Mehmet Özdoğru

Mehmet Özdoğru

Email: This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

2017 yılı Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık aylarındaki ücretlerde gelir vergisi tarifesi nedeniyle net ücretlerin 1.404,06 TL’nin altına düşmesi sonucu, sadece 1.404,06 TL ile bunun altına düşen tutar arasındaki farkın ilave asgari geçim indirimi yoluyla telafisine yönelik olarak 5/12/2017 tarihli ve 30261 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7061 sayılı Kanunla Gelir Vergisi Kanununa geçici 87 nci madde eklendiğini duyurmuştuk.

Bu Tebliğ ile yapılan düzenlemeye ilişkin açıklamalar yapılmaktadır.

Buna göre, uygulama esnasında dikkat edilmesi gerekli hususlar aşağıdaki şekilde özetlenebilir:

  • Uygulamada dikkate alınan net ücret, yasal kesintiler sonrası ücret tutarına asgari geçim indiriminin ilavesi sonucu oluşan ücreti ifade etmektedir.
  • İlave asgari geçim indirimi uygulamasından, 2017 yılı Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık aylarına ilişkin net ücretleri gelir vergisi tarifesi nedeniyle 1.404,06 TL’nin altına düşen hizmet erbabı yararlanacaktır.
  • Gelir vergisi tarifesi nedeniyle ücretlerinde düşüş olsa dahi net ücretleri 1.404,06 TL’nin altına düşmeyenler bu uygulamadan yararlanamayacaklardır.
  • Hizmet erbabının, ücret aldığı dönemde işe başlaması veya işten ayrılması, ücretsiz izin ve benzeri nedenlerle net ücretinin 1.404,06 TL’nin altına düşmesi durumunda ilave asgari geçim indirimi uygulanmayacaktır.
  • 2017 yılı Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık aylarına ilişkin net ücretleri 1.404,06 TL’nin altına düşen hizmet erbabının ücretleri ilave asgari geçim indirimi ile 1.404,06 TL’ye tamamlanacaktır.
  • 1.404,06 TL ile 2017 yılı Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık aylarına ilişkin olarak aylık hesaplanan net ücret arasındaki fark tutar, “Asgari Geçim İndirimi Bordrosu”nda hesaplanan asgari geçim indirimine ayrıca ilave edilecektir.
  • Asgari geçim indirimi bordrosunda yer alan ilave tutar dahil toplam asgari geçim indirimi tutarı, ücret ödemesinin yapıldığı döneme ilişkin ücret bordrosunun “Asgari Geçim İndirimi” satırına aktarılacaktır.
  • 2017 yılı Eylül ve Ekim ayları için hesaplanan ve ilave asgari geçim indiriminden faydalanılmamış olan fark tutarlar, ücretlinin Kasım ayına ait Asgari Geçim İndirimi Bordrosunda yer alan asgari geçim indirimine eklenmek suretiyle mahsup edilecektir. Bu suretle mahsup edilemeyen bir tutarın kalması halinde kalan bu tutar, daha sonraki aylarda verilecek muhtasar beyannameler üzerinde yukarıda açıklanan esaslar çerçevesinde mahsup edilecek olup söz konusu dönemlere ait muhtasar beyannameler için bu nedenle düzeltme yapılmayacaktır.
  • İlave asgari geçim indirimi tutarının mahsup işleminin yapılabilmesi için, söz konusu tutarların ücretlilere ödenmiş olması gerekmektedir.
  • Asgari geçim indiriminin toplamı, ücretlinin o aydaki ücretinden kesilen gelir vergisinden fazla olamayacaktır.

Konuya ilişkin tebliğdeki örneklere aşağıda aynen yer verilmiştir.

ÖRNEK 1: Bekâr ve çocuksuz olan hizmet erbabı Bay (A)’nın 2017 yılı Ocak ayında asgari geçim indirimi dâhil net ücreti 1.404,06 TL’dir.

193 sayılı Kanunun 103 üncü maddesinde yer alan vergi tarifesi nedeniyle Bay (A)’nın, 2017 yılı Eylül ayı net ücreti 1.374,17 TL’ye, Ekim, Kasım ve Aralık ayları net ücreti ise 1.328,52 TL’ye düşmektedir.

Bay (A)’nın işvereni (T) A.Ş. 2017 yılı Eylül ve Ekim aylarına ilişkin muhtasar beyannamelerini kanuni süresinde vermiştir. Dolayısıyla Bay (A) için Eylül ve Ekim aylarında ilave asgari geçim indirimi uygulanamamıştır.

Bu durumda, işveren (T) A.Ş. Bay (A)’nın; Eylül ayı için hesaplanan 29,89 TL, Ekim ayı için hesaplanan 75,54 TL ilave asgari geçim indirimi tutarı toplamı olan (29,89+75,54=) 105,43 TL’yi, 2017 yılı Kasım ayındaki (75,54 TL) ilave asgari geçim indirimi ile birlikte, Kasım ayı için 2017 yılı Aralık ayında vereceği muhtasar beyanname üzerinde mahsup edecektir.

Buna göre, Bay (A)’nın ilave asgari geçim indirimi tutarları dâhil, Kasım ayında yararlanacağı asgari geçim indirimi tutarı toplamı (Eylül ayı için 29,89 TL, Ekim ayı için 75,54 TL, Kasım ayı için 75,54 TL ilave asgari geçim indirimi ile Kasım ayı için normal asgari geçim indirimi 133,31 TL) 314,28 TL dir. Ancak, bu dönemde Bay (A) için hesaplanan gelir vergisi 302,17 TL olduğundan, asgari geçim indirimi tutarı da ödenmesi gereken vergiden fazla olamayacağından, bu hizmet erbabına asgari geçim indirimi olarak ödenecek tutar en fazla 302,17 TL olacaktır. Bay (A) adına 2017 yılı Kasım ayı için hesaplanan vergi tutarının yetersizliği nedeniyle yararlanılamayan (314,28-302,17=) 12,11 TL asgari geçim indirimi ise daha sonraki dönem için verilecek muhtasar beyannamede mahsup edilecektir.

Böylece, örneğimizdeki hizmet erbabının, 2017 yılı Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık aylarında vergi tarifesinin ikinci dilimine girmesinden kaynaklanan kaybı, ilave asgari geçim indirimi yoluyla telafi edilecek ve kendisine söz konusu aylar için 1.404,06 TL ödenecektir.

ÖRNEK 2: Evli, eşi ücretli olarak çalışan çocuksuz Bayan (C), 1.860 TL brüt ücret almaktadır. Bayan (C)’nin 2017 yılı Ocak ayında asgari geçim indirimi dâhil net ücreti 1.463,04 TL’dir. 193 sayılı Kanunun 103 üncü maddesinde yer alan vergi tarifesi nedeniyle Eylül ayı net ücreti 1.401,59 TL’ye, Ekim ayı net ücreti ise 1.383,99 TL’ye düştüğünden Eylül ayı için (1.404,06-1.401,59=) 2,47 TL, Ekim ayı için de (1.404,06 -1.383,99=) 20,07 TL’lik fark ücretlinin asgari geçim indirimine ilave edilecek, böylelikle Bayan (C)’nin 2017 yılı Eylül ve Ekim ayları net ücreti 1.404,06 TL’nin altına düşmeyecektir. Ayrıca, bu hizmet erbabına Kasım ve Aralık aylarında da ilave asgari geçim indirimi ödenecektir.

ÖRNEK 3: Bay (D) asgari ücretle çalışmaktadır. Bay (D) evli ve 3 çocuklu olup eşi çalışmamaktadır.

Bay (D)’nin 2017 yılı Ocak ayında asgari geçim indirimi dâhil net ücreti 1.497,38 TL’dir. 193 sayılı Kanunun 103 üncü maddesinde yer alan vergi tarifesi nedeniyle, Bay (D)’nin Eylül ayı net ücreti 1.467,49 TL’ye Ekim, Kasım ve Aralık ayları net ücreti ise 1.421,84 TL’ye düşmektedir.

Bay (D)’nin, Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık ayları net ücreti 1.404,06 TL’nin altına düşmediğinden, Bay (D) ilave asgari geçim indiriminden yararlanamayacak ve kendisine Eylül ayı için net 1.467,49 TL, Ekim, Kasım ve Aralık ayları için net 1.421,84 TL ödenecektir.

Söz konusu Tebliğ aşağıdadır,

06 Aralık 2017 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 30262 

Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı)’ndan:

BİRİNCİ BÖLÜM

Amaç ve Yasal Düzenlemeler

Amaç

MADDE 1 – (1) Bu Tebliğin amacı, 2017 yılı Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık aylarındaki ücretlerde 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 103 üncü maddesinde yazılı tarife nedeniyle net ücretlerin 1.404,06 TL’nin altına düşmesi sonucu sadece 1.404,06 TL ile bunun altına düşen tutar arasındaki farkın ilave asgari geçim indirimi yoluyla telafisine yönelik olarak 5/12/2017 tarihli ve 30261 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 28/11/2017 tarihli ve 7061 sayılı Kanunla 193 sayılı Kanuna eklenen geçici 87 nci maddenin uygulamasına ilişkin açıklamaların yapılmasıdır.

Yasal düzenlemeler

MADDE 2 – (1) 7061 sayılı Kanunla 193 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici 87 nci madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 87 – 2017 yılı Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık aylarına ilişkin net ücretleri bu Kanunun 103 üncü maddesinde yazılı tarife nedeniyle 32 nci maddedeki esaslara göre sadece kendisi için asgari geçim indirimi hesaplanan asgari ücretlilere 2017 yılı Ocak ayına ilişkin ödenen net ücretin altında kalanlara, bu tutar ile 2017 yılı Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık aylarına ilişkin olarak aylık hesaplanan net ücreti arasındaki fark tutar, ücretlinin asgari geçim indirimine ayrıca ilave edilir. Bu fıkrada geçen net ücret, yasal kesintiler sonrası ücret tutarına asgari geçim indiriminin ilavesi sonucu oluşan ücreti ifade eder.

Bu Kanunun bu maddeye aykırı olan hükümleri 2017 yılı Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık ayları için uygulanmaz.

Bu maddenin yayımlandığı tarih itibarıyla birinci fıkrada yer alan dönemlere ilişkin olarak verilmiş olan muhtasar beyannamelerde beyan edilen ve birinci fıkra hükmü kapsamında ilave asgari geçim indirimi uygulanamaması nedeniyle çalışanlarca fazla ödenen vergiler, bunlara iade edilmek üzere, vergi sorumlularınca bu maddenin yayımı tarihinden sonra verilecek muhtasar beyannameler üzerinde hesaplanan vergiden mahsup edilmek suretiyle reddolunur.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar ile mahsup şeklini ve dönemini belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.”

(2) 193 sayılı Kanunun 32 nci maddesi aşağıdaki gibidir:

Asgarî geçim indirimi

Madde 32 – Ücretin gerçek usûlde vergilendirilmesinde asgarî geçim indirimi uygulanır.

Asgarî geçim indirimi; ücretin elde edildiği takvim yılı başında geçerli olan ve sanayi kesiminde çalışan 16 yaşından büyük işçiler için uygulanan asgarî ücretin yıllık brüt tutarının; mükellefin kendisi için % 50’si, çalışmayan ve herhangi bir geliri olmayan eşi için % 10’u, çocukların her biri için ayrı ayrı olmak üzere; ilk iki çocuk için % 7,5, üçüncü çocuk için % 10, diğer çocuklar için % 5’idir. Gelirin kısmî döneme ait olması halinde, ay kesirleri tam ay sayılmak suretiyle bu süreye isabet eden indirim tutarları esas alınır. Asgarî geçim indirimi, bu fıkraya göre belirlenen tutar ile 103 üncü maddedeki gelir vergisi tarifesinin birinci gelir dilimine uygulanan oranın çarpılmasıyla bulunan tutarın, hesaplanan vergiden mahsup edilmesi suretiyle uygulanır. Mahsup edilecek kısmın fazla olması halinde iade yapılmaz.

İndirimin uygulamasında “çocuk” tabiri, mükellefle birlikte oturan veya mükellef tarafından bakılan (nafaka verilenler, evlat edinilenler ile ana veya babasını kaybetmiş torunlardan mükellefle birlikte oturanlar dâhil) 18 yaşını veya tahsilde olup 25 yaşını doldurmamış çocukları, “eş” tabiri ise, aralarında yasal evlilik bağı bulunan kişileri ifade eder.

İndirim tutarının tespitinde mükellefin, gelirin elde edildiği tarihteki medenî hali ve aile durumu esas alınır. İndirim, yukarıdaki oranlara göre hesaplanan tutarları aşmamak kaydıyla, ücret geliri elde eden aile fertlerinden her biri için ayrı ayrı, çocuklar için eşlerden yalnızca birisinin gelirine uygulanır. Boşananlar için indirim tutarının hesabında, nafakasını sağladıkları çocuk sayısı dikkate alınır.

Ücretlerin vergilendirilmesinde asgari geçim indirimi uygulandıktan sonra, varsa teşvik amaçlı diğer indirim ve istisnalar dikkate alınır.

Bakanlar Kurulu, indirim konusu yapılacak toplam tutarın asgarî ücretin yıllık brüt tutarını aşmaması şartıyla ikinci fıkrada belirtilen asgarî geçim indirimi oranlarını artırmaya veya kanunî oranına kadar indirmeye yetkilidir.

Asgarî geçim indiriminin uygulama dönemleri ve mahsup şekli ile diğer hususlara ilişkin usûl ve esaslar Maliye Bakanlığınca belirlenir.”

(3) 4/12/2007 tarihli ve 26720 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Gelir Vergisi Genel Tebliği (Seri No: 265)nde asgari geçim indirimi uygulamasına ilişkin usul ve esaslar açıklanmıştır.

İKİNCİ BÖLÜM

Uygulama Esasları

Uygulamadan faydalanacaklar

MADDE 3 – (1) 2017 yılının Ocak ayından itibaren bekâr ve çocuksuz olan asgari ücretlilere 1.404,06 TL net ücret ödenmeye başlanmıştır.

(2) 2017 yılında asgari ücret tutarında yapılan artış nedeniyle 1.777,50 TL brüt asgari ücret geliri elde edenler ile 1.889,84 TL’ye kadar brüt ücret geliri olan hizmet erbabının da elde ettiği ücret gelirleri üzerinden ödemesi gereken gelir vergisi, 2017 yılının Eylül ayından itibaren 193 sayılı Kanunun 103 üncü maddesinde yer alan vergi tarifesinin ikinci dilimi de dikkate alınarak hesaplanmaktadır. Bu nedenle, söz konusu ücretlilerden bir kısmının eline geçen net ücret tutarı Eylül 2017 ayından itibaren 1.404,06 TL’nin altına düşmektedir.

(3) 7061 sayılı Kanunla 193 sayılı Kanuna eklenen geçici 87 nci maddede düzenlenen ilave asgari geçim indirimi uygulamasından, 2017 yılı Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık aylarına ilişkin net ücretleri 193 sayılı Kanunun 103 üncü maddesinde yazılı tarife nedeniyle 1.404,06 TL’nin altına düşen hizmet erbabı yararlanacaktır.

(4) Gelir vergisi tarifesi nedeniyle ücretlerinde düşüş olsa dahi net ücretleri 1.404,06 TL’nin altına düşmeyenler bu uygulamadan yararlanamayacaklardır.

(5) Hizmet erbabının, ücret aldığı dönemde işe başlaması veya işten ayrılması, ücretsiz izin ve benzeri nedenlerle net ücretinin 1.404,06 TL’nin altına düşmesi durumunda ilave asgari geçim indirimi uygulanmayacaktır.

(6) Bu Tebliğin uygulamasında net ücret, yasal kesintiler sonrası ücret tutarına asgari geçim indiriminin ilavesi sonucu oluşan ücreti ifade etmektedir.

Uygulama esasları

MADDE 4 – (1) 193 sayılı Kanunun 103 üncü maddesinde yazılı tarife nedeniyle 2017 yılı Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık aylarına ilişkin net ücretleri 1.404,06 TL’nin altına düşen hizmet erbabının ücretleri ilave asgari geçim indirimi ile 1.404,06 TL’ye tamamlanacaktır.

(2) 193 sayılı Kanunun 32 nci maddesinde yer alan esaslara göre sadece kendisi için asgari geçim indirimi hesaplanan asgari ücretlilere 2017 yılı Ocak ayına ilişkin ödenen net ücret 1.404,06 TL’dir. Ödenen 1.404,06 TL ile 2017 yılı Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık aylarına ilişkin olarak aylık hesaplanan net ücret arasındaki fark tutar, Gelir Vergisi Genel Tebliği (Seri No: 265)’nde belirtilen esaslara göre düzenlenen “Asgari Geçim İndirimi Bordrosu”nda hesaplanan asgari geçim indirimine ayrıca ilave edilecektir.

(3) Asgari geçim indirimi bordrosunda yer alan ilave tutar dahil toplam asgari geçim indirimi tutarı, ücret ödemesinin yapıldığı döneme ilişkin ücret bordrosunun “Asgari Geçim İndirimi” satırına aktarılacaktır.

(4) İkinci fıkrada belirtilen esaslara göre, 2017 yılı Eylül ve Ekim ayları için hesaplanan ve ilave asgari geçim indiriminden faydalanılmamış olan fark tutarlar, ücretlinin Kasım ayına ait Asgari Geçim İndirimi Bordrosunda yer alan asgari geçim indirimine eklenmek suretiyle mahsup edilecektir. Bu suretle mahsup edilemeyen bir tutarın kalması halinde kalan bu tutar, daha sonraki aylarda verilecek muhtasar beyannameler üzerinde yukarıda açıklanan esaslar çerçevesinde mahsup edilecek olup söz konusu dönemlere ait muhtasar beyannameler için bu nedenle düzeltme yapılmayacaktır.

(5) İlave asgari geçim indirimi tutarının mahsup işleminin yapılabilmesi için, söz konusu tutarların ücretlilere ödenmiş olması gerekmektedir.

(6) Asgari geçim indiriminin toplamı, ücretlinin o aydaki ücretinden kesilen gelir vergisinden fazla olamayacaktır.

(7) Asgari geçim indiriminin hesaplanması ve uygulanmasına ilişkin olarak bu Tebliğde yer almayan hususlar hakkında Gelir Vergisi Genel Tebliği (Seri No: 265)’nde yer alan açıklamalar dikkate alınacaktır.

ÖRNEK 1: Bekâr ve çocuksuz olan hizmet erbabı Bay (A)’nın 2017 yılı Ocak ayında asgari geçim indirimi dâhil net ücreti 1.404,06 TL’dir.

193 sayılı Kanunun 103 üncü maddesinde yer alan vergi tarifesi nedeniyle Bay (A)’nın, 2017 yılı Eylül ayı net ücreti 1.374,17 TL’ye, Ekim, Kasım ve Aralık ayları net ücreti ise 1.328,52 TL’ye düşmektedir.

Bay (A)’nın işvereni (T) A.Ş. 2017 yılı Eylül ve Ekim aylarına ilişkin muhtasar beyannamelerini kanuni süresinde vermiştir. Dolayısıyla Bay (A) için Eylül ve Ekim aylarında ilave asgari geçim indirimi uygulanamamıştır.

Bu durumda, işveren (T) A.Ş. Bay (A)’nın; Eylül ayı için hesaplanan 29,89 TL, Ekim ayı için hesaplanan 75,54 TL ilave asgari geçim indirimi tutarı toplamı olan (29,89+75,54=) 105,43 TL’yi, 2017 yılı Kasım ayındaki (75,54 TL) ilave asgari geçim indirimi ile birlikte, Kasım ayı için 2017 yılı Aralık ayında vereceği muhtasar beyanname üzerinde mahsup edecektir.

Buna göre, Bay (A)’nın ilave asgari geçim indirimi tutarları dâhil, Kasım ayında yararlanacağı asgari geçim indirimi tutarı toplamı (Eylül ayı için 29,89 TL, Ekim ayı için 75,54 TL, Kasım ayı için 75,54 TL ilave asgari geçim indirimi ile Kasım ayı için normal asgari geçim indirimi 133,31 TL) 314,28 TL dirAncak, bu dönemde Bay (A) için hesaplanan gelir vergisi 302,17 TL olduğundan, asgari geçim indirimi tutarı da ödenmesi gereken vergiden fazla olamayacağından, bu hizmet erbabına asgari geçim indirimi olarak ödenecek tutar en fazla 302,17 TL olacaktır. Bay (A) adına 2017 yılı Kasım ayı için hesaplanan vergi tutarının yetersizliği nedeniyle yararlanılamayan (314,28-302,17=) 12,11 TL asgari geçim indirimi ise daha sonraki dönem için verilecek muhtasar beyannamede mahsup edilecektir.

Böylece, örneğimizdeki hizmet erbabının, 2017 yılı Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık aylarında vergi tarifesinin ikinci dilimine girmesinden kaynaklanan kaybı, ilave asgari geçim indirimi yoluyla telafi edilecek ve kendisine söz konusu aylar için 1.404,06 TL ödenecektir.

ÖRNEK 2: Evli, eşi ücretli olarak çalışan çocuksuz Bayan (C), 1.860 TL brüt ücret almaktadır. Bayan (C)’nin2017 yılı Ocak ayında asgari geçim indirimi dâhil net ücreti 1.463,04 TL’dir. 193 sayılı Kanunun 103 üncü maddesinde yer alan vergi tarifesi nedeniyle Eylül ayı net ücreti 1.401,59 TL’ye, Ekim ayı net ücreti ise 1.383,99 TL’ye düştüğünden Eylül ayı için (1.404,06-1.401,59=) 2,47 TL, Ekim ayı için de (1.404,06 -1.383,99=) 20,07 TL’lik fark ücretlinin asgari geçim indirimine ilave edilecek, böylelikle Bayan (C)’nin 2017 yılı Eylül ve Ekim ayları net ücreti 1.404,06 TL’nin altına düşmeyecektir. Ayrıca, bu hizmet erbabına Kasım ve Aralık aylarında da ilave asgari geçim indirimi ödenecektir.

ÖRNEK 3: Bay (D) asgari ücretle çalışmaktadır. Bay (D) evli ve 3 çocuklu olup eşi çalışmamaktadır.

Bay (D)’nin 2017 yılı Ocak ayında asgari geçim indirimi dâhil net ücreti 1.497,38 TL’dir. 193 sayılı Kanunun 103 üncü maddesinde yer alan vergi tarifesi nedeniyle, Bay (D)’nin Eylül ayı net ücreti 1.467,49 TL’ye Ekim, Kasım ve Aralık ayları net ücreti ise 1.421,84 TL’ye düşmektedir.

Bay (D)’nin, Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık ayları net ücreti 1.404,06 TL’nin altına düşmediğinden, Bay (D) ilave asgari geçim indiriminden yararlanamayacak ve kendisine Eylül ayı için net 1.467,49 TL, Ekim, Kasım ve Aralık ayları için net 1.421,84 TL ödenecektir.

Yürürlük

MADDE 5 – (1) Bu Tebliğ 1/9/2017 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE 6 – (1) Bu Tebliğ hükümlerini Maliye Bakanı yürütür.

4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu kapsamında işsizlik ödeneği ödemeleri bugüne kadar her ayın sonunda aylık olarak gerçekleştirilmiştir.

5/12/2017 tarihli ve 30261 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7061 sayılı Kanun ile İşsizlik Sigortası Kanununun ödeme esaslarını düzenleyen 50’nci maddesinde değişiklik yapılmış ve ödemelerin, her ayın beşinde aylık olarak ödeneceği hüküm altına alınmıştır.

Bu kapsamda; 2017 yılı Aralık ayına ilişkin işsizlik ödeneği ödemeleri 5/1/2018 tarihinde yapılacak olup, sonraki dönemlerde de ödemeler her ayın 5’inde gerçekleştirilecektir.

4447 sayılı Kanunun ek 1’inci maddesi kapsamında yapılan ücret garanti fonu ödemeleri, ek 2’nci maddesi kapsamında yapılan kısa çalışma ödeneği ödemeleri, ek 5’inci maddesi kapsamında yapılan yarım çalışma ödeneği ödemeleri ile 4046 sayılı Özelleştirme Kanununun 21’inci maddesi kapsamında yapılan iş kaybı tazminatı ödemeleri ise ayın sonunda ödenmeye devam edilecektir.

Kamuoyunun Bilgilerine Saygılarımızla Duyurulur.

Çarşamba, 06 Aralık 2017 09:26

Yılsonu Vergi Uyarıları

- Sermaye artırım işlemlerini tamamlayın

Nakit sermaye artışında faiz indirimi önemli bir teşvik.
Sermaye artırımı öncesinde sermaye avansı alınması durumunda, bu tutarın faiz indiriminde dikkate alınabilmesi için, banka hesabına yatırıldığı tarihin içinde bulunduğu hesap döneminin sonuna kadar, sermaye artırımına ilişkin kararın ticaret siciline tescil ettirilmesi gerekiyor. Sermaye artırımında faiz indirimi bir kerelik bir işlem değil. İleriki yıllarda da indirime devam ediliyor. Dolayısıyla, varsa bu olanağın kaybedilmemesi için, 2017 yılında ödenen sermaye avanslarının sermayeye eklenmesi işlemlerinin yılsonuna kadar tamamlanmasına çalışılmalı.

- Yurtdışı inşaat işlerinden sağlanan kazançlar için kayıtları unutmayın

Yurt dışında yapılan inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerden sağlanarak Türkiye’de genel sonuç hesaplarına aktarılan kazançlar kurumlar vergisinden istisna. İstisnadan yararlanmak için, yurt dışında yapılan bu işlerden sağlanan kazançların Türkiye’ye getirilmesi zorunluluğu yok. Ancak kazancın Türkiye’de genel sonuç hesaplarına intikal ettirilmesi gerekiyor. Yılsonu itibariyle işlemin yapılması unutulmamalı.

- Yurt dışı iştirak ve şube kazançları istisnası için transferi unutmayın

Yurt dışı iştirak ve şube kazançları, belli koşullarla kurumlar vergisinden istisna. İstisnadan yararlanmanın koşullarından birisi de kazancın kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihe kadar Türkiye’ye transfer edilmesi. Transfer edilen paranın tasarrufuyla ilgili bir sınırlama yok. Önerim, işlemi ertelemeyin, yılın başında koşulu sağlayın.

- Taşınmaz ve iştirak hissesi satış kazancını fona almayı unutmayın

Taşınmaz ve iştirak hissesi satışından elde edilen kazançların %75’i belli koşullar çerçevesinde kurumlar vergisinden istisna. Yasa gereği, satıştan elde edilen kazancın istisnadan yararlanan kısmının, pasifte özel bir fon hesabına alınması, bu işlemin de beyannamenin verildiği tarihe kadar yapılması gerekiyor. Sürenin uzun olması bazen ihmali de beraberinde getiriyor ve basit bir muhasebe işlemi ciddi sonuçlar doğurabiliyor. Önerim, 2018 yılı defterlerinde ilk yapılacak kayıtlardan birisi bu olmalı, istisna kazanç tutarı özel bir fon hesabına alınmalı.

- Şüpheli alacaklar için ilgili yılda karşılık ayırın, işi mahkemeye bırakmayın

Şüpheli alacak karşılığının ne zaman ayrılabileceği konusu açık değil. Gelir İdaresi alacak şüpheli hale geldiği yıl karşılık ayırabilirsiniz, sonraki yıllarda mümkün değil diyor. Son yıllarda verilen bazı yargı kararlarında, alacağın şüpheli hale geldiği yıl karşılık ayrılmadıysa, şüpheli olma durumu devam ediyorsa, sonraki yıllarda da ayrılabilir diyor. Ancak İdarenin görüşü paralelinde de çok sayıda karar var.

Önerim, siz bu tartışmaya mümkünse girmeyin, 2017 yılında şüpheli hale gelen alacaklarınız için bu yıl karşılık ayırın. İşi mahkemeye bırakmayın.

- Amortisman ayırmaya zamanında başlayın

Amortisman süresi, varlığın aktife girdiği yıldan başlıyor. Amortisman ayırmaya başlamak için varlığın fiilen kullanılmaya başlaması gerekmiyor. Yıl sonu itibariyle, özellikle işletmede inşa edilen veya üretilen amortismana tabi varlıkların üretim veya inşa süreci bitmişse, ilgili hesaba alınması ve amortisman uygulamasına başlanması unutulmamalı. Aksi halde bir yıllık amortisman ayırma olanağının kaybedilmesi riski doğabilir.

- Amortisman ayırma hakkını kaybetmeyin

Vergi Usul Kanunu, her yılın amortismanının ancak o yıla ait değerlemede dikkate alınacağını, her hangi bir yıl amortisman ayrılmamasının veya düşük oranda ayrılmasının amortisman süresini uzatmayacağını öngörüyor. Bu düzenleme, amortisman ayrılmamışsa veya eksik ayrılmışsa, ilgili yıl beyannamesinin düzeltilemeyeceğini söylemese de, bu durum genel olarak vergi hatası olarak görülmüyor ve düzeltme yapılmıyor. Dolayısıyla ayrılmayan amortisman ancak varlık elden çıkartıldığında giderleştirilebiliyor. Hak kaybına uğramamak için, amortismana tabi varlıkların amortismanlarının tam ve doğru olarak ayrıldığından ve giderleştirildiğinden emin olun.

- Amortisman ayırma yöntemini doğru seçin

Amortisman ayırma yöntemi, bazı varlıkların amortismanı hariç, serbestçe belirlenebiliyor. Azalan bakiyeler usulünü seçenlerin, normal amortisman yöntemine geçmesi mümkün. Tersi ise mümkün değil. Dolayısıyla, yeni aktife giren varlıklar için amortisman usulünün doğru seçilmesi önemli.

- Defter tasdiklerini unutmayın

Yasal defterlerin tasdiklerinin zamanında yapılması hem vergi hukuku hem de ticaret hukuku açısından önemli. Tasdik işlemlerinin yapılmaması, vergi uygulamaları açısından usulsüzlük cezaları yanında, gider ve katma değer vergisi indirimiyle ilgili riskler doğurabilir. Tasdik işlemlerinin yaptırılmaması, ticaret hukuku açısından ise idari para cezası kesilmesini gerektiren bir fiil.

Dolayısıyla, önümüzdeki yıl için kullanılacak defterlerin Aralık ayı sonuna kadar tasdik işlemlerinin yapılması unutulmamalı. Elektronik defter tutanlar için hesap döneminin ilk ayının beratının alınması açılış onayı, son ayının beratının alınması ise kapanış onayı yerine geçiyor.

Ancak bu durum sadece yevmiye defteri ve defteri kebir için söz konusu. Elektronik defter tutuyorsanız, bu iki defter dışındaki defterlerinizi, örneğin envanter defterinizi bu ayın sonuna kadar tasdik ettirmeyi unutmayın. Recep Bıyık

https://www.dunya.com/kose-yazisi/yilsonu-vergi-uyarilari/393347

27/01/2014 Tarihinde bir mağduriyeti dile getirmiş,bu mağduriyetin çözülmesi gerektiğini savunmuştuk.

Bu kadar basit bir mağduriyet anlaşılmayan kafalar tarafından çözülmezliğe itilmiş idi.Mağdur aileler dul,yetimler ve hak sahipleri bunun çözümünü isterken çözümsüzlük üreten kafalar çözülmesin diye çaba sarf ediyor idi.

EMEKLİLİK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ OYUNU BOZDU

SGK Dinamik Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğüne bu şikayetler sıklıkla gidiyor,kurum açılacak davalarla kayıplar başlayacak idi,işin başındaki etkin ismin ,başkanlığı ve hukuk servisi ile etkin çalışması sonucu bu güzel düzenleme SSİY hayata geçirildi.

Bürokratın bu şekilde vatandaş lehine çalışması da SGK alkışlamamız anlamına gelir.

Buraya nereden geldik:

“Mesleki Risk” anlamında Kısa Vadeli Sigorta Kolları Mülga 506 sayılı Kanununda Hizmet akdi ile çalışanları koruma kalkanına almıştır.

Mülga 506 sayılı Kanun'da İşkazasının Tanımı :

506 Sayılı Kanunun 11 inci maddesinin (A) bendinde, İşkazası; aşağıda yazılı hal ve durumlardan birinde meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan “bedence” veya “ruhça” arızaya uğratan “olay” olarak tanımlanmış bulunmaktadır.

  1. Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,
  2. İşveren tarafından yürütülmekte olan iş dolayısıyla,
  3. Sigortalının, işveren tarafından görev ile başka bir yere gönderilmesi yüzünden asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda,
  4. Emzikli kadın sigortalının çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,
  5. Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere toplu olarak götürülüp getirilmeleri sırasında, 

Madde metninin tetkikinden anlaşılacağı gibi, bir olayın, işkazası sayılabilmesi için, yukarıda (a), (b), (c), (d) ve (e) fıkralarında belirtilen hal ve durumlardan birinde meydana gelmesi ve sigortalıyı hemen veya sonradan “bedence” veya “ruhça” arızaya uğratması gerekmektedir.

SÜREKLİ İŞ GÖREMEZLİK GELİRİ

Kurum, iş kazası geçiren veya meslek hastalığına tutulan sigortalıya, sağlığını yeniden kazanması için gerekli sağlık yardımlarını yapmak ve tedavi süresince geçici iş göremezlik ödeneği vermekle yükümlüdür.  Sağlık yardımı ve tedavi sonunda, şayet sigortalının geçici iş göremezlik durumu düzelip çalışma gücü yeniden kazanılmamışsa, sürekli iş göremez duruma düşen bu sigortalıya sürekli iş göremezlik geliri bağlanır.

Sürekli iş göremezlik iki şekildedir:

Tam iş göremezlik, sigortalının mesleğinde hiç çalışamaması hali olup, bu durum sigortalının meslekte kazanma gücünü % 100 kaybettiğini gösterir.

Kısmi iş göremezlik, sigortalının mesleğinde kazanma gücünü kısmen kaybetme halidir. En az % 10, en fazla % 99,99’unun yitirildiğini gösterir.

ÖLÜM GELİRİ

Ölüm geliri, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölen sigortalının geride kalan hak sahiplerine iş kazası veya meslek hastalıkları sigortasından sağlanan yardımlardan birisidir.

İş kazaları ile meslek hastalıkları sigortasından hak sahiplerine ölüm geliri bağlanmasında, iki koşuldan birinin gerçekleşmesi yeterlidir. Bunlardan biri sigortalının iş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölmesi; diğeri ise sürekli iş göremezlik geliri almakta iken ölen sigortalının meslekte kazanma gücündeki kayıp oranının en az % 50 olmasıdır.

Özetler isek;

1 Ekim 2008’den önce iş kazası ve meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünün yüzde 50 ve daha fazlasını kaybettiği için sürekli işgöremezlik geliri bağlananların ölümü halinde eş ve çocuklarına ölüm gelir bağlanırken, yüzde 50’den daha azını kaybettiği için sürekli işgöremezlik gelirine hak kazananların geçirdiği iş kazası veya tutulduğu meslek hastalığına bağlı olmayan sebeplerden ölümleri halinde eş ve çocuklarına,ana ve babalarına ölüm geliri bağlanmıyor.

5510 SS ve GSS KANUNUNDA OLUMLU DÜZENLEME VARDI

5510 sayılı Kanun’da Ekim 2008 sonrası vefat edenlere ise yapılan yeni düzenleme ile bu hak konusunda gelir bağlanmasında ve cenaze ödeneği verilmesinde yeni dir düzenlemeye yer verilmiştir.

5510/20’inci Maddesinde;

İş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünü % 50 oranının altında kaybetmesi nedeniyle sürekli  iş göremezlik geliri bağlanmış iken ölenlerin, ölümün iş kazası veya meslek hastalığına bağlı olmaması halinde sigortalının almakta olduğu sürekli iş göremezlik geliri, 5510/34 üncü madde hükümlerine göre hak sahiplerine gelir olarak bağlanır.

Cenaze ödeneği;

İş kazası veya meslek hastalığı sonucu veya sürekli iş göremezlik geliri, malûllük, vazife malûllüğü veya yaşlılık aylığı almakta iken veya kendisi için en az 360 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortası primi bildirilmiş olup da ölen sigortalının hak sahiplerine Kurum Yönetim Kurulunca belirlenip Bakan tarafından onaylanan tarife üzerinden cenaze ödeneği ödenir.

Bu konuda pozitif anlamda bir düzenleme yapılmasına rağmen ,Ekim 2008 öncesi vefat edenlerin hak sahiplerine bu konuda bir düzenleme yapılmamasından dolayı mağdur olmuşlardır.

05/12/2017 TARİHİNDE MAĞDURİYET SONA ERDİ

Yapılan düzenleme 5/12/2017 tarihinden itibaren yürürlüğe girmiştir.

Sürekli iş göremezlik derecesi % 50’nin altında olup ölüm geliri bağlanamayanlar

GEÇİCİ MADDE 36 – (1) İş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünü % 50 oranının altında kaybetmesi nedeniyle sürekli iş göremezlik geliri bağlanmış iken, Kanunun yürürlük tarihinden önce ölen ve ölümün iş kazası veya meslek hastalığına bağlı olmaması nedeniyle hak sahiplerine ölüm geliri bağlanmamış sigortalıların almakta olduğu sürekli iş göremezlik gelirinin, Kanunun yürürlük tarihine kadar aylık artışlarıyla güncellenmiş tutarı, Kanunun 34 üncü ve 97 nci maddesi hükümlerine göre hak sahiplerine gelir olarak bağlanır.”

Kısaca  2018 yılına sayılı günler kala bu hakkın tesis edilmesinde emeği geçenleri tebrik ederim. Vedat İlki

https://alitezel.com.tr/index.php?sid=yazi&id=8973

Çalışma hayatını düzenleyen kanunların uygulanmasını sağlamak ve gerekli denetim mekanizmalarını geliştirmek devletin görevlerinden biridir. Buna göre Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı adına teftiş ve denetleme yetkisi iş müfettişlerine verilmiştir.

Teftiş, denetleme ve incelemeler sırasında işverenler, işçiler ve bu işle ilgili görülen başka kişiler iş müfettişleri tarafından çağrıldıkları zaman gelmek, ifade ve bilgi vermek, gerekli olan belge ve delilleri getirip göstermek ve vermekle yükümlüdürler. İş müfettişlerinin görevlerini yapmaları için kendilerine her çeşit kolaylığı göstermek, bu yoldaki isteklerini geciktirmeksizin yerine getirmekle yükümlüdürler. Bu yükümlülüklerini yerine getirmeyenler hakkında 2017 yılı için 14 bin 702 TL idari para cezası uygulanmaktadır. İş müfettişleri kendilerine ait planlı denetimler haricinde işçi şikayetlerini dikkate alarakta işyerinde İşçinin adı gizli kalmak kaydıyla sadece şikâyete konu olan hususlara ilişkin denetim yapabilmektedir.

25 Ekim 2017 tarihinde Resmî Gazet'ede yayımlanan 7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu ile yapılan düzenlemeyle iş müfettişlerinin yetkisi sınırlandırılmıştır.

Buna göre Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlükleri personelinin “iş sözleşmesi fiilen sona eren işçilerin” kanundan, iş ve toplu iş sözleşmesinden doğan bireysel alacaklarına ilişkin şikayetleri inceleme yetkisi kaldırılmıştır. İş sözleşmesi devam eden işçiler bakımından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın iş müfettişleri eliyle denetim ve teftiş yetkisi devam etmekte; ancak iş sözleşmesi fiilen sona eren işçiler ise iş müfettişleri tarafından herhangi bir teftiş yapılmayacak, iş sözleşmesi fiilen sona eren bu işçiler doğrudan arabulucuya başvuracaklardır.

25 Ekim 2017 tarihi itibariyle iş sözleşmesi sona eren işçilerin Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlükleri’ne yapacakları şikayetler artık yetkisizlik nedeniyle incelemeye konu edilmeyecektir. Bu konuda Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlükleri’nin iş sözleşmesi fiilen sona eren işçilerin şikayetleri incelenmeyecek ve bu konuda işveren veya işveren vekillerine idari para cezası uygulanmayacaktır.

Ayrıca iş sözleşmesi sona eren işçi şikayetlerine karşı davet edilen işverenlerin gelmemesi üzerine idari para cezası da uygulanmayacaktır. İş müfettişlerinin bu şekilde inceleme yetkisinde yapılan düzenleme 25 Ekim 2017 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiş bulunmaktadır. 25 Ekim 2017 tarihi öncesinde yapılan şikayetlerin ne olacağı hususunda ayrıca düzenleme yapılmamıştır.

Dolayısıyla 25 Ekim 2017 tarihi öncesinde iş sözleşmesi sona eren işçilerin yapmış oldukları ancak henüz inceleme konusu edilmemiş veya incelemesi tamamlanmamış şikayetler için de Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlükleri tarafından yetkisizlik karar verilecektir.

Sonuç olarak, işçi ve işveren arasında iş barışını temin etmek ve işçinin haklarına daha kolay ulaşmasını sağlayacak arabuluculuk kurumu çalışma hayatında ciddi bir yenilik katacaktır. İbrahim Işıklı

https://www.dunya.com/kose-yazisi/isci-sikayetlerindeki-degisikliklere-dikkat/393373

Çarşamba, 06 Aralık 2017 09:06

Taşeron Kararı Açıklandı

Toplamda 900 bin çalışanımızı ilgilendiriyor. Aileleriyle birlikte 4-5 milyon kişiyi ilgilendiriyor. Tam kadro alan kardeşlerimiz 450 bin kişilik, merkezi yönetim kapsamında genel bütçe ile düzenlediğimiz kamu kuruluşlarında çalışanlar. Denetleyici kurumlar var burada. Özel bütçeli meclis gibi kuruluşlar söz konusu. İş Kur gibi SGK gibi burada çalışan 450 bin kardeşimiz ama sız fakatsız şartsız direkt 657 sayılı devlet memuru kanunu olan 4/D statüsü ile olacaklar.

İkinci aşamada belediyede ve il özel idarelerindeki iktisadi teşekkülerde 400 bin kişi istihdam edilecek. Halihazırda bu şekilde çalışan 100 bin işçimiz var.  Üçüncü aşamada ise geçici ve mevsimlik işçiler var... Buradaki kardeşlerimiz 5 ay çalışıyorlardı. Yeni düzenlemeyle 4 ay 29 gün daha çalışma imkanı sunuyoruz. Yani 9 ay 29 gün çalışmış olacaklar.

Çalışanlarımızın her şeyini düşündük. En ufak bir mağduriyet olmasın, mevcut durumdan geriye gidilmesin diye çalıştık. Artık taşeron firmalarında çalışmak istemiyoruz. Geleceğimize güvenle bakmak istiyoruz. Evimize ekmek götürme yarın herhangi bir işten çıkarma ile karşılaşır mıyız tedirginliğini istemiyorum. Bundan sonra taşeronla ilgili personel alımına ilişkin ilaveler gerçekleştirilmeyecek. Bizim sözümüz bu sene bitmeden bu işi nihayete erdirmekti. Resmi gazetede yayımlanarak uygulamaya koyarız.

"İşçiler mevcut maaşlarıyla kadroya alınacaklar"

Çalışanların kazanmış oldukları kıdemlerini bir kenare koymadık. Yıllık izinler vs. en son çalışmış oldukları şirketlerindeki kıdemleri dikkate alınacak. Maaş konusunda da biz mevcut maaşları ile birlikte geçişlerini sağlıyoruz. Ayrıca kamuya geçen işçilerimizie 52 günlük ilave tediye ücret de eklenmiş olacak. Geçişi sağlanan işçilerin bulundukları yerde çalışacaklar. Tayin hakları olmayacak ve devamlılık esasına göre çalışacaklar. 

https://www.cnnturk.com/ekonomi/turkiye/bakan-sarieroglundan-cnn-turke-ozel-aciklamalar

Danıştay 4. Daire,
E: 2012/6717,
K: 2015/86
İşi Bırakmış «Addedilen»

Mükellef Hakkında Beyanname Vermeme Nedeniyle «Özel Usulsüzlük Cezası» kesilemez.

Davacı, İşi Bırakmasına Rağmen Vergi Dairesine Bildirimde Bulunmamıştır.

• İdare, 2009 Yılı Beyanlarını Elektronik Ortamda İletmediği Gerekçesiyle Özel Usulsüzlük Cezaları Düzenlemiştir.
• İstanbul 10. Vergi Mahkemesi, Mükellefiyeti Devam Ettiği Görülen Davacının Yükümlülüğünü Yerine Getirmediği Gerekçesiyle Cezayı Azaltarak İşlemi Tasdik Etmiştir.
• Her İki Taraf Temyize Gitmiştir.

Danıştay 4. Daire,
• VUK 160. Maddede Bilinen Adreslerinde Bulunamayan Ve Başkaca Adreste De Faaliyette Bulunduğu Tespit Edilemeyen Mükelleflerin Vergi Dairesince «Resen Terk» İşlemi Uygulayacağının Açık Olduğuna Karar Vermiştir.
• Davacı Adına Yapılan 2005, 2008 Ve 2009 Yıllarındaki Yoklamalarda Bilinen Adreslerinde Bulunamadığının Tespit Edildiği Anlaşılmaktadır.
• Bu Durumda, Mükellefiyetin Resen Terk Edilmesi Nedeniyle Elektronik Ortamda Beyanname Vermeme Nedeniyle Kesilen Ceza Yasaya Uygun Olmadığından “İptal”
Edilmesi Gerekmektedir.

Yargı Kararlarının Karara Konu İşlemin Gerçekleştiği, Karara Konu Hukuki İhtilafın Bulunduğu Döneme İlişkin Mevzuat Dikkate Alınarak Değerlendirilmesi ve İçtihat Değişikliklerinin Dikkate Alınması Önerilmektedir. Ali Çakmakçı http://taxauditingymm.com/

limited şirkete müdür ataması, şirketin genel kurulu tarafından ortaklar arasından veya ortak olmayan bir kimse müdür olarak atanabilir. Şirket tek ortaklı bir limited şirket ise, dışarıdan müdür atanacaksa bunun yanı sıra tek ortağın da müdür olarak eş zamanlı atanması gerekmektedir.[1]

Müdür ataması ile ilgili ticaret siciline bir dilekçe ile ekinde bazı evraklarla bu müdür atamasın tescili talep edilecektir. Dilekçe ekinde genel kurul kararı, noter onaylı 2 nüshası ve varsa vekaletname örnekleri ve ayrıca tanzim edilmiş varsa hazirun cetveli eklenmelidir.[2]

Öte yandan, müdürler kurulunda tüzel kişi üye var ise, görev ve yetki dağılımında tüzel kişi üyenin unvanı belirtilmelidir. Bunun dışında ayrıca kararda, tüzel kişi müdür ile birlikte, tüzel kişi tarafından ve tüzel kişi adına belirlene gerçek kişinin adı, soyadı, adresi, TC no, yabancı uyruklu ise vergi no veya yabancılara ait kimlik no belirtilmelidir. Tüzel kişi adına yabancı uyruklu bir gerçek kişi saptanmış ve bu yabancı uyruklu gerçek kişinin de konut adresi Türkiye’de ise, ikamet tezkeresi eklenecektir.[3]

Öte yandan, bütün ortakların toplantıya katılmadığı durumlarda ise, çağrı şöyle yapılabilir: genel kurul, müdürler tarafından, toplantı tarihinden en az 15 gün önce toplantıya davet edilir. Şirket ana sözleşmesi, bu süreyi uzatabilir veya 10 güne kadar kısaltabilir. Genel kurul toplantıya, esas sözleşmede gösterilen şekilde, gerekiyorsa şirketin internet sitesinde mutlaka Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlanan ilanla çağrılır. Pay sahipliğini ispatlayıcı belge vererek adreslerini bildiren pay sahiplerine, toplantı günü ile gündem ve ilanın çıktığı veya çıkacağı gazeteler, iadeli taahhütlü mektupla bildirilir.

Buna göre, tüm ortakların toplantıya katılmadığı hallerde tescil müracaatına, davet ilanına ait Ticaret Sicil Gazetesi sureti ila iadeli taahhütlü bildirime ait belgeler eklenmelidir. Ayrıca, şirketin ana sözleşmesinde “özel çağrı usulü” var ise bu usule ilişkin belgeler de eklenmelidir.

Sonuç olarak, müdür ataması ile ilgili olarak; atanan müdürün   şirket unvanı altında imza beyannamesi ve ayrıca müdürlerin ortaklar dışından tayin edilmesi durumunda hariçten yetkilendirilen müdürün görev kabul imza beyanı ve noter onaylı belgesi eklenmelidir.[4] Atanan müdürün TC yurttaşı ise, kimlik numarası, ikametgah bilgileri, atanan müdürün yabancı uyruklu olması durumunda ise onaylı pasaport örneği, ikametgahı, Türkiye’de olan yabancı uyruklular için ise ikametgah tezkeresi eklenecektir. Nazlı Gaye Alpaslan

http://www.hurses.com.tr/Haber-Limited_sirketlerde_mudur_atamasi_istifasi_ve_azli-15604.htm


[1] ALPASLAN Mustafa, “Limited Şirketlerde Müdür Değiştirilmesi”, www.muhasebetr.com, 20.05.2013

[2] Ayrıntılı açıklamalar için bkz. ÖRNEK Nurten, Anonim ve Limited Şirketler Rehberi, Muhasebetr Yayınları, Ankara, Mayıs 2013, s.553.

[3] Ayrıntılı açıklamalar için bkz. ÖNCÜ Ekrem – ŞAHİN Taylan – BAYCAN U.Baran, Türk Ticaret Kanunu, DKR Yayınları, İstanbul, Ağustos 2012, 1. Baskı, s.344

[4] 18 yaşından küçük şirket ortağının anne ve babasının ya da anne veya babadan herhangi birinin şirkete ortak olarak girmesi halinde reşit olmayan ortak için mahkemeden alınmış kayyum kararı eklenmelidir.

Salı, 05 Aralık 2017 09:38

Doğum Sonrası Kadınların Hakları

Kadınların, ulusal ve uluslararası mevzuattan kaynaklanan  bir çok hakları var. Mevcut haklara ilave olarak son yıllarda özellikle çalışan kadınlara yönelik değişik haklar getiren önemli düzenlemeler yapıldı. Bu düzenlemelerin başında doğum yapan kadınlara yönelik getirilen yarım çalışma ödeneği ve  partime/kısmi süreli çalışma sistemi gelmektedir.   Doğum yapankadınların  doğum iznini, ücretsiz izinlerini, yarım çalışma ödeneğini, part-time(kısmi süreli) çalışmayı, geçici iş göremezlik  ve emzirme ödeneğini haklarını açıklayalım.

Doğum izni 

Kadın işçilere doğumdan önce 8 ve doğumdan sonra 8 hafta olmak üzere toplam 16 haftalık doğum izni verilir. Bu süreler içinde kadın işçi çalıştırılamaz. Çoğul gebelik halinde doğumdan önce çalıştırılmayacak sekiz haftalık süreye iki hafta süre eklenir. Gebe işçinin sağlık durumu uygun olduğu takdirde, doktorun onayı ile kadın işçi isterse doğumdan önceki üç haftaya kadar işyerinde çalışabilir. Bu durumda, kadın işçinin çalıştığı süreler doğum sonrası sürelere eklenir.

Ücretsiz izin 

Doğum yapan kadın işçilere doğum izninin bitim tarihinden  sonra  6 ay ücretsiz veriliyor. Bu izin doğum yapan kadın işçinin talebi üzerine veriliyor. Talep halinde verilmesi zorunlu.

Yarım çalışma ödeneği 

Doğumdan önce 8 hafta ve doğumdan sonra 8 hafta olmak üzere toplam 16 haftalık(çoğul gebelikte 18 haftalık) sürenin bitiminden itibaren  kadın işçilere istekleri halinde; 

- Birinci doğumda 60 gün, 

- İkinci doğumda 120 gün, 

- Sonraki doğumlarda ise 180 gün, 

Devlet tarafından  yarım çalışma ödeneği ödenecek. Yarım ücretin günlük tutarı asgari ücret kadar olacak.  

Geçici iş göremezlik  

Doğum yapan işçiye geçici iş göremezlik ödeneği ödenebilmesi için; 

- İstirahatın başladığı tarihte sigortalılık niteliğinin sona ermemesi, 

- Doğumdan önceki 1 yıl içinde en az 90 gün kısa vadeli sigorta primi bildirilmiş olması, 

- Bu süre içinde işyerinde çalışmamış olması, 

- Doğum olayının gerçekleşmiş olması, gerekmektedir. 

Buna göre, doğum öncesi 8 (7 x 8 = 56 gün) veya çoğul gebelik halinde 10 (7 x 10 = 70 gün) haftalık istirahata ayrılan veya 3 hafta kalıncaya kadar çalışabileceğine dair rapor alan ancak daha önce erken doğum yapan kadın sigortalıya doğum yapacağı tarihten önce (erken doğum nedeniyle) kullanamadığı günler doğum sonuna ilave edilerek geçici iş göremezlik ödeneği/ücreti ödenir. Geçici iş göremezlik ödeneği/ücreti yatarak tedavilerde günlükmaaşın  yüzde 50 si, ayakta tedavilerde ise üçte ikisidir.

Parttime çalışma

İşçi, analık izninin veya  ücretsiz iznin bitiminden itibaren çocuğun mecburi ilköğretim çağının başladığı tarihi takip eden ay başına kadar herhangi bir zamanda kısmi süreli çalışma talebinde bulunabilecek. Kısmi süreli çalışma isteği, ücretsiz izin süresi kesilerek de yapılabilecek. Bu durumda  ücretsiz iznin tamamının kullanılması şartı aranmayacak. Kısmi süreli çalışma talebi, bu haktan faydalanmaya başlamadan en az bir ay önce işçi tarafından yazılı olarak işverene bildirilecek. İşçinin kısmi süreli çalışma talebinde, kısmi süreli çalışmaya başlayacağı tarih ile tüm iş günlerinde çalışılacak olması halinde çalışmanın başlama ve bitiş saatleri, haftanın belirli günlerinde çalışılacak olması halinde ise tercih edilen iş günleri yer alacak. Arif Temir

http://www.gunes.com/yazarlar/arif--temir/dogum-sonrasi-kadinlarin-haklari-835673

Türkiye’de emekli aylığı alan 8 buçuk milyona yakın kişi var. Bu kişilerin emekli aylıkları statülerine bağlı olarak değişiyor. SSK ve Bağ – Kur emeklileri enflasyona dayalı zam alırken, memur emeklilerinin zammı toplu sözleşmeyle belirleniyor. SSK ve Bağ – Kur emeklileri bir önceki altı aydaki enflasyon oranında zam alıyor. TÜİK verilerine göre temmuz-kasım döneminde enflasyon oranı yüzde 4.94 olarak gerçekleşti.

3 OCAK’TA NETLEŞECEK

Bu orana aralık ayı enflasyonları da eklenecek ve 6 aylık enflasyon oranı belli olacak. İşte bu oran kadar SSK ve Bağ – Kur emeklilerine zam yapılacak. Oranın yüzde 4.94 seviyesinde kalması halinde örneğin 1000 TL emekli aylığı alan SSK veya Bağ – Kur emeklisinin maaşına 49.4 TL zam gelecek. Maaş zammının 200 TL’yi bulması söz konusu. Emekli maaşı yükseldikçe buna bağlı olarak zam miktarı da artacak. Bu sayede 5 milyon 255 bin SSK emeklisiyle 458 bin 354 Bağ – Kur emeklisine enflasyon oranında zam yapılmış olacak. Altı aylık oran 3 Ocak 2018’de aralık ayı enflasyon rakamlarını açıklamasıyla netleşecek. Ve ocak ayında emekliler zamlı maaşlarını alabilecek.

Memurun zammı net

1 milyon 425 bin memur emeklisinin maaş zammı ise toplu sözleşmede belirleniyor. Bu yıl ocak ayında memur emeklilerine yüzde 4 zam yapılacak. Memur emeklilerinin zam oranı net. Ancak bu oranın üzerinde ocak ayında bir de enflasyon farkı söz konusu olabilir. Enflasyon farkının söz konusu olup olmayacağı enflasyon oranının yüzde 4’ü geçip geçmeyeceğine göre belli olacak. TÜİK tarafından dün açıklanan verilere göre 5 aylık enflasyon oranı yüzde 4.94 olunca memur emeklileri için de enflasyon farkı ihtimali söz konusu oldu. Oran yüzde 4’ün üzerinde kalırsa memur emeklilerine de zam yapılacak. Oran yüzde 5 olursa memur emeklilerin yüzde 1 enflasyon farkı alacaklar.

12 milyon kişinin maaşı artacak

Diğer taraftan ocak ayı çalışma hayatının birçok kesimi için zam ayı... Dolayısıyla yalnızca emekli aylığı alanların maaşları değil, dul ve yetim aylığı alan kişilerin maaşları da zamlanacak. Bu şekilde malulen emekliler, vazife malulleri, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu sürekli iş göremezlik geliri alanlar dahil toplam 12 milyon 34 bin 892 kişinin aylıkları zamlanacak.

İntibak da hayata geçerse 500 liraya kadar çıkar

Öte yandan 2000 sonrası emeklilerin intibaka çok daha fazla ihtiyacı var. 2008 sonrası emekli olanlar için ise emekli aylıklarının hesaplanma yöntemi tamamen değiştiği için intibak hayati önemde. 2000 sonrası emekli olan kişilerin intibak uygulamasına tabi tutulması emekli aylıklarında iyileştirmeler doğuracaktır. Emekli aylıklarına 50 TL ila 355 TL arasında iyileştirmenin gelmesi söz konusu olacaktır. Bu şekilde bir de intibak hayata geçerse emeklinin maaşında toplamda 500 TL’ye varan artış olabilir. Bu şekilde emeklinin yüzü gülebilir. Okan Güray Bülbül

http://www.aksam.com.tr/yazarlar/okan-guray-bulbul/emeklinin-ocak-zammi-200-lirayi-bulabilir/haber-685593

Hakkımızda

 ö z d o ğ r u l a r, 18.08.1988 tarihinde kurularak, Mali Müşavirlik faaliyetine başlamıştır. 

Sektöründe en iyi olma duygusu ile personeline "Kalite" bilincini yerleştirmeyi, Kalite Yönetim Sistemini sürekli iyileştirmeyi, müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı, amaç edinerek, 2003 Yılında, alanında Türkiye' de ilk olarak ISO 9001: 2000 Belgesi almıştır.

 

Mali Takvim

Öne Çıkanlar

  • MÜKELLEF LEHİNE KESİNLEŞMİŞ VERGİ MAHKEME ( VERGİ MAHKEMESİ KARARI- BÖLGE İDARE MAHKEMESİ İSTİNAF KARARI - DANIŞTAY TEMYİZ KARARI) KARARLARI CEZA MAHKEMESİ KARARLARINI ETKİLER Mİ? (ANAYASA MAHKEMESİ KARARI 2019/4 Esas No, Karar: 04.11.2021- Resmi Gazete…
  • TİCARİ REKLAM HİZMETLERİ KDV - GELİR / KURUMLAR VERGİSİ TEVKİFATI A) KDV i. YURTİÇİ TİCARİ REKLAM HİZMETİ ALIMLARINDA 3/10 KDV…
  • İSTEĞE BAĞLI KDV TAM TEVKİFAT UYGULAMASI - MÜTESELSİL SORUMLULUKTAN KORUNMAK İÇİN KULLANILABİLİR BİR YÖNTEM - 1) Alıcı İle Satıcı Arasında YAZILI Bir SÖZLEŞME Yapılması Gerekir.…
Top