Mehmet Özdoğru

Mehmet Özdoğru

Email: This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

TCMB Türk Lirası Mevduat ve Katılma Hesaplarına Dönüşümün Desteklenmesi Hakkında Tebliğ, Altın Hesaplarından Türk Lirası Mevduat ve Katılma Hesaplarına Dönüşümün Desteklenmesi Hakkında Tebliğ'de yaptığı değişiklikleri içeren tebliğler Resmi Gazete'de yayımlandı.

KKM kapsamında, yurt içi yerleşik gerçek kişiler, 31 Mart 2024 itibarıyla bankalarda mevcut olan altın, dolar, euro ve İngiliz sterlini cinsinden döviz tevdiat hesabı ve döviz cinsinden katılım fonu hesaplarını Türk lirasına (TL) çevirebilecek.

Yurt içi yerleşik tüzel kişilerin altın, döviz tevdiat hesapları ve katılım fonlarından vadeli TL mevduat veya katılma hesaplarına dönüşüm için esas alınacak bakiyeler için daha önce belirlenen tarihlerde herhangi bir güncelleme yapılmadı.

TL'ye çevirme işlemleri, hesap sahiplerinin isteği üzerine ve dönüşüm kuru üzerinden gerçekleştirilecek.

06 Nisan 2024 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 32512

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasından:

TÜRK LİRASI MEVDUAT VE KATILMA HESAPLARINA DÖNÜŞÜMÜN DESTEKLENMESİ HAKKINDA TEBLİĞ (SAYI: 2021/14)’DE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ (SAYI: 2024/9)

MADDE 1- 21/12/2021 tarihli ve 31696 mükerrer sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Türk Lirası Mevduat ve Katılma Hesaplarına Dönüşümün Desteklenmesi Hakkında Tebliğ (Sayı: 2021/14)’in 4 üncü maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“(1) Yurt içi yerleşik gerçek kişilerin 31/3/2024, yurt içi yerleşik tüzel kişilerin ise 30/6/2023 tarihi itibarıyla bankalarda mevcut olan ABD doları, Euro ve İngiliz sterlini cinsinden döviz tevdiat hesabı ve döviz cinsinden katılım fonu hesabı bakiyeleri, hesap sahibinin talep etmesi halinde dönüşüm kuru üzerinden Türk lirasına çevrilir.”

MADDE 2- Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 3- Bu Tebliğ hükümlerini Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı yürütür.

 

Bağımsız denetime tabi şirketlerin belirlenmesine ilişkin şartları düzenleyen Cumhurbaşkanı Kararında değişiklik yapılarak, bağımsız denetime yönelik bazı eşik değerler yükseltildi. Eşik değerin yükseltilmesiyle bağımsız denetimin kapsamı da ‘eşik değerler yönünden’ daraltılmış oldu.

Tebliğ kapsamındaki üç eşikten ikisini sağlayan şirketler bağımsız denetime tabi oluyor. Buna göre aktif toplamı şartı 30 milyon liradan 150 milyon liraya, yıllık net satış hasılatı tutarı 40 milyon liradan 300 milyon liraya çıkarıldı. Çalışan sayısı şartı ise 50’den 150’ye çıkarıldı.

Öte yandan tebliğ kapsamına otomatik olarak giren şirket gruplarında da değişiklik yapıldı.

EPDK tarafından lisans, sertifika veya yetki belgesi alıp faaliyet gösteren ve bağımsız denetim yükümlülüğü bulunan şirketler ile Merkez Bankası’nın denetimine tabi ödeme kuruluşları ve elektronik para kuruluşları KİT’ler ve bağlı ortaklıkları bağımsız denetime tabi hale getirildi.

Bağımsız Denetime Tabi Şirketlerin Belirlenmesine Dair Karar'ın 3. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinin (3) numaralı alt bendinde yapılan değişiklik uyarınca herhangi bir sektör sınırlaması olmaksızın aşağıda belirtilen kriterlerden en az iki kriterin art arda iki hesap döneminde aşan anonim ve limitet şirketler Türk Ticaret Kanunu kapsamında bağımsız denetim yaptırmak zorundadırlar.

1. Aktif toplamı: 150 milyon TL. (Değişmeden önce 75 milyon TL)
2. Yıllık net satış hasılatı: 300 milyon TL. (Değişmeden önce 150 milyon TL)
3. Çalışan sayısı: 150 kişi.

8313 sayılı Karar, 1 Ocak 2024 ve sonrasında başlayan hesap dönemlerinde uygulanmak üzere 6 Nisan 2024 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

İşletmeler bağımsız denetime tabi olunup olunmadığını sorgularken her bir hesap dönemini kendi içinde analiz edecekler.

2021 ve 2022 yıllarında belirlenen hadleri aşanlar 2023 yılında ,

2022 yılındaki ve 2023 yılındaki hadleri ayrı ayrı sağlayanlar ise 2024 yılından itibaren bağımsız denetime olacaklardır.

06 Nisan 2024 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 32512

Karar Sayısı: 8313

Ekli “Bağımsız Denetime Tabi Şirketlerin Belirlenmesine Dair Kararda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Karar”ın yürürlüğe konulmasına, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 397 nci maddesi gereğince karar verilmiştir.

5 Nisan 2024

Recep Tayyip ERDOĞAN

CUMHURBAŞKANI

BAĞIMSIZ DENETİME TABİ ŞİRKETLERİN BELİRLENMESİNE DAİR KARARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA İLİŞKİN KARAR

MADDE 1– 29/11/2022 tarihli ve 6434 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile yürürlüğe konulan Bağımsız Denetime Tabi Şirketlerin Belirlenmesine Dair Kararın 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (3) numaralı alt bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“3) (1) ve (2) numaralı alt bentlerde belirtilenler kapsamında olmayan şirketler için eşik değerler:

i) Aktif toplamı 150 milyon Türk Lirası.

ii) Yıllık net satış hasılatı 300 milyon Türk Lirası.

iii) Çalışan sayısı 150 kişi.”

MADDE 2– Aynı Kararın 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan “Ekli (I) sayılı liste” ibaresi “Ekli (I) sayılı listenin 1 ilâ 8 inci sırası” şeklinde, (b) bendinde yer alan “5(b)” ibaresi “3 üncü” şeklinde değiştirilmiş ve aynı bentte yer alan “diğer kamu kurum ve kuruluşlarına” ibaresinden sonra gelmek üzere “doğrudan veya dolaylı olarak” ibaresi eklenmiştir.

MADDE 3– Aynı Karara ekli (I) sayılı listenin 6 ncı sırası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve aynı listeye aşağıdaki sıralar eklenmiştir.

“6) 15/2/2011 tarihli ve 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun uyarınca Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun düzenleme ve denetimine tabi şirketlerden;

a) Aşağıdaki hak veya lisanslardan en az ikisine sahip olan medya hizmet sağlayıcı kuruluşlar:

– Karasal ortamdan ulusal televizyon yayını yapma hakkı.

– Uydu televizyon yayın lisansı.

– Birden fazla ile yönelik olarak kablolu televizyon yayın lisansı.

b) İnternet ortamında isteğe bağlı yayın hakkına sahip olan medya hizmet sağlayıcı kuruluşlar.”

“7) Enerji Piyasası Düzenleme Kurumundan lisans, sertifika veya yetki belgesi alıp bu Kurum düzenlemelerine tabi olarak faaliyet gösteren ve söz konusu düzenlemeler uyarınca bağımsız denetim yükümlülüğü bulunan şirketler.

8) 20/6/2013 tarihli ve 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun uyarınca Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının düzenleme ve denetimine tabi ödeme kuruluşları ve elektronik para kuruluşları.

9) 8/6/1984 tarihli ve 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname kapsamında faaliyet gösteren kamu iktisadi teşebbüsleri ve bağlı ortaklıkları.”

MADDE 4– Aynı Karara ekli (II) sayılı liste ekteki şekilde değiştirilmiştir.

MADDE 5– Bu Karar, şirketlerin 1/1/2024 ve sonrasında başlayan hesap dönemlerinde uygulanmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 6– Bu Karar hükümlerini Cumhurbaşkanı yürütür.

(II) SAYILI LİSTE

1) Çağrı merkezi şirketleri hariç olmak üzere, 15/1/2004 tarihli ve 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu, 5/11/2008 tarihli ve 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu, 9/5/2013 tarihli ve 6475 sayılı Posta Hizmetleri Kanunu ve 6102 sayılı Kanunun 1525 inci maddesi kapsamında Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu düzenleme ve denetimine tabi olan şirketler.

2) Gayri faal olan veya faaliyetleri geçici olarak durdurulan veya iptal edilmiş olan (gerekli ana sözleşme değişiklikleri ve benzeri prosedür işlemleri henüz gerçekleştirilmemiş olanlar dâhil) iştirak ve şirketler hariç olmak üzere, TMSF’nin iştirakleri ile mülga 4389 sayılı Bankalar Kanunu ve 5411 sayılı Kanun kapsamında TMSF tarafından denetimi ve yönetimi devralınan şirketler.

3) Sermayesinin en az %50’si belediyelere ait olan şirketler.

Çalışanlarımızın 2023 yılı performans primlerini 2024 yılı Nisan ayında ödeyeceğiz. Bir çalışanımız Kasım ayında işten ayrıldı. Bu çalışan için ödeyeceğimiz performans primini, SGK’ya bildirmemiz gerekir mi? Faruk Y.

Sosyal güvenlik mevzuatına göre ücret niteliğindeki ödemeler hak edilen ayın kazancına, ücret dışı (prim, ikramiye niteliğindeki) ödemeler ise ödendiği ayın kazancına dahil edilmektedir.

Ücret dışı ödemelerin akdin feshinden sonra ödenmesi halinde 5510 sayılı Kanunu 80. maddesine göre bu ödemeler toplu iş sözleşmelerine tabi işyeri işverenlerince veya kamu idarelerince veya yargı mercilerince verilen kararlara istinaden ödenmiş ise akdin feshedildiği ayın kazancına dahil edilerek prime tabi tutulması gerekiyor.

Bu durumda;

  • Aylık prim ve hizmet belgeleri karar tarihini veya kesinleşme tarihini izleyen ayın 26’sına kadar SGK’ya verildiği
  • Muhteviyatı primler de aynı ayın sonuna kadar ödendiği

takdirde belgeler süresi içinde verilmiş, muhteviyatı primler de süresi içinde ödenmiş sayılmaktadır.

Değişikliğe ihtiyaç var.

5510 sayılı yasada hangi ödemelerin prime esas kazanca dahil edilip, hangi ödemelerin dahil edilmeyeceği noktasında işyerinin özel sektöre veya kamu sektörüne ait olup olmadığına veya işyerinin toplu iş sözleşmesi hükümlerine tabi olup olmadığına ya da yargı mercilerince verilmiş bir karar olup olmadığına bakılmamaktadır.

Haliyle ücret dışı ödemelerin akdin feshinden sonra ödenmesi halinde yalnızca toplu iş sözleşmesi hükümlerine tabi olan işyerlerinin veya kamuya ait işyerlerinin yahut yargı mercilerince verilmiş kararlara istinaden prime tabi tutulması kanunun amacına uymadığı gibi maddede yer alan bu düzenlemeler hem Kurumun hatırı sayılacak prim kayıplarına neden olmakta, hem de çalışanların emekli aylıklarına bir katkı sağlamamaktadır.

Esasen mevcut düzenlemede akdin feshinden sonra ödenen ücret dışı ödemelerle ilgili olarak maddede belirtilen işyerlerine belge verme ve prim ödeme süresiyle ilgili bir mehil süresi verilmiş olup, bu kapsamda olmayan işyerleri yönünden akdin feshinden sonra ödenen ücret dışı ödemelerin prime tabi tutulması noktası açıkta bırakılmıştır.

Bu bakımdan akdin feshinden sonra ödenen ücret dışı ödemelerin yasada belirtilen işyerleri ile sınırlı tutulmaksızın akdin feshedildiği aydaki prime esas kazanç üst sınırı aşılmamak kaydıyla, her durumda prime esas kazanca dahil edilmesi ve belge verme/prim ödeme süresiyle ilgili mehil süresinin de maddede belirtildiği gibi bir ayırıma gidilmeksizin tüm kamu ve özel sektör işverenlerine verilmesi gerekiyor.

ORUÇ TUTAN İŞÇİ ARA DİNLENME SÜRESİNİ MESAİYİ ERKEN SONLANDIRARAK KULLANABİLİR Mİ?

Ramazan ayında oruç tutan işçilerin bir saatlik öğle tatilini kullandırmayıp mesai süresini bir saat erken sonlandırılması doğru olur mu? Murat T.

Ramazan ayına münhasır bazı işletmelerde öğle arası yemek molasının kaldırılarak, bu sürenin iş çıkış saatinden düşülmek suretiyle mesainin ara dinlenme süresi kadar erken sonlandırıldığı görülmektedir.

Ne var ki ara dinlenme süresinin kaldırılarak iş çıkış saatinden düşülmesine yönelik talep çalışandan gelmiş olsa bile işçiyi koruma ilkesi gereği bu talebin kabul edilmeyerek ara dilenme süresinin verilmesi zorunludur. Nitekim Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin bu hususla ilgili bir kararında “ … ara dinlenme süresinin, işe, ara dinlenme süresi kadar geç başlama veya aynı süreyle erken bırakma şeklinde kullandırılması doğru olmaz. Ara dinlenme süresinin günlük çalışma içinde belli bir zamanda amaca uygun şekilde kullandırılması gerekir." şeklinde bir ifadeye yer verilmiştir.

Ara dinlenme süresinin uygulanmadığının veya yasaya aykırı bir şekilde uygulandığının tespiti halinde 2024 yılı itibariyle 14.739 TL idari para cezasına maruz kalınacağı gibi olası bir iş kazası halinde ara dinlenme süresine uyulmaması işverenin yaşanan kazadaki kusur oranını da artıracaktır.

MESLEK KODUNUN HATALI GİRİLMESİ HANGİ DURUMLARDA İDARİ PARA CEZASINA NEDEN OLUR?

2021-2022 yılında çalışan bir işçimizin 14 aylık süredeki meslek kodunu SGK’ya hatalı bildirmişiz. Meslek kodunun düzeltilmesini istiyor. Meslek kodunu değiştirebilir miyiz, değiştirirsek ceza kesilir mi? Nermin G.

Muhtasar ve prim hizmet beyannamesinde sigortalıların meslek adı ve kodunun fiilen yaptıkları işe uygun bildirilmediğinin tespiti halinde, gerçeğe aykırı bildirim yapılan her bir işyeri için her bir ay bazında, bir aylık asgari ücreti geçmemek üzere meslek adı ve kodu gerçeğe aykırı bildirilen sigortalı başına asgari ücret/10 tutarında idari para cezası uygulanmaktadır.

İdari para cezası, sigortalının meslek adı ve kodunun gerçeğe aykırı bildirildiğinin denetim ve kontrolle görevli memurlarınca ya da mahkeme kararı sonrası anlaşılması halinde uygulanmakta olup, işverenlerce geriye yönelik yapılacak düzeltme taleplerine idari para cezası uygulanmamaktadır.

Bu bakımdan sigortalının şikayetine mahal bırakılmadan meslek kodu değişikliği için bir dilekçe ile SGK Müdürlüğüne başvurulması halinde herhangi bir cezayla karşılaşılmaksızın değişiklik yapılacaktır. Eyüp Sabri Demirci

https://www.karar.com/yazarlar/eyup-sabri-demirci/akdin-feshinden-sonra-odenen-ucret-disi-odemeler-prime-tabi-1599482

Sosyal medya platformlarında; “İşletme defterinden 2024 yıl başı itibarıyla bilanço usulüne geçen mükelleflerin enflasyon düzeltmesi yapmasına gerek yoktur, haliyle ilk geçici de enflasyon muhasebesi ile karşılaşacaktır.” şeklinde paylaşımlar gözlenmektedir.

Bu yanılgıyı da düzeltmek isteriz.

İşletme defteri esasında iken satışlarından dolayı 2024 yılı başından bilanço esasına geçen mükellefler, 2023 yılı gelir vergisi beyanlarını normal defter beyan sistemi (DBS) üzerinden gönderecek olup burada problem yoktur.
İşletme defterinden 2024 yıl başı itibarıyla bilanço usulüne geçen mükelleflerin durumuyla ilgili olarak V.U.K. 555 Seri No.lu Tebliğin Madde 8/(8) hükmünde; "Ancak, 31/12/2023 tarihi itibarıyla faal olup, 2024 takvim yılı veya sonrasında ilk defa bilanço esasına geçen mükellefler ilk düzeltme işlemlerini bilanço esasına geçtikleri tarih itibarıyla geçici 33 üncü madde ve bu Tebliğin üçüncü bölümüne göre; daha sonraki düzeltme işlemlerini de mükerrer 298 inci maddenin (A) fıkrası ve bu Tebliğin dördüncü bölümüne göre yapacaklardır. denilmektedir.

Bu hükme göre bilanço esasına geçilen tarih olan 01.01.2024 tarihi itibarıyla enflasyon düzeltmesi yapılacak ve bu düzeltme işleminde uzun süreden sonra ilk defa yapılacak enflasyon düzeltmesi hükümleri uygulanacaktır.

Örneğin; işletme defteri esasında iken satışlarından dolayı bilanço esasına geçen mükellef ilk açılış bilançosunda, mevcut stoğun maliyeti 100.000.-TL ise bu bilançoyu enflasyon düzeltmesi uygulayarak düzeltme sonucu bulunan 125.000.-TL üzerinden 01.01.2024 tarihli açılış bilançosunda gösterecektir.

Örneğe devam edelim; bu malı 5 Ocak 2024 tarihinde 145.000.-TL'na satarsa, yaptığı bu satışın kârını (145.000-100.000=) 45.000.-TL değil, bu yeni rakamı maliyet kabul ederek (145.000-125.000=) 20.000.-TL olarak hesaplayacaktır.
İlk geçici vergi beyannamesinde ise yapılacak enflasyon düzeltmesini sürekli yapılan enflasyon düzeltmesi hükümlerine göre yapacaklardır.

Yukarıdaki örnekte sözü edilen stok satılmamış ise taşıma katsayısının uygulanacağı düzeltmeye esas tutarı eski 100.000.-TL değil, açılış bilançosunda yapılan enflasyon düzeltmesi sonucu bulunan 125.000.-TL olacaktır.

Kaynak, 

1-İşverenler, Türkiye genelinde çalıştırdıkları işçi sayısının en az beş olması halinde, çalıştırdıkları işçiye o ay içinde yapacakları her türlü ödemenin kanunî kesintiler düşüldükten sonra kalan net tutarını, bankalar aracılığıyla ödemekle yükümlüdürler.

2-Banka aracılığıyla ödeme yapması gereken işverenler, işyerlerinin bulunduğu mahalde banka şubesi bulunmaması ya da çalışanlara banka aracılığıyla ödeme yapılmasına imkân bulunmaması hâlinde ödemeler, T.C. Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü şubeleri aracılığıyla yapılır.

3- Kanun, işverenin ücreti kasten süresi içinde ödeyememesi, eksik ödemesi ya da süresi içinde ödeyememesi halinde idari para cezası uygulanacağını hüküm altına almıştır. Yani Kast unsurunun arandığı üç hal vardır. Ücreti hiç ödeyememe hali, eksik ödeme hali ve süresi içinde ödeyememe hali…

4- Ücret ve eklerini bankadan ödeyemeyen işverenler yukarıda belirtildiği üzere şartlara göre T.C. Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü şubeleri aracılığı ile ödemek zorundadırlar. Aksi halde bankadan ödeme yükümlülüğü yerine getirilmemiş sayılır. Elden ödeme yapılması halinde kast unsuru aranmaz ve işçi ve aybaşına idari para cezası uygulanır.

**Örnekteki işyerinde 2024 yılında 1 ay için elden ödeme yapıldığı varsayıldığında, 5 işçi için 1.514,00-TL x 5 işçi x 1 ay=7.570,00-TL idari para cezası uygulanır.

Cuma, 05 Nisan 2024 05:13

4857 Sayılı İŞ KANUNU (GÜNCEL)

Elektronik kitaplar başta, mevzuat.gov.tr, Resmi Gazete, Kaysis ve kurumların resmi sitelerinden içerik temin edilerek elektronik kitaba dönüştürülmektedir. Elektronik Kitapların içeriğinin temini sırasında ve sonrasında, elektronik kitaplarda yer alan bilgilerde: yanlışlıklar, hatalar, eksiklikler bulunabilir; eklemeler, çıkartmalar, güncellemeler, parçalara ayırmalar, içeriğin bölünmesi, format değişiklikleri, özetlemeler, yapılmış olabilir; bilgiler güncel olmayabilir. Elektronik kitaplar hiçbir şeyi garanti etmemektedir, sorumluluk almamaktadır. Hangi sebeple olursa olsun elektronik kitapların içeriğinin kullanımı sebebiyle doğabilecek zararlardan sahipleri sorumlu değildir. Elektronik kitapların ve içeriğinin kullanımı tamamen kullanıcının isteğine bırakılmıştır. Oluşabilecek zararlardan ve her türlü riskten söz konusu kullanıcılar / sorumludur Elektronik kitapların kullanıcıları elektronik kitapları ve içeriğini kullandığı an bu koşulları ve sorumsuzluk beyanını baştan itibaren koşulsuz kabul etmiş sayılır. Bu koşulları ve sorumsuzluk beyanını kabul etmiyorsanız, elektronik kitapları ve içeriğini hiçbir şekilde ve surette kullanmayınız, kullandıklarınızı imha ediniz. Yayımlanan elektronik kitaplar hiçbir şekilde kişisel kar amacı gütmeden kullanım kolaylığı sağlamak amacıyla tamamen Allah rızası için hazırlanmıştır.

4857 Sayılı İŞ KANUNU istifadenize sunulmuştur. Baskıya hazır, erişilebilirlik, Madde, fıkra, bend saymayacaksınız tıpkı 5510 da ( 5510 SAYILI SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNU ) olduğu gibi,

PDF Olarak İndirmek İçin Tıklayınız

 

Hazırlayan Ve Emek Veren

Linkedin Paylaşımından alıntı yapılmıştır.

Cuma, 05 Nisan 2024 04:59

Telafi Çalışması

Telafi çalışması, işçinin ücretini aldığı ancak çeşitli sebeplerden dolayı çalışmadığı bir süreyi daha sonra çalışması olarak tanımlanabilir.

Diğer bir anlatımla telafi çalışması, işçinin bazı nedenlerle çalışmaması halinde, kaybedilen çalışma sürelerinin belirli bir zaman diliminde normal çalışma sürelerinin üzerinde çalışarak ve fazla çalışma ücreti gündeme gelmeden telafi edilmesidir.

4857 sayılı İş Kanunu’nun 64’üncü maddesinde “Telafi Çalışması” hüküm altına alınmıştır.

“Zorunlu nedenlerle işin durması, ulusal bayram ve genel tatillerden önce veya sonra işyerinin tatil edilmesi veya benzer nedenlerle işyerinde normal çalışma sürelerinin önemli ölçüde altında çalışılması veya tamamen tatil edilmesi ya da işçinin talebi ile kendisine izin verilmesi hallerinde, işveren dört ay içinde çalışılmayan süreler için telafi çalışması yaptırabilir.”

Telafi çalışması nedeniyle yapılan çalışmalar, fazla çalışma veya fazla sürelerle çalışma olarak değerlendirilemez.

Telafi çalışmaları, günlük en çok çalışma süresi olan 11 saati aşmamak koşulu ile günde 3 saatten fazla yaptırılamayacaktır. Diğer yandan tatil günlerinde telafi çalışması yaptırılamayacağı unutulmamalıdır.

Telafi çalışması iki türlü yaptırılabileceği söylenebilir:

1. Ulusal bayram ve genel tatillerden önce veya sonra işyerinin tatil edilmesi,

2. İşçinin talebi ile kendisine ücretli izin verilmesi.

Birincisi ulusal bayram ve genel tatillerden önce veya sonra işyerinin tatil edilmesi işçilerin genel talebiyle olabileceği gibi işverenin tek taraflı beyanıyla olabilir. Başka bir anlatımla, telafi çalışması tarafların anlaşmasına veya işçinin onayına bağlı değildir. İşyerinde bu sebeple telafi çalışması yapılacağı hususunda işçilerin bilgilendirilmesi ise bir zorunluluktur.

Telafi çalışmasında temel kurallar ve esaslar şu şekilde sıralanabilir:

- Zorunlu nedenlerle işin durması,

- Ulusal bayram ve genel tatillerden önce veya sonra işyerinin tatil edilmesi,

- Benzer nedenlerle işyerinde normal çalışma sürelerinin önemli ölçüde altında çalışılması veya tamamen tatil edilmesi,

- İşçinin talebi ile kendisine izin verilmesi,

- Telafi çalışması, fazla çalışma veya fazla sürelerle çalışma sayılmaz.

- Telafi çalışmaları, günlük en çok çalışma süresini aşmamak koşulu ile günde üç saatten fazla olamaz.

- Tatil günlerinde telafi çalışması yaptırılamaz.

İşverenler tarafından telafi çalışmasına ilişkin yukarıdaki usullere uyulmadığının tespiti halinde, 2024 yılında bu durumdaki her işçi için 2 bin 666 TL idari para cezası gündeme gelecektir.

Resul KURT

https://www.ekonomim.com/kose-yazisi/telafi-calismasi/737290

1 Nisan itibariyle başlayan kurumlar vergisi beyan dönemi, herhangi bir uzatma olmazsa, 30 Nisan akşamı sona erecek. Beyan döneminin başlangıcında, beyannamenin hazırlanmasında dikkat edilecek bazı konuları tekrar hatırlatmanın tam zamanı.

Beyannamenin süresinde verilmesi

Beyannamenin yasal süresi içinde verilmesi birçok yönüyle önemli. Beyannamenin yasal süresinde verilmemesinin usulsüzlük cezası yanında başka sonuçları da olabiliyor. Vergiye uyumlu mükelleflere getirilen %5 vergi indirimi avantajını üç yıl için yok ediyor. Zararlı bir şirketin başka bir kuruma devredilmesi durumunda, devrolunan şirketin beyannamesinin zamanında verilmemiş olması, devralan kurumun devralınan zararı mahsup etmesi olanağını ortadan kaldırıyor. Örnekler çoğaltılabilir. İhmal etmemekte yarar var.

Beyannamenin tam olarak doldurulması

Beyannamede yer alan doldurulması gereken bütün alanlar mutlaka doldurulmalı. Özellikle istisnalara ve zararlara ilişkin satırların doldurulması önemli. Kazanç olmasına rağmen indirim ve istisnalardan yararlanılmamasının, bu hakları geri getirilemez şekilde yok etme olasılığı var. Kullanılmayan bazı hakların ne beyanname sonradan düzeltilerek ne de sonraki yıllarda kullanımı olanaklı olmayabilir.

Zarar mahsubunda şekil şartlarına dikkat

Geçmiş yıl zararlarının mahsubu, beş yıllık süre sınırlaması yanında beyannamenin tam ve doğru şekilde doldurulması koşuluna bağlı. Şekli koşullar nedeniyle, ileride geçmiş yıllara ilişkin zararların mahsubu konusunda sorun çıkabilir. Ayrıca, kazanç varsa zarar mahsubu mutlaka yapılmalı, sonradan düzeltmek kolay değil.

Taşınmaz ve iştirak hissesi satanlarda kazancın fona alınması

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde yer alan hüküm gereği, bentte yer alan şartlar çerçevesinde;

- İştirak hissesi satışından elde edilen kazancın %75’i,

- Taşınmaz satışından elde edilen kazancın, taşınmazın 15 Temmuz 2023 tarihinden önce satışı halinde % 50’si, bu tarihten sonra satılması halinde ise %25’i,

kurumlar vergisinden müstesna.

Yasa gereği, satıştan elde edilen kazancın istisnadan yararlanan kısmının, pasifte özel bir fon hesabına alınması gerekiyor. 2023 yılında taşınmaz ve iştirak hissesi satışından elde edilen kazanç varsa ve istisnadan yararlanılacaksa, kazancın istisnadan yararlanan kısmının, beyannamesinin verildiği tarihe kadar pasifte özel bir fon hesabına alınması unutulmamalı.

Yurt dışı iştirak ve şube kazançları

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine göre;

- Yurt dışı iştirakin anonim veya limited şirket olması, en az %10 sahiplik, en az 1 yıl süre kesintisiz elde tutma, iştirak kazancının en az %15 fiili vergi yükü taşıması (bazı faaliyetlerde kurumlar vergisi oranında) ve kazancın beyanname verme süresinin sonuna kadar Türkiye’ye getirilmesi koşullarıyla yurt dışı iştirak kazancının tamamı,

- İştirak payını elinde tutan şirketin yurt dışı iştirakin ödenmiş sermayesinin en az % 50 sine sahip olması ve kazancın elde edildiği hesap dönemine ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihe kadar Türkiye'ye transfer edilmesi koşullarıyla, yurt dışı iştiraklerden elde edilen iştirak kazançlarının % 50’si,

kurumlar vergisinden müstesna. Bu istisnalardan birincisi öteden beri vardı, ikincisi ise 28 Aralık 2023 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 7491 sayılı Kanun’la geldi ve 1 Ocak 2023 tarihinden itibaren elde edilen kazançlara uygulanmak üzere yürürlüğe girdi.

Öte yandan, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5. maddesinin birinci fıkrasının (g) bendine göre; kazancın en az %15 vergi yükü taşıması (bazı faaliyetlerde bazı faaliyetlerde kurumlar vergisi oranında) ve beyanname verme süresinin sonuna kadar Türkiye’ye transfer edilmesi koşullarıyla, yurt dışı şube kazançları da kurumlar vergisinden müstesna.

Özetlediğim bu düzenlemeler gereği, 2023 yılında yurt dışı iştirak veya şube kazancı varsa, istisna koşullarının sağlanıp sağlanamadığına bir kere daha bakılmalı, halen getirilmediyse, söz konusu kazancın beyanname verme süresinin sonuna kadar Türkiye’ye transfer edilmesi sağlanmalı.

Yurtdışı inşaat işlerinden sağlanan kazançlar için kayıt

Yurt dışında yapılan inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerden sağlanarak Türkiye’de genel sonuç hesaplarına aktarılan kazançlar kurumlar vergisinden istisna.

İstisnadan yararlanmak için, yurt dışında yapılan kapsamdaki işlerden sağlanan kazançların Türkiye’ye getirilmesi zorunluluğu yok. Ancak kazancın Türkiye’de genel sonuç hesaplarına intikal ettirilmesi unutulmamalı.

Yenileme fonuyla ilgili iki konuya dikkat

Sabit kıymetlerin satışından elde edilen kâr, istenirse yeni sabit kıymet alımında kullanılmak üzere, satışın yapıldığı tarihi izleyen üçüncü yılın sonuna kadar bir karşılık hesabında bekletilebiliyor. Bunun için sabit kıymetin yenilenmesinin zorunlu olması veya işletmeyi yönetenlerce bu konuda karar verilmiş olması gerekiyor.

2023 yılında sabit kıymet satıp oluşan kârı yenileme fonuna koyacak kurumların iki işlemi yapmaları gerekiyor; yöneticilerin karar vermesi ve satıştan doğan kârın yenileme fonuna alınması. Daha önce yapılmadıysa, beyanname verme süresi içinde yapılması mümkün.

Dikkat çekmek istediğim bir başka konu, yenileme fonuna alınmış kârın zamanında kullanılmamış olması durumunda, satışın yapıldığı yılı izleyen üçüncü yılın kâr zarar hesabına eklenmesi gerektiği. Geçmişte ayrılmış yenileme fonu olanların konuya bakmalarında yarar var.

Şüpheli alacaklar için ilgili yılda karşılık ayırın, işi mahkemeye bırakmayın

Şüpheli alacak karşılığının ne zaman ayrılabileceği konusu açık değil. Gelir İdaresi alacak şüpheli hale geldiği yıl karşılık ayırabilirsiniz, sonraki yıllarda mümkün değil diyor. Son yıllarda verilen bazı yargı kararlarında, alacağın şüpheli hale geldiği yıl karşılık ayrılmadıysa, şüpheli olma durumu devam ediyorsa, sonraki yıllarda da ayrılabilir diyor. Ancak İdarenin görüşü paralelinde de eski tarihli çok sayıda karar var.

Önerim, siz bu tartışmaya mümkünse girmeyin, 2023 yılında şüpheli hale gelen alacaklarınız için bu yıl karşılık ayırın. İşi mahkemeye bırakmayın.

Bu arada, dava aşamasında olan alacaklarınızla ilgili dosyaları bir kere daha gözden geçirin, şüphelilik halinin devam ettiğinden ve davanın aktif olarak izlendiğinden emin olun.

Değersiz alacaklara ilişkin hesaplanan KDV’yi gelir yazmayı unutmayın

Değersiz hale gelen alacaklara ilişkin hesaplanan ve beyan edilen katma değer vergisi, alacağın zarar yazıldığı dönemde indirim konusu yapılabiliyor. Ancak şüpheli alacaklarla ilgili düzenleme çerçevesinde karşılık ayrılmak suretiyle gider olarak dikkate alınan KDV’nin indirim konusu yapılabilmesi için, kurumlar vergisi matrahının tespitinde gelir olarak dikkate alınması gerekiyor.

Daha önce karşılık ayırdığınız bir alacağın içinde bu alacağa ilişkin KDV tutarı da var ve bu alacak 2023 yılında değersiz alacak haline gelmişse, indirim konusu yapılan KDV tutarının gelir olarak dikkate alındığından emin olun.

Faiz indirimine ilişkin banka dekontu

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 10. maddesinde yer alan düzenleme çerçevesinde, nakit sermaye artışı yapan kurumlar, faiz indirimi yapılabiliyor.

Konuyla ilgili olarak 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Kanunu Genel Tebliğinde;

- İndirimden faydalanmak isteyen sermaye şirketlerinin, sermaye artırımı tutarının nakit olarak şirketin banka hesabına yatırıldığına ilişkin olarak ilgili banka şubesi tarafından onaylanmış banka hesap özetini kâğıt ortamında veya elektronik ortamda kurumlar vergisi beyannamesi verme süresi içerisinde vergi dairelerine ibraz etmeleri gerektiği,

- Ayrıca, indirimden faydalanmak isteyen sermaye şirketlerinin, nakdi olarak artırdıkları sermaye ile indirime konu edecekleri tutara ilişkin bilgileri, kurumlar vergisi beyannamesi ekinde bildirmeleri gerektiği,

açıklaması yer alıyor.

Kurumlar vergisi beyannamesinin ekinde yer alan tablonun, indirimden yararlanılan her yıl doldurulmasında bir tereddüt yok. Ancak sermaye artışından gelen nakdin banka hesabına fiilen yatırıldığına ilişkin banka dekontunun her yıl gönderilip gönderilmeyeceği konusunda farklı görüşler var. Bence nakdin banka hesabına yatırıldığına ilişkin dekontun bir defa gönderilmesi yeterli. Aynı dekontun indirimden yararlanılan her yıl yeniden gönderilmesinin bir açıklaması yok. Zaten vergi dairesinde olan bir dekontun her yıl tekrar tekrar gönderilmesinin bir fonksiyonu da yok. Ancak yukarıda özetlediğim tebliğ açıklamasında bir defa gönderilmesi yeterli denmediği için uygulamada sorun olabiliyor.

Bu arada bir hatırlatma yapayım. 2023 yılı indiriminde dikkate alınacak faiz oranı %53,11.

Recep BIYIK

https://www.ekonomim.com/kose-yazisi/kurumlar-vergisi-beyan-donemi-notlari/737291

5 Nisan 2024 Resmi Gazete

Sayı : 32511

Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığından:

TARIMSAL FAALİYETTE BULUNANLARIN PRİM BORÇLARININ SATTIKLARI TARIMSAL ÜRÜN BEDELLERİNDEN KESİNTİ YAPILMAK SURETİYLE TAHSİL EDİLMESİNE DAİR TEBLİĞDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ

MADDE 1- 1/3/2013 tarihli ve 28574 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Tarımsal Faaliyette Bulunanların Prim Borçlarının Sattıkları Tarımsal Ürün Bedellerinden Kesinti Yapılmak Suretiyle Tahsil Edilmesine Dair Tebliğin geçici 3 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan “1/1/2024” ibaresi “31/12/2028” olarak değiştirilmiştir.

MADDE 2- Bu Tebliğ 1/1/2024 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 3- Bu Tebliğ hükümlerini Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanı yürütür.

5 Nisan 2024 Resmi Gazete

Sayı : 32511

Ticaret Bakanlığından:

KOOPERATİFLERİN KURULUŞ VE ANASÖZLEŞME DEĞİŞİKLİK İŞLEMLERİ İLE KURUCU ORTAK SAYILARI VE ÇALIŞMA BÖLGELERİNİN BELİRLENMESİ HAKKINDA TEBLİĞDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ

MADDE 1- 2/7/2018 tarihli ve 30466 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Kooperatiflerin Kuruluş ve Anasözleşme Değişiklik İşlemleri ile Kurucu Ortak Sayıları ve Çalışma Bölgelerinin Belirlenmesi Hakkında Tebliğin 6 ncı maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“(3) Düzeltme beyanı ile kooperatife kurucu ortak eklenmesinin istenilmesi halinde, eklenen kurucuların tamamının da düzeltme beyanını ticaret sicili müdürlüğünde yetkilendirilmiş personel huzurunda imzalamaları şarttır.”

MADDE 2- Aynı Tebliğin ekinde yer alan “Esnaf ve sanatkârlar kredi ve kefalet kooperatifleri için büyükşehir olan illerde tamamı bir çalışma bölgesi oluşturan ilçe/ilçeler listesi” başlıklı Ek-1’in dördüncü, onuncu, on dördüncü, on yedinci, on sekizinci, yirminci ve yirmi üçüncü satırları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

Aydın

Efeler, Köşk

                                                                                                                                                     ”

Eskişehir

Tepebaşı, Odunpazarı, Seyitgazi, İnönü, Mihalgazi, Sarıcakaya

                                                                                                                                            

Kahramanmaraş  

Dulkadiroğlu, Onikişubat, Çağlayancerit, Nurhak

                                                                                                                                            

Konya

Karatay, Meram, Selçuklu, Altınekin, Akören, Derbent

Malatya

Yeşilyurt, Battalgazi, Kale, Yazıhan, Arguvan

                                                                                                                                            

Mardin

Artuklu, Mazıdağı

                                                                                                                                            

Ordu

Altınordu, Gülyalı

                                                                                                                                            

MADDE 3- Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 4- Bu Tebliğ hükümlerini Ticaret Bakanı yürütür.

 

Hakkımızda

 ö z d o ğ r u l a r, 18.08.1988 tarihinde kurularak, Mali Müşavirlik faaliyetine başlamıştır. 

Sektöründe en iyi olma duygusu ile personeline "Kalite" bilincini yerleştirmeyi, Kalite Yönetim Sistemini sürekli iyileştirmeyi, müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı, amaç edinerek, 2003 Yılında, alanında Türkiye' de ilk olarak ISO 9001: 2000 Belgesi almıştır.

 

Mali Takvim

Öne Çıkanlar

  • AK Parti'den Açıklama Geldi: Genel Sağlık Sigortası (GSS) Borçları Silinecek AK Parti Grup Başkanvekili Usta, AK Parti grubunun Meclis Başkanlığı'na…
  • TAM İSTİSNA KAPSAMINDA YÜKLENİM KDV İADESİ ANALİZİ * Yüklenilen KDV’nin Yüklenildiği Dönem İle İadenin Talep Edildiği Dönem…
  • İTUS, HİS , ATU KAPSAMINDA KDV İADE HADLERİ İndirimli Teminat Uygulama Sistemi ( İTUS) Hızlandırılmış İade Sistemi (…
Top