Mehmet Özdoğru
Hangi Mesleklerde Çalışanlar Erken Emekli Olur!
Bazı mesleklerde çalışanlar, yaptıkları işin zorluğu nedeniyle erken emekli olma hakkına sahip. Bu kişiler ‘fiili hizmet süresi zammı’na yani yıpranmaya tabiler. Bu da emeklilik yaşını geri çeker. İşte o meslekler...
Sosyal güvenlik sistemi, bütün çalışanların çalışma koşullarının eşit olmadığını ve bu kapsamda bazı sigortalıların ağır ve yıpratıcı şartlarda çalıştığını kabul ederek bu çalışanlara erken emeklilik hakkı tanıyor. Çalışma şartları ağır ve yıpratıcı olan bazı işlere tanınan bu hak kapsamında bu kişilerin fiilen çalıştıkları sürelere ayrıca ilave süreler ekleniyor ve bu süreyle orantılı olarak emeklilik yaşlarından eksiltme yapılıyor. Yani ‘fiili hizmet zammı’ kapsamında çalışanların çalıştıkları süre farklı değerlendiriliyor ve bu kişiler çalıştıkları süreyle orantılı olmak kaydıyla daha erken yaşta emekli olabiliyor.
İSTİSNA DIŞINDA 5 YIL
Fiili hizmet süresi zammı uygulamasında yer altında çalışanlar hariç olmak üzere üst sınır söz konusudur. Buna göre; yer altında çalışanlara hiçbir sınır olmaksızın fiili hizmet süresi zammının tamamı prim ödeme gün sayılarına eklenir.
dikkate alınmaz
Ancak asker ve polislerde fiili hizmet süresi zammı 8 yılı, zamma konu diğer mesleklerde ise 5 yılı geçemez. Bu sürelerden daha fazla fiili hizmet süresi zammı hak edilmiş olsa bile emeklilik işlemlerinde dikkate alınmaz. Yer altında çalışanlar ise hiçbir sınır olmaksızın fiili hizmet süresi zammından yararlanabilir.
YÖNETİCİLERİ KAPSAMIYOR
FİİLİ hizmet süresi zammından, belirtilen mesleklerde çalışanlar ve mesleğin gerektirdiği risklerle bir fiili karşılaşan sigortalılar yararlanabilir. Yani madende çalışmakla beraber yer altına girmeyen ve yönetici konumundaki bir kişinin fiili hizmet süresi zammından yararlanması söz konusu değil. Bu durumdaki kişiler SGK’ya fiili hizmet süresi zammıyla bildirilseler bile SGK bu süreleri iptal edebilir.
İŞVERENİ KONTROL EDİN
Bu mesleklerde çalışanların fiili hizmet süresi zammı hakkından yararlanabilmeleri için, işverenlerin bu kişileri belirtilen belgelerle SGK’ya bildirmesi gerekiyor. Bildirim yapılmadığı taktirde fiili hizmet süresi zammı uygulanamaz. Bu nedenle fiili hizmet süresi zammı kapsamındaki mesleklerde çalışanların düzenli olarak aylık prim ve hizmet belgelerini kontrol etmeleri ve doğru bir şekilde yapıldığını kontrol etmeleri çok önemlidir.
10 YILLIK MADEN İŞÇİSİNE 5 YIL
FİİLİ hizmet süresi zammından yararlanan kişiler belirli bir süre bu mesleklerde çalışmış olmaları kaydıyla emeklilik yaşından indirim hakkını da elde ederler. Madencilerin fiili hizmet süresi zammının tamamı emeklilik yaşından indiriliyor. Bu konuda herhangi bir sınır yok. En az 5 yıl madenci olarak çalışmış bir işçinin emeklilik yaşından 2.5 yıl indiriliyor. Madende 10 yıl çalışan işçi 5 yıl daha erken emekli olabilir.
GAZETECİLER İÇİN DE ORTALAMA 2 YIL
Örneğin 16 yıl basın kartıyla çalışmış bir gazeteci 2 yıl erken emekli olabilir. Bu açıdan fiili hizmet süresi zammı kapsamında çalışanların hem prim gün sayıları daha erken dolar, hem de daha genç emekli olma hakkına sahip olurlar.
Her 1 yıl için kaç gün ekleniyor?
Fiili hizmet zammı yani yıpranma payı çerçevesinde çalışma süreleri birbirinden farklı olarak değerlendirilen meslekler ve söz konusu bu mesleklerde çalışanların her 360 günlük çalışmasına eklenecek gün sayısı şöyle
Kurşun ve arsenik işleri: 60-90 Gün
Cam fabrika ve atölyeleri: 60 Gün
Cıva üretim işleri sanayi: 90 Gü
Çimento fabrikaları: 60 Gün
Kokfabrika, termik santral: 60 Gün
Alüminyum fabrikaları: 60 Gün
Demir ve çelik fabrikaları: 90 Gün
Döküm fabrikaları: 90 Gün
Asit üretimi yapan fabrika: 90 Gün
Yeraltı işleri: 180 Gün
Radoaktif ve radyoiyonizan maddelerle yapılan işler: 90 Gün
Su altında çalışmayı gerektiren işler: 60-90 Gün
Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı çalışanları: 90 Gün
Emniyet ve Milli İstihbarat Teşkilatı’nda çalışanlar: 90 Gün
İtfaiye ve yangın söndürme işinde çalışanlar: 60 Gün
Basın ve gazetecilik mesleğinde sarı kart basın sahibi olanlar: 60 Gün
Türk Radyo ve Televizyon kurumunda basın çalışanları: 90 Gün
BMM üyeleri: 90 Gün
Ceza infaz kurumu müdürü, idare memuru, infaz ve koruma başmemuru, ceza infaz kurumlarında hükümlü ve tutuklularla bilfiil irtibat içinde olan diğer görevliler: 90 Gün
NOT: Yukarıda yer alan listeye göre, madende çalışan işçilerin her bir yıllık çalışması 1.5 yıl olarak değerlendirilir. Bu kapsamda söz konusu mesleklerde en yüksek fiili hizmet zammı madencilere uygulanıyor. Diğer taraftan polisler ve askerlerin bir yılları 450 gün, itfaiyecilerin bir yılları ise 420 gün olarak değerlendiriliyor. Okan Güray Bülbül
Sürücü Kurslarında Vergiyi Doğuran Olay Ve Fatura Düzenlemede Ortaya Çıkan Problemler
Sürücü kurslarında vergiyi doğuran olayın hangi tarihte gerçekleştiği konusunda çeşitli görüşler ileri sürülmektedir. Sürücü kurslarında vergiyi doğuran olayın tespiti önem taşımaktadır. Sürücü kurslarında KDV konusu ve fatura düzenlenmesi konuları geçmiş yıllarda uyuşmazlık konusu olmuştur. Bu sürücü kurslarının KDV karşısındaki durumu ile ilgili olarak 12.09.1991 tarih ve 1991/8 Sıra nolu KDVK İç Genelgesinde aşağıdaki açıklamalar yapılmıştır.
Özel sürücü kurslarından;
a) Bazılarının sürücü adayına sertifika verilmesi tarihi bekleyerek,
b) Bazılarının da adayın kursu kabul tarihinden itibaren kurs bedelini taksitler halinde tahsil ederken, fatura düzenlemektedirler.
Özel sürücü kursu işletmeciliği ticari nitelikte bir faaliyet olduğundan KDVK’nun 1/1. maddesi gereğince KDV’ye tabidir.
Diğer taraftan, KDVK’nun 10/a maddesi gereğince hizmet işlemlerinde vergiyi doğuran olay hizmetin ifası ile meydana gelmektedir. Ancak bu tarihten önce fatura veya benzeri belge düzenlenmesi halinde, belgede kayıtlı miktarla sınırlı olmak üzere belgenin düzenlendiği tarihte vergiyi doğuran olay meydana gelmektedir.
Sürücü kursları tarafından verilen hizmetin amacı, adaya gerekli trafik bilgilerinin verilmesi ile yapılan sınav sonucuna göre “sürücü belgesi” almasını sağlamaktır. Adayın sınav sonucu, bu belgeyi almaya hak kazanıp kazanmadığı belli olmakta, bu aşamadan sonra sınav kazanmış aday için yeni bir hizmet sunulmamakta, adayın kursla doğrudan bağlantısı kesilmektedir.
Sınav sonucuna göre düzenlenen sertifikaların; tasdik için Milli Eğitim Bakanlığına gönderilmesi, hizmetin devam ettiği anlamı taşımamakta, bu süre zarfında (hatta bazen 3-4 ay gibi bir zaman) adaya bir hizmet verilmesi söz konusu olmamaktadır.
Öte yandan, söz konusu hizmetin bedeli sertifika cinsine göre önceden belli olup sınav sonucuna göre kurs işleticisi hizmet bedelini tahsil etmeye hak kazanmaktadır. Bedelin tahsil edilip edilmemesi ise yukarıdaki hükümler gereğince katma değer vergisi ve gelir vergisi yönünden hüküm ifade etmemektedir.
Bu açıklamalara göre, özel sürücü kurslarında vergiyi doğuran olay, hizmetin yapılması ile meydana gelmekte ve hizmetler her dönemin sonunda yapılan son sınav tarihi ile tamamlanmaktadır. İşleme ait faturanın ise, döneminin bitiminden sonra yapılan sınav tarihinden itibaren, VUK’nun 231/5. maddesi hükmüne göre 7 gün içinde düzenlenmesi gerekmektedir.
Özel sürücü kurslarında, hizmetin tamamlanmasından önce, bedelin taksitler halinde ödenmesi sırasında, fatura düzenlenmesi halinde, faturada kayıtlı miktara ait KDV’de vergiyi doğuran olay, belgenin düzenlendiği tarihte meydana geleceği ve ilgili dönem beyannamesinde beyan edilmesi gerekeceği tabidir.
İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı 15.12.2006 tarih ve 07.1.GİB.4.34.17.01.9631 sayılı özelgesinde; sürücü kursu ücretinin taksitle ödenmesi halinde fatura düzenlenmesi konusunda sürücü kursu bedelinin kısmen veya tamamen peşin ya da çek veya senetle tahsil edilmesinin ya da hiç tahsil edilememesinin bu şekilde beyan edilmesi gereken vergilere bir etkisinin olamayacağı şeklinde görüş verilmiştir. Yine aynı muktezada, bedelin avans olarak peşin tahsil edilmesi durumunda da her bir vergilendirme dönemine isabet eden vergiler ait oldukları dönemlerde beyan edilecektir şeklinde görüş verilmiştir.
Yine İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından verilen bir başka muktezada ise sürücü kursları tarafından verilen hizmetin amacı, adaya gerekli trafik bilgilerinin verilmesi ile yapılan sınav sonucuna göre “sürücü belgesi” almasını sağlamaktır. Adayın sınav sonucu, bu belgeyi almaya hak kazanıp kazanmadığı belli olmakta, bu aşamadan sonra sınav kazanmış aday için yeni bir hizmet sunulmamakta, adayın kursla doğrudan bağlantısı kesilmektedir(1).
Sınav sonucuna göre düzenlenen sertifikaların, tasdik için Milli Eğitim Müdürlüğüne gönderilmesi, hizmetin devam ettiği anlamını taşımamakta, bu süre zarfında (hatta bazen 3-4 ay gibi zaman) adaya bir hizmet verilmesi söz konusu olmamaktadır.
Öte yandan, söz konusu hizmetin bedeli sertifika cinsine göre önceden belli olup, sınav sonucuna göre kurs işleticisi hizmet bedelini tahsil etmeye hak kazanmaktadır. Bedelin tahsil edilip edilmemesi ise yukarıdaki hükümler gereğince KDV yönünden hüküm ifade etmemektedir.
Buna göre, özel sürücü kurslarında vergiyi doğuran olay, hizmetin yapılması ile meydana gelmekte ve hizmet her dönemin sonunda yapılan son sınav tarihi ile tamamlandığından, işleme ait faturanın, 213 sayılı VUK’nun 231/5. maddesi gereğince kurs döneminin bitiminden sonra yapılan sınav tarihinden itibaren 7 gün içinde düzenlenmesi gerekmektedir.
Diğer taraftan, hizmetin tamamlanmasından önce, bedelin taksitler halinde ödenmesi sırasında fatura düzenlenmesi halinde, faturada kayıtlı miktara ait KDV’nin belgenin düzenlendiği tarihte doğacağı ve ilgili dönem beyannamesinde beyan edilmesi gerekeceği tabidir. Nazlı Gaye Alpaslan
--------
(1) 30.7.2008 gün ve GİB.4.34.17.01.10.6712 sayılı İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğünün vermiş olduğu özelge.
Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin 7143 Sayılı Kanun Genel Tebliği (Seri No: 1)
Kamu alacaklarını yeniden yapılandıran 11.05.2018 tarih ve 7143 sayılı “Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun” 18.05.2018 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Kanun yürütme ve yürürlük maddeleriyle birlikte 28 maddeden oluşmakta olup, kapsamında; - Kesinleşmiş alacakların yeniden yapılandırılmasına, - İhtilaflı alacakların tasfiyesine, - Matrah artırımına, - Kayıt ve muhasebe düzeltmelerine, - Bazı yurt dışı kazançlarının kurumlar vergisinden müstesna tutulmasına ve - Varlık barışı uygulamasına ilişkin düzenlemeler bulunmaktadır. Kanun’la yapılan düzenlemelerden varlık barışı ve yurt dışı kazanç istisnaları dışındaki konulara ilişkin açıklamaların yer aldığı Genel Tebliğ, 26.05.2018 tarihli mükerrer Resmi Gazetede yayımlanmıştır. Uygulamada kullanılacak dilekçe, form, beyanname ve bildirim örnekleri de Tebliğ ekinde yayımlanmıştır. Kanun kapsamına vergi ve sigorta primleri dışında çok sayıda kamu alacağı girmektedir. Bu Bültende vergi alacakları ve vergi alacaklarına bağlı ceza, faiz ve zamlarla sınırlı açıklamalar yapılacaktır. Varlık Barışı düzenlemesi dahil diğer konular başka bültenlerde incelenecektir. A) YENİDEN YAPILANDIRMANIN KAPSAMI 1.Kapsama Giren Alacaklar Vergi alacakları ve ferileriyle ilgili olarak, yeniden yapılandırma kapsamına; - 213 sayılı Vergi Usul Kanunu kapsamındaki vergiler ve vergi cezaları, - Gümrük vergileri ve idari para cezaları, - Bu kamu alacaklarına ilişkin her türlü faiz, zam, gecikme zammı, gecikme faizi, cezai faiz, gecikme cezası gibi fer'i alacaklar girmektedir. 2. Alacakların Dönemi Açısından Kapsam a)Vergi Usul Kanunu Kapsamındaki Vergiler Vergi Usul Kanunu kapsamına giren vergiler açısından Kanun; - 31.03.2018 tarihinden (bu tarih dahil) önceki dönemlere, beyana dayanan vergilerde bu tarihe kadar verilmesi gereken beyannamelere ilişkin vergi ve bunlara bağlı vergi cezaları, gecikme faizleri ve gecikme zamlarını - 2018 yılına ilişkin olarak 31.03.2018 tarihinden (bu tarih dahil) önce tahakkuk eden vergi ve bunlara bağlı vergi cezaları, gecikme faizleri ve gecikme zamlarını, - 31.03.2018 tarihinden (bu tarih dahil) önce yapılan tespitlere ilişkin olarak vergi aslına bağlı olmayan vergi cezalarını kapsamaktadır. Buna göre, 31.03.2018 tarihinden önceki dönemlerle ve beyana dayanan vergilerde bu tarihe kadar verilmesi gereken beyannamelerle ilgili uygulama aşağıdaki gibi olacaktır: aa) Yıllık beyannameli gelir ve kurumlar vergisi mükellefiyetleri Kamu borçlarının yapılandırmasında; - Gelir vergisinde 2017 takvim yılı ve önceki yıllara ilişkin vergilendirme dönemleri kapsama girmekte, 2018 takvim yılı vergilendirme dönemi ise kapsama girmemektedir. - Kurumlar vergisinde, 2016 takvim yılı ve önceki yıllara ilişkin vergilendirme dönemleri kapsama girmekte, 2017 takvim yılı vergilendirme dönemi ise kapsama girmemektedir. Kanun’da özel hesap dönemine tabi kurumlar için özel bir düzenleme öngörülmemiştir. Genel hükümlerden hareketle, özel hesap dönemine tabi olan kurumlar bakımından, özel hesap döneminin kapandığı tarih ve beyanname verme süresinin son günü 31.03.2018 tarihi ve bu tarihten önce olanların kapsama girdiği, bu tarihten sonra olanların ise kapsama girmediği söylenebilir. ab) Aylık beyannameli mükellefiyetler Katma değer vergisi ve stopaj gelir vergisi gibi aylık beyannameli mükellefiyetlerde; - Şubat/2018 vergilendirme dönemi ve önceki dönemler kapsama girmekte, - Mart/2018 vergilendirme dönemi ise kapsama girmemektedir. ac) Vergilendirme dönemi 15 gün olan mükellefiyetler Dönemin bitim tarihi ve beyanname/bildirim verme süresinin son günü Mart/2018 ve öncesine rastlayan dönemler kapsama girmekte, dönemin bitim tarihi Mart/2018 ve öncesi olmakla birlikte beyanname/bildirim verme süresi Nisan/2018 ve sonrasına rastlayanlar kapsama girmemektedir. Buna göre örneğin, 1-15 Mart 2018 vergilendirme dönemine ait petrol ve doğalgaz ürünlerine ilişkin özel tüketim vergisinin vergilendirme döneminin bitim tarihi ile beyanname verme süresinin son günü Mart/2018’de olduğundan bu dönem kapsama girmekte, 16-31 Mart 2018 vergilendirme dönemi, dönemin bitim tarihi Mart/2018 olmakla birlikte beyanname verme süresi Nisan/2018’de olduğundan kapsama girmemektedir. ad) 2018 yılına ait olup, 31.03.2018 tarihinden önce tahakkuk eden diğer vergiler 2018 yılına ilişkin olarak yıllık tahakkuk etmiş sayılan motorlu taşıtlar vergisi (2018 yılı ikinci taksit hariç), yıllık harçlar, emlak vergisi, çevre temizlik vergisi gibi alacaklar Kanun’un kapsamına girmektedir. ae) Vergi cezaları Vergi aslına bağlı olarak kesilen vergi cezalarında, verginin ait olduğu dönem dikkate alınarak kapsama girip girmediği tespit edilecektir. Bir vergi aslına bağlı olmayan cezalarda ise 31.03.2018 tarihinden (bu tarih dahil) önce yapılan tespitlere ilişkin olup olmadığına bakılacaktır. b) Gümrük Vergileri Gümrük vergileri açısından Kanun; - 31.03.2018 tarihinden (bu tarih dahil) önce 4458 sayılı Gümrük Kanunu ve ilgili diğer kanunlar kapsamında gümrük yükümlülüğü doğan ve Gümrük ve Ticaret Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre takip edilen gümrük vergileri, - İdari para cezalarını, - Faizler, zamlar ve gecikme zammı alacakları kapsamaktadır. B) KESİNLEŞMİŞ ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASI 1.Genel Olarak Ödenecek ve Silinecek Kamu Alacakları Kanun’un yayımlandığı tarih itibariyle (bu tarih dahil); - Vadesi geldiği halde ödenmemiş veya ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan vergilerin tamamının, - Vadesi geldiği halde ödenmemiş veya ödeme süresi geçmemiş, bir vergi aslına bağlı olmaksızın kesilmiş olan vergi cezalarının %50’sinin, - İştirak nedeniyle kesilen vergi cezalarının %50’sinin, - Vadesi geldiği halde ödenmemiş veya ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan gümrük vergilerinin tamamının, - Gümrük yükümlülüğü nedeniyle gümrük vergisi asıllarına bağlı olmaksızın kesilen idari para cezalarının %50’sinin, - Eşyanın gümrüklenmiş değerine bağlı olarak kesilmiş idari para cezalarının %30’u ve varsa varsa gümrük vergileri aslının tamamının, - Sayılan kamu alacakları için hesaplanacak gecikme faiz ve zamları yerine Kanun’un yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE’ye göre hesaplanan tutarın ödenmesi halinde, - Vergi aslına bağlı kesilen cezalar - Vadesi geldiği halde ödenmemiş veya ödeme süresi geçmemiş, bir vergi aslına bağlı olmaksızın kesilmiş olan vergi cezalarının kalan %50’si, - İştirak fiili nedeniyle kesilen vergi cezalarının kalan %50’si, - Gümrük yükümlülüğü nedeniyle gümrük vergisi asıllarına bağlı olmaksızın kesilen idari para cezalarının kalan %50’si, - Eşyanın gümrüklenmiş değerine bağlı olarak kesilmiş idari para cezalarının kalan %70’i, - Vergilere ve gümrük vergilerine ilişkin faiz, gecikme zammı ve gecikme faizleri, ödenmeyecektir. 2. İhtirazi Kayıtla Verilen Beyannamelerle Tahakkuk Eden Vergiler Kanun’un yayımlandığı tarih itibariyle ihtirazi kayıtla beyan edilmiş ancak ödenmemiş vergilerin, dava konusu yapılıp yapılmadığına bakılmaksızın, kesinleşmiş alacaklarla ilgili düzenlemeler kapsamında yapılandırılması mümkündür. Buna göre, ihtirazi kayıtla verilen beyannameler nedeniyle; - Tahakkuk etmiş vergilerin tamamının, - Bu vergiler için hesaplanacak gecikme zammı yerine Kanun’un yayımlandığı tarihe kadar Yİ- ÜFE’ye göre hesaplanan tutarın ödenmesi halinde, - Gecikme zammı, ödenmeyecektir. 3. Yargı Kararıyla Kesinleşen Ancak Ödeme Tebligatının Yapılmadığı Vergiler Kapsama giren dönemlere ilişkin olarak, Kanun’un yayımlandığı tarih itibariyle yargı kararı ile kesinleştiği halde mükellefe ödemeye yönelik tebligatın yapılmadığı alacakların, kesinleşmiş alacaklarla ilgili düzenlemeler kapsamında yapılandırılması mümkündür. Buna göre; - Yargı kararıyla kesinleşen vergilerin tamamının, - Bir vergi aslına bağlı olmaksızın kesilmiş olan vergi cezalarının %50’sinin, - Bu vergiler için hesaplanacak gecikme faizi ve gecikme zammı yerine Kanun’un yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE’ye göre hesaplanan tutarın ödenmesi halinde, - Vergi aslına bağlı kesilen cezalar, - Bir vergi aslına bağlı olmaksızın kesilmiş olan vergi cezalarının kalan %50’si, - Vergilere ilişkin gecikme zammı ve gecikme faizleri, ödenmeyecektir. Düzenlemeye göre, bu kapsamdaki alacaklar için ayrıca tebligat yapılmayacak, alacakların vade tarihi olarak Kanun’un yayımlandığı tarih kabul edilecektir. Ancak, yapılandırılan borcun belirlenen süre ve şekilde ödenmemesi durumunda, vade tarihinde değişiklik yapılmayacaktır. 4. Kesinleşmiş Alacakların Yeniden Yapılandırılması Uygulamasından Yararlanma Prosedürü Kesinleşmiş alacakların yapılandırılmasından yararlanmak için Kanun’un yayımını izleyen ikinci ayın sonuna kadar yazılı olarak başvurulacaktır. Buna göre, madde kapsamındaki borçların yapılandırılması için 31 Temmuz 2018 tarihine kadar başvuruların yapılması gerekmektedir. 5. Gecikme Faizi veya Gecikme Zammı Yerine Ödenecek Faiz Tutarının Hesaplanması Düzenleme kapsamında ödenecek borç tutarının tespiti için vergi asıllarına; - Vade tarihinden, Kanun’un yayımlandığı tarihe kadar geçen süre için gecikme zammı yerine, - Daha önce hesaplanmış gecikme faizi olması halinde, bu faizin hesaplandığı süre dikkate alınarak, gecikme faizi yerine, Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak ödenecek faiz tutarı hesaplanacaktır. Kanun’da Yİ-ÜFE tutarının hesaplanmasına ilişkin özel bir düzenleme yapılmamış, gecikme faizi veya gecikme zammı yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın ödeneceği hükme bağlanmıştır. Bu düzenleme nedeniyle, Yİ-ÜFE tutarının, fer'i alacaklar için esas alınan hesaplama yöntemi kullanılarak hesaplanması gerekmektedir. Bir başka ifadeyle ödenecek faiz tutarı; - Gecikme faizi yerine hesaplanıyorsa gecikme faizi hesaplama yöntemi kullanılarak, - Gecikme zammı yerine hesaplanıyorsa gecikme zammı hesaplama yöntemi kullanılarak, hesaplanacaktır. Dolayısıyla, Yİ-ÜFE tutarının hesaplanmasında; - Vergi Usul Kanunu’na göre hesaplanan gecikme faizi ve 6183 sayılı Kanun’a göre hesaplanan gecikme zammının hesaplama yöntemi ve hesaplama süreleri değiştirilmeyecek, - Aylık gecikme zammı/gecikme faizi oranı yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları kullanılarak ödenecek faiz tutarı bulunacaktır. Kanun’a göre, Türkiye İstatistik Kurumunun her ay için belirlediği 31.12.2004 tarihine kadar toptan eşya fiyatları endeksi (TEFE) aylık değişim oranları, 01.01.2005 tarihinden itibaren üretici fiyatları endeksi (ÜFE) aylık değişim oranları, 01.01.2014 tarihinden itibaren yurt içi fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) aylık değişim oranları, 01.11.2016 tarihinden itibaren aylık 0,35 oranı esas alınacaktır. Söz konusu endekslere Kurum’un resmi internet sitesinden ulaşılması mümkündür. Yİ-ÜFE aylık değişim oranı bazı aylarda eksi (negatif) çıkmaktadır. Hesaplamada eksi çıkan değerlerin eksi değer olarak dikkate alınması, hesaplamaya konu döneme ilişkin olarak Yİ-ÜFE aylık değişim oranlarının toplamının eksi değer olması halinde ise alacak asılları üzerinden hesaplanan fer'iler yerine alınması gereken Yİ-ÜFE tutarının sıfır kabul edilmesi gerekmektedir. Sonuç olarak; Daha önce uygulanan kanunlardan farklı olarak, 7143 sayılı Kanun’da, 19 aylık bir dönem için sabit bir oran (aylık %0,35) belirlenmiştir. Bu belirleme bir taraftan hesaplamaları kolaylaştırmakta, bir taraftan da dikkate alınacak toplam faiz oranını çok aşağıya çekmektedir. TUİK verilerine göre, Kasım 2016 – Mayıs 2018 dönemi toplam Yİ-ÜFE değişim oranı %27,33 iken, Kanun gereği bu dönem için uygulanacak faiz oranı %6,3 (%0,35 x 18 ay) olmaktadır.01.11.2016 tarihinden sonrası için, gecikme faizi ve gecikme zammı yerine, aylık %0,35 oranı esas alınarak faiz hesaplanacaktır. - Toplam Yİ-ÜFE aylık değişim oranı ile vergi aslı çarpılmak suretiyle gecikme zammı yerine ödenmesi gereken Yİ-ÜFE tutarı hesaplanacak, - Bu tutar, vergi aslı ile toplanarak madde hükmüne göre yapılandırılan alacak tutarı bulunacaktır. 6. Hesaplanan Tutarın Ödenmesi Kanun’un 9. maddesinde yapılan düzenlemeye göre, yukarıda özetlenen düzenlemeler kapsamında ortaya çıkacak borç tutarının peşin veya taksitle ödenmesi konusunda borçluların tercih yapmaları mümkündür. Tercihini taksitler halinde ödemek yönünde kullananlara 36 aya kadar vade tanınabilmektedir. Peşin ödemede Yİ-ÜFE aylık değişim oranı dikkate alınarak hesaplanan faizin daha önceki yapılandırma kanunlarında %50’si silinirken, yeni Kanun’da %90’ının silinmesi öngörülmüştür. Düzenlemeye göre, hesaplanan tutarın ilk taksit ödeme süresi içinde tamamen ödenmesi halinde;- Bu tutara Kanun’un yayımı tarihinden ödeme tarihine kadar geçen süre için faiz hesaplanmayacak, - Fer’i alacaklar yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutar üzerinden ayrıca %90 indirim yapılacaktır. Kanun’un 9. maddesinin üçüncü fıkrasında, yapılandırılan borcun idari para cezalarından oluşması durumunda, borçtan ayrıca %25, borcun sadece fer’i borçlardan oluşması durumunda ise Yİ-ÜFE oranına göre hesaplanan tutardan %50 indirim yapılması hükme bağlanmıştır. 7143 sayılı Kanun’un 9. maddesinin üçüncü fıkrasının (b) bendinde ayrıca hesaplanan yapılandırmaya konu tutarların tamamının ilk iki taksit ödeme süresi içinde ödenmesi halinde de yukarıdaki indirime benzer indirimler öngörülmüştür. Düzenlemeye göre bu durumda; - Ödenecek tutara katsayı hesaplanmayacak (bir aylık süre için), - Fer’i alacaklar yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarların %50’si indirilecek, - Yapılandırılan borcun idari para cezalarından oluşması durumunda, borçtan ayrıca %12,5, borcun sadece fer’i borçlardan oluşması durumunda ise Yİ-ÜFE oranına göre hesaplanan tutardan %25 indirim yapılacaktır. Taksitli ödemenin tercih edilmesi halinde, taksitler ödeme süresine bağlı olarak belli bir katsayıyla artırılacaktır. Açıklanan artış katsayıları şöyledir: - 6 taksitte 12 ayda yapılacak ödemelerde 1,045 - 9 taksitte 18 ayda yapılacak ödemelerde 1,083 - 12 taksitte 24 ayda yapılacak ödemelerde 1,105 - 18 taksitte 36 ayda yapılacak ödemelerde 1,15 7. Taksit Ödeme Süresinde Cari Dönem Vergilerinin Ödenme Zorunluluğu Kanun’un 3. maddesinin 9. fıkrasında, 2. madde kapsamında yıllık gelir veya kurumlar vergileri, stopaj gelir/kurumlar vergisi, katma değer vergisi ve özel tüketim vergisi için yapılandırma hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunanların, taksit ödeme süresince bu vergi türleri ile ilgili cari dönem vergilerini vadesinde ödemeleri zorunluluğu getirilmiştir. Yapılandırmaya konu söz konusu vergilere ilişkin olarak verilen beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilerin çok zor durum olmaksızın her bir vergi türü itibariyle bir takvim yılında ikiden fazla vadesinde ödenmemesi halinde, yapılandırılan borçlarına ilişkin kalan taksitlerin ödeme hakları kaybedilmektedir. 8. Kesinleşmiş Alacaklarla İlgili Özet Tablo
C)KESİNLEŞMEMİŞ VEYA DAVA AŞAMASINDA BULUNAN ALACAKLAR 1.Genel Olarak Ödenecek ve Tahsilinden Vazgeçilecek Alacaklar Kanun’da öngörülen düzenlemeye göre, kapsama giren ihtilaflı vergi ve cezaların bir kısmı ile güncelleme oranı dikkate alınarak hesaplanacak tutarın ödenmesi halinde, vergi ve cezaların bir kısmı ile faiz ve zamların tahsilinden vazgeçilecektir. Ödenecek ve silinecek alacak tutarları, tarhiyatın / ihtilafın bulunduğu aşama dikkate alınarak aşağıda özetlenmiştir: a) Kanunun yayımlandığı tarih itibariyle ilk derece mahkemesi nezdinde dava açılmış ya da dava açma süresi henüz geçmemiş olan vergi tarhiyatları ile gümrük vergilerine ilişkin tahakkuklarda
b)Kanunun yayımlandığı tarih itibariyle itiraz/istinaf veya temyiz süreleri geçmemiş ya da itiraz veya temyiz yoluna başvurulmuş ya da karar düzeltme talep süresi geçmemiş veya karar düzeltme yoluna başvurulmuş olan vergi tarhiyatları ile gümrük vergilerine ilişkin tahakkuklarda Kanun’da yer alan düzenlemeye göre, Kanunun yayımlandığı tarih itibariyle; - İlgisine göre itiraz/istinaf veya temyiz süreleri geçmemiş veya - İtiraz/istinaf veya temyiz yoluna başvurulmuş ya da karar düzeltme talep süresi geçmemiş veya - Karar düzeltme yoluna başvurulmuş olan tarhiyat ve tahakkuklarda, ödenecek alacak asıllarının tespitinde, Kanunun yayımlandığı tarih itibariyle tarhiyatın/tahakkukun bulunduğu son durumdaki tutar esas alınır. Son kararın durumuna bağlı olarak ödenecek ve tahsilinden vazgeçilecek tutarlar aşağıdaki Tabloda yer almaktadır: Son kararın terkin olması halinde;
Son kararın tasdik veya tadilen tasdik olması halinde;
Son kararın bozma kararı olması halinde;
Son kararın kısmen onama kısmen bozma kararı olması halinde, onanan kısım için;
Son kararın kısmen onama kısmen bozma kararı olması halinde, bozulan kısım için;
2.Gecikme Faizi veya Gecikme Zammı Yerine Ödenecek Faiz Tutarının Hesaplanması Madde kapsamında ödenecek alacak tutarının tespiti için vergi asıllarına; - Vade tarihinden, Kanun’un yayımlandığı tarihe kadar geçen süre için gecikme zammı yerine, - Daha önce hesaplanmış gecikme faizi olması halinde, bu faizin hesaplandığı süre dikkate alınarak, gecikme faizi yerine, Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak ödenecek faiz tutarı hesaplanacaktır. Hesaplamayla ilgili konular bir önceki bölümde yapılmıştır. 3. Pişmanlık Talebiyle Verilip Şartların İhlali Nedeniyle Kesilen Cezalar Kanun’un 3. maddesinin beşinci fıkrasında, Kanun’un kapsadığı dönemlere ilişkin olarak, Kanun’un yayımlandığı tarihten önce pişmanlık talebi ile verilip, ödeme yönünden şartların ihlal edildiği beyannameler ile kendiliğinden verilen beyannameler için kesilen ve Kanun’un yayımlandığı tarih itibariyle dava açma süresi geçmemiş olan vergi cezaları için 3. maddenin üçüncü fıkrası hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Pişmanlıkla verilen beyannamede yer alan vergi kesinleşmiş olduğundan, 3. madde kapsamına girmemektedir. Dolayısıyla bu maddede sadece cezaya ilişkin düzenleme yapılmıştır. 4. Uzlaşma Talepli Alacaklar Kanun’un yayımlandığı tarih itibariyle, uzlaşma hükümlerinden yararlanılmak üzere başvuruda bulunulmuş, uzlaşma günü verilmemiş veya uzlaşma günü gelmemiş ya da uzlaşma sağlanamamış, ancak dava açma süresi geçmemiş alacaklar için Kanun’un kesinleşmemiş alacaklarla ilgili 3. maddesi hükmünden yararlanılması mümkündür. Bu durumda olanların, düzenlemeden yararlanmak istemeleri durumunda, ödenecek ve silinecek tutarlar aşağıdaki tabloda yer almaktadır.
Madde hükmünden yararlanmak isteyen mükelleflerin uzlaşma talebinden vazgeçmeleri ve dava açmamaları gerekmektedir. 5. Hesaplanan Tutarın Ödenmesi Kanun’un 9. maddesinde yapılan düzenlemeye göre, yukarıda özetlenen düzenlemeler kapsamında ortaya çıkacak borç tutarının peşin veya taksitle ödenmesi konusunda borçluların tercih yapmaları mümkündür. Tercihini taksitler halinde ödemek yönünde kullananlara 36 aya kadar vade tanınmaktadır.
- Bu tutara Kanun’un yayımı tarihinden ödeme tarihine kadar geçen süre için faiz hesaplanmayacak, - Fer’i alacaklar yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarı üzerinden ayrıca %90 indirim yapılacaktır. Taksitli ödemenin tercih edilmesi halinde, taksitler ödeme süresine bağlı olarak belli bir katsayıyla artırılacaktır. Belirlenen artış katsayıları şöyledir: - 6 taksitte 12 ayda yapılacak ödemelerde 1,045 - 9 taksitte 18 ayda yapılacak ödemelerde 1,083 - 12 taksitte 24 ayda yapılacak ödemelerde 1,105 - 18 taksitte 36 ayda yapılacak ödemelerde 1,15 6. Diğer Konular Kanun’da, yukarıda özetlenen konular dışında, kesinleşmemiş kamu alacaklarıyla ilgili olarak ayrıca aşağıdaki düzenlemeler yapılmıştır. - Ödenecek kamu alacaklarının tespitinde esas alınacak olan en son karar, tarhiyata/tahakkuka ilişkin verilen ve Kanun’un yayımlandığı tarihten önce taraflardan birine tebliğ edilmiş olan karardır. - Kesinleşmemiş vergi borçlarını madde hükmünden yararlanarak yeniden yapılandırmak için başvuran ancak belirlenen ödeme şartını yerine getirmeyen borçlulardan ilk tarhiyata/tahakkuka göre belirlenen alacaklar başka bir işleme gerek olmaksızın takip edilir. Kanun’un yayımlandığı tarihten önce verilmiş olan en son yargı kararının, tarhiyatın/tahakkukun tasdikine ilişkin olması halinde, bu karar üzerine tahakkuk eden alacaklar takip edilir. - Yapılandırma olanağından yararlanılabilmesi için madde kapsamına giren alacaklara karşı dava açılmaması, açılmış davalardan vazgeçilmesi ve kanun yollarına başvurulmaması gerekmektedir. D) İNCELEME VE TARHİYAT AŞAMASINDAKİ İŞLEMLER 1.Ödenecek ve Silinecek Kamu Alacakları Kanun’da yapılan düzenlemeye göre, başlanılmış olan vergi incelemeleri ile takdir, tarh ve tahakkuk işlemlerine devam edilecektir. Bu işlemlerin tamamlanmasından sonra yapılacak uygulama aşağıdaki Tabloda yer almaktadır:
Kanun’a göre, Kanun’un yayımından önce tamamlandığı halde, bu tarihten sonra vergi dairesi kayıtlarına intikal eden vergi inceleme raporları üzerine yapılacak tarhiyatlar için de bu düzenlemeden yararlanmak mümkündür. 2. İncelemede Olanların Matrah Artırımı Yapması Kanun’un yayımı tarihi itibariyle incelemede olanların matrah artırımına yasal bir engel yoktur. Öte yandan, matrah veya vergi artırımında bulunulması, Kanun’un yayımı tarihinden önce başlanılmış olan vergi incelemeleri ile takdir işlemlerine engel teşkil etmemektedir. Ancak, matrah artırımı yapan mükelleflerde başlamış olan inceleme sonucunda tarhiyat yapılabilmesi için, Kanun’un yayımlandığı tarihi izleyen ayın başından itibaren iki ay içerisinde incelemenin sonuçlandırılması gerekmektedir. Aksi halde inceleme ve tarhiyat işlemlerine devam edilemeyecektir. Bu durumda sadece matrah veya vergi artırımı nedeniyle hesaplanan vergiler ödenecektir. İncelemenin yasal süresinde bitirilmesi ve tarhiyata konu matrah veya vergi farkı tespit edilmesi durumunda, inceleme raporunun vergi dairesi kayıtlarına intikal ettiği tarihten önce artırımda bulunulmuş olması şartıyla inceleme ve takdir sonucu bulunan fark, Kanun’un matrah artırımı hükümleriyle birlikte değerlendirilecektir. 3. Pişmanlık Talebiyle Verilip Şartların İhlali Nedeniyle Kesilen Cezalar (Tebliğ Edilmemiş Cezalar) Kanun’un 4. maddesinin üçüncü fıkrasına göre, Kanun’un kapsadığı dönemlere ilişkin olarak Kanun’un yayımlandığı tarihten önce pişmanlık talebi ile verilip, ödeme yönünden şartların ihlal edildiği beyannameler ile kendiliğinden verilen beyannameler için kesilen ve Kanun’un yayımlandığı tarih itibarıyla tebliğ edilmemiş olan cezalar bu madde hükmüne göre yapılandırılabilmektedir. Düzenlemeye göre, vergi aslına bağlı vergi cezalarının madde kapsamında tahsilinden vazgeçilebilmesi için verginin Kanun’un yayımlandığı tarihten önce ödenmiş olması veya 2. madde çerçevesinde ödenmesi gerekmektedir. Bu durumda, pişmanlık hükümlerinin ihlali üzerine kesilmesi gereken vergi ziyaı cezasına ilişkin ihbarname düzenlenerek mükellefe tebliğ edilecek ve mükellefin maddenin öngördüğü şartları (vergi aslının ödenmiş olması) yerine getirmesi halinde kesilen ceza terkin edilecektir. Vergi aslına bağlı olmayan cezalarda yapılandırma talep edilmesi durumunda ise ceza tutarının %25’i ödenecek, kalan %75 silinecektir. 4. Tarhiyat Öncesi Uzlaşma Talepli İncelemeler Kanun’un 4. maddesinin beşinci fıkrasında yer alan düzenlemeye göre, Kanun’un yayımlandığı tarih itibariyle, tarhiyat öncesi uzlaşma talebinde bulunulmuş, ancak uzlaşma günü gelmemiş ya da uzlaşma sağlanamamış olmakla birlikte vergi/ceza ihbarnameleri mükellefe tebliğ edilmemiş alacaklar da madde hükmünden yararlanılabilmektedir. Bu durumda, düzenlenen inceleme raporunun vergi dairesine intikali üzerine madde hükmü uygulanacaktır. Bu safhada da ödenecek tutarın tespitinde, tarhiyata ilişkin olarak düzenlenen vergi/ceza ihbarnamelerinde belirtilen tutarlar dikkate alınacaktır. 5. Başvuru ve Ödeme Kanun’un 4. maddesinde yapılan düzenlemeye göre, inceleme aşamasında bulunan işlemlerle ilgili düzenlemeden yararlanılabilmesi için; - İhbarnamenin tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içerisinde başvurulması, - İlk taksit ihbarnamenin tebliğini izleyen aydan başlamak üzere ikişer aylık dönemler halinde altı eşit taksitte ödenmesi, gerekmektedir. Aynı maddede yapılan düzenleme gereği, Kanun’un yayımlandığı 18.05.2018 tarihinden 31.07.2018 tarihine kadar tebliğ edilen ihbarnameler için 31.07.2018 tarihine kadar, ihbarnamenin tebliğ tarihi ile 31.07.2018 tarihi arasındaki sürenin 30 günden az kaldığı durumlarda ise ihbarnamenin tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde başvurunun yapılması gerekmektedir. 6. Diğer Konular - Düzenleme ile getirilen kolaylıktan yararlanılabilmesi için dava açılmaması gerekmektedir. - Yukarıda açıklanan düzenleme hükmünden yararlananların, ayrıca uzlaşma, tarhiyat öncesi uzlaşma ve vergi cezalarında indirim hükümlerinden yararlanmaları mümkün değildir. E) PİŞMANLIKLA VEYA KENDİLİĞİNDEN VERİLEN BEYANNAMELER 1.Ödenecek ve Silinecek Tutarlar Kanun’un yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar, pişmanlıkla veya kendiliğinden verilen beyannameler ile gümrük idaresine bildirilecek gümrük vergisi aykırılıklarıyla ilgili olarak yapılacak uygulama aşağıdaki Tabloda yer almaktadır:
2. Emlak Vergisi Bildirimi 31.03.2018 tarihinden önce verilmesi gerektiği halde Kanun’un yayımı tarihi itibariyle emlak vergisi bildiriminde bulunmayan veya bildirimde bulunduğu halde vergisi eksik tahakkuk eden mükelleflerce bildirimde bulunulması ve aşağıdaki tablonun ilk sütununda yer alan tutarların ödenmesi durumunda, tablonun ikinci sütununda yer alan tutarlar silinecektir.
3. Hesaplanan Tutarın Ödenmesi Pişmanlıkla veya kendiliğinden verilen beyannameler nedeniyle tahakkuk eden kamu alacaklarının yapılandırılması sonucu hesaplanan tutarın ödemesiyle ilgili özel bir düzenleme yapılmamıştır. Kanun kapsamında yapılandırılan diğer alacakların ödenmesiyle ilgili genel düzenlemeler kapsamında ödeme yapılacaktır. Kanun’un 9. maddesinde yapılan düzenlemeye göre, yukarıda özetlenen düzenlemeler kapsamında ortaya çıkacak borç tutarının peşin veya taksitle ödenmesi konusunda borçlular tercih yapılabilmektedir. Tercihini taksitler halinde ödemek yönünde kullananlara 36 aya kadar vade tanınmaktadır. Düzenlemeye göre, hesaplanan tutarın ilk taksit ödeme süresi içinde tamamen ödenmesi halinde; -
tarihine kadar geçen süre için faiz hesaplanmayacak, - Fer’i alacaklar yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarı üzerinden ayrıca %90 indirim yapılacaktır. Taksitli ödemenin tercih edilmesi halinde, taksitler ödeme süresine bağlı olarak belli bir katsayıyla artırılacaktır. Açıklanan artış katsayıları şöyledir: - 6 taksitte 12 ayda yapılacak ödemelerde 1,045 - 9 taksitte 18 ayda yapılacak ödemelerde 1,083 - 12 taksitte 24 ayda yapılacak ödemelerde 1,105 - 18 taksitte 36 ayda yapılacak ödemelerde 1,15 F) MATRAH VE VERGİ ARTIRIMI Kanun’un 5. Maddesinde yapılan düzenlemeyle, kapsama giren vergilerde son beş yılın matrahlarının veya vergilerinin belirli oranlarda artırılması halinde, bu yıllarla ilgili olarak inceleme ve tarhiyat yapılmayacağı öngörülmektedir. Matrah ve vergi artırımı aşağıdaki dört vergi grubunda yapılabilecektir: - Gelir Vergisi - Kurumlar Vergisi - Gelir/Kurumlar vergisi stopajı (Sınırlı bazı ödemeler için) - Katma Değer Vergisi Açıklanan matrah veya vergi artırım oranları aşağıda yer almaktadır: 1. Gelir Vergisinde Matrah Artırımı Gelir vergisi mükellefleri, ilgili yıllarda beyan ettikleri gelir vergisi matrahlarını aşağıda tabloda yer alan oranlarda artırdıkları takdirde, kendileri hakkında artırımda bulunulan yıllar için yıllık gelir vergisi incelemesi ve bu yıllara ilişkin olarak daha sonra başka bir tarhiyat yapılmayacaktır. Artırımda bulunulacak yıllara ilişkin beyannamelerde matrah bulunmaması veya hiç beyanname verilmemiş olması durumunda, artırılacak asgari matrah tutarları mükellef grupları itibariyle belirlenmiştir. Bilanço esasına göre defter tutan ticari kazanç sahipleri ile serbest meslek erbabı için geçerli asgari matrah tutarları aşağıdaki tabloda yer almaktadır.
Düzenlemeye göre, artırımda bulunulan yıla ait yıllık beyannamelerini kanuni sürelerinde vermiş, bu beyannameler üzerinden tahakkuk eden vergilerini süresinde ödemiş ve bu vergi türleri için Kanun’un 2. ve 3. maddelerinden yararlanmayanlar için uygulanacak vergi oranı %20 değil %15’tir. Kanun’a göre; - Geliri sadece gayrimenkul sermaye iradından oluşanlar için vergilemeye esas asgari matrah, bilanço esasına göre defter tutan mükellefler için belirlenmiş tutarların 1/5’inden, - Geliri bunlar dışında kalan diğer gelir vergisi mükellefleri için işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler için belirlenmiş tutardan, az olamamaktadır. Öte yandan, birden fazla gelir unsuru elde eden mükelleflerce, vergi incelemesi ve tarhiyata muhatap olunmaması için, ilgili gelir unsuru itibariyle matrah artırımı yapılması gerekmektedir. 2. Kurumlar Vergisinde Matrah Artırımı a)Matrah artış Oranları ve Asgari Matrah Artış Tutarları Kurumlar vergisi mükellefleri, kurumlar vergisi matrahlarını aşağıda tabloda yer alan oranlarda artırdıkları takdirde, kendileri hakkında artırımda bulunulan yıllar için yıllık kurumlar vergisi incelemesi ve bu yıllara ilişkin olarak daha sonra başka bir tarhiyat yapılmayacaktır. Artırımda bulunulacak yıllara ilişkin beyannamelerde matrah bulunmaması veya hiç beyanname verilmemiş olması durumunda, artırılacak asgari matrah tutarları Kanun’da belirlenmiştir. Söz konusu tutarlar aşağıdaki tabloda yer almaktadır.
b) Artırılan Matraha Uygulanacak Oran Gelir vergisinde olduğu gibi kurumlar vergisinde de belirli koşullarla artırılan matraha uygulanacak oran %15 olmaktadır. Düzenlemeye göre, artırılan matraha %15 vergi oranının uygulanabilmesi için şu üç koşulun gerçekleşmesi gerekmektedir. - Artırımda bulunulacak yıla ait yıllık beyannamelerin yasal süresinde verilmiş olması - Bu vergi türlerinden tahakkuk eden vergilerin süresinde ödenmiş olması - Bu vergi türleri için Kanun’un 2. ve 3. maddeleri hükümlerinden yararlanılmamış olması. Bu koşullardan ilk ikisi için bir tereddüt yoktur. Ancak üçüncü koşulun uygulanması konusunda tereddüt bulunmaktadır. Bu tereddüt, 2. ve 3. maddeden yararlanılmış olması durumu belirlenirken, yalnızca matrah artırımında bulunulan yılın mı dikkate alınacağı, yoksa herhangi bir yıl için söz konusu madde hükümlerinden yararlanılmış olmasının koşulun ihlali sayılıp sayılmayacağı noktasındadır. Konuyla ilgili olarak yayımlanan Genel Tebliğde, herhangi bir dönem için 2. ve 3. madde hükümlerinden yararlanılması durumunda, matrah artırımında bulunulan bütün dönemler için, artırılan matraha %20 oranının uygulanacağı açıklaması yapılmıştır. Daha önce uygulanan 6736 sayılı Kanun’un lafzı ile 7143 sayılı Kanun’un bu konudaki lafzı aynı olup, her iki Kanunla ilgili olarak yayımlanan genel tebliğlerde de aynı yönde açıklama yapılmıştır. 6736 sayılı Kanun’la ilgili uygulama dava konusu olmuş, tespit edebildiğimiz vergi mahkemesi kararlarında, herhangi bir dönem için 2. ve 3. madde hükümlerinden yararlanılması durumunda, sadece bu yıllar için şartın ihlal edildiği, dolayısıyla diğer dönemler için artırılan matraha %15 oranının uygulanabileceği sonucuna varılmıştır. Bu konuda tespit edebildiğimiz bir Danıştay kararı bulunmamaktadır. Bu açıklamalar çerçevesinde, matrah artırımında bulunulan bazı dönemler için Kanun’un 2. ve 3. maddeleri hükümlerinden yararlanıp bazı dönemlerinde yararlanmayanların, yararlanılmayan dönemlere ilişkin artırdıkları matrahlar üzerinden %15 oranı ile vergi hesaplamaları konusunu incelemeleri ve bu çerçevede hareket etmeleri, söz konusu dönemler ihtirazi kayıtla beyanname vermeyi bir seçenek olarak düşünmeleri önerilmektedir. c) Diğer Konular Kurumlar vergisi matrah artırımında birkaç önemli konu bulunmakta olup, özetle belirtmek gerekirse; - Matrah artırımında bulunulan yıllara aitzararların %50’si,2018 ve izleyen yıllar kârlarından mahsup edilemeyecektir. - 2018 yılına ilişkin olarak verilen geçici vergi beyannamelerinde, matrah artırımı yapılan yıllara ait geçmiş yıl zararlarının mahsup edilmiş olması durumunda, söz konusu beyannamelerin düzeltilmesine gerek bulunmamaktadır. Ancak yıllık beyannamelerde ve matrah artırımı sonrasında verilecek geçici vergi beyannamelerinde, matrah artırımı yapılan yıllara ait zararların %50’si mahsup edilemeyecektir. - Matrah artırımında bulunulan vergilendirme dönemlerine ilişkin olarak, Kanun’un yayımlandığı tarihten önce yapılıp kesinleşen tarhiyatlar ilgili dönem beyanı ile birlikte dikkate alınacaktır. Kanun’un yayımlandığı tarih itibariyle henüz kesinleşmemiş olan tarhiyatlar ise dikkate alınmayacaktır. - İşe başlama ve işi bırakma gibi nedenlerle kıst dönemde faaliyette bulunan kurumlar hakkında ilgili yıllar için belirlenen asgari matrahlar, faaliyette bulunulan ay sayısı (ay kesirleri tam ay olarak) dikkate alınarak hesaplanacaktır. - Daha önce stopaj yoluyla ödenmiş olan vergilerin, artırılan matrahlar üzerinden hesaplanan vergilerden mahsup edilmesi mümkün değildir. - İstisna ve indirimler nedeniyle gelecek yıllarda matrahtan indirim konusu yapılabilecek tutarlar ile geçmiş yıl zararları artırılan matrahlardan indirilemeyecektir. - Matrah artırımında bulunanların kurumlar vergisine mahsuben daha önce tevkif yoluyla ödemiş oldukları vergilerin iadesi ile ilgili taleplerine ilişkin inceleme ve tarhiyat yapılabilecektir. - Kurumların, %19,8 oranında stopaja tabi yatırım indirimi istisnasından yararlanan kazançlarının bulunması halinde, vergi incelemesine ve tarhiyata muhatap olunmaması için bu kazanç ve iratlar üzerinden tevkif edilen vergilerin, ait olduğu yıla ilişkin olarak matrah artırımından yararlanılması zorunludur. - Bir üst paragrafta sayılan kazanç ve iratların muhtasar beyanname ile beyan edilmemiş olması halinde, vergi incelemesine ve tarhiyata muhatap olunmaması için, bu kazanç ve iratlara ait tevkifat matrahlarının, Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar, asgari matrahın %50’sinden az olmamak kaydıyla beyan edilmesi, ayrıca bu yıllar için kurumlar vergisi matrah artırımında bulunmaları şarttır. 3. Gelir/Kurumlar Vergisi Stopajında Artırım Stopaja tabi belirlenen ödemelere ilişkin gayrisafi tutarının yıllık toplamı üzerinden aşağıdaki oranlar kullanılarak ek vergi ödenmesi halinde, bu vergilendirme dönemleriyle ilgili olarak söz konusu ödemeler yönünden stopaj gelir vergisi incelemesi yapılamayacaktır. Kapsama alınan ödemeler şunlardır: - Gelir Vergisi Kanunu’nun 94. maddesinin birinci fıkrasının; - 1 numaralı bendinde yer alan ücret ödemeleri - 2 numaralı bendinde yer alan serbest meslek işleri nedeniyle yapılan ödemeler - 3 numaralı bendinde yer alan yıllara yaygın inşaat işleri istihkak bedelleri - 5 numaralı bendinde yer alan kira ödemeleri - 11 numaralı bendinde yer alan çiftçilere yapılan ödemeler - 13 numaralı bendinde yer alan esnaf muaflığından yararlananlara yapılan ödemeler - Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 15. maddesinin birinci fıkrasının; - (a) bendinde yer alan yıllara yaygın inşaat işleri istihkak bedelleri - (b) bendinde yer alan kooperatiflere ödenen kira bedelleri - Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 30. maddesinin birinci fıkrasının; - (a) bendinde yer alan yıllara yaygın inşaat işleri istihkak bedellerinden oluşmaktadır. Kapsama alınan ödemeler için yapılacak artırım oranları aşağıdaki tabloda yer almaktadır:
Yıllar itibariyle verilen muhtasar beyannamede yer alan yukarıda belirtilen ödemelere ilişkin gayrisafi tutarların yıllık toplamı üzerinden, yukarıda yer alan tablodaki oranların uygulanması suretiyle hesaplanan vergi ödenecektir. Bu şekilde artırımda bulunanlar nezdinde, yararlanılan dönemlerle ilgili olarak söz konusu ödemeler yönünden stopaj gelir veya kurumlar vergisi incelemesi ve tarhiyatı yapılamayacaktır. Stopaj gelir/kurumlar vergisi artırımıyla ilgili birkaç nokta aşağıda özetlenmiştir: - Artırımda bulunulan yılın hiçbir döneminde muhtasar beyanname verilmemiş veya bazı dönemlerinde beyanname verilmemiş olması durumunda yapılacak uygulama ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. - Artırımda bulunmak isteyenlerin, yıl içinde işe başlamaları ya da işi bırakmaları halinde faaliyette bulunulan vergilendirme dönemleri için (ay kesirleri tam ay olarak dikkate alınmak suretiyle) uygulama yapılacaktır. - Artırımında bulunulan yıl içinde yer alan vergilendirme dönemlerine ilişkin olarak, Kanun’un yayımından önce yapılıp kesinleşen tarhiyatlar ilgili dönem beyanı ile birlikte dikkate alınacaktır. - Artırıma esas ücret tutarı ve ödenen gelir vergisi, gelir veya kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınamayacaktır. - Gelir/Kurumlar (stopaj) vergisi artırımından yararlanılarak hesaplanan gelir vergisine herhangi bir istisna ve indirim uygulanması mümkün değildir. 4. Katma Değer Vergisinde Artırım a)Matrah Artırım Oranları Verilen beyannamelerde yer alan hesaplanan katma değer vergisinin yıllık toplamı üzerinden aşağıdaki tabloda yer alan oranlar kullanılarak ek vergi ödenmesi halinde, ilgili dönemler için katma değer vergisi incelemesi ve tarhiyatı yapılamayacaktır.
b) Bazı Dönemlerde Beyanname Vermeyen veya Verilen Beyannamelerde Hesaplanan Katma Değer Vergisi Bulunmayanlarda Matrah Artırımı Kanun’da artırımda bulunulan yılın bazı dönemlerinde veya tamamında beyanname verilmemiş veya beyanname verilmekle birlikte bazı dönemlerde veya bütün dönemlerde hesaplanan katma değer vergisi çıkmaması durumunda yapılacak uygulama ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Düzenlemeye göre, artırımda bulunulacak yıl içindeki vergilendirme dönemleri ile ilgili olarak; - En az üç döneme ait beyanname verilmişse, bu yıla ait dönemlerden verilmiş olan beyannamelerdeki hesaplanan katma değer vergisi tutarlarının ortalaması bir yıla iblağ edilerek, artırıma esas yıllık hesaplanan katma değer vergisi tutarı bulunacak ve bu tutar üzerinden matrah artırımı yapılacaktır. - Hiç beyanname verilmemiş ya da bir veya iki döneme ilişkin beyanname verilmişse, ilgili yıl için gelir veya kurumlar vergisi matrah artırımında bulunulmuş olması şartıyla, artırılan matrah üzerinden %18 oranında katma değer vergisi artırımında bulunulacaktır. - İlgili yıl içindeki işlemlerin tamamının istisna işlemlerden oluşması, diğer nedenlerle hesaplanan katma değer vergisi bulunmaması veya tecil-terkin uygulaması kapsamındaki teslimlerden oluşması hâlinde, ilgili yıl için gelir veya kurumlar vergisi matrah artırımında bulunulmuş olması şartıyla artırılan matrah üzerinden %18 oranında katma değer vergisi artırımında bulunulacaktır. İlgili takvim yılı içinde bu durumun yanı sıra vergiye tabi diğer işlemlerin de varlığı nedeniyle hesaplanan vergisi çıkan mükelleflerin bu fıkra hükmüne göre ödemeleri gereken katma değer vergisi tutarı, yukarıda belirtildiği şekilde hesaplanacak %18 oranındaki katma değer vergisi tutarından aşağı olamayacaktır. Bu kapsama giren mükellefler, gelir veya kurumlar vergisi için matrah artırımında bulunmamaları hâlinde bu fıkra hükmünden yararlanamayacaktır. Beyannamelerini veren ancak bazı dönemlerde vergiye tabi işlemi olmayan mükelleflerde yapılacak uygulama açık değildir. Geçmişte uygulanan 6111 ve 6736 sayılı Kanunlarda yer alan konuyla ilgili hüküm lafız olarak aynı olmasına rağmen Gelir İdaresi farklı uygulama yapmıştır. 6111 sayılı Kanun uygulamasında konu 2011/4 sayılı İç Genelgede açıklanmıştır. Genelgede yapılan açıklamaya göre, bazı dönemlerde vergiye tabi işlemi olmayan mükelleflerin kurumlar vergisi matrah artırımı yapmadan, hesaplanan katma değer vergisi tutarının olduğu beyannamelerde yer alan hesaplanan katma değer vergisi tutarı üzerinden matrah artırımı yapmaları mümkündür. 6736 sayılı Kanun uygulamasıyla ilgili olarak Tebliğde bir açıklama yapılmamış, konuyla ilgili bir sirküler veya iç genelge de çıkartılmamıştır. Ancak Gelir İdaresinin Ankara Yeminli Mali Müşavirler ve Ankara Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odaları ile ortaklaşa düzenlediği bir bilgilendirme toplantısında sorulan iki soruya verilen cevapta, bu durumda olanların kurumlar vergisi matrah artırımı da yapmaları gerektiği belirtilmiştir. Toplantıda sorulan sorular ve verilen cevaplar İdarenin resmi internet sitesinden duyurulmuş, sorular ve cevaplar siteye konmuştur. Hukuksal değeri olmamakla birlikte, yayımlanan cevaplardan yukarıda sayılan düzenlemeler yanında önemli bir kaynak olarak yararlanmak ve bu konularla ilgili İdarenin görüşünü öğrenmek açısından önemlidir. Özetlenen her iki açıklama aşağıdaki tabloda yer almaktadır:
7143 sayılı Kanun’un konuyla ilgili lafzı da söz konusu iki kanunun lafzıyla aynıdır. Bu Kanun’la ilgili olarak yayımlanan Genel Tebliğde konu bir örnekle açıklanmış, Tebliğde yer alan 25 no.lu örnekte 6736 sayılı Kanun’la ilgili anlayış korunmuştur. Örnekte mükellef bütün beyannamelerini vermiştir, üç dönemde vergiye tabi işlemi yoktur, toplam hesaplanan KDV tutarı 305.000 liradır. Mükellef, 45.000 lira kurumlar vergisi matrah artırımında bulunmuştur. Bu verilere göre örnekte; hesaplanan KDV tutarı üzerinden (305.000 x %2) 6.100 lira, artırılan kurumlar vergisi matrahı üzerinden de (45.000 x %18) 8.100 lira vergi hesaplanmış, sonuçta karşılaştırma yapılarak 8.100 liranın ödenmesi gerektiği belirtilmiştir. Bizim görüşümüz, 6111 sayılı Kanun’la ilgili olarak çıkartılan İç Genelgede yer alan görüş doğrultusundadır. Vergiye tabi teslim veya hizmetin olmaması, Kanun’da yer alan “işlemlerin tamamının istisnalar kapsamındaki teslim ve hizmetlerden oluşması veya diğer nedenlerle hesaplanan katma değer vergisi bulunmaması” ibaresinde geçen diğer nedenlerle hesaplanan katma değer vergisi bulunmaması kavramının için de değerlendirilmemelidir. Vergiye tabi işlem olmaması, maddede sayılan durumlarla aynı nitelikte değildir. Tebliğde yapılan yorum, Kanun’un amacına da uygun değildir. Tebliğde yapılan yoruma uygun işlem yapılması halinde örneğin, bir yılda yapılan inşaat onarım işine ait istihkakın bir sonraki yılda düzenlenmesi durumunda, Kanun koyucunun hiç de istemediği bir durum ortaya çıkmaktadır. Bu çerçevede, katma değer vergisi matrah artırımı yapmak isteyen ve durumu yukarıda özetlendiği şekilde olanların, işlem yapmadan önce konuyu etraflıca değerlendirmelerinde yarar bulunmaktadır. c) Diğer Konular Katma değer vergisi artırımıyla ilgili birkaç nokta aşağıda özetlenmiştir: - Artırıma esas alınan ilgili yılın vergilendirme dönemlerinin tamamı için artırımda bulunulması zorunludur. - Artırımda bulunulan yıl içindeki vergilendirme dönemlerine ilişkin olarak Kanun’un yayımlandığı tarihten önce yapılıp kesinleşen tarhiyatlar, ilgili dönem beyanı ile birlikte dikkate alınacaktır. - Artırım talebinde bulunulan yılları izleyen dönemlerde yapılacak vergi incelemelerine ilişkin olarak artırım talebinde bulunulan dönemler için, sonraki dönemlere devreden katma değer vergisi yönünden inceleme ve tarhiyat yapılabilecektir. Sonraki dönemlere devreden katma değer vergisi yönünden yapılan incelemelerde artırım talebinde bulunulan dönemler için tarhiyat önerilemeyecektir. - Ödenen katma değer vergisi, gelir veya kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınamayacak, ödenmesi gereken katma değer vergilerinden indirilemeyecek veya herhangi bir şekilde iade konusu yapılamayacaktır. 5. Beyan ve Ödeme Süresi
Hesaplanan veya artırılan verginin, peşin veya azami altı eşit taksitte ödenmesi mümkündür. Peşin ödemenin tercih edilmesi durumunda vade sonu 30 Eylül 2018 olmaktadır. Ödemenin taksitler halinde yapılması durumunda ise ilk taksit Eylül/2018 sonuna kadar ödenecek, diğer taksitler ise ikişer aylık dönemler halinde ödenecektir. Bu vergilerin Kanun’da belirtilen şekilde ödenmemesi durumunda, 6183 sayılı Kanun’da belirlenen gecikme zammı ile birlikte takip edilecektir. Ancak bu durumda matrah artırımının sağladığı olanaktan yararlanılamayacaktır. G) MUHASEBE KAYITLARINDA DÜZELTME Kanun’da öngörülen düzenleme kapsamında; - İşletmede mevcut olduğu halde kayıtlarda yer almayan mal, makine teçhizat ve demirbaşları kayda alma, - Kayıtlarda mevcut olduğu halde işletmede yer almayan mallar ile kasa mevcutları için düzeltme işlemleri yapma, - Kayıtlarda olduğu halde işletmede bulunmayan ortaklardan alacaklar ile ortaklara borçlar arasındaki net alacak tutarında düzeltme yapma olanağı getirilmektedir. pwc Uygulamanın vergisel sonuçları aşağıdaki Tabloda özetlenmiştir:
|
26 Mayıs 2018 Tarihli Resmi Gazete
Sayı: 30432 (Mükerrer)
Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı)’ndan:
I- AMAÇ, KAPSAM, DAYANAK VE TANIMLAR
11/5/2018 tarihli ve 7143 sayılı Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun 18/5/2018 tarihli ve 30425 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış ve yapılandırmaya ilişkin hükümleri yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Bu Tebliğ ile 7143 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye istinaden, Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince takip edilen amme alacakları, il özel idareleri ile belediyeler ve Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlıklarına (YİKOB) ait alacakların yapılandırılması, matrah ve vergi artırımı, işletme kayıtlarının düzeltilmesine ilişkin hükümlerinin uygulanmasına dair usul ve esaslar belirlenmiştir.
Kanunun 1 inci maddesinin ikinci fıkrasında, Kanun uygulamasında vergi, beyanname ve Yİ-ÜFE aylık değişim oranlarının;
– Vergi: 213 sayılı Kanun kapsamına giren vergi, resim ve harçları,
– Beyanname: vergi tarhına esas olan beyanname ve bildirimleri,
– Yİ-ÜFE aylık değişim oranları: Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) her ay için belirlediği 31/12/2004 tarihine kadar toptan eşya fiyatları endeksi (TEFE) aylık değişim oranlarını, 1/1/2005 tarihinden itibaren üretici fiyatları endeksi (ÜFE) aylık değişim oranlarını, 1/1/2014 tarihinden itibaren yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) aylık değişim oranlarını, 1/11/2016 tarihinden itibaren aylık %0,35 oranını (bu Kanunun yayımlandığı ay dâhil),
ifade ettiği hükme bağlanmıştır.
Bu Tebliğde, vergi, beyanname ve Yİ-ÜFE aylık değişim oranları, 7143 sayılı Kanunda tanımlandığı şekilde kullanılmıştır.
A- MALİYE BAKANLIĞINA BAĞLI TAHSİL DAİRELERİNCE TAKİP EDİLEN AMME ALACAKLARI
7143 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (a), (b), ve (c) bentlerinde; Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince takip edilen amme alacaklarından Kanun kapsamına alınan alacaklar düzenlenmiş, (ç) bendinde de işletme kayıtlarının düzeltilmesine ilişkin düzenlemelerin Kanun kapsamında olduğu hükme bağlanmıştır. Bu hükümler çerçevesinde Kanun kapsamına giren alacaklar, tür ve dönemler itibarıyla aşağıda açıklanmıştır.
1- Alacağın Türü ve Dönemi
a) 213 sayılı Vergi Usul Kanunu Açısından
(1) Alacağın türü
7143 sayılı Kanunun kapsamına, 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu kapsamına giren vergiler ve vergi cezaları ile bunlara bağlı gecikme faizleri, gecikme zamları gibi fer’i alacaklar girmektedir.
(2) Alacağın dönemleri
Kanun kapsamına giren vergiler, vergilendirme dönemleri itibarıyla aşağıda açıklanmıştır.
i)31/3/2018tarihinden (bu tarih dâhil) önceki dönemlere, beyana dayanan vergilerde ise bu tarihe kadar verilmesi gereken beyannamelere ilişkin vergi ve bunlara bağlı vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme zamları Kanun kapsamındadır.
Konuya ilişkin açıklamalar aşağıda yer almaktadır.
– Vergilendirme dönemi 15 gün olan mükellefiyetler
Vergilendirme döneminin bitim tarihi ve beyanname verme süresinin son günü Mart/2018 ayı ve öncesine rastlayan dönemler kapsama girmekte, dönemin bitim tarihi Mart/2018 ayına rastlamakla beraber beyanname verme süresinin son günü Nisan/2018 ayına sirayet edenler kapsama girmemektedir.
Örneğin, 1-15 Mart 2018 vergilendirme dönemine ait petrol ve doğalgaz ürünlerine ilişkin özel tüketim vergisinin vergilendirme döneminin bitim tarihi ile beyanname verme süresinin son günü Mart/2018 ayına rastladığından kapsama girmekte, 16-31 Mart 2018 vergilendirme dönemi ise dönemin bitim tarihi Mart/2018 ayında olmakla birlikte beyanname verme süresi Nisan/2018 ayına sirayet ettiğinden kapsama girmemektedir.
Aynı şekilde, 1-15 Mart 2018 tarihleri arasında noterler tarafından tahsil edilen ve dönemi izleyen 7 nci iş günü mesai saati bitimine kadar ilgili vergi dairesine yatırılması gereken noter harçları kapsama girmekte, buna karşılık 16-31 Mart 2018 dönemine ilişkin olanlar kapsama girmemektedir.
– Vergilendirme dönemi aylık olarak belirlenen mükellefiyetler
Şubat/2018 vergilendirme dönemi ve önceki dönemler kapsama girmekte, Mart/2018 vergilendirme dönemi ise kapsama girmemektedir.
Örneğin, Şubat/2018 dönemi katma değer vergisi kapsama girmekte, Mart/2018 dönemi katma değer vergisinin dönemi Mart/2018 itibarıyla sonlanmakla birlikte beyanname verme süreleri Nisan/2018 ayına rastladığından kapsama girmemektedir.
– Vergilendirme dönemi 3 aylık olarak belirlenen mükellefiyetler
Vergilendirme döneminin bitim tarihi ve beyanname verme süresinin son günü Mart/2018 ayı ve öncesine rastlayan dönemler kapsama girmekte, Mart/2018 ayından sonraya rastlayanlar kapsama girmemektedir.
Örneğin, 10-11-12/2017 dönemi (3 aylık) gelir (stopaj) vergisi ve katma değer vergisi kapsama girmekte, 1-2-3/2018 dönemine (3 aylık) ilişkin gelir (stopaj) vergisi ve katma değer vergisinin dönemi Mart/2018 itibarıyla sonlanmakla birlikte beyanname verme süreleri Nisan/2018 ayına rastladığından kapsama girmemektedir.
Ayrıca, Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (1) numaralı alt bendi gereğince, gelir ve kurumlar vergisine mahsuben 2018 yılında ödenmesi gereken geçici vergi de Kanun kapsamında değildir.
– Yıllık beyanname ile beyan edilen gelir ve kurumlar vergisi mükellefiyetleri
Vergilendirme dönemi yıllık olan vergilerde, beyanname verme süresi 31/3/2018 tarihine (bu tarih dâhil) kadar olan vergiler Kanun kapsamındadır. Buna göre, 2017 takvim yılına ilişkin gelir vergisi beyannamesi 31/3/2018 tarihine kadar verildiğinden bu vergi Kanun kapsamında olduğu halde Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (1) numaralı alt bendi gereğince, 31/3/2018 tarihinden sonra ödenmesi gereken gelir vergisi taksitleri Kanun kapsamına girmemektedir. Kurumlar vergisi beyannamesi Nisan/2018 ayı içinde verildiğinden 2017 yılına ilişkin kurumlar vergisi ise Kanun kapsamında değildir.
Özel hesap dönemine tabi olan mükellefler bakımından, özel hesap döneminin sona erdiği tarih ve beyanname verme süresinin son günü 31/3/2018 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olanlar kapsama girmekte, bu tarihten sonra olanlar ise kapsama girmemektedir. Özel hesap dönemine ait beyannamenin 31/3/2018 tarihinden önce verilmesi durumunda, 31/3/2018 tarihinden sonraya isabet eden gelir vergisi taksitlerinin kapsama girmeyeceği tabiidir.
2018 yılı kıst dönemlerine ilişkin olup vergi mevzuatı gereği 2018 yılı içinde verilmesi gereken yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannamelerinden, beyanname verme süresinin son günü 31/3/2018 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olanlar kapsama girmektedir. Aynı şekilde, tasfiye dönemine ilişkin olarak verilmesi gereken beyannamelerden kanuni beyanname verme süresi 31/3/2018 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olanlar kapsama girmektedir.
– Veraset ve intikal vergisi mükellefiyetleri
Bu vergi türünde, beyanname verme süresinin son günü 31/3/2018 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olanlar kapsama girmektedir.
– Harç mükellefiyetleri
2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununa göre alınan harçlar genel olarak işlem anında beyanname alınmaksızın tahakkuk ettirilerek tahsil edilmektedir. Bununla birlikte, harçlar da 213 sayılı Kanun hükümlerine göre tarhiyata konu olabilmektedir.
492 sayılı Kanuna göre gayrimenkullerin devir ve iktisap işlemleri nedeniyle ödenmesi gereken harç tutarı ile ilgili olarak devir ve iktisap tarihinden sonra tarhiyat yapılabilmektedir. Bu çerçevede, 31/3/2018 tarihi ve bu tarihten önce gerçekleştirilen devir ve iktisap işlemleri nedeniyle, tarh edilip kesinleşmiş bulunan ya da ihtilaflı olan alacaklar ile Kanunun yayımı tarihinden önce inceleme ve tarhiyat safhasında bulunan işlemler Kanunun kapsamına girmektedir. Aynı şekilde, 31/3/2018 tarihi ve bu tarihten önce gerçekleştirilen devir ve iktisap işlemleri nedeniyle Kanunun 4 üncü maddesinin onuncu fıkrası kapsamında pişmanlıkla ya da kendiliğinden beyanda bulunulması da mümkündür.
492 sayılı Kanunun 28 inci maddesi uyarınca tahsili gereken karar ve ilam harçları ile aynı Kanunun (8) sayılı tarifesi uyarınca tahsil edilen yıllık harçlardan, Kanunun yayımı tarihi itibarıyla vadesi geldiği hâlde ödenmemiş olan ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunanlar kapsama girmektedir.
– Ücretlilerde asgari geçim indirimi
Ücretlilerde asgari geçim indirimi nedeniyle ilgililer veya işverenler adına tarh ve tahakkuk ettirilen gelir vergisi ve bu vergiye bağlı cezalar Kanun kapsamındadır. Bu alacaklar için de 31/3/2018 tarihi esas alınacak, aylık ya da üç aylık vergilendirme dönemleri için yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde Kanun kapsamına girip girmediği tespit edilecektir.
ii) 2018 yılına ilişkin olarak31/3/2018tarihinden (bu tarih dâhil) önce tahakkuk eden vergi ve bunlara bağlı vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme zamları Kanun kapsamındadır.
2018 yılına ilişkin olarak 31/3/2018 tarihinden (bu tarih dâhil) önce tahakkuk eden motorlu taşıtlar vergisi, yıllık harçlar gibi alacaklar Kanunun kapsamına girmektedir.
Ancak, Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (2) numaralı alt bendi gereğince, 2018 yılı için tahakkuk eden motorlu taşıtlar vergisi ikinci taksiti bu Kanun kapsamında değildir.
18/2/1963 tarihli ve 197 sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanununun 9 uncu maddesinin altıncı fıkrası gereğince, yıl içinde ilk defa kayıt ve tescil edilen taşıtlara ilişkin olup, kayıt ve tescilin yapıldığı tarih 31/3/2018 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olanlara ilişkin tahakkuk eden motorlu taşıtlar vergisinin birinci taksiti Kanun kapsamına girmekte, bu tarihten sonra olanlar ise girmemektedir.
2018 yılına ilişkin olarak yıllık tahakkuk etmesi gereken motorlu taşıtlar vergisi için yapılan tarhiyatlardan 31/3/2018tarihine kadar tahakkuk edenler kapsama girmektedir. Ancak, 31/3/2018 tarihinden sonra tahakkuk edenler kapsama girmemektedir.
492 sayılı Kanuna bağlı (8) sayılı tarife uyarınca tahsil edilen ve 2018 yılına ilişkin olarak 31/3/2018 tarihinden (bu tarih dâhil) önce tahakkuk eden yıllık harçlar kapsama girmektedir.
iii) 31/3/2018 tarihinden (bu tarih dâhil) önce yapılan tespitlere ilişkin olarak kesilen vergi aslına bağlı olmayan vergi cezaları Kanun kapsamındadır.
Vergi aslına bağlı olmayan vergi cezalarında 31/3/2018 tarihinden (bu tarih dâhil) önce yapılan tespitlere ilişkin olarak kesilen ve Kanunun yayımı tarihi itibarıyla; kesinleştiği hâlde ödenmemiş ya da ödeme süresi geçmemiş, dava açılmış veya dava açma süresi geçmemiş ya da tespit edildiği hâlde ceza ihbarnameleri düzenlenmemiş veya düzenlendiği hâlde tebliğ edilmemiş olanlar kapsam dâhilindedir.
Örneğin; Şubat/2018 dönemine ait olup 31/3/2018 tarihi saat 00:00’a kadar elektronik ortamda verilmesi gereken mal ve hizmet alımlarına ilişkin bildirim formu (Form Ba) ile mal ve hizmet satışlarına ilişkin bildirim formunun (Form Bs) bu tarihte verilmemesine ilişkin tespitler en erken bu tarihin bittiği 00:00 saatinden sonra dolayısıyla 1/4/2018 tarihinde yapılabileceğinden, bu tespitlere ilişkin vergi aslına bağlı olmayan vergi cezaları Kanun kapsamına girmemektedir. Şubat/2018 döneminden önceki dönemlere ait söz konusu bildirimler nedeniyle kesilmesi gereken cezalar ise Kanun kapsamına girmektedir.
Diğer taraftan, vergi aslına bağlı olarak kesilen vergi cezalarında ise verginin ait olduğu dönem dikkate alınarak kapsama girip girmediği tespit edilecektir.
Çalışan Emekli Rapor Alabilir Mi?
■ Ben özel bir şirkette çalışan emekliyim. Üç ay önce ameliyat oldum. Doktor rapor verdi ama ben bu rapor paralarını alamadım. Emekli olduğum için benim rapor parası alma hakkım yokmuş. Bu doğru mu? 5...719537 Nolu SMS:
Çalışan emekliler hastalanıp veya sizin gibi ameliyat olmaları durumunda rapor alabilirler. Bunda herhangi bir sakınca yok. Ancak iş kazası ve meslek hastalığını kapsayan bir durum söz konusu değilse, rapor almaları durumunda emekli olmadan çalışanlar gibi SGK tarafından ödenen rapor parasını alamazlar. Bilindiği üzere emekli olmamış normal olarak çalışanlar iş kazası veya meslek hastalığı olsun olmasın hastalanıp veya ameliyat sonrası doktordan rapor alırsa, alınan bu raporun ilk iki günü haricindeki günlerin ücretini SGK ödemektedir.
Sosyal güvenlik destek primi ile çalışan emeklinin iş kazası haricinde rapor alması halinde istirahat parasını SGK ödemez. Çalışan emekliler için ödenen SGDP sadece kısa vadeli sigorta kolları içindir. Bu ne demek; iş kazası-meslek hastalığı sigortasını kapsıyor demektir.
Yani, SGDP kapsamında çalışanlar iş kazası geçirirlerse veya meslek hastalığına yakalanırlarsa kendilerine kısa vadeli sigorta yardımları yapılır. Bu nedenle siz rapor parası alamamaktasınız. İşverenle yapmış olduğunuz iş sözleşmesinde ücretiniz maktu aylık ise ücretinizi tam alırsınız.
■ Ali bey, Genel Sağlık Sigortası ödüyorum, emeklilik hakkım var mı? 5Ö505728 Nolu SMS:
Herhangi bir işte çalışmıyor, ticari veya tarımsal faaliyette bulunmuyor, isteğe bağlı sigorta ödemiyor ve işsizlik sigortası parası almıyorsanız zorunlu Genel Sağlık Sigortası Primi mükellefiniz demektir. Zorunlu GSS primi ödeyenler sağlık yardımı alabilirler ancak ödenen bu primler emeklilikte geçerli değildir. Yani zorunlu olarak GSS ödeyenler ödedikleri sağlık primi ile emekli olamazlar.
■ Bir fabrikada iki yıldır çalışıyorum. Aslında aylığım asgari ücretten yüksek fakat resmiyette asgari ücretten gösteriliyor. Bana zararı var mı? 5Ö640750 Nolu İş kanununa göre, işveren işçinin ücretini kanun ve sözleşme hükümlerine göre hesap edip ödemezse işçi iş sözleşmesini bildirimsiz olarak fesh edebilir ve işverenden tazminat talep edebilir. Ayrıca işveren vergi ve sigorta primi kaybına sebebiyet verdiği içinde devlet tarafından cezalandırılır. Bunun için size elden ücret ödendiğini ispatlamazsınız gerekir. Bunu ispatlayamazsanız iş sözleşmenizi fesh edip tazminatınızı alamazsınız. Size en büyük zararı ileride alacağınız emekli maaşınızın düşük olacak olmasıdır. Çünkü maaş sifıorta primlerine göre hesaplanıyor.
NE ZAMAN EMEKLİ OLURUM?
■ 23.03.1974 doğumluyum. İşe giriş tarihim 20.03.1994, 6520 gün SSK, 18 ay askerlik borçlanması yapmadım. Ne zaman emekli olabilirim? Askerlik borçlanması yapsam ne zaman emekli olurum? 5Ö217317 Nolu SMS:
İşe girişinize göre 25 yıl, 54 yaş, 5675 prim gün şartlarına tabisiniz. Prim gün sayınız tamamlanmış. 25 yıl şartınız 2019, 54 yaşınız 2028 yılında dolacak.
Bu durumda emekli olacağınız tarih 23.03.2028 tarihi olacaktır. İşe girişiniz askerden önce olduğundan borçlansanız bile emeklilik yaşınızı aşağıya çekmez.
■ Ben 1983 doğumluyum. Sigorta girişim 17.03.2005, ayrıca 1996 'da çıraklık okulundan girişim var, etkisi olur mu? Ne zaman emekli olurum? 5Ö538752 Nolu SMS:
Çıraklık girişi emeklilikte sayılmaz bu nedenle emeklilikte işe başlama tarihiniz 2005 yılı olarak hesaplanmaktadır. En az 4500 prim gün ve 60 yaş ile kısmi, yine 60 yaş ve 7000 prim günle tam emeklilik şartlarına tabisiniz. Ali Şerbetçi
https://www.takvim.com.tr/yazarlar/aliserbetci/2018/05/27/calisan-emekli-rapor-alabilir
Bağımsız Denetime Tabi Şirketlerin Belirlenmesine Dair Karar BKK 2018/11597
26 Mayıs 2018 Tarihli Resmi Gazete
Sayı: 30432
Karar Sayısı : 2018/11597
Ekli “Bağımsız Denetime Tabi Şirketlerin Belirlenmesine Dair Karar”ın yürürlüğe konulması; Maliye Bakanlığının 22/3/2018 tarihli ve 431 sayılı yazısı üzerine, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 397 nci maddesine göre, Bakanlar Kurulu’nca 26/3/2018 tarihinde kararlaştırılmıştır.
Recep Tayyip ERDOĞAN
CUMHURBAŞKANI
BAĞIMSIZ DENETİME TABİ ŞİRKETLERİN BELİRLENMESİNE DAİR KARAR
Amaç ve kapsam
MADDE 1- (1) Bu Kararın amacı, 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 398 inci maddesi kapsamında denetime tabi şirketlere ilişkin usul ve esasların belirlenmesidir.
Tanımlar
MADDE 2- (1) Bu Kararda geçen;
a) Kurum: Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartlan Kurumunu,
b) Şirket: 6102 sayılı Kanunda düzenlenen sermaye şirketlerini,
ifade eder.
Bağımsız denetime tabi şirketler
MADDE 3- (1) Aşağıda belirtilen şirketler, 6102 sayılı Kanun ile 26/9/2011 tarihli ve 660 sayılı Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname hükümleri çerçevesinde bağımsız denetime tabidir.
a) Herhangi bir ölçüte bağlı olmaksızın ekli (I) sayılı listede belirtilen şirketler.
b) Aşağıdaki üç ölçütten en az ikisinin eşik değerlerini art arda iki hesap döneminde aşan diğer şirketler:
1) Sermaye piyasası araçları bir borsada veya teşkilatlanmış diğer piyasalarda işlem görmeyen ancak 6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu kapsamında halka açık sayılan şirketler için eşik değerler:
i) Aktif toplamı 15 milyon Türk Lirası.
ii) Yıllık net satış hasılatı 20 milyon Türk Lirası.
iii) Çalışan sayısı 50 kişi.
2) Ekli (II) sayılı listede belirtilen şirketler için eşik değerler:
i) Aktif toplamı 30 milyon Türk Lirası.
ii) Yıllık net satış hasılatı 40 milyon Türk Lirası.
iii) Çalışan sayısı 125 kişi.
3) (1) ve (2) numaralı alt bentlerde belirtilenler kapsamında olmayan şirketler için eşik değerler:
i) Aktif toplamı 35 milyon Türk Lirası.
ii) Yıllık net satış hasılatı 70 milyon Türk Lirası.
iii) Çalışan sayısı 175 kişi.
Kapsam dışında tutulan şirketler
MADDE 4- (1) Aşağıdaki şirketler bu Kararın kapsamı dışındadır:
a) Ekli (I) sayılı liste kapsamında yer alanlar hariç olmak üzere, 24/11/1994 tarihli ve 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanuna tabi şirketler. https://goo.gl/RkqgJX
b) Ekli (I) sayılı listede belirtilenler ile ekli (II) sayılı listenin 5(b) sırasında belirtilen şirketler hariç olmak üzere sermayesinin en az yüzde 50’si devlete, il özel idarelerine, kanunla kurulmuş vakıflara ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarına ait olan şirketler.
Uygulamaya ilişkin esaslar
MADDE 5- (1) Eşik değerlere tabi şirketler, bu Kararda belirtilen üç ölçütten en az ikisinin eşik değerini art arda iki hesap döneminde aştığı takdirde müteakip hesap döneminden itibaren bağımsız denetime tabi olur.
(2) Eşik değerleri aştığı için bağımsız denetime tabi şirket, art arda iki hesap döneminde üç ölçütten en az ikisine ait eşik moc.eyilamola değerlerin altında kaldığı ya da bir hesap döneminde bu ölçütlerden en az ikisine ait eşik değerlerin yüzde 20 veya daha fazla oranda altında kaldığı takdirde müteakip hesap döneminden itibaren bağımsız denetim kapsamından çıkar.
(3) Eşik değerlerin aşılıp aşılmadığının belirlenmesinde; aktif toplamı ve yıllık net satış hasılatı bakımından şirketin tabi olduğu mevzuat uyarınca hazırlanmış olan son iki yıla ait finansal tablolar, çalışan sayısı bakımından ise son iki yıla ait ortalama çalışan sayısı esas alınır.
(4) Eşik değerlerin aşılıp aşılmadığının belirlenmesinde şirketler bağlı ortaklık ve iştirakleriyle birlikte dikkate alınır. Bağlı ortaklıkları ve iştirakleri bulunan şirketlerde; aktif toplamı ve yıllık net satış hasılatı bakımından ana ortaklık ve bağlı ş.abacı ortaklığa ait finansal tablolarda yer alan kalemlerin toplamı (varsa grup içi işlemler yok edilir), çalışan sayısı bakımından ise ana ortaklık ve bağlı ortaklığın son İki yıla ait ortalama çalışan sayılarının toplamı dikkate alınır, iştirakler açısından, iştirake ait söz konusu kalemler şirketin iştirakteki hissesi oranında dikkate alınır.
(5) Bağımsız denetime tabi şirketlerin ara dönem sınırlı bağımsız denetim yükümlülükleri, mevzuatta hüküm bulunmaması halinde Kurum tarafından belirlenir.
(6) Bu Kararın uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye ve ortaya çıkabilecek tereddütleri gidermeye Kurum yetkilidir.
Yürürlükten kaldırılan mevzuat
MADDE 6- (1) “Bağımsız Denetime Tabi Olacak Şirketlerin Belirlenmesine Dair Karar”ın yürürlüğe konulması hakkındaki 19/12/2012 tarihli ve 2012/4213 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı yürürlükten kaldırılmıştır.
Yürürlük
MADDE 7- (1) Bu Karar 1/1/2018 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 8- (1) Bu Karar hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
(I) SAYILI LİSTE
1) 6362 sayılı Kanun uyarınca Sermaye Piyasası Kurulunun düzenleme ve denetimine tabi şirketlerden;
a) Yatırım kuruluşları,
b) Kolektif yatırım kuruluşları,
c) Portföy yönetim şirketleri,
ç) İpotek finansmanı kuruluşları,
d) Varlık kiralama şirketleri,
e) Merkezi takas kuruluşları,
f) Merkezi saklama kuruluşları,
g) Veri depolama kuruluşları,
ğ) Derecelendirme kuruluşları,
h) Değerleme kuruluşları,
ı) Sermaye piyasası araçları bir borsada veya teşkilatlanmış diğer piyasalarda işlem gören veya işlem görmeleri amacıyla Sermaye Piyasası Kurulunca onaylanmış geçerlilik süresi bulunan izahname veya ihraç belgesi bulunan anonim şirketler,
i) Bir borsada veya teşkilatlanmış diğer piyasalarda işlem görmemekle birlikte halka arz edilmeksizin pay hariç sermaye piyasası aracı ihraç eden (ihraç ettikleri sermaye piyasası araçlarının itfa edildiği hesap döneminin sonuna kadar) veya bu amaçla Sermaye Piyasası Kurulunca onaylanmış geçerlilik süresi bulunan ihraç belgesi olan anonim şirketler.
2) 19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu uyarınca Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun düzenleme ve denetimine tabi şirketlerden;
a) Bankalar,
b) Derecelendirme kuruluşları,
c) Finansal holding şirketleri,
ç) Finansal kiralama şirketleri,
d) Faktoring şirketleri,
e) Finansman şirketleri,
f) Varlık yönetim şirketleri,
g) Finansal holding şirketleri üzerinde 5411 sayılı Kanunda tanımlandığı şekliyle nitelikli paya sahip olan şirketler.
3) 3/6/2007 tarihli ve 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu ile 28/3/2001 tarihli ve 4632 sayılı Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu kapsamında faaliyet göstermekte olan sigorta, reasürans ve emeklilik şirketleri.
4) Borsa İstanbul piyasalarında faaliyet göstermesine izin verilen; yetkili müesseseler, kıymetli madenler aracı kurumlan, kıymetli maden üretimi veya ticaretiyle iştigal eden şirketler.
5) 10/2/2005 tarihli ve 5300 sayılı Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Kanununa göre kurulan lisanslı depo işletmeleri ile 11/8/1982 tarihli ve 2699 sayılı Umumi Mağazalar Kanununa göre kurulan umumi mağazalar.
6) Aşağıdaki hak veya lisanslardan en az birine sahip olan medya hizmet sağlayıcı kuruluşlar:
a) Karasal ortamdan ulusal televizyon yayını yapma hakkı.
b) Uydu televizyon yayın lisansı.
c) Birden fazla ile yönelik olarak kablolu televizyon yayın lisansı.
1) Sermayesinin en az %25’i kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına, sendikalara, demeklere, vakıflara, kooperatiflere ve bunların üst kuruluşlarına doğrudan veya dolaylı olarak ait olan şirketler.
2) Yurt çapında günlük olarak gazete yayımlayan şirketler.
3) Çağrı merkezi şirketleri hariç olmak üzere, 15/1/2004 tarihli ve 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu, 5/11/2008 tarihli ve 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu, 9/5/2013 tarihli ve 6475 sayılı Posta Hizmetleri Kanunu ve 6102 sayılı Kanunun 1525 inci maddesi kapsamında Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu düzenleme ve denetimine tabi olan şirketler.
4) Enerji Piyasası Düzenleme Kurumundan lisans, sertifika veya yetki belgesi alıp bu Kurum düzenlemelerine tabi olarak faaliyet gösteren şirketler.
5) (I) sayılı liste kapsamında olanlar hariç olmak üzere;
a) Gayri faal olan veya faaliyetleri geçici olarak durdurulan veya iptal edilmiş olan (gerekli ana sözleşme değişiklikleri ve benzeri prosedür işlemleri henüz gerçekleştirilmemiş olanlar dahil) iştirak ve şirketler hariç olmak üzere, Tasarruf Mevduatı ve Sigorta Fonunun (TMSF) iştirakleri ile mülga 4389 sayılı Bankalar Kanunu ve 5411 sayılı Kanun kapsamında TMSF tarafından denetimi ve yönetimi devralınan şirketler.
b) 8/6/1984 tarihli ve 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname kapsamında faaliyet gösteren kamu iktisadi teşebbüsleri ve bağlı ortaklıkları ile sermayesinin en az %50’si belediyelere ait olan şirketler.
7143 Sayılı Kanun Kapsamında Gümrük Alacaklarının Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Tebliğ
26 Mayıs 2018 Tarihli Resmi Gazete
Sayı: 30432
Gümrük ve Ticaret Bakanlığından:
Amaç ve kapsam
MADDE 1 – (1) Bu Tebliğin amacı; 31/3/2018 tarihinden (bu tarih dâhil) önce 27/10/1999 tarihli ve 4458 sayılı Gümrük Kanunu ve ilgili diğer kanunlar kapsamında gümrük yükümlülüğü doğan ve Gümrük ve Ticaret Bakanlığına bağlı tahsil daireleri tarafından 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre takip edilen gümrük vergileri, idari para cezaları, faizler, gecikme faizleri, gecikme zammı alacaklarının 11/5/2018 tarihli ve 7143 sayılı Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun kapsamında yeniden yapılandırılarak tahsiline ilişkin usul ve esasları belirlemektir.
Dayanak
MADDE 2 – (1) Bu Tebliğ, 11/5/2018 tarihli ve 7143 sayılı Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunun 9 uncu maddesinin yirminci fıkrasına dayanılarak hazırlanmıştır.
Tanımlar
MADDE 3 – (1) Bu Tebliğin uygulanmasında;
a) Alacak: 31/3/2018 tarihinden (bu tarih dâhil) önce 4458 sayılı Kanun ve ilgili diğer kanunlar kapsamında gümrük yükümlülüğü doğan ve 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre gümrük idarelerince takip edilen gümrük vergileri ve bunlara bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme alacakları ile idari para cezalarını,
b) Gümrüklenmiş değer: İthal eşyası için eşyanın Uluslararası Kıymet Sözleşmesine göre belirlenecek CIF kıymeti ile gümrük vergileri toplamını, ihraç eşyası için FOB kıymeti ile gümrük vergileri toplamını,
c) Kanun: 11/5/2018 tarihli ve 7143 sayılı Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunu,
ç) Yİ-ÜFE aylık değişim oranları: Türkiye İstatistik Kurumunun her ay için belirlediği 31/12/2004 tarihine kadar toptan eşya fiyatları endeksi (TEFE) aylık değişim oranlarını, 1/1/2005 tarihinden itibaren üretici fiyatları endeksi (ÜFE) aylık değişim oranlarını, 1/1/2014 tarihinden itibaren yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) aylık değişim oranlarını, 1/11/2016 tarihinden itibaren aylık % 0,35 oranını,
ifade eder.
(2) Tebliğ hükümlerine göre ödenecek alacaklara 2018 yılı Mayıs ayı için uygulanması gereken Yİ-ÜFE aylık değişim oranı olarak, %0,35 oranı esas alınır.
Kesinleşmiş alacaklar
MADDE 4 – (1) 31/3/2018 tarihinden (bu tarih dâhil) önce gümrük yükümlülüğü doğan ve gümrük idarelerince takip edilen alacaklardan, 18/5/2018 tarihi itibarıyla (bu tarih dâhil) kesinleşen;
a) Vadesi geldiği hâlde ödenmemiş ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan gümrük vergilerinin ödenmemiş kısmının tamamı ile bunlara bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme alacakları yerine 18/5/2018 tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; ödenmemiş alacağın sadece fer’i alacaktan ibaret olması hâlinde fer’i alacak yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla gümrük vergilerine bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme alacakları ve aslı 18/5/2018 tarihinden önce ödenmiş olanlar dâhil olmak üzere asla bağlı olarak kesilen idari para cezalarının tamamının, https://goo.gl/RkqgJX
b) Vadesi geldiği hâlde ödenmemiş ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan ve 4458 sayılı Kanun ve ilgili diğer kanunlar kapsamında gümrük yükümlülüğü nedeniyle gümrük vergileri asıllarına bağlı olmaksızın kesilmiş idari para cezaları ile 30/3/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanununun iştirak hükümleri nedeniyle kesilmiş idari para cezalarının %50’sinin, Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla cezaların kalan %50’sinin,
c) Eşyanın gümrüklenmiş değerine bağlı olarak kesilmiş idari para cezalarının %30’u ve varsa gümrük vergileri aslının tamamı ile bunlara bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme alacakları yerine 18/5/2018 tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla cezaların kalan %70’i ile alacak asıllarına bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme alacaklarının tamamının,
tahsilinden vazgeçilir.
(2) İhtirazi kayıtla verilen beyannameler üzerine tahakkuk etmiş olan vergiler hakkında bu maddenin birinci fıkrasının (a) bendi hükmü uygulanır.
(3) Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olup, 18/5/2018 tarihi itibarıyla yargı kararı ile kesinleştiği hâlde mükellefe ödemeye yönelik tebligatın yapılmadığı alacaklar için mükelleflerce Kanunda öngörülen süre ve şekilde başvuruda bulunulması koşuluyla bu alacaklar da bu madde kapsamında yapılandırılır. Bu hüküm kapsamına giren alacaklar için ayrıca tebligat yapılmaz ve alacakların vade tarihi olarak Kanunun yayımı tarihi kabul edilir. Bu kapsamda yapılandırılan tutarların Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmemesi hâlinde de vade tarihinde değişiklik yapılmaz.
(4) Bu madde hükmünden yararlanmak isteyen borçluların maddede belirtilen şartların yanı sıra dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları şarttır.
Kesinleşmemiş veya dava safhasında bulunan alacak asılları
MADDE 5 – (1) 31/3/2018 tarihinden (bu tarih dâhil) önce gümrük yükümlülüğü doğan ve 18/5/2018 tarihi itibarıyla;
a) İlk derece yargı mercileri nezdinde dava açılmış ya da dava açma süresi henüz geçmemiş olan gümrük vergilerine ilişkin tahakkuklarda; gümrük vergilerinin % 50’si ile,
b) Bu tutara ilişkin faiz, gecikme faizi ve gecikme zammı yerine 18/5/2018 tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın,
Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla gümrük vergilerinin kalan % 50’si ile faiz, gecikme faizi, gecikme zammı ve asla bağlı olarak kesilen idari para cezalarının tamamının tahsilinden vazgeçilir.
(2) 18/5/2018 tarihi itibarıyla gümrük vergilerine ilişkin gümrük yükümlülüğü doğmuş ve idari itiraz süresi geçmemiş veya idari itiraz mercilerine intikal etmiş bulunan tahakkuklar hakkında da birinci fıkra hükmü uygulanır.
İtiraz/İstinaf veya temyiz aşamasında bulunan alacaklar
MADDE 6 – (1) 18/5/2018 tarihi itibarıyla ilgisine göre istinaf veya temyiz süreleri geçmemiş ya da istinaf/itiraz veya temyiz yoluna başvurulmuş ya da karar düzeltme talep süresi geçmemiş veya karar düzeltme yoluna başvurulmuş olan gümrük vergilerine ilişkin tahakkuklarda, bu maddeye göre ödenecek alacak asıllarının tespitinde, 18/5/2018 tarihi itibarıyla tahakkukun bulunduğu en son safhadaki tutar esas alınır.
(2) 18/5/2018 tarihinden önce verilmiş en son kararın;
a) Terkine ilişkin karar olması hâlinde, ilk tahakkuka esas alınan gümrük vergilerinin % 20’si ile bu tutara ilişkin faiz, gecikme faizi ve gecikme zammı yerine 18/5/2018 tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla, gümrük vergilerinin kalan % 80’inin, faiz, gecikme faizi, gecikme zammı ve alacak aslına bağlı olarak kesilen idari para cezalarının tamamının,
b) Tasdik veya tadilen tasdike ilişkin karar olması hâlinde, tasdik edilen gümrük vergilerinin tamamı, terkin edilen gümrük vergilerinin %20’si ile bu tutarlara ilişkin faiz, gecikme faizi ve gecikme zammı yerine 18/5/2018 tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla, terkin edilen gümrük vergilerinin kalan %80’i, faiz, gecikme faizi, gecikme zammı ve alacak aslına bağlı olarak kesilen idari para cezalarının tamamının,
tahsilinden vazgeçilir. Ancak, verilen en son kararın bozma kararı olması hâlinde 5 inci madde hükmü, kısmen onama kısmen bozma kararı olması hâlinde ise onanan kısım için bu fıkranın (b) bendi, bozulan kısım için 5 inci madde hükmü uygulanır.
Kesinleşmemiş idari para cezaları
MADDE 7 – (1) 18/5/2018 tarihi itibarıyla sadece gümrük yükümlülüğüyle ilgili idari para cezalarına ilişkin dava açılmış olması hâlinde;
a) Asla bağlı cezaların, gümrük vergilerinin 18/5/2018 tarihinden önce ödenmiş olması veya 4 üncü maddeye ilişkin olarak Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi şartıyla tamamının,
b) Asla bağlı olmaksızın kesilen gümrük yükümlülüğüyle ilgili idari para cezalarından 5 inci maddede belirtilen safhada olanlarda cezanın %25’inin, 6 ncı maddenin ikinci fıkrasının; (a) bendinde belirtilen safhada olanlarda cezanın %10’unun, (b) bendinde belirtilen safhada bulunanlarda tasdik edilen ceza tutarının %50’sinin, terkin edilen cezanın %10’unun Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla kalan cezaların,
c) Asla bağlı olmaksızın kesilen gümrük yükümlülüğüyle ilgili idari para cezalarına ilişkin verilen en son kararın bozma kararı olması hâlinde cezanın %25’inin, kısmen onama kısmen bozma kararı olması hâlinde, onanan kısım için, 6 ncı maddenin ikinci fıkrasının (b) bendindeki esaslar çerçevesinde, ilgisine göre anılan bentteki oranların yarısının, bozulan kısım için %25’inin, Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla kalan cezaların,
ç) Eşyanın gümrüklenmiş değerine bağlı olarak kesilmiş olan idari para cezaları ile ilgili olarak 5 inci maddede belirtilen safhada olanlarda cezanın %15’inin, 6 ncı maddenin ikinci fıkrasının; (a) bendinde belirtilen safhada olanlarda cezanın %5’inin, (b) bendinde belirtilen safhada bulunanlarda tasdik edilen ceza tutarının %30’unun, terkin edilen cezanın %5’inin, verilen en son kararın bozma kararı olması hâlinde cezanın %15’inin, kısmen onama kısmen bozma kararı olması hâlinde; onanan kısmın tasdik veya tadilen tasdike ilişkin karar olması hâlinde tasdik edilen cezanın %30’unun, terkin edilen cezanın %5’inin, bozulan kısmın %15’inin, Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla kalan cezaların,
tahsilinden vazgeçilir.
(2)18/5/2018 tarihi itibarıyla idari itiraz süresi henüz geçmemiş veya idari itiraz mercilerine intikal ettirilmiş veya dava açma süresi henüz geçmemiş sadece gümrük yükümlülüğüyle ilgili idari para cezalarına ilişkin;
a) Asla bağlı cezaların, gümrük vergilerinin 18/5/2018 tarihinden önce ödenmiş olması veya 4 üncü maddeye ilişkin olarak Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi şartıyla tamamının,
b) Asla bağlı olmaksızın kesilen gümrük yükümlülüğüyle ilgili idari para cezalarının %25’inin Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla kalan cezaların,
c) Eşyanın gümrüklenmiş değerine bağlı olarak kesilmiş olan idari para cezalarının %15’inin Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla kalan cezaların,
tahsilinden vazgeçilir.
İnceleme ve tahakkuk safhasında olan işlemler
MADDE 8 – (1) 31/3/2018 tarihinden (bu tarih dâhil) önce gümrük yükümlülüğü doğan ve 18/5/2018 tarihinden önce;
a) Başlanıldığı hâlde, tamamlanamamış olan 4458 sayılı Kanun kapsamında yapılan gümrük incelemeleri ile ek tahakkuk işlemlerine devam edilir. Bu işlemlerin tamamlanmasından sonra tahakkuk eden vergilerin %50’si ile bu tutara gecikme faizi yerine 18/5/2018 tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutar ile bu tarihten sonra kararın tebliği üzerine belirlenen dava açma süresinin bitim tarihine kadar hesaplanacak gecikme faizinin tamamının, vergi aslına bağlı olmayan cezalarda cezanın %25’inin, eşyanın gümrüklenmiş değerine bağlı olarak kesilmiş cezalarda cezanın %15’inin ve varsa gümrük vergileri aslının %50’si ile bu tutara gecikme faizi yerine 18/5/2018 tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutar ile bu tarihten sonra kararın tebliği üzerine belirlenen dava açma süresinin bitim tarihine kadar hesaplanacak gecikme faizinin tamamının; kararın tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içerisinde yazılı başvuruda bulunularak, ilk taksitin tebliği izleyen aydan başlamak üzere ikişer aylık dönemler halinde altı eşit taksitte ödenmesi şartıyla vergi aslının %50’sinin, vergi aslına bağlı olmayan cezalarda cezanın %75’inin, eşyanın gümrüklenmiş değerine bağlı olarak kesilmiş cezalarının %85’inin, gümrük vergilerine 18/5/2018 tarihine kadar uygulanan gecikme faizinin ve vergi aslına bağlı cezaların tamamının tahsilinden vazgeçilir. Kanunun 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen süre içinde tebliğ edilen kararlar için Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının üçüncü cümlesi uygulanır.
b) Tamamlandığı hâlde, 18/5/2018 tarihinde ya da bu tarihten sonra gümrük idaresine intikal eden müfettiş raporları üzerine gerekli ek tahakkuk ve tebliğ işlemleri yapılır. Yapılan tahakkuk üzerine bu maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen şekilde belirlenen tutarın, aynı bentte belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla Kanun hükümlerinden yararlanılır.
(2) Bu maddenin birinci fıkrasının (a) bendi hükümlerinden yararlanılabilmesi için incelemeye başlama tarihi olarak görevlendirmeye ilişkin Bakanlık Makamı Onay tarihi, Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğü Kontrol Şubeleri ile diğer incelemeler için görevlendirme tarihi esas alınır.
(3) Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğü Kontrol Şubeleri ile diğer incelemelerden 18/5/2018 tarihinden önce tamamlananlar için bu maddenin birinci fıkrasının (a) bendi uygulanır.
(4) Bu maddenin birinci fıkrasının (b) bendi hükümlerinden yararlanılabilmesi için rapor tarihinin 18/5/2018 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olması gerekmektedir.
Kendiliğinden yapılan beyanlar
MADDE 9 – (1) 4458 sayılı Kanuna ve ilgili diğer kanunlara göre tahakkuku ve tahsili gerektiği hâlde yükümlü tarafından beyan edilmeyen aykırılıkların gümrük idaresinin tespitinden önce kendiliğinden bildirilmesi durumunda, gümrük vergilerinin tamamı ile hesaplanacak faiz yerine 18/5/2018 tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla faizlerin ve idari para cezalarının tamamının tahsilinden vazgeçilir. Bu fıkra, gümrük vergi alacağının söz konusu olduğu gümrüklenmiş değere bağlı idari para cezalarını da kapsar.
(2) Birinci fıkra kapsamındaki aykırılıkların gümrük vergileri asıllarına bağlı olmaksızın gümrüklenmiş değere bağlı olanlar dâhil sadece idari para cezası gerektirmesi ve bunların gümrük idaresinin tespitinden önce Kanunda belirtilen şekilde başvurulmak suretiyle kendiliğinden bildirilmesi durumunda, söz konusu idari para cezalarının tahsilinden vazgeçilir.
(3) Bu maddenin uygulanmasında 4458 sayılı Gümrük Kanununun 234 üncü maddesinin üçüncü fıkrası hükmü dikkate alınmaz.
Çeşitli hükümler
MADDE 10 – (1) 5 ila 7 nci maddelere göre ödenecek alacakların tespitinde esas alınacak olan en son karar, tahakkuka ilişkin verilen ve 18/5/2018 tarihinden (bu tarih dâhil) önce taraflardan birine tebliğ edilmiş olan karardır.
(2) 18/5/2018 tarihi itibarıyla; uzlaşma hükümlerinden yararlanılmak üzere başvuruda bulunulmuş, uzlaşma günü verilmemiş veya uzlaşma günü gelmemiş ya da uzlaşma sağlanamamış, ancak dava açma süresi geçmemiş alacaklar da 5 ila 7 nci madde hükmünden yararlanır.
(3) 5 ila 7 nci madde hükmünden yararlanılması için bu maddeler kapsamına giren alacaklara karşı 18/5/2018 tarihinden sonra dava açılmaması, açılmış davalardan vazgeçilmesi ve kanun yollarına başvurulmaması şarttır.
(4) 5 ila 7 nci madde hükmünden yararlanmak için başvuruda bulunan ancak Kanunda belirtilen ödeme şartını yerine getirmeyen borçlulardan, ilk tahakkuka göre belirlenen alacaklar başka bir işleme gerek olmaksızın takip edilir. Şu kadar ki, 18/5/2018 tarihinden önce verilmiş olan en son yargı kararının, tahakkukun tasdikine ilişkin olması hâlinde bu karar üzerine tahakkuk eden alacaklar takip edilir.
(5) 5 ila 9 uncu madde hükmünden yararlananlar, 4458 sayılı Kanunun uzlaşma ve 30/3/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanununun peşin ödeme indirimi hükümlerinden yararlanamazlar.
(6) 8 ile 9 uncu madde hükümlerinden yararlanılabilmesi için madde kapsamında ödeme başvurusunda bulunulan alacağa ilişkin dava açılmaması şarttır.
(7) Kanunun yayım tarihi olan 18/5/2018 tarihinden (bu tarih dâhil) önce gümrük müdürlüklerince karar alma süreci tamamlanmış ancak henüz tebligat süreci bitmemiş alacakların Kanunun 3 üncü maddesi kapsamında kesinleşmemiş alacak olarak yapılandırılması mümkündür.
(8) 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu hükümleri uyarınca verilen idari para cezaları Kanun kapsamında bulunmamaktadır.
Başvuru şekli ve süreler
MADDE 11 – (1) Kanunun ilgili maddelerindeki başvuru süresine ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla Kanun hükümlerinden yararlanmak isteyen borçluların, 31/7/2018 günü mesai bitimine kadar ilgili gümrük idaresine EK-1’de belirtilen forma uygun olarak başvuruda bulunmaları şarttır.
(2) Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi kapsamına giren alacakların yapılandırılmasına ilişkin başvurular ilgili gümrük idaresine yapılır.
(3) Alacağın birden fazla gümrük idaresini ilgilendirmesi durumunda, her idareye ayrı ayrı başvurulur.
(4) Alacak aslı ve buna bağlı idari para cezaları ve fer’i alacaklara ilişkin başvurular gümrük beyannamesi, ek tahakkuk kararı ve para cezası kararı itibarıyla yapılır. Aynı idarece takip edilen birden fazla alacağın yapılandırılmasına ilişkin talepler tek başvuru ile yapılabilir. Bu durumda, yükümlülüğe ilişkin detay bilgiler başvuruda ayrı ayrı belirtilir.
(5) Başvurunun iadeli taahhütlü posta yoluyla yapılması durumunda başvuru belgelerinin postaya verildiği tarih, normal posta ile veya şahsen yapılması hâlinde ise başvuruda bulunulan idarenin genel evrak kayıtlarına intikal ettiği tarih başvuru tarihi olarak dikkate alınır.
(6) Gümrük vergileri aslına bağlı olmayan idari para cezalarına ilişkin başvurular her bir para cezası kararı için ayrı ayrı yapılır. Ancak, aynı idarece takip edilen birden fazla para cezasının yapılandırılmasına ilişkin talepler tek başvuru ile yapılabilir. Bu durumda, yükümlülüğe ilişkin detay bilgiler başvuruda ayrı ayrı belirtilir.
Gümrük idarelerince yapılacak işlemler
MADDE 12 – (1) Yapılandırma başvurusu, ilgili gümrük müdürlüğünün genel evrak kaydına alınmasını müteakip, ilgili servis tarafından başvuru sahibinin vergi numarası, ticaret unvanı, adres gibi bilgileri ile yapılandırılan alacaklara ilişkin bilgileri içerir şekilde kayda alınır.
(2) Süresi içinde yapılmadığı veya gerekli şartların sağlanmadığı anlaşılan başvurular gerekçe belirtilmek suretiyle reddedilir.
(3) Süresi içinde ilgili gümrük idaresine yapılan başvuru konusu alacakların tamamının veya bir kısmının farklı bir gümrük idaresince takip edildiğinin anlaşılması durumunda, başvuru süresi içinde yapılmış sayılır ve başvurunun yapıldığı gümrük idaresi tarafından başka gümrük idarelerince takip edilen alacaklara ilişkin başvurular ilgili gümrük idaresine gönderilir. Bu şekilde alınan başvurular ilgili gümrük idaresince, birinci fıkra uyarınca kayda alınır.
(4) Diğer koşullar sağlanmak kaydıyla, davadan vazgeçme dilekçesi veya dilekçelerinin yetkisiz kişilerce imzalanmış olduğunun anlaşılması durumunda başvuru doğrudan reddedilmez, borçluya 24 üncü maddeye uygun, davadan vazgeçme dilekçesi veya dilekçelerinin gönderilmesi için 31/7/2018 günü mesai bitimine kadar süre verilir. Bu sürenin sonunda dilekçenin veya dilekçelerin gönderilmemiş olması durumunda başvuru gerekçe belirtilmek suretiyle reddedilir.
(5) Başvuru belgelerinin tam ve eksiksiz olduğunun anlaşılması durumunda, başvuru kabul edilerek, borçlu tarafından tercih edilen taksitle ödeme seçeneğine göre 19 uncu madde de belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde taksitler hesaplanarak ödeme planı hazırlanır.
(6) Kabul edilen başvurulara ilişkin davadan vazgeçme dilekçelerinin gümrük idarelerine verildiği tarih, ilgili yargı merciine verildiği tarih sayılarak dilekçeler ilgili yargı merciine gönderilir.
(7) Taleplerin süratle değerlendirilmesi amacıyla Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüklerince gerekli idari önlemler alınır.
(8) Kanun kapsamında yapılandırılan alacaklara ilişkin kayıtlar Tahsilat Takip Programı ve ilgili diğer programlar üzerinde güncellenir.
Ödeme süresi
MADDE 13 – (1) Kanunun ilgili maddelerindeki ödeme süresine ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla Kanun hükümleri kapsamında ödenecek tutarların ilk taksitinin 2018 yılı Eylül ayından başlamak üzere ikişer aylık dönemler hâlinde azami on sekiz eşit taksitte ödenmesi şarttır.
(2) İlk taksit ödeme süresi 1 Ekim 2018 (30/9/2018 tarihi Pazar gününe rastladığından) tarihi mesai saati bitiminde sona ermektedir. Bu tarihten daha önce yapılacak ödemeler kabul edilir.
(3) Ödenecek taksitlerin ödeme süresinin son gününün resmî tatile rastlaması hâlinde süre, tatili izleyen ilk iş günü mesai saati sonunda biter.
Süresinde ödenmeyen taksitler
MADDE 14 – (1) Kanuna göre ödenmesi gereken taksitlerin ilk ikisinin süresinde ve tam ödenmesi koşuluyla, kalan taksitlerden; bir takvim yılında iki veya daha az taksitin, süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi hâlinde, ödenmeyen veya eksik ödenen taksit tutarlarının son taksiti (peşin ödeme seçeneğinin tercih edilmesi hâlinde ilk taksiti) izleyen ayın sonuna kadar, gecikilen her ay ve kesri için 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranında hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi şartıyla Kanun hükümlerinden yararlanılır. İlk iki taksitin süresinde tam ödenmemesi ya da süresinde ödenmeyen veya eksik ödenen diğer taksitlerin belirtilen şekilde de ödenmemesi veya bir takvim yılında ikiden fazla taksitin süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi hâlinde Kanun hükümlerinden yararlanma hakkı kaybedilir. Bu hüküm taksitlendirilen alacaklar için ayrı ayrı uygulanır.
(2) Alacakların birinci fıkrada belirtilen şekilde tamamen ödenmemiş olması hâlinde borçlular ödedikleri tutarlar kadar Kanun hükümlerinden yararlanırlar.
Kesinleşmiş gümrük vergileri alacağında tahsil edilecek tutarın tespiti
MADDE 15 – (1) 18/5/2018 tarihi (bu tarih dâhil) itibarıyla vadesi geldiği hâlde ödenmemiş olan ya da henüz ödeme süresi geçmemiş bulunan gümrük vergilerine ilişkin olarak ödenecek alacak tutarının tespiti için vergi asıllarına;
a) Vade tarihinden, 18/5/2018 tarihine kadar gecikme zammı yerine,
b) Daha önce hesaplanmış gecikme zammı oranında faiz olması hâlinde, bu faizin hesaplandığı süre dikkate alınarak, gecikme zammı oranında faiz yerine,
Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak Yİ-ÜFE tutarı hesaplanır. Bu tutar, vergi aslı ile toplanarak madde hükmüne göre yapılandırılan alacak tutarı bulunur.
(2) Yapılandırılan alacak tutarının, Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde gümrük vergilerine bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme alacakları ve aslı 18/5/2018 tarihinden önce ödenmiş olanlar dâhil olmak üzere asla bağlı olarak kesilen idari para cezalarının tamamının tahsilinden vazgeçilir.
(3) 18/5/2018 tarihi (bu tarih dâhil) itibarıyla asılları tamamen ödenmiş gümrük vergileri üzerinden;
a) Vade tarihinden ödeme tarihine kadar geçen süre için hesaplanan gecikme zammı yerine,
b) Gecikme zammı oranında faizin hesaplandığı süre dikkate alınarak, gecikme zammı oranında faiz yerine,
Yİ-ÜFE aylık değişim oranı esas alınarak alacak tutarı hesaplanır. Bu tutarın Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde, gümrük vergilerine bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme alacakları ve asla bağlı olarak kesilen idari para cezalarının tamamının tahsilinden vazgeçilir.
(4) Asılları tamamen ödenmiş gümrük vergilerine ilişkin gecikme zammı oranında faiz ve gecikme zamlarından, 18/5/2018 tarihinden (bu tarih dâhil) önce kısmen tahsil edilmesi durumunda;
a) Gümrük vergilerinin vade tarihinden ödendiği tarihe kadar hesaplanan gecikme zammı yerine,
b) Gümrük vergilerine gecikme zammı oranında faizin hesaplandığı süre dikkate alınarak, gecikme zammı oranında faiz yerine,
Yİ-ÜFE aylık değişim oranı esas alınarak alacak tutarı hesaplanır.
Ödenmiş gecikme zammı/gecikme zammı oranında faiz tutarının, hesaplanan Yİ-ÜFE tutarından fazla olması hâlinde herhangi bir tahsilat yapılmaz, kalan gecikme zammı/gecikme zammı oranında faizin tahsilinden vazgeçilir. Bununla birlikte, tahsil edilmiş gecikme zammı ve gecikme zammı oranında faizden red ve iade yapılmaz. Ödenmiş gecikme zammı/gecikme zammı oranında faiz tutarının, hesaplanan Yİ-ÜFE tutarından az olması hâlinde ise, ödenecek tutar Yİ-ÜFE tutarından ödenmiş olan gecikme zammı/gecikme zammı oranında faiz düşülmek suretiyle tespit edilir. Bu şekilde belirlenen Yİ-ÜFE tutarının Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmesi hâlinde, kalan gecikme zammı/gecikme zammı oranında faizin tahsilinden vazgeçilir.
Kesinleşmemiş veya dava safhasında bulunan gümrük vergileri alacağında tahsil edilecek tutarın tespiti
MADDE 16 – (1) 18/5/2018 tarihi itibarıyla, gümrük yükümlülüğü doğmuş, idari itiraz süresi geçmemiş veya idari itiraz mercilerine intikal etmiş bulunan veya 31/3/2018 tarihinden (bu tarih dâhil) önce gümrük yükümlülüğü doğan ve 18/5/2018 tarihi itibarıyla ilk derece yargı mercileri nezdinde dava açılmış ya da dava açma süresi henüz geçmemiş olan gümrük vergilerine ilişkin tahakkuklarda alacak tutarı, gümrük vergilerinin % 50’si ile bu tutar esas alınarak gümrük yükümlülüğünün doğduğu tarih ile 18/5/2018 tarihi arasında kalan süre için hesaplanacak Yİ-ÜFE tutarının toplanması ile bulunur.
(2) Bu madde uyarınca yapılacak hesaplamalarda ödenecek alacak asıllarının tespitinde, 18/5/2018 tarihi itibarıyla tahakkukun bulunduğu en son safhadaki tutar esas alınır.
(3) 18/5/2018 tarihi itibarıyla, ilgisine göre istinaf veya temyiz süreleri geçmemiş ya da istinaf/itiraz veya temyiz yoluna başvurulmuş ya da karar düzeltme talep süresi geçmemiş veya karar düzeltme yoluna başvurulmuş olan gümrük vergilerine ilişkin tahakkuklarda ödenecek alacak asıllarının tespitinde, 18/5/2018 tarihi itibarıyla tahakkukun bulunduğu en son safhadaki tutar esas alınır.
(4) 18/5/2018 tarihinden önce verilmiş en son kararın terkin kararı olması durumunda, alacak tutarı 6 ncı maddenin ikinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen açıklamalara göre belirlenir. 18/5/2018 tarihinden önce verilmiş en son kararın tasdik veya tadilen tasdik kararı olması hâlinde ise, alacak tutarı 6 ncı maddenin ikinci fıkrasının (b) bendinde yapılan açıklamalar dikkate alınarak belirlenir.
Yİ-ÜFE tutarının hesaplanması
MADDE 17 – (1) Yİ-ÜFE tutarı, fer’i alacaklar için 30/6/2007 tarihli ve 26568 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Tahsilat Genel Tebliği Seri: A Sıra No:1’de ve diğer mevzuatta esas alınan hesaplama yöntemleri ve hesaplama süreleri kullanılarak hesaplanır.
(2) Yİ-ÜFE tutarının hesaplanmasında; 4458 sayılı Kanuna göre hesaplanan gecikme zammı oranında faiz ve 6183 sayılı Kanuna göre hesaplanan gecikme zammı oranı yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları kullanılır.
(3) Bu hesaplamalarda esas alınacak ilk aya ilişkin Yİ-ÜFE aylık değişim oranı, alacağın vadesinin rastladığı ay için açıklanmış olan orandır. Alacağın vade tarihlerinin ayın son günlerine rastladığı hâllerde de Yİ-ÜFE aylık değişim oranı vade tarihinin rastladığı aydan başlamak suretiyle hesaplanır.
(4) Türkiye İstatistik Kurumunca açıklanan Yİ-ÜFE aylık değişim oranları ile 1/11/2016 tarihinden itibaren uygulanması gereken aylık değişim oranı, EK-2 sayılı tabloda yer almaktadır. Yİ-ÜFE tutarlarının tespitinde kullanılacak olan Yİ-ÜFE aylık değişim oranlarının eksi (negatif) çıkması durumunda bu oranlar da hesaplamada eksi değer olarak dikkate alınır. Belli bir döneme ilişkin olarak Yİ-ÜFE aylık değişim oranlarının toplamları eksi değer olması hâlinde alacak asılları üzerinden hesaplanan fer’iler yerine alınması gereken Yİ-ÜFE tutarı sıfır kabul edilir.
(5) Toplam Yİ-ÜFE aylık değişim oranı ile vergi aslı çarpılmak suretiyle gecikme zammı yerine ödenmesi gereken Yİ-ÜFE tutarı hesaplanır. Bu tutar, vergi aslı ile toplanarak madde hükmüne göre ödenecek alacak tutarı bulunur.
Yİ-ÜFE tutarının hesaplanmasında esas alınacak diğer hususlar
MADDE 18 – (1) Gecikme zammının günlük olarak hesaplanması gerektiği hâllerde, bu sürelere uygulanması gereken Yİ-ÜFE aylık değişim oranı da Tahsilat Genel Tebliği Seri: A Sıra No:1’de yapılan düzenlemeler çerçevesinde günlük olarak bulunur.
(2) 6183 sayılı Kanunun 52 nci maddesine göre gecikme zammı tatbik süresini durduran iflas ve aciz hâlleri söz konusu ise gecikme zammı uygulanmayan süreye Yİ-ÜFE aylık değişim oranı da uygulanmaz, bu hâllerin varlığı Yİ-ÜFE uygulanan süreyi de durdurur.
Ödeme ve taksitlendirmede katsayı uygulaması
MADDE 19 – (1) Kanun hükümlerine göre hesaplanan tutarlar peşin veya taksitler hâlinde ödenebilir.
(2) Hesaplanan tutarların tamamının ilk taksit ödeme süresi içerisinde peşin olarak ödenmesi hâlinde katsayı uygulanmaz ve;
a) Fer’i alacaklar yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarların (Kanunun 4 üncü maddesine göre fer’i alacaklar yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutar ile birlikte hesaplanan gecikme faizi dâhil) %90’ının tahsilinden vazgeçilir.
b) Yapılandırılan alacağın sadece fer’i alacaktan ibaret olması hâlinde fer’i alacak yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutardan %50 indirim yapılır.
(3) Hesaplanan tutarların tamamının ilk iki taksit ödeme süresi içinde ödenmesi hâlinde katsayı uygulanmaz ve;
a) Fer’i alacaklar yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarlar (Kanunun 4 üncü maddesine göre fer’i alacaklar yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutar ile birlikte hesaplanan gecikme faizi dâhil) üzerinden %50 indirim yapılır.
b) Yapılandırılan alacağın sadece fer’i alacaktan ibaret olması hâlinde fer’i alacak yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutardan %25 indirim yapılır.
(4) Hesaplanan tutarların taksitle ödenmek istenmesi hâlinde, ilgili maddelerde yer alan hükümler saklı kalmak şartıyla borçluların başvuru sırasında altı, dokuz, on iki veya on sekiz eşit taksitte ödeme seçeneklerinden birini tercih etmeleri şarttır. Tercih edilen taksit süresinden daha uzun bir sürede ödeme yapılamaz.
(5) Hesaplanan tutarların taksitle yapılacak ödemelerinde ilgili maddelere göre belirlenen tutar;
a) Altı eşit taksit için (1,045),
b) Dokuz eşit taksit için (1,083),
c) On iki eşit taksit için (1,105),
ç) On sekiz eşit taksit için (1,15),
katsayısı ile çarpılır ve bulunan tutar taksit sayısına bölünmek suretiyle ikişer aylık dönemler hâlinde ödenecek taksit tutarı hesaplanır. Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunan borçlulara tercih ettikleri taksit süresine uygun ödeme planı verilir. Ancak tercih edilen süreden daha kısa sürede ödeme yapılması hâlinde ödenecek tutar ilgili katsayıya göre düzeltilir.
Tahsilinden vazgeçilecek alacaklar
MADDE 20 – (1) Gümrük ve Ticaret Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince takip edilmekte olan ve vadesi 31/12/2013 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olduğu hâlde 18/5/2018 tarihine kadar ödenmemiş olan ve 6183 sayılı Kanun kapsamında gümrük idarelerince takibi gereken her bir alacağın; türü, yükümlülüğü, asılları ayrı ayrı dikkate alınmak suretiyle;
a) Tutarı 100 Türk lirasını aşmayan asli alacakların,
b) İdari para cezalarında 150 Türk lirasını aşmayanların,
c) Tutarına bakılmaksızın bu alacaklara bağlı fer’i alacakların,
ç) Aslı ödenmiş fer’i alacaklarda toplamı 200 Türk lirasını aşmayanların,
tahsilinden vazgeçilir.
(2) Kanun kapsamında tahsilinden vazgeçilen alacaklara ilişkin ek tahakkuk ve ceza karar kayıtları, “11/5/2018 tarihli ve 7143 sayılı Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun kapsamında tahsilinden vazgeçilmiştir.” notu düşülerek, Tahsilat Takip Programı ve ilgili diğer programları üzerinde kapatılır.
Tecil edilen alacakların yapılandırılması
MADDE 21 – (1) Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi kapsamına giren alacakların, 18/5/2018 tarihinden önce 6183 sayılı Kanun ve diğer kanunlar uyarınca tecil edilip de tecil şartlarına uygun olarak ödenmekte olanlarından, kalan taksit tutarları için borçlular, talep etmeleri hâlinde Kanun hükümlerinden yararlanabilirler. Bu takdirde tecil şartlarına uygun olarak ödenen taksit tutarları için tecil hükümleri geçerli sayılır. Bu şekilde ödenmiş taksit tutarlarına tecil tarihi ile ödeme tarihi arasında geçen süre için sadece ilgili kanunda öngörülen faiz uygulanır. Kalan taksit tutarları vadesinde ödenmemiş alacak kabul edilir ve bu alacaklar hakkında bu Tebliğ hükümleri uygulanır.
(2) Kanun kapsamında süresinde ödenen alacaklara, Kanunda yer alan hükümler saklı kalmak kaydıyla 18/5/2018 tarihinden sonraki süreler için faiz, gecikme zammı ile gecikme cezası gibi fer’i amme alacakları hesaplanmaz.
(3) Kanuna göre ödenecek alacaklarla ilgili olarak, tatbik edilen hacizler yapılan ödemeler nispetinde kaldırılır ve buna isabet eden teminatlar iade edilir. Kanuna göre ödenecek alacaklar nedeniyle tatbik edilen hacizlere konu mallar, borçlunun talebi hâlinde 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre alacaklı tahsil dairesince satılabilir. Bu talep, Kanun kapsamında ödenmesi gereken tutarların Kanun hükümlerine göre ödenmesine engel teşkil etmez.
6552, 6736 ve 7020 sayılı Kanunlar kapsamında yapılandırılan alacaklar
MADDE 22 – (1) Kanun hükümleri, 10/9/2014 tarihli ve 6552 sayılı Kanun, 3/8/2016 tarihli ve 6736 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun, 18/5/2017 tarihli ve 7020 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda ve Bir Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun hükümlerine göre 18/5/2018 tarihi itibarıyla taksit ödemeleri devam eden alacaklar ile 6736 sayılı Kanuna göre tahakkuk eden alacaklar hakkında uygulanmaz.
(2) 6552, 6736 ve 7020 sayılı Kanunların ilgili hükümlerine göre yapılandırılan ve anılan Kanunlar kapsamında ödemeleri devam eden alacaklardan kalan taksitlerin tamamının, 19 uncu maddenin;
a) ikinci fıkrasında belirtilen sürede ödenmesi hâlinde kalan taksit toplamı içinde yer alan Yİ-ÜFE tutarlarının %90’ının (kalan tutarın sadece Yİ-ÜFE tutarından oluşması hâlinde anılan fıkranın (b) numaralı bendi kapsamında),
b) üçüncü fıkrasında belirtilen sürede ödenmesi hâlinde kalan taksit toplamı içinde yer alan Yİ-ÜFE tutarlarının %50’sinin (kalan tutarın sadece Yİ-ÜFE tutarından oluşması hâlinde anılan fıkranın (b) numaralı bendi kapsamında),
tahsilinden vazgeçilir.
Bu takdirde, anılan Kanunlar kapsamında ödenen taksitler için yapılandırma hükümleri geçerli sayılır ve herhangi bir katsayı düzeltmesi yapılmaz, ödenmemiş taksitlere ilişkin kalan katsayı tutarlarının tahsilinden vazgeçilir.
(3) 6552, 6736 ve 7020 sayılı Kanunların ilgili hükümlerine göre yapılandırılan ve 18/5/2018 tarihi itibarıyla anılan Kanunlar kapsamında ödemeleri devam eden alacaklardan, 6552 sayılı Kanunun 80 inci maddesinin (a) bendi, 6736 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin altıncı fıkrası, 7020 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin altıncı fıkrası kapsamında bir takvim yılında iki veya daha az taksiti süresinde ödememe veya eksik ödeme hakkının kullanılması nedeniyle 18/5/2018 tarihi itibarıyla ödenmeyen veya eksik ödenen taksit tutarlarının, son taksiti izleyen aydan ve ödeme süresi önce gelen taksitten başlamak üzere ikişer aylık dönemler (taksit ödemeleri aylık olan alacaklarda her ay) hâlinde, gecikilen her ay ve kesri için 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranında hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi şartıyla anılan Kanunların hükümlerinden yararlanılır. Bu hüküm kapsamında ödeme süresi uzatılan taksitlerden birinin ödenmemesi veya eksik ödenmesi hâlinde anılan Kanunların hükümlerinden yararlanma hakkı kaybedilir.
(4) 6552, 6736 ve 7020 sayılı Kanunların ilgili hükümlerine göre yapılandırılan 18/5/2018 tarihi itibarıyla anılan Kanunlar kapsamında ödemeleri devam eden alacaklar için söz konusu Kanunlardan yararlanma şartı olarak getirilen taksit ödeme süresince her bir takvim yılı itibarıyla cari yılda süresinde ödenmesi öngörülen tutarlara yönelik şartlar, 2018 yılı için bu Kanunun yayımı tarihinden takvim yılı sonuna kadar geçecek süre için yeniden başlatılır.
İade edilmeyecek alacaklar
MADDE 23 – (1) Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi kapsamına giren alacaklara karşılık 18/5/2018 tarihinden önce tahsil edilmiş olan tutarlar, Kanun kapsamında tahsil edilen tutarlar ile 21 inci maddenin birinci fıkrası kapsamında yapılan tecile ilişkin olarak 6183 sayılı Kanun veya diğer kanunlar uyarınca ödenen faizlerin Kanun hükümlerine dayanılarak red ve iadesi yapılmaz. Ancak, Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrası kapsamında olup dava konusu edilen tahakkuklara karşılık 18/5/2018 tarihinden önce ödeme yapılmış olması hâlinde, ödenen bu tutarlar, vergi mahkemesinde esasa ilişkin olarak hiç karar verilmemiş veya verilen kararın bozulması nedeniyle yeniden karar verilmek üzere mahkemesine iade edilmiş davalara konu alacaklar için bu maddeden yararlanılmak üzere yapılan başvurular ile verilmiş terkin kararları üzerine red ve iade edilebilir.
Davadan vazgeçme
MADDE 24 – (1) Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunan ve ilgili maddeler uyarınca dava açmamaları veya açılan davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları gereken borçluların, Kanun hükümlerinden yararlanabilmeleri için ilgili maddelerde belirlenen başvuru sürelerinde, yazılı olarak bu iradelerini belirtmeleri şarttır. Borçlularca, Kanun hükümlerinden yararlanılmak üzere davadan vazgeçilmesi hâlinde idarece de ihtilaflar sürdürülmez.
(2) Davadan vazgeçme dilekçeleri EK-3’te yer alan forma uygun olarak ilgili gümrük idaresine verilir ve bu dilekçelerin gümrük idarelerine verildiği tarih, ilgili yargı merciine verildiği tarih sayılarak dilekçeler ilgili yargı merciine gönderilir.
(3) Kanun hükümlerinden yararlanılmak üzere başvuruda bulunan ve açtıkları davalardan vazgeçen borçluların bu ihtilaflarıyla ilgili olarak karar tarihine bakılmaksızın 18/5/2018 tarihinden sonra tebliğ edilen kararlar uyarınca işlem yapılmaz ve bu kararlar ile hükmedilen yargılama gideri, avukatlık ücreti ve fer’ileri talep edilmez ve bu alacaklar için icra takibi yapılamaz. Vazgeçme tarihinden önce ödenmiş olan yargılama giderleri ve avukatlık ücretleri geri alınmaz.
Yetki
MADDE 25 – (1) Bu Tebliğde hüküm bulunmayan özel ve istisnai durumları inceleyip sonuçlandırmaya Gümrük ve Ticaret Bakanlığı yetkilidir.
Yürürlük
MADDE 26 – (1) Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 27 – (1) Bu Tebliğ hükümlerini Gümrük ve Ticaret Bakanı yürütür.
Bazı Durumlarda SGK İhtar Çekmeden İdari Para Cezası Uygulamayacak
SİGORTA PRİMİNE ESAS KAZANCIN %1 İNİ AŞMAYACAK VE BRÜT ASGARİ ÜCRETİN ÜÇTE BİRİNİ GEÇMEYECEK EKSİKLİKLERDE SGK TARAFINDAN İHTAR ÇEKİLMEDEN İDARİ PARA CEZASI UYGULANMAYACAK
ÖZET:
Sigortalıların ve çalışma gün sayılarının eksiksiz bildirilmesi şartıyla, Sosyal Güvenlik Kurumuna verilen bildirge, beyanname, belge ve defterlerde kayıtlı sigorta primine esas kazancın %1 ini aşmayacak ve brüt asgari ücretin üçte birini geçmeyecek şekilde, prime esas kazançta bir eksiklik tespit edilmesi halinde, SGK tarafından ihtar çekilip, çekilen ihtar üzerine eksikliğin ihtar belgesinin tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde yerine getirilmesi halinde SGK tarafından idari para cezası kesilemeyecektir.
İDARİ PARA CEZALARI İLE İLGİLİ YENİ UYGULAMANIN USUL VE ESASLARI:
25.05.2018 tarihli 30431 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 16/5/2018 tarihli ve 7144 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunun 16. Maddesinde;
“Kurumca, birinci fıkrada belirtilen bildirge, beyanname, belge veya defterlere istinaden sigortalıların ve çalışma gün sayılarının eksiksiz bildirilmesi şartıyla bildirilen prime esas kazanç tutarında, fiilin işlendiği tarihteki brüt asgari ücretin üçte birini geçmeyecek ve %1’ini aşmayacak şekilde eksiklik tespit edilmesi durumunda, eksikliğin on beş gün içinde düzeltilmesi için ilgiliye yazılı ihtar verilir. Bu süre sonunda tespit edilen eksik tutarın Kuruma bildirilmemesi halinde birinci fıkranın ilgili hükümlerine göre idari para cezası verilir. Eksikliğin işverence tespit edilmesi durumunda bu süre; bildirge, beyanname, belge veya defterlerin Kuruma verilmesinden itibaren on beş gündür.” hükmü getirilmiştir.
Bu hüküm karşısında 5510 sayılı 102 inci maddesine göre idari para cezası uygulanmaması için;
1) SGK’ ya bildirilen sigortalılar ve çalışma gün sayılarında eksiklik olmaması,
2) Sosyal Güvenlik Kurumuna verilen bildirge, beyanname, belge ve defterlerde kayıtlı sigorta primine esas kazancın %1 ini aşmayacak ve brüt asgari ücretin üçte birini geçmeyecek şekilde, prime esas kazançta bir eksikliğin tespit edilmesi,
3) Eksikliğin 15 gün içinde giderilmesi için SGK tarafından işverene ihtar çekilmesi,
4) Eksikliğin, çekilen ihtarın tebliğ edildiği tarihinden itibaren 15 gün içinde işveren tarafından giderilmesi,
5) Eksikliğin SGK tarafından değil de işveren tarafından tespit edilmesi halinde, eksikliğin bildirge, beyanname, belge veya defterlerin Kuruma verilmesinden itibaren on beş gün içinde yerine getirilmesi,
gerekmektedir.
ÖRNEK 1: (A) İşyerinden toplamda 20 sigortalı 600 gün üzerinden 50.000-.TL tutarında prime esas kazanç (matrah) bildirildiğini varsayalım. Bu sigortalılardan birisi için 300 TL tutarındaki sigorta primine esas kazancın SGK’ ya bildirilmediği anlaşılmıştır. Bildirilmeyen tutar, brüt asgari ücretin üçte birinden düşük (676,5.-TL’den düşük) ve matrah toplamının %1 inden az olduğu için (500.-TL’den) hemen idari para cezası uygulanmak yerine işverene ihtarname gönderilerek 300 TL tutarında ek prim bildirgesi verilmesi istenecektir. Varsayalım ki SGK tarafından gönderilen ihtarname 04.06.2018 tarihinde tebliğ edilmiş olsun. İşveren 300.- TL tutarındaki ek bildirgeyi 19.06.2018 tarihi mesai sonuna kadar vermesi halinde hakkında idari para cezası uygulanmayacaktır.
ÖRNEK 2: Örnek 1’de ki sigorta primine esas kazanç matrahının 80.000.- TL ve bir sigortalı için eksik bildirilen tutarın 700.-TL olduğunu varsayalım. Burada SGK’ ya eksik bildirilen 700.-TLlik sigorta primine esas kazanç tutarı, matrah toplamının %1 inden (800.-TL’den) az olmasına rağmen, brüt asgari ücretin üçte birinden fazla (676,5.-TL’den fazla) olduğu için işveren bu madde hükmünden yararlanamaz ve hakkında 5510 sayılı kanunun 102 inci maddesine göre idari para cezası uygulanır.
ÖRNEK 3: (B) işyerinden toplamda 20 sigortalı 600 gün üzerinden 20.000.-TL tutarında prime esas kazanç (matrah) bildirildiğini varsayalım. Yapılan incelemede 1 sigortalı için 2 gün 150.-TL tutarında Kuruma eksik işçilik bildirildiği tespit edilmiş olsun. Bu durumda, işveren sigortalının gün sayısını eksik bildirdiği için, eksik bildirilen tutar Kanunda belirtilen oranların altında kalsa da işveren bu kanun hükmünden yararlanamaz ve hakkında 5510 sayılı yasanın 102 inci maddesine göre idari para cezası uygulanır.
Yapılan düzenlemenin gerekçesine bakıldığında, SGK’ ya bildirilmeyen cüzi sigorta primine esas kazançlardan dolayı, işverene hemen ceza verilmemesi amaçlanmıştır. Bu düzenleme 5510 sayılı Kanunun 102’inci maddesine yönelik olup, eksik bildirilen tutarın 15 günlük süre içeresinde yatırılması, gecikme zammı ve gecikme cezası yönünden bir muafiyet getirmemektedir. Ayrıca eksik tespit edilen sigorta primine esas kazanç tutarı, teşviklerden yararlanma konusunda borç olarak dikkate alınacaktır.
Kaynak: TÜRMOB
Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No:483)’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Sıra No:498) (Z Raporlarının GİB'e Bildirim Mecburiyetinin Başlangıç Tarihi Ertelenmiştir)
25 Mayıs 2018 Tarihli Resmi Gazete
Sayı: 30431
Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı)’ndan:
MADDE 1 – 30/9/2017 tarihli ve 30196 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: 483)’nin 4 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan “1/7/2018” ibaresi “1/10/2018” olarak değiştirilmiş ve aynı fıkranın sonuna aşağıdaki cümle eklenmiştir.
“Gelir İdaresi Başkanlığı, ÖKC günlük kapanış (Z) raporlarına ait bildirilecek bilgilerin içeriği, formatı, standardı, başvuru ve bildirimin kapsamı ile başvuru ve bildirimlere ilişkin uyulacak diğer usul ve esasları www.efatura.gov.tr internet adresinde yayınlanacak teknik kılavuzlarla belirlemeye yetkilidir.”
MADDE 2 – Aynı Tebliğin 5 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “1/7/2018” ibaresi “1/10/2018” olarak değiştirilmiş ve aynı maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“(4) Gelir İdaresi Başkanlığı ÖKC günlük kapanış (Z) raporlarına ait mali raporların içerik, format ve standardı ile bildirime ilişkin diğer usul ve esasları www.efatura.gov.tr internet adresinde yayınlanacak “Perakende Mal Satışları ile Hizmet İfalarına İlişkin Mali Rapor Bildirim Kılavuzu”nda açıklanacaktır.”
MADDE 3 – Aynı Tebliğin 8 inci maddesinin üçüncü ve dördüncü fıkralarında yer alan “1/4/2018” ibaresi “1/10/2018” olarak değiştirilmiştir.
MADDE 4 – Aynı Tebliğin 12 nci maddesinin birinci fıkrasının sonuna aşağıdaki cümle eklenmiştir.
“Gelir İdaresi Başkanlığı söz konusu belgelerde bulunması gereken bilgilerin içeriği, formatı, standardı ile söz konusu belgelerin ÖKC’lerden düzenlenebilmesine ilişkin uyulması gereken diğer teknik usul ve esasları https://ynokc.gib.gov.tr/ internet adresinde yayınlanacak teknik kılavuzlar ile belirlemeye yetkilidir.”
MADDE 5 – Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 6 – Bu Tebliğ hükümlerini Maliye Bakanı yürütür.
Elektronik Defterlerin Oluşturulma ve İmzalanma Süresi ile Elektronik Defter Beratlarının Yüklenme Süreleri Uzatıldı
T.C.
MALİYE BAKANLIĞI
Gelir İdaresi Başkanlığı
VERGİ USUL KANUNU SİRKÜLERİ/107
Konusu: Elektronik defter (e-Defter) uygulamasına dâhil olanlar tarafından 31 Mayıs 2018 günü sonuna kadar oluşturulması ve imzalanması gereken e-Defterlerin oluşturulma ve imzalanma süresi ile aynı sürede Gelir İdaresi Başkanlığı Bilgi İşlem Sistemine yüklenmesi gereken “Elektronik Defter Beratları”nın yüklenme süresinin uzatılması.
Tarihi : 25/05/2018
Sayısı : VUK-107 / 2018-11
1. Giriş:
Bakanlığımıza iletilen talepler doğrultusunda, 213 Vergi Usul Kanununun mükerrer 242 nci maddesindeki yetkiye dayanılarak, Elektronik defter (e-Defter) uygulamasına dâhil olanlar tarafından 31 Mayıs 2018 günü sonuna kadar oluşturulması ve imzalanması gereken e-Defterlerin oluşturulma ve imzalanma süresi ile aynı sürede Gelir İdaresi Başkanlığı Bilgi İşlem Sistemine yüklenmesi gereken “Elektronik Defter Beratları”nın yüklenme süresinin uzatılması bu sirkülerin konusunu oluşturmaktadır.
2. Elektronik Defterlerin Oluşturulma ve İmzalanma Süresi ile Elektronik Defter Beratlarının Yüklenme Süresinin Uzatılması:
31 Mayıs 2018 günü sonuna kadar oluşturulması ve imzalanması gereken e-Defterlerin oluşturulma ve imzalanma süresi ile aynı sürede Gelir İdaresi Başkanlığı Bilgi İşlem Sistemine yüklenmesi gereken “Elektronik Defter Beratları”nın yüklenme süresi 8 Haziran 2018 günü sonuna kadar uzatılmıştır.
Duyurulur.
Adnan ERTÜRK
Gelir İdaresi Başkanı
Bağ-Kur’ lu “İhya” Oluyor!
Kamu borçları 7143 Sayılı Kanun’la yapılandırılacak. Aynı zamanda bu kanunla Bağ-Kur’luya ihya imkânı da sağlanacak. Bağ-Kur tescili yapılan ama prim borcu nedeniyle sigortalılık süreleri durdurulan sigortalılar, talepte bulunarak hem yapılandırma hem de ihyadan faydalanabilecek. Bağ-Kur’luya sağlanan ihya imkânıyla durdurulan sigortalılık süreleri yeniden kazanabilecek.
5510 Sayılı Kanun’da yapılacak düzenlemeyle sigortalılığın durdurulmaması için prim borçlarının ödenmesi için süre verilecek. Ya da isteyen yeni yapılandırma imkanlarından faydalanarak prim borçlarını ödeyebilecek. Bu sürede prim borçlarının ödenmemesi ya da yapılandırılmaması halinde sigortalılık durdurulacak.
***
Prim borcunu ödemeyenin sigortalılığı durdurulacak
Köy ve mahalle muhtarları, kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlarla tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan, SGK’ya kayıt ve tescilleri yapıldığı hâlde, 31 Mayıs 2018 tarihi itibarıyla prim borcu bulunanlar, bu tarihten önceki borçlarının kanunun çıkmasını takip eden ikinci ayın sonuna kadar ödemeleri ya da yapılandırmaları mümkündür.
Bu tarihe kadar bu işlemi yapmamakla birlikte prim ödemesi bulunan sigortalılar daha önce ödedikleri primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibarıyla, prim ödemesi bulunmayan sigortalıların ise tescil tarihi itibarıyla sigortalılığı durdurulacak.
Durdurulan süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilmeyecek ve bu sürelere ilişkin SGK alacakları takip edilmeyerek bunlara SGK alacakları arasında yer verilmeyecek.
Sigortalılıkları durdurulanlardan 4(b) kapsamında çalışmaya devam edenlerin sigortalılıkları 1 Haziran 2018 tarihi itibarıyla yeniden başlatılacaktır.
***
İhya nasıl olacak?
Sigortalılığın durdurulmasından sonra sigortalı ya da hak sahipleri tarafından talep edilmesi hâlinde durdurulan sigortalılık sürelerinin tamamı, talep tarihinde belirlenecek prime esas kazanç tutarı üzerinden borç tutarı hesaplanarak bu süreler ihya edilecek.
Hesaplanan borç tutarının tamamı, borcun tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde ödenmesi halinde durdurulan süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilecek.
İhya edilerek kazanılan hizmet süreleri borcun ödendiği tarihten itibaren geçerli sayılacak. Sigortalılıkları önceki kanunlara göre durdurulanlar için de ihya uygulanabilecek.
***
Borç ödenmezse sigortalılık süreleri kaybedilecek
Tebliğ edilen borç tutarının bu süre içinde tamamen ödenmemesi hâlinde bu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilmeyecek. Ödenmiş olan tutarlar ise ilgilinin prim ve prime ilişkin borcunun bulunmaması kaydıyla faizsiz olarak iade edilecek.
Sigortalılıkları durdurulanlar ile bunların bakmakla yükümlü olduğu kişiler hakkında 1/1/2012 tarihinden düzenlemenin yürürlük tarihine kadar durdurulan süreler için genel sağlık sigortası hükümleri uygulanmayacak.
***
İhya edilmemiş sürelere yapılandırma fırsatı!
Daha önce durdurulan ancak ihya edilmemiş olan sigortalılık sürelerine yapılandırma fırsatı verildi.
Köy ve mahalle muhtarları, kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar ile tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan Bağ-Kur tescili yapılıp prim borçları nedeniyle daha önceki ilgili kanunları uyarınca sigortalılık süreleri durdurulmuş olup ihya edilmemiş olanlar veya hak sahipleri yapılandırmaya başvurabilecek. Başvuru, Kanunun yayımı tarihini takip eden ay başından itibaren iki ay içinde SGK’ya yapılacak.
Bu kapsamda başvuru yapan sigortalıların durdurulan sigortalılık süreleri için ödeyecekleri prim tutarı, sigortalılık süreleri durdurulmamış gibi değerlendirilecek ve enflasyon zammıyla hesaplanacak.
Hesaplanan borcun tamamının ilk taksit ödeme süresi içinde ödenmesi hâlinde durdurulan süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilecek. Hesaplanan borcun tamamının ilk taksit ödeme süresi içinde ödenmemesi hâlinde ihya işlemi geçerli sayılmayacak. Ödenmiş olan tutarlar sigortalının başkaca prim borcunun bulunmaması kaydıyla faizsiz olarak iade edilecek. Resul Kurt
https://www.dunya.com/kose-yazisi/bag-kurlu-ihya-oluyor/416956