Mehmet Özdoğru
Enflasyon Düzeltmesine “Düzeltme” Şart!
Vergide “enflasyon düzeltmesi” ertelemesi 31.12.2023’te bitti ve sonunda düzeltme yapılacak. Kanun değişikliği ile vergide 2024 ve 2025 yıllarında düzeltme yapmayacak şanslı (!) mükellef grubu ile finans sektörü oldu. Ancak finans sektörü şirketleri de 2023 hesap dönemi mali tabloları enflasyon düzeltmesine tabi tutacak, fakat 2024 ve 2025 hesap dönemlerinde enflasyon düzeltmesinden muaf (!) olacak. Finans sektörü şirketlerinin, sağlam Anayasa’ya aykırılık nedenleri ile 2024 ve 2025 yıllarına ilişkin beyanlarını yargıya taşıması büyük olasılık.
Vergideki 31.12.2023 düzeltmesine paralel olarak Kamu Gözetimi Kurumu (KGK) 23.11.2023 tarihli Duyurusuyla bağımsız denetime tabi veya TMS/TFRS’yi gönüllü uygulayan işletmelerin 31.12.2023 tarihli TMS/TFRS veya BOBİ FRS çerçevesinde enflasyon düzeltmesi yapacaklarını açıkladı. KGK, finans sektörü şirketlerinin enflasyon düzeltmesi uygulanmasına dair kararı BDDK ve SEDDK’na bırakmış; onlar da 31.12.2023 tarihli finansal tabloların düzeltilmesine gerek olmadığına karar vermiştir. Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), Borsaya kote şirketlerin 31.12.2023 hesap dönemine ait yıllık finansal raporlarından başlamak üzere enflasyon düzeltmesine tabi olacağını açıkladı. Özetle, ülke içinde farklı sektör ve yasal düzenlemelere tabi şirketler aynı düzenlemeyi uygulama veya uygulamama ile karşı karşıya kaldı.
Enflasyon düzeltmesi tek mi?
BDDK ve SEDDK kararı bir kenara, düzenlemeye tabi şirketlerde vergide ve bağımsız denetimde düzeltilmiş farklı farklı mali tablolar oluşacak. Bağımsız denetim kapsamındaki düzeltme “Uluslararası Muhasebe Standardı” (“UMS 29”) ve KGK’nın yayımladığı “TMS 29” hükümlerine göre yapılırken, vergi uygulamasında VUK’un mükerrer 298’inci maddesinin (A) fıkrası ve geçici 33’üncü maddelerine göre yapılacak olup farklı şartlara tabidir.
TMS 29 |
VUK mük. 298/A ve geçici 33. madde |
|
enflasyon düzeltmesi yapılmaması. |
Düzeltmeye düzeltme mi lazım?
TMS ve VUK uygulama farklılıkları düzeltme sonucu farklı kâr/zarar üretmektedir. Nedeni düzeltmede vergide yurt içi üretici fiyat endeksinin (Yİ- ÜFE), TFRS’de ise tüketici fiyat endeksinin (TÜFE) kullanılmasıdır. Örneğin Ocak 2005-Aralık 2023 dönemi ÜFE katsayı artışı “25,38” iken, aynı dönem TÜFE katsayı artışı “16,24” oldu. Aralık 2017-Şubat 2024 dönemi ÜFE katsayı artışı “9,95” iken, TÜFE katsayı artışı “7,09”. Diğer bir deyişle arada yaklaşık 10 kat fark var. Çünkü TÜİK'in son yirmi yıllık TÜFE ve ÜFE endeksleri farklı. Dolayısıyla finansal tabloların enflasyon düzeltmesinde kullanılacak endeks, satın alma gücünü en iyi yansıtan fiyat endeksi TÜFE endeksi olmalıdır. 2024 -2026 dönemi OVP’de de fiyat istikrarı hedefleri TÜFE üzerinedir.
Böylece TFRS ve VUK düzeltmeleri arasındaki endeks farkı ortadan kalkar. Aksi takdirde katsayı farkı, şirketlerin TFRS ve VUK düzeltmelerinden farklı farklı geçmiş veya cari yıl kâr/zarar ile sonuçlanmasına neden olacak. Haydi 2023 düzeltmesi sonucu oluşan kâr/zarar vergi hesabında dikkate alınmayacak, ancak 2024 ve 2025 yıllarında kâr vergiye tabi olacak.
ÜFE–TÜFE endeksi dışında da sorunlar var. Örneğin reel olmayan finansman maliyeti (ROFM) uygulaması da farklı. Vergide de TFRS’de de ROFM düzeltme sırasında ayrıştırılıyor. Vergide alış bedelinden düşülen ROFM’nin amortisman ayrılmamış kısımları, 2024 ve sonraki hesap dönemlerinde 5 yılda ve eşit taksitlerle gider olarak dikkate alınırken, TMS 29’a göre 5 yıl beklenmiyor. 2003 enflasyon düzeltmesini düzenleyen VUK geçici 25’inci maddesindeki 5 yıl lafzı, VUK geçici 33’üncü maddede yer almıyor. Bu durum, TMS 29’da olduğu gibi doğrudan gider yazılmaması nedeniyle 2024 beyanlarında ihtirazi kayıt beyan ve uyuşmazlıkların artması olası.
Enflasyon düzeltmesi ek vergi mi?
Vergide 31.12.2023 düzeltmesinin vergiye etki etmeyecek ancak bu düzeltmeler 2024 hesap dönemine taşınacak ve büyük olasılıkla 2026 yılına kadar enflasyon düzeltmesi vergilemede çok baş ağrıtacak. Neden mi? Çünkü işletmelerin sermaye veya aktif / pasif yapısına göre enflasyon düzeltmesi “ek vergiye” dönüşüyor. Tasarruf açığı olan bir ekonomi olarak işletmeler büyümede optimum sermaye yapısından uzak. Enflasyon ortamında borçla büyümek avantajlı çünkü parasal bir kalem olan borç avantajlı ve mükelleflere vergi kalkanı sunuyor.
Dolayısıyla en az 2024, 2025 hesap dönemlerinin mali tabloları vergide enflasyon düzeltmesine tabi olacak ve vergi matrahına etki edecek. Bir işletmenin aktifteki parasal olmayan varlıklar üzerinden düzeltme işlemi gelir yaratacak. Özkaynak kalemleri zayıf işletmeler vergi ödeyecek. Bu sonuç Anayasa’nın ödeme gücüne göre vergileme ilkesine ne kadar uygun?
Hangi kâr dağıtılacak?
Enflasyon düzeltmesi ile bir başka sorun şirketlerin hangi kârı dağıtacağına dair. SPK, 07.03.2024 tarihli ve 2024/14 sayılı Bültenle açıklama yaparak;
1. TMS/TFRS’na göre enflasyona göre düzeltilmiş dağıtılabilir kâr rakamı bulunurken “düzeltmede oluşan geçmiş yıllar zararlarının endekslenmiş tutarlarının” indirilmesi,
2. 2023 yılı kâr payı tespit edilirken, kâr dağıtım tablosundaki karşılaştırmada 2023 yasal kayıtlarındaki enflasyona göre “düzeltilmemiş dönem kârı” ile “geçmiş yıl zararları tutarının esas alınması,
3. İlk enflasyon düzeltmesinden doğan geçmiş yıllar zararı mahsup edilmeden sonraki dönemlerde oluşan dönem zararlarının mahsup işlemine tabi tutulmamasına ve enflasyon düzeltmesinden kaynaklanan geçmiş yıllar zararları ile bunların endekslenmiş tutarları haricinde sermaye hesabına ilişkin düzeltme farklarının geçmiş yıllar zararlarının mahsubunda kullanılmaması,
kararlaştırıldı.
Ticaret Bakanlığı’nın hazırladığı Tebliğ taslağında, halka açık şirketler haricinde enflasyon düzeltmesine tabi olan ticaret şirketlerinin 2023 finansal tablolarında uygulanacak enflasyon düzeltmesiyle ilgili olarak şirketlerin genel kurul ve yönetim organınca esas alınacak finansal tablolara dair düzenlemeler şu şekildedir:
- Finansal tablolarını KGK’nın standartlarına göre hazırlayacak şirketler, enflasyon düzeltmesi uygulanmış finansal tabloları esas almalı,
- Finansal tablolarını KGK’nın standartlarına göre hazırlamak zorunda olmayan şirketler VUK’a göre enflasyon düzeltmesi uygulanmış finansal tablolar ile enflasyon düzeltmesine tabi tutulmamış olan finansal tabloları beraber dikkate alarak;
i. Kâr ve kazanç payı dağıtımlarında, yedek akçe ayrılmasında, intifa senedi sahiplerine ödeme yapılması ile kâr payı avansı hesaplamalarında “enflasyon düzeltmesi uygulanmamış finansal tabloların”,
ii. Serbest yedek akçelerden ve dağıtılabilir diğer kaynaklardan zarar mahsubu sonrasında kalan değerlerden kâr payı dağıtımı yapılması, sermaye artırımı ve azaltımı, birleşme, bölünme, tür değişikliği, sermaye kaybı ve borca batıklık halinin belirlenmesinde “enflasyon düzeltmesi uygulanmış finansal tabloların” esas alınması, - Tüm şirketlerde, dağıtılması öngörülen kâr payı tutarı VUK’un hükümlerine göre enflasyon düzeltmesi uygulanmış finansal tablolarda yer alan kâr dağıtımına konu kaynakların toplamından fazla olmaması.
Abdulkadir Kahraman
https://www.vergidegundem.com/tr
Bu yazı Ekonomist dergisinin 31 Mart 2024 tarihli ve 2024/07. sayısında yayınlanmıştır.
Bağımsız Denetim Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik Taslağı Yayımlandı
DUYURU
KONU: Bağımsız Denetim Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik Taslağı Kamuoyu Görüşüne Açılmıştır.
660 sayılı KHK’nın 8 inci maddesinin 8 inci fıkrası ve 27 nci maddesinin 2 nci fıkrası ile Mevzuat Hazırlama Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 6 ncı maddesinin 5 inci fıkraları uyarınca;
Kurumumuzca 660 sayılı Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'ye dayanılarak hazırlanan ve 26/12/2012 tarih ve 28509 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş bulunan Bağımsız Denetim Yönetmeliği’nin bazı maddelerinde değişiklik yapılmasına ilişkin Bağımsız Denetim Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik Taslağı Kurumumuz internet sayfasında en az 7 (yedi) gün süreyle duyurulmak suretiyle kamuoyu görüşüne açılmıştır.
İlgililer, Taslak hakkındaki görüş ve önerilerini aşağıdaki Görüş Bildirim Formunu doldurarak en geç 18.04.2024 tarihine kadar Kurumumuz yazışma adresine veya This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it. e-posta adresine gönderebileceklerdir.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
- Görüş Bildirim Formu
- Taslağa Ulaşmak İçin Tıklayınız.
- Karşılaştırma Tablosuna Ulaşmak İçin Tıklayınız.
Kaynak, KGK
Vergiye Uyumlu Mükelleflere Vergi İndirimi
Danıştay 3. Daire |
Tarih : 15.05.2023 |
Esas No : 2021/1220 Karar No : 2023/1766 |
GVK Md. Mük. 121 |
VERGİYE UYUMLU MÜKELLEFLERE VERGİ İNDİRİMİ |
Şirketin sorumlu sıfatıyla verdiği beyanname üzerine tahakkuk eden verginin, bankaya verilen talimata rağmen yasal süresinden sonra ödenmesinin vergiye tabi uyumlu mükelleflere uygulanan vergi indiriminden yararlanmasına engel teşkil etmediği hk.
İstemin Konusu: İstanbul 10. Vergi Mahkemesinin 27.12.2019 tarih ve E:2019/1108, K:2019/2385 sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 1. Vergi Dava Dairesinin 16.10.2020 tarih ve E:2020/865, K:2020/1221 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Dava Konusu İstem: Davacı şirket tarafından, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun mükerrer 121. maddesinde düzenlenen vergiye uyumlu mükelleflere uygulanan vergi indirimi gereğince, 2018 yılına ait kurumlar vergisi beyannamesi üzerinden hesaplanan verginin %5'i olan 311.254,86 TL'nin ödenmesi gereken kurumlar vergisinden indirilmesi gerektiği ihtirazi kaydıyla verilen beyanname üzerinden tahakkuk ettirilerek ödenen söz konusu tutarın ödeme tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte iadesi istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: 2018 yılının Mart dönemine ait sorumlu sıfatıyla verilen katma değer vergisi beyannamesi üzerine tahakkuk eden verginin vade tarihinden sonra ödendiğinden bahisle, davacı şirketin Gelir Vergisi Kanunu'nun mükerrer 121. maddesi uyarınca vergiye uyumlu mükellefler için getirilen %5 kurumlar vergisi indiriminden yararlandırılmadığı olayda, süresi içerisinde verilen beyanname üzerine tahakkuk eden verginin geç de olsa ödenerek vergisel yükümlülüklerin yerine getirildiği, davacı şirket tarafından ödeme süresi içinde ilgili bankaya ödeme talimatı verildiği dolayısıyla geç ödeme iradesinin oluşmadığı, kanun hükmünün getiriliş amacı da dikkate alındığında, davacı şirketin, vergiye uyumlu mükellef olmadığına yönelik değerlendirmenin, kişi ve toplum yararı arasındaki dengeyi bozucu nitelikte, hakkaniyete aykırı olduğu sonucuna varıldığından davacı şirketin söz konusu indirimden yararlandırılmamasında hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle, fazladan tahakkuk ettirilen tutarın 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 112. maddesinin 4. fıkrası uyarınca verginin tahsil edildiği tarihten düzeltme fişinin mükellefe tebliğ edildiği tarihe kadar geçen süre için 6183 sayılı Kanuna göre belirlenen tecil faizi oranında hesaplanacak faizi ile birlikte iadesine hükmedilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi Kararının Özeti: 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun mükerrer 121. maddesinde, indirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile bu yıldan önceki son iki yıla ait vergi beyannamelerinin kanuni süresinde verilmiş ve bu beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilerin kanuni süresinde ödenmiş olmasının vergi indiriminin uygulanma şartlarından biri olarak belirlendiği, 2018 yılının Mart dönemine ait sorumlu sıfatıyla verilen katma değer vergisi beyannamesi üzerine tahakkuk eden verginin vade tarihinden sonra ödendiği sabit olduğundan, davacının %5 oranındaki vergi indiriminden yararlandırılma imkanının bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusu kabul edilerek Vergi Mahkemesi kararı kaldırıldıktan sonra dava reddedilmiştir.
Temyiz Edenin İddiaları: Söz konusu yasal düzenlemenin getiriliş amacının vergi yükümlülüğüne uyum gösteren mükelleflerin teşvik edilmesi olduğu, iradeleri dışında vade tarihinden bir gün sonra 29,62 TL gecikme faizi ile birlikte ödedikleri vergi sebebiyle kamunun herhangi bir zarara uğramadığı, işledikleri fiil sonucu ortaya çıkan durumun ölçülülük ilkesine aykırılık teşkil ettiği ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
Karşı Tarafın Savunması: Savunma verilmemiştir.
Karar: Davacı şirket tarafından, 2018 yılının Mart dönemine ait sorumlu sıfatıyla verilen katma değer vergisi beyannamesi üzerine tahakkuk eden verginin, bankaya ödeme süresi içerisinde talimat verildiği halde, vade tarihinden sonra ödendiğinden 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun mükerrer 121. maddesinde düzenlenen vergiye uyumlu mükelleflere uygulanan vergi indiriminden yararlandırılmaması üzerine, 2018 yılına ait kurumlar vergisi beyannamesi üzerinden hesaplanan verginin %5'i olan 311.254,86 TL'nin ödenmesi gereken kurumlar vergisinden indirilmesi gerektiği ihtirazi kaydıyla verilen beyannameye istinaden ödenen söz konusu tutarın ödeme tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte iadesi istemiyle dava açılmıştır.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun "Vergiye Uyumlu Mükelleflere Vergi İndirimi" başlıklı mükerrer 121. maddesinde, ticari, zirai veya mesleki faaliyeti nedeniyle gelir vergisi mükellefi olanlar ile kurumlar vergisi mükelleflerinden (finans ve bankacılık sektörlerinde faaliyet gösterenler, sigorta ve reasürans şirketleri ile emeklilik şirketleri ve emeklilik yatırım fonları hariç olmak üzere), bu maddenin 2. fıkrasında belirtilen şartları taşıyanların yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannameleri üzerinden hesaplanan verginin %5'inin, ödenmesi gereken gelir veya kurumlar vergisinden indirileceği, şu kadar ki hesaplanan indirim tutarının her hâl ve takdirde 1 milyon Türk lirasından fazla olamayacağı, indirilecek tutarın ödenmesi gereken vergiden fazla olması durumunda kalan tutarın, yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihi izleyen bir tam yıl içinde mükellefin beyanı üzerine tahakkuk eden diğer vergilerinden mahsup edilebileceği, bu süre içinde mahsup edilemeyen tutarların red ve iade edilmeyeceği, gelir vergisi mükelleflerinin yararlanacağı indirim tutarının, ticari, zirai veya mesleki faaliyet nedeniyle beyan edilen kazançların toplam gelir vergisi matrahı içerisindeki oranı dikkate alınmak suretiyle hesaplanan gelir vergisi esas alınarak tespit edileceği, söz konusu indirimden faydalanabilmek için; 1. indirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile bu yıldan önceki son iki yıla ait vergi beyannamelerinin kanuni süresinde verilmiş (Kanuni süresinde verilen bir beyannameye ilişkin olarak kanuni süresinden sonra düzeltme amacıyla veya pişmanlıkla verilen beyannameler bu şartın ihlali sayılmaz.) ve bu beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilerin kanuni süresinde ödenmiş olması (Her bir beyanname itibarıyla 250 Türk lirasına kadar yapılan eksik ödemeler bu şartın ihlali sayılmaz.), 2. (1) numaralı bentte belirtilen süre içerisinde haklarında beyana tabi vergi türleri itibarıyla ikmalen, re'sen veya idarece yapılmış bir tarhiyat bulunmaması (Yapılan tarhiyatların kesinleşmiş yargı kararlarıyla veya 213 sayılı Vergi Usul Kanununun uzlaşma ya da düzeltme hükümlerine göre tamamen ortadan kaldırılmış olması durumunda bu şart ihlal edilmiş sayılmaz.), 3. İndirimin hesaplanacağı beyannamenin verildiği tarih itibarıyla vergi aslı (vergi cezaları dâhil) 1.000 Türk lirasının üzerinde vadesi geçmiş borcunun bulunmamasının şart olduğu hükmüne yer verilmiştir.
Maddenin genel gerekçesinde ise yatırımın, üretimin, istihdamın artırılması için yapılan yasal düzenlemelere ilave olarak hazırlanan kanun teklifiyle, vergiye gönüllü uyumun artırılması amacıyla, uyumlu gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin yıllık beyanname ile beyan ettikleri gelir ve kurumlar vergisinin belli bir kısmına kadar indirim yapılması yönünde düzenlemeler yapıldığı belirtilmektedir.
Vergisel yükümlülüklerini düzenli şekilde yerine getiren mükelleflerin kuralına yukarıda yer verilen düzenlemeler ile teşvik edilmesi ve ödüllendirilmesi suretiyle vergiye gönüllü uyumun dolayısıyla yatırımın, üretimin, istihdamın artırılması amaçlanmıştır.
Sorumlu sıfatıyla yasal süresi içinde verildiği hususu tartışmasız olan katma değer vergisi beyannamesi üzerinden tahakkuk eden verginin, bankaya ödeme süresi içerisinde verilen talimata rağmen yasal süresinden sonra ödendiği olayda iradesi verginin vadesinde ödenmesi yönünde oluşan ve hakkında 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun mükerrer 121. maddesinde sayılan diğer şartların ihlal edildiğine yönelik başkaca bir saptama bulunmayan davacının, %5 oranında vergi indirimi uygulamasından yararlandırılmamasının Kanun'un getiriliş amacına ve hakkaniyete uygun düştüğünden söz edilemeyeceğinden, yazılı gerekçeyle verilen Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle; Temyiz isteminin kabulüne, temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının bozulmasına oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.(*)
_______________________
(*) KARŞI OY: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından temyiz isteminin reddi ile temyize konu kararın onanması gerektiği oyuyla karara katılmıyorum.
Enflasyon Düzeltmesinde Hangi Kar Dağıtılacak?
Nisan ayı sonunda kadar verilecek Kurumlar Vergisi Beyannamesi ile 2023 yılı Bilançolarını Enflasyon Düzeltmesine tabi tutmayı ve Enflasyon Muhasebesini bilfiil uygulamaya geçiyoruz.
Vergi Usul Kanunu Mükerrer 298'e göre:
"Kazançlarını bilanço esasına göre tespit eden gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri fiyat endeksindeki artışın, içinde bulunulan dönem dahil son üç hesap döneminde yüzde 100'den ve içinde bulunulan hesap döneminde yüzde 10'dan fazla olması halinde malî tablolarını enflasyon düzeltmesine tâbi tutarlar. Enflasyon düzeltmesi uygulaması, her iki şartın birlikte gerçekleşmemesi halinde sona erer" hükmolunmuştu.
7352 sayılı kanun ile bir düzenleme yapılmış ve enflasyon düzeltmesi uygulaması 31.12.2023 tarihine ertelendi ve Nisan '2024 sonu itibariyle Enflasyon Düzeltmesini uygulanmış bilançoları Kurumlar Vergisi Beyannamesi ile birlikte vereceğiz.
Bugünkü yazımda, Enflasyon Düzeltmesi Yapılan Dönemde Hangi Kârın Dağıtıma Konu Edileceğini ve özellikli hususları paylaşacağım.
Enflasyon düzeltmesi yapılan dönemde hangi kârın dağıtıma konu edileceği
Şirketlerin kâr dağıtımının Türk Ticaret Kanununda (TTK) belirlenen esaslara göre yapılması gerekmektedir. Uygulamada, halka açık şirketlerin, SPK mevzuatına göre belirlenen kârlarını yine SPK’nın düzenlemelerinde öngörülen çerçevede dağıtıma konu ettiklerini, halka açık olmayan şirketlerin ise tek düzen hesap planı ve buna bağlı olarak Maliye Bakanlığının yayımlamış olduğu muhasebe sistemi uygulama genel tebliğlerinde belirlenen esaslar çerçevesinde tespit ettikleri kârları dağıtıma konu ettiklerini görmekteyiz.
Enflasyon düzeltmesinin yapıldığı dönemlerde halka açık şirketler tek düzen hesap planına göre belirlenen kâr ile SPK’nın enflasyon düzeltmesi esaslarına göre hesaplanan kârı karşılaştırmakta ve daha düşük olan kârı dağıtıma konu etmektedirler. Bu uygulamada, mali tablolarda oluşan kâr, VUK Mükerrer Madde 298 çerçevesinde yapılan enflasyon düzeltmesinin sonuçlarını da kapsamaktadır.
Halka açık olmayan şirketler bakımından kâr dağıtımında ise, enflasyon düzeltmesine göre tespit edilen kâr esas alınmalıdır. Zira, gerek TTK’nın değerleme prensiplerine göre kâr tespitine yönelik bir içtihat ve yerleşik bir düzenleme bulunmamakta, gerekse VUK enflasyon düzeltmesinin muhasebe sistemi uygulama genel tebliğleri ile genel kabul görmüş muhasebe prensiplerinden sayılmaktadır.
Kaldı ki, söz konusu uygulama, enflasyon muhasebesi uygulamasının mevzuatımızda yer almadığı dönemlere ilişkin kar tespiti ile paralellik göstermektedir. Bir başka ifade ile, enflasyon düzeltmesine göre tespit edilen kârın dağıtıma konu edilmesi, öteden beri uygulanmakta olan kar dağıtımı ile çelişmeyecektir.
Kâr dağıtımına esas tutarın belirlenmesinde enflasyon düzeltmesinden kaynaklanan geçmiş yıl zararlarının durumu
Vergi Usul Kanunu’nun Geçici 25. maddesinin 3/g bendinde, “Pasif kalemlere ait enflasyon fark hesapları, herhangi bir suretle başka bir hesaba nakledildiği veya işletmeden çekildiği takdirde, bu işlemlerin yapıldığı dönemlerin kazancı ile ilişkilendirilmeksizin bu dönemde vergiye tabi tutulur. Ancak, öz sermeye kalemlerine ait enflasyon farkları düzeltme sonucu oluşan geçmiş yıl zararlarına mahsup edilebilir veya kurumlar vergisi mükelleflerince sermayeye ilave edilebilir; bu işlemler kar dağıtımı sayılmaz” hükmü yer almaktadır.
Vergi Usul Kanunu’nun bu hükmüne göre, 31.12.2023 tarihli bilançonun düzeltilmesi sonucu ortaya çıkan geçmiş yıl zararlarının öz sermaye kalemlerine ait enflasyon farkları ile mahsup edilmesi mümkündür.
Diğer taraftan, Türk Ticaret Kanununun 470’inci maddesinde, safi kârın dağıtılabileceği belirtilmiştir. Bu açıdan bakıldığında, bilanço zararı kapatılmadan kâr dağıtımının mümkün olmadığı sonucuna ulaşılabilmektedir.
Ancak, Vergi Usul Kanunu’nun Geçici 25’inci maddesinde yer alan düzenlemeye göre, söz konusu geçmiş yıl zarar mahsubu yapıldıktan sonra dönem kârının dağıtılmasında bir herhangi bir engel görmemekteyiz.
ENFLASYON DÜZELTMESİ İŞLEMİNİN KAR DAĞITIMINA ETKİLERİ
Enflasyon düzeltmesi yapılan dönemde hangi kârın dağıtıma konu edileceği
Şirketlerin kâr dağıtımının Türk Ticaret Kanununda (TTK) belirlenen esaslara göre yapılması gerekmektedir. Uygulamada, halka açık şirketlerin, SPK mevzuatına göre belirlenen kârlarını yine SPK’nın düzenlemelerinde öngörülen çerçevede dağıtıma konu ettiklerini, halka açık olmayan şirketlerin ise tek düzen hesap planı ve buna bağlı olarak
Maliye Bakanlığının yayımlamış olduğu muhasebe sistemi uygulama genel tebliğlerinde belirlenen esaslar çerçevesinde tespit ettikleri kârları dağıtıma konu ettiklerini görmekteyiz.
Enflasyon düzeltmesinin yapıldığı dönemlerde halka açık şirketler tek düzen hesap planına göre belirlenen kâr ile SPK’nın enflasyon düzeltmesi esaslarına göre hesaplanan kârı karşılaştırmakta ve daha düşük olan kârı dağıtıma konu etmektedirler. Bu uygulamada, mali tablolarda oluşan kâr, VUK Mükerrer Madde 298 çerçevesinde yapılan enflasyon düzeltmesinin sonuçlarını da kapsamaktadır.
2023 yılı sonu itibariyle hem Vergi Usul Kanunu hem de Türkiye Finansal Raporlama Standartları- TFRS'ye göre enflasyon muhasebesi uygulanıyor.
Vergi Usul Kanunu'na göre ve Türkiye Finansal Raporlama Standartları'na göre hazırlayacağımız 2023 mali tablolarında farklı tutarlarda dönem kar veya zararı çıkması mümkündür.
Bu sonuçla hem Vergi usul Kanunu'na göre enflasyon muhasebesi öncesin ya da sonrası kar veya zarar, hem de Türkiye Finansal Raporlama Standartları- TFRS'ye göre enflasyon muhasebesi öncesi yada sonrası kar veya zarar çıkması muhtemel olacak.
Öncelikle şunu belirtelim;
Halka açık olmayan şirketler bakımından kâr dağıtımında ise, enflasyon düzeltmesine göre tespit edilen kâr esas alınmalıdır.
Zira, gerek TTK’nın değerleme prensiplerine göre kâr tespitine yönelik bir içtihat ve yerleşik bir düzenleme bulunmamakta, gerekse VUK enflasyon düzeltmesinin muhasebe sistemi uygulama genel tebliğleri ile genel kabul görmüş muhasebe prensiplerinden sayılmaktadır.
Kaldı ki, söz konusu uygulama, enflasyon muhasebesi uygulamasının mevzuatımızda yer almadığı dönemlere ilişkin kar tespiti ile paralellik göstermektedir. Bir başka ifade ile, enflasyon düzeltmesine göre tespit edilen kârın dağıtıma konu edilmesi, öteden beri uygulanmakta olan kar dağıtımı ile çelişmeyecektir.
Kâr dağıtımına esas tutarın belirlenmesinde enflasyon düzeltmesinden kaynaklanan geçmiş yıl zararlarının durumu
Bilindiği üzere, Vergi Usul Kanunu’nun Geçici 25. maddesinin 3/g bendinde, “Pasif kalemlere ait enflasyon fark hesapları, herhangi bir suretle başka bir hesaba nakledildiği veya işletmeden çekildiği takdirde, bu işlemlerin yapıldığı dönemlerin kazancı ile ilişkilendirilmeksizin bu dönemde vergiye tabi tutulur. Ancak, öz sermeye kalemlerine ait enflasyon farkları düzeltme sonucu oluşan geçmiş yıl zararlarına mahsup edilebilir veya kurumlar vergisi mükelleflerince sermayeye ilave edilebilir; bu işlemler kar dağıtımı sayılmaz” hükmü yer almaktadır.
Vergi Usul Kanunu’nun bu hükmüne göre, 31.12.2023 tarihli bilançonun düzeltilmesi sonucu ortaya çıkan geçmiş yıl zararlarının öz sermaye kalemlerine ait enflasyon farkları ile mahsup edilmesi mümkündür.
Diğer taraftan, Türk Ticaret Kanununun 470’inci maddesinde, safi kârın dağıtılabileceği belirtilmiştir. Bu açıdan bakıldığında, bilanço zararı kapatılmadan kâr dağıtımının mümkün olmadığı sonucuna ulaşılabilmektedir
Ancak, Vergi Usul Kanunu’nun Geçici 25’inci maddesinde yer alan düzenlemeye göre, söz konusu geçmiş yıl zarar mahsubu yapıldıktan sonra dönem kârının dağıtılmasında bir herhangi bir engel görmediğimi belirtmekte fayda görüyorum.
Bilançoya göre dağıtılabilecek kar rakamının tespiti
Yukarıda bahsettiğim üzere, 31.12.2023 düzeltme öncesi bilançoda yer alan geçmiş yıl karlarının, düzeltme sonrası aynı tarihli bilançoda geçmiş yıl zararı çıkması halinde dahi dağıtılması mümkün görülmektedir.
Şöyle ki; 31.12.2023 tarihli bilançoda dağıtıma konu edilebilir geçmiş yıllar karı bulunuyor ise, enflasyon muhasebesi sonucu farkları topladığımız düzeltme hesabı olan 698 Enflasyon Düzeltme Hesabının bakiyesi zarar sonucunu verse bile kar dağıtımının yapılabileceğini belirtelim.
Vergi Usul Kanunun'un yazımın başında yer verdiğim mükerrer 298/A maddesine göre; öz sermaye kalemlerine ait enflasyon farklarının düzeltme sonucu oluşan geçmiş yıl zararlarına mahsubunun imkanı bu kar dağıtımını olanaklı kılıyor.
Sermaye Piyasası Kurulu'nun kar dağıtımına ilişkin kararı
Sermaye Piyasası Kurulu 2024/14 sayılı bültende yayınlanan 07.03.2024 tarihli, 14/382 sayılı Kararı’nda;
31.12.2023 tarihi itibariyle sona eren hesap dönemlerine ait yıllık finansal raporlarından başlamak üzere “Türkiye Muhasebe Standardı 29 Yüksek Enflasyonlu Ekonomilerde Finansal Raporlama” (TMS 29) hükümlerini uygulamak suretiyle enflasyon muhasebesi uygulamasına geçişini müteakip, enflasyon muhasebesi uygulanması kapsamında muafiyet talepleri, kamuya yapılacak açıklamalar, özkaynak kalemlerinin sunumu, ilk uygulama nedeniyle oluşan geçmiş yıllar zararının mahsubu, enflasyon düzeltmesi nedeniyle oluşan kalemlerin kar dağıtımı ve iç kaynaklardan sermaye artırımı karşısındaki durumuna ilişkin olarak açıklamada bulunmuştur.
1- TMS/TFRS uyarınca hazırlanan finansal tabloların enflasyona göre ilk defa düzeltilmesi sonucunda oluşan geçmiş yıllar zararlarının endekslenmiş tutarlarının, Kurulumuzun kar dağıtımına ilişkin düzenlemeleri çerçevesinde, TMS/TFRS uyarınca enflasyona göre düzeltilmiş dağıtılabilir kar rakamı bulunurken indirim kalemi olarak dikkate alınmasına,
2- 2023 yılı kar payı tespit edilirken, kar dağıtım tablosunda karşılaştırma için sunulan 2023 yılı yasal kayıtları için yasal kayıtlarda yer alan enflasyona göre düzeltilmemiş dönem karı ile geçmiş yıl zararları tutarının esas alınmasına, ancak her halükarda dağıtılacak kar payı tutarının enflasyon düzeltmesi sonucunda yasal kayıtlarda yer alan ve dağıtıma konu edilebilecek kar dağıtım kalemleri içinde karşılığının bulunduğunun kontrolünün ilgili ihraççı ve yönetim kurulunun sorumluluğunda olduğuna,
3- Kurul düzenlemeleri kapsamında kar payı tespit edilirken, Türk Ticaret Kanunu’nun 519’uncu maddesini birinci ve üçüncü fıkraları uyarınca yasal yedeklere ilişkin yapılacak hesaplamalarda tescil edilmiş ödenmiş/ çıkarılmış sermaye tutarının dikkate alınmasına,
4- TMS/TFRS tablolarında enflasyona göre yapılan ilk düzeltme sonucunda ortaya çıkan geçmiş yıllar zararlarının endekslenmiş tutarları ile varsa sırasıyla dönem karı, dağıtılmamış geçmiş yıl karları, olağanüstü yedek akçe, emisyon pirimi dahil yasal yedek akçelerin ve söz konusu kalemlerinin enflasyon muhasebesine göre düzeltilmesinden kaynaklanan tutarların (düzeltme farklarının toplu olarak veya ilgili kalem ile birlikte dikkate alınması ihraççının takdirinde olmak üzere) diğer ilgili düzenlemelere uymak suretiyle mahsup edilebilmesine ve söz konusu mahsubun ilk yıl yapılmaması durumunda sonraki hesap dönemlerinde de gerçekleştirilebilmesine, mahsup işleminin yapılamaması veya yapılması durumlarında yönetim kurulunun gerekçesiyle birlikte bu durumu genel kurula sunmasına,
5- İlk enflasyon düzeltmesinden kaynaklanan geçmiş yıllar zararı mahsup edilmeden daha sonraki dönemlerde oluşan dönem zararlarının mahsup işlemine tabi tutulmamasına ve enflasyon düzeltmesinden kaynaklanan geçmiş yıllar zararları ile bunların endekslenmiş tutarları haricinde sermaye hesabına ilişkin düzeltme farklarının geçmiş yıllar zararlarının mahsubunda kullanılmamasına,
Buna göre; Sermaye Piyasası Kurulu verdiği kararla, halka açık şirketlerin kar dağıtımında enflasyon düzeltmesi yapılmış TFRS kar/zararını dikkate almalarını, ancak dağıtılacak karın enflasyon düzeltmesi öncesi Vergi Usul Kanunu'na göre hesaplanan dönem karını geçemeyeceğini belirtelim. Bora YARGIÇ
https://gazetebirlik.com/yazarlar/enflasyon-duzeltmesinde-hangi-kar-dagitilacak/
Danıştay'dan Son Dakika KKM Kararı: İptal Edildi!
Son dönemde yapılan ikincil düzenlemelerin birçoğu “yetki aşımı” iddiasıyla yargıya intikal ettiriliyor. Yargı ise, kanunlarda ilgili idarelere tanınan yetkinin sınırlarının aşılıp aşılmadığına bakıyor, mükelleflere kanunda yer almayan bir yükümlülük yükleyen ya da kanunda olmayan yeni bir düzenleme getiren ikincil mevzuatın (bu genellikle Genel Tebliğ oluyor) önce yürütmesini durduruyor, sonrasında ise iptaline karar veriyor. Artık bu tür kararlara sıkça rastlamaya başladık. Hemen belirtelim, hepsi birbirinden değerli, ders niteliğinde, önemli sonuçları olan kararlar.
Bu kararlardan birisi de, Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesabı kazançlarına ilişkin kurumlar vergisi istisnasının hesaplanma yöntemiyle ilgili (KVK. Mad. Geçici 14).
Danıştay, konu ile ilgili olarak çıkarılan Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nin ilgili bölümünün önce YÜRÜTMESİNİN DURDURULMASINA (YD), daha sonra ise İPTALİNE karar verdi!
Konu tam olarak ne ile ilgili?
Yabancı paraların Türk Lirası mevduat ve katılma hesaplarına dönüştürülmesinden elde edilen kazançlara ilişkin istisna düzenlemesi KVK’nın geçici 14. Maddesinde yer alıyor. Bu istisnanın usul ve esasları ise, Maliye tarafından 19 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği (Seri No:1)’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ ile belirlenmiş bulunuyor (11.02.2022 tarihli ve 31747 sayılı Resmi Gazete).
Söz konusu düzenlemede birden fazla istisna yer alıyor.
Danıştay’ın Maliye’yi şoke eden YD ve sonrasında verdiği iptal kararı, geçici 14. Maddenin 1. Fıkrasında yer alan “yabancı paraların dönem sonu değerlemesinden kaynaklanan kur farkı kazançlarına ilişkin istisnanın hesaplanma yöntemi” ile ilgili!
Yasal düzenleme nasıl?
Geçici 14/1. Maddeye göre, TL mevduat ve katılma hesaplarına dönüşümün desteklenmesi kapsamında dönüşüm kuru üzerinden TL’ye çevrilen hesaplar ile ilgili olarak; kurumların 31 Aralık 2021 tarihli bilançolarında yer alan yabancı paralarını, 2021 yılı dördüncü geçici vergi dönemine ilişkin beyannamenin verilme tarihine (17 Şubat 2022) kadar TL’ye çevirmeleri ve bu suretle elde edilen TL varlığı, bu kapsamda açılan en az üç ay vadeli TL mevduat ve katılma hesaplarında değerlendirmeleri durumunda,
1) Bu kapsamdaki yabancı paraların dönem sonu değerlemesinden kaynaklanan kur farkı kazançlarının 1 Ekim 2021 ila 31 Aralık 2021 tarihleri arasındaki döneme isabet eden kısmı,
2) 2021 yılı dördüncü geçici vergi dönemine ilişkin beyannamenin verilme tarihine (17 Şubat 2022) kadar Türk Lirasına çevrilen hesaplarla ilgili oluşan kur farkı kazançları ile söz konusu hesaplardan dönem sonu değerlemesinden kaynaklananlar da dâhil olmak üzere vade sonunda elde edilen faiz ve kâr payları ile diğer kazançlar (Merkez Bankası’nca yapılan destek ödemeleri)
kurumlar vergisinden istisna bulunuyor.
Maliye’ye göre istisna tutarının nasıl hesaplanması gerekiyor?
Maliye, 19 No.lu Tebliğin “40.3.1.1. Yabancı paraların dönem sonu değerlemesinden kaynaklanan kur farkı kazançlarına ilişkin istisna” başlıklı bölümünde, istisna tutarının nasıl hesaplanacağını ayrıntılı olarak açıklamış bulunuyor.
Söz konusu Tebliğde; 31 Aralık 2021 tarihli bilançolarında yer alan yabancı paraların, geçici 14. madde ve 1211 sayılı Kanunun ilgili hükmünde öngörülen süre ve şekilde Türk Lirası mevduat veya katılma hesaplarına dönüştüren kurumlar vergisi mükelleflerinin, söz konusu yabancı paralarının dördüncü geçici vergilendirme (1 Ekim 2021-31 Aralık 2021) dönemine ilişkin dönem sonu değerlemesinden kaynaklanan kur farkı kazançlarının kurumlar vergisinden istisna olduğu, mükelleflerin gerek dönem içi gerekse dönem sonu kur farkı kazançlarını muhtelif usullere göre belirleyebildikleri, ancak, istisnaya konu edilecek kur farkı gelirinin tespitine münhasır olmak üzere, dönem içi döviz çıkışlarında ve istisna tutarının hesaplanmasında ilgili hesaba giriş sırasının (FİFO) esas alınması gerektiği, 31 Aralık 2021 tarihli bilançonun "Bankalar Hesabında" yer alan yabancı paraların birden fazla döviz tevdiat hesabından oluşması halinde KVK’nın geçici 14. maddesi ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının ilgili mevzuatı çerçevesinde dönüştürülebilen döviz cinslerine ilişkin döviz tevdiat hesaplarının istisna tutarının belirlenmesinde birlikte dikkate alınacağı, istisna hesabında aynı döviz cinsinden döviz tevdiat hesapları birlikte dikkate alınacağından, bu hesaplar arasında yapılan aktarma işlemlerinin giriş çıkış olarak değerlendirilemeyeceği net bir şekilde belirtiliyor.
İstisna hesaplama yöntemi tartışmalara neden olmuştu!
Maliye’nin istisna tutarını hesaplama yöntemi kamuoyunda büyük tartışmalara ve itirazlara neden oldu. Çünkü, bu hesaplama yöntemi, yararlanılacak istisna tutarının olması gerekenden daha az hesaplanmasına neden oluyordu. Bu yönteme göre istisna tutarını düşük hesaplayan mükelleflerin büyük bir kısmı 2021 hesap dönemi kurumlar vergisi beyanlarını ihtirazî kayıtla verip, dava açtı.
Hesaplama yönteminden olumsuz etkilenen bir mükellef dava açtı!
Maliye’nin 19 No.lu Tebliğde açıkladığı hesaplama yöntemine göre hesaplama yapan ancak istisna tutarını olması gerekenden daha düşük hesaplayan bir mükellef YD talepli iptal davası açtı.
Danıştay Tebliğin hesaplama yöntemine ilişkin kısmının yürütmesini durdurdu!
Evet, Danıştay, açılan bu dava sonucunda, 19 No.lu Tebliğin istisna tutarını hesaplama yöntemiyle ilgili açıklamaların yer aldığı “40.3.1.1. Yabancı paraların dönem sonu değerlemesinden kaynaklanan kur farkı kazançlarına ilişkin istisna” başlıklı bölümünün, “KVK’nın geçici 14. maddesinde, istisna edilecek tutarların hesaplanmasında hangi yöntemin uygulanacağı veya istisna hesabında aynı döviz cinsinden döviz tevdiat hesaplarının birlikte dikkate alınıp alınmayacağı konusunda bir belirlemenin yapılmadığı, ayrıca maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasların Hazine ve Maliye Bakanlığı’nca belirlenebileceğine dair davalı idareye bir yetki de verilmediği dikkate alındığında, Kanunda Hazine ve Maliye Bakanlığı’na bir yetki verilmemesine rağmen istisna uygulamasına ilişkin olarak çeşitli usul ve esasların belirlendiği anlaşılan dava konusu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği'nde Değişiklik Yapılmasına Dair 19 Seri No.lu Tebliğin "40.3.1.1. Yabancı Paraların Dönem Sonu Değerlemesinden Kaynaklanan Kur Farkı Kazançlarına İlişkin İstisna” bölümünde hukuka uygunluk bulunmadığı ve uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararların doğmasına yol açabileceği” gerekçesiyle yürütmesini durdurdu (Danıştay 4. Dairesi’nin 28.11.2022 tarihli ve E.2022/5130 sayılı Kararı).
Maliye karara itiraz etti?
Maliye, konuyu Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu (VDDK)’na taşıyarak itiraz etti.
Danıştay VDDK, Maliye’nin itirazını reddetti!
Danıştay VDDK, YD kararında yer alan gerekçeleri dikkate alarak, Maliye’nin itirazını reddetti (Danıştay VDDK’nın 25.01.2023 tarihli ve İtiraz No: 2023/01 sayılı Kararı).
Bu arada Danıştay’da ilginç bir değişiklik oldu!
Bu arada Danıştay’da dikkat çeken ciddi bir gelişme oldu: YD ret kararını veren Danıştay 4. Dairesi’nin görev alanı değiştirilerek, idari dava dairesi olarak görevlendirildi; gelir, kurumlar ve KDV’ye ilişkin Cumhurbaşkanı Kararları ve düzenleyici diğer işlemlere karşı açılan iptal davalarına ilk derece olarak Danıştay 3. Dairesi’nin bakmasına karar verildi (20.07.2023 tarihli ve 32254 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Danıştay Başkanlık Kurulu’nun 19.07.2023 tarihli ve 2023/32 ve 2023/33 sayılı Kararları).
Yani, söz konusu dava ile ilgili dosya Danıştay 3. Dairesi’ne aktarıldı!
Danıştay 3. Dairesi Tebliğin hesaplama yöntemiyle ilgili kısmını iptal etti!
Danıştay 3. Dairesi, Kurumlar Vergisi Genel Tebliği'nde Değişiklik Yapılmasına Dair 19 Seri No.lu Tebliğin ”40.3.1.1Yabancı Paraların Dönem Sonu Değerlemesinden Kaynaklanan Kur Farkı Kazançlarına ilişkin İstisna" başlıklı bölümünü iptal etti (Danıştay 3. Dairesi’nin 29.11.2023 tarihli ve E.2023/3106, K.2023/4982 sayılı Kararı).
Söz konusu Karar’da yer alan iptal gerekçesi şu şekilde:
“5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'na eklenen geçici 14. maddesinde, kurumların 31/12/2021 tarihli bilançolarında yer alan yabancı paralarını, dördüncü geçici vergi dönemine ilişkin beyannamenin verilme tarihine kadar Türk lirasına çevirmeleri ve bu suretle elde edilen Türk lirası varlığı, bu kapsamda açılan en az üç ay vadeli Türk lirası mevduat ve katılma hesaplarında değerlendirmeleri durumunda yabancı paraların dönem sonu değerlemesinden kaynaklanan kur farkı kazançlarının 01/10/2021 ila 31/12/2021 tarihleri arasındaki döneme isabet eden kısmının kurumlar vergisinden müstesna olduğunun belirtildiği ancak istisna edilecek tutarların hesaplanmasında hangi yöntemin uygulanacağı konusunda veya istisna hesabında aynı döviz cinsinden döviz tevdiat hesaplarının birlikte dikkate alınıp alınmayacağı konusunda bir belirlemenin yapılmadığı ayrıca maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasların Hazine ve Maliye Bakanlığı'nca belirlenebileceğine dair davalı idareye bir yetki de verilmediği dikkate alındığında, davalı Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından çıkarılan tebliğ ile istisna uygulamasına ilişkin bazı usul ve esasların belirlenmesinde ve mükelleflere bu konuda bir yükümlülük getirilmesinde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Bu nedenle, Kanunda Hazine ve Maliye Bakanlığı'na bir yetki verilmemesine rağmen istisna uygulamasına ilişkin olarak çeşitli usul ve esasların belirlendiği anlaşılan dava konusu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği'nde Değişiklik Yapılmasına Dair 19 Seri No.lu Tebliğin ”40.3.1.1Yabancı Paraların Dönem Sonu Değerlemesinden Kaynaklanan Kur Farkı Kazançlarına ilişkin İstisna" başlıklı alt bölümünde hukuka uygunluk bulunmadığı anlaşıldığından, söz konusu bölümün iptali gerekmektedir.”
Karar oybirliği mi yoksa oyçokluğu ile mi alındı?
Danıştay 3. Dairesi söz konusu kararı oybirliği ile aldı.
İptal kararı kesin mi?
Hayır, kesin değil. Danıştay 3. Dairesi tarafından verilen bu karara karşı Danıştay VDDK nezdinde temyiz yolu açık.
Maliye, isterse bu kararın kendisine tebliğ tarihini izleyen 30 gün içinde temyiz yoluna başvurabilir.
Danıştay VDDK’dan ters bir karar çıkabilir mi?
Yukarıda da ifade edildiği üzere, Maliye, bu dava ile ilgili olarak Danıştay 4. Dairesi tarafından verilen YD kararına itiraz etmiş, Danıştay VDDK da, YD kararında yer alan gerekçelerle Maliye’nin itirazını reddetmişti!
Danıştay 3. Dairesi söz konusu YD kararında yer alan gerekçelerle anılan Tebliğin ilgili bölümünü iptal etti. Bu defa, konu tekrar temyiz talebiyle Danıştay VDDK’ya gidecek. Sizce Danıştay VDDK daha önce verdiği kararı değiştirir mi?
Danıştay VDDK’nın daha önce verdiği kararı değiştirmesi beklenmiyor.
Sonuç olarak;
Hemen herkes bu konuda bir iptal kararı bekliyordu. Sonuçta öyle de oldu, Danıştay 3. Dairesi beklenen iptal kararını verdi. İptal kararındaki ana gerekçe; KVK’nın geçici 14. maddesinde ve madde hükmünün dayanağı olan 7352 sayılı Kanunda, Hazine ve Maliye Bakanlığı’na istisna uygulamasının usul ve esaslarının belirlenmesine yönelik verilmiş bir yetkinin bulunmaması ve normlar hiyerarşisine göre, hiyerarşik sıralamada daha altta yer alan genel tebliğlerin, kendisinden üstte bulunan kanun ve yönetmelik hükümlerine aykırı hükümler içeremeyeceği, alt norm niteliğindeki düzenleyici işlemlerin, bir hakkın kullanımını üst normlarda öngörülmeyen bir şekilde daraltamayacağı veya kısıtlayamayacağı şeklinde!
Gerçekten de, iptal kararının gerekçesi tam bir ders niteliğinde!
https://www.ekonomim.com/kose-yazisi/danistay-maliyenin-kkm-istisna-hesabini-iptal-etti/736797
Enflasyon Düzeltmesine İlişkin Tereddütler Ve Öneriler
Son zamanlarda verginin ana gündemi enflasyon düzeltmesi. İlk olarak 2003 ve 2004 yıllarında uygulanan enflasyon düzeltmesi, yaklaşık yirmi yıl sonra istenmeyen bir misafir gibi görkemli bir sessizlik ve sorgusuz bir kabullenişle hayatımıza tekrar dâhil olmuştur.
Enflasyon düzeltmesi, paranın satın alma gücündeki değişmeler nedeniyle gerçek durumu ifade edemeyen mali tabloların, gerçek durumu ifade eder hale gelmelerini sağlamak üzere düzeltme işlemine tabi tutulması şeklinde tanımlanmaktadır. Enflasyon düzeltmesinin amacı ise; mali tabloların yüksek enflasyonun etkisinden arındırılması ve böylece vergileme üzerindeki enflasyondan kaynaklanan olumsuzlukların giderilmesini temin etmektir. Konuya ilişkin açıklamalar 555 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu (VUK) Genel Tebliğinde yapılmış, 165 Sayılı VUK Sirkülerinde ise örneklere yer verilmiştir. Her vergisel konuda olduğu gibi, bu konu da detaylara girilmeden önce; düzenlemenin temel esaslarının, konuluş amacı ile doğuracağı muhtemel sonuçların tartışılması önemli ve gereklidir.
VUK’un geçici 33’üncü maddesi uyarınca; 31/12/2023 tarihli mali tablolar, enflasyon düzeltmesi şartlarının oluşup oluşmadığına bakılmaksızın enflasyon düzeltmesine tabi tutulur. Yapılan enflasyon düzeltmesinden kaynaklanan kâr/zarar farkı geçmiş yıllar kâr/zararı hesabında gösterilir. Bu şekilde tespit edilen geçmiş yıl kârı vergiye tabi tutulmaz, geçmiş yıl zararı zarar olarak kabul edilmez. Bu düzenlemelerin anlamı; 2023 yılına ilişkin enflasyon düzeltmesinin vergisiz olacağı, bir başka ifadeyle vergisel etki meydana getirmeyeceğidir.
Esasen mesele de bu noktadan sonra başlamaktadır. Zira enflasyon düzeltmesi, 2024 ve müteakip dönemlerde (geçici vergilendirme dönemleri dâhil olmak üzere) gelir veya kurumlar vergisi matrahlarını etkileyerek vergisel sonuç meydana getirecektir. Bahsedilen vergisel etki her mükellefin bilançosuna göre farklılık arz edecektir. Bununla birlikte enflasyon düzeltmesi genel olarak; parasal olmayan aktif varlıkları (stok, bina, makine gibi), parasal olmayan pasif varlıkları ile özkaynaklarına göre nispeten güçlü olanlar için matrah artırıcı, tersi durumda ise matrah azaltıcı etki doğuracaktır.
Örneğin 15/01/2024 tarihinde 1.000.000-TL tutarında ticari mal satın alan bir mükellef, bu ticari malı 31/03/2024 tarihinde (ilk geçici vergi dönemi) henüz elden çıkarmamışsa ve 2024 yılının ilk geçici vergi döneminde düzeltme katsayısının da 1,15 olduğu varsayılırsa, stok değeri 31/03/2024 tarihinde 1.150.000-TL olacaktır. Bu halde sadece söz konusu ticari malın matraha etkisi (1.150.000 - 1.000.000=) 150.000-TL olarak gerçekleşecek ve bu tutarın vergisi ödenecektir. Konu, elbette bu kadar basit olmamakla birlikte bahsedilen şekilde temellenmektedir. Örnekteki ticari mal ikinci geçici vergi döneminde 03/05/2024 tarihinde 1.200.000-TL satılırsa, 31/03/2024 tarihinde enflasyon düzeltmesinde kaynaklanan 150.000-TL’lik tutar maliyete ekleneceğinden, satış kârı (1.200.000 - 1.150.000=) 50.000-TL olacaktır. Örnekten anlaşılacağı üzere, enflasyon düzeltmesi yapılsa da yapılmasa da satıştan elde edilen kâr toplamda 200.000-TL’dir. Ancak enflasyon düzeltmesi yapıldığı durumda, söz konusu kârın 150.000-TL’lik kısmı 2024 yılının birinci geçici vergi döneminde beyan edilip vergisi ödenecektir. Enflasyon düzeltmesinin yapılmaması durumunda ise kârın tamamı 2024 yılının ikinci geçici vergi döneminde beyan edilip vergisi ödenecektir.
Bu açıklamalara göre; enflasyon düzeltmesi örnekteki gibi durumlarda, bir nevi peşin vergiye dönüşmektedir. Hatta bu vergiyi, enflasyon vergisi şeklinde adlandırmak mümkündür. Zira aktifte bulunan; stok, arsa, arazi, fabrika binası, makine, tesis, demirbaş gibi iktisadi kıymetlerin enflasyon nedeniyle artan değerleri üzerinden vergi salınmaktadır.
Böylesi bir durumda; bir verginin kaynağının enflasyon olup olamayacağı, bu verginin Anayasanın mali güce göre vergilendirme, mülkiyet hakkı gibi ilkelerine uygunluğu, evrensel vergilendirme ilkeleri ve konuluşundaki amaç ile örtüşüp örtüşmediği hususları öncelikli tartışma konusu olmalıdır. Bu tartışma konularını olumlu bir sonuçla bitirmek mümkün görülmüyor. Ayrıca ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik konjonktürün, vergili enflasyon düzeltmesine uygun olmadığı da izahtan varestedir. Diğer yandan bu tartışma konularının genişletilmesi mümkün ve memnuniyet vericidir. Tenkit eden çözüm sunmakla da mükellefse, bizim önerilerimiz şu şekildedir:
1-2023 yılına ilişkin vergisiz enflasyon düzeltmesi yapılmalı, 2024 ve müteakip dönemlerde vergili enflasyon düzeltmesi yapılmamalıdır.
2-Vergili enflasyon düzeltmesi mutlaka yapılacaksa, mükellefin tercihine bırakılmalıdır. İsteyen enflasyon düzeltmesini yapar ve çıkması halinde vergisini öder, istemeyen yapmaz.
3-Vergili enflasyon düzeltmesi mutlaka yapılacak ve mükellefin tercihine bırakılmayacaksa; bu işlemden kaynaklanan vergi için indirimli bir oran belirlenmelidir. Nasıl ki Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 32’nci maddesi uyarınca; ihracatçılara % 5, imalatçılara % 1 oranında indirim yapılıyorsa, enflasyon düzeltmesinden kaynaklanan kazançlar için de bu yönde bir uygulama yapılmalıdır.
Diğer yandan enflasyon düzeltmesi mutlaka yapılacaksa, geçici vergi dönemlerinde değil, bir kez olmak üzere sadece yılsonlarında yapılmalıdır.
4-Yazının ilk kısmında belirtildiği üzere, enflasyon düzeltmesine ilişkin açıklamalar 555 Sıra No’lu VUK Genel Tebliğinde yapılmıştır. Tebliğ aşırı derece yorucu, uzun ve detay içermektedir. Sahadan yansıyan en önemli tepki ise anlamakta çekilen güçlükle ilgilidir. Konu hakkında en azından bundan sonraki düzenlemeler basit ve anlaşılır bir şekilde kaleme alınmalıdır.
2024 yılının birinci geçici vergi beyan dönemi olan Mayıs 2024 döneminde vergili enflasyon düzeltmesinin başlamasıyla birlikte, yazının ilk kısmında zikredilen görkemli sessizliğin çok hızlı bir şekilde bozulması muhtemeldir. Umarız ki enflasyon düzeltmesi “kırk satır mı, kırk katır mı?” hikayesine dönüşmez.Dr. İsmail PAMUK-Yeminli Mali Müşavir
https://www.ekonomim.com/kose-yazisi/enflasyon-duzeltmesine-iliskin-tereddutler-ve-oneriler/736799
GİB Beyannamelerde Güncelleştirme Yaptı
Gelir İdaresi Başkanlığınca, 2023 yılı vergilendirme dönemine ilişkin verilmesi gereken “Kurumlar Vergisi Beyannamesi" ve 2024/1. dönem kurum geçici vergi beyannamesi güncellenerek uygulamaya açılmıştır.
Yapılan güncellemelerden öne çıkan husus ise, 2024 yılı vergilendirme döneminden itibaren geçici vergi beyanlarında Tek Düzen Hesap Planı kullanan mükelleflerin cari döneme ilişkin bilanço bilgilerini beyan etmeleri zorunlu hale gelmiştir. Buna istinaden "Ekler" kulakçığına "Bilanço" başlığı altına "Aktif" ve "Pasif" tabloları eklenmiştir.
Güncellenen beyannamelerde yapılan değişiklikler aşağıdaki gibidir:
A) KURUMLAR VERGİSİ BEYANNAMESİ DEĞİŞİKLİKLERİ
2023 Yılı kazançlarının beyan edileceği Kurumlar Vergisi Beyannamesinde aşağıdaki değişiklikler yapılmıştır.
- "Kazanç ve İlaveler" kulakçığının "Zarar Olsa Dahi İndirilecek İstisna ve İndirimler" bölümünde aşağıdaki değişiklikler yapılmıştır.
İstisna/İndirim Kodu |
Eski Açıklama |
Yeni Açıklama |
298 |
İştirak Kazançları (K.V.K. Mad. 5/1-a-3) (GSYF ve GSYO'lardan) |
İştirak Kazançları (K.V.K. Mad. 5/1-a-3) (GSYO'ların hisse senetlerinden elde ettikleri kar payları ve katılma paylarının fona iadesinden doğan gelirler ile bu fonların katılma paylarının değerlenmesinden kaynaklanan değer artış kazançları) |
300 |
İştirak Kazançları (K.V.K. Mad. 5/1-a-5) (GSYF, GYO'lar ve diğer yatırım fonlarına katılma paylarının değerlenmesinden kaynaklanan değer artış kazançları) |
İştirak Kazançları (K.V.K. Mad. 5/1-a-5) (Diğer yatırım fonlarına katılma paylarının değerlenmesinden kaynaklanan değer artış kazançları) |
385 |
(YENİ) |
Yurtdışı İştirak Kazançları (K.V.K. Mad. 5/1-b) (Ödenmiş sermayenin en az %50'sine sahip olunmak suretiyle iştirak edilen yurt dışı kurumlardan elde edilen ve yarısı istisna kapsamında olan kazançlar) |
386 |
(YENİ) |
ÇVÖA kapsamında istisna olarak beyan edilen iştirak kazançları |
- "Kazanç ve İlaveler" kulakçığının "Kazancın Bulunması Halinde İndirilecek İstisna ve İndirimler" bölümüne aşağıdaki istisna/indirim kodları eklenmiştir.
İstisna/İndirim Kodu |
Açıklama |
460 |
Sponsorluk Harcamaları (K.V.K. Mad. 10/1-b) (Profesyonel spor dalları) |
461 |
Sponsorluk Harcamaları (K.V.K. Mad. 10/1-b) (Amatör spor dalları) |
462 |
Türkiye Kızılay Derneğine Yapılan Nakdi Bağış ve Yardımlar (KVK Mad.10/1-f) |
463 |
Türkiye Yeşilay Cemiyetine Yapılan Nakdi Bağış ve Yardımlar (KVK Mad.10/1-f) |
464 |
Aile ve Gençlik Fonuna yapılan bağış ve yardımlar (7474 s. Kanun Mad. 6) |
465 |
Afet Yeniden İmar Fonuna yapılan bağış ve yardımlar (7441 s. Kanun Mad. 7) |
466 |
Uludağ Alan Başkanlığına yapılan bağış ve yardımlar ile sponsorluk harcamaları (7432 s. Kanun Mad.8) |
467 |
İstanbul Finans Merkezi Bölgesinde faaliyette bulunan kurumların elde ettikleri kazançlarda indirim (10/1-i) |
- "Vergi Bildirimi" kulakçığında bulunan
- 7440 sayılı Kanunun Geçici 1 inci Maddesi Kapsamında Kurumlar Vergisine Yönelik Artırılan Matrah
- Toplam Kurumlar Vergisi Matrahı
- Ödenmesi Gereken Ek Vergi
kaldırılmıştır.
- "Ek Vergi Bildirimi" kulakçığı kaldırılmıştır.
- Enflasyon düzeltmesine tabi tutulacak mali tablolar ve yapılacak düzeltme işlemlerinin usul ve esasları 30/12/2023 tarihli ve ikinci mükerrer 32415 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 555 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile belirlenmiştir. 20.02.2024 tarihinde ise 165 No.lu Sirküler ile uygulamaya yönelik açıklamalar yapılmıştır. Buna istinaden:
a. "Ekler" kulakçığında yer alan "Ayrıntılı Bilanço ve Ayrıntılı Gelir Tablosu", "Tek Düzen Hesap Planı" bölümündeki "Aktif" ve "Pasif" tablolarına, "Enflasyon Düzeltmesi Sonrası Cari Dönem" sütunu eklenmiştir.
b. "Ekler" kulakçığına "Farklı Muhasebe Tekniği Kullanan Kurumlarda Enflasyon Düzeltmesi" tablosu eklenmiştir.
6. "Ekler" kulakçığında yer alan "Teknoloji Geliştirme Bölgelerinde Elde Edilen Kazançlar" tablosunda aşağıdaki değişiklikler yapılmıştır.
İstisna/İndirim Kodu Kodu Açıklama |
Açıklama |
88 |
Çankırı Teknoloji Geliştirme Bölgesi |
89 |
Giresun Teknoloji Geliştirme Bölgesi |
90 |
İTÜ Teknopark Teknoloji Geliştirme Bölgesi |
91 |
Kadir Has Üniversitesi Silivri Teknoloji Geliştirme Bölgesi |
“55” kodlu Muallimköy Teknoloji Geliştirme Bölgesi", "Bilişim Vadisi Teknoloji Geliştirme Bölgesi" olarak güncellenmiştir.
- “Ekler” kulakçığında yer alan “Teknogirişim Sermaye Desteği” tablosunda bulunan “Teknoloji Bölgeleri” sütunu kaldırılmıştır.
- “Ekler” kulakçığına “KVK 5/1-a Maddesine Göre Yurtiçi İştirak Kazancı İstisnasına İlişkin Bilgiler” tablosu eklenmiştir. “Kazanç ve İlaveler” kulakçığının “Zarar Olsa Dahi İndirilecek İstisna ve İndirimler” bölümünde yeralan 297, 298, 299, 300, 306 ve 307 no.lu satırlara bilgi girişi yapılması durumunda bu tablonun doldurulması gerekmektedir.
- “Ekler” kulakçığına “KVK 5/1-b Maddesine Göre Yurt Dışı İştirak Kazancı İstisnasına İlişkin Bilgiler” tablosu eklenmiştir. “Kazanç veİlaveler” kulakçığının "Zarar Olsa Dahi İndirilecek İstisna ve İndirimler” bölümünde yer alan “317 kodlu Yurtdışı İştirak Kazançları (K.V.K. Mad. 5/1-b)” satırına bilgi girişi yapan mükelleflerin bu tabloya doldurmaları gerekmektedir.
- “Ekler” kulakçığına “KVK 5/1-c Maddesine Göre Yurt Dışı İştirak Satış Kazancı İstisnasına İlişkin Bilgiler” tablosu eklenmiştir. “Kazanç ve İlaveler” kulakçığının “Zarar Olsa Dahi İndirilecek İstisna ve İndirimler” bölümünde yer alan “318 kodlu Tam Mükellef Anonim Şirketlerin Yurtdışı İştirak Hisseleri Satış Kazançları (K.V.K. Mad. 5/1-c)” satırına bilgi girişi yapan mükelleflerin bu tabloya doldurmaları gerekmektedir.
- "Ekler" kulakçığına "KVK 5/1-g maddesine Göre Şube Kazancı İstisnasına İlişkin Bilgiler" tablosu eklemiştir. "Zarar Olsa Dahi İndirilecek İstisna ve İndirimler” bölümünde yer alan “322 kodlu Yurtdışı Şube Kazançları (K.V.K. Mad. 5/1-g)” satırına bilgi girişi yapan mükelleflerin bu tabloya doldurmaları gerekmektedir.
- “Kazanç ve İlaveler” kulakçığının “Zarar Olsa Dahi İndirilecek İstisna ve İndirimler” bölümünde yer alan318 kodlu Tam Mükellef Anonim Şirketlerin Yurtdışı İştirak Hisseleri Satış Kazançları (K.V.K. Mad. 5/1-c), 319 kodlu Emisyon Primi Kazancı (K.V.K. Mad. 5/1-ç), 311 kodlu Teknoloji Geliştirme Bölgelerinde Elde Edilen Kazançlar (Yönetici Şirketler) istisnalarındananonim şirketler dışındaki mükelleflerin yararlanması engellenmiştir.
B) 2024/1 VERGİLENDİRME DÖNEMİNE İLİŞKİN KURUM GEÇİCİ VERGİ BEYANNAMESİ DEĞİŞİKLİKLERİ
2024/1 Kurum Geçici Vergi Beyannamesinde aşağıdaki değişiklikler yapılmıştır.
- “Kazanç ve İlaveler” kulakçığının “Zarar Olsa Dahi İndirilecek İstisna ve İndirimler” bölümünde aşağıdaki değişiklikler yapılmıştır.
İstisna/İndirim Kodu |
Eski Açıklama |
Yeni Açıklama |
298 |
İştirak Kazançları (K.V.K. Mad. 5/1-a-3) (GSYF ve GSYO'lardan) |
İştirak Kazançları (K.V.K. Mad. 5/1-a-3) (GSYO'ların hisse senetlerinden elde ettikleri kar payları ve katılma paylarının fona iadesinden doğan gelirler ile bu fonların katılma paylarının değerlenmesinden kaynaklanan değer artış kazançları) |
300 |
İştirak Kazançları (K.V.K. Mad. 5/1-a-5) (GSYF, GYO'lar ve diğer yatırım fonlarına katılma paylarının değerlenmesinden kaynaklanan değer artış kazançları) |
İştirak Kazançları (K.V.K. Mad. 5/1-a-5) (Diğer yatırım fonlarına katılma paylarının değerlenmesinden kaynaklanan değer artış kazançları) |
388 |
(YENİ) |
Yurtdışı İştirak Kazançları (K.V.K. Mad. 5/1-b) (Ödenmiş sermayenin en az %50'sine sahip olunmak suretiyle iştirak edilen yurt dışı kurumlardan elde edilen ve %50’si istisna kapsamında olan kazançlar) |
Diğer taraftan
- "361 kodlu Yurt dışı iştirak hissesi satış kazancı (7143 sayılı Kanun 10/13 md.)"
- "362 kodlu Yurt dışı iştirak kazançları (7143 sayılı Kanun 10/13 md.)"
- "363 kodlu Yurt dışı şube kazançları (7143 sayılı Kanun 10/13 md.)"
- "364 kodlu Yurt dışı tasfiye kazançları (7143 sayılı Kanun 10/13 md.)"
satırları kaldırılmıştır.
- “Kazanç ve İlaveler” kulakçığının “Kazancın Bulunması Halinde İndirilecek İstisna ve İndirimler” bölümüne aşağıdaki istisna/indirim kodları eklenmiştir.
İstisna/İndirim Kodu |
Açıklama |
460 |
Aile ve Gençlik Fonuna yapılan bağış ve yardımlar (7474 s. Kanun Mad. 6) |
461 |
Afet Yeniden İmar Fonuna yapılan bağış ve yardımlar (7441 s. Kanun Mad. 7) |
462 |
Uludağ Alan Başkanlığına yapılan bağış ve yardımlar ile sponsorluk harcamaları (7432 s. Kanun Mad. 8) |
Diğer taraftan, “111 kodlu VUK 325/A'ya Göre Girişim Sermayesi Fonu Olarak Ayrılan Tutarlar(KVK Mad. 10/1-g)” satırı kaldırılmıştır.
- “Ekler” kulakçığında yer alan “Teknoloji Geliştirme Bölgelerinde Elde Edilen Kazançlar” tablosunda aşağıdaki değişiklikler yapılmıştır.
İstisna/İndirim Kodu Kodu Açıklama |
Açıklama |
191 |
Çankırı Teknoloji Geliştirme Bölgesi |
192 |
Giresun Teknoloji Geliştirme Bölgesi |
193 |
İTÜ Teknopark Teknoloji Geliştirme Bölgesi |
194 |
Kadir Has Üniversitesi Silivri Teknoloji Geliştirme Bölgesi |
- "Ekler" kulakçığındaki "Kanunen Kabul Edilmeyen Giderler" tablosunda bulunan
- "6736 s.K. kapsamında oluşan KKEG"
- "7143 s.K. kapsamında oluşan KKEG"
satırları kaldırılmıştır.
- 2024 yılı vergilendirme döneminden itibaren geçici vergi beyanlarındaTek Düzen Hesap Planı kullanan mükelleflerin cari döneme ilişkin bilanço bilgilerini beyan etmelerigerekmektedir. Buna istinaden “Ekler” kulakçığına “ Bilanço ” başlığı altına “Aktif” ve "Pasif” tabloları eklenmiştir. www.verginet.net
Geri Kazanım Katılım Payı Beyannamesinde Değişiklik
Geri kazanım katılım payı beyannamesindeki plastik poşetten elde edilen katılım payı tutarı ile piyasaya arz edilen ürünlerdeki GEKAP birim tutarları Beyanname Düzenleme Programında güncellenmiştir.
2023 Yılı Kurumlar Vergisi Beyannamesi Uygulamaya Açıldı
2023 yılı vergilendirme dönemine ilişkin verilmesi gereken “Kurumlar Vergisi Beyannamesi” uygulamaya açılmıştır. Beyannamelerini e-Beyanname sisteminden verecek olan mükelleflerimizin Dijital Vergi Dairesi uygulaması üzerinden “Gerekli Programlar” menüsü altında yer alan Beyanname Düzenleme Programı’nı indirerek güncellemeleri gerekmektedir. Ayrıntılı bilgi için duyuru eklerine bakınız.
Duyuru Ekini İndirmek İçin Tıklayınız
Kurum Geçici Vergi Beyannamesi Uygulamaya Açıldı
2024/1. dönem kurum geçici vergi beyannamesi uygulamaya açılmıştır. Beyannamelerini e-Beyanname sisteminden verecek olan mükelleflerimizin Dijital Vergi Dairesi uygulaması üzerinden “Gerekli Programlar” menüsü altında yer alan Beyanname Düzenleme Programı’nı indirerek güncellemeleri gerekmektedir. Ayrıntılı bilgi için duyuru eklerine bakınız.
Duyuru Ekini İndirmek İçin Tıklayınız
Gelir Geçici Vergi Beyannamesi Uygulamaya Açıldı
2024/1. dönem gelir geçici vergi beyannamesi uygulamaya açılmıştır. Beyannamelerini e-Beyanname sisteminden verecek olan mükelleflerimizin Dijital Vergi Dairesi uygulaması üzerinden “Gerekli Programlar” menüsü altında yer alan Beyanname Düzenleme Programı’nı indirerek güncellemeleri gerekmektedir. Ayrıntılı bilgi için duyuru eklerine bakınız.
Duyuru Ekini İndirmek İçin Tıklayınız
Denetim Yetkilendirme Belgesi Bildirimlerinde Değişiklik
“Kamu Yararını İlgilendiren Kuruluşların Denetimi Harç Bildirimi” ve “Diğer Kuruluşların Denetimi Harç Bildirimi” harç tutarları Beyanname Düzenleme Programında güncellenmiştir.
Kaynak: GİB
YMM Adına Müteselsil Sorumlu Sıfatıyla Ödeme Emri Düzenlemeye Yetkili Vergi Dairesi
Danıştay VDD Kurulu |
Tarih : 07.06.2023 |
Esas No : 2022/1754 Karar No : 2023/659 |
VUK Md. Mük. 227 2577 s. İYUK Md. 2 |
YMM ADINA MÜTESELSİL SORUMLU SIFATIYLA ÖDEME EMRİ DÜZENLEMEYE YETKİLİ VERGİ DAİRESİ |
Yeminli mali müşavir olan davacı adına, düzenlemiş olduğu iade tasdik raporuna istinaden vergi ziyaı oluşmasına sebebiyet verdiğinden bahisle müteselsil sorumlu sıfatıyla düzenlenen ödeme emrinin bağlı bulunduğu vergi dairesince düzenlenmesinde yetki yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı hk.
İstemin Konusu: Ankara Bölge İdare Mahkemesi 3. Vergi Dava Dairesinin 22.09.2022 tarih ve E:2022/1128, K:2022/895 sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Dava Konusu İstem: Yeminli mali müşavir olan davacı adına ... İnşaat Yapı Malzemeleri İthalat İhracat Sanayi ve Dış Ticaret Limited Şirketi hakkında düzenlemiş olduğu iade tasdik raporuna istinaden vergi ziyaı oluşmasına sebebiyet verdiğinden bahisle müteselsil sorumlu sıfatıyla düzenlenen 18.12.2017 tarih ve 02, 04 sayılı ödeme emirlerinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
Ankara 2. Vergi Mahkemesinin 27.06.2018 tarih ve E:2018/192, K:2018/955 sayılı kararı:
Davaya konu ödeme emirleri ile tahsil edilmek istenen kamu alacaklarının müteselsil sorumlu sıfatıyla yeminli mali müşavir olan davacıdan takip ve tahsilinde asıl borçlu olan mükellefin bağlı bulunduğu vergi dairesi yetkilidir.
Bu nedenle davacının bağlı bulunduğu vergi dairesince düzenlenen dava konusu ödeme emirlerinde yetki yönünden hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Mahkeme bu gerekçeyle dava konusu ödeme emirlerini iptal etmiştir.
Davalının istinaf başvurusunu inceleyen Ankara Bölge İdare Mahkemesi 3. Vergi Dava Dairesinin 06.11.2018 tarih ve E:2018/810, K:2018/916 sayılı kararı:
Vergi Dava Dairesi istinaf istemine konu vergi mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu gerekçesiyle istinaf istemini reddetmiştir.
Davalının temyiz istemini inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesinin 31.03.2022 tarih ve E:2019/1355, K:2022/2090 sayılı kararı:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 227. maddesi, 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu'nun 12. maddesinin birinci, ikinci ve dördüncü fıkraları, bu kurala dayanılarak hazırlanan Yeminli Mali Müşavirlerin Tasdik Edecekleri Belgeler, Tasdik Konuları, Tasdike İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik'in 7. maddesinin son fıkrası, 8. maddesi ile 20. maddesinin ikinci fıkrası ve bu Yönetmelik'in 7. maddesinin son fıkrasıyla verilen yetkiye dayanarak çıkarılan 18 Sıra No'lu Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu Genel Tebliği'nin müşterek ve müteselsil sorumluluğun tespitine ilişkin düzenlemeleri ile 4 Sıra No'lu Vergi Beyannamelerinin Serbest Muhasebeci ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlerce imzalanması Hakkındaki Genel Tebliğ'de yer alan düzenlemeler dikkate alındığında dava konusu ödeme emirlerinin yeminli mali müşavir olan davacının bağlı bulunduğu vergi dairesince düzenlenmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Bu nedenle temyize konu kararda hukuki isabet görülmemiştir.
Daire bu gerekçeyle kararı bozmuştur.
Ankara Bölge İdare Mahkemesi 3. Vergi Dava Dairesinin 22.09.2022 tarih ve E:2022/1128, K:2022/895 sayılı ısrar kararı:
18 Sıra No'lu Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu Genel Tebliği'nin müştereken ve müteselsilen sorumluluğun tespitine ilişkin bölümünde sorumluluğu tespit edilen yeminli mali müşavirle ilgili takibatın yeminli mali müşavirin bağlı bulunduğu vergi dairesince yerine getirileceği kurala bağlanmıştır. Bununla birlikte 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 227. maddesi ile 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu'nda meslek mensupları hakkındaki takibatın hangi vergi dairesi tarafından yürütüleceği konusunda bir düzenleme mevcut olmayıp bu hususta Maliye Bakanlığı da yetkili kılınmamıştır.
Bu nedenle meslek mensupları hakkında müşterek ve müteselsil sorumluluktan kaynaklanan takibatı yapmaya yetkili vergi dairesinin 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un bu konuya ilişkin genel esaslarına göre belirlenmesi gereklidir.
Vergi Dava Dairesi ilk kararda yer alan hukuksal nedenler ve gerekçeye ek olarak bu gerekçeyle ısrar etmiştir.
Temyiz Edenin İddiaları: Dava konusu ödeme emirlerinde yetki yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek aksi yöndeki ısrar kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
Karşı Tarafın Savunması: Cevap verilmemiştir.
Karar: Yeminli mali müşavir olan ve ... İnşaat Yapı Malzemeleri İthalat İhracat Sanayi ve Dış Ticaret Limited Şirketine ilişkin olarak katma değer vergisi iade tasdik raporları düzenleyen davacı adına müteselsil sorumlu sıfatıyla ödeme emirleri düzenlenmiştir.
Anılan ödeme emirlerinin davacının bağlı bulunduğu vergi dairesince düzenlendiği anlaşılmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinde iptal davaları, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar olarak tanımlanmıştır. Bu tanıma göre her idari işlemin beş unsuru bulunmaktadır ve unsurlardan birindeki hukuka aykırılık işlemin iptalini gerektirmektedir.
3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu'nun yeminli mali müşavirlere vermiş olduğu yetkiye ilişkin mali sorumluluğu düzenleyen 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 227. maddesinde yeminli mali müşavirlerin tasdikten doğan sorumluluğu düzenlemelerine yer verilmiş, tasdik uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığının yetkili olduğu belirtilmiştir. Aynı maddede yeminli mali müşavirlerin düzenledikleri tasdik raporlarında yer alan bilgilerin defter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını teşkil eden belgelere uygun olmamasından dolayı ortaya çıkan vergi ziyaına bağlı olarak salınacak vergi, ceza ve gecikme faizlerinden mükellefle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulacağı da belirtilmiştir.
3568 sayılı Kanun'un 12. maddesi hükmüne dayanılarak hazırlanan 02.01.1990 tarihli ve 20390 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Yeminli Mali Müşavirlerin Tasdik Edecekleri Belgeler, Tasdik Konuları, Tasdike İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik'in 20. maddesinin ikinci fıkrasında, inceledikleri ve sonucunda tasdik raporu düzenledikleri konu ve belgelerin gerçeği yansıtmaması ve doğru olmaması halinde, ziyaa uğratılan vergilerden ve kesilecek cezalardan 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ve 3568 sayılı Kanun hükümleri uyarınca yeminli mali müşavirlerin mükellefle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacakları, bu sorumluluğun yerine getirilmesinde Borçlar Kanunu'nun "Tam teselsül" hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.
Anılan Yönetmelik'in 7. maddesinin son fıkrasıyla verilen yetkiye dayanarak çıkarılan 30.07.1995 tarih ve 22359 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 18 Sıra No'lu Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu Genel Tebliğinin müşterek ve müteselsil sorumluluğun tespitine ilişkin bölümünde ise, sorumluluğu tespit edilen yeminli mali müşavirle ilgili takibatın yeminli mali müşavirin bağlı bulunduğu vergi dairesince yerine getirileceği kurala bağlanmıştır.
Yukarıda yer verilen mevzuat uyarınca dava konusu ödeme emirlerinin, davacının bağlı bulunduğu vergi dairesince düzenlenmesinde yetki yönünden hukuka aykırılık; aksi yöndeki gerekçeye dayalı ısrar kararında ise hukuka uygunluk bulunmadığından Vergi Dava Dairesince, uyuşmazlığın esasının incelenmesi suretiyle karar verilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle; davalının temyiz isteminin kabulüne, Ankara Bölge İdare Mahkemesi 3. Vergi Dava Dairesinin 22.09.2022 tarih ve E:2022/1128, K:2022/895 sayılı ısrar kararının bozulmasına, oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.(*)
_______________________
(*) KARŞI OY: Yeminli mali müşavir olan davacı adına, müteselsil sorumlu sıfatıyla düzenlenen ödeme emirlerinin davacının bağlı bulunduğu vergi dairesi müdürlüğü tarafından düzenlenip düzenlenmemesi esasa müessir bir hata oluşturmamaktadır.
Bu durumda, uyuşmazlığın esası incelenmek suretiyle bir karar verilmesi gerektiğinden ısrar kararının bu gerekçe ile bozulması gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.
Sanayi İşletmelerinin 2023 Yılı "Yıllık İşletme Cetvellerinin" Elektronik Bildirimi Ve Süresi
Sanayi İşletmelerinin 2023 Yılına Ait “Yıllık İşletme Cetvellerini” Nisan Ayı Sonuna Kadar Elektronik Ortamda Bildirmeleri Gerekiyor
1- Yasal Düzenleme Ve Bildirim Zorunluluğunun Kapsamı:
- 2. Maddesi gereği, sanayi işletmelerinin üretim faaliyetlerine başladıktan sonra 2 ay içinde Sanayi Sicil Bilgi Sistemi'ne kayıt olması zorunludur. Her üretim yapılan yerin ayrı ayrı kaydedilmesi gerekmektedir.
- Sanayi Sicil Bilgi Sistemi'ne kayıt yapılan her işletme adına Sanayi Sicil Belgesi düzenlenir. Veriliş tarihi itibariyle Sanayi Sicil Belgesi 2 yılda bir vize yapılır.
- 4. Maddesi gereği sanayi işletmelerinin faaliyetlerine son vermeleri, ara vermeleri, yeniden üretime başlaması ve verilen bilgilerde değişiklik olması durumlarında 1 ay içinde Bakanlığa (il Müdürlüğüne) bilgi verilmesi zorunludur.
- 5. Maddesi gereği; sanayi sicile kayıtlı işletmelerin bir önceki yıla ait faaliyetlerini içeren bilgilerin yer aldığı “Yıllık İşletme Cetvelini” her yılın ilk dört ayı içerisinde; 1 Ocak-30 Nisan tarihleri arasında vermeleri zorunluluğu bulunmaktadır.
- 9. Maddesi gereğince; 2. ,4. ve 5. maddesinde yer alan yükümlülükleri yerine getirmeyen sanayi işletmeleri hakkında idari para cezası uygulanmaktadır.
- 11. Madde uyarınca; yanlış beyanda bulunanlara idari para cezası uygulanmaktadır.
2- 2023 Yılına Ait Yıllık İşletme Cetvellerinin Elektronik Ortamda Sisteme Girilmesi:
- Sanayi Sicil Belgesine sahip işletmelerin; 2023 yılına ait Yıllık İşletme Cetvelini 30 Nisan 2024 tarihine kadar Sanayi Sicil Bilgi Sistemi üzerinden elektronik ortamda vermeleri gerekmektedir.
- Konu ile ilgili olarak Ekim 2014 tarihli ve 29156 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Sanayi Sicil Tebliği’nin (SGM 2014/11) 11. Maddesinin 1. Fıkrasında Yıllık İşletme Cetveli bildiriminin; e-devlet kapısı veya Bakanlık web sayfası Sanayi Sicil Bilgi Sistemi üzerinden elektronik ortamda yapılacağı hüküm altına alınmıştır.
- Buna göre; e-Devlet kapısı veya Bakanlık web sayfasındaki e-Hizmetler – İl Müdürlükleri – Sanayi Sicil İşlemleri bağlantısından Sanayi Sicil Bilgi Sistemine e-Devlet şifresi ile (http://sanayisicil.sanayi.gov.tr) giriş yapılması gerekmektedir.
- Yıllık İşletme Cetveli girişine başlandığı halde “İl Müdürlüğüne Gönder” butonuna basılmayarak gönderme işlemi tamamlanmayan cetveller Kanun’un 5 inci maddesi gereği gönderilmemiş sayılacaktır.
4- Sanayi Sicil Belgesinin İşletmelere Sağladığı Bazı Avantajlar:
- KDV Muafiyeti (Makina ve teçhizat alımı) ve İhracat Kredilerinden Yararlanma
- İhraç Kayıtlı Mal Tesliminde KDV Terkin/İade Uygulaması
- Kambiyo Satışlarında BSMV Oranı Sıfır
- Sanayi Abonesi Tarifesinden Elektrik Faturası Ödeme
- Kamu Kurum Ve Kuruluşlarının Desteklerinden Faydalanma
- Kamu ihale kanunu kapsamında yerli istekli lehine fiyat avantajı
2024 Birinci Geçici Vergi Dönemi Sonu İtibariyle Yabancı Para Cinsinden Hesapların Değerlemelerinde Esas Alınacak Döviz Kurları
2024 takvim yılı 31.03.2024 tarihli kur değerlemelerinde dikkate alınacak T.C. Merkez Bankasınca Belirlenen Döviz Kurları ve Devlet İç Borçlanma Senetlerinin Günlük Değerleri 30 Mart 2024 Tarihli ve 32505 Sayılı Resmî Gazete‘de yayımlanmıştır. 29 Mart 2024 tarihli gösterge niteliğinde olan, 2024 Birinci Geçici Vergi Dönemi Sonu İtibariyle yabancı para cinsinden hesapların değerlemelerinde esas alınacak döviz kurları aşağıdaki gibidir. BBDAS
Kasadaki mevcut yabancı paralar efektif alış kuru ile diğer kaydi paralarla, dövizli borç ve alacaklar döviz alış kurları ile değerlenecektir.
Döviz Cinsi |
Döviz Alış |
Efektif Alış |
ABD DOLARI |
32.2854 |
32.2628 |
AVUSTRALYA DOLARI |
20.9751 |
20.8786 |
DANİMARKA KRONU |
4.6584 |
4.6552 |
EURO |
34.8023 |
34.7780 |
İNGİLİZ STERLİNİ |
40.6665 |
40.6381 |
İSVİÇRE FRANGI |
35.7269 |
35.6733 |
İSVEÇ KRONU |
3.0017 |
2.9996 |
KANADA DOLARI |
23.7888 |
23.7008 |
KUVEYT DİNARI |
104.3315 |
102.7665 |
NORVEÇ KRONU |
2.9643 |
2.9623 |
SUUDİ ARABİSTAN RİYALİ |
8.6083 |
8.5438 |
100 JAPON YENİ |
21.2798 |
21.2011 |