Mehmet Özdoğru

Mehmet Özdoğru

Email: This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

05 Aralık 2017 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 30261 

Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı)’ndan:

KATMA DEĞER VERGİSİ GENEL UYGULAMA TEBLİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ (SERİ NO: 15)

MADDE 1 – 26/4/2014 tarihli ve 28983 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinin (II/A-2.2.) bölümünün dördüncü paragrafından sonra gelmek üzere aşağıdaki paragraflar eklenmiştir.

“Ancak, Türkiye içinde taşıma hakkı bulunmayan yabancı bayraklı gemilerin tadil, bakım ve onarım hizmetlerinde, geminin tersaneye giriş çıkış yaptığının Liman Başkanlığı tarafından verilecek belge ile tevsik edilmesi kaydıyla, istisna kapsamındaki hizmet nedeniyle yüklenilen ve indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV’nin %50’si, hizmet bedelinin döviz olarak Türkiye’ye getirildiğini tevsik eden belge aranmaksızın iade edilir. İade edilecek KDV’nin kalan kısmı, işleme ilişkin bedelin yarısının döviz olarak Türkiye’ye getirildiği oranda iade edilir.

Örnek: (A) Denizcilik Servis Hizmetleri Ltd. Şti. Türkiye içinde taşıma hakkı bulunmayan yabancı bayraklı bir gemiye Mayıs/2017 döneminde vermiş olduğu bakım ve onarım hizmetine ilişkin hizmet ihracı kapsamında bedeli 100.000 ABD Doları olan fatura düzenlemiş olup, yapmış olduğu bu hizmet nedeniyle yüklenip indirim yoluyla telafi edemediği 30.000 TL KDV’nin iadesini Mayıs/2017 dönemine ilişkin KDV beyannamesinde talep etmiştir. Mükellef bakım ve onarımını yaptığı söz konusu geminin Tuzla Liman Başkanlığından giriş çıkış yaptığını tevsik eden belgeyi sunmuş, ancak hizmet bedelinin döviz olarak Türkiye’ye getirildiğine ilişkin herhangi bir belge ibraz etmemiştir.

(A) Denizcilik Servis Hizmetleri Ltd. Şti.nin söz konusu KDV iade talebine ilişkin gerekli kontroller yapıldıktan sonra herhangi bir olumsuzluk bulunmaması halinde, iade edilecek KDV’nin yarısı olan 15.000 TL, hizmet bedelinin döviz olarak Türkiye’ye getirildiğine ilişkin belge aranmaksızın iade edilir.

(A) Denizcilik Servis Hizmetleri Ltd. Şti. hizmet bedeline ilişkin 40.000 ABD Dolarını Türkiye’ye döviz olarak getirdiğini tevsik eden belgeyi 2017 yılının Eylül ayında ibraz etmiştir. Bu durumda, hizmet bedelinin yarısı olan 50.000 ABD Dolarının %80’i (40.000/50.000) döviz olarak Türkiye’ye getirilmiş olduğundan, iadesi yapılmayan KDV tutarı olan 15.000 TL’nin %80’ine isabet eden 12.000 TL’nin iadesi yapılır.”

MADDE 2 – Aynı Tebliğin (II/B-7.) bölümünün birinci paragrafında yer alan “Milli Savunma Bakanlığı,” ibaresinden sonra gelmek üzere “Adalet Bakanlığı,” ibaresi ve (II/B-7.1.) bölümünün birinci paragrafında yer alan “-Milli Savunma Bakanlığı,” satırından sonra gelmek üzere alt satır olarak “-Adalet Bakanlığı,” satırı eklenmiştir.

MADDE 3 – Aynı Tebliğin (III/B-3.) bölümünün üçüncü paragrafı ile (III/B-3.2.5.) bölümünde yer alan "28 ve 29 uncu sırası” ibaresi “28, 29 ve 31 inci sırası” olarak değiştirilmiştir.

MADDE 4 – Aynı Tebliğin (IV/A-6.) bölümünün beşinci paragrafının ilk cümlesinde yer alan “mahsuben iadesi” ibaresi, “mahsuben iadesi (Özel tüketim vergisine tabi olan malların indirimli oran uygulanmak suretiyle tesliminden kaynaklanan KDV iade alacağının, bu mallara ilişkin ÖTV borçlarına mahsuben iadesi hariç)” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 5 – Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 6 – Bu Tebliğ hükümlerini Maliye Bakanı yürütür.

05 Aralık 2017 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 30261 

SOSYAL SİGORTA İŞLEMLERİ YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA İLİŞKİN YÖNETMELİK

MADDE 1 – 12/5/2010 tarihli ve 27579 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 4 üncü maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bentler eklenmiştir.

“n) Meslek mensubu: 1/6/1989 tarihli ve 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu uyarınca yetki almış olup bağımsız çalışan serbest muhasebeci, serbest muhasebeci mali müşavir ve yeminli mali müşavirleri,

  1. o) Aylık prim ve hizmet belgesi: Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (c) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için işverenlerce Kuruma verilmesi gereken ve sigortalıların prime esas kazanç ve hizmet bilgilerinin bildirilmesine mahsus belgeyi,

ö) Muhtasar ve prim hizmet beyannamesi: Vergi kanunlarına göre verilmesi gereken muhtasar beyanname ile Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için verilmesi gereken aylık prim ve hizmet belgesinin birleştirilerek matrahlarıyla birlikte kesilen vergilerin ve sigortalıların prime esas kazanç ve hizmet bilgilerinin bildirilmesine mahsus beyannameyi,”

MADDE 2 – Aynı Yönetmeliğin 5 inci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“(4) Kurumun merkezi bilgisayar sisteminde bir arıza olmamasına rağmen, işverenin işyeri dosyasının veya sigortalının ikametgahının bulunduğu bölge, il, ilçe veya mahalde;

  1. a) Kurumun hizmet satın aldığı internet servis sağlayıcılarında meydana gelen arızalar,
  2. b) Elektrik ve iletişim alt yapısında meydana gelen arızalar,
  3. c) Yangın, yıldırım, infilak ve benzeri olaylar sonucu meydana gelen ve işlem yapmayı engelleyici durumlar,

ç) Sel veya su baskını, fırtına, yer kayması, deprem gibi tabi afetler ile grev, lokavt, sabotaj, terör saldırıları,

nedeniyle Kanuna göre Kuruma verilmesi gereken her türlü bilgi, belge, bildirge ve beyannamelerin, yapılması gereken prim ödemelerinin veya Kuruma yapılması gereken başvuruların yapılamaması ve söz konusu durumların Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünce tespit edilmesi ve bu hususun da Kurum Başkanlık Makamınca uygun görülmesi halinde bu yükümlülükler sorunların ortadan kalktığı tarihi takip eden beşinci iş gününün sonuna kadar yerine getirilirse Kanunda öngörülen sürede yerine getirilmiş sayılır.”

MADDE 3 – Aynı Yönetmeliğin 9 uncu maddesinde aşağıdaki düzenlemeler yapılmıştır:

  1. a) Üçüncü fıkranın (b) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve aynı fıkraya aşağıdaki bent eklenmiştir.

“b) 5/6/1986 tarihli ve 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanununda belirtilen aday çırak, çırak ve işletmelerde mesleki eğitim gören öğrenciler hakkında iş kazası ve meslek hastalığı ile hastalık sigortası, mesleki ve teknik ortaöğretim sırasında tamamlayıcı eğitim ya da alan eğitimi gören öğrenciler, yükseköğrenimleri sırasında staja tabi tutulan öğrenciler, kamu kurum ve kuruluşları tarafından desteklenen projelerde görevli bursiyerler ile 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 46 ncı maddesine tabi olarak kısmi zamanlı çalıştırılan öğrencilerden aylık prime esas kazanç tutarı, Kanunun 82 nci maddesine göre belirlenen günlük prime esas kazanç alt sınırının otuz katından fazla olmayanlar hakkında iş kazası ve meslek hastalığı sigortası, bunlardan bakmakla yükümlü olunan kişi durumunda olmayanlar hakkında ayrıca genel sağlık sigortası hükümleri, bakmakla yükümlü olunan kişi kapsamında oldukları halde çeşitli nedenlerle provizyon verilemeyen öğrenciler hakkında da ayrıca genel sağlık sigortası hükümleri,”

“f) Kanunun ek 15 inci maddesi kapsamında güvenlik korucuları hakkında uzun vadeli sigorta kolları ve genel sağlık sigortası hükümleri,”

  1. b) Yedinci fıkranın (ç) bendinde yer alan “Türk Silahlı Kuvvetleri” ibaresi “Millî Savunma Bakanlığı” şeklinde değiştirilmiştir.
  2. c) Yedinci fıkraya aşağıdaki bent eklenmiştir.

“e) Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi ile fakülte ve yüksekokullarda Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı nam ve hesabına okuyan veya kendi hesabına okumakta iken Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı nam ve hesabına okumaya devam edenler ile subay ve astsubay naspedilmek üzere temel askerlik eğitimine tabi tutulan adaylar,”

ç) Sekizinci fıkrada yer alan “(ç) ve (d)” ibaresi “(ç), (d) ve (e)” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 4 – Aynı Yönetmeliğin 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde yer alan “Resmî meslek ve sanat okulları ile yetkili resmî makamların izniyle kurulan meslek veya sanat okullarında ve” ibaresi yürürlükten kaldırılmıştır.

MADDE 5 – Aynı Yönetmeliğin 11 inci maddesinde aşağıdaki düzenlemeler yapılmıştır:

  1. a) Birinci fıkra aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“(1) Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için çalışmaya, meslekî ve teknik eğitime, meslekî ve teknik ortaöğretim sırasında tamamlayıcı eğitim ya da alan eğitimine, staja veya bursiyer olarak göreve başladıkları tarihten itibaren sigortalı hak ve yükümlülükleri başlar.”

  1. b) İkinci fıkranın (b) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“b) (c) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar, göreve başladıkları veya okullarında öğretime başladıkları tarihten, kendi hesabına okumakta iken Milli Savunma Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı veya Sahil Güvenlik Komutanlığı hesabına okumaya başlayanların, bu Kurumlar adına okumaya başladıkları tarihten itibaren on beş gün içinde,”

  1. c) Üçüncü fıkraya aşağıdaki bent eklenmiştir.

“f) Kanunun ek 15 inci maddesi kapsamındaki güvenlik korucularının bildirimi valiliklerce çalışmaya başladıkları tarihten itibaren bir ay içinde,”

ç) Altıncı fıkra aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“(6) Hizmet akdi ile çalışmamakla birlikte Kanunun 5 inci maddesinin (b) bendine tabi olanların bildirimleri Milli Eğitim Bakanlığı, öğrencilerin eğitim gördükleri okullar, yüksek öğretim kurumları, kamu kurum ve kuruluşları tarafından desteklenen projelerde görevli bursiyerler için projenin yürütüldüğü kamu kurum ve kuruluşları, özel sektör kuruluşları ve üniversitelerce yapılır.”

MADDE 6 – Aynı Yönetmeliğin 14 üncü maddesinde aşağıdaki düzenlemeler yapılmıştır:

  1. a) Dördüncü fıkranın (b) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“b) Kanunun 5 inci maddesinin (b) bendine tabi olanların sigortalılığı mesleki ve teknik eğitimin, mesleki ve teknik ortaöğretim sırasında tamamlayıcı eğitim ya da alan eğitiminin, stajın veya bursun bittiği tarihten itibaren sona erer ve bu tarih Milli Eğitim Bakanlığı, öğrencilerin eğitim gördükleri okullar, yüksek öğretim kurumları, kamu kurum ve kuruluşları tarafından desteklenen projelerde görevli bursiyerler için projenin yürütüldüğü kamu kurum ve kuruluşları, özel sektör kuruluşları ve üniversitelerce,”

  1. b) Dördüncü fıkraya aşağıdaki cümleler eklenmiştir.

“Ayrıca Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalılar için aylık prim ve hizmet belgesi verilmemesi veya tutukluluk ve gözaltı hali, yol izni ve diğer ücretsiz izinler, devamsızlık, puantaj, kısmi istihdam, yarım çalışma, fesih, tarihinde çalışmama ve diğer nedenlerle aylık prim ve hizmet belgesinde gün ve kazanç bildiriminde bulunulmaması halinde en son primin ilişkin olduğu tarih itibarıyla sigortalılığı durdurulur. Ancak ilgili kanununda belirtilen ücretsiz izin halinde ise iznin sona erdiği tarih itibarıyla sigortalılığı durdurulur.”

  1. c) On birinci fıkraya aşağıdaki cümle eklenmiştir.

“Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendindeki muhtar sigortalılığı ile aynı maddenin (b) bendindeki diğer sigortalılık statülerine aynı anda tabi olacak şekilde çalışılması durumunda, muhtar sigortalılığı dikkate alınır.”

ç) Aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“(13) Kanunun ek 15 inci maddesi kapsamındaki güvenlik korucularının görevlerinin sona erdiği tarihten itibaren bir ay içinde e-sigorta yoluyla bildirilir.”

MADDE 7 – Aynı Yönetmeliğin 18 inci maddesinde aşağıdaki düzenlemeler yapılmıştır:

  1. a) Madde başlığı “İşe giriş ve işten ayrılışın re’sen tescili” şeklinde değiştirilmiştir.
  2. b) Birinci fıkrada yer alan “Kuruma bildirilmediği tespit edilenlerin” ibaresinden sonra “tescil işlemleri Kurumca re’sen yapılır” ibaresi eklenmiştir.
  3. c) Aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.

“(3) Kurumun denetim ve kontrolle görevli memurlarınca fiilen yapılan denetimler veya işyeri kayıtlarından yapılan tespitler sonuçlanıncaya kadar aylık prim ve hizmet belgesinde en son bildirilen tarih esas alınarak işten ayrılış bildirgesi re’sen düzenlenebilir.

(4) Çalışmakta olduğu işyerinin kapanması, işverene ulaşılamaması, sigortalılardan çalışılmadığına dair ihbar veya bildirimde bulunulması ve benzeri sebeplerle sigortalının işten ayrıldığına dair Ünitece varılacak kanaate göre aylık prim ve hizmet belgesinde en son bildirilen tarih esas alınarak işten ayrılış bildirgesi re’sen düzenlenebilir.”

MADDE 8 – Aynı Yönetmeliğin 27 nci maddesinde aşağıdaki düzenlemeler yapılmıştır:

  1. a) Birinci fıkranın ilk cümlesinde yer alan “e-sigorta ile” ibaresi “elektronik ortamda” şeklinde değiştirilmiş ve ikinci cümlesi yürürlükten kaldırılmıştır.
  2. b) İkinci fıkrasına aşağıdaki cümleler eklenmiştir.

“İşverenin talebi üzerine aynı işverene, aynı iş kolunda olmak üzere işin bitiminden itibaren bir ay içerisinde tekraren verilen veya ihale edilen güvenlik, temizlik, taşıma ve benzeri nitelikteki hizmet alımı işlerinde yeni bir işyeri bildirgesi verilmeksizin söz konusu işlerin yürütüldüğü işyeri dosyası üzerinden işlemler yürütülebilir. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Kurumca belirlenir.”

  1. c) Aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.

“(10) İstihdam teşvik ve desteklerinden yersiz yararlanmaya mahal vermemek, aynı ilde olmak ve işveren tarafından yazılı olarak talep edilmek kaydıyla, devamlı mahiyette işlem gören veya görecek olan aynı işverene ait iş kolu kodu aynı olan ve Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı çalıştıran tüm işyerlerinin, birleştirilmek suretiyle tek dosyada işlem görmesine Kurumca izin verilebilir; birden fazla ünite bölgesinde işyeri bulunması halinde ise tek dosyanın işlem göreceği ünite, Kurumca belirlenir.

(11) Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı çalıştıran kamu kurum ve kuruluşlarına ait işyeri işverenleri tarafından yazılı olarak talep edilmek kaydıyla devamlı mahiyette işlem gören veya görecek olan aynı kamu kurum ve kuruluşu işverenine ait iş kolu kodu aynı olan ve birden fazla Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü sınırları içindeki tüm işyeri dosyalarının birleştirilmek suretiyle tek dosyada işlem görmesine istihdam teşvik ve desteklerinden yersiz yararlanmaya mahal vermeyecek şekilde Kurumca izin verilebilir.”

MADDE 9 – Aynı Yönetmeliğin 29 uncu maddesinde aşağıdaki düzenlemeler yapılmıştır:

  1. a) Birinci fıkrada yer alan “bir ay içinde” ibaresi “yedi iş günü içinde” şeklinde ve “elden vermekle” ibaresi “vermek” şeklinde değiştirilmiştir.
  2. b) Üçüncü fıkraya aşağıdaki bent eklenmiştir.

“d) Gerekli görülmesi halinde 18/2/2017 tarihli ve 29983 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi Genel Tebliği ekinde yer alan sözleşme örneği,”

MADDE 10 – Aynı Yönetmeliğin 40 ıncı maddesinin onuncu fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“(10) Sigortalının, hastalık ve analık sigortası bakımından geçici iş göremezlik ödeneği almasına esas istirahat raporu süresi içinde, sigortalılık hâlinin herhangi bir nedenle sona ermesi hâlinde, sigortalılığın sona erdiği tarihten sonra en fazla onuncu güne kadar geçici iş göremezlik ödeneği ödenir.”

MADDE 11 – Aynı Yönetmeliğin 49 uncu maddesinin beşinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“(5) Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinden birden fazlasına tabi olarak çalışmış veya prim ödemiş olan sigortalıların malûllük aylığı bağlanmasına ilişkin talepleri, son sigortalılık hâline göre sonuçlandırılır. Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamındaki sigortalılardan, Kanunun 25 inci maddesi uyarınca vazifelerini yapamayacak şekilde meslekte kazanma gücünün kaybedilmesi veya hastalıkları kanunlarında tayin edilen sürelerden fazla devam etmesi nedeniyle Kurum Sağlık Kurulunca malul sayılmalarına rağmen, aylık bağlanmasına ilişkin sigortalılık süresi ve/veya prim ödeme gün sayısı şartını sağlamamaları nedeniyle bu statüdeki görevlerinden ayrılışlarında aylık bağlanamayan sigortalılara, belirtilen koşulları sonradan taşımaları ve talepleri halinde yeniden maluliyet değerlendirilmesi yapılmaksızın son sigortalılık statüleri esas alınarak malullük aylığı bağlanır.”

MADDE 12 – Aynı Yönetmeliğin 50 nci maddesinde aşağıdaki düzenlemeler yapılmıştır:

  1. a) İkinci fıkraya aşağıdaki cümle eklenmiştir.

“Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) veya (b) bendi kapsamındaki sigortalılardan, prim ve prime ilişkin her türlü borcu bulunanlardan, primi ödenmiş gün sayısı en az 1800 olanların sevk işlemleri yapılır ve buna ilişkin masraflar Kurumca karşılanır.”

  1. b) Dördüncü fıkrada yer alan “İkinci ve üçüncü fıkralardaki” ibaresi “Üçüncü fıkradaki” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 13 – Aynı Yönetmeliğin 59 uncu maddesinin ikinci fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.

MADDE 14 – Aynı Yönetmeliğin 60 ıncı maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesi yürürlükten kaldırılmıştır.

MADDE 15 – Aynı Yönetmeliğin 62 nci maddesinin birinci fıkrasının son cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve aynı fıkraya aşağıdaki cümle eklenmiştir.

“Ancak Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında veya bu kapsamda geçen hizmetlerle birlikte Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentleri kapsamındaki sigortalıların hak sahiplerine aylık bağlanacağı durumlarda, Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında geçen hizmetlere ait prim ve prime ilişkin her türlü borçların ödenmesi zorunludur.”

“Hak sahiplerine bağlanacak aylığın başlangıç tarihi, bu fıkra hükümlerine göre tespit olunur.”

MADDE 16 – Aynı Yönetmeliğin 66 ncı maddesinde aşağıdaki düzenlemeler yapılmıştır:

  1. a) Altıncı fıkrada yer alan “Türk Silahlı Kuvvetleri veya Emniyet Genel Müdürlüğü” ibaresi “Milli Savunma Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı veya Sahil Güvenlik Komutanlığı” şeklinde değiştirilmiştir.
  2. b) Onuncu fıkra yürürlükten kaldırılmıştır.
  3. c) On birinci fıkraya üçüncü cümleden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümle eklenmiştir.

“Yanlış veya yersiz olarak yapılmış borçlanma tutarları da faiz uygulanmaksızın ilgililere iade edilir.”

MADDE 17 – Aynı Yönetmeliğin 67 nci maddesinin altıncı fıkrasında yer alan “yaşlılık, malûllük veya ölüm” ibaresi “yaşlılık veya malullük” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 18 – Aynı Yönetmeliğin 76 ncı maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“(4) 5411 sayılı Bankacılık Kanunu kapsamındaki kuruluşlar, döner sermayeli kuruluşlar, diğer gerçek veya tüzel kişiler ile Kamu idareleri ve Kanunla kurulan kurum ve kuruluşlardan Kanunun 8 inci maddesinin yedinci fıkrası ile 100 üncü maddesi kapsamında münferiden istenilen bilgi ve belgelerin bir aylık süre içerisinde gönderilmesi gerekmektedir. Bilgi ve belgelerin yapılan tebligata rağmen bir ay içerisinde gönderilmemesi veya noksan gönderilmesi halinde idari para cezası uygulanır.”

MADDE 19 – Aynı Yönetmeliğin 78 inci maddesinde aşağıdaki düzenlemeler yapılmıştır:

  1. a) Birinci fıkra aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“(1) Kurum Sağlık Kurulunca gerekli görülen veya sigortalı ve hak sahiplerinin malullük durumlarında artma veya başka birinin sürekli bakımına muhtaç olduğunu ileri sürmeleri veya sigortalı ve hak sahipleri dışında bu kararlara yapılan ihbar ve şikayetler ile Kurumca yürütülen denetim ve soruşturma kapsamında kısa veya uzun vadeli sigorta kollarına ilişkin kontrol muayeneleri, bu muayeneye istinaden düzenlenmiş sağlık kurulu raporu ve daha önce Kurum tarafından verilmiş kararlara ilişkin tüm belgelerin birlikte değerlendirilmesi ile yapılır.”

  1. b) Beşinci fıkra aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“(5) Kontrol muayenesine tabi tutulması gereken sigortalılara; kontrol muayene tarihlerinden en az 3 ay önce yazı ile sevk talebinde bulunarak kontrol muayene işlemlerini yaptırmaları gerektiği bildirilir.”

MADDE 20 – Aynı Yönetmeliğin 80 inci maddesinin başlığı “Kanunî temsilcilerce veya vekillerce yapılan başvurular” şeklinde ve birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“(1) Kanunun öngördüğü her türlü gelir, aylık, ödeme ve ödenekler ile borçlanma ve benzeri taleplerin, aylık bağlama öncesi taleplerin yapılabilmesi için; sigortalı ve hak sahiplerinden ergin ve mümeyyiz olmayanların kanunî temsilcilerinin yazılı istekte bulunmaları şarttır.”

MADDE 21 – Aynı Yönetmeliğin 97 nci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“(8) Kanunun ek 15 inci maddesi kapsamındaki güvenlik korucularının prime esas günlük kazançları 82 nci madde uyarınca belirlenen prime esas günlük kazanç alt sınırı olup primlerin sigortalı ve işveren hissesinin tamamı valiliklerce ödenir.”

MADDE 22 – Aynı Yönetmeliğin 98 inci maddesinin birinci fıkrasında aşağıdaki düzenlemeler yapılmıştır:

  1. a) (a) bendinin üçüncü cümlesi ile dördüncü cümlesinde yer alan ", beyanının geçerliliği ortadan kalkan” ibaresi yürürlükten kaldırılmıştır.
  2. b) (ç) bendinde yer alan “köy muhtarları ile” ibaresi yürürlükten kaldırılmıştır.

MADDE 23 – Aynı Yönetmeliğin 102 nci maddesinde aşağıdaki düzenlemeler yapılmıştır:

  1. a) Üçüncü fıkranın (b) bendinde yer alan “dönemi izleyen takvim ayının 7’sinde” ibaresi “ayı takip eden ayın 23’ünde” şeklinde değiştirilmiştir.
  2. b) Üçüncü fıkranın (c) bendinin (2) numaralı alt bendinde yer alan “dönemi izleyen takvim ayının 7’sinde” ibaresi “ayı takip eden ayın 23’ünde” şeklinde değiştirilmiştir.
  3. c) Üçüncü fıkraya aşağıdaki cümle eklenmiştir.

“Ayın 15’i ile müteakip ayın 14’ü arasındaki çalışmaları karşılığı ücret alan sigortalıların bildiriminde esas alınacak ay, 15 inci günün içinde bulunduğu aydır.”

ç) Altıncı fıkraya aşağıdaki bent eklenmiştir.

“ı) 4046 sayılı Kanunun 21 inci maddesine istinaden iş kaybı tazminatı ödenen sigortalı personel ile 4447 sayılı Kanunun ek 5 inci maddesi kapsamında doğum ve evlat edinme sonrası yarım çalışma ödeneği ödenenlere ilişkin aylık prim ve hizmet belgelerinin ödemenin yapıldığı tarihi,”

  1. d) Altıncı fıkranın sonunda yer alan “takip eden ayın/dönemin, işyerinin özel nitelikte olması halinde 23’üne, resmî nitelikte olması halinde 7’sine kadar,” ibaresi “takip eden ayın 23’üne kadar” şeklinde değiştirilmiştir.
  2. e) On üçüncü fıkra aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“(13) Ay içinde otuz günden az çalışan veya eksik ücret ödenen sigortalılara ilişkin;

  1. a) Kurumca elektronik ortamda alınabilenler hariç Kurumca yetkilendirilmiş sağlık hizmeti sunucularından veya işyeri hekimlerinden alınmış istirahatli olduğunu gösteren rapor,
  2. b) Sigortalı ve işverenin imzasını taşıyan ücretsiz veya aylıksız izinli olduğunu kanıtlayan izin belgesi,
  3. c) Sigortalıya tebliğ edilen disiplin cezası uygulamasına ilişkin belge,

ç) Gözaltına alınma ile tutukluluk hâline ilişkin belgeler,

  1. d) Kısmi süreli çalışmalara ait yazılı iş sözleşmesi,
  2. e) Sigortalının imzasını taşıyan puantaj kayıtları,
  3. f) Grev, lokavt, genel hayatı etkileyen olaylar, doğal afetler nedeniyle işyerinde faaliyetin durdurulduğunu veya işe ara verildiğini gösteren ilgili resmî makamlardan alınan yazı örneği,
  4. g) İşe devamsızlığa ilişkin belgeler,

ğ) İş sözleşmesinin fesih edildiği tarihte çalışılmadığına dair belge,

  1. h) Kısa çalışma ödeneği alındığına dair ilgili resmî makamlardan alınan belge,

ı) 5434 sayılı Kanunun ek 76 ve geçici 192 nci maddesine tabi olunduğunu gösterir belge,

  1. i) Yarım çalışma ödeneği alındığına dair ilgili resmî makamlardan alınan belge,
  2. j) İş Sağlığı ve Güvenliği Kayıt, Takip ve İzleme Programı İSG-KATİP üzerinden alınan sözleşmeler,
  3. k) Sonradan düzenlenebilir niteliğinde olmayan benzer nitelikteki belgeler,

eksik çalışmaya ilişkin belgelerdir. Bunlardan, on üçüncü fıkranın (a), (c), (ç), (f), (h), (ı), (i), (j) ve (k) bentlerinde sayılan belgeler Kuruma verilmez. Ancak söz konusu belgeler Kanunun 86 ncı maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Kurumca istenilmesi halinde ibraz edilmek üzere işverence saklanır. İlgili belgelerin Kurumca talep edilmesine rağmen ibraz edilmemesi halinde Kanunun 86 ncı maddesinin beşinci fıkrasına göre işlem yapılır. Sigortalıların eksik gün bildirimine ilişkin bu maddenin on üçüncü fıkrasının diğer bentlerinde sayılan belgeler bilgi formu (Ek-10) ekinde aylık prim ve hizmet belgesinin verilmesi gereken süre içerisinde Kuruma verilir veya taahhütlü, iadeli taahhütlü, acele posta servisi, PTT Alo Post veya PTT Kargo ile gönderilir.”

  1. f) On beşinci fıkraya aşağıdaki cümle eklenmiştir.

“Ancak 10 ve üzerinde sigortalının çalıştırıldığı aylara ilişkin bu maddenin on üçüncü fıkrasında sayılan belgeler özel sektör işyeri işverenlerince Kanunun 86 ncı maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Kurumca istenilmesi halinde ibraz edilmek üzere saklanır.”

MADDE 24 – Aynı Yönetmeliğin 103 üncü maddesinde aşağıdaki düzenlemeler yapılmıştır:

  1. a) Birinci fıkranın ikinci cümlesinde yer alan “fiilen yapılan tespitler” ibaresinden sonra gelmek üzere “ile sadece alınan ifadeler” ibaresi eklenmiştir.
  2. b) Birinci fıkranın son cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Diğer Kanunlara göre defter tutmakla yükümlü olmayan işveren, alt işveren ile sigortalıyı devir alanlar tarafından Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılanlara ilişkin yasal süresi geçirildikten sonra Kuruma verilen aylık prim ve hizmet belgelerinin doğruluğunun fiilen yapılan denetimler, araştırmalar, soruşturmalar ve incelemeler sonucu anlaşılması hâlinde işleme konulur; ancak fiilen yapılan tespitler ile sadece ifadelere dayanılarak geriye doğru verilen hizmetlerin en fazla bir yıllık süreye ilişkin olan kısmı dikkate alınır.”

MADDE 25 – Aynı Yönetmeliğin 107 nci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“(10) Kurum mevzuatı uyarınca yapılacak inceleme nedeniyle gerçek ve tüzel kişilere veya tüzel kişiliği bulunmayan kurum ve kuruluşlara, yapılacak tebligata rağmen kayıt ve belgelerin ibraz edilmemesi halinde Kanunun 102 nci maddesi hükümleri uygulanır.”

MADDE 26 – Aynı Yönetmeliğin 108 inci maddesinde aşağıdaki düzenlemeler yapılmıştır:

  1. a) Birinci fıkrada yer alan “Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin 4 numaralı alt bendi hariç diğer alt bentlerine tabi olanlar” ibaresi “Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin 4 numaralı alt bendi ve muhtarlar hariç diğer alt bentlerine tabi olanlar” şeklinde değiştirilmiş ve aynı fıkraya aşağıdaki cümleler eklenmiştir.

“Muhtarlardan 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalılığı olanların primleri ise il özel idareleri veya yatırım izleme ve koordinasyon başkanlıklarınca takip eden ayın sonuna kadar Kuruma ödenir. Ancak il özel idareleri veya yatırım izleme ve koordinasyon başkanlıklarına sigortalılıkları Kurumca sonradan bildirilen muhtarlara ilişkin primlerin, bildirim tarihini takip eden ayın sonuna kadar ödenmesi gerekir.”

  1. b) Beşinci fıkraya aşağıdaki bent eklenmiştir.

“ı) 4046 sayılı Kanunun 21 inci maddesine istinaden iş kaybı tazminatı ödenen sigortalı personel ile 4447 sayılı Kanunun ek 5 inci maddesi kapsamında doğum ve evlat edinme sonrası yarım çalışma ödeneği ödenenlere ilişkin sigorta priminin ödemenin yapıldığı tarihi,”

MADDE 27 – Aynı Yönetmeliğin 109 uncu maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“(2) Kanunun 91 inci maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen hususlarla ilgili ertelemeye Kurum Yönetim Kurulu yetkilidir.”

MADDE 28 – Aynı Yönetmeliğe aşağıdaki ek maddeler eklenmiştir.

Meslek mensuplarının sorumluluğu

EK MADDE 4 – (1) Kanun uyarınca düzenlenmesi ve verilmesi gereken muhtasar ve prim hizmet beyannamesinin defter kayıtlarına veya bu defter ve kayıtların dayanağını teşkil eden belgelere uygun olmamasından işverenlerle birlikte 3568 sayılı Kanuna göre yazılı sözleşme ile yetki verilmiş meslek mensupları da müştereken ve müteselsilen sorumludur.

(2) Kanun uyarınca düzenlenmesi ve verilmesi gereken muhtasar ve prim hizmet beyannamesinin meslek mensupları tarafından düzenlenmesi ve verilmesi amacıyla işverenler ve ilgili meslek mensupları arasında yazılı sözleşme düzenlenir.

(3) Bu maddenin ikinci fıkrasında belirtilen sözleşmede Kanunun 86 ncı maddesinin on üçüncü fıkrasına dayanılarak Maliye Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından müştereken çıkarılan Tebliğ eki sözleşmeler esas alınır.

(4) Meslek mensupları ile işverenler arasında düzenlenen sözleşmenin iptali halinde yeni sözleşme bir aylık süre içerisinde Kuruma bildirilir.

(5) Bu maddenin yürürlük tarihinden itibaren ilk defa tescil edilecek işyerlerine ilişkin olarak işverenler ve meslek mensupları arasında düzenlenen sözleşmenin bir örneği gerekli görülmesi halinde Kurumca istenir. Bu maddenin yürürlük tarihinden önce tescil edilen işyerlerine ilişkin olarak Kanuna ait hususların da yer aldığı yeni sözleşmenin bir örneğinin gerektiğinde ibrazı istenir.

(6) Yazılı sözleşme ile yetki verilmiş meslek mensuplarının, Kanuna göre düzenledikleri muhtasar ve prim hizmet beyannamesinde yer alan bilgilerin, defter ve kayıtlara ve bu kayıtların dayanağını teşkil eden belgelere uygun olmamasına kendi kusurlu davranışları ile sebebiyet verdiklerinin, Kurumca veya yetkili adli mercilerce tespit edilmiş olması halinde meslek mensupları ortaya çıkan prim kaybından, gecikme cezasından, gecikme zammından, idari para cezalarından ve Kanunun 96 ncı maddesi kapsamında fazla veya yersiz yapılan ödemelerden işverenlerle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulur.

(7) Kanuna göre düzenlenecek ve verilecek muhtasar ve prim hizmet beyannamesinin uygunluğuna esas olan defter kayıtları ve belgelerin saklanmasından ve ibrazından işverenler sorumludur.

(8) Kanuna göre düzenlenecek ve verilecek muhtasar ve prim hizmet beyannamesinin defter ve kayıtlara ve bu kayıtların dayanağını teşkil eden belgelere uygun olmamasından meslek mensuplarının sorumlu olması için, defter, kayıt ve belgelerin imza karşılığı veya yazılı tutanak yoluyla, bilgilerin ise mail, kısa mesaj veya yazılı tutanak gibi yollarla meslek mensuplarına intikali gerekir.

(9) İşveren veya işveren tarafından yetki verilen kişinin imzası olmayan veya bu kişiler tarafından intikal ettirilmeyen bilgi ve belgelere istinaden meslek mensupları tarafından düzenlenen defter, belge ve bilgiler için ilgili meslek mensupları sorumlu sayılacaktır.

Muhtasar ve prim hizmet beyannamesi uygulamasına ilişkin bazı hususlar

EK MADDE 5 – (1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için aylık prim ve hizmet belgesinin düzenlenmesi ve verilmesine ilişkin bu Yönetmeliğin ekinde yer alan EK-9 Aylık Prim ve Hizmet Belgesi, Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi Genel Tebliğinin yürürlüğe girdiği beyanname döneminden itibaren kullanılmaz.

(2) Bu maddenin birinci fıkrasında belirtilen sigortalılar için aynı fıkrada belirtilen     EK-9 Aylık Prim ve Hizmet Belgesi, Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi Genel Tebliğinin yürürlüğe girdiği beyanname döneminden önceki dönem/dönemler için kullanılır.

(3) Bu maddenin birinci ve ikinci fıkra hükümleri saklı kalmak kaydıyla Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için 102 nci maddenin yedinci fıkrasındaki “aylık prim ve hizmet belgesi” ibaresi hariç olmak üzere bu Yönetmelikte aylık prim ve hizmet belgesine yapılan atıflar Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi Genel Tebliğinin yürürlüğe girdiği beyanname döneminden itibaren muhtasar ve prim hizmet beyannamesine yapılmış sayılır.

(4) Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için bu Yönetmeliğin 102 nci maddesinin bir, üç ve altıncı fıkrasında geçen aylık prim ve hizmet belgesinin e-sigorta kanalıyla gönderilmesine ilişkin hüküm Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi Genel Tebliğinin yürürlüğe girdiği beyanname döneminden itibaren muhtasar ve prim hizmet beyannamesi için uygulanmaz.

Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamındaki sigortalıların hizmet bilgilerinin alınması

EK MADDE 6 – (1) Kanunun geçici 4 üncü maddesi uyarınca haklarında 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu hükümleri uygulananlar ile ilk defa Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamına tabi olan sigortalıların hizmet başlangıcından itibaren hizmet belgesinin düzenlenmesine esas olan ve “https://hitap.sgk.gov.tr/HitapWeb/” adresindeki Hizmet Takip Programında (HİTAP) yer alan;

  1. a) Özlük ve nüfus,
  2. b) Hizmet belgesi,
  3. c) Öğrenim durumu,

ç) Lisansüstü öğrenim/kurs,

  1. d) Tashih ve kaza-i rüşt kararı (ergin kılınma),
  2. e) Diğer kanunlara/statülere tabi hizmet,
  3. f) Askerlik,
  4. g) Tazminat,

ğ) Unvan,

  1. h) Açık süre,

ı) Borçlanılan hizmet,

  1. i) İtibari hizmet süresi,
  2. j) Emeklilik belgesi,

bilgi formatları kamu idareleri tarafından web sitesi üzerinden kişi bazında, toplu veri veya internet servisi yöntemlerinden biri kullanılarak Kuruma gönderilir. Bu kapsamda gönderilecek belge ve bilgiler için kurum ve kuruluşlar ile Kanunun 100 üncü maddesi kapsamında protokol yapılması gerekmez.

(2) Kurumca daha sonra gerek görülmesi halinde bilgi formatlarında (kayıt deseninde) değişiklik yapılabilir.

(3) Kamu idareleri, birinci fıkrada belirlenen bilgileri;

  1. a) 14/4/2012 tarihinde görevde olan sigortalılar için 31/8/2015 (dahil) tarihine kadar,
  2. b) 14/4/2012 tarihi ile 31/8/2015 tarihi arasında ilk defa veya tekrar atanan sigortalılar için 2/11/2015 (dahil) tarihine kadar,
  3. c) 1/9/2015 tarihinden itibaren ilk defa, tekrar veya naklen atanan sigortalılar için göreve başladıkları tarihten itibaren 90 gün içinde,

ç) (a), (b) ve (c) bentlerinde belirtilen sigortalıların sisteme aktarılan bilgilerinde herhangi bir değişiklik olması halinde değişikliğin yapıldığı/onaylandığı, belgenin ibraz edildiği/intikal ettiği tarihten itibaren 90 gün içinde,

  1. d) 14/4/2012 tarihinden önce herhangi bir nedenle görevlerinden ayrılmış olan sigortalılar için (emekliler ile naklen tayin olanlar hariç) 30/6/2017 (dahil) tarihine kadar,

internet sitesi üzerinden Kuruma gönderir.

(4) Kurumca, gerek görülmesi halinde üçüncü fıkranın (a), (b), (c) ve (d) bentlerinde belirtilen süreler www.sgk.gov.tr ve/veya https://hitap.sgk.gov.tr/HitapWeb/ adreslerinde yayımlamak suretiyle uzatılabilir.

(5) Birinci fıkranın (a), (b), (c), (ç), (e), (f), (ğ), (h) ve (ı) bentlerinde belirtilen kayıt deseninde yer alan bilgilerin mücbir sebepler veya Kurumca uygun görülen teknik nedenlerle Kuruma aktarılamaması durumu ile kayıt deseninde istenilen bilgi ve belgelerde yapılan hatalı işlemlerin düzeltilmesi hariç olmak üzere üçüncü fıkrada belirtilen sürelerde, birinci fıkranın (d), (g) ve (i) bentlerinde istenilen bilgilerin üçüncü fıkrada belirtilen sürelerde girilmediğinin Kurumca tespiti üzerine gerekli bilginin programa aktarılması ilgili kurumdan talep edilir ve talebin ilgili kurum kayıtlarına geçtiği tarihten itibaren 30 gün içinde, bilginin aktarılmaması veya geç aktarılması halinde Kanunun 102 nci maddesinin birinci fıkrasının (i) bendi uyarınca idari para cezası uygulanır. Bu maddenin yayımı tarihini takip eden yılbaşından itibaren birinci fıkranın (ğ) bendinde belirtilen kayıt deseninde yer alan bilgilerin programa aktarılması ilgili kurumdan talep edilir ve talebin ilgili kurum kayıtlarına geçtiği tarihten itibaren 30 gün içinde aktarılmaması veya geç aktarılması halinde Kanunun 102 nci maddesinin birinci fıkrasının (i) bendi uyarınca idari para cezası uygulanır.

(6) Birinci fıkranın (j) bendinde yer alan emeklilik belgesi için idari para cezası uygulanmaz.

(7) 14/4/2012 tarihinden önce herhangi bir nedenle görevden ayrılan ve bilgisi programa aktarılması gereken sigortalılardan arşivlerinde özlük/sicil dosyaları veya dosyalarında istenilen belge ve bilgi bulunmayanların, ilgili kurumca dosyanın veya belge ve bilginin temini için gerekli yazışma vb. işlemler yapılır. Buna rağmen tespiti mümkün olmayanlar için kurumun ilgili biriminin üst amirince onaylanmış durum tespitine ilişkin tutanak Kuruma gönderilir. Kurum tarafından bilginin tespiti durumunda ilgili kurumdan bilginin aktarılması talep edilir ve talebin ilgili kurumun kayıtlarına geçtiği tarihten itibaren 60 gün içinde aktarılmaması veya geç aktarılması halinde Kanunun 102 nci maddesinin birinci fıkrasının (i) bendi uyarınca idari para cezası uygulanır. Kurum tarafından bilgi tespiti yapılamayan durumlarda ise girilmesi gereken bilginin idari para cezasından muaf olup olmayacağı Kurumca belirlenir.

(8) Kurumun bilgi işlem sisteminin herhangi bir nedenle hizmet dışı kalması nedeniyle üçüncü fıkrada belirlenen süreler içinde gönderilemeyen bilgilerin sistem sorununun ortadan kalktığı tarihi takip eden beşinci iş gününün sonuna kadar gönderilmesi halinde, söz konusu yükümlülükler öngörülen sürede yerine getirilmiş sayılır.

(9) Kurum, 1/9/2015 tarihinden sonra programa yapılacak veri giriş yetki devirlerine ilişkin talepleri takip eden yılın 1 Ocak tarihi itibarıyla gerçekleştirir. Ancak, kanun veya kanun hükmünde kararname ile kamu idarelerinin yeniden yapılandırılması sonucu oluşacak taleplerde yukarıdaki hüküm uygulanmaz.

(10) Programa internet üzerinden aktarılacak bilgilerin doğruluğundan kamu idareleri sorumlu olup, aktarılacak bilgiler adli ve idari makamlar nezdinde resmî belge olarak geçerlidir.

(11) Bu madde hükmünden istisna edilecek kamu idarelerini belirlemeye Kurum yetkilidir.

(12) Kurum tarafından düzenlenecek borç fişleri ile kamu idarelerince düzenlenecek emeklilik belgeleri kağıt ortamında gönderilmeye devam edecek olup, Kurumun belirleyeceği tarihten sonra kâğıt ortamında gönderilecek bilgi ve belgelere göre işlem yapılmayacaktır.

(13) Bu maddenin yayımı tarihini takip eden yılbaşından itibaren; programa bilgi girişi yapması gereken işyerlerine uygulanacak idari para cezası tutarı bir takvim yılı içinde ilgili yılın Aralık ayında geçerli olan brüt asgari ücretin yirmi dört katını geçemeyecektir.

Belge, bildirge ve beyannamelerin kasten gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi

EK MADDE 7 – (1) Kanuna göre Kuruma verilmesi gereken belge, bildirge ve beyannamelerin, daha az prim ödemek, yararlanamayacağı sigorta prim teşvik, destek veya indirimlerinden yararlanmak veya daha fazla yararlanmak, özel nitelikteki inşaat işleri ve ihale konusu işlerde asgari işçilik tutarını tamamlamak, iş kazası ve meslek hastalığı, hastalık, analık, genel sağlık, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarından haksız menfaat sağlamak gibi amaçlarla kasten gerçeğe aykırı olarak düzenlendiğinin tespit edilmesi halinde 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 204 üncü, 206 ncı ve 207 nci maddeleri kapsamında Cumhuriyet Savcılıklarına suç duyurusunda bulunulur. Bu bildirimler sonucunda prim ödenmiş olduğunun tespiti halinde primler Kuruma irat kaydedilir, primlerin ödenmemiş olması halinde ise tahsil cihetine gidilmez. Bu maddeyle ilgili usul ve esaslar Kurumca belirlenir.

Prim ödeme yükümlüsü kendisi olup yazılı istek tarihi itibariyle prim borcu olanların aylık başlangıç tarihinin tespiti

EK MADDE 8 – (1) Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında hizmet olarak değerlendirilen süreler dahil olmak üzere prim ödeme yükümlüsü kendisi olup aylık bağlanması için yazılı istekte bulunduğu tarih itibarıyla prim borcu olanların tahsis talebi, borcun ödendiği tarih itibariyle geçerli sayılır ve bağlanacak aylıklar borcun ödendiği tarihi takip eden aybaşından itibaren başlatılır.

Aylık bağlama işlemleri sırasında ve sonrasında prim borcu olduğunun tespit edilmesi

EK MADDE 9 – (1) Tahsis talep veya ölüm tarihi itibariyle prim borcu olmamakla birlikte, tahsis talep veya ölüm tarihinden önceki sürelere ait asgari ücretin iki katı tutarına kadar prim borcu olduğu aylık bağlama işlemleri sırasında tespit edilenlerin aylık başlangıç tarihlerinde değişiklik yapılmaksızın aylıkları bağlanır, prim borçları ödenecek aylıklarından kesilerek tahsil edilir. Malullük veya yaşlılık aylığı bağlanan sigortalılar için tahsis talep tarihinden, ölen sigortalılar için ise ölüm tarihinden önceki sürelere ilişkin prim borcu olduğu aylık bağlandıktan sonra tespit edilenlerden; söz konusu süreleri aylık bağlama işleminde dikkate alınmamış olanlar için tahsis talep ya da ölüm tarihi itibariyle yeniden aylık hesaplanır, dikkate alınmış olanlar için ise aylıkların ödenmesine devam edilir. Bu durumda olanların aylıkları durdurulmaksızın ve aylık başlangıç tarihleri değiştirilmeksizin prim borçları ödenmekte olan aylıklardan kesilmek suretiyle tahsil edilir.

Aylık almakta iken çalışmanın sonradan tespit edilmesi

EK MADDE 10 – (1) Malullük, yaşlılık, ölüm aylığı veya ölüm geliri almakta iken, gelir veya aylıkları Kanuna göre veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmaya başlaması nedeniyle kesilmesi gerektiği daha sonra tespit edilenler hakkında yersiz ödenen aylıkların tespitinde sadece çalışılan süreler esas alınarak Kanunun 96 ncı maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine göre işlem yapılır. Bunlardan işten ayrılmış olanların malullük veya yaşlılık aylıkları, sigortalılığın sona erdiği tarih yazılı istek tarihi kabul edilerek, bu tarihi takip eden ödeme dönemi itibarıyla Kanunun 27 veya 30 uncu maddesine göre yeniden hesaplanarak bağlanır. Hak sahiplerinin aylıkları ise işten ayrıldıkları tarihi takip eden aybaşından itibaren ödenmeye devam edilir.

Kanunun ek 3 üncü maddesi kapsamında ek sigorta primi ödeyenlerin emeklilik işlemleri

EK MADDE 11 – (1) 4/1/1961 tarihli ve 209 sayılı Sağlık Bakanlığına Bağlı Sağlık Kurumları ile Esenlendirme (Rehabilitasyon) Tesislerine Verilecek Döner Sermaye Hakkında Kanunun 5 inci maddesi (altıncı fıkra kapsamında ek ödeme alanlar ile diğer kurumlardan vekaleten atama veya görevlendirme suretiyle Sağlık Bakanlığında görevlendirilenler hariç) gereğince döner sermaye gelirlerinden ek ödeme alan ve aynı zamanda Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı bulunanlardan; tabip ve diş tabipleri ile tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olanlar, sigorta priminin işveren payı dahil tamamını kendileri ödemek kaydıyla Kanunun ek 3 üncü maddesine göre kendilerine ödenen tutar üzerinden malullük, yaşlılık ve ölüm sigortasıyla sınırlı olacak şekilde ilave olarak sigorta primleri ödemeleri ve malullük, yaşlılık, vazife malullüğü veya emeklilik aylığı ya da sürekli tam iş göremezlik geliri bağlanmasına hak kazanmaları halinde; ilave olarak ödedikleri her yıla ait sigorta prim matrahının, kazancın ait olduğu yıldan itibaren söz konusu aylık veya geliri talep ettiği tarihe kadar geçen yıllar için her yıl gerçekleşen güncelleme katsayısı ile güncellenerek bulunan kazançlar toplamının, ilave prim ödedikleri gün sayısına bölünmesi sonucu bulunacak ortalama günlük kazancın otuz katının, ilave prim ödedikleri gün sayısının her 360 günü için % 2’si oranında bulunacak tutarda ilave aylık ödenmesine hak kazanır. Bu şekilde ilave prim ödemesinde bulunanlardan Kanunun 31 inci madde ve geçici 4 üncü maddeleri uyarınca toptan ödeme yapılan veya emeklilik kesenekleri geri verilenlere; ilave olarak ödedikleri sigorta primlerinin her yıla ait tutarı, primlerin ait olduğu yıldan itibaren yazılı istek tarihine kadar geçen yıllar için, her yıl gerçekleşen güncelleme katsayısı ile güncellenerek bulunacak tutarda ilave toptan ödeme yapılır.

(2) Birinci fıkra kapsamında prim ödeyen sigortalının ölmesi halinde, hesaplanacak ilave aylık geçici 18 inci madde hükümleri saklı kalmak kaydıyla, geçici 4 üncü madde kapsamında bulunan sigortalıların aylığa müstahak dul ve yetimleri için geçici 4 üncü madde hükümlerine, diğer sigortalıların hak sahipleri için ise 34 ve 54 üncü madde hükümlerine göre ödenir. İlave toptan ödeme, geçici 4 üncü madde kapsamında bulunan sigortalıların aylığa müstahak dul ve yetimlerine geçici 4 üncü madde hükümlerine, diğer sigortalıların hak sahiplerine ise 34 üncü madde hükümlerine göre ödenir. Toptan ödemeye müstahak hak sahiplerine ise hesaplanacak ilave toptan ödeme, geçici 4 üncü madde kapsamında bulunan sigortalıların aylığa müstahak dul ve yetimlerine geçici 4 üncü madde hükümlerine, diğer sigortalıların hak sahiplerine ise 34 üncü madde hükümlerine göre ödenir.”

MADDE 29 – Aynı Yönetmeliğin geçici 4 üncü maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“(2) Kanunun yürürlük tarihinden önce ölen sigortalıların hak sahiplerine gelir veya aylık bağlanmasında, sigortalıya ilişkin koşulların tespiti ile gelir veya aylığın hesaplanması ve paylaştırılmasında ölüm tarihindeki, hak sahiplerine ilişkin koşulların tespitinde ise hak sahibi olma niteliğinin kazanıldığı tarihteki Kanun hükümleri uygulanır.”

MADDE 30 – Aynı Yönetmeliğin geçici 6 ncı maddesinin ikinci fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.

MADDE 31 – Aynı Yönetmeliğin geçici 30 uncu maddesinde yer alan “(b) bendinde yer alan köy muhtarları,” ibaresi yürürlükten kaldırılmıştır.

MADDE 32 – Aynı Yönetmeliğe aşağıdaki geçici maddeler eklenmiştir.

2017 yılı Kasım ayına ilişkin bazı primlerin ödenme süresi

GEÇİCİ MADDE 34 – (1) Ayın 1’i ile 30’u arasındaki çalışmaları karşılığı ücret alan Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalıların, 2017 yılı Kasım ayına ilişkin sigorta primleri ile Kanunun geçici 72 nci maddesi uyarınca ertelenen 2017 yılı Şubat ayına ilişkin sigorta primleri en geç 26/12/2017 tarihinde Kuruma ödenir.

Aylık bağlandıktan sonra prim ödeme gün sayısı eksik olduğu tespit edilenler

GEÇİCİ MADDE 35 – (1) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce Kanuna veya ilgili sosyal güvenlik kanunlarına göre aylık bağlanmış olanlardan, tahsis talep veya ölüm tarihi itibariyle ilgili kanunlarında öngörülen aylık bağlama koşullarından prim ödeme gün sayısı şartının sigortalıların kasıtlı veya kusurlu davranışlarından kaynaklanmayan nedenlerle yerine gelmediği daha sonra anlaşılanların eksik hizmet süreleri;

  1. a) Kanuna veya 3201 sayılı Kanuna göre borçlanılacak süresi olanlar, borçlanma talep tarihinde Kanunun 82 nci maddesine göre tespit edilecek prime esas günlük kazanç alt sınırı üzerinden eksik hizmet süresi kadar borçlandırılmak,
  2. b) Birinci fıkranın (a) bendi kapsamında borçlanılacak süresi olmayanlar ile borçlanılacak süreleriyle eksik hizmet süresini tamamlamayanlardan; tahsis talep tarihi ile yersiz ödemenin tespit edildiği tarih arasında Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrası kapsamında sigortalılığı bulunanların eksik hizmet süresinin tamamlanacağı tarihe kadar hizmet verilmek,
  3. c) Birinci fıkranın (a) ve (b) bendi kapsamında süresi olmayanlardan; isteğe bağlı, 2925 sayılı Kanuna tabi, Kanunun ek 5 inci maddesi ile ek 9 uncu maddesinin ikinci fıkrası kapsamındaki sigortalılıkları tahsis talep tarihi itibariyle aylığa hak kazanmaları nedeniyle sona erenlere, eksik hizmet süresinin tamamlanacağı tarihe kadar belirtilen kapsamdaki sigortalılıkları devam ettirilmek,

suretiyle tamamlatılır.

(2) Birinci fıkranın (a) bendi kapsamında olanlar için yeni bir aylık hesabı yapılmaz ve aylık başlangıç tarihi değiştirilmez. (b) ve (c) bentleri kapsamında olanlar için ise aylık bağlanmış olan sigortalılık haline göre eksik hizmet süresinin tamamlanacağı tarih itibariyle yeniden aylık hesaplanır ve yapılacak hesaplamada; devam eden sigortalılık süreleri gün ve kazanç olarak, borçlanılacak süreler sadece prim ödeme gün sayısı olarak değerlendirilir.

(3) Birinci fıkranın (a), (b) veya (c) bentleri kapsamında tahakkuk edecek borç tutarları ile bu madde kapsamında olanlara son aylık ödenen tarihten eksik hizmet süresi kadar geriye gidilerek tespit edilecek sürede yapılmış olan yersiz ödemeler Kanunun 96 ncı maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında aylıklarından kesilmek suretiyle tahsil edilir. Ancak bu maddenin yürürlük tarihinden önce aylıkları kesilerek Kanunun 96 ncı maddesi hükümlerine göre yersiz ödenen tutarların tamamı tahsil edilmiş olanlar ile tahsil süreci devam edenlerin ödemiş oldukları tutarlar bu madde kapsamında hesaplanan yersiz ödeme tutarından fazla ise iade ve mahsup edilmez.

Sürekli iş göremezlik derecesi % 50’nin altında olup ölüm geliri bağlanamayanlar

GEÇİCİ MADDE 36 – (1) İş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünü % 50 oranının altında kaybetmesi nedeniyle sürekli iş göremezlik geliri bağlanmış iken, Kanunun yürürlük tarihinden önce ölen ve ölümün iş kazası veya meslek hastalığına bağlı olmaması nedeniyle hak sahiplerine ölüm geliri bağlanmamış sigortalıların almakta olduğu sürekli iş göremezlik gelirinin, Kanunun yürürlük tarihine kadar aylık artışlarıyla güncellenmiş tutarı, Kanunun 34 üncü ve 97 nci maddesi hükümlerine göre hak sahiplerine gelir olarak bağlanır.”

MADDE 33 – Aynı Yönetmeliğin ekinde yer alan “EK-4 SİGORTALI İŞE GİRİŞ BİLDİRGESİ (4/1-a-b ve 506 SK GM 20 kapsamındaki sigortalılar için)”, “EK-5 AÇIKLAMALAR” ve “EK-9 AÇIKLAMALAR” ekteki şekilde değiştirilmiştir.

MADDE 34 – Bu Yönetmeliğin;

  1. a) 3 üncü maddesinin (b) ve (c) bentleri 6/1/2017 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde,
  2. b) 8 inci maddesinin (a) bendi ile 9 uncu maddesinin (a) bendi yayımını takip eden altıncı ayın başında,
  3. c) 16 ncı maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi 1/10/2008 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde,

ç) 22 nci maddesinin (b) bendi ile 26 ncı maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, 29 ve 30 uncu maddeleri 1/5/2017 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde,

  1. d) 23 üncü maddesinin,

1) (a), (b), (c), (d) bentleri 1/1/2018 tarihinde,

2) (e) ve (f)     bentleri yayımını takip eden ayın başında,

  1. e) 28 inci maddesi ile eklenen ek 6 ncı maddesi 14/4/2012 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde,
  2. f) Diğer hükümleri yayımı tarihinde,

yürürlüğe girer.

MADDE 35 – Bu Yönetmelik hükümlerini Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanı yürütür.

Yönetmeliğin Yayımlandığı Resmî Gazete'nin

Tarihi

Sayısı

12/5/2010

27579

Yönetmelikte Değişiklik Yapan Yönetmeliklerin Yayımlandığı Resmî Gazete'nin

Tarihi

Sayısı

1-

12/10/2010

27727

2-

28/10/2010

27742

3-

2/3/2011

27862

4-

16/6/2011

27966

5-

17/4/2012

28267

6-

21/8/2013

28742

7-

1/10/2013

28782

8-

3/5/2014

28989

9-

29/5/2016

29726

10-

25/8/2016

29812

Ekleri için tıklayınız.

7061 Sayılı Kanun Bazı Vergi

05 Aralık 2017 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 30261 

Kanun No: 7061

Kabul Tarihi: 28 Kasım 2017

MADDE 1- 4/2/1924 tarihli ve 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanununun ek 37 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“EK MADDE 37- Kurum tarafından sayısı sınırlandırılarak ulusal çapta, kamuya açık mobil elektronik haberleşme hizmeti sunmak üzere;

a) İmtiyaz sözleşmeleri ve/veya yetkilendirme belgelerine istinaden yetkilendirilen işletmeciler aylık brüt satışlarının yüzde 15’ini Hazine payı olarak öderler.

b) Yetkilendirilen işletmecilerin şebekeleri üzerinden elektronik haberleşme hizmeti sunmak üzere yetkilendirilen diğer işletmeciler, bu yetkilendirme kapsamında doğan aylık brüt satışlarının yüzde 15’ini Hazine payı olarak öderler.

c) İmtiyaz sözleşmeleri kapsamında yetkilendirilen işletmeciler, yıllık net satışlarının on binde 35’ini Kurum masraflarına katkı payı olarak öderler.

Kurum tarafından hava taşıtlarında GSM ve/veya IMT-2000/UMTS standartlarında veya bu standartlar temel alınarak geliştirilen standartlar çerçevesinde kurulacak ve işletilecek şebekeler üzerinden mobil elektronik haberleşme hizmeti sunmak üzere yetkilendirilen işletmeciler, söz konusu hizmet kapsamındaki aylık brüt satışlarının yüzde 15’ini Hazine payı olarak öderler.

Hazine payının hesabında, süresinde ödenmeyen bedeller için abonelere tahakkuk ettirilen gecikme faizi, vasıtalı vergiler, harç ve resim gibi mali yükümlülükler, işletmecinin mobil baz istasyonunun bulunduğu tesisin kurulum ve işletilmesine ilişkin diğer mobil işletmecilerden elde ettiği bedeller ve faturanın şeklinde veya içeriğinde (müşteri bilgileri, işin nevi, miktarı, fiyatı ve tutarı gibi) veya hizmetin ilişkin olduğu dönemin belirlenmesinde yapılan hatalar ya da mükerrer düzenlenen faturalar nedeniyle aynı yıl içinde düzeltmeye konu edilen kayıtlarda yer alan bedeller ile raporlama amacıyla muhasebeleştirilen tahakkuk tutarları dikkate alınmaz.

Aylık dönemler itibarıyla hesaplanan paylar, ilgili olduğu ayı izleyen ayın yirminci günü akşamına kadar Kurumun Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası nezdinde açılacak hesabına ödenir.  İlgili hesapta yer alan bakiyenin tamamı, 16/6/2005 tarihli ve 5369 sayılı Evrensel Hizmet Kanunundaki hükümler saklı kalmak kaydıyla, yatırıldığı günü takip eden ilk iş günü mesai bitimine kadar Hazine Müsteşarlığının ilgili hesabına aktarılır.

Süresinde ödenmeyen Hazine payı, 5369 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında ödenen evrensel hizmet katkı payı ve Kurum masraflarına katkı payı tutarları ile bunlara bağlı gecikme zammı Kurumun bildirimi üzerine imtiyaz sözleşmeleri ve/veya yetkilendirme belgelerinde yer alan hükümler kapsamında takip ve tahsil edilerek Kurum hesabına yatırılır. Söz konusu tutarlar yatırıldığı günü takip eden ilk iş günü mesai bitimine kadar ilgili idarelerin hesabına gönderilir.

Kurum tarafından sayısı sınırlandırılarak ulusal çapta, kamuya açık mobil elektronik haberleşme hizmeti sunmak üzere yetkilendirilen işletmeciler tarafından, Hazine payının süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi halinde, Kurumca, eksik ödenen veya süresinde ödenmeyen Hazine payının bir katı tutarında cezai şart uygulanır. İşletmecilerin, ilgili döneme ilişkin denetime başlanmadan önce ve haklarında herhangi bir resmî makama ihbarda bulunulmamış olması kaydıyla süresinde ödemedikleri ya da eksik ödedikleri Hazine payını ve evrensel hizmet katkı payını, ödenmesi gereken tarihten itibaren hesaplanacak gecikme zammı ile birlikte ödemeleri halinde cezai şart uygulanmaz.

Brüt satışlardan maksat, işletmecinin faaliyetleri çerçevesinde satılan mal ya da hizmetler karşılığında alınan veya tahakkuk ettirilen toplam değerleri kapsayan ve gelir tablosu hesaplarından, 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 175 inci ve mükerrer 257 nci maddelerinin Maliye Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak yapılan düzenlemelerle belirlenen “60. Brüt Satışlar” hesap grubundaki hesaplara kaydedilmesi gereken tutarların toplamıdır.

İşletmeciler, Hazine payının hesaplanması açısından “60. Brüt Satışlar” hesap grubundaki hesaplara kaydedilmesi gereken tutarlara ilişkin müphem ve tereddütü mucip gördükleri hususlar hakkında Gelir İdaresi Başkanlığından yazı ile izahat isteyebilir. İzahat talepleri, talep tarihinden itibaren iki ay içerisinde, 213 sayılı Kanunun 413 üncü maddesi kapsamında Maliye Bakanlığınca belirlenen usul ve esaslara göre cevaplandırılır ve bu cevaplar anılan madde kapsamında verilen özelgeler ile aynı hukuki sonuçları doğurur.

Net satışlar, “60. Brüt Satışlar” hesap grubundaki hesaplara kaydedilmesi gereken tutarlardan “61. Satış İndirimleri” hesap grubundaki hesaplara kaydedilmesi gereken tutarların düşülmesi sonucu kalan tutarı ifade eder.

Maliye Bakanlığı; Hazine payı ödemekle yükümlü işletmecilerden Hazine payı ödemesine ilişkin her türlü açıklama isteme ve bilgi ve belgeyi talep etme hakkına sahip olduğu gibi, yetkilendirme ve bu Kanundan doğan yükümlülüklerin yerine getirilmesi konularında istemde bulunabilir. Maliye Bakanlığı, söz konusu işletmeciler nezdinde, bilgi sistemleri dahil, her türlü inceleme ve denetim yapmaya yetkilidir.

İlgili döneme ilişkin denetime, dönemi takip eden üç ay içerisinde başlanır ve başlanıldığı tarihten itibaren altı ay içerisinde tamamlanır. 213 sayılı Kanunun ek 11 inci maddesinde yer alan tarhiyat öncesi uzlaşma hükümleri, bu fıkra kapsamındaki denetim sonucu ortaya çıkacak tutarlar ve buna bağlı cezalar için de uygulanır. Uzlaşmaya varılması halinde tutanağın bir örneği işletmeciye uzlaşma anında verilerek tebliğ edilir, üzerinde uzlaşılan tutarlar, tutanağın tebliğinden itibaren bir ay içerisinde Kuruma ödenir. Uzlaşma talep edilmesi durumunda, üzerinde uzlaşma sağlanamasa dahi bu tutarlar için tekrar uzlaşma talep edilemez. Denetim sonucu düzenlenen rapor ve varsa uzlaşma tutanakları Kuruma gönderilir. Kurum tarafından, raporda tespit edilen ve uzlaşma talep edilmeyen veya sağlanamayan Hazine payı ile bu tutar üzerinden uygulanan cezai şart tutarı işletmeciye bildirilir ve bu tutarlar bildirim tarihinden itibaren bir ay içerisinde ödenir. İşletmeciler, denetim raporunda tespit edilen ve 213 sayılı Kanunun ek 11 inci maddesi hükümlerine göre uzlaşma talep edilmeyen Hazine payı ile bu tutar üzerinden uygulanan cezai şart tutarının kendilerine bildirildiği tarihi takip eden bir ay içinde 213 sayılı Kanunun ek 1 inci maddesi hükümlerine göre Gelir İdaresi Başkanlığından uzlaşma talep edebilir, uzlaşma talebinden önce dava açılmışsa dava, uzlaşma işleminin sonuca bağlanmasından önce mahkemelerce incelenmez, herhangi bir sebeple incelenir ve karara bağlanırsa bu karar hükümsüz sayılır. Uzlaşmaya varılması halinde tutanağın bir örneği işletmeciye uzlaşma anında verilerek tebliğ edilir, üzerinde uzlaşılan tutarlar, tutanağın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Kuruma ödenir. Uzlaşmanın sağlanamaması halinde tutanağın işletmeciye tebliğ tarihinden itibaren dava açılabilir, bu takdirde dava açma süresi bitmiş veya 15 günden az kalmış ise dava açma müddeti, tutanağın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün olarak uzar ve bu sürede ödenmeyen tutarlar imtiyaz sözleşmeleri ve/veya yetkilendirme belgelerinde yer alan hükümler kapsamında takip ve tahsil edilir.

Uzlaşma hükümleri, Hazine payına eksik ödendiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için gecikme zammı uygulanmasına engel teşkil etmez. Uzlaşma sağlanan tutanaklar ile tespit edilen hususlar hakkında dava açılamaz ve hiçbir mercie şikâyette bulunulamaz. Denetime ve uzlaşmaya ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığınca hazırlanan yönetmelikle belirlenir.

Süresinde ödenmeyen cezai şart tutarları ile fer’ileri, imtiyaz sözleşmeleri ve/veya yetkilendirme belgelerinde yer alan hükümler kapsamında takip ve tahsil edilerek Kurum hesabına yatırılır. Süresinde ödenmeyen Hazine payı, evrensel hizmet katkı payı ve Kurum masraflarına katkı payı tutarları ile bunlara bağlı gecikme faizi, gecikme zammı ve cezai şart tutarları ile ilgili olarak vergi dairesi uygulamaları hariç olmak üzere uluslararası tahkim de dâhil her türlü yargı organında açılacak davalarda husumet, münhasıran Kuruma yöneltilir.

Kurum tarafından sayısı sınırlandırılarak ulusal çapta, kamuya açık mobil elektronik haberleşme hizmeti sunmak üzere yetkilendirilen işletmecilerin şebekeleri üzerinden elektronik haberleşme hizmeti sunan diğer işletmecilerin ve Kurum tarafından hava taşıtlarında mobil elektronik haberleşme hizmeti sunmak üzere yetkilendirilen işletmecilerin Hazine payını eksik ödediğinin veya hiç ödemediğinin Maliye Bakanlığınca yapılacak yıllık denetimler neticesinde tespit edilmesi halinde, bu durumun işletmeciye tebliğini müteakip, Hazine payının ödenmemiş kısmı ile birlikte, bu tutara eksik ödeme tarihinden itibaren 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre ödeneceği tarihe kadar tahakkuk ettirilecek gecikme zammı oranı kadar faiz, işletmeci tarafından iki ay içinde Kurumun Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası nezdinde açılacak hesabına ödenir. İlgili hesapta yer alan bakiyenin tamamı, 5369 sayılı Kanun hükümleri saklı kalmak kaydıyla, yatırıldığı günü takip eden ilk işgünü mesai bitimine kadar Hazine Müsteşarlığının ilgili hesabına aktarılır. Ödemenin süresinde yapılmaması halinde, söz konusu işletmecilerin yetkilendirmesi bir ay içinde Kurum tarafından iptal edilir ve ödenmeyen tutarlar, Kurumun ilgili vergi dairesine yapacağı başvuru üzerine, 6183 sayılı Kanun hükümleri uyarınca ilgili vergi dairesince takip ve tahsil edilerek Kurumun bahse konu hesabına aktarılır. Söz konusu tutarlar yatırıldığı günü takip eden ilk işgünü mesai bitimine kadar ilgili idarelerin hesabına gönderilir. Bu fıkra kapsamında yapılan denetimler sonucu tespit edilen alacaklar için de bu maddede belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde uzlaşma hükümleri uygulanır.

Bu maddenin uygulamasına ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığının ve Hazine Müsteşarlığının görüşü alınarak Kurum tarafından belirlenir.”

MADDE 2- 406 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 13- (1) Bu maddenin kapsamına ve maddede geçen terimlere aşağıda yer verilmiştir.

a) Bu madde hükümleri; bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önceki dönemlere (bu maddenin yürürlüğe girdiği ay dâhil) ilişkin olarak Kurum tarafından imtiyaz sözleşmeleri veya sayısı sınırlandırılmış kullanım hakkı ile yetkilendirilmiş olan işletmeciler hakkında, Kurum, Hazine Müsteşarlığı ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından, imtiyaz sözleşmeleri veya sayısı sınırlandırılmış kullanım hakkı yetki belgeleri veya ilgili mevzuat uyarınca yapılan inceleme ve denetimler sonucunda eksik ödendiği tespit edilen; Hazine payı, 5369 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında ödenen evrensel hizmet katkı payı, Kurum masraflarına katkı payı, idari ücret, telsiz ücretleri ve bu kapsamda taraflar arasında imzalanmış olan sözleşme ve protokoller uyarınca tahakkuk ettirilen cezai şart ve gecikme zammı ya da gecikme faizi alacakları ile yargılama giderlerine ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce ilgili idarece henüz incelenmeyen veya incelenmesi tamamlanmayan dönemlere ilişkin alacaklara ve fer’ilerine uygulanır.

b) Bu maddede geçen ihtilaflı alacaklar tabiri; bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar işletmeciye ilgili idarenin bildirimi üzerine belirlenen Hazine payı, evrensel hizmet katkı payı, Kurum masraflarına katkı payı, idari ücret, telsiz ücretleri, cezai şart tutarları ve fer’ileri ile yargılama giderlerine ilişkin adli, idari veya uluslararası tahkim mercileri nezdinde dava açılmış veya kesinleşmiş olup olmamasına bakılmaksızın hüküm verilmiş veya dava açma süresi henüz geçmemiş veya vadesinde ödenmemiş ya da ödeme süresi geçmemiş olan bu fıkranın (a) bendi kapsamındaki alacakları ifade eder.

c) Bu maddede geçen Yİ-ÜFE aylık değişim oranları tabiri; Türkiye İstatistik Kurumunun her ay için belirlediği 31/12/2004 tarihine kadar toptan eşya fiyatları endeksi (TEFE) aylık değişim oranlarını, 1/1/2005 tarihinden itibaren üretici fiyatları endeksi (ÜFE) aylık değişim oranlarını, 1/1/2014 tarihinden itibaren yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) aylık değişim oranlarını (Bu madde hükümlerine göre ödenecek alacaklara bu maddenin yürürlüğe girdiği ay için uygulanması gereken Yİ-ÜFE aylık değişim oranı olarak, bu maddenin yürürlüğe girdiği aydan bir önceki ay için belirlenen Yİ-ÜFE aylık değişim oranı esas alınır.) ifade eder.

(2) Bu maddede geçen ihtilaflı alacaklar, aşağıda belirtilen hükümlere göre yapılandırılır.

a) Bu maddenin dördüncü fıkrasında öngörülen süre ve şekilde başvurusunu tamamlayan işletmeciler tarafından, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla ihtilaflı Hazine payı, evrensel hizmet katkı payı, Kurum masraflarına katkı payı, idari ücret ve telsiz ücreti alacaklarının asıllarının ödenmemiş kısmının tamamı ile bu tutara bağlı gecikme faizi ve gecikme zammı gibi fer’i alacakların yerine bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu maddede belirtilen süre ve şekilde ilgili idarelerin hesabına tamamen ödenmesi ve bu maddenin dördüncü fıkrasında öngörülen başvuru şartlarının tamamlanması koşuluyla asıl alacağa ilişkin gecikme faizi ve gecikme zammı gibi fer’iler ile asıl alacağa bağlı olarak tahakkuk ettirilen cezai şart ve bu cezalara bağlı gecikme faizi ve gecikme zammı gibi fer’iler ile bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce alacak asılları ödenmiş cezai şartlar ve bunların fer’ilerin tamamının tahsilinden vazgeçilir.

b) Bu fıkranın (a) bendine göre ödenecek ihtilaflı telsiz ücretlerinin hesabında, işletmecilerin fazla ödeme yaptıkları dönemlere ilişkin telsiz ücretlerinin ödendikleri tarih esas alınarak eksik ödenen dönemlerin telsiz ücretlerine mahsup edilmesinden sonra kalan tutar dikkate alınır, eksik ödenen telsiz ücretine fazla ödemenin yapıldığı tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak fer’i alacak hesaplanır. Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar kesinleşmemiş borçlarını tümüyle ödemiş olan işletmecilerin yukarıda belirtilen kapsamdaki mahsup işlemleri aynı şekilde yapıldıktan sonra kalan alacakları mahsup işlemlerinin tamamlanmasını takip eden aydan itibaren Kuruma olan telsiz ücretlerine ilişkin borçlarından mahsup edilir. Bu bent kapsamındaki mahsuplaşma işlemi Kurumca gerçekleştirilir.

c) Bu fıkra kapsamına giren alacakların maddede öngörülen süre ve şekilde ödenmemesi halinde madde hükmünden yararlanma hakkı kaybedilir ve ilgili mevzuat uyarınca yapılan inceleme ve denetimler sonucunda eksik ödendiği tespit edilen alacak asılları ile bunlara bağlı cezai şartlar ve fer’i alacaklar, imtiyaz sözleşmeleri ve/veya yetkilendirme belgelerinde yer alan hükümler kapsamında takip ve tahsil edilir.

(3) Bu maddenin dördüncü fıkrası kapsamında başvuruda bulunacak işletmeciler hakkında bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla bu maddenin kapsadığı dönemlere ilişkin olarak Hazine payı, evrensel hizmet katkı payı, Kurum masraflarına katkı payı ve idari ücret açısından incelemesi devam eden ya da henüz başlanmamış olan dönemler hakkında aşağıdaki hükümler uygulanır.

a) Bu maddenin dördüncü fıkrası kapsamında başvuruda bulunacak işletmecilerin, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren on gün içerisinde Hazine Müsteşarlığına başvuruda bulunarak, incelemesi devam eden veya henüz başlanmamış olan dönemler için Hazine payı matrahının bu Kanunun mülga ek 36 ncı maddesi ile değiştirilmesinden sonraki dönemlere ilişkin olarak yapılan incelemelerde eksik ödendiği tespit edilen Hazine payının, ilgili dönemlerde işletmeciler tarafından gerçekleştirilen Hazine payı ödemelerine oranının, incelemesi devam eden veya incelenecek olan dönemlerde ödedikleri Hazine payına uygulanması sonucu hesaplanacak tutarı, ilave Hazine payı ve evrensel hizmet katkı payı olarak ödemeyi kabul ettiklerini bildirmeleri halinde, bu şekilde hesaplanacak Hazine payı ve evrensel hizmet katkı payı tutarları,  eksik ödeme tarihinden bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarla birlikte bu maddede öngörülen süre ve şekilde ilgili idarenin hesabına ödenmesi koşuluyla incelemeler sonlandırılır, incelenmeyen dönemlere ilişkin ayrıca inceleme yapılmaz, cezai şart tahakkuk ettirilmez. Ödemenin bu maddede öngörülen süre ve şekilde yapılmaması durumunda işletmeciler, bu madde hükmünden yararlanamaz ve söz konusu alacaklar, cezai şart tutarları ve fer’ileriyle birlikte imtiyaz sözleşmeleri ve/veya yetkilendirme belgelerinde yer alan hükümler kapsamında takip ve tahsil edilir.

b) Bu fıkranın (a) bendi hükmünden yararlanma talebinde bulunmayan işletmeciler hakkında bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla incelemesi devam eden veya henüz başlanmamış olan dönemlere ilişkin incelemeler, Maliye Bakanlığı tarafından yapılır ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden bir yıl içinde tamamlanır. İnceleme sonucunda eksik ödendiği tespit edilen Hazine payı ve evrensel hizmet katkı payı tutarları ile bunlara bağlı gecikme faizi ve gecikme zammı gibi fer’i alacaklar yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarların, ilk taksiti inceleme sonucunun Kurum tarafından işletmeciye tebliğini izleyen aydan başlamak üzere ikişer aylık dönemler hâlinde altı eşit taksitte Kurum hesabına ödenmesi şartıyla bu alacaklara uygulanan cezai şart, gecikme faizi ve gecikme zammı gibi fer’i alacakların tahsilinden vazgeçilir. Bu bent kapsamına giren alacakların maddede öngörülen süre ve şekilde ödenmemesi halinde madde hükmünden yararlanma hakkı kaybedilir ve ilgili mevzuat uyarınca yapılan inceleme ve denetimler sonucunda eksik ödendiği tespit edilen alacak asılları ile bunlara bağlı cezai şartlar ve fer’i alacaklar, imtiyaz sözleşmeleri ve/veya yetkilendirme belgelerinde yer alan hükümler kapsamında takip ve tahsil edilir.

c) Bu fıkra hükümleri, Kurum tarafından Kurum masraflarına katkı payı ve idari ücret için de uygulanır. Bu fıkranın (a) ve (b) bentleri kapsamında yapılan hesaplama ve inceleme sonuçları Kurum masraflarına katkı payı ve idari ücret hesaplamalarında dikkate alınmak üzere ilgili idare tarafından Kuruma iletilir.

(4) Bu madde kapsamına giren işletmecilerin;

a) Madde hükmünden yararlanabilmeleri için bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir ay içerisinde ilgili idarelere yazılı başvuruda bulunmaları ve başvuru dilekçesine;

1) Bu maddenin üçüncü fıkrasının (a) veya (b) bendinde belirtilen yöntemi seçtiklerine dair beyannameyi,

2) Bu Kanun hükümleri ile uyumlu olacak şekilde gerekli imtiyaz sözleşmesi ve yetki belgesi tadilatlarının kabul edildiğine dair taahhütnameyi,

3) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar işletmeciye ilgili idarenin bildirimi üzerine belirlenen Hazine payı, evrensel hizmet katkı payı, Kurum masraflarına katkı payı, idari ücret, telsiz ücretleri ve cezai şart tutarları ile fer’ilerine ilişkin adli, idari veya uluslararası tahkim mercileri nezdinde açılmış tüm davalardan feragat ettiklerini ve idare tarafından açılan davaları kabul ettiklerini tevsik eden belgeler ile uluslararası tahkim ile adli ve idari yargı mercileri nezdinde lehlerine verilmiş kararlara ilişkin haklarından feragat ettiklerine dair feragatnameyi ve söz konusu alacaklara ilişkin bu madde kapsamındaki tutarların tekrar ihtilaflı hale getirilmeyeceğine dair beyannameyi,

eklemeleri,

b) Madde kapsamında hesaplanan tutarların ilk taksitini 2018 yılının Ocak ayından başlamak üzere ikişer aylık dönemler halinde altı eşit taksitte ödemeleri,

şarttır. Başvurunun, ilgili idarelerce bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden ikinci ayın sonuna kadar onaylanması ile başvuru tamamlanmış sayılır.

c) Bu maddeye göre ödenecek taksitlerin ödeme süresinin son gününün resmi tatile rastlaması hâlinde süre, tatili izleyen ilk iş günü mesai saati sonunda biter.

ç) Bu madde hükümlerine göre hesaplanan tutarın;

1) İlk taksit ödeme süresi içerisinde tamamen ödenmesi hâlinde, bu tutara bu Kanunun yayımlandığı tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için herhangi bir faiz uygulanmaz.

2) Taksitle ödenmek istenmesi hâlinde, ilgili fıkralarda yer alan hükümler saklı kalmak şartıyla borçluların başvuru sırasında altı eşit taksitte ödemeyi tercih ettiğini bildirmesi şarttır.

3) Taksitle yapılacak ödemelerinde, ilk taksit ödeme süresinin bitim tarihinden ödeme tarihine kadar geçen süre için aylık %1 faiz hesaplanır ve ay kesirleri tam ay olarak dikkate alınır.

4) Bu maddeye göre ödenmesi gereken taksitlerin ilk ikisi süresinde ödenmek koşuluyla, kalan taksitlerden; iki veya daha az taksitin, süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi hâlinde, ödenmeyen veya eksik ödenen taksit tutarlarının son taksiti izleyen ayın sonuna kadar, gecikilen her ay ve kesri için 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranında hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi şartıyla bu madde hükümlerinden yararlanılır. İlk iki taksitin süresinde tam ödenmemesi ya da süresinde ödenmeyen veya eksik ödenen diğer taksitlerin belirtilen şekilde de ödenmemesi veya ikiden fazla taksitin süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi hâlinde bu madde hükümlerinden yararlanma hakkı kaybedilir, ancak ödenen tutar kadar madde hükmünden yararlanılır.

d) İşletmecilerce, bu madde hükmünden yararlanılmak üzere davadan feragat edilmesi ve buna ilişkin dilekçenin ilgili adli, idari veya uluslararası tahkim mercilerine verildiğini tevsik eden belgenin ibrazı halinde idarece de ihtilaflar sürdürülmez. Bu madde hükmünden yararlanmak üzere başvuruda bulunan ve açtıkları davalardan feragat veya idare tarafından açılan davaları kabul eden işletmecilerin bu ihtilaflarıyla ilgili olarak karar tarihine bakılmaksızın bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra tebliğ edilen kararlar uyarınca işlem yapılmaz. Bu davalar ile ilgili olarak hüküm altına alınan ya da feragat ve kabuller sebebiyle hüküm altına alınacak olan vekâlet ücreti ve yargılama giderleri karşılıklı olarak takip ve tahsil edilmez, tahsil edilenler iade edilmez.

e) Uluslararası tahkim mercii ve Türk mahkemeleri tarafından bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar verilmiş olan kararlarda işletmecilerin lehlerine hükmedilen haklardan feragati alınır ve Türk mahkemelerinde idare tarafından açılmış davaların kabul edilmesi şartı aranır. Bu davalar ile ilgili olarak hüküm altına alınan ya da kabul sebebiyle hüküm altına alınacak olan vekâlet ücreti ve yargılama giderleri karşılıklı olarak takip ve tahsil edilmez, tahsil edilenler iade edilmez.

f) Bu madde hükmünden yararlanmak üzere başvuruda bulunan işletmeciler, ilgili sözleşmelerinin veya yetki belgelerinin tadili için aynı tarih itibarıyla Kuruma da başvuru yapmış sayılır. İmtiyaz sözleşmesi ve yetki belgesi hükümlerinin değiştirilmesinde bu Kanun hükümleri dikkate alınır. Bu takdirde, imtiyaz sözleşmesi ve yetki belgesi değişiklikleri bu maddenin yürürlüğe girdiği ayın son gününden itibaren geçerli sayılır.

(5) Kurum tarafından, bu Kanun, 15/1/2004 tarihli ve 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu, 5/11/2008 tarihli ve 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu, 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu, 9/5/2013 tarihli ve 6475 sayılı Posta Hizmetleri Kanunu ve ilgili diğer mevzuat uyarınca yetkilendirilen ve bu maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamına girmeyen işletmeciler ve hizmet sağlayıcılar; bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir ay içerisinde ilgisine göre Kuruma veya Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığına başvuruda bulunarak, Kurum veya Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı alacaklarının asıllarının ödenmemiş kısmının tamamı ile bu tutara bağlı gecikme faizi ve gecikme zammı gibi fer’i alacakların yerine bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarı bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren dört ay içerisinde Kuruma veya Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığına ödemeleri şartıyla bu alacaklara bağlı gecikme faizi ve gecikme zammı gibi fer’i alacakların tahsilinden vazgeçilir. Bu fıkra hükmünden yararlanılabilmesi için dava açılmaması ve açılmış davalardan feragat edilmesi şarttır.

(6) Bu madde kapsamına giren alacaklara karşılık tahsil edilmiş tutarların bu maddeye dayanılarak red ve iadesi yapılmaz.

(7) Bu madde kapsamında tahsil edilecek tutarların hesaplanmasında ilgili idarelerin kayıtları esas alınır.

(8) Bu maddenin üçüncü ve dördüncü fıkralarında düzenlenen süreleri üç katına kadar uzatmaya Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan yetkilidir.

(9) Bu madde kapsamındaki alacakların bütçenin gelir ve gider hesaplarıyla ilişkilendirmeksizin terkin edilmesine Maliye Bakanı, Kurum alacakları yönünden terkin işlemlerine Kurum yetkilidir.

(10) Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ve Kurumun görüşü alınarak Maliye Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan tarafından müştereken belirlenir.”

MADDE 3- 406 sayılı Kanunun ek 36 ncı maddesi yürürlükten kaldırılmıştır.

MADDE 4- 18/3/1924 tarihli ve 442 sayılı Köy Kanununa aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 5- Bu Kanunun ek 13 üncü maddesine göre satışı yapılan taşınmazlara ilişkin olarak anılan maddede belirlenen süre içerisinde binalarını yapmayan ya da taksitlerini ödemeyen hak sahipleri ile 31/12/2020 tarihinden önce süreleri dolacak olan hak sahiplerine binalarını yapmaları veya taksitlerini ödemeleri amacıyla 31/12/2020 tarihine kadar ek süre verilir. Ancak bu süre içerisinde de hak sahiplerince bina yapılmaması veya taksitlerin ödenmemesi durumunda, bu taşınmazlar köy tüzel kişiliği adına, tüzel kişiliğini kaybeden köylerde ise ilgili belediye adına resen tapuda tescil edilir.”

MADDE 5- 14/4/1341 tarihli ve 618 sayılı Limanlar Kanununun 7 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“MADDE 7- Liman başkanlığı idari sorumluluk sahasında can, mal ve çevresel risk taşıyan veya seyir ve seferin selametine engel olabilecek suret ve vaziyette karaya oturmuş, yarı batık veya batık halde yahut terk edilmiş veya atıl halde bulunan gemileri ve eşyasını, geminin donatanı veya kaptanı, liman başkanı tarafından tayin edilecek bir süre içerisinde çıkarmaya veya bulunduğu yerden kaldırmaya mecburdur. Bu süre kırk beş günden fazla olamaz. Belirlenen müddet, gemi yabancı bayraklı ise geminin sicile kayıtlı olduğu devletin ilgili makamlarına, donatana ve kaptana bildirilir, bu kişilerin adresleri bilinmiyorsa herhangi bir uluslararası denizcilik bülteninde ilan edilir. Gemi Türk bayraklı ise donatan veya kaptana bildirilir. Bu kişilerin adresleri bilinmiyorsa yurt düzeyinde dağıtımı yapılan ve tirajı yüz binin üzerinde olan bir gazetede ilan edilir. Ayrıca gemi veya gemi vasfını kaybetmiş eşya hacizli ise durum haciz işlemini gerçekleştiren icra dairesine de bildirilir. Teknik veya meteorolojik zorunluluk nedeni ile ilgililer tarafından yapılacak itirazlar üzerine bu süreler, liman başkanı tarafından kırk beş günü aşmamak üzere uzatılabilir.

Tayin edilen süre içinde birinci fıkra uyarınca bildirimde bulunulanlara ulaşılamaması veya ulaşılsa dahi ilgililer tarafından geminin çıkarılmasından ya da bulunduğu yerden kaldırılmasından imtina edilmesi halinde; gemi ve eşyasını, liman başkanı çıkarmaya, çıkarttırmaya, bulunduğu yerden kaldırmaya, kaldırtmaya, imha ettirmeye, satmaya ve sattırmaya yetkilidir. Satış işlemi, liman başkanlıkları tarafından yerine getirilir ve satış aşamasına kadar yapılan masraflar Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Döner Sermaye İşletmesinden karşılanır. Yapılan masraflara karşılık gelen tutar, Bakanlık Döner Sermaye İşletmesine gelir kaydedildikten sonra artan tutar, gemi ve eşyası üzerinde haciz var ise ilk haczi koyan dosyaya gönderilir ve mevzuata göre sıra cetveli yapılarak alacaklılara dağıtılır. Bu işlemler sonucu artan bir tutarın bulunması halinde, söz konusu tutar beş yıl içinde müracaat edilmesi halinde hak sahibine ödenmek üzere Bakanlık Döner Sermaye İşletmesi nezdinde emanet hesabına kaydedilir. Satış sürecinde adli veya idari makamlara yapılacak itirazlar ya da başvurular satışı durdurmaz. Satılan mal takyidattan âri olarak alıcıya teslim edilir.

Yukarıda belirtilen durumlar dışında, liman başkanlığı idari sorumluluk sahasında bulunan gemilerin; seyir, can, mal, çevre güvenliği ve emniyet bakımından ciddi tehlike oluşturabileceği durumlarda, gemi veya deniz aracı hakkında herhangi bir mahkeme kararı, adli veya idari tedbir olsa dahi, liman başkanı, birinci fıkradaki sürelere bağlı kalmaksızın geminin emniyetli bir yere nakli de dâhil olmak üzere her türlü tedbiri almaya yetkilidir. Bu durumlarda alınan tedbirlerin masrafı gemi donatanı tarafından karşılanır. Gemi donatanının bu masrafları otuz gün içerisinde ödememesi halinde; barınma haricindeki masraflar Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından karşılanır ve yukarıdaki hükümler uygulanır.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin düzenlemeleri yapmaya Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı yetkilidir.”

MADDE 6- 26/12/1925 tarihli ve 697 sayılı Günün Yirmidört Saate Taksimine Dair Kanunun 2 nci maddesinin ikinci cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Bakanlar Kurulu bir saati aşmamak kaydıyla ileri saat uygulaması yapmaya yetkilidir.”

MADDE 7- 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 22/A maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“MADDE 22/A- Maliye Bakanı, aşağıdaki ödeme ve işlemlerde, Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerine vadesi geçmiş borcun bulunmadığına ilişkin belge aranılması ve yapılacak ödemelerden istihkak sahiplerinin amme borçlarının kesilerek ilgili tahsil dairesine aktarılması zorunluluğu ile kesintilere asgari tutar ve oran getirmeye, kapsama girecek amme alacaklarını tür, tutar, ödeme ve işlemler itibarıyla topluca veya ayrı ayrı tespit etmeye, zorunluluk getirilen ödeme ve işlemlerde hangi hallerde bu zorunluluğun aranılmayacağını ve uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.

  1. 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununa tabi kamu idareleri ile bu idarelere bağlı döner sermaye işletmelerinin yapacağı her türlü ödemelerde,
  2. 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamına giren kurumlar ile kamu tüzel kişiliğini haiz kurum ve kuruluşların (meslekî kuruluşlar ve vakıf yüksek öğretim kurumları hariç) mal veya hizmet alımları ile yapım işleri nedeniyle hak sahiplerine yapacakları ödemelerde,
  3. Kanun, kararname ve diğer mevzuatla nakdi olarak sağlanan Devlet yardımları, teşvikler ve destekler nedeniyle yapılacak ödemelerde,
  4. 2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununa ekli tarifelerde yer alan ticaret sicil harçlarından kayıt ve tescil harçları, noter harçlarından senet, mukavelename ve kâğıtlardan alınan harçlar, tapu ve kadastro harçlarından tapu işlemlerine ilişkin alınan harçlar, gemi ve liman harçları ile (8) sayılı tarifeye konu harçlar (diploma harçları hariç) ve trafik harçlarına mevzu işlemlerde,
  5. 26/5/1981 tarihli ve 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununda yer alan bina inşaat harcı ve yapı kullanma izin harcına mevzu işlemlerde.

Bu madde kapsamında zorunluluk getirilen ödemelere ilişkin olarak işçi ücreti alacakları hariç olmak üzere, yapılacak her türlü devir, temlik ve el değiştirme, Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerine vadesi geçmiş borcu karşılayacak kısım ayrıldıktan sonra kalan kısım üzerinde hüküm ifade eder. Şu kadar ki bu hükmün uygulanmasında diğer kamu idarelerinin alacaklarına karşılık kesinti yapılması gereken hallerde kesinti tutarı garameten taksim olunur.

Takibata selahiyetli tahsil dairesince, bu madde kapsamında getirilen zorunluluğa rağmen borcun olmadığına dair belgeyi aramaksızın ödeme yapanlara ve işlem tesis eden kurum ve kuruluşlara dört bin Türk lirası idari para cezası verilir. İdari para cezası, ilgilisine tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde ödenir. İdari para cezasına karşı tebliğ tarihini takip eden otuz gün içinde idare mahkemesinde dava açılabilir.”

MADDE 8- 6183 sayılı Kanunun 41 inci maddesinin sekizinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “kredi kartı ile ödenmesi” ibaresi “kredi kartı, banka kartı ve benzeri kartlar ile ödenmesi” şeklinde ve ikinci cümlesinde yer alan “kredi kartı kullanılmak” ibaresi “kredi kartı, banka kartı ve benzeri kartlar kullanılmak” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 9- 6183 sayılı Kanunun 15 inci, 55 inci, 56 ncı ve 60 ıncı maddelerinde ve 58 inci maddesinin birinci ve yedinci fıkralarında yer alan “7” ibareleri “15” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 10- 13/7/1956 tarihli ve 6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun 39 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan “%25”, (b) ve (d) bentlerinde yer alan “%15”, (c) bendinde yer alan “%5” ibareleri “%7,5” şeklinde, yedinci fıkrasında yer alan “Birinci fıkradaki %25 ve %15 oranlarını ayrı ayrı veya birlikte %5’e, %5 oranını ise sıfıra kadar indirmeye ve bu oranları kanuni oranlarına kadar artırmaya” ibaresi “Birinci fıkradaki oranları ayrı ayrı veya birlikte sıfıra kadar indirmeye, iki katına kadar artırmaya” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 11- 6802 sayılı Kanunun 29 uncu maddesinin birinci fıkrasının (p) bendinde yer alan “Türkiye’de kurulu borsalarda gerçekleştirilen” ibaresi madde metninden çıkarılmıştır.

MADDE 12- 29/4/1959 tarihli ve 7258 sayılı Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında Bahis ve Şans Oyunları Düzenlenmesi Hakkında Kanunun 2 nci maddesinin üçüncü fıkrasının  (2) numaralı bendinin (ç) ve (e) alt bentleri aşağıdaki şekilde, (d) alt bendinde yer alan “Bu fıkranın (b) ve (c) bentlerinde” ibaresi “Bu bendin (b) ve (c) alt bentlerinde” şeklinde değiştirilmiş ve aynı maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“ç) Bayilerle yapılacak sözleşmelerin esasları ile bayilere verilecek komisyon ve teşvik primi oranlarını tespit etmek.”

“e) Başbayi ile yapılacak sözleşmelerin esasları ile komisyon ve teşvik primi dahil olmak üzere ihale kıstaslarını tespit etmek.”

“Bu maddenin üçüncü fıkrasının (2) numaralı bendinin (c) alt bendi ve (5) numaralı bendinin (a) alt bendi ile (12) numaralı bendinde belirtilen görev ve yetkiler, 21/2/2008 tarihli ve 5738 sayılı Spor Müsabakalarına Dayalı Sabit İhtimalli ve Müşterek Bahis Oyunlarının Özel Hukuk Tüzel Kişilerine Yaptırılması Hakkında Kanunun 3 üncü maddesi kapsamında Teşkilat Başkanlığınca kısmen veya tamamen özel hukuk tüzel kişilerine devredilebilir veya mal ve hizmet satın alma yoluna gidilebilir.”

MADDE 13- 8/6/1959 tarihli ve 7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanununun 16 ncı maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan “%10” ibaresi “%20” olarak değiştirilmiştir.

MADDE 14- 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 74 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “%25’ini” ibaresi “%15’ini” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 15- 193 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 87- 2017 yılı Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık aylarına ilişkin net ücretleri bu Kanunun 103 üncü maddesinde yazılı tarife nedeniyle 32 nci maddedeki esaslara göre sadece kendisi için asgari geçim indirimi hesaplanan asgari ücretlilere 2017 yılı Ocak ayına ilişkin ödenen net ücretin altında kalanlara, bu tutar ile 2017 yılı Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık aylarına ilişkin olarak aylık hesaplanan net ücreti arasındaki fark tutar, ücretlinin asgari geçim indirimine ayrıca ilave edilir. Bu fıkrada geçen net ücret, yasal kesintiler sonrası ücret tutarına asgari geçim indiriminin ilavesi sonucu oluşan ücreti ifade eder.

Bu Kanunun bu maddeye aykırı olan hükümleri 2017 yılı Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık ayları için uygulanmaz.

Bu maddenin yayımlandığı tarih itibarıyla birinci fıkrada yer alan dönemlere ilişkin olarak verilmiş olan muhtasar beyannamelerde beyan edilen ve birinci fıkra hükmü kapsamında ilave asgari geçim indirimi uygulanamaması nedeniyle çalışanlarca fazla ödenen vergiler, bunlara iade edilmek üzere, vergi sorumlularınca bu maddenin yayımı tarihinden sonra verilecek muhtasar beyannameler üzerinde hesaplanan vergiden mahsup edilmek suretiyle reddolunur.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar ile mahsup şeklini ve dönemini belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.”

MADDE 16- 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 101 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“MADDE 101- Bu Kanuna göre bilinen adresler şunlardır:

  1. Mükellef tarafından işe başlamada veya adres değişikliğinde bildirilen işyeri adresleri,
  2. Yoklama fişinde veya ilgilinin imzası bulunmak şartıyla yetkili memurlar tarafından bir tutanakla tespit edilen işyeri adresleri,
  3. 25/4/2006 tarihli ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununa göre oluşturulan adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi.

Birinci fıkranın (1) ve (2) numaralı bentlerinde yazılı bilinen adreslerden tarih itibarıyla tebligat yapacak makama en son olarak bildirilmiş veya bu makamca tespit edilmiş olanı dikkate alınır ve tebliğ öncelikle bu adreste yapılır.

İşyeri adresinde tebliğ yapılacak olanların bu adresinde bulunamaması, işin bırakılması veya işin bırakılmış addolunması hallerinde tebliğ, gerçek kişilerde kendisinin, tüzel kişilerde bunların başkan, müdür veya kanuni temsilcilerinden birinin, tüzel kişiliği olmayan teşekküllerde ise bunları idare edenler veya varsa temsilcilerinden herhangi birinin adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinde yapılır.

İşyeri adresi olmayanlara tebliğ, doğrudan adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinde yapılır.”

MADDE 17- 213 sayılı Kanunun 102 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“MADDE 102- Tebliğ olunacak evrakı içeren zarf posta idaresince muhatabına verilir ve bu durum muhatap ile posta memuru tarafından tebliğ alındısına tarih ve imza konulmak suretiyle tespit olunur.

Muhatap imza edecek kadar yazı bilmez veya herhangi bir sebeple imza edemeyecek durumda bulunursa sol elinin başparmağı bastırılmak suretiyle tebliğ edilir.

Muhatap tebellüğden imtina ederse, tebliğ evrakının gönderildiği idareden alınabileceği şerhini içeren bir pusula kapıya yapıştırılır. Posta memuru, durumu tebliğ alındısı üzerine şerh ve imza ederek, tebliğ olunacak evrakı tebliği yaptıran idareye teslim eder. Bu durumda tebliğ, pusulanın kapıya yapıştırıldığı tarihte yapılmış sayılır.

Bu Kanunun 101 inci maddesinin birinci fıkrasının (1) ve (2) numaralı bentlerinde sayılan işyeri adreslerine tebliğe çıkılan hallerde, tebliğ yapılacak olanların bu adreste bulunamaması durumunda (Bulunamama durumu o adresten geçici ayrılmaları da kapsar.) durum, posta memuru tarafından tebliğ alındısı üzerine şerh ve imza edilerek, tebliğ evrakı gönderildiği idareye iade edilir. Bu durumda bu Kanunun 101 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre işlem yapılır.

Bu Kanunun 101 inci maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendinde sayılan adrese tebliğe çıkılan hallerde, tebliğ yapılacak kişinin adresinde bulunamaması durumunda (Bulunamama durumu o adresten geçici ayrılmaları da kapsar.) durum, posta memuru tarafından tebliğ alındısı üzerine şerh ve imza edilerek, tebliğ evrakı gönderildiği idareye iade edilir. Bunun üzerine tebliği çıkaran merci tarafından tayin olunacak münasip bir süre sonra yeniden tebliğ çıkarılır. İkinci defa çıkarılan tebliğ evrakı da aynı sebeplerle tebliğ edilemezse, tebliğ evrakının gönderildiği idareden alınabileceği şerhini içeren bir pusula kapıya yapıştırılır. Bu durum, posta memuru tarafından tebliğ alındısı üzerine şerh ve imza edilerek, tebliğ evrakı, gönderildiği idareye iade edilir. Tebliğ evrakının pusulanın yapıştırıldığı tarihten itibaren on beş gün içerisinde muhatabı tarafından alınması hâlinde alındığı günde, bu süre içerisinde alınmaması hâlinde ise on beşinci günde tebliğ yapılmış sayılır.

Maliye Bakanlığı, bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.”

MADDE 18- 213 sayılı Kanunun 103 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“MADDE 103- Aşağıda yazılı hallerde tebliğ ilan yoluyla yapılır:

  1. Muhatabın bu Kanunun 101 inci maddesi kapsamında bilinen adresi yoksa,
  2. Bu Kanunun 101 inci maddesinin birinci fıkrasının (1) ve (2) numaralı bentlerinde sayılan bilinen adreste tebliğ yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde kayıtlı bir adresi bulunmazsa,
  3. Yabancı memleketlerde bulunanlara tebliğ yapılmasına imkân bulunmazsa,
  4. Başkaca nedenlerden dolayı tebliğ yapılmasına imkân bulunmazsa.”

MADDE 19- 213 sayılı Kanunun mükerrer 257 nci maddesinin birinci fıkrasının (4) numaralı bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, aynı fıkraya aşağıdaki bent eklenmiş ve beşinci fıkrasının birinci cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“4. Bu Kanunun 149 uncu maddesine göre devamlı bilgi vermek zorunda olanlardan istenilen bilgiler ile beyanname, bildirim, yazı, dilekçe, tutanak, rapor ve diğer belgelerin, şifre, elektronik imza veya diğer güvenlik araçları kullanılmak suretiyle internet de dâhil olmak üzere her türlü elektronik bilgi iletişim araç ve ortamında verilmesine, beyanname, bildirim, yazı, dilekçe, tutanak, rapor ve diğer belgelerin yetki verilmiş gerçek veya tüzel kişiler aracı kılınarak gönderilmesi hususlarında izin vermeye, standart belirlemeye veya zorunluluk getirmeye, beyanname, bildirim, yazı, dilekçe, tutanak, rapor ve diğer belgeler ile bilgilerin aktarımında uyulacak format ve standartlar ile uygulamaya ilişkin usul ve esasları tespit etmeye, bu zorunluluk veya standartları beyanname, bildirim, yazı, dilekçe, tutanak, rapor ve diğer belgeler veya bilgi ve işlem çeşitleri, mükellef grupları ve faaliyet konuları itibarıyla ayrı ayrı uygulatmaya ya da belirlemeye, kanuni süresinden sonra kendiliğinden veya pişmanlık talepli olarak verilen beyannameler üzerine düzenlenen tahakkuk fişi ve/veya ihbarnameler ile süresinden sonra verilen bildirim, yazı, dilekçe, tutanak, rapor ve diğer belgelere istinaden düzenlenen ihbarnameleri, mükellefe, vergi sorumlusuna veya bunların elektronik ortamda beyanname, bildirim, yazı, dilekçe, tutanak, rapor ve diğer belgeleri gönderme yetkisi verdiği gerçek veya tüzel kişiye elektronik ortamda tebliğ etmeye, bildirim, yazı, dilekçe, tutanak, rapor ve diğer belgelere ilişkin yapılan işlemlerin sonuçlarını internet de dâhil olmak üzere her türlü elektronik bilgi iletişim araç ve ortamında ilgili kişilere göndermeye ve bunların uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye,”

“7. Elektronik ticarette vergi güvenliğini sağlamak amacıyla elektronik ortamda ticari faaliyette bulunan gerçek ya da tüzel kişi hizmet sağlayıcılara ve/veya başkalarına ait iktisadi ve ticari faaliyetlerin yapılmasına elektronik ticaret ortamını sağlayan gerçek ve tüzel kişi aracı hizmet sağlayıcılara ticari faaliyetlerine ilişkin bildirim verme yükümlülüğü getirmeye, bildirimin içerik, format, standart, verilme süresi ve yöntemini belirlemeye, bunlarda değişiklik yapmaya, bildirim verme yükümlülüğünü iş hacmi, sektör, mükellef grupları, alış-satış tutarı, alım satıma konu mal ve hizmet türleri itibarıyla belirlemeye, başkalarına ait iktisadi ve ticari faaliyetlerin yapılmasına ilişkin bildirime konu bilgilerin aracı hizmet sağlayıcıları tarafından alınması zorunluluğunu getirmeye, bu bent kapsamındaki bilgi ve bildirimlerin elektronik ortamda muhafaza ve ibraz edilmesi yükümlülüğü getirmeye ve uygulamaya ilişkin diğer usul ve esasları belirlemeye,”

“Kanuni süresi geçtikten sonra kendiliğinden veya pişmanlık talepli olarak verilen beyannamelerin elektronik ortamda gönderilmesi üzerine elektronik ortamda düzenlenen tahakkuk fişi ve/veya ihbarnameler ile elektronik ortamda verilme zorunluluğu getirilen bildirim, yazı, dilekçe, tutanak, rapor ve diğer belgelerin süresinden sonra verilmesi üzerine elektronik ortamda düzenlenen ihbarnameler mükellef, vergi sorumlusu veya bunların elektronik ortamda beyanname, bildirim, yazı, dilekçe, tutanak, rapor ve diğer belgeleri gönderme yetkisi verdiği gerçek veya tüzel kişiye elektronik ortamda iletilir.”

MADDE 20- 213 sayılı Kanunun 157 nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “veya ikamet” ibaresi madde metninden çıkarılmıştır.

MADDE 21- 16/8/1961 tarihli ve 351 sayılı Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Kanununun 23 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Kurum yurtlarında barınan öğrenciler ile birlikte” ibaresi madde metninden çıkarılmış ve ikinci fıkrasına “Beslenme ve barınma yardımı,” ibaresinden sonra gelmek üzere “Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflar ve kamu yararına çalışan derneklere ait yükseköğrenim yurtlarında barınan öğrencilere” ibaresi eklenmiştir.

MADDE 22- 18/2/1963 tarihli ve 197 sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanununun 2 nci maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiştir.

“20- Taşıt değeri: Taşıtların teslimi, ilk iktisabı ve ithalinde, katma değer vergisi matrahını oluşturan unsurlardan (vade farkı ile hesaplanan özel tüketim vergisi hariç) teşekkül eden değeri ifade eder.”

MADDE 23- 197 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasından sonra gelen (I) sayılı tarifenin “1- Otomobil, kaptıkaçtı, arazi taşıtları ve benzerleri” başlıklı bölümü iki sütun eklenmek suretiyle aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, aynı tarifenin “2- Motosikletler” başlıklı bölümünden önce gelmek üzere aşağıdaki satır eklenmiş, anılan tablodan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiş, mevcut ikinci fıkra aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve aynı maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

Motor Silindir Hacmi (cm³) Taşıt Değeri (TL) Satır

Numarası

Taşıtların Yaşları ile Ödenecek Yıllık Vergi Tutarı (TL)

1 – 3 yaş 4 – 6 yaş 7 – 11 yaş 12 – 15 yaş 16 ve yukarı yaş
1- Otomobil, kaptıkaçtı, arazi taşıtları ve benzerleri
1300 cm³ ve aşağısı 40.000’i aşmayanlar 1 743 518 290 220 78
40.000’i aşıp 70.000’i aşmayanlar 2 817 570 319 242 86
70.000’i aşanlar 3 892 622 348 264 94
1301 – 1600 cm³ e kadar 40.000’i aşmayanlar 4 1.294 970 563 398 153
40.000’i aşıp 70.000’i aşmayanlar 5 1.423 1.067 619 437 168
70.000’i aşanlar 6 1.553 1.164 675 477 183
1601 – 1800 cm³ e kadar 100.000’i aşmayanlar 7 2.512 1.964 1.156 705 274
100.000’i aşanlar 8 2.741 2.142 1.262 770 299
1801 – 2000 cm³ e kadar 100.000’i aşmayanlar 9 3.957 3.048 1.792 1.067 421
100.000’i aşanlar 10 4.317 3.326 1.955 1.164 459
2001 – 2500 cm³ e kadar 125.000’i aşmayanlar 11 5.936 4.309 2.692 1.609 637
125.000’i aşanlar 12 6.476 4.701 2.937 1.755 695
2501 – 3000 cm³ e kadar 250.000’i aşmayanlar 13 8.276 7.200 4.498 2.420 888
250.000’i aşanlar 14 9.029 7.854 4.907 2.640 969
3001 – 3500 cm³ e kadar 250.000’i aşmayanlar 15 12.603 11.340 6.831 3.410 1.251
250.000’i aşanlar 16 13.749 12.371 7.452 3.720 1.365
3501 – 4000 cm³ e kadar 400.000’i aşmayanlar 17 19.815 17.111 10.077 4.498 1.792
400.000’i aşanlar 18 21.617 18.666 10.994 4.907 1.955
4001 cm³ ve yukarısı 475.000’i aşmayanlar 19 32.431 24.320 14.403 6.474 2.512
475.000’i aşanlar 20 35.379 26.531 15.713 7.062 2.741
Taşıtların Yaşları ile Ödenecek Yıllık Vergi Tutarı (TL)
1 – 3 yaş 4 – 6 yaş 7 – 11 yaş 12 – 15 yaş 16 ve yukarı yaş

“(I) sayılı tarifede yer alan otomobil, kaptıkaçtı, arazi taşıtları ve benzerlerinde, ilk kayıt ve tescil edildiği tarih itibarıyla taşıt değerine isabet eden satır, sonraki yıllarda da bu taşıtın vergi tutarlarının belirlenmesinde esas alınır.”

“(I) sayılı tarifede yer alan otomobil, kaptıkaçtı, arazi taşıtları ve benzerlerine ait vergi tutarlarının Türkiye Sigorta, Reasürans ve Emeklilik Şirketleri Birliği tarafından her yılın ocak ayında ilan edilen kasko sigortası değerlerinin %10’unu aşması halinde, taşıtlara ait vergi tutarlarını, bir önceki satırdaki aynı yaş grubunda bulunan taşıtlara isabet eden vergi tutarı olarak belirlemeye, bu oranı %4’e kadar indirmeye ve kanuni oranına kadar artırmaya Bakanlar Kurulu yetkilidir.”

“Bu maddenin uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.”

MADDE 24- 197 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin beşinci ve altıncı fıkraları ile 14 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan “(I)” ibareleri “(I), (I/A),” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 25- 197 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “önceki yılda uygulanan” ibaresinden sonra gelmek üzere “taşıt değerleri ve” ibaresi, üçüncü fıkrasının (a) bendinin sonuna “taşıt değerlerini ayrı ayrı veya birlikte yeniden belirlemeye,” ibaresi eklenmiş ve dördüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Taşıt değerlerinin hesabında yüz Türk lirasına, ödenmesi gereken vergi miktarlarında ise bir Türk lirasına kadar olan kesirler dikkate alınmaz.”

MADDE 26- 197 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 8- 31/12/2017 tarihinden (bu tarih dahil) önce kayıt ve tescil edilen otomobil, kaptıkaçtı, arazi taşıtları ve benzerleri aşağıdaki (I/A) sayılı tarifeye göre vergilendirilir.

(I/A) SAYILI TARİFE

Motor Silindir Hacmi (cm³)

Taşıtların Yaşları ile Ödenecek Yıllık Vergi Tutarı (TL)

1-3 yaş

4-6 yaş

7-11 yaş

12-15 yaş

16 ve yukarı yaş

Otomobil, kaptıkaçtı, arazi taşıtları ve benzerleri
1300 cm³ ve aşağısı 743 518 290 220 78
1301 – 1600 cm³ e kadar 1.294 970 563 398 153
1601 – 1800 cm³ e kadar 2.284 1.785 1.051 641 249
1801 – 2000 cm³ e kadar 3.598 2.771 1.629 970 383
2001 – 2500 cm³ e kadar 5.396 3.918 2.448 1.463 579
2501 – 3000 cm³ e kadar 7.524 6.545 4.089 2.200 808
3001 – 3500 cm³ e kadar 11.458 10.309 6.210 3.100 1.138
3501 – 4000 cm³ e kadar 18.014 15.555 9.161 4.089 1.629
4001 cm³ ve yukarısı 29.483 22.109 13.094 5.885 2.284

Yukarıdaki tarifede yer alan taşıtlara ait vergi tutarlarının Türkiye Sigorta, Reasürans ve Emeklilik Şirketleri Birliği tarafından her yılın ocak ayında ilan edilen kasko sigortası değerlerinin %5’ini aşması halinde taşıtlara ait vergi tutarları, bir önceki satırdaki aynı yaş grubunda bulunan taşıtlara isabet eden vergi tutarı olarak esas alınır.

Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce iktisap edilmiş ancak çeşitli nedenlerle kayıt ve tescil edilmemiş otomobil, kaptıkaçtı, arazi taşıtları ve benzeri taşıtlar 1/1/2018 tarihinden sonra ilk defa kayıt ve tescil edildiği takdirde bu maddede yer alan tarifeye göre vergilendirilir.”

MADDE 27- 21/2/1963 tarihli ve 210 sayılı Değerli Kâğıtlar Kanununun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Bu kâğıtların, Maliye Bakanlığının muvafakati ile ilgili bakanlık, daireler veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları tarafından hazırlanıp bastırılması veya elektronik belge olarak düzenlenmesi mümkündür.”

MADDE 28- 14/5/1964 tarihli ve 474 sayılı Gümrük Giriş Tarife Cetveli Hakkında Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi aşağıdaki şekilde ve aynı Kanunun eki Gümrük Giriş Tarife Cetvelinde yer alan eşyalardan gümrük vergi had ve nispetleri “muaf” olanların gümrük vergisi had ve nispetleri “0” şeklinde değiştirilmiştir.

“Bakanlar Kurulu, bu Kanunun eki Gümrük Giriş Tarife Cetvelinde yer alan eşyaların gümrük vergisi had ve nispetlerini 50’ye kadar yükseltebilir, sıfıra kadar indirebilir veya bu Cetveldeki had ve nispetleri %50’sine kadar artırabilir.”

MADDE 29- 1/7/1964 tarihli ve 488 sayılı Damga Vergisi Kanununun mükerrer 30 uncu maddesinin dördüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Bakanlar Kurulu, bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yer alan maktu vergileri veya bu vergilerin yeniden değerleme oranı uygulanmak suretiyle belirlenmiş olan tutarlarını (maktu ve nispi vergilerin asgari ve azami miktarlarını belirleyen hadler dâhil) ve nispi vergileri, kâğıt türleri itibarıyla ayrı ayrı veya birlikte olmak üzere; maktu vergilerde on katına, nispi vergilerde ise bir katına kadar artırmaya, uygulanmakta olan maktu vergileri yarısına kadar, nispi vergileri ise sıfıra kadar indirmeye, bu had ve miktarlar arasında yeni had, miktar ve nispetler tespit etmeye yetkilidir.”

MADDE 30- 488 sayılı Kanuna ekli (2) sayılı tablonun “IV- Ticari ve medeni işlerle ilgili kâğıtlar” başlıklı bölümüne aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“54. Kamu özel iş birliği projelerinin finansmanı için yurt dışında ihraç edilen menkul kıymetler karşılığında fon temin etmek üzere kurulan özel amaçlı kuruluşların, bu fonları proje yüklenicisi firmalara kullandırmasına ilişkin olarak düzenlenen kâğıtlar ile bunların teminatı ve geri ödenmesine ilişkin işlemler nedeniyle düzenlenen kâğıtlar.”

MADDE 31- 2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununun 123 üncü maddesine onbirinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“Kamu özel iş birliği projelerinin finansmanı için yurt dışında ihraç edilen menkul kıymetler karşılığında fon temin etmek üzere kurulan özel amaçlı kuruluşların, bu fonları proje yüklenicisi firmalara kullandırmasına ilişkin işlemler ile bunların teminatı ve geri ödenmesine ilişkin işlemler, yargı harçları hariç, bu Kanunda yazılı harçlardan müstesnadır.”

MADDE 32- 492 sayılı Kanuna bağlı (8) sayılı Tarifenin “XII- Transfer fiyatlandırması ile ilgili yöntem belirleme anlaşması harçları:” başlıklı bölümü yürürlükten kaldırılmıştır.

MADDE 33- 14/1/1970 tarihli ve 1211 sayılı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanununun mülga 44 üncü maddesi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.

“Gerçek ve tüzel kişilerden bilgi isteme yetkisi:

MADDE 44- Banka, gerçek ve tüzel kişilerin döviz pozisyonunu etkileyen işlemlerini izlemek amacıyla belirleyeceği gerçek ve tüzel kişilerden her türlü bilgi ve belgeyi istemeye yetkilidir. İstenilecek bilgi ve belgelerin kapsamı, toplanma ve izlenme yöntemi, doğruluğunun denetimi, paylaşımı, destek hizmeti temini de dâhil olmak üzere usul ve esaslar Bankaca belirlenir.

Bu maddenin uygulanmasında destek hizmeti kuruluşu çalışanları hakkında da bu Kanunun 35 inci maddesi ve 68 inci maddesinin (II) numaralı fıkrasının (a) bendi hükümleri tatbik olunur.”

MADDE 34- 1211 sayılı Kanunun 68 inci maddesine aşağıdaki (IV) numaralı fıkra eklenmiştir.

“IV- Bu Kanunun 44 üncü maddesi uyarınca Bankaca istenilen bilgi ve belgeleri vermeyen, gerçeğe aykırı veren veya belirlenen usul ve esaslara aykırı olarak veren gerçek kişiler ile tüzel kişilerin görevli ve ilgilileri hakkında bin günden iki bin güne kadar adli para cezasına hükmolunur.”

MADDE 35- 29/7/1970 tarihli ve 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununa aşağıdaki geçici madde ilave edilmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 23- Takdir komisyonlarınca 2017 yılında 2018 yılı için takdir edilen asgari ölçüde arsa ve arazi metrekare birim değerleri, 2017 yılı için uygulanan birim değerlerinin %50’sinden fazlasını aşması durumunda, 2018 yılına ilişkin bina ve arazi vergi değerlerinin hesabında, 2017 yılı için uygulanan asgari ölçüde arsa ve arazi metrekare birim değerlerinin %50 fazlası esas alınır. Takip eden 2019, 2020 ve 2021 yıllarında 29 uncu madde kapsamında bina ve arazi vergisi matrahları ile asgari ölçüde arsa ve arazi metrekare birim değerleri bu şekilde belirlenen değerler üzerinden hesaplanır.

Emlak vergi değeri veya asgari ölçüde arsa ve arazi metrekare birim değerleri esas alınarak uygulanan vergi, harç ve diğer mali yükümlülükler için de birinci fıkra hükümlerine göre belirlenen değerler dikkate alınarak uygulanır.

Bu maddenin uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.”

MADDE 36- 26/6/1973 tarihli ve 1774 sayılı Kimlik Bildirme Kanununun 7 nci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“Mevsimlik tarım işçisi olarak sürekli ikametinin dışında bir başka ilde çalışmak amacıyla geçici olarak yer değiştirenlerin kimlik bildirimleri, bu kişilerin yaşadıkları geçici yerleşim alanlarında doğrudan kolluk kuvvetlerince alınır ve bu bildirimler Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile elektronik ortamda paylaşılır.”

MADDE 37- 5/4/1983 tarihli ve 2813 sayılı Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun Kuruluşuna İlişkin Kanunun 5 inci maddesine onüçüncü fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“Kurum, bu Kanun, 4/2/1924 tarihli ve 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu, 29/6/2001 tarihli ve 4703 sayılı Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair Kanun, 15/1/2004 tarihli ve 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu, 4/5/2007 tarihli ve 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun, 5/11/2008 tarihli ve 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu, 13/1/2011 ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1525 inci maddesi, 9/5/2013 tarihli ve 6475 sayılı Posta Hizmetleri Kanunu ve ilgili diğer kanunlardan veya bu Kanunlarla Kuruma verilen yetkiler çerçevesinde düzenlenen sözleşmelerden kaynaklanan, ödenmediği veya eksik ödendiği tespit edilen, idari para cezaları dâhil, alacaklarına (tahsiline aracılık ettiği alacaklar ile Hazine payına ilişkin cezai şart hariç) veya borçlarına ilişkin olarak karşı tarafı uzlaşmaya davet edebilir, uzlaşma davetlerini kabul edebilir. İhtilafın tamamı ya da bir kısmı üzerinde uzlaşma sağlayabilir, buna göre maddi ve hukuki nedenlerle kamu menfaati görülmesi halinde, asıl alacak ve fer’ilerinden kısmen ya da tamamen vazgeçilebilir. Uzlaşma halinde üzerinde anlaşılan hususlar hakkında taraflarca dava açılamaz ve hiçbir mercie şikâyette bulunulamaz. Uzlaşma tutanakları ilam hükmünde olup, uzlaşılan alacaklar, ilgisine göre ilamların icrasına dair genel hükümler çerçevesinde infaz olunur veya 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre tahsil edilir. Uzlaşma hükümleri yerine getirilmediği takdirde alacak muaccel olur ve uzlaşmaya konu edilen hak veya alacaklar, alacağın muaccel olduğu tarihten itibaren 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranında hesaplanan faizi ile birlikte takip ve tahsil edilir. Uzlaşmaya ilişkin usul ve esaslar, Maliye Bakanlığının görüşü alınarak Kurum tarafından belirlenir.”

MADDE 38- 21/7/1983 tarihli ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 10 uncu maddesinin dördüncü ve beşinci fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Vakıflar Genel Müdürlüğünün idaresinde ve denetiminde bulunan mazbut vakıflar ile temsilen yönetilen mülhak vakıflara ait kültür ve tabiat varlıklarının korunması ve değerlendirilmesi, Koruma Kurulları kararı alındıktan sonra, Vakıflar Genel Müdürlüğünce yürütülür. Vakıflar Genel Müdürlüğünün denetiminde bulunan mülhak vakıflara ait taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının korunması ve değerlendirilmesi, Koruma Kurulları kararı alındıktan sonra, yöneticileri tarafından yürütülür.

Diğer kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek ve tüzel kişilerin mülkiyetinde bulunan taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının korunma ve değerlendirilmesi bu Kanun hükümlerine uygun olarak kendileri tarafından sağlanır.”

MADDE 39- 14/10/1983 tarihli ve 2920 sayılı Türk Sivil Havacılık Kanununun 40 ıncı maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Milli Sivil Havacılık Güvenlik Kurulu ve havacılık güvenliği

MADDE 40- Tüm sivil havacılık faaliyetleri ile sivil havacılık tesis ve eklentilerinin yasadışı eylemlere karşı korunması amacıyla uluslararası uygulamalara uygun olarak gereken mevzuatı hazırlamak, denetlemek, uygun eğitimlerin alınmasını sağlamak ve ülkemizi uluslararası kuruluşlar nezdinde temsile Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı yetkilidir. Bakanlık, bu görevini öncelikle İçişleri Bakanlığı olmak üzere diğer kurum ve kuruluşlar ile koordineli şekilde yürütür.

Sivil havacılık güvenliği ile ilgili politikaların belirlenmesi ile kurumlar arasında koordinasyonun sağlanmasından sorumlu olmak üzere, İçişleri Bakanlığı Müsteşarı veya güvenlikten sorumlu Müsteşar Yardımcısının başkanlığında, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Müsteşarları veya Müsteşar Yardımcıları, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı temsilcileri, Gümrükler Genel Müdürü ve Gümrükler Muhafaza Genel Müdürü, Sivil Havacılık Genel Müdürü ve Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürünün katılımıyla Milli Sivil Havacılık Güvenlik Kurulu oluşturulur. Kurulun üyeleri, görev ve yetkileri, Kurul kararıyla havaalanlarında da dahil oluşturulacak alt kurullar ve alt kurulların görev ve yetkileri İçişleri Bakanlığı ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığınca müştereken çıkarılan yönetmelikle düzenlenir.

Sivil havacılık alanında faaliyet gösteren tüm kurum ve kuruluşlar, şahıslar ve yolcuların uyması gereken güvenlik tedbirleri ile yasaklanan hususlar, 5/6/1945 tarihli ve 4749 sayılı Kanunla uygun bulunan Şikago Sözleşmesinin 17 numaralı eki ile uluslararası uygulamalara ve önlemlere uygun olarak Milli Sivil Havacılık Güvenlik Kurulu tarafından hazırlanan ve İçişleri Bakanlığı ile Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından müştereken çıkarılan yönetmelikle düzenlenir. Acil durumlarda alınması gereken ilave tedbirler, İçişleri Bakanlığı temsilcisinin başkanlığında, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı temsilcileri, Sivil Havacılık Genel Müdürü ve Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdüründen oluşan Güvenlik Komisyonu tarafından alınır.

Havaalanlarında, ulusal ve uluslararası mevzuata göre güvenliğin sağlanması, havacılık güvenliğine yönelik kurum ve kuruluşlar arasında işbirliği ve koordinasyonun tesis edilmesi, kurum ve kuruluşların havacılık güvenliğine yönelik çalışmalarının denetlenmesi, denetim sonuçlarının takibi ve icrası, havaalanı güvenlik programının oluşturulması ve icrası 10/6/1949 tarihli ve 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu uyarınca görevlendirilen mülki idare amiri tarafından yerine getirilir. Havaalanı mülki idare amirlerinin havaalanlarındaki havacılık güvenliğine ilişkin görev, yetki ve sorumlulukları İçişleri Bakanlığının uygun görüşü üzerine Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından çıkarılan yönetmelikte düzenlenir.

Havayolu ile seyahat edecek kişilerin bilgileri kişilerin seyahatini kolaylaştırmak veya güvenlik ve risk değerlendirmesi yapmak amacıyla 24/3/2016 tarihli ve 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu çerçevesinde toplanabilir, kaydedilebilir, işlenebilir, paylaşılabilir, havacılık güvenliği ve emniyetini sağlamak üzere değerlendirilerek gereken tedbirler alınabilir. Bu kapsamda, talep halinde yolcu bilgileri havayolu işletmeleri veya kurumlar tarafından üçüncü ülkelerle İçişleri Bakanlığının uygun görüşü ile paylaşılabilir. İçişleri Bakanlığı değerlendirme esnasında ilgili tüm kurum ve kuruluşlar ile koordine sağlar ve mütekabiliyet çerçevesinde karar verir.

Türk tescilli sivil hava araçlarında özel eğitimli silahlı güvenlik görevlileri bulundurulabilir. Türkiye’ye uçuşu olan yabancı tescilli sivil hava araçlarında silahlı güvenlik görevlisi bulundurulmasına izin verilmesine, mütekabiliyet ilkesi saklı kalmak kaydıyla İçişleri Bakanlığı yetkilidir. Silahlı güvenlik görevlisinin görev, yetki ve sorumlulukları İçişleri Bakanlığı tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenir.”

MADDE 40- 2920 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.

“EK MADDE 1- Havaalanlarında altı aydan fazla süreyle bekleyen ve sahipleri tarafından alınmayan Türk siciline kayıtlı hava araçlarının maliklerine ve/veya işleticilerine, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü tarafından 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri çerçevesinde veya bu şekilde tebligat yapılamaması durumunda Türkiye genelinde yayımlanan ve tirajı yüzbinin üzerinde olan bir gazetede ilanen; otuz gün içinde konma-konaklama ücretleri ile vergi borçlarının ödenmesi ve hava aracının bulunduğu havaalanından kaldırılması konusu tebliğ olunur.

Birinci fıkrada belirtilen hava araçları ile aynı durumda olan yabancı bir ülkenin siciline kayıtlı hava araçlarında ise Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü tarafından hava aracının siciline kayıtlı olduğu ülke sivil havacılık otoritesine, doksan gün içinde ilgili hava aracının sahipleri tarafından kaldırılması, kaldırılmadığı takdirde tasfiye edileceği hususu bildirilir. Ayrıca, müteakiben tescil sahibi ülke genelinde ulusal yayın yapan gazetede iki gün süre ile hava aracının bulunduğu havaalanından kaldırılması ilan edilir.

Türk tesciline kayıtlı hava aracı malikinin ve/veya işleticisinin tebligat veya ilan tarihinden itibaren otuz gün içinde gerekli iş ve işlemleri yapmaması halinde; kaza durumlarında Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Kaza Araştırma ve İnceleme Kurulu, diğer durumlarda ise Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü ve ihtiyaç duyulacak ilgili uzmanlardan oluşan ekip tarafından hava aracının itibari ya da fiilî harabiyete uğradığına dair rapor verilmesi halinde, ilgili hava aracı üzerindeki her türlü vergi borcu ve gümrük mevzuatından doğan yükümlülükler ile diğer takyidatlara bakılmaksızın sicilden terkini yapılarak hurdaya ayrılır.

Yabancı sicile kayıtlı hava aracı yönünden ise bildirim tarihini izleyen doksan günün sonunda gerekli iş ve işlemlerin yapılmaması durumunda, sicile kayıtlı olduğu ülke sivil havacılık otoritesince sicilden terkin edilip edilmediğine ve her türlü vergi borcu ve gümrük mevzuatından doğan yükümlülükler ile diğer takyidatlara bakılmaksızın hurdaya ayrılır.

Hurdaya ayrılan hava araçları, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünün ruhsatlandırdığı havaalanı işleticisi tarafından ayrıştırılmaksızın bütün donanımları ile birlikte açık artırma usulü ile satılarak, bedelden konma-konaklama bedeli alınmaksızın ilan, terkin ve satışa ilişkin masraflar düşüldükten sonra kalan bedel Genel Müdürlüğün emanet hesabına yatırılır. Hava araçları üzerinde bulunan ipotek, haciz ve mevcut takyidatlar bu bedel üzerinden devam eder. Alacakların tasfiyesinden sonra kalan miktar satıştan itibaren beş yıl içinde hak sahiplerinin müracaatları halinde ilgililerine iade edilir. Beş yıl içinde herhangi bir müracaatın olmaması halinde söz konusu bedel Genel Müdürlük bütçesine gelir kaydedilir. Gelir kaydedilen bu tutarların harcanacağı yerler Maliye Bakanlığının uygun görüşü üzerine Genel Müdürlük tarafından belirlenir.

Bu madde çerçevesinde yapılacak ilan, terkin, hurdaya ayırma, tasfiye ve ödeme işlemlerine ilişkin usul ve esaslar Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü tarafından çıkarılan yönetmelikle belirlenir.”

MADDE 41- 25/10/1984 tarihli ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 9 uncu maddesinin (1) numaralı fıkrasına aşağıdaki cümleler eklenmiştir.

“Şu kadar ki Türkiye’de ikametgâhı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi bulunmayanlar tarafından katma değer vergisi mükellefi olmayan gerçek kişilere elektronik ortamda sunulan hizmetlere ilişkin katma değer vergisi, bu hizmeti sunanlar tarafından beyan edilip ödenir. Maliye Bakanlığı elektronik ortamda sunulan hizmetlerin kapsamı ile uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.”

MADDE 42- 3065 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin (4) numaralı fıkrasına (c) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki bent eklenmiş ve aynı fıkranın (r) bendinin birinci paragrafında yer alan “bankalara” ibareleri “bankalara, finansal kiralama ve finansman şirketlerine” şeklinde değiştirilmiş, “devir ve teslimleri” ibaresinden sonra gelmek üzere “ile bu taşınmaz ve iştirak hisselerinin finansal kiralama ve finansman şirketlerince devir ve teslimi” ibaresi eklenmiştir.

“ç) Uluslararası roaming anlaşmaları çerçevesinde yurt dışından alınan roaming hizmetleri ile bu hizmetlerin Türkiye’deki müşterilere yansıtılması,”

MADDE 43- 3065 sayılı Kanunun geçici 37 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan “2017 yılında” ibaresi “2017 ve 2018 yıllarında”, “2017 yılının” ibaresi “2017 ve 2018 yıllarının” şeklinde ve aynı fıkranın (b) bendinde yer alan “2017 yılında” ibaresi “2017 ve 2018 yıllarında”, “2017 yılı” ibaresi “2017 ve 2018 yılı” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 44- 3065 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 38- Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren düzenlenen sözleşmelere istinaden Millî Eğitim Bakanlığı tarafından Eğitimde Fırsatları Artırma ve Teknolojiyi İyileştirme Hareketi (FATİH) Projesi kapsamında yapılan mal ve hizmet alımlarında uygulanmak üzere;

a) Proje bileşenlerine ilişkin olarak; Millî Eğitim Bakanlığınca yapılan ithalatlar ile bu Bakanlığa yapılan mal teslimleri ve hizmet ifaları katma değer vergisinden müstesnadır (Bu kapsamda yapılan mal teslimleri ve hizmet ifaları nedeniyle yüklenilen vergiler, vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan vergiden indirilir. İndirim yoluyla telafi edilemeyen vergiler bu Kanunun 32 nci maddesi hükmü uyarınca istisna kapsamında işlem yapan mükellefin talebi üzerine iade edilir. Maliye Bakanlığı istisna ve iadeye ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.).

b) Proje bileşenleri için belirlenen internet kullanımlarına mahsus olan mobil telefon aboneliğinin ilk tesisi ile Proje bileşenlerine ilişkin verilen elektronik haberleşme hizmetleri, 6802 sayılı Kanunun 39 uncu maddesine göre alınan özel iletişim vergisinden müstesnadır (Bu kapsamda verilen elektronik haberleşme hizmetleri nedeniyle yüklenilen vergiler, vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan vergiden indirilir. İndirim yoluyla telafi edilemeyen vergiler istisna kapsamında işlem yapan mükellefin talebi üzerine iade edilir. Maliye Bakanlığı istisna ve iadeye ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.).

c) Proje bileşenlerine ilişkin mal ve hizmet alımları ile ilgili olarak düzenlenen idare ve/veya proje yüklenicilerinin taraf olduğu kâğıtlar, 1/7/1964 tarihli ve 488 sayılı Damga Vergisi Kanununa göre alınan damga vergisinden müstesnadır.

ç) Millî Eğitim Bakanlığı veya bu Bakanlık adına Proje yüklenicileri ile alt yükleniciler tarafından serbest dolaşıma sokulacak her türlü araç, gereç, malzeme, makine, ürün ve bunların yedek parçaları, 4458 sayılı Kanuna göre alınan gümrük vergilerinden, fonlardan,  bu ithalata ilişkin düzenlenen kâğıtlar damga vergisinden, yapılacak işlemler harçlardan müstesnadır (Proje yüklenicileri ile alt yükleniciler tarafından serbest dolaşıma sokulacak eşyanın bu Projeye uygunluğunu tevsik edici belgeleri düzenlemeye Millî Eğitim Bakanlığı yetkilidir.).

d) Proje bileşenlerine ilişkin olarak 4760 sayılı Kanuna ekli (IV) sayılı listede yer alan malların, Millî Eğitim Bakanlığına ya da proje yüklenicisine teslimi veya bunlar tarafından ithali özel tüketim vergisinden müstesnadır (Maliye Bakanlığı istisnaya ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.).

e) 406 sayılı Kanun uyarınca Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuyla görev veya imtiyaz sözleşmesi imzalamak suretiyle veya 5/11/2008 tarihli ve 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu uyarınca bu Kuruma bildirim yapılması veya bu Kurumca kullanım hakkı verilmesi yoluyla yetkilendirilen veya yetkilendirilmiş sayılan işletmecilerin Millî Eğitim Bakanlığı ya da proje yüklenicisi işletmelere yapmış oldukları mal teslimleri ve hizmet ifaları dolayısıyla elde ettikleri gelirler, bu işletmecilerden 406 sayılı Kanunun ek 37 nci maddesine göre alınan Hazine payının ve Kurum masraflarına katkı payının, 16/6/2005 tarihli ve 5369 sayılı Evrensel Hizmet Kanununun 6 ncı maddesine göre alınan evrensel hizmet gelirlerinin, 5809 sayılı Kanunun 11 inci maddesine göre alınan idari ücret ile aynı Kanunun 46 ncı maddesinin (7) numaralı fıkrasına göre alınan telsiz ücretinin hesaplanmasına dâhil edilmez.

f) Proje bileşenlerine ilişkin olarak temin edilecek bilgisayar ve tablet bilgisayarlar ile etkileşimli tahtalar için 5/12/1951 tarihli ve 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 44 üncü maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen kesintiler yapılmaz (Millî Eğitim Bakanlığı bu kapsamda temin edilen mallardan kesinti yapılmamasını sağlayan belgeleri düzenlemeye yetkilidir.).

g) Proje bileşenlerine ilişkin olarak temin edilecek bilgisayar ve tablet bilgisayarlar ile etkileşimli tahtalardan,  4/12/1984 tarihli ve 3093 sayılı Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Gelirleri Kanununun 4 üncü maddesinin (a) fıkrasında yer alan bandrol ücreti alınmaz (Milli Eğitim Bakanlığı bu kapsamda temin edilen mallardan bandrol ücreti alınmamasını sağlayan belgeleri düzenlemeye yetkilidir.).

ğ) Proje bileşenlerine ilişkin olarak tesis edilen aboneliklere ait telsiz cihaz ve sistemlerinden, 5809 sayılı Kanunun 46 ncı maddesinde yer alan telsiz ruhsatname ve yıllık kullanım ücretleri alınmaz.

h) Proje kapsamında yapılacak mal ve hizmet alımlarında Proje bileşenlerine ilişkin ihale yüklenicisinin bu Proje ile ilgili faaliyette bulunmak üzere özel amaçlı şirket kurması halinde bu şirket, yalnızca ilgili mevzuatına göre kendi ödemesi gereken vergi ve mali yükümlülüklerden sorumlu olup, ihale yüklenicisinin ödemesi gereken Hazine payı, Kurum masraflarına katkı payı, evrensel hizmet katkı payı, idari ücret, özel iletişim vergisi ve telsiz ücretlerinden sorumlu tutulmaz.”

MADDE 45- 22/11/1984 tarihli ve 3083 sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanununun 16 ncı maddesine aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.

“Arazi toplulaştırma projelerinin uygulanması esnasında, elbirliği mülkiyet olarak tescilli parsellerin, paylı mülkiyete dönüştürülmesi işlemleri uygulayıcı kuruluş tarafından resen gerçekleştirilir. Kesinleşen listelerin tapu müdürlüğü tarafından doğrudan paylı mülkiyet olarak tescili sağlanır.  Bu yetki kapsamındaki işlemler her türlü gider, vergi, resim ve harçtan muaftır.

Arazi toplulaştırma projelerinin uygulanması esnasında, tapuya kayıtlı olup tescile esas belgesine aykırılığı tespit edilen hisse hataları, uygulayıcı kuruluş tarafından resen düzeltilir. Kesinleşen listelerin tapu müdürlüğü tarafından doğrudan paylı mülkiyet olarak tescili sağlanır.  Bu yetki kapsamındaki işlemler her türlü gider, vergi, resim ve harçtan muaftır. Bu madde kapsamında getirilen muafiyetler, mükelleflerin veraset ve intikal vergisine ilişkin yükümlülüklerini ortadan kaldırmaz.”

MADDE 46- 3083 sayılı Kanunun 19 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“MADDE 19- Uygulama alanlarında bulunan tarım arazileri, zorunlu sebepler olmadıkça tarım dışı amaçlarla kullanılmaz. Ancak zorunlu hallerde, ilgililerin tarım dışı amaçla arazi kullanımı talepleri hakkında 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu hükümleri uygulanır.”

MADDE 47- 4/6/1985 tarihli ve 3213 sayılı Maden Kanununun 9 uncu maddesine aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.

“Bu Kanunun 30 uncu maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında ihale edilecek II. Grup (c) bendi ve IV. Grup maden sahaları, 47 nci maddesinin dördüncü fıkrası kapsamında ihtisaslaşmış Devlet kuruluşları ile bunların bağlı ortaklıklarına devredilen maden sahaları, bu kuruluşlar ve bunların bağlı ortaklıkları ile Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından ihale edilecek maden sahaları için işletme izni düzenlendiği tarihten başlamak üzere, ilk on yıl süreyle 6831 sayılı Orman Kanunu kapsamında ağaçlandırma bedeli hariç herhangi bir bedel alınmaz.

IV.Grup işletme izinli maden ruhsat sahalarının cinsi, rezervi, bulunduğu bölge, tenörü, istihdamı, yatırım ve ülke ihtiyaçları dikkate alınarak ara ve uç ürün üretmek şartıyla, bu ruhsatlardan işletme izni düzenlendiği tarihten başlamak üzere, on yıl süreyle 6831 sayılı Kanun kapsamında ağaçlandırma bedeli hariç diğer bedellerin alınıp alınmayacağını belirlemeye Bakanlar Kurulu yetkilidir.

Bu maddenin dördüncü ve beşinci fıkraları kapsamı dışındaki sahalardan işletme izni düzenlendiği tarihten başlamak üzere ilk on yıl süreyle 6831 sayılı Kanuna göre alınan arazi izin bedelinin %50’si alınır. Alınan arazi izin bedelinde her yıl 213 sayılı Vergi Usul Kanunu uyarınca belirlenen yeniden değerleme oranı nispeti artışı dışında başkaca bir artış yapılmaz.”

MADDE 48- 3213 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin ikinci fıkrası ile altıncı fıkrasının birinci cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“Genel arama dönemi süresi sonuna kadar maden arama projesinde belirtilen maden kaynağına ilişkin bilgilerin ve bu dönemde yapılan arama faaliyetlerine ilişkin yatırım harcamalarını da gösteren genel arama faaliyet raporunun verilmesi zorunludur. Genel arama dönemi sonuna kadar ön arama ve genel arama faaliyet raporları ile yatırım harcama kalemlerine ait belgelerin Genel Müdürlüğe verilmemesi halinde arama ruhsatı iptal edilir. Genel Müdürlüğe verilen ön arama ve genel arama raporlarının veya yatırım harcama kalemlerine ait belgelerin uygun bulunmaması hâlinde 20.000 TL idari para cezası verilir ve eksikliklerin bir ay içinde giderilmesi ruhsat sahibine yazılı olarak bildirilir. Tebliğ tarihinden itibaren eksikliklerin verilen sürede tamamlanmaması veya verilen ön arama ve genel arama faaliyet raporları ile yatırım harcama kalemlerine ait belgelerin uygun bulunmaması halinde arama ruhsatı iptal edilir. İlgili mevzuat kapsamında diğer kurumların, ruhsat sahibinin gerekli izinlere ilişkin başvurusunu olumsuz sonuçlandırması veya bu izinlerin ruhsat sahibinden kaynaklanan nedenlerle alınamaması halinde arama ruhsatı iptal edilir. Bu fıkradaki yükümlülükleri yerine getirilen arama ruhsatı, IV. Grup madenlerde dört yıl detay arama dönemine hak sağlar. II. Grup (b) bendi, III. ve V. Grup ruhsatlarda ise genel arama dönemi sonuna kadar işletme ruhsat talebinde bulunulmaması halinde ruhsat iptal edilir.”

“IV. Grup maden ruhsatlarında detay arama dönemi sonuna kadar Genel Müdürlüğe verilen raporların ve yatırım harcama kalemlerine ait belgelerin uygun bulunmaması halinde eksikliklerin bir ay içinde giderilmesi ruhsat sahibine yazılı olarak bildirilir.”

“Jeolojik haritalama, jeofizik etüd, sismik, karot, kırıntı ve numune alma ile bunlara yönelik sathi hazırlık işlemleri içeren faaliyetler için çevresel etki değerlendirmesi kararı aranmaz.”

MADDE 49- 3213 sayılı Kanunun 24 üncü maddesinin onikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Beş yıllık dönemde, üretimin en az olduğu herhangi üç yılında yaptığı toplam üretim miktarı projede beyan edilen bir yıllık üretim miktarının %30’undan az olması durumunda, ruhsat sahiplerine 50.000 Türk lirası idari para cezası verilir. İdari para cezasının uygulanmasından başlamak üzere, geriye doğru üç yıllık dönemlerde yaptığı toplam üretim miktarı projede beyan edilen yıllık üretim miktarının %30’undan daha az olması durumunda ruhsat sahiplerine 50.000 Türk lirası idari para cezası verilir. Bu fıkra kapsamında beş yıl içerisinde iki defa idari para cezası uygulanması halinde ruhsat iptal edilir. Yılların belirlenmesi, takvim yılı hesabına göre yapılır. Dönemlerin hesaplanmasında, işletme izninin verildiği yıl ile üretime ilişkin tespitin yapıldığı yıl dikkate alınmaz. Ancak mücbir sebepler, beklenmeyen haller veya Genel Müdürlük tarafından kabul edilen işletme projesi ve termin planına göre madene ulaşmak amacıyla galeri, kuyu ve/veya dekapaj için geçirilen süreler, projede beyan edilen yıllık üretim miktarı ile orantılı olarak dikkate alınır. Bu fıkrada geçen idari para cezası hariç diğer oranları iki katına kadar artırmaya, yarısına kadar indirmeye ve ruhsat türlerine göre farklılaştırmaya Bakanlar Kurulu yetkilidir.”

MADDE 50- 3213 sayılı Kanunun ek 1 inci maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Türkiye Taşkömürü Kurumu ile Türkiye Kömür İşletmeleri, uhdelerinde bulunan maden ruhsatlarını işletmeye, işlettirmeye, bunları bölerek yeni ruhsat talep etmeye ve bu ruhsatları ihale etmeye yetkilidir. Ancak, Türkiye Taşkömürü Kurumunun halen kendisi tarafından doğrudan işletilen işletme izin alanlarında oluşturulacak ruhsatlar bu madde kapsamında ihale edilemez.”

MADDE 51- 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun ek 1 inci maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendine “ana, baba veya kardeşlerin bu hakkı kullanmaması durumunda eş veya çocuklardan toplam iki kişi,” ibaresi eklenmiş ve beşinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “ile kırk beş yaşını bitirmiş olanlar” ibaresi madde metninden çıkarılmış, aynı fıkranın ikinci ve üçüncü cümleleri yürürlükten kaldırılmış ve altıncı fıkrasına birinci cümlesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümle eklenmiştir.

“Üçüncü fıkranın (a), (b), (c) ve (ç) bentlerinde sayılan maluller ile 15/8/2016 tarihli ve 670 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 9 uncu maddesine göre tazminat hakkından yararlandırılanların kendilerinin istihdam hakkından yararlanmaları ve ilköğretim, ortaokul, ilkokul mezunu olmaları halinde atama teklifleri memur unvanlı kadro ve pozisyonlara yapılır.”

MADDE 52- 3713 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 18- Bu Kanunun ek 1 inci maddesinin üçüncü fıkrasının (a), (b), (c) ve (ç) bentlerinde sayılan maluller ile 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 9 uncu maddesine göre tazminat hakkından yararlandırılanlardan bizzat istihdam hakkından yararlanarak bu maddenin yayımı tarihinden önce hizmetli unvanlı kadro ve pozisyonlara atanan ve halen bu unvanda görev yapanların bu maddenin yayımını takip eden ayın 14’ü itibarıyla kadro ve pozisyon unvanları başka bir işleme gerek kalmaksızın memur olarak değiştirilmiş sayılır.”

MADDE 53- 25/2/1998 tarihli ve 4342 sayılı Mera Kanununun 14 üncü maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiştir.

“i) 9/1/2002 tarihli ve 4737 sayılı Endüstri Bölgeleri Kanunu kapsamında ilan edilen endüstri bölgeleri, 26/6/2001 tarihli ve 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu kapsamında ilan edilen teknoloji geliştirme bölgeleri, 12/4/2000 tarihli ve 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu kapsamında kurulan organize sanayi bölgeleri ve 6/6/1985 tarihli ve 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu kapsamında kurulan serbest bölgeler için kuruluş ve genişleme aşamalarında ihtiyaç duyulan,”

MADDE 54- 4342 sayılı Kanunun 30 uncu maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde yer alan “(g) bentleri” ibaresi “(g) ve (i) bentleri” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 55- 25/8/1999 tarihli ve 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununun 50 nci maddesinin üçüncü fıkrasının birinci ve ikinci cümleleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve aynı fıkraya ikinci cümlesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümle eklenmiştir.

“İşsizlik ödeneği başvuruları izleyen ayın sonuna kadar sonuçlandırılır. İşsizlik ödeneği, her ayın beşinde aylık olarak işsizin kendisine ödenir.”

“Ödeme tarihini öne çekmeye Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı yetkilidir.”

MADDE 56- 4447 sayılı Kanunun ek 3 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan “31/12/2017” ibaresi “31/12/2019” şeklinde değiştirilmiş ve aynı fıkrada yer alan “, 1/1/2018 tarihinden 31/12/2019 tarihine kadar ise belge masrafı ile sınav ücretinin yarısı” ibaresi madde metninden çıkarılmıştır.

MADDE 57- 12/4/2000 tarihli ve 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanununun 18 inci maddesinin onuncu fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“OSB’lerde yer alan sanayi parsellerindeki tesislerde bir katılımcı ya da katılımcının kiracısı üretim yapabilir. 6102 sayılı Kanunda tanımlanan hâkim ve bağlı şirketler, geçici 1 inci ve geçici 2 nci madde kapsamında kurulan OSB’lerdeki 1/7/2017 tarihinden önce yapı kullanma izni almış olan tesisler ve geçici 5 inci madde kapsamında kurulan OSB’ler bu fıkrada yer alan kiralamaya ilişkin kısıtlamalardan muaftır.”

MADDE 58- 29/6/2001 tarihli ve 4706 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 4 üncü maddesine aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.

“Savunma, güvenlik, adalet ve istihbarat hizmetlerini yürüten personel tarafından kullanılanlar hariç olmak üzere, genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin, döner sermayelerin, fonların, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları hariç özel kanunla kurulmuş diğer kamu idarelerinin, kamu iktisadi teşebbüsleri ve bunların bağlı ortaklıkları ile müesseselerinin ve sermayesinin yüzde ellisinden fazlası kamuya ait diğer ortaklıklar ve şirketlerin mülkiyetinde veya tasarrufunda bulunan kamu konutları ekonomiye kazandırılır. Buna ilişkin her türlü iş ve işlemin yürütülmesinde mahalli idarelere ait konutlar için ilgili idareler, diğerleri için Bakanlık yetkilidir.

Savunma, güvenlik, adalet ve istihbarat hizmetlerini yürüten personel tarafından kullanılan kamu konutlarının beşinci fıkraya göre değerlendirilmek suretiyle ekonomiye kazandırılmasına ilgili bakanlıkların uygun görüşü alınmak şartıyla Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu yetkilidir.

Kat mülkiyeti kurulan kamu konutları bağımsız bölümler halinde, üzerinde kat mülkiyeti kurulmamış kamu konutu bulunan taşınmazlar ise üzerindeki yapılarla birlikte bir bütün olarak, 2886 sayılı Devlet İhale Kanununda yer alan hükümler çerçevesinde ihale yoluyla satılır. Taşınmazların satışından elde edilen gelirler, genel bütçeli idarelerde ilgili idarenin merkez muhasebe birimi hesaplarına aktarılır ve özel gelir kaydedilir. Özel gelir kaydedilen bu tutar karşılığında idarenin yatırım bütçesine öncelikle personelinin konut ihtiyacını karşılamak amacıyla ödenek kaydetmeye Maliye Bakanı yetkilidir. Özel bütçeli idarelerde bu gelirler muhasebe birimi hesaplarına aktarılır ve bütçelerine gelir olarak kaydedilir. İdareler bu gelirleri öncelikle personelinin konut ihtiyacını karşılamak amacıyla ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde ödenek eklemek suretiyle kullanır. Diğer kamu idarelerinde ise, elde edilen gelirler kendi mevzuatına göre muhasebe birimi hesaplarına aktarılarak bütçelerine gelir olarak kaydedilir ve ilgili mevzuatına göre öncelikle personelinin konut ihtiyacını karşılamak amacıyla kullanılır. Değerlendirme işlemleri sırasında taşınmazlar için yapılan masraflar aktarılacak gelirlerden düşülür.

İhale yapıldığı tarihte görev, sıra ve hizmet tahsisli ve kat mülkiyeti kurulan kamu konutlarında oturanlar, ikamet ettikleri kamu konutunu öncelikli olarak satın alma hakkına sahiptirler. İhale bedeli öncelikli alım hakkı sahibi tarafından peşin veya dört yıla kadar kanuni faizi ile birlikte taksitli olarak ödenebilir, peşin olarak ödenmesi halinde yüzde on indirim uygulanır.

Yapılan ihale sonucunda oluşan ihale bedeli, öncelikli satın alma hakkı bulunanlara tebliğ edilir. Öncelikli alım hakkı sahibinin, içerisinde oturduğu kamu konutunu bu bedeli üzerinden satın almak istemesi ve tebligattan itibaren onbeş gün içerisinde ihale bedelini peşin ödemesi veya peşinatı ödeyerek taksitli satış sözleşmesi düzenlemesi halinde bu durum, en yüksek teklif veren istekliye bildirilir. Ancak, öncelikli satın alma hakkı sahibinin aynı süre içerisinde kamu konutunu satın almak istemediğini bildirmesi, bu süre içerisinde herhangi bir bildirimde bulunmaması ya da yükümlülüklerini yerine getirmemesi halinde, en yüksek teklif veren istekliye tebligat gönderilerek ihale bedelini peşin veya taksitle ödemesi gerektiği bildirilir. Bu durumda kamu konutunda oturana tebligat yapılarak konutu iki ay içerisinde tahliye etmesi istenir ve konutun tahliyesi sağlanır.

Kamu konutlarının ekonomiye kazandırılmasına ilişkin işlemlerde ilgili kurum ve kuruluşlar; Bakanlık tarafından istenen her türlü bilgi ve belgeyi vermeye, yapılacak işlemleri kolaylaştırıcı her türlü tedbiri almaya ve Bakanlık tarafından yapılması istenilecek iş ve işlemleri yapmaya yükümlüdür.

Kamu konutlarının ekonomiye kazandırılmasında uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirlemeye ve ortaya çıkabilecek tereddütleri gidermeye mahalli idarelere ait konutlar için ilgili idareler, diğerleri için Bakanlık yetkilidir.

26/4/2012 tarihi itibarıyla belediye ve mücavir alan sınırları içinde yer alan ve imar planı bulunmayan veya imar planında tarımsal amaca ayrılan Hazineye ait tarım arazilerini 30/3/2014 tarihi itibarıyla en az üç yıldan beri tarımsal amaçla kiralayan ve kira sözleşmesi halen devam eden kiracıları veya bu arazileri aynı süreyle tarımsal amaçla kullanan ve kullanımlarının halen devam ettiği belirlenen kullanıcıları ya da paydaşlarından; bu fıkranın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde bu arazileri doğrudan satın almak için başvuruda bulunan ve tespit ve tebliğ edilen rayiç bedeli itiraz ve dava konusu etmeksizin kabul edenler bu fıkraya göre hak sahibi sayılır. Tarımsal amaçlı yapılar ile esaslı unsuru tarımsal faaliyet olması koşuluyla üzerinde sürekli ikamet amacıyla konut bulunan tarım arazileri de bu fıkra kapsamında değerlendirilir. Bu araziler rayiç bedelin tamamı üzerinden doğrudan satılır. Rayiç bedelin taksitle ödenmesi halinde, bu bedelin yüzde yirmisi, yapılan yazılı tebligat tarihinden itibaren en geç üç ay içinde, kalanı ise en fazla beş yılda on eşit taksitte kanunî faizi ile birlikte ödenir. Satılan tarım arazilerinin satış tarihinden itibaren yirmi yıl içerisinde imar planında tarım dışı amaca ayrılması halinde, güncel rayiç bedeli ile satış tarihinden itibaren Yİ-ÜFE (bir önceki yılın aynı ayına göre değişim) oranında artırılarak güncellenen rayiç bedeli arasındaki fark, bu fıkradaki hükümlere göre en son kayıt malikinden tahsil edilir, bu hususta tapu kütüğüne gerekli belirtme yapılır. Hazineye ait tarım arazilerinin satışına ilişkin olarak bu fıkrada hüküm olmayan hallerde; ecrimisil ve kira bedellerinin mahsubuna ilişkin hükümleri hariç olmak üzere, 19/4/2012 tarihli ve 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanunun Hazineye ait tarım arazilerinin satışına ilişkin hükümleri kıyasen uygulanır.

Kamu konutlarının ve Hazineye ait tarım arazilerinin satışından elde edilen gelirler hakkında 5 inci maddenin beşinci fıkrası hükmü uygulanmaz.”

MADDE 59- 4706 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiş ve altıncı fıkrasında yer alan “19/7/2003” ibaresi “30/3/2014” şeklinde değiştirilmiştir.

“Üzerinde sınırlı aynî hak tesis edilmiş Hazineye ait taşınmazların satışında ise satış bedelinin en az yüzde otuzu peşin, kalanı beş yılda, on taksitle ve kanunî faizi ile birlikte ödenir.”

MADDE 60- 4706 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 23- İlgili mevzuatı uyarınca kamu taşınmazları üzerinde kıyı yapıları dâhil turizm yatırımı gerçekleştirilmek amacıyla Kültür ve Turizm Bakanlığınca adına kesin tahsis yapılan, Orman ve Su İşleri Bakanlığınca adına kesin izin verilen veya Maliye Bakanlığı tarafından lehine irtifak hakkı tesis edilen veya kullanma izni verilen yatırımcı ve işletmecilerin kesin tahsis, kesin izin, irtifak hakkı veya kullanma izni süreleri; söz konusu kesin tahsis, kesin izin, irtifak hakkı veya kullanma iznine ilişkin olarak varsa açılan davalardan tüm yargılama giderleri üstlenilerek kayıtsız ve şartsız olarak feragat edilmesi, ödenmesi gereken herhangi bir borcunun bulunmaması ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde başvurulması halinde yeniden sözleşme düzenlenmek suretiyle sözleşmenin düzenlendiği tarihten itibaren kırk dokuz yıla uzatılabilir. Ayrıca, Orman ve Su İşleri Bakanlığınca milli park ve tabiat parklarında konaklama amaçlı turizm yatırımı gerçekleştirilmek amacıyla yirmidokuz yıla kadar kiralama yapılan yatırımcı ve işletmecilerin kira sözleşmeleri, bu fıkrada belirtilen şartların sağlanması halinde yirmidokuz yıla veya irtifak hakkına dönüştürülmek suretiyle kırkdokuz yıla uzatılabilir. Kesin tahsis yapılan veya irtifak hakkı tesis edilen taşınmazlar yatırımcı ve işletmecilerine satılmak suretiyle de değerlendirilebilir.

Kesin tahsis, kesin izin, irtifak hakkı veya kullanma iznine ilişkin yeni düzenlenecek sözleşmede önceki sözleşmede yer alan hak ve yükümlülükler ile gerekli izinler ilgili idarelerden alınmak kaydıyla sözleşmeye konu alan üzerinde yapılabilecek yapı ve tesislerin nevi ve miktarına ilişkin hususlar yatırımcının veya işletmecinin talebi üzerine değerlendirmeye konu edilir ve sözleşme bedeli yeniden belirlenir.

Sözleşme bedelinin belirlenmesi, ödeme şekli ve süresi, yatırımcının ve/veya işletmecinin hak ve yükümlülükleri, sözleşmeye konu alan üzerinde yapılabilecek yapı ve tesislerin nevi ve miktarı ile bu maddenin uygulamasıyla ilgili diğer hususlara ilişkin usul ve esaslar ilgisine göre Maliye Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığınca müştereken belirlenir.”

MADDE 61- 4706 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 24- 4325 sayılı Kanunun mülga 8 inci maddesi ve 5084 sayılı Kanunun mülga 5 inci maddesine göre, gerçek veya tüzel kişilere bedelsiz olarak devredilen veya süresiz kullanma izni verilen taşınmazlar için verilen süre içerisinde taahhüt edilen yatırımı gerçekleştiremeyen yatırımcılar, 31/12/2017 tarihine kadar müracaat etmeleri ve müracaat tarihinden itibaren iki yıl içerisinde bu Kanunun geçici 14 üncü maddesinde belirtilen şartları yerine getirmeleri halinde anılan madde hükmünden yararlandırılırlar.”

MADDE 62- 3/1/2002 tarihli ve 4733 sayılı Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 6 ncı maddesinin beşinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve aynı maddeye dokuzuncu fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.

“Tütün ithali, üretim ihtiyaçlarıyla sınırlı olarak; bu maddenin ikinci fıkrasında belirtilen tütün mamulleri üretenler veya Kurumdan izin almak ve sadece işlendikten sonra ihraç edilmek amacıyla tütün işleme tesisi bulunanlar tarafından yapılır. Kurum tütün işleme tesisi bulunanlara bu izni verirken söz konusu işletmelerin öncelikle Türkiye’de üretilen tütünü işlemelerini gözetmek, ihraç amacıyla yapılacak ithalatın amacı dışında kullanılmamasını sağlamak için gerekli tedbirleri almak, ithalat ve ihracata ilişkin uygulamayı denetlemekle sorumlu ve yetkilidir.”

“Ticari amaçla; makaron veya yaprak sigara kâğıdı içine kıyılmış tütün, parçalanmış tütün, tütün harici herhangi bir madde doldurmak, bu şekilde üretilen ürünleri satışa arz etmek, satmak, bulundurmak veya nakletmek yasaktır.

Tek başına kıyılıp içilebilme vasfına sahip tütün çeşitlerinin üretildiği Kurumca belirlenen merkezlerdeki tütün üreticilerinin bir araya gelerek kurduğu kooperatiflere, müracaatları halinde Kurum tarafından tütün ticareti yetki belgesi ve sarmalık kıyılmış tütün tesisi kurulması için yetki verilir. Bu kooperatifler ihtiyaç duydukları tütünü sözleşmeli olarak temin edebilecekleri gibi sözleşme dışı üretilmiş tütünleri de Kuruma bildirmek kaydı ile satın alabilirler. Kurumun izni ile tütün iç ve dış ticareti ve sarmalık kıyılmış tütün üretim ve ticaretini yapabilirler.”

MADDE 63- 4733 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin; birinci fıkrasının birinci cümlesine “ürünleri kullanarak” ibaresinden sonra gelmek üzere “şahsi tüketimi için” ibaresi eklenmiş, beşinci fıkrasına “içkiler piyasasında” ibaresinden sonra gelmek üzere “Kurumdan gerekli izinleri alarak veya almadan” ibaresi eklenmiş, aynı fıkranın (h) bendi yürürlükten kaldırılmış ve dokuzuncu fıkrasında yer alan “(f), (g), (h), (ı) ve (j) ile (o)” ibaresi “(f), (g), (ı), (j) ve (o)” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 64- 4733 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (B) bendinde yer alan “sigara fabrikalarının” ibaresi “tütün mamulleri, makaron ve yaprak sigara kâğıdı üretim tesislerinin” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 65- 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 4 üncü maddesine “Çerçeve anlaşma” tanımından sonra gelmek üzere aşağıdaki “Teminat mektubu” tanımı eklenmiştir.

“Teminat mektubu: Bankalar tarafından verilen teminat mektupları ile Türkiye’de yerleşik sigorta şirketleri tarafından kefalet sigortası kapsamında düzenlenen kefalet senetlerini,”

MADDE 66- 4734 sayılı Kanunun 34 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“b) Teminat mektupları.”

MADDE 67- 4734 sayılı Kanunun ek 8 inci maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir.

“Uygun görüş, bu kapsamda çalıştırılacak personel sayısı ile idareler, hizmet türleri, işin yapıldığı yer gibi ücret düzeyini etkileyen unsurlardan biri, birkaçı veya tamamı dikkate alınarak ihale dokümanında belirlenecek ücret ve benzeri mali ödemelere ilişkin tavanların tespitini de kapsar.”

MADDE 68- 4734 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 19- Millî Eğitim Bakanlığına bağlı resmi ve özel okullarda öğrenim gören öğrencilere ücretsiz olarak dağıtılacak ders kitabı, öğrenci çalışma kitabı ve ilgili öğretmenlere ücretsiz olarak dağıtılacak kılavuz kitaplara ilişkin 31/12/2019 tarihine kadar yapılacak mal ve hizmet alımları, ceza ve ihalelerden yasaklama hükümleri hariç bu Kanunun diğer hükümlerine tabi olmaksızın 20 nci maddenin birinci ve beşinci fıkraları uygulanmak suretiyle yapılabilir.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar, Maliye Bakanlığı ve Kurumun görüşü alınarak Millî Eğitim Bakanlığı tarafından belirlenir.”

MADDE 69- 9/1/2002 tarihli ve 4737 sayılı Endüstri Bölgeleri Kanununun 4/A maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“MADDE 4/A- Endüstri bölgeleri sınırları içerisinde yapılacak ve hazırlama usul ve esasları Bakanlık tarafından belirlenecek 1/5000 ölçekli nazım imar plânı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar plânı ve parselasyon plânları ve değişiklikleri ile altyapı ile ilgili etüt, harita, plân ve projeler Bakanlık tarafından onaylanır. Onaylı imar ve parselasyon plânları Bakanlık internet sitesinde bir hafta süre ile ilan edilir, itiraz olmaması halinde ilan süresinin sonunda yürürlüğe girer. İmar plânları hazırlanırken mülkiyet sınırları içinde Sağlık Bakanlığı ile Bakanlık arasında yapılacak protokol çerçevesinde belirlenen sağlık koruma bandı bırakılır.”

MADDE 70- 28/3/2002 tarihli ve 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanunun ek 1 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“EK MADDE 1- Sermaye şirketlerine finansman sağlayan tüzel kişi ve girişim sermayesi fonları ile bireysel katılım yatırımcılarının yatırım yaptığı girişim şirketlerine eş finansman sağlayan ortak yatırım fonlarına kaynak sağlamak amacıyla kurulan üst fonlara veya sermaye şirketlerine ve/veya projelere finansman sağlayan fonlara Müsteşarlık tarafından taahhüt edilecek kaynağın üst sınırını ve niteliğini, kaynak aktarılacak üst fonların veya fonların, üst fonlara bağlı alt fonların ve ortak yatırım fonlarının seçim kriterlerini, yatırım yapılabilecek alanları, denetimi, taahhüt edilen tutardan kaynaklanan her türlü ücret ve masrafın üst sınırlarını ve uygulamaya ilişkin diğer hususları Bakanlar Kurulu belirler.

Taahhüt edilen tutardan dönemler itibarıyla üst fona veya fona ödenecek miktarı belirlemeye ve aktarmaya Bakan yetkilidir. Kaynak taahhüdüne ilişkin ödeme Müsteşarlık bütçesine konulan ödenekten karşılanır.

Üst fonun, alt fonun ve fonların tasfiyesi veya sona ermesi durumunda Müsteşarlık tarafından üst fona veya fona aktarılan kaynakların bakiye tutarı genel bütçeye gelir kaydedilir. Diğer kamu kurumları tarafından üst fonlara veya fonlara hibe olarak aktarılan paylardan kaynaklanan bakiye tutarlar da üst fon veya fonlar tarafından genel bütçeye gelir kaydedilmek üzere Müsteşarlığın ilgili hesabına aktarılır.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin olarak ortaya çıkabilecek tereddütleri gidermeye Bakan yetkilidir.”

MADDE 71- 4749 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 29- 5 inci maddede düzenlenen net borç kullanımı tutarı 2017 yılı için, 1/1/2017 tarihinden geçerli olmak üzere, Bakan ve Bakanlar Kurulu tarafından artırılan net borç kullanım tutarına otuz yedi milyar Türk lirası ilave edilerek uygulanır.”

MADDE 72- 6/6/2002 tarihli ve 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununun 7 nci maddesinin birinci fıkrasının; (2) numaralı bendinin (a) ve (c) alt bentlerinin parantez içi hükümlerinde yer alan “motor silindir hacmi 1.600 cm³’ü aşanlar” ibaresi “hesaplanması gereken özel tüketim vergisi ve diğer her türlü vergiler dahil bedeli 200.000 TL’yi aşanlar” şeklinde, (6) numaralı bendinin köşeli parantez içi hükmünde yer alan “ile (7) numaralı fıkrası” ibaresi “ve (7) numaralı fıkrası kapsamında ithal edilen eşya ile (12) numaralı fıkrasının (a) bendi kapsamında ithal edilen bu Kanuna ekli (II) sayılı listenin 87.03 G.T.İ.P numarasında “-Diğerleri” satırı altında yer alan mallardan özel tüketim vergisi ve katma değer vergisi dahil gümrük vergilerine ilişkin istisna uygulanmaması durumunda belirlenecek gümrüklenmiş değeri 200.000 TL’yi aşanlar” şeklinde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“Birinci fıkranın; (2) numaralı bendinin (a) ve (c) alt bentleri ile (6) numaralı bendinde yer alan tutarlar, her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre belirlenen yeniden değerleme oranında artırılmak suretiyle uygulanır. Hesaplanan tutarın 100 lirayı aşmayan kesirleri dikkate alınmaz. Bakanlar Kurulu, bu şekilde tespit edilen tutarı %50’sine kadar artırmaya yetkilidir.”

MADDE 73- 4760 sayılı Kanunun 11 inci maddesinin (2) numaralı fıkrasının (b) bendinde yer alan “perakende satışa sunulan sigaraların birim ambalajı içinde yer alan her bir sigara,” ibaresi “perakende satışa sunulan sigaraların ve makaronların birim ambalajı içinde yer alan her bir sigara veya her bir makaron,” şeklinde ve “20 adet sigaradan” ibaresi “20 adet sigaradan, 50 adet makarondan” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 74- 4760 sayılı Kanunun 12 nci maddesinin (2) numaralı fıkrasının (b) bendinde yer alan “her bir sigara adedi” ibaresi “her bir sigara veya makaron adedi” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 75- 4760 sayılı Kanunun ekinde yer alan (III) sayılı listenin;

a)(A) cetveline aşağıdaki mallar eklenmiştir.

G.T.İ.P. NO Mal İsmi Vergi Oranı

(%)

Asgari Maktu Vergi

Tutarı (TL)

20.09 Meyve suları (üzüm şırası dahil) ve sebze suları (fermente edilmemiş ve alkol katılmamış), ilave şeker veya diğer tatlandırıcı maddeler katılmış olsun olmasın (Yalnız ambalajlanmış olanlar ve/veya toptan teslime konu edilenler) (Sebze suları ve Türk Gıda Kodeksine göre % 100 meyve suyu sayılanlar hariç) 10
22.02 Sular (mineral sular ve gazlı sular dahil) (ilave şeker veya diğer tatlandırıcı maddeler katılmış veya aromalandırılmış) ve alkolsüz diğer içecekler (20.09 pozisyonundaki meyve ve sebze suları hariç) (Yalnız ambalajlanmış olanlar ve/veya toptan teslime konu edilenler) (Doğal mineralli doğal maden suyu ile üretilmiş, tatlandırılmış, aromalandırılmış meyveli gazlı içecekler ile 2202.10.00.00.11, 2202.10.00.00.12, 2202.10.00.00.13, 2202.91.00.00.00 hariç) 10
2202.10.00.00.11 Sade gazozlar 10
2202.10.00.00.12 Meyvalı gazozlar 10
2202.91.00.00.00 Alkolsüz biralar 10

b) (B) cetveline aşağıdaki mal eklenmiştir.

G.T.İ.P. NO Mal İsmi Vergi Oranı

(%)

Asgari Maktu Vergi

Tutarı (TL)

4813.10.00.80.00 Diğerleri (Makaron) 65,25 0,0994

MADDE 76- 9/4/2003 tarihli ve 4842 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 38 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“MADDE 38- Savunma Sanayii Destekleme Fonuna;

Gelir ve kurumlar vergisi tahsilat toplamı üzerinden %6,

Veraset ve intikal vergisi tahsilat toplamı üzerinden %25,

Motorlu taşıtlar vergisi tahsilat toplamı üzerinden %20,

Sosyal Yardımlaşmayı ve Dayanışmayı Teşvik Fonuna gelir ve kurumlar vergisi tahsilat toplamı üzerinden %2,8,

pay verilir.

Bu paylar aylık olarak hesaplanır, tahsil edilen ayı takip eden ayın sonuna kadar fonlar adına Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası nezdinde açılan hesap veya hesaplara yatırılır.

Yukarıdaki oranları sıfıra kadar indirmeye ve tekrar kanunî oranına kadar yükseltmeye Bakanlar Kurulu yetkilidir.

Maliye Bakanlığı fon payı uygulaması ile ilgili usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.”

MADDE 77- 6/11/2003 tarihli ve 5000 sayılı Türk Patent ve Marka Kurumu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasına (k) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki bent eklenmiş ve mevcut (l) bendi (m) bendi olarak değiştirilmiştir.

“l) Bakanlar Kurulu kararı ile yurt içinde veya yurt dışında şirket kurabilir, kurulmuş şirketlere ortak olabilir,”

MADDE 78- 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununa aşağıdaki ek madde eklenmiştir.

“EK MADDE 4- Bu Kanun kapsamında yer alan tüm iş ve işlemler elektronik ortamda gerçekleştirilebilir.

Bu maddenin uygulanması ile ilgili olarak Maliye Bakanlığı;

a) Defter, kayıt, belge ve benzeri içeriklerin elektronik ortamda oluşturulması, kaydedilmesi, iletilmesi, muhafaza ve ibrazına ilişkin usul ve esasları belirlemeye,

b) Elektronik ortamda gerçekleştirilen işlemlerin kaynağı, bütünlüğü, gizliliği ve güvenliğinin sağlanmasına yönelik sertifika altyapısı oluşturmaya veya mevcut olan altyapıları kullanmaya,

c) İlgili bilişim sistemlerine yönelik her türlü birlikte işlerlik standartlarına ilişkin usul ve esasları belirlemeye,

yetkilidir.

Maliye Bakanlığı, bu madde kapsamında yapacağı belirlemelerde Sayıştayın uygun görüşünü alır.”

MADDE 79- 18/5/2004 tarihli ve 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanununun 45 inci maddesinin üçüncü fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “malları” ibaresi “mallar ile sanayi tesislerinde işlem görerek mamul haline gelmiş nihai ürünleri” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 80- 22/6/2004 tarihli ve 5193 sayılı Optisyenlik Hakkında Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.

“EK MADDE 1- Bu Kanuna tâbi meslek mensupları; mesleki faaliyetlerini geliştirip kolaylaştırmak, meslektaşlar arasında yardımlaşma ve iş birliğini temin etmek ve mesleki ahlâk ve disiplini tesis edip korumak üzere, kamu kurumu niteliğindeki optisyen-gözlükçüler odaları ve Türk Optisyen-Gözlükçüler Birliğini teşkil ederler.

Odalar ile Birliğin teşkili, bunların yurt içindeki ve yurt dışındaki faaliyetleri, organları, organların görevleri, toplantıları, karar alış usulleri, gelirleri, giderleri, seçimi, seçilme yeterlilikleri, seçimlerin yapılış usulü, fesih, tasfiye ve iptale ilişkin hususlar, mesleki sicil, hizmet bedellerinin ve aidatların tespiti, disiplin cezaları ile infaz ediliş usulleri, odalar ve Birlik ile ilgili diğer iş ve işlemlere ilişkin yönetmelik hazırlanır, Sağlık Bakanlığının uygun görüşü alındıktan sonra Resmî Gazete’de yayımlanır.”

MADDE 81- 5/5/2005 tarihli ve 5345 sayılı Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (i) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“i) Vergiye gönüllü uyumu artırmak, vergi kayıp ve kaçağı ile mücadele etmek ve tahsilatta etkinliği artırmak amacıyla mükellefiyet, vergilendirme ve vergiye uyum düzeyine ilişkin yapılacak çalışmalar için her türlü bilgi, veri ve istatistiği toplamak suretiyle oluşturulacak Risk Analizi Sistemi üzerinden risk analizi yapmak ve vergiye gönüllü uyum düzeyini ölçmek.”

MADDE 82- 16/6/2005 tarihli ve 5369 sayılı Evrensel Hizmet Kanununun 2 nci maddesinin birinci fıkrasına “Seyir güvenliği haberleşme hizmetleri” tanımından sonra gelmek üzere aşağıdaki “Net satış hasılatı” tanımı eklenmiştir.

“Net satış hasılatı: 4/2/1924 tarihli ve 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanununun ek 37 nci maddesinde tanımı yapılan tutarı,”

MADDE 83- 5369 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinin birinci fıkrasının (b) ve (c) bentleri ile ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“b) Türk Telekom yıllık net satış hâsılatının %1’ini, izleyen yılın Nisan ayı sonuna kadar, Hazine payı ödemekle yükümlü işletmeciler dışındaki işletmeciler yıllık net satış hâsılatının %1’ini, izleyen yılın Haziran ayı sonuna kadar ve faaliyetleri gereği Hazine payı ödemekle yükümlü olduğu halde Hazine payı ödemeyi gerektirmeyen hizmetleri de yürüten işletmeciler Hazine payına esas teşkil etmeyen yıllık net satış hâsılatının %1’ini, evrensel hizmet katkı payı olarak Kurum hesabına izleyen yılın Haziran ayı sonuna kadar yatırır ve Kurum takip eden ayın sonuna kadar,

c) Kurum, Hazine payı ödemekle yükümlü işletmecilerin ödediği payın %10’unu, ödendiği ayı izleyen ayın sonuna kadar,”

“Bu süre içinde ödenmeyen katkı payları, Kurumun ilgili vergi dairesine yapacağı başvuru üzerine, 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre takip ve tahsil edilir. Vergi dairelerince yapılan tahsilatlar ertesi ayın sonuna kadar Kurum hesabına aktarılır. Süresinde ödenmeyen katkı paylarına, vade tarihinden ödendiği tarihe kadar geçen süre için, 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre gecikme zammı uygulanır.”

MADDE 84- 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 17 nci maddesinin yedinci fıkrasına aşağıdaki cümleler ve maddeye sekizinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.

“Ortak kullanım alanları olarak planlanan alanlarda toplulaştırma çalışmaları süresince tarımsal faaliyette bulunmak özel arazi toplulaştırmasını yapan ilgili kuruluşun iznine tabidir. Arazi toplulaştırması yapılan veya yaptırılan sahalardaki kanal, yol ve benzeri kamunun ortak kullanacağı alanlar olarak planlanan yerlerdeki taşınmazların mütemmim cüzlerinin karşılığı ile taşınmaz sahiplerine yeni parseller teslim edilene kadar doğabilecek gelir kayıpları uygulayıcı kuruluş tarafından karşılanır.”

“Arazi toplulaştırma projelerinin uygulanması esnasında, elbirliği mülkiyet olarak tescilli parsellerin, paylı mülkiyete dönüştürülmesi işlemleri uygulayıcı kuruluş tarafından resen gerçekleştirilir. Kesinleşen listelerin tapu müdürlüğü tarafından doğrudan paylı mülkiyet olarak tescili sağlanır.  Bu yetki kapsamındaki işlemler her türlü gider, vergi, resim ve harçtan muaftır.

Arazi toplulaştırma projelerinin uygulanması esnasında, tapuya kayıtlı olup tescile esas belgesine aykırılığı tespit edilen hisse hataları, uygulayıcı kuruluş tarafından resen düzeltilir. Kesinleşen listelerin tapu müdürlüğü tarafından doğrudan paylı mülkiyet olarak tescili sağlanır.  Bu yetki kapsamındaki işlemler her türlü gider, vergi, resim ve harçtan muaftır. Bu madde kapsamında getirilen muafiyetler mükelleflerin veraset ve intikal vergisine ilişkin yükümlülüklerini ortadan kaldırmaz.”

MADDE 85- 3/7/2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye Kanununun 15 inci maddesinin altıncı fıkrasının ikinci cümlesine “meclis kararıyla mabetlere” ibaresinden sonra gelmek üzere “, eğitim kurumlarına, yurtlara, okul pansiyonlarına ve hastanelere” ibaresi eklenmiştir.

MADDE 86- 5393 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.

“EK MADDE 2- Kamu kurum ve kuruluşlarına uygulanan su ve atık su tarife ücreti tüketim miktarına bakılmaksızın sabit tarife ücreti olarak belirlenir ve konutlar için belirlenen en düşük su ve atık su tarife ücretinin yüzde 50 fazlasını geçemez. Belediyeler temiz şebeke suyu hizmeti vermediği yerleşim yerlerindeki kamu kurumlarından herhangi bir ad altında ücret talep edemez. Kamuya ait eğitim kurumları, yurtlar, okul pansiyonları ve hastanelerden abonelik, açma kapama, bağlantı, teminat, güvence bedeli, katılma payı ve benzeri ad altında herhangi bir ücret talep edilemez.”

MADDE 87- 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 88 inci maddesinin onaltıncı fıkrasına aşağıdaki cümleler eklenmiştir.

“6183 sayılı Kanunun 23 üncü maddesine göre Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince reddiyat yapılması durumunda anılan maddenin birinci fıkrasına göre yapılacak mahsuptan sonra Kurumun prim ve diğer alacaklarından muaccel olanlara mahsup yapılır. Kurumun tahsil ettiği prim ve diğer alacaklardan reddi icap edenler, istihkak sahiplerinin Kuruma olan muaccel borçlarına mahsubundan sonra Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerine olan muaccel borçlara mahsup edilmek üzere reddolunur. Bu suretle yapılan ödemelerde, reddedilen tutarın Kuruma ve/veya alacaklı tahsil dairesinin hesabına geçtiği tarihte ödeme yapılmış sayılır. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığı ile Kurum tarafından müştereken belirlenir.”

MADDE 88- 13/6/2006 tarihli ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde yer alan parantez içi hüküm yürürlükten kaldırılmış ve aynı bendin sonuna aşağıdaki parantez içi hüküm eklenmiştir.

“(Kooperatiflerin ortakları dışındaki kişilerle yaptıkları işlemler ile kooperatif ana sözleşmesinde yer almayan konularda ortakları ile yaptıkları işlemler “ortak dışı” işlemlerdir. Kooperatiflerin faaliyetin icrasına tahsis ettikleri ve ekonomik ömrünü tamamlamış olan demirbaş, makine, teçhizat, taşıt ve benzeri amortismana tabi iktisadi kıymetleri elden çıkarmaları ile yapı kooperatiflerinin kendilerine ait arsalarını kat karşılığı vererek her bir hisse için bir işyeri veya konut elde etmeleri ortak dışı işlem sayılmaz. Kooperatiflerin ortak dışı işlemleri nedeniyle kooperatif tüzel kişiliğine bağlı ayrı bir iktisadi işletme oluşmuş kabul edilir. Kooperatiflerin, iktisadi işletmelerinden ve tam mükellefiyete tabi başka bir kurumun sermayesine katılımlarından kazanç elde etmelerinin ve bu kazançların daha sonra ortaklara dağıtılmasının muafiyete etkisi yoktur. Ortak dışı işlemlerden elde edilen kazançların vergilendirilmesine ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığınca belirlenir.)”

MADDE 89- 5520 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının;

a) (e) bendinin birinci cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Kurumların, en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan iştirak hisseleri ile aynı süreyle sahip oldukları kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının satışından doğan kazançların %75’lik kısmı ile aynı süreyle aktiflerinde yer alan taşınmazların satışından doğan kazançların %50’lik kısmı.”

b) (f) bendinde yer alan “Bankalara borçları” ibaresi “Bankalara, finansal kiralama ya da finansman şirketlerine borçları” şeklinde, “bankalara veya” ibaresi “bankalara, finansal kiralama ya da finansman şirketlerine veya” şeklinde değiştirilmiş ve aynı bende “bankaların” ibaresinden sonra gelmek üzere “, finansal kiralama ya da finansman şirketlerinin” ibaresi eklenmiş ve “söz konusu kıymetlerin satışından doğan kazançların %75’lik kısmı” ibaresi “söz konusu kıymetlerden taşınmazların (6361 sayılı Kanun kapsamında yapılan finansal kiralama işlemlerinde kiracının temerrüdü sebebiyle kanuni takipteki finansal kiralama alacakları karşılığında tarafların karşılıklı mutabakatıyla kiralayanın her türlü tasarruf hakkını devraldığı finansal kiralama konusu taşınmazlar dâhil) satışından doğan kazançların %50’lik, diğerlerinin satışından doğan kazançların %75’lik kısmı” şeklinde değiştirilmiştir.

c) (i) bendinin birinci cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Kooperatif ortaklarının yönetim gideri karşılığı olarak ödedikleri paralardan harcanmayarak iade edilen kısımlar ile tüketim kooperatiflerinin, ortaklarının kişisel ve ailevi gıda ve giyecek ihtiyaçlarını karşılamak için satın aldıkları malların değerine göre hesapladıkları risturnlar.”

MADDE 90- 5520 sayılı Kanunun geçici 9 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan “2017 takvim yılında” ibaresi  “2017 ve 2018 takvim yıllarında” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 91- 5520 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 10- (1) Bu Kanunun 32 nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan %20 oranı, kurumların 2018, 2019 ve 2020 yılı vergilendirme dönemlerine (özel hesap dönemi tayin edilen kurumlar için ilgili yıl içinde başlayan hesap dönemlerine) ait kurum kazançları için %22 olarak uygulanır.

(2) Bakanlar Kurulu, birinci fıkrada yazılı %22 oranını %20 oranına kadar indirmeye yetkilidir.”

MADDE 92- 11/10/2006 tarihli ve 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 3- (1) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla mesleğe özel yarışma sınavı ile girmiş ve yeterlik sınavıyla bulundukları kadrolara atanmış olmaları kaydıyla, 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Kanunun 152 nci maddesinin “II- Tazminatlar” kısmının “A- Özel Hizmet Tazminatı” bölümünün (e), (f), (g) ve (ğ) bentlerinde sayılan kadro unvanlarında bulunanlar ile Bankalar Yeminli Murakıpları, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu ve Sermaye Piyasası Kurulu Uzmanlarından başvuranlar arasından yapılacak yazılı ve/veya sözlü sınavda başarılı olanlar, 31/12/2018 tarihine kadar merkezi yönetim bütçe kanununda yer alan sınırlamalara tabi olmaksızın naklen Maliye Uzmanı olarak atanır. Bunlar Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığında görevlendirilir. Bu şekilde atananların söz konusu kadrolarda geçen hizmet süreleri Maliye Uzmanı, yardımcılık veya stajyerliklerde geçen hizmet süreleri ise Maliye Uzman Yardımcısı kadrolarında geçmiş sayılır. Bunlardan 657 sayılı Kanuna tabi olmayanların anılan kadrolar ile bunların yardımcılık veya stajyerliklerinde geçen hizmet süreleri her yıl için bir kademe ilerlemesi ve her üç yıl için bir derece yükselmesi verilmek suretiyle değerlendirilir. Bu madde uyarınca Maliye Uzmanı olarak atanacakların sayısı 250’yi geçemez. Başvuru ve sınava ilişkin usul ve esaslar ile bu fıkranın uygulanmasına yönelik diğer hususlar Bakanlıkça belirlenir.”

MADDE 93- 21/3/2007 tarihli ve 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununun 3 üncü maddesinin mülga yirminci fıkrası aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.

“(20) Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumundan yetki belgesi almadan veya bildirimde bulunmadan tütün ticareti yapanlar ile ticari amaçla; makaron veya yaprak sigara kâğıdını, içine kıyılmış tütün, parçalanmış tütün ya da tütün harici herhangi bir madde doldurulmuş olarak satanlara, satışa arz edenlere, bulunduran ve nakledenlere üç yıldan altı yıla kadar hapis cezası verilir.”

MADDE 94- 20/2/2008 tarihli ve 5737 sayılı Vakıflar Kanununun 20 nci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Genel Müdürlüğe ve mazbut vakıflara ait taşınmazların kira süresi azami üç yıldır. Ancak bu süre Genel Müdürlüğün bağlı olduğu Başbakan Yardımcısının onayı ile on yıla kadar belirlenebilir. Ayrıca onarım veya inşa karşılığı kiralamalarda; onarım ve inşa bedeli göz önüne alınarak kira süresi Genel Müdürün onayı ile yirmi yıla, Meclis kararı ile kırk dokuz yıla kadar tespit edilebilir.”

MADDE 95- 5737 sayılı Kanunun 52 nci maddesinin birinci fıkrasına (f) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki bent ilave edilmiş ve mevcut (g) bendi (h) bendi olarak teselsül ettirilmiştir.

“g) Vakfiyelerde yer alan hayır şartlarını gerçekleştirmek üzere amacı veya faaliyet konuları arasında eğitim, sağlık, kültür veya sosyal yardım bulunan yurt dışında kurulu tüzel kişilere ilgili Başbakan Yardımcısının onayı ile şartlı veya şartsız yardım yapmak.”

MADDE 96- 21/2/2008 tarihli ve 5738 sayılı Spor Müsabakalarına Dayalı Sabit İhtimalli ve Müşterek Bahis Oyunlarının Özel Hukuk Tüzel Kişilerine Yaptırılması Hakkında Kanunun 26 ncı maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Pazarlıkla temin usulünün uygulanabileceği haller

MADDE 26- (1) Bu Kanun kapsamında yapılacak ihalenin herhangi bir sebeple gerçekleştirilememesi, sözleşmenin imzalanamaması, yüklenicinin imzalanmış son sözleşmenin bitim tarihi itibarıyla işe başlayamayacağının anlaşılması veya yapılmış olan ihaleye ilişkin sözleşmenin feshedilmesi veya iptali hâllerinde, 3 üncü madde kapsamında yapılan iş ve hizmetler İdare tarafından pazarlıkla temin usulüyle, özel hukuk tüzel kişilerine süresi bir yılı geçmeyen sözleşmeyle yaptırılabilir.”

MADDE 97- 5/11/2008 tarihli ve 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanununun 11 inci maddesinin ikinci fıkrasına birinci cümlesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümleler ilave edilmiştir.

“Ancak yıllık alınan idarî ücret, 10.000 Türk lirası alt sınırından daha az olamaz. Söz konusu alt sınır her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre belirlenen yeniden değerleme oranında artırılmak suretiyle uygulanır.”

MADDE 98- 5809 sayılı Kanunun 46 ncı maddesinin ikinci fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiş, dördüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“Ayrıca; iş ve hizmetlerin merkezî bir sunucu tarafından uzaktan izlenmesi ve yürütülmesine yönelik makineler arası veri aktarımına mahsus olan ve bunların yürütülmesi için zorunlu olanlar dışında sesli, görsel iletişim veya genel amaçlı internet erişimi için kullanılmayan telsiz cihazları ve abonelikleri de telsiz ruhsatname ve kullanma ücretlerinden muaf olup Kurum, muafiyet uygulanmasına ilişkin usul ve esas belirlemeye yetkilidir.”

“(4) Telsiz ücretleri Kurum tarafından belirlenen süre içerisinde Kurumun ilgili banka hesabına doğrudan ödenir. Telsiz ücretlerinin zamanında ödenmemesi halinde, anılan ücretler Kurumun bildirimi üzerine 6183 sayılı Kanun hükümleri uyarınca ilgili vergi dairesi tarafından tahsil edilerek Kurum hesabına aktarılır. Bu ücretlerin takip ve tahsilinde alacağın kesinleşmesi şartı aranmaz.”

“(7) Kurum tarafından sayısı sınırlandırılarak ulusal çapta, kamuya açık mobil elektronik haberleşme hizmeti sunmak üzere imtiyaz sözleşmeleri ve/veya yetkilendirme belgelerine istinaden yetkilendirilen işletmeciler; bu Kanuna ekli ücret tarifesinin “1. TELSİZ RUHSATNAME ÜCRETLERİ” başlığı altında bulunan “b. Karasal mobil (cellular) telsiz telefon sistemi” başlıklı bölümünün (1) numaralı ve “2. TELSİZ KULLANMA ÜCRETLERİ (HER YIL İÇİN)” başlığı altında bulunan “b. Karasal mobil (cellular) telsiz telefon sistemleri” başlıklı bölümünün (1) numaralı sıraları kapsamında ödenmesi gereken ücretler yerine, aylık net satışlarının yüzde beşini aylık dönemler itibarıyla hesaplamak suretiyle, ilgili olduğu ayı izleyen ayın son işgünü mesai bitimine kadar telsiz ücreti olarak Kuruma öderler.”

MADDE 99- 5809 sayılı Kanunun 60 ıncı maddesinin mevcut sekizinci fıkrası ile onikinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkralar eklenmiş ve mevcut fıkralar buna göre teselsül ettirilmiştir.

“(9) İşletmecinin tüketicilerden haksız olarak ücret tahsil ettiğinin tespiti hâlinde, idari yaptırım uygulama hakkı saklı kalmak kaydıyla, işletmeci bu tutarları tüketicilere iade etmekle yükümlüdür. İadeye ilişkin kararın Kurum tarafından işletmeciye tebliğ edildiği tarihten itibaren iki yıl içerisinde işletmecinin tüketiciye ulaşamaması veya Kurum tarafından haklı görülen herhangi bir nedenle işletmeci tarafından iadelerin gerçekleştirilememesi halinde, bu iade bedelleri evrensel hizmet gelirleri olarak genel bütçeye gelir kaydedilmek üzere Bakanlığın merkez muhasebe birimi hesabına yatırılır. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Kurum tarafından belirlenir.”

“(13) Eksik ödenen Kurum alacaklarının hesaplanmasında, işletmecilerce fazla ödendiği tespit edilen tutarlar, ödendikleri tarih esas alınarak mahsup edildikten sonra kalan tutar dikkate alınır. Bu takdirde mahsup suretiyle tahsil edilen Kurum alacağı, vadesinden sonra tahsil edilmişse tahsil tarihine kadar gecikme zammı uygulanır.”

MADDE 100- 14/12/2009 tarihli ve 5941 sayılı Çek Kanununun geçici 3 üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan “31/12/2017” ibaresi “31/12/2020” olarak değiştirilmiştir.

MADDE 101- 13/10/2010 tarihli ve 6015 sayılı Devlet Desteklerinin İzlenmesi ve Denetlenmesi Hakkında Kanunun ek 1 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “devlet desteklerinin bildirimi ve denetlenmesine ilişkin yönetmelikler ise Kurul tarafından 31/12/2014 tarihine kadar yürürlüğe konulur. Bu tarihi birer yıllık sürelerle iki defa ertelemeye Bakanlar Kurulu yetkilidir” ibaresi “devlet desteklerinin bildirimi ve denetlenmesine ilişkin yönetmelikler ise Bakanlar Kurulunca alınacak karar üzerine yürürlüğe konulur” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 102- 19/4/2012 tarihli ve 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 6- (1) Bu maddeyi ihdas eden Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 6292 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen sebeplerle bulundukları yerleşim yerlerinden kaldırılan, yerleri istimlak edilen ve kendilerine yeni yerleşim yeri gösterilmeyen İstanbul ili Şile ilçesi Esenceli ve Darlık Mahallesi halkının iskanlarının temini için 6292 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen hükümler uygulanır. Kamulaştırma bedeli ödenenler de ödenen bedeli iade etmeleri halinde aynı haktan faydalanırlar.”

MADDE 103- 20/6/2012 tarihli ve 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun 30 uncu maddesinin birinci fıkrasının (ğ) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“ğ) Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı ile müştereken, büyük endüstriyel kazaların önlenmesi ve etkilerinin azaltılması için alınacak tedbirler, büyük endüstriyel kaza oluşabilecek işyerlerinin belirlenmesi ve sınıflandırılması, yeni kurulacak veya halen faaliyette bulunan işyerleri için büyük kaza önleme politika belgesi veya güvenlik raporunun hazırlanması, incelenmesi, güvenlik raporu olmaması durumunda işin durdurulması veya işin devamına izin verilmesi ve büyük endüstriyel kazaların önlenmesi ve etkilerinin azaltılmasına ilişkin diğer hususlar.”

MADDE 104- 6331 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 10- Bu Kanunun 30 uncu maddesinin birinci fıkrasının (ğ) bendinde halen faaliyette bulunan işletmelere getirilen güvenlik raporlarının hazırlanması yükümlülüğü 31/12/2018 tarihine kadar tamamlanır.”

MADDE 105- 12/11/2012 tarihli ve 6360 sayılı On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun geçici 1 inci maddesinin onbeşinci fıkrasında yer alan; “31/12/2017” ibaresi “31/12/2020” şeklinde, “beş yıl” ibareleri “altı yıl” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 106- 21/11/2012 tarihli ve 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanununun 16 ncı maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“(2) Finansal kiralama ve finansman şirketleri tarafından bu madde uyarınca ayrılan özel karşılıkların tamamı, ayrıldıkları yılda kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak kabul edilir.”

MADDE 107- 6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (e) ve (h) bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve aynı fıkraya aşağıdaki bent eklenmiştir.

“e) Halka açık ortaklık: Kitle fonlaması platformları aracılığıyla para toplayanlar hariç olmak üzere, payları halka arz edilmiş olan veya halka arz edilmiş sayılan anonim ortaklıkları,”

“h) İhraççı: Kitle fonlaması platformları aracılığıyla para toplayanlar hariç olmak üzere, sermaye piyasası araçlarını ihraç eden, ihraç etmek üzere Kurula başvuruda bulunan veya sermaye piyasası araçları halka arz edilen tüzel kişileri ve bu Kanuna tabi yatırım fonlarını,”

“z) Kitle fonlaması: Bir projenin veya girişim şirketinin ihtiyaç duyduğu fonu sağlamak amacıyla Kurul tarafından belirlenen esaslar dâhilinde bu Kanunun yatırımcı tazminine ilişkin hükümlerine tabi olmaksızın kitle fonlama platformları aracılığıyla halktan para toplanmasını,”

MADDE 108- 6362 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir.

“Diğer kanunların yardım ve bağış toplanmasına ilişkin hükümleri saklı kalmak kaydıyla kitle fonlaması suretiyle halktan para toplanması, Kurulca faaliyet izni verilen kitle fonlama platformları aracılığıyla gerçekleştirilir ve bu Kanunun izahname ya da ihraç belgesi hazırlama yükümlüğüne ilişkin hükümlerine tabi değildir.”

MADDE 109- 6362 sayılı Kanunun 16 ncı maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki (3) numaralı fıkra eklenmiştir.

“Payları borsada işlem gören ortaklıklar ile kitle fonlaması suretiyle halktan para toplayan ortaklıklar hariç olmak üzere pay sahibi sayısı beş yüzü aşan anonim ortaklıkların payları halka arz olunmuş sayılır.”

“(3) Pay sahibi sayısı en az beş yüz olan kooperatif veya kooperatif birliklerinin payların çoğunluğuna sahip olduğu anonim ortaklıkların payları halka arz olunmuş sayılır. Bu ortaklıklar halka açık ortaklık hükümlerine de tabi olurlar. Bu fıkra kapsamına giren anonim ortaklıklarla ilgili olarak; pay sahibi kooperatif veya kooperatif birliği aynı olmak koşuluyla, her bir ortaklık için ayrı ayrı veya ortaklıkların tamamı bakımından yıllık en az elli milyon Türk lirası satış hasılatı yapmış olma şartı aranır. Bu fıkra kapsamına giren ortaklıklara ikinci fıkra hükümleri uygulanmaz.”

MADDE 110- 6362 sayılı Kanuna 35 inci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki 35/A maddesi eklenmiştir.

“Kitle fonlama platformları

MADDE 35/A- (1) Kitle fonlama platformları, kitle fonlamasına aracılık eden ve elektronik ortamda hizmet veren kuruluşlardır.

(2) Kitle fonlama platformlarının kurulabilmesi ve faaliyete başlaması için Kuruldan izin alınması zorunludur. Bu platformların kuruluşlarına, ortaklarına, pay devirlerine, çalışanlarına, her bir fon sağlayıcısı tarafından yatırılabilecek veya proje sahipleri ile girişim şirketleri tarafından toplanabilecek paranın azami limitine ve faaliyetleri sırasında uymaları gereken diğer ilke ve esaslar ile toplanan fonların ilan edilen amacına uygun olarak kullanıldığının kontrolü ve denetimine ilişkin esaslar Kurul tarafından belirlenir.

(3) Kitle fonlama platformlarının hukuka aykırı faaliyet ve işlemlerinde uygulanacak tedbirler için bu Kanunun 96 ncı madde hükümleri kıyasen uygulanır.

(4) Kitle fonlaması ve buna bağlı yapılan işlemler ile kitle fonlama platformları bu Kanunun 37 nci ve 38 inci maddesi kapsamında değerlendirilmez. Bu faaliyetler bu Kanunun borsalar, piyasa işleticileri ve teşkilatlanmış diğer pazar yerleri ile ilgili hükümlerine tabi değildir.

(5) Kitle fonlaması platformları ve kitle fonlaması suretiyle halktan para toplayan kişiler ile bunlara fon sağlayanlar arasındaki ilişkiler genel hükümlere tabidir.”

MADDE 111- 6362 sayılı Kanunun 99 uncu maddesinin dördüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“(4) Kuruldan izin alınmaksızın kitle fonlama platformları aracılığıyla halktan para toplandığına veya Türkiye’de yerleşik kişilere yönelik olarak internet aracılığıyla yurt dışında kaldıraçlı işlem ve kaldıraçlı işlemlerle aynı hükümlere tabi olduğu belirlenen türev araç işlemleri yaptırıldığına ilişkin bilgi edinilmesi halinde, Kurulun başvurusu üzerine Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, ilgili internet sitesine erişimi engeller.”

MADDE 112– 14/3/2013 tarihli ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun 16 ncı maddesinin yedinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiş ve mevcut sekizinci fıkrası buna göre teselsül ettirilmiştir.

“(8) Elektrik dağıtım şirketlerinin denetimleri haricinde de genel aydınlatma kapsamında tespit edilen yanmayan, yerinde olmayan armatür ve/veya direklere ilişkin eksiklerin giderilmesine ilişkin süre verilir. Belirlenen sürelerde eksikliklerin giderilmemesi durumunun tespiti ile belirlenen her bir direk veya armatür için Bakanlığın Kurula bildirmesini müteakip Kurul tarafından beş yüz Türk lirası idari para cezası verilir. Tespit edilen eksikliklerin giderilmesine ilişkin verilecek süreler ve eksikliklerin tespit esasları yönetmelikle belirlenir. Bu Kanuna göre verilen idari para cezaları tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenir.”

MADDE 113- 6446 sayılı Kanunun geçici 6 ncı maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “iki yıla kadar” ibaresi “beş yıla kadar” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 114- 24/4/2013 tarihli ve 6461 sayılı Türkiye Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleştirilmesi Hakkında Kanunun geçici 3 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan “beşinci yılın yıl sonuyla” ibaresi “2020 yılı sonuyla” şeklinde, “Bakım ve onarım” ibaresi “İşletme” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 115- 6461 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan “beşinci yılın yıl sonuyla” ibaresi “2020 yılı sonuyla” şeklinde ve ikinci fıkrasında yer alan “beş yıl süreyle” ibaresi “31/12/2020 tarihine kadar” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 116- 7/11/2013 tarihli ve 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 77 nci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki 77/A maddesi eklenmiştir.

“Uzlaşma

MADDE 77/A- (1) Bu Kanunda öngörülen idari para cezaları hakkında, ceza muhatabı tarafından, tespit edilen aykırılıkların kanun hükümlerine yeterince nüfuz edememekten veya kanun hükümlerini yanlış yorumlamaktan kaynaklandığının veya yargı kararları ile idarenin ihtilaf konusu olayda görüş farklılığının olduğunun ileri sürülmesi durumunda, Bakanlık bu maddede yer alan hükümler çerçevesinde idari para cezasının muhatabı ile uzlaşabilir.

(2) Reklam Kurulu tarafından verilen idari para cezaları hariç olmak üzere, Bakanlık tarafından verilen idari para cezaları ile valilikler tarafından verilen idari para cezalarına karşı bu madde kapsamında uzlaşma talebinde bulunulabilir.

(3) Uzlaşma talebi, idari para cezası kararının tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde, henüz idari yargı yoluna başvuru yapılmamış idari para cezaları için yapılır. Uzlaşma talebinde bulunulması hâlinde, dava açma süresi durur; uzlaşma sağlanamaması hâlinde süre kaldığı yerden işlemeye başlar. Uzlaşma sağlanamaması hâlinde yeniden uzlaşma talebinde bulunulamaz.

(4) Bu madde kapsamında yapılan uzlaşma talepleri, uzlaşma komisyonları tarafından değerlendirilir. Uzlaşma komisyonlarının tutacakları uzlaşma tutanakları kesin olup gereği idarece derhâl yerine getirilir. Ceza muhatabı, üzerinde uzlaşılan ve tutanakla tespit olunan hususlar hakkında dava açamaz ve hiçbir mercie şikâyette bulunamaz.

(5) Uzlaşma halinde, idari para cezasında yapılacak indirim oranı yüzde elliyi geçemez. Bu madde uyarınca üzerinde uzlaşma talebinde bulunulan idari para cezaları hakkında 30/3/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 17 nci maddesi uyarınca ayrıca peşin ödeme indiriminden yararlanılamaz. Uzlaşma konusu yapılan idari para cezaları, uzlaşma gerçekleştiği takdirde, uzlaşma tutanağı uzlaşma anında tebliğ edilir ve tebliğinden itibaren on beş gün içinde ödenir.

(6) Uzlaşma komisyonlarının başkan ve üyelerine, bu komisyonlardaki çalışmaları dolayısıyla verilecek huzur hakkı ve huzur ücreti ile buna ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığının uygun görüşü alınarak Bakanlıkça belirlenir.

(7) Uzlaşma komisyonlarının kurulması, çalışması ile bu madde kapsamında yapılacak başvurulara ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle düzenlenir.”

MADDE 117- 23/10/2014 tarihli ve 6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanunun 11 inci maddesine aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.

“(3) Kamu kurum ve kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve diğer gerçek veya tüzel kişiler, elektronik ticaretin gelişiminin izlenebilmesi ve değerlendirilebilmesi amacıyla Bakanlık tarafından istenilen bilgileri Bakanlıkça oluşturulan sisteme bildirir.

(4) Bakanlık, ticari elektronik ileti onaylarının alınmasına ve reddetme hakkının kullanılmasına imkân tanıyan bir elektronik sistem kurmaya veya kurdurmaya yetkilidir. Bu Kanun çerçevesinde alınan onaylar Bakanlıkça belirlenen süre içinde sisteme aktarılır. Sisteme aktarılmayan onaylar geçersiz kabul edilir. Alıcılar, sisteme kaydedilen onayları Bakanlıkça belirlenen süre içinde kontrol eder. Bu sürenin bitiminden sonra gönderilen ticari elektronik iletiler onaylı kabul edilir. Alıcılar tarafından reddetme hakkı bu sistem üzerinden kullanılır. Sistemin kurulması, onayların sisteme aktarılması, saklanması, reddetme hakkının sistem üzerinden kullanılması ve sistemin işleyişine ilişkin diğer usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir.”

MADDE 118 – 6563 sayılı Kanunun 12 nci maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiştir.

“d) 11 inci maddesinin üçüncü fıkrasına aykırı hareket eden gerçek kişiler ile özel hukuk tüzel kişileri hakkında beş bin Türk lirasından yirmi bin Türk lirasına kadar,”

MADDE 119- 24/3/2016 tarihli ve 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanununun 27 nci maddesinin dördüncü fıkrasına “diğer kamu görevlileri kurumlarının muvafakati” ibaresinden sonra gelmek üzere “, hâkimler ve savcılar ise kendilerinin muvafakati” ibaresi eklenmiştir.

MADDE 120- 6698 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 2- (1) En az dört yıllık lisans öğrenimi veren siyasal bilgiler, iktisadi ve idari bilimler, iktisat, hukuk ve işletme fakültelerinden, mühendislik fakültelerinin elektronik, elektrik-elektronik, elektronik ve haberleşme, bilgisayar, bilişim sistemleri mühendisliği bölümlerinden ya da bunlara denkliği Yükseköğretim Kurulu tarafından kabul edilen yurt içi ve yurt dışındaki yükseköğrenim kurumlarından mezun olanlardan; mesleğe özel yarışma sınavı ile girilen ve belirli süreli meslek içi eğitimden ve özel bir yeterlik sınavından sonra 657 sayılı Kanunun 36 ncı maddesinin “Ortak Hükümler” başlıklı bölümünün (A) fıkrasının (11) numaralı bendinde belirtilen unvanlara ilişkin kurumların merkez teşkilatlarına ait kadrolara atanmış ve bu kadrolarda aylıksız izin süreleri hariç en az iki yıl bulunmuş olanlar ile öğretim üyesi kadrolarında bulunanlar, Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavından en az yetmiş puan almış olmak ve atama tarihi itibarıyla kırk yaşından gün almamış olmak kaydıyla, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde Kişisel Verileri Koruma Uzmanı olarak atanabilirler. Bu şekilde atanacakların sayısı on beşi geçemez.”

MADDE 121- 23/2/2017 tarihli ve 6824 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanuna aşağıdaki geçici madde ilave edilmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 1-  (1) Belediyeler ve bağlı kuruluşları ile sermayesinin yüzde ellisinden fazlası belediyelere ait şirketler ve il özel idarelerinin ödemekle yükümlü olduğu ve özelleştirme işlemleri sırasında TEDAŞ’a devredilmiş olan elektrik tüketiminden kaynaklanan, yapılandırılmamış olan alacaklar ile bu Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında yapılandırıldığı halde bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla ihlal edilmiş olan alacakların asılları ile bu alacaklara bağlı fer’i alacaklar yerine bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar (bu tarih dâhil) Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınmak suretiyle hesaplanacak tutarın ilk taksiti 2018 yılının Ocak ayından başlamak üzere yirmi dört ayda yirmi dört eşit taksitte ödenir. Bu süre içerisinde ödenen taksitlere herhangi bir zam ve faiz hesaplanmaz.

(2) Birinci fıkra hükümlerine göre hesaplanan tutarların taksit ödeme sürelerinde ödenmemesi hâlinde, bu tutarlara ödemede gecikilen her ay ve kesri için 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranında geç ödeme zammı uygulanır.  Taksitlerin son taksit ödeme süresi sonuna kadar ödenmemesi hâlinde bakiye alacak tutarı (Belediyelerin bağlı kuruluşları ile sermayesinin yüzde ellisinden fazlası belediyelere ait şirketlerin birinci fıkra kapsamındaki borçları dâhil), son taksit ödeme süresi sonuna kadar hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte 2020 yılının Şubat ayından itibaren bu kuruluşlara 2/7/2008 tarihli ve 5779 sayılı İl Özel İdarelerine ve Belediyelere Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanun hükümlerine göre verilen paylardan ilgisine göre Maliye Bakanlığı ve İller Bankası A.Ş. tarafından, anılan Kanunun 7 nci maddesi hükmü dikkate alınmaksızın, ayrıca aylık %1 oranında kesinti yapılmak suretiyle tahsil edilir. Bu oranı %5’e kadar artırmaya Bakanlar Kurulu yetkilidir.

(3) Birinci fıkra kapsamındaki borçlulardan bu Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında yapılandırılan ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra yapılandırması ihlal olan borçlar hakkında da bu madde hükümleri uygulanır. Bu takdirde, Kanunun 2 nci maddesi kapsamında ödenen taksitler için yapılandırma hükümleri geçerli sayılır ve ödenmemiş alacaklar (katsayı tutarı terkin edilmek suretiyle) ödemede gecikilen her ay ve kesri için 2019 yılının Aralık ayı sonuna kadar geç ödeme zammı hesaplanmak ve birinci fıkraya göre kalan sürede ödenmek üzere taksitlendirilir, ihlalin birinci fıkrada belirlenen son taksit ödeme süresinden sonra gerçekleşmesi hâlinde, ihlali izleyen aydan itibaren bu maddenin ikinci fıkrası hükümleri uygulanır.

(4) Bu Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamına giren alacaklardan yapılandırılmamış olanlar için 2020 yılının Ocak ayı sonuna kadar TEDAŞ’a iletilmek üzere dağıtım/perakende satış şirketlerine veya TEDAŞ’a yazılı başvuruda bulunulması halinde bu alacaklar da anılan bent kapsamında yapılandırılır. Bu fıkra kapsamında yapılandırılan alacakların ilk taksiti 2020 yılının Ekim ayının son gününe kadar ödenmek üzere ve her yıl ilk taksitin tekabül ettiği ayda toplam beş eşit taksitte ödenir.

(5) Bu Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında yapılandırılmış olan alacaklara ilişkin taksit ödeme süreleri üçer yıl uzatılmıştır.

(6) Bu madde kapsamına giren alacaklara karşılık bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce tahsil edilen tutarlar, bu madde hükümlerine dayanarak red ve iade edilmez.

(7) Bu madde kapsamına giren alacaklarla ilgili olarak dava açılması ya da icra takibi yapılması hâlinde bu Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (i), (j), (k), (l) ve (m) bentleri gereğince işlem yapılır.

(8) Bu Kanunun 2 nci maddesi ile bu madde kapsamına giren alacaklarla ilgili olarak, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren başvuru, taksit ödeme ve/veya kesinti suretiyle yapılacak tahsilatta geçen sürelerde, ilgili kanunlarda öngörülen zamanaşımı süreleri işlemez.

(9) Bu maddenin uygulamasına ilişkin usul ve esaslar, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının uygun görüşü alınarak TEDAŞ tarafından belirlenir.”

MADDE 122- 6824 sayılı Kanunun 25 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde yer alan “1/1/2018” ibaresi “1/1/2020” şeklinde değiştirilmiştir.

GEÇİCİ MADDE 1- (1) Bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar 2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanunu veya özel kanunlarda yer alan hükümler nedeniyle yargı harçlarından muaf olan ya da yaptıkları işlemler istisna olan kamu idareleri adına hükmedilmiş olan yargı harçları tahsil edilmez, tahsil edilmiş bulunan yargı harçları red ve iade edilmez.

GEÇİCİ MADDE 2- (1) Maliye Bakanlığına bağlı Kefalet Sandığının 31/12/2017 tarihi itibarıyla bankadaki hesabının dört yüz seksen milyon Türk liralık tutarı, Maliye Bakanlığının belirleyeceği usul ve esaslar çerçevesinde 2018 yılı içerisinde Maliye Bakanlığı merkez muhasebe birimi hesabına aktarılır. Aktarılan bu tutarlar genel bütçenin (B) işaretli cetveline gelir kaydedilir.

(2) Türk Patent ve Marka Kurumunun 31/12/2017 tarihi itibarıyla bankadaki hesabının yüz elli milyon Türk liralık tutarı, 31/1/2018 tarihine kadar Maliye Bakanlığı merkez muhasebe birimi hesabına aktarılır. Aktarılan bu tutar genel bütçenin (B) işaretli cetveline gelir kaydedilir.

MADDE 123- (1) Bu Kanunun;

a) 1 inci, 3 üncü ve 82 nci maddeleri yayımlandığı ayın son günü,

b) 7 nci,  9 uncu,  10 uncu,  16 ncı,  17 nci, 18 inci, 22 nci, 23 üncü, 24 üncü, 25 inci, 26 ncı maddeleri, 42 nci maddesi ile 3065 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin (4) numaralı fıkrasının (r) bendinin birinci paragrafında yapılan değişiklik, 67 nci ve 72 nci maddeleri, 75 inci maddesi ile 4760 sayılı Kanuna ekli (III) sayılı listenin (A) cetvelinde yapılan değişiklik, 86 ncı, 88 inci, 89 uncu maddesi ile 5520 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde yer alan “Bankalara borçları”, “bankalara veya” ibarelerine yönelik değişiklik ile “söz konusu kıymetlerin satışından doğan kazançların %75’lik kısmı” ibaresine yönelik değişikliğin parantez içi hükmü, “bankaların” ibaresinden sonra eklenen hüküm ve (i) bendinde yapılan değişiklik, 98 inci maddesi ile 5809 sayılı Kanunun 46 ncı maddesinin ikinci fıkrasına eklenen cümle ve geçici 2 nci maddesi 1/1/2018 tarihinde,

c) 11 inci, 13 üncü ve 41 inci maddeleri, 42 nci maddesi ile 3065 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin (4) numaralı fıkrasına eklenen (ç) bendi ve 83 üncü maddesi yayımlandığı ayı izleyen ay başında,

ç) 14 üncü maddesi 1/1/2017 tarihinden itibaren elde edilen gelirlere uygulanmak üzere yayımı tarihinde,

d) 15 inci maddesi 1/9/2017 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde,

e) 62 nci maddesi ile 4733 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinin dokuzuncu fıkrasından sonra gelmek üzere eklenen onuncu fıkrası, 63 üncü maddesi ile aynı Kanunun 8 inci maddesinin beşinci fıkrasının (h) bendinin yürürlükten kaldırılmasına ilişkin değişiklik ve 93 üncü maddesi 1/7/2018 tarihinde,

f) 76 ncı maddesi 1/1/2018 tarihinden itibaren tahsil edilen gelirlere uygulanmak üzere aynı tarihte,

g) 97 nci maddesi ve 98 inci maddesi ile 5809 sayılı Kanunun 46 ncı maddesine eklenen yedinci fıkrası 1/1/2018 tarihinden itibaren elde edilecek net satışlara uygulanmak üzere aynı tarihte,

ğ) 106 ncı maddesi 1/1/2019 tarihinde,

h) Diğer hükümleri yayımı tarihinde,

yürürlüğe girer.

MADDE 124- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür. 04/12/2017

Salı, 05 Aralık 2017 08:55

Otomatik Bilgi Değişimi

Küreselleşme, ülkelerin vergi mevzuatlarındaki farklılıklar, finans piyasalarındaki teknolojik gelişmeler neticede sermayenin rahat hareket edebilmesini sağlamış, dolayısıyla vergi mükellefleri de düşük vergi yükü olan ülkelere yönelmiştir. Sermayenin bazen gizlenmek istemesi, bazen de ülkemizdeki gibi kur farkı vergilemesinin sermayeyi aşındırması gibi faktörler de bunda rol oynamıştır. Ülkelerin bilgi saklaması ve finansal bilgileri paylaşmama eğilimleri de bir başka faktör olarak karşımıza çıkmıştır.

Bu durum ise, bir yanda gelirlerin çok düşük oranda vergilendirilmesi ya da hiç vergilendirilmemesi öte yanda ise bazı ülkelerin vergi gelirlerinde aşınma sonuçlarını doğurmuştur. Ayrıca bu durum terörün finansmanı ve suç gelirlerinin aklanması ile mücadeleyi de olumsuz etkilemiştir.

Bu konu özellikle 2001 yılında Amerika’dan başlayarak yayılan finansal kriz sonrasında daha çok tartışılmaya başlanmıştır. Tarihçe ile fazla uğraşmayıp günüme gelirsek, bu konudaki sakıncaları özellikle vergi gelirleri aşınan ülkeler lehine gidermek amacıyla iki önemli anlaşma ortaya çıkmıştır. Bunlardan birincisi Amerika tarafından diğer ülkelere kabul ettirilen ve Amerikan vatandaşlarının dünyanın her hangi bir yerindeki gelir ve gelir kaynaklarının Amerika tarafından izlenmesini amaçlayan FATCA (Foreign Account Tax Compliance Act) anlaşmasıdır. Diğeri de OECD tarafından geliştirilen hem Avrupa Birliği (AB) hem de OECD üyesi ülkeler arasında imzalanan “Vergi Konularında Karşılıklı İdari Yardımlaşma Sözleşmesi”dir.

Türkiye, her iki anlaşmayı da imzalamıştır. İki anlaşma da ülkeler arasında ayrı ayrı yürürlüktedir. Amerika, AB ve OECD ülkelerinin sözleşmesine katılmamış kendi anlaşmasını yürütmeyi tercih etmiştir. Biz bu yazımızda kısaca sözleşme olarak anacağımız Vergi Konularında Karşılıklı İdari Yardımlaşma Sözleşmesi’nin Otomatik Bilgi Değişimi (kısaca OBD) düzenlemelerini aktarmaya çalışacağız. OBD Eylem Planı'na katılan ülke sayısı 14 Kasım 2017 tarihi itibariyle 106’ya ulaşmıştır.

OBD, devletlerin kendi ülkesindeki finansal kuruluşlardan bilgi edinip bu bilgileri yıllık olarak diğer üye devletlere otomatik olarak bildirmesi prensibine dayanmaktadır. Bu kapsamda Sözleşmeyi imzalayan taraf ülkelerin birbirleriyle yapacakları bilgi değişimi ile vergiden kaçınmanın önlenmesi amaçlanmaktadır.

Türkiye bu sözleşmeyi 3.11.2011 tarihinde Cannes’te imzalamıştır. İmzalanan sözleşme TBMM tarafından 7018 sayılı Kanun ile uygun bulunmuştur. Nihayet sözleşme uygun bulma Kanunu ve usul kuralları gereğince 2017/10969 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile ve bazı çekince ve beyanlarla onaylanmıştır. Netice olarak, Türkiye’de OBD kervanında yerini almıştır.
Türkiye OBD’yi sadece gelir, kurumlar ve katma değer vergilerinin konusuna giren gelir ve faaliyetler için kabul etmiştir. Gümrük vergisi hariç diğer vergiler ve kanunla kurulu sosyal güvenlik primleri açısından diğer ülkelere yardımcı olmama hakkını saklı tutmuştur.

Esasen, mevcut durumda da ülkeler, aralarında imzalanmış çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmalarına dayanarak ülkeler karşılıklı olarak bilgi değişimi yapabilmektedirler. Ancak gerçekleştirilen bilgi değişimi çoğunlukla talep üzerine gerçekleşmekte, bir vergi idaresi şüphelendiği bir durum olursa diğer vergi idaresinden bilgi talep etmektedir. OBD dışındaki yöntemlerden talep üzerine bilgi değişimi, bir devletin başvurusu üzerine başvuruda bulunulan devletin gerekli bilgileri edinip diğer talepte bulunan devlete iletmesini ifade etmektedir. Kendiliğinden bilgi değişimi ise Sözleşmenin tarafı olan bir devletin diğer devlete belirli durumlarda herhangi bir talep olmaksızın belirli bilgileri gördüğü gereklilik üzerine göndermesini ifade etmektedir. Sözleşmede bu konular da OBD’den ayrı olarak düzenlenmiştir.

Görüleceği üzere talep üzerine veya kendiliğinden bilgi değişimi, esasen taraf devletlerden birinin vergisel açıdan önemli bir durumdan haberdar olmasını ve bunun sonucunda karşı taraf ile sadece bu durum ile ilgili bilgilerin paylaşılmasını içermektedir. Yani mutlaka tetikleyici bir durum gerekmektedir.

OBD ise bilgilerin dönemsel ve düzenli olarak ve tetikleyici her hangi bir nedene dayalı bir talep olmaksızın ilgili ülkeye raporlanmasıdır. Bu husus sözleşmenin 4. maddesinde “taraflar sözleşmenin kapsamına giren vergilere iç mevzuat hükümlerinin yürütülmesi veya uygulanması ile ilgili olduğu öngörülen bilgileri değişime tabi tutacaklardır” denilmek ve 6. maddede ise “bilgilerin konu kategorileri itibariyle ve ülkelerin aralarında belirleyecekleri yönteme göre otomatik olarak değişime tabi tutulacağı” vurgulanarak belirtilmiştir.

6. maddede belirtilen karşılıklı anlaşma yoluyla belirlenecek olan yöntemler “Mali Hesaplar ile İlgili Bilgilerin Otomatik Olarak Değişimine İlişkin Yetkili Otorite Anlaşması” ile belirlenecektir. Bu anlaşma karşılıklı anlaşma şeklinde olabileceği gibi çok taraflı da imzalanabilmektedir.
OBD ile bir ülke mukiminin (vergi kanunları açısından o ülkede ikamet eden kişi veya kurumun) diğer ülkedeki finansal kuruluşlarda bulunan hesapları hakkındaki bilgiler her yıl otomatik olarak ve standart bir şekilde ilgili kişinin mukim olduğu ülkenin mali idaresine bildirilecektir.

Bir örnek vermek gerekirse; anlaşmanın devreye girmesi ile beraber bir Türkiye mukiminin İsviçre’de bir bankada bulunan hesabı ve bu hesaba ilişkin bilgiler her yıl Türk Maliye İdaresi’ne bildirilecektir. Aynı şekilde bir İsviçre mukiminin de Türkiye’de herhangi bir finansal kuruluşta bulunan hesabına ilişkin bilgiler her yıl İsviçre Mali İdaresi'ne bildirilecektir. Dünya giderek küçülmektedir.

Sözleşme uyarınca bilgi değişimi yapacak ülkelerden 49’u Eylül 2017’de, 53’ü ise Eylül 2018’de ilk bilgi değişimi yapmayı kabul etmiştir. Türkiye’de ilk bilgi aktarımını Eylül 2018’de yapacaktır. Türkiye gibi, Eylül 2018’de bilgi değişimi yapacak ülkeler 1.7.2017 – 30.6.2018 bilgilerini aktaracaklardır.

Sözleşme uyarınca finansal bilgiler, bütün ülkelere değil, sadece kişi ve kurumların mukimi olduğu ülkeye yapılacaktır. Dolayısı ile Türkiye’de mukim olan kişiler hakkında diğer ülkelere bilgi aktarımı OBD kapsamında yapılamaz. Çünkü OBD, mükelleflere ilişkin toplu bilgilerin sistematik ve periyodik olarak gelirin elde edildiği kaynak ülkeden geliri elde eden kişi veya kurumun yerleşik olduğu mukim ülkeye aktarılmasını ifade etmektedir. Konunun vatandaşlıkla ilgisi yoktur. Örneğin İsviçre’de mevduatı olan bir Türk vatandaşı, İngiltere’de yaşıyorsa (orada yerleşik ise), İsviçre bu kişinin finansal gelirlerini Türkiye’ye değil, İngiltere’ye bildirecektir. Bir Hollanda vatandaşıda Fransa’da yerleşik ise Türkiye bu kişinin finansal gelirlerini Holanda’ya değil, Fransa’ya bildirecektir.

Ülkelerin aktaracakları bilgiler, önce her bir ülkedeki finansal kuruluşların (ve o ülkedeki yabancı finansal kuruluşların ülkedeki şubeleri dahil) kendilerindeki bilgileri kendi maliye idaresine aktarmaları suretiyle toplanacak ve oradan OBD’ye konu edilecektir.

Bu konuda Maliye Bakanlığı’da bir çalışma yapmaktadır. Yapılan çalışmalar kamuoyuna bir Tebliğ Taslağı ile duyurulmuştur. Bu Tebliğ Taslağına göre OBD’ye konu olmak üzere bakanlığa bilgi aktaracak kurumlar saklama kuruluşları, mevduat kuruluşları, yatırım kurumları ve belirli sigorta şirketleri olarak belirlenmiştir. Kurumlar, bildirim yükümlülüğü kapsamında bir finansal kuruluş olup olmadıkları, yapacakları değerlendirme neticesinde bildirimi zorunlu hesap tutup tutmadıklarını kendileri belirleyeceklerdir. Bu konudaki sorumluluk ve yaptırım riski, finansal kurumlardadır.

Maliye idareleri ile paylaşılacak olan bilgiler, kişilerin dolambaçlı yollara girişerek bilgi vermekten kaçınmalarını önlemek adına çok geniş kapsamlı olarak belirlenmiştir. Bu çerçevede finansal kurumlar anlaşma kapsamındaki ülkelerin mukimi olan kişilere ilişkin aşağıdaki bilgileri Gelir İdaresi'ne bildirecek, oradan da kişinin mukim olduğu ülkelerin maliye idareleri ile finansal bilgiler paylaşılacaktır.

Raporlanması gereken kişinin; adı-soyadı/unvanı, adresi, mukim olduğu ülke ve vergi kimlik numarası, gerçek kişiler için doğum yeri/tarihi, hesap numarası, hesabının takvim yılı sonu itibariyle bakiyesi veya değeri, finansal kuruluş kapsamında elde edilen faiz, kar payı, sigorta geliri vb. gelirleri, finansal kuruluş kapsamında elde edilen finansal varlıkların elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar, hesabına raporlama dönemi içerisinde ödenen ya da alacak kaydedilen finansal varlıklarının satışından ya da itfasından doğan toplam brüt tutar (saklama hesapları için).

Vergi kayıp ve kaçağı ile mücadele etmek için Sözleşmeye taraf ülkeler arasında öngörülen kapsamlı iş birliği yöntemleri arasında bilgi değişiminin yanı sıra, eşzamanlı vergi incelemeleri, yurt dışı vergi incelemeleri, tahsilatta yardımlaşma ve tebligat konuları da yer almaktadır. Otomatik Bilgi Değişimi müessesesinin başarılı olması için zaman zaman bu yöntemlerinde birlikte kullanılacağı açıktır.

Ancak bu müessesenin başarıya ulaşması, finansal kurumların sorumlulukları ve bilgi aktarımları konusunun özel bir yaptırım düzenine kavuşturulmasını gerekli kılmaktadır. Şu anda bu konuda uygulanabilecek tek yaptırım, özel usulsüzlük gibi görünmektedir. Aslında bu husus, pek çok müessese için gerekli olup, müesseselerin başarı şansını azaltmaktadır.

Öte yandan bu kapsamda mükellef hakları konusunun da değerlendirilmesi gerekmektedir. Verilecek bilgilerin mükelleflerin de ıttılaına sunulması, bilgilerin karşı ülkede kullanım sınırları, saklanması, mahremiyetin sağlanması, zamanaşımı süresi sonunda imhası, yargı yolu vb. pek çok konu üzerinde çalışılmayı beklemektedir. Bumin Doğrusöz

https://www.dunya.com/kose-yazisi/otomatik-bilgi-degisimi/393198

25 Kasım tarihi “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü” olarak tüm dünyada kadınlara karşı uygulanan şiddet başta olmak üzere, kadınların uğradıkları haksızlık ve zorluklara dikkat çekmek üzere takvimlerde yer etmiştir. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek de 25 Kasım gününün anlamına binaen Kredi Garanti Fonu’nun belli bir kısmının kadın girişimcilere ayrılacağı yönündeki açıklamasıyla konunun teşvik kısmını gündeme taşımış oldu.

Kadınların iş hayatındaki yerinin sağlamlaştırılması ve işyerlerinde kadın istihdamının artırılması ülke ekonomisinin gelişimi açısından çok önemlidir. Özellikle orta gelir tuzağına düşen ülkelerin bulundukları ekonomik düzeyin üzerine çıkabilmelerinde kadınların eğitim düzeyinin ve işgücüne katılım oranının artırılması önemli etkenlerden bir tanesidir. Bu nedenle birçok sivil toplum kuruluşu kadınların eğitimi ve istihdamı konusunda etkin rol oynamakta ve çok önemli projelere imza atmaktadır. Bu konuda önemli işler yapan sivil toplum kuruluşlarından bir tanesi olan Genç Yönetici ve İşadamları Derneği (GYİAD), kadın istihdamının artırılması için alınması gereken önlemlere yönelik hazırladığı bir raporu, yakın bir zamanda konuyla ilgili olan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı ile paylaştı. Söz konusu raporda konu ekonomik ve sosyal yönleriyle incelenip tespit edilen sorunlara pratik çözüm önerileri sunuldu. Raporun vergisel teşviklere ilişkin şahsımın da katkı yaptığı kısmını konunun daha geniş kitleye ulaşması açısından siz okuyucularla paylaşmak istiyorum. Raporda kadın istihdamının artırılması ve kadın girişimcilerin vergisel açıdan teşvik edilmesine ilişkin olarak aşağıdaki öneriler dile getirilmiştir.

- Küçük çocuklu ailelere kreş çeki verilmeli ve verilen bu kreş çekleri gelir vergisinden istisna edilmelidir.

- Kreşlere veya evde bakılan çocuklar için bakıcılara yapılan ödemelerin gelir vergisi matrahından (ücret geliri elde edenler dahil) indirimine izin verilmelidir.

- Nakdi kreş yardımları sigorta prim matrahından istisna edilmelidir.

- Yeni istihdam edilecek kadın çalışanların gelir vergisi stopajı ve sigorta primlerinin belli bir kısmı belirli bir süre için devlet tarafından karşılanmalıdır.

- Yatırım teşvik uygulamaları kapsamındaki bölgesel Türkiye dağılımı düşünüldüğünde 4., 5. ve 6. bölgelerde belli sayıda veya oranda kadın istihdam eden şirketler için kurumlar vergisi teşviki getirilmesi ya da ilk etapta belli sektörler hedeflenerek yapılacak düzenlemeler, kadın istihdam etmeyi bir yük olarak gören işveren anlayışını ciddi ölçüde değiştirmek yönünde en büyük adımlardan biri olacaktır.

- Kadın girişimciler için Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 20. maddesindeki istisnaya benzer şekilde “kadın girişimcilerde kazanç istisnası” sağlanmalıdır.

- Kadın girişimciler için düşük faizli finansman imkanları sağlanmalı ve kadın girişimcilere sağlanan kredilerinden kesilecek KKDF oranları düşürülmelidir.

Bu önerilerden bir kısmı ilk bakışta Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırıymış gibi gözükse de sosyal ve ekonomik gerekçelerle kadınlara pozitif ayırımcılık yapılmasının Anayasa Mahkemesi tarafından eşitliğe aykırı bulunmayacağı görüşündeyim. Zira gelişmiş batılı ülkelerdeki trend kadınlara sağlanan bu yöndeki pozitif ayırımcı uygulamaların eşitliğe aykırı olmadığı yönünde. Dr. Numan Emre ERGİN 

https://www.dunya.com/kose-yazisi/kadin-istihdaminin-artirilmasina-yonelik-vergisel-tesvikler-konusunda-oneriler/393225

İşverenler; yasalar veya toplu sözleşmeler veya bireysel iş sözleşmeleri uyarınca veya işverenin kendi arzuları gereğince işçilerine geri almamak kaydı şartıyla verilen giyim yardımları GVK’nun 27/2. maddesinde belirtilen demirbaş giyim eşyası kapsamına girmediğinden, söz konusu ayni menfaatlerin; ücretlerin genel vergileme rejimi statüsüne göre vergilendirilmesi gerekecektir. Diğer taraftan işverenlerce işçilerine geri alınmamak üzere verilen giyim eşyalarını personele verdiği dönem muhtasar beyannamesinde söz konusu ödemeye isabet eden stopajların beyan edilmesi gerekecektir.

İşverenler tarafından, iş görenlere yasalar, toplu veya bireysel iş sözleşmeleri veya kendi istekleri doğrultusunda işçilere iş elbisesi veya “giyim yardımı” adı altında çeşitli giyim eşyaları verilebilmektedir. Bu giyim eşyaları takım elbise, ayakkabı, bot, çizme, tulum önlük, yağmurluk, palto gibi eşyalar olabilmektedir.

İşverenlerin işçilerine verdikleri bu tür giyim eşyaları hakkında satın aldıkları şirketlere ödedikleri bedelleri bu şirketlerin faturalarına dayalı olarak maliyet hesaplarına yazmakta ve bu faturalardaki KDV’lerinde indirilecek KDV hesabına koymaktadırlar. Bu konuda herhangi bir vergisel problem bulunmamakla beraber sorun; giyim eşyalarının işçilere dağıtılmasını ücret ödemesi sayılıp sayılmayacağı hakkında ve sonuçta da üzerinden vergi kesilip kesilmeyeceği noktasında düğümlenmektedir.

Ücretin tanımı GVK’nun 61. maddesinde çok uzun v geniş bir şekilde tanımlanmıştır. 193 sayılı GVK’nun 61. maddesinde; “Ücret işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti nitelinde olmamak şartı ile kazancı belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez ………. “hükmü yer almıştır.

Aynı kanunun 27/2. maddesinde; “Demirbaş olarak verilen giyim eşyası (Resmi ve özel daire ve müesseselerce hizmet erbabına işin icabı olarak verilen ve bunların işten ayrılmaları halinde geri alınan giyim eşyası ) gelir vergisinden müstesnadır.” ifadesi yer almıştır.

Diğer taraftan yine GVK’nun 94. maddesinde “Kamu idare ve müesseseleri, iktisadi kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya zirai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar” denilmiş olup aynı maddenin 1. bendinde “Hizmet erbabına ödenen ücretler ile 1. madde de yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç) 103. maddesine göre “tevkifat yapılacağı hüküm altına alınmıştır(1).

Öte yandan, aynı kanunun 98. maddesinde, “94. madde gereğince vergi tevkifatı yapmayan mecbur olanlar bir ay içinde yaptıkları ödemeler veya tahakkuk ettirdikleri karlar ve iratlar ile bunlardan tevkif ettikleri vergileri ertesi ayın 20. günü akşamına kadar, ödeme veya tahakkukunun yapıldığı yerin bağlı olduğu vergi dairesine bildirmeye mecburdurlar.” hükmü yer almaktadır.

İşçilere işin gereği demirbaş olarak verilen ve işçilerin işten ayrılmaları halinde geri alınan giyim eşyası 193 sayılı GVK’nun 27/2. maddesi uyarınca gelir vergisinden istisnadır. Bunların işçilere verilmesi sırasında herhangi bir vergi kesintisi yapılmaması gerekir. Bu kapsamdaki giyim eşyasının sadece işyerinde giyilecek diye bir koşula bağlı olmaması gerekir kanısındayım. Örneğin; bir fabrikanın gece bekçisine verilen üniformanın işyeri dışında da giyilmesi ya da bu kıyafetle dışarıda dolaşması istisnaya engel olmaz. İşçinin işyerinde çalışmaya devam ettiği sürece giymesi ve işten ayrılma durumunda bunları işverene teslim etmesi kafidir(2).

Öte yandan, 27/2. maddede yer alan istisna hükmünün uygulaması ile ilgili olarak işçilere verilen giyim eşyasının türünün belirleyici olmamasıdır. Belirleyici olan giyim eşyasının demirbaş olup olmaması ve işten çıkma durumunda işverence geri alınıp alınmamasıdır. Her ne kadar önlük, tulum, çizme gibi giyim eşyaları demirbaş iş elbisesi belirginliğini taşımakta ise de, takım elbise, ayakkabı, bot, palto hem işte hem iş dışında giyilebilen normal kıyafetlerdir. Giyim eşyasının iş elbisesi veya normal kıyafet görüntüsünde olması önem arz etmez. İstisna hükmünün uygulanması için işçiye verilen giyim eşyasının demirbaş niteliğinde olması ve işçinin işten ayrılma durumunda bunları işverene geri vermesi yükümlülüğünün olması yeterli görülmektedir(3). Nazlı Gaye Alpaslan

http://www.hurses.com.tr/Haber-Isverenlerce_is_gorenlere_geri_alinmamak_kaydiyla_saglanan_giyim_yardimlari-15588.htm


(1) Maliye Bakanlığı tarafından verilen 7.4.1981 gün ve 20534 sayılı özelgede; toplu iş sözleşmesi gereğince, nakden veya demirbaş niteliğinde olmayan ve ayın olarak verilen giyecek yardımlarının vergiye tabi olması gerektiği ifade edilmiştir.

(2)  Maliye Bakanlığı tarafından verilen 4.6.1984 gün ve 26912 sayılı bir başka özelgede; giyim eşyasının gelir vergisinden istisna tutulabilmesi için, hizmet erbabına işin gereği ve ayın olarak verilmesi ve demirbaş niteliğinde olması şarttır. Giyim eşyasının alınması veya diktirilmesi için ilgililere nakden ödeme yapılması halinde istisna hükmü uygulanamaz.

(3)  Sayın Mahmut - Emekçi Muzaffer, Vergi Sorunları Özel Ek, Vergi Kılavuzu, Mayıs 2008, s.111

213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 221 inci maddesinde yasal defterlerin tasdik ettirme zamanları belirtilmiştir.  Buna göre;

1- Öteden beri işe devam etmekte olanlar defterin kullanılacağı yıldan önce gelen son ayda;

2- Hesap dönemleri Maliye Bakanlığı tarafından tespit edilenler, defterin kullanılacağı hesap döneminden önce gelen son ayda;

3- Yeniden işe başlayanlar, sınıf değiştirenler ve yeni bir mükellefiyete girenler, işe başlama, sınıf değiştirme ve yeni mükellefiyete girme tarihinden önce; vergi muafiyeti kalkanlar, muaflıktan çıkma tarihinden başlayarak on gün içinde;

4- Tasdike tabi defterlerin dolması dolayısıyla veya sair sebeplerle yıl içinde yeni defter kullanmaya mecbur olanlar bunları kullanmaya başlamadan önce,

tasdik ettirilmesi mecburidir.

Anılan yasa hükümleri gereğince hesap dönemi takvim yılı olan mükelleflerin 2018 yılında kullanacakları yasal defterleri en geç 02.01.2018 günü (sürenin son günü tatil gününe rastladığından) mesai saati bitimine kadar notere tasdik ettirmeleri gerekmektedir.

Anonim Şirketler Tarafından Tasdik Ettirilmesi Zorunlu Defterler:

1- Yevmiye Defteri

2- Defter-i Kebir

3- Envanter Defteri

4- Damga Vergisi Defteri

5- Pay Defteri (TTK 64/4) (Kullanılmakta olan Pay Defteri yeterli yaprak bulunmak kaydıyla 2018 yılında da açılış onayı yapılmadan kullanılabilir.)

6- Yönetim Kurulu Karar Defteri (TTK 64/4)

7- Genel Kurul Toplantı ve Müzakere Defteri (TTK 64/4) (Kullanılmakta olan Genel Kurul Toplantı ve Müzakere Defteri yeterli yaprak bulunmak kaydıyla 2018 yılında da açılış onayı yapılmadan kullanılabilir.)

Otel işletmelerinde günlük müşteri listelerinin de notere tasdik ettirilmesi zorunludur.

Limited Şirketler Tarafından Tasdik Ettirilmesi Zorunlu Defterler:

1- Yevmiye Defteri

2- Defter-i Kebir

3- Envanter Defteri

4- Damga Vergisi Defteri

(Sürekli damga vergisi mükellefiyeti açtıran limited şirketlerin damga vergisi defterini de tasdik ettirmesi gerekmektedir.)

5- Pay Defteri (TTK 64/4)

(Kullanılmakta olan Pay Defteri yeterli yaprak bulunmak kaydıyla 2018 yılında da açılış onayı yapılmadan kullanılabilir.)

6- Müdür/Müdürler Kurulu Karar Defteri (TTK 64/4) (Kararlarını Genel kurul toplantı ve Müzakere Defterine alan Limited Şirketlerin tasdik ettirmesi zorunlu değildir.)

7- Genel Kurul Toplantı ve Müzakere Defteri (TTK 64/4)

(Kullanılmakta olan Genel Kurul Toplantı ve Müzakere Defteri yeterli yaprak bulunmak kaydıyla 2018 yılında da açılış onayı yapılmadan kullanılabilir.)

Otel işletmelerinde günlük müşteri listelerinin de notere tasdik ettirilmesi zorunludur.

Bilanço Esasına Göre Defter Tutan Gelir Vergisi Mükellefleri Tarafından Tasdik Ettirilmesi Zorunlu Defterler:

1- Yevmiye Defteri

2- Defter-i Kebir

3- Envanter Defteri

“ŞAHIS ŞİRKETLERİ (KOLLEKTİF VE KOMANDİT ŞİRKETLER) YUKARIDAKİ DEFTERLERE İLAVE OLARAK GENEL KURUL TOPLANTI VE MÜZAKERE DEFTERİ DE TASDİK ETTİRMEK ZORUNDADIR.”

Serbest Meslek Erbabı Tarafından Tasdik Ettirilmesi Gereken Defterler:

1- Serbest Meslek Kazanç Defteri *

İşletme Hesabına Göre Defter Tutan Gelir Vergisi Mükellefleri Tarafından Tasdik Ettirilmesi Gereken Defterler:

1- İşletme Defteri

Kooperatifler Tarafından Tasdik Ettirilmesi Gereken Defterler :

1- Yevmiye Defteri

2- Defter-i Kebir

3- Envanter Defteri

4- Pay Defteri (TTK 64/4)

5- Yönetim Kurulu Karar Defteri (TTK 64/4)

6- Genel kurul Toplantı ve Müzakere Defteri (TTK 64/4)

Dernek ve Vakıfların İktisadi İşletmeleri Tarafından Tasdik Ettirilmesi Gereken Defterler :

1- Yevmiye Defteri

2- Defteri Kebir

3- Envanter Defteri

Dernekler Tarafından Tasdik Ettirilmesi Gereken Defterler:

İşletme Hesabı Esasında Defter Tutan Dernekler :

1- İşletme Defteri

2- Karar Defteri

3- Üye Kayıt Defteri

4- Evrak Kayıt Defteri

5- Demirbaş Defteri (Tutulması İsteğe Bağlı)

6- Alındı Belgesi Kayıt Defteri (Tutulması İsteğe Bağlı)

Bilanço Hesabı Esasında Defter Tutan Dernekler :

1- Yevmiye Defteri

2- Defteri Kebir

3- Karar Defteri

4- Üye Kayıt Defteri

5- Evrak Kayıt Defteri

6- Demirbaş Defteri (Tutulması İsteğe Bağlı)

7- Alındı Belgesi Kayıt Defteri (Tutulması İsteğe Bağlı)

Derneklerce tutulması zorunlu olan defterlerin dernekler biriminden veya noterden onaylı olması zorunludur. Dernekler işletme hesabı esasına göre defter tutarlar. Ancak, kamu yararına çalışma statüsü bulunan dernekler ile yıllık brüt gelirleri beşyüzbin TL’yi (2016 yılı için 651.234 TL) aşan dernekler takip eden hesap döneminden başlayarak bilanço esasına göre defter tutarlar.

Bilanço esasına geçen dernekler, üst üste iki hesap döneminde yukarıda belirtilen haddin altına düşerlerse, takip eden yıldan itibaren işletme hesabı esasına dönebilirler. İşletme hesabı esasına göre defter tutan dernekler, yukarıda belirtilen hadde bağlı kalmaksızın yönetim kurulu karar ile bilanço esasına göre defter tutabilirler.

Vakıflar Tarafından Tasdik Ettirilmesi Gereken Defterler:

Yıllık geliri Vergi Usul Kanunu’nun 117 inci maddesinin birinci fıkrasının (2) bendinde yer alan ve her yıl Maliye Bakanlığınca belirlenen tutarın üzerinde bulunan vakıflar ile vergi muafiyeti, işletmesi, iştiraki, şube ve temsilciliği olan vakıfların bilanço esasına göre defter tutması zorunludur. Bunlar dışında kalan vakıflar ise işletme esasında defter tutabilirler.

İşletme Esasında Tutulacak Defterler:

1- İşletme Defteri

2- Karar Defteri

3- Bağış Makbuzu Kayıt Defteri

Bilanço Esasında Tutulacak Defterler :

1- Yevmiye Defteri

2- Defteri Kebir

3- Envanter

4- Karar Defteri

5- Bağış Makbuzu Kayıt Defteri

* 2017 yılında kullanmakta oldukları yasal defterlerini 2018 yılında da kullanmak isteyen mükelleflerin Vergi Usul Kanunu’nun 222 inci maddesi hükümlerine göre 2018 yılının Ocak ayı sonuna kadar defterlerine ara tasdik yaptırmaları gerekmektedir.

* Pay Defteri ile Genel Kurul Toplantı ve Müzakere Defteri yeterli yaprakları bulunmak kaydıyla izleyen faaliyet dönemlerinde de açılış onayı yaptırılmaksızın defter bitene kadar kullanılmaya devam edilebilecektir.

* Ticari Defterlere İlişkin Tebliğ’in 11’nci maddesinin 4’ncü bendine göre;  “Limited şirketlerde müdür veya müdürler kurulunun şirket yönetimi ile ilgili olarak aldığı kararlar genel kurul toplantı ve müzakere defterine kaydedilebileceği gibi ayrı bir müdürler kurulu karar defteri de tutulabilir. Müdürler kurulu karar defterinin tutulması halinde açılış ve kapanış onayları dahil olmak üzere yönetim kurulu karar defterine ilişkin hükümler uygulanır. Kararların genel kurul toplantı ve müzakere defterine kaydedilmesi halinde 10’uncu maddenin ikinci fıkrasında belirtilen hususların yazılması zorunludur. Ayrı bir müdürler kurulu karar defteri tutulması halinde müdür veya müdürler kurulu kararları genel kurul toplantı ve müzakere defterine kaydedilemez.”

Elektronik Defterlerin Açılış ve Kapanış Zamanı

Elektronik defterlerin (yevmiye ve defteri kebir) ait olduğu ayı takip eden üçüncü ayın son günü saat 24:00’e kadar GIB sistemine yüklenmiş ve GIB onaylı beratlarının alınmış olması gerekmektedir. İlk aya ait defterlerin  GIB sistemine yüklenmesi ve onaylı beratın alınması açılış onayı yerine geçmektedir. Faaliyet döneminin son ayına ait defterlerde ise, gerçek kişi mükelleflerde takip eden üçüncü ayın sonuna kadar GIB onaylı berat alınması zorunlu iken kurumlar vergisi mükellefleri için kurumlar vergisi beyannamesinin verildiği ayın son günü saat 24:00’e kadar da son defterin sisteme yüklenme ve onaylı berat alma işleminin tamamlanmış olması gerekir. Faaliyet döneminin son ayına ait defterlerin GIB sistemine yüklenmesi ve onaylı beratın alınması ile kapanış tasdiki yapılmış sayılmaktadır.

Elektronik defter tutan mükellefler yevmiye ve defteri kebir dışındaki diğer tutulması zorunlu olan defterlerini süresinde notere tasdik ettirmek zorundadır.

Ticari Defterlerde Kapanış Tasdiki

* Limited Şirketlerde ayrı bir Müdür/Müdürler Kurulu Karar Defteri tutuluyor ise bu defterin her yıl kapanış tasdiklerinin, izleyen faaliyet döneminin birinci ayının sonuna kadar (31 Ocak 2018) notere yaptırılması zorunludur. Eğer Limited Şirketlerde ayrı bir Müdür/Müdürler Kurulu Karar Defteri tasdik ettirilmemiş ve kararlar Genel Kurul Toplantı ve Müzakere Defterine alınmış ise Genel Kurul Toplantı ve Müzakere Defterinin izleyen faaliyet döneminin birinci ayının sonuna kadar (31 Ocak 2018) kapanış tasdikinin notere yaptırılması zorunludur. Aksi halde idari para cezası ile karşılaşılacaktır.

* Anonim Şirketlerde Yönetim Kurulu Karar defterinin her yıl kapanış tasdiklerinin, izleyen faaliyet döneminin birinci ayının sonuna kadar (31 Ocak 2018) notere yaptırılması zorunludur.  Aksi halde idari para cezası ile karşılaşılacaktır.

* Yevmiye Defterinin her yıl kapanış tasdiklerinin, izleyen faaliyet döneminin altıncı ayının sonuna kadar ( 30 Haziran 2018 tarihi tatile rastladığı için 02.07.2018 tarihine kadar) notere yaptırılması zorunludur. Aksi halde idari para cezası ile karşılaşılacaktır.

http://www.guncelgroup.com.tr/makaleler/2018-yilinda-kullanilacak-olan-yasal-defterlerin-tasdiki-hakkinda/

 

* Gelir İdaresi Başkanlığı’nın 24.10.2017 tarihinde internet sitesinde yayınlanan Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğ Taslağı ile de serbest meslek erbabı, işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler ile basit usule tabi olan mükelleflerin kayıtlarının elektronik ortamda tutulması, bu mükelleflerden defter tutmak zorunda olanların bu kayıtlardan hareketle elektronik ortamda oluşturulması ve saklanması, vergi beyannamesi bildirim ve dilekçelerin elektronik ortamda verilebilmesi ile elektronik ortamda belge düzenlenebilmesi amacıyla geliştirilen Defter-Beyan Sistemine ilişkin düzenlemeler kamu oyunun görüşlerine açılmış olup, 2017 yılı içerisinde Tebliğ yayımlanması halinde (2018 yılı için uygulamaya konulması durumunda) konu edilen Defterler kayıtlarının elektronik ortamda tutulması gerekeceğinden, Tasdiki yapılmayacaktır.

Pazartesi, 04 Aralık 2017 09:46

Suç İşleyen Şirketlere Kayyım Atanması

Son yıllarda şirketlere kayyım atandığına dair haberlere sıklıkla rastlamışsınızdır. Uygulamada ve hatta bazı yargı kararlarında “kayyum” denilse de, yasal düzenlemelerde yer alan ve doğru olan kavram “kayyım”dır. Kayyım, sözlük anlamı itibariyle, belli bir malın yönetilmesi veya belli bir işin yapılması için görevlendirilen kimsedir. Hukuk literatüründe ise, kayyım, belirli bir malın, şirketin veya vakfın yönetilmesi veya belli bir işin görülmesi için tayin edilen kimsedir. Kayyım, farklı kanunlara göre atansa da, bizim üzerinde duracağımız, faaliyeti çerçevesinde suç işlenen şirketlere kayyım atanmasıdır.

Suç işleyen şirketlere kayyım atanması, Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) getirilen bir koruma tedbiridir. CMK’ya göre, suçun bir şirketin faaliyeti çerçevesinde işlenmekte olduğu hususunda kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı ve maddi gerçeğin ortaya çıkarılabilmesi için gerekli olması halinde; soruşturma ve kovuşturma sürecinde, hâkim veya mahkeme, şirket işlerinin yürütülmesiyle ilgili olarak kayyım atayabilir. Hakim veya mahkeme kararında; şirketin yönetim organının karar ve işlemlerinin geçerliliğini yalnızca kayyımın onayına bağlı kılmışsa şirkete “denetim kayyımı”, yönetim organının yetkilerinin tümü ile kayyıma vermişse “yönetim kayyımı” atanmış demektir.

Peki, hangi suçlar için şirkete kayyım atanabilir? Şirket yönetimine kayyım atanabilmesi için soruşturması yapılan suçun CMK’nın 133’üncü maddesinin dördüncü fıkrasında sayılan katalog suçlardan birisi olması gerekir. Diğer bir deyişle, CMK yönünden kayyım, sadece, Türk Ceza Kanunu'nda yer alan göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti, parada sahtecilik, fuhuş, kumar oynanması için yer ve imkân sağlama, zimmet, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama, silahlı örgüt veya bu örgütlere silah sağlama, devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk suçları; Ateşli Silahlar ve Bıçaklar İle Diğer Aletler Hakkında Kanun'da tanımlanan silah kaçakçılığı, Bankalar Kanunu'nun 22’nci maddesinin (3) ve (4) numaralı fıkralarında tanımlanan zimmet suçu; Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'nda tanımlanan ve hapis cezasını gerektiren suçlar ile Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nun 68 ve 74'üncü maddelerinde tanımlanan suçlar ile ilgili olarak atanabilir. Kayyım tedbiri şirket için öngörüldüğünden, ortakların şirketten bağımsız olarak anılan katalog suçlardan birini işlemesi durumunda bu tedbirin uygulanması mümkün değildir.

Kayyıma ödenecek ücret hâkim veya mahkeme tarafından belirlenir ve şirketin bütçesinden karşılanır. Ancak, soruşturma veya kovuşturma konusu suçtan dolayı kovuşturmaya yer olmadığı veya beraat kararının verilmesi halinde, ücret olarak şirket bütçesinden ödenen paranın tamamı, kanunî faiziyle birlikte Devlet Hazinesi'nden karşılanır.

Son olarak, bu şekilde atanan kayyımların görevleriyle ilgili iş ve işlemlerinden dolayı tazminat davalarının devlet aleyhine açılacağını belirtelim. Devlet, ödediği tazminattan dolayı görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle görevini kötüye kullanan kayyımlara bir yıl içinde rücu eder. Soner Altaş

https://www.dunya.com/kose-yazisi/suc-isleyen-sirketlere-kayyim-atanmasi/393086

İşyerinin el değiştirmesi ile işçilerin yıllık izinleri yanar mı?
İşyerinin çeşitli nedenlerle el değiştirmesi veya başkasına geçmesi halinde, bu işyerinde çalışan işçilerin yıllık ücretli izin haklarında bir değişiklik olmaz. Bir diğer ifade ile işverenin değişmesi, işçilerin yıllık ücretli izin haklarını ortadan kaldırmayacağı gibi devreden işveren yanında yapılan çalışmaları da bu anlamda geçersiz kılmaz. Devreden ile devralan arasında bu yükümlülüğün ortadan kaldırılacağına dair bir anlaşma yapılsa bile bu geçerli olmaz.

21.06.1993 işe giriş tarihim, prim gün sayım 3200, 3'üncü derece engelli raporum ve vergi indirimim var. Ne zaman ve kaç yaşında emekli olurum? 5...972585 Nolu SMS
Vergi indirimi raporu olanlar işe başlangıç tarihlerine göre yaş şartı aranmadan sigortalılık süresi ve prim gün sayılarını tamamlayarak emekli olabilmektedirler. Siz işe giriş tarihiniz ile üçüncü derece vergi indiriminize göre 16 yıl ve 3760 prim gün şartlarını tamamlayarak emekli olabilirsiniz. 16 yıl sigortalılık şartınız tamamlanmış ancak 560 gün daha prim ödemeniz gerekmekte. Primi tamamlar tamamlamaz emekli olabilirsiniz.

1996 yılında Bağ-Kur'a başladım. 2001 yılına kadar ödedim. Daha sonra SSK kapsamında çalışmaya başladım.
8 yıllık SSK'm var. Son 2 yıl da isteğe bağlı ödedim. İsteğe bağlı ödemem SSK'dan emekli olmama engel mi? 5...363369 Nolu SMS
Son 7 yıl en fazla nereye prim ödenmişse o kurumdan emekli olunur.
Bu kanun 01.10.2008 tarihinden önce işe başlamış olanlarda geçerlidir. Siz de bu mevzuata tabisiniz. Son 7 senede en fazla ödediğiniz prim SSK kapsamında.
Dolayısı ile emekli olunacak kurum SSK'dır. Son 720 günü farlı kuruma prim ödeyerek geçirmeniz SSK'dan emekli olmanıza engel değildir.

NE ZAMAN EMEKLİ OLURUM?
20.12.1969 doğum tarihim, SGK girişim 03.06.1997. 5...722743 Nolu SMS
25 yıl, 57 yaş ve 5900 prim gün şartlarına tabisiniz. Emekli olabilmeniz için 5900 prim günü tamamlayıp 57 yaşınızın dolacağı 20.12.2026'da emekli olabilirsiniz. Ancak askerlik yaptıysanız ve işe başlangıçtan önce ise sadece 15 gün askerlik borçlanıp 56 yaşa tabi olabilir ve 20.12.2025'te emekli olabilirsiniz. Ali Şerbetçi

Emekli ikramiyesi konusundaki değişiklikleri yıllardır yazılı ve görsel basında en çabuk ve en doğru biçimde yorumlayarak ilgililerin dikkatlerine sunmaktayım.

2009 yılından itibaren memurların emekli ikramiyesi konusunda Anayasa Mahkemesinin 05.02.2009 tarihli ve E:2005/40, K:2009/17 sayılı kararıyla başlayan “Son defa bu Kanun veya 5510 sayılı Kanun’un geçici 4’iincü maddesi hükümlerinin uygulanmasını gerektiren görevlerde çalışmakta iken emekliye ayrılan ve …” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ilişkin iptal kararları ve son olarak 2012 yılında yürürlüğe giren 6270 sayılı Yasayı, hatta bu yasanın iptali konusunda iptal talebinin reddini içeren Anayasa Mahkemesinin 2012/33 Esas ve 2012/174 Karar sayılı kararın anlam ve sonuçlarını da ilk elden okurlarımla paylaşmıştım.

Memuriyetten emeklilik için gerekli hizmet süresi koşulunu tamamlamadan yahut gerekli hizmet süresini tamamlayarak yaş şartının dolmasını beklemek maksadıyla ayrılma veya ilgili personel yasasında gösterilen bir sebeple memuriyetten çıkarılma hayatın içinde olabiliyor.

Bu konuda bilhassa Emekli Sandığı iştirakçiliklerini 15.10.2008 tarihi öncesinde başlayan memurlarla, bu tarih ve sonrasında başlayan memurları ayırmakla işe başlamak icap ediyor. Yeni memurların ikramiyesi konusunu bir başka yazıya bırakalım ve halen gündemdeki eski memurların emekli ikramiyesi konusuna devam edelim.

Eski Memurların İkramiyesi

Memurların istifa etmesi ne emekliliklerini ve ne de ikramiyelerini almalarına engel değildi. 2009 yılından önce istifa etmek değil, istifa ettikten sonra SSK veya Bağ-Kurlu olarak çalışmak ikramiyeye engel oluyordu.

Nihayet bu uygulama Anayasa Mahkemesinin iki iptal kararı ve sonrasında 6270 sayılı Kanundan sonra son şeklini almış ve oturmuştu. Buna göre 26.01.2012 tarihi sonrası emekli olacak olanlar Emekli Sandığı iştirakçiliğinden ayrılanlar ayrılma şeklinin emsal 4857 sayılı Kanuna tabi bir işçinin kıdem tazminatı alarak işten ayrılma şekline benzer şekilde ayrılıyorsa emekli ikramiyesi alabilmeleri mümkün kılınmıştı.

Memuriyetten Çıkarılanların İkramiye Sorunu

Özellikle memurun kendi istek ve iradesiyle memuriyetten ayrılması halinde birçok alternatif dâhilinde geriye dönük ikramiye almalarının önü açılmıştı, ancak konumuz bu da değil.

Konumuz memuriyetten kendi istek ve iradesi dışında çıkartılanların ikramiyelerindeki farklı durum olacak.

Eski memurların yani 15.10.2008’den önce Emekli Sandığı iştirakçisi olanların ikramiye ve emeklilik hakkından faydalanmalarında hangi statüden emekli olunduğunun değil, memuriyetten ayrılma nedenine ve hizmet birleştirme yapılıp yapılmadığına bakılıyor.

Yani bu çerçevede 6270 sayılı Kanun ile son şekli verilen ikramiye hakkında memuriyetten kendi istek ve iradesi dışında çıkartılanların ikramiye hakkını da ikiye ayırmak gerekiyor.

Hizmet Birleştirme Yoksa

Zira hizmet birleştirmeden hizmet süresini T.C. emekli Sandığı kapsamında tamamlayıp başka sigortalılık ya da hizmetleri olmayanların memuriyetten çıkartılmış olsalar bile - eğer memuriyetten çıkartılma suçu zimmete geçirme gibi parasal bir suç ve borç içermiyorsa - ikramiye ödenmesi önünde yasal bir engel bulunmuyor.

Bilâkis Yasa bu konuda hizmet sürelerinin tamamı 5434 sayılı Kanun ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçici 4 üncü maddesi kapsamında geçenlerden emekli, adi malûllük veya vazife malûllüğü aylığı bağlanan veyahut toptan ödeme yapılan asker ve sivil tüm iştirakçilere, her tam fiili hizmet yılı için aylık bağlamaya esas tutarın bir aylığının emekli ikramiyesi olarak verileceğini amir bulunuyor.

Hizmet Birleştirme Varsa

Buna karşın emekliliğe esas hizmet sürelerini hizmet birleştirme ile SSK, Bağ-Kur, özel banka sandığı gibi diğer sosyal güvenlik kurumlarından yahut sigortalılıklarından gelecek hizmetlerle tamamlayanlar bu defa çıkarma şekli 4857 sayılı İş Kanununun 25 inci maddesi kapsamındaki işverenin işçisini haklı nedenle tazminatsız ve derhal işten çıkartma uygulamasıyla örtüştüğü gerekçesiyle emsali memur olarak ikramiye alamıyor.

Hatta sadece Emekli Sandığı süresi emekli olmasına yetiyor olsa bile şayet 1 gün bile SSK ya da Bağ-Kur hizmeti olan bir memur memuriyetten çıkartılmışsa hizmet birleştirme talebi olmasa dahi yaşı dolup Emekli Sandığı emeklisi olsa bile emekli ikramiyesini alamıyor, Kurum bu talebi reddediyor.

Yani başka hizmetlerle birleştirme yaparak emekli olanlar eğer memuriyetten çıkarılmak suretiyle ayrılmışlar ve yargı kararıyla da dönememişlerse T.C. Emekli Sandığı’ndan emekli olsalar bile emekli ikramiye alma hakları berhava olmuş oluyor.

Hizmet Birleştirenlere Çözüm 

İşte bu konuda da son zamanlarda çok yara almış olsa bile yine yargı imdada yetişiyor.

Danıştay bu konudaki emsal kararında öz olarak T.C. Emekli Sandığına tabi hizmet süresi emekli aylığı bağlanması için yeterli olanlara 5434 sayılı Kanun’un 89. Maddesinin 1. fıkrası uyarınca emekli ikramiyesi ödenmesi gerekirken, anılan maddenin 2. fıkrası kapsamında değerlendirilerek emekli ikramiyesi ödenmesi isteminin reddi yolunda tesis edilen işlemi ve bu işlemin iptali istemiyle açılan davanın reddi yolunda verilen kararı hukuka uygun bulmamıştır.

Bu nedenle doğru bir şekilde kurgulanmış dava dilekçesi ile başvurulduğunda memuriyetten çıkartılmış olanlar Emekli Sandığı hizmetleri emekliliklerine yetiyorsa hizmetleri birleşmiş olsa dahi ikramiyelerini yargı yoluyla alabilecekler. Şevket Tezel

https://alitezel.com.tr/index.php?sid=yazi&id=8970

Hakkımızda

 ö z d o ğ r u l a r, 18.08.1988 tarihinde kurularak, Mali Müşavirlik faaliyetine başlamıştır. 

Sektöründe en iyi olma duygusu ile personeline "Kalite" bilincini yerleştirmeyi, Kalite Yönetim Sistemini sürekli iyileştirmeyi, müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı, amaç edinerek, 2003 Yılında, alanında Türkiye' de ilk olarak ISO 9001: 2000 Belgesi almıştır.

 

Mali Takvim

Öne Çıkanlar

  • MÜKELLEF LEHİNE KESİNLEŞMİŞ VERGİ MAHKEME ( VERGİ MAHKEMESİ KARARI- BÖLGE İDARE MAHKEMESİ İSTİNAF KARARI - DANIŞTAY TEMYİZ KARARI) KARARLARI CEZA MAHKEMESİ KARARLARINI ETKİLER Mİ? (ANAYASA MAHKEMESİ KARARI 2019/4 Esas No, Karar: 04.11.2021- Resmi Gazete…
  • TİCARİ REKLAM HİZMETLERİ KDV - GELİR / KURUMLAR VERGİSİ TEVKİFATI A) KDV i. YURTİÇİ TİCARİ REKLAM HİZMETİ ALIMLARINDA 3/10 KDV…
  • İSTEĞE BAĞLI KDV TAM TEVKİFAT UYGULAMASI - MÜTESELSİL SORUMLULUKTAN KORUNMAK İÇİN KULLANILABİLİR BİR YÖNTEM - 1) Alıcı İle Satıcı Arasında YAZILI Bir SÖZLEŞME Yapılması Gerekir.…
Top