Mehmet Özdoğru

Mehmet Özdoğru

Email: This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

6698 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun “Kişisel verilerin işlenme şartları” başlıklı 5’inci maddesinin 2’nci fıkrası (a) bendinde yer alan “Kanunlarda açıkça öngörülme” kişisel veri işleme şartı hakkında Kanunlarda Öngörülme Kişisel Veri İşleme Şartına İlişkin Bilgi Notu hazırlanmış, ilgili bilgi notunda; önce Türk hukuku kapsamında değerlendirmelerde bulunulmuş, daha sonra AB hukuku kapsamında değerlendirmelerde bulunularak sonuç bölümüne yer verilmiştir.

Kanunlarda Öngörülme Kişisel Veri İşleme Şartına İlişkin Bilgi Notu

Kaynak: KVKK

Bilanço usulünde defter tutan ve Tek Düzen Hesap Planı kullanan mükelleflerin 2024/2. dönem kurum geçici vergi ve gelir geçici vergi beyannamelerinde cari döneme ilişkin bilanço bilgilerini beyan etmeleri zorunlu hale gelmiştir. Lütfen Beyanname Düzenleme Programınızı güncelleyiniz.

Kaynak: GİB

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, bir soru üzerine, "İnşallah 15 Eylül'de yeni bir düzenleme başlayacak. Emlakta, ilan sitelerinde doğrulanmış ilan dönemine geçilecek. Böylece ilan sitelerinde gördüğünüz ilanların hiçbiri katakulli ya da tüketiciyi aldatmaya yönelik olmayacak. Konut satacak kişi, e-devlet üzerinde gayrimenkulünü seçerek emlakçıyı yetkilendirecek. Yetkilendirilmiş emlakçılar, bu satışlara aracılık edecek. Otomotivde de aynı sistemi getireceğiz. Önce emlak ile ilgili olanı yayınlayacağız. Kısa bir süre sonra, 1-2 hafta sonra da bunu otomotiv sektöründe uygulayacağız." dedi.

Önümüzdeki süreçte dezenflasyon politikasının hızlı sonuç vermesiyle finansman oranları aşağı doğru çekilmeye başladığında konut arzının da artacağı dönemin geleceğini belirten Bolat, "Yani şu anda konut yapılıyor. İnşaat sektörü büyümeye katkı veriyor. Ama daha çok deprem bölgesinde yapılıyor. İkinci el piyasasında satışlar oluyor." ifadelerini kullandı.

"BU ASLINDA BİR YERDE KİRALARIN DA DÜŞMESİNE SEBEBİYET VERECEK"

Ticaret Bakan Yardımcısı Mahmut Gürcan da emlaktaki yeni düzenlemeye ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:

"Getireceğimiz ürün ile sadece ilan sitelerindeki ilanların verilmesindeki aşamaları resmiyete bağlıyoruz. Vatandaş, e-devleti üzerinden girerek kendisine ait olan gayrimenkulü seçip orada açılacak pencereden yetkili ilan satıcısının, emlakçının kodunu girerek orada emlakçıyı yetkilendirecek. Kendisi de ilan sitesine girip satabilir. Ama emlakçıya verecek olanlar emlakçıyı yetkilendirecek. Böylece emlakçı almış olduğu yetkiyle bu ilanı siteye girebilecek. Biz bunu 15 Eylül'de başlatacağız. İlk etapta hibrit olacak. Onlar da 'doğrulanmış ilan' diye çıkacak. Ama yılbaşı itibarıyla tamamı doğrulanmış ilan olarak çıkmaya mecbur olacak. Böylece siz bir sabah kalktığınızda kendi evinizi ilan sitesinde satılırken görmeyeceksiniz. Yani şu anda hiç kimse ilan vermediği halde bazı kişiler emlak sitelerine girerek bu evleri satıyor. Ama sorduğunuzda 'yok' diyorlar, 'biz onu sattık' diyorlar. 'Size başka ilan, başka evi gösterelim' diye böyle fake ilanlar veriliyordu. Amacımız, manipülasyonu önleyerek daha doğru bir piyasa işleyişini getirmek. Bu sistem 15 Eylül'de gelecek.

Arkasından aynı şekilde otomobille ilgili sistemi devreye sokacağız. Kişi, birinci derece akrabası, hanımı, annesi, babası ve çocuklarının da üzerine olan emlakla ilgili ilan koyabilir. O zaten kimlik doğrulama sisteminde şu anda uygulanıyor. Bu aşamayla yaptığımızda ilan sistemindeki manipülasyonun önüne geçmeye çalışacağız. Bu aslında bir yerde kiraların da düşmesine sebebiyet verecek. Çünkü (internet) sitelerde, kirada olmayan dairelere sanki kiradaymış gibi fiyatları şişirme ve spekülasyon yapılıyordu. Aynı aracı 10 kişi veya aynı evi 10 kişi, siteye girerek fiyatları yukarı çekerek sanki piyasada böyle bir fiyat artışı varmış gibi gösteriyordu. Bunun önüne geçmeye çalışıyoruz. Gerçek ilanlarla fiyatının doğrulanmasını sağlamaya çalışıyoruz.

https://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/gayrimenkul-ve-otomobil-satisinda-yeni-donem-cinden-alisveris-yapanlar-dikkat-42499035

Bu resim için metin sağlanmadı

Bu resim için metin sağlanmadı

Bu resim için metin sağlanmadı

Bu resim için metin sağlanmadıHazırlayan: Av.Batuhan Aydoğan

Pazartesi, 05 Ağustos 2024 10:07

Ağustos 2024 Kira Artış Oranları Belli Oldu

TÜFE TEMMUZ 2024 on iki aylık ortalamalara göre % 65,93 olarak gerçekleşti. İşyeri ve Konutlarda Kira Artış oranı %65,93' dir

Kira artışı hesaplamalarında yasaya uygun olarak TÜİK'in açıkladığı TÜFE ve Yİ-ÜFE verilerinin 12 aylık ortalamalara göre değişim oranı kullanılmaktadır. Halk arasında sıklıkla karşılaşılan, aylık veya yıllık değişim oranları kullanılarak yapılan hesaplamalar kanuna aykırıdır.

Kira artışında yüzde 25'lik zam sınırı 2 Temmuz'da sona erdi. Yeni dönemde kira artışı 12 aylık TÜFE oranına göre belirlenecek.

Ev sahibi TÜFE sınırını aşamayacak, zam dönemi temmuz öncesi olanlardan bu yıl için yeni artış talep edilemeyecek.

Buna göre; Kirada yüzde 25 zam sınırlaması 2 Temmuz 2024 tarihinde sona erdi. Böylelikle kontrat süresi dolan konut kiracıları, TÜFE rakamlarına kayıtlı kalarak ev sahiplerine temmuz ayında 12 aylık TÜFE Ortaması üzerinden zam yapacak

Mevcut Kira Bedeli: 100.000,00 TL

Kira Artışı Yapılacak Ay: Ağustos 2024

TÜFE Kira Artış Oranı: %65,93 (Ağustos 2024 döneminde yapılacak kira artışı için TÜİK'in Temmuz 2024 TÜFE verisi kullanılmaktadır.)

Kira Artış Tutarı: 65.930,00 TL

Aylık Yeni Kira Tutarı: 165.930,00 TL

Yıllık Yeni Kira Tutarı: 1.991.160,00 TL

ÖNEMLİ BİLGİ: Kira artışı hesaplamalarında yasaya uygun olarak TÜİK'in açıkladığı TÜFE ve Yİ-ÜFE verilerinin 12 aylık ortalamalara göre değişim oranı kullanılmaktadır. Halk arasında sıklıkla karşılaşılan, aylık veya yıllık değişim oranları kullanılarak yapılan hesaplamalar kanuna aykırıdır.

Bayileri aracılığı ile satış yapan, bayilik ağı geniş olan şirketler (“bayilik veren şirket” olarak ifade edilecektir), bayilerin satışlarına ilişkin tahsilatları direkt kendi (bayilik veren şirketin) POS cihazları aracılığı ile yapılmasını teminen sistemler kurabilmektedir (yazımızda “Bayi POS” sistemi olarak da kısaca ifade edilecektir).

Bu sistemde bayilik sözleşmesi imzalanan bayiler ile bayilik veren şirket arasında alacağın temliki sözleşmesi imzalanmakta, bu sözleşme uyarınca mülkiyeti bayilik veren şirket adına tahsis edilmiş olan POS cihazları bayilere verilmekte ve bayiler tarafından yapılan satışlar nedeniyle kredi kartıyla yapılan tahsilatlar bayilik veren şirketin POS cihazları aracılığı ile yine bayilik veren şirketin banka hesaplarına intikal etmektedir. Bu sistem yaygın görülen ve bugüne kadar Gelir İdaresi tarafından da (3100 sayılı Kanun mevzuatına göre perakende mal ve hizmet satışlarında ödeme kaydedici cihaz kullanma mecburiyeti bulun bayiler hariç) kabul gören  bir altyapıya sahiptir. Nitekim Bursa Vergi Dairesi Başkanlığının 24.07.2013 tarihli özelgesinde “… müşterileriniz/bayileriniz aracılığı ile yapılan ürün satışlarına ait bedellerin şirketinize ait olan ve müşterilerinizin/bayilerinizin işyerinde bulunan POS cihazlarıyla tahsil edilmesinde, bir yandan müşteri/bayi satmış olduğu malların bedelini müşterisinden tahsil etmekte, diğer yandan şirketiniz müşterisinden/bayisinden olan alacağını tahsil etmektedir. Şirketinize ait POS cihazlarının müşterilerinizin/bayilerinizin işyerlerinde bulundurularak bu cihazlarla tahsilat yapılması yoluyla cari dönem mahsuplaşmalarının gerçekleştirilmesi durumunda, tahsilatın bankacılık sistemi aracı kılınarak yapılması nedeniyle tevsik zorunluluğuna uyulmuş olacaktır.” açıklaması yer almaktadır.

Ancak 3100 sayılı Katma Değer Vergisi Mükelleflerinin Ödeme Kaydedici Cihazları Kullanmaları Mecburiyeti Hakkında Kanun mevzuatına göre perakende mal ve hizmet satışlarında ödeme kaydedici cihaz kullanma mecburiyeti bulunan bayiler için bu tahsilat sistemi İdare tarafından mümkün görülmemektedir. Nitekim Ankara Vergi Dairesi Başkanlığının 22.02.2016 tarih ve  27575268-105[3100-2015-257]-7229 sayılı özelgesinde;

 “a) 466 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile yeniden belirlenen zorunluluk başlangıç tarihlerinden itibaren yeni nesil ödeme kaydedici cihazlar ile POS cihazlarının bütünleşik olması veya uyumlaştırılmış olarak çalışması gerektiğinden; şirketiniz tüzel kişiliğinden ayrı mükellefiyeti bulunan alt bayilerinizde, mülkiyeti şirketiniz/grup şirketlerinize ait POS cihazlarının kullanılmasının mümkün bulunmadığı,

b) Mülkiyeti şirketiniz/grup şirketlerinize ait olan POS cihazlarında gerçekleştirilen özelge talebinize konu tahsilat işlemlerinin, mülkiyeti alt bayilerinize ait olan yeni nesil ödeme kaydedici cihazlar veya bu cihazlar ile uyumlaştırılmış olarak çalışan alt bayilerinize ait POS cihazları kullanılmak suretiyle gerçekleştirilmesi imkanının bulunduğu,” belirtilmiştir.

02.08.2024 tarih ve 32620 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve 61 madde ihtiva eden 7524 sayılı Vergi Kanunları İle Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile vergi kanunlarında ve diğer kanunlarda önemli değişiklikler yapılmıştır. Yasada Vergi Usul Kanunundaki usulsüzlük cezaları ciddi şekilde artırılmıştır. Tutarsal artış yanında, tekerrür halinde cezanın katlanmasına ilişkin hükümler, usulsüzlüğe konu belge/işlem adedine göre cezanın belirlenmesi, ödeme ve tahsilatlardaki oransal cezanın artırılması, başkasının hesabını/POS cihazını kullananlara yönelik yüksek cezalar getirilmesi düzenlemelerde öne çıkmaktadır. İş ortamının bozulduğu bugünlerde, tüm olumsuzlukların üstüne bir de cezalarda bu denli yüksek artış, müteşebbisleri tedirgin edebilecektir. Unutmamak gerekir ki yüksek cezalar en çok dürüst insanları korkutur.

Vergi Usul Kanununun mükerrer 355 inci maddesine eklenen beş ve altıncı fıkralarda tahsilatların başkalarına ait banka/finans kurumu hesapları ile yapılmasının önlenmesi ile başkalarına ait pos veya elektronik tahsilat sistemlerinin kullanılmasının önlenmesine yönelik sırasıyla aşağıdaki düzenlemeler yapılmıştır.

– Mal teslimi veya hizmet ifalarına ilişkin tahsilatların, banka ve benzeri finans kurumları, ödeme kuruluşları veya Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi aracılığıyla başkalarının adı ve/veya hesabı kullanılarak yapılması durumunda, her bir işlem için bu maddeye göre uygulanan cezalardan (örneğin sermaye şirketleri için 20.000 TL’den) az olmamak üzere işleme konu tutarın %10’u nispetinde, mal teslimi veya hizmet ifasını yapanlar ile adına ve/veya hesabına ödeme yapılanlara ayrı ayrı özel usulsüzlük cezası kesilecektir. Ancak bu fıkra uyarınca bir takvim yılı içinde kesilecek özel usulsüzlük cezasının toplamı 20 milyon Türk lirasını geçemeyecektir.

– 23/2/2006 tarihli ve 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu uyarınca izin verilen durumlar hariç olmak üzere kredi kartı, banka kartı, ön ödemeli kart, karekod, elektronik cüzdan ve benzeri ödeme araçları kullanılmak suretiyle gerçekleştirilen tahsilatların, kendi mükellefiyeti adına kayıtlı olmayan ödeme sistemleri veya cihazları aracılığıyla yapılması durumunda, tahsilatı yapan mükelleflere ve kendi adına kayıtlı olan bu sistemleri veya cihazları kullandıranlara ayrı ayrı her bir işlem için bu maddeye göre tatbik olunan özel usulsüzlük cezasının (örneğin sermaye şirketleri için 20.000 TL’nin) üç katı uygulanacaktır. Ancak bir takvim yılı içinde kesilecek özel usulsüzlük cezasının toplamı 20 milyon Türk lirasını geçemeyecektir.

Yasa gerekçesine göre maddenin dördüncü fıkrasından sonra gelmek üzere eklenen fıkra ile mükelleflerin mal teslimi veya hizmet ifalarına ilişkin tahsilatlarının, kendi adına kayıtlı hesaplar yerine, başka kişiler adına kayıtlı hesaplar aracılığıyla yapılması durumunda, başkalarının hesabını kullanan ve kendi hesabını kullandıranlara özel usulsüzlük cezası kesilmesi öngörülmektedir. Kişiler adına kayıtlı hesap olmaksızın isim, kimlik numarası ve benzeri yöntemler aracılığıyla yapılan tahsilatlar için de aynı ceza uygulanacaktır. Benzer bir şekilde, mal teslimi veya hizmet ifaları için kredi kartı, banka kartı, ön ödemeli kart, karekod, elektronik cüzdan ve benzeri ödeme araçları kullanılarak yapılan tahsilatları, başka mükelleflerin veya mükellef olmayanların elektronik cihazları/sistemleri (POS ve benzeri cihazlar) aracılığıyla yapanlara ve bu elektronik cihazları/sistemleri kullandıranlara özel usulsüzlük cezası kesmek suretiyle bu husustaki kayıt dışı işlemlerin önlenmesi amaçlanmaktadır.

Cezaların ağırlığı dikkate alındığında başkalarına ait POS cihazları ile yapılan tahsilat yöntemlerinin yeni yasal düzenlemelere göre yeniden gözden geçirilmesi ihtiyacı doğmuştur.

Bu noktada Bayi POS uygulamasının esaslı noktalarından birine değinerek konuyu yeni ceza düzenlemeleri kapsamında değerlendireceğiz. Bayi POS sisteminin esaslı noktalarından biri de alacağın temlikine dayalı yapılmasıdır.

Türk Borçlar Kanununun 183. maddesi uyarınca, kanun, sözleşme veya işin niteliği engel olmadıkça alacaklı, borçlunun rızasını aramaksızın alacağını üçüncü bir kişiye devredebilir. Borçlu, devir yasağı içermeyen yazılı bir borç tanımasına güvenerek alacağı devralmış olan üçüncü kişiye karşı, alacağın devredilemeyeceğinin kararlaştırılmış bulunduğu savunmasını ileri süremez. Alacağın devrinin geçerliliği, yazılı şekilde yapılmış olmasına bağlıdır. Alacağın devri sözü verme, şekle bağlı değildir.

Yine bu noktada belli para ihtiva eden alacağın devri (temliki) sözleşmelerinin binde 9,48 oranında damga vergisine tabi olduğunu belirtmekte fayda var.

Temlik (devir) işlemi, belirli alacağı temlik edenin mal varlığından çıkarıp, temlik alanın mal varlığına geçirir. Alacaklının tek taraflı bir hukuki muamelesi değil, temlik alanla yaptığı bir akittir. Dolayısıyla kişiler alacaklarını, devir alan (temellük eden) ile imzalayacakları bir yazı ile temlik edebilirler. Borçlar Kanunu uyarınca işlemin noter huzurunda yapılmasına da gerek yoktur.

Bayi POS sistemindeki temlik işleminden sonra bayinin satışlarından doğan alacağı artık bayinin değil, bayilik verenin olacağından, bayilik verenin kendi POS cihazı ile tahsil ettiği tutar da kendi alacağı olmaktadır. Bu açıdan Bayi POS sisteminde başkalarına ait POS cihazı ile tahsilat da söz konusu olamayacağından bu sistem yeni ihdas edilen ceza düzenlemesinin kapsamında olmamalıdır. Ayrıca unutulmamalıdır ki bu sistem ticari hayatın olağan akışı içerisinde ihtiyaçtan doğmuş, yaygın ve kabul görmüş bir sistemdir. Bu sistem  yeni ceza düzenlemesinin önlemeyi amaçladığı vergi kayıp/kaçağına olanak sağlayan fiiller kapsamında görülmemelidir.

Yine elektronik ticaret pazar yerlerinde de (Trendyol, Hepsiburada, N11 vs., bunlar “aracı hizmet sağlayıcısı”[1] olarak ifade edilecektir.) satış yapan kişilerin tahsilatının pazaryeri aracı hizmet sağlayıcısı tarafından (çoğunlukla sanal POS ile) yapıldığı bilinmektedir. Bu işleyişin, aracı hizmet sağlayıcısı ve üye işyeri (satıcı) arasında yapılan üyelik sözleşmesinde yer alan aracı hizmet sağlayıcısının satıcı adına ürün bedelini tahsilat yetkisine sahip olmasından kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Elektronik Pazar yerlerindeki tüm işlemler 6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun ve bu Kanuna ilişkin yayımlanan Elektronik Ticarette Hizmet Sağlayıcı ve Aracı Hizmet Sağlayıcılar Hakkında Yönetmelik kapsamında yürütülmekte olup, mevcut tahsilat uygulaması da aracılık hizmetinin bir parçası olarak genel kabul görmektedir. Aracı hizmet sağlayıcısının faaliyeti kapsamında kendi POS’u ile başkasına ait satışın tahsilatını yapması yeni ceza düzenlemesinin önlemeyi amaçladığı vergi kayıp/kaçağına olanak sağlayan fiiller kapsamında görülmemelidir.

Özel usulsüzlük cezası düzenlemesinde yer alan “5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu uyarınca izin verilen durumlar hariç olmak üzere” ifadesi dikkate alındığında, Bayi POS ve bu tip yaygın ve kabul görmüş tahsilat sistemlerinin 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu uyarınca izin verilen durumlar kapsamında olduğunun açıklığa kavuşturulması uygun olacaktır.

Son olarak cezaların ağırlığı dolayısıyla Bayi POS sistemini kullanan tarafların özelge istemesinin ve konuyu kendi müşavir ve avukatları ile değerlendirmesinin önem arz ettiğini ifade etmek isteriz.

Dr. Emrah AYGÜL
Yeminli Mali Müşavir
Bağımsız Denetçi
This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

https://www.alomaliye.com/2024/08/05/bayilerdeki-pos-araciligiyla-bayi-pos-tahsilat-sistemi/

Dipnotlar:

[1] Elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcı (ETAHS): Elektronik ticaret pazar yerinde elektronik ticaret hizmet sağlayıcıların mal veya hizmetlerinin teminine yönelik sözleşme yapılmasına ya da sipariş verilmesine imkân sağlayan aracı hizmet sağlayıcıyı ifade etmektedir.

7524 Sayılı Kanunun 21. Maddesi İle 01.09.2024 Yürürlüğe Girmek Üzere KDV Kanunu 36/2. Fıkrasına İade Hakkı Doğuran İşlemlerden Kaynaklanan KDV İade Taleplerinin Vergi İnceleme Raporu Sonucuna Göre Yerine Getirilmesi Esas Olduğu Hükmü Eklenmiştir.

36/2. Fıkrasına Göre Hazine ve Maliye Bakanlığı;

- Mükellefiyet Süresi,

- Çalışan Sayısı,

- Aktif Ve Özsermaye Büyüklüğü,

- Ödenen Vergi Tutarı,

- Vergisel Ödevlerin Zamanında Yerine Getirilip Getirilmediği

- Sahte Veya Muhteviyatı İtibarıyla Yanıltıcı Belge Düzenleme / Kullanma Yönünde Olumsuz Rapor / Tespit Bulunup Bulunmadığı Gibi Kriterleri Esas Alarak;

> Mükelleflerin Vergisel Uyum Seviyeleri Ve Bu Uyum Seviyelerine Göre Farklı İade Yöntemleri Tespit Etmeye, ( ESAS OLAN VERGİ İNCELEME RAPORU OLMAKLA BİRLİKTE YMM RAPORU – TEMİNAT – RAPOR ALINMADAN V.B. USULLERLE KDV İADESİ YAPILABİLİR.)

>  İade Alacağının Mahsup Edileceği Vergi Borçları İle

> İadeye İlişkin Diğer Usul Ve Esasları Belirlemeye Yetkilidir.

05.06.2018 Tarihinde KDV Genel Uygulama Tebliğine Eklenen Bu Hükümlerle Birlikte KDV İade Usulü Haricinde Özel Esaslar – Genel Esaslar Açısından Kanuni Bir Hüküm Bulunmadığı ve Bu Kanuni Düzenlemelerin Vergi İdaresinin Mükellefleri Özel Esaslar – Genel Esaslar Şeklinde Kategorize Edebilmesine Olanak Sağlamadığı Düşünülmektedir.

Ersan KARACA
Yeminli Mali Müşavir
This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

Pazartesi, 05 Ağustos 2024 08:38

Emeklilik Dilekçesi İçin Acele Etmeyin

Emeklilik dilekçesini 2025'te verenlerin 2024 yılına göre yüzde 30 - 35 dolayında daha az maaş alacak olmasıyla ilgili önemli bir gelişme yaşandı.

Emeklilik dilekçesini 2025'te verenlerin 2024 yılına göre yüzde 30 - 35 dolayında daha az aylık almasıyla ilgili yeni bir gelişme yaşandı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın dilekçe tarihine göre ortaya çıkacak emekli aylığı düşüşünü önlemek için çalışma başlattığı belirtiliyor. Bakanlığın bu kararı almasında olası mağduriyetin büyüklüğü ve emekli aylığı düşüşünden etkilenmemek için yüz binlerce kişinin bu yıl emekli olmaya hazırlanmasının etkili olduğu belirtildi. Habertürk'ten Ahmet Kıvanç, emeklilik dilekçe tarihine göre ortaya çıkan mağduriyetin önlenmesi amacıyla başlatılan çalışmayı yazdı.

"Emeklilik dilekçesini 2024 yılında verenler ile 2025 yılında verenlere bağlanacak ilk aylıklar arasında yaklaşık yüzde 30 – 35 oranında fark olacağı, 2024 yılında dilekçe verenlerin avantajlı çıkacağı günlerdir gündemde...

Emeklilik koşullarını yerine getirdikleri halde emekli aylığını yükseltmek için çalışmaya devam etmekte olanlar dilekçe tarihlerini öne çekme kararı almaya başladılar. Bu durum, geçen yıl çıkartılan EYT üzerine emekli olan 2,2 milyon kişinin ardından bu yıl yeni bir emeklilik dalgası yaratma riski ortaya çıkardı.

BAKANLIK ÇALIŞMA BAŞLATTI

Edinilen bilgiye göre, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı 2024 yılı içinde dilekçe verenler ile 2025 yılı içinde dilekçe verenlerin emekli aylıkları arasında oluşacak yüksek farkın giderilmesi amacıyla çalışma başlattı.

Emekli aylıklarının nasıl bağlanacağı 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile düzenleniyor. Farkın giderilebilmesi için kanun değişikliği gerekiyor. TBMM tatilden 1 Ekim 2024 tarihinde dönecek. TBMM açılıncaya kadar farkın giderilmesine yönelik nasıl bir düzenleme yapılacağı netleşmiş olacak.

Bakanlık yetkilileri, dilekçe tarihine göre bu yıl emekli aylıkları arasında farkın yüksek olmasının 2024 yılı aylık artışına esas alınan 2023 / Temmuz ayı ile 2024 / Haziran ayı arasında gerçekleşen enflasyonun 2024 yılında beklenen enflasyon oranına göre yüksek çıkmasından kaynaklandığını belirttiler.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, tüketici enflasyonu 2023 / Temmuz – 2024 / Haziran arasındaki bir yıllık dönemde yüzde 71,60 oranında arttı. Merkez Bankası’nın 2024 yılı enflasyon tahmini ise şu an için yüzde 38 düzeyinde bulunuyor.

YÜZDE 30 – 35’LİK FARK NASIL ORTAYA ÇIKIYOR?

2024 yılında SSK ve BAĞ – KUR emekli aylıklarına ocak ayında yüzde 49,25, temmuz ayında yüzde 24,73 oranında zam yapıldı. Bu yıl temmuz – aralık döneminde emeklilik dilekçesi verenler ocak ve temmuz aylarında yıllık yüzde 86,16’ya ulaşan bu maaş zamlarından yararlanacaklar.

Dilekçeyi 1 Ocak 2025 tarihinden sonra verenler 2024 yılında emekli aylıklarına yapılan zamlardan yararlanamayacaklar. Onlara 2024 yılındaki tüketici fiyat enflasyonunun yüzde 100’ü ile milli gelirdeki artışın yüzde 30’u oranında artış yapılacak. Bu durumda mevcut enflasyon tahminlerine göre, 1 Ocak 2025’te dilekçe verenlerin aylıklarına yüzde 86,16 oranı yerine yüzde 39,20 – yüzde 44,72 arasında değişen oranda artış yapılacak. Bu da 2024 yılında dilekçe verenle 2025 yılında dilekçe verenlerin emekli aylığı arasında yüzde 30 – 35’e varan oranda farka yol açacak.

FARKIN BİR KISMI OCAKTAKİ REFAH ZAMMINDAN KAYNAKLANIYOR

Dilekçe tarihine göre bağlanacak ilk emekli aylıkları arasındaki farkın bir kısmı bu yıl ocak ayında enflasyonun üzerinde yapılan artıştan kaynaklanıyor. Ocak ayında SSK ve BAĞ-KUR emekli aylıklarına normalde yüzde 37,57 oranında zam yapılacaktı. Memur maaş zammıyla eşitlenmesi için zam oranı yüzde 49,25’e çıkartıldı.

Eşitlemeye gidilmeyip yüzde 37,57 oranındaki normal zam yapılsaydı SSK ve BAĞ-KUR emekli aylıklarına yapılan yıllık artış yüzde 86,16 yerine yüzde 71,59’da kalacaktı. Bu durumda dilekçeyi 2024 yılında verenler ile 2025 yılında verenler arasındaki fark yüzde 18 – 23 düzeyinde olacaktı.

DİLEKÇE İÇİN ACELE ETMEYİN

Emekli aylığındaki düşüşten etkilenmemek için SSK ve BAĞ-KUR’luların emeklilik dilekçesini 31 Aralık 2024 tarihinde bile vermesi yeterli. Mutlaka bu yıl emekli olması gerekmeyenler için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın yürüttüğü çalışmanın beklenmesinde fayda var. Çalışmanın mahiyeti en geç ekim - kasım ayında netleşmiş olacağından nihai karar vermek için yeterli süre kalacak.

DİLEKÇE TARİHİNE GÖRE EMEKLİ AYLIĞI FARKI NEDEN BU YIL YÜKSEK OLDU?

Emeklilik dilekçesi tarihinin bağlanacak ilk emekli aylığına etkisi geçmiş yıllarda da vardı. Ancak, o yıllarda enflasyon çok yüksek olmadığı için etki daha azdı. Milli gelirdeki artış hızının yüksek veya düşük olması daha fazla etkili olabiliyordu.

Geçmiş yıllara baktığımız zaman haziran sonundaki yıllık enflasyon ile aralık sonundaki yıllık enflasyon arasında 2020 yılına kadar en fazla 5 puanlık fark ortaya çıktığı görülüyor. 2021 yılının son çeyreğinde enflasyon aniden fırlayınca yılsonu enflasyonu, haziran ayındaki yıllık enflasyonun 18 puan üzerine çıktı. Bu nedenle 2022 yılının ilk yarısında emeklilik dilekçesi verenlere 2021 yılında verenlere göre daha yüksek aylık bağlandı.

Ancak, 2023 yılında durum tersine döndü. 2023’ün ilk yarısında dilekçe verenler, 2022 yılında verenlere göre daha az aylık aldılar. Herhangi bir yasal değişiklik yapılmayacak olursa bu kez de 2025 yılında dilekçe verenler 2024 yılında verenlere göre en az yüzde 30 oranında daha düşük aylık ile emeklilik yaşamlarına adım atacaklar.

TÜM EMEKLİ ADAYLARINI ETKİLİYOR

Emekli aylıkları arasında yüzde 30 – 35 arasındaki fark sadece 2025 yılında emekli olacak kişileri değil, emekliliği için daha uzun süre bulunan herkesi etkiliyor

E-Devlet’te şu an görünen emekli aylığı, 2024 yılında emeklilik dilekçesi verenler için geçerlidir. 2025 yılına gelindiğinde sistemdeki tüm emekli aylıkları yeniden hesaplanarak yüzde 30 -35 oranında düşecek. Emekliliğine 5, 10, 15 yıl bulunanların da şu an e-Devlet’te görünen emekli aylığı düşeceği için herkes bu durumdan etkilenecek.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın yapacağı düzenlemenin, emekliliğine daha uzun süre bulunan diğer kişileri de kapsaması bekleniyor."

https://www.ekonomim.com/foto-galeri/ekonomi/bakanlik-harekete-gecti-emeklilik-dilekcesi-icin-acele-etmeyin-galeri-758833?p=17

 

Pazartesi, 05 Ağustos 2024 08:29

TÜRMOB: BU YÜKÜ TAŞIMAKTA ZORLANIYORUZ

130.000 Serbest Mu hasebeci Mali Müşa­vir ve Yeminli Mali Müşavirin odası olan TÜRMOB, meslek mensuplarının taleple­rini dile getirmek üzere Ankara’da “Enflas­yon Düzeltmesinin Geçici Vergi Dönemle­rinde Yapılmaması ve Mesleki Sorunların Çözümü” başlıklı bir miting düzenledi. Mi­tinge Türkiye’nin dört bir yanından mesle­ğin temsilcileri katıldılar.

Yükümüz azaltılsın

TÜRMOB’un bir basın bildirisi ile pay­laştığı taleplerini buradan da dile getirmek istiyorum:

“Yükümüzün azaltılmasını ve emeğimi­zin karşılığını almayı, Bakanlık vesayeti ol­madan hazırlanan ücret tarifeleri ile mes­leğimizi sürdürmeyi, kamu yararı çerçeve­sinde ülkemiz ve devletimiz için çalışmaya devam etmek istiyoruz.

Başta geçici vergi dönemlerinde enflas­yon düzeltmesi işlemlerinin yapılmama­sı olmak üzere aşağıdaki taleplerimizin ye­rine getirilmesini istiyoruz.

1 -İnsanca geçirilebilecek, gösterme­lik olmayan gerçek bir mali tatil yü­rürlüğe konulmalıdır.

2-Kayıt dışılıkla gerçekten mücade­le edilmek isteniyorsa, basit usul kal­dırılmalı, istisnasız tüm mükellefle­rin beyannamelerini meslek mensupları­na imzalatmaları zorunlu hale getirilmeli, Mali Müşavirlik hizmetlerine erişimi ko­laylaştırmak için de bu hizmetlerdeki KDV oranı düşürülmelidir.

3-İdarenin elektronik sistem altyapısı güçlendirilmeli, beyan ve bildirim gön­derimlerinde tıkanıklığa sebebiyet veril­memelidir.

4-İdarelerin birbirlerinden veri alabile­cekleri sistemsel altyapılar

kurulmalı, aynı bilgilerin birçok yere be­yan edilmesinin önüne geçilmelidir.

5-TÜRMOB’un beyan ve bildirimle­rin sadeleştirilmesi ve bazı beyanna­melerin birleştirilmesi konusundaki öne­rilerinin hayata geçirilmesi gerekmektedir.

6- Meslektaşlarımızın yetki ve sorumlu­lukları arasındaki dengesizlik ortadan kaldırılmalı, sorumlulukları azaltılmalıdır

7-Asgari Ücret Tarifesi yayımlanırken günün ekonomik şartları dikkate alın­malı, ücretin verilen emeğin ve mesai­nin karşılığı olması sağlanmalıdır.

8- Arabuluculuk yetkisi dünya uygula­malarında olduğu gibi Mali Müşavirle­re de verilmelidir.

9-Belirli kıdeme sahip meslek mensup­larına yeşil pasaport hakkı verilmeli­dir.

10-Deprem bölgesinde özellikle Maraş, Hatay, Adıyaman ve Malatya illerin­de mücbir sebep hali uzatılmalıdır.

11-Meslektaşlarımız KOSGEB destekle­rinden yararlanmalıdır.”

TÜRMOB’un Tobb ve diğer iş insanları örgütlerince desteklenmesi gerekir

TÜRMOB’un dile getirdiği taleplerin bü­yük kısmı iş alemini doğrudan ilgilendiren ve iş aleminin muhasebesi ve beyanı ile il­gili işler. Bu nedenle iş alemi TÜRMOB’un seslendirdiği sorunlara sessiz kalamaz, TÜRMOB’u yalnız bırakamaz.

Meslek mensuplarının iş aleminin ko­nularında adeta “mayın eşeği” gibi öne sü­rülerek, iş alemince sessizce “dubakali ne olacak” tarzında izlenmesi büyük bir yan­lışlıktır.

Zeki GÜNDÜZ

This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

https://www.dunya.com/kose-yazisi/turmob-bu-yuku-tasimakta-zorlaniyoruz/739848

Bilindiği üzere 2024 yılının ilk geçici vergi döneminde enflasyon düzeltmesi uygulanmamıştı. 2024 yılının ikinci geçici vergi beyan dönemine yaklaşırken İdarenin enflasyon düzeltmesi yapıldığında gerekli olacak kimi oranları açıklaması ve bilançonun sunumu zorunluluğunu getiren duyuruda bulunması düzeltmenin ertelenmeyeceği izlenimini oluşturmuştur. Mevcut yasal düzenlemelere göre 2024 yılının ikinci geçici vergi beyan döneminde enflasyon düzeltmesi uygulaması gerekmekle birlikte, halen dahi İdarenin yayımlayacağı bir sirküler ile enflasyon düzeltmesinin sonraki dönemlere ertelenmesi mümkündür. Buna ilişkin olarak da uygulayıcılarda güçlü bir beklenti bulunmaktadır.

Nihayetinde eğer bir erteleme olmaz ise 30.06.2024 tarihi itibariyle hazırlanacak geçici vergi beyannamesine esas kazancın tespitinde enflasyon düzeltmesine ilişkin mevzuat hükümlerinin dikkate alınması gerektirmektedir.

Bu kapsamda 30.06.2024 tarihli enflasyon düzeltmesinde kullanılacak katsayılar ve kimi hususlar aşağıda belirtilmiştir.

Türkiye İstatistik Kurumu tarafından Haziran ayına ilişkin yurt içi üretici fiyat endeksi 3483,25 olarak açıklamıştır.

Taşıma Katsayısı (31.12.2023 tarihinde düzeltilmiş kıymetler için)

Düzeltme işlemine tabi tutulacak bilançoda yer alan iktisadi kıymetlerden bazılarının düzeltmeye esas tarihleri, düzeltme yapılmış bir tarihten öncesine gidebilir. Bu takdirde bu tür iktisadi kıymetler için yeniden düzeltmeye esas tarihe kadar inerek, uygun düzeltme katsayısını bulmaya gerek yoktur; düzeltme yapılan en son bilançoda, bu iktisadi kıymete ait değerlerin uygun bir katsayı ile çarpılması düzeltme işlemi için yeterlidir.

Bu kapsamda, bilançodaki parasal ve parasal olmayan tutarların, taşıma katsayısı kullanılarak ilgili dönemin sonundaki yeni değerlerinin hesaplanmasına "taşıma" denilir ve hesaplama işlemi "taşıma katsayısı" kullanılarak yapılır.

30.06.2024 tarihi itibariyle taşıma katsayısı (3483,25/2915,02=) 1,19493 olarak hesap edilmektedir.

Düzeltme Katsayıları (2024 yılında bilançoya dahil olan parasal olmayan kıymetler için):

Ay

Düzeltme Katsayısı

Ocak 2024

1,14747

Şubat 2024

1,10613

Mart 2024

1,07085

Nisan 2024

1,03361

Mayıs 2024

1,01376

Haziran 2024

1

 Stoklara İlişkin “Basit Ortalama Yöntemi” Düzeltme Katsayısı:

“Basit ortalama yöntemi”nde düzeltme katsayısı, mali tabloların ait olduğu aya ilişkin fiyat endeksinin (Yİ-ÜFE), bu endeks ile bir önceki geçici vergi döneminin sonundaki fiyat endeksi (Yİ- ÜFE) toplamının ikiye bölünmesi sonucu bulunan endekse bölünmesiyle elde edilen katsayı olarak hesaplanır ve düzeltmeye esas tutar olarak da düzeltme işlemine tabi tutulan bilançoda yer alan stoklara ait değerler esas alınır.

30.06.2024 tarihli enflasyon düzeltmesinde kullanılacak basit ortalama yöntem düzeltme katsayısı 1,03421 olarak hesap edilmektedir.

Muhasebeleştirme ve Kar/Zararın Tespiti

Geçici vergi dönemleri ve hesap dönemi sonu itibarıyla oluşan kâr ya da zarar, “698 - Enflasyon Düzeltme Hesabı”nın bakiyesine göre bulunacaktır.

“698-Enflasyon Düzeltme Hesabı”nın bakiyesi, “648-Enflasyon Düzeltmesi Kârları/ 658- Enflasyon Düzeltmesi Zararları” hesapları aracılığıyla “Dönem Kârı veya Zararı Hesabı”na devredilerek kapatılacak ve verilen bakiye türüne göre işletmenin dönem kâr ya da zararı görülmüş olacaktır.

Önceki Yıldan Devreden Matrahtan Düşülebilir Geçmiş Yıllar Zararının (Önceki Yıl Kurumlar Vergisi Beyannamelerinde Devreden ve Kullanılmayan Mali Zararların) Durumu Bilanço esasına göre defter tutan gelir veya kurumlar vergisi mükellefleri, 2024 hesap dönemi başından itibaren verilecek yıllık gelir vergisi ve kurumlar vergisi beyannameleri ile geçici vergi beyannamelerinde beyan edecekleri vergi matrahlarını tespit ederken, (düzeltme öncesi bilançolara dayanan) 2023 ve önceki hesap dönemlerine ait indirilemeyen geçmiş yıl mali

zararlarını mukayyet değerleri ile dikkate alacaklardır.

Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesinin (A) fıkrasının, (5) numaralı bendinin son paragrafında “Matrahın tespitinde, kanunen kabul edilmeyen giderler, istisnalar ve geçmiş yıl malî zararları enflasyon düzeltmesine tâbi tutulmuş tutarları ile dikkate alınır.” hükmü yer almaktadır.

Bilanço esasına göre defter tutan gelir veya kurumlar vergisi mükellefleri 2024 hesap dönemi başından itibaren verilecek yıllık gelir vergisi ve kurumlar vergisi beyannameleri ile geçici vergi beyannamelerinde beyan edecekleri vergi matrahlarını tespit ederken, (düzeltilmiş 2023 hesap dönemi sonuna ait bilançoya dayanan) 2024 ve sonraki hesap dönemlerine ait geçmiş yıl mali zararlarını, enflasyon düzeltmesi yapma şartlarının varlığına/devamına bağlı olarak, enflasyon düzeltmesine tabi tutulmuş tutarları ile dikkate alacaklardır.

Kanunen Kabul Edilmeyen Giderler ve İstisnaların Durumu

Bilanço esasına göre defter tutan gelir veya kurumlar vergisi mükellefleri 2024 hesap dönemine ilişkin verilecek geçici vergi beyannameleri ile yıllık gelir vergisi ve kurumlar vergisi beyannamelerinde beyan edecekleri vergi matrahlarını tespit ederken;

  • Bilanço üzerinde düzeltmeye tabi tutulan parasal olmayan kıymetlerden kaynaklanan kanunen kabul edilmeyen giderleri düzeltilmiş tutarlarıyla,
  • Vergiden istisna edilmiş olan kazançlarını ise bu kazançların belirlenmesine esas bilançoların düzeltilmesi sonucu oluşan farkları da içerecek şekilde belirlenen tutarlarıyla

dikkate alacaklar, beyanname üzerinde ayrıca bir düzeltme yapmayacaklardır.

Bu kapsamda, ödenen trafik para cezası, binek otomobillere ilişkin akaryakıt gibi harcamaların gider olarak dikkate alınamayacak kısmı, gider olarak dikkate alınamayacak olan motorlu taşıtlar vergisi ödemeleri gibi harcamalar, enflasyon düzeltmesine tabi tutulmayacağından, beyannamede mevcut tutarları üzerinden kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınacaktır. Fazladan ayrılmış amortisman tutarları gibi giderler, enflasyon düzeltmesine tabi tutulacağından, beyannamede düzeltilmiş tutarları üzerinden kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınacaktır.

Enflasyon Düzeltmesi Yapılan Geçici Vergi Döneminde Beyannameye Bilanço Eklenmesi Gerektiği

555 Sıra No.lu VUK Tebliği uyarınca enflasyon düzeltmesi yapma ve geçici vergi beyannamesi verme zorunluluğu bulunan mükelleflerce, enflasyon düzeltmesinin yapıldığı geçici vergi ve hesap dönemlerine ilişkin gelir/kurumlar beyannamelerine düzeltilmiş (düzeltme sonrası) bilanço eklenir.

Nitekim Dijital Vergi Dairesi web sitesinde yer alan 17.07.2024 tarihli duyuruda bilanço usulünde defter tutan ve Tek Düzen Hesap Planı kullanan mükelleflerin 2024/2. dönem kurum geçici vergi ve gelir geçici vergi beyannamelerinde cari döneme ilişkin bilanço bilgilerini beyan etmelerinin zorunlu hale geldiği belirtilmiştir.

Enflasyon Düzeltmesi İşlemlerinde Kullanılacak 2024/Ocak-Haziran Aylarına Ait Ortalama Ticari Kredi Faiz Oranları

17.07.2024 Tarih ve VUK-170/2024-8/Enflasyon Düzeltmesi Uygulaması-16 sayılı Vergi Usul Kanunu Sirküleri /170 uyarınca 2024/Ocak, 2024/Şubat, 2024/Mart, 2024/Nisan, 2024/Mayıs ve 2024/ Haziran aylarına ilişkin ortalama ticari kredi faiz oranlarına aşağıda yer verilmiştir.

Dönem

Ortalama Ticari Kredi Faiz Oranı (%)

2024 / Ocak

54,82

2024 / Şubat

55,24

2024 / Mart

60,97

2024 / Nisan

68,46

2024 / Mayıs

66,68

2024 / Haziran

64,27

Durum bilgilerinize sunulur.

Kaynak, ERİŞ Bağımsız Denetim ve YMM AŞ

Page 85 of 1348

Hakkımızda

 ö z d o ğ r u l a r, 18.08.1988 tarihinde kurularak, Mali Müşavirlik faaliyetine başlamıştır. 

Sektöründe en iyi olma duygusu ile personeline "Kalite" bilincini yerleştirmeyi, Kalite Yönetim Sistemini sürekli iyileştirmeyi, müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı, amaç edinerek, 2003 Yılında, alanında Türkiye' de ilk olarak ISO 9001: 2000 Belgesi almıştır.

 

Mali Takvim

Öne Çıkanlar

  • 1 TL için 532.000 TL Fazla Vergi Ödeme Riski Sosyal içerik üreticilerinden ile Appstore, Google Play üzerinden gelir elde…
  • BORSAYA AÇILAN ŞİRKETLER AÇISINDAN EMİSYON PRİMLİ PAYLARA YÖNELİK ÖRNEK UYGULAMA EMİSYON PRİMİ TİCARİ KARA DÂHİL DEĞİLDİR. ÖZKAYNAKLAR ARASINDA 520 PAY…
Top