Mehmet Özdoğru
Çalışanın Son 3.5 Yıl Şartı.
1996 yılında Bağ-Kur'a başladım. 2001'e kadar ödedim. Daha sonra SSK kapsamında çalışmaya başladım. Parça parça da olsa yaklaşık 8 yıllık SSK kapsamında çalışmam var. Son 2 yıldır da isteğe bağlı ödedim. SSK'dan emekli olmama engel mi? 5...363369 Nolu SMS
Sigortalının farklı yasalara tabi sigortalı çalışması varsa ve hangi kurumdan emekli olacağı tespit dilecekse son 7 yıla bakılır. Sigortalı son 7 yılda en fazla nereye prim ödemişse o kurumdan emekli olur.
Bu kanun 01.10.2008'den önce işe başlamış olanlarda geçerlidir. Siz de bu mevzuata tabisiniz. Sizin son 7 senede en fazla ödediğiniz prim SSK kapsamındadır. Dolayısı ile emekli olunacak kurum SSK'dır. Tekrar bunun bozulması için farklı kurumdan en az 1260 gün yani 3.5 yıl ödenmesi gerekir ki diğer kurumun emeklilik şartına tabi olunsun. Bu durumda son iki yılı yani 720 günü farklı kuruma prim ödeyerek geçirmeniz SSK'dan emekli olmanıza engel değildir. Bir sorun çıkmaz. 01.10.2008 tarihinden sonra işe başlayanlarda ise; toplamda hangi kuruma en fazla prim ödenmişse o kurumdan emekli olunabilecektir. 3.5 yıl şartı ortadan kalkmıştır.
Annem, ölen babam üzerinden aylığı alıyor. İşe girerek sigortalı çalışması ya da emekli olması durumunda babamdan aldığı aylık kesilir mi?5...646876 Nolu SMS
Ölüm aylığı alan eşlerin aylığı iki durumda kesilir. Birincisi ölüm aylığı alırken evlenmeleri, ikincisi ise vefat etmeleri halinde aylıktan düşerler. İşe girip çalışmaları veya emekli olmaları halinde eşlerden alınan aylık kesilmez.
Ne zaman emekli olurum?
01.03.1970 doğumluyum, ilk işe girişim 1991 yılı 10'uncu ay. 1990 3'üncü ayda askere gittim, 1991 8'inci ayda terhis oldum. Askerlik borçlanması yaparsam ne zaman emekli olurum? 5...013501 Nolu SMS
İşe girişinize göre 25 yıl, 53 yaş ve 5600 prim gün şartlarına tabisiniz.
En az 6 aylık askerlik borçlanıp 25 yıl, 52 yaş ve 5525 prim gün şartlarına tabi olabilirsiniz. Bu durumda 5525 prim günü tamamlayıp 52 yaşınızın dolacağı 01.03.2022 tarihinde emekli olabilirsiniz.. Ali Şerbetçi
https://www.takvim.com.tr/yazarlar/aliserbetci/2018/07/24/calisanin-son-35-yil-sarti
Sağlık Çalışanlarına 2.5 Yıl Erken Emeklilik Yolda
Meclis gündemindeki teklifle sağlık çalışanlarına 60 günlük fiili hizmet süresi zammı öngörülüyor. Buna göre sağlık çalışanları 2.5 yıl erken emekli olabilecek. Torba yasada sağlık çalışanlarına emekli aylığı zammı da var.
Geçen hafta Meclis gündemine gelen kanun teklifinde sağlık çalışanlarına erken emeklilik hakkı tanıyan düzenleme de yer alıyor. Buna göre sağlık çalışanları erken emekli olma hakkına kavuşacak. Erken emekliliğin yanında sağlık çalışanlarına ilave ikramiye ödemesi de teklifte. Sosyal güvenlik sistemi, bütün çalışanların çalışma koşullarının eşit olmadığını ve bazı sigortalıların ağır ve yıpratıcı şartlarda kabul ederek bu çalışanlara erken emeklilik hakkı tanıyor.
PRİM GÜNLERİNE EKLENİR
Çalışma şartları ağır ve yıpratıcı olan bazı işlere tanınan bu hak kapsamında bu kişilerin fiilen çalıştıkları sürelere ayrıca ilave süreler eklenmekte ve bu süreyle orantılı olarak emeklilik yaşlarından eksiltme yapılıyor. Fiili hizmet süresi zammı uygulamasında yer altında çalışanlar hariç olmak üzere üst sınır söz konusu. Buna göre; yer altında çalışanlara hiçbir sınır olmaksızın fiili hizmet süresi zammının tamamı prim ödeme gün sayılarına eklenir.
MADENCİLER İÇİN İSTİSNA
Ancak asker ve polislerde fiili hizmet süresi zammı 8 yılı, zamma konu diğer mesleklerde ise 5 yılı geçemez. Bu sürelerden daha fazla fiili hizmet süresi zammı hak edilmiş olsa bile emeklilik işlemlerinde dikkate alınmaz. Yer altında çalışanlar ise hiçbir sınır olmaksızın fiili hizmet süresi zammından yararlanabilir.
YILLIK 420 GÜNDEN HESAPLANACAK
Meclis gündemine geçen hafta gelen kanun teklifi bu haliyle yasalaşırsa sağlık çalışanları da itfaiyeci ve gazeteciler gibi her yıl 360 gün değil, 420 gün çalışmış kabul edilecekler. Dolayısıyla 6 yıl çalışmış bir sağlık çalışanı 7 yıl çalışmış gibi sayılacak. Bu sayede prim ödeme günleri daha çabuk dolacak. Ayrıca sağlık çalışanlarına daha erken emekli olma hakkı da tanınmış olacak. Teklifte sağlık çalışanlarına 60 günlük fiili hizmet süresi zammı öngörülüyor. Buna göre sağlık çalışanları 2.5 yıl daha erken emekli olabilecek.
UZMAN HEKİMLERE 2000 LİRALIK ZAM
Torba kanunda sağlık çalışanlarına erken emekliliğin yanında ayrıca emekli aylığı zammı da var. Kanun teklifi bu haliyle yasalaşırsa pratisyen hekimler 1.500 TL, uzman hekimler ise 2.000 TL daha fazla emekli aylığı alabilecekler. Emekli aylıklarına ilave ödeme yapılarak sağlık çalışanlarının emekliliklerinde daha müreffeh bir hayat sürmeleri sağlanmaya çalışılıyor.
PRİM GÜN SÜRESİNE 5 YIL EKLENİYOR
Fiili hizmet süresi zammından yararlananlar belirli bir süre bu mesleklerde çalışmak kaydıyla indirim elde eder. Madencilikte en az 5 yıl, diğer meslek gruplarında ise en az 10 yıl çalışanlar emeklilik yaşından indirim elde eder. Fiili hizmet süresi zammının yarısı emekli olunacak yaştan indiriliyor. Buna göre prim süresine tavan olan 5 yıl eklenen bir kişi, 2.5 yıl erken emekli olabiliyor. Okan Güray Bülbül
Bağımsız Denetim nedir? Faydaları nelerdir?
Bağımsız denetim nedir ?
Bağımsız denetim, işletmelerin yıllık finansal tablo ve diğer finansal bilgilerinin, bu tablo ve bilgiler için belirlenen kriterlere (örneğin, uluslararası finansal raporlama standartlarına) uygunluğu ve doğruluğu hususunda, makul güvence sağlayacak yeterli ve uygun bağımsız denetim kanıtlarının elde edilmesi amacıyla, genel kabul görmüş bağımsız denetim standartlarında öngörülen gerekli tüm bağımsız denetim tekniklerinin uygulanarak, defter, kayıt ve belgeler üzerinden denetlenmesi ve değerlendirilerek rapora bağlanmasını ifade eder.
Bağımsız Denetimin Amacı Nedir?
Finansal tabloların bağımsız denetiminin amacı; finansal tabloların finansal raporlama standartları doğrultusunda bir işletmenin finansal durumunu ve faaliyet sonuçlarını tüm önemli yönleriyle gerçeğe uygun ve doğru bir biçimde gösterip göstermediği konusunda bağımsız denetçinin görüş bildirmesini sağlamaktır.
Bağımsız Denetimin İlkeleri Nelerdir?
a) Mesleki şüphecilik; bağımsız denetçinin, sorgulayıcı bir yaklaşımla, kanıtların geçerliliğini incelemesi ve kanıtların, işletme yönetiminin açıklamaları ve diğer bilgi ve belgeler ile çelişki içinde olup olmadığını değerlendirmesidir.
b) Makul güvence; bağımsız denetim, finansal tabloların önemli bir yanlışlık içermediği konusunda makul bir güvenceyi sağlayacak şekilde tasarlanır. Makul güvence, bir bütün olarak finansal tabloların nitelik ve nicelik bakımından önemli bir yanlışlık içermediğine dair bir sonuca varmada yeterli ve uygun bağımsız denetim kanıtının toplanmasıdır.
3. Bağımsız Denetim Teknikleri Nelerdir ?
Bağımsız denetçi, görüşüne esas olan sonuçlara ulaşabilmek ve yeterli bağımsız denetim kanıtı toplayabilmek için çeşitli bağımsız denetim tekniklerinden yararlanır.
a) Fiziki inceleme tekniği : Kalemlerin varlığını onaylamak için kullanılır. Örneğin; stokların mevcudiyeti, maaş alan personelin mevcudiyeti, işletme faaliyetleri.
b) Doğrulama tekniği : Doğrulama, sunulan bilgilerin veya var olan şartların dolaysız olarak üçüncü kişilerden teyit edilme sürecidir. Denetlenen işletmenin alacakları, borçları ve banka mevduatları ile ilgili olarak doğrulama işlemine başvurulur.
c) Yeniden hesaplama tekniği : Yeniden hesaplama, belge ve kayıtların matematiksel olarak doğru olduğunun kontrol edilmesini ifade eder.Yeniden hesaplama tekniği faiz tahakkukları gibi çeşitli tahakkuklar, belirli muhasebe kayıtlarının özetleri ve müşteri tarafından yapılan hesaplamaların denetimi için uygun bir yöntemdir.
d) Belge inceleme tekniği : Belge inceleme, kağıt ortamında, elektronik ortamda veya diğer ortamlarda tutulan, iç veya dış kaynaklı kayıt ve belgelerin incelenmesini ifade eder. Fatura, makbuz, sözleşme veya iptal edilen çekler gibi belgeler incelenirken belge inceleme tekniği uygun bir yöntemdir.
e) Bilgi toplama (soruşturma) tekniği : Bilgi toplama, işletme içinde veya işletme dışında, finansal veya finansal olmayan bilgilerin, bilgili kişilerden elde edilmesini ifade eder ve yaygın olarak kullanılan bir tekniktir. Diğer teknikler ile desteklenen soruşturma tekniği eğer sorular en doğru bilgiye sahip insana sorulursa çok daha fazla ikna edici denetim kanıtı sağlar.
f) Analitik inceleme tekniği : Analitik inceleme teknikleri, finansal ve finansal olmayan verilerin kendi içindeki ve aralarındaki rasyonel ilişkilere dayanarak finansal bilgilerin değerlendirilmesini ifade eder.Bu denetim işlemi karşılaştırmalar, oran analizleri, karşılıklı hesaplar arasında ilişki kurma gibi işlemlerden oluşur.
Bağımsız denetime kimlerin ihtiyacı var?
-
Yeni TTK ile tüm sermaye şirketleri (halka açık veya açık olmayan)
-
Bankalar veya Finansal Kuruluşlar
-
Ortaklıklar
-
Kamu kuruluşları
-
Diğerleri
Neden bağımsız denetim?
Bağımsız denetim kanunların, yönetmeliklerin, standartların işletmelere dayattığı bir zorunluluk değil aksine günümüz işletmeleri için vazgeçilemez bir ihtiyaçtır. Şeffaf, açık ve anlaşılır bilgi en değerli bilgidir ve bu da ancak bağımsız denetimle mümkündür.
Aşağıdakilere doğru ve güvenilir bilgi sağlamak için bağımsız denetim gereklidir:
-
Şirket Yönetimi
-
Hissedarlar
-
Çalışanlar
-
Kredi Verenler
-
Yatırımcılar
-
Kamu kurumları (BDDK, SPK)
Bağımsız denetimin faydaları nelerdir?
Bağımsız denetimin, hem denetlenen firmaya, hem de kamuya ve devlete yararları söz konusudur.
-
Yönetime doğru bilgi akışı sağlar.
-
Yönetime mali tablolarla ilgili olarak tahmin ve analiz yapmasında, geleceğe ait sağlıklı kararlar almasında yardımcı olur.
-
Finansal tabloların gerçeği yansıtıp yansıtmadığını gösterir.
-
İşletme yönetimi ve çalışanlarının hile yapmasının önlenmesine yardımcı olur.
-
Bağımsız denetimden geçmiş mali tablolar ile işletmenin düşük maliyetli finansman bulması kolaylaşır.
-
Bağımsız dış denetimden geçen bir şirkette tüm ortakların haklan daha iyi korunmuş olur.
Kaynak : http://www.denetimnet.net/Pages/ttk_bagimsiz_denetim_nedir.aspx
özdoğrular 23 Temmuz 2018 e-Bülten
özdoğrular 23 Temmuz 2018 e-Bülten için tıklayınız
SGK Uyuşmazlıklarında İtiraz Ve Mahkeme Süreçleri?
2017 yılında yürürlüğe giren yeni İş Mahkemeleri Kanunu ile çalışma hayatına yönelik uyuşmazlıkların çözümü ile ilgili köklü değişikliklere gidildi. Özellikle İş Kanunu’ndan kaynaklanan uyuşmazlıklarda getirilen zorunlu arabuluculuk uygulaması, iş mahkemelerinin yükünü hafifletmek adına önemli bir düzenleme olarak yürürlüğe girdi.
Sosyal güvenlik uyuşmazlıkları ile ilgili olarak ise temel bazı düzenlemeler yapıldı. Uyuşmazlıklarda idareye başvuru şartı bunlardan bir tanesi. Bu yazımızda idareye başvurunun kapsam ve yöntemi üzerinde duracağız.
Sosyal Güvenlik Uyuşmazlıkları Nelerdir?
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve ikincil mevzuattan kaynaklanan uyuşmazlıkların çeşidi oldukça fazla. Ancak bunları en genel hatlarıyla aşağıdaki şekilde sınıflandırabiliriz:
- İdari para cezalarından kaynaklanan uyuşmazlıklar
- Sigortalı hizmet tespitinden kaynaklanan uyuşmazlıklar
- Prim ve diğer alacakların tahakkuk ve tahsiline ilişkin uyuşmazlıklar
- Asgari işçilik işlemlerine ilişkin uyuşmazlıklar
- İş kazaları ve meslek hastalıklarına ilişkin rücu davaları
İdareye Başvuru Şartı
İş Mahkemeleri Kanunu uyarınca yukarıda saydığımız sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklarda, dava açılmadan önce Sosyal Güvenlik Kurumuna başvurulması zorunlu.
Ancak bunun tek istisnası hizmet akdine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti taleplerine ilişkin uyuşmazlıklar. Bu nitelikteki hizmet tespitine ilişkin uyuşmazlıklarda kişiler isterlerse SGK’ya başvurarak denetim elemanlarınca tespit isteyebilecekleri gibi, isterlerse direkt olarak dava yoluna da gidebilirler. Hatta iki yöntemi aynı anda yürütme imkanı da bulunmakta.
Ayrıca hemen belirtelim ki 4/b (Bağkur) hizmet tespitine ilişkin uyuşmazlıklarda da idareye başvuru şartı bulunuyor. Yani bunlarda idareye başvurmadan dava açmak mümkün değil.
SGK 60 Günde Cevap Vermeli
Uyuşmazlıklar ile ilgili yapılan başvuru SGK tarafından reddedilirse ilgili şahıs dava açma yoluna gidebiliyor. Şayet altmış gün içinde SGK tarafından cevap verilmezse talep reddedilmiş sayılıyor ve bu sürenin bitiminden itibaren dava açma hakkı doğuyor. Dolayısıyla SGK’ya karşı dava açılabilmesi için taleplerin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması şart.
Bununla birlikte, SGK’ya başvuruda geçirilecek süre zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin hesaplanmasında dikkate alınmıyor.
Dava Açma Süreleri Ne Kadar?
Sosyal güvenlik uyuşmazlıklarında dava açma süresi ve mercii uyuşmazlık türüne göre değişmekte. Buna göre:
- İdari para cezalarında SGK tarafından itirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde yetkili idare mahkemesine başvurabilirler.
- Hizmet tespitinde, hizmetlerin geçtiği yılın sonundan başlayarak beş yıl içerisinde iş mahkemesine başvurulabilir.
- Prim tahakkukuna ilişkin uyuşmazlıklarda SGK tarafından itirazın reddi halinde işveren, kararın tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde yetkili iş mahkemesine başvurabilir.
- Prim ve diğer alacakların tahsiline ilişkin uyuşmazlıklarda itirazın reddine ilişkin yazının tebliğinden itibaren 15 gün içindeSGK’nın alacaklı biriminin bulunduğu yer iş mahkemesine başvurulabilir.
- Asgari işçilikten kaynaklanan uyuşmazlıklarda SGK tarafından itirazın reddi halinde işveren, kararın tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde yetkili iş mahkemesine başvurabilir. Mehmet Bulut
http://www.sadettinorhan.net/23_7_2018_makale.html
Şirketlerin Gayrimenkul Satışından Elde Edilen Karının Sermayeye İlavesi Prosedürü
Anonim ve Limited şirketlerin aktifinde kayıtlı gayrimenkullerin satışı neticesinde ortaya çıkan karın duruma göre sermayeye eklenmesi veya şirketin bilançosunun pasifinde bekletilmesi gerekmektedir.[1]
7061 sayılı yasa ile Gayrimenkul satışı sonucunda elde edilen karın %50 ’i kurumlar vergisinden istisnadır.[2] Bunun için gayrimenkulün şirket aktifinde 2 yıl beklemesi zorunludur. 2 yıldan sonra satışların %50’i vergiye tabi değildir. Ayrıca, bu satış nedeniyle herhangi bir KDV ödemesi de söz konusu değildir.[3]
Gayrimenkul satış kazançlarının sermayeye eklenmesinde herhangi bir vergileme yoktur. Sermayeye eklenen bu kazançların 5 yıl içinde herhangi bir şekilde işletmeden çekilmesi veya bu süre içerisinde işletmelerin tasfiyesi halinde, bu kazançlar o yılın kazancı sayılarak vergiye tabi olur.[4]
Gayrimenkul satışlarından elde edilen karın sermayeye eklenmesinde SMMM raporu ile ve bu rapora bağlı olarak diğer evraklarla ticaret sicil müdürlüğüne başvurulup, arttırılan sermayenin binde 2’si ziraat bankasına yatırılır. Ve daha sonra sermaye artırışı damga vergisi ödenir. Buna göre, ticaret sicilden gerekli sermaye artış işlemleri neticelendirilir.
Gayrimenkul satışından doğan karın sermayeye eklenmesinde yazılacak tespit raporu SMMM’ler tarafından düzenlenebilir.[5]Bu raporda, mali müşavire ait bilgiler, mükellefe ait bilgiler, satılan şirkete ait bilgiler, gayrimenkulün tapu bilgileri, şirketin defter ve belgelerine ait bilgiler mutlak surette bulunmalıdır. Nazlı Gaye Alpaslan
-------------
[1] Ayrıntılı açıklamalar için bkz. ATEŞ Koray, “550 Konuda Vergi ve Muhasebe Uygulamaları Rehberi”, Hipotez Yayınları, s.450.
[2] KVK md. 5/e
[3] KDVK md.17/4-r
[4] KVK GT Seri No:1. Bkz. ATEŞ Koray, age, s.451
[5] Bu rapor örneği, İstanbul SMMM Odası sitesinin raporları bölümünde bulunmaktadır. Bkz. www.ismmmo.org.tr
Memurlarının 2018 Yılı Temmuz-Aralık Arası Borçlanma Tutarları Ne Kadar Oldu?
5510 sayılı Kanun kapsamında borçlanma süreleri için günlük asgari ücretin yüzde 32’si (21,648 TL) ila bu rakamın 7,5 katı (162,36 TL) arasında değişen miktarda günlük rakam seçmek ve buna göre borçlanma yapmak mümkün.
Yani SSK, Bağ-Kur ve Ekim 2008’den itibaren ilk defa kamu görevlisi olan 4/c sigortalılarının bu rakamlar arasında kendi belirleyecekleri bir düzeyden borçlanma yapabilmeleri mümkün bulunuyor.
Buna karşın ilk defa Eki 2008’den önce bir şekilde Emekli Sandığı iştirakçiliği ile ilişkilenen kamu görevlilerinin Emekli Sandığı iştirakçiliği kapsamında yapılacak borçlanmalarda ise daha farklı bir metot uygulanması gerekiyor. Bu yöntemin en önemli unsuru memur maaş katsayısı ise diğer unsuru ise memurun göreve giriş derecesine göre göstergeleri oluyor. Bu göstergeler unvana, sınıfa ve öğrenim derecesine göre değişiyor.
Memur maaş ve taban aylık katsayıları Ocak ve Temmuz aylarında artırılarak değiştiriliyor. Kamu Görevlileri Hakem Kurulu kararı ile Ocak – Haziran 2018 dönemi için yüzde 4’lük, Temmuz – Aralık 2018 dönemi için yüzde 3,5’luk zam öngörülmüş, ayrıca Ocak – Haziran 2017 dönemi için yüzde 4’ü aşan bir enflasyon olursa aşan yüzdelik artış kadar daha ilave zam verilmesi kararlaştırılmıştı.
2018-2019 yılları için geçerli Kamu Görevlileri Hakem Kurulu kararının 8/b maddesi doğrultusunda;
Nihayet Ocak - Haziran 2018 TÜFE artışının 2017 yılının Aralık ayına göre yüzde 9,17 oranında olduğu ilan edilmiş ve Hakem Kurulu Kararı ile verilen yüzde 3,5'luk zamma ek olarak %5,15 enflasyon zammı verildi.
Buna göre de Temmuz 2018 ayından itibaren 0,11794 memur maaş katsayısı ve 1,8461 taban aylık katsayısının uygulanacağı ortaya çıkmıştı.
Bu yeni katsayılar dikkate alınarak memurların sınıf, öğrenim ve unvanları bazında göreve giriş derece ve kademelerine göre belirlenen bu borçlanma rakamları da şöyle oluşmuş oldu:
1 Yıllık |
||||||
GENEL İDARİ HİZMETLERİ |
Borçlanma |
|||||
Derece |
Kademe |
Gösterge |
Tutarı |
|||
İlkokul |
15 |
1 |
500 |
10.902,23 |
||
Ortaokul |
14 |
2 |
520 |
10.912,42 |
||
Lise |
13 |
3 |
540 |
10.922,61 |
||
2 Yıllık Yüksekokul |
10 |
2 |
600 |
10.953,18 |
||
3 Yıllık Yüksekokul |
10 |
3 |
610 |
10.958,28 |
||
4 Yıllık Yüksekokul |
9 |
1 |
620 |
10.963,37 |
||
5 Yıllık Yüksekokul |
9 |
2 |
630 |
10.968,47 |
||
6 Yıllık Yüksekokul |
9 |
3 |
645 |
10.976,11 |
||
EĞİTİM ÖĞRETİM |
||||||
Derece |
Kademe |
Gösterge |
||||
İlkokul Öğrt. |
12 |
2 |
550 |
10.927,71 |
||
Ortaokul Öğrt. |
11 |
1 |
560 |
10.932,80 |
||
2 Yıllık Yük. Öğrt. |
10 |
2 |
600 |
10.953,18 |
||
3 Yıllık Yük. Öğrt. |
10 |
3 |
610 |
10.958,28 |
||
4 Yıllık Yük. Öğrt. |
9 |
1 |
620 |
10.963,37 |
||
TEKNİK HİZMETLER |
||||||
Derece |
Kademe |
Gösterge |
||||
Ortaokul Dengi |
||||||
Mes. veya Tekn. Öğ |
14 |
3 |
525 |
10.914,97 |
||
Ortaokul Üstü 1 yıl |
13 |
1 |
530 |
10.917,52 |
||
Ortaokul Üstü 2 yıl veya Tek.Öğr. ve Lise Den Mes. Öğr |
12 |
2 |
550 |
10.927,71 |
||
3 yıllık Meslek Lisesi |
12 |
2 |
550 |
10.927,71 |
||
4 yıllık Meslek Lisesi |
12 |
3 |
555 |
10.930,26 |
||
Lise veya Dengi Tekn. Öğrt. Üstü 1 yıl |
11 |
1 |
560 |
10.932,80 |
||
Lise Dengi Üstü 2 yıl |
10 |
1 |
590 |
10.948,09 |
||
Lise ve Dengi 3 yıl Mes. Tek. |
10 |
2 |
600 |
10.953,18 |
||
2 yıllık yüksek okul |
9 |
2 |
630 |
10.968,47 |
||
3 yıllık yüksek okul |
9 |
3 |
645 |
10.976,11 |
||
4 yıllık yüksek okul |
8 |
1+850 |
660 |
11.416,83 |
||
EMNİYET HİZMETLERİ |
||||||
Derece |
Kademe |
Gösterge |
||||
İlkokul Mezunu |
13 |
1 |
530 |
10.917,52 |
||
Ortaokul Mezunu |
12 |
2 |
550 |
10.927,71 |
||
Lise Mezunu |
11 |
1 |
560 |
10.932,80 |
||
2 Yıl Yük. Öğr. |
9 |
2 |
630 |
10.968,47 |
||
3 Yıl Yük Öğr. |
9 |
3 |
645 |
10.976,11 |
||
4 Yıl Yük Öğr. |
8 |
1 |
660 |
10.983,75 |
||
SAĞLIK HİZMETLERİ |
||||||
Derece |
Kademe |
Gösterge |
||||
Ortaokul ve Dengi |
14 |
3 |
525 |
10.914,97 |
||
Lise ve Dengi 3 yıl |
12 |
2 |
550 |
10.927,71 |
||
Lise Dengi 4 yıl |
12 |
3 |
555 |
10.930,26 |
||
4 Yıl Yük Okul |
8 |
1 |
660 |
10.983,75 |
||
5 Yıl Yük Okul |
8 |
2 |
675 |
10.991,40 |
||
6 Yıl Yük Okul |
8 |
3 |
690 |
10.999,04 |
||
DİN HİZMETLERİ |
||||||
Derece |
Kademe |
Gösterge |
||||
Kay.İ.H. Müez (İlk) |
15 |
1 |
500 |
10.902,23 |
||
Kay.İ.H. Müez(Ort.) |
14 |
2 |
520 |
10.912,42 |
||
İ.H.1. Dev. 3 Yıl |
14 |
3 |
525 |
10.914,97 |
||
İ.H.1. Dev. 4 Yıl |
13 |
1 |
530 |
10.917,52 |
||
İ.H.2. Dev. 7 Yıl |
12 |
3 |
555 |
10.930,26 |
||
2 Yıl Yük. Okul |
10 |
3 |
610 |
10.958,28 |
||
4 Yıl Yük. Okul |
9 |
1 |
620 |
10.963,37 |
||
5 Yıl Yük. Okul |
9 |
2 |
630 |
10.968,47 |
||
YARGI MENSUPLARI |
||||||
Avukatlık Stajını Görevden Önce Yapmışsa |
9 |
3 |
645 |
10.976,11 |
||
Avukatlık Stajını Görevden Sonra Yapmışsa |
9 |
1 |
620 |
10.963,37 |
||
AVUKATLAR |
||||||
9 |
3 |
645 |
10.976,11 |
|||
UZMAN JANDARMALAR |
||||||
11 |
1 |
560 |
10.932,80 |
|||
UZMAN ÇAVUŞLAR (JANDARMA HARİÇ) |
||||||
10 |
1 |
590 |
10.948,09 |
|||
ASTSUBAYLAR |
||||||
Lise ve Dengi |
10 |
2 |
600 |
10.953,18 |
||
2 Yıl Süreli Yüksekokul |
9 |
1 |
620 |
10.963,37 |
||
3 Yıl Süreli Yüksekokul |
9 |
2 |
630 |
10.968,47 |
||
4 Yıl Süreli Yüksekokul |
9 |
3 |
645 |
10.976,11 |
||
ÖĞRETİM ÜYELERİ |
||||||
7 |
2+2300 |
720 |
13.638,25 |
Şevket Tezel
OHAL Bitti, İflas Erteleme Geri Dönmedi
Geçtiğimiz hafta OHAL’in kalkmasıyla ‘iflas erteleme’ yeniden gündeme geldi. Ancak OHAL süresince askıya alınan iflas erteleme 15 Mart 2018’de çıkan yasayla tarih oldu. Sadece süreci devam eden şirketler iflas erteleme uygulamasından faydalanacak.
Olağanüstü Hal’in (OHAL) bitmesiyle ‘iflas erteleme’ tartışması gündeme geldi. Nakit sıkışıklığı yaşayan ve alacaklarını tahsil edemeyen şirketler, hukuk bürolarının kapılarını yeniden ‘iflas erteleme’ yapıp yapamayacağını sormak için çaldı.
Ancak ilk defa şartları oluşmuş firmalar için artık iflas erteleme yok. Bunun yerine konkordato ilan edebilecekler. Öte yandan 2 yıl süren OHAL sırasında iflas erteleme başvurusunu yapmış ancak başvurusu askıya alınmış firmaların durumları başvurdukları mahkemeler tarafından yeniden değerlendirmeye alınabilecek. Ayrıca hali hazırda ‘iflas erteleme’ içinde olanlar süreçten etkilenmeyecek.
OHAL başlayınca askıya alınmıştı
Bakanlar Kurulu, 31 Temmuz 2016 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile sermaye şirketleri ve kooperatiflerin iflas erteleme taleplerini OHAL süresince dondurmuştu. Ancak alacaklı firmaların da mağdur olması üzerine OHAL sırasında yeni bir kanunla iflas ertelemenin önüne geçilmişti.
İflas ertelemeyi kaldırarak, alacaklılar ile borçlunun müzakere etmesi ve anlaşmalarının mahkemece tasdiki temeline dayanan konkordato kurumunu işlevsel hale getiren tasarı, TBMM Genel Kurulunda 28 Şubat 2018’de kabul edilerek yasalaşmıştı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 15 Mart 2018’de onaylanan “İcra ve İflas Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” Resmi Gazete’de yayımlanarak o tarihten itibaren yayınlanarak yürürlüğe girmişti. Dolayısıyla 15 Mart’tan sonra şirketlerin ‘iflas erteleme’ talep etmeleri mümkün değil.
Yeni sistem nasıl işliyor?
Mart ayından sonra devreye giren sistem, ‘iflas erteleme’ yerine ‘kurtarma dönemi’ olarak adlandırıldı. Bu süreçte borçlu aleyhine icra takibi ve haciz olmayacak. Şirketin tasfiyesi yerine ticari yaşama devamı esas alınacak. Konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğunun anlaşılması halinde borçluya bir yıllık kesin süre verilecek. Güçlük arz eden özel durumlarda bu süre mahkemece 6 ay uzatılabilecek. Mahkemece 7 alacaklıyı geçmemek kaydıyla ayrıca bir Alacaklılar Kurulu oluşturulacak. İflastaki sıkı takas yasakları konkordato sürecinde de geçerli olacak. İflas ve konkordato konusunda uzman asliye ticaret mahkemeleri bu süreçleri yönetecek. Miktar veya değeri 100 bin TL’nin altında kalan ticari davalarda basit yargılama usulleri uygulanacak. Basit usuldeki dava ve işlerde bilirkişinin görev süresi iki ayla sınırlandı. Yeni model, yasanın çıktığı tarih itibariyle uygulanacak. 15 Mart 2018’e kadar görülmekte olan iflasın ertelenmesi ve konkordato talepleri için önceki hükümlerin uygulanmasına devam edilecek.
Keçeci: İlk defa başvuracaklar için iflas erteleme yok
İstanbul Tahkim Merkezi (İSTAÇ) Yönetim Kurulu’nda TOBB adına üyelik yapan Denizli Sanayi Odası Başkanı Müjdat Keçeci, “Şuanda artık iflas erteleme isteme şansı söz konusu olmayacak. Şirketler konkordatoya müracaat edebilecekler. İlk defa ‘şartlarım oluştu’ diyenler için artık iflas erteleme yok” açıklamalarını yapıyor.
Konkordato nedir?
Bir borçlunun ticari durumunun sarsılmış olmasıyla alacaklıların, alacaklarını belli bir plana göre almaları konusunda kendi aralarında vardıkları ve mahkemece onaylanan anlaşma.
https://www.dunya.com/ekonomi/ohal-bitti-iflas-erteleme-geri-donmedi-haberi-423183
Doğum Sonrası Yarım Çalışma Hakkı
Yarım çalışma, doğum ve evlat edinme sonrası analık izninden itibaren verilen bir haktır. “Çocuğunun bakımı ve yetiştirilmesi” amacıyla işçinin talebine bağlı olarak; doğumda sadece kadın işçiye, evlat edinmede evlat edinen kadın veya erkek işçiye verilir. Evlat edinmede yarım çalışma hakkının kullanabilmesi için üç yaşını doldurmamış çocuğu evlat edinilmesi gerekir.
Analık izninin bitiminden itibaren çocuğunun bakımı ve yetiştirilmesi amacıyla ve çocuğun hayatta olması kaydıyla kadın işçi ile üç yaşını doldurmamış çocuğu evlat edinen kadın veya erkek işçilere istekleri hâlinde,
- Birinci doğumda 60 gün,
- İkinci doğumda 120 gün,
- Sonraki doğumlarda ise 180 gün süreyle haftalık çalışma süresinin yarısı kadar ücretsiz izin verilir.
Çoğul gebelikte bu sürelere 30’ar gün eklenir. Çocuğun engelli doğması halinde yarım çalışma süresi 360 gün olur. Yarım çalışma süresince süt izni verilmez.
Yarım çalışma haftalık çalışma süresinin yarısı kadar verilir. Haftalık çalışma süresi 45 saat olan işyerlerinde 22,5 saat, 40 saat olan işyerlerinde ise 20 saat şeklinde uygulanır. Yani, yarım çalışmada işçi bir haftada çalıştığının yarısı kadar çalışır diğer yarısında ücretsiz izinli sayılır.
Bu halde bir işçinin yarım çalışma süresinde bir haftada en fazla 22,5 saat çalışabilir. Hastalık veya diğer durumlar olmadığı sürece, bir ay içerisinde işçi 15 gün işveren nezdinde çalışmış, 15 gün ise ücretsiz izinsiz sayılmış olur.
Ücretsiz izinli olduğu süreler için çalışan belirli şartları sağladığında İŞKUR’dan yarım çalışma ödeneği alabilir. Ayrıca ücretsiz izin sürelerine işçi, İŞKUR tarafından sigortalı sayılır ve toplam yüzde 32.5 oranındaki sigorta primi işçi ve işveren payları ödenir.
Yarım çalışma ödeneğinden yararlanılabilmesi gerekli şartlar;
- İşçinin adına doğum veya evlat edinme tarihinden önceki son üç yılda en az 600 gün işsizlik sigortası primi bildirilmiş olması,
- Haftalık çalışma süresinin yarısı kadar fiilen çalışılması,
- Doğum ve evlat edinme sonrası analık hali izninin bittiği tarihten itibaren 30 gün içinde İŞKUR’a doğum ve evlat edinme sonrası yarım çalışma belgesi ile başvuruda bulunulması gerekir.
Yarım çalışma ödeneği başvuru işçi tarafından yapılacaktır. Ancak yarım çalışma belgesi işveren tarafından doldurulacaktır. İşverenin hatalı bilgi ve belge vermesi nedeniyle yapılan yersiz ödemeler kanuni faiziyle birlikte işverenden tahsil edilecektir.
Doğum ve evlat edinme sonrası yarım çalışma ödeneğinin günlük miktarı, günlük asgari ücretin brüt tutarı kadardır. Yani, yarım çalışma ödeneği 1 günlük net 67,14 Türk Lirası'dır. Bir ay içerisinde hastalık ve benzeri durumlar olmadan yapılan yarım çalışma süresinde 15 gün için yarım çalışma ödeneğinin üst sınırı net 1007,05 Türk Lirası olur. İbrahim Işıklı
https://www.dunya.com/kose-yazisi/dogum-sonrasi-yarim-calisma-hakki/423166
Bedelli Askere Giden Ücretsiz İzinli Sayılır
Bedelli askerliğe ilişkin kanun teklifi geçen hafta Meclis gündemine geldi. Uzun zamandır bedelli askerlik bekleyen kişiler teklifin gündeme gelmesiyle hareketli günler yaşamaya başladılar. Bedelli askerlik düzenlemesinde 28 günlük temel askerlik eğitimi de yer alınca özellikle işçi ve memurların kafasında işten nasıl ayrılıp birliklerine teslim olacakları sorusu belirdi. Geçen haftaki görüşmeler sonrası 28 günlük temel askerlik eğitiminin kalkması gündemde.
Önümüzdeki hafta bu konu netleşecektir. Ancak şu anki teklifte 28 günlük temel askerlik eğitimi ve çalışanlar için önerilen yol belli. İşçi ve memur 28 gün boyunca ücretsiz veya aylıksız izinli sayılacak ve 28 gün sonra işine veya görevine kaldığı yerden devam edecek.
Memurlar izinli
Bedelli askerlik başvurusu yapacak işçiler 28 günlük temel askerlik eğitimini boyunca ücretsiz izinli sayılacaklar. Bedelli askerlik yapacak işçiler 28 gün için ücretsiz izinli sayılacaklar ve döndüklerinde işlerine kaldıkları yerden devam edecekler. Bedelli askerlik başvurusu yapan işçiler, kendilerine tebliğ edilen ve bedelli askerlik temel eğitimini yapacakları birliklerine teslim olmaları gereken tarihi içeren belgeyi işverene vererek ücretsiz izin alabilecekler. İşveren bu belgeyi aldıktan sonra işçisini ücretsiz izne ayırmak zorunda.
Bedelli askere gidiyor diye işçisini işten çıkarma hakkına sahip değil. Dolayısıyla bedelli askerliğe giden işçinin hak kaybı yaşanmaması sağlanmış durumda. Ücretsiz izinli sayılan işçi 28 gün için ücret alamayacak ancak döndüğünde işine kaldığı yerden devam edebilecek.
Bedelli askerlik yapacak memurlar 28 gün boyunca aylıksız izinli sayılacaklar. Memurların izninin kamu kurum ve kuruluşları tarafından onaylanmaması da söz konusu değil. Bedelli askere giden memurun izni amiri tarafından onaylanmak zorunda. Bedelliye giden memur 28 gün sonra görevine aynı şartlarda ve kaldığı yerden devam edecek.
Bedelli askerlik kapsamındaki temel askerlik eğitimini yapmak için 28 gün boyunca kurumlarından ücretsiz izinli sayılacak memurlar adına 28 gün boyunca sağlık sigortası primi yatırılmaya devam edilecek. Bu nedenle bedelli askerlik hizmetini yapmaya giden eşi veya babası üzerinden sağlık hizmeti alan kişiler bu süre boyunca sağlık hizmetlerinden yararlanmaya devam edebilecek. Dolayısıyla babası veya eşi bedelliye giden kişiler bu sürede sorun yaşamadan sağlık hizmetlerinden faydalanabilecek.
28 gün borçlanma
28 günlük temel askerlik eğitimini tamamlamak üzere birliklerine teslim olacak işçiler bu sürede ücretsiz izinli sayılacakları için adlarına prim yatırılmayacak. Memurların da yalnızca genel sağlık sigortası primleri yatırılacak, yani 28 gün için emekliliklerine prim yatırılmayacak. Bu nedenle bedelli askerlik kapsamındaki temel askerlik için birliklerine teslim olan işçi ve memurlar isterlerse ileride bu 28 günlük süreyi borçlanabilir ve emekliliklerine 28 gün ekleyebilirler.
Sağlık çalışanına yıpranma hakkı
Geçen hafta Meclis gündemine gelen bir diğer konu ise sağlık çalışanlarına yıpranma hakkı tanınması. Sağlık çalışanları ne yazık ki fiziki, mesleki ve sosyal pek çok riskle karşı karşıyalar. Deyim yerindeyse kelle koltukta çalışan bu meslek grubu yıpranmayı fazlasıyla hak ediyor. Meclis gündemine gelen torba kanun bu haliyle yasalaşırsa sağlık çalışanları emeklilikte yıpranma hakkına kavuşmuş olacaklar.
Kamuoyunda yıpranma olarak bilinen fiili hizmet süresi zammı, bazı meslek gruplarına maruz kaldıkları risklerin fazla olması nedeniyle daha erken ve daha az çalışarak emekli olmak hakkı tanınmasıdır. Gazeteciler, polisler, askerler ve yer altında çalışanlar gibi 18 farklı meslek grubu için fiili hizmet süresi zammı uygulanmaktadır.
1 yıla 60 gün
Meclis gündemine gelen kanun teklifinde sağlık çalışanlarının her bir yıllık çalışmasına 60 gün eklenmesi hükmü yer alıyor. Bu çerçevede bir yıl çalışan sağlık çalışanı adına 420 gün prim ödendiği kabul edilecek. Yıpranma hakkı diğer meslek gruplarında emeklilik için gereken yaşı da bazı şartlarda öne çekiyor. Ancak düzenlemede bu yönde bir ifadeye yer verilmemiş. Eğer Mecliste metne bir ekleme olmaz ise sağlık çalışanlarının her bir yıl 420 prim günü olarak kabul edilecek ve toplamda bu sayede elde edilen prim günü 5 yılı geçemeyecek. Yani bir sağlık çalışanı 1800 günden daha fazla fiili hizmet süresi zammı elde edemeyecek.
Emeklilik öne çekilir
Diğer yandan yıpranma sağlık çalışanlarına yalnızca prim günü kazandırmayacak. Ayrıca emeklilik yaşının da öne çekilmesi söz konusu olacak. En az 10 yıl sağlık çalışanı olarak görev yapmış kişiler, her yıl 60 gün olarak uygulanan fiili hizmet süresi zammının yarısını emeklilik yaşı indiriminde kullanabilecek. Bu sayede sağlık çalışanları en az 10 yıl görev yaparak en fazla üç yıl erken emekli olabilecek. Kanun teklifinde bu konuda başka bir detay olmadığı için genel hükümlerin uygulanacağı düşünülerek yapılan bu değerlendirme, teklifte bu yönde ifade yer alırsa değişecektir. Dolayısıyla bu koşulların farklılaşması ve sağlık çalışanlarına emeklilikte daha fazla avantaj sağlanması da mümkün olabilecektir. Cem Kılıç
http://www.milliyet.com.tr/yazarlar/cem-kilic/bedelli-askere-giden-ucretsiz-2711267/