Mehmet Özdoğru

Mehmet Özdoğru

Email: This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

Vergi Usul Kanunu’nun 323. maddesine göre tahsili mümkün olmayan bir alacağın şüpheli alacak karşılığına konu edilerek vergi matrahının dışında bırakılabilmesi için; alacağın ticari veya zirai faaliyetle ilgili olması, dava veya icra safhasında bulunması, borçlunun iflas etmiş olduğu hallerde alacağın iflas masasına yazdırılmış olması gerekmektedir.

Yapılan protestoya rağmen veya yazılı şekilde birden fazla istenilmiş olmasına rağmen ödenmemiş bulunan küçük alacaklar için 7338 sayılı Kanun’a kadar, dava veya icra takibine değmeyecek derecede olma koşulu aranırken, anılan kanunla bu ölçüt, 3.000 lirayı (2024 yılı için 14.000 TL) geçmeyen alacaklar şeklinde değiştirilmiştir.

Şüpheli alacaklar konusunda en çok tereddüt yaratan konu, bir yabancıdan (yabancı ülkede mukim yabancıdan) olan tahsil edilememiş alacak dolayısıyla şüpheli alacak karşılığı ayrılabilmesi için Türk mahkemelerinde dava açmanın yeterli olup olmayacağıdır. Bu konudaki görüşlerimi daha önce yazmış ve Türkiye’de mukim şirketlerin yabancı şirketlerden olan para alacakları için Türk mahkemelerinde dava açmış olmalarının bu alacaklar için şüpheli alacak karşılığı ayırabilmeleri için yeterli olduğunu emsal içtihatlara dayalı olarak belirtmiştim.

Bu günkü yazımda ise Vergi Usul Kanunu’nun yargılama hukukundaki gelişmelerin çok gerisinde kalması ve hızlı uyarlamaların yapılmamasından kaynaklanan bir sorun, “dava safhasında olma” koşunun arabuluculuk aşamasında olma halini de kapsayıp kapsamadığı üzerinde duracağım.

Arabuluculuk müessesesi, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nda düzenlenmiştir. Kanunda arabuluculuk müessesesi; “Sistematik teknikler uygulayarak, görüşmek ve müzakerelerde bulunmak amacıyla tarafları bir araya getiren, onların birbirlerini anlamalarını ve bu suretle çözümlerini kendilerinin üretmesini sağlamak için aralarında iletişim sürecinin kurulmasını gerçekleştiren, tarafların çözüm üretemediklerinin ortaya çıkması hâlinde çözüm önerisi de getirebilen, uzmanlık eğitimi almış olan tarafsız ve bağımsız bir üçüncü kişinin katılımıyla ve ihtiyarî olarak yürütülen uyuşmazlık çözüm yöntemi” olarak açıklanmıştır. Kanunun 3. maddesinde tarafların, arabulucuya başvurmak, süreci devam ettirmek, sonuçlandırmak veya bu süreçten vazgeçmek konusunda serbest oldukları belirtilmekle birlikte 18/A maddesinde Kanunlarda arabuluculuğun davada zorunlu yol şeklinde de düzenlenebileceği belirtilmiştir.

Kanunun söz konusu 18/A maddesinde; “İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edildiği hallerde” davacının (konumuz açısından alacaklının), arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorunda olduğu, bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiğinin ihtar olunacağı, ihtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddedileceği hükme bağlanmıştır.

Görüldüğü gibi kanunlarda aksine bir düzenleme olmadığı hallerde tarafların (konumuz açısından alacaklının) arabulucuya başvurması ihtiyaridir ve gönüllülük esasına dayanmaktadır. Kanunlarda arabulucuya başvurunun bir dava şartı olarak öngörüldüğü hallerde ise arabuluculuk aşaması davanın bir parçası haline getirilmiştir. Çünkü dava şartları, bir davanın esasının incelenebilmesi ve karar verilebilmesi için varlığı veya yokluğu mutlaka gerekli şartlardır.

Söz konusu yasal düzenlemelere göre ihtiyari olarak arabulucuya başvuru yargılamanın bir safhasını oluşturmamaktadır. Alacaklıların alacaklarını elde etmek amacıyla bu yola gitmelerinin şüpheli alacak karşılığı açısından alacağın “dava safhasında olma”sını ifade etmediğini, bu nedenle ihtiyari olarak arabulucuya başvuranların alacaklarının dava veya icra safhasına gelmedikçe şüpheli alacak karşılığına konu edilemeyeceğini düşünüyorum.

Buna karşılık söz konusu alacağın dava yolu ile takibi için kanunlarda önce zorunlu arabuluculuk müessesesine başvurunun zorunlu tutulduğu, bir başka deyişle arabulucuya başvurunun bir dava şartı olarak düzenlendiği hallerde, arabuluculuk kurumunun yargılamanın bir aşaması haline dönüşmüş olması sebebiyle zorunlu arabulucuya başvuru ile alacağın “dava safhasında olma” koşulunun gerçekleştiğinin kabulü gerekmektedir. Bu durumda alacak, dava safhasında olacağı için şüpheli alacak karşılığına konu edilebilir.   

Bu aşamada belki “dava safhasında olma” koşunun alacağın tahkim aşamasında olması halini de kapsayıp kapsamadığı üzerinde de durmak gerekiyor. Bu konuyu ise köşemin sınırları dolayısıyla bir başka yazıma bırakıyorum. Bumin DOĞRUSÖZ

https://www.ekonomim.com/kose-yazisi/arabulucuya-basvuru-ve-supheli-alacak-karsiligi/735767

Ek MTV’den sonra kamuoyunun gündeminde 3 önemli dava daha var: Ek vergi, finansman gider kısıtlaması (FGK) ve kur korumalı mevduat (KKM) istisnası.

Bu davalar büyük bir ilgiyle takip ediliyor ve sonuçları merakla bekleniyor!

Ek vergide gözler AYM’de!

Ek vergi davaları ağırlıklı olarak YD talepli açıldı ancak, YD talepleri vergi mahkemeleri tarafından reddedildi, bu kararlara karşı istinaf mahkemelerine (bölge idare mahkemesi) itirazlar yapıldı. İstinaf vergi dava daireleri, bu itiraz taleplerinin bir kısmını reddetti, kalan kısmı ile ilgili süreç ise devam ediyor.

Hemen belirtelim, ek vergi ile ilgili olarak şu an için emisyon primine ilişkin olanlar hariç esastan verilmiş bir karar bulunmuyor. Emisyon primi kazancı istisnası üzerinden ek vergi hesaplanması ile ilgili olarak açılan bir davada Vergi Mahkemesi davacıyı haklı bularak, ek vergi tahakkukunu iptal etti (İstanbul 2. Vergi Mahkemesi’nin 20.12.2023 tarihli ve Esas No: 2023/1186, Karar No:2023/3048 sayılı Kararı).

Ayrıca, bir vergi mahkemesi, açılan bir davada ileri sürülen anayasaya aykırılık iddialarını ciddi bularak, ek vergi düzenlemesinin Anayasa'nın 13, 35 ve 73. maddelerine aykırı olduğu gerekçesiyle iptali için Anayasa Mahkemesi’ne gönderilmesine karar vermişti (İstanbul 1. Vergi Mahkemesi’nin 02.11.2023 tarihli ve E. No: 2023/1090 sayılı Kararı).

Anayasa Mahkemesi’nin web sayfasından, ek vergiye ilişkin iptal davasının 14 Mart 2024 tarihli Genel Kurul gündeminde yer aldığını öğrendik. Bu davanın görüşülüp görüşülmediği ve bir karara bağlanıp bağlanmadığı henüz belli değil. Bu konuda kamuoyuna yansıyan bir açıklama da şu an için söz konusu değil! Ancak, Anayasa Mahkemesi aynı gerekçelerle getirilen Ek MTV düzenlemesini iptal etmedi (Anayasa Mahkemesi’nin 28/9/2023 tarihli ve E: 2023/131, K: 2023/160 sayılı Kararı, 06.10.2023 tarih ve 32331 sayılı Resmi Gazete).

Bize göre, Anayasa Mahkemesi, aynı gerekçelerle ek vergi düzenlemesini de iptal etmeyecek!

KKM istisnasında esastan verilecek karar bekleniyor!

Yabancı paraların Türk Lirası mevduat ve katılma hesaplarına dönüştürülmesinden elde edilen kazançlara ilişkin istisna düzenlemesi Kurumlar Vergisi Kanununun (KVK) geçici 14. Maddesinde yer alıyor. Maliye, söz konusu istisnanın usul ve esaslarını ise 19 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği (Seri No:1)’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ ile belirlemiş bulunuyor (11.02.2022 tarihli ve 31747 sayılı Resmi Gazete). 

Söz konusu düzenlemede yer alan yabancı paraların dönem sonu değerlemesinden kaynaklanan kur farkı kazançlarına ilişkin istisnanın hesaplanma yöntemi yargıya taşındı. Çünkü, bu yöntem, yararlanılacak istisna tutarının olması gerekenden daha az hesaplanmasına neden oluyordu.

Maliye’nin 19 No.lu Tebliğde açıkladığı yönteme göre hesaplama yapan ancak istisna tutarını olması gerekenden daha düşük hesaplayan bir mükellef, Danıştay’da YD talepli iptal davası açtı. Danıştay 4. Dairesi davacıyı haklı bularak, 19 No.lu Tebliğin istisna tutarının hesaplama yöntemiyle ilgili açıklamaların yer aldığı “40.3.1.1. Yabancı paraların dönem sonu değerlemesinden kaynaklanan kur farkı kazançlarına ilişkin istisna” başlıklı bölümünün yürütmesini gerekçeli bir şekilde durdurdu (Danıştay 4. Dairesi’nin 28.11.2022 tarihli ve E.2022/5130 sayılı Kararı). Maliye, konuyu Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu (VDDK)’na taşıyarak, bu karara itiraz etti. Danıştay VDDK, YD kararında yer alan gerekçeleri dikkate alarak, Maliye’nin bu itirazını reddetti (Danıştay VDDK’nın 25.01.2023 tarihli ve İtiraz No: 2023/01 sayılı Kararı). Şimdi sıra esastan verilecek kararda!

Ancak, bu konuda dikkat çeken ciddi bir gelişme oldu: YD ret kararını veren Danıştay 4. Dairesi’nin görev alanı değiştirilerek, idari dava dairesi olarak görevlendirildi (20.07.2023 tarihli ve 32254 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Danıştay Başkanlık Kurulu’nun 19.07.2023 tarihli ve 2023/32 sayılı Kararı). Artık gelir, kurumlar ve KDV’ye ilişkin Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu Kararları ile düzenleyici diğer işlemlere karşı açılan iptal davalarına ilk derece olarak Danıştay 3. Dairesi bakacak (20.07.2023 tarihli ve 32254 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Danıştay Başkanlık Kurulu’nun 19.07.2023 tarihli ve 2023/33 sayılı Kararı).

Yani, bu dava ile ilgili esastan kararı, artık Danıştay 3. Dairesi verecek!

Finansman gider kısıtlamasında dava süreci devam ediyor!

FGK’ya ilişkin olarak Maliye tarafından çıkarılan Tebliğin bazı bölümlerinin iptali ve yürütmesinin durdurulması (YD) talebiyle açılan davalar Danıştay’da.

Davaya bakan Danıştay 4. Dairesi tarafından verilen YD ret kararlarına karşı yapılan itirazlar Danıştay VDDK tarafından reddedildi. Ancak, YD ret kararlarını veren Danıştay 4. Dairesi’nin görev alanı değiştirilerek, idari dava dairesi olarak görevlendirildiğinden, bu davaya da esas yönünden Danıştay 3. Dairesi bakacak!

Finansman gider kısıtlaması tam olarak ne?

FGK düzenlemesi ile, şirketler tarafından kullanılan yabancı kaynaklara ilişkin faiz, komisyon, vade farkı, kâr payı, kur farkı ve benzeri giderlerin belirlenen oran (şu an için yüzde 10) kadarlık kısmının kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınmaması öngörülüyor. Yalnız bu düzenleme tüm şirketleri değil, kullandıkları yabancı kaynakları öz kaynaklarını aşan şirketleri ilgilendiriyor.

FGK düzenlemesi nasıl?

FGK’ya ilişkin düzenlemeler, Gelir Vergisi Kanunu (GVK) ve Kurumlar Vergisi Kanunu (KVK)’nda yer alıyor (GVK. Mad. 41/9, KVK. Mad. 11/1-i). Maliye, bu kısıtlamaya ilişkin usul ve esasları çıkardığı bir Tebliğ ile belirlemiş bulunuyor (18 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği (Seri No: 1)’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ)

Kredi kuruluşları, finansal kuruluşlar, finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketleri dışında, kullanılan yabancı kaynakları öz kaynaklarını aşan işletmelerde, aşan kısma münhasır olmak üzere, yatırımın maliyetine eklenenler hariç, işletmede kullanılan yabancı kaynaklara ilişkin faiz, komisyon, vade farkı, kâr payı, kur farkı ve benzeri adlar altında yapılan gider ve maliyet unsurları toplamının yüzde 10'unu aşmamak üzere Cumhurbaşkanı’nca kararlaştırılan kısmı (3490 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile, söz konusu oran, 1 Ocak 2021 tarihinden itibaren başlayan vergilendirme dönemi kazançlarına uygulanmak üzere, yüzde 10 olarak belirlendi) kanunen kabul edilmeyen gider (KKEG) olarak kabul ediliyor.

Çok sayıda dava açıldı!

FGK, kullandıkları yabancı kaynakları öz kaynaklarını aşan şirketlere ek bir yük getiriyor. Şu an şirketlerin büyük bir bölümünde kullanılan yabancı kaynaklar öz kaynaklarını aşmış durumda. Yani şirketlerin büyük bir kısmı finansman gider kısıtlamasının kıskacı altında! Bu nedenle, FGK ile ilgili çok sayıda dava açıldı.

3490 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile 18 Seri No.lu KVK Tebliğinde yer alan ve iptali istenilen düzenlemeler başlıklar halinde şu şekilde:

- 1 Ocak 2021 tarihinden önce kullanılan banka kredilerine ilişkin faiz, komisyon, vade farkı, kâr payı, kur farkı ve benzeri giderlerin 2021 yılı ve sonrasında finansman gider kısıtlamasına tabi tutulması,

- 18 Seri No.lu Tebliğin “11.13 Finansman Gider Kısıtlaması” başlıklı bölümünde yer alan “Yabancı kaynaklar”, “11.13.2 Finansman gider kısıtlamasının uygulanacağı dönem”“11.13.3 1/1/2013 tarihinden önce yapılan borçlanmalara ilişkin finansman giderlerinin durumu”“11.13.8 Finansman gideri yanında finansman gelirinin de bulunması” başlıklı bölümleri.

Danıştay 3. Dairesi de FGK red kararlarına devam ediyor!

FGK düzenlemesinden olumsuz etkilenen mükellefler tarafından 3490 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı’nın 2 ve 3. Maddeleri ile 18 Seri No.lu Tebliğin “11.13 Finansman Gider Kısıtlaması” başlıklı bölümünde yer alan “Yabancı kaynaklar”, “11.13.2 Finansman gider kısıtlamasının uygulanacağı dönem”“11.13.3 1/1/2013 tarihinden önce yapılan borçlanmalara ilişkin finansman giderlerinin durumu”“11.13.8 Finansman gideri yanında finansman gelirinin de bulunması” başlıklı bölümlerinin iptali ile dava sonuçlanıncaya kadar yürütmesinin durdurulması istemiyle açılan davalarda Danıştay 4. Dairesi, YD taleplerini reddetmişti. YD red kararlarını veren Danıştay 4. Dairesi’nin görev alanı değiştirilerek, idari dava dairesi olarak görevlendirilmesi ve bu davaların Danıştay 3. Dairesi’ne aktarılması, bu konuda dava açanlarda bir umut ışığına neden olmuştu.

Ancak, Danıştay 3. Dairesi’nin FGK’ya bakış açısı da, aynen 4. Daire gibi!

Danıştay 3. Dairesi, FGK konusunda açılan davalarda YD taleplerini reddetti! (Danıştay 3. Dairesi’nin 12.10.2023 tarihli ve E.2023/3124, 11.12.2023 tarihli ve E.2023/9997, 25.12.2023 tarihli ve E.2023/10751, 25.12.2023 tarihli ve E.2023/10707, 25.09.2023 tarihli ve E.202379049 sayılı Kararları).

Ayrıca, Danıştay VDDK, Danıştay 4. Dairesi tarafından verilen 22.06.2023 tarihli ve E.2023/3957 sayılı YD ret kararına karşı yapılan itirazı reddetti (Danıştay VDDK’nın 11.10.2023 tarihli ve İtiraz No:2023/11 sayılı Kararı). 

FGK’da şimdi sıra esastan verilecek kararlarda!

Evet, şimdi sıra esastan verilecek kararlarda!

Yani, FGK ile ilgili açılan davalarda esastan kararları, Danıştay 3. Dairesi verecek!

Dava süreci devam ediyor, gelişmeleri buradan duyuracağız!

Finansman gider kısıtlamasına ilişkin olarak açılan bu davalar hem Maliye hem de şirketler açısından son derece önemli. Dava süreci devam ediyor, bu önemli davalarla ilgili son gelişmeleri buradan duyurmaya ve kamuoyunu bilgilendirmeye devam edeceğiz.

Abdullah TOLU

Abdullah TOLU
Vergi Kurdu

https://www.ekonomim.com/kose-yazisi/fgkda-yd-ret-kararlari-devam-ediyor/735787

23 Mart 2024 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 32498

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığından:

MADDE 1- 28/4/2021 tarihli ve 31468 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Hurdaya Ayrılan Türk Bayraklı Gemilerin Yerlerine Yeni Gemi İnşa Edilmesinin Teşvikine Dair Yönetmeliğin 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan “5.000” ibaresi “50.000” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 2- Aynı Yönetmeliğin 3 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan “(3) numaralı alt bendine” ibaresi “(3) ve (5) numaralı alt bentlerine” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 3- Aynı Yönetmeliğin 5 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “her yılın Haziran ayı içerisinde” ibaresi yürürlükten kaldırılmış, ikinci fıkrasında yer alan “25.000” ibaresi “50.000” şeklinde ve üçüncü fıkrasında yer alan “dört” ibaresi “yedi” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 4- Aynı Yönetmeliğin 6 ncı maddesinin dördüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“(4) Hurdaya ayrılacak gemiye ait geçerli olan aşağıdaki belgelerden birinin olması gerekir:

a) Denize Elverişlilik Belgesi.

b) Su Aracı Uygunluk Belgesi.

c) İçsuya Elverişlilik Belgesi.”

MADDE 5- Aynı Yönetmeliğin 11 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “klas kuruluşu” ibaresinden sonra gelmek üzere “veya yeminli mali müşavir” ibaresi, dördüncü fıkrasında yer alan “klas” ibaresinden sonra gelmek üzere “veya yeminli mali müşavir” ibaresi ve beşinci fıkrasında yer alan “klas kuruluşu,” ibaresinden sonra gelmek üzere “yeminli mali müşavir,” ibaresi eklenmiştir.

MADDE 6- Aynı Yönetmeliğin 12 nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “klas kuruluşu” ibaresinden sonra gelmek üzere “veya yeminli mali müşavir” ibaresi eklenmiştir.

MADDE 7- Aynı Yönetmeliğin geçici 1 inci maddesi yürürlükten kaldırılmıştır.

MADDE 8- Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 9- Bu Yönetmelik hükümlerini Ulaştırma ve Altyapı Bakanı yürütür.

Bu Kanunun amacı, sosyal sigortalar ile genel sağlık sigortası bakımından kişileri güvence altına almak; bu sigortalardan yararlanacak kişiler ve sağlanacak hakları, bu haklardan yararlanma şartları ile finansman ve karşılanma yöntemlerini belirlemek; sosyal sigortaların ve genel sağlık sigortasının işleyiş ile ilgili usûl ve esasları düzenlemektir.

5510 Sayılı Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu (Güncel Hali) İndirmek İçin Tıklayınız

Kaynak, AHMET METİN

 

Öz kaynak kalemlerinin  (570 Geçmiş Yıl Karları, 549 Özel Fonlar, 522 Maddi Duran Varlıklar Değer Artış Fonu, 525 Emtia Karşılık Kaydı gibi) sermayeye ilavesi sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. Bu gibi durumlarda firmalar sermayelerini artırırken bu firmalara ortak olan firmalar ise İştirakler (ya da bağlı ortaklıklar) hesabını artırmaktadır.

Bazı durumlarda 242 İştirakler hesabının karşılığı olarak ise firmalar öz kaynak kalemlerinde artış yapmaktadırlar. Örneğin B firması sermayesini artırdığı zaman A firması 242 İştirakler Hesabı ile bu hesabın karşılığı olarak öz kaynak hesabını artırmaktadır. Uygulamada daha çok bu hesap 529 Diğer Sermaye Yedeği gibi bir hesap olarak karşımıza çıkmaktadır.

Peki bu gibi durumlarda 529 Diğer Sermaye Yedekleri Hesabının değerlemesi nasıl olacaktır.

Konuyu örneklerle açıklayabiliriz.

Örnek 1 B firması 570 geçmiş yıl karlarını sermaye eklemiştir. A firması ise aşağıdaki muhasebe kaydını yapmıştır:

242 İştirakler XXX

529 Diğer Sermaye Yedekler  XXX

Örnek 2 B firması karından ayırmış olduğu ve 549 Özel Fonlar Hesabında takip etmiş olduğu tutarı sermayesine eklemiştir. A firması ise aşağıdaki muhasebe kaydını yapmıştır:

242 İştirakler XXX

529 Diğer Sermaye Yedekler  XXX

Kurumlar Vergisi Tebliğinin 5.6.2.4.3. Bedelsiz olarak elde edilen hisse senetlerinin satışından sağlanan kazançların durumu başlıklı bölümünde “Dönem kârından ayrılan yedekler kullanılmak suretiyle sermaye artırımında bulunulması halinde ise bu işlem sonucu ortaklara bedelsiz hisse senedi verilmesi ile fiilen kâr payı dağıtılması arasında fark bulunmamaktadır. Her iki halde de ortaklar, kurum bünyesinde oluşan kârlar üzerinde tasarrufta bulunma imkanına sahip olmaktadır. Dolayısıyla, kâr yedeklerinden karşılanan sermaye artırımları sonucunda ortaklarca bedelsiz iştirak hissesi iktisap edilmesi durumunda, alınan bu iştirak hisseleri nominal bedelle iştirak hesaplarında izlenecek ve iştirak kazançları istisnası nedeniyle kurumlar vergisine tabi tutulmayacaktır.” Buna göre kar yedeklerinin sermayeye eklenmesi sonucu oluşan fonlar esasen işletmeler açısından elde edilen bir gelir olmaktadır.

Hem Tebliğ hem de Sirküler dikkate alındığında 570 Geçmiş Yıl Karları ile 590 Dönem Net Karının 698 Enflasyon Düzeltmesi Hesabına aktarılması gerekmektedir. Kar yedeklerinden karşılanan (geçmiş yıl karları ile özel fonlar) tutarlar nedeniyle sahip olunan iştirak hisseleri nedeniyle oluşan ve 529 Diğer Sermaye Yedekleri Hesabında takip edilen tutarlar esasen işletme açısından kar olduğu için bu tutarların herhangi bir endekslemeye tabi tutulmadan 698 Enflasyon Düzeltmesi Hesabına aktarılması doğru bir yaklaşım olacaktır. Ayrıca Tebliğde yer aldığı üzere temettü karşılığı alınan hisse senetleri için iştirak edilen şirket sermayesinin tescil tarihi enflasyon düzeltmesinde dikkate alınacaktır.

Buna göre ister elde edilen karın olsun ister kar yedeklerinden ayrılan fonlar olsun bu tutarların sermayeye eklenmesi sonucu bu firmalara ortak olan firmalar nezdinde oluşan 529 Diğer Sermaye Yedekleri Hesabının yukarıdaki şekilde işleme tabi tutulması doğru bir yaklaşım olacaktır.

Örnek 3 B firması 522 Maddi Duran Varlıklar Değer Artış Fonu hesabını sermayeye eklemiştir. A firması ise aşağıdaki muhasebe kaydını yapmıştır:

242 İştirakler XXX

529 Diğer Sermaye Yedekler  XXX

1/1/2024 tarihinden önce ayrılmış olan ve sermayeye ilave edilen yeniden değerleme değer artış fonu gibi fonların sermayeye ilavesi nedeniyle oluşan sermaye artışlarının 31/12/2023 tarihli bilançonun düzeltilmesi sırasında artış olarak dikkate alınmayacağı ve enflasyon düzeltmesine tabi tutulmayacağı açıklanmıştır.

Nitekim VUK-165/2024-3/Enflasyon Düzeltmesi Uygulaması-15 sayılı Sirkülerde de sermayenin düzeltilmesine ilişkin olarak yapılan örnek uygulamalarda (Örnek 11) sermayeye eklenen yeniden değerleme fonları için düzeltme kat sayısı “0” olarak hesaplanmış ve bu fon sermaye içerisinde yok edilmiştir.

Buna göre sermayeye ilave edilen yeniden değerleme fonları enflasyon düzeltmesi esnasında sermaye içerisinde sıfırlanmıştır.

Sermayeye ilave edilen bu fonlar karşılığı iştirak hissesi elde eden ve bu hesapların karşılığı oluşan öz sermaye hesapları için ise ne Tebliğde ne de Sirkülerde herhangi bir açıklama yapılmamıştır.

Daha önceki uygulamalara bakıldığı zaman ise VUK-9/2004-7/Enflasyon Düzeltmesi Uygulaması-6 ile VUK-11/2004-9/Enflasyon Düzeltmesi Uygulaması-8 sayılı sirkülerlerde bu konuya benzer olmak üzere bazı açıklamalarda bulunulmuştur.

9 seri no.lu sirkülerde çeşitli sebeplerle iştiraklerden bedelsiz olarak alınan ve itibari değerle değerlenen hisse senetleri dolayısıyla daha önceden aktif ve pasifte açılmış olan hesapların kapatılması gerektiği belirtilmiştir.

11 no.lu sirkülerde ise 328 sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin (VI.2.3) bölümünde, 1/1/2004 tarihinden önce ayrılmış olan ve sermayeye ilave edilen yeniden değerleme değer artış fonu gibi fonların sermayeye ilavesi nedeniyle oluşan sermaye artışlarının artış olarak dikkate alınmayacağı ve bunların enflasyon düzeltmesine tabi tutulmayacağı buna göre de işletmenin aktifine kayıtlı maddi duran varlık kalemlerinin Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre yeniden değerlenmesinden oluşmuş değer artışlarından kaynaklanan sermaye artışlarına ilişkin olarak ortaklara verilen ve itibari değerle değerlenen bedelsiz hisse senetlerinin enflasyon düzeltmesi yapmak zorunda olan ortaklar tarafından, 5/8/2004 tarih ve 9 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Sirkülerinin (2.18) numaralı ayrımında belirtildiği şekilde düzeltmeye tabi tutulacağı belirtilmiştir.

Daha önceki uygulama dikkate alındığında hem iştirakler hesabının hem de bunun karşılığı pasifte oluşan hesabın karşılıklı olarak kapatılması gerektiği açıklanmıştır.

Sermayeye eklenen maddi duran varlık yeniden değerleme artış fonlarının enflasyon düzeltmesi neticesinde yok edileceği dikkate alındığında bu fonların sermayeye eklenmesi nedeniyle iştirak eden kurumlarca elde edilen iştirak hisselerinin ve iştirak hissesi karşılığı oluşan sermaye yedeklerinin de enflasyon düzeltmesine tabi tutulmaması, iştirakler ve sermaye yedekleri hesabının karşılıklı olarak kapatılması gerekmektedir.

Örnek 4 B firması 525 Emtia Karşılık Hesabını sermayeye eklemiştir. A firması ise aşağıdaki muhasebe kaydını yapmıştır:

242 İştirakler XXX

529 Diğer Sermaye Yedekler  XXX

555 seri no.lu Tebliğde açıklandığı üzere 525 Emtia Karşılık Hesabı enflasyon düzeltmesine tabi tutulacaktır. Bu hesap herhangi bir şekilde kapanmayacaktır. Ayrıca bu hesap sonucu oluşan sermaye artışı da enflasyon düzeltmesine tabi tutulacaktır.

Bu hesabın enflasyon düzeltmesine tabi tutulacağı dikkate alındığında bu hesabın karşılığı olarak bu kuruma iştirak eden kurumda oluşan 529 Diğer Sermaye Yedekleri Hesabının da enflasyon düzeltmesine tabi tutulması gerekmektedir.

https://www.linkedin.com/pulse/%25C3%25B6z-kaynak-kalemlerinin-sermayeye-eklenmesi-sonucu-i%25C5%259Ftirak-%25C3%25A7a%25C4%259Flar-q6ipf/?trackingId=5BywVPD3Zg42o2tbhpblfg%3D%3D

KDV GENEL UYGULAMA TEBLİĞİNE GÖRE KDV İADE VE MAHSUPLARINA İLİŞKİN TABLO(*)
İade Hakkı Doğuran İşlemKDVK (Madde No) Teminatsız ve İncelemesiz Nakit İade Sınırı Teminatsız ve İnceleme Raporu Aranılmaksızın  İadede YMM Tasdik Raporunun Geçerli Olup Olmadığı (1)
İadenin Vergi Dairesine Olan Kendi Amme Borçlarına Mahsubu İadenin Mükellefin Kendi SGK Prim Borçları ile İthalat Sırasında Uygulanan Vergilere Mahsubu İadenin Şirket Ortaklarının Vergi Dairesince Talep Edilen Amme Borçlarına, İthalat Sırasında Uygulanan Vergilere ve SGK Prim Borçlarına Mahsubu İadenin Mal ve Hizmet Alınan Mükelleflerin Vergi Dairesine Olan Amme Borçlarına, İthalat Sırasında Uygulanan Vergilere ve SGK Prim Borçlarına Mahsubu  

Mal İhracı, İhraç Kayıtlı Teslimler(KDVK Md. 11/1-a, c) 

 

10.000 TL Var-Sınırsız Var-Sınırsız VarSadece ortaklık payı ile orantılı olmak üzere adi, kollektif ve komandit şirketlerde ortakların (komandit şirketlerde komandite ortakların) Yok Geçerli
Türkiye’de İkamet Etmeyenlere Özel Fatura ile Yapılan Satışlar (Bavul Ticareti) (KDVK Md. 11/1-a)
Hizmet İhracatı (KDVK Md. 11/1-a) Miktara bakılmaksızın VİR veya YMM Raporu veya teminat karşılığında (Teminat VİR veya YMM Raporu sonucuna göre çözülür) Var, 10.000 TL’ye kadar VİR, YMM Raporu ve Teminat aranmaksızın, 10.000 TL’yi aşarsa aşan kısım VİR veya YMM Raporuna göre (Aşan kısım için teminat verilmesi halinde iade yapılır, Teminat VİR veya YMM Raporuna göre çözülür) Var, 10.000 TL’ye kadar VİR, YMM Raporu ve Teminat aranmaksızın, 10.000 TL’yi aşarsa aşan kısım VİR veya YMM Raporuna göre (Aşan kısım için teminat verilmesi halinde iade yapılır, Teminat VİR veya YMM Raporuna göre çözülür) Sadece ortaklık payı ile orantılı olmak üzere adi, kollektif ve komandit şirketlerde ortaklar (komandit şirketlerde komandite ortaklar) için var,10.000 TL’ye kadar VİR, YMM Raporu ve Teminat aranmaksızın, 10.000 TL’yi aşarsa aşan kısım VİR veya YMM Raporuna göre (Aşan kısım için teminat verilmesi halinde iade yapılır, Teminat VİR veya YMM Raporuna göre çözülür) Yok Sadece mahsuben iadelerde geçerli

Roaming Hizmetleri(KDVK Md. 11/1-a)

 

10.000 TL Var-Sınırsız Var-Sınırsız VarSadece ortaklık payı ile orantılı olmak üzere adi, kollektif ve komandit şirketlerde ortakların (komandit şirketlerde komandite ortakların) Yok Geçerli

Serbest Bölgelerdeki Müşteriler İçin Yapılan Fason Hizmetler(KDVK Md. 11/1-a, 12/3)

 

Yolcu Beraberi Eşya (Türkiye’de ikamet etmeyenlere KDV hesaplanarak yapılan satışlar)(KDVK Md. 11/1-b)

 

Türkiye’de İkamet Etmeyen Taşımacılar ile Fuar, Sergi, Panayır Katılımcılarına Yapılan Teslim ve Hizmetler(KDVK Md. 11/1-b)

 

1.000 TL Geçersiz
Yabancı Sinema Yapımcılarına İlişkin İstisna (KDVK Md. 11/1-b)

Miktara bakılmaksızın YMM Raporu karşılığında

 

Geçerli

Dahilde İşleme ve Geçici Kabul Rejimleri Kapsamında İhraç Edilecek Malların Üretiminde Kullanılan Girdilerin Temininde Tecil-Terkin(KDVK Md. Geç. 17)

 

10.000 TL Var-Sınırsız Var-Sınırsız VarSadece ortaklık payı ile orantılı olmak üzere adi, kollektif ve komandit şirketlerde ortakların (komandit şirketlerde komandite ortakların) Yok Geçerli

Deniz, Hava ve Demiryolu Taşıma Araçları ile Yüzer Tesis ve Araçların Teslimi(KDVK Md. 13/a)

 

Deniz, Hava ve Demiryolu Taşıma Araç ve Tesislerinin İmal ve İnşasıyla İlgili Teslim ve Hizmetler(KDVK Md. 13/a) İade miktarına bakılmaksızın VİR veya YMM Raporu veya teminat karşılığında (Teminat VİR veya YMM Raporu sonucuna göre çözülür) Var, 10.000 TL’ye kadar VİR, YMM Raporu ve Teminat aranmaksızın, 10.000 TL’yi aşarsa aşan kısım VİR veya YMM Raporuna göre (Aşan kısım için teminat verilmesi halinde iade yapılır, Teminat VİR veya YMM Raporuna göre çözülür) Var, 10.000 TL’ye kadar VİR, YMM Raporu ve Teminat aranmaksızın, 10.000 TL’yi aşarsa aşan kısım VİR veya YMM Raporuna göre (Aşan kısım için teminat verilmesi halinde iade yapılır, Teminat VİR veya YMM Raporuna göre çözülür) Sadece ortaklık payı ile orantılı olmak üzere adi, kollektif ve komandit şirketlerde ortaklar (komandit şirketlerde komandite ortaklar) için var,10.000 TL’ye kadar VİR, YMM Raporu ve Teminat aranmaksızın, 10.000 TL’yi aşarsa aşan kısım VİR veya YMM Raporuna göre (Aşan kısım için teminat verilmesi halinde iade yapılır, Teminat VİR veya YMM Raporuna göre çözülür) Yok Geçerli

Araç ve Tesislerin Tadil, Onarım ve Bakım Hizmetleri (KDVK Md. 13/a)

 

Liman ve Hava Meydanlarında Yapılan Hizmetlere İlişkin İstisna(KDVK Md. 13/b)

 

Altın, Gümüş, Platin ile İlgili Arama, İşletme ve Zenginleştirme Faaliyetlerine İlişkin İstisna(KDVK Md. 13/c)

 

Limanlara Bağlantı Sağlayan Demiryolu Hatları ile Liman ve Hava Meydanlarının İnşası, Yenilenmesi ve Genişletilmesine İlişkin İstisna(KDVK Md. 13/e)

 

Petrol Arama Faaliyetleri ile Boru Hattıyla Taşımacılık Yapanlara Bu Hatların İnşası ve Modernizasyonuna İlişkin Teslim ve Hizmetler(KDVK Md. 13/c)

 

10.000 TL Var-Sınırsız Var-Sınırsız VarSadece ortaklık payı ile orantılı olmak üzere adi, kollektif ve komandit şirketlerde ortakların (komandit şirketlerde komandite ortakların) Yok Geçerli

Yatırım Teşvik Belgesi Kapsamında Makine ve Teçhizat Teslimleri ile Yazılım ve Gayri Maddi Hak Satış ve Kiralamalarında İstisna (KDVK Md. 13/d)

 

Ulusal Güvenlik Amaçlı Teslim ve Hizmetlere İlişkin İstisna(KDVK Md. 13/f)

 

10.000 TL Var-Sınırsız Var-Sınırsız VarSadece ortaklık payı ile orantılı olmak üzere adi, kollektif ve komandit şirketlerde ortakların (komandit şirketlerde komandite ortakların) Yok



Geçerli

Başbakanlık Merkez Teşkilatına Yapılacak Araç Teslimatında İstisna(Md. 13/g)

 

Ürün Senetlerinin İhtisas/Ticaret Borsaları Aracılığıyla İlk Teslimi(KDVK Md. 13/ğ)
Transit ve Türkiye ile Yabancı Ülkeler Arasında Yapılan Taşımacılık İstisnası(KDVK Md. 14/1) 10.000 TL Var, 10.000 TL’ye kadar VİR, YMM Raporu ve Teminat aranmaksızın, 10.000 TL’yi aşarsa aşan kısım VİR veya YMM Raporuna göre (Aşan kısım için teminat verilmesi halinde iade yapılır, Teminat VİR veya YMM Raporuna göre çözülür) Var, 10.000 TL’ye kadar VİR, YMM Raporu ve Teminat aranmaksızın, 10.000 TL’yi aşarsa aşan kısım VİR veya YMM Raporuna göre (Aşan kısım için teminat verilmesi halinde iade yapılır, Teminat VİR veya YMM Raporuna göre çözülür) Sadece ortaklık payı ile orantılı olmak üzere adi, kollektif ve komandit şirketlerde ortaklar (komandit şirketlerde komandite ortaklar) için var,10.000 TL’ye kadar VİR, YMM Raporu ve Teminat aranmaksızın, 10.000 TL’yi aşarsa aşan kısım VİR veya YMM Raporuna göre (Aşan kısım için teminat verilmesi halinde iade yapılır, Teminat VİR veya YMM Raporuna göre çözülür) Yok Geçerli
İhraç Malı Taşıyan Araçlara Motorin Teslimlerinde İstisna(KDVK Md. 14/3) 10.000 TL Var-Sınırsız Var-Sınırsız VarSadece ortaklık payı ile orantılı olmak üzere adi, kollektif ve komandit şirketlerde ortakların (komandit şirketlerde komandite ortakların) Yok Geçerli

Diplomatik Temsilcilik ve Konsolosluklara Yapılacak Teslim ve Hizmetlerde İstisna(KDVK Md. 15/1-a)

 

Uluslararası Kuruluşlara Yapılan Teslim ve Hizmetlerde İstisna(KDVK Md. 15/1-b)

 

Engellilerin Kullanımına Mahsus Araç ve Gereçlerin Tesliminde İstisna(KDVK Md. 17/4-s)
İndirimli Orana Tabi İşlemlerde İade(Yıl aştıktan sonra)(KDVK Md. 29/2) 10.000 TL Var, 10.000 TL’ye kadar VİR, YMM Raporu ve Teminat aranmaksızın, 10.000 TL’yi aşarsa aşan kısım VİR veya YMM Raporuna göre (Aşan kısım için teminat verilmesi halinde iade yapılır, Teminat VİR veya YMM Raporuna göre çözülür) Var, 10.000 TL’ye kadar VİR, YMM Raporu ve Teminat aranmaksızın, 10.000 TL’yi aşarsa aşan kısım VİR veya YMM Raporuna göre (Aşan kısım için teminat verilmesi halinde iade yapılır, Teminat VİR veya YMM Raporuna göre çözülür) Sadece ortaklık payı ile orantılı olmak üzere adi, kollektif ve komandit şirketlerde ortaklar (komandit şirketlerde komandite ortaklar) için var,10.000 TL’ye kadar VİR, YMM Raporu ve Teminat aranmaksızın, 10.000 TL’yi aşarsa aşan kısım VİR veya YMM Raporuna göre (Aşan kısım için teminat verilmesi halinde iade yapılır, Teminat VİR veya YMM Raporuna göre çözülür) Yok Geçerli
İndirimli Orana Tabi İşlemlerde İade (Cari yıl içerisinde)(KDVK Md. 29/2) Nakit iade yok Var, 10.000 TL’ye kadar VİR, YMM Raporu ve Teminat aranmaksızın, 10.000 TL’yi aşarsa aşan kısım VİR veya YMM Raporuna göre (Aşan kısım için teminat verilmesi halinde iade yapılır, Teminat VİR veya YMM Raporuna göre çözülür) Var, 10.000 TL’ye kadar VİR, YMM Raporu ve Teminat aranmaksızın, 10.000 TL’yi aşarsa aşan kısım VİR veya YMM Raporuna göre (Aşan kısım için teminat verilmesi halinde iade yapılır, Teminat VİR veya YMM Raporuna göre çözülür)

Sadece ortaklık payı ile orantılı olmak üzere adi ortaklık ve kollektif şirketlerde ortaklar (elektrik ve doğalgaz borçları hariç) için var,10.000 TL’ye kadar VİR, YMM Raporu ve Teminat aranmaksızın, 10.000 TL’yi aşarsa aşan kısım VİR veya YMM Raporuna göre (Aşan kısım için teminat verilmesi halinde iade yapılır, Teminat VİR veya YMM Raporuna göre çözülür)

 

Yok Geçerli
İndirimli Orana Tabi Fason Tekstil ve Konfeksiyon İşlerinde İade(KDVK Md. 29/2) Miktara bakılmaksızın münhasıran Teminat veya VİR karşılığında Var, 10.000 TL’ye kadar VİR, YMM Raporu ve Teminat aranmaksızın, 10.000 TL’yi aşarsa aşan kısım Teminat ve/veya VİR Raporuna göre (Aşan kısım için verilen teminat VİR Raporuna göre çözülür) Var, 10.000 TL’ye kadar VİR, YMM Raporu ve Teminat aranmaksızın, 10.000 TL’yi aşarsa aşan kısım Teminat ve/veya VİR Raporuna göre (Aşan kısım için verilen teminat VİR Raporuna göre çözülür) Sadece ortaklık payı ile orantılı olmak üzere adi, kollektif ve komandit şirketlerde ortaklar (komandit şirketlerde komandite ortaklar) için var, 10.000 TL’ye kadar VİR, YMM Raporu ve Teminat aranmaksızın, 10.000 TL’yi aşarsa aşan kısım VİR Raporuna göre (Aşan kısım için teminat verilmesi halinde iade yapılır, Teminat VİR Raporuna göre çözülür) Yok Geçersiz

 

Uluslararası Kuruluşlar ile Bu Kuruluşlara Bağlı Program, Fon, Temsilcilik ve Özel İhtisas Kuruluşlarına Yapılan Teslim ve Hizmetlerde İstisna(KDVK Md. Geç. 26)

 

10.000 TL Var-Sınırsız Var-Sınırsız VarSadece ortaklık payı ile orantılı olmak üzere adi, kollektif ve komandit şirketlerde ortakların (komandit şirketlerde komandite ortakların) Yok Geçerli

Yap-İşlet-Devret Kanunu veya 3359 Sayılı Kanun ile 652 sayılı Kararnameye Göre Kiralama Karşılığı Yaptırılan Projelerde KDV İstisnası (KDVK Md. Geç. 29)

 

Büyük Yatırımlara İlişkin İstisna(KDVK Md. Geç. 30)

 

İSMEP Kapsamında Yapılacak Teslim ve Hizmetlerde İstisna(6111 s. Kanun Md. Geç. 16)

(*) Hızlandırılmış KDV iade sisteminden yararlanan mükelleflerin iade ve mahsup talepleri, miktarına bakılmaksızın teminat, inceleme raporu veya YMM tasdik raporu aranılmadan yerine getirilecektir.

(1) KDV iadelerinin YMM Tasdik Raporuna göre yapılmasında, süresinde yapılmış tam tasdik sözleşmesi varsa iade üst sınırı bulunmamakta, süresinde yapılmış tam tasdik sözleşmesi yoksa iade üst sınırı (01.01.2023 tarihinden itibaren); indirimli orana tabi teslim ve hizmetlerle ilgili işlemlerden doğan iadelerde 2.600.000 TL,  diğer iade işlemlerinde 1.300.000 TL’dir. 

Kanunun 11/1-b maddesinden doğan iadelerde ise tam tasdik sözleşmesi olup olmadığına bakılmaksızın iade üst sınırı (01.01.2023 tarihinden itibaren) 350.000 TL’dir. Süresinde düzenlenmiş tam tasdik sözleşmesi bulunan SDTŞ’lerin 61 No.lu Tebliğ kapsamındaki iade taleplerinde iade edilecek tutar, ortak bazında 350.000 TL’yi aşmamak kaydıyla iade talep edilen dönemde ortaklardan alınarak ihraç edilen mal bedellerine ilişkin KDV toplamı dikkate alınarak hesaplanacaktır. (46 Sıra No.lu YMM Tebliği). 

(2) İade alacağının, vergi dairelerine olan bütün borçlara (Devlete ait olup, vergi dairelerince takip edilen tüm amme alacaklarına) mahsubu yapılabilir.

“Düzeltme öncesi 31.12.2023 tarihli bilançomuzda geçmiş yıllar karı/dönem karı vardı, düzeltme sonucu 698 no.lu torba hesabın bakiyesi zarar sonucunu verdi, kar dağıtamayacak mıyım?”

Geçtiğimiz hafta bu konuyla ilgili çok sayıda soru aldım, o yüzden bu konudaki görüşlerimi kısaca yazmak istedim. Konuyu daha da karmaşık hale getirmemek adına TFRS düzenlemelerini ihmal ederek açıklamalarımı sadece Vergi Usul Kanunu (VUK) düzenlemeleri çerçevesinde yaptığımı öncelikle belirtmeliyim.

Enflasyon düzeltme hesabının işleyişi

Önce bir kaç kısa hatırlatmayla başlayayım.

Enflasyon düzeltmesi tebliğine göre, düzeltme işlemlerinde 698 no.lu “Enflasyon Düzeltme Hesabı” kullanılıyor. Uygulamada bu hesap kısaca “torba hesap” olarak adlandırılıyor.

Tebliğe göre, düzeltme işlemleri yapılırken bu torba hesaba aşağıdaki tutarların  kaydedilmesi/virmanlanması gerekiyor:

- Parasal olmayan aktif ve pasif kıymetlerin düzeltme farkları

- VUK’un geçici 31, geçici 32 ve mük. 298-Ç maddeleri kapsamında yapılan yeniden değerlemelerden kaynaklı yeniden değerleme fonları

- Düzeltme öncesi bilançoda yer alan geçmiş yıllar karları, geçmiş yıllar zararları ve dönem net karı (zararı)

Bu işlemler sonucunda 698 no.lu torba hesabın nihai bakiyesi oluşuyor. Tebliğ bu hesabın alacak bakiyesi vermesi halinde 570 no.lu “Geçmiş Yıllar Kârları” hesabına, borç bakiyesi vermesi haline ise 580 no.lu "Geçmiş Yıllar Zararları” hesabına aktarılmasını ve düzeltme sonucunun tek bir hesapta gösterilmesini öngörüyor.

Kar dağıtımına imkan sağlayan uygulama: Düzeltme zararının mahsubu

Bu kısa hatırlatmadan sonra yazı başlığımızdaki sorumuza dönelim: Hayır, 31.12.2023 tarihli bilançoda dağıtıma konu edilebilir geçmiş yıllar karı/dönem karı varsa, düzeltme sonucu 698 no.lu torba hesabın bakiyesi zarar sonucunu verse bile kar dağıtımı yapılabilmesi mümkündür.

Bunu sağlayan düzenleme, VUK’un mükerrer 298/A maddesinde yer alan ve öz sermaye kalemlerine ait enflasyon farklarının düzeltme sonucu oluşan geçmiş yıl zararlarına mahsup edilebilmesine imkan veren hükümdür.

Düzeltme sonucu oluşan geçmiş yıllar zararının bilançoda bulunduğu ve bu mahsubun yapılmadığı müddetçe, bu zarar tutarının kar dağıtımında dikkate alınması gerekir. Çünkü 1.1.2024 tarihinden itibaren yapılacak tüm öz sermaye hesaplarında dikkate alınacak bir zararın, ortaya çıktığı 31.12.2023 tarihli bilançolarda dikkate alınmamasını gerektiren özel bir durum söz konusu değildir.

Hangi zarar tutarı öz sermaye kalemlerine ait enflasyon farklarından mahsup edilebilir?

Kıymetli Erdoğan Sağlam ve Haluk Erdem üstadlar bu konuda geçtiğimiz hafta T24’de çok güzel yazılar yazdılar. İlgilenenlere bu yazılara göz atmalarını öneririm.

Maliye’nin esasen düzeltme işlemleri sonucunda 698 no.lu torba hesap üzerinden oluşan Geçmiş Yıllar Karları veya Geçmiş Yıllar Zararları hesaplarının bakiyesini iki alt gruba ayırdığını anlıyoruz:

a) düzeltme öncesinde yer alan ticari kar/zarar tutarı

b) düzeltme işlemleri sonucu oluşan kar/zarar tutarı

Düzeltme işlemleri sonucu oluşan kar/zarar tutarı, 698 no.lu torba hesaba kaydedilen/virmanlanan yukarıda bahsettiğimiz ilk iki sıradaki kayıtlar sonucu oluşan kar/zarar tutarını ifade ediyor. Diğer bir deyişle, “parasal olmayan aktif ve pasif kıymetlerin düzeltme farkları” ile tebliğ uyarınca bu hesaba virmanlanan “VUK’un geçici 31, geçici 32 ve mük. 298-Ç maddeleri kapsamında yapılan yeniden değerlemelerden kaynaklı yeniden değerleme fonları” toplamı düzeltme işlemleri sonucu oluşan kar tutarını oluşturuyor.

Erdoğan Sağlam üstad T24’te yayımlanan “Öz sermaye kalemlerine ait enflasyon farklarını enflasyon düzeltmesi sonucu oluşan geçmiş yıl zararlarına mahsup ederken dikkatli olun!” başlıklı yazısında, VUK’un geçici 31, geçici 32 ve mük. 298-Ç maddeleri kapsamında yapılan yeniden değerleme işlemleri nedeniyle oluşan yeniden değerleme fonlarının 698 no.lu torba hesaba aktarılmasının aslında enflasyon düzeltmesi işleminin bir parçası olduğunu çok güzel anlatıyor. Merak edenler bu yazıyı inceleyebilirler.

Maliye’nin bu ayrımını iki şekilde teyit edebiliyoruz:

1- Tebliğde, düzeltme öncesi bilançoda yer alan geçmiş yıllar karları ve dönem karı ile düzeltme işlemleri sonucu oluşan kar tutarının Geçmiş Yıllar Karları hesabının alt hesaplarında ayrı ayrı takip edilmesi isteniyor. Düzeltme öncesi bilançoda yer alan geçmiş yıllar karları ve dönem karından yapılan kar dağıtımlarının ayrıca kurumlar vergisine tabi tutulmayacağı; buna karşın düzeltme işlemleri nedeniyle oluşan kar tutarının işletmeden çekilmesi veya dağıtılması halinde ise, bu tutarın bu işlemlerin yapıldığı dönemlerin kazancı ile ilişkilendirilmeksizin bu dönemde gelir veya kurumlar vergisine tabi tutulacağı belirtiliyor. Yani ikili ayrım burada açık bir şekilde anlaşılıyor. Burada her ne kadar kar durumundan bahsetse de, kar veya zarar durumu fark etmeksizin aynı ayrımın geçerli olduğunu kabul etmek gerekir.

2- Maliye önceki dönem enflasyon düzeltmesi uygulamasına ilişkin verdiği özelgelerde de bu ayrımı yapıyor. Örneğin, 04/07/2013 tarihli ve 41931384-105[298-2012-16]-25 sayılı özelgesinde, 31.12.2003 tarihli bilançoda bulunan enflasyon düzeltmesi kaynaklı olmayan geçmiş yıl zararlarının, sermaye düzeltmesi olumlu farkından mahsup edilmesinin mümkün olmadığını açıkça belirtiyor:

“Bu itibarla devredilen şirketin (devir sonucu şirketinize geçtiği için şirketiniz tarafından yapılması mümkün olan) 31.12.2003 ve 31.12.2004 tarihli bilançolarının Vergi Usul Kanununun geçici 25 inci ve mükerrer 298 inci maddeleri uyarınca enflasyon düzeltmesine tabi tutulması sonucu yukarıda açıklanan mezkur hükümler uyarınca hesaplanacak düzeltilmiş geçmiş yıl zararı toplamının, sermaye düzeltmesi olumlu farkından mahsup edilmesi mümkün bulunmaktadır.

Ancak anılan bilançolarda bulunan ve enflasyon düzeltmesi kaynaklı olmayan geçmiş yıl zararlarının, sermaye düzeltmesi olumlu farkından mahsup edilmesine ya da reel olarak husule gelen dönem karı ile fiktif bir zarar olan düzeltilmiş geçmiş yıl zararının kapatılmasına imkan bulunmamaktadır.”

Maliye’nin bu ayrımına göre; yukarıdaki özelgede de belirtildiği gibi, sadece enflasyon düzeltmesi işlemleri nedeniyle oluşan zarar tutarının öz sermaye kalemlerine ait fark hesaplarından mahsup edilebilmesi mümkün. Düzeltme öncesi bilançoda yer alan geçmiş yıllar zararları için bu mahsup yapılamıyor.

Buna göre, enflasyon düzeltmesi tebliğinin 698 no.lu torba hesabın bakiyesinin “Geçmiş Yıllar Kârları” veya "Geçmiş Yıllar Zararları” hesabında tek bir hesapta gösterilmesini öngörmesi nedeniyle, kayıtların bu hesaplar altında bu ikili ayrıma göre (kar veya zarar fark etmeksizin) takip edilmesi gerekir. Aksi halde, tebliğ ve özelgelere uygun detayda bir takip yapılması mümkün olmaz (Aslında bu durum bile, Maliye’nin tebliğde öngördüğü düzeltme öncesi bilançoda yer alan geçmiş yıllar karları, geçmiş yıllar zararları ve dönem net karı (zararı) tutarının 698 no.lu torba hesaba aktarılarak kapatılması uygulamasının ne kadar yanlış olduğunu göstermeye yeterlidir).

Tebliğe göre, bu mahsup işleminin düzeltme işlemlerinin akabinde 31.12.2023 tarihi itibariyle yapılabilmesi ve böylece düzeltme işlemleri sonucu ortaya çıkan zararın 31.12.2023 tarihli düzeltilmiş bilançodan yok edilebilmesi imkanı bulunuyor:

“Mükellefler 2023 hesap dönemi sonuna ait bilançolarının düzeltilmesi neticesinde oluşan geçmiş yıl zararlarını, düzeltme işlemi neticesinde oluşan öz sermaye farklarına mahsup edebilecekler ve 2023 hesap dönemi sonuna ait düzeltilmiş bilançoya ait nihai kâr ya da zarar rakamına ulaşacaklardır.”

Bir örnek

Anlatmaya çalıştıklarımızı bir örnek üzerinden somutlaştıralım.

Örnek: (A) işletmesinin düzeltme öncesi 31.12.2023 tarihli bilançosunda toplam 100 birim geçmiş yıllar karları ve dönem net karı bulunmaktadır. İşletme enflasyon düzeltmesi işlemleri kapsamında tebliğe uygun olarak söz konusu tutarları 698 no.lu torba hesaba virmanlamış ve düzeltme işlemleri sonucunda bu hesabın bakiyesi 50 birim borç bakiyesi vermiştir. İşletme bu tutarı geçmiş yıllar zararları hesabına aktarmıştır.

Görüldüğü gibi, (A) işletmesinin düzeltme öncesi bilançosunda 100 birim geçmiş yıllar karları ve dönem net karı varken, düzeltme işlemleri sonucunda 150 birim zarar oluşmuş ve 698 no.lu torba hesabın bakiyesi nette 50 birim zarar meydana getirmiştir.

Diğer bir anlatımla, işletmenin parasal olmayan pasiflerine ait düzeltme farkları parasal olmayan aktiflerine ait düzeltme farklarından daha yüksek olarak gerçekleşmiş ve bu da  düzeltme işlemlerinin zararla sonuçlanmasına neden olmuştur.

(A) İşletmesinin mevcut durumda, ortaya çıkan bu zararı mahsup ederek yok etmeden kar dağıtabilmesi mümkün değildir. Çünkü ortaya çıkan 150 birimlik zarar tutarının kar dağıtımında dikkate alınması gerekir.

Ancak işletme düzeltme işlemleri nedeniyle ortaya çıkan 150 birim zararını öz sermaye kalemlerine ait fark hesaplarından mahsup ederek yok edebilir. Yeterli öz sermaye fark hesabının bulunduğunu varsayarsak, bu mahsup yapıldığında, düzeltilmiş bilançoda sadece 100 birimlik geçmiş yıllar karları ve dönem net karı kalacaktır. Bu tutar da tebliğdeki açıklamalar uyarınca kurumlar vergisi ödenmeksizin dağıtıma konu edilebilecektir. İşletme bunun için “Geçmiş Yıllar Zararları” hesabını 100 birim geçmiş yıllar ticari karı ve 150 birim 2023 yılı enflasyon düzeltmesi kaynaklı geçmiş yıllar zararları alt ayrımı çerçevesinde takip edebilir.

Düzeltme sonucunda zarar ortaya çıkmayıp, düzeltme öncesi bilançoda yer alan geçmiş yıllar karları ve dönem karı toplamından daha düşük tutarda Geçmiş Yıllar Karları hesabı bakiyesi oluşması halinde de aynı uygulama yapılabilir.

Örnekteki (A) işletmesinin düzeltme işlemleri sonucunda 698 no.lu torba hesabın bakiyesinin 50 birim borç bakiyesi değil de, 50 birim alacak bakiyesi verdiğini varsayalım. Bu durumda düzeltme işlemleri sonucunda 50 birim zarar oluşmuş ve 698 no.lu torba hesabın bakiyesi nette 50 birim kar meydana getirmiş olacaktır. (A) İşletmesi düzeltme işlemleri nedeniyle ortaya çıkan 50 birim zararını öz sermaye kalemlerine ait fark hesaplarından mahsup ederek yok edebilir ve enflasyon düzeltmesi kaynaklı olmayan bakiye 100 birim geçmiş yıllar karları ve dönem net karını dağıtıma konu edebilir.

Peki mahsup edilebilecek öz kaynaklara ait yeterli fark hesabı bulunur mu?

Örneğimiz üzerinden devam edelim. (A) İşletmesinin düzeltme nedeniyle ortaya çıkan zararı mahsup edebilmesi için yeterli öz sermaye fark hesabının mevcut olması gerekir.

Bu durumun ise istisnai durumlar haricinde zaten gerçekleşeceği söylemek mümkündür. Bu konuyu biraz açmakta fayda var.

Enflasyon düzeltmesinde parasal olmayan aktif ve pasif kıymetler düzeltmeye tabi tutulur. Parasal olmayan aktiflerin düzeltilmesi kar etkisi yaratır. Yani bu hesaplardan kaynaklı bir zarar oluşmaz. Parasal olmayan pasifler ise parasal olmayan yabancı kaynaklar ve öz kaynaklardan meydana gelir. Öz sermaye hesaplarının düzeltilmesi zarar yaratsa da, yukarıda değindiğimiz üzere, bu zararlar öz sermaye fark hesaplarıyla mahsup edilebilir. Dolayısıyla, mahsuba konu edilemeyecek zarar yaratacak olan parasal olmayan kıymetler sadece parasal olmayan yabancı kaynaklarla sınırlıdır. Bu kıymetler de, alınan avanslar, alınan depozito ve teminatlar ile gelecek dönemlere ait gelirlerden oluşur.

O halde, şöyle bir genelleme yapılabilir: Parasal olmayan aktiflerin yarattığı kar tutarı, parasal olmayan yabancı kaynakların (alınan avanslar, alınan depozito ve teminatlar ile gelecek dönemlere ait gelirler) yarattığı zarar tutarından daha yüksekse, enflasyon düzeltmesi kar dağıtımına olumsuz bir etki etmez. Bu durum pek çok işletme açısından geçerlidir. Zira işletmelerin parasal olmayan yabancı kaynak tutarları, parasal olmayan aktiflerine kıyasla genellikle çok daha düşük tutardadır.

Ancak aksi örnekler istisnai de olsa mümkündür. Bazı sektörlerdeki işletmelerde parasal olmayan alınan avanslar ve alınan depozito ve teminatlar işin doğası gereği zorunlu olarak çok yüksek seviyededir. Bu kıymetlerin yarattığı zarar etkisi mahsup yoluyla giderilemediğinden, enflasyon düzeltmesi bu istisnai şirketleri kar dağıtımı yönünden olumsuz etkileyebilecektir.

Düzeltme zararını 31.12.2023 itibariyle mahsup edin!

Sonuç olarak, 31.12.2023 tarihli bilançoların düzeltilmesi işlemleri sonucunda ortaya çıkan zarar tutarı, öz sermaye kalemlerine ait fark hesaplarından mahsup edilmediği takdirde kar dağıtımına olumsuz etki ediyor.

Bu mahsup yapıldığında ise, istisnai durumlar hariç, enflasyon düzeltmesinin kar dağıtımı üzerinde olumsuz bir etki yaratması söz konusu olmuyor. Çünkü parasal olmayan aktiflerin yarattığı kar tutarı, parasal olmayan yabancı kaynakların (alınan avanslar, alınan depozito ve teminatlar ile gelecek dönemlere ait gelirler) yarattığı zarar tutarından daha yüksek olduğu sürece, ortaya çıkan düzeltme zararını yok edecek tutarda öz sermaye kalemi fark hesabı düzeltilmiş bilançolarda yer alıyor.

Düzeltme sonucu oluşan bu zarar tutarının sadece öz sermaye kalemlerine ait farklardan mahsup edilerek yok edilebilmesi mümkün olduğuna göre, 2023 yılı kar dağıtımı açısından herhangi bir olumsuz etkiye neden olmamak için, bu mahsubun vakit kaybetmeden 31.12.2023 tarihi itibariyle yapılmasını tüm mükelleflere öneriyorum.

Pazartesi, 25 Mart 2024 15:42

MALULEN EMEKLİLİK VE ŞARTLARI

Malulen emekliliğin şartları 5510 sayılı kanunun 25. maddesinde belirtilmiştir.

Buna göre;

✅1- 1.800 prim günü, 10 yıl sigortalılık süresi ve %60 ve üzeri ağır maluliyet durumu olanlar emekli olabilirler.
(Örneğin organ nakli olanlar).

✅2- Maluliyet durumu %40 ve %49 arasında ise 18 yıllık sigortalılık süresi ve işe giriş tarihine göre 4.100 günden başlaya prim ödeme gün sayıları ile malulen emekli olabilirler.

✅3- Ayrıca malullük durumu %50 ve %59 arasında ise 16 yıl sigortalılık süresi ve işe giriş tarihine göre 3.700 günden başlayan prim ödeme gün sayıları ile de malulen emekli olabilirler.

Sigortalının işe giriş tarihine göre değişen şartları gösteren tablo ektedir. ORHAN KOTAN

Resim önizleme

Pazartesi, 25 Mart 2024 15:25

İndirimli Gelir Vergisi Uygulaması

Teşvik Belgesinde

Yatırıma Katkı Oranı

25%

G.V. İndirim oranı

60%

Toplam Yatırım Tutarı

20.000.000,00

Toplam Yatırıma Katkı Tutarı

5.000.000,00

Yatırım Kazancı

1.100.000,00

Gelir Dilimleri

Dilimler

Vergi

Oranı

(%)

İndirimli

Vergi

Oranı

Dilim

Matrahı

Hesaplanan Gelir Vergisi

Hesaplanan

İndirimli Gelir

Vergisi

70.000 TL’ye kadar

70.000,00

15%

6%

70.000,00

10.500,00

4.200,00

150.000 TL’nin 70.000 TL’si için 10.500 TL, fazlası

150.000,00

20%

8%

80.000,00

16.000,00

6.400,00

370.000 TL’nin 150.000 TL’si için 26.500 TL fazlası

370.000,00

27%

11%

290.000,00

78.300,00

31.320,00

1.900.000 TL’nin 370.000 TL’si için 85.900 TL fazlası

1.900.000,00

35%

14%

660.000,00

231.000,00

92.400,00

1.900.000 TL’den fazlasının 1.900.000 TL’si için 621.400

TL fazlası

---

40%

16%

0,00

0,00

0,00

Toplam

335.800,00

134.320,00

Yararlanılan Yatırıma Katkı Tutarı

201.480,00

Kalan Yatırıma Katkı Tutarı

4.798.520,00

İSMAİL KIL YMM

E.VERGİ MÜFETTİŞİ

5520 sayılı KVK’nın 9’uncu maddesine göre; Kanunun 20’nci maddesinin birinci fıkrası çerçevesinde devralınan kurumların devir tarihi itibarıyla öz sermaye tutarını geçmeyen zararları ile 20’nci maddenin ikinci fıkrası kapsamında gerçekleştirilen tam bölünme işlemi sonucu bölünen kurumdaki öz sermayesinin devralınan tutarını geçmeyen ve devralınan kıymetle orantılı zararların, maddede sayılan diğer şartların da varlığı durumunda indirilmesi mümkündür.

Konuyu bir örnek üzerinden açıklayacak olursak:

Örnek: (X) AŞ’nin aktif ve pasif varlıkları 01.10.2023 tarihinde, 5520 sayılı KVK’nın 19 ve 20’nci maddelerinde yer alan esaslar çerçevesinde, tam bölünme yoluyla (A) AŞ ve (B) AŞ’ye devrolunmuştur.

Devir tarihi itibariyle (X) AŞ’nin öz sermayesi 12.000.000,00 TL, aktif toplamı 24.000.000,00 TL ve geçmiş yıl zararları toplamı 4.000.000,00 TL’dir.

(A) AŞ ve (B) AŞ’nin devraldığı öz sermaye ve aktif kıymet tutarları aşağıdaki tabloda gösterilmiştir.

Şirket

Öz Sermaye

Aktif Kıymet

(A) AŞ

3.000.000,00

9.000.000,00

(B) AŞ

9.000.000,00

27.000.000,00

Toplam

12.000.000,00

36.000.000,00

Buna göre söz konusu devralma işlemi ile ilgili olarak (A) AŞ ve (B) AŞ’nin mahsup edebileceği geçmiş yıl zararı şu şekilde hesaplanacaktır.

Devralınan

Şirket

Öz Sermaye

Aktif Kıymet

Oran * (%)

Paya Düşen Zarar

Düşebileceği Zarar

(A) AŞ

3.000.000,00

9.000.000,00

25

3.500.000,00

3.000.000,00

(B) AŞ

9.000.000,00

27.000.000,00

75

10.500.000,00

9.000.000,00

Toplam

12.000.000,00

36.000.000,00

100

14.000.000,00

12.000.000,00

* Devralınan aktif varlıkların toplam aktif içindeki oranı.

5520 sayılı Kanunun (9/1) maddesine göre, tam bölünme işlemi sonucu bölünen kurumdaki öz sermayesinin devralınan tutarını geçmeyen ve devralınan kıymetle orantılı zararlar indirim konusu yapılabilecektir. Bu sebeple, devraldıkları zarar tutarı her ne kadar daha fazla olsa da; indirim konusu yapılabilecek zarar, devralınan aktif kıymetlerle orantılı olacak ve (A) AŞ’nin indirim konusu yapılabileceği zarar 3.000,000,00 TL, (B) AŞ’nin indirim konusu yapılabileceği zarar 9.000.000,00 TL olarak hesaplanacaktır.

METİN ÇELİK/VERGİ MÜFETTİŞİ

Hakkımızda

 ö z d o ğ r u l a r, 18.08.1988 tarihinde kurularak, Mali Müşavirlik faaliyetine başlamıştır. 

Sektöründe en iyi olma duygusu ile personeline "Kalite" bilincini yerleştirmeyi, Kalite Yönetim Sistemini sürekli iyileştirmeyi, müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı, amaç edinerek, 2003 Yılında, alanında Türkiye' de ilk olarak ISO 9001: 2000 Belgesi almıştır.

 

Mali Takvim

Öne Çıkanlar

  • Engellilerin Emeklilik Şartları Değişiyor! 2008 yılından önce sigortalı çalışmaya başlayan SSK'lıların yaşa bakılmaksızın engelli…
  • Gayrimenkule Yeni Vergi Sistemi Geliyor! Gayrimenkul sektörüne yönelik yeni vergi sistemi üzerinde çalışıldığı belirtiliyor. Yeni…
  • KGK, 23 Kasım 2024 Tarihli Sürdürülebilirlik Denetçiliği Sınav Soruları ve Cevap Anahtarı A Grubu Sınav Soru ve Cevaplarına Ulaşmak İçin Tıklayınız B Grubu…
Top