Mehmet Özdoğru
Sgk Zorunlu Hallerde Grip Aşısını Da Karşılıyor
Kış kapıya dayanırken, grip aşısı yeniden gündemde. SGK, 65 yaş üstü kişiler, hamileler ve kronik birçok hastalıkta grip aşısını karşılıyor. Bunun için bazı kişilerden sağlık raporu istenirken, bazılarından istenmiyor.
Havaların soğumaya başlamasıyla birlikte kış aylarının vazgeçilmez gündemi ‘grip aşısı’ da tekrar karşımıza çıktı. Bazı risk grupları için grip aşısının zorunluluk olduğu konusunda fikir birliği var. Ancak bütün uzmanlar da grip aşısını önermiyor. Peki, grip aşısı yaptırmak isteyenler SGK’dan aşının parasını alabiliyorlar mı? SGK bazı kişiler için grip aşısını karşılıyor. Grip aşısının karşılanması için iki ayrı grup için iki ayrı uygulama söz konusu. SGK grip aşısı için bazı gruplardan sağlık raporu istiyor, bazılarından istemiyor.
YAŞLILARA RAPOR YOK
65 yaş üstü kişiler için kış ayları çok riskli. Grip aşısı bu kesim için çok önemli. SGK da bu nedenle 65 yaş üzerindeki kişiler için grip aşısında sağlık raporu zorunluluğu aramıyor. Bu kişilerin 65 yaş üzerinde olduklarını belgelemeleri halinde SGK grip aşısının bedelini karşılıyor. 65 yaş üstü kişiler gibi yaşlı bakım evi ve huzur evlerinde kalan kişiler de yalnızca bu durumlarını belgelemek kaydıyla SGK’nın bedelini karşıladığı grip aşısını yaptırabiliyor. Bu kişilerden de bu kapsamda sağlık raporu istenmiyor.
Tıbbi gereklilik şartı
SGK’nın grip aşısının bedelini karşıladığı gruplara bakıldığında, grip aşısının zorunluluk olduğu kesimler için bedelin karşılandığı görülüyor. SGK bu konuda belirli tıbbi gereklilik söz konusu ise bedelin karşılanması yoluna gidiyor. Tıbben gereklilik konusu ise hekimler tarafından belirlenmiş bir kıstas.
Hangi hastalıklar var?
Gebeliğin ikinci veya üçüncü döneminde olanlar, astım dâhil kronik akciğer ve kalp damar hastalığı olanlar, diyabet dâhil herhangi bir kronik metabolik hastalığı, kronik böbrek yetmezliği, hemoglobinopatisi veya immün yetmezliği olan veya immünsupresif tedavi alanlarla 6 ay - 18 yaş arasında olan ve uzun süreli asetil salisilik asit tedavisi alan çocuk ve adolesanların bu durumlarını belgelemek kaydıyla grip aşısı bedelleri SGK tarafından karşılanıyor.
Sadece beş aylık dönemi kapsıyor
SGK geçtiğimiz hafta ‘yılda bir defa’ ifadesinin ‘takvim yılı’ olarak algılandığı ve bu nedenle aşılamanın geç yapıldığı hastalarda bir sonraki aşı zamanı geldiğinde aşının karşılanmadığı şeklinde yorumlandığını belirterek, ‘yılda bir defaya mahsus’ ifadesinin önceki yılın aynı günü olarak değerlendirilmeyip aşı sezonu olan Eylül-Ekim-Kasım-Aralık-Ocak döneminde olması kaydıyla yılda bir kez yapılması anlamına geldiğini ifade etti. Okan Güray Bülbül
Elden ödeme Yasal Değildir
Bir fabrikada 2 yıldır çalışıyorum. Aslında aylığım asgari ücretten yüksek fakat resmiyette asgari ücretten gösteriliyor. Aylığımın asgari ücretten fazlası elden zarfla veriliyor. İşverenin bu şekilde yapması işçiye iş akdini fesh etme hakkı veriyor mu? İsmi saklı okurumuz
İşverenin size elden ücret ödemesi yasal değildir. İşveren çalışanına bu şekilde ödeme yaparsa devletin vergi ve sigorta primi kaybına sebebiyet vermiş oluyor. Sizin de kıdem tazminatınız ve emekli aylığınız hesaplanırken asgari ücret üzerinden hesaplanacak. Dolayısı ile siz de emekli olurken düşük emekli aylığına bağlanmış olacaksınız. İş Kanunu'nun 24. maddesine göre, işveren kanun ve iş sözleşmesinde belirtilen şartlara göre işçinin ücretini hesap edip ödemezse işçinin haklı fesih durumu doğar.
Şirket ortaklığımdan dolayı Bağ-Kur sigortalısıyım. Bağ-Kur emekliliği bayağı zor, 25 yıl ödemek gerekiyor. Bu nedenle SSK'ya geçmeyi düşünüyorum. Fakat şirket ortaklığımı bırakamıyorum. Şirket ortaklığım devam ederken SSK primi ödeyebilir miyim? SSK primlerini ortağı olduğum şirketten ödesem sayılır mı? Ne yapabilirim? 5...430583 nolu SMS
Şirket ortaklığınız devam ederken SSK'lı bir işte çalışmanızda herhangi bir engel bulunmamakta. SSK'lı olarak çalışırsanız 4/a hizmetiniz geçerli olur, Bağ-Kur sigortalılığınız durur. Fakat gerek kendinize ait işyerinizden gerekse ortağı olduğunuz şirketten adınıza çalışan sigortalı primi (4/a) ödeyemezsiniz. Bu durumda adınıza yatacak olan SSK (4/a) primleri geçerli olmaz. Dolayısı ile eğer SSK'ya geçecekseniz başkasına ait işyerinde çalışmanız gerekmektedir.
NE ZAMAN EMEKLİ OLURUM?
1993 Temmuz SGK girişliyim. 4000 gün prim ödemem bulunuyor. 11.12.1977 doğumluyum. Askerliği 6 ay yaptım ve ödemedim. Acaba ben ne zaman emekli olabilirim? 5...181067 nolu SMS
İşe başlangıcınıza göre 54 yaş ve 5675 prim gün şartlarına tabisiniz. Temmuz 2020 tarihinde 25 yıl şartınız, 1675 gün daha prim ödemeniz halinde prim gün sayınız, 2031 yılında da yaşınız dolacak. Bu durumda emekli olabileceğiniz tarih 11.12.2031 tarihi olacaktır.
14.09.1959 doğumluyum. İşe girişim 10.12.1999 tarihindedir. 4000 gün primim bulunuyor. Halen çalışmaktayım. Ne zaman emekli olabilirim? Fatma S.
İşe girişinize göre 58 yaş ve 7000 prim gün şartlarından tam emeklilik, 25 yıl, 58 yaş ve 4500 prim günden kısmi (yaştan) emeklilik şartlarına tabisiniz. Yaş şartınız tamamlanmış. 500 gün daha prim ödeyip 10.12.2024 tarihinde kısmi emekli olabilirsiniz. Ali Şerbeti
https://www.takvim.com.tr/yazarlar/aliserbetci/2017/10/14/elden-odeme-yasal-degildir
Avukatların Yol Ve Konaklama Giderleri
Avukatlar serbest meslek erbabı olup, kazançları GVK‘nun 65 ve 67‘inci maddelerinde belirlenen tanımlara göre vergilendirilmektedir. Avukatların müvekkilden aldığı yol, konaklama, bilirkişilik, icra giderleri, muhtelif harçlar gibi bedeller serbest meslek kazancı ile ilgisi yoktur. Avukatın, müvekkiline tahsil ettiği hukuki yardım veya müşavirlik ücreti doğrudan doğruya serbest meslek kazancıdır.
Avukatlık hizmetinin verilmesi sırasında Avukatlık Kanunu ve tarife hükümleri çerçevesinde belirlenen asgarî ücretten daha düşük bir hizmet bedelinin uygulaması mümkün değildir. Söz konusu ücret tarifesinde belirlenen tutardan daha düşük, bir tutar uygulaması veya hiç ücret alınmaması halinde 3065 sayılı KDV Kanunu‘nun ilgili hükmüne göre tarifede ki tutar üzerinden KDV hesaplanması zorunludur ([1]) .
Diğer taraftan, bir avukatın müvekkilinden aldığı vergi, resim, harç, keşif, şahitlik, bilirkişilik ve ekspertiz gibi konularda harcanmak üzere müşteri veya müvekkilden alınan ve tümü ile bu konulara sarf edilen para ve ayınlar kazanç mahiyeti taşımaz.
Avukatların, müşterilerinden tahsil ettikleri paralar karşılığında makbuz düzenlemesi zorunludur. Avukatlar tarafından müvekkilden tahsil edilen yol, konaklama, vb. masraf ve giderler için serbest meslek makbuzu düzenlemesi gerekmektedir. Ancak tahsil edilmeyen tutarlar için serbest meslek makbuzunun düzenlenmesi söz konusu değildir. Bir avukatın, kişisel olarak kitap yazması karşılığında aldığı telif ücreti serbest meslek kazancına dahil edilmez. Bu telif ücreti üzerinden %17 tevkifat yapılarak yayıncı tarafından beyan edilir ([2]). Keza, bir avukatın çeşitli dergilerde yazdığı makaleler karşılığında da aldığı telif ücretleri de serbest meslek defterine gelir yazılmaz. Dergi tarafından ödenen telif ücreti üzerinden gerekli stopaj yapılarak muhtasar beyanname ile yayıncı tarafından beyannamesi verilecektir. Nazlı Gaye Alpaslan Güven
http://www.hurses.com.tr/Haber-Avukatlarin_yol_ve_konaklama_ve_benzeri_giderleri-14597.htm
([1]) Gelir İdaresi Başkanlığı, Antalya Vergi Dairesi Başkanlığı, 11.10.2013 gün ve 259 sayılı özelgesi
özdoğrular 13.10.17 e-Bülten
Çocuklar sağlıktan nasıl faydalanacak?
Sigortalıların kendileri ve bakmakla yükümlü oldukları eş ve çocukları gerekli şartların bulunması halinde sağlık hizmetlerinden faydalanabilmektedir. Biz de bugün sigortalıların çocuklarının sağlık yardımlarından yararlanma şartlarını açıklayalım istedik. Buna göre;
1- 18 yaşını doldurmamış çocuklar
Genel sağlık sigortalısı sayılanların çocukları, ana ya da babanın tescil edilmiş olmasına bakılmaksızın ve ayrıca bir işleme gerek olmaksızın 18 yaşını dolduruncaya kadar genel sağlık sigortalısı veya genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişisi olarak herhangi bir şart aranmaksızın sağlık hizmetlerinden ve diğer haklardan faydalandırılır. Anne ve babası ayrılmış çocukların sağlık aktivasyonları, velayeti bulunan anne ya da baba üzerinden yapılmaktadır. Ancak, velayeti bulunan anne ya da babanın genel sağlık sigortalığının bulunmaması veya yazılı olarak talep etmeleri halinde velayeti bulunmayan anne ya da babanın üzerinden de aktivasyonları yapılabilmektedir.
Genel Sağlık Sigortalısı’nın evlat edindiği veya nesebini tanıdığı 18 yaş altı çocukları için de yukarıda belirtilen hususlar uygulanmaktadır.
2- Öğrenciler
18 yaşından büyük öğrencilerin aktivasyon işlemleri, Milli Eğitim Bakanlığı ve Yükseköğretim Kurulu ile yapılan protokoller çerçevesinde veri tabanından elektronik ortamda alınan bilgilere göre yapılmaktadır. Ancak elektronik ortamda öğrencilik bilgilerine ulaşılamayan öğrenciler için ilgili eğitim dönemine ait öğrenci belgelerindeki tarihler dikkate alınarak; ara sınıflar için her yılın Eylül ayı sonu, son sınıf öğrencileri için Haziran ayı sonuna kadar yaş hadleri dikkate alınarak aktivasyon işlemi yapılmaktadır.
3- Lise ve dengi öğrenim gören öğrenciler
Genel Sağlık Sigortalısı’nın çocuklarından Millî Eğitim Bakanlığı’nın lise veya lise dengi okul olarak kabul ettiği eğitim kurumlarında öğrenim gören öğrenciler 20 yaşını dolduracağı tarihe kadar bakmakla yükümlü olunan kişi sayılmaktadır.
4- Yüksek öğrenimde öğrenim gören öğrenciler
Ön lisans, lisans, yüksek lisans veya doktora öğrenimi gören öğrenciler ile Üniversitede kısmi zamanlı çalışan öğrencilerden aylık kazançları asgari ücretin altında olanlar 25 yaşını dolduracağı tarihe kadar bakmakla yükümlü olunan kişi sayılmaktadır.
5- Lise ve dengi öğrenim ile yüksek öğrenimden mezun olanlar
Genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişisi durumunda olan öğrenciler veya hak sahibi olarak ölüm gelir/aylığı alan öğrenciler lise veya lise dengi okullarda öğrenim görenler, 20 yaşını geçmemeleri şartıyla bu öğrenimlerini bitirmelerini izleyen tarihten itibaren herhangi bir yükseköğrenim kurumuna kayıtlı olup olmadığına bakılmaksızın 120 gün daha sağlık hizmetlerinden faydalandırılmaktadır.
Lise veya dengi öğrenimden mezun olanlar 20 yaşını, yükseköğrenimden mezun olanlar ise 25 yaşını geçmemek şartıyla mezun oldukları tarihi izleyen günden itibaren iki yıl süreyle, prim borçlarına bakılmaksızın bakmakla yükümlü olunan veya hak sahibi kişi sayılmak suretiyle sağlık hizmetinden faydalandırılıyor.
6- Yüksek öğrenimden mezun olanlar
Yüksek öğrenimden mezun olanlar 25 yaşını geçmemek şartıyla mezun oldukları tarihi izleyen günden itibaren iki yıl süreyle aynı kapsamda sağlık hizmetlerinden yararlanmaya devam ediyor. Yüksek öğrenim görmesi nedeniyle ölüm gelir/aylığı alan hak sahibi kişiler, mezuniyet tarihlerinden itibaren iki yıl süreyle aynı kapsamda sağlık hizmetlerinden faydalandırılmaktadır.
Ayrıca 10/02/2014 ve sonrasında mezun olan kişiler, mezuniyet tarihinden itibaren iki yıllık sürenin 10/02/2016 tarihinden sonrasına tekabül eden süreler kadar ölüm gelir/aylığı alan hak sahibi kişi olarak sağlık hizmetinden faydalandırılıyor.
5510 sayılı Kanun veya önceki sosyal güvenlik kanunları kapsamındaki sigortalılar üzerinden gelir/aylık alan lise ve dengi öğrenimden veya yüksek öğrenimden mezun olanların, mezuniyet tarihini takip eden günden itibaren iki yıl süreyle sağlık yardımlarından yararlandırılmaları aylık bağlama programları aracılığıyla otomatik olarak sağlanacak. Resul Kurt
https://www.dunya.com/kose-yazisi/cocuklar-sagliktan-nasil-faydalanacak/385973
Seçilmiş Gelir İdaresi Özelgeleri
Gelir İdaresi özelgeleri, vergi cezası ve gecikme faizine karşı koruma sağlıyor. Aynı nitelikli özelgeler sadece özelgenin verildiği değil bütün mükellefler için aynı sonuçları doğuruyor. Bu nedenle özelgeler oldukça önemli ve izlenmesi gereken kaynaklar. Gelir İdaresi’nce verilen özelgelerden seçilmiş bazılarının özetine, yorum yapmadan zaman zaman bu köşede yer vermeye çalışıyorum. İşte son zamanlarda verilen özelgelerden seçtiğim üçünün özeti. Özelgelerin tam metinlerine Gelir İdaresinin internet sitesinden ulaşmak mümkün.
Şirket ortağının yurt dışına yabancı dil ve yüksek lisans eğitimine gönderilmesi nedeniyle yapılan harcamalar gider kaydedilebilir mi? (04.08.2017 tarih ve 235888 sayılı özelge)
Şirket ortağı ve aynı zamanda ücretli çalışanı olan kişinin, şirketin verimliliğinin artırılması ve pazar araştırması yapılması amacıyla, yurt dışına teknik İngilizce eğitimine gönderilmesi dolayısıyla yapılan ödemelerin ücret kabul edilerek Gelir Vergisi Kanunu’nun 61, 94, 103 ve 104. maddelerine göre vergilendirilmesi ve Gelir Vergisi Kanunu’nun 40. maddesinin (1) numaralı bendine göre kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır. İlişkili kişi olarak kabul edilen Şirket ortağına yapılan ücret niteliğindeki ödemelerin Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 13. maddesinde yer alan transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı hükümlerine uygun olarak belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu kişinin yurt dışı eğitim giderleri ile harcırahının Şirket tarafından karşılanması durumunda, söz konusu ödemelerin Şirketin faaliyeti ile doğrudan ilgili olmaması, ortağın bilgi ve becerisinin artırılmasına yönelik bir harcama olması halinde kurumlar vergisi açısından gider olarak kabul edilmesi mümkün bulunmamaktadır. Öte yandan, adı geçen kişinin eğitimine yönelik olarak yurt dışındaki harcamaları için Şirket tarafından yapılan ödemelerle ilgili olarak, Şirket Harcırah Kanunu kapsamı dışında kalan bir kuruluş olduğundan;
• Gider karşılığı olarak yapılan fiili yemek ve konaklama ödemelerinin (Devlet memuruna ödenen harcırah gündeliği ile mukayese edilmeksizin), Vergi Usul Kanunu uyarınca belgelendirilmesi halinde, tamamının vergiden müstesna tutulması,
• Yemek ve konaklama giderlerinin Vergi Usul Kanunu uyarınca belgelendirilmemesi halinde, yapılan ödemenin aynı aylık seviyesindeki devlet memuruna verilen gündelik tutarını (veya devletçe verilen en yüksek gündelik tutarını) aşmaması kaydıyla vergiden müstesna tutulması, aşan kısmın ise ücret olarak vergilendirilmesi,
• Gerçek yol giderlerinin ücret matrahına dahil edilmemesi, gerekmektedir.
Belediyeye ait taşınmaz ile mükellefe ait taşınmazın trampa edilmesinde tapu harcı doğar mı? (18.04.2017 tarih ve 34 sayılı özelge)
Tapuda kayıtlı iki ya da daha fazla gayrimenkulün karşılıklı olarak takas edilmesinde sahiplerinin her biri hem alıcı hem de satıcı durumundadır. Trampa işleminin gerçekleştirilmesi halinde her bir taşınmaz için ayrı ayrı olmak ve emlak vergisi değerinden az olmamak üzere beyan edilen gerçek alım satım bedeli üzerinden harç ödenmesi gerekmektedir.
Faaliyette kullanılmak üzere teşvik belgesi kapsamında satın alınan taşınmazın tescili tapu harcından istisna mıdır? (08.06.2017 tarih ve 7 sayılı özelge)
Yatırım teşvik belgesi kapsamında sabit kıymet yatırımlarının imal ve inşasına yönelik düzenlenen sözleşmeler, taahhütnameler, teminatlar ve bu mahiyetteki kâğıtlar harçlardan müstesnadır. Ancak sabit kıymet yatırımlarına ilişkin olarak yapılacak taşınmaz tedarik işlemlerinin tapu harcından istisna olacağına ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır. Bu çerçevede, taşınmazın yatırım teşvik belgesi kapsamında şirkete devri ile ilgili olarak tapuda yapılacak işlem Harçlar Kanunu’nun 123. maddesi kapsamında bulunmadığından, söz konusu işleme tapu harcı istisnası uygulanması mümkün değildir. Recep Bıyık
https://www.dunya.com/kose-yazisi/secilmis-gelir-idaresi-ozelgeleri/385976
Bağ-Kur Maaş Hesaplaması Yapılan İşveren Hayal Kırıklığı Yaşadı
1965 Doğumlu işveren 52 yaşında Bağ-Kur şartlarıyla emekli olacaktır.Emekli maaşını hesaplandığında bu maaş neden düşük çıkmıştır diye serzenişte bulunuyor.
YILLAR |
GÜN |
1999 Öncesi |
3390 |
2000-2008/09 |
3150 |
2008/10 |
3270 |
9810 |
1999 Yılında son basamak değeri: 7.(345,47 TL)
2000 ila 2008/09 arasında basamaklandırma:7 ila 14 arasında 105 ay karşısında ortalama aylık basamak değeri:(428,97) TL.
2008/10 emekli olunacak tarihe göre OYK:(3.472,29 )TL.
YILLAR |
ABO |
1999 ÖNCESİ |
72% |
2000-2008/09 |
68% |
2008/10 |
54,50 |
(*)SDÖ:64,46
(*)2008 Taşıma.. 1,1 x 1,1 x 1,06x 1,06 x 1,03 x 1,03 x 1,0133 x 1,05 x 1,0387
(*)2008-2017 günümüze taşıma..2,20649601
Yukarıdaki verilere göre Bağ-Kur emekli olacak işveren 9810 güne karşılık ek ödeme dahil..1.630 TL.bağlanacaktır.
Şayet işveren taban aylıkta kalmış olsa;
Ek ödeme dahil..1.191 TL. emekli aylığı bağlanacak idi.
İşveren Bağ-Kur’lu özellikle son 3 yıl da yüksekten prim ödemesiyle birlikte emekli maaşını artırmıştır. Vedat İlki
İşten Çıkarılana İzin Parası Ödeniyor Mi?
Stajyer sigortalılığı ve doğum borçlanması
Soru: iki çocuğum var. Araştırmalarım sonucunda stajyer sigortamın olduğunu tespit ettim. Stajyer sigortalılığı ile doğum borçlanması yapabilir miyim? Emine A.
Cevap: Sayın A, stajyer sigortalılığı ile doğum borçlanması yapabilirsiniz. Doğumdan sonrası çalışmadığınız süreleri her çocuk için 2 yıl olmak üzere 4 yıl borçlanabilirsiniz.
Çalışanın maaşının düşürülmesi
Soru: Çalışan bir kişinin maaşı düşürülür mü? Elif Ö
Cevap: Sayın Ö, Çalışan kendisi istemediği sürece maaşı düşürülemez. İkinci işte çalışma Soru:Çalışan bir kişi aynı gün içinde ikinci bir işte çalışabilir mi? Zübeyde
Cevap: Çalışanın iş sözleşmesinde yasaklayıcı hüküm yoksa ikinci bir işte çalışabilir.
Kötü hava koşullarında çalışma
Soru: Kötü hava koşulları çalışmaya el vermiyorsa işveren zorla çalıştırabilir mi? Kahraman Sıvacı
Cevap: Kötü hava koşulları çalışanın iş sağlığını ve güvenliğini tehlikeye düşürme durumu var ise işverenin zorla çalıştırmaması gerekir. Bu durumda işçide isterse çalışmayabilir.
Dul aylığı alanın sağlık sigortası
Soru: Emekli sandığından dul aylığı alıyorum. İsteğe bağlı sigortalı olursam genel sağlık sigortası primi ödemem gerekir mi? Asiye K.
Cevap: Sayın K, genel sağlık sigortası primini ödemeniz gerekiyor. Dul aylığı almış olmanız genel sağlık sigortası primlerini ödememenizi gerektirmiyor.
Veznedarın kasa açığı
Soru: Bir işyerinin veznedarı hata ile müşterisine fazla para ödese bu hatayı kim düzeltir? Murat S.
Cevap: Fazla para ödemesi çalışanın görevini düzgün yapmamasının sonucu olduğu için bu parayı çalışanın işverene ödemesi gerekiyor.
Maaşa enflasyon oranında zam
Soru: İşyerleri verdikleri maaşa enflasyon oranında zam yapmak zorunda değil mi? Bahri K.
Cevap: Sayın K, enflasyon oranında maaşlara zam yapılacağına ilişkin bir mevzuat hükmü bulunmuyor. Ancak iş sözleşmesinde bu yönde düzenleme varsa maaşa enflasyon oranında zam yapılabilir. Arif Temir
http://www.gunes.com/yazarlar/arif--temir/sten-atilana-izin-parasi-odeniyor-823686
Vergi Yargısı Kararları
I-Giriş:
Vergi, çok basit ve yalın haliyle devletin ve/ya da devletten vergilendirme yetkisi alan diğer kamu idarelerinin kamu harcamalarını karşılamak amacıyla kanuna dayanarak ve usûlüne uygun olarak, gerçek ve tüzel kişilerden, hukukî cebir altında, karşılıksız olarak ve geri vermemek üzere aldıkları paralar olarak kamu maliyesi içinde ifade edilen bir terminolojidir.
Devlet ya da daha genel anlamda idare ile kişiler arasında vergilendirmeden doğan ilişkilere “vergi hukuku ilişkisi” denilmekte, İdare ile mükellef arasında ortaya çıkan uyuşmazlıklar geneli itibariyle verginin tarh ve/ya da tahsil edilmesi aşamalarında yapılan işlemler ile ceza kesme işlemlerinden kaynaklanmaktadır.
Tarh aşamasına ilişkin uyuşmazlıklar, vergi tarhı ve/ya da ceza kesme işlemlerinde ortaya çıkan hesap ve/ya da vergilendirme hataları ile bu işlemlerin ilgiliye tebliği gibi hususlarda; tahsil aşamasına ilişkin uyuşmazlıklar ise, teminat istenmesi, tahakkuka ve/ya da ihtiyatî tahakkuka dayanan ihtiyatî haciz uygulanması, ödeme emri, haciz ve malların paraya çevrilmesi, tecil ve terkin taleplerinin reddi konularında ortaya çıkmaktadır
Vergi hukuku mükellef ile idarenin sorunlarının oldukça fazla yaşandığı kamu hukuku alanlarından biri olarak mütalaa edilmektedir. Gerçekten de özellikle İdare tarafından yapılan gerek usul, gerekse maddi vergi hataları mükellefleri yargı sürecine sürüklemektedir.
Mükellefler açısından bu hukuki sorunların özellikle usul kanununda önemli çözüm safhaları sunulsa da, çoğu zaman bu çözüm yolları yeterli ve sağlıklı sonuçlar doğurmamaktadır. Kanun düzenlemeleri, mükelleflere önemli haklar sunmakla beraber önemli düzeyde ağır yükümlülükler de getirmektedir. Özellikle bu yükümlülüklerin ihlali ise vergi ihtilafı yaratmaktadır.
Vergi Yargısı vergi uyuşmazlıklarını çözmek, çözümlemek, mükellef ile devlet arasındaki çıkar dengesini kamu yararına uygun şekilde kurmak, vergi yönetimini denetlemek ve içtihat yaratmak, hukuki güvenliğin teminatı olmak gibi temel bazı misyonları üstlenmektedir. Her ne kadar bazı eleştirileri bünyesinde taşısa da, hukuk devletinin temel ilkeleri kapsamında “mükellef hakları” ciddi şekilde adı geçen yargı alanında önemli sonuçlara vaka kararlara gebe kalmaktadır.
Vergi davalarının konusunu çoğu zaman İdare tarafından yapılan işlemler oluşturmakla birlikte bu işlemlerin “Kesin Ve Yürütülmesi Zorunlu” bir işlem mahiyetinde olması özel önem taşımaktadır. Bir diğer ifadeyle, yapılan bir işlemin dava konusu edilebilmesi için “icrai” nitelikte olması gerekir. İdarenin kendi iç işleyişine ilişkin “hazırlayıcı işlemler” dava konusu edilmez.
Beyan üzerine tarh edilen vergilere karşı dava açılamaz, ancak beyannameye ihtirazı kayıt koyarak dava hakkı saklı tutulabilir.
213 Sayılı Vergi Usul Kanunu (VUK)’nun beşinci kitabı ‘Vergi Davaları’ başlığını taşımakta olup, 377’nci maddesi uyarınca mükellefler ve kendilerine vergi cezası kesilenler, haklarında idarece tarh edilen vergiler ve kesilen cezalara karşı 2576 sayılı ‘Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun’un 6’ncı maddesinde yer alan uyuşmazlıkları çözümlemekle görevli vergi mahkemelerinde dava açabilmektedirler. Ayrıca, vergi dairesi tadilat ve takdir komisyonlarınca tahmin ve takdir olunan matrahlara karşı da vergi mahkemelerinde dava açılabilmektedir.
Aşağıdaki çalışmada yüzlerce yargı kararları tarafımızca incelenmiş ve belli bir detay bazında sizlere herhangi bir değerlendirme yapmaksızın sunulmaktadır. Yargı kararlarına konu işlem, eylem veya konuları incelerken ve değerlendirirken, bu vakalara ilişkin “olayların olduğu döneme ilişkin yasal mevzuatı” özel olarak dikkate almanızı önemle önermekteyiz.
Keza, yargı kararlarına konu işlem, eylem veya hukuki olguları sorgularken olayların koşullarını da “somut olay bazında” değerlendirmeniz gerekmektedir.
Yargı kararları, sizlere yargı içtihatlarının nasıl geliştiğini gösterdiği gibi, savunma mekanizmaları ve haklarımız hakkında belli referans noktaları sağlamakta; karar almakta karşılaşılabilecek olası riskleri ve sonuçlarını göstermektedir.
II-Son Dönemlerde Alınmış Yargı Kararları:
1-Danıştay 3. Daire,
Esas No: 2012/997
Karar No: 2015/3175
Kanuni Temsilcilik Sıfatı Sona Eren Kişi İçin Müteselsil Sorumluluk Olmayacağı
- Limited Şirket Ortağının Hissesini Satmış Olmasına Ve Kanuni Temsilcilik Görevini De Tescil Ve İlan Ettirerek Görevi Son Bulmasına Karşın, Daha Sonraki Dönemde Defter Ve Belge İbraz Etmeme Fiillerinden Dolayı Vergi Mahkemesi VUK 10. Maddeye Göre Temsil Yetkisi Sona Eren Kanuni Temsilcinin Sorumlu Olmayacağına Hükmetmiştir.
- Buna Karşın, AATUHK’nın Mükerrer 35/5. Maddesine Göre İse Amme Alacağının Doğduğu Zamanlarda Kanuni Temsilci Olan Kişinin Takip İşlemine Tabi Olmasına Yasal Engel Olmadığına Hükmedilmiştir.
- Kendisine Ödeme Emri Tebliğ Edilen Davacı Temyize Gitmiştir.
- Defter Ve Belge İbrazına İlişkin Yazı Kanuni Temsilcilik Sıfatının Son Bulduğu Dönemden Sonra Tebliğ Edildiği Tespit Edilmektedir.
- VUK 10’a Göre Sorumluluk Kanuni Temsilcilik Sıfatının Tescil İle Kazanıldığı Ve Kaybedildiği Dönemdeki Vergilendirme Görevleri İçin Geçerli Olduğu Belirtilmiştir.
- Kanuni Temsilcilik Sıfatına Haiz Ortak Veya Ortaklar Tescil Edilip Yayımlanıncaya Kadar Sorumlu Olacaklardır. Bu Açıdan Ortak/Kanuni Temsilci Sorumlu Olmadığından Mahkeme Kararı Onanmaktadır.
- Anayasa Mahkemesi, 2014/144 Esas Sayılı (RG Tarihi; 03.04.2015) Kararıyla AATUHK’nın Mükerrer 35. Maddesinin 5. Bendini İptal Etmiştir. (Amme Alacağının Doğduğu Ve Ödenmesi Gerektiği Zamanlarda Kanuni Temsilci Veya Teşekkülü İdare Edenlerin Farklı Şahıslar Olması Halinde Bundan Her İkisinin Müteselsil Sorumlu Olacağına Dair Kural)
- Dolayısıyla, İptal Edilmiş Bir Hukuk Kuralını Mevcut Duruma Uygulamak Ve Kanuni Temsilciyi Sorumlu Tutmak Hukuka Uygun Olmadığından “İptali” Gerekmektedir.
2-Danıştay 4. Daire,
Esas No: 2012/6717
Karar No: 2015/86
İşi Bırakmış Addedilen Mükellef Hakkında Beyanname Vermeme Nedeniyle Özel Usulsüzlük Cezası Kesilemez.
- Davacı, İşi Bırakmasına Rağmen Vergi Dairesine Bildirimde Bulunmamıştır.
- İdare, 2009 Yılı Beyanlarını Elektronik Ortamda İletmediği Gerekçesiyle Özel Usulsüzlük Cezaları Düzenlemiştir.
- İstanbul 10. Vergi Mahkemesi, Mükellefiyeti Devam Ettiği Görülen Davacının Yükümlülüğünü Yerine Getirmediği Gerekçesiyle Cezayı Azaltarak İşlemi Tasdik Etmiştir. Her İki Taraf Temyize Gitmiştir.
- Danıştay 4. Daire, VUK 160. Maddede Bilinen Adreslerinde Bulunamayan Ve Başkaca Adreste Faaliyette Bulunduğu Tespit Edilemeyen Mükelleflerin Vergi Dairesince Resen Terk İşlemi Uygulayacağının Açık Olduğuna Karar Vermiştir.
- Davacı Adına Yapılan 2005, 2008 Ve 2009 Yıllarındaki Yoklamalarda Bilinen Adreslerinde Bulunamadığının Tespit Edildiği Anlaşılmaktadır.
- Bu Durumda, Mükellefiyetin Resen Terk Edilmesi Nedeniyle Elektronik Ortamda Beyanname Vermeme Nedeniyle Kesilen Ceza Yasaya Uygun Olmadığından “İptal” Edilmesi Gerekmektedir.
3-Danıştay 3. Daire,
Esas No: 2013/5121
Karar No: 2014/283
Yargı Kararının Geç Uygulanması
- Mükellef Koda Alınmasına Karşın Davayı Kazanmış Ve İdari İşlemi “İptal” Ettirmiştir.
- Mükellef, Yargı Kararının Geç Uygulanması Nedeniyle İdareye Maddi Ve Manevi Tazminat Davaları Açmıştır.
- Mükellef Koda Alınmasının İptalinden “15 Ay Sonra” Koddan İdare Tarafından Çıkartılmıştır.
- Davacı, Zararı İspatlayıcı Belge Olarak Sadece Koda Alınmadan Önceki Ciro İle Sonraki Dönem Cirolarını Gösteren Delilleri Bulundurmaktadır.
- İstanbul 4. Vergi Mahkemesi “Sadece Bu Delillerin Zararı İspata Yetmediğini”, Zararın/Ciro Kaybının Başka Nedenlerle De Gerçekleşmiş Olabileceği Savlarıyla Davayı Red Etmiştir.
- 2577-İYUK’un 28/3üncü Bendinde Danıştay Bölge İdare İdare Ve Vergi Mahkemeleri Kararlarına Göre İşlem Tesis Edilmeyen Durumlarda İdare Mahkemesi Veya Danıştay Ta Maddi Ve Manevi Tazminat Davaları Açılabileceğine Değinilmiştir.
- Anayasanın 2. Maddesi “Hukuk Devletini” Tanımlarken İdarenin Mahkeme Kararlarını “Aynen” Ve “Gecikmeksizin” Uygulayacağını Ve Bu İşlemin “Kararın İdareye Tebliğinden İtibaren 30 Günden” Fazla Olamayacağını Hüküm Altına Almaktadır.
- İYUK 28. Maddeye Göre Kararlar İdareye Tebliğden İtibaren 30 Gün İçinde İşlem Yapmak Zorundadır.
- Kamu Hizmetinin Yürütülmesi Esnasında Hukuk Kurallarına Uyulmaması İdarenin “Ağır Hizmet Kusuru” İşlediğini Göstermektedir.
- Danıştay: Maddi Tazminat Yönünden Temyiz Talebi Red Olmuş, Manevi Tazminat Yönünden Kabulü Gerekmektedir.
4-VDDK,
Esas No: 2015/414
Karar No: 2015/304
VDDK,
Esas : 2013/377
Karar : 2014/200
Tasfiyesi Tamamlanan Şirketin Dava Ehliyeti Yoktur.
- İstanbul 10. Vergi Mahkemesi, “Münfesih” Şirket Adına Düzenlenen KDV Ceza İhbarnamesi Üzerine 2013 Yılında “Tescil İle Hukuki Varlığı Sona Eren Şirketin” Haklara Sahip Olmasının Mümkün Olmadığına, Ayrıca Borçlu Kılınmasının Ve Temsilinin Mümkün Olmadığına Karar Vermiştir.
- Mahkeme, Tasfiye Öncesi Dönem Dahi Olsa, Şirket Adına Vergi Tarh Ve Ceza Kesme İşlemi Yapılamayacağını, Hukuki Sonuç Doğurmayacağını, Hukuki Sonuç Doğurmayan Ve Hukuk Düzeninde Varlık Kazanmayan İşlemin Herhangi Bir Kişinin Menfaatini İhlal Edemeyeceğini Belirtmiştir.
- Dolayısıyla Tasfiye Memuru Tarafından Şirkete Temsilen Dava Açılması Ehliyet Yönünden Mümkün Değildir.
- Esasa İlişkin Karar Verilmesi İse Bu Nedenle Olanaksızdır.
- Tasfiye Edilerek Hukuki Varlığı Sona Eren Şirketin Dava Ehliyeti Ve Medeni Haklarını Kullanma İmkanı Yoktur.
- Yargı Yerlerinde Temsil Edilebilmesi Mümkün Değildir.
- VDDK, Vergi Mahkemesinin Israr Kararının Yerinde Olduğuna Karar Vermiştir.
5-VDDK,
Esas No: 2015/408
Karar No: 2015/323
Davacının Gayrimenkulüne Haciz Konulması “Haciz Kaydı Bulunduğu Sürece” Mülkiyet Hakkından Faydalanmayı Engellediğinden İdareden Haczin İptaline İlişkin Daha Önce (İlk Haciz İşleminde) Dava Açılmaması Dava Açmayı Engellemez.
- Davacı Maliki Olduğu Taşınmaz Üzerine 2006 Yılında İdare Tarafından Haciz Konduğunu Öğrendikten Sonra 2011 Yılında Dilekçe İle Başvuru Yaparak Haczin Kaldırılmasını Talep Etmiştir.
- İdare Cevap Vermediğinden Davacı Red Olmuş Sayarak Zamanında Dava Açmıştır.
- İstanbul 4. Vergi Mahkemesi, Olayda Vergilendirme Hatası Yoktur, 2006 Yılında Öğrenilen Hacize Karşı Yasal Süresinde Başvuru Yapılmadığından Süre Nedeniyle Red Etmiştir.
- Danıştay 9. Dairesi, Davacının Kartal Sulh Mahkemesinin 2004 Yılında Kesinleşen Kararı İle Babasının Mirasını Kayıtsız Şartsız Red Ettiğini, Bu Nedenle Borçtan Sorumlu Olmayan Davacının Talebine Cevap Verilmemesini Vergilendirme Hatası Olarak Değerlendirmiştir.
- Vergi Mahkemesi Israr Kararı İse Bozulmuştur.
6-Danıştay 4. Daire,
Esas No: 2014/1910
Karar No: 2015/63
Davacı Vergi Borçlarının Zamanaşımına Uğradığını İddia Ederek Terkini Talep Etmesine Karşın, “Tüm Vergi Borçlarının” Terkin Edilmesine İlişkin Talebin Reddine Dava Açılamaz.
- Davacı Kanuni Temsilci Olduğu Şirketten Kaynaklı Tüm Vergi Borçlarının 6183 Sayılı Kanun Kapsamında Terkin Olduğunu İddia Ederek Talepte Bulunmasına Karşın Talep Davalı İdare Tarafından Red Edilmiştir.
- İstanbul 8. Vergi Mahkemesi, Ret İşleminin Hukuka Aykırılığına İlişkin İstemin;
– 2577 Sayılı Kanun Kapsamında Bir Dava Niteliğinde Olmadığından Esasın İncelenme İmkanının Olmadığı,
– Şirkette Hangi Dönemlerde Kanuni Temsilci Veya Ortak Olunduğunun Bilinmediği,
– Hangi Dönem Ve Tür Vergi İçin Talebin Yapıldığının Bilinmediği,
– 6183 Sayılı Kanun Kapsamında Hangi Aşamada Olunduğu Bilinmediği Gibi “Bütün Vergi Borçları” Gibi Muğlak Bir İfadeyle Yapılan Başvurunun Reddinin “Kesin Ve Yürütülmesi Zorunlu” Bir İşlem Olmadığı Gerekçesiyle Davayı Red Etmiştir.
Danıştay İse Kararı Onamıştır.
7-Danıştay 9. Daire,
Esas No: 2016/2470
Karar No: 2016/2889
YMM’nin Vergi İncelemesinden Kaynaklı Yetkileri Kanun Kapsamında Bulunmadığından Müteselsil Sorumlu Olamayacaklarına Dair Karar.
- YMM’lerin Karşıt İncelemelerle İlgili Olarak VUK Kapsamında Defter Ve Belge İbrazı İsteme Yetkileri Bulunmamaktadır.
- Yönetmeliklerle Verilen Bu Yetki Vergi İnceleme Amacı Görmemektedir.
- Bu Yetki Kanuna Aykırı Şekilde Yönetmelik İle Genişletilemez.
- Kanunda YMM’lere Karşıt İnceleme İle Araştırma Görev Ve Yetkisi Veren Veya Buna Benzer Hüküm Bulunmamaktadır.
- Kanun 3. Kişiler Nezdinde Vergi İncelemesi Yetkisi Vermediği Gibi, Yönetmelik Hükümleri İle Bu Tarzda Bir Yetki Verilemez.
- Ortaktan Alacaklara Faiz Tahakkuk Ettirmeyen Şirket İçin YMM’nin Vergi Zıyaı Nedeniyle Sorumlu Tutulabileceği, Sorumluluğun Tebliğle Genişletilemeyeceği Ve İnceleme Yetkisi Verilemeyeceği Açıktır.
- YMM’nin Faiz Tahakkuk Ettirmeyerek Örtülü Kazanç Dağıtımından Fiilen Sorumlu Tutulmaları Mümkün Olmadığından Ödeme Emrinin İptali Gerekmektedir.
8-Aydın Vergi Mahkemesi,
Esas No : 2016/471
Karar No: 2016/637
Yapı Kooperatifinde “Yapı Ruhsatının” Münhasıran Yapı Kooperatifi Adına Olması Gerekirken Bu Şart Gerçekleşmediğinden, KDVK Geçici 15. Maddesine Göre İstisna Kapsamında İşlem Yapılmış Olan Taahhüt İşleri Nedeniyle Takdir Komisyonu Kararı İle %1 Yerine %18 KDV Uygulanması Hatalıdır.
- 29/07/1998 Öncesi Bina İnşaat Ruhsatı Almış İnşaatlere İlişkin Olarak Yapı Konut Kooperatiflerine Verilen İnşaat Taahhüt İşleri KDV Den İstisnadır.
- Bu Tarihten Sonra Alınan Ruhsatlara Verilen İnşaat Taahhüt İşleri İse %1 KDV Oranına Tabidir.
- Bunun İçin, “Yapı Ruhsatının” “Münhasıran” Yapı Kooperatifi Adına Düzenlenmesi Gerekmektedir.
- Olayda, Bu Şart Gerçekleşmediğinden Geçici Takdir Komisyonu Kararıyla Beyannameye %1 KDV İle Dahil Edilen Ancak Tarhiyat Esnasında %18 Uygulanan Tarhiyat İşleminin İptali İstenmektedir.
- Takdir Komisyonu Servet, Matrah Takdiri Görevine Haiz Olup Vergi Kanunlarındaki Fiyat, Ücret Gibi Unsurları Belirleme Yetkisi Olan Birimin KDV Oranını Belirleme Yetkisi Olmadığı Gibi, KDV Oranı Özel Bir Şarta Da Bağlanmamıştır.
- Dava Vergi Mahkemesinde Kabul Edilmiştir.
9-Danıştay 7. Daire,
Esas No: 2012/39
Karar No: 2015/4594
Faktoring Faiz Gelirinin Dönemsellik İlkesine Göre Beyannameye Dahil Edilerek Tahakkuk Ettikçe BSMV’ye Tabi Olması Gerekmektedir.
- Davacı, Faktoring Hizmet Bedeli Olan “Faizleri” İşlemin Gerçekleştiği Yıl Değil De, İşleme İlişkin Faturaları Ay Ay Düzenledikçe BSMV Beyanına Dahil Etmiştir.
- Vergi İnceleme Raporu İle İşlem Konusuna İlişkin Faizin Tamamının İşlemin Gerçekleştiği Dönemde Faturalandırılarak Beyan Edilmesi Gerektiği Sonucuna Varılmıştır.
- Davacı Faizleri Peşin İskonto Yöntemi İle Faiz Oranı Ve Vadesine Göre Sonraki Aylarda Tahakkuk Ettikçe 500-Faktoring Kısa Vadeli Faiz Geliri Hesabına Aktarmıştır.
- Danıştay Davalı İdarenin Temyiz Talebini Mahkeme İle Aynı Gerekçelerle Red Etmiştir.
10-Danıştay 3. Daire,
Esas No: 2013/1584
Karar No: 2014/4726
Bir Uygulamaya Yön Veren “Yargı İçtihadının” Değiştirilmesi Neticesinde Oluşan Vergi Kaybı İçin VUK 369 Kapsamında Yanılma Hali Olması Nedeniyle Gecikme Faizi İşletilemez.
- Dava Konusu, Davacı Tarafından 87.03-GTİP Numaralı Araçlara Uygulanması Gereken ÖTV Oranlarının Yanlış Uygulanmasına İstinaden İkmalen Tarh Edilen ÖTV’nin Gecikme Faizi İçin Açılmıştır.
- Davacı, Uzlaşmamış Olup, Daha Sonra Süresinde Uzlaşma Talebinde Bulunmasına Karşın Gecikme Faizinin Yanılma Hali Kapsamında Olduğu Gerekçesiyle İhtirazi Kayıtla Ödeme Yapmıştır.
- Davacı, Danıştay 7. Dairesi’nin İlgili Oran Konusunda Yürütmeyi Durdurma Kararı Ve Nihayetinde VDDK Kararı İle Bu Bahsi Geçen Kararının Bozulmasından Kaynaklı Olduğunu İddia Etmiştir.
- Vergi Mahkemesine Göre, Bir Hükmün Uygulanma Tarzına İlişkin İçtihadın Değişmiş Olması Durumunda Vergi Zıyaı Cezası Kesilemeyeceği Ve Gecikme Faizi Hesaplanamayacağı Kuralı Yargı Mercilerince Belli Bir Kurala İstinaden Verilen Karara İlişkin Mükelleflerce İşlem Tesis Edildikten Sonra Değiştirilmesi Halinde De Uygulanır.
- Gecikme Faizi Uygulandığı Dönemlerde Yanılma Hükmü Mevcuttur Ve Mükellef Lehine Düzenleme İçerdiğinden Bu Durum İçtihat Değişikliği Olarak Değerlendirilmektedir.
- Danıştay Davalı İdarenin Temyiz İstemini Red Etmiştir.
11-Danıştay 7. Daire,
Esas No:2012/5860,
Karar No: 2015/2174
6183 Kanuna Göre Şirketten Alınamayan Alacak İçin “Şirketin Ortak Ve Kanuni Temsilcisi Yönünden Sıralama İçeren Bir Düzenleme” Olay Tarihinde Mevcut Değildir. Kanuni Temsilci İle Aynı Anda Müteselsil Sorumluluk Kapsamında Ortağa Da Sorumluluk Kapsamında Gidilebilir.
- Davacı Teşvikli Eşyayı 5 Yıl Dolmadan Sattığından Gümrük Vergisi, KDV, KKDF Ve Gecikme Faizlerine Muhatap Olmuştur.
- İzmir 3. Vergi Mahkemesi, Şirketten Tahsil Olanağının Olmadığına Dair Araştırmadan Sonra Öncelikle Kanuni Temsilci Sonra İse Bundan Sonuç Alınmaması Halinde Ortağa Gidilmesi Gerektiğini İfade Ederek Ödeme Emrini İptal Etmiştir.
- Danıştay İse İlgili Madde De Ortak Ve Kanuni Temsilci Yönünden Kanunda Bir Sıralama Olmadığı Gerekçesiyle İlgili Vergilerin Esası Yönünden İnceleme Yapılması Gerektiği Gerekçesiyle Mahkeme Kararını Bozmuştur.
12-Danıştay 3. Daire,
Karar No: 2014/902
Ortaklık Payının Devri Özel Bir Hukuk Sözleşmesi Olup Kamusal Alacağına İlişkin Sorumluluğu Kaldırmaz. Ortağın Payını Devretmiş Olması, Ortak Olduğu Döneme İlişkin Vergi Borcundan Sorumluluğunu Kaldırmaz.
- Davacı, 11.02.2008 Tarihinde Sözleşme İle Ortaklıktan Ayrılmış Ve 20.02.2008 Tarihinde Ticaret Sicil Gazetesinde Yayımlanmak Suretiyle Hissesini Devretmiştir.
- Daha Sonra 2008 Yılına İlişkin Olarak Şirkete Kurumlar Vergisi Borcunu Ödemediğinden Ortaklar Adına Ödeme Emri Düzenlenmiştir.
- Vergi Mahkemesi, Davacının Ortak Olduğu 11.02.2008 Tarihine Kadar Olan Borçtan Sorumlu Olduğunu, Ancak Dava Konusu Borcun Davacının Ortak Olduğu Dönemde Doğduğuna Dair Tespit Olmadığı Gerekçesiyle Ödeme Emrini İptal Etmiştir.
- Danıştay, Vadesinde Ödenmeyen 2008 Yılı Kurumlar Vergisinden 20.02.2008 Tarihine Kadar Şirkete Ait Olup Tahsil Edilemeyen Vergi Borcundan Ortağın Hissesi Kapsamında Sorumlu Olduğunu Belirtmiştir.
- Bu Nedenle, Vergi Borcundan Payları Oranında Doğrudan Doğruya Sorumlu Ortakların Vergilendirme Döneminde Paylarını Devretmiş Olsalar Dahi Ortaklık Sıfatlarının Sürdüğü Döneme İsabet Eden Kamu Borcundan Sorumlulukları Özel Bir Sözleşme İle Kalkamaz.
- Bu Nedenle Ortak Kurumlar Vergisinden 01.01.2008-20.02.2008 Tarihleri Arasına İsabet Eden Kurumlar Vergisinden Sorumludur.
13- Danıştay 9. Dairesi,
Esas No: 2013/451,
Karar No: 2014/7252
Sözleşmede Yer Alan Hüküm Nedeniyle Doğrudan Kendiliğinden Uzayan Sözleşmeden Damga Vergisi Alınabilmesi İçin Uzamaya İlişkin Mektup Veya Şerh Olması Gerekmektedir.
- Davacı, Damga Vergisi Beyanlarını İhtirazi Kayıtla Vererek Tarhiyatı Kaldırmak İstemektedir.
- Sözleşme Hükmüne Göre Süresi Bitmeden 30 Gün Önce Yenileme İhbarında Bulunulmadığı Takdirde Sözleşmenin Tahsis Bedeli Hariç Aynı Koşullarla 1 Yıl Daha Uzayacaktır.
- İstanbul 3. Vergi Mahkemesi Talebi Reddetmiştir.
- Uyuşmazlık Yeni Bir Sözleşme Yapmadan Veya Şerh Koymadan Bir Hüküm Nedeniyle Sözleşmenin Kendiliğinden Uzayacağına Dair Tartışmadan Kaynaklanmaktadır.
- DVK 2. Maddede Mektup Ve Şerhlerden Bahsedilmekle Beraber Tanımı Yapılmamıştır.
- Şerh Bir Anlatım Ve Yorumla Bir Şeyi Açıklamak İçin Kağıda Yazılmış Bir İfade Olup, Kağıdın Herhangi Bir Yerine Boşluğa Yazılabilir.
- Sözleşmenin Kendiliğinden Uzayacağına Dair Hüküm, Kağıdın Yenilendiğine Dair Şerh Görevi Görmemektedir.
- Vergi Mahkemesi Kararı Bozulmuştur.
14-Danıştay 4. Dairesi,
Esas No: 2015/497,
Karar No: 2015/3174
Sahte Fatura Düzenlediği İleri Sürülen Davacı Hakkında Kendi Adına Düzenlenen Vergi Tekniği Raporunun Tebliğ Edilmemesinin, Davacının Savunma Hakkını Kısıtladığı Hakkında.
- Sahte Belge Düzenlediği İddia Edilen Davacı Vergi Tekniği Raporunun Kendisine Tebliğ Edilmemesi Nedeniyle Savunma Hakkının Kısıtlandığını İddia Etmektedir.
- 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 35 İnci Maddesinin İkinci Fıkrasında Da, Takdir Komisyonu Kararı Üzerine Tarh Edilen Vergilerde Kararın Ve Re’sen Takdiri Gerektiren İnceleme Raporunun Birer Suretinin İhbarnameye Ekleneceği Düzenlemesi Hükme Bağlanmıştır.
- İstanbul Vergi Mahkemesi Talebi Red Etmiştir.
- Danıştay İse; İddia Ve Savunma Hakkı, Birbirini Tamamlamakta Ve Birbirinden Ayrılmaz Niteliğiyle De Hak Arama Hürriyetine Temel Oluşturmaktadır. Hak Arama Hürriyeti, Önemi Nedeniyle Yalnız Toplumsal Barışı Güçlendiren Dayanaklardan Biri Değil, Aynı Zamanda Bireyin Adaleti Bulma, Hakkı Olanı Elde Etme, Haksızlığı Önleme Uğraşının Da Aracıdır. Savunma Hakkının Öznesi, Suçlanan Kişidir.
- Kişinin, Savunma Seçeneklerini Değerlendirebilmesi İçin, Öncelikle Kendisine Yöneltilen Suçlamanın Varlığını Ve Sebeplerini Bilmesi Gerekir. Çağdaş Bir Hukuk Düzeninde Bu Hakkın Kullanılması, Olabildiğince Kolaylaştırılmalı; Olumlu Ya Da Olumsuz Sonuç Almayı Geciktiren, Güçleştiren Engeller Kaldırılmalıdır.
- Savunma Hakkının Belirtilen Şekilde Kullanılabilmesi İse; İddia Olunan Fiile İlişkin Tespit Ve Kanıtların Bilinmesi, Buna Bağlı Olarak Karşı Argümanlar Geliştirilerek Aksi Yönde Tespit Ve Kanıtların Sunulmasıyla Mümkündür.
- Anılan Anayasa Hükümleri, Ülkemizin Taraf Olduğu Uluslar Arası Sözleşmelerle Güvence Altına Alınmış Bulunan Ve ”Hukuk Devletinin Vazgeçilmez İlkelerinden Olan Hak Arama Özgürlüğü”, “Adil Yargılanma Hakkı” Ve “Mahkemeye Başvuru Hakkı” İlkeleri İle Doğrudan İlgili Olup, Söz Konusu Temel Haklara Anayasal Bir Değer Yüklediği Açıktır.
- Anayasa Mahkemesinin 14.07.1998 Günlü E:121997/41 K:1998/47 Sayılı Kararında; Avrupa İnsan Haklarını Ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin, Savunma Hakkının Önemini Ve Gereğini Vurgulayan 6. Maddesini De Dikkate Alarak Savunma Hakkının Niteliğini Vurguladığı, Herkesin Kendisine Yönelik İsnadın Nedeninden Ve Niteliğinden En Kısa Zamanda, Anladığı Bir Dille Ve Ayrıntılı Olarak Haberdar Edilmek Hakkına Sahip Olduğu; Olayı, İsnadın Nedenini Ve Hukukî Niteliğini Bilmeyen Kişinin Kendisini Yeterince Savunamayacağının Açık Olduğu, Bu Hususun, Savunma Hakkının Temelini Oluşturduğu Belirtilmiştir.
- Mükelleflerin Uzlaşma, Dava Açma Ve Savunma Gibi Yasal Haklarını Kullanabilmeleri İçin Tarhiyatın Dayanağı Olan Ve Tarhiyatın Yapılma Nedeni İle Matrah Farkının Tespitine İlişkin Hesaplamaların Nasıl Yapıldığına Dair Açıklamaları İçeren Takdir Komisyonu Kararının, Vergi İnceleme Raporunun Veya Tarhiyata Dayanak Alınan “Mükellef Adına” Düzenlenmiş Vergi Tekniği Raporunun İhbarnameye Eklenmesinin Gerekli Olduğu Anlaşılmaktadır.
- Vergi Mahkemesi Kararı Bozulmuştur.
15-Danıştay 4. Daire,
Esas No: 2010/3320,
Karar No: 2014/805
Şüpheli Hale Gelen Alacaklar İçin Şüpheli Alacak Durumu Devem Ettiği Sürece Karşılık Ayrılabilir.
- Vergi Mahkemesi, Mükellefleri Vergi Planlaması Yapabilme İmkanı Yaratacağı Gerekeceğinden Şüpheli Hale Gelinen Yıl Dışında Karşılık Ayrılmasının Mümkün Olmadığına Karar Vermiştir.
- Danıştay Şüpheli Alacak İçin Madde De Sayılan Hususların Varlığı Olduğunu, Madde De Alacağın Şüpheli Hale Geldiği Dönemde Karşılık Ayrılacağına Dair Düzenleme İçermediğine Hükmetmiştir.
- Dönemin Geçmesiyle Şüphelilik Hali Kalkmamaktadır, Aksi Durumda Mükellefe Sağlanan Hak Kaybolacaktır.
- Davacının Temyiz Talebi Kabul Edilmiştir.
16-Danıştay 9. Daire,
Esas No: 2014/4977,
Karar No: 2014/4573
Sahte Belge Kullanımının Vergi İncelemesi Yerine Takdir Komisyonuna Dayanarak KDV İndirimlerinin Reddi Yasalara Aykırıdır.
- Davalı İdare, İstanbul Vergi Mahkemesinin Kararını Temyiz Etmiştir
- Danıştay, İdari İşlem Ve Tasarrufların Yetki Kapsamında İncelenmesi Ve Yapılan İşlemlerin Hukuk Sınırları İçerisinde Kalması Gerekmektedir.
- Takdir Komisyonlarının Görevi Matrah Takdiri Olup, KDV İndirimlerinin Reddi Yönünde İşlem Tesis Edemezler.
- Mahkeme Kararı Onanmıştır.
17- Danıştay 4. Dairesi,
Esas No: 2012/6316
Karar No: 2015/7581
Örtülü Sermaye Kullanımında Ödünç Parayı Kullanan Taraf Adına Vergi Matrahı Çıkmadığı Sürece, Zarar Hali Olduğu Müddetçe, İştirak Kazancı İstisnası Olarak Karşı Taraf Düzletmesi Yapılmayacağı Hk.
- Davacı Şirketin Borç Verdiği İlişkili Şirketler Tarafından Sermayesinin Üç Katını Aşan Bu Borçlanmanın Örtülü Sermaye Niteliğinde Olmasından Dolayı Ödenen Faizin Kanunen Kabul Edilmeyen Gider Olarak Kurum Kazancına İlave Edilmesine Karşın İlgili Dönemde Zarar Beyan Edilmesi Nedeniyle Davacı Şirketçe İştirak Kazancı İstisnası Kapsamında Değerlendirilemeyen Faiz Gelirlerinin Aksine Bu Kapsamda Olması Gerektiği İhtirazi Kayıtla Verilen 2011 Yılı Kurumlar Vergisi Beyannamesi Üzerine Fazladan Tahakkuk Eden Verginin Kaldırılması Talebinde Bulunmaktadır.
- 1 Seri No.Lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nin 12.4.1. Bölümünün Üçüncü Paragrafında Yer Alan “Şartların Varlığı Halinde” İbaresi İle Aynı Bölümünün Son Paragrafında Yer Alan “Örtülü Sermaye Kapsamındaki Finansmanı Kullandıran Kurum Nezdinde Yapılacak Düzeltmede Dikkate Alınacak Tutar, Kesinleşen Ve Ödenen Tutar Olacaktır” İbaresinin Şartların Ne Olduğu Yönünde Herhangi Bir Açıklama Bulunmadığı,
- Örtülü Sermaye Kapsamında Elde Edilen Faiz Gelirinin Kar Payı Sayılmasına İlişkin Kanunda Herhangi Bir Şartın Yer Almadığı, Öte Yandan, Kanunun 12/7’nci Maddesinde Belirtilen Verginin Kesinleşmesini Tarhiyatın Kesinleşmesi Olarak Anlaşılması Gerektiği,
- Buna Göre, Düzeltmede Dikkate Alınacak Tutar, Kesinleşen Ve Ödenen Tutar Olacaktır Şeklindeki Düzenlemenin Eksik Olduğu İddia Edilerek Genel Tebliğin Dava Konusu Edildiği Anlaşılmaktadır.
- Danıştaya Göre Örtülü Sermaye Müessesesi İle Normal Ticari Faaliyetin Niteliği Değiştirilmemektedir. Borç İlişkisinin Niteliği Değiştirilmemektedir. Sadece Mükerrer Vergilendirme Durumunun Önlenmesi Amacıyla Kâr Payı Sayılma Durumu Söz Konusudur. Örtülü Sermaye Müessesesinin İlişkin Hükmün Konuluşundaki Temel Maksat; Vergiye Tabi Kurum Kazancının Oluşumunda Öz Sermeye Üzerinden Ödenen Veya Hesaplanan Faiz Gibi Sonuç Doğuracak Dolaylı (Peçeleme, Örtülü) Yollardan Yürütülen İşlemlerin Borç Kullanan Tarafta Ortaya Çıkaracağı Aynı Etkilerin Giderilmeye Çalışılmasıdır.
- Normal Ticari İşlemin Niteliği Herhangi Bir Değişikliğe Uğratılmamakta Olup Sadece İşlemin Düzeltilmesi Halinde Diğer Tarafta Oluşturacağı Mükerrer Vergilendirmenin Önlenmesi Amacıyla İşlem Kâr Payı Dağıtımı Olarak Sayılmaktadır.
- Bu İtibarla, Borç Kullanan Nezdinde Yapılacak Düzeltme Her Zaman Yapılması Zorunlu Bir Durum Olmasına Rağmen Borç Veren Nezdinde Kâr Payı Sayılma Durumunun Ortaya Çıkacağı Düzeltme Hakkı Ancak Borç Kullanan Kurumun Örtülü Sermayeye İlişkin Tespit Edilen Matrah Farklarının Vergilendirilmiş Ve Tahakkuk Eden Vergilerinde Ödenmiş Olmasına Bağlıdır.
- Örtülü Sermayeye İlişkin Tespit Edilen Matrah Farkı Kadar Kısmın Borç Veren Nezdinde Vergilendirilmiş Ve Vergilerinin De Ödenmiş Olması Gereklidir.
- Borç Kullanan Kurumun Kazancına Örtülü Sermaye Nedeniyle Tespit Edilen Farkın Eklenmesi Halinde Hâlâ Zarar Olması Veya Bu Nedenle Oluşan Fark Kadar Vergi Matrahının Artmamış Olması Halinde; Borç Veren Nezdinde Düzeltme Yapılmasına İmkan Sağlanması Halinde Örtülü Sermaye Düzenlemesi; Vergi Güvenlik Sistemi Olmaktan Çıkıp Vergi Planlamasına İzin Veren Bir Teşvik Müessesesine Dönüşür.
- Diğer Taraftan, Genel Tebliğin Dava Konusu Edilen “Örtülü Sermaye Kapsamındaki Finansmanı Kullandıran Kurum Nezdinde Yapılacak Düzeltmede Dikkate Alınacak Tutar, Kesinleşen Ve Ödenen Tutar Olacaktır.” Bölümü Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 12/7. Maddesinin İzahatı Niteliğinde Olup Bu Açıklamaların, Söz Konusu Madde Hükmüne Aykırı Herhangi Bir Hususu İçermediği Görülmektedir.
- Öte Yandan, Genel Tebliğde Borç Veren Tarafından Düzeltme Yapılırken, Faiz Gelirlerinden Örtülü Sermayeye İsabet Eden Kısımlar Kâr Payı Geliri Olarak Dikkate Alınacağı Açıkça Belirtilmiş Ve Örtülü Sermaye Kapsamında Elde Edilen Faiz Gelirinin Kar Payı Sayılmasına İlişkin Herhangi Bir Koşul Getirilmemiş Olup Kâr Payı Geliri Olarak Dikkate Alman Bu Kısmın İştirak Kazançları İstisnası Olarak Vergiden İstisna Edilebilmesi İçin Şartların Varlığının Aranacağı İfade Edilmiştir.
- Nitekim, Kanun Örtülü Sermaye Kullanan Kurum Adına Tarh Edilen Vergilerin Kesinleşmiş Ve Ödenmiş Olması Şartını Aramaktadır Ki, Genel Tebliğde Bu Koşulların Kastedildiği Açıktır. Bu Bakımdan, İlgili Kanun Maddesine Uygun Olarak Düzenlenen İhtilaf Konusu Düzenlemede Hukuka, Kamu Yararı Ve Hizmet Gereklerine Aykırılık Bulunmamıştır.
18-VDDK,
Esas No: 2015/1073
Karar No: 2016/141
Süresi Geçtikten Sonra Verilen Beyannameye Konulan İhtirazi Kaydın Beyanname Üzerinden Yapılan Tahakkuka Etkisi Bulunamamaktadır.
- İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 27. Maddesinin 3. Fıkrasında İhtirazi Kayıtla Verilen Beyannameler Üzerinden Tarh Edilen Vergilere Karşı Dava Açılmasının Tahsil İşlemlerini Durdurmayacağı, Bunlar Hakkında Yürütmenin Durdurulması İstenebileceği Kurala Bağlanmıştır.
- Böylece, Zamanında Verilen Beyannameye İhtirazi Kayıt Konulması, Beyanname Üzerinden Tarh Edilen Verginin İhtirazi Kayıt Konulan Kısmının Dava Konusu Edilebilmesini Olanaklı Kılmıştır.
- Vergi Usul Kanunu’nun 378. Maddesinin 2. Fıkrasında, Mükelleflerin Beyan Ettikleri Matrahlara Ve Bu Matrahlar Üzerinden Tarh Edilen Vergilere Karşı Dava Açamayacakları Düzenlenmiştir.
- Beyan Üzerinden Alınan Vergilere Ait Matrahın İhtirazi Kayıtla Beyanı, Beyannamenin Vergi Kanunlarında Öngörülen Zamanlarda Verilmesi Koşuluna Bağlıdır.
- Süresi Geçtikten Sonra Verilen Beyannameye Konulan İhtirazi Kaydın İse Beyanname Üzerinden Yapılan Tahakkuka Etkisi Bulunmamaktadır.
19- Danıştay 4. Dairesi,
Esas No: 2015/2533
Karar No: 2015/6979
Grup Şirketlerine Kredi Devri KDV Gerektirmemektedir.
- Davacı Şirket Tarafından Kendi Ticari İtibarını Kullanarak Çeşitli Bankalardan Temin Edilen Kredilerin Holding Bünyesindeki Grup Şirketlerine Aktarılmış Ve Aktarılan Krediler İçin Faiz Tahakkuk Ettirilmiştir.
- Davacı Şirketin Grup Şirketlere Kredi Vermek Suretiyle Finansman Hizmeti Sağladığı Ve Bu Finansman Hizmeti Nedeniyle Tahakkuk Ettirdiği Faiz Geliri İçin Katma Değer Vergisi Hesaplaması Gerektiği İleri Sürülerek Devreden Katma Değer Vergisinin Azaltımına İlişkin Rapor Düzenlenmiş Ve Bu Raporun İptali İstemiyle Dava Açılmıştır.
- Davacı Şirketin Grup Şirketlere Aktardığı Kredi Nedeniyle Katlandığı Tüm Masrafların Aynen Grup Şirketlerine Aktarıldığı, Aktarılan Bu Masraflar Dışında Başka Herhangi Bir Ad Altında Gelir Elde Edilmediği, Davacının Asıl Faaliyetinin Kredi Vermek Ve Finansman Aracılık Hizmeti Yapmak Suretiyle Kazanç Elde Etmek Olmadığı İleri Sürülmüştür.
- Bu Durumda, Grup Şirketlere Aktardığı Kredi Nedeniyle Katlandığı Tüm Masrafların Aynen Grup Şirketlerine Aktarıldığı, Aktarılan Bu Masraflar Dışında Başka Herhangi Bir Ad Altında Gelir Elde Edilmediği, Davacının Asıl Faaliyetinin Kredi Vermek Ve Finansman Aracılık Hizmeti Yapmak Suretiyle Kazanç Elde Etmek Olmadığı Yönünde İddialarının Aksi Yönde Bir Tespitin Olmadığı Dikkate Alındığında Grup Şirketlere Kredi Vermek Suretiyle Katma Değer Vergisine Tabi Bir Finansman Hizmeti Sağladığı Söylenemez.
- Dolayısıyla, Holdingleşmenin Amacına Uygun Olarak, Davacı Şirket Tarafından Grup Şirketlere Aktarılan Krediler, Sunulan Bir Finansman Hizmeti Niteliğinde Değildir.
- Bu Nedenle, Davacı Şirket Tarafından Hesaplanması Gereken Katma Değer Vergisi De Bulunmadığından Aksi Gerekçeyle Davayı Reddeden Vergi Mahkemesi Kararında Hukuka Uyarlık Görülmemiştir.
20- Danıştay 4. Dairesi,
Esas No: 2012/5419
Karar No: 2015/4852
Ticari Faaliyette Devamlılık Kavramı İçin Hem Alım, Hem De Satım İşlemleri Gerekmektedir. Ayrıca, Kazanç Elde Etme Amacının Sorgulanması Gerekmektedir.
- Davacının 2007 Yılında Satın Alınan 1 Adet Taşıtı Aynı Yıl, 2008 Yılında Alınan 1 Adet Taşıtı 2009 Yılında Sattığı, 2009 Yılında Satın Alınan 1 Adet Taşıtı (Motosiklet) Halen Kullandığı, 2010 Yılında Alman 3 Adet Taşıtın 2 Tanesinin 2010 Yılında 1 Tanesinin De 2011 Yılında Satıldığı, 2011 Yılında İse 1 Adet (Traktör) Taşıt Satın Aldığı Ve Halen Kullandığı, Araçları Kullanmak İçin Aldığı, Paraya İhtiyacı Olduğunda Sattığı, Herhangi Bir Kar Amacı Güdülmediği Hususları Davacı Nezdinde Düzenlenen 08.09.2011 Tarihli Yoklama Tutanağı İle Tespit Edilmiştir.
- Ancak Bir Faaliyetin Ticari Faaliyet Olabilmesi İçin, Hem Alım Satımlarda Devamlılık Ve Süreklilik Bulunması Hem De Kazanç Elde Etme Amacıyla Yapılmış Olması Zorunludur.
- Aksi Takdirde Bu Şartları Taşımayan Bir Faaliyeti Ticari Faaliyet Olarak Kabul Etmek Hayatın Olağan Akışı İle Ticari İcaplara Da Uygun Düşmez.
- Davacının 2007, 2008 Ve 2010 Yıllarında Toplam Beş Adet Araç Alım Satımı Yaptığının Tespit Edilmesi Üzerine Adına Mükellefiyet Tesis Edilmiştir.
- Ancak Araç Alım Satımlarının Değişik Yıllara Yayıldığı,
- Kar Amacı Güdülerek Ve Bu Satışlardan Kar Elde Edildiği Yönünde Somut Bir Tespitin Bulunmadığı Göz Önüne Alındığında,
- Ticari Faaliyetin Varlığının En Önemli Unsurları Olan Devamlılık Ve Süreklilik İle Kazanç Elde Etme Amacı Koşullarının Olayda Gerçekleştiğini Kabul Etmek Mümkün Değildir.
- Bu Durumda Davacının, Ticari Faaliyet Bulunduğu Hususunda Somut Bir Tespit Bulunulmadan Tesis Edilen Mükellefiyet İşleminde Ve İşleme Karşı Açılan Davayı Reddeden Mahkeme Kararında Hukuka Uyarlık Görülmemiştir.
21- Danıştay 3. Dairesi,
Esas No : 2006/3799,
Karar No : 2007/414
Davacının Personeli “İşe İade Etmeyerek” Yaptığı Yasal Ödemenin Ücret Mahiyetinde Vergilendirilmesine İmkan Yoktur.
- İş Sözleşmesi İşveren Tarafından Feshedilen Davacının, Açtığı Davada Aktin Feshinin Geçersizliğine Ve Davacının İşe İadesine Karar Verildiği; Süresinde İşe İadesini İsteyen Davacının Bu İstemi Yerine Getirilmeyerek İşe Başlatılmadığı; Dört Aya Kadar Olmak Üzere Kararın Kesinleşmesine Kadar Olan Sürede Doğan Ücret Ve Hakları Dışında İşe Başlatılmaması Nedeniyle Dört Aylık Ücretinin De Tazminen Ve İş Mahkemesi Kararı Gereğince Davacıya Ödenmesi Sırasında Bu Ödemelerden Gelir Vergisi Kesintisi Yapıldığında Çekişme Bulunmamaktadır.
- Danıştay, İşe İade Etmeyerek Çalışma İlişkisini Sona Erdiren İşveren Tarafından Yargı Kararında Öngörüldüğü İçin Ödenen Tazminat, Ücret Sayılan Ödemelerin Ortak Özelliklerini Taşımadığından, Bu Ödemelerden Gelir Vergisi Kanunu’nun 61’inci Maddesi Ve 94’üncü Maddesinin Birinci Fıkrasına Bağlı (1) İşaretli Bent Uyarınca Vergi Kesintisi Yapılmasına Olanak Bulunmamaktadır.
- Danıştay, Yargı Kararıyla İşe İadesine Karar Verilen Davacıya, Başvurusuna Rağmen İşe Başlatılmayarak İşsiz Bırakılması Nedeniyle İşverence Yapılan Bu Ödemenin; Gelir Vergisi Kanunu’nun 25’inci Maddesinin Birinci Fikrasına Baglı (1) İşaretli Bentte Vergiden Müstesna Tutulan İşsizlik Sebebiyle Verilen Tazminat Niteliğinde Olduğu Halde, 25’inci Maddede Sadece Çalışanlara Ödenen Kıdem Tazminatının 24 Aylığı Aşmayan Kısmının Vergiden Müstesna Tutulduğuna Dayanılarak Verilen Hükmün Bozulması Gerektiğine Karar Vermiştir.
22- Danıştay 4. Dairesi,
Esas No: 2012/8339
Karar No: 2016/337
Götürü Gider İndirimi İçin Belgesi Temin Edilemeyen Bir Harcamanın Olduğunun Ve Bu Harcamanın Muhasebe Kayıtlarına İntikal Ettirildiğinin İspatına Gerek Bulunmamaktadır.
- Gelir Vergisi Kanunu’nun 40. Maddesinin 1. Fıkrası Uyarınca, Ticari Kazancın Elde Edilmesi Ve İdame Ettirilmesi İçin Yapılan Ve Belgelendirilmesi Gereken Genel Giderlere İlaveten, Yurt Dışındaki İşlerle İlgili Giderlere Karşılık Olmak Üzere Hasılatın Binde Beşini Aşmamak Şartıyla Götürü Giderin Kazançtan İndirilebileceği Herhangi Bir İspat Şartına Bağlı Olmaksızın Düzenlenmiştir.
- Götürü Gider İndirimi İçin Belgesi Temin Edilemeyen Bir Harcamanın Olduğunun Ve Bu Harcamanın Muhasebe Kayıtlarına İntikal Ettirildiğinin İspatına Gerek Bulunmamakta Olup,
- Yurtdışı Hasılatının Binde Beşini Geçmediği Halde, Yasal Defterlere Kaydedilmeyen Yurtdışı Giderlerinin Fiilen Yapıldığının İspatlanamadığı İddiasıyla Götürü Gider Uygulamasına Tabi Tutulmaması Gerektiği Gerekçesiyle İkmalen Salınan Vergi Ve Kesilen Cezada Hukuka Uyarlık Görülmemiştir.
23- Danıştay 4. Dairesi,
Esas No: 2016/1411
Karar No: 2016/932
Yurtdışı Zarar Telafi Fonları Gelir Olarak Kazancın Tespitinde Dikkate Alınmalıdır.
- Davacı Şirkete Yurt Dışından Zarar Telafi Fonu Adı Alanda Getirilen Paraların Aslında “Verilen Hizmetin Bedeli” Niteliğinde Olduğu Anlaşılmaktadır.
- Söz Konusu Fonların Gelir Olarak Kanuni Defterlere Kaydedilmesi Gerektiğinden, Bu Bedellerin İlgili Dönem Kurum Kazancına Eklenmesi Yerindedir.
24- Danıştay 4. Dairesi,
Esas No: 2010/792
Karar No: 2011/899
İmha Edilen Malların KDV Sinin Düzeltilmesi
- Vergi Kanunlarında Zayi Olan Mal Veya Zayi Olma Kavramlarının Ne Anlama Geldiği Hususunda Bir Açıklamaya Yer Verilmemiştir. Bu Nedenle Zayi Olmanın Kelime Anlamının Ortaya Konulması Gerekir.
- Zayi Kavramı Sözlükte, Kaybolma, Yitme, Kayıp, Yok Olmuş, Elden Çıkmış, Mahvolmuş Olarak Tanımlanmıştır.
- Bu İtibarla, Sebebi Ne Olursa Olsun İlgili Mevzuat Uyarınca Teşkil Edilen Resmi Komisyonlar Veya Takdir Komisyonu Huzurunda İmha Edilen Malların Yitip Gittiği Açıktır.
- Bu Çerçevede, İmha Edilen Stoklara İlişkin Olarak Yüklenilen Ve İndirim Konusu Yapılan Katma Değer Vergisi Tutarlarının İndirimlerden Çıkarılmasında Hukuka Aykırılık Görülmemiştir.
25- Danıştay 9. Dairesi,
Esas No: 2012/9423
Karar No: 2015/8802
Yurtdışı Sayılan Serbest Bölgelere Verilen Gümrük Müşavirliği Hizmetinin, 3065 Sayılı Kanunu’nun 12. Maddesi Uyarınca Yurtdışındaki Müşteriye Yurtdışında Verilen Hizmet Kapsamında Olduğunun Kabulü Gerekmektedir.
- KDVK’nun 17/4-1 Maddesi Hükmünden, Hizmetin Serbest Bölgede Faaliyet Göstersin Ya Da Göstermesin Herhangi Bir İşletme Tarafından Yürürlükteki Mevzuata Göre Belirlenen Usul Ve Esaslara Uygun Olarak, Fiilen Serbest Bölge Sınırları İçinde İfa Edilmesi Halinde Katma Değer Vergisi İstisnası Uygulanacağı Anlaşılmaktadır.
- KDVK’nda Mal Tesliminde Katma Değer Vergisi İstisnası İçin Serbest Bölgelerin Açıkça Sayılarak Serbest Bölgeye Yapılan Teslimlerin Yurt Dışına Yapılmış Sayılması, Ancak Hizmet İhracında Katma Değer Vergisi İstisnasında Serbest Bölge İfadesine Yer Verilmediği Görülmekteyse De Bu Durum Yurt Dışı İfadesine Siyasi Ve Coğrafi Anlam Yüklenmesi Halinde Geçerli Olmakla Birlikte Ticari Ve Ekonomik Anlamda Serbest Bölgelerin Yurt Dışı Kabul Edilmek Gerektiği Gerçeğini Değiştirmemektedir.
- Bu Nedenle, Yurtdışı Sayılan Serbest Bölgelere Verilen Gümrük Müşavirliği Hizmetinin, 3065 Sayılı Kanunu’nun 12. Maddesi Uyarınca Yurtdışındaki Müşteriye Yurtdışında Verilen Hizmet Kapsamında Olduğunun Kabulü Gerektiğinden Serbest Bölgenin Yurtdışı Sayılmaması Nedeniyle Davacı Adına Yapılan Tarhiyatta Hukuka Aykırılık Görülmediği Gerekçesiyle Açılan Davayı Reddeden Vergi Mahkemesi Kararında Hukuka Uyarlık Bulunmamaktadır.
26- Danıştay 3. Dairesi,
Esas No: 2012/4440
Karar No: 2015/6277
SMMM Olan Davacının Bağlı Bulunduğu Vergi Dairesi Tarafından Ödeme Emri Düzenlenmesinde Hukuka Aykırılık Bulunmamaktadır.
- Antalya 2. Vergi Mahkemesinin Davacının, Muhasebecilik Hizmeti Sunduğu Şirketin Defterlerinde Kayıtlı Olduğu Tespit Edilen Sahte Faturalar Sebebiyle Yapılan Tarhiyattan Sorumlu Olup Olmadığı, Sorumluluğu Var İse, Bunun Ne Suretle Gerçekleşmiş Olduğu, Şirket Adına Tarhiyat Yapılıp Yapılmadığı, Tarhiyatın; Aşaması, Kesinleşmesi, Miktarı Gibi Sebeplerin Göz Önüne Alınması Gerektiğinden, Beyannamelerini İmzaladığı Asıl Borçlu Şirketin Bağlı Olduğu Vergi Dairesi Müdürlüğü Yerine Davacının Bağlı Olduğu Vergi Dairesi Müdürlüğü Tarafından Düzenlenen Ödeme Emrinde Hukuka Uyarlık Bulunmadığı Gerekçesiyle Ödeme Emri İptal Edilmiştir.
- Olayda, Davacının Sahte Olduğu Anlaşılan Bir Kısım Faturalar İle Belgesi Temin Edilemeyen Gider Adı Altında 332.047,50- TL’yi Defterlerini Tutup Beyannamelerini İmzaladığı Şirket Kayıtlarına İntikal Ettirdiği Yolundaki Saptamaları İçeren Vergi İnceleme Raporuna Dayanılarak, Şirket Tüzel Kişiliği Adına Salınan Kurumlar Vergisi Ve Fer’ilerinden Oluşan Borçlardan Müştereken Ve Müteselsilen Sorumlu Tutularak Bağlı Bulunduğu Vergi Dairesi Müdürlüğü Tarafından Düzenlenen Ödeme Emrine Karşı Dava Açıldığı Anlaşılmıştır.
- Dava Konusu Ödeme Emrinin, Yukarıda Kuralına Yer Verilen Hükümler Uyarınca, Davacının Bağlı Bulunduğu Vergi Dairesi Tarafından Düzenlenmesinde Hukuka Aykırılık Bulunmadığından, 213 Sayılı Kanun’un Mükerrer 227. Maddesi Uyarınca Davacının Sorumluluğu Bulunup Bulunmadığı Yönünde Araştırma Yapılıp Sonucuna Göre Karar Verilmesi Gerekirken, Aksi Gerekçeyle Verilen Vergi Mahkemesi Kararı Bozulmuştur.
27- Danıştay 9. Dairesi,
Esas No: 2013/10262
Karar No: 2015/4246
Otokopi Yoluyla Çoğaltılan Kağıda İlişkin Damga Vergisinde Somut Delil (Kanun Değişti)
- Olayda, Davacı Hakkında Düzenlenen Vergi İnceleme Raporunda, Ödünç Sözleşmelerinin İki Nüsha Olarak Düzenlenmelerinin Zorunlu Olduğu, Ayrıca Davacının Kanunen Düzenlemek Zorunda Olduğu İki Nüshasının Otokopili Kağıt Kullanılmak Suretiyle Düzenlediğinden Bahisle İkinci Nüshalardan Dolayı Vergi Ziyaı Cezalı Damga Vergisi Tarhiyatı Yapılması Gerektiği Belirtilmiş İse de,
- Davacının Sözleşmenin Bir Nüsha Bir Suret Olarak Düzenlendiği İddiası Karşısında, Var Olduğu Kabul Edilen Taraflarca Ayrıca İmzalanmış İkinci Nüshaların Düzenlendiği Hususunun Somut Olarak Tespit Edilerek Ortaya Konulmadığı,
- Bunun Yanısıra, Otokopili Kağıt Kullanılmak Suretiyle Çoğaltılan Örneklerinin İse Sözleşmenin Taraflarınca İmzalandığına İlişkin Bir Tespite De Yer Verilmediği Görüldüğünden Otokopili Kağıt İle Çoğaltılan Örneklerinin Nüsha Olarak Kabulüne İmkan Bulunmadığı Sonucuna Varıldığından Varsayım Ve Kanaate Dayalı Olarak Yapılan Dava Konusu Vergi Ziyaı Cezalı Damga Vergisi Tarhiyatında Hukuka Uyarlık Bulunmamaktadır.
28-VDDK,
Esas No: 2015/243
Karar No: 2015/275
Vergi Hatası 213 Sayılı Kanun’un 3. Maddesinde Öngörülen Yorum Tekniklerine Başvurmadan, İlk Bakışta Anlayabileceği Açıklıktaki Vergilendirme Yanlışlıklarıdır.
- Vergi Usul Kanunu’na Göre Vergi Yükümlülerince, Vergilendirmeye İlişkin Bir Olayın Düzeltme Yoluyla Yargı Önüne Getirilebilmesi Ve Vergi Hatasının Varlığından Söz Edilebilmesi İçin, Hukuksal Sorun Olarak Çözümlenmesi Gerekmeyen Açık Ve Mutlak Bir Hata Bulunduğunun Belirlenebilmesi Gerekir.
- Başka Bir Anlatımla, İdareden Düzeltilmesi Talep Edilebilecek Vergi Hataları, Kendisinden Düzeltme İsteminde Bulunulan İdari Makamın Veya Uyuşmazlık Halinde Yargı Yerinin, 213 Sayılı Kanun’un 3. Maddesinde Öngörülen Yorum Tekniklerine Başvurmadan, İlk Bakışta Anlayabileceği Açıklıktaki Vergilendirme Yanlışlıklarıdır.
- Olayda, Damga Vergisinin Konusunu Oluşturan “Talep Ve Taahhütname” Başlıklı Kağıtların Hukuki Niteliğinin Ortaya Konulabilmesi, 488 Sayılı Kanun’un 1, 4 Ve 10. Maddeleri İle Eki (I) Sayılı Tabloda Yer Alan Hükümlerin Değerlendirilmesine Ve Yorumlanmasına Bağlı Olduğundan, Uyuşmazlık, Düzeltme Ve Şikayet Kapsamında Değerlendirilemez.
29-Danıştay 4. Dairesi,
Esas No: 2013/7569
Karar No: 2016/853
Elektrik Faturalarına İstinaden Tahakkuk Ettirilen Gecikme Faizlerine İlişkin KDV Tahsil Aşamasında Beyan Edilmelidir.
- Elektrik Dağıtım Faaliyeti İle İştigal Eden Davacı Şirketin Abonelik Sözleşmelerine Binaen, Son Ödeme Tarihine Kadar Ödenmeyen Fatura Borcu Dolayısıyla Hesaplanan Gecikme Zammı İçin Tahakkuk Aşamasında Yapılması Gereken Hasılat Kaydının Tahsil Aşamasında Yapılmak Suretiyle Katma Değer Vergisi Matrahlarının Zamanında Beyan Edilmediği Gerekçesiyle Hakkında Düzenlenen Vergi İnceleme Rapor Doğrultusunda Katma Değer Vergisi Tarhiyatı Yapılmıştır.
- Öte Yandan, Konuyla İlgili Olarak Yayımlanan Genel Tebliğdeki “Vade Farkı Faturasının Düzenlendiği Tarih” Ve Sirkülerdeki “Alınan Bedel” Ve “Yapılan Ödemeler” Şeklindeki İfadelerin Tüketici Tarafından Fiilen Yapılmış Bir Ödemeyi İşaret Ettiği, Bu Haliyle Hem Ödeme Zamanının Belirlenerek Gecikme Yaşanan Gün Sayısının Tespiti Hem De İşletilecek Faiz Üzerinden Gecikme Zammı Tutarının Belirlenmesi Ve Dolayısıyla Gecikme Faizinden Doğan Katma Değer Vergisinin Tahakkuk Ettirilebilmesi İçin Fiili Ödemeyi Gerekli Gördüğü De Dikkate Alındığında, Davacı Şirket Adına Yapılan Vergi Ziyaı Cezalı Katma Değer Vergisi Tarhiyatında Hukuka Uyarlık Bulunmamaktadır.
30-Danıştay 4. Dairesi,
Esas No: 2011/9055
Karar No: 2014/911
Bir Hesap Döneminde Birden Fazla Taşınmaz Satışında Devamlılık Yoktur.
- Davacı Aynı Yıl İhale Yoluyla Satın Aldığı 5 Adet Farklı Arsayı Farklı Kişilere “Aynı Yıl İçinde” Satmıştır.
- Vergi Mahkemesince, Davacının 2008 Yılı İçerisinde Çok Sayıda Gayrimenkul Üzerinde Yine Çok Sayıda Tapu İşlemine Taraf Olduğu Ve Gayrimenkul Alım-Satım İşlemlerindeki Yoğunluğu Ticaret Boyutuna Vardırdığı Sonucuna Ulaşıldığından Davacı Adına Salınan Gelir Vergisi İle Kesilen Vergi Ziyaı Cezalarında Ve İşe Başlamayı Zamanında Bildirmemesi Nedeniyle Kesilen Usulsüzlük Cezasında Hukuka Aykırılık Bulunmadığına Karar Verildiği Anlaşılmıştır.
- Danıştay, Uyuşmazlık Döneminde Alınan Beş Taşınmazı İhale Yoluyla Satın Alan Davacının Bu Gayrimenkulleri Aynı Dönem İçinde Satması Dışında Taşınmaz Alım Satımı Faaliyetine Yönelik Başka Bir Tespitin Bulunmaması Karşısında, Yalnızca Bir Yıl İçinde Gerçekleşen Söz Konusu Alım Satımların Devamlılık Arz Ettiğinin Kabulü Mümkün Değildir.
31-VDDK,
Esas No: 2011/40
Karar No: 2011/594
Başvuru Süresi Ve Merci Gösterilmeyen İdari Davaya Konu İşlemler Yok Hükmündedir.
- Başvuru Süresi Ve Merci Gösterilmeyen İdari Davaya Konu İşlemler Hukuken Sakat Doğmuştur.
- İtiraza İlişkin Sürenin Başlaması İmkan Dahilinde Olmadığından Dava Açma Hakları Kaybolmayacaktır.
- Bireyin Hak Arama Hürriyetine Sınırlama Getirilemez.
32-Danıştay 3. Daire,
Esas No: 2009/445
Kanun No: 2011/7534
Kiralanan Binek Otoların KDV leri Gider Veya Maliyet Yazılması Mümkündür.
- Kiralama Faaliyetinde Kullanılmayan Taşıtların KDV Lerinin Gider Ya Da Maliyet Yazılması Yönünde Seçimlik Hak Bulunmaktadır.
- Kiralama Faaliyetinde Kullanılan Araçların İse MTV Si Gider Yazılabilir.
- Vergi Mahkemesi Kararı Onanmıştır.
33-Danıştay 4. Dairesi,
Esas No: 2008/6079,
Karar No: 2011/7112
Mirasçılara Hisseleri Oranında İhbarname Düzenlenmesi Gerekmektedir.
- VUK 12. Maddeye Göre Ölüm Halinde Mükellefin Ödevleri Mirası Reddetmemiş Kanuni Ve Mahsup Mirasçılara Geçecektir.
- Mirasçılardan Her Biri Ölünün Vergi Borçlarından Miras Hisseleri Oranında Sorumlu Olacaklarından Her Bir Mirasçı Adına Hissesi Oranında İhbarname Düzenlenmesi Gerekmektedir.
- İstanbul 9. Vergi Mahkemesi Kararı Onanmıştır.
34-Danıştay 3. Dairesi,
Esas No: 2013/4907,
Karar No: 2014/867
Hakkında 4 Adet Mükelleften Sahte Belge Kullandığı İddiasıyla Vergi Tekniği Raporu Düzenlenen Mükellefin Defter Ve Belgeleri Mahkeme Aşamasında İbraz Etmesi Nedeniyle Vergi Tekniği Raporundaki İddialar İncelenmeksizin Karar Verilmesi Hukuka Aykırıdır.
- Mükellef Mücbir Sebep Olmaksızın Defter Ve Belge İbrazında Bulunmamıştır.
- Konya Vergi Mahkemesi Herhangi Bir Mücbir Sebep Olmaksızın Defter Belge İbrazı Yapılmaması Nedeniyle Özel Usulsüzlük Ve 3 Kat Vergi Zıyaı Cezasını Onamıştır.
- Davacının KDV İndirimleri Red Olmuştur.
- Mükellef Hakkında VTR İle 4 Ayrı Mükelleften Sahte Belge Kullandığı İddiası Vardır.
- Danıştay İbraz Edilen Defter Ve Belgeler Üzerinde İnceleme Yetkisi Olduğu Ve İddia Olunan 4 Mükellefler İle İlgili İddialar İncelenmeksizin Karar Verilmesi Hukuka Aykırıdır.
- Vergi Mahkemesi Kararı Bozulmuştur.
35-Danıştay 4. Dairesi,
Esas No: 2013/3222,
Karar No: 2014/5621
Zamanaşımını Durdurmak Amacıyla Takdir Komisyonuna Sevk Edilen İnceleme Sonucunda Düzenlenen Cezalı Tarhiyatın Reddi Gerekmektedir.
- Takdire Done Olmak Üzere Ve İnceleme Yetkisi Olanların İnceleme Raporlarının Takdir Komisyonunca Done Olarak Kullanılmasında Yasal Engel Olmamakla Birlikte, Bu Usulün VUK 114. Maddesinde Tarhiyatın Vergi Alacağının Doğduğu Takvim Yılından İtibaren 5 Yıl İçinde Yapılmasını Zorunlu Kılan Zamanaşımını Aşmak Amacıyla Kullanılması Kanuni İdare İlkesine Ve Hukuk Güvenliği İlkesine Aykırıdır.
- Takdire Sevk Esnasında Resen Tarh Nedeninin Belirtilmemesi Ve İncelemenin Vergi Denetmenince Yapılması Takdir Komisyonunca Herhangi Bir İnceleme Yapılmaması Karşısında Takdire Sevk İle Zamanaşımının Durduğunun Kabulüne Olanak Yoktur.
- İhbarname Zamanaşımı Dolduktan Sonra Tebliğ Edildiğinden Vergi Mahkemesi Kararından Hukuka Uyarlılık Yoktur.
36-VDDK,
Esas No: 2015/285
Karar No: 2015/280
Vergisi Ödenmemiş Veya Eksik Ödenmiş Olarak Yurda Sokulan Eşyaların KDV’leri Hakkında Gümrük Kanununa Göre İşlem Yapılması Gerekli İken, Asla Bağlı Vergi Zıyaı Cezalarında İse Gümrük İdaresinin Yetkisi Bulunmamaktadır.
- Olay Yatırım Teşvik Belgesine Bağlanmış Bir Yatırıma İlişkin Eşyanın Yurda Girişinde Ceza Düzenleme Yetkisinin Kimde Olduğuna Dair Açılmıştır.
- İstanbul 6. Vergi Mahkemesi Vergi Cezalarında Gümrük Kanununun Geçersiz Olduğunu,
- Danıştay 7. Dairesi İse Vergiyi Tarh Tahakkuk Tahsil Yetkisinin İdarede Olması Nedeniyle Ve İşlemin Açıkça Bir İthalata Dayanması Nedeniyle Yetki Unsuru Nedeniyle Cezanın İptali Mümkün Değildir.
- Danıştay Kararına Karşı, Vergi Mahkemesi Israr Etmiş Olup, VDDK Israr Kararı Uygun Bulunmuştur.
37-Danıştay 4. Dairesi,
Esas No: 2014/4451,
Karar No: 2016/2209
Tekerrür Uygulaması İçin İkinci Fiilin Birinci Fiile İlişkin Cezanın Kesinleşmesinden Sonra Gerçekleşmesi Gerekmektedir.
- İkrazatcılık Yaptığı İddia Edilen Mükellefe 2008/1,3,7,9. Dönemler İçin Matrah Farkı Üzerinden Vergi Zıyaı İçeren Tarhiyat Çıkartılmış Ve E Beyan Verilmediği Gerekçesi İle Özel Usulsüzlük Cezası Kesilmiştir.
- Davacı 2003 Ve 2006 Yıllarında Uzlaşma İle Vergi Zıyaı İçeren Yaptırımlara Tabi Olmuş Ve Bu Nedenle De Tekerrür Hükümlerine Tabi Tutulmuştur.
- Bölge İdare Mahkemesi Tekerrür Hükmü Yönünden Cezanın Kaldırılması Kararı Vermiş, Danıştay Tarafından İse Denizli Vergi Mahkemesi Kararının Kamu Yararına Bozulması İstenmektedir.
- VUK 336: Vergi Ziyaına Sebebiyet Vermekten Veya Usulsüzlükten Dolayı Ceza Kesilen Ve Cezası Kesinleşenlere, Cezanın Kesinleştiği Tarihi Takip Eden Yılın Başından Başlamak Üzere Vergi Ziyaında Beş, Usulsüzlükte İki Yıl İçinde Tekrar Ceza Kesilmesi Durumunda, Vergi Ziyaı Cezası Yüzde Elli, Usulsüzlük Cezası Yüzde Yirmibeş Oranında Artırılmak Suretiyle Uygulanır.
- Anayasa Mahkemesi, 20.05.2010 Tarihli Kararı İle Tekerrür Uygulaması İçin Fiili Nedeniyle Islah Olmayan Faile Daha Ağır Bir Ceza Uygulanması İçin Fiilin Birden Çok Kez İşlenmesinin Yetersiz Olduğu, İkinci Kez Bulunulan Eylemle Belirli Bir Kesinlik İçinde Fail İçin Hangi Eyleme Hangi Cezanın Uygulanacağının Açık Olarak Ortaya Konması Gerektiği Ve Bireyler Tarafından Bunun Kesinlik İçinde Bilinmesi Gerektiği;
- Hukuka Aykırı Eylemden Dolayı Daha Önce Hakkında Ceza Uygulanmamış Failin Fiili İçin Daha Sonraki Tarihte Aldığı Ceza Nedeniyle Tekerrür Hükümleri Uygulanması Hukuk Devleti İlkesine Uygun Değildir.
- Dolayısıyla, Tekerrür Hükmü İçin İlk Eylemin Kesinleşmesinden Sonraki Bir Tarihte İkinci Fiili İşlemesi Gerekmektedir.
- Tekrarlanma, Bir Fiil Nedeniyle Suç İşleyen Kişinin Hüküm Giymesinden Sonra Tekrar Belli Bir Süre İçinde Suç İşlemesi Anlamına Gelmekte Ve Tekerrür Hükmü Caydırıcılığı Temsil Etmektedir.
- Tekerrür İçin Önceki Tarihte İşlenen Fiil Nedeniyle Ceza Kesilmiş Olması Ve Cezayı Takip Eden Takip Eden Yıl Başından İtibaren Madde De Belirtilen Süreler İçinde Tekrar Aynı Cezayı Gerektiren Fiilin Tekrar İşlenmesi Anlamına Gelmektedir.
- Bu Durumda, Tekerrür İçin Ceza Değil, Fiil Esas Alınmalı Ve İkinci Fiil Birinci Cezasının Kesinleşmesinden Sonra İşlenmiş Olmalıdır.
- Madde De Geçen “Yılı İçinde Tekrar Ceza Kesilmesi” Durumunu Ceza Kesilmesini Gerektiren Fiilin Tekrar Edilmesi Anlamında Değerlendirmek Gerekmektedir.
- Tekerrür Hükmünün İlk Cezanın Kesinleşmesinden Önce İşlenen Fiileler Nedeniyle Uygulanması Mümkün Değildir.
- Bölge İdare Mahkemesi Kararı Kanun Yararına Bozulmuştur.
38- VDDK,
Esas No: 2016/202
Karar No: 2016/199
- İdarenin, “Onbeş Gün İçinde İlgili Belgelerin Gerçekliğini İspat Etmesi Ya Da Sahte Veya Yanıltıcı Belgeleri, Bildirim Tarihinden İtibaren Onbeş Gün İçinde İndirim Hesaplarından Çıkararak Beyanlarını Düzeltmesi Gerektiğine, Aksi Halde Özel Esaslara Tabi Tutulacağına” İlişkin Duyurusunun Mükellef Hakkında Tesis Edilmiş Bir İşlem Sayılmayacağı,
- Dolayısıyla Davanın Açılmasına Davalı İdarenin Sebebiyet Verdiğinden Söz Edilemeyeceğinden, Vergi Mahkemesince, Yargılama Giderlerinin Davalı İdare Üzerine Bırakılması Ve Davalı İdare Vekili Lehine Vekalet Ücretine Hükmedilmemesinin Hukuka Uygun Olmadığına Karar Verilmiştir.
- Hakkında Vergi Tekniği Raporu Düzenlenmiş Bulunan (…) Ltd. Şti.’Ne Ait Sahte Ve/Veya Muhteviyatı İtibarıyla Yanıltıcı Belge Kullandığı Belirtilen Davacıya, KDV Genel Uygulama Tebliği Uyarınca Özel Esaslar Kapsamına Alınmasına Neden Olan Belgeleri, Bildirimden İtibaren (15) Gün İçerisinde İndirim Hesaplarından Çıkarıp, Beyanlarını Düzeltmesi Veya Belgelerin Gerçekliği Ve Doğruluğunun İspat Edilmesi Gerektiği, Aksi Halde Özel Esaslar Düzenlemesine Tabi Tutulup, Dönem Matrahlarının Re’sen Takdir Edileceği Yönündeki İşlem İçin Dava Açılmıştır.
- Mahkeme “… KDV Genel Uygulama Tebliği Uyarınca; Özel Esaslar Kapsamına Alınmanıza Neden Olan Sahte Veya Muhteviyatı İtibarıyla Yanıltıcı Belgeleri …” İfadesi De Yer Aldığından Ve Bu İfadeden Dolayı Dava Açılmasına İdarece Sebebiyet Verildiğinden Yargılama Giderlerinin Davalı İdareden Alınarak Davacıya Verilmesi Gerektiği Gerekçesiyle Davayı İncelenmeksizin Reddetmiş; Yargılama Giderlerinin İse Davalı İdareden Alınarak Davacıya Verilmesine Hükmetmiştir.
- Danıştay 3. Dairesi Dava Dilekçesinin Mahkeme Kayıtlarına Girdiği 09.09.2014 Tarihi İtibarıyla Davacı Hakkında Tesis Edilmiş Bir İşlem Bulunmadığı Ve Bu Durumda, Davanın Açılmasına Davalı İdarenin Yol Açtığından Söz Edilemeyeceğine Karar Vermiştir.
- Vergi Mahkemesi, “… KDV Genel Uygulama Tebliği Uyarınca; Özel Esaslar Kapsamına Alınmanıza Neden Olan Sahte Veya Muhteviyatı İtibarıyla Yanıltıcı Belgeleri …” İfadesinin De Yer Aldığı Hususu, İşlemin Zorlayıcı Bir Nitelik Taşıdığı Ve Yaptırım İçerdiği Hususlarıyla Birlikte Değerlendirildiğinde, Davacıyı Yanıltıcı Nitelikteki Bu İfadeden Dolayı, Dava Açılmasına İdarece Sebebiyet Verildiği, Bu Nedenle, Yargılama Giderlerinin Davalı İdareden Alınarak Davacıya Verilmesi Ve Davalı İdare Vekili Lehine Vekalet Ücretine Hükmedilmemesi Gerektiği Gerekçesiyle İlk Kararının Bozulan Hüküm Fıkrasında Israr Etmiştir.
- Danıştay Üçüncü Dairesinin Kararı Onanmıştır.
39- VDDK
Esas No: 2017/145
Karar No: 2017/227
Sebebi Açıkça Ortaya Konulmadan Vergi Tekniği Raporuna İstinaden Vergi Matrahının Resen Taktiri Yoluna Gidilemez.
- Vergi Mahkemesi; 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3/B, 30, 31, 74, 75 Ve 134. Maddesi Hükümlerine Yer Verdikten Sonra, Sahte Veya Muhteviyatı İtibarıyla Yanıltıcı Belge Kullandığı Hususunda Vergi İncelemesi Yapma Yetkisi Bulunan Takdir Komisyonunca; Davacının Yasal Defter Ve Belgeleri İncelenmeden, (KU) Hakkında Düzenlenen Vergi Tekniği Raporu Doğrudan Dikkate Alınmak Suretiyle Matrah Takdir Edildiği,
- Fatura İçeriği Emtianın, Davacının Faaliyet Konusuyla İlgili Olup Olmadığı, Gerçekte İşletmeye Girip Girmediği, Ödemelerin Ne Şekilde Yapıldığı Ve Bu Hususlara Yönelik Davacı Beyanları Hakkında Araştırma Yapılmadığı Gibi Gerek Davalı İdarece Gerekse Takdir Komisyonunca Açık Ve Net Bir Tespit Ortaya Konulamadığı Gerekçesiyle, Vergilendirmeyi Kaldırmıştır.
- Danıştay 3. Dairesi Takdir Komisyonu Kararı Uyarınca Tarhiyat Yapıldığı, Re’sen Takdiri Gerektiren Sebepler Bulunmadıkça Dönem Matrahının Re’sen Belirlenmesi Yoluna Gidilemeyeceğinden, Söz Konusu Faturaların Gerçek Bir Mal Teslimi Veya Hizmet İfasına Dayanıp Dayanmadığı Hususu Değerlendirilerek, Buna Göre Re’sen Tarh Nedeninin Var Olup Olmadığı Ortaya Konulmadan Davayı, Yazılı Gerekçeyle Sonuçlandıran Vergi Mahkemesi Kararında Hukuka Uygunluk Görülmediği Gerekçesiyle Vergi Mahkemesi Kararını Bozmuştur.
- VDDK Tarafından Vergi Mahkemesinin Israr Kararı Bozulmuştur.
40- Danıştay 9. Dairesi
Esas No: 2013/8535
Karar No: 2016/1137
- Davacı Adına 2007 Yılına İlişkin Yasal Defter Ve Belgelerini İncelemeye İbraz Etmediğinden Bahisle Düzenlenen Vergi İnceleme Raporuna Dayanılarak 2007/Ocak-Aralık Dönemleri İçin Re’sen Tarh Edilen Katma Değer Vergisi İle Tekerrür Nedeniyle Artırılarak Kesilen Vergi Ziyaı Cezasının Kaldırılması İstemiyle Açılan Davayı; Bir Katı Aşan Vergi Ziyaı Cezası Yönünden Kabul Eden, Diğer Kısımlar Yönünden Reddeden Vergi Mahkemesinin Kararının; Dilekçelerde İleri Sürülen Sebeplerle Bozulması İstenilmektedir.
- Danıştay, Olayda, Defter Ve Belgelerin İncelemeye İbraz Edilmemesi Nedeniyle Re’sen Takdire Gidilmesi Yerinde İse De, Davacı Tarafından, Defter Ve Belgelerin İncelenmek Üzere Hazır Olduğu, İstenmesi Halinde İbraz Edilebileceği Hususu Dava Ve Temyiz Dilekçelerinde İleri Sürüldüğünden, Yukarıda Sözü Edilen Re’sen Araştırma İlkesi Uyarınca Vergi Mahkemesince Yükümlünün Defter Ve Belgelerinin İstenilmesi,
- İbraz Edilecek Olan Defter Ve Belgelerden Vergi Dairesinin De Haberdar Edilmek Suretiyle Söz Konusu Belgelerin Gerçekten Alış Yaptığı Emtialara Ait Faturalar Olup Olmadığının Araştırılması Ve Gerçek Alış Faturaları Gözönüne Alınarak Ödenecek Verginin Tespiti İçin Bu Defter Ve Faturalar Üzerinde Gerekirse Bilirkişi İncelemesi De Yaptırılmak Suretiyle Ortaya Çıkacak Sonuca Göre Uyuşmazlık Hakkında Yeniden Bir Karar Verilmesi Gerekmektedir.
41- Danıştay 4. Dairesi
Esas No: 2006/286
Karar No: 2007/913
Bilanço Esasına Göre Defter Tutma Yerine İşletme Defteri Tutulması Nedeniyle Takdir Komisyonuna Gidilmesi Sonucu Matrahı Aynen Kabul Eden Komisyon Kararı Üzerine, Katma Değer Vergisi (KDV) İndirimlerinin Reddedilmesi Yoluyla Tarhiyat Yapılamaz.
- Vergi Mahkemesi, 1999 Yılı Hasılatı Nedeniyle Davacının 01.01.2001 Tarihinden İtibaren Bilanço Esasına Göre Defter Tutması Gerekirken İşletme Hesabı Esasına Göre Defter Tutması Nedeniyle Dönem Matrahının Tespiti İçin Takdir Komisyonuna Sevkedildiği, Takdir Komisyonunca Matrah Artırıcı Bir Delil Bulunmadığı Belirtilerek Beyan Edilen Matrahın Aynen Kabul Edildiği,
- Davalı İdarece, Alışlara Ait Vesikaların Yasada Belirtilen Esaslara Uygun Defterlere Kaydedilmediğinden İndirimlerin Reddi Suretiyle Tarhiyat Yapıldığı,
- Re’sen Takdir Nedeni Bulunmakla Birlikte Takdir Komisyonunca Da Mükellefin Beyanı Aynen Kabul Edildiğinden Ve Defter Kayıtlarının Gerçeği Yansıtmadığı Yolunda Bir Somut Tespit Yapılmadan, İndirimlerin Kabul Edilmemesi Suretiyle Yapılan Tarhiyatta Hukuka Uyarlık Bulunmadığı Gerekçesiyle Tarhiyatın Kaldırılmasına Karar Vermiştir.
- Danıştay Davalı İdarenin Temyiz Talebini Reddetmiştir.
42- VDDK
Esas No: 2010/707
Karar No: 2012/618
- Olayda; Temyize Konu Karara Dayanak Alınan Defter Ve Belgelerin, Davacıya Usulüne Uygun Olarak Tebliğ Edilen Yazı İle İbraz Edilmesi İstenilmiş Olmasına Rağmen, İnceleme Elemanına İbraz Edilmediği Sabittir.
- Davacı, İbraz Etmeme Keyfiyetine Gerekçe Olarak, Hiçbir Neden Göstermediği Gibi Sadece Şifahi Olarak Evrak, Belgeler İle Mal Alış Ve Satış Faturalarını İnceleme Elemanına Götürdüklerini Ancak, Gerek Olmadığı İfade Edilerek Alınmadığını İleri Sürmektedir.
- Defter Ve Belgelerin Muhafaza Biçim Ve Süreleri İle İbraz Yükümlülüğünü Düzenleyen Yasal Hükümler Karşısında, İleri Sürülen Bu Hususların Haklı Mazeret Olarak Kabulü Mümkün Değildir.
- Dolayısıyla, Hiçbir Mücbir Sebep Bulunmaksızın Defter Ve Belgelerini İncelemeye İbraz Etmeyen Davacının Daha Sonra Dava Aşamasında Bunları Mahkemeye İbraz Edebileceği Yönündeki İstemi Vergi İncelemesinden Amaçlanan Sonuçların Ortadan Kaldırılmasına Sebebiyet Verebileceğinden Ve Katma Değer Vergisi Kanunu İle Getirilen Esaslara Uygun Olmadığından, Ara Kararı İle Defter Ve Belgelerin Mahkemeye İbrazının İstenmesi Ve Bu Defter Ve Belgeler Üzerinde Bilirkişi İncelemesi Yaptırılarak Karar Verilmesi Hukuka Uygun Görülmemiştir.
43- Danıştay 3. Dairesi
Esas No: 2013/117
Karar No: 2015/3744
Borçlu Şirket Adına Düzenlenen Ve İlk Vergi Ve Ceza İhbarnamelerinin Şirket Müdürüne Tebliğ Edildiği Adres Bilinen Adres Kapsamında Sayılacağından, Vergi Borçlusu Şirkete Ait (2) No.Lu İhbarnamelerin Söz Konusu Adreste Tebliğine Çalışılmadan Şirketin Ticaret Siciline Kayıtlı Adresinde Tebliğ Edilememesi Neden Gösterilerek İlan Yoluyla Tebliğinde Hukuka Uygunluk Bulunmadığı Hk.
- Danıştay Üçüncü Dairesince Verilen Bozma Kararına Uyan Vergi Mahkemesi Kararıyla;
- Borçlu Şirket Adına Düzenlenen Ve İlk Vergi Ve Ceza İhbarnamelerinin Şirket Müdürüne Tebliğ Edildiği Adres Davalı İdarenin Bilgisi Dahilinde Olup, 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 101. Maddesi Uyarınca Şirketin Kanuni Temsilcisinin Adresi Bilinen Adres Kapsamında Sayılacağından,
- Vergi Borçlusu Şirkete Ait (2) No.Lu İhbarnamelerin Söz Konusu Adreste Tebliğine Çalışılmadan Şirketin Ticaret Siciline Kayıtlı Adresinde Tebliğ Edilememesi Neden Gösterilerek İlan Yoluyla Tebliğinde Hukuka Uygunluk Bulunmadığı,
- Bu Durumda Usulüne Uygun Kesinleşmeyen Vergi Ve Cezaların Tahsili Amacıyla Düzenlenen Ödeme Emirlerinin De Hukuka Aykırı Olduğu Gerekçesiyle Ödeme Emirlerini İptal Etmiştir.
- Mahkeme Kararlarının Danıştay Tarafından Bozulması Halinde, Mahkemelerce Bozmaya İlişkin Kararlar Üzerine Yeniden Verilen Kararlara Karşı Yapılan Temyiz Başvurularının, Bozma Kararındaki Esaslara Uyulup Uyulmadığı Yönünden İncelenebileceği, Temyiz İstemine Konu Yapılan Kararın Danıştay Üçüncü Dairesinin 09.04.2012 Gün Ve E. 2010/6347, K. 2012/1146 Sayılı Kararındaki Esaslar Doğrultusunda Verildiği Anlaşıldığından, Temyiz Dilekçesinde İleri Sürülen Sebepler Sözü Edilen Kararın Bozulmasını Gerektirecek Nitelikte Görülmemiştir.
Ali ÇAKMAKCI, Yeminli Mali Müşavir, Bağımsız Denetçi, E. Hesap Uzmanı, This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it./taxauditingymm.com
Zamanaşımını Durdurmak Amacıyla Takdir Komisyonuna Sevk Edilen İnceleme Sonucunda Düzenlenen Cezalı Tarhiyat
Danıştay 4. Dairesi,
Esas No: 2013/3222,
Karar No: 2014/5621
Zamanaşımını Durdurmak Amacıyla Takdir Komisyonuna Sevk Edilen İnceleme Sonucunda Düzenlenen Cezalı Tarhiyatın Reddi Gerekmektedir.
- Takdire Done Olmak Üzere Ve İnceleme Yetkisi Olanların İnceleme Raporlarının Takdir Komisyonunca Done Olarak Kullanılmasında Yasal Engel Olmamakla Birlikte, Bu Usulün VUK 114. Maddesinde Tarhiyatın Vergi Alacağının Doğduğu Takvim Yılından İtibaren 5 Yıl İçinde Yapılmasını Zorunlu Kılan Zamanaşımını Aşmak Amacıyla Kullanılması Kanuni İdare İlkesine Ve Hukuk Güvenliği İlkesine Aykırıdır.
- Takdire Sevk Esnasında Resen Tarh Nedeninin Belirtilmemesi Ve İncelemenin Vergi Denetmenince Yapılması Takdir Komisyonunca Herhangi Bir İnceleme Yapılmaması Karşısında Takdire Sevk İle Zamanaşımının Durduğunun Kabulüne Olanak Yoktur.
- İhbarname Zamanaşımı Dolduktan Sonra Tebliğ Edildiğinden Vergi Mahkemesi Kararından Hukuka Uyarlılık Yoktur. Ali Çakmakcı/ taxauditingymm.com