Mehmet Özdoğru

Mehmet Özdoğru

Email: This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin  16.05.2018 tarihli 7144 sayılı Kanun 25.05.2018 tarihinde yürürlüğe girdi. Kanuna göre işverenlerce Sosyal Güvenlik Kurumuna verilmesi gereken; bildirge, beyanname, belge veya defterlerdeki tutarlarda hesap hatalarından kaynaklanan eksikliklerin giderilmesi için işverenlere 15 günlük süre verilecek. Bu sürede düzeltme yapılmazsa ceza uygulanacak. Konunun  ayrıntılarını açıklayalım. 

Süre verilme şartları  
Hesap hatalarından kaynaklanan eksikliklerin giderilebilmesi ve ek süre verilebilmesi için; 
-Çalışanların çalışma gün sayıları eksiksiz bildirilmesi, 
-Eksik bildirilen miktarın tutarı toplam tutarın  yüzde1’ini geçmemesi, 
-Eksik bildirilen tutar brüt asgari ücretin üçte birini( 676,5 TL’yi) geçmemesi, 
Gerekiyor. 
 Yukarıda belirtilen üç şartın birlikte gerçekleşmesi halinde işverene bu eksikliğin giderilmesi için 15 gün  süre verilecek. İşveren verilen süre sonunda eksiklikleri gidermezse 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 102 nci maddesine göre idari para cezası uygulanacak.  Konuyu örneklerle açıklayalım. 
Örnek 1: (A) İşyerinde 10 sigortalı için 300 gün üzerinden 25.000 TL  prime esas kazanç(matrah) bildirildiğini varsayalım. Bu sigortalılardan birisi için prime esas kazanç tutarı 150 TL eksik bildirilmiştir.  Eksik bildirilen prim miktarı asgari ücretin üç te biri olan 676,5 TL’den az ve toplam pirim miktarının yüzde 1’inden de az olduğu için işverene direkt idari para cezası uygulanmayacak. Bunun yerine işverene tebligat yapılarak 15 gün içerisinde ek prim bildirgesi vermesi istenecek. 
Örnek 2:  Birinci örneğimizdeki eksik bildirilen 150 TL prim miktarı işyerinde çalışan  işçi Mehmet Beyin  çalışma süresinin eksik bildirilmesinden kaynaklanıyor ise bunun için ayrıca  işverene tebligat yapılmayacak. İdari para cezası uygulanacak. Bu tür durumlarda  miktarın asgari ücretin üçte birini geçip geçmediği veya prim matrahının yüzde 1’inden düşük olup olmadığına bakılmayacak. 
Örnek 3: (B) işyerinde40 işçi için 50.000 TL prime esas kazanç bildirildiğini varsayalım. İki İşçi için 600 TL eksik bildirimde bulunulmuş olsun. Bu durumda asgari ücretin üçte birinden az miktarda prim bildirilmemiş olmasına rağmen, toplam matrahın yüzde 1’inden daha çok bildirilmemiş prim bulunduğu için işverene 15 gün içerisinde bu durumu düzeltilmesi için tebligat yapılmayacak. Doğrudan 5510 sayılı Kanunun 102 nci maddesine göre idari para cezası uygulanacak. Arif Temir

http://www.gunes.com/yazarlar/arif--temir/sverenler-dikkat-yanlis-hesaba-ceza-yagacak-878701

Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: 486)’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Sıra No: 499)

29 Mayıs 2018 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 30435

Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı)’ndan:

MADDE 1 – 17/12/2017 tarihli ve 30273 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: 486)nin geçici 1 inci maddesinde yer alan “30/6/2018” ibaresi “30/9/2018” olarak değiştirilmiştir.

MADDE 2 – Aynı Tebliğin geçici 2 nci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“(1) Bu Tebliğin 7 nci maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında, basit usule tabi mükelleflerin 30/4/2018 ve 31/7/2018 tarihine kadar kaydedilmesi gereken alış ve giderleri ile satış ve hasılatlarına ilişkin üçer aylık kayıtları 31/10/2018 tarihine kadar Sisteme kaydedilebilecektir.”

MADDE 3 – Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 4 – Bu Tebliğ hükümlerini Maliye Bakanı yürütür.

Burada dikkat edilmesi gereken nokta Eylül ayı bildirgelerinin yeni sistem üzerinden verilecek olması... Dolayısıyla gerekli alt yapı ve kontrollerin tamamlanması için kısa bir süremiz kaldı. Bu dönemde tamamlanması gereken başlıca konular;

- Bordro programlarında yeni e-bildirge formatlarının uyarlanması

- SGK kayıtlarında hatalı veya eksik ad soyad bilgilerinin güncellenmesi

- Muhtasar sisteminde vergi numarası bazında SGK işyeri tanımlarının kontrol edilmesi ve tamamlanması

- Meslek kodlarının kontrol edilmesi ve var ise eksik bilgilerin tamamlanması

 

Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi Genel Tebliği (Sıra No: 1)’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Sıra No:4)

29 Mayıs 2018 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 30435

Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı)’ndan:

MADDE 1 – 18/2/2017 tarihli ve 29983 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi Genel Tebliği (Sıra No:1)nin 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“ç) Diğer maddeleri 1/10/2018 tarihinde”

MADDE 2 – Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 3 – Bu Tebliğ hükümlerini Maliye Bakanı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı müştereken yürütür.

ÖZET: Amortisman tabi makina ve teçhizatlar ile ilgili faydalı ömür sürelerinin yarısı dikkate alınmak suretiyle yatırım, Ar-Ge, yenilik ve tasarım faaliyetlerinin desteklenmesi amacıyla 7103 sayılı Kanun ile Vergi Usul Kanununa, 1 Mayıs 2018 tarihinden geçerli olmak üzere eklenen Geçici 30’uncu madde uygulamasına ilişkin olarak yayımlanan 497 sıra No’lu VUK Tebliğde söz konusu maddenin uygulama usul ve esasları belirlenmiştir. Tebliğ uyarınca;

 İktisap edilen kıymetin uygulamadan yararlanabilmesi için, öncelikle yatırım teşvik belgesi eki listede yer almalı ve makina-teçhizat niteliğinde olmalıdır.
 Yatırım teşvik belgesinin düzenlenmesinden önce iktisap edilen makina ve teçhizatlar bakımından uygulamadan yararlanamaz.
 Uygulamadan faydalanacak makina ve teçhizat için, bilanço esasına göre defter tutan mükellefler tarafından normal veya azalan bakiyeler usulü ile amortisman usullerinden biri seçilerek, amortisman ayırma hakkına sahip diğer mükelleflerce de normal amortisman yöntemine göre amortisman ayrılabilecektir.
 Madde kapsamında iktisap edilen amortismana tabi iktisadi kıymetlerin 333 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin ekinde bulunan listedeki herhangi bir sınıflamada yer almaması durumunda, iktisadi kıymetlere uygulanacak amortisman oranları, mükelleflerin müracaatları üzerine Bakanlığımızca belirlenecek olup, mükelleflerin söz konusu iktisadi kıymetler için de anılan madde hükmünden faydalanmaları mümkün bulunmaktadır.
 Madde hükümlerine aykırı olarak işlem tesis eden mükellefler hakkında, VUK’nun ilgili ceza hükümleri tatbik olunur.
 Uygulamadan yararlanılması ihtiyaridir.
 Uygulamadan yararlanmak isteyen mükellefler, bu yöntemi uyguladıklarını kanuni defter, amortisman listeleri ve beyannamelerinde belirtmeye mecburdurlar.

Amortisman tabi makina ve teçhizatlar ile ilgili faydalı ömür sürelerinin yarısı dikkate alınmak suretiyle yatırım, Ar-Ge, yenilik ve tasarım faaliyetlerinin desteklenmesi amacıyla 7103 sayılı Kanunun 16’ncı maddesi ile Vergi Usul Kanununa, 1 Mayıs 2018 tarihinden geçerli olmak üzere Geçici 30’uncu eklenmiştir.

Söz konusu Geçici 30’uncu madde aşağıdaki gibidir:

“Geçici Madde 30

Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra, 17/4/1957 tarihli ve 6948 sayılı Sanayi Sicili Kanununa göre sanayi sicil belgesini haiz mükelleflerce münhasıran imalat sanayiinde veya 26/6/2001 tarihli ve 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu, 28/2/2008 tarihli ve 5746 sayılı Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun ve 3/7/2014 tarihli ve 6550 sayılı Araştırma Altyapılarının Desteklenmesine Dair Kanun kapsamında faaliyette bulunan mükelleflerce münhasıran Ar-Ge, yenilik ve tasarım faaliyetlerinde kullanılmak üzere, 2019 takvim yılı sonuna kadar iktisap edilen yeni makina ve teçhizat ile aynı tarihe kadar yatırım teşvik belgesi kapsamında iktisap edilen yeni makina ve teçhizat için uygulanacak amortisman oran ve süreleri, Maliye Bakanlığınca bu Kanunun 315 inci maddesine göre tespit ve ilan edilen faydalı ömür sürelerinin yarısı dikkate alınmak suretiyle hesaplanabilir. Bu şekilde yapılacak hesaplamada faydalı ömür süresinin küsuratlı çıkması halinde, çıkan rakam bir üst tam sayıya tamamlanmak suretiyle ilgili kıymetlere uygulanacak amortisman oran ve süreleri belirlenir. Bu şekilde belirlenen oran ve süreler izleyen yıllarda değiştirilemez. İmalat sanayiinde kullanılmak üzere iktisap edilen ve madde hükmünden yararlanılabilecek makina ve teçhizatı tespite Bakanlar Kurulu, uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.”

Maddenin verdiği yetkiye istinaden çıkarılan 5/5/2018 tarihli ve 30412 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 30/4/2018 tarihli 2018/11674 sayılı BKK ile 213 sayılı Vergi Usul Kanununun geçici 30’ uncu maddesi ile Katma Değer Vergisi Kanununun geçici 39’ uncu maddesi kapsamına giren ve sanayi sicil belgesini haiz mükelleflerce münhasıran imalat sanayinde kullanılmak üzere iktisap edilecek makina ve teçhizatlar belirlenmiştir.

Diğer taraftan 3065 sayılı KDV Kanununa 21/3/2018 tarihli ve 7103 sayılı Kanunun 31 maddesi ile eklenen Geçici 39’uncu maddede aşağıdaki düzenleme yer almaktadır.

“Geçici Madde 39-

17/4/1957 tarihli ve 6948 sayılı Sanayi Sicili Kanununa göre sanayi sicil belgesini haiz katma değer vergisi mükelleflerine münhasıran imalat sanayiinde kullanılmak üzere yapılan yeni makina ve teçhizat teslimleri ile 26/6/2001 tarihli ve 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu kapsamındaki teknoloji geliştirme bölgesi ile ihtisas teknoloji geliştirme bölgesinde, 28/2/2008 tarihli ve 5746 sayılı Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun kapsamındaki Ar-Ge ve tasarım merkezlerinde, 3/7/2014 tarihli ve 6550 sayılı Araştırma Altyapılarının Desteklenmesine Dair Kanun kapsamındaki araştırma laboratuvarlarında Ar-Ge, yenilik ve tasarım faaliyetlerinde bulunanlara, münhasıran bu faaliyetlerinde kullanılmak üzere yapılan yeni makina ve teçhizat teslimleri 31/12/2019 tarihine kadar katma değer vergisinden müstesnadır.

Bu kapsamda yapılan teslimler nedeniyle yüklenilen vergiler, vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan vergiden indirilir. İndirim yoluyla telafi edilemeyen vergiler, bu Kanunun 32’nci maddesi hükmü uyarınca istisna kapsamında işlem yapan mükellefin talebi üzerine iade edilir. İstisna kapsamında alınan makina ve teçhizatın, teslim tarihini takip eden takvim yılının başından itibaren üç yıl içinde; imalat sanayii veya Ar-Ge, yenilik ve tasarım faaliyetleri dışında kullanılması veya elden çıkarılması hallerinde, zamanında alınmayan vergi alıcıdan, vergi ziyaı cezası uygulanarak gecikme faizi ile birlikte tahsil edilir. Zamanında alınmayan vergiler ile vergi cezalarında zamanaşımı, verginin tarhını veya cezanın kesilmesini gerektiren durumun meydana geldiği tarihi takip eden takvim yılının başından itibaren başlar.

İmalat sanayiinde kullanılmak üzere istisna kapsamında teslim edilecek makina ve teçhizatı belirlemeye Bakanlar Kurulu, bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeyeMaliye Bakanlığı yetkilidir.”

213 sayılı Kanunun Geçici 30’uncu maddesinin birinci fıkrasının son cümlesinin Maliye Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak; 25 Mayıs 2018 tarihli ve 30431 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 497 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nde söz konusu Geçici 30’uncu maddenin uygulama usul ve esasları hakkında açıklamalarda bulunulmuştur.

213 sayılı Kanunun 315 inci maddesinin Maliye Bakanlığına verdiği yetkiye istinaden amortismana tabi iktisadi kıymetler için uygulanacak “Faydalı Ömür ve Amortisman Oranları” tespit edilmiş ve bu oranlar 339, 365, 389, 399, 406, 418, 439 ve 458 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğleri ile değişik, 28/4/2004 tarihli ve 25446 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 333 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği eki Amortisman Listesi ile açıklanmıştır.

Tebliğde yer alan düzenlemeler özetle aşağıdaki gibidir.

Makina ve teçhizat

(1) 213 sayılı Kanunun Geçici 30’uncu maddesi uygulaması bakımından makina ve teçhizat, amortismana tabi iktisadi kıymet niteliği taşıyan ve mal/hizmet üretimi ile Ar-Ge, yenilik ve tasarım faaliyetlerinde kullanılan her türlü makina ve cihazlar ile bunların eklentileri ve bu amaçla kullanılan taşıma gereçlerini (konveyör, forklift vb.) ifade etmektedir.

(2) Yatırım teşvik belgesi kapsamında iktisap edilen makina ve teçhizatlar bakımından, iktisap edilen kıymetin uygulamadan yararlanabilmesi için, öncelikle yatırım teşvik belgesi eki listede yer alması ve makina-teçhizat niteliğinde olması gerekmektedir.

Yatırım teşvik belgesinin düzenlenmesinden önce iktisap edilen makina ve teçhizatlar bakımından uygulamadan yararlanılması mümkün değildir.

Yatırım teşvik belgesinde yer almasına karşın Ekonomi Bakanlığı tarafından verilen izin ile devir, satış veya ihraç işlemine konu edilen makina ve teçhizatlar için daha önce bu uygulama kapsamında ayrılmış amortisman tutarları için herhangi bir düzeltme işlemi yapılmaz.

Yatırım teşvik belgesinin iptal edilmesi durumunda, iptale konu belgeye dayanılarak iktisap edilen makina ve teçhizat için bu uygulama kapsamında işlem tesis edilemez.

(3) Aşağıda sayılan iktisadi kıymetler Geçici 30’uncu madde kapsamında değerlendirilmez.

a) Sarf malzemeleri ve yedek parçalar,

b) Üretimde doğrudan ve zorunlu olarak kullanılanlar dışındaki masa, sandalye, koltuk, dolap, mefruşat gibi demirbaşlar,

c) Otomobil, panel, arazi taşıtı, otobüs, minibüs, kamyonet, kamyon, treyler ve çekici gibi taşıt araçları (yüklü ağırlığı 45 tonu geçen offroadtruck tipi kamyonlar ile karayoluna çıkması mümkün olmayan kaya tipi damperli kamyonlar, madencilikte kullanılan damperli kamyonlar, mikserli kamyonlar (beton pompası, silobas vb. monteli olanlar dahil), frigorifik kamyonlar, semi veya frigorifik treylerler, forkliftler, iş makinaları, vinçler, tarım makinaları ve benzerleri, hastane yatırımlarına ilişkin iktisap edilen ambulanslar, yalnızca havaalanlarında yolcuları terminalden uçağa ve uçaktan terminale taşımak için kullanılan ve trafiğe çıkmayan apron otobüsleri hariç).

Uygulamanın kapsamı

(1) 213 sayılı Kanunun Geçici 30 uncu maddesinden, gelir/kurumlar vergisi mükelleflerinden;

 6948 sayılı Kanuna göre sanayi sicil belgesini haiz olanlar, münhasıran imalat faaliyetinde kullanmak üzere
 4691 sayılı Kanun, 5746 sayılı Kanun ve 6550 sayılı Kanun kapsamında faaliyette bulunanlar, münhasıran Ar-Ge, yenilik ve tasarım faaliyetlerinde kullanmak üzere
 Yatırım teşvik belgesini haiz olanlar, haiz oldukları yatırım teşvik belgesi kapsamında

katma değer vergisinden müstesna olarak iktisap edecekleri yeni makina ve teçhizat için yararlanabilecektir.

(2) Sanayi sicil belgesini haiz olanlar, kapsamı 5/5/2018 tarihli ve 30412 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 2018/11674 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenen makina ve teçhizat için Geçici 30’uncu madde uygulamasından yararlanabilecek olup, makina ve teçhizatın iktisap edildiği tarih itibarıyla sanayi sicil belgesini haiz olunması gerekmektedir.

Uygulamada süre

(1) 213 sayılı Kanunun Geçici 30’uncu maddesi ile getirilen uygulamadan madde kapsamına giren mükelleflerce, maddenin yürürlük tarihi olan 1 Mayıs 2018 tarihinden itibaren 2019 takvim yılı sonuna kadar iktisap edilecek yeni makina ve teçhizat için faydalanılabilecektir.

(2) Mezkur maddenin yürürlüğünden önce veya 31/12/2019 tarihinden sonra iktisap edilen makina–teçhizat için bu uygulamadan faydalanılması mümkün bulunmamaktadır.

Amortisman oran ve süresinin hesaplanması

(1) 213 sayılı Kanunun Geçici 30’uncu maddesiyle, madde kapsamına giren mükelleflerce maddede belirtilen şartlar kapsamında iktisap edilen yeni makina ve teçhizat için uygulanacak amortisman oran ve sürelerinin, Maliye Bakanlığınca 213 sayılı Kanunun 315’inci maddesine göre tespit ve ilan edilen faydalı ömür sürelerinin yarısı dikkate alınmak suretiyle hesaplanabilmesine olanak sağlanmış olup, bu şekilde yapılacak hesaplamada faydalı ömür süresinin küsuratlı çıkması halinde, çıkan rakam bir üst tam sayıya tamamlanmak suretiyle ilgili kıymetlere uygulanacak amortisman oran ve süreleri belirlenecektir.

(2) Yukarıda belirtildiği şekilde belirlenmiş olan oran ve sürelerin izleyen yıllarda değiştirilmesi mümkün bulunmamaktadır.

(3) Geçici 30’uncu madde ile getirilen uygulamadan, madde kapsamına giren iktisadi kıymet için ilk kez amortisman ayrılacağı hesap döneminden itibaren yararlanılabilecektir. Mezkûr madde kapsamındaki bir makina – teçhizat için ilk kez ayrılan amortismanın genel esaslara göre olması, diğer bir ifade ile bu uygulamadan yararlanma tercihinde bulunulmaması halinde, izleyen dönemlerde mezkûr madde uygulamasından yararlanılabilmesi mümkün değildir.

(4) 213 sayılı Kanunun Geçici 30’uncu maddesi kapsamında iktisap edilen bir iktisadi kıymeti faydalı ömrünün Maliye Bakanlığınca iki yıl olarak belirlenmiş olması durumunda mükelleflerce söz konusu iktisadi kıymet değeri amortismana tabi tutulmayarak doğrudan gider yazılabilecektir.

Amortisman usulünü seçme

(1) 213 sayılı Kanunun Geçici 30’uncu maddesi ile getirilen uygulamadan faydalanacak makine ve teçhizat için, bilanço esasına göre defter tutan mükellefler tarafından normal veya azalan bakiyeler usulü ile amortisman usullerinden biri seçilerek, amortisman ayırma hakkına sahip diğer mükelleflerce de normal amortisman yöntemine göre amortisman ayrılabilecektir.

Örnek: Yatırım teşvik belgesi sahibi (A) A.Ş. 31/5/2018 tarihinde 30.000 TL ye (katma değer vergisinden müstesna olarak) yatırım teşvik belgesi kapsamında cam ürünleri imalatında kullanılan yeni bir makina satın almış olup, söz konusu makinanın faydalı ömrü 333 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği eki amortisman listesinde 5 yıl olarak belirlenmiştir.

Mükellefin 213 sayılı Kanunun Geçici 30 uncu maddesi ile getirilen uygulamadan faydalanmak istemesi durumunda söz konusu iktisadi kıymetin faydalı ömrü (5/2 =) 2,5 yıl olarak hesaplanacak, sürenin küsuratlı çıkması nedeniyle 2,5 sayısı bir üst tam sayıya tamamlanmak suretiyle faydalı ömür 3 yıl olarak belirlenecektir.

a) Mükellefin normal amortisman usulünü seçmesi

Amortisman oranı: 1/3 = %33,33
Yıllık amortisman tutarı: 30.000 x %33,33 = 10.000

b) Mükellefin azalan bakiyeler usulünü seçmesi

Amortisman oranı: 1/3 = %33,33 x 2 = %66,66 (Azalan bakiyeler usulünde uygulanacak amortisman oranı 213 sayılı Kanunun mükerrer 315 inci maddesi uyarınca %50 oranını geçemeyeceği için amortisman oranının %50 olarak uygulanması gerekmektedir)

Listelerde yer almayan iktisadi kıymetlerin iktisap edilmesi

213 sayılı Kanunun Geçici 30’uncu maddesi kapsamında iktisap edilen amortismana tabi iktisadi kıymetlerin 333 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin ekinde bulunan listedeki herhangi bir sınıflamada yer almaması durumunda, iktisadi kıymetlere uygulanacak amortisman oranları, mükelleflerin müracaatları üzerine Bakanlığımızca belirlenecek olup, mükelleflerin söz konusu iktisadi kıymetler için de anılan madde hükmünden
faydalanmaları mümkün bulunmaktadır.

Diğer hususlar

(1) 213 sayılı Kanunun Geçici 30’uncu maddesi hükümlerine aykırı olarak işlem tesis eden mükellefler hakkında, mezkûr Kanunun ilgili ceza hükümleri tatbik olunur.

(2) 213 sayılı Kanunun Geçici 30’uncu maddesi ile getirilen uygulamadan faydalanılması ihtiyaridir.

Ancak, bu uygulamadan yararlanılmasına bağlı olarak belirlenen ve uygulanmasına başlanılan amortisman oran ve süreleri, izleyen dönemlerde değiştirilemez. Dolayısıyla, söz konusu madde kapsamında amortisman ayırmaya başlandıktan sonra ilgili makina-teçhizat için genel esaslara göre bulunacak amortisman oran ve sürelerine dönülmesi mümkün değildir.

(3) 213 sayılı Kanunun Geçici 30’uncu maddesi ile getirilen uygulamadan yararlanmak isteyen mükellefler, bu yöntemi uyguladıklarını kanuni defter, amortisman listeleri ve  beyannamelerinde belirtmeye mecburdurlar.

(4) 213 sayılı Kanunun Geçici 30’uncu maddesinin uygulanmasına yönelik olarak bu Tebliğ ile düzenleme yapılmamış olan hallerde, 213 sayılı Kanunun amortisman uygulamasına ilişkin genel hükümleri çerçevesinde işlem tesis edilir.

Söz konusu Tebliğ yayımı tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir.

Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: 497) İçin Tıklayınız

Pazartesi, 28 Mayıs 2018 11:21

KDV Tebliğlerinde Kur Farkları

Maliye Bakanlığı yasaların kendisine vermiş olduğu yetkileri kullanarak, uygulamaya ilişkin görüşlerini genel tebliğler ile düzenleyebilmektedir. Maliye Bakanlığı, 1984 – 2014 döneminde 123 adet KDV Genel Tebliği çıkarmıştır. Sonrasında, 2014 yılında çıkarılan KDV Uygulama Genel Tebliği ile 123 adet genel tebliği yürürlükten kaldırılmıştır.

KDV Uygulama Genel Tebliğinde, üç farklı yerde, matrah, oran ve ihraç kayıtlı satışlarla ilgili kısımlarda kur farkları konusu düzenlenmiştir.

Söz konusu kur farkları ile ilgili düzenlemeler, 26.4.2014 gün ve 24983 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan KDV Uygulama Genel Tebliği’nin 2018 başı itibariyle güncel versiyonunda,  aşağıdaki gibidir.

Kur farkları katma değer vergisine tabidir.

KDV Uygulama Genel Tebliği’nin III-A/5.3. bölümünde yer alan açıklama aşağıdaki gibidir. Söz konusu açıklamadan görüldüğü üzere, kur farkları KDV matrahına dahildir.

“III. MATRAH, NİSPET VE İNDİRİM

1.MATRAH

5.3.Kur Farkları

Bedelin döviz cinsinden veya dövize endekslenerek ifade edildiği işlemlerde, bedelin kısmen veya tamamen vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu tarihten sonra ödenmesi halinde, satıcı lehine ortaya çıkan kur farkı esas itibarıyla vade farkı mahiyetinde olduğundan, matrahın bir unsuru olarak vergilendirilmesi gerekmektedir.

Buna göre, teslim veya hizmetin yapıldığı tarih ile bedelin tahsil edildiği tarih arasında ortaya çıkan lehte kur farkı için satıcı tarafından fatura düzenlenmek ve faturada gösterilen kur farkına, teslim veya hizmetin yapıldığı tarihte bu işlemler için geçerli olan oran uygulanmak suretiyle KDV hesaplanır.

Bedelin tahsil edildiği tarihte alıcı lehine kur farkı oluşması halinde, kur farkı tutarı üzerinden alıcı tarafından satıcıya bir fatura düzenlenerek, teslim ve hizmetin yapıldığı tarihteki oran üzerinden KDV hesaplanması gerekmektedir.”

Kur farklarına uygulanacak KDV oranı

KDV Uygulama Genel Tebliği’nin III-B/1.2.2. bölümünde yer alan açıklama aşağıdaki gibidir. Söz konusu açıklamadan görüldüğü üzere, kur farklarına uygulanacak KDV oranı, orijinal teslime uygulanacak orandır. Bu açıklama sonucunda, kur farkı müstakil bir finansman hizmeti gibi görülmemekte, matrahı etkileyen bir unsur olarak değerlendirilmektedir.

“III. MATRAH, NİSPET VE İNDİRİM

  1. ORAN
  2. Genel Açıklama

1.2. Vade Farkı, Kur Farkı ve Matrahta Değişikliğe Yol Açan İşlemlerde KDV Oranı

1.2.2. Kur Farkları

Teslim veya hizmetin yapıldığı tarih ile bedelin tahsil edildiği tarih arasında ortaya çıkan lehte kur farkı için satıcı tarafından faturada gösterilen kur farkına, teslim veya hizmetin yapıldığı tarihte bu işlemler için geçerli olan oran uygulanmak suretiyle KDV hesaplanır.

Bedelin tahsil edildiği tarihte alıcı lehine kur farkı oluşması halinde, kur farkı tutarı üzerinden alıcı tarafından, teslim ve hizmetin yapıldığı tarihteki oran üzerinden KDV hesaplanması gerekmektedir.”

İhraç Kayıtlı Mal Satışlarında Kur Farkları Uygulaması

KDV Uygulama Genel Tebliği’nin II-A/8.1. bölümünde yer alan açıklama aşağıdaki gibidir.

“II. İSTİSNALAR

  1. İHRACAT İSTİSNASI
  2. İhraç Kaydıyla Teslimlerde Tecil-Terkin Uygulaması

8.9. İmalatçı Aleyhine Matrahta Meydana Gelen Değişiklik

(Ek paragraf:RG-15/2/2017-29980) İmalatçı aleyhine ortaya çıkan kur farkları için ihracatçılar tarafından düzenlenecek faturada KDV hesaplanmaz. Bu kapsamda düzenlenen faturaya; “3065 sayılı KDV Kanununun (11/1-c) maddesi hükümlerine göre, ihraç edilmek şartıyla yapılan teslimlerde imalatçı aleyhine matrahta meydana gelen değişikliğe ilişkin olduğundan KDV hesaplanmamıştır.” ifadesi yazılır. Ayrıca söz konusu faturada, imalatçı tarafından düzenlenen faturanın tarih ve sayısına yer verilir.

(Ek paragraf:RG-15/2/2017-29980) İmalatçılara ihraç kayıtlı teslim nedeniyle iade edilecek KDV hesabında, imalatçı aleyhine ortaya çıkan kur farklarından doğanlar da dahil olmak üzere, imalatçı aleyhine matrahta meydana gelen değişikliğe ilişkin verginin (imalatçı aleyhine matrahta meydana gelen değişikliğe ihraç kayıtlı teslim edilen malın tabi olduğu oran uygulanmak suretiyle bulunan tutar) ihraç kayıtlı teslim bedeli üzerinden hesaplanan vergiden düşüleceği tabiidir.” Celal Çelik

https://kurfarklari.com/2018/05/28/kdv-tebliglerinde-kur-farklari/

Pazartesi, 28 Mayıs 2018 11:17

Genç Girişimcinin Primi Devletten

Birkaç hafta önce yayınlanan borçların yapılandırılmasına ilişkin 7143 sayılı Torba Kanun ile yeni bir prim teşvik uygulaması daha yürürlüğe girdi. Ancak bu seferki teşvik uygulaması biraz farklı.
Ülkemizdeki prim teşvik uygulamalarına bakıldığında genellikle 4/a kapsamında çalışanların (yani işçilerin) primlerine yönelik olduğunu görüyoruz. Bunun bir istisnası 4/b kapsamındaki sigortalıların (eski tabirle Bağkurluların) primlerine uygulanan 5 puanlık prim indirimi teşviki. Buna göre; isteğe bağlı sigortalılar ve muhtar sigortalılar hariç 4/b kapsamındaki sigortalıların malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinden, beş puanlık kısmına isabet eden tutar Hazinece karşılanıyor. Bunun için ise primlerin Hazinece karşılanmayan kısmının yasal süresi içinde ödenmesi, SGK’ya kendi sigortalılıklarından kaynaklanan prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borcunun bulunmaması gerekiyor.
İşte 7143 sayılı Kanun ile 4/b kapsamındaki sigortalıların primlerine yönelik yeni bir teşvik uygulaması daha getirildi.

29 Yaş Sınırı Var
Öncelikle, genç girişimci prim teşvik uygulamasından sadece ticari, zirai veya mesleki faaliyeti nedeniyle adlarına ilk defa gelir vergisi mükellefiyeti tesis olunan ve mükellefiyet başlangıç tarihi itibarıyla 18 yaşını doldurmuş ve 29 yaşını doldurmamış tam mükellef gerçek kişiler faydalanabiliyor.
Yani teşvikten faydalanacak kişilerin herhangi bir şekilde daha önceden gelir vergisi mükellefiyeti olmaması gerekiyor. Tabi buradaki mükellefiyet sadece ticari, zirai veya mesleki faaliyet ile ilgili olmalı.
Ayrıca Kanuna göre bu teşvikten faydalanılabilmek için 4/b kapsamındaki sigortalılığın 1/6/2018 tarihinden itibaren başlaması gerekiyor. Bununla birlikte daha önce bir şirket ortaklığı veya tarımsal faaliyeti nedeniyle 4/b sigortalılığı varsa yine prim teşvikinden faydalanılması mümkün.

Şirket Kurulursa Teşvik Yok
Genç girişimcilerin prim teşvikinden yararlanmada dikkat etmesi gereken bir nokta var. Eğer ki kurumlar vergisi kapsamında, anonim şirket, limited şirket gibi bir şirket kurarsanız prim teşvikinden faydalanamıyorsunuz.
Yani teşvikten faydalanmak için şirket değil, gelir vergisi kapsamına girecek, şahsınıza bağlı bir işletme kurmanız gerekiyor.
Bununla birlikte adi ortaklıklar ve şahıs şirket ortaklıklarında sadece bir ortağın prim teşvikinden yararlanması mümkün.
Ayrıca mevcut bir işletmeye veya mesleki faaliyete sonradan ortak olunması halinde teşvikten faydalanmak mümkün değil.

Başka Şartlar da Var
Kanun genç girişimci prim teşvikinden faydalanmak için Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 20 nci maddesi kapsamında genç girişimcilerde kazanç istisnasından faydalanıyor olma şartını da getirmiş. Bu da başka şartları beraberinde getiriyor. Şöyle ki:
1. İşe başlama kanuni süresi içinde bildirilmiş olmalı.
2. Genç girişimcinin kendi işinde bilfiil çalışılması veya işin kendisi tarafından sevk ve idare edilmesi gerekiyor. Seyahat, hastalık, askerlik, tutukluluk ve hükümlülük gibi zaruri ayrılmalar dolayısıyla geçici olarak işinde bilfiil çalışmamak bu şartı bozmuyor. Ayrıca kendi işinde bilfiil çalışılması veya işin kendisi tarafından sevk ve idare edilmesi şartını sağlayan mükelleflerin, faaliyetin yürütülebilmesi için çırak, kalfa veya yardımcı işçi çalıştırması istisna şartını bozmuyor.
3. Ölüm nedeniyle faaliyetin eş ve çocuklar tarafından devralınması hâli hariç olmak üzere, faaliyeti durdurulan veya faaliyetine devam eden bir işletmenin ya da mesleki faaliyetin eş veya üçüncü dereceye kadar akrabalarından devralınmamış olması gerekiyor.

Teşvik Tutarı ve Süresi Ne Kadar?
Peki yukarıda saydığımız onca şart yerine getirildikten sonra yararlanılacak prim teşvik tutarı ve süresi ne kadar olacak?
Kanuna göre, gerekli şartları taşıyan kişilerin primleri, 1 yıl süreyle prime esas kazanç alt sınır üzerinden Hazinece karşılanacak. Dolayısıyla alt sınırdan 4/b primi bildirmek isteyen genç girişimci bir yıl boyunca hiç prim ödemeyecek. Şayet alt sınırın üstünde bildirim yapmak istenirse alt sınır ile aradaki farkın primi ödenmek zorunda. Mehmet Bulut

http://www.sadettinorhan.net/28_5_2018_makale.html

Pazartesi, 28 Mayıs 2018 10:44

Yıllık izinler...

Çalışanın yıllık izin hakkı İş Kanunu’yla belirlenmiş durumda. Bazı meslek grupları bu yasanın dışında izin hakkına sahip. Bu grupların başında ise gazeteciler, gemi adamları ve pilotlar geliyor.

Yaz planları çoktan yapılmaya başladı. Eski, yeni tüm çalışanlar ne kadar izin hakları olduğunu yakından takip ediyor. Ne kadar takip edilse de hesaplar şaşabiliyor. Çünkü izinde 1, 5, 15 yıl gibi sürelerde kademeli bir artış söz konusu. Biz de merak edilen konunun detaylarını gündeme getirmek istedik. İşte ayrıntıları...

DENEME SÜRESİ DAHİL

İşçi, işyerinde işe başladığı günden itibaren, deneme süresi de içinde olmak üzere, en az 1 yıl çalışmış olmak kaydıyla yıllık ücretli izne hak kazanır. İşçi kendi rızasıyla da olsa yıllık ücretli izin hakkından vazgeçme imkanı yok. Bir yıldan az süren mevsimlik veya kampanya işlerinde çalışan işçilere yıllık ücretli izin uygulanmıyor.

KADEMELİ GEÇİŞ VAR

1 yıldan 5 yıla kadar (5 yıl dahil) olanlara 14 gün, 5 yıldan fazla 15 yıldan az olanlara 20 gün, 15 yıl (dahil) ve daha fazla olanlara 26 gün ücretli izin hakkı verilir. Ayrıca 18 ve daha küçük yaştaki işçilerle 50 ve daha yukarı yaştaki işçilere verilecek yıllık ücretli izin süresi 20 günden az olamaz. İzin süresi iş sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesiyle artırılabilir.

MEMURLUKTA GEÇEN SÜRE

Hizmeti 1 yıldan 10 yıla kadar (10 yıl dahil) olanlar için 20 gün, hizmeti 10 yıldan fazla olanlar için 30 gün. Zorunlu hallerde bu sürelere gidiş ve dönüş için en çok 2’şer gün eklenebilir. Yıllık izinler, amirin uygun bulacağı zamanlarda, toptan veya ihtiyaca göre kısım kısım kullanılabilir. Birbirini izleyen iki yılın izni bir arada verilebilir. Önceki yıllara ait kullanılmayan izin hakları düşer.

GEMİ ADAMLARI

Denizlerde, göllerde ve akarsularda Türk Bayrağını taşıyan gemilerde, aynı işveren emrinde veya aynı gemide en az 6 ay çalışmış olan gemi adamı (kaptan, zabit ve tayfalar) yıllık ücretli izin hakkı kazanır. İzin, 6 aydan 1 yıla kadar hizmeti olan gemi adamları için 15 günden ve 1 yıl ve daha fazla hizmeti olanlar için yılda 1 aydan az olamaz.

PİLOTLAR NE KADAR KULLANIR?

Hava taşıma işlerinde çalışan pilot ve havacılık uçuş personelleri Borçlar Kanunu’na göre yıllık ücretli izinlerini kullanır. Kanuna göre; işveren, en az 1 yıl çalışmış olan işçilere yılda en az 2 hafta ve 18 yaşından küçük işçiler ile 50 yaşından büyük işçilere de en az 3 hafta ücretli yıllık izin vermekle yükümlü.

GAZETECİLERE 6 HAFTAYA KADAR

Basın İş Kanunu’na göre; günlük çıkan yayında çalışan gazeteciye, en az 1 yıl çalışmış olmak şartıyla, yılda 4 hafta ücretli izin verilir. Hizmeti 10 yıldan fazla olan bir gazeteciye 6 hafta ücretli izin kullandırılır. Gazetecinin kıdemi aynı gazetedeki hizmetine göre değil, meslekteki hizmet süresine göre hesaplanır. Günlük çıkmayan bir yayında çalışan gazetecilere her 6 aylık çalışma devresi için 2 hafta ücretli izin verilir.

SON ÜCRETE GÖRE HESAPLANIR

İşçi herhangi bir nedenle işten ayrıldığında hak kazandığı izin sürelerine ilişkin paraları, sözleşmenin sona erdiği tarihteki (son) net veya brüt ücret üzerinden alması gerekiyor. Yani patronun bu ücreti ödemesi gerekiyor. İzin parası hesabı genelde net ücrete göre yapılıyor. Biz de farklı net ücretlere göre hesap yaptık. Net ücrete Asgari Geçim İndirimi (AGİ) dahil edilmiyor. Brüt hesapta vergi ve prim kesintisi oluyor.(Posta)

Kamu Gözetim Kurumu nihayet kendisinden beklenilen düzenlemeyi gerçekleştirdi. 26 Mayıs 2018 Tarihli ve 30432 Sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “Bağımsız Denetime Tabi Olacak Şirketlerin Belirlenmesi”‘ne dair karar yayınlanarak, “Bağımsız Denetime Tabi” olacak şirketler yeniden belirlendi.Bağımsız Denetim; ülkemizde uzun yıllardır varolmasına karşın, 2012 yılında yürürlüğe giren yeni Ticaret Kanunu hükümlerine göre ayrı bir boyut kazanarak uygulanmaya başlanılmıştır.

Bağımsız denetime tabi olmanın ilk kriterleri,

- 23.01.2013 tarihli Resmî Gazete'de yayınlanan kararname ile belirlenmiş olup, daha sonra sırasıyla,
- 12.03.2014 tarihli Resmî Gazete'de,
- 01.02.2105 tarihli Resmî Gazete'de,
- 19.03.2016 tarihli Resmî Gazete'de,

yayımlanan kararlar ile bağımsız denetime tabi şirketlerin sahip olması gereken kriterler güncellenmiş ve bağımsız denetimin tabana yayılması için hadler aşağıya çekilmiştir.
Düzenli olarak her yıl aşağıya çekilen hadler 2017 yılında değiştirilmemiş sabit tutulmuştur. 2017 yılında kriterlerin değiştirilmemesi ve sabit tutulmasının, 2018 yılında ise düzenlemenin yapıldığı tarih olan 26.05.2018 tarihine kadar beklenilmiş olmasının nedeni tarafımızca ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik şartlara bağlanılmaktadır. Bu senede kriterlerin değiştirilmemesi, bize göre Bağımsız Denetimin inandırıcılığı ve gerekliliği açısından ciddi sıkıntılar yaratacak nitelikteydi. Çünkü uygulamanın başlamasından bu güne 5 yıl geçmesine rağmen hala iş dünyası ve patronlar bağımsız denetimi, kendileri için bir angarya ve ayrı bir masraf kapısı olarak görüp değerlendirmekte ve Bağımsız Denetimi yaptırmamanın sonuçlarını tartışmaktalar.

Gelinen bu noktada, yayınlan karar ile “19.12.2012 tarihli ve 2012/4213 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı“ yürürlükten kaldırılmış olup, 13.01.2011 tarihli ve 6102 sayılı TTK 398. maddesi kapsamında denetime tabi şirketlere ilişkin usul ve esasları yeniden belirtilmiştir.
Anılan karar ile bağımsız denetim;

1. Herhangi bir ölçüte bağlı olmaksızın bağımsız denetime tabi olan şirketler.
2. Belirlenen üç kriterden az ikisinin eşik değerlerini art arda iki hesap döneminde aşan diğer şirketler olmak üzere iki başlık altında toplanılmıştır.

Söz konusu karar ile belirlenen yeni kriterler aşağıda belirtilmiştir;

- Aktif toplamı 35 milyon Türk Lirası.
- Yıllık net satış hasılatı 70 milyon Türk Lirası.
- Çalışan sayısı 175 kişi.

Anılan karar ile 2017 yılında belirlenen taslak kriterlerden aktif toplamı ve yıllık net satış hasılatı aynen kabul edilmişken, taslakta 150 kişi olan çalışan sayısı 175 kişi ye çıkarılmıştır. Bir yıl gecikmeli olarak yürürlüğe girdiğini düşündüğümüz kararın, yayınlanma tarihi 26.05.2018 olmasına rağmen, geçerlilik tarihi -olması gerektiği gibi- 01.01.2018 olarak belirlenmiştir.
Yapılan bu düzenleme ile 6 bin 500 - 7 bin şirketin daha bağımsız denetim kriterlerine tabi olarak, bağımsız denetim sistemine dahil olacağı düşünülmektedir.Yani bağımsız denetim bu düzenleme ile biraz daha tabana yayılmış olacaktır. Tabii burada esas olan yasal zorunluluk yanı sıra şirketlerin bağımsız denetimi bir ayna gibi değerlendirip sonuçlarından fayda sağlamaları olduğunu unutmamak gerekir. Yılmaz Sezer

https://www.dunya.com/kose-yazisi/bagimsiz-denetime-tabi-sirketler-yeniden-belirlendi/417253

6183 sayılı AATUHK’nun 102. maddesinde amme alacağının vadesinin rastladığı takvim yılını izleyen yılın başından itibaren (5) yıl içinde tahsil edilmeyen alacaklarının zamanaşımına uğrayacağından bahis edilmektedir.[1] Keza, aynı yasanın 103. maddesinde ise ödeme, haciz tatbiki[2], cebren tahsil ve takip işlemleri neticesinde yapılan her çeşit tahsilatlar, ödeme emri tebliği, mal beyanı, mal edinme ve mal artışlarının bildirilmesi, sayılan işlemlerden herhangi birinin şahsi kefile veya yabancı kişi ve kurumların mümessillerine tatbiki veya bunlar tarafından yapılması, ihtilaflı kamu alacaklarında yargı organlarından bozma kararlarının gelmesi, amme alacağının güvenceye bağlanması, yargı organları tarafından yürütmenin durdurulmasına karar verilmiş olması, iki kamu idaresi arasında mevcut bir borç için alacaklı kamu idaresi tarafından borçlu amme idaresine borcun ödenmesi için yazılı olarak başvurulması, amme alacağının özel yasalara göre ödemek üzere müracaatta bulunulması ve/veya ödeme planına bağlanması halinde “zamanaşımının kesileceği”ve kesilmenin rastladığı takvim yılını takip eden yılın başından itibaren yeniden çalışmaya başlayacağı hüküm altına alınmıştır. [3]

Bilindiği gibi, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun 40 ve 41. maddelerinde yazılı esaslara göre yapılan ödemelerin yapılması söz konusudur. Ödeme 40. madde uyarınca yapılmışsa, bu maddede öngörülen alacaklı tahsil dairesinin yetkili ve sorumlu memurları tarafından kesilecek makbuzun tarihi, ödemenin yapıldığı tarihi göstereceğinden, zamanaşımı o tarihte kesilmiş sayılmaktadır. Ödemeler bazen bankalara da yapılabilmektedir. Bu durumda da aynı kurallar geçerlidir.

Zira, kanuna uygun şekilde yapılan ödeme, ancak bu yolla rızaen yapılan tahsil işlemini ifade etmektedir.[4]Şayet ödeme hususi ödeme şekilleri uyarınca yapılmışsa[5] çekin tahsil dairesine verildiği; paranın bankaya yatırıldığı; münakale emri üzerine paranın tahsil dairesi hesabına geçtiği gün ödeme yapılmış sayılacağından, zamanaşımı da o gün kesilmiş sayılacaktır.[6]

Çek veya münakale emrinin herhangi bir nedenle tediye edilmemesi halinde amme alacaklısının borçluya karşı rucü hakkı saklı olduğundan (md.42/2) bu hallerde zamanaşımının kesilmesinden söz edilemeyeceği açık bir konudur.

Diğer taraftan, bazı amme alacaklarının hususi kanunlarında makbuz verilmesinden başka şekillerde ödenmesi halinde de kanuna uygun ödeme bahis mevzuudur.[7]Basılı damga vurulması veya istihkaktan kesinti yapılması şekilleri ile yapılan ödemeler de zamanaşımını kesmektedir.

Uygulamada, tahsil zamanaşımını kesen nedenlerden olan ödeme konusunda, uygulamada farklı bir yol takip edilmektedir. Vergi daireleri tarafından borçlu mükellefin bilinen adresinin tespit edilmemesi ve gerekli tahsilatın yapılmaması halinde, zamanaşımı süresinin son günlerinde vergi dairesinin memur, şef, müdür yardımcısı ve müdürü tarafından cüz’i bir ödeme yapılıp tahsil zamanaşımını kesmektedirler.[8] Olayın bu boyutu artık gazete manşetlerine de taşınmış durumdadır. Yine, bir yerel vergi mahkemesi kararında da benzeri bir durum nedeniyle mükellefin bilgisi dışında idare tarafından yatırılan cüzi miktardaki paralar nedeniyle zamanaşımını kesmeye yönelik yatırılan paralar zamanaşımını kesmeyeceğine ilişkin karar verilmiştir. Gazete haberlerinde “vergi gelirlerini arttırmak için mükellefi mercek altına alan Maliyeyi zamanaşımı telaşı sardı. Vergi dairelerinde vergi müdürleri, dosyaların zamanaşımına uğramaması için kendi ceplerinden 1 veya 5 lira yatırıyor… kamunun saymanı durumunda bulunan müdürler, herhangi bir kusurları bulunması durumunda vergi borcunu kendi cebinden ödemek zorunda kalıyor….”Denilmektedir.[9]

Muvazaalı olarak kesilen bu zamanaşımında, bulunamayan mükellefin bunu iddia ve ispat etmesi mümkün değildir. Diğer taraftan, uzun süre bulunamayan bir mükellefin kendi aleyhinde olan ve büyük bir borca karşılık cüzi bir miktarın ödemesini kabul etmek iyimserlik olur.[10]Vergi borcunun ödenmesi sırasında, borcun kimin tarafından ödendiğinin sorulmaması nedeniyle bunun da ispat edilmesi son derece zordur. Ancak, bu borcun mükellefin kendisi tarafından yatırılmadığının ispat külfeti bunu iddia eden borçluya ait olacaktır.[11] Borçlunun da bunu iddia etmesi şeklen mümkün olamayacaktır. Kanaatimizce büyük meblağa baliğ olan bir borca karşılık küçük bir ödemenin yapılması muvazaa olarak kabul edilmeli ve zamanaşımının kesilmemesi gerektiğini düşünmekteyiz.[12]Gerçekten de ortada bulunmayan ve uzun zamandır hiçbir beyanname vermeyen ve münfesih duruma düşmüş bir şirket vergi dairesine ödeme yapmamaktadır. Peki, bu münfesih duruma düşmüş şirketin vergi borçlarını bilhassa yıl sonuna doğru kim ödemektedir? Üstelik ödemeler sembolik birer meblağdır.[13]

Vergi dairesinin bu yola başvurmasının şu sakıncaları olacaktır:

Bir kere tahakkuk etmiş ve tahsiline imkan olmayan uzun zamandır takip edilen bir vergiye ait zamanın yeniden uzatılması vergi dairesinin tahsilat oranını düşürmektedir.

İkincisi, cebinden para yatırarak zamanaşımı süresini uzatan yetkili kendisinden sonraki süreçte görev alacak yöneticiyi riske atmaktadır.[14]Yani cebinden para yatıran yönetici o dönemlerde zamanaşımı riskinden kurtulmakta ancak sonraki yöneticiler adresi bilinmeyen ve bulunamayan mükellefin dosyasını takipte sıkıntı yaşayacak muhtemelen o da aynı yöntemi deneyecek ve bu süreç uzayıp gidecektir.[15]

Bu durumda vergi dairesinin yapacağı işlem şu olmalıdır;

Madem zamanaşımı kanunda öngörülmüş bir haktır, o halde borçlu olan mükellefin adresi bilinemiyor, mükellefle irtibat kurulamıyor ve tahsilat yapılamıyorsa dosya tekamül ettikten sonra zamanaşımı kaçınılmaz olacaktır. Burada vergi dairesinin dikkat edeceği husus, adres araştırmasını titizlikle yapması, borçlunun mal varlığını Türkiye genelinde araştırması ve dosyayı tekamül ettirmesidir.

Böylece devletin alacağı gibi öngörülen ancak tahsil imkanı olmayan vergi ortadan kalkmış olacak hem de vergi dairesi sürüncemede olan bir dosyadan kurtulmuş olacaktır. Nazlı Gaye Alpaslan

http://www.hurses.com.tr/av-nazli-gaye-alpaslan/vergide-usul-hukukuna-aykiri-teblig-ve-tahsil-zamanasimi/haber-19144

---------------

[1] Bkz. İzmir 3. Vergi Mahkemesinin, E:2010/1612-K:2011/557 sayılı kararları.

[2] Bilindiği üzere, ödeme emrinin usulüne uygun tebliğinden sonra haciz başlatılabilir. Usulüne uygun ödeme emri tebliğ edilmediği takdirde haciz yapılamaz. Ödeme emri tebliğ edilmeden de ne e-haciz ve ne de diğer genel hacizler tatbik edilemez. Vergi dairesi tarafından Türkiye çapında malvarlığı araştırması da yapılamaz.

[3] SAKAL Mustafa, “Vergide Tahsil Zamanaşımı Yönünden Bir Yargı Kararının Analizi, İZSMMO Dayanışma Dergisi,Ağustos 2008, Sayı:103, s. 62

[4] VUK md.23

[5] AATUHK md.41

[6] AATUHK md.44

[7] AATUHK md.40/2

[8] ARSLAN Mehmet, “6183 sayılı AATUHK’da Yer Alan Zamanaşımı ve Vergi Borcu Zamanaşımına Girmesin Diye İdarenin Yaptığı Ödemenin İrdelenmesi”, Lebin Yalkın Mevzuat Dergisi, Ocak 2008, Sayı:49, s.474-475

[10] Böyle bir durum karşısında mükellefin bilgisi dışında idarenin para yatırmasının yasal dayanağı bulunmamaktadır. Kaldı ki, vergi dairesinin mükellefin gıyabında mükellefin borcuna mahsuben para yatırması olanaksızdır.

[11] VUK md.3

[12] Bkz. ARSLAN Mehmet, agm. s. 475

[13] Dnş. 7. D. kararı, 6.12.2005 gün ve E:2003/924-K:2005/3145 sayılı kararları.

[14] Bu şekilde bir işlem Türk Ceza Yasasına göre görevi kötüye kullanma suçuna neden olan bir fiildir. Böylelikle bu suçu işleyen devlet memuru hakkında suç duyurusu başlatıldığı takdirde görevi kötüye kullanmadan dolayı yargılanabilir. (Bkz. TCK md. 257)

[15] ARSLAN Mehmet, agm. s.475

Pazar, 27 Mayıs 2018 12:57

Malulen Emeklilik Hastalık Listesi

Malulen emeklilik sartlarindan birisi de SGK yönetmeliğine göre belirlenen malulen emeklilik hastalık listesinde yer alan hastalıklardan birisine sahip olmadır. Malülen emeklilik şartları arasında olmazsa olmaz öneme sahip olan hastalık listesine buradan ulaşabilirsiniz 

H  A  S  T  A  L  I  K    L  İ  S  T  E  S  İ

A.        NÖROLOJİ

  1. Epilepsi – konvülsif epilepsi: (grand mal veya psikomotor) Tipik bir nöbetin detaylı bir şekilde tarif edilerek belgelendirildiği, ilişkili olan tüm olayları içeren; en az 3 aylık tedaviye rağmen ayda üç ve üçten fazla yaşanan ve beraberinde;
    1. Gündüz yaşanan ataklar (bilinç kaybı ve konvülsif nöbetler)

veya

    1. Gün boyunca aktiviteyi belirgin olarak kötüleştiren artçıları bulunan gece atakları.
  1. Epilepsi – nonkonvülsif epilepsi: (petit mal, psikomotor, fokal) İlişkili olan tüm olayları içeren tipik bir nöbet şeklinin detaylı bir şekilde tarif edilerek belgelendirildiği, en az 3 aylık tedaviye rağmen haftada birden daha sık ortaya çıkan ve beraberinde
  1. A. Bilinç değişiklikleri veya bilinç kaybı ve atipik davranış gibi geçici postiktal bulguların olması

veya

  1. B. Gün boyunca aktiviteyi belirgin olarak kötüleştirmesi.
  1. Santral sinir sistemi vasküler hastalıkları: Aşağıdakilerden biri ile beraber en az 1 yıldır olan post-vasküler hastalık:
    1. Sekel halini almış, başarısız konuşma veya iletişime neden olan duyusal veya motor afazi;

veya

    1. Kaba ve beceri gerektiren hareketlerde veya yürüme ve duruşta devamlı bozukluğa neden olan, etkilenen vücut yarısında veya tek ekstremitede motor fonksiyonun belirgin ve kalıcı olarak bozulması ve efektif ambulasyonun[1] ve kendine bakım aktivitelerinin sağlanamaması. (Bozukluğun değerlendirilmesi parmak, el ve kol kullanım engeli ve/veya hareket engeli derecesine bağlıdır.)
  1. Benign beyin tümörleri: 1, 2, 3. başlıkları altında veya etkilenen vücut sistemi kriterleri içinde değerlendirilir.
  2. Parkinson Sendromu: Tek başına veya diğer bulgular ile beraber kaba ve beceri gerektiren hareketlerde veya yürüme ve duruşta devamlı bozukluğa neden olan, iki ekstremitede belirgin rijidite, bradikinezi veya tremor ile giden ve tedaviye yanıt vermeyen olgular.
  3. Serebral Palsi: 
    1. IQ düzeyi 50 veya altında

veya

    1. Zarar vericilik veya duygusal instabilite gibi anormal davranış şekilleri

veya

    1. Konuşma, işitme veya görsel kusur nedeniyle olan belirgin iletişim bozukluğu

veya

    1. 3B’de tarif edildiği şekilde olan motor fonksiyon bozukluğu
  1. Spinal kord, sinir kökü lezyonları, dejeneratif nörolojik hastalıklar veya herhangi bir nedene bağlı olan:
    1. 3B’de tarif edildiği şekilde olan motor fonksiyon bozukluğu

veya

    1. Anal inkontinans

veya

    1. Daimi sonda kullanmayı gerektiren

veya

    1. Günde 3 kez ve üzeri TAK yapmak zorunda olan idrar inkontinansı.
  1. Multiple Skleroz:
    1. 3B’de tarif edildiği şekilde olan kalıcı motor fonksiyon bozukluğu

veya

    1. Görme veya mental bozukluğun bulunması.(Bu durumlarda değerlendirme ilgili vücut sistemine göre yapılır)

veya

    1. Multiple skleroz sürecinde patolojik olarak etkilendiği bilinen santral sinir sistemi alanlarındaki nörolojik işlev bozukluğundan kaynaklanan, fizik muayene ile gösterilen, motor fonksiyonda belirgin yorgunluk ile tekrarlayıcı aktivitedeki anlamlı kas zayıflığı

veya

    1. EDSS 5,5 ve üzeri olması.
  1. Amyotrofik lateral skleroz
  2. Anterior poliomyelit ile birlikte:
    1. Konuşma, yutma veya nefes almada belirgin güçlük olması

veya

    1. 3B’de tarif edildiği şekilde olan motor fonksiyon bozukluğu
  1. Myastenia gravis ile birlikte:
    1. Tedavi altında olmasına rağmen konuşma, yutma veya nefes almada belirgin güçlük olması

veya

    1. Tedavi altında olmasına rağmen, dirence karşı olan tekrarlayıcı eylemde yer alan ekstremite kaslarında belirgin motor zayıflık olması.
  1. Müsküler distrofi ile birlikte: 3B’de tarif edildiği şekilde olan motor fonksiyon bozukluğu
  2. Periferal nöropatiler ile birlikte:
    1. Tedaviye rağmen sekel halini almış 3B’de tarif edildiği şekilde  motor fonksiyon bozukluğu

veya

    1. Tek veya çift taraflı sekel halini almış total brachial plexus lezyonu(EMG ile kanıtlanmış)
  1. Tedaviye rağmen anlamlı düzelme göstermeyen subakut kombine kord dejenerasyonu (pernisiyöz anemi v.b) ile birlikte 3B’de tarif edildiği şekilde olan motor fonksiyon bozukluğu.
  2. Huntington Koresi, Friedrich ataksisi gibi  dejeneratif hastalıklar, spino-serebellar dejenerasyon veya serebellar hastalıklar: Beraberinde;
    1. Başkasının yardımını gerektirecek düzeyde denge bozukluğu, 3B’de tarif edildiği şekilde olan motor fonksiyon bozukluğu,

veya

    1. Kronik beyin sendromu (Bulgular Psikiyatri bölümünde yer alan maddelere göre  değerlendirilir)
  1. Serebral travma:

Bu bölümde yer alan 1, 2, 3 maddelerine ve Psikiyatri bölümünde ki kriterlere göre  değerlendirilir.

  1. Syringomyeli:
    1. Ciddi bulbar belirtiler

veya

    1. 3B’de tarif edildiği şekilde olan motor fonksiyon bozukluğu
  1. Demans:

Günlük yaşam aktivitelerini yapabilmesi için yönlendirme ve destek gerektirecek düzeyde kognitif bozulma (ileri derecede demans)

B.        PSİKİYATRİ

  1. (IQ 50 ve altı) Zeka gerilikleri  
  2. Tedaviye rağmen çalışma olanağı vermeyen şizofreni ve alt tipleri
  3. Tedaviye rağmen çalışma olanağı vermeyen şizoafektif bozukluk
  4. Tedaviye rağmen çalışma olanağı vermeyen sanrısal bozukluklar
  5. Tedaviye rağmen çalışma olanağı vermeyen atipik veya başka türlü sınıflandırılamayan psikozlar
  6. Tedavi ile işlevselliği düzelmeyen progresyon gösteren ve çalışma olanağı vermeyen bipolar bozukluk
  7. Tedavi ile işlevselliği düzelmeyen ve çalışma olanağı vermeyen beyin hasarı, beyin işlev bozukluğuna bağlı davranış bozuklukları (organik kişilik ve davranış bozukluğu, frontal lob sendromu, v.b.)
  8. Tedavi ile işlevselliği düzelmeyen ve çalışma olanağı vermeyen psikotik özellikli kronik obsesif kompulsif bozukluk, kronik travma sonrası stres bozukluğu ve komorbiditesi[2]
  9. Tedavi ile işlevselliği düzelmeyen ve çalışma olanağı vermeyen beyin hasarı, beyin işlev bozukluğu ve bedensel hastalıklara bağlı ruhsal bozukluklar (organik bipolar tiplerini içerir, organik sanrılı bozukluk, demansiyel ve amnestik v.b. tablolar)
  10. Yaygın gelişimsel bozukluklar (otistik bozukluk, asperger v.b.)

C.        GÖZ HASTALIKLARI

  1. Görme azlığı
    1. Bariz bir patolojinin varlığını ileri tetkiklerin de desteklediği en iyi düzeltmeyle bile artmayan, her bir gözün görme keskinliğini ileri derecede bozan görme azlığı (Bilateral 0,1 [20/200] ve bu seviyenin altında görme keskinliği olması)
    2. Bu madde kapsamında yer alan katarakt, üveit, glokom, retina hastalıkları tedavi sonrası değerlendirilir.
  1. Pterjium ve semblafaron

Bilateral 0,1 (20/200) ve bu seviyenin altında görme keskinliğini bozan korneada ileri derecede bulanıklığa neden olan, tekrarlayan, tedaviden fayda görmeyen iki taraflı pterjium veya semblafaron

  1. Keratitler ve grefon hastalığı

Bilateral 0,1 (20/200) ve bu seviyenin altında görme keskinliğini bozan keratitler veya grefon hastalığı

  1. Keratokonus

Bilateral 0,1 (20/200) ve bu seviyenin altında görme keskinliğini bozan, kontakt lensten yararlanmayan iki taraflı keratokonus

  1. Üveitler

Bilateral 0,1 (20/200) ve bu seviyenin altında görme keskinliğini bozan, tekrarlayan, tedaviden fayda görmeyen üveitler

  1. Retina Kanamaları

Bilateral 0,1 (20/200) ve bu seviyenin altında görme keskinliğini bozan, sık  tekrarlayan, sekel bırakmış, tedavisi güç retina kanamaları

  1. Orbita Patolojileri

Bilateral 0,1 (20/200) ve bu seviyenin altında görme keskinliğini bozan, her iki göz yuvarlağını hareketsiz kılan, sekel bırakmış orbita travmaları, iltihapları veya tümörleri

  1. Retinopatiler

Bilateral 0,1 (20/200) ve bu seviyenin altında görme keskinliğini bozan, tedaviden fayda görmeyen retinopatiler, retina dejeneresansları, makülopatiler

  1. Görme alanı patolojileri

Her iki gözde periferik görme alanının 10°’ye kadar daralarak sekel oluşturması ve tübüler görme seviyesine düşmesi

  1. Ptozis

Cerrahi tedaviden yarar görmeyen, görüş alanına engel olan, sekel halindeki bilateral göz kapağı düşüklüğü

  1. Diplopi

Primer pozisyonda çift görmeye neden olan, sekel halindeki her iki göz kaslarının paralizisi

D.        KULAK BURUN BOĞAZ HASTALIKLARI

  1. Komplikasyonlu sağırlık

Yardımsız ayakta durmayı engelleyen denge bozuklukları ile birlikte olan, ameliyat ve işitme cihazlarıyla düzeltilemeyen kalıcı iki taraflı çok ileri düzeyde işitme kaybı

  1. Dil

Etiyolojisine bakılmaksızın dilin en az 2/3 ünün alınması 

  1. Larenks

Etiyolojisine bakılmaksızın sürekli kanül kullanmayı gerektiren total yada kısmi larenks  yokluğu

  1. Ses organları

Düzeltilemeyen ağır dispne ve afoni ile birlikte olan iki taraflı hastalık, travma ve tümörleri

E.        ONKOLOJİ[3]

  1. Baş ve boyunun yumuşak doku ve diğer malign tümörleri : Tüm kulak (iç,orta,dış), burun, paranasal sinüs, nazofarenks, dudak, yanak, dil, ağız tabanı, çene (tükrük bezleri ve tiroid bezi hariç)
  1. Antineoplastik tedaviyi takiben ilerleyen hastalık

veya  

  1. Antineoplastik tedavi sonrasında rekurrens gösteren (gerçek vokal kordlarda olan rekürrens hariç) hastalık

veya

  1. Bölgesel lenf nodları dışındaki uzak organ veya uzak lenf nodları metastazı varlığı
  1. Cilt
  1. Sarkom veya karsinom: Anrezektabl lokal veya anrezektabl metastatik hastalık
  2. Melanoma: 1 veya 2’de tanımlandığı şekilde;
  3. Geniş eksizyon sonrası metastaz yapmış (rekürren hastalık olarak kabul edilmeyen, başka bir bölgede ortaya çıkan primer melanoma hariç)
  4. a veya b’de tanımlanan metastazları bulunan;
    1. Anrezektabl 2 veya daha fazla değişik anatomik bölgede lenf bezi metastaz varlığı (Görüntüleme yöntemleri veya fizik muayene ile saptanabilmelidir)
    2. Anrezektabl komşu cilde veya daha uzak bölgelere olan metastazlar
  1. Yumuşak Doku Sarkomu
  1. Anrezektabl bölgesel veya uzak metastazlar ile beraber olan

veya

  1. Antineoplastik tedavi sonrasında ilerleyen veya tekrarlayan anrezektabl hastalık
  1. Lenfoma (T-hücreli Lenfoblastik Lenfoma hariç)
  1. Non-Hodgkin lenfoma: 1 veya 2’de tanımlanan şekliyle;
  2. Agresif lenfoma (diffüz büyük B-hücreli lenfoma dahil), başlangıç antineoplastik tedavi sonrasında ilerleyen hastalık
  3. 12 aylık periyot süresince birden fazla antineoplastik tedavi başlanması gereksinimi olan, yavaş ilerleyen lenfomalar (mikozis fungoides ve foliküler küçük çentikli hücreli dahil)
  4. Hodgkin hastalığı: Antineoplastik tedaviden  sonra ilerleyen hastalık   
  5. Kemik iliği veya kök hücre nakli ile beraber olan lenfomalar: Nakil tarihinden itibaren en az 12 ay süreyle malul olarak kabul edilir. Sonrasında,  var olan herhangi bir rezidü hasar(lar)ı etkilenen vücut sistemi kriterleri altında değerlendirilir.
  1. Lösemiler
  1. Akut lösemi (T-hücreli lenfoblastik lenfoma dahil): tanı veya relaps tarihinden itibaren en az 24 ay süreyle; kemik iliği veya kök hücre naklinden itibaren en az 12 ay süreyle malul olarak kabul edilir. Sonrasında, var olan herhangi bir rezidü hasar(lar)ı etkilenen vücut sistemi kriteleri altında değerlendirilir.
  2. Kronik myelojenöz lösemi: 1 veya 2’de tanımlanan şekliyle;
  3. Hızlanmış (akselere) veya blast fazı; tanı veya relaps tarihinden itibaren en az 24 ay süreyle, kemik iliği veya kök hücre naklinden itibaren en az 12 ay süreyle malul olarak kabul edilir. Sonrasında, var olan herhangi bir rezidü hasar(lar)ı etkilenen vücut sistemi kriterleri altında değerlendirilir.
  4. Kronik faz; a veya b’de tanımlanan şekliyle:
    1. Kemik iliği veya kök hücre naklinden itibaren 12 ay süreyle malul olarak kabul edilir. Sonrasında,  var olan herhangi bir rezidü hasar(lar)ı etkilenen vücut sistemi kriterleri altında değerlendirilir.
    2. Antineoplastik tedaviye rağmen progresif seyreden hastalık
  5. Kronik lenfositer lösemi:
  6. Akut lösemiye dönüşüm gösteren

veya

  1. 12 aylık periyod süresince birden fazla antineoplastik tedavi başlanması gereksinimi olan
  1. Multipl Myelom
  1. Antineoplastik tedavi sonrasında tedaviye yanıtın alınamadığı veya progresif seyrettiği

veya

  1. Kemik iliği veya kök hücre nakli ile beraber olan durumlar; kemik iliği veya kök hücre naklinden itibaren 12 ay süreyle malul olarak kabul edilir. Sonrasında, var olan herhangi bir rezidü hasar(lar)ı etkilenen vücut sistemi kriterleri altında değerlendirilir.
  1. Tükrük bezleri

Anrezektabl uzak metastazları bulunan karsinom veya sarkom

  1. Tiroid bezi
  1. Anaplastik (andiferansiye) karsinom

veya

  1. Anrezektabl ve bölgesel lenf nodlarını aşan metastazları bulunan ve radyoaktif iyot tedavisine cevap vermeyen progresif seyreden karsinom

veya

  1. Anrezektabl uzak metastazı bulunan medüller karsinom
  1. Meme (sarkoma hariç)
  1. Anrezektabl lokal olarak ilerlemiş karsinom (inflamatuar karsinom, göğüs duvarı veya cilde doğrudan uzanımı bulunan herhangi bir boyuttaki tümör, aynı taraftaki internal mamarian lenf nodlarına metastazı bulunan herhangi bir boyuttaki tümör)

veya

  1. Lokal ileri evre veya metastatik hastalıkta verilen antineoplastik tedaviye rağmen ilerleyen hastalık
  1. İskelet sistemi  sarkomu
  1. İnoperabl veya anrezektabl hastalık

veya

  1. Antineoplastik tedavi sonrası tekrarlayan ve anrezektabl olan hastalık

veya

  1. Anrezektabl uzak metastazı bulunanlar
  1. Maxilla, orbita veya temporal fossa
  1. Anrezektabl bölgesel veya uzak metastazı bulunan, herhangi bir tip sarkom veya karsinom

veya

  1. Orbitaya veya etmoid veya sfenoid sinuslere uzanımı bulunan antrum karsinomu (nazofarinks tümörü hariç)

veya

  1. Kafa tabanına, orbitaya, meninkslere veya sinuslere uzanımı bulunan tümörler
  1. Sinir sistemi
  1. 1 veya 2’de tanımlanan şekliyle, santral sinir sisteminin (beyin ve spinal kordun) malign tümörleri:
  2. Medulloblastom veya diğer primitif nöroektodermal tümörler (PNET) gibi oldukça malign olan, belgelenmiş metastazı olan tümörler, glioblastome multiforme, ependimoblastom, diffüz intrinsik beyin sapı gliomları veya primer sarkomlar
  3. Antineoplastik tedaviyi takiben progresif olan veya rekürrens gösteren anrezektabl hastalık

veya

  1. 1 veya 2’de tanımlanan şekliyle, periferal sinir veya sinir kökü malign tümörleri:
  2. Metastazı bulunan
  3. Antineoplastik tedaviyi takiben progresif olan veya rekürrens gösteren
  1. Akciğerler
  1. Akciğerin küçük hücreli olmayan karsinomları

İnoperabl, anrezektabl, rekürens gösteren veya hiler nodlara veya daha uzağa metastazı bulunan

veya

  1. Küçük hücreli karsinom: Toraksa sınırlı hastalıkta uygulanan tedavilere rağmen ilerleyen veya yaygın hastalık olması

veya

  1. Anrezektabl superior sulcus karsinomu (pancoast tümörleri dahil)
  1. Plevra veya mediasten
  1. Antineoplastik tedaviye rağmen ilerleyen plevranın malign mezotelyoması
  2. 1 veya 2’de tanımlandığı şekliyle, mediastenin malign tümörleri:
  3. Bölgesel lenf nodlarına veya daha uzağa metastazı bulunan (germ hücre tümörleri hariç)
  4. Başlangıç antineoplastik tedaviyi takiben progresif olan veya rekürrens gösteren
  1. Ösefagus veya mide
  1. Ösefagusun karsinomu veya sarkomu (gastrointestinal stromal tümör hariç)
  2. 1 veya 2’de tanımlandığı şekliyle, mide karsinomu veya sarkomu;
  3. İnoperabl, anrezektabl, komşu yapılara uzanımı bulunan veya rekürrens gösteren
  4. Uzak organ ve uzak lenf nodlarına metastazı bulunan
  5. Antineoplastik tedavilere dirençli veya ilerleyen gastrointestinal stromal tümör
  1. İnce barsağın karsinomu, sarkomu veya karsinoid tümörleri
  1. İnoperabl, anrezektabl veya rekürrens gösteren (gastrointestinal stromal tümör hariç)

veya

  1. Bölgesel lenf nodlarından daha uzağa metastazı bulunan (gastrointestinal stromal tümör hariç)

veya

  1. Antineoplastik tedavilere dirençli veya sistemik tedaviye cevap vermeyen ilerleyen gastrointestinal stromal tümör
  1. Kalın barsak (ileoçekal valvden itibaren, anal kanal dahil)
  1. İnoperabl, anrezektabl veya rekürrens gösteren adenokarsinom

veya

  1. Cerrahi sonrası rekürrens gösteren anüsün skuamoz hücreli karsinomu

veya

  1. Bölgesel lenf nodlarından daha uzağa metastazı bulunan

 

  1. Karaciğer, safra kesesi, safra yolları
  1. Anrezektabl karaciğerin malign tümörleri
  2. Anrezektabl safra kesesinin malign tümörleri
  3. Anrezektabl safra yollarının malign tümörleri
  1. Pankreas
  1. Anrezektabl karsinom (adacık hücreli karsinomlar hariç) veya relaps hastalık

veya

  1. Fizyolojik olarak aktif, inoperabl veya anrezektabl olan adacık hücreli tümörler
  1. Böbrekler, adrenal bez veya üreterlerin karsinomu
  1. İnoperabl, anrezektabl hastalık

veya

  1. Cerrahi olarak çıkarılamayan nüks veya uzak metastazı olan karsinomlar
  1. Mesanenin karsinomu
  1. Mesane dışına taşan hastalık

veya

  1. Total sistektomi sonrası rekürrens gösteren

veya

  1. İnoperabl veya anrezektabl olan
  1. Kadın genital yollarının karsinomu veya sarkomu
  1. 1 veya 2’de tanımlandığı şekliyle uterin korpus:
  2. Antineoplastik tedavilere cevap vermeyen ilerleyen lokal ileri hastalık veya antineoplastik tedaviye cevap vermeyen uzak organ metastazları
  3. Antineoplastik tedaviyi takiben progresif olan veya rekürrens gösteren
  4. 1 veya 2’de tanımlandığı şekliyle uterin serviks:
  5. Pelvik duvara, vajinanın alt bölümüne veya komşu veya uzak organlara metastazı bulunan
  6. Antineoplastik tedaviyi takiben progresif olan veya rekürrens gösteren
  7. 1 veya 2 veya 3’de tanımlandığı şekliyle vulva veya vajina:
  8. Komşu organlara invazyon gösteren
  9. Bölgesel lenf nodlarına veya daha uzağa metastazı bulunan
  10. Antineoplastik tedaviyi takiben progresif olan veya rekürrens gösteren
  11. Fallop tüpleri: Antineoplastik tedaviyi takiben progresif olan veya rekürrens gösteren
  12. 1 veya 2’de tanımlandığı şekliyle, overler:
  13. Aşagıdakilerden en az bir tanesinin bulunduğu germ hücreli tümörler dışındaki tüm malign tümörlerde:
    1. Pelvis dışına uzanım gösteren tümör(örneğin; periton, omentum veya barsak yüzeylerinde tümör implantlarının bulunması)
    2. Antineoplastik tedaviyi takiben rekürrens gösteren
  14. Germ hücreli tümörler; antineoplastik tedaviyi takiben progresif /nüks gelişen ve anrezektabl olanlar
  1. Prostat bezinin karsinomu
  1. Hormon tedavisine rağmen progresyon gösteren ileri evre hastalık

veya

  1. Kemik dışı visseral metastazı bulunan (iç organlara olan metastazlar)
  1. Testis: Antineoplastik tedaviyi takiben progresif  olan veya cerrahi olarak çıkartılamayan  rekürrens veya  metastatik tümör
  2. Penis: Anrezektabl bölgesel lenf nodlarına veya daha uzağa metastazı bulunan karsinom
  3. Uygun incelemeye rağmen primer kaynağın bilinmediği durumlar

Cerrahi, radyoterapi, antineoplastik tedaviye yanıt vermeyen, ilerleyici hastalık gösteren boyun lenf nodlarına yayılmış, metastatik karsinom veya sarkom

  1. Kemik iliği veya kök hücre nakli ile tedavi edilmiş malign neoplastik hastalıklar
  1. Allojenik transplantasyon: Nakil tarihinden itibaren en az 12 ay süreyle malul olarak kabul edilir. Sonrasında,  var olan herhangi bir rezidü hasar(lar)ı etkilenen vücut sistemi kriteleri altında değerlendirilir.

veya

  1. Otolog transplantasyon: Nakil de dahil olmak üzere, tedavi planı altında tedavinin başladığı ilk tarihten itibaren en az 12 ay süreyle malul olarak kabul edilir.  Sonrasında,  var olan herhangi bir rezidü hasar(lar)ı etkilenen vücut sistemi kriteleri altında değerlendirilir.
  2. 28. Diğer maddelerde maluliyet süresi belirtilmeyen ve “İyi diferansiye tiroid kanserleri ve derinin bazal hücreli kanseri” dışındaki tüm malign hastalıklar teşhis tarihinden itibaren 18 ay süresince malul kabul edilir ve bu süre sonunda hastalık durumuna göre maluliyet yönünden tekrar değerlendirilir

F.        HEMATOLOJİ

  1. Anemiler
  1. Ağır aplastik anemi (nötrofil 200-500, trombosit 20000’in altı); sık transfüzyon gereksinimi[4]           
  2. Fankoni aplastik anemisi ve diğer konjenital aplastik anemiler; sık transfüzyon gereksinimi olan
  3. Diamond Blackfan anemisi (konjenital hipoplastik anemi); tedavilere yanıt vermeyen
  4. Eritrosit enzim ve membran defektleri ile seyreden, Hb <8 g/dl olan ağır anemiler
  5. Ağır ve terminal dönem Paroksismal Nokturnal Hemoglobinüri
  6. Oto-immün hemolitik anemiler(İdiyopatik ve sekonder otoimmün hemolitik anemiler) Tedaviye yanıt vermeyen ve Hb <8 g/dl ile seyreden
  7. Orak hücre hastalığı veya varyantları: Aşağıdakilerden biri ile beraber
  8. 5 ay boyunca en az 3 kez olduğu tespit edilen ağrılı trombotik   krizler
  9. 12 ay boyunca en az 3 kez uzamış hospitalizasyona (acil bakımın dışında) ihtiyaç duyulması
  10. Htc seviyesinin %26 veya altında seyrettiği kronik ciddi anemi
  11. Kalıcı bozuklukların değerlendirilmesi; etkilenen vücut sistemi kriterleri altında yapılır.
  12. Thalassemi majör ve/veya intermedia
  13. Sık transfüzyon gereksinimi olan homozigot talasemi majör

veya

  1. Hipersplenizm bulguları olan, Fe şelasyon tedavisi gerektirecek düzeyde serum Fe ve Ferritin değerlerinde yükselme olması
  • Myelodisplastik sendrom; IPSS’e göre orta risk olarak değerlendirilen beraberinde kompleks sitogenetik bozukluk veya standart tedaviye yanıt vermeyen ağır sitopenisi olan
  1. Primer Myelofibrozis; COLOGNE kriterlerine göre evre 3-4 olan
  1. Ağır ve remisyona girmeyen Malign Monoklonal Gammapatiler
  2. Primer Hemofagositik Sendrom
  3. Kronik granülositopeni : A ve B’ deki maddelerle beraber
  1. Kesin nötrofil sayısının tekrarlayan sayımlarda mm3 de 1000’in altında olması
  2. 5 ay boyunca en az 3 kez oluştuğu tesbit edilen rekürren sistemik bakteriel enfeksiyonlar
  1. Esansiyel trombositemi, esansiyel polistemi, polistemia vera v.b. myeloproliferatif hastalıklar; (KML ve KLL dışında) Hayatı tehdit eden tromboz ve/veya kanamaya neden olan veya lösemik dönüşüm gösteren
  2. Hemostaz bozuklukları (İTP, trombosit fonksiyon bozuklukları, vasküler nedenler); Ağır ve hayati kanamalar ile seyreden primer hemostaz bozuklukları (tedavinin bitiminden bir yıl sonra kontrol)
  3. Koagülasyon defektleri (hemofili veya benzer hastalıklar)
  1. 5 ay içinde en az 3 kez transfüzyona ihtiyaç duyan spontan hemoraji ile beraber

veya

  1. Faktör aktivitesi % 3’ün altında olan (en az iki kez , farklı zamanda ölçülmüş)
  1. Kemik İliği/ Kök Hücre Nakli: Onkoloji bölümünde yer alan kriterlere göre değerlendirilir.

G.        ORTOPEDİ VE TRAVMATOLOJİ

  1. Amputasyonlar
  1. Üst Ekstremite Amputasyon Düzeyi
  2. Skapulotorasik (tek taraflı)
  3. Omuz dezartikülasyonu (tek taraflı)
  4. Kol (omuz ile dirsek arası) (tek taraflı)
  5. Dirsek dezartikülasyonu (tek taraflı)
  6. Bilateral ön kol
  7. Bilateral el bileği
  8. Bilateral metakarpofalangiyal eklemden tüm parmaklar
  9. Bilateral metakarpofalangiyal eklemden baş parmak dahil 8  parmak
  10. Alt Ekstremite Amputasyon Düzeyi
  11. Hemipelvektomi
  12. Kalça dezartikülasyonu (tek taraflı)
  13. Diz üstü
  14. a. Proksimal (tek taraflı)
  15. b. Bilateral orta ve distal
  16. Bilateral diz dezartikülasyonu
  17. Diz altı
  18. a. Bilateral proksimal
  19. b. Bilateral orta
  20. c. Bilateral distal
  21. Ayak - Bilateral Syme
  22. Dizaltı veya üstündeki seviyelerden bir alt ekstremite amputasyonu ve bir el bileğinin amputasyonu sonucu efektif ambulasyonun sağlanamaması
  1. Eklemlerin Majör Disfonksiyonları

Herhangi bir sebebe bağlı olarak etkilenen eklemlerde ciddi anatomik deformite (subluksasyon, kontraktür, osseöz veya fibröz ankiloz, instabilite v.b.) ile beraber hareket kısıtlılığı veya anormal hareketlerin bulunduğu durumlar.

  1. Bilateral kalça ekleminin tam ankilozu
  2. Bilateral diz ekleminin 30° ve üzerinde fleksiyon pozisyonunda ankilozu
  3. Kürek kemiğinin sabit hale gelmesine neden olan iki taraflı omuz eklem ankilozu
  4. Bilateral üst ekstremite eklemlerin tutulumu sonucu ince ve kaba hareket becerilerinin kaybı ve kendine bakım aktivitelerinin gerçekleştirilememesi
  1. Skolyoz, kifoz, kifoskolyoz gibi omurganın anormal eğrilikleri sonucu kardiyak veya solunum sisteminin etkilendiği durumlar (değerlendirme ilgili vücut sistemine göre yapılır.)

H.        ROMATOLOJİ[5]

  1. Sistemik Sklerosis (skleroderma)
  1. 3 veya daha fazla organ/vücut sisteminin tutulması(organ/vücut sisteminden birinin tutulma derecesi en az orta düzeyde olmalı)

veya

  1. Aşağıdakilerden birinin bulunması.
  2. Ayaklarda parmak kontraktürü veya sabit deformite sonucu efektif ambulasyonu sağlayamama
  3. Her 2 elde parmak kontraktürleri veya sabit deformiteler nedeniyle ince ve kaba hareket becerilerini efektif yapamama.
  4. Alt ekstremitelerde atrofi ile beraber irriversible hasarlar sonucu efektif ambulasyonu  sağlayamama
  5. Her 2 üst ekstremitede atrofi ile beraber irriversible hasarlar sonucu ince ve kaba hareket becerilerini efektif sağlayamama.

veya

  1. Raynaud’s fenomeni
  2. En az 2 ekstremiteyi etkileyen gangren

veya

  1. El veya ayak parmaklarındaki  iskemiyle beraber bulunan ülserler nedeniyle efektif ambulasyonu   veya ince, kaba hareket becerilerini sağlayamama
  1. Polimyozit ve Dermatomyozit: Aşağıdakilerden birinin bulunması;
  1. Proksimal kuşak (pelvis veya omuz) kalıcı kas gücü kaybı nedeniyle efektif ambulasyon veya ince ve kaba hareket becerilerini efektif sağlayamama.
  2. Kas zayıflığına bağlı tedaviye cevap vermeyen aspirasyon ile beraber yutma güçlüğü (disfaji)
  3. İnterkostal ve diyaframatik kaslarda güç kaybına bağlı solunum bozulması.
  4. Diffüz kalsinosis sonucu efektif ambulasyonu veya ince ve kaba hareket becerilerini efektif sağlamasına engel olacak eklem limitasyonları
  1. Sistemik Lupus Eritamatozis, Sistemik Vaskülit, Sjögren Sendromu, Undifferansiye ve Mixed Konnektif  Doku Hastalığı v.b.

 3 veya daha fazla organ/vücut sisteminin tutulması(organ/vücut sisteminden birinin tutulma derecesi en az orta düzeyde olmalı)

  1. Behçet Hastalığı

Vena cava superior ve/veya vena cava inferior sendromu gibi vasküler komplikasyonlar,  görme kaybıyla sonuçlanan göz tutulumu veya pulmoner veya SSS gibi en az 2 veya daha fazla sistem/organın en az orta düzeyde tutulması.

  1. İnflamatuar Artritler
  1. İnatçı inflamasyon veya kalıcı deformite nedeniyle
  2. Ağırlık taşıyan majör periferal eklemlerin tutulumu ile efektif ambulasyon sağlanamaması

veya

  1. Her iki üst ekstremitede majör periferal eklem tutulumu ile ince ve kaba hareket becerisinin kaybı.
  2. Bir veya daha fazla periferal eklemde inflamasyon veya deformite ile beraber birinin en az orta derecede olmak üzere iki veya daha fazla organ/vücut sisteminin tutulması.
  3. Ankilozan spondilit veya diğer spondiloartropatilerde omurga tutulumunda
  4. Dorsolomber veya servikal omurganın uygun görüntüleme tetkikleri ve fiziksel muayenede vertikal pozisyondan (sıfır dereceden) 50° veya daha fazla fleksiyonda ankiloze  olması.

veya

  1. Dorsolomber veya servikal omurganın uygun görüntüleme tetkikleri ve fiziksel muayenede vertikal pozisyondan (sıfır dereceden) 30° veya üzerinde (50°’den az) fleksiyonda ankiloze olması ve herbiri en az orta derecede olmak üzere iki veya daha fazla organ/vücut sisteminin tutulması.

I.         GASTROENTEROLOJİ VE HEPATOLOJİ

  1. Gastrointestinal Kanamalar

Portal Hipertansiyona bağlı olarak gelişen, endoskopik ve medikal tedavi ile hastaneye yatış gerektiren;

  1. TİPS veya cerrahi tedavi gerektiren

veya

  1. Aşağıdakilerden en az birinin varlığı
    1. Parasentez gerektiren asit,
    2. Torasentez gerektiren hepatik hidrotoraks,
    3. Spontan bakteriyel peritonit,
    4. Hepatik ensefalopati,
    5. Hepatorenal sendrom,
    6. Hepatopulmoner sendrom
  1. Karaciğer Sirozu
  1. Aşağıdakilerden birinin varlığı
  2. Son 1 yılda en az 2 defa hastaneye yatış ve terapötik parasentez gerektiren asit
  3. Son 1 yılda en az 2 defa hastaneye yatış gerektiren spontan bakteriyel peritonit
  4. Hepatopulmoner Sendrom
  5. Hepatik Ensefalopati
  6. Hepatik Hidrotoraks
  7. Portopulmoner hipertansiyon
  8. Hipersplenizm
  9. End Stage Karaciğer Sirozu (SSA CLD skoru 22 veya üzeri olanlar)
  1. Karaciğer transplantasyonu 
  2. İnflamatuar Bağırsak Hastalıkları
  1. Stenotik lezyonu olan inflamatuvar barsak hastalığı: Endoskopik veya radyolojik olarak ince barsak ve kolonda ortaya konmuş proksimalindeki dilatasyonun olduğu stenotik lezyonu olan hastaların (Adhesiv stenozlar hariç) hastaneye yatırılarak uygun medikal, endoskopik dekompresif tedaviler ile kontrol edilemeyen ve son altı ay içinde en az iki defa cerrahi tedavi ihtiyacı olmuş crohn hastalığı.
  2. Stenozan olmayan inflamatuvar barsak hastalığı

Son 6 aylık takipte aşağıdakilerden en az  ikisinin varlığı

  1. Medikal ve cerrahi tedavi ile kontrol edilemeyen fistülizan tip hastalık
  2. VKI 17,5 in altında olması (bir yıl sonra kontrol gerekir)
  3. Günlük beslenme ihtiyacının gastrostomi veya venöz kateter yoluyla total parenteral nutrisyonla sağlanması
  4. Son iki ay içinde en az 3 farklı zamanda narkotik analjezikler ile kontrol altına alınamayan karın ağrısı, hassasiyet veya ele gelen kitle olması
  5. Son iki ay içinde yapılan tedavilere rağmen Albumin’in 3gr/dl, Hemoglobinin 10gr/dl’in üzerine çıkarılamaması (transfüzyonsuz)
  6. Son iki ay içinde en az 3 farklı zamanda perianal fistül veya drene edilen perianal absenin narkotik analjeziklere rağmen ağrı kontrolünün sağlanamaması
  1. Kısa Bağırsak Sendromu

Cerrahi olarak ince barsakların en az 2/3’ünün rezeke edildiği ve günlük beslenme ihtiyacının venöz kateter yoluyla total parenteral nutrisyon ile sağlanması.

  1.       A. Sifinkterektomi ile birlikte subtotal kolektomi
  1. B. Total kolektomi
  2. C. Anal inkontinans veya anal sfinkter yokluğu
  3. D. Kalıcı ileostomi veya kolostomiler
  1. Bağırsak transplantasyonu
  2. Tanımlanmış bir gastrointestinal hastalığa bağlı olarak; son 6 ayda uygun tedaviye rağmen son 2 ay içinde en az  2 değerlendirmede VKI 17,5 in altında olması. (Bir yıl sonra kontrol gerekir)
  3. Malabsorbsiyonlarla seyreden kronik pankreatit: Radyoloji ve laboratuar yöntemleri ile saptanan birden fazla kalıcı komplikasyonu gelişen veya tedavi ile kontrol altında tutulamayan ağrı ile seyreden
  4. Total pankreatektomi
  5. Whipple operasyonu: Etiyolojisine bakılmaksızın 

J.         DERMATOLOJİ

  1. Yama, plak, papül, tümor, Sezary sendromu şeklinde kendisini gösteren, patoloji  pozitif lenf nodu: Evre IVA, IVB olan Kütanöz T Hücreli Lenfoma
  2. Yaygın deri lezyonu olan, uzak metastazlı mycosis fungoides dışı diğer kutanöz lenfomalar
  3. Belirti ve bulguları sürekli olarak mevcut olan, aralıklı veya sürekli tedavi gerektiren, uygun medikal tedaviye cevap vermeyen, günlük aktivitelerin tamamına yakınını etkileyen, hastanın çalışmasına olanak vermeyen veya hastane ya da evde uzun süreli mahsur kalmasına yol açan
  1. Porfirialar
  2. Artropatik şekil gösteren ağır sedef hastalığı (psoriazis) (Değerlendirme romatoloji bölümünde yer alan kriterlere göre yapılır)
  3. Pemfigus grubu, büllöz pemfigoid, dermatitis herpetiformis v.b. Otoimmün büllöz hastalıklar
  4. İktiyozis grubu hastalıklar
  5. Epidermolizis büllosa
  6. Kseroderma pigmentozum, Rothmund-Thompson Sendromu, Diskeratozis konjenita, Werner Sendromu ve benzeri genetik geçişli hastalıklar
  1. Sistemik tutulumu olan atrofiyle seyreden ve trofik bozukluklar gösteren skleroderma. (Değerlendirme romatoloji bölümünde yer alan kriterlere göre yapılır)
  2. Mutulasyon evresindeki cüzzam (Lepra)

K.        KARDİYOLOJİ

  1. Kardiyak Aritmiler
  1. İlaç tedavisi, kateter ile ablasyon, cerrahi girişim, kalıcı kalp pili uygulanması ve ICD implantasyonu yöntemlerinden en az ikisinin uygulanmasına rağmen hayatı tehdit eden ventriküler aritmiye bağlı semptomların devam etmesi.

veya

  1. İlaç tedavisi, kateter ile ablasyon, cerrahi girişim yöntemlerinden en az ikisinin uygulanmasına rağmen Avrupa kalp ritim derneği (EHRA) skoru EHRA IV olan kronik atriyal fibrilasyon

veya

  1. Ejeksiyon fraksiyonu %30’un altında olan hastalarda medikal tedaviye dirençli ventriküler aritmilerin varlığı

veya

  1. Ani kalp ölümü sonrası başarılı resüsite edilmiş yaşayan ve medikal veya girişimsel veya cerrahi tedavi yöntemlerle tedavisi olmayan kalp hastalıklarının varlığı
  1. Pulmoner Hipertansiyon: Medikal ve cerrahi tedaviye rağmen kateterle ölçülen Mean pulmoner arter basıncının 50 mmHg’ nın üzerinde olduğu (kalp kateterizasyonunun mümkün olmadığı durumlarda ekokardiografik olarak sistolik pulmoner arter basıncının 75 mmhg’nın üzerinde olduğu hastalar),  NYHA evre 3-4 semptomları veya ciddi sağ ventrikül yetmezlik belirti ve bulgularının olduğu primer ve sekonder pulmoner arteriyel hipertansiyon hastaları
  2. Konstrüktif Perikardit: Opere edilmesine ve medikal tedaviye rağmen bulguları devam eden veya inoperabl olup NYHA evre 3-4 konstriktif perikardit hastaları
  3. Hipertrofik ve Restruktif Kardiyomyopati: Fizik muayene ve laboratuar sonuçlarıyla hipertrofik kardiyomiyopati tanısı konulan, uygun medikal, cerrahi veya invaziv tedaviye rağmen NYHA evre 4 semptomları olan hastalar
  4. Kalp Yetmezliği
  1. Maksimum medikal, cerrahi ve perkutan tedaviye rağmen, NYHA evre 3-4 semptom ve bulguları olan ve ejeksiyon fraksiyonu %30’un altında olan kalp yetmezliği

veya

  1. Maksimum medikal, cerrahi ve perkutan tedaviye rağmen, NYHA evre 3-4 semptom ve bulguları olan İnvaziv olarak ölçülmüş kardiyak indeksi 2.2 nin altında, pulmoner kapiller kama basıncı 18 mmHg üzerinde olan kalp yetmezliği

 

  1. Konjenital Kalp Hastalıkları
  1. Maksimum diyet, ilaç, perkutan veya cerrahi tedavisine rağmen NYHA evre 3-4 konjestif kalp yetersizliği semptomları olan konjenital kalp hastalıkları

veya

  1. Cerrahi yada perkutan tedaviye rağmen kalp boşluklarında ciddi dilatasyon veya disfonksiyonu olan, ciddi kapak yetersizliği veya darlığı olan konjenital kalp hastalıkları

veya

  1. Sağ-sol şant gelişen hastalar yada cerrahi ile düzeltilemeyen doğuştan sağ sol şantı olan hastalar

veya

  1. Eisenmenger sendromu gelişen konjenital kalp hastalıkları

veya

  1. Operasyon yapılmış hastalarda aşağıdakilerden en az biri ile beraber;
  2. NYHA evre 3-4 konjestif kalp yetersizliği semptomları olan hastalar
  3. Siyanozu devam eden hastalar
  4. Önemli sol-sağ şantı devam eden ( Qp/ Qs >2:1), hastalar
  5. Sağ-sol şantı bulunan hastalar
  6. Pulmoner vasküler rezistansı sistemik vasküler rezistanstan büyük olan hastalar
  1. Kalp Kapak Hastalıkları
  1. Medikal tedaviye rağmen, NYHA evre 3-4 semptomları ve laboratuvar bulguları ile ortaya konmuş ciddi ventrikül fonksiyon bozukluğu saptanan orta-ciddi düzeyde darlığı ya da yetmezliği olan cerrahi veya medikal nedenlerle opere edilemeyen (inoperabl) kalp kapak hastalıkları

veya

  1. Perkutan girişimsel yöntem uygulanan veya opere edilen hastalarda medikal tedaviye rağmen NYHA evre 4 semptomları devam eden veya operasyon sonrası en az 1 yıl sonra yapılan takipte ciddi ventrikül fonksiyon bozukluğu devam eden kalp kapak hastalıkları.
  1. Koroner Arter Hastalıkları
  1. Kanada Kalp Derneği (CCS) sınıf 3-4 angina ile birlikte, medikal tedavi, PTCA, CABG tedavisine rağmen miyokard perfüzyon sintigrafisinde sol ventrikülün en az %30’unu etkileyen iskeminin saptandığı koroner arter hastalığı

veya

  1. Medikal tedavi, PTCA, CABG tedavisine rağmen, bir veya daha fazla koroner arterde en az %50 oranında darlığın anjiyografik olarak gösterildiği Kanada Kalp Derneği (CCS) sınıf 3-4 angina pektorisi olan koroner arter hastalığı

veya

  1. Medikal tedavi, PTCA, CABG tedavisine rağmen, Kanada Kalp Derneği (CCS) sınıf 3-4 angina ile birlikte ciddi sol ventrikül fonksiyon bozukluğunun (EF<%30) olduğu koroner arter hastalığı
  1. Kalp Transplantasyonu

L.        DAMAR HASTALIKLARI

  1. Sistemik kökenli ve tedavisi mümkün olmayan, çalışmayı etkileyen, kısa mesafe kladikasyonu olan, iskemik yara ve trofik bozukluğa yol açan arteriyel tıkanıklık (ABI 0.5’den az)
  2. Tedavisi mümkün olmayan büyük arter anevrizmaları (aort v.b.)
  3. Tedaviye rağmen tekrarlayan veya inatçı, geniş ülserasyona neden olan venöz staz
  4. Tedavisi mümkün olmayan ağır lenfödem ve elefantiyazis

M.       GENİTOÜRİNER SİSTEM HASTALIKLARI

  1. Böbrek fonksiyon bozukluğu:
  1. Kronik hemodiyaliz veya periton diyalizi

veya

  1. Böbrek transplantasyonu

veya

  1. En az 3 ay boyunca serum kreatinin düzeyinin sürekli 4 mg/dl (en az 3 kez 3 farklı zamanda) veya üzerinde olması veya kreatinin klirensinin 30 ml/dk veya altında bir değere düşmesi ile beraber aşağıdakilerden en az ikisi;
  2. Patolojik kırıklar
  3. Kalıcı motor ve duyusal  nöropati (EMG ile tespit edilen)
  4. Kalıcı aşırı sıvı yüklenmesi  sendromu  beraberinde:
  5. a. Diastolik kan basıncının 110 mmHg veya üzerinde olduğu diastolik hipertansiyon olması ( ambulatuar kan basıncı monitörizasyonu ile tespit edilen)

veya

  1. b. Tedaviye rağmen devam eden inatçı vasküler konjesyon  bulguları (telegrafi, ekokardiografi ve klinik bulgular ile desteklenen)
  2. Takip eden 6 aylık süreçte en az 30 günlük ara ile değerlendirme sonrası hesaplanan ve vücut kitle indeksinin 18.0’in altında olması ile tanımlanan kilo kaybının olduğu inatçı  anoreksi.
  1. Nefrotik sendrom; anazarka tarzı ödem ile birlikte tedaviye rağmen en az 3 ay süren ve;
  1. Serum albümin düzeyinin 3.0 gram/desilitre (100 ml) veya altında ve 24 saatlik  proteinüri  miktarının 3.5 gram veya üzerinde olması

veya

  1. 24 saatlik  proteinüri  miktarının 10.0 gram ve üzerinde olması
  1. Üretra  darlıkları  sürekli sonda kullanmayı gerektiren veya sürekli  sistostomi
  2. Üreterosigmoidostomi,  üreterokuteneostomi, post operatif  kalıcı fistüller, total inkontinans
  3. Penis ve  testislerin birlikte yokluğu ve idrarın sürekli akması

N.        ENDOKRİNOLOJİ VE METABOLİZMA HASTALIKLARI

  1. Hipofiz ve Hipotalamus Bez Hastalıkları

Cerrahi ve tıbbi tedaviye cevap vermeyen hastalıklar. (Çevre dokulara invaze olan, körlüğe v.b. neden olan adenomlar)

  1. Tiroid ve Parotiroid Bez Hastalıkları
  1. Hipoparatiroidiye bağlı tedaviyle düzeltilemeyen hipokalsemi, hiperfosfatemi ve yumuşak doku kalsifikasyonları
  2. Hiperparatiroidiye bağlı tedaviye cevap vermeyen ağır hiperkalsemi (kan kasiyum düzeyi ≥14 mg/dl )
  3. Kanserlerin yol açtığı malign hiperkalsemiler
  1. Adrenal Bez Hastalıkları
  1. Tedavi edilemeyen fonksiyonel adrenal bez adenomları
  2. Cerrahi ve medikal tedaviyle kontrol altına alınamayan endokrin hipertansiyon (Feokromasitoma, hiperaldosteronizm v.b.)
  1. Cerrahi ve medikal olarak tedavi edilemeyen gastrointestinal nöroendokrin tümörler
  2. Diabetes Mellitus Kronik  hiperglisemi veya hipoglisemiye  bağlı en az 3 sistemi etkileyen orta-ağır komplikasyonların bulunması (görme kaybı, nöropatiler, periferik damar hastalıkları, retinopatiler ve  nefropatiler v.b.)
  3. Metabolizma Hastalıkları
  1. Tedaviye rağmen kırıklara yol açan ve sekel bırakan metabolizma hastalıkları(osteogenezis imperfekta, genetik ağır osteomalaziler v.b.)
  2. Porfiria (konjenital eritropoetik porfiria)

O.        SOLUNUM SİSTEMİ HASTALIKLARI

  1. Kronik Pulmoner Yetmezlik: Kronik obstruktif akciğer hastalığı, kronik restriktif akciğer hastalığı, klinik olarak belgelenmiş akciğer hastalığına bağlı olarak gaz değişiminde kronik kalıcı bozulma olan durumlar
  1. Ağır fonksiyonel etkilenme; istirahat PO2 değeri 50 mmHg’dan az veya 60 mmHg’nın altında ve beraberinde pulmoner hipertansiyon, kor pulmonale, egzersizle artan ağır hipoksemi bulgularının olması

veya

  1. İdame tedaviye rağmen ağır veya çok ağır dispne (Modified medical research council, MMRC 3-4), şiddetli fizik muayene bulguları ve spirometride  hastalıkların tanısı dikkate alınarak; FEV1 <%45; FVC <%45; DLCO<%45 veya VO2 maks<15ml/kg-dk olması
  1. Bronş Astımı
  1. Birer hafta arayla usulüne uygun yapılan 3  spirometri ölçümü ile kalıcı ağır fonksiyonel bozukluğun gösterilmesi ( FEV1/FVC <%55, FEV1<%40)

veya

  1. Spirometriye uyum  sağlayamayan hastalarda; hastanın yılda en az 6 kez astım atağı ile acil servise başvurmuş olması ve arteriyel kan gazlarında en az hafif veya orta dereceli hipoksemisi bulunması

(Astımda maluliyet için rapor düzenlenmeden önce optimal tedavi yapılmış ve klinik stabil dönem sağlanmış olmalı ve değerlendirme en az 12 haftalık tedaviden sonra yapılmalıdır.)

  1. Uykuda solunum bozuklukları
  1. Ağır fonksiyonel kayıp; uykuda solunum bozukluğunda polisomnografide belirgin noktürnal desaturasyon bulunması ve bu kronik noktürnal hipoksemiye bağlı pulmoner hipertansiyon veya kor pulmonale gelişmesi

veya

  1. Apne hipopne indeksi (AHİ) >30 olup CPAP tedavisini tolere edememesi veya yeterli kompliyans sağlanamaması
  1. Tüberküloz

Çoklu ilaca dirençli tüberküloz (İki yıl sonra tekrar değerlendirilir.)

  1. Bronşektazi
  1. Yaygın hastalığa bağlı olarak pulmoner fonksiyonun bozulması, (kronik pulmoner yetmezlik bölümünde yer alan uygun kriterler altında değerlendirilir.)

veya

  1. Hastane başvurusu gerektiren , pnömoni veya hemoptizi ataklarının veya solunum yetmezliğinin yılda en az 6 kez tekrarlaması.

(Bu değerlendirmenin yapılmasına esas sağlık kurulu raporunda hastanın ardışık olarak en az 12 ay izlendiği belirtilmiş olmalıdır.)

  1. Kistik Fibrozis
  1. Yaygın hastalığa bağlı olarak pulmoner fonksiyonun bozulması (kronik pulmoner yetmezlik bölümünde yer alan kriterler altında değerlendirilir.)

veya

  1. Hastane başvurusu ile intavenöz veya nebulizer antibiyotik tedavisi gerektiren; pnömoni ve enfeksiyon atakları  veya solunum yetmezliğinin yılda en az 6 kez tekrarlaması 

(Bu değerlendirmenin yapılmasına esas sağlık kurulu raporunda hastanın ardışık olarak en az 12 ay izlendiği belirtilmiş olmalıdır.)

  1. 7. Akciğer Transplantasyonu

Not;

- Arter kan gazları için kan alınırken hastanın en az 15 dakikadır istirahat halinde olması, 30 dakikadır oksijen tedavisi almıyor olması ve hastanın optimal tedavi altında bulunması gereklidir. En az bir gün arayla tekrarlanmış iki ayrı arter kan gazı(AKG) sonucu olmalıdır.

- Spirometrik incelemeler hastanın sağlık durumunun en iyi olduğu zamanda ve obstruksiyon bulgusu varlığında kısa etkili bronkodilatör inhalasyonundan en az 10 dakika sonra yapılmalıdır.

- Dispnenin değerlendirilmesi MMRC dispne skalasına göre yapılır. Klinik, spirometrik ve arteriyel kan gazı bulguları ile fonksiyonel etkilenmenin derecesinde netlik sağlanamazsa kişilerde pulmoner egsersiz testi sonuçları dikkate alınır (kardiyo pulmoner egzersiz testi (KPET) ve 6 dak. yürüme testi)

P.        DİĞER

  1. AIDS
  1. Tedaviye rağmen CD4 kan lenfosit sayısının <200 mm³

veya

  1. Ağır immünyetmezlik semptomları görülen hastalar (fırsatçı enfeksiyon, kanser, kaposi sarkomu v.b.)
  1. Mevcut hastalık listelerinin dışında kalan, tedaviye rağmen çalışma olanağının bulunmadığı hastalıklar.
  2. Birden fazla hastalığın bir arada olduğu, tedaviye rağmen çalışma olanağının bulunmadığı durumlar.

[1] Efektif ambulasyon sağlayamama, ince ve kaba hareket becerilerini efektif yapamama

Efektif ambulasyon, günlük yaşam aktivitelerini devam ettirebilmek için yeterli bir mesafeyi makul bir yürüme hızıyla sağlayabilme yeteneğine sahip olmayı ifade eder. Efektif  ambulasyon sağlayamama,  yürüme yeteneğinde ciddi kısıtlanma olduğunu ve genellikle her iki alt ekstremitenin yetersizliği sonucu kullanılan yardımcı cihaz/cihazlar ile her iki üst  ekstremite fonksiyonun limitlendiğini gösterir.

Aşağıdakilerle sınırlı kalmamak üzere, efektif ambulasyonu sağlayamama şu örnekleri  içerir.

 - Tekerlekli sandalye düzeyinde olmak,

 - İki baston, iki kanadyen, walker v.b. mekanik destek ve/veya yardımcı cihaz olmadan yürüyememek,

 - Tek el desteğine  rağmen yardım olmaksızın yürüyememek, standart toplu taşım araçlarını kullanamamak, rutin aktiviteleri sürdürememek v.b.

 - Bilateral üst ekstremite yardımcı cihaz/cihazlarına ihtiyaç duyulmadığı veya uygun olmadığı hallerde de (ankiloz, diz kalça ve ayak bileğinin kontraktürü,  ileri düzeyde kas hastalıkları, Parkinson v.b.) efektif ambulasyon sağlanamayabilir.

Evde yardımcı cihaz kullanmadan bağımsız yürümek ambulasyonu efektif sağladığı  anlamına gelmemektedir. 

İnce ve kaba hareket becerilerini efektif yapamama, her iki üst ekstremite fonksiyonlarında ciddi kayıp sonucu, kişinin etkilenmiş ekstremiteleri kendine bakım veya günlük yaşam aktivitelerinde kullanamadığını ifade etmektedir. (El beceri testleri, günlük yaşam aktivitesi ölçekleri ile değerlendirilerek.)

[2] Tedaviye direnç protokollerinin uygulandığını gösteren tıbbi belge ve dokümantasyonlarının dosyada mevcut olması gerekir.

[3] Antineoplastik tedavi: Cerrahi, radyoterapi, sistemik antikanser tedavilerinin tümünü içerir.

[4]  İki ayda bir, en az bir kez

[5] Efektif ambulasyon sağlayamama, ince ve kaba hareket becerilerini efektif yapamama

Efektif ambulasyon, günlük yaşam aktivitelerini devam ettirebilmek için yeterli bir mesafeyi makul bir yürüme hızıyla sağlayabilme yeteneğine sahip olmayı ifade eder. Efektif  ambulasyon sağlayamama,  yürüme yeteneğinde ciddi kısıtlanma olduğunu ve genellikle her iki alt ekstremitenin yetersizliği sonucu kullanılan yardımcı cihaz/cihazlar ile her iki üst  ekstremite fonksiyonun limitlendiğini gösterir.

Aşağıdakilerle sınırlı kalmamak üzere, efektif ambulasyonu sağlayamama şu örnekleri  içerir.

- Tekerlekli sandalye düzeyinde olmak,

- İki baston, iki kanadyen, walker v.b. mekanik destek ve/veya yardımcı cihaz olmadan yürüyememek,

- Tek el desteğine  rağmen yardım olmaksızın yürüyememek, standart toplu taşım araçlarını kullanamamak, rutin aktiviteleri sürdürememek v.b.

- Bilateral üst ekstremite yardımcı cihaz/cihazlarına ihtiyaç duyulmadığı veya uygun olmadığı hallerde de (ankiloz, diz kalça ve ayak bileğinin kontraktürü, ileri düzeyde kas hastalıkları, Parkinson v.b.) efektif ambulasyon sağlanamayabilir.

Evde yardımcı cihaz kullanmadan bağımsız yürümek ambulasyonu efektif sağladığı  anlamına gelmemektedir.

İnce ve kaba hareket becerilerini efektif yapamama, her iki üst ekstremite fonksiyonlarında ciddi kayıp sonucu, kişinin etkilenmiş ekstremiteleri kendine bakım veya günlük yaşam aktivitelerinde kullanamadığını ifade etmektedir. (El beceri testleri, günlük yaşam aktivitesi ölçekleri ile değerlendirilerek.)

Hakkımızda

 ö z d o ğ r u l a r, 18.08.1988 tarihinde kurularak, Mali Müşavirlik faaliyetine başlamıştır. 

Sektöründe en iyi olma duygusu ile personeline "Kalite" bilincini yerleştirmeyi, Kalite Yönetim Sistemini sürekli iyileştirmeyi, müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı, amaç edinerek, 2003 Yılında, alanında Türkiye' de ilk olarak ISO 9001: 2000 Belgesi almıştır.

 

Mali Takvim

Öne Çıkanlar

  • Enflasyon Düzeltmesi Uygulayan Şirketlerde Kar Dağıtımı Ticaret Bakanlığı tarafından hazırlanan “Enflasyon Düzeltmesi Uygulayan Şirketlerde Esas Alınacak…
  • 1 TL için 532.000 TL Fazla Vergi Ödeme Riski Sosyal içerik üreticilerinden ile Appstore, Google Play üzerinden gelir elde…
Top