Mehmet Özdoğru
Eurobond Gelirlerinin Beyan Edilmesinde Önemli Hususlar
2023 takvim yılı gelirlerinin beyan edileceği Gelir Vergisi beyanname verme dönemi 1 Mart’ta başladı ve 1 Nisan akşamına kadar devam edecek. Sahip oldukları Eurobondlar nedeniyle 2023 yılında kupon ödemelerinden gelir elde edenler veya Eurobondları elden çıkararak gelir edenlerin vermeleri gereken beyanlardaki önemli hususları çok fazla kanun lafzına girmeden teknik bir anlatımla ifade etmeye çalışacağım.
Normalde ülkemizde gerçek kişilerin birçok menkul sermaye ürününden elde ettiği gelirler, kesinti yapılmak suretiyle vergilendirilmekte, bu kesintiler nihai vergi olmaktadır. Bu gelirlerdeki son durum, tutarı ne olursa olsun beyan edilmeyecekler, tutarı 8.400 TL’yi aşması halinde beyan edilecekler ve tutarı 150.000 TL’yi aşması halinde beyan edilecekler olarak üç gruba ayrılmış durumdadır.
Eurobond kupon ödemelerinden elde edilen gelirler, bunların içinden 150.000 TL’yi aşması halinde “menkul sermaye iradı” olarak beyan edilecek gelirler arasında bulunmaktadır.
Bununla birlikte, Eurobonların elden çıkarılması nedeniyle elde edilen kazançların da “değer artış kazancı” olarak beyan edilmesi gerekmektedir. Bu noktada, alış ve satış tarihleri arasındaki enflasyon artışının %10’un üzerinde olması halinde endeksleme yapılabileceğini belirtmek gerekir. Aynı zamanda diğer değer artış kazanç unsurlarında uygulanan 55.000 TL’lik istisna Eurobondların elden çıkarılmasında oluşan kazanca uygulanamamaktadır.
Vergi uygulaması bakımından Eurobondlar, Devlet tahvili ve Hazine bonosu gibi değerlendirilmekte ve yabancı para cinsinden yurt dışında ihraç edilmiş olduklarından GVK geçici 67. madde kapsamında olmamasına karşın GVK Md. 94’e göre “%0 oranla” tevkifata tabi menkul sermaye iradı kategorisindedir. Dolayısıyla ihraç tarihine bakılmaksızın 2023 takvim yılında elde edilen ve 150.000 TL’yi aşan Eurobond kupon faiz gelirleri beyan edilecek, elden çıkarılmaları halinde kazanç oluşması durumunda, değer artış kazancı olarak beyannameye eklenecektir. Bu kapsamda beyan edilecek gelirlerin hesaplanmasında, Vergi Usul Kanunu, Gelir Vergisi Kanunu hükümlerinin yanı sıra, vergi idaresi uygulamaları ve vergi incelemelerinde son yıllarda en fazla kabul gören hesaplama yöntemlerini içeren 257 sayılı Gelir Vergisi Genel Tebliği’nde yer alan açıklamalardan yararlanılmaktadır.
Eurobondlardan Kaynaklanan Gelirlerinizi Nasıl Hesaplayabilirsiniz?
Dilerseniz bu beyanın önemli hususlarını bir örnek yoluyla izah edelim. 2 adet Eurobond’a sahip olduğunuzu varsayalım.
Örneklerin farklı olması ve anlaşılması açısından özelliklerini farklı belirleyelim.
Birini 2022 yılında, diğerini 2023 yılında almış olun, 2 nolu Eurobond’u da 2023 yılında elden çıkardığınızı farz edelim. Eurobondlara ait bilgiler aşağıdaki şekilde olsun.
Eurobond No 1 - 2
Alış Tarihi 01.08.2022 - 01.04.2023
Nominal Bedel (USD) 100.000 - 100.000
İtfa Tarihi 15.10.2024 - 15.10.2025
Kupon Ödemeleri 6 ayda 1 - 6 ayda 1
Kupon Ödemesi (USD) 5.000 - 5.000
İlk Kupon Ödeme Tarihi 15.10.2022 - 15.04.2023
Kalan Kupon Adedi 5 - 6
Birikmiş Faiz (USD) 2.950 - 4.588
Toplam Alış Fiyatı (Kirli Fiyat) (USD) 108.950 - 105.788
Elinizdeki Eurobondların 2023 yılındaki kupon ödemelerinin aşağıdaki şekilde olduğunu ve ödemelerin banka hesaplarınıza yattığını düşünelim.
Eurobond No 1 - 1 - 2 - 2
Kupon Ödeme Tarihi 15.04.2023 - 15.10.2023 - 15.04.2023 - 15.10.2023
Kupon Ödemesi (USD) 5.000 - 5.000 - 5.000 - 5.000
USD Kuru 19,3363 - 27,7439 - 19,3363 - 27,7439
Elde edilen kupon ödemelerinden varsa fazla anapara ödemesinden kupon başına düşen tutarı ve işlemiş faiz varsa ilk kupon ödemesinden düşebilirsiniz.
Burada dikkat ederseniz 1 nolu Eurobond elde edildiği tarihten sonra ilk kupon ödemesi 2022 yılında yapıldığından, 2023 yılındaki kupon ödemelerinden bu birikmiş faizi indiremezsiniz. Ancak, 2022 beyanınızda -pişmanlıkla veya kanuni süresinden sonra verilecek olası bir düzeltme beyannamesinde- bu tutarı indirebileceğinizi bilmelisiniz.
2 nolu Eurobond’un satın alma tarihinin ise 2023 yılında olması ve ilk kupon ödemesinin yine bu yılda elde edilmesi nedeniyle, ödenmiş olan 4.588 USD birikmiş faiz ilk kupon ödemesinden indirilebilecektir.
Bunun yanında, Eurobondlar satın alınırken nominal bedel üzerinde yapılmış olan bir fazla ödeme varsa, fazla anapara ödemesi olarak, satın alma tarihinden sonra itfa tarihine kadar kalan kupon sayısına bölünerek bulunan tutar, her kupon ödemesinden indirilebilecektir. Fazla anapara ödemeleri aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır.
1 nolu Eurobondun fazla anapara ödemesinin hesaplanması:
Fazla Anapara Ödemesi=Toplam Ödeme-Nominal Bedel-İşlemiş Faiz
Fazla Anapara Ödemesi= 108.950-100.000-2.950 = 6.000 USD
Eurobond satın alma tarihinden itibaren kalan kupon adedi = 5 adet
Kupon Başına Düşen Fazla Anapara Ödemesi = 6.000/5 = 1.200 USD
2 nolu Eurobondun fazla anapara ödemesinin hesaplanması:
Fazla Anapara Ödemesi=Toplam Ödeme-Nominal Bedel-İşlemiş Faiz
Fazla Anapara Ödemesi= 105.788-100.000-4.588 = 1.200 USD
Eurobond satın alma tarihinden itibaren kalan kupon adedi = 6 adet
Kupon Başına Düşen Fazla Anapara Ödemesi = 1.200/6 = 200 USD
Bu arada belirtmek gerekir ki, Eurobond’lar yabancı para cinsinden oldukları için işlemlerde kur olarak, işlem anında kullanılan kur, böyle bir kur bulunmadığı hallerde ise Merkez Bankası döviz alış kuru esas alınacaktır.
Yukarıdaki hesaplamalara göre kupon ödemelerinden kaynaklı menkul sermaye iradının, yani faiz gelirlerinin hesaplanmasında oluşan tablo şu şekilde olacaktır:
Eurobond No 1 - 1 - 2 - 2 - Toplam
Kupon Ödeme Tarihi 15.04.2023 - 15.10.2023 - 15.04.2023 - 15.10.2023
Kupon Ödemesi (USD) (A) 5.000 - 5.000 - 5.000 - 5.000 - 20.000
İndirilecek İşlemiş Faiz (USD) (B) 0 - 0 - 4.588 - 0 - 4.588
Kupon Başına Düşen Fazla Anapara Ödemesi (USD) (C)
1.200 - 1.200 - 200 - 200 - 2.800
Beyan Edilmesi Gereken Faiz Geliri (USD) D=(A-B-C)
3.800 - 3.800 - 212 - 4.800 - 12.612
Kur (F) 19,3363 - 27,7439 - 19,3363 - 27,7439
Beyan Edilmesi Gereken Faiz Geliri (TL) G=(DxF)
73.610,56 - 105.616,82 - 4.300,41 - 133.410,72 - 316.938,51
Dikkat edilirse, vergi mevzuatımızın vermiş olduğu imkanlar nedeniyle 20.000 USD’lik kupon ödemelerinin 7.388 USD’lik kısmı indirilebilmiş, 12.612 USD karşılığı TL beyan edilmiş olmaktadır.
Burada sonuç olarak 2023 yılı beyannameye eklenmesi gereken Menkul Sermaye İradı 316.938,51 TL olmaktadır.
Yıl İçinde Elden Çıkardığınız Eurobondlarınız Varsa Geliri Nasıl Hesaplanır?
2023 yılında elden çıkarılmış olan 2 nolu Eurobond için örnek Değer Artış Kazancı hesaplaması da şu şekilde olacaktır. Eurobond’u 16.10.2023 tarihinde sattığımızı varsayalım.
Eurobond Kodu - 1
Alış Tarihi - 01.04.2023
Satış Tarihi - 16.10.2023
Nominal Tutar (USD) - 100.000
Maliyet Bedeli (USD) - 105.788
Satış Bedeli (USD) - 102.000
Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 80. maddesine göre, menkul kıymetler ve diğer sermaye piyasası araçlarının elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar değer artış kazancı olarak vergilendirilmektedir.
Mal ve hakların elden çıkarılmasında iktisap bedeli, elden çıkarılan mal ve hakların, elden çıkarıldığı ay hariç olmak üzere Devlet İstatistik Enstitüsünce belirlenen toptan eşya fiyat endeksindeki artış oranında artırılarak tespit edilir. Şu kadar ki, bu endekslemenin yapılabilmesi için artış oranının %10 veya üzerinde olması şarttır.
Nisan 2023 döneminde 105.788,00 USD bedeliyle aldığı, Ekim 2023 tarihinde 102.000,00 USD karşılığında elden çıkardığı eurobond için endeksleme hesaplamaları alış ve satış tarihlerinden bir önceki ayın ÜFE oranları karşılaştırılarak aşağıdaki şekilde yapılacaktır.
Mart 2023 ÜFE: 2.147,44 Eylül 2023 ÜFE: 2.749,98 Artış Oranı (Endeks): %28,06 %10’u geçtiği için maliyet bedeli bu oranla endekslenebilecektir.
Maliyet bedelini tespit ederken, 257 sayılı tebliğde yer alan açıklamalar dikkate alındığında, öncelikle temiz fiyatın tespit edilmesi gerekiyor.
Burada, terimleri açıklamak gerekirse, kirli fiyat, Eurobond satın alırken ödenen işlemiş faiz dahil toplam tutar, temiz fiyat ise, satın alma tarihine kadar işlemiş olan faizin çıkarılması ile elde edilen tutardır.
Temiz Fiyat = Kirli Fiyat – İşlemiş Faiz
Temiz Fiyat = 105.788 – 4.588 = 101.200,00
Bu tutardan da kupon ödemelerinde dikkate alınan kupon başına fazla ödeme tutarları çıkarılarak maliyet bedeli olarak dikkate alacağımız alış bedeli bulunmaktadır.
Maliyet Bedeli = Alış Temiz Fiyatı – Önceki kupon ödemelerinde dikkate alınan kupon başına fazla ödeme tutarı
Maliyet Bedeli = 101.200,00 – 400,00 = 100.800,00
01.04.2023 alış tarihli kur = 19,1532 Maliyet Tutarı TL: 1.930.642,56 = (100.800 x 19,1532) Endekslenmiş Maliyet Bedeli TL: 2.472.380,86 = (1.930.642,56 x 1,2806)
16.10.2023 satış tarihli kur = 27,8364 Satış Fiyatı TL: 2.839.312,80 = (102.000 x 27,8364)
Alım-Satım Karı: 366.931,94 = (2.839.312,80 – 2.472.380,86)
Beyannameye “değer artış kazancı” olarak eklenmesi gereken tutar 366.931,94 TL’dir.
Bazı elden çıkarmalarda kur farkı ve enflasyon değerlemesinden kaynaklanan zararlar da doğabilmektedir. Böyle bir zarar çıkması durumunda, diğer kazanç ve iratlardan doğan zararların, diğer gelir unsurlarından elde edilen kazanç ve iratlardan mahsubu mümkün bulunmamaktadır.
Ancak, değer artışı kazancı kapsamında ticari bir organizasyon olmaksızın aynı yıl içerisinde birden fazla menkul kıymet alım-satım işlemi yapılması ve bu işlemlerin bir kısmından zarar elde edilmesi diğer bir kısmından ise kar elde edilmesi durumunda beyan edilecek kazancın hesabında zararın kardan mahsup edilmesi mümkündür.
Şu önemli hususu belirtmek isterim ki, yukarıdaki hesaplamaları doğru bir şekilde yapabilmeniz için gelir elde etmiş olduğunuz Eurobondlara ait alış dekontlarını, satış dekontlarını, yıl içinde yapılan kupon ödemelerinin ekstrelerini çalıştığınız bankalardan temin etmelisiniz. Hesaplamada kullanabileceğiniz alış fiyatı, kupon ödemeleri, işlem kurları gibi tüm detaylı bilgiler bu belgelerde bulunmaktadır. Temin ettiğiniz belgelerde işlemiş faiz/birikmiş faiz gibi tutarların yer almaması durumunda bu tutarların tespiti için gün bazında hesaplama yapabileceğinizi de unutmayın. Beyan ettiğiniz gelirler ile ilgili Vergi Dairesi tarafından izahat istenmesi durumunda veya olası bir vergi incelemesinde, elinizde bulunacak bu belgeler ve hesaplama özetleri ile beyanınızın dayanaklarını izah edebileceksiniz.
Son olarak, geçmiş yıllara (2019, 2020, 2021, 2022 yıllarına) ilişkin beyan etmediğiniz Eurobond gelirlerinizi de -vergi idaresinin bu konuda herhangi bir tespiti olmadan önce- “pişmanlık” kapsamında cezasız olarak beyan edebileceğinizi, öncesinde verilmiş ancak Eurobond gelirlerinizi dahil etmemiş olduğunuz beyannameler varsa, bunlar için de yine pişmanlık kapsamında cezasız “düzeltme” beyannameleri verebileceğinizi unutmayın.
Fatih Kaya
* 21.03.2024 tarihinde MuhasebeTR.com sitesinde yayınlanmıştır.
Eurobond Nedir?
Eurobond, devlet ya da şirketlerin, kendi ülkeleri dışında kaynak sağlamak amacıyla, uluslararası piyasalarda yabancı para birimleri üzerinden satışa sundukları ve genellikle uzun vadeli olan borçlanma aracıdır.
Yurtdışı Borsalarda Yapılan Hisse Senedi İşlemlerinin Beyan Durumu
Son yıllarda Midas benzeri uygulamalar veya banka uygulamaları üzerinden tam mükellef gerçek kişiler, başta ABD borsaları olan NASDAQ ve New York Stock Exchange (NYSE) borsaları olmak üzere yurtdışı borsalarında işlem yapabilmekte ve hisse senedi alım satım işlemlerinden Gelir Vergisi Kanunu’na (GVK’ya) göre değer artış kazancı, dağıtılan temettülerden de menkul sermaye iradı geliri elde edilebilmektedir. Bunların yanı sıra bazı platformlarda boşta “ABD Doları” veya başka yabancı para bulunduranlardan talep edenlere yıllık belli bir oranda getiri kazanç sağlanmaktadır. Bu işlemler tevkifata tabi tutulmamakta ve kanunda yer alan diğer koşullar sağlandığı takdirde geliri elde eden mükellefler tarafından beyan edilmesi gerekmektedir.
Bunun yanında, Borsa İstanbul’da yapılan işlemler, GVK Geçici 67. madde kapsamında kesintiye tabi olduğundan nihai olarak vergilendirilmiş olmakta ve beyan edilme zorunluluğu bulunmamaktadır.
Tam mükellef gerçek kişilerin yurtdışı borsalarda yaptıkları hisse senedi alım satım işlemlerinden elde ettikleri gelirler, GVK’ya göre değer artış kazancı olup herhangi bir istisnaya konu olmadan beyan edilmesi, elde tuttukları hisse senetleri nedeniyle dağıtılan temettülerden elde edilen gelirler ve boşta duran yabancı paraları için elde ettikleri nemalar da menkul sermaye iradı olup bu gelirler GVK 94. madde veya Geçici 67. madde kapsamında tevkifata tabi olmayıp GVK 86/1-d kapsamında 2023 yılı için 8.400 TL’yi aşması durumunda beyan edilmesi gerekmektedir. Yazımızın devamında konuyu kanuni düzlemde ele alacağız.
Menkul Sermaye İradı Yönünden
Tam mükellef gerçek kişiler, yurtdışı borsalarda satın aldıkları hisse senetleri nedeniyle ödenen temettüler (kar payı) ve boşta duran yabacı paralarına ödenen nemalar (faiz) nedeniyle menkul sermaye iradı da elde edebilmektedirler. İlgili GVK hükümleri aşağıdaki gibidir:
“Madde 75 –Sahibinin ticari, zirai veya mesleki faaliyeti dışında nakdi sermaye veya para ile temsil edilen değerlerden müteşekkil sermaye dolayısıyla elde ettiği kar payı, faiz, kira ve benzeri iratlar menkul sermaye iradıdır.
Kaynağı ne olursa olsun aşağıda yazılı iratlar menkul sermaye iradı sayılır:
1. Her nevi hisse senetlerinin kâr payları (kurucu hisse senetleri ve diğer intifa hisse senetlerine verilen kâr payları ve pay sahiplerine hazırlık dönemi için faiz olarak veya başka adlarla yapılan her türlü ödemeler ile Sermaye Piyasası Kanununa göre kurulan yatırım fonları katılma belgelerine ödenen kâr payları ile konut finansmanı fonlarını temsilen ihraç edilen ipoteğe dayalı menkul kıymetlere ve varlık finansmanı fonlarını temsilen ihraç edilen varlığa dayalı menkul kıymetlere ödenen faiz, kâr payı veya benzeri gelirler dahil.);
…
7. Mevduat faizleri (Bankalara, bankerlere, tasarruf sandıklarına, tevdiat kabul eden diğer müesseselere yatırılan vadeli, vadesiz paralara ödenen faizler ile bunlar dışında kalan kişi ve kuruluşlardan devamlı olarak para toplama işi ile uğraşanların her ne şekil ve ad altında olursa olsun toplanan paralara sağladıkları gelirler ve menfaatler de mevduat faizi sayılır.);”
Yabancı para cinsinden ödenen faiz ve temettülerle ilgili yabancı kurdan Türk Lirasına çevrilirken dikkate alınması gereken GVK hükümleri aşağıdaki gibidir:
“Yabancı parası ile ödenen faiz ve temettüler:
Madde 79 – Menkul sermaye iratları, yabancı parası ile tahsil edildiği veya yabancı parası olarak kayıtlara intikal ettirildiği veya bu iratlara yabancı parası olarak tasarruf edildiği takdirde, mezkür iratlar, tahsil edildikleri veya kayıtlara intikal ettirildikleri veya tasarruf olundukları günün borsa rayici üzerinden, borsada rayici yoksa, Maliye Bakanlığınca tayin olunacak kur üzerinden Türk Parasına çevrilir.”
Bu hükümlere göre hesaplanan ve 2023 yılında elde edilmiş olan temettü gelirleri ve nema (faiz) gelirleri toplamı 8.400 TL’yi aşması durumunda beyannameye Menkul Sermaye İradı olarak eklenmesi gerekmektedir.
Değer Artış Kazancı Yönünden
Tam mükellef gerçek kişilerin hisse senetlerinin elden çıkarılmasından elde ettikleri gelirler GVK Mükerrer Madde 80. maddesindeki aşağıda yer alan hükümler gereği gelir vergisine tabidir:
“Mükerrer Madde 80 – Aşağıda yazılı mal ve hakların elden çıkarılmasından doğan kazançlar değer artışı kazançlarıdır. 1. İvazsız olarak iktisap edilenler ile tam mükellef kurumlara ait olan ve iki yıldan fazla süreyle elde tutulan hisse senetleri hariç, menkul kıymetlerin veya diğer sermaye piyasası araçlarının elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar.”
Safi değer artış kazancı aşağıdaki hükümlere göre hesaplanacaktır. Döviz cinsinden yapılan işlemlerde işlemin yapıldığı tarihteki döviz alış kuruna göre hesaplanan Türk Lirası karşılıkları esas alınacaktır. Safi değer artış kazancının hesaplanmasında endeksleme yönteminin kullanılabilmesi için Yİ-ÜFE farkının %10’un üzerinde olması şartı bulunmaktadır.
“Mükerrer Madde 81 –Değer artışında safi kazanç, elden çıkarma karşılığında alınan para ve ayınlarla sağlanan ve para ile temsil edilebilen her türlü menfaatlerin tutarından, elden çıkarılan mal ve hakların maliyet bedelleri ile elden çıkarma dolayısıyla yapılan ve satıcının uhdesinde kalan giderlerin ve ödenen vergi ve harçların indirilmesi suretiyle bulunur. Hâsılatın ayın ve menfaat olarak sağlanan kısmının tutarı Vergi Usul Kanununun değerleme ile ilgili hükümlerine göre tayin ve tespit olunur.
…
Kur farkından doğan kazançların hesabında, menkul kıymet veya iştirak hisselerinin iktisabına tahsis edilen yabancı sermayenin bu kıymet veya hisselerin iktisap tarihindeki Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası döviz alış kuruna göre hesaplanan Türk Lirası karşılığı ile bu kıymet veya hisselerin elden çıkarılması tarihindeki aynı miktar yabancı sermayenin Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası döviz alış kuruna göre hesaplanan Türk Lirası karşılığı arasındaki fark esas alınır.
Mal ve hakların elden çıkarılmasında iktisap bedeli, elden çıkarılan mal ve hakların, elden çıkarıldığı ay hariç olmak üzere Devlet İstatistik Enstitüsünce belirlenen toptan eşya fiyat endeksindeki artış oranında artırılarak tespit edilir. Şu kadar ki, bu endekslemenin yapılabilmesi için artış oranının % 10 veya üzerinde olması şarttır.”
Hisse senedi alım satımlarından elde edilen gelirlerin hesaplanmasında 257 Seri Nolu Gelir Vergisi Genel Tebliği’nde yer alan açıklamaların da dikkate alınması gerekmektedir. Bu tebliğe göre, değişik tarihlerde alımların yapıldığı hisse senetlerinin elden çıkarılmasında FİFO (İlk Giren İlk Çıkar) yönteminin kullanılması gerekmekte, aynı gün içinde yapılan alım satım işlemlerinde Ağırlıklı Ortalama Fiyat Yöntemi kullanılmaktadır.
Örnek vermek gerekirse, NASDAQ borsasında bir hisse senedinden 01.03.2023 tarihinde 5 dolar fiyatla 1.000 lot alım yaptınız. Sonrasında, 01.05.2023 tarihinde aynı hisse senedinden 6 dolar fiyatla 500 lot daha alım yaptınız. Elinizde bulunan 1.500 lot hisse senedinin 1.250 lotunu 01.09.2023’te 10 dolardan elden çıkardınız diyelim. Bu durumda kazanç hesaplanırken, FİFO kuralı gereği, öncelikle ilk alım yaptığınız 1.000 lotun maliyetini, kalan 250 lot için ise sonraki alımda katlandığınız maliyeti ekleyerek, satış tutarınızdan çıkarmalısınız.
Alış Bedeli = (1.000x5) + (250x6) = 6.500 USD
Satış Bedeli = 1.250x10 = 12.500 USD
Kazanç = 12.500 – 6.500 = 6.000 USD
Burada örneği dolar cinsinden vermiş olmakla birlikte, bu tutarların işlem tarihlerindeki döviz kurlarıyla Türk Lirasına çevrilmesi gerektiği ve %10’un üzerinde bir enflasyon farkı oluşması durumunda maliyet bedellerini enflasyon oranında endekslenebileceği malumdur.
Aynı gün içinde aynı hisse senedinden birden fazla alım yapılması durumuna da bir örnek vermek gerekirse, 01.03.2023 günü 4 dolardan 100 lot hisse senedi, 3 saat sonra aynı hisse senedinden 5 dolara 100 lot daha satın aldığınızı varsayalım. Bu hisselerin o günkü maliyet bedelini belirlemek için Ağırlıklı Ortalama Fiyat Yöntemi kullanılacaktır.
100x4 = 400 USD
100x5 = 500 USD
Hisse Başı Ağırlıklı Ortalama Fiyat = 900/200 = 4,5 USD
Konu ile ilgili tebliğ metni aşağıdaki gibidir:
“257 Seri No'lu Gelir Vergisi Genel Tebliği
2.4.1.2. Aynı menkul kıymet veya diğer sermaye piyasası aracından değişik tarihlerde alımlar yapıldıktan sonra bunların bir kısmının elden çıkarılması
Aynı menkul kıymet veya diğer sermaye piyasası aracından değişik tarihlerde alımlar yapıldıktan sonra bunların bir kısmının elden çıkarılması durumunda ilk giren ilk çıkar yöntemi kullanılmak suretiyle, tevkifat matrahının tespitinde dikkate alınacak alış bedeli belirlenecektir. Aynı gün içinde yapılan alım-satım işlemlerinde ağırlıklı ortalama fiyat bilgisi dikkate alınabilecek, ancak tevkifat matrahı ilk giren ilk çıkar yöntemine göre belirlenecektir.”
Elde Edilen Gelirlerin Beyan Edilmesi
Yukarıda açıklanan değer artış kazancı ve menkul sermaye iratları aşağıdaki hükümlerde yer alan koşullara göre beyan edilmesi gerekmektedir.
Menkul sermaye iratları için; 2023 takvim yılı için 8.400-TL’yi aşan tevkifata ve istisna uygulamasına konu olmayan menkul sermaye iratlarının beyannameye dahil edilmesi gerekmektedir.
Değer artış kazançlarının da safi tutarlarının herhangi bir istisna uygulanmadan beyannameye dahil edilmesi gerekmektedir.
“Madde 86 -Aşağıda belirtilen gelirler için yıllık beyanname verilmez, diğer gelirler için beyanname verilmesi halinde bu gelirler beyannameye dahil edilmez.
1. Tam mükellefiyette;
a) Gerçek usulde vergilendirilmeyen ziraî kazançlar, bu Kanunun 75 inci maddesinin (15) ve (16) numaralı bentlerinde yazılı menkul sermaye iratları, kazanç ve iratların istisna hadleri içinde kalan kısmı,
…
d) Bir takvim yılı içinde elde edilen ve toplamı 600 milyon lirayı (8.400 TL) aşmayan, tevkifata ve istisna uygulamasına konu olmayan menkul ve gayrimenkul sermaye iratları.”
Bununla birlikte, yapılan işlemler nedeniyle oluşan zararlar konusunda GVK 88. madde hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir.
“Madde 88 – Gelirin toplanmasında gelir kaynaklarının bir kısmından hasıl olan zararlar (80 inci maddede yazılı diğer kazanç ve iratlardan doğanlar hariç) diğer kaynakların kazanç ve iratlarına mahsup edilir.
…
Menkul ve gayrimenkul sermaye iratlarında, gider fazlalığından doğanlar hariç, sermayede vukua gelen eksilmeler zarar addolunmaz."
Buna göre, diğer kazanç ve iratlardan doğan zararların, diğer gelir unsurlarından elde edilen kazanç ve iratlardan mahsubu mümkün bulunmamaktadır. Ancak, değer artışı kazancı kapsamında ticari bir organizasyon olmaksızın aynı yıl içerisinde birden fazla alım-satım işlemi yapılması ve bu işlemlerin bir kısmından zarar elde edilmesi diğer bir kısmından ise kar elde edilmesi durumunda beyan edilecek kazancın hesabında zararın kardan mahsup edilmesi mümkündür. 29.03.2024
GİB, Kurumlar Vergisi Beyan Rehberi Yayınladı
Kurumlar vergisi mükelleflerinin, 2023 hesap döneminde elde ettikleri kurum kazançlarının vergilendirilmesine yönelik olarak hazırlanan Kurumlar Vergisi Beyan Rehberi yayımlanmıştır.
Söz konusu Rehberde;
- Kurumlar vergisinin konusu ve mükellefleri,
- Kurumlar vergisinde muafiyet ve istisnalar,
- Kurum kazancının tespitinde yapılan indirim ve giderler,
- Kurumlar vergisinde zarar mahsubu,
- Kurumlar vergisinde mahsup ve iadeler,
- Vergiye uyumlu mükelleflere yapılan %5 indirim,
- Kurumlar vergisi oranı,
- Geçici verginin beyanı ve ödemesi,
- Kurumlar vergisinin beyanı ve ödemesi,
- Kurumlar vergisi beyanına ilişkin örnekler,
gibi konularda genel bilgilere yer verilmiştir.
Kurumlar Vergisi Beyan Rehberine ulaşmak için tıklayınız.
YURTDIŞINDA YAPILAN YILLARA SARİ İNŞAAT İŞİNİN VERGİLENDİRİLMESİ
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 3 üncü maddesinde; "Kanunun 1 inci maddesinde sayılı kurumlardan kanuni veya iş merkezi Türkiye'de bulunanlar, gerek Türkiye içinde gerekse Türkiye dışında elde ettikleri kazançların tamamı üzerinden vergilendirilirler." hükmü yer almaktadır.
Aynı Kanunun "İstisnalar" başlıklı 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendinde, yurtdışında yapılan inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerden sağlanarak Türkiye'de genel sonuç hesaplarına intikal ettirilen kazançların kurumlar vergisinden müstesna olduğu hükme bağlanmıştır.
1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin "5.9. Yurt dışında yapılan inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerden sağlanan kazançlarda istisna" başlıklı bölümünde söz konusu istisnanın uygulamasına yönelik olarak ayrıntılı açıklamalar yapılmıştır.
Bu açıklamalara göre, yurt dışında yapılan inşaatı işinden elde edilen kazancın Türkiye'de genel sonuç hesaplarına intikal ettirilmesi suretiyle kurumlar vergisinden istisna edilmesi mümkündür.
Diğer taraftan, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 42 nci maddesinde birden fazla takvim yılına sirayet eden inşaat ve onarma işlerine yer verilmiş, Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde de, Gelir Vergisi Kanununda belirtilen esaslara göre birden fazla takvim yılına yaygın inşaat ve onarım işleri ile uğraşan kurumlara bu işleri ile ilgili olarak yapılan hak ediş ödemeleri üzerinden tevkifat yapılacağı hükme bağlanmıştır.
Buna göre, Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesine dayanılarak yapılan vergi kesintisi, Türkiye'de Gelir Vergisi Kanununun 42 nci maddesi kapsamında yapılan ve birden fazla takvim yılına sirayet eden inşaat ve onarma işlerine ilişkin hüküm ifade etmekte olup, YURT DIŞINDA YAPILAN VE BİRDEN FAZLA TAKVİM YILINA SİRAYET EDEN İNŞAAT VE ONARMA İŞLERİNİN BU KAPSAMDA DEĞERLENDİRİLMESİ MÜMKÜN DEĞİLDİR.
BURAK CANPOLAT
Rapor Parasıyla İlgili Yasaya Anayasa Mahkemesinden İptal Kararı
İş kazası ve meslek hastalığı, hastalık veya analık hali nedeniyle istirahatli olan sigortalılara son bir yıl içinde 90 prim günleri varsa ve istirahatli oldukları süreler zarfında çalışmadıklarına dair bildirim işverenlerce yapılmış ise SGK tarafından sigortalılara rapor parası olarak da bilinen geçici iş göremezlik ödeneği verilmektedir.
Bu ödeme iş kazası ve meslek hastalığı ile analık halinde raporlu olunan sürelerin tamamı dikkate alınarak, hastalık halinde ise raporlu olunan sürenin 3. gününden başlanılarak yapılmaktadır.
Sahte bildirimler nedeniyle uygulamada değişikliğe gidildi.
Geçici iş göremezlik ödeneğine esas günlük kazanç evvelce iş kazasının veya doğumun olduğu tarihten, meslek hastalığı veya hastalık halinde ise iş göremezliğin başladığı tarihten önceki on iki ayın son üç ayında SGK’ya bildirilen prime esas kazançlar toplamının, bu kazançlara esas prim gün sayısına bölünmesi suretiyle hesaplanmakta idi.
Ancak gerek fiilen çalışmayan kişilerin sahte sigortalı gösterilmek suretiyle, gerekse ödeneğe esas günlük kazancın hesaplanmasına esas üç aylık dönemde daha yüksek prime esas kazanç gösterilmek suretiyle geçici iş göremezlik ödeneklerinin yükseltilmesinin önüne geçilmesi amacıyla 22/4/2021 tarihli Resmî Gazete‘de yayımlanan 7316 sayılı Kanunla hastalık ve analık hali nedeniyle ödenen geçici iş göremezlik ödeneklerine esas günlük kazancın hesaplanmasında değişikliğe gidilmiştir. Yapılan değişiklikle hastalık ve analık hali nedeniyle istirahatli olan sigortalıların geçici iş göremezlik ödeneğine esas günlük kazançlarının;
- İş göremezliğin başladığı tarihten önceki on iki aydaki prime esas kazançlar toplamının bu kazançlara esas prim ödeme gün sayısına bölünmesi suretiyle hesaplanmasına geçilmiş,
- Ayrıca, iş göremezliğin başladığı tarihten önceki son bir yıl içerisinde prim gün sayısı 180 günden az olan sigortalılar yönünden, geçici iş göremezliğe esas günlük kazancın iş göremezliğin başladığı tarihteki günlük asgari ücretin iki katını geçemeyeceğine yönelik bir sınırlama getirilmiştir.
Düzenlemenin Anayasaya aykırı olduğuna karar verildi.
Bu defa Anayasa Mahkemesinin 21/3/2024 tarihli Resmî Gazete ‘de yayımlanan kararı ile 7316 sayılı Kanunla getirilen bu düzenlemelerin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline ve iptal hükümlerinin kararın Resmî Gazete ‘de yayımlandığı tarihten itibaren 9 ay sonra yürürlüğe girmesine karar verilmiştir.
Sonuç olarak, Anayasa mahkemesinin iptal kararı sonrasında 21/12/2024 tarihinden itibaren hastalık ve analık hali nedeniyle istirahatli olan sigortalılara ödenecek geçici iş göremezlik ödeneğinin hesabında esas alınacak günlük kazanç, sigortalının son bir yıl içindeki prim gün sayısının 180 günden az veya çok olduğuna bakılmaksızın, önceden olduğu gibi iş göremezliğin başladığı tarihten önceki on iki ayın son üç ayında SGK’ya bildirilen prime esas kazançlar toplamının, bu kazançlara esas prim ödeme gün sayısına bölünmesi suretiyle hesaplanacaktır.
MUHSGK ŞUBAT AYI İÇİN FARKLI ÇALIŞIYOR
29 Şubat’ta işten çıkışı yapılan bir personel için 30 günlük bildirim yapmama sistem izin verir mi? Karar okuru
MUHSGK uygulamasında işten ayrıldığı tarihe kadar geçen sürenin tamamı için ücret almaya hak kazanan sigortalılar için, 30 gün aşılmamak kaydıyla işten ayrıldığı tarihe kadar olan gün sayısı üzerinden bildirimde bulunulması mümkündür.
Örneğin ay içinde işten ayrıldığı tarihe kadar olan sürenin tamamı için ücrete hak kazanmış bir sigortalının 29 Mart’ta işten ayrılması halinde prim gün sayısı 29 gün, 31 Mart’ta işten ayrılması halinde 30 gün olarak sisteme girilebilmektedir.
Bu kuralın tek istisnası 28 veya 29 gün çeken Şubat ayına münhasır getirilmiştir. Sosyal güvenlik mevzuatında, ayın tamamı için ücrete hak kazanmış sigortalıların ayın çektiği gün sayısına bakılmaksızın prim gün sayısı 30 gün olarak kabul edildiğinden, Şubat ayının 28 gün çektiği yıllarda 28 Şubat’ta ayrılan sigortalılar ile 29 gün çektiği yıllarda 29 Şubat ayında işten ayrılan sigortalıların prim gün sayılarının 30 gün olarak sisteme girilmesine izin verilmektedir.
İLK EMEKLİ MAAŞIMI NEREDEN NASIL ÇEKERİM?
e-Devlette tahsis işlemlerimin sonuçlandığını görüyorum. Ancak hesabımı kontrol ettiğimde gelen bir ödeme görünmüyor. İlk maaşımı nasıl alabilirim. Dilek T.
Emekli aylığı, tahsis talebi sırasında banka tercihinde bulunulmuş ise tercihte bulunulan bankaya, bulunulmamış ise TC Ziraat Bankasına gönderilmektedir.
SGK tarafından emeklilik işlemleri tamamlanıp emekli aylığı gönderildikten sonra ilgili bankaya TC kimlik kartıyla birlikte bizzat başvurulması gerekiyor. Yoksa emekli maaşı doğrudan hesaba aktarılmıyor. İlgili bankadan SGK tarafından gönderilecek aylıkların varsa mevcuttaki hesaba, yoksa açılacak hesaba yatırılması talep edildiği takdirde aylıklar her ay hesaba aktarılacağı gibi ATM’den de çekilebilecektir.
Emekli aylığının başka bankaya taşınmak istenmesi halinde ise aylık bağlanan statüye göre e-Devlet uygulamalarında yer alan “Sosyal Güvenlik Kurumu Banka ve Adres Değişikliği” sekmesi üzerinden banka tercihi değiştirilebilecektir. Eyüp Sabri Demirci
Mazeretsiz Devamsızlıkta İş Sözleşmesinin Feshi
İşçi ile işveren arasındaki iş ilişkisi sürdürülürken, işçi tarafından yapılan devamsızlıkların geçerli bir mazerete dayanması gerekmektedir. Nihayetinde işçinin işe devam etmesi, işyerindeki işlerin sürekliliğinin sağlanması bakımından önem arz etmektedir. Bu bakımdan, işçinin keyfi devamsızlıkları işyerindeki sürdürülebilirliğe de zarar vermektedir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 25’inci maddesinin II. Fıkrasının (g) bendinde “İşçinin işverenden izin almaksızın veya haklı bir sebebe dayanmaksızın ardı ardına iki işgünü veya bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki iş günü yahut bir ayda üç işgünü işine devam etmemesi.” hükmü yer almaktadır.
Bu bağlamda mazeretsiz devamsızlık olarak nitelendirilen üç farklı durum ortaya çıkmaktadır:
1. Ardı ardına iki iş günü işe gelmemek,
2. Bir ay içerisinde iki defa, herhangi bir tatilden sonraki iş günü işe gelmemek,
3. Bir ayda üç iş günü işe gelmemek.
Bu şekilde yapılan mazeretsiz devamsızlıklar işverene haklı nedenle fesih yetkisi vermesine karşın, işverenin bu yetkiyi kullanıp kullanmaması kendi iradesine bağlıdır.
İş günü olarak ifade edilen kavram, işçinin fiilen çalışmakla yükümlü olduğu günleri ifade etmektedir.
İşçinin işe devamsızlığı, her durumda işverene haklı fesih yetkisi vermemektedir. Devamsızlığın haklı bir nedene dayanması halinde, işverenin derhal ve haklı nedenle fesih yetkisi bulunmamaktadır.
Dolayısıyla devamsızlık yapan işçinin, mazeretinin araştırılması gerekmektedir. İşçinin hastalığı, aile fertlerinden birinin ya da yakınlarının ölümü veya hastalığı, işçinin tanıklık veya bilirkişilik yapması gibi haller, işe devamsızlığı haklı kılan nedenler olarak örneklendirilebilir. Ancak ilgili durumların ortaya çıktığı hallerde işverene haber verilmesi de büyük önem arz etmektedir.
Mazeret araştırması neticesinde haklı bir nedeni olmayan ve yukarıdaki sayılı maddelerde yer alan sürelerde devamsızlık yapan işçinin iş sözleşmesi işveren tarafından altı iş günü içerisinde haklı nedenle feshedilebilir.
Altı iş günü geçtikten ve her durumda fiilin gerçekleşmesinden itibaren bir yıl içinde işveren haklı nedenle fesih yetkisi kullanmaz ise, işçinin iş sözleşmesi haklı nedenle feshedilemeyecektir.
Mazeretsiz şekilde devamsızlık yapan işçinin iş sözleşmesi haklı nedenle feshedilirken, işten ayrılış kodu “48 – İşçinin işverenden izin almaksızın veya haklı bir sebebe dayanmaksızın ardı ardına iki işgünü veya bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki iş günü yahut bir ayda üç işgünü işine devam etmemesi.” olarak bildirilecektir.
Haklı nedenle iş sözleşmesinin feshedilmesi, “derhal” fesih olduğundan ihbar süresi işlemeyecek, dolayısıyla ihbar tazminatı gündeme gelmeyecektir. İşveren tarafından haklı nedenle fesih durumda işçinin kıdem tazminatı hakkı da doğmayacaktır. Buna karşın eğer işçinin bakiye yıllık ücretli izinleri varsa, yıllık izin ücretinin ödenmesi gerekmektedir. Resul KURT
https://www.ekonomim.com/kose-yazisi/mazeretsiz-devamsizlikta-is-sozlesmesinin-feshi/736311
Sermaye Piyasası Kurulu, Paylarını İlk Defa Halka Arz Edecek Şirketler İçin Sektörel Bazda Farklı Düzenlemeler Getiren Kurul Kararını Yayımladı
HUZUR HAKKI ÖDEMELERİNİN PRİME TABİ OLUP OLMADIĞI
Uygulamada bazı görevlerin komisyon, komite, idare heyeti gibi organların toplantılarına iştirak edilmek suretiyle yapıldığı ve iştirak edenlere toplantı veya saat başına huzur hakkı adı altında para ödendiği durumlar ortaya çıkabilmektedir.
Şirket ortakları, şirket müdürleri ve yönetim kurulu üyelerinin kanunlar açısından belirli sorumluluk ve yükümlülük bulunmaktadır. Bu kişilerin aldıkları bu sorumluluk ve yükümlülükler nedeni ile karşı karşıya kaldıkları riskleri azaltmak amacı ile belirlenen maddi karşılığa huzur hakkı denmektedir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunun 61’inci maddesine göre huzur hakları ücret olarak nitelendirilmekte ve stopaj yoluyla vergilendirilmektedir.
SGK mevzuatına göre ise, huzur hakkı adı altında yapılan ödemelerin prime tabii olup olmadığı hususu sigortalıların statüsüne göre belirlenecek olup kişiler, huzur hakkı ödenen veya ödenecek yerde 5510 sayılı Kanunun 4-1/a maddesi kapsamında hizmet akdine bağlı olarak çalışıyorlarsa, bu kişilere yapılan huzur hakkı ödemeleri sigorta primine tabi tutulacaktır. Ancak anılan kişiler hizmet akdi ile çalışmamakta yani 4-1/b kapsamında sigortalı iseler huzur hakkı adı altında yapılan ödemelerden sigorta primi kesilmeyecektir.
Anonim şirketlerde; yönetim kurulu üyeleri, 5510 sayılı Kanunun 4-1/a maddesi kapsamında yani hizmet akdine bağlı olarak, yönetim kurulu üyesi olduğu şirkette çalışıyorlarsa, bu kişilere yapılan huzur hakkı ödemeleri sigorta primine tabi tutulması gerekir, Anonim şirketlerde; yönetim kurulu üyeleri, 5510 sayılı Kanunun 4-1/b maddesi kapsamında yani bağ kurlu ise bu kişilere yapılan huzur hakkı ödemeleri sigorta primine tabi tutulmasına gerek bulunmamaktadır.
Limited şirketler içinde 5510 sayılı Kanunun 4-1/b maddesi kapsamında müdür sıfatına sahip ortaklar ve müdür olmayan ortaklara yapılan huzur hakkı ödemeleri sigorta primine tabi tutulmasına gerek bulunmamaktadır.
Limited şirketler içinde hizmet akdine bağlı olarak çalışan ve 5510 sayılı Kanunun 4-1/a kapsamında olan müdür sıfatına sahip kişilere yapılan huzur hakkı ödemelerinin sigorta primine tabi tutulması gerekmektedir. Musa Çakmakcı
e-Bağımsız Denetçi Adayı Belirleme Sınavı
30 Nisan 2024 tarihli Elektronik Bağımsız Denetçi Adayı Belirleme Sınav İlanı (e-Bağımsız Denetçi Adayı Belirleme Sınavı)
Bağımsız Denetim Yönetmeliğinin (BDY) 14’üncü maddesi uyarınca bağımsız denetçi olarak yetkilendirilme talebinde bulunacakların bağımsız denetçilik sınavında başarılı olmaları gerekmektedir. Bu kapsamda, BDY’ nin 16’ncı maddesi uyarınca denetimle ilgili alanlardaki teorik ve uygulamaya ilişkin bilgileri ölçmek üzere Türkiye Muhasebe Standartları modülünden elektronik sınav (e-sınav), 30.04.2024 tarihinde Kurumumuz binasında gerçekleştirilecektir.
Sınav müracaatları 01 Nisan 2024 tarihinde saat 10.00’da başlayıp 05 Nisan 2024 tarihinde saat 23.59’da sona erecektir. Başvurular elektronik ortamda http://www.kgk.gov.tr adresinde yer alan başvuru formunun doldurulması suretiyle yapılacaktır.
Sınava alınacak aday sayısı, elektronik sınav (e-sınav) uygulama salonunun aday kapasitesiyle sınırlı olacağından Türkiye Muhasebe Standartları modülünden gerçekleştirilecek sınav için kontenjan; 50 olarak belirlenmiştir. Adaylar, sınav ücretini ödeme sırasına göre kontenjana dâhil edilecektir. Kontenjan dolduğu takdirde adayların sınav ücretini yatırması sistem tarafından engellenecek ve e-Bağımsız Denetçi Adayı Belirleme Sınavı için sınav ücreti ödeme süresi sonlandırılacaktır.
Sınava; BDY’nin 14’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen mezuniyet şartını sağlayanlar başvurabilir.
Sınav süresi 60 dakikadır. Sınav listesinde ismi yer almayanlar ile sınava girişte, T.C. Kimlik Numarası içeren nüfus cüzdanı, pasaport veya sürücü belgesinden birini ibraz etmeyenler sınava alınmazlar.
Sınav sonuçları, Kurum internet sitesinde duyurulur. Ayrıca, sınav sonuç belgesi gönderilmez.
Sınava katılmak isteyenlerin, sınava girecekleri modül için 450 TL sınav ücretini başvuru esnasında kredi kartından on-line olarak ödemeleri gerekmektedir.
Sınava müracaat ettiği halde katılmayanlar ile sınava girmekten vazgeçenlerin ödedikleri ücretler iade edilmeyecektir.
Adaylara ve kamuoyuna saygıyla duyurulur.
İletişim
Ayrıntılı bilgi için This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it. e-posta adresine elektronik posta gönderilebilir.
Elektronik Bağımsız Denetçilik Sınav Sistemi (e-Bağımsız Denetçilik Sınavı) Duyurusu için tıklayınız
Yıllık Gelir Vergisi, Ba-Bs ve E-Defter Beratları Yüklenme Süreleri Uzatıldı
28 Mart 2024 tarihli ve 166 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Sirküleri ile;
- 1 Nisan 2024 günü sonuna kadar verilmesi gereken 2023 takvim yılına ait Yıllık Gelir Vergisi beyannamelerinin verilme süreleri ile bu beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilerin ödeme süreleri 5 Nisan 2024 Cuma günü sonuna kadar,
- 1 Nisan 2024 günü sonuna kadar verilmesi gereken 2024/Şubat dönemine ilişkin "Form Ba" ve "Form Bs" bildirimlerinin verilme süresi 5 Nisan 2024 Cuma günü sonuna kadar
- Elektronik defter uygulamasına dâhil olanlar tarafından 1 Nisan 2024 günü sonuna kadar oluşturulması ve imzalanması gereken e-Defterlerin oluşturulma ve imzalanma süresi ile aynı sürede Gelir İdaresi Başkanlığı Bilgi İşlem Sistemine yüklenmesi gereken “Elektronik Defter Beratları”nın yüklenme süresi 5 Nisan 2024 Cuma günü sonuna kadar
uzatılmıştır.
T.C.
HAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞI
Gelir İdaresi Başkanlığı
VERGİ USUL KANUNU SİRKÜLERİ/166
Konusu: 1 Nisan 2024 günü sonuna kadar verilmesi gereken 2023 takvim yılı Yıllık Gelir Vergisi beyannamelerinin verilme süreleri ve bu beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilerin ödeme süreleri, 1 Nisan 2024 günü sonuna kadar verilmesi gereken 2024/Şubat dönemine ilişkin “Form Ba-Bs” bildirimlerinin verilme ve mezkûr tarihe kadar oluşturulması ve imzalanması gereken e-Defterlerin oluşturulma ve imzalanma ile aynı sürede Gelir İdaresi Başkanlığı Bilgi İşlem Sistemine yüklenmesi gereken “Elektronik Defter Beratları”nın yüklenme sürelerinin uzatılması.
Tarihi: 28/3/2024
Sayısı: VUK-166/ 2024-4
1. Giriş:
Bakanlığımıza iletilen talepler nedeniyle, Vergi Usul Kanununun mükerrer 28 ve mükerrer 242 nci maddelerindeki yetkiye dayanılarak; 1 Nisan 2024 günü sonuna kadar verilmesi gereken 2023 takvim yılına ait Yıllık Gelir Vergisi beyannamelerinin verilme süreleri ile bu beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilerin ödeme sürelerinin, 1 Nisan 2024 günü sonuna kadar verilmesi gereken 2024/Şubat dönemine ilişkin “Form Ba-Bs” bildirimlerinin verilme ve mezkûr tarihe kadar oluşturulması ve imzalanması gereken e-Defterlerin oluşturulma/imzalanma ile aynı sürede Gelir İdaresi Başkanlığı Bilgi İşlem Sistemine yüklenmesi gereken “Elektronik Defter Beratları”nın yüklenme sürelerinin uzatılması bu Sirkülerin konusunu oluşturmaktadır.
2. Yıllık Gelir Vergisi Beyannamelerinin Verilme ve Ödeme Sürelerinin Uzatılması:
1 Nisan 2024 günü sonuna kadar verilmesi gereken 2023 takvim yılına ait Yıllık Gelir Vergisi beyannamelerinin verilme süreleri ile bu beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilerin ödeme süreleri 5 Nisan 2024 Cuma günü sonuna kadar uzatılmıştır.
3. Bildirim Formlarının Verilme Süresinin Uzatılması:
1 Nisan 2024 günü sonuna kadar verilmesi gereken 2024/Şubat dönemine ilişkin "Form Ba" ve "Form Bs" bildirimlerinin verilme süresi 5 Nisan 2024 Cuma günü sonuna kadar uzatılmıştır.
4. Elektronik Defterlerin Oluşturulma ve İmzalanma Süresi ile Elektronik Defter Beratlarının Yüklenme Süresinin Uzatılması:
Elektronik defter uygulamasına dâhil olanlar tarafından 1 Nisan 2024 günü sonuna kadar oluşturulması ve imzalanması gereken e-Defterlerin oluşturulma ve imzalanma süresi ile aynı sürede Gelir İdaresi Başkanlığı Bilgi İşlem Sistemine yüklenmesi gereken “Elektronik Defter Beratları”nın yüklenme süresi 5 Nisan 2024 Cuma günü sonuna kadar uzatılmıştır.
Duyurulur.
Bekir BAYRAKDAR
Gelir İdaresi Başkanı