Mehmet Özdoğru

Mehmet Özdoğru

Email: This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

11 Aralık 2017 PAZARTESİ

Sayı : 30267

Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumundan:

TÜRKİYE DENETİM STANDARTLARI TEBLİĞİ NO: 61 (ÖZEL HUSUSLAR – ÖZEL AMAÇLI ÇERÇEVELERE GÖRE HAZIRLANAN FİNANSAL TABLOLARIN BAĞIMSIZ DENETİMİ HAKKINDA BAĞIMSIZ DENETİM STANDARDI 800)

Amaç

MADDE 1 – (1) Bu Tebliğin amacı; Ek’te yer alan Özel Hususlar – Özel Amaçlı Çerçevelere Göre Hazırlanan Finansal Tabloların Bağımsız Denetimi Standardı (BDS 800)’ün yürürlüğe konulmasıdır.

Kapsam

MADDE 2 – (1) Bu Tebliğin kapsamı, Ek’te yer alan BDS 800 metninde belirlenmiştir.

Dayanak

MADDE 3 – (1) Bu Tebliğ, 26/9/2011 tarihli ve 660 sayılı Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine dayanılarak hazırlanmıştır.

Tanımlar

MADDE 4 – (1) Bu Tebliğde geçen;

  1. a) Başkan: Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu Başkanını,
  2. b) Denetçi: Bağımsız denetçiyi,
  3. c) Kurum: Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunu,

ifade eder.

Yürürlükten kaldırılan tebliğ

MADDE 5 – (1) 9/4/2014 tarihli ve 28967 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Özel Hususlar – Özel Amaçlı Çerçevelere Göre Hazırlanan Finansal Tabloların Bağımsız Denetimi (BDS 800) Hakkında Tebliğ Türkiye Denetim Standartları Tebliği No: 35 yürürlükten kaldırılmıştır.

Yürürlük

MADDE 6 – (1) Bu Tebliğ; 1/1/2017 tarihinde ve sonrasında başlayan hesap dönemlerinin denetiminde uygulanmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE 7 – (1) Bu Tebliğ hükümlerini Başkan yürütür.

Kapıcıların ellerine geçen asgari ücret farklı olduğu gibi, kıdem tazminatlarına esas ücretleri de farklıdır. Kapıcıya ödenecek kıdem tazminatı hesabında kapıcının oturduğu dairenin kirasının da tazminata eklenmesi gerekir.

Kapıcılar apartmanlarda apartmanın güvenliğini sağlamak, kat maliklerinin çarşı işlerini görmek, apartmanın bahçesinin bakımını yapmak gibi faaliyetleri yürütürler. Aslında diğer çalışanlardan farklı bir durumları söz konusu değildir. Diğer yandan apartmanlarda kapıcıya ilişkin borç ve yükümlülüklerinin yerine getirilmesinin kim tarafından yapılacağı, kapıcıya ücretin nasıl ödeneceği gibi konular diğer işyerlerine göre farklılık gösterir.

YAZILI OLMAYABİLİR

Bütün bu nedenlerle kapıcıların istihdamı konusunda önemli detaylar söz konusudur. Kapıcının işvereni aslında apartmandaki bütün kat malikleridir. Apartmanın seçilmiş yöneticisi, kapıcıyla kurulan ilişkiyi kat maliklerinin tamamı adına yürütür. Kapıcı ile apartman yönetimi arasında iş sözleşmesi yapılması gerekir. Ancak sözleşmenin mutlaka yazılı yapılması gerekmez. İş sözleşmesi yazılı olarak yapılmış ise sözleşmede; iş sözleşmesinin türü ve çalışma biçimi ile işveren ve işyeri adı ve adresi, kapıcının kimliği, işe başlama tarihi, yapacağı işler, temel ücreti ve varsa ücret ekleri, ücret ödeme şekli ve zamanı, çalışma süresi ve ara dinlenmesi, varsa özel hükümler, düzenleme tarihi ve tarafların imzası bulunmalıdır. İş sözleşmesinin yazılı olarak yapılmamış olması, iş sözleşmesinin bulunmadığı ve kapıcının apartmanda çalışmadığı anlamına gelmez. İşveren kapıcının hangi şartlar dâhilinde çalıştığını sözleşme yazılı olarak yapılmışsa kolayca ispatlayabilir.

45 SAAT ÇALIŞABİLİR

Kapıcılar da diğer işçiler gibi haftalık 45 saat çalıştırılmalıdır. Bunun üzerine çıkan süreler için kapıcılara fazla mesai ödenmesi gerekir. Ancak çoğu kez kapıcılar herhangi bir saat sınırı gözetilmeksizin çalıştırılırlar. Kapıcının bu durumu şikâyet etmesi halinde apartman yönetimine fazla mesai borcu çıkar. Bu nedenle kat maliklerinin bu durumu göz önünde bulundurarak kapıcının görevlerini planlamaları ve eğer haftalık 45 saatin üzerinde çalışma yapılıyorsa bu saatler için fazla mesai ücreti ödemeleri gerekir. Aksi takdirde apartman yönetimi yüksek idari para cezaları yanında SGK prim borcu da ödemek durumunda kalır.

Yıllık izin hakkı vardır

Kapıcılarla ilgili kafaları karıştıran bir diğer konu da yıllık izindir. Kapıcının, bütün işçiler gibi yıllık izin hakkı vardır. Altı yıldır aynı apartmanda kapıcılık yapan kişiye en az yirmi gün yıllık izin verilmelidir. Yıllık izin süresince kapıcıya ücret ödenmesi gerekir. Yıllık izin boyunca, apartmanda başka bir kapıcı istihdam edilebilir. Kapıcının işten ayrılması halinde kullandırılmamış yıllık izin sürelerinin ücretlerinin ödenmesi gerekir.

Ücrette düşüş yapılamaz

Apartman kapıcısının, kapıcı dairesinde oturması şart değildir. Diğer yandan eğer kapıcı, kapıcı dairesinde oturuyorsa kapıcı dairesinin kirasının ücretinden düşülmesi mümkün değildir. Bu nedenle kapıcıya ücret ödenmemesi ve kapıcı dairesinde oturması karşılığı kapıcılık hizmetlerini yürütmesi söz konusu olamaz. Kapıcı eğer kapıcı
dairesinde oturuyorsa, bu daire için kapıcılık yaptığı müddetçe kira ödemez. Bütün bu nedenlerle kapıcı dairesi için kapıcıdan kira alınması mümkün değildir. Kapıcının kapıcı dairesinde oturması apartman yönetimi tarafından kapıcıya sağlanan bir menfaat olarak değerlendirilir.

Hakkını mahkemede aramalı

Kapıcılar kapıcı dairesinde oturuyorlarsa bu daireye kira ödemedikleri gibi, kıdem tazminatını alarak işten ayrılmaları durumunda oturdukları dairenin kirası da kıdem tazminatlarına esas ücretlerine eklenir. Örneğin brüt ücreti 2 Bin TL olan bir kapıcı, rayiç kira bedeli 350 TL olan bir kapıcı dairesinde oturuyorsa ve 15 yıllık çalışmasının
sonucunda emekli olacaksa, apartman yönetiminin kapıcıya 2 Bin 350 TL üzerinden 15 aylık tazminat hesaplayarak ödemesi gerekir. Yani toplamda kapıcıya 35 bin 250 TL kıdem tazminatı ödenmesi gerekecektir. Kıdem tazminatının bu eklenmeden hesaplanması halinde kapıcı, apartmana dava açarak bu hakkını mahkeme yoluyla elde edebilir. Okan Güray Bülbül

http://www.aksam.com.tr/yazarlar/okan-guray-bulbul/kapicinin-tazminatina-dairenin-kirasi-da-eklenmeli/haber-687465

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan kamuda çalışan taşeron işçilerinin kadroya geçirileceğini duyurdu. Gündeme bomba gibi düşen bu açıklamayla kamuda istihdam edilen 850 bin işçi için güçlü bir umut doğdu. Sayın Erdoğan’ın açıklamasına göre, belediye ve il özel idaresindekiler hariç taşeron işçileri çalıştıkları kurumda, belediye ve il özel idaresindeki taşeron işçileri ise çalıştıkları yerlerdeki belediye iktisadi teşekküllerinde istihdam edilecekler. Bu açıklamayla geçişin ne şekilde olacağı, ne zaman yapılacağı, çalışanların mevcut haklarının nasıl korunacağı gibi sorular gündeme geldi. Yazı dizimizde kafalara takılan bu soruları cevaplamaya çalışacağım.

Kamuda çalışan taşeron işçileri kimler?

Kamu İhale Kanunun 62. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde sayılan şartlara uymak şartıyla idare, personel çalıştırılmasına dair hizmet alımı gerçekleştirebilmektedir. İlgili hüküm uyarınca idareye ait bir işyerinde yürütülen asıl işin bir bölümünde idarenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde ve kanun, tüzük ve yönetmeliklere göre istihdam edilen personelin yeterli nitelik veya sayıda olmaması hâlinde personel çalıştırılmasına dayalı yardımcı işlere ilişkin hizmetlerde taşeron ilişkisi kurabilecektir. Bu kapsamda çalıştırılan kişiler kamuda çalışan taşeron işçilerini oluşturmaktadır. Bu kişiler birçok kamusal işte görev yapmakla birlikte, doğrudan kamunun işçisi sayılmaz, dolayısıyla kamunun taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanamaz ve kamu işçilerine ödenen ikramiyeleri alamazlar. Bu durumlara ek olarak taşeron diye nitelendirilen alt işverenin ekonomik yönden zayıflığı da sürece eklenince, ilgili kişiler yasal haklarını dahi alamaz duruma gelebiliyordu. Kamu yasal hakları güvenceye kavuşturmak için birçok önlem alsa da (örn. kıdem tazminatının idare tarafından ödenmesi) yine de haklar konusunda birçok mağduriyet yaşanabiliyordu. Yapılan açıklamayla artık bu sorunların ortadan kalkacağı öngörülüyor. Toplamda 850 bin kişinin kadroya geçirileceği ifade edildi.

Taşeron şirketler devreden çıkartılacak

Belediye ve İl Özel İdarelerinde taşeron şirketlerde çalışan işçiler ise doğrudan Belediyenin bünyesindeki Belediye İktisadi Teşebbüsünün işçisi haline gelecekler. Yani aradaki taşeron şirketler devreden çıkartılacak. Bu kişiler Belediyenin mevcutta var olan iktisadi teşebbüsünün işçisi olacaklar. Belediyenin mevcutta bir iktisadi teşebbüsü yoksa kurulacak teşebbüsün işçisi olacaklar.

İl Özel İdarelerinde taşeron şirketlerde çalışan işçiler de kurulacak yeni iktisadi teşebbüslerin işçisi olacaklar. Bu sayede bu kişiler de iş güvencesine kavuşacaklar. Bu durumdaki yaklaşık 400 Bin kişi de bu sayede taşeron şirket yerine doğrudan belediyenin teşebbüsünde çalışmaya devam edecek.

Kimler kadroya geçiyor?

Kadroya geçirilecek olan kişiler, geçtiğimiz salı günü yani 5 Aralık 2017 tarihi itibarıyla herhangi bir kamu kurumunda, belediyede veya il özel idaresinde alt işveren işçisi olarak çalışan kişiler. Şu an itibarıyla taşeron işçi hangi kamu kurumunda çalışıyor ise o kamu kurumunda kadroya geçecek. Belediye ve İl Özel İdarelerinde çalışan taşeron işçiler ise o Belediyenin veya İl Özel İdaresinin bünyesindeki Kamu İktisadi Teşebbüslerinde kadroya geçecek. Dolayısıyla kamuda çalışan bütün taşeron işçiler için kadroya geçiş hakkı doğdu. Bu kişiler mevcutta çalıştıkları kamu kurumunda, şu an yapmakta oldukları işi yapmaya devam edecekler.

Belediye ve il özel idaresi çalışanları

Belediye ve İl Özel İdaresinde çalışan taşeron işçilerinin Belediye İktisadi Teşebbüslerinde istihdam edileceği açıklandı. Belediye İktisadi Teşebbüsleri, belediyelerin hizmet alanlarında kurmuş olduğu şirketleri ifade etmektedir. Bu kanuna göre Belediyeler, 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 70.maddesi çerçevesinde; Büyükşehir Belediyeleri ise 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun 26.maddesine göre ve ilgili maddelerde belirtilen şartlar çerçevesinde şirket kurabilirler. Belediye İktisadi Teşebbüslerinde yani belediye şirketlerinin Türk Ticaret Kanunu’na tabi kuruluşlarına yani kısaca BİT’lere özel hukuk hükümleri uygulanmaktadır. BİT’ler “özel hukuk tüzel kişileri” olup, bağımsız bütçeleri bulunmaktadır. Dolayısıyla bu şirketlerde istihdam edilecek kişiler de özel şirket çalışanı gibi olacaklar. Fakat idareye bağlı bir şirket olması nedeniyle ekonomik yönden güçlü olan bu şirket çalışanların haklarının kaybına engel olacak, taşeron firmaların güvencesizliği karşısında çalışanların yasal haklarını daha üst düzeyde güvenceye kavuşturacaktır.

Herkes kamu işçisi mi oluyor?

Kamu işçisi, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4. maddesinin (D) bendini ifade ediyor. İlgili bentte kamu işçisi tanımlanmış durumda. Bu kişiler ilgili mevzuatı gereğince tahsis edilen sürekli işçi kadrolarında belirsiz süreli iş sözleşmeleriyle çalıştırılan sürekli işçilerdir. Kamuda çalışan taşeron işçilerinden belediye ve il özel idaresindekiler hariç taşeron işçileri çalıştıkları kurumda istihdam edilecekler. 4-D’li olacak işçiler de bu kişilerdir. Mevcutta bu durumda olan 450 bin kişi bulunuyor. 450 bin kişinin kamu işçisi olması sağlanacak. Cem Kılıç

http://www.milliyet.com.tr/yazarlar/cem-kilic/taseron-iscilerine-gun-isigi-2570266/

5 Aralık 2017 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’ndeki değişiklikler bildirim zorunluluğu, emeklilik ve benzeri haklarda önemli yenilikler meydana getiriyor. Bugünkü yazımızda bunlardan tahsise ilişkin bir kısmına yer vereceğiz.

Malûllükte Değişenler

SSK (4/a) , Bağ-Kur (4/b) veya 4/c sigortalılıklarından birden fazlasına tabi olarak çalışmış veya prim ödemiş olan sigortalıların malûllük aylığı bağlanmasına ilişkin talepleri, son sigortalılık hâline göre sonuçlandırılıyordu.

Yine öyle olacak, ancak Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamındaki sigortalılardan, 5510 sayılı Kanunun 25 inci maddesi uyarınca vazifelerini yapamayacak şekilde meslekte kazanma gücünün kaybedilmesi veya hastalıkları kanunlarında tayin edilen sürelerden fazla devam etmesi nedeniyle SGK Sağlık Kurulunca malul sayılmalarına rağmen, aylık bağlanmasına ilişkin sigortalılık süresi ve/veya prim ödeme gün sayısı şartını sağlamamaları nedeniyle bu statüdeki görevlerinden ayrılışlarında aylık bağlanamayan sigortalılara, belirtilen koşulları sonradan taşımaları ve talepleri halinde yeniden malûliyet değerlendirilmesi yapılmaksızın son sigortalılık statüleri esas alınarak malullük aylığı bağlanabilecek.

4/c sigortalılığı kapsamındaki sigortalılar hariç, malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları prim ödeme gün sayısı 1800 günden az olan sigortalıların sevkleri yapılmayıp, 4/b sigortalılığına göre sigortalı sayılanlardan prim ödeme gün sayısı 1800 gün olduğu hâlde kendi sigortalılığı nedeniyle GSS primi dâhil, prim ve prime ilişkin her türlü borçları bulunanların sevkleri, masrafları kendilerince ödenmek üzere yapılıyordu.

Şimdi ise 4/a (SSK)  veya 4/b (Bağ-Kur) sigortalılığı kapsamındaki sigortalılardan, prim ve prime ilişkin her türlü borcu bulunanlardan, primi ödenmiş gün sayısı en az 1800 olanların sevk işlemleri yapılacak ve buna ilişkin masraflar SGK’ca karşılanacak.

Kontrol Muayenesi Koşulları

Daha önce SGK’nın yazılı çağrısı üzerine, kontrol muayenesi tarihinden önceki en az 45 gün içinde sevk için başvuruda bulunmak kaydıyla gelir ve aylıkların kontrol muayene tarihine göre durdurulması dört aya kadar SGK’ca erteleniyordu.

Şimdi ise kontrol muayenesine tabi tutulması gereken sigortalılara; kontrol muayene tarihlerinden en az 3 ay önce yazı ile sevk talebinde bulunarak kontrol muayene işlemlerini yaptırmaları gerektiği bildirilecek.

Ölüm Sigortası Bakımından Değişiklikler

Bağ-Kur sigortalılığına sigortalı sayılanların hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanabilmesi için ölen sigortalının genel sağlık sigortası primi dâhil, prim ve prime ilişkin her türlü borçlarının ödenmiş olması zorunlu bulunuyor. Böylesi durumlarda ölüm aylığı prim borçlarının ödendiği tarihi takip eden aybaşından itibaren başlardı. Şimdi ise borcun ödenmesi şartıyla;

Ölüm sigortasından hak sahiplerine bağlanacak aylıklar

a) Sigortalının ölüm tarihini,

b) Hak sahibi olma niteliğinin ölüm tarihinden sonra kazanılması hâlinde, bu niteliğin kazanıldığı tarihi,

c) Ölüm aylığının kesilmesine yol açan sebebin ortadan kalkması hâlinde, talep tarihini,

takip eden ay başından itibaren başlatılacak.

Esaslarına göre hak sahibi olma niteliğinin kazanıldığı tarihten başlayacak.

Zorunlu 4/b sigortalılığına tabi geçen hizmetlerle birlikte 4/a veya 4/b sigortalılığı kapsamında yaşlılık, malûllük veya ölüm aylığı bağlanacağı durumlarda tahsis talebinin geçerli sayılması için 4/b sigortalılığı kapsamında geçen hizmetlerle ilgili prim ve prime ilişkin her türlü borçların ödenmesi şart bulunuyordu. Şimdi ölüm aylığı bağlanacağı durumlarda ölenin Bağ-Kur süresine ilişkin olan borçları hak sahiplerine aylık bağlanmasını engellemeyecek.

Yaşlılık Aylığında Durum Aynı

Mamafih Bağ-Kur (4/b) sigortalılığı kapsamında hizmet olarak değerlendirilen süreler dâhil olmak üzere prim ödeme yükümlüsü kendisi olup aylık bağlanması için yazılı istekte bulunduğu tarih itibarıyla prim borcu olanların tahsis talebi, borcun ödendiği tarih itibariyle geçerli sayılacak ve bağlanacak aylıklar borcun ödendiği tarihi takip eden aybaşından itibaren başlatılacak.

Ölüm Gelirinde Yüzde 50 Düzeltmesi Yapıldı

İş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünü yüzde 50 oranının altında kaybetmesi nedeniyle sürekli iş göremezlik geliri bağlanmış iken, 01.10.2008 tarihinden önce ölen ve ölümün iş kazası veya meslek hastalığına bağlı olmaması gerekçesiyle daha önce ölüm geliri bağlanmayan hak sahiplerine ölüm geliri bağlanmaya başlanacak. Bahse konu ölüm geliri sigortalıların almakta olduğu sürekli iş göremezlik gelirinin, Kanunun yürürlük tarihine kadar aylık artışlarıyla güncellenerek 5510 sayılı Yasanın gelir paylaşımı ve zamanaşımı hükümleri de dikkate alınarak bağlanacak.

İşyeri Bildiriminde Değişiklik

İşyeri bildirgesi verilirken;

İşverenin, işyeri bildirgesi ekinde SGK’ya vermesi gereken;

a) Daimi mahiyetteki işyerlerinde, işyerinin adresini gösterir yerleşim belgesini,

b) Gerçek kişi işverenler yönünden kendilerinin, tüzel kişi işverenler yönünden ise tüzel kişiliği temsile yetkili kişilerin imza sirkülerini,

bir ay içinde değil artık “yedi iş günü içinde” SGK’ya elden vermek veya posta yoluyla göndermekle yükümlü olacak. Şevket Tezel

https://alitezel.com.tr/index.php?sid=yazi&id=8977

Kamuoyunda Torba Kanun anılan ve çok sayıda vergi kanununda düzenleme yapan 7061 Sayılı “Bazı Vergi Kanunları ile Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” 5 Aralık 2017 tarihli ve 30261 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Böylelikle söz konusu Kanun, bazı maddeler için özel olarak belirlenen yürürlük tarihleri dışında, 5 Aralık 2017 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir. 

7061 Sayılı Kanun ile vergi mevzuatında yapılan düzenlemeler yürürlük tarihleri itibariyle ve özet tablo eşliğinde bu sirkülerimizde özetlenmiştir.

Özet Tablo:

KONU

YÜRÜRLÜK TARİHİ

Kurumlar vergisi oranının belirli bir süre için %22 uygulanması

5 Aralık 2017 (Kurumların 2018, 2019 ve 2020 yılı kazançlarına uygulanmak üzere. Bu oran ilk defa 2018 yılının birinci geçici vergi döneminde uygulanacaktır.)

Taşınmazların satışından doğan kazançlara uygulanan %75’lik istisna oranının %50’ye indirilmesi

5 Aralık 2017

Kira gelirlerinde uygulanan %25’lik götürü gider oranının %15’e düşürülmesi

5 Aralık 2017 (01 Ocak 2017 tarihinden itibaren elde edilen gelirlere uygulanmak üzere)

1.404,06 TL net asgari ücretin altında kalanlara ilave ödeme yapılması

5 Aralık 2017 (1/9/2017 tarihinden geçerli olmak üzere)

2018 takvim yılında yatırım teşvik belgesi kapsamında münhasıran imalat sanayiinde gerçekleştirilecek yatırım harcamalarına ilişkin oranlar

5 Aralık 2017

Bankalara tanınan, taşınmaz ve iştirak hisselerinin devrinden doğan kazançlara istisna uygulaması ve ayrılan özel karşılıkların gider yazılması imkanının finansal kiralama şirketleri ve finansman şirketlerine de tanınması

1 Ocak 2019

Bankalara borçlu olanların ve bunların kefillerinin, bu borçlara karşılık olarak taşınmaz ve iştirak hisselerinin bankalara devrinden doğan kazançları ve bankaların bu şekilde elde ettikleri kıymetlerin satışından doğan kazançlarına tanınan kurumlar vergisi istisnasının, banka dışı finansal kurumlar olan finansal kiralama ve finansman şirketlerini de kapsayacak şekilde genişletilmesi; ayrıca mevcut düzenlemede yer alan %75 istisna oranının taşınmazlar için %50, diğer kıymetler için %75 olarak yeniden belirlenmesi

1 Ocak 2018

Risturn istisnası hükümlerinin kaldırılması

1 Ocak 2018

Kooperatiflerde muafiyet uygulaması

1 Ocak 2018

Türkiye'de ikametgâhı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi bulunmayanlar tarafından katma değer vergisi mükellefi olmayan gerçek kişilere elektronik ortamda sunulan hizmetlere ilişkin verginin hizmeti sunanlar tarafından beyan ve ödenmesi

1 Ocak 2018

Roaming hizmetlerine ilişkin istisna uygulaması

1 Ocak 2018

Finansal kiralama ve finansman şirketlerine yapılan teslimlere ilişkin KDV düzenlemesi

1 Ocak 2018

İmalat sanayii yatırımlarına ilişkin inşaat harcamaları dolayısıyla yüklenilecek katma değer vergisinin iadesi uygulamasının 2018 yılında da sürdürülmesi

5 Aralık 2017

(FATİH) Projesi kapsamında yapılan mal ve hizmet alımlarına ilişkin başta katma değer vergisi olmak üzere, diğer vergi ve benzeri mali yükümlülüklerde istisna sağlanması

5 Aralık 2017

Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu düzenlemeleri

1 Ocak 2018

Engellilerin istisna kapsamında taşıt alımına sınırlama

1 Ocak 2018

Makaronlara ilişkin vergileme ölçülerinin belirlenmesi ve Makaronların ÖTV kapsamına alınması

5 Aralık 2017

Bazı İçeceklerin ÖTV kapsamına alınması

1 Ocak 2018

Bilinen adreslere MERNİS kayıtlarında yer alan adreslerin eklenmesi

5 Aralık 2017

Özel iletişim vergisi oranlarının %7,5 olarak belirlenmesi.

1 Ocak 2018

Transfer fiyatlandırmasında yöntem belirleme anlaşması harçlarının kaldırılması

5 Aralık 2017

Emlak vergisi artış oranları sınırlandırılması

5 Aralık 2017

 İhtiyati hacze itiraz süresi ve ödeme emri bildirmeleri için belirlenmiş olan 7 günlük sürenin 15 güne çıkarılması

 1 Ocak 2018

 A) 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu Düzenlemeleri

1) Kira gelirlerinde uygulanan %25’lik götürü gider oranının %15’e düşürülmesi

Bu Kanunun 14 üncü maddesiyle, Gelir Vergisi Kanunu’nun “Giderler” başlıklı 74 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında yapılan değişiklik ile gayrimenkul sermaye iratlarına yönelik olarak mükelleflerin gerçek giderlerine karşılık olmak üzere hasılatlarının %25'i oranında uygulanmakta olan götürü gider oranı %15'e düşürülmüştür.

Yürürlük tarihi: 01 Ocak 2017 tarihinden itibaren elde edilen gelirlere uygulanmak üzere 5 Aralık 2017 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

2) 1.404,06 TL net asgari ücretin altında kalanlara ilave ödeme yapılması

Bu Kanunun 15 inci maddesiyle, Gelir Vergisi Kanununa eklenen Geçici 87 nci madde ile sadece kendisi için asgari geçim indirimi hesaplanan asgari ücretlilere ödenen 1.404,06 TL net ücretin altında kalanlara, bu tutar ile 2017 yılı Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık aylarına ilişkin olarak aylık hesaplanan net ücreti arasındaki fark tutarın, ücretlinin asgari geçim indirimine ayrıca ilave edilmesi amaçlanmaktadır.

Örneğin, Bekar ve çocuksuz olan bir asgari ücretli çalışanın 2017 yılı Ocak ayında asgari geçim indirimi dahil net ücreti 1.404,06 TL’dir.

Gelir vergi tarifesi nedeniyle bu çalışanın, 2017 yılı Ekim ayı net ücreti ise 1.328,51 TL’ye düşmektedir.

Bu çalışanın söz konusu dönemde eline geçen ücretinin 1.404,06 TL’nin altında kalan kısmı olan (1.404,06 TL – 1.328,51 =) 75,55 TL asgari geçim indirimine ilave edilerek kendisine ödenecektir.

Yürürlük tarihi: 1/9/2017 tarihinden geçerli olmak üzere 5 Aralık 2017 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

B) 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu Düzenlemeleri

1) Kurumlar vergisi oranının belirli bir süre için %22 uygulanması

Bu Kanunun 91 inci maddesiyle, Kurumlar Vergisi Kanunu’na eklenen geçici 10. madde ile yüzde 20 kurumlar vergisi oranı, kurumların 2018, 2019 ve 2020 yılı vergilendirme dönemlerine (özel hesap dönemi tayin edilen kurumlar için ilgili yıl içinde başlayan hesap dönemlerine) ait kurum kazançları için %22 olarak uygulanacaktır.

Yürürlük tarihi: Kurumların 2018, 2019 ve 2020 yılı kazançlarına uygulanacak şekilde 5 Aralık 2017 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu oran ilk defa 2018 yılının birinci geçici vergi döneminde uygulanacaktır.

2) 2018 takvim yılında yatırım teşvik belgesi kapsamında münhasıran imalat sanayiinde gerçekleştirilecek yatırım harcamalarına ilişkin oranlar

Hatırlanacağı üzere, 6770 sayılı Kanun’un 30 uncu maddesiyle, Kurumlar Vergisi Kanunu’na eklenen geçici 9 uncu madde ile mükelleflerin 2017 takvim yılında gerçekleştirdikleri imalat sanayiine yönelik yatırım teşvik belgesi kapsamındaki yatırım harcamaları için, yatırım teşvik belgesi kapsamındaki yatırımlara sağlanan yatırıma katkı oranının ilave 15 puana kadar artırılabilmesi, kazanca yüzde 100’e kadar indirimli kurumlar vergisi uygulanabilmesi ve yatırım döneminde hak edilecek yatırıma katkı tutarının yüzde 100’ünün diğer faaliyetlerden elde edilen kazançtan indirilebilmesine imkân sağlanması yönünde Bakanlar Kuruluna yetki verilmişti.

Bu Kanunun 90 ıncı maddesiyle, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun geçici 9 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan "2017 takvim yılında" ibaresi ''2017 ve 2018 takvim yıllarında" şeklinde değiştirilerek, imalat sanayii yatırımları için Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 32/A maddesi kapsamındaki yatırım teşviklerinden daha yüksek oranlarda faydalanılmasına imkân veren düzenlemenin 2018 yılında da devam etmesi sağlanmaktadır.

Yürürlük tarihi: 5 Aralık 2017 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

3) Taşınmazların satışından doğan kazançlara uygulanan %75’lik istisna oranının %50’ye indirilmesi

Bu Kanunun 89 uncu maddesiyle, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun “İstisnalar” başlıklı 5 inci maddesinde değişiklik yapılmaktadır. Maddenin birinci fıkrasının;

-(a) bendiyle kurumların iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan taşınmazların satışından doğan kazançlarına uygulanan %75’lik istisna %50'ye indirilmektedir.

Yürürlük tarihi: 5 Aralık 2017 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

4) Bankalara tanınan bazı avantajların finansal kiralama ve finansman şirketlerine de tanınması

Aynı fıkranın (b) bendiyle, 5520 sayılı Kanun’un beşinci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde yapılan değişiklikle;

  • Bankalara borçlu olanların ve bunların kefillerinin, bu borçlara karşılık olarak taşınmaz ve iştirak hisselerinin bankalara devrinden doğan kazançları ve bankaların bu şekilde elde ettikleri kıymetlerin satışından doğan kazançlarına tanınan kurumlar vergisi istisnası, banka dışı finansal kurumlar olan finansal kiralama ve finansman şirketlerini de kapsayacak şekilde genişletilmekte,
  • Kiracının temerrüdü nedeniyle kanuni takipteki finansal kiralama alacakları karşılığında ihtilafın tarafların karşılıklı mutabakatıyla ve kiracının 6361 sayılı Kanunun “Sözleşmenin feshinin sonuçları” başlıklı 33 üncü maddesinin birinci fıkrasından kaynaklanan hakların mahsup edilmesi suretiyle sonlandırılarak her türlü tasarruf hakkı kiralayan tarafından devralınan finansal kiralama işlemlerine konu taşınmazların, daha sonra kiralayan tarafından üçüncü kişilere satılmasından doğan kazançlar da istisna kapsamına alınmakta,
  • Ayrıca mevcut düzenlemede yer alan %75 istisna oranı taşınmazlar için %50, diğer kıymetler için %75 olarak yeniden belirlenmektedir.

Yürürlük tarihi: 1/1/2018 tarihinde yürürlüğe girecektir.

Ayrıca yine bu Kanun’un 106 ncı maddesiyle, 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktöring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun 16 ncı maddesine eklenen ikinci fıkrayla, finansal kiralama ve finansman şirketlerinin ayıracakları özel karşılıkların tamamının, ayrıldıkları yılda kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınabilmesine olanak sağlanmıştır.

Böylelikle, bankalara tanınan, taşınmaz ve iştirak hisselerinin devrinden doğan kazançlara istisna uygulaması ve ayrılan özel karşılıkların gider yazılması imkanı finansal kiralama şirketleri ve finansman şirketlerine de tanınmış olmaktadır.

Yürürlük tarihi: 1/1/2019 tarihinde yürürlüğe girecektir.

5) Risturn istisnası hükümlerinin kaldırılması

Aynı fıkranın (c) bendiyle, kooperatiflerin muafiyetine ilişkin yapılan yeni düzenleme çerçevesinde, kooperatiflerin ortak içi işlemleri nedeniyle kurumlar vergisi hesaplanması ve ödenmesi gerekmeyeceğinden 5520 sayılı Kanunun beşinci maddesinin birinci fıkrasının (i) bendinde düzenlenen risturn istisnasında üretim ve kredi kooperatiflerine ilişkin düzenleme yersiz kalmaktadır. Bu nedenle anılan kooperatiflere ilişkin risturn istisnası hükümleri mevcut düzenlemeden çıkarılmaktadır.

Yürürlük tarihi: 1/1/2018 tarihinde yürürlüğe girecektir.

6) Kooperatiflerde muafiyet uygulaması

Bilindiği üzere, mevcut uygulamaya göre kooperatifler ortak dışı işlem yaptıktan takdirde muafiyetlerini kaybetmekte ve kurumlar vergisi mükellefi olarak vergiye tabi tutulmaktadırlar. Bu durum, kooperatiflerin istisnai nitelikteki ortak dışı işlemleri nedeniyle muafiyetten mükellefiyete geçmelerine sebep olmakla birlikte vergi idaresince yapılan tespitler neticesinde cezalı tarhiyatlara da muhatap olmaları sonucunu doğurabilmektedir.

Bu Kanunun 88 inci maddesiyle, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun Muafiyetler başlıklı 4 üncü maddesinin kooperatiflere ilişkin “k bendinde” yapılan değişiklik ile;

  • Kooperatiflerde ortak dışı işlemlerden ne anlaşılması gerektiğine,
  • Kooperatiflerin faaliyetlerinin icrasına mahsus olarak iktisap ettikleri demirbaş, makine, teçhizat, taşıt vb. maddi duran varlıklarının ekonomik ömürlerini tamamladıktan sonra elden çıkarılmaları ile yapı kooperatiflerinin kendilerine ait arsalarını kat karşılığı vererek her bir hisse için bir işyeri veya konut elde etmelerinin ortak dışı işlem olarak kabul edilmeyeceğine,
  • Kooperatiflerin ortak dışı işlemleri nedeniyle kooperatif tüzel kişiliğine bağlı ayrı bir iktisadi işletme oluşmuş kabul edileceğine,
  • Kooperatiflerin, iktisadi işletmelerinden ve tam mükellefiyete tabi başka bir kurumun sermayesine katılımlarından kazanç elde etmelerinin ve bu kazançların daha sonra ortaklara dağıtılmasının muafiyete etkisi olmadığına,
  • Ortak dışı işlemlerden elde edilen kazançların vergilendirilmesine ilişkin usul ve esasların Maliye Bakanlığınca belirleneceğine

ilişkin düzenleme yapılmıştır.

Yürürlük tarihi: 1/1/2018 tarihinde yürürlüğe girecektir.

C) 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu Düzenlemeleri

1) Türkiye'de ikametgâhı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi bulunmayanlar tarafından katma değer vergisi mükellefi olmayan gerçek kişilere elektronik ortamda sunulan hizmetler

Bu Kanunun 41 inci maddesiyle, Katma Değer Vergisi Kanunu’nun Vergi Sorumlusu başlıklı 9 uncu maddesinde değişiklik yapmak suretiyle Türkiye'de ikametgâhı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi bulunmayanlar tarafından katma değer vergisi mükellefi olmayan gerçek kişilere elektronik ortamda sunulan hizmetlere ilişkin katma değer vergisinin, Avrupa Birliği uygulamalarına benzer şekilde, bu hizmeti sunanlar tarafından beyan edilip ödenmesi amaçlanmaktadır.

Yapılan düzenleme esas itibariyle, katma değer vergisi mükellefi olmayan gerçek kişilere, yurt dışından elektronik ortamda hizmet sunanlara Türkiye’de mükellefiyet tesis ettirmenin yolunu açmaktadır.

Konun detayları Maliye Bakanlığınca yayınlanacak Tebliğ ile belirlenecektir.

Yürürlük tarihi: 1 Ocak 2018 tarihinde yürürlüğe girecektir.

2) Roaming hizmetlerine ilişkin istisna uygulaması

Bu Kanunun 42 nci maddesiyle, Katma Değer Vergisi Kanunu’nun istisnalara ilişkin 17 nci maddesinde değişiklik yapılmak suretiyle cep telefonu abonelerinin yurtdışında yaptıkları kullanımlara ilişkin yurtdışında bulunan operatör tarafından, yurtiçindeki operatöre verilen roaming hizmetine ilişkin bedel ile bu bedelin yurtiçindeki operatör tarafından aboneye yansıtılması, katma değer vergisinden istisna edilmektedir. Dolayısıyla söz konusu hizmetlere ilişkin bedeller, 6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu’nun 39 uncu maddesindeki hüküm gereğince özel iletişim vergisinden de istisna olacaktır.

Yürürlük tarihi: 1 Ocak 2018 tarihinde yürürlüğe girecektir.

3) Finansal kiralama ve finansman şirketlerine yapılan teslimler

Aynı kanunun maddesiyle;

  • Finansal kiralama ve finansman şirketlerine borçlu olanların ve kefillerinin borçlarına karşılık taşınmaz ve iştirak hisselerinin bu şirketlere devir ve teslimleri,
  • Finansal kiralama ve finansman şirketlerinin, alacaklarına karşılık borçlulardan veya kefillerden edindiği taşınmaz ve iştirak hisselerinin, bu şirketler tarafından devir ve teslimleri

KDV’den istisna edilmiştir.

Yürürlük tarihi: 1/1/2018 tarihinde yürürlüğe girecektir.

4) İmalat sanayii yatırımlarına ilişkin inşaat harcamaları dolayısıyla yüklenilecek katma değer vergisinin iadesi uygulamasının 2018 yılında da sürdürülmesi

Bu Kanunun 43 üncü maddesiyle, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun imalat sanayine yönelik yatırım teşvik belgelerine ilişkin geçici 37 nci maddesinde değişiklik yapılmak suretiyle imalat sanayii yatırımları üzerindeki katma değer vergisinden kaynaklı finansman yükünü gidermek amacıyla bu yatırımlar nedeniyle 2017 yılında yapılacak inşaat harcamaları dolayısıyla yüklenilecek katma değer vergisinin iadesi uygulamasının 2018 yılında da sürdürülmesi amaçlanmaktadır.

Yürürlük tarihi: 5 Aralık 2017 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

5) (FATİH) Projesi kapsamında yapılan mal ve hizmet alımlarına ilişkin başta katma değer vergisi olmak üzere, diğer vergi ve benzeri mali yükümlülüklerde istisna sağlanması

Bu Kanunun 44 üncü maddesiyle, Katma Değer Vergisi Kanununa eklenen geçici 38 inci madde ile Eğitimde Fırsatları Artırma ve Teknolojiyi İyileştirme Hareketi (FATİH) Projesi kapsamında yapılan mal ve hizmet alımlarına ilişkin başta katma değer vergisi olmak üzere, diğer vergi ve benzeri mali yükümlülüklerde istisna sağlanmaktadır. Ayrıca, Proje kapsamında yapılacak mal ve hizmet alımlarında Proje bileşenlerine ilişkin ihale yüklenicisinin bu Proje ile ilgili faaliyette bulunmak üzere özel amaçlı şirket kurması halinde bu şirket, yalnızca ilgili mevzuatına göre kendi ödemesi gereken vergi ve mali yükümlülüklerden sorumlu olup, ihale yüklenicisinin ödemesi gereken Hazine payı, Kurum masraflarına katkı payı, evrensel hizmet katkı payı, idari ücret, özel iletişim vergisi ve telsiz ücretlerinden sorumlu tutulmayacaktır.

Yürürlük tarihi: 5 Aralık 2017 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

D) Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu Düzenlemeleri

Bu Kanunun 22 nci maddesiyle, Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu’nun “Tanımlar” başlıklı 2 nci maddesine eklenen hükümle taşıtın teslimi, ilk iktisabı ve ithalinde, vade farkı ile hesaplanacak özel tüketim vergisi hariç, katma değer vergisi matrahını oluşturan değerler taşıt değeri olarak tanımlanmaktadır.

Yürürlük tarihi: 1/1/2018 tarihinde yürürlüğe girecektir.

Bu Kanunun 23 üncü maddesiyle, 1/1/2018 tarihinden itibaren kayıt ve tescil edilecek taşıtlarda, taşıt değerinin de vergilendirme ölçütü olarak değerlendirilmesi ve bu çerçevede 1300 cc’nin altındaki taşıtlar için yeniden değerleme oranında, diğer taşıtlar için ise yeniden değerleme oranının 10 puan üzerinden başlamak üzere belli bir artırma oranında uygulanması yönünde düzenleme yapılmaktadır.

Diğer taraftan motosikletlerin vergilendirilmesinde ölçütler değiştirilmemekte ve mevcut tarifede yer alan, "Taşıt Değeri" ve "Satır Numarası" sütunları olmaksızın, vergi tutarları korunmaktadır.

Buna göre 1/1/2018 tarihinden itibaren kayıt ve tescil edilecek taşıtlarda MTV hesaplaması aşağıdaki şekilde olacaktır.

Motor Silindir Hacmi  (cm³)

Taşıt Değeri (TL)

(Yeni eklenen sütun)

Satır Numarası

Taşıtların Yaşları İle Ödenecek Yıllık Vergi Tutarı (TL)

 

1 - 3 yaş

4 - 6 yaş

7 - 11 yaş

12 - 15 yaş

16 ve yukarı yaş

 
 

 1-Otomobil, kaptıkaçtı, arazi taşıtları ve benzerleri

 

 1300 cm³ ve aşağısı

40.000’i aşmayanlar

1

743,00

518,00

290,00

220,00

78,00

 
 

40.000’i aşıp 70.000’i aşmayanlar

2

817,00

570,00

319,00

242,00

86,00

 
 

70.000’i aşanlar

3

892,00

622,00

348,00

264,00

94,00

 
                 

 1301 - 1600 cm³ e kadar

40.000’i aşmayanlar

4

1.294,00

970,00

563,00

398,00

153,00

 
 

40.000’i aşıp 70.000’i aşmayanlar

5

1.423,00

1067,00

619,00

437,00

168,00

 
 

70.000’i aşanlar

6

1.553,00

1164,00

675,00

477,00

183,00

 
                 

 1601 - 1800 cm³ e kadar

100.000’i aşmayanlar

7

2.512,00

1964,00

1156,00

705,00

274,00

 
 

100.000’i aşanlar

8

2.741,00

2142,00

1262,00

770,00

299,00

 
                 

 1801 - 2000 cm³ e kadar

100.000’i aşmayanlar

9

3.957,00

3048,00

1792,00

1067,00

421,00

 
 

100.000’i aşanlar

10

4.317,00

3.326,00

1955,00

1.164,00

459,00

 
                 

 2001 - 2500 cm³ e kadar

125.000’i aşmayanlar

11

5.936,00

4.309,00

2.692,00

1.609,00

637,00

 
 

125.000’i aşanlar

12

6.476,00

4.701,00

2.937,00

1.755,00

695,00

 
                 

 2501 - 3000 cm³ e kadar

250.000’i aşmayanlar

13

8.276,00

7.200,00

4.498,00

2.420,00

888,00

 
 

250.000’i aşanlar

14

9.029,00

7.854,00

4.907,00

2.640,00

969,00

 
                 

 3001 - 3500 cm³ e kadar

250.000’i aşmayanlar

15

12.603,00

11.340,00

6.831,00

3.410,00

1.251,00

 
 

250.000’i aşanlar

16

13.749,00

12.371,00

7.452,00

3.720,00

1.365,00

 
                 

 3501 - 4000 cm³ e kadar

400.000’i aşmayanlar

17

19.815,00

17.111,00

10.077,00

4.498,00

1.792,00

 
 

400.000’i aşanlar

18

21.617,00

18.666,00

10.994,00

4.907,00

1.955,00

 
                 

 4001 cm³ ve yukarısı

475.000’i aşmayanlar

19

32.431,00

24.320,00

14.403,00

6.474,00

2.512,00

 
 

475.000’i aşanlar

20

35.379,00

26.531,00

15.713,00

7.062,00

2.741,00

 


Yürürlük tarihi: 1/1/2018 tarihinde yürürlüğe girecektir.

Bu Kanunun 24 üncü maddesiyle, otomobil, kaptıkaçtı, arazi taşıtları ve benzerlerinin vergilendirme usulünün bu Kanunla değiştirilmesine bağlı olarak Kanuna yeni eklenen (I/A) sayılı tarifenin, vergilendirme rejimine ilişkin ilgili maddelerde ibare değişiklikleri yapılmak suretiyle yer alması sağlanmaktadır.

Yürürlük tarihi: 1/1/2018 tarihinde yürürlüğe girecektir.

Bu Kanunun 25 inci maddesiyle, vergi miktarlarında olduğu gibi taşıt değerlerinin de her yıl yeniden değerleme oranında artırılmasına imkân sağlanmakta, Bakanlar Kuruluna taşıt değerlerini ayrı ayrı veya birlikte yeniden belirleme yetkisi verilmekte; ayrıca, bu hesaplamalardaki küsuratların ne kadarının dikkate alınmayacağına ilişkin belirleme yapılmaktadır.

Yürürlük tarihi: 1/1/2018 tarihinde yürürlüğe girecektir.

Bu Kanunun 26 ncı maddesiyle, motorlu taşıtlar vergisinin 31/12/2017 tarihinden (bu tarih dahil) önce kayıt ve tescil edilen taşıtlarda; 1300 cc’nin altındaki taşıtlar için yeniden değerleme oranında, diğer taşıtlar için ise yeniden değerleme oranına ilave olarak 10 puan artırılarak uygulanmasını sağlamak üzere geçici madde düzenlenmektedir.

Buna göre 31.12.2017 tarihinden önce kayıt ve tescil edilen taşıtlarda uygulanacak tarife aşağıdaki tabloda gösterilmiştir.

Motor Silindir Hacmi  (cm³)

1 - 3 yaş

4 - 6 yaş

7 - 11 yaş

12 - 15 yaş

16 ve yukarı yaş

 1-Otomobil, kaptıkaçtı, arazi taşıtları ve benzerleri

 1300 cm³ ve aşağısı

743,00

518,00

290,00

220,00

78,00

 1301 - 1600 cm³ e kadar

1.294,00

970,00

563,00

398,00

153,00

 1601 - 1800 cm³ e kadar

2.284,00

1.785,00

1.051,00

641,00

249,00

 1801 - 2000 cm³ e kadar

3.598,00

2.771,00

1.629,00

970,00

383,00

 2001 - 2500 cm³ e kadar

5.396,00

3.918,00

2.448,00

1.463,00

579,00

 2501 - 3000 cm³ e kadar

7.524,00

6.545,00

4.089,00

2.200,00

808,00

 3001 - 3500 cm³ e kadar

11.458,00

10.309,00

6.210,00

3.100,00

1.138,00

 3501 - 4000 cm³ e kadar

18.014,00

15.555,00

9.161,00

4.089,00

1.629,00

 4001 cm³ ve yukarısı

29.483,00

22.109,00

13.094,00

5.885,00

2.284,00

Yürürlük tarihi: 1/1/2018 tarihinde yürürlüğe girecektir.

E) 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu Düzenlemeleri

1) Engellilerin istisna kapsamında taşıt alımına sınırlama getirilmesi

Bu Kanunun 72 inci maddesiyle, Özel Tüketim Vergisi Kanunu’nun Diğer istisnalar başlıklı 7 nci maddesinde yapılan değişiklik ile;

  • Otomobil, arazi taşıtı, SUV ve benzeri taşıtların, engelliler tarafından ilk iktisabında uygulanan motor silindir hacmine bağlı sınırlama kaldırılmıştır,
  • Araç alımında engellilere yönelik uygulanacak ÖTV istisnasına yönelik matrah 200.000 TL’yi aşmayacak şekilde yeniden belirlenmiştir,
  • Bu tutarın her yıl yeniden değerleme oranında artırılması düzenlenmiştir,
  • Bakanlar Kuruluna bu şekilde tespit edilen tutarı %50 oranına kadar artırmaya ilişkin yetki verilmiştir.

Yürürlük tarihi: 1/1/2018 tarihinde yürürlüğe girecektir.

2) Makaronlara ilişkin vergileme ölçülerinin belirlenmesi

Bu Kanunun 73 üncü maddesiyle, Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli (III) sayılı listenin (B) cetveline dahil edilmesi suretiyle özel tüketim vergisinin kapsamına alınmasına bağlı olarak makaronlara ilişkin vergileme ölçüleri belirlenmektedir.

Yürürlük tarihi: 5 Aralık 2017 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Bu Kanunun 74 üncü maddesiyle, makaronların 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli (III) sayılı listenin (B) cetveline dahil edilmesi suretiyle özel tüketim vergisinin kapsamına alınmasına bağlı olarak Bakanlar Kuruluna sigara ve diğer tütün mamulleri için verilen oran, asgari maktu vergi tutarı ve maktu vergi tutarı belirleme yetkileri, makaronları da kapsayacak şekilde genişletilmiştir.

Yürürlük tarihi: 5 Aralık 2017 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

3) Bazı İçeceklerin ve Makaronların ÖTV kapsamına alınması

Bu Kanunun 75 inci maddesiyle ÖTV Kanunun ekinde yer alan (III) sayılı listenin;

  • (A) cetveline Türk Gümrük Tarife Cetvelinin;
  • 20.09 GTİP numarasında yer alan Meyve suları (üzüm şırası dahil) ve sebze (fermente edilmemiş ve alkol katılmamış), ilave şeker veya diğer tatlandırıcı maddeler katılmış olsun olmasın (Yalnız ambalajlanmış olanlar ve/veya toptan teslime konu edilenler) (Sebze suları ve Türk Gıda Kodeksine göre % 100 meyve suyu sayılanlar hariç) (% 10 oranında),
  • 22.02 GTİP numarasında yer alan Sular (mineral sular ve gazlı sular dahil) (ilave şeker veya diğer tatlandırıcı maddeler katılmış veya aromalandırılmış) ve alkolsüz diğer içecekler (20.09 pozisyonundaki meyve ve sebze suları hariç) (Yalnız ambalajlanmış olanlar ve/veya toptan teslime konu edilenler) (Doğal mineralli doğal maden suyu ile üretilmiş, tatlandırılmış, aromalandırılmış meyveli gazlı içecekler ile 2202.10.00.00.11, 2202.10.00.00.12, 2202.10.00.00.13, 2202.91.00.00.00 hariç) (% 10 oranında),
  • 2202.10.00.00.11 GTİP numarasında yer alan "Sade gazozlar" isimli mal eklenerek meyveli gazozların (% 10 oranında),
  • 2202.10.00.00.12 GTİP numarasında yer alan "Meyvalı gazozlar" isimli mal eklenerek meyveli gazozların (% 10 oranında),
  • 2202.91.00.00.00 GTİP numarasında yer alan “Alkolsüz biralar” isimli mal eklenerek alkolsüz biraların (% 10 oranında)

özel tüketim vergisi kapsamına alınmıştır.

Yürürlük tarihi: 1/1/2018 tarihinde yürürlüğe girecektir.

  • (B) cetveline 4813.10.00.80.00 GTİP numarasında yer alan “Diğerleri” isimli mal eklenerek makaronların (% 65,25 oranında)

özel tüketim vergisi kapsamına alınmıştır.

Yürürlük tarihi: 5 Aralık 2017 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

F) 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu Düzenlemeleri

Bildirimlere ilişkin düzenlemeler:

Bu Kanunun 16 ncı maddesiyle, Vergi Usul Kanunu’nun Bilinen Adresler başlıklı 101 inci maddesinde yer alan bilinen adresler yeniden düzenlenmekte, işi bırakma bildirimlerinde, vergi mahkemesindeki dava açma dilekçelerinde, cevaplarında ve benzeri belgelerde yer alan adresler bilinen adres olmaktan çıkarılarak mükelleflerin MERNÎS kayıtlarında yer alan yerleşim yeri adresleri bilinen adresler arasına alınmaktadır. Ayrıca, tebligatın hangi durumlarda hangi adreslere ve kimlere yapılacağına ilişkin hususlarda düzenleme yapılmaktadır.

Yürürlük tarihi: 1/1/2018 tarihinde yürürlüğe girecektir.

Bu Kanunun 17 nci maddesiyle, Vergi Usul Kanunu’nun “Tebliğ Evrakının Teslimi” başlıklı 102 nci maddesi değiştirilmekte ve geçici ayrılmalar da dahil olmak üzere, tebliğ yapılacak olanların işyerlerinde veya yerleşim yerlerinde bulunamaması halinde tebliğin nasıl yapılacağı hususu düzenlenmektedir.

Bu çerçevede, mükellefin işyeri adresinde bulunamaması halinde MERNİS'te kayıtlı yerleşim yeri adresine gidilmesi esası getirilmekte ve 7201 sayılı Tebligat Kanununda yer alan kapıya yapıştırma usulüyle tebligata ilişkin benzer düzenlemeye 213 sayılı Kanunda da yer verilmektedir.

Yürürlük tarihi: 1/1/2018 tarihinde yürürlüğe girecektir.

Bu Kanunun 18 inci maddesiyle, Vergi Usul Kanunu’nun “Tebliğin İlanla Yapılacağı Haller” başlıklı 103 üncü maddesinde değişiklik yapılmak suretiyle tebliğin ilanen yapılacağı haller arasına, MERNİS'te kayıtlı yerleşim yeri adresi bulunmaması hali eklenmektedir.

Yürürlük tarihi: 1/1/2018 tarihinde yürürlüğe girecektir.

Bu Kanunun 19 uncu maddesiyle, Vergi Usul Kanunu’nun “Yetki” başlıklı mükerrer 257 nci maddesinde değişiklik yapılmak suretiyle vergiye gönüllü uyumun artırılması amacıyla mükelleflere verilen hizmetlerin elektronik ortama taşınmasına ve vatandaşların vergi dairelerine gitmeksizin iş ve işlemlerini elektronik ortamda yapabilmesine, ayrıca kayıt dışılıkla mücadelede etkinliğin artırılması kapsamında elektronik ticaretin kavranmasına yönelik olarak gerekli düzenlemeleri yapma hususunda Maliye Bakanlığına yetki verilmektedir.

Diğer taraftan madde ile süresinden sonra verilen bildirim, yazı, dilekçe, tutanak, rapor ve diğer belgelere istinaden düzenlenen ihbarnamelerin mükellef, vergi sorumlusu veya bunların elektronik ortamda beyanname gönderme yetkisi verdiği gerçek veya tüzel kişiye elektronik ortamda iletilebilmesine imkân sağlanmaktadır.

Yürürlük tarihi: 5 Aralık 2017 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Bu Kanunun 20 nci maddesiyle, MERNİS'te yer alan yerleşim yeri adresinin bilinen adresler arasına alınmasıyla birlikte bu adresin MERNİS üzerinden takibi mümkün bulunduğundan madde ile Vergi Usul Kanunu’nun “Adres Değişikliklerinin Bildirilmesi” başlıklı 157 nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan "veya ikamet" ibaresi yürürlükten kaldırılmak suretiyle mükelleflerin ikametgâh adresi değişikliklerini vergi dairelerine bildirme zorunluluğu kaldırılmaktadır.

Yürürlük tarihi: 5 Aralık 2017 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

G) 4158 sayılı Damga Vergisi Kanunu Düzenlemeleri

1) Bakanlar Kurulu Yetkisi

Bu Kanunun 29 uncu maddesiyle, Damga Vergisi Kanunu’nun mükerrer 30 uncu maddesinde değişiklik yapılmak suretiyle maktu ve nispi damga vergilerinin artırılması ve indirilmesine ilişkin Bakanlar Kuruluna verilen yetkinin, kağıt türleri itibarıyla birlikte veya ayrı ayrı kullanılmasına imkân sağlanmaktadır.

Yürürlük tarihi: 5 Aralık 2017 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

2) Kamu özel işbirliği projelerine ilişkin istisna düzenlemesi

Bu Kanunun 30 uncu maddesiyle, Damga Vergisi Kanunu’na ekli (2) sayılı tablonun “IV- Ticari ve medeni işlerle ilgili kağıtlar'' başlıklı bölümüne aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

"54. Kamu özel iş birliği projelerinin finansmanı için yurtdışında ihraç edilen menkul kıymetler karşılığında fon temin etmek üzere kurulan özel amaçlı kuruluşların, bu fonları proje yüklenicisi firmalara kullandırmasına ilişkin olarak düzenlenen kağıtlar ile bunların teminatı ve geri ödenmesine ilişkin işlemler nedeniyle düzenlenen kağıtlar."

Bu suretle, kamu özel işbirliği projelerinin finansmanı için yurtdışında ihraç edilen menkul kıymet karşılığında fon temin etmek üzere kurulan özel amaçlı kuruluşların, bu fonları proje yüklenicisi firmalara kullandırmasına ilişkin olarak düzenlenen kağıtlar ile bunların teminatı ve geri ödenmesine ilişkin işlemler nedeniyle düzenlenen kağıtlara damga vergisi istisnası sağlanmak suretiyle finansman maliyetleri düşürülmektedir.

Yürürlük tarihi: 5 Aralık 2017 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

H) 492 sayılı Harçlar Kanunu Düzenlemeleri

1) Kamu özel iş birliği projelerine harç istisnası sağlanması

Bu Kanunun 31 inci maddesiyle, Harçlar Kanunu’nun “Özel Kanunlardaki Hükümler” başlıklı 123 üncü maddesine fıkra eklemek suretiyle kamu özel işbirliği projelerinin finansmanı için yurtdışında ihraç edilen menkul kıymet karşılığında fon temin etmek üzere kurulan özel amaçlı kuruluşların, bu fonları proje yüklenicisi firmalara kullandırmasına ilişkin işlemler ile bunların teminatı ve geri ödenmesine ilişkin işlemlerin yargı harçları dışındaki harçlardan istisna tutulması öngörülmektedir.

Yürürlük tarihi: 5 Aralık 2017 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

2) Transfer fiyatlandırmasında yöntem belirleme anlaşması harçlarının kaldırılması

Bilindiği üzere, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 13 üncü maddesinin “Transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı” beşinci fıkrası uyarınca, transfer fiyatlandırması uygulamasında, ilişkili kişilerle yapılan mal ya da hizmet sunumunda uygulanacak fiyat veya bedelin tespitine ilişkin yöntemler, mükellefin talebi üzerine Maliye Bakanlığı ile anlaşılarak belirlenebilmektedir.

Bu Kanunun 32 nci maddesiyle, söz konusu anlaşmaların teşviki amacıyla Harçlar Kanununa bağlı (8) sayılı Tarifede yer alan ve anlaşma sürecinde ödenmesi gereken başvuru harcı (2017 yılı için 56.979,40 TL idi.) ve yenileme harcı (45.583,30 TL idi.) kaldırılmıştır.

Yürürlük tarihi: 5 Aralık 2017 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

I) 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu Düzenlemeleri

Bu Kanunun 35 inci maddesiyle, Emlak Vergisi Kanunu’na eklenen geçici madde 23 ile takdir komisyonlarınca 2018 yılı için takdir edilen asgari ölçüde arsa ve arazi metrekare birim değerlerinin, 2017 yılında uygulanan birim değerlerin belirli bir yüzdesini geçmemesi sağlanmaktadır. Takip eden 2019, 2020 ve 2021 yıllarında da bina ve arazi vergi değerlerinin hesabında 2018 yılı için esas alınan birim değerleri üzerinden işlem yapılması amaçlanmaktadır.

Ayrıca, emlak vergi değeri veya asgari ölçüde arsa ve arazi metrekare birim değerleri esas alınarak uygulanan vergi, harç ve diğer mali yükümlülüklerde de bu düzenleme ile belirlenen değerlerin dikkate alınacağı açıklanmaktadır.

Yürürlük tarihi: 5 Aralık 2017 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

İ) 6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu Düzenlemeleri

1) Özel iletişim vergisi oranlarının %7,5 olarak belirlenmesi.

Bilindiği üzere, Gider Vergileri Kanunu’nun “Özel iletişim vergisi” başlıklı 39 uncu maddesinin birinci fıkrasının;

(a) bendine göre her nevi mobil elektronik haberleşme işletmeciliği kapsamındaki (ön ödemeli hatlara yüklemeler için yapılan satışlar dahil) tesis, devir, nakil ve haberleşme hizmetleri %25,

(b) bendine göre radyo ve televizyon yayınlarının uydu platformu ve kablo ortamından iletilmesine ilişkin hizmetler %15,

(c) bendine göre kablolu, kablosuz ve mobil internet servis sağlayıcılığı hizmeti %5,

(d) bendine göre (a), (b) ve (c) bentleri kapsamına girmeyen diğer elektronik haberleşme hizmetleri %15

oranında özel iletişim vergisine tabidir.

Bu Kanunun 10 uncu maddesiyle, 6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu’nun 39 uncu maddesinde yapılan düzenleme ile özel iletişim vergisi oranları her bir hizmet için %7,5 olarak aynı oranda belirlenmektedir.

Yürürlük tarihi: 1/1/2018 tarihinde yürürlüğe girecektir.

2) Vadeli işlem ve opsiyon sözleşmeleri sonucu lehe alınan paraların banka ve sigorta muameleleri vergisinden istisna edilmesi

Bu Kanunun 11 inci maddesiyle, Gider Vergileri Kanunu’nun “İstisnalar:” başlıklı 29 uncu maddesinde değişiklik yapılmak suretiyle işlemin yapıldığı yere bakılmaksızın vadeli işlem ve opsiyon sözleşmeleri sonucu lehe alınan paraların banka ve sigorta muameleleri vergisinden istisna edilmektedir.

Yürürlük tarihi: 1/1/2018 tarihinde yürürlüğe girecektir.

K) 7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu Düzenlemesi

Şans oyunları ile gerçek ve tüzel kişilerce düzenlenen yarışma ve çekilişlerde kazanılan ikramiyeler için uygulanan veraset ve intikal vergisi oranının %20’ye çıkarılması.

Bu Kanunun 13 üncü maddesiyle, Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu’nun “Nispetler” başlıklı 16 ncı maddesinde yer alan ve şans oyunları ile gerçek ve tüzel kişilerce düzenlenen yarışma ve çekilişlerde kazanılan ikramiyeler için uygulanan %10 nispetindeki veraset ve intikal vergisi oranının %20’ye çıkarılmıştır.

Yürürlük tarihi: 1/1/2018 tarihinde yürürlüğe girecektir.

L) 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun Düzenlemeleri

Bilindiği üzere, 6183 sayılı Kanun’un 22/A maddesi ile kamu alacaklarının tahsilatım hızlandırmak amacıyla bazı ödeme ve işlemler sırasında Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerine vadesi geçmiş borcun bulunmadığına ilişkin belge arama zorunluğu getirilmesine ilişkin düzenleme yapılmıştır.

1) Amme alacağı ödenmeden yapılmayacak işlemler ile işlem yapanların sorumlulukları

Bu Kanunun 7 nci maddesiyle, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un Amme alacağı ödenmeden yapılmayacak işlemler ile işlem yapanların sorumlulukları: başlıklı 22/A maddesi yeniden düzenlenerek, kamu tüzel kişiliğini haiz kurum ve kuruluşların istisna kapsamında olanlar dahil mal veya hizmet alımları ile yapım işleri nedeniyle hak sahiplerine yapacakları ödemeler de bu kapsama alınmaktadır. Meslek kuruluşları ile vakıf üniversiteleri ise yeni düzenlemenin kapsamı dışında tutulmuştur.

Diğer taraftan, hak sahiplerine yapılacak ödemeler sırasında tahsil dairelerine olan borçların resen kesilmesi yönünde Maliye Bakanına yetki verilmektedir.

Madde kapsamında kesinti zorunluluğu getirilen ödemeler için işçi ücreti alacaklarının öncelik hakkı korunmuş ve alacağın devrine ilişkin yapılacak her türlü devir, temlik ve el değiştirme işlemlerinin, tahsil dairelerine vadesi geçmiş borcu karşılayacak kısım ayrıldıktan sonra kalan kısım üzerinde hüküm ifade edeceği yönünde düzenleme yapılmıştır.

Ayrıca, yapılacak ödemeden Sosyal Güvenlik Kurumu alacakları için 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 90 ıncı maddesi uyarınca, tahsil dairesi alacakları için de 6183 sayılı Kanunun 22/A maddesi gereğince kesinti yapılması gerektiği durumlarda, iki kamu İdaresinin alacaklarına karşılık garameten pay ayrılması esası getirilmiştir.

Yürürlük tarihi: 1/1/2018 tarihinde yürürlüğe girecektir.

2) Yurtdışı bankaların banka kartı ve benzeri kartları ile ödenmesinde aracılık yapacak yurtiçi bankaların, katlanacağı giderler için komisyon alabilmeleri

Bu Kanunun 8 inci maddesiyle, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun Hususi ödeme şekilleri başlıklı 41 inci maddesinde ibare değişiklikleri yapılarak, kamu alacaklarının yurtdışında bulunan vatandaşlarımız veya yabancı uyruklu kişiler tarafından yurtdışı bankaların banka kartı ve benzeri kartları ile ödenmesinde aracılık yapacak yurtiçi bankaların, katlanacağı giderler için komisyon alabilmelerine imkân sağlanmaktadır.

Yürürlük tarihi: 5 Aralık 2017 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

3) İhtiyati hacze itiraz, Ödeme emri, İhtiyati haczin kaldırılması

Bu Kanunun 9 uncu maddesiyle, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun;

  • İhtiyati hacze ilişkin dava açma süresinin düzenlendiği “İhtiyati hacze itiraz:” başlıklı 15 inci maddesinde yer alan 7 günlük süre 15 güne çıkarılmaktadır.
  • Ödeme emri ile amme borçlusuna borcun 7 gün içerisinde ödenmesi veya mal bildiriminde bulunulması yönünde bildirimde bulunulacağını belirten hükümlerin yer aldığı “Ödeme emri:” başlıklı 55 inci maddesinde öngörülen 7 günlük süre 15 güne çıkarılmaktadır. Aynca, borcunu vadesinde ödemeyenlere ait malları elinde bulunduran üçüncü şahıslardan bu malları tahsil dairelerine bildirmeleri için belirlenmiş olan 7 günlük süre de 15 gün olarak yeniden düzenlenmektedir.
  • İhtiyati haczin kaldırılması:” başlıklı 56 nci maddesinde yer alan teminatlı alacakların paraya çevrilmesinden önce borçluya yapılan tebliğ ile verilen 7 günlük ödeme süresi 15 güne çıkarılmaktadır.
  • Ödeme emrine itiraz:” başlıklı 58 inci maddesinin birinci ve yedinci fıkralarında yer alan ödeme emrine karşı dava açma ve davası reddedilenler için mal bildiriminde bulunma süreleri 7 günden 15 güne çıkarılmaktadır.
  • “Mal bildiriminde bulunmayanlar:” başlıklı 60 ıncı maddesinde yer alan mal bildiriminde bulunmayanlar hakkında uygulanacak hapsen tazyik kararı alınması için geçmesi gereken 7 günlük süre 15 güne çıkarılmaktadır.

Yürürlük tarihi: 1/1/2018 tarihinde yürürlüğe girecektir. http://www.verginet.net

Söz konusu Kanun Tasarısına aşağıdaki bağlantı yoluyla ulaşabilirsiniz.

Bazı Vergi Kanunları ile Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun

Bilindiği gibi, limited şirketlerde dava açma ehliyeti yönünden şirket müdürleri dava açmaya yetkili bulunmaktadırlar. Limited şirketlerde, şirket müdürü şirket ile ilgili dava açma ehliyeti açısından yetkilidir. 2577 sayılı yasanın 15. maddesinde dava açma ve inceleme üzerine verilecek kararlar düzenlenmiş bulunmaktadır. Bu nedenle İYUK madde 3 hükümlerine göre dava dilekçelerinin imzalı olması ve yetkili kişi tarafından imzalanması zorunludur. İmzasız dilekçe ile dava açılması anılan 3. maddesine aykırılık oluşturduğundan dolayı dava dilekçesi vergi mahkemesi tarafından reddedilmektedir. Bu şekilde reddedilen dilekçenin, imza noksanı tamamlanmak suretiyle, aşağıda, ilgili başlık altında, yapılan açıklamalar uyarınca, yenilenmesi olanaklıdır. Ancak; dava dilekçesinin medeni hakları kullanma ehliyeti bulunmayan davacı tarafından bizzat veya yasal temsilcisi olmayan kişiler tarafından, imzalanması veyahut, davanın, dava açmakta menfaati bulunmayan kişi yada kişilerce açılması halinde dava ehliyetsiz kişi tarafından açılmış olmaktadır.

Bu durumda, dava, İYUK madde 15/1 1. fıkrasını ‘b’ bendi uyarınca ehliyetsizlik dolayısı ile reddedilir. Ehliyetsizlik nedeniyle reddedilen davanın yenilenmesi mümkün değildir. Ancak, henüz, idari dava açma süresi dolmamışsa, davacının yasal temsilcisi tarafından ayrıca dava açılabilecektir.

Uygulamada bir limited şirketin iki ortağı bulunup ortaklardan birinin ölümü dolayısı ile adeta bir şahıs işletmesi haline dönüşen limited şirket adına düzenlenen ihbarnamelerin ortağa tebliğ edilmesi hem ortak hem şirket tarafından kendi adına açılan davayı ehliyet açısından reddeden yerel vergi mahkemesi kararında yasaya uyarlılık görülmemiştir.

Bilindiği gibi, limited şirketlerde dava ehliyeti açısından şirket müdürlerinin ancak dava açması ve davada taraf olması mümkün olmaktadır(1). Bazı durumlarda uygulamada şirket müdürlerinin görev süreleri bitmekte veyahut da iki ortaklı bir limited şirkette ortaklardan bir tanesi örneğin 3 yıllığına müdür olarak atanmakta diğer ortak ise uzun zamandır ülke dışında bulunabilmektedir. Veyahut da ortaklardan birinin ölümü dolayısı ile şirket tek ortak ve tek müdür ile ticari hayatına devam edebilmektedir.

Uygulamada çeşitli nedenlerle şirketin tek ortak haline gelmesi de mümkün olabilmektedir. İşte bu gibi durumlarda TTK’da yer alan hüküm gereğince şirketin görev süresi sona eren eski yasal temsilcisinin dava açma ehliyeti olabilmektedir(2)

İzmir Bölge İdare Mahkemesi tarafından verilen bir kararda şirketin eski ortağı ve eski müdürü kendisine şirketle ilgili yapılan bir tebligat dolayısı ile açmış olduğu dava yerel mahkeme tarafından reddedilmesine rağmen bölge idare mahkemesi yerel vergi mahkemesi kararını bozmuş ve itiraz yoluyla bölge idare mahkemesi nezdinde yapılan başvuruyu kabul etmiştir(3).

Öte yandan Danıştay 4. Dairesi tarafından verilen kararda: “Davacının ortağı olduğu limited şirket, 21.01.1980 tarihinde dört ortaklı olarak kurulmuş, daha sonra pay devri yoluyla ortak sayısı ikiye inmiş ve 09.03.1985 tarihinde de ortaklardan biri ölmüştür. Ortaklardan birinin vefatı nedeniyle şirketin Türk Ticaret Kanunu’nun 504. maddesi gereğince mahkeme kararıyla feshedilmesi gerekirken, bu yolda herhangi bir karar alınmadığı dosyanın incelenmesinden anlaşılmaktadır. Bu durumda limited şirket, adeta şahsi işletme niteliğini kazanacağından ödeme emrinin tebliği şirket hakkında hüküm ifade edeceği gibi doğrudan doğruya davacının da menfaatini ilgilendirdiğinden işin-K:/sı hakkında karar verilmesi gerekirken davanın ehliyet yönünden reddine isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle İstanbul 6. Vergi Mahkemesinin 02.12.1993 günlü ve 1993/1700 sayılı kararının bozulmasına karar verildi”(4). Nazlı Gaye Alpaslan Güven

http://www.hurses.com.tr/Haber-Limited_sirketlerde_ortaklardan_birinin_olumu_durumunda_dava_acma_ehliyeti_sorunu-15710.htm


(1) Danıştay 10. D. 13.3.1989 gün ve E: 1988/3078-K:1989/547 sayılı karar

(2) Dnş. 4. D. 21.02.1995 gün ve E: 94/1722-K:95/817 sayılı karar

(3) 6762 sayılı yasa md.504

(4) İzmir Bölge İdare Mahkemesinin 01.04.2008 gün E:2008/609-K:2008/731 sayılı kararı.

Limited şirketlerde müdürlerin değiştirilmesi bir başka ifade ile azli TTK’nun 623 ve izleyen maddelerinde açıklanmıştır. Ortaklardan birinin kuruluş sırasında müdür atanması halinde bu müdürün azli, ortak olmayan müdürün azline göre daha da karmaşıktır.

Ortak olmayan müdürün azli, ortaklar kurulunun bir araya gelerek müdürü değiştirip, mevcut müdürün imza yetkisinin iptali ve yeni müdürün atanması ile beraber problem çözülmüş olur. TTK’ya göre, limited şirket anasözleşmesi veya ortaklar genel kurul kararı ile ortak olmayan müdürlerin de müdür olarak atanması mümkündür. Ortak olmayan müdürlerin yetkileri ortaklardan seçilen müdürlerden herhangi bir farklılıkları yoktur.

Ortak olmayan limited şirket müdürleri, ortaklar genel kurul kararı ile her zaman için değiştirilebilir. Bu durumda, değiştirilen veya azledilen müdürün, sözleşmeden doğan hakları saklıdır.[1]

Ortak olan müdürler konusun ise kanun, müdürün şirket sözleşmesi ile atanması ve ortaklar genel kurulunca seçilmesine bağlı olarak ikili bir ayrıma gitmiştir. Şirket sözleşmesi ile atanan ve aynı zanda ortak olan şirket müdürleri, ortaklar genel kurulu tarafından azledilmezler, bunların idare hak ve vazifelerinin diğer ortaklar tarafından sınırlandırılması da mümkün değildir.[2] Ancak, haklı sebeplerin varlığında, ortaklardan birinin talebi üzerine, mahkeme, şirket sözleşmesi ile atanan müdürlerin idare hak ve vazifesini sınırlandırılmasına veya geri alınmasına karar verebilir. Ortaklar genel kurulu kararı ile atanan ve aynı zamanda ortak olan limited şirket müdürleri ise, ortaklar genel kurulu tarafından azledilebilirler. Azil kararının, ortakların çoğunluğu ile alınması zorunludur.[3]

Temsil yetkisinin sınırlandırılması, iyi niyetli üçüncü kişilere karşı hüküm ifade etmez. Bununla birlikte, temsil yetkisinin sadece şirket merkezinin veya bir şubesinin işlerine ait olduğuna veya müştereken kullanılmasına dair sınırlamalar üçüncü kişiler hakkında da geçerli olur. Bu çerçevede, limited şirket ortaklarının, basiretsizlik, ihmal ve kasıt ile şirketin ve ortakların zararına sebebiyet veren müdürlerin azli ve yetkilerinin kaldırılması konusunda kanunun aradığı koşullara uygun hareket etmeleri ve ancak haklı bir sebebin varlığında konuyu yargıya taşımaları uygun olacaktır.

Sonuç olarak, gerek eski TTK’da ve gerekse yürürlüğe giren 6102 sayılı yeni TTK’da; şirkette ortak olmayan müdürlerin azli ortakları kurulunun alacağı karar ile çözümlenebilir durumdadır. Genel kurul, ortak olmayan müdür veya müdürleri görevden her zaman alabilir. Müdür veya müdürlerin şirkette ortak için olması durumunda ise, durum biraz daha karmaşık hal alacaktır. Böyle bir durumda da her ortak   haklı nedenleri ileri sürüp mahkemeye müracaat ederek buna göre ortaklardan atanmış müdürün azlini veya yetkilerinin sınırlandırmasını sağlayabilir.[4] Nazlı Gaye Alpaslan

http://www.hurses.com.tr/Haber-Limited_sirketlerde_mudurlerin_degistirilmesi-15691.htm


[1] Bkz. ÖNCÜ Ekrem, “Limited Şirketlerde Müdür Atamaları”, 12.10.2012, www.muhasebeturk.com.

[2] ATLAŞ Soner, “Limited Şirketlerde Müdürlerin Azli ve Yetkilerinin Sınırlandırılması”, Yaklaşım Dergisi, Kasım 2010, Sayı:215.

[3] Yeni TTK md. 630

[4] Yeni TTK hükümlerine göre tek kişilik limited şirket kurulması durumunda şirkete atanacak müdürün ortaklardan birinin olması zorunludur. Başka bir ifade ile, tek kişilik bir limited şirkette ortak (A) (B)’ yi müdür atarsa ve (B)’de ortak değilse bu durumda tek kişilik bu limited şirkette (A)’nında (B) ile beraber aynı zamanda müdür olması zorunludur. Dolayısıyla, tek ortaklı limited şirkette dışarıdan müdür atansa bile bu tek ortağın da müdür seçilmesi zorunludur. (Bkz. 6102 sayılı yeni TTK md. 623).  

Cumartesi, 09 Aralık 2017 18:37

Evliliği 15 Gün Sonra Yapın

Soru: 11 buçuk aydır bir şirkette çalışıyorum.  Bir hafta sonra evleneceğim. İşten ayrılırsam kıdem tazminatı alabilir miyim? Aleyna 

Cevap: Evlilik nedeniyle işten ayrılmalarda kıdem tazminatı alabilmek için en az bir yıl işyerinde çalışılmış olması gerekiyor. Sayın Aleyna Hanım, çalışma süreniz bir yıl olmadığı için kıdem tazminatı alamazsınız. Evliliğinizi 15 gün sonra yaparsanız, çalışma süreniz bir yıl olacağı için evlilik nedeniyle işten ayrıldığınızda kıdem tazminatı alabilirsiniz. 

İki izin birden kullanılır mı  

Soru: Fazla mesailerimi izin olarak kullanabileceğim söylendi. Fazla mesai iznimi yıllık iznimle birleştirebilir miyim? Nihat Özer 

Cevap:Fazla  çalışma süreleri her bir saat fazla çalışma 1.5 saat izin olarak  6 ay içerisinde kullanılabiliyor. Sayın Özer, kullanacağınız yıllık izin 6 aylık süre içerisinde ise işvereninize söyleyerek iki izni birleştirebilirsiniz. 

Dul eşe bağlanan maaş  

Soru: Dul eşe maaşın ne kadarı bağlanıyor? Cevap: Sayın Yeliz Hanım; dul eşe maaşın yüzde 50’si bağlanıyor. Aylık alan çocuğunun bulunmaması halinde yüzde 75’i bağlanır. 

Doğum raporu parası 

Soru: Doğum sebebiyle 112 gün doğum izni raporu alınırsa Sosyal Güvenlik Kurumu rapor parasının hepsini öder mi? Yasemin Demir 

Cevap: Sosyal Güvenlik Kurumu doğum nedeniyle alınan raporları geçici iş göremezlik kapsamında öder. Sayın Demir alınan 112 günlük doğum raporunun tamamı ödenir. 

SGK daha avantajlı 

Soru:  24.06.1968, doğumluyum. 13.10.1992’de SSK’lı olarak işe girdim ve 189 gün prim ödedim. Bağ-Kur ve isteğe bağlı sigorta primim 6 yıl 18 gün. Halen isteğe bağlı olarak prim ödüyorum. Prim borcum bulunmuyor. Nasıl emekli olabilirim?  Ferda Altay 

Cevap: Sayın Altay,  6 yıl 6 ay 27 gün prim ödemeniz bulunuyor.  4/a’lı(eski SSK’lı) olarak emekli olmanız daha avantajlı. Bunun için son 3.5 yıl bir işyerinde  4/a’lı(eski SSK’lı) olarak çalışmanız halinde  49 yaşın bitimi  5600 gün prim ödeme şartına tabisiniz.   2367 gün prim ödemeniz  var. 3233 gün  dahaprim öderseniz emekli olabilirsiniz. Doğum yaptıysanız, şartlarınız tutuyorsa doğum borçlanması  da yapabilirsiniz. Arif Temir

http://www.gunes.com/yazarlar/arif--temir/evliligi-15-gunsonra-yapin-836739

Cumartesi, 09 Aralık 2017 18:34

Engelliye Erken Emeklilik

03 Mart 2005 tarihinde işe giriş yaptım ve aynı yerde devam ediyorum. 3779 gün primim var ve yüzde 60 2 dereceden engelim var. Rahatsızlığımdan dolayı askerlik yapamadım. SSK'ya sorduğumda emekli olabilmem için benden 4000 gün ve 18 yıl şartları istediler. Ne zaman emekli olurum? Harun G.
SSK'dan aldığınız bilgiler doğru. İşe giriş tarihi 05.08.2003 tarihi ile 30.09.2008 tarihi arasında olup 2 derece engeli olanlar 18 yıl sigortalılık süresi ve 4000 prim gün şartlarına tabidir. Dolayısıyla siz de bu şartlara tabisiniz. 18 yıl şartınız 03 Mart 2023 tarihinde, prim gün sayınız da 221 gün sonra dolacak. Bu durumda prim gün sayınızın tamamlanması şartıyla 03.03.2023 tarihi itibariyle emekli olabilirsiniz. Engelli olanların emeklilik hesaplamalarında engel oranı ve işe giriş tarihleri baz alınmaktadır. Bu nedenle her engellinin emeklilik hesaplaması aynı değildir.

Ben bir özel şirkette çalışıyorum. Şimdiye kadar çalıştığım firmalar her nedense hakkımız olan asgari geçim indirimini ödemedi. Bu konuda ne yapabilirim? 5..261 Nolu SMS
işveren asgari geçim indirimi çalışanlara aylık olarak ödemek zorundadır. Eğer asgari geçim indiriminin ödenmediğini düşünüyorsanız, işverenin bağlı bulunduğu vergi dairesine şikayette bulunabilirsiniz.

Ne zaman emekli olurum?
01.03.1970 doğumluyum, ilk işe girişim 1991 yılı 10'uncu ay. 1990 3'üncü ayda askere gittim, 1991 8'inci ayda terhis oldum. Askerlik borçlanması yaparsam ne zaman emekli olurum? 5...013501 Nolu SMS
İşe girişinize göre 25 yıl, 53 yaş ve 5600 prim gün şartlarına tabisiniz. En az 6 aylık askerlik borçlanıp 25 yıl, 52 yaş ve 5525 prim gün şartlarına tabi olabilirsiniz. Bu durumda 5525 prim günü tamamlayıp 52 yaşınızın dolacağı 01.03.2022 tarihinde emekli olabilirsiniz. Ali Şerbetçi

5 Aralık 2017 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 15 seri numaralı KDV Genel Tebliği ile Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği’nde bazı değişiklikler yapılmıştır.

Ulusal Güvenlik Amaçlı Teslim ve Hizmetlere İlişkin İstisna genişletilerek Adalet Bakanlığı’na yapılan teslim ve hizmet ifaları da istisna kapsamına alınmıştır.

İndirimli orana tabi işlemlerden doğan KDV iade alacağının nakden iadesine, 2711.19.00.00.11 G.T.İ.P.’inde yer alan Sıvılaştırılmış Petrol Gazı’nın (L.P.G.) (otogaz hariç) tesliminden doğan KDV iadesi eklenmiş ve bu işlemlerden doğan KDV iade alacağının ÖTV Kanunu’ndan doğan borçlara mahsuben iadesi için münhasıran vergi inceleme raporu gerekliliği kaldırılmıştır.

Tebliğ, yayımı tarihinde (5 Aralık 2017) yürürlüğe girmiştir.

Hakkımızda

 ö z d o ğ r u l a r, 18.08.1988 tarihinde kurularak, Mali Müşavirlik faaliyetine başlamıştır. 

Sektöründe en iyi olma duygusu ile personeline "Kalite" bilincini yerleştirmeyi, Kalite Yönetim Sistemini sürekli iyileştirmeyi, müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı, amaç edinerek, 2003 Yılında, alanında Türkiye' de ilk olarak ISO 9001: 2000 Belgesi almıştır.

 

Mali Takvim

Öne Çıkanlar

  • Elektronik Belge Sistemlerinde Yapılacak Planlı Bakım Çalışması Hakkında GİB Duyurusu ELEKTRONİK BELGE SİSTEMLERİNDE YAPILACAK PLANLI BAKIM ÇALIŞMASI HAKKINDA DUYURU 19.09.2024…
  • GİB, Vergi Cezalarında İndirim Uygulaması Broşürü Yayımlandı Vergi cezalarında indirim; mükellefler veya vergi sorumluları adına kesilen cezalar…
  • Maliye'den 3 Milyar Liralık Sahte Fatura Tespiti Yapıldı! Vergi Müfettişlerine Ek Yetki Gündemde Hazine ve Maliye Bakanlığı vergi…
Top