Bayileri aracılığı ile satış yapan, bayilik ağı geniş olan şirketler (“bayilik veren şirket” olarak ifade edilecektir), bayilerin satışlarına ilişkin tahsilatları direkt kendi (bayilik veren şirketin) POS cihazları aracılığı ile yapılmasını teminen sistemler kurabilmektedir (yazımızda “Bayi POS” sistemi olarak da kısaca ifade edilecektir).
Bu sistemde bayilik sözleşmesi imzalanan bayiler ile bayilik veren şirket arasında alacağın temliki sözleşmesi imzalanmakta, bu sözleşme uyarınca mülkiyeti bayilik veren şirket adına tahsis edilmiş olan POS cihazları bayilere verilmekte ve bayiler tarafından yapılan satışlar nedeniyle kredi kartıyla yapılan tahsilatlar bayilik veren şirketin POS cihazları aracılığı ile yine bayilik veren şirketin banka hesaplarına intikal etmektedir. Bu sistem yaygın görülen ve bugüne kadar Gelir İdaresi tarafından da (3100 sayılı Kanun mevzuatına göre perakende mal ve hizmet satışlarında ödeme kaydedici cihaz kullanma mecburiyeti bulun bayiler hariç) kabul gören bir altyapıya sahiptir. Nitekim Bursa Vergi Dairesi Başkanlığının 24.07.2013 tarihli özelgesinde “… müşterileriniz/bayileriniz aracılığı ile yapılan ürün satışlarına ait bedellerin şirketinize ait olan ve müşterilerinizin/bayilerinizin işyerinde bulunan POS cihazlarıyla tahsil edilmesinde, bir yandan müşteri/bayi satmış olduğu malların bedelini müşterisinden tahsil etmekte, diğer yandan şirketiniz müşterisinden/bayisinden olan alacağını tahsil etmektedir. Şirketinize ait POS cihazlarının müşterilerinizin/bayilerinizin işyerlerinde bulundurularak bu cihazlarla tahsilat yapılması yoluyla cari dönem mahsuplaşmalarının gerçekleştirilmesi durumunda, tahsilatın bankacılık sistemi aracı kılınarak yapılması nedeniyle tevsik zorunluluğuna uyulmuş olacaktır.” açıklaması yer almaktadır.
Ancak 3100 sayılı Katma Değer Vergisi Mükelleflerinin Ödeme Kaydedici Cihazları Kullanmaları Mecburiyeti Hakkında Kanun mevzuatına göre perakende mal ve hizmet satışlarında ödeme kaydedici cihaz kullanma mecburiyeti bulunan bayiler için bu tahsilat sistemi İdare tarafından mümkün görülmemektedir. Nitekim Ankara Vergi Dairesi Başkanlığının 22.02.2016 tarih ve 27575268-105[3100-2015-257]-7229 sayılı özelgesinde;
“a) 466 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile yeniden belirlenen zorunluluk başlangıç tarihlerinden itibaren yeni nesil ödeme kaydedici cihazlar ile POS cihazlarının bütünleşik olması veya uyumlaştırılmış olarak çalışması gerektiğinden; şirketiniz tüzel kişiliğinden ayrı mükellefiyeti bulunan alt bayilerinizde, mülkiyeti şirketiniz/grup şirketlerinize ait POS cihazlarının kullanılmasının mümkün bulunmadığı,
b) Mülkiyeti şirketiniz/grup şirketlerinize ait olan POS cihazlarında gerçekleştirilen özelge talebinize konu tahsilat işlemlerinin, mülkiyeti alt bayilerinize ait olan yeni nesil ödeme kaydedici cihazlar veya bu cihazlar ile uyumlaştırılmış olarak çalışan alt bayilerinize ait POS cihazları kullanılmak suretiyle gerçekleştirilmesi imkanının bulunduğu,” belirtilmiştir.
02.08.2024 tarih ve 32620 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve 61 madde ihtiva eden 7524 sayılı Vergi Kanunları İle Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile vergi kanunlarında ve diğer kanunlarda önemli değişiklikler yapılmıştır. Yasada Vergi Usul Kanunundaki usulsüzlük cezaları ciddi şekilde artırılmıştır. Tutarsal artış yanında, tekerrür halinde cezanın katlanmasına ilişkin hükümler, usulsüzlüğe konu belge/işlem adedine göre cezanın belirlenmesi, ödeme ve tahsilatlardaki oransal cezanın artırılması, başkasının hesabını/POS cihazını kullananlara yönelik yüksek cezalar getirilmesi düzenlemelerde öne çıkmaktadır. İş ortamının bozulduğu bugünlerde, tüm olumsuzlukların üstüne bir de cezalarda bu denli yüksek artış, müteşebbisleri tedirgin edebilecektir. Unutmamak gerekir ki yüksek cezalar en çok dürüst insanları korkutur.
Vergi Usul Kanununun mükerrer 355 inci maddesine eklenen beş ve altıncı fıkralarda tahsilatların başkalarına ait banka/finans kurumu hesapları ile yapılmasının önlenmesi ile başkalarına ait pos veya elektronik tahsilat sistemlerinin kullanılmasının önlenmesine yönelik sırasıyla aşağıdaki düzenlemeler yapılmıştır.
– Mal teslimi veya hizmet ifalarına ilişkin tahsilatların, banka ve benzeri finans kurumları, ödeme kuruluşları veya Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi aracılığıyla başkalarının adı ve/veya hesabı kullanılarak yapılması durumunda, her bir işlem için bu maddeye göre uygulanan cezalardan (örneğin sermaye şirketleri için 20.000 TL’den) az olmamak üzere işleme konu tutarın %10’u nispetinde, mal teslimi veya hizmet ifasını yapanlar ile adına ve/veya hesabına ödeme yapılanlara ayrı ayrı özel usulsüzlük cezası kesilecektir. Ancak bu fıkra uyarınca bir takvim yılı içinde kesilecek özel usulsüzlük cezasının toplamı 20 milyon Türk lirasını geçemeyecektir.
– 23/2/2006 tarihli ve 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu uyarınca izin verilen durumlar hariç olmak üzere kredi kartı, banka kartı, ön ödemeli kart, karekod, elektronik cüzdan ve benzeri ödeme araçları kullanılmak suretiyle gerçekleştirilen tahsilatların, kendi mükellefiyeti adına kayıtlı olmayan ödeme sistemleri veya cihazları aracılığıyla yapılması durumunda, tahsilatı yapan mükelleflere ve kendi adına kayıtlı olan bu sistemleri veya cihazları kullandıranlara ayrı ayrı her bir işlem için bu maddeye göre tatbik olunan özel usulsüzlük cezasının (örneğin sermaye şirketleri için 20.000 TL’nin) üç katı uygulanacaktır. Ancak bir takvim yılı içinde kesilecek özel usulsüzlük cezasının toplamı 20 milyon Türk lirasını geçemeyecektir.
Yasa gerekçesine göre maddenin dördüncü fıkrasından sonra gelmek üzere eklenen fıkra ile mükelleflerin mal teslimi veya hizmet ifalarına ilişkin tahsilatlarının, kendi adına kayıtlı hesaplar yerine, başka kişiler adına kayıtlı hesaplar aracılığıyla yapılması durumunda, başkalarının hesabını kullanan ve kendi hesabını kullandıranlara özel usulsüzlük cezası kesilmesi öngörülmektedir. Kişiler adına kayıtlı hesap olmaksızın isim, kimlik numarası ve benzeri yöntemler aracılığıyla yapılan tahsilatlar için de aynı ceza uygulanacaktır. Benzer bir şekilde, mal teslimi veya hizmet ifaları için kredi kartı, banka kartı, ön ödemeli kart, karekod, elektronik cüzdan ve benzeri ödeme araçları kullanılarak yapılan tahsilatları, başka mükelleflerin veya mükellef olmayanların elektronik cihazları/sistemleri (POS ve benzeri cihazlar) aracılığıyla yapanlara ve bu elektronik cihazları/sistemleri kullandıranlara özel usulsüzlük cezası kesmek suretiyle bu husustaki kayıt dışı işlemlerin önlenmesi amaçlanmaktadır.
Cezaların ağırlığı dikkate alındığında başkalarına ait POS cihazları ile yapılan tahsilat yöntemlerinin yeni yasal düzenlemelere göre yeniden gözden geçirilmesi ihtiyacı doğmuştur.
Bu noktada Bayi POS uygulamasının esaslı noktalarından birine değinerek konuyu yeni ceza düzenlemeleri kapsamında değerlendireceğiz. Bayi POS sisteminin esaslı noktalarından biri de alacağın temlikine dayalı yapılmasıdır.
Türk Borçlar Kanununun 183. maddesi uyarınca, kanun, sözleşme veya işin niteliği engel olmadıkça alacaklı, borçlunun rızasını aramaksızın alacağını üçüncü bir kişiye devredebilir. Borçlu, devir yasağı içermeyen yazılı bir borç tanımasına güvenerek alacağı devralmış olan üçüncü kişiye karşı, alacağın devredilemeyeceğinin kararlaştırılmış bulunduğu savunmasını ileri süremez. Alacağın devrinin geçerliliği, yazılı şekilde yapılmış olmasına bağlıdır. Alacağın devri sözü verme, şekle bağlı değildir.
Yine bu noktada belli para ihtiva eden alacağın devri (temliki) sözleşmelerinin binde 9,48 oranında damga vergisine tabi olduğunu belirtmekte fayda var.
Temlik (devir) işlemi, belirli alacağı temlik edenin mal varlığından çıkarıp, temlik alanın mal varlığına geçirir. Alacaklının tek taraflı bir hukuki muamelesi değil, temlik alanla yaptığı bir akittir. Dolayısıyla kişiler alacaklarını, devir alan (temellük eden) ile imzalayacakları bir yazı ile temlik edebilirler. Borçlar Kanunu uyarınca işlemin noter huzurunda yapılmasına da gerek yoktur.
Bayi POS sistemindeki temlik işleminden sonra bayinin satışlarından doğan alacağı artık bayinin değil, bayilik verenin olacağından, bayilik verenin kendi POS cihazı ile tahsil ettiği tutar da kendi alacağı olmaktadır. Bu açıdan Bayi POS sisteminde başkalarına ait POS cihazı ile tahsilat da söz konusu olamayacağından bu sistem yeni ihdas edilen ceza düzenlemesinin kapsamında olmamalıdır. Ayrıca unutulmamalıdır ki bu sistem ticari hayatın olağan akışı içerisinde ihtiyaçtan doğmuş, yaygın ve kabul görmüş bir sistemdir. Bu sistem yeni ceza düzenlemesinin önlemeyi amaçladığı vergi kayıp/kaçağına olanak sağlayan fiiller kapsamında görülmemelidir.
Yine elektronik ticaret pazar yerlerinde de (Trendyol, Hepsiburada, N11 vs., bunlar “aracı hizmet sağlayıcısı”[1] olarak ifade edilecektir.) satış yapan kişilerin tahsilatının pazaryeri aracı hizmet sağlayıcısı tarafından (çoğunlukla sanal POS ile) yapıldığı bilinmektedir. Bu işleyişin, aracı hizmet sağlayıcısı ve üye işyeri (satıcı) arasında yapılan üyelik sözleşmesinde yer alan aracı hizmet sağlayıcısının satıcı adına ürün bedelini tahsilat yetkisine sahip olmasından kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Elektronik Pazar yerlerindeki tüm işlemler 6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun ve bu Kanuna ilişkin yayımlanan Elektronik Ticarette Hizmet Sağlayıcı ve Aracı Hizmet Sağlayıcılar Hakkında Yönetmelik kapsamında yürütülmekte olup, mevcut tahsilat uygulaması da aracılık hizmetinin bir parçası olarak genel kabul görmektedir. Aracı hizmet sağlayıcısının faaliyeti kapsamında kendi POS’u ile başkasına ait satışın tahsilatını yapması yeni ceza düzenlemesinin önlemeyi amaçladığı vergi kayıp/kaçağına olanak sağlayan fiiller kapsamında görülmemelidir.
Özel usulsüzlük cezası düzenlemesinde yer alan “5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu uyarınca izin verilen durumlar hariç olmak üzere” ifadesi dikkate alındığında, Bayi POS ve bu tip yaygın ve kabul görmüş tahsilat sistemlerinin 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu uyarınca izin verilen durumlar kapsamında olduğunun açıklığa kavuşturulması uygun olacaktır.
Son olarak cezaların ağırlığı dolayısıyla Bayi POS sistemini kullanan tarafların özelge istemesinin ve konuyu kendi müşavir ve avukatları ile değerlendirmesinin önem arz ettiğini ifade etmek isteriz.
Dr. Emrah AYGÜL
Yeminli Mali Müşavir
Bağımsız Denetçi
This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.
https://www.alomaliye.com/2024/08/05/bayilerdeki-pos-araciligiyla-bayi-pos-tahsilat-sistemi/
Dipnotlar:
[1] Elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcı (ETAHS): Elektronik ticaret pazar yerinde elektronik ticaret hizmet sağlayıcıların mal veya hizmetlerinin teminine yönelik sözleşme yapılmasına ya da sipariş verilmesine imkân sağlayan aracı hizmet sağlayıcıyı ifade etmektedir.