Mehmet Özdoğru
e-Defter ve e-Fatura Cezaları İle İlgili Bilgilendirme…
• GİB tarafından zorunluluk olduğu halde e-Fatura ve e-Defter uygulamasına geçmeyen mükelleflerin yeni listeleri Vergi Dairelerine gönderilmiş. Yani yeni ceza ihbarnameleri gelebilir.
• Düzenlenen cezalarla ilgili hata olduğu değerlendiriliyorsa ilgili vergi dairesine itiraz dilekçesi yazılmalıdır. Olmadığı halde e-Ticaret yaptığı görülüyorsa, NACE kodu olmasına rağmen fiilen faaliyeti yoksa, NACE kodu yanlış belirlenmişse vb. gibi durumlar için itiraz edilmelidir.
• Ayrıca müşterilerin NACE kodlarının kontrol edilerek ve fiili faaliyete göre güncelleme yapılması önemlidir.
• Görevlendirme GİB tarafından yapılıyor, Vergi Dairelerinin konu ile ilgili yapabilecekleri bir şey yoktur.
• İtiraz edilmiyor ise; derhal e-Fatura ve e-Defter uygulamasına geçiş başvuruları yapılmalıdır.
• Hasılat kriterinin belirlenmesinde, birden fazla faaliyeti bulunanların toplam hasılatı dikkate alınır.
Bilginize…
Güney Yılmaz
Adana SMMM Odası Başkanı
Yurtdışı Harcı Tam 10 Kat Artırılıyor!
Maliye, halen 150 lira olan yurtdışı çıkış harcının 1000 lira ile 1750 lira aralığında yeniden belirlenmesi için çalışma başlattı. Artış düzenlemesi bayramdan sonra vergi paketi içinde Meclis'e getirilecek.
Kamu gelirlerini artırmak için vergide birçok istisna ve muafiyeti kaldırmaya hazırlanan ekonomi yönetiminin özellikle borsa ve kripto parada işlem vergisi çok tartışılmış, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek dün işlem vergisinden vazgeçildiğini duyurmuştu.
Ancak borsada işlem vergisinden vazgeçilirken, yurtdışı çıkış harçlarında olağanüstü bir zam hazırlığına başlandı. Bayram tatilinin ardından TBMM gündemine gelecek vergi paketinin önemli gelir artırıcı unsurlarından birisi de yurtdışı çıkış harcındaki artış olacak.
Artış yüzde 566 ile yüzde 1066 arasında olacak
Buna göre halen 150 lira olan yurt dışı çıkış harcının 1000 lira ile 1750 lira aralığında yeniden belirlenmesi öngörülüyor. Eğer harç 1000 lira belirlenirse artış oranı yüzde 566, 1750 lira belirlenirse yüzde 1066 olacak.
Mart 2022 tarihinde 50 liradan 150 liraya çıkarılan yurtdışı çıkış harcının zaman içerisinde çok düşük kaldığı yönünde yapılan değerlendirmelerin ardından artış yapılmasının kararlaştırıldığı öğrenildi.
Geçen yıl ne kadar harç toplanmıştı?
Yurtdışı çıkış harçlarından 2023 yılında 1 milyar 311 milyon lira tahsilat yapıldı. 2024 yılının Ocak-Nisan döneminde ise 427 milyon lira gelir sağlandı. Yurtdışı çıkış harçlarının bir bölümü TOKİ’ye aktarılıyor.
2018 yılında 15 lira olarak alınan yurtdışı çıkış harcı Temmuz 2019’de 50 liraya çıkarıldı. Mart 2022’de ise 150 lira oldu.
Çıkış tarihi itibarıyla yurtdışında oturma izni bulunduğunu belgeleyenler, ticari amaçla yük ve yolcu taşımaya yönelik kara, deniz, hava ve demiryolu araçlarında, yurtdışına çıkış sırasında fiilen mürettebat olan görevliler ile 7 yaşını doldurmamış olanlardan harç alınmıyor.
Öte yandan artışın ardından, miktarın yeniden değerleme oranına sabitlenerek, Cumhurbaşkanına verilecek yetkiyle her yıl düzenli olarak zamlanması öngörülüyor.
Yeni Bir Vergi Paketi Daha Geliyor!
Hükümet, bayram tatili sonrasında TBMM'ye getirmeyi planladığı yeni vergi paketiyle birlikte çok uluslu ve yerli şirketlerin yanı sıra bireyler tarafından ödenen vergilerin artırılmasını öngörüyor.
Yeni vergi paketiyle Türkiye’nin gayrisafi yurtiçi hasılasının yaklaşık yüzde 0,7’sine karşılık gelen ek gelir kaynağı yaratılması hedefleniyor.
Bloomberg’in yasa teklifi ile ilgili çalışmalar hakkında doğrudan bilgi sahibi olan yetkililerden edindiği bilgiye göre, taslak aşamasındaki çalışmayla ilgili son düzenlemeler salı akşamı Cumhurbaşkanlığı’nda yapıldı.
226 milyar TL’lik bir ek gelir bekleniyor
Vergi paketiyle ilgili yasa teklifinin bayram tatili sonrasında Meclis’e sunulması ve TBMM yaz tatiline girmeden önce de yasalaştırılması hedefleniyor. Taslakta yer alan düzenlemelerle en az 226 milyar TL’lik bir ek gelir olanağı yaratılması öngörülüyor.
Taslak 1999 yılındaki iki depremden sonra hayata geçirilen vergi düzenlemesinden sonra bugüne kadarki en kapsamlı mali revizyonlardan biri olarak dikkat çekiyor.
Çok uluslu şirketler
Taslağa göre, OECD ve BEPS projesi kapsamında Türkiye’nin de aralarında bulunduğu yaklaşık 140 ülke tarafından onaylanan mutabakat metnine göre yıllık konsolide hasılatı 750 milyon euro eşiğini aşan çok uluslu işletme gruplarının düşük vergileme yapılan ülkelerdeki şube, iştirak ve işyerlerinin asgari bir tamamlayıcı vergilemeye tabi tutulması kararından hareketle bu şirketlere ek vergi getirilmesi öngörülüyor.
Bu kapsamda faaliyet gösterilen her bir ülke bazında belirlenen efektif vergi oranı yüzde 15’in altında olduğunda, o ülkede doğan karlara tamamlayıcı bir vergi uygulanacak. 2024 gelirlerine uygulanmak üzere ve 2025 yılında verilecek ayrı bir beyanname ile yürürlüğe girmesi öngörülen düzenlemeyle tahmini 40 milyar TL gelir etkisi bekleniyor.
Gayrimenkul yatırım ortaklıkları ve fonları
Tasarıya göre Gayrimenkul Yatırım Ortaklıkları ve Gayrimenkul Yatırım Fonları’nın gayrimenkullerden elde edilen kazançlar dolayısıyla asgari kurumlar vergisi ödenmesi öngörülüyor.
Mevcut kurumlar vergisi yasasına göre, yatırım fon ve ortaklıklarının kazançlarının tamamı kurumlar vergisinden istisna.
Düzenlemenin 1 Ocak 2025’ten itibaren elde edilen kazançlara uygulanması durumunda 7,2 milyar TL gelir etkisi olacağı tahmin ediliyor.
Borsa ve kripto
Tam mükellef kurumlara ait olan ve 2 yıldan fazla süreyle elde tutulan BİST’te işlem görmeyen hisse senetlerinin elden çıkarılmasından doğan kazançlara uygulanan gelir vergisi istisnası kaldırılıyor.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek sosyal medya platformu X’ten yaptığı açıklamada borsaya yönelik taslak vergi çalışmasının yeniden değerlendirmek üzere bir süreliğine ertelediklerini duyurdu.
Taslakta kripto varlıkların vergilendirilmesine ilişkin olarak ise 2 farklı vergilendirme formülü öneriliyor. Bunlardan ilki, alım-satımlardan on binde 3 gibi bir oranda işlem vergisi uygulanması, diğeri de alım-satımdan elde edilen gelirden gelir vergisi alınması. Kripto varlıklara işlem vergisi getirilmesi durumunda yıllık vergi getirisinin 3,7 milyar TL olacağı öngörülüyor.
Asgari kurumlar vergisi
Taslakta bazı AB ve OECD ülkelerinde olduğu gibi Türkiye’de de asgari kurumlar vergisi uygulaması öngörülüyor.
Bu vergi, tahakkuk eden kurumlar vergisi, indirim ve istisnalar düşülmeden önceki kurum kazancının yüzde 10’u olarak hesaplanan asgari vergiden veya beyan edilen hasılatın yüzde 2’si matrah kabul edilerek kurumlar vergisi oranında hesaplanan asgari vergiden, yüksek olanından az olamayacak.
1 Ocak 2025 tarihinden itibaren elde edilen kazançlara uygulanmak üzere başlanılacak olan uygulama ile 2025 yılı için ilave 90 milyar TL yıllık gelir etkisi öngörülüyor.
Asgari gelir vergisi
Çalışmada, ticari, zirai ve serbest meslek faaliyetleri nedeniyle yıllık gelir vergisi beyannamesi vermeye mecbur olan mükellefler için asgari gelir vergisi uygulaması getirilmesi öngörülüyor.
Cumhurbaşkanına bu kapsamda belirlenecek oranı, sektörleri, iş gruplarını ve iş türleri bazında her bir kazanç türü itibarıyla artırma ve azaltma yetkisi verilecek. Uygulamaya 2025’ten itibaren geçilmesi durumunda yıllık 37,4 milyar TL gelir etkisi öngörülüyor.
Kamu Özel İşbirliklere vergi artışı
Taslakta, yap-işlet-devret ve kamu-özel işbirliği ile yapılan projeler kapsamında elde edilen kazançların vergisinin de artırılması planlanıyor.
Bu oranın yüzde 25 yerine yüzde 30 olarak uygulanmasının bugün itibarıyla 44 mükellefi ilgilendirdiği ve yeni uygulamanın 557 milyon TL kurumlar vergisi etkisi oluşturacağı belirtiliyor.
Aktifteki madenlere borsa rayici
Esas faaliyet konusu kıymetli maden alım satımı olmayan işletmeler, yatırım amaçlı olarak altın, gümüş, platin gibi kıymetli madenleri satın alıyor ve aktiflerine kaydedebiliyor. Bunlara ilişkin değer artışları satış aşamasına kadar vergilendirilmiyor.
Taslakta bu madenler ile mevduat hesaplarının, döviz ve döviz hesaplarında olduğu gibi borsa rayici ile değerlenmesi, bu değerleme sonucu, geçici vergi dahil hesap dönemleri itibarıyla değerleme farklarının vergilendirilmesi öngörülüyor. Bankacılık sisteminde kıymetli madenlere dayalı hesapların büyüklüğünün 852 milyar TL olduğu, bunun 52,7 milyar TL’sinin ticari işletmelerin olduğu öngörülüyor.
İştirak hissesi satış kazancı istisnası azalıyor
Kurumların aktiflerinde iki yıldan fazla bulunan iştirak hisselerinin satışından elde edilen kazançların yüzde 75’i kurumlar vergisinden istisna tutuluyor. Taslakta bu oranın yüzde 25’e indirilmesi öngörülüyor.
Liman vergi istisnaları daralıyor
Taslakla deniz taşıma araçlarına limanlarda verilen hizmetlere uygulanan KDV istisnasının kapsamı da daraltılıyor.
2023 yılında toplam işlem bedelinin 236,6 milyar TL olduğu, istisnanın kapsamının daraltılmasıyla toplam etkinin 5,4 milyar TL olacağı tahmin ediliyor.
Savunma alımlarında ithalat önlemi
Ulusal güvenlik kuruluşlarının ihtiyaçları için yapılan birçok alım KDV’den istisna tutuluyor. Taslak çalışmayla bazı alımların ithal yapılması durumunda istisnanın daraltılması öngörülüyor.
Maden şirketlerine istisna kalkıyor
Mevzuata göre, altın, gümüş, platin arama, işletme, zenginleştirme ve petrol arama faaliyetlerine ilişkin olmak üzere, bu faaliyetleri yürütenlere yapılan teslim ve hizmetler ile boru hattıyla taşımacılık yapanlara bu hatların inşa ve modernizasyonuna ilişkin yapılan teslim ve hizmetler de KDV’den istisna tutuluyor.
Çalışma bu istisnaların da daraltılmasını ve böylece 911 milyon TL’lik vergi etkisi oluşturmasını öngörüyor.
Aynı şekilde limanlara bağlantı sağlayan demiryolu hatları, limanlar ve hava meydanlarının inşası, yenilenmesi ve genişletilmesi işlerini fiilen kendisi yapan veya yatıran mükelleflerle genel bütçeli idarelere de çeşitli KDV istisnaları sağlanıyor. Bu alanda yapılacak daraltmayla da yıllık 1,7 milyar TL gelir bekleniyor.
Cumhurbaşkanlığı ve Hazine ve Maliye Bakanlığı, vergi paketi ile ilgili Bloomberg’in sorusu üzerine çalışmalara ilişkin yorum yapmadı.
Genel Sağlık Sigortası’nda Bilinmesi Gerekenler
2006-2008 yılları arasında hayata geçirilen sosyal güvenlik reformu ile tüm sosyal sigorta kurumları (SSK, Bağ-Kur, Emekli Sandığı) tek çatı (SGK) altında toplanmış ve kamu sağlık sigortacılığının finansman ve sağlık hizmeti sunumu birbirinden ayrılarak Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) çatısı altında GSS (Genel Sağlık Sigortası) sistemi oluşturulmuştur.
GSS bütçesi SGK bütçesi içinde yer almaktadır.
Bu çerçevede, SGK kamu sağlık sigortacılığında geri ödeme kuruluşu olarak sağlık hizmetlerinin finansmanını sağlayacak şekilde konumlandırılmıştır.
GSS sistemi ile aşağıdaki hedeflere ulaşılması amaçlanmıştır.
- Tüm vatandaşların kapsama alınması,
- Finansmanı sağlanan sağlık hizmetlerinin kapsamının arttırılması,
- Sistemin eşit, adil ve ulaşılabilir olması,
- Kaynakların etkin ve verimli kullanımının temini.
Yazımızda GSS sistemi ile ilgili merak edilen hususlara değinilecektir.
- Genel sağlık sigortası nedir?
GSS, kişilerin sağlıklarının korunması ve sağlık riskleri ile karşılaşmaları halinde ise oluşan harcamaların (muayene, tedavi, ilaç, tıbbi malzeme vd.) SGK tarafından ödenmesini sağlayan ve SGK sorumluluğu altında olan sigortayı ifade etmektedir.
- Genel sağlık sigortası ne zaman yürürlüğe girdi?
Genel sağlık sigortası eski adıyla SSK, Bağ-Kur, Emekli Sandığı kapsamında çalışan veya emekli olanlar ile bunların bakmakla yükümlü oldukları kişiler (eş, çocuk, anne-baba) için 1/10/2008 tarihinden itibaren, hiçbir sosyal güvencesi olmayan kişiler içinse 1/1/2012 tarihinden itibaren yürürlüğe girmiştir.
Genel sağlık sigortası “zorunluluk esası” üzerine kurulmuştur. Bu nedenle, hiçbir sosyal güvencesi olmayan kişiler SGK'nın GSS kapsamında sağladığı sağlık yardımlarından yararlanmasalar veya yararlanmak istemeseler dahi genel sağlık sigortası kapsamında sigortalı olmak ve gelir durumuna göre de primleri Devlet veya kendileri tarafından ödenmesi gerekmektedir.
- Kimler genel sağlık sigortası kapsamındadır?
Kanunen zorunlu (SSK, Bağ-Kur, Emekli Sandığı) veya isteğe bağlı olarak sigortalı olanlar, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu veya bu kanundan önce yürürlükte bulunan sosyal güvenlik kanunlarına göre gelir veya aylık alan kişiler, vatansız olarak tanımlanan kişiler, aile içindeki geliri kişi başına düşen aylık tutarı asgari ücretin üçte birinden az olan vatandaşlar ile gelir tespiti yapılmaksızın genel sağlık sigortalılığı ya da bakmakla yükümlü olduğu kişi bulunmayan Türk vatandaşlarından 18 yaşını doldurmamış çocuklar, işsizlik ödeneğinden ve kısa çalışma ödeneğinden yararlandırılan kişiler, ülkemizde kesintisiz bir yıldır ikamet etmekte olan yabancı ülke vatandaşlarından talepte bulunan kişiler, talepte bulunan yabancı uyruklu öğrenciler, stajyer avukatlar, haklarında koruyucu tedbir kararı verilen kişiler, askerlik hizmetlerini er ve erbaş olarak yapmakta olanlar, yedek subay öğrencileri ve adayları, askeri öğrenci adayları ile Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi öğrenci adayları ve herhangi bir sosyal güvencesi olmayan ve ülkemizde ikamet eden tüm vatandaşlar genel sağlık sigortalısı olarak sağlık hizmetlerinden faydalanabilmektedir.
- GSS’den yararlanmak için hangi şartlar aranıyor?
Genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin, sağlık hizmeti sunucusuna başvurduğu tarihten önceki son bir yıl içinde toplam 30 gün genel sağlık sigortası prim ödeme gün sayısının olması gerekmektedir. Ancak, Bağ-Kur’lular ile prim ödeme yükümlüsü kendisi olan diğer kişilerin 60 günden fazla prim ve prime ilişkin her türlü borcunun da bulunmaması gerekmektedir.
- Emeklilerin GSS’den yararlanmak için herhangi bir işlem yapmaları gerekir mi?
SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı kapsamında sigortalı olarak çalışanların ve bunların emeklilerinin genel sağlık sigortasından yararlanması için SGK nezdinde herhangi bir işlem (sağlık aktivasyon işlemi vd.) yapmalarına gerek bulunmamaktadır.
Kimler genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişi sayılmaktadır?
Sigortalı sayılmayan veya isteğe bağlı sigortalı olmayan, kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olan;
- Eşi,
- 18 yaşını, lise ve dengi öğrenim görmesi halinde veya 3308 sayılı Meslekî Eğitim Kanunu’nda belirtilen aday çıraklık ve çıraklık eğitimi ile işletmelerde meslekî eğitim görmesi hâlinde 20 yaşını, yüksek öğrenim görmesi halinde 25 yaşını doldurmamış ve evli olmayan çocuklar ile yaşına bakılmaksızın çalışma gücünü en az % 60 oranında yitirdiği kurum sağlık kurulu tarafından tespit edilen evli olmayan çocuklar,
- Her türlü kazanç ve irattan elde ettiği gelirler toplamı yürürlükte bulunan asgari ücretin net tutarından daha az olan ve diğer çocuklarından sağlık yardımı almayan ana ve baba,
genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişi olarak kabul edilmekte ve ayrıca GSS primi ödemelerine gerek olmadan GSS’den yararlanabilmektedirler.
- Herhangi bir sosyal güvencesi olmayanların ne yapması gerekiyor?
1/1/2012 tarihinden itibaren yürürlüğe giren uygulama kapsamında herhangi bir sosyal güvencesi olmayanlar kişiler SGK tarafından re’sen genel sağlık sigortalısı olarak tescil edilmektedir. Dolayısıyla, bu kapsama giren kişilerin bir ay içinde gelir testi yapılması için ikametlerinin bulunduğu yerdeki sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarına (SYDV) başvurmaları gerekmektedir.
- GSS kapsamında ödenecek olan primler nasıl hesaplanıyor?
Genel sağlık sigortası kapsamında tescil edilenlerin gelir testi yaptırmaları durumunda, ödeyecekleri prim miktarı, kişinin gelir durumuna göre belirlenmektedir. Gelir testi sonucu, aile içinde kişi başına düşen gelir tutarının asgari ücretin üçte birinden az olması durumunda bu kişiler, primleri devlet tarafından karşılanmak suretiyle, asgari ücretin üçte birinden fazla olması durumunda ise, ilgili kişilerin kendileri tarafından brüt asgari ücretin %3’ü tutarında (2024 yılı için aylık 600,08 TL) prim ödemeleri gerekmektedir.
- Özel sağlık sigortası olanların genel sağlık sigortasına prim ödemeleri gerekir mi?
1/1/2012 tarihinden itibaren genel sağlık sigortası Kanun gereği “zorunlu” olarak uygulandığından, Türkiye’de ikamet eden ve herhangi bir sosyal güvencesi olmayan kişilerin, özel sağlık sigortaları olsa dahi genel sağlık sigortalısı olmak zorundadırlar.
- Emeklilik için prim gününü tamamlamış, ancak çalışmadan yaşını bekleyenler GSS’den nasıl yararlanabilir?
Söz konusu kişiler de zorunlu olarak genel sağlık sigortası kapsamına alınmış olup, bu kimselerin eş, anne veya babaları ya da çocukları üzerinden bakmakla yükümlü olunan kişi olarak kanunda aranan kriterlere göre sağlıktan yararlanma hakkı bulunması halinde bu kapsamda sağlık hizmetlerinden yararlanabileceklerdir.
Böyle bir imkanlarının bulunmaması halinde ise, gelir testi yaptırmaları ve gelir testi sonucunda aile içinde kişi başına düşen gelir tutarlarının asgari ücretin üçte birinden az olması durumunda primleri devlet tarafından karşılanmak suretiyle, kişi başı gelir tutarlarının asgari ücretin üçte birinden fazla olması durumunda ise, ilgili kişilerin brüt asgari ücretin %3’ü tutarında (2024 yılı için aylık 600,08 TL) prim ödeyerek emekli olacakları tarihe kadar sağlık hizmetlerinden yararlanabileceklerdir.
- Kısmi süreli ve çağrı üzerine çalışanların GSS ile ilgili ne gibi yükümlülükleri var?
Başkası üzerinden bakmakla yükümlü olunan kişi olarak sağlık hizmetlerinden yararlanma imkânı olmayıp; 4857 sayılı İş Kanunu’na göre kısmi süreli veya çağrı üzerine çalışanlar ile ay içerisinde günün bazı saatlerinde çalışıp, çalıştığı saat karşılığında ücret alanlardan ay içerisinde sekiz gün ve daha az çalışanların eksik günlerine ait genel sağlık sigortası primlerinin otuz güne tamamlamaları zorunludur. Celal ÖZCAN
https://www.ekonomim.com/kose-yazisi/genel-saglik-sigortasinda-bilinmesi-gerekenler/749047
İşyeri Devri Ve İşçilik Alacağı
İşyeri devri çalışanlar için kuşkusuz bir kaygı kaynağı olmaktadır.
İşyerini devreden işveren işçilerin kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, kullanılmamış yıllık izin ücretlerinden sorumlu olmaya devam edecek mi?
Ücret, fazla çalışma, hafta tatili çalışması, bayram ve genel tatil ücretlerden devreden işveren ve devralan işverenler birlikte sorumlu tutulabilecek mi? Hemen belirtelim ki, devreden ve devralan işverenlerin sorumlulukları işçilik alacağının türüne göre farklılık göstermektedir.
Kıdem tazminatı
İşyeri devri halinde kıdem tazminatı bakımından devreden işveren kendi dönemi ve devir tarihindeki işçilerin son ücreti ile sınırlı olmak üzere sorumludur. Kıdem tazminatını düzenleyen 1475 sayılı Yasa’nın 14. maddesinin ikinci fıkrasında devreden işverenin sorumluluğu bakımından bir süre sınırlaması öngörülmediğinden, kıdem tazminatı ne zaman ödenirse ödensin devreden işverenin sorumluluğu devam edecektir. Bu açıdan kıdem tazminatından devreden ve devralan işveren işçiye karşı birlikte sorumlu olacaktır.
İhbar tazminatı ve kullanılmamış yıllık izin ücreti
Feshe bağlı haklar olan ihbar tazminatı ve kullanılmayan yıllık izin ücretlerinden son işveren sorumlu olup, devreden işverenin bu işçilik alacaklarından herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır.
Ücret, fazla çalışma, hafta tatili çalışması, bayram ve genel tatil ücreti
İşyerinin devredildiği tarihe kadar doğmuş bulunan ücret, fazla çalışma, hafta tatili çalışması, bayram ve genel tatil ücretlerinden 4857 sayılı Kanun’un 6. maddesi uyarınca devreden işveren ile devralan işveren müştereken müteselsilen sorumlu olup, devreden işveren açısından bu süre devir tarihinden itibaren iki yıl süre ile sınırlıdır. Devir tarihinden sonraki çalışmalardan doğan sözü edilen işçilik alacakları sebebiyle devreden işverenin sorumluluğu olmadığı açıktır. Bu bakımdan devirden sonraya ait ücret, fazla çalışma, hafta tatili çalışması, bayram ve genel tatil ücreti gibi işçilik alacaklarından devralan işveren tek başına sorumlu olacaktır.
Ahmet Metin Aysoy
SGK E. BAŞMÜFETTİŞİ
--
KAYNAK
-1475 sayılı Yasa 14. madde
- 4857 sayılı Yasa 6. madde.
- Yargıtay 7.HD. 09.04.2015 gün, 2014/14927 E, 2015/6717 K.
TEKNOKENT KDV İSTİSNASI
* Üniversitelere bağlı Teknokentler Teknoloji Geliştirme Bölgesi kapsamındadır.
* Teknoloji Geliştirme Bölgelerinde / İhtisas Teknoloji Geliştirme Bölgelerinde Bulunan Mükelleflerin:
- 31.12.2028 Tarihine Kadar Bu Bölgede Ürettikleri
> Sistem Yönetimi, Veri Yönetimi, İş Uygulamaları, Sektörel, İnternet, Oyun, Mobil Ve Askeri Komuta Kontrol Uygulama Yazılımları Şeklindeki Teslim Ve Hizmetleri KDV’den İstisnadır.
- Söz Konusu Bölgede Üretilen Yazılımın Farklı Kişilere Satılması Ya Da Satışın CD Veya Elektronik Ortamda Yapılması İstisna Uygulanmasına Engel Değildir.
- Üretilen Söz Konusu Yazılımların Fikri Mülkiyet Hakkının, Bu Bölgede Faaliyette Bulunan Mükellefte Kalmak Suretiyle Belirli Zaman Aralıklarıyla Farklı Kişilere Satılması / Sanal Ortamda Paylaşımı Da KDV İstisnasına Dahildir.
- Ürünün Seri Üretime Tabi Tutulup Pazarlanmasından Elde Edilen Kazanç KDV’ye Tabidir.
- Yüklenilen KDV İndirilebilir, Ancak İndirim Yoluyla Giderilemeyen KDV İade Edilmez.
Ersan KARACA
Yeminli Mali Müşavir
This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.
Tapu İşlemlerinde Değişiklikler Yapılıyor!
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in özellikle konut sektörünü içeren değişiklik paketinin detayları ortaya çıktı.
Düzenlemede iki temel noktaya odaklanılırken, bayram sonrası yapılacak değişiklik ile tapu harçları, emlak vergileri ve kullanılmayan konutlar için yeni uygulamalar hayata geçirilecek.
Yeni ekonomi yönetiminin göreve gelmesiyle birlikte ekonomi modelinde yaşanan 180 derecelik değişim, birçok toplumsal alanda yeni değişikliklere neden oluyor.
Tapu sahipleri ve emlak vergisi gibi alanlarda bir süredir dillendirilen iddialar yavaş yavaş somutlaşmaya başlarken, yapılacak düzenlemenin taslak aşaması kulislerden sızdırıldı.
MİLYONLARCA TAPU SAHİBİNİ İLGİLENDİREN DÜZENLEME
Son günlerde toplumda vergi yükü düşük olarak görülen birçok kesim için harekete geçen Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bakanlık personellerine özellikle yeni gayrimenkul satış işlemleri için inceleme talimatı verdi.
Tapu harcını az ödemek isteyen alıcı ve satıcı, evin satış fiyatını gerçekte olan satış değerinin oldukça altında göstererek ödeyecekleri harç bedelini de büyük oranda düşürebiliyor.
Satılacak dairenin bulunduğu ilçe sınırlarına göre belirlenen minimum metrekare değeri, dairenin ilçe sınırlarında yer aldığı belediye tarafından ilan edilmekte. Gayrimenkul ticareti esnasında satılacak evin rayiç bedeli yerine belediyenin belirlediği minimum rakamı göstererek tapu harç bedelini az ödemek ise vatandaşların sıklıkla başvurduğu bir yöntem olmaya devam ediyor.
Ancak söz konusu yöntem, ilk aşamada cazip gözüküyor olsa da gayrimenkulün değerini daha az göstererek masraftan kaçınmak isteyenler bakanlık radarına yakalanabiliyor.
BOŞ TUTULAN DAİRELER İÇİN EK VERGİ GELEBİLİR
2022 yılının Temmuz ayında hayata geçirilen konutta yüzde 25'lik zam tavanı, geçtiğimiz günlerde yapılan açıklama ile boşa düşürülmüştü. Şimşek, bu yıl söz konusu sınırlamaya son verileceğini belirtirken, piyasa şartlarının bozulmaması adına bakanlık tarafından yeni kısıtlamalara gidilecek.
Kira fiyatlarına yönelik sınırlamalar nedeniyle yıllardır piyasa şartlarının çok altında kira alan birçok ev sahibi, yeni dönemde evini kiraya vermemeyi ve boş bırakmayı düşünüyor. Bu durumun emlak piyasasına yönelik yeni bir tehdit oluşturmasının ardından alınacak karar ile boş konutlar için yeni bir vergi kalemi devreye sokulacak.
Bayram sonrası resmen açıklanması planlanan düzenleme ile kullanılmayan konutlar için konut sahiplerinden kullanılmayan konut vergisi alınacak.
https://www.istegundem.com/haber/tapuda-yeni-donem-basliyor-iste-degisiklikler/285296
Moto Kuryelere Vergi Geliyor!
Hükümet, yeni torba yasada kayıt dışı çalışan moto kuryeleri vergilendirmek amacıyla çalışma başlattı.
Bayram sonrası Meclis’e sunulması planlanan yeni torba yasada moto kuryelerin vergilendirilmesine yönelik çalışma yapıldı.
Özellikle pandemi döneminde popüler hale gelen moto kuryecilik birkaç yıl içinde hızla gelişip önemli bir sektör haline geldi. Sigortalı çalışan moto kurye sayısının 140 bin olduğu, sigortasız çalışanlar da eklendiğinde bu sayının 350 binleri bulduğu tahmin ediliyor.
Herhangi bir şirkette ücretli olarak çalışan moto kuryeler açısından vergilendirme yönünden herhangi bir sıkıntı bulunmuyor. Çünkü, şirkette ücretli olarak çalışan moto kuryelere ödenen ücretler, gelir vergisine tabi tutuluyor ve ilgili şirket tarafından beyan edilerek vergi dairesine ödeniyor.
Sorun, moto kuryelerin bir işverene bağlı olmadan kendi hesabına çalışması ve gelir elde etmesi halinde ortaya çıkıyor. Bu şekilde devamlı moto kurye faaliyetinde bulunulması ve gelir elde edilmesi halinde, elde edilen gelirin ticari kazanç olarak vergilendirilmesi gerekiyor. Bu da ticari kazanç sahibi olarak mükellefiyet kaydı, defter tutma, beyanname verme gibi birçok vergisel yükümlülüğün yerine getirilmesini içeriyor.
Torba yasa teklifi ile moto kuryelerin sosyal medya fenomenleri gibi gelir vergisi kapsamına alınması ancak daha basit bir vergilendirme usulüne tabi olmaları ve belli bir tutara kadar sadece stopaj yoluyla vergilendirilmeleri için düzenleme yapılacağı ifade ediliyor.
Söz konusu düzenleme yasalaştığı takdirde, moto kuryelerin aynı sosyal medya fenomenleri gibi Türkiye’de kurulu bankalarda bir hesap açtırmaları ve bu faaliyetlere ilişkin tüm hasılatı sadece bu hesap aracılığıyla tahsil etmeleri gerekiyor.
Bankalar, bu kapsamda açılan özel hesaplara aktarılan hasılat tutarları üzerinden, aktarım tarihi itibarıyla %15 oranında gelir vergisi tevkifatı yaparak, beyan edip vergi dairesine ödemekle yükümlü olacaklar.
Bu hesapta toplanan yıllık brüt hasılatın ilgili yıl itibarıyla belirlenen tutarın (2024 yılı için 3 milyon lira) altında kalması halinde, moto kuryeler banka tarafından %15 oranında vergi kesintisi yapılan söz konusu gelirleri için beyanname vermeyecekler.
Kazanç toplamı ilgili yıl itibarıyla belirlenen tutarı (2024 yılı için 3 milyon lira) aşan moto kuryelerin ise, elde ettikleri gelirlerin tamamı için yıllık gelir vergisi beyannamesi vermeleri gerekecek.
Moto kuryecilik faaliyetini gelir vergisi kapsamına alması öngörülen düzenlemenin 2025 yılı başından itibaren yürürlüğe girmesi bekleniyor.
Muafiyet, İstisna, Yeniden Değerleme, Zarar Mahsubu ve Benzeri Hükümlerde YMM Tasdik Raporu İbraz Yükümlülüğü
Normal hesap dönemine tabi kurumlar vergisi mükellefleri için 2023 Kurumlar Vergisi beyan dönemi 6 Mayıs’ta son buldu ve birçok mükellef vergi kanunlarında yer alan birtakım istisnalardan faydalandı. Hali hazırda tam tasdik hizmeti alan mükelleflerin YMM’leri söz konusu muafiyet veya istisnalar için Temmuz sonuna kadar Tam Tasdik raporlarında gerekli açıklamaları yapıyor olacak ancak tam tasdik hizmeti almayan mükelleflerin buna ilişkin hızlıca aksiyon alıp bir YMM’den tasdik raporu talebinde bulunması gerekecek. Aksi halde, 2,3 Milyon TL’ye varan ceza ile karşılaşmak olası.
7338 Sayılı Vergi Usul Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile Getirilen Düzenleme
26 Ekim 2021’de yürürlüğe giren 7338 Sayılı Torba Kanun vergi mevzuatında son yıllarda yapılmış en kapsamlı değişiklikleri hayatımıza soktu. Bunlardan biri de Kanun’un 40 ıncı maddesiydi. Mezkûr madde ile Vergi Usul Kanunu’nun Mükerrer 227 nci maddesine aşağıdaki hüküm ilave edildi:
“… 2 numaralı bent hükmüne göre yararlanılması yeminli mali müşavirlerce düzenlenmiş tasdik raporu ibrazı şartına bağlanan konularda, tasdik raporunun zamanında ibrazı şarttır. Şu kadar ki, tasdik raporunun zamanında ibraz edilmemesi halinde, mükellefe tebliğ edilmek şartı ile 60 günlük bir mühlet verilir. Tasdik raporunun bu süre içinde de ibraz edilmemesi halinde mükellefler tasdike konu haktan yararlanamazlar. Ancak, Maliye Bakanlığı tasdik raporlarının ibraz süresini iki aya kadar uzatmaya yetkilidir.”
Bahsi geçen iki numaralı bentte tasdik raporu ibraz şartına bağlı konular ise vergi kanunlarında yer alan muafiyet, istisna, yeniden değerleme, zarar mahsubu ve benzeri hükümler olarak sıralanmaktadır.
Tasdik Raporu İbraz Etmemenin Yaptırımı
7338 Sayılı Kanun öncesinde ilgili tasdik raporunu zamanında ibraz etmemenin yaptırımı tasdike konu haktan yararlanamamaktı. Mevcut durumda ise Vergi Usul Kanunu’nun 353 üncü maddesinin 11 fıkrasına göre VUK Mükerrer 227 nci maddesi uyarınca tasdik kapsamına alınan konularda yeminli mali müşavir tasdik raporunun aynı maddenin üçüncü fıkrasının birinci cümlesinde belirtilen sürede ibraz edilmemesi durumunda, tasdik raporu ibraz şartı getirilen mükellef adına 2024 yılında 230.000 TL’den az ve 2.300.000 TL’den fazla olmamak üzere, yararlanılması tasdik raporunun ibrazı şartına bağlanan tutarın %5'i nispetinde özel usulsüzlük cezası kesilmektedir.
Sorumlu Vergicilik Bakış Açısıyla
2023 hesap dönemine ilişkin Kurumlar Vergisi beyannamenizde vergi kanunlarında yer alan muafiyet, istisna, yeniden değerleme, zarar mahsubu ve benzeri hükümlerden fayda sağladıysanız ve tam tasdik hizmeti almıyorsanız olası yaptırımlarla karşılaşmamak adına ilgili indirim ve istisnaları Yeminli Mali Müşavir tasdik raporu ile ibraz etmenizi tavsiye ederiz.
Serter Tanyeri
Direktör
This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.
Menkul Sermaye İratlarının Yıllık Beyanname ile Beyan Edilmesi
Menkul sermaye iratlarının yıllık beyanname ile beyan edilip edilmeyeceğine ilişkin açıklamalar aşağıdaki özet tabloda yer almaktadır. 2023 Yılı İçin
MENKUL SERMAYE İRADININ TÜRÜ |
BEYAN DURUMU |
AÇIKLAMA |
Mevduat faizleri |
Beyan edilmez. |
Vergi kesintisine tabi tutulmuştur. Tutarı ne olursa olsun beyan edilmeyeceklerdir. |
Katılım Bankalarınca Ödenen Kar Payları |
Beyan edilmez. |
|
Repo Gelirleri |
Beyan edilmez. |
|
1/1/2006 tarihinden itibaren ihraç edilen Devlet tahvili ve Hazine bonolarının faiz gelirleri |
Beyan edilmez. |
|
1/1/2006 tarihinden itibaren yurt içinde ihraç edilen özel sektör tahvillerinin faiz gelirleri (Yurt içinde ihraç edilen kira sertifikaları dahil) |
Beyan edilmez. |
|
10/7/2001 tarihinden önce kurulanlar hariç olmak üzere tüzel kişiliği haiz emekli sandıkları, yardım sandıkları ile emeklilik ve sigorta şirketleri tarafından yapılan ödemelerin içerdiği irat tutarları |
Beyan edilmez. |
Tutarı ne olursa olsun beyan edilmeyeceklerdir. |
Bireysel emeklilik sisteminden ayrılanlara yapılan ödemelerin içerdiği irat tutarları |
Beyan edilmez. |
|
Kurumların karlarını sermayeye eklemek suretiyle gerçekleştirdikleri kar dağıtım işlemlerinde gerçek kişi ortaklarca elde edilen kar payları |
Beyan edilmez. |
|
Kurumlar vergisi mükelleflerince 31/12/1998 ve daha önceki tarihlerde sona eren hesap dönemlerinde elde edilen kazançların dağıtımı halinde, gerçek kişilerce elde edilen kar payları |
Beyan edilmez. |
İstisna |
1/1/2006 tarihinden önce ihraç/iktisap edilen hisse senetleri ve tahvillerin vadesi gelmemiş kuponlarının satışından elde edilen bedeller |
8.400 TL'yi aşması halinde tamamı beyan edilecektir. |
Vergi kesintisi ve istisna uygulanmayan gelirlere ilişkin 8.400 TL'lik beyan haddinin aşılması halinde beyan edileceklerdir. |
İştirak hisselerinin sahibi adına henüz tahakkuk etmemiş kar paylarının devirve temliki karşılığında alınan para ve ayınlar |
||
Her çeşit senetlerin iskonto edilmesi karşılığında alınan iskonto bedelleri |
||
Kıyı bankacılığından (off-shore bankacılık) elde edilen faiz gelirleri |
||
Yurt dışından elde edilen diğer menkul sermaye iratları (faiz, repo, kar payı v.b.) |
||
Her türlü alacak faizleri |
||
1/1/2006 tarihinden önce ihraç edilen her türlü tahvil ve Hazine bonosufaiz gelirleri (TL cinsinden) |
İndirim oranının birden büyük olması dolayısıyla beyan edilmeyecektir. |
Vergi kesintisi uygulanan gelirlere ilişkin 150.000 TL’lik tutarı aşması halinde beyan edilecektir. |
1/1/2006 tarihinden önce ihraç edilen her türlü tahvil ve Hazine bonosu faiz gelirleri (dövize, altına veya başka bir değere endeksli) |
İndirim oranı uygulanmayacak olup toplam tutarı 150.000 TL’yi aşıyorsa beyanda bulunulacaktır. |
|
Eurobondlardan elde edilen faiz gelirleri |
İndirim oranı uygulanmayacak olup toplam tutarı 150.000 TL'yi aşıyorsa beyanda bulunulacaktır. |
|
Tam mükellef kurumlar tarafından yurt dışında ihraç edilen tahviller ve tam mükellef varlık kiralama şirketleri tarafından yurt dışında ihraç edilen kira sertifikalarından elde edilen gelirler |
Toplam tutarı 150.000 TL’yi aşıyorsa beyanda bulunulacaktır. |
|
1999-2002 tarihleri arasında sona eren hesap dönemlerinde elde edilen, kurumlar vergisinden istisna kazançlar ile yatırım indirimi istisnasından yararlanan kazançların dağıtımı halinde gerçek kişilerce elde edilen kar payları |
Elde edilen kar payının net tutarına bu tutarın 1/9'u eklenerek bulunacak tutarın yarısı gelir vergisinden istisna olup kalan tutar 150.000 TL’yi aşıyorsa beyanda bulunulacaktır. |
|
Her türlü hisse senetlerinin kar payları |
Elde edilen kar payının brüt tutarının yarısı gelir vergisinden istisna olup kalan tutar 150.000 TL’yi aşıyorsa beyanda bulunulacaktır. |
|
İştirak hisselerinden doğan kazançlar |
||
Kurumların idare meclisi başkan ve üyelerine verilen kar payları |
..