Mehmet Özdoğru
KÜMİ FRS UYGULAMA ALANI
Bağımsız Denetime Tabi Olmayan Gerçek ve Tüzel Kişi Tacirler tarafından aşağıdaki finansal tablolarda uygulanır. Burada dikkate alınan mükellefler bağımsız denetime tabi olmayan ancak İşletme Esası sınırını aşan yani Bilanço Esasına tabi ticaret erbaplarıdır. Aşağıda sayılanların dışındaki küçük ve mikro işletmeler Türk Ticaret Kanunu uyarınca hazırlayacakları finansal tablolarda KÜMİ FRS’yi İHTİYARİ olarak uygulamayı tercih edebilirler. Görüldüğü üzere genel olarak zorunluluk yoktur.
* Diğer mevzuat uyarınca bağımsız denetime tabi olarak hazırlanan finansal tablolarda KÜMİ FRS uygulamak zorundadır.
* Belirli alanların düzenlenmesi ve denetlenmesinden sorumlu kurum, kurul veya kuruluşlarca talep edilen denetimden geçmiş veya Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu tarafından yayımlanan standartlara atıf yapılarak hazırlanması istenen finansal tablolarda KÜMİ FRS uygulamak zorundadır.
Ersan KARACA
Yeminli Mali Müşavir
This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.
Sigortasız İşçi Çalıştıran İşverene 5 Kat Ceza Uygulama
5510 sayılı Kanunun 102 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (3) numaralı alt bendinde; “İşyeri esas alınmak suretiyle bildirgenin verilmediğine ilişkin; mahkemenin karar tarihinden, Kurumun denetim ve kontrolle görevli memurlarının tespit tarihinden, diğer kamu kurum ve kuruluşlarının denetim elemanlarının rapor tarihinden, bankalar, döner sermayeli kuruluşlar, kamu idareleri ile kanunla kurulan kurum ve kuruluşlardan alınan bilgi veya belgelerin Kuruma intikal tarihinden itibaren bir yıl içinde bu bendin (2) numaralı alt bendinde sayılan durumlardan biriyle tekrar bildirge verilmediğinin anlaşılması halinde, bildirgeyi vermekle yükümlü olanlar hakkında bu defa her bir sigortalı için asgari ücretin beş katı tutarında idari para cezası uygulanır.” hükmü yer almaktadır.
İşveren tarafından kendiliğinden verilmiş olan sigortalı işe giriş bildirgeleri tekerrür de dikkate alınmayacaktır.
Örneğin; işveren daha önce yasal süresi geçtikten sonra Kurum tarafından herhangi bir tespit yapılmaksızın sigortalı işe giriş bildirgesi vermiş ve hakkında idari para cezası uygulanmış olsun. Bir yıllık süre dolmadan aynı işyeriyle ilgili olarak Kurum tarafından yapılan tespite istinaden sigortalı işe giriş bildirgesinin süresinde verilmemesi nedeniyle uygulanacak idari para cezası tekerrür nedeniyle uygulanacak idari para cezası kapsamına girmeyecektir. Aynı şekilde, Kurum tarafından yapılan tespite istinaden sigortalı işe giriş bildirgesinin süresinde verilmemesi nedeniyle işyeri hakkında idari para cezası uygulandıktan sonra, bir yıllık süre dolmadan yasal süresi geçtikten sonra işveren tarafından kendiliğinden verilen sigortalı işe giriş bildirgesi nedeniyle uygulanacak idari para cezası da tekerrür kapsamına girmeyecektir.
Linkedin paylaşımından Alıntı yapılmıştır.
2024 DÖNEMİNE İLİŞKİN VERGİ İNCELEMESİ VE YÜKLEME SÜRESİ GEÇMEYEN E DEFTER İBRAZI
Yasal yükleme süresi geçmemiş dönem defterlerinin incelemeye konu olması halinde yasal yükleme süresi beklenilmeden inceleme/denetime konu dönemlere ilişkin e-defterin oluşturulup ilgili defter ve berat dosyalarının e-Defter Uygulamasına yüklenmesi ve söz konusu defterin inceleme/denetim birimlerine teslim edilmesi gerekmektedir.
Başkanlık sistemi kaynaklı herhangi bir kesinti veya sistem arızası nedeniyle, defter ve berat dosyalarının yasal sürelerde yüklenememesi durumunda söz konusu defter ve berat dosyalarının, Nitelikli Elektronik Sertifika (NES) veya Mali Mühür ile zaman damgalı olarak imzalanması veya onaylanması gerekmektedir.
Ersan KARACA
Yeminli Mali Müşavir
This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.
6/2/2023 Tarihinde Meydana Gelen Depremler Nedeniyle Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya İlleri ile Gaziantep İlinin İslahiye ve Nurdağı İlçelerinde Devam Eden Mücbir Sebebe İstinaden, Vergi Borçlarına Yapılandırma Kararı Alındı
Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya illeri ile Gaziantep İlinin İslahiye ve Nurdağı ilçelerindeki vergi mükellefleri 'mücbir sebep' kapsamında yer alıyor.
Bu nedenle mükelleflerin borçları için başvurular ile peşin ödeme dahil olmak üzere ilk taksit ödemeleri 31 Aralık 2024 Salı gününe kadar uzatıldı.
Mücbir sebep hali nedeniyle 6 Şubat 2023 ila 31 Ağustos 2024 tarihleri arasında ödenmesi gereken taksitlerden birincisinin ödeme süresi, mücbir sebep halinin sona erdiği tarihi izleyen ay olarak belirlendi.
Sonraki taksitlerin ödeme süreleri de bu ayı takip eden aylık dönemler halinde azami on iki aya kadar uzatıldı.
Resmi Gazete'de terör mağdurlarıyla ilgili düzenleme de yer aldı.
Terör ve terörle mücadeleden doğan zararların karşılanmasıyla ilgili yapılan başvurularda sonuçlandırılma süresinin 1 yıl uzatılmasına karar verildi
Resmi Gazetede Yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararı İçin Tıklayınız
ANNE VE BABAYA ÖLEN ÇOCUĞUNDAN HANGİ KOŞULDA AYLIK BAĞLANIR?
SORU: Oğlum 2002 yılında bir iş kazasında vefat etti. O zaman çalışmakta olduğum için ne bana ne de eşime maaş bağlandı. 2018 yılında emekli oldum. SGK’ya müracaat etsem oğlumun iş kazası nedeniyle bana maaş bağlanır mı? (Abdullah G.)
CEVAP: Ölen kişilerin ana ve babalarına aylık bağlanması için bazı koşullar vardır. Ana baba 65 yaşından küçük ise ana babaya aylık bağlanabilmesi için ölen kişinin eş ve çocuklarından artan hisse bulunması gerekir. Ana baba 65 yaşından büyük ise artan hisse şartı aranmaz.
Bir başka koşul ise varsa ölen diğer çocuklarından hak kazanılan gelir ve aylıklar hariç olmak üzere Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan (SGK) gelir veya aylık bağlanmamış olması gerekir. Bağlanmış gelir veya aylık olmasa bile her türlü kazanç ve irattan elde etmiş olduğu gelirinin asgari ücretin net tutarından daha az olması şartı aranır.
Artan hisse olmaması nedeniyle aylık bağlanamayan ana ve babaya 65 yaşını doldurdukları tarihte aylık bağlanır.
Burada “aylık” ile kastedilen Sosyal Güvenlik Kurumu’nca bağlanmış malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ile vazife malullüğü kapsamında yapılan ödemelerdir. “Gelir” ise iş kazası ve meslek hastalığı dolayısıyla sigortalının kendisine veya hak sahiplerine yapılan ödemelerdir.
65 yaş aylığı başta olmak üzere çeşitli kanunlara göre bağlanmış aylıklar ölen çocuktan dolayı aylık ve gelir bağlanmasına engel teşkil etmez. Ancak, ana babanın gelirinin asgari ücretin altında olup olmadığına ilişkin yapılan gelir testinde 65 yaş aylığı ve diğer gelirler de dikkate alınır.
Ölen çocuğundan dolayı ana babaya aylık bağlanabilmesi için gelir testi bizzat Sosyal Güvenlik Kurumu’nun denetim ve kontrol ile yetkili memurlarınca yapılır. Gelir testinin yapılması 2-3 ayı bulabiliyor. Yapılan inceleme sonucu ana ve babanın gelirinin net asgari ücretin altında kaldığının tespit edilmesi halinde dilekçe tarihini izleyen ay başından geçerli olmak üzere ölüm aylığı bağlanır.
Özetlemek gerekirse, kendi çalışmasından dolayı emekli aylığı alanlar ile dul ve yetim aylığı alan ana babaya çocuklarından dolayı ölüm aylığı bağlanamıyor. Sizin kendi çalışmanızdan dolayı emekli aylığınız bulunduğu için iş kazası sonucu vefat eden çocuğunuzdan dolayı ölüm geliri alamazsınız.
Son yıllarda asgari ücret zamları emekli aylıklarına yapılan zamdan yüksek olduğu için net asgari ücret ile en düşük emekli aylığı arasındaki makas açıldı. Net asgari ücret 17.002,12 TL’ye çıkarken en düşük emekli aylığı 10.000 lirada kaldı. Kanun hükmünün esnetilerek, kendi çalışmasından dolayı aylık bağlanmış olsa bile toplam geliri net asgari ücretin altında kalanların da çocuklarından dolayı ölüm aylığı / geliri alabilmesinin önü açılmalıdır.
Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: 561)
Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından hazırlanan "Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği" Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Tebliğle Vergi Usul Kanunu'ndaki, "Mükelleflerin vergi tarhına esas olan beyanları, kesinleşen vergi ve cezaları ile vadesi geçtiği halde ödenmemiş bulunan vergi ve ceza miktarları Maliye Bakanlığı'nca açıklanabilir. Maliye Bakanlığı bu yetkisini mahalline devredebilir" hükmü uyarınca beyan edilen matrah üzerinden adına en fazla vergi tahakkuk eden gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin açıklanmasına ilişkin usul ve esaslar düzenlendi.
Bu kapsamda;
* Türkiye'nin vergi rekortmenleri"nin açıklanmasında, mükelleflerin yıllık gelir vergisi ve kurumlar vergisi beyannamelerinde gösterdikleri matrahlar ve beyanları üzerinden tarh olunan gelir ve kurumlar vergileri ile mükelleflerin ad ve unvanları dikkate alınacak.
* Türkiye geneli ile her ilin kendi içinde adına en fazla vergi tahakkuk eden gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinden ilk 100'e kadar olanların ad ve unvanları, faaliyet türü, tahakkuk eden vergi tutarı ve mükelleflerin bağlı oldukları vergi dairesi başkanlığı/defterdarlık bilgilerini içerecek şekilde listeler oluşturulacak.
* Türkiye geneli listeler (bilgilerinin açıklanmasını istemeyenler hariç) Gelir İdaresi Başkanlığı Mükellef Hizmetleri Daire Başkanlığı tarafından Temmuz sonuna, iller bazındakiler de mükelleflerin bağlı oldukları vergi dairesi başkanlıkları/defterdarlıklar tarafından Ağustos sonuna kadar hazırlanacak.
* Belirlenen şartlara göre Türkiye geneli listeler Gelir İdaresi Başkanlığı'nın resmi internet adresinde her yıl Ağustos sonuna kadar açıklanacak.
* İller bazındaki listeler ise mükelleflerin bağlı oldukları vergi dairesi başkanlıkları/defterdarlıklar tarafından her yıl Eylül sonuna kadar ilan edilecek.
25 Mayıs 2024 Tarihli Resmi Gazete
Sayı: 32556
Hazine ve Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı)’ndan:
Amaç ve kapsam
MADDE 1- (1) 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 5 inci maddesinin dördüncü fıkrasında “Mükelleflerin vergi tarhına esas olan beyanları, kesinleşen vergi ve cezaları ile vadesi geçtiği halde ödenmemiş bulunan vergi ve ceza miktarları Maliye Bakanlığınca açıklanabilir. Maliye Bakanlığı bu yetkisini mahalline devredebilir.” hükmüne yer verilmiştir. Bu hüküm uyarınca, beyan edilen matrah üzerinden adına en fazla vergi tahakkuk eden gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin açıklanmasına ilişkin usul ve esasların belirlenmesi bu Tebliğin amaç ve kapsamını teşkil etmektedir.
Açıklanacak bilgiler
MADDE 2- (1) 213 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin dördüncü fıkrasının Hazine ve Maliye Bakanlığına verdiği yetkiye istinaden beyan edilen matrah üzerinden adına en fazla vergi tahakkuk eden gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin açıklanmasında; mükelleflerin yıllık gelir vergisi ve kurumlar vergisi beyannamelerinde gösterdikleri matrahlar ve beyanları üzerinden tarh olunan gelir ve kurumlar vergileri ile mükelleflerin ad ve unvanları dikkate alınacaktır.
Açıklamanın şekli
MADDE 3- (1) Açıklama, Türkiye genelinde adına en fazla vergi tahakkuk eden gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinden 100 mükellefe kadar olanların ad ve unvanları, faaliyet türü, tahakkuk eden vergi tutarı ve mükelleflerin bağlı oldukları Vergi Dairesi Başkanlığı/Defterdarlık bilgilerini içerecek şekilde EK-1 ve EK-2’de yer alan listeler ile yapılacaktır. Ayrıca her ilin kendi içerisinde adına en fazla vergi tahakkuk eden gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinden 100 mükellefe kadar olanların ad ve unvanları, faaliyet türü, tahakkuk eden vergi tutarı bilgilerini içerecek şekilde EK-3 ve EK-4’te yer alan listeler ile açıklama yapılacaktır.
(2) Listelerde 100 mükellefe kadar Türkiye genelinde ve her ilin kendi içerisinde adına en fazla vergi tahakkuk eden gelir ve kurumlar vergisi mükellefi yer alacaktır.
(3) Türkiye genelinde adına en fazla vergi tahakkuk eden gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinden 100 mükellefe kadar olanların yer aldığı listeler (bilgilerinin açıklanmasını istemeyenler hariç) Gelir İdaresi Başkanlığı Mükellef Hizmetleri Daire Başkanlığı tarafından Temmuz ayı sonuna kadar, her ilin kendi içerisinde adına en fazla vergi tahakkuk eden gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinden 100 mükellefe kadar olanların yer aldığı listeler (bilgilerinin açıklanmasını istemeyenler hariç) ise mükelleflerin bağlı oldukları Vergi Dairesi Başkanlıkları/Defterdarlıklar tarafından Ağustos ayı sonuna kadar hazırlanacaktır.
Açıklamanın yapılacağı yer ve zaman
MADDE 4- (1) 3 üncü maddenin ikinci fıkrasına göre hazırlanan ve Türkiye genelinde adına en fazla vergi tahakkuk eden gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinden 100 mükellefe kadar olanların yer aldığı listeler (bilgilerinin açıklanmasını istemeyenler hariç) Gelir İdaresi Başkanlığının resmî internet adresinde Gelir İdaresi Başkanlığı Mükellef Hizmetleri Daire Başkanlığı tarafından her yıl Ağustos ayı sonuna kadar açıklanacaktır.
(2) 3 üncü maddenin ikinci fıkrasına göre hazırlanan ve her ilin kendi içerisinde adına en fazla vergi tahakkuk eden gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinden 100 mükellefe kadar olanların yer aldığı listeler (bilgilerinin açıklanmasını istemeyenler hariç) mükelleflerin bağlı oldukları Vergi Dairesi Başkanlıkları/Defterdarlıklar tarafından her yıl Eylül ayı sonuna kadar açıklanacaktır.
Yürürlük
MADDE 5- (1) Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 6- (1) Bu Tebliğ hükümlerini Hazine ve Maliye Bakanı yürütür.
Şirketlerin Gider/ Maliyet Unsurlarında Tahakkuk Esasından Sapmalar
Türk Vergi Sisteminde vergileme esası genel olarak tahakkuk ve tahsil esasına bağlıdır. Tahakkuk esasında gelir / gider miktar veya mahiyet itibariyle kesinleşmiş olur. Ticari kazancın elde edilmesi tahakkuk esasına bağlanmış bulunduğundan, gelir / giderin mahiyet ve tutar itibariyle kesinleştiği dönem kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir. Şirketler açısından vergileme ticari kazanç unsuruna göre yapıldığından ödeme / tahsilat beklenilmeden gelir / giderin mahiyet ve tutar itibariyle kesinleştiği dönemde yasal defterlere gider / gelir kaydı yapılır. Ancak ticari kazanca yönelik yasal mevzuatta tahakkuk esasından sapmayla birlikte ödemeye bağlı giderleştirilmesi gereken unsurlar sayılmış olup, bu nevi giderler ödeme yapıldığında gider/ maliyete kaydedilir.
* SGK Prim Ödemeleri: 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun ''Primlerin ödenmesi'' başlıklı 88. maddesine göre fiilen ödenmeyen prim tutarları, Gelir Vergisi ve Kurumlar Vergisi uygulamasında gider yazılamaz.
* Zarar, ziyan ve tazminat ödemeleri: 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu 40/3. bendine göre işle ilgili olmak şartıyla, mukavelenameye veya ilama veya kanun emrine istinaden ödenen zarar, ziyan ve tazminatlar gider olarak indirilebilir.
* İşveren sendikalarına aidat ödemeleri : 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu 40/8. bendine göre işverenlerce, Sendikalar Kanunu hükümlerine göre sendikalara ödenen aidatlar gider olarak indirilebilir. Şu kadar ki; ödenen aidatın bir aylık tutarı, işyerinde işçilere ödenen çıplak ücretin bir günlük toplamını aşamaz.
* İşverenlerce ücretliler adına bireysel emeklilik şirketlerine ödenen katkı payları: 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu 40/9. bendine göre İşverenler tarafından ücretliler adına bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı payları (İşverenler tarafından bireysel emeklilik sistemine ödenen ve ücretle ilişkilendirilmeksizin ticari kazancın tespitinde gider olarak indirim konusu yapılacak katkı paylarının toplamı, ödemenin yapıldığı ayda elde edilen ücretin %15'ini ve yıllık olarak asgari ücretin yıllık tutarını aşamaz.
* İşbaşı Eğitim Programı: 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu 40/11. bendine göre Türkiye İş Kurumu tarafından düzenlenen işbaşı eğitim programlarından faydalananlara, programı yürüten işverenlerce fiilen ödenen tutarlar gider olarak indirilebilir.
Ersan KARACA
Yeminli Mali Müşavir
This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.
Türkiye Muhasebe Standartlarına Göre Ertelenmiş Vergi Borcu / Varlığı
Dönem Vergisi: Vergiye tabi mali kâr / zarar açısından o döneme ait ödenecek gelir vergisini (geri kazanılacak gelir vergisini) ifade eder.
Ertelenmiş Vergi Borçları: Vergiye tabi geçici farklar üzerinden gelecek dönemlerde ödenecek gelir vergilerini ifade eder.
Ertelenmiş Vergi Varlıkları: İndirilebilir geçici farklar, gelecek dönemlere devreden kullanılmamış mali zararlar ve Gelecek dönemlere devreden kullanılmamış vergi avantajları suretiyle gelecek dönemlerde geri kazanılacak olan gelir vergisi tutarlarını ifade eder.
* TMS 12 GELİR VERGİLERİ STANDARTI : İşletmenin ertelenmiş vergi borcu veya ertelenmiş vergi alacağı muhasebeleştirmesini zorunlu kılar. Vergi gideri (vergi geliri): Dönem kârının veya zararının belirlenmesinde dönem vergisi ve ertelenmiş vergi toplamı vergi giderini ifade eder.
* BOBİ FRS'ye göre büyük işletmelerin konsolide ve münferit finansal tablolarında ertelenmiş vergi tutarlarını sunmaları zorunludur. Orta Büyüklükteki işletmelerin ertelenmiş vergi tutarlarını finansal tablolarında sunmaları şart değildir.
* KÜMİ FRS uygulayan küçük ve mikro ölçekli işletmeler ertelenmiş vergi varlığı ve yükümlülüğü hesaplamaz. Sadece vergiye tabi kâr üzerinden ödenecek olan dönem vergisi finansal tablolara yansıtılır.
Ersan KARACA
Yeminli Mali Müşavir
This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.
2024/Mart Dönemi SGK Prim Borçlarının KDV Mahsubu İle 24.5.2024 Tarihine Kadar Ödenebilmesi (SGK Duyurusu)
T.C.
SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI
SİGORTA PRİMLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
DUYURU
Hazine ve Maliye Bakanlığı Muhasebat Genel Müdürlüğünce, karşılaşılan teknik sorunlar nedeniyle bazı mükelleflerin KDV iade alacaklarının 2024/Mart dönemi SGK prim borcuna 20/5/2024 tarihine kadar mahsubunda gecikmeler yaşandığının belirtilmesi üzerine, söz konusu mahsuplara yönelik vade tarihinin bir defaya mahsus olmak üzere 24/5/2024 tarihine kadar uzatılması karar altına alınmıştır.
Bu doğrultuda her ayın 1’i ila 30’u arasındaki çalışmaları karşılığı ücret ödenen 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine tabi sigortalı çalıştıran işverenler yönünden, 2024/Mart ayına ilişkin sigorta prim borcunun katma değer vergisi iade alacağından mahsubu suretiyle ödenmesi halinde vade tarihi 24/5/2024 olarak uygulanacaktır.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Yerel Asgari Kurumlar Vergisinin Türkiye'de Uygulanmış Hali ve Uygulama Olasılığı
2006 yılına kadar yürürlükte bulunan 5422 sayılı Mülga Kurumlar Vergisi Kanununun 1.1.1992 tarihinden itibaren uygulamaya konulan Geçici 25. Maddesine göre Kurumlar Vergisi Mükelleflerinin Kurumlar Vergisinden muaf veya müstesna kazançları bulunması halinde, ödeyecekleri vergi; Kurumlar Vergisinden muaf veya müstesna tutulacak kazançları ve Kurumlar Vergisi matrahına, Kanun kapsamında uygulanacak oranın uygulanması suretiyle hesaplanan verginin % 50'sinden az olamaz.
Daha sonra yapılan düzenlemeyle yatırım indirimi tutarı, devralınan kurum zararları, emisyon primleri, iştirak hisselerinin satışından sağlanan kazançlar, ihracat istisnası kapsamına giren kazançlar, yurt dışında elde ettikleri kazançlar türü bazı kazançlarda asgari kurumlar vergisi oranı sıfır olarak belirlenmiştir.
Bu durumda buna benzer bir düzenleme veya Kurumlar Vergisinden muaf veya müstesna tutulacak kazançları üzerinden sabit bir oran örneğin % 5 veya % 10 gibi bir oran uygulanması muhtemeldir. Bu oranın Küresel Asgari Kurumlar Vergisine benzer şekilde % 15 uygulanması şirketler açısından 2024 yılında hesaplanmayan vergisel maliyetleri ile karşı karşıya kalmasına sebep olur.
Konu hakkında Erdoğan SAĞLAM üstadın T24 Bağımsız İnternet Gazetesindeki 23.05.2024 tarihli yazısı konuya ilişkin detaylı bilgiler vermektedir.
Ersan KARACA
Yeminli Mali Müşavir
This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.