hakkını kullanabilir. Bu durumda, varsa diğer hak sahibi kardeşlerden istihdam hakkından feragat ettiklerine dair beyan alınır.

(4) Feragat beyanı noter huzurunda yazılı olarak düzenlenir.

(5) İstihdam hak sahibi olamayacaklar:

a) Bir başkasının bakımına muhtaç olacak derecede engelli olanlar.

b) Bu Usul ve Esasların yayımı tarihi itibarıyla, 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununun eki (I), (II), (III) ve (IV) sayılı cetvellerde yer alan kamu kurum ve kuruluşları, kamu iktisadi teşebbüsleri ve bağlı ortaklıkları, il özel idareleri, belediyeler ve bağlı kuruluşları, özel kanunla kurulan diğer her türlü kamu kurum ve kuruluşlarında, kısmi zamanlı veya geçici süreli görevler hariç olmak üzere her türlü sözleşmeli personel, 657 sayılı Kanuna tabi memur ile sürekli işçi olarak görev yapanlar.

c) Sosyal Güvenlik Kurumundan veya 506 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesi kapsamında malullük, yaşlılık veya emeklilik aylığı alanlar.

ç) Başvuru tarihi itibarıyla 45 yaşını doldurmuş olanlar.

d) Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu, başvuru sahiplerinin ikamet ettikleri ilin valilerince tespit edilenler.

(6) İstihdam hakkını kullanacak 45 yaşından küçük herhangi bir kişinin bulunmaması durumunda 45 yaşından büyük hak sahipleri istihdam hakkından faydalanabilirler.

İstihdam hak sahipliği tespit komisyonu

MADDE 5 – (1) İş kazasının meydana geldiği illerde valinin görevlendirdiği vali yardımcısı başkanlığında; çalışma ve iş kurumu il müdürü, sosyal güvenlik il müdürü ile defterdar veya bunların yardımcılarından oluşan istihdam hak sahipliği tespit komisyonu kurulur.

(2) Komisyon, gündem olması halinde başvuruları görüşmek üzere en az bir hafta içinde toplanır.

(3) Komisyon oyçokluğuyla karar alır. Oylama sonucunda eşitlik olması halinde başkanın oyu yönünde karar alınmış sayılır.

İstihdam hak sahiplerinin tespit süreci

MADDE 6 – (1) Başvurular, iş kazasının meydana geldiği ildeki sosyal güvenlik il müdürlüğüne yapılır. Sosyal güvenlik il müdürlüğü, başvurunun Kanun kapsamında olup olmadığını durum belgesi (Ek-2) ile tespit eder.

(2) Belgelerin düzenlenmesi için gerekli her türlü bilgi ve evrak, sosyal güvenlik il müdürlüğü tarafından başvuru sahiplerinden veya ilgili kamu kurum ve kuruluşlarından temin edilir.

(3) Sosyal güvenlik il müdürlüğü durum belgesi ile hak sahipliğine ilişkin diğer gerekli bilgi ve belgeleri istihdam hak sahipliği tespit komisyonuna iletir. Söz konusu komisyonca yapılan inceleme sonucu düzenlenen belgelerde eksiklik veya mevzuata aykırılık bulunması halinde, eksikliklerin giderilmesi için belgeler gerekçeli olarak sosyal güvenlik il müdürlüğüne iade edilir.

(4) İstihdam hak sahipliği tespit komisyonu tarafından istihdam hakkı sahibi olduğu tespit edilenler, istihdam hak sahipliği belgesi (Ek-3) düzenlenerek liste halinde Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığına gönderilir.

(5) Başvuruya esas konunun Kanun kapsamına girmediğinin veya girse bile başvuru sahibinin istihdam hakkı sahibi olmadığının tespiti halinde, sosyal güvenlik il müdürlüğü tarafından ilgililere gerekçeleri ile birlikte yazılı olarak bilgi verilir.

(6) İstihdam hakkı sahipliğine ilişkin her türlü belge ve başvuru sahiplerine gönderilen yazılar Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığında muhafaza edilir.

(7) İstihdam hak sahipliği kesinleşen kişilere ilişkin liste Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı tarafından Ek-4 form doldurulmak suretiyle ve elektronik ortamda Devlet Personel Başkanlığına intikal ettirilir.

İstihdam hakkının kullanımı ile ilgili ihtilafın giderilmesi

MADDE 7 – (1) Hak sahipleri arasında ihtilafın ortaya çıkması durumunda, istihdam hakkının kim tarafından kullanılacağına istihdam hak sahipliği tespit komisyonu tarafından karar verilir.

(2) Komisyon, istihdam talebinde bulunan hak sahipleri arasında bu hakkı kimin kullanacağına karar verirken ilgililerin mal varlığı, diğer aile fertlerini geçindirebilme, öğrenim durumu, yaş ve adli sicil kaydı gibi hususları göz önünde bulundurur.

(3) Komisyon oyçokluğuyla karar alır. Oylama sonucunda eşitlik olması halinde başkanın oyu yönünde karar alınmış sayılır.

(4) Komisyonun ihtilafların giderilmesine ilişkin kararları kesindir.

(5) Komisyon kararı istihdam talebinde bulunan hak sahiplerine en geç on beş gün içerisinde tebliğ edilir.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Atama Usul ve Esasları

Atama yapılacak kadrolara ilişkin hususlar

MADDE 8 – (1) 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununun eki (I), (II), (III) ve (IV) sayılı cetvellerde yer alan kamu kurum ve kuruluşları, kamu iktisadi teşebbüsleri ve bağlı ortaklıkları, il özel idareleri, belediyeler ve bağlı kuruluşları, özel kanunla kurulan diğer her türlü kamu kurum ve kuruluşları; Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığınca istihdam hakkı sahibi olduğu belirlenerek Devlet Personel Başkanlığına liste halinde bildirilen ve Devlet Personel Başkanlığınca kura sonucu atama teklifi yapılanları, sürekli işçi unvanlı kadrolara bu Usul ve Esaslar hükümleri çerçevesinde atamak zorundadır.

(2) Kura sonucu yapılacak atamalar kamu kurum ve kuruluşlarının sürekli işçi kadrolarına yapılır. Ancak, söz konusu kurum ve kuruluşlarda işçi kadrosu bulunmaması halinde, atama teklifi yapılması ile birlikte ilgili kurum ve kuruluşta sürekli işçi kadrosu ihdas, tahsis ve vize edilmiş sayılır.

(3) Birinci fıkra kapsamında atama teklifi gerçekleştirilenlerin sınav şartı hariç 29/6/2009 tarihli ve 2009/15188 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Kamu Kurum ve Kuruluşlarına İşçi Alınmasında Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelikteki şartları taşıması gerekir.

(4) Atama teklifi gerçekleştirilenlerin güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması ilgili kamu kurum ve kuruluşlarınca yapılır.

Atama ve göreve başlama

MADDE 9 – (1) İstihdam hakkı sahiplerinden Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığınca isimleri bildirilenlerin atama teklifleri, il tercihleri de göz önünde bulundurularak Devlet Personel Başkanlığınca belirlenen tarihlerde kura usulü ile yapılır.

(2) Kamu kurum ve kuruluşları, teklif edilenleri sürekli işçi unvanlı kadroların gerektirdiği atanma şartlarını taşıyıp taşımadıklarını kontrol etmekle yükümlüdürler.

(3) İlgili mevzuat ile belirlenen atanma şartlarına haiz olmayanların atama işlemleri yapılmaz. Atandıktan sonra şartları taşımadığı tespit edilenler hakkında ilgili mevzuat uyarınca işlem tesis edilir.

(4) Kamu kurum ve kuruluşları, atama teklifinin intikalinden itibaren yaptıracakları güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının sonuçlanmasını müteakip otuz gün içinde atama işlemlerini tamamlar ve atama emrini 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre ilgililere yazılı olarak tebliğ eder.

(5) Atama onayını tebellüğ eden hak sahipleri aynı yerde bir göreve atanmaları halinde ertesi gün, başka yerdeki bir göreve atanmaları halinde ise 15 günlük mehil müddetini müteakip göreve başlamak zorundadır. Bu süreler içinde işe başlamayanlar ile atama onayı alındığı tarihten sonra atanma hakkından yazılı başvuru ile feragat edenlerin atama onayları iptal edilir. Bu şekilde göreve başlama öncesi atama onayının iptal edilmesi halinde 5510 sayılı Kanunun Geçici 66 ncı maddesinden kaynaklanan istihdam hakkı ortadan kalkar.

(6) Atama ve göreve başlatma işlemlerinin sonucu, kamu kurum ve kuruluşları tarafından işlemlerin tamamlanmasını takip eden on beş gün içinde Devlet Personel Başkanlığına bildirilir.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

Çeşitli Hükümler

Ataması yapılanların yeniden başvurması

MADDE 10 – (1) Göreve başlamayı müteakip askerlik ve doğum hariç olmak üzere sözleşmesi herhangi bir sebeple sona erenler, bu Usul ve Esaslara göre yeniden başvuruda bulunamazlar.

Tereddütlerin giderilmesi

MADDE 11 – (1) Bu Usul ve Esaslar kapsamında ortaya çıkabilecek tereddütleri gidermeye, gerekli bilgi ve belgeleri istemeye, araştırma ve inceleme yapmaya veya yaptırmaya ve uygulamayı yönlendirmeye ilgisine göre Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı ve Devlet Personel Başkanlığı yetkilidir.

Yürürlük

MADDE 12 – (1) Bu Usul ve Esaslar yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE 13 – (1) Bu Usul ve Esaslar hükümlerini Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı yürütür.

Ekleri için tıklayınız

Uygulamada vergi mükelleflerinin aynı adreste mükellefiyet kaydı açtırarak faaliyette bulunmaları mümkündür. Ancak, bazı durumlarda vergi daireleri, mükelleflerin aynı adreste başka bir mükellefin işe başlaması ile ilgili işe başlama yoklamasını düzenlememektedir. Aynı adreste ikinci bir vergi mükellefinin faaliyette bulunması zaman zaman vergi daireleri tarafından geri çevrilmektedir.

Oysaki, aynı adreste duruma göre iki mükellef veya daha fazla mükellefin iş yapması olasıdır. Örneğin, aynı adreste birden çok bölüm veya kat veya reyonların bulunması durumunda her katta birden çok mükellef faaliyet sürdürebilir. İşe başlama bilindiği gibi, VUK’nun 153 ila 170. Maddelerinde düzenlenmiştir. İşe başlama bildirimi işe başladıklarını vergi dairesine mükelleflerce 10 gün içerisinde bildirilmesi zorunludur. Ticaret sicil memurluklarından şirket kuran mükellefler yönünden ise işe başlama 10 gün içerisinde ticaret sicil memurluğunca yerine getirilecektir.

Aynı adreste iki ayrı iş yeri gibi iki ayrı mükellefin faaliyette bulunabileceğine ilişkin gelir idaresi tarafından verilmiş bazı özelgeler mevcuttur. Özellikle Anayasamıza göre teşebbüs hürriyeti açısından aynı adreste iki ayrı şirketin faaliyette bulunması mümkün bulunmaktadır.[1]

Gerçek kişilerde ise, işe başlama bildiriminin işe başlama tarihinden itibaren 10 gün içinde vergi dairesine yapılması gerekir. İşe başlamanın, işe başlama bildirimi, bizzat mükellefin kendisi tarafından yapılabileceği gibi bir avukat veya 3568 sayılı kanuna göre yetki almış SMMM veya YMM’lerce de bildirilebilir. İşe başlamalar mutlaka işe başlama form dilekçesi ile yapılmalıdır. Bildirim formunu gerçek kişilerde mükellef, anonim veya limited şirketlerde ise kanuni temsilcileri tarafından yapılacaktır. Tüzel kişiliği bulunmayan kimseler yönünden ise işe başlama bunları temsile yetkili kişilerce imzalanır. Süresinde yapılmayan bildirimler açısından birinci derece usulsüzlük cezası kesilir.

Uygulamada, aynı işyerinde iki mükellefin faaliyette bulunması halinde sonradan vergi kaydı açılan ikinci mükellefe “odaşık” vergi mükellefi denilmektedir. Odaşık vergi mükellefi, kira tutarının belli bir bölümünü diğer kiracıya ödemektedir. Bu kira ödemesi, alt kiracılık sözleşmesi ile gerçekleştirilmektedir. İki kiracı kendi aralarında faturalaşmak suretiyle kontrata uygun belgelendirme yapabilmektedirler. Alt kiracının fatura mukabili kira ödemesi yapması halinde alt kiracı açısından “kira stopajı” söz konusu olmayacaktır. (GVK md.94) Nazlı Gaye Alpaslan

http://www.hurses.com.tr/av-nazli-gaye-alpaslan/2-ayri-sirketin-ayni-adreste-faaliyette-bulunmasi/haber-19000

--------------

[1] 19.07.2012 Gün ve 451 Sayılı Denizli Vergi Dairesi Başkanlığı Özelgesi

Çiftçiler, işletme hesabı esasında kazançlarını tespit etmek istemeleri durumunda, VUK md.213 hükmüne göre, “Çiftçi İşletme Defteri” tutmak zorundadırlar. İşletme hesabına göre defter tutacak mükellefler, işletme defterinin sol tarafında giderleri, sağ tarafına da hasılatı kaydedeceklerdir.

GVK md.55 hükmü uyarınca; zirai işletme hesabı esasına göre zirai kazanç, bir hesap dönemi içinde para ile tahsil elden veya alacak olarak tahakkuk eden hasılat ile ödenen veya borçlanılan giderler arasındaki olumlu farktır. Zirai kazancın işletme hesabına göre tespitinde hesap dönemi başındaki mahsullerin değeri giderlere, hesap dönemi sonundaki mahsullerin değeri ise hasılata eklenir.

Zirai işletme hesabına göre hasılat, GVK’nın 56.maddesinde belirtilen kalemlerden oluşmaktadır. Buna karşılık, zirai kazancın işletme hesabına göre tespitinde dikkate alınacak giderler ise GVK’nın 57.maddesinde 11.bentte sayılan unsurlardan oluşmaktadır. Diğer taraftan, GVK’nın 58.maddesi hükmünde, kanunun 41.maddesinde yazılı giderlerin (işletmede üretilen ürünlerden teşebbüs sahibi ile eşi ve velayet altındaki çocukları tarafından tüketilenler hariç) hasılattan indirilemeyeceği hüküm altına alınmıştır.

Örnek:Çiftçi X şahsının 2016 yılında 12.000 dönümlük arazisinden 6.000 ton pamuk elde etmiştir. Bu ürünlerin 3.600 tonunu Ekim ayı sonunda 7.740.000 TL’ye satmıştır. Cari dönem içerisinde yapılan giderler ise 4.500.000 TL’dir. Çiftçi X aynı zamanda 2015 yılı pamuk üretimi kapsamında kg başına 0,65 TL olarak belirlenen ve toplam tutarı 3.200.000 TL olan destekleme primi ödemesini 2016 yılının Haziran ayında tahsil etmiştir. Öte yandan, dönem sonunda kalan 2.400 ton pamuğun değeri 900.000 TL’dir.

Özetle, zirai işletme hesap tablosu aşağıda olduğu gibidir:

0 Hesap Dönemi Başındaki Ürün Değeri

4.500.000 Giderler

7.340.000 Kar

__________________________________________

11.840.000 TOPLAM

__________________________________________

7.740.000 Hasılat

3.200.000 Destek Primi

900.000 Hesap Dönemi Sonundaki Ürün Değeri

___________________________________________

11.840.000 TOPLAM

Nazlı Gaye Alpaslan

http://www.hurses.com.tr/av-nazli-gaye-alpaslan/zirai-isletme-hesabi-esasina-gore-kazancin-tespiti-yontemi/haber-18978

Hakkımızda

 ö z d o ğ r u l a r, 18.08.1988 tarihinde kurularak, Mali Müşavirlik faaliyetine başlamıştır. 

Sektöründe en iyi olma duygusu ile personeline "Kalite" bilincini yerleştirmeyi, Kalite Yönetim Sistemini sürekli iyileştirmeyi, müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı, amaç edinerek, 2003 Yılında, alanında Türkiye' de ilk olarak ISO 9001: 2000 Belgesi almıştır.

 

Mali Takvim

Öne Çıkanlar

  • Enflasyon Düzeltmesi Uygulayan Şirketlerde Kar Dağıtımı Ticaret Bakanlığı tarafından hazırlanan “Enflasyon Düzeltmesi Uygulayan Şirketlerde Esas Alınacak…
  • 1 TL için 532.000 TL Fazla Vergi Ödeme Riski Sosyal içerik üreticilerinden ile Appstore, Google Play üzerinden gelir elde…
Top