Mehmet Özdoğru

Mehmet Özdoğru

Email: This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

07 Aralık 2017 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 30263 

Maliye Bakanlığından:

MALİ SUÇLARI ARAŞTIRMA KURULU GENEL TEBLİĞİ (SIRA NO: 5)’NDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA İLİŞKİN TEBLİĞ (SIRA NO: 17)

MADDE 1 – 9/4/2008 tarihli ve 26842 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Mali Suçları Araştırma Kurulu Genel Tebliği (Sıra No: 5)’nin 2.2.3 üncü maddesine son paragrafından sonra gelmek üzere aşağıdaki paragraf eklenmiştir.

“Merkezi yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin ödeme ve tahsilatlarına ilişkin olarak Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası ve Kamu Haznedarlığı Genel Tebliği’nde belirlenen banka ve finansal kuruluşlar nezdinde açılacak hesaplar üzerinde Bütünleşik Kamu Mali Yönetim Bilişim Sistemi kapsamında gerçekleştirilecek işlemlerde, kamu idaresi adına işlem yapan gerçek kişilere ilişkin olarak alınması gereken bilgiler anılan sistem vasıtasıyla gönderilebilir. Söz konusu hesaplar üzerinde sistem vasıtasıyla yapılan işlemlerde muhasebe birimlerince kullanılan güvenli elektronik imza, alınması gereken imza hükmündedir.”

MADDE 2 – Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 3 – Bu Tebliğ hükümlerini Maliye Bakanı yürütür.

Bilindiği gibi, vergi yargısında ödeme emrine karşı dava açmış olan mükelleflerden; yürürlüğe giren 7020 sayılı Vergi ve SGK Borç Yapılandırması Yasası’na göre davadan vazgeçerek borçlarını yapılandırmaları durumunda mahkemelerce ücret-i vekalet, mahkeme masrafı veya avukat vekalet ücreti, icra masrafları, fer’i masraflar alınmamaktadır. Uygulamada bu duruma gerek Vergi İdaresi ve gerekse davacı mükelleflerin önemle dikkat etmesi gerekir.

01.06.2017 tarihinde yürürlüğe giren 7020 sayılı Yasa’nın md.3/17 hükmüne göre, davadan feragat etmeleri halinde karşılıklı olarak ücret-i vekalet (vekalet ücreti), mahkeme masrafı… gibi masraflar alınmamaktadır (Bkz. 7020 sayılı Yasa, 27.05.2017 gün ve 30078 sayılı RG’de yayımlanarak 01.06.2017 tarihinde yürürlüğe girmiştir).

Uygulamada Vergi Yargısı’nda, Danıştay’da, Bölge İdare Mahkemesi/İstinaf devam etmekte olan davaların 7020 sayılı Kanun’un 2.maddesine göre Yasa’dan faydalanarak vazgeçilmesi ve 2/A standart başvuru dilekçesinin düzenlenmesi halinde karşılıklı olarak gerek Vergi Dairesi gerekse davacı mükellefler açısından herhangi bir ücret-i vekalet veya mahkeme masrafı alınmayacaktır.

Sonuç olarak, birçok gereksiz masraflara neden olunmaması ve 7020 sayılı Yasa’dan faydalanmış mükelleflerden davadan vazgeçerek borçlarını yapılandırmaları halinde (yalnızca kesinleşmiş vergi borçları ile ilgili ödeme emrine karşı açılan davalar, ihtirazi kayıtla verilen beyannamelere karşı açılmış davalar dahil) bu konuda artık dava 7020 sayılı Kanun’un 2.maddesine göre son bulacağından dolayı, vekalet ücreti veya diğer mahkeme masrafları alınmayacaktır. Nazlı Gaye Alpaslan Güven

http://www.hurses.com.tr/Haber-Davadan_feragat_durumunda_borcun_yapilandirilmasi_ve_ucret_i_vekalet_durumu-15649.htm

İşletmeden çalınan veya kaybolan ticari mallara ilişkin yüklenilen KDV’nin nasıl bir işleme tabi olacağı konusu önem taşımaktadır. KDV mevzuatımızda işletmeden çalınan ya da kaybolan malların masraf yazılabileceğine ilişkin açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Böyle bir durum sermayede meydana gelen azalma ve bu malların bedellerinin gider yazılmasına izin vermemektedir. (bkz. 10.01.2011 gün ve GVK.2010.99-4 MB özelgesi)

193 sayılı GVK’nun 40.maddesi hükmüne göre safi ticari kazancın tespitine ilişkin hükümlere göre, kaybolan veya çalınan ticari malların gider yazılacağına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır.

Öte yandan, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 29/1. Maddesinde mükelleflerin vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin olarak yüklendikleri katma değer vergilerini indirim yolu ile giderebilecekleri belirtilmiştir.

Sonuç olarak, yukarıda yer verilen özelgelerden anlaşılacağı üzere, çalınan malların bedelleri gelir ve kurumlar vergisi açısından gider kaydedilmemekte, bu malların alımında yüklenilen KDV’nin ise indirimi mümkün olmadığı gibi, mal bedellerinin gider olarak kaydına izin verilmemesi dolayısıyla gider kaydedilmesi de mümkün bulunmamaktadır. Dolayısıyla söz konusu mallar için daha önce indirim hesaplarına dahil edilen bir tutar varsa bu tutar ilave edilecek KDV olarak düzeltilecek ancak düzeltilen KDV gider yazılamayacaktır. Nazlı Gaye Alpaslan

http://www.hurses.com.tr/Haber-Isletmeden_calinan_veya_kaybolan_mallar_ve_KDV_sorunu-15624.htm

Kamuoyunda Torba Kanun anılan ve çok sayıda vergi kanununda düzenleme yapan 7061 Sayılı “Bazı Vergi Kanunları ile Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” 5 Aralık 2017 tarihli ve 30261 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Böylelikle söz konusu Kanun, bazı maddeler için özel olarak belirlenen yürürlük tarihleri dışında, 5 Aralık 2017 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir. 

7061 Sayılı Kanun ile vergi mevzuatında yapılan düzenlemeler yürürlük tarihleri itibariyle ve özet tablo eşliğinde bu sirkülerimizde özetlenmiştir.

Özet Tablo:

KONU

YÜRÜRLÜK TARİHİ

Kurumlar vergisi oranının belirli bir süre için %22 uygulanması

5 Aralık 2017 (Kurumların 2018, 2019 ve 2020 yılı kazançlarına uygulanmak üzere. Bu oran ilk defa 2018 yılının birinci geçici vergi döneminde uygulanacaktır.)

Taşınmazların satışından doğan kazançlara uygulanan %75’lik istisna oranının %50’ye indirilmesi

5 Aralık 2017

Kira gelirlerinde uygulanan %25’lik götürü gider oranının %15’e düşürülmesi

5 Aralık 2017 (01 Ocak 2017 tarihinden itibaren elde edilen gelirlere uygulanmak üzere)

1.404,06 TL net asgari ücretin altında kalanlara ilave ödeme yapılması

5 Aralık 2017 (1/9/2017 tarihinden geçerli olmak üzere)

2018 takvim yılında yatırım teşvik belgesi kapsamında münhasıran imalat sanayiinde gerçekleştirilecek yatırım harcamalarına ilişkin oranlar

5 Aralık 2017

Bankalara tanınan, taşınmaz ve iştirak hisselerinin devrinden doğan kazançlara istisna uygulaması ve ayrılan özel karşılıkların gider yazılması imkanının finansal kiralama şirketleri ve finansman şirketlerine de tanınması

1 Ocak 2019

Bankalara borçlu olanların ve bunların kefillerinin, bu borçlara karşılık olarak taşınmaz ve iştirak hisselerinin bankalara devrinden doğan kazançları ve bankaların bu şekilde elde ettikleri kıymetlerin satışından doğan kazançlarına tanınan kurumlar vergisi istisnasının, banka dışı finansal kurumlar olan finansal kiralama ve finansman şirketlerini de kapsayacak şekilde genişletilmesi; ayrıca mevcut düzenlemede yer alan %75 istisna oranının taşınmazlar için %50, diğer kıymetler için %75 olarak yeniden belirlenmesi

1 Ocak 2018

Risturn istisnası hükümlerinin kaldırılması

1 Ocak 2018

Kooperatiflerde muafiyet uygulaması

1 Ocak 2018

Türkiye'de ikametgâhı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi bulunmayanlar tarafından katma değer vergisi mükellefi olmayan gerçek kişilere elektronik ortamda sunulan hizmetlere ilişkin verginin hizmeti sunanlar tarafından beyan ve ödenmesi

1 Ocak 2018

Roaming hizmetlerine ilişkin istisna uygulaması

1 Ocak 2018

Finansal kiralama ve finansman şirketlerine yapılan teslimlere ilişkin KDV düzenlemesi

1 Ocak 2018

İmalat sanayii yatırımlarına ilişkin inşaat harcamaları dolayısıyla yüklenilecek katma değer vergisinin iadesi uygulamasının 2018 yılında da sürdürülmesi

5 Aralık 2017

(FATİH) Projesi kapsamında yapılan mal ve hizmet alımlarına ilişkin başta katma değer vergisi olmak üzere, diğer vergi ve benzeri mali yükümlülüklerde istisna sağlanması

5 Aralık 2017

Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu düzenlemeleri

1 Ocak 2018

Engellilerin istisna kapsamında taşıt alımına sınırlama

1 Ocak 2018

Makaronlara ilişkin vergileme ölçülerinin belirlenmesi ve Makaronların ÖTV kapsamına alınması

5 Aralık 2017

Bazı İçeceklerin ÖTV kapsamına alınması

1 Ocak 2018

Bilinen adreslere MERNİS kayıtlarında yer alan adreslerin eklenmesi

5 Aralık 2017

Özel iletişim vergisi oranlarının %7,5 olarak belirlenmesi.

1 Ocak 2018

Transfer fiyatlandırmasında yöntem belirleme anlaşması harçlarının kaldırılması

5 Aralık 2017

Emlak vergisi artış oranları sınırlandırılması

5 Aralık 2017

 İhtiyati hacze itiraz süresi ve ödeme emri bildirmeleri için belirlenmiş olan 7 günlük sürenin 15 güne çıkarılması

 1 Ocak 2018

 A) 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu Düzenlemeleri

1) Kira gelirlerinde uygulanan %25’lik götürü gider oranının %15’e düşürülmesi

Bu Kanunun 14 üncü maddesiyle, Gelir Vergisi Kanunu’nun “Giderler” başlıklı 74 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında yapılan değişiklik ile gayrimenkul sermaye iratlarına yönelik olarak mükelleflerin gerçek giderlerine karşılık olmak üzere hasılatlarının %25'i oranında uygulanmakta olan götürü gider oranı %15'e düşürülmüştür.

Yürürlük tarihi: 01 Ocak 2017 tarihinden itibaren elde edilen gelirlere uygulanmak üzere 5 Aralık 2017 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

2) 1.404,06 TL net asgari ücretin altında kalanlara ilave ödeme yapılması

Bu Kanunun 15 inci maddesiyle, Gelir Vergisi Kanununa eklenen Geçici 87 nci madde ile sadece kendisi için asgari geçim indirimi hesaplanan asgari ücretlilere ödenen 1.404,06 TL net ücretin altında kalanlara, bu tutar ile 2017 yılı Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık aylarına ilişkin olarak aylık hesaplanan net ücreti arasındaki fark tutarın, ücretlinin asgari geçim indirimine ayrıca ilave edilmesi amaçlanmaktadır.

Örneğin, Bekar ve çocuksuz olan bir asgari ücretli çalışanın 2017 yılı Ocak ayında asgari geçim indirimi dahil net ücreti 1.404,06 TL’dir.

Gelir vergi tarifesi nedeniyle bu çalışanın, 2017 yılı Ekim ayı net ücreti ise 1.328,51 TL’ye düşmektedir.

Bu çalışanın söz konusu dönemde eline geçen ücretinin 1.404,06 TL’nin altında kalan kısmı olan (1.404,06 TL – 1.328,51 =) 75,55 TL asgari geçim indirimine ilave edilerek kendisine ödenecektir.

Yürürlük tarihi: 1/9/2017 tarihinden geçerli olmak üzere 5 Aralık 2017 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

B) 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu Düzenlemeleri

1) Kurumlar vergisi oranının belirli bir süre için %22 uygulanması

Bu Kanunun 91 inci maddesiyle, Kurumlar Vergisi Kanunu’na eklenen geçici 10. madde ile yüzde 20 kurumlar vergisi oranı, kurumların 2018, 2019 ve 2020 yılı vergilendirme dönemlerine (özel hesap dönemi tayin edilen kurumlar için ilgili yıl içinde başlayan hesap dönemlerine) ait kurum kazançları için %22 olarak uygulanacaktır.

Yürürlük tarihi: Kurumların 2018, 2019 ve 2020 yılı kazançlarına uygulanacak şekilde 5 Aralık 2017 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu oran ilk defa 2018 yılının birinci geçici vergi döneminde uygulanacaktır.

2) 2018 takvim yılında yatırım teşvik belgesi kapsamında münhasıran imalat sanayiinde gerçekleştirilecek yatırım harcamalarına ilişkin oranlar

Hatırlanacağı üzere, 6770 sayılı Kanun’un 30 uncu maddesiyle, Kurumlar Vergisi Kanunu’na eklenen geçici 9 uncu madde ile mükelleflerin 2017 takvim yılında gerçekleştirdikleri imalat sanayiine yönelik yatırım teşvik belgesi kapsamındaki yatırım harcamaları için, yatırım teşvik belgesi kapsamındaki yatırımlara sağlanan yatırıma katkı oranının ilave 15 puana kadar artırılabilmesi, kazanca yüzde 100’e kadar indirimli kurumlar vergisi uygulanabilmesi ve yatırım döneminde hak edilecek yatırıma katkı tutarının yüzde 100’ünün diğer faaliyetlerden elde edilen kazançtan indirilebilmesine imkân sağlanması yönünde Bakanlar Kuruluna yetki verilmişti.

Bu Kanunun 90 ıncı maddesiyle, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun geçici 9 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan "2017 takvim yılında" ibaresi ''2017 ve 2018 takvim yıllarında" şeklinde değiştirilerek, imalat sanayii yatırımları için Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 32/A maddesi kapsamındaki yatırım teşviklerinden daha yüksek oranlarda faydalanılmasına imkân veren düzenlemenin 2018 yılında da devam etmesi sağlanmaktadır.

Yürürlük tarihi: 5 Aralık 2017 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

3) Taşınmazların satışından doğan kazançlara uygulanan %75’lik istisna oranının %50’ye indirilmesi

Bu Kanunun 89 uncu maddesiyle, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun “İstisnalar” başlıklı 5 inci maddesinde değişiklik yapılmaktadır. Maddenin birinci fıkrasının;

-(a) bendiyle kurumların iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan taşınmazların satışından doğan kazançlarına uygulanan %75’lik istisna %50'ye indirilmektedir.

Yürürlük tarihi: 5 Aralık 2017 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

4) Bankalara tanınan bazı avantajların finansal kiralama ve finansman şirketlerine de tanınması

Aynı fıkranın (b) bendiyle, 5520 sayılı Kanun’un beşinci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde yapılan değişiklikle;

  • Bankalara borçlu olanların ve bunların kefillerinin, bu borçlara karşılık olarak taşınmaz ve iştirak hisselerinin bankalara devrinden doğan kazançları ve bankaların bu şekilde elde ettikleri kıymetlerin satışından doğan kazançlarına tanınan kurumlar vergisi istisnası, banka dışı finansal kurumlar olan finansal kiralama ve finansman şirketlerini de kapsayacak şekilde genişletilmekte,
  • Kiracının temerrüdü nedeniyle kanuni takipteki finansal kiralama alacakları karşılığında ihtilafın tarafların karşılıklı mutabakatıyla ve kiracının 6361 sayılı Kanunun “Sözleşmenin feshinin sonuçları” başlıklı 33 üncü maddesinin birinci fıkrasından kaynaklanan hakların mahsup edilmesi suretiyle sonlandırılarak her türlü tasarruf hakkı kiralayan tarafından devralınan finansal kiralama işlemlerine konu taşınmazların, daha sonra kiralayan tarafından üçüncü kişilere satılmasından doğan kazançlar da istisna kapsamına alınmakta,
  • Ayrıca mevcut düzenlemede yer alan %75 istisna oranı taşınmazlar için %50, diğer kıymetler için %75 olarak yeniden belirlenmektedir.

Yürürlük tarihi: 1/1/2018 tarihinde yürürlüğe girecektir.

Ayrıca yine bu Kanun’un 106 ncı maddesiyle, 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktöring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun 16 ncı maddesine eklenen ikinci fıkrayla, finansal kiralama ve finansman şirketlerinin ayıracakları özel karşılıkların tamamının, ayrıldıkları yılda kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınabilmesine olanak sağlanmıştır.

Böylelikle, bankalara tanınan, taşınmaz ve iştirak hisselerinin devrinden doğan kazançlara istisna uygulaması ve ayrılan özel karşılıkların gider yazılması imkanı finansal kiralama şirketleri ve finansman şirketlerine de tanınmış olmaktadır.

Yürürlük tarihi: 1/1/2019 tarihinde yürürlüğe girecektir.

5) Risturn istisnası hükümlerinin kaldırılması

Aynı fıkranın (c) bendiyle, kooperatiflerin muafiyetine ilişkin yapılan yeni düzenleme çerçevesinde, kooperatiflerin ortak içi işlemleri nedeniyle kurumlar vergisi hesaplanması ve ödenmesi gerekmeyeceğinden 5520 sayılı Kanunun beşinci maddesinin birinci fıkrasının (i) bendinde düzenlenen risturn istisnasında üretim ve kredi kooperatiflerine ilişkin düzenleme yersiz kalmaktadır. Bu nedenle anılan kooperatiflere ilişkin risturn istisnası hükümleri mevcut düzenlemeden çıkarılmaktadır.

Yürürlük tarihi: 1/1/2018 tarihinde yürürlüğe girecektir.

6) Kooperatiflerde muafiyet uygulaması

Bilindiği üzere, mevcut uygulamaya göre kooperatifler ortak dışı işlem yaptıktan takdirde muafiyetlerini kaybetmekte ve kurumlar vergisi mükellefi olarak vergiye tabi tutulmaktadırlar. Bu durum, kooperatiflerin istisnai nitelikteki ortak dışı işlemleri nedeniyle muafiyetten mükellefiyete geçmelerine sebep olmakla birlikte vergi idaresince yapılan tespitler neticesinde cezalı tarhiyatlara da muhatap olmaları sonucunu doğurabilmektedir.

Bu Kanunun 88 inci maddesiyle, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun Muafiyetler başlıklı 4 üncü maddesinin kooperatiflere ilişkin “k bendinde” yapılan değişiklik ile;

  • Kooperatiflerde ortak dışı işlemlerden ne anlaşılması gerektiğine,
  • Kooperatiflerin faaliyetlerinin icrasına mahsus olarak iktisap ettikleri demirbaş, makine, teçhizat, taşıt vb. maddi duran varlıklarının ekonomik ömürlerini tamamladıktan sonra elden çıkarılmaları ile yapı kooperatiflerinin kendilerine ait arsalarını kat karşılığı vererek her bir hisse için bir işyeri veya konut elde etmelerinin ortak dışı işlem olarak kabul edilmeyeceğine,
  • Kooperatiflerin ortak dışı işlemleri nedeniyle kooperatif tüzel kişiliğine bağlı ayrı bir iktisadi işletme oluşmuş kabul edileceğine,
  • Kooperatiflerin, iktisadi işletmelerinden ve tam mükellefiyete tabi başka bir kurumun sermayesine katılımlarından kazanç elde etmelerinin ve bu kazançların daha sonra ortaklara dağıtılmasının muafiyete etkisi olmadığına,
  • Ortak dışı işlemlerden elde edilen kazançların vergilendirilmesine ilişkin usul ve esasların Maliye Bakanlığınca belirleneceğine

ilişkin düzenleme yapılmıştır.

Yürürlük tarihi: 1/1/2018 tarihinde yürürlüğe girecektir.

C) 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu Düzenlemeleri

1) Türkiye'de ikametgâhı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi bulunmayanlar tarafından katma değer vergisi mükellefi olmayan gerçek kişilere elektronik ortamda sunulan hizmetler

Bu Kanunun 41 inci maddesiyle, Katma Değer Vergisi Kanunu’nun Vergi Sorumlusu başlıklı 9 uncu maddesinde değişiklik yapmak suretiyle Türkiye'de ikametgâhı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi bulunmayanlar tarafından katma değer vergisi mükellefi olmayan gerçek kişilere elektronik ortamda sunulan hizmetlere ilişkin katma değer vergisinin, Avrupa Birliği uygulamalarına benzer şekilde, bu hizmeti sunanlar tarafından beyan edilip ödenmesi amaçlanmaktadır.

Yapılan düzenleme esas itibariyle, katma değer vergisi mükellefi olmayan gerçek kişilere, yurt dışından elektronik ortamda hizmet sunanlara Türkiye’de mükellefiyet tesis ettirmenin yolunu açmaktadır.

Konun detayları Maliye Bakanlığınca yayınlanacak Tebliğ ile belirlenecektir.

Yürürlük tarihi: 1 Ocak 2018 tarihinde yürürlüğe girecektir.

2) Roaming hizmetlerine ilişkin istisna uygulaması

Bu Kanunun 42 nci maddesiyle, Katma Değer Vergisi Kanunu’nun istisnalara ilişkin 17 nci maddesinde değişiklik yapılmak suretiyle cep telefonu abonelerinin yurtdışında yaptıkları kullanımlara ilişkin yurtdışında bulunan operatör tarafından, yurtiçindeki operatöre verilen roaming hizmetine ilişkin bedel ile bu bedelin yurtiçindeki operatör tarafından aboneye yansıtılması, katma değer vergisinden istisna edilmektedir. Dolayısıyla söz konusu hizmetlere ilişkin bedeller, 6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu’nun 39 uncu maddesindeki hüküm gereğince özel iletişim vergisinden de istisna olacaktır.

Yürürlük tarihi: 1 Ocak 2018 tarihinde yürürlüğe girecektir.

3) Finansal kiralama ve finansman şirketlerine yapılan teslimler

Aynı kanunun maddesiyle;

  • Finansal kiralama ve finansman şirketlerine borçlu olanların ve kefillerinin borçlarına karşılık taşınmaz ve iştirak hisselerinin bu şirketlere devir ve teslimleri,
  • Finansal kiralama ve finansman şirketlerinin, alacaklarına karşılık borçlulardan veya kefillerden edindiği taşınmaz ve iştirak hisselerinin, bu şirketler tarafından devir ve teslimleri

KDV’den istisna edilmiştir.

Yürürlük tarihi: 1/1/2018 tarihinde yürürlüğe girecektir.

4) İmalat sanayii yatırımlarına ilişkin inşaat harcamaları dolayısıyla yüklenilecek katma değer vergisinin iadesi uygulamasının 2018 yılında da sürdürülmesi

Bu Kanunun 43 üncü maddesiyle, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun imalat sanayine yönelik yatırım teşvik belgelerine ilişkin geçici 37 nci maddesinde değişiklik yapılmak suretiyle imalat sanayii yatırımları üzerindeki katma değer vergisinden kaynaklı finansman yükünü gidermek amacıyla bu yatırımlar nedeniyle 2017 yılında yapılacak inşaat harcamaları dolayısıyla yüklenilecek katma değer vergisinin iadesi uygulamasının 2018 yılında da sürdürülmesi amaçlanmaktadır.

Yürürlük tarihi: 5 Aralık 2017 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

5) (FATİH) Projesi kapsamında yapılan mal ve hizmet alımlarına ilişkin başta katma değer vergisi olmak üzere, diğer vergi ve benzeri mali yükümlülüklerde istisna sağlanması

Bu Kanunun 44 üncü maddesiyle, Katma Değer Vergisi Kanununa eklenen geçici 38 inci madde ile Eğitimde Fırsatları Artırma ve Teknolojiyi İyileştirme Hareketi (FATİH) Projesi kapsamında yapılan mal ve hizmet alımlarına ilişkin başta katma değer vergisi olmak üzere, diğer vergi ve benzeri mali yükümlülüklerde istisna sağlanmaktadır. Ayrıca, Proje kapsamında yapılacak mal ve hizmet alımlarında Proje bileşenlerine ilişkin ihale yüklenicisinin bu Proje ile ilgili faaliyette bulunmak üzere özel amaçlı şirket kurması halinde bu şirket, yalnızca ilgili mevzuatına göre kendi ödemesi gereken vergi ve mali yükümlülüklerden sorumlu olup, ihale yüklenicisinin ödemesi gereken Hazine payı, Kurum masraflarına katkı payı, evrensel hizmet katkı payı, idari ücret, özel iletişim vergisi ve telsiz ücretlerinden sorumlu tutulmayacaktır.

Yürürlük tarihi: 5 Aralık 2017 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

D) Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu Düzenlemeleri

Bu Kanunun 22 nci maddesiyle, Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu’nun “Tanımlar” başlıklı 2 nci maddesine eklenen hükümle taşıtın teslimi, ilk iktisabı ve ithalinde, vade farkı ile hesaplanacak özel tüketim vergisi hariç, katma değer vergisi matrahını oluşturan değerler taşıt değeri olarak tanımlanmaktadır.

Yürürlük tarihi: 1/1/2018 tarihinde yürürlüğe girecektir.

Bu Kanunun 23 üncü maddesiyle, 1/1/2018 tarihinden itibaren kayıt ve tescil edilecek taşıtlarda, taşıt değerinin de vergilendirme ölçütü olarak değerlendirilmesi ve bu çerçevede 1300 cc’nin altındaki taşıtlar için yeniden değerleme oranında, diğer taşıtlar için ise yeniden değerleme oranının 10 puan üzerinden başlamak üzere belli bir artırma oranında uygulanması yönünde düzenleme yapılmaktadır.

Diğer taraftan motosikletlerin vergilendirilmesinde ölçütler değiştirilmemekte ve mevcut tarifede yer alan, "Taşıt Değeri" ve "Satır Numarası" sütunları olmaksızın, vergi tutarları korunmaktadır.

Buna göre 1/1/2018 tarihinden itibaren kayıt ve tescil edilecek taşıtlarda MTV hesaplaması aşağıdaki şekilde olacaktır.

Motor Silindir Hacmi  (cm³)

Taşıt Değeri (TL)

(Yeni eklenen sütun)

Satır Numarası

Taşıtların Yaşları İle Ödenecek Yıllık Vergi Tutarı (TL)

1 - 3 yaş

4 - 6 yaş

7 - 11 yaş

12 - 15 yaş

16 ve yukarı yaş

 1-Otomobil, kaptıkaçtı, arazi taşıtları ve benzerleri

 1300 cm³ ve aşağısı

40.000’i aşmayanlar

1

743,00

518,00

290,00

220,00

78,00

40.000’i aşıp 70.000’i aşmayanlar

2

817,00

570,00

319,00

242,00

86,00

70.000’i aşanlar

3

892,00

622,00

348,00

264,00

94,00

 1301 - 1600 cm³ e kadar

40.000’i aşmayanlar

4

1.294,00

970,00

563,00

398,00

153,00

40.000’i aşıp 70.000’i aşmayanlar

5

1.423,00

1067,00

619,00

437,00

168,00

70.000’i aşanlar

6

1.553,00

1164,00

675,00

477,00

183,00

 1601 - 1800 cm³ e kadar

100.000’i aşmayanlar

7

2.512,00

1964,00

1156,00

705,00

274,00

100.000’i aşanlar

8

2.741,00

2142,00

1262,00

770,00

299,00

 1801 - 2000 cm³ e kadar

100.000’i aşmayanlar

9

3.957,00

3048,00

1792,00

1067,00

421,00

100.000’i aşanlar

10

4.317,00

3.326,00

1955,00

1.164,00

459,00

 2001 - 2500 cm³ e kadar

125.000’i aşmayanlar

11

5.936,00

4.309,00

2.692,00

1.609,00

637,00

125.000’i aşanlar

12

6.476,00

4.701,00

2.937,00

1.755,00

695,00

 2501 - 3000 cm³ e kadar

250.000’i aşmayanlar

13

8.276,00

7.200,00

4.498,00

2.420,00

888,00

250.000’i aşanlar

14

9.029,00

7.854,00

4.907,00

2.640,00

969,00

 3001 - 3500 cm³ e kadar

250.000’i aşmayanlar

15

12.603,00

11.340,00

6.831,00

3.410,00

1.251,00

250.000’i aşanlar

16

13.749,00

12.371,00

7.452,00

3.720,00

1.365,00

 3501 - 4000 cm³ e kadar

400.000’i aşmayanlar

17

19.815,00

17.111,00

10.077,00

4.498,00

1.792,00

400.000’i aşanlar

18

21.617,00

18.666,00

10.994,00

4.907,00

1.955,00

 4001 cm³ ve yukarısı

475.000’i aşmayanlar

19

32.431,00

24.320,00

14.403,00

6.474,00

2.512,00

475.000’i aşanlar

20

35.379,00

26.531,00

15.713,00

7.062,00

2.741,00


Yürürlük tarihi: 1/1/2018 tarihinde yürürlüğe girecektir.

Bu Kanunun 24 üncü maddesiyle, otomobil, kaptıkaçtı, arazi taşıtları ve benzerlerinin vergilendirme usulünün bu Kanunla değiştirilmesine bağlı olarak Kanuna yeni eklenen (I/A) sayılı tarifenin, vergilendirme rejimine ilişkin ilgili maddelerde ibare değişiklikleri yapılmak suretiyle yer alması sağlanmaktadır.

Yürürlük tarihi: 1/1/2018 tarihinde yürürlüğe girecektir.

Bu Kanunun 25 inci maddesiyle, vergi miktarlarında olduğu gibi taşıt değerlerinin de her yıl yeniden değerleme oranında artırılmasına imkân sağlanmakta, Bakanlar Kuruluna taşıt değerlerini ayrı ayrı veya birlikte yeniden belirleme yetkisi verilmekte; ayrıca, bu hesaplamalardaki küsuratların ne kadarının dikkate alınmayacağına ilişkin belirleme yapılmaktadır.

Yürürlük tarihi: 1/1/2018 tarihinde yürürlüğe girecektir.

Bu Kanunun 26 ncı maddesiyle, motorlu taşıtlar vergisinin 31/12/2017 tarihinden (bu tarih dahil) önce kayıt ve tescil edilen taşıtlarda; 1300 cc’nin altındaki taşıtlar için yeniden değerleme oranında, diğer taşıtlar için ise yeniden değerleme oranına ilave olarak 10 puan artırılarak uygulanmasını sağlamak üzere geçici madde düzenlenmektedir.

Buna göre 31.12.2017 tarihinden önce kayıt ve tescil edilen taşıtlarda uygulanacak tarife aşağıdaki tabloda gösterilmiştir.

Motor Silindir Hacmi  (cm³)

1 - 3 yaş

4 - 6 yaş

7 - 11 yaş

12 - 15 yaş

16 ve yukarı yaş

 1-Otomobil, kaptıkaçtı, arazi taşıtları ve benzerleri

 1300 cm³ ve aşağısı

743,00

518,00

290,00

220,00

78,00

 1301 - 1600 cm³ e kadar

1.294,00

970,00

563,00

398,00

153,00

 1601 - 1800 cm³ e kadar

2.284,00

1.785,00

1.051,00

641,00

249,00

 1801 - 2000 cm³ e kadar

3.598,00

2.771,00

1.629,00

970,00

383,00

 2001 - 2500 cm³ e kadar

5.396,00

3.918,00

2.448,00

1.463,00

579,00

 2501 - 3000 cm³ e kadar

7.524,00

6.545,00

4.089,00

2.200,00

808,00

 3001 - 3500 cm³ e kadar

11.458,00

10.309,00

6.210,00

3.100,00

1.138,00

 3501 - 4000 cm³ e kadar

18.014,00

15.555,00

9.161,00

4.089,00

1.629,00

 4001 cm³ ve yukarısı

29.483,00

22.109,00

13.094,00

5.885,00

2.284,00

Yürürlük tarihi: 1/1/2018 tarihinde yürürlüğe girecektir.

E) 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu Düzenlemeleri

1) Engellilerin istisna kapsamında taşıt alımına sınırlama getirilmesi

Bu Kanunun 72 inci maddesiyle, Özel Tüketim Vergisi Kanunu’nun Diğer istisnalar başlıklı 7 nci maddesinde yapılan değişiklik ile;

  • Otomobil, arazi taşıtı, SUV ve benzeri taşıtların, engelliler tarafından ilk iktisabında uygulanan motor silindir hacmine bağlı sınırlama kaldırılmıştır,
  • Araç alımında engellilere yönelik uygulanacak ÖTV istisnasına yönelik matrah 200.000 TL’yi aşmayacak şekilde yeniden belirlenmiştir,
  • Bu tutarın her yıl yeniden değerleme oranında artırılması düzenlenmiştir,
  • Bakanlar Kuruluna bu şekilde tespit edilen tutarı %50 oranına kadar artırmaya ilişkin yetki verilmiştir.

Yürürlük tarihi: 1/1/2018 tarihinde yürürlüğe girecektir.

2) Makaronlara ilişkin vergileme ölçülerinin belirlenmesi

Bu Kanunun 73 üncü maddesiyle, Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli (III) sayılı listenin (B) cetveline dahil edilmesi suretiyle özel tüketim vergisinin kapsamına alınmasına bağlı olarak makaronlara ilişkin vergileme ölçüleri belirlenmektedir.

Yürürlük tarihi: 5 Aralık 2017 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Bu Kanunun 74 üncü maddesiyle, makaronların 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli (III) sayılı listenin (B) cetveline dahil edilmesi suretiyle özel tüketim vergisinin kapsamına alınmasına bağlı olarak Bakanlar Kuruluna sigara ve diğer tütün mamulleri için verilen oran, asgari maktu vergi tutarı ve maktu vergi tutarı belirleme yetkileri, makaronları da kapsayacak şekilde genişletilmiştir.

Yürürlük tarihi: 5 Aralık 2017 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

3) Bazı İçeceklerin ve Makaronların ÖTV kapsamına alınması

Bu Kanunun 75 inci maddesiyle ÖTV Kanunun ekinde yer alan (III) sayılı listenin;

  • (A) cetveline Türk Gümrük Tarife Cetvelinin;
  • 20.09 GTİP numarasında yer alan Meyve suları (üzüm şırası dahil) ve sebze (fermente edilmemiş ve alkol katılmamış), ilave şeker veya diğer tatlandırıcı maddeler katılmış olsun olmasın (Yalnız ambalajlanmış olanlar ve/veya toptan teslime konu edilenler) (Sebze suları ve Türk Gıda Kodeksine göre % 100 meyve suyu sayılanlar hariç) (% 10 oranında),
  • 22.02 GTİP numarasında yer alan Sular (mineral sular ve gazlı sular dahil) (ilave şeker veya diğer tatlandırıcı maddeler katılmış veya aromalandırılmış) ve alkolsüz diğer içecekler (20.09 pozisyonundaki meyve ve sebze suları hariç) (Yalnız ambalajlanmış olanlar ve/veya toptan teslime konu edilenler) (Doğal mineralli doğal maden suyu ile üretilmiş, tatlandırılmış, aromalandırılmış meyveli gazlı içecekler ile 2202.10.00.00.11, 2202.10.00.00.12, 2202.10.00.00.13, 2202.91.00.00.00 hariç) (% 10 oranında),
  • 2202.10.00.00.11 GTİP numarasında yer alan "Sade gazozlar" isimli mal eklenerek meyveli gazozların (% 10 oranında),
  • 2202.10.00.00.12 GTİP numarasında yer alan "Meyvalı gazozlar" isimli mal eklenerek meyveli gazozların (% 10 oranında),
  • 2202.91.00.00.00 GTİP numarasında yer alan “Alkolsüz biralar” isimli mal eklenerek alkolsüz biraların (% 10 oranında)

özel tüketim vergisi kapsamına alınmıştır.

Yürürlük tarihi: 1/1/2018 tarihinde yürürlüğe girecektir.

  • (B) cetveline 4813.10.00.80.00 GTİP numarasında yer alan “Diğerleri” isimli mal eklenerek makaronların (% 65,25 oranında)

özel tüketim vergisi kapsamına alınmıştır.

Yürürlük tarihi: 5 Aralık 2017 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

F) 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu Düzenlemeleri

Bildirimlere ilişkin düzenlemeler:

Bu Kanunun 16 ncı maddesiyle, Vergi Usul Kanunu’nun Bilinen Adresler başlıklı 101 inci maddesinde yer alan bilinen adresler yeniden düzenlenmekte, işi bırakma bildirimlerinde, vergi mahkemesindeki dava açma dilekçelerinde, cevaplarında ve benzeri belgelerde yer alan adresler bilinen adres olmaktan çıkarılarak mükelleflerin MERNÎS kayıtlarında yer alan yerleşim yeri adresleri bilinen adresler arasına alınmaktadır. Ayrıca, tebligatın hangi durumlarda hangi adreslere ve kimlere yapılacağına ilişkin hususlarda düzenleme yapılmaktadır.

Yürürlük tarihi: 1/1/2018 tarihinde yürürlüğe girecektir.

Bu Kanunun 17 nci maddesiyle, Vergi Usul Kanunu’nun “Tebliğ Evrakının Teslimi” başlıklı 102 nci maddesi değiştirilmekte ve geçici ayrılmalar da dahil olmak üzere, tebliğ yapılacak olanların işyerlerinde veya yerleşim yerlerinde bulunamaması halinde tebliğin nasıl yapılacağı hususu düzenlenmektedir.

Bu çerçevede, mükellefin işyeri adresinde bulunamaması halinde MERNİS'te kayıtlı yerleşim yeri adresine gidilmesi esası getirilmekte ve 7201 sayılı Tebligat Kanununda yer alan kapıya yapıştırma usulüyle tebligata ilişkin benzer düzenlemeye 213 sayılı Kanunda da yer verilmektedir.

Yürürlük tarihi: 1/1/2018 tarihinde yürürlüğe girecektir.

Bu Kanunun 18 inci maddesiyle, Vergi Usul Kanunu’nun “Tebliğin İlanla Yapılacağı Haller” başlıklı 103 üncü maddesinde değişiklik yapılmak suretiyle tebliğin ilanen yapılacağı haller arasına, MERNİS'te kayıtlı yerleşim yeri adresi bulunmaması hali eklenmektedir.

Yürürlük tarihi: 1/1/2018 tarihinde yürürlüğe girecektir.

Bu Kanunun 19 uncu maddesiyle, Vergi Usul Kanunu’nun “Yetki” başlıklı mükerrer 257 nci maddesinde değişiklik yapılmak suretiyle vergiye gönüllü uyumun artırılması amacıyla mükelleflere verilen hizmetlerin elektronik ortama taşınmasına ve vatandaşların vergi dairelerine gitmeksizin iş ve işlemlerini elektronik ortamda yapabilmesine, ayrıca kayıt dışılıkla mücadelede etkinliğin artırılması kapsamında elektronik ticaretin kavranmasına yönelik olarak gerekli düzenlemeleri yapma hususunda Maliye Bakanlığına yetki verilmektedir.

Diğer taraftan madde ile süresinden sonra verilen bildirim, yazı, dilekçe, tutanak, rapor ve diğer belgelere istinaden düzenlenen ihbarnamelerin mükellef, vergi sorumlusu veya bunların elektronik ortamda beyanname gönderme yetkisi verdiği gerçek veya tüzel kişiye elektronik ortamda iletilebilmesine imkân sağlanmaktadır.

Yürürlük tarihi: 5 Aralık 2017 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Bu Kanunun 20 nci maddesiyle, MERNİS'te yer alan yerleşim yeri adresinin bilinen adresler arasına alınmasıyla birlikte bu adresin MERNİS üzerinden takibi mümkün bulunduğundan madde ile Vergi Usul Kanunu’nun “Adres Değişikliklerinin Bildirilmesi” başlıklı 157 nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan "veya ikamet" ibaresi yürürlükten kaldırılmak suretiyle mükelleflerin ikametgâh adresi değişikliklerini vergi dairelerine bildirme zorunluluğu kaldırılmaktadır.

Yürürlük tarihi: 5 Aralık 2017 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

G) 4158 sayılı Damga Vergisi Kanunu Düzenlemeleri

1) Bakanlar Kurulu Yetkisi

Bu Kanunun 29 uncu maddesiyle, Damga Vergisi Kanunu’nun mükerrer 30 uncu maddesinde değişiklik yapılmak suretiyle maktu ve nispi damga vergilerinin artırılması ve indirilmesine ilişkin Bakanlar Kuruluna verilen yetkinin, kağıt türleri itibarıyla birlikte veya ayrı ayrı kullanılmasına imkân sağlanmaktadır.

Yürürlük tarihi: 5 Aralık 2017 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

2) Kamu özel işbirliği projelerine ilişkin istisna düzenlemesi

Bu Kanunun 30 uncu maddesiyle, Damga Vergisi Kanunu’na ekli (2) sayılı tablonun “IV- Ticari ve medeni işlerle ilgili kağıtlar'' başlıklı bölümüne aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

"54. Kamu özel iş birliği projelerinin finansmanı için yurtdışında ihraç edilen menkul kıymetler karşılığında fon temin etmek üzere kurulan özel amaçlı kuruluşların, bu fonları proje yüklenicisi firmalara kullandırmasına ilişkin olarak düzenlenen kağıtlar ile bunların teminatı ve geri ödenmesine ilişkin işlemler nedeniyle düzenlenen kağıtlar."

Bu suretle, kamu özel işbirliği projelerinin finansmanı için yurtdışında ihraç edilen menkul kıymet karşılığında fon temin etmek üzere kurulan özel amaçlı kuruluşların, bu fonları proje yüklenicisi firmalara kullandırmasına ilişkin olarak düzenlenen kağıtlar ile bunların teminatı ve geri ödenmesine ilişkin işlemler nedeniyle düzenlenen kağıtlara damga vergisi istisnası sağlanmak suretiyle finansman maliyetleri düşürülmektedir.

Yürürlük tarihi: 5 Aralık 2017 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

H) 492 sayılı Harçlar Kanunu Düzenlemeleri

1) Kamu özel iş birliği projelerine harç istisnası sağlanması

Bu Kanunun 31 inci maddesiyle, Harçlar Kanunu’nun “Özel Kanunlardaki Hükümler” başlıklı 123 üncü maddesine fıkra eklemek suretiyle kamu özel işbirliği projelerinin finansmanı için yurtdışında ihraç edilen menkul kıymet karşılığında fon temin etmek üzere kurulan özel amaçlı kuruluşların, bu fonları proje yüklenicisi firmalara kullandırmasına ilişkin işlemler ile bunların teminatı ve geri ödenmesine ilişkin işlemlerin yargı harçları dışındaki harçlardan istisna tutulması öngörülmektedir.

Yürürlük tarihi: 5 Aralık 2017 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

2) Transfer fiyatlandırmasında yöntem belirleme anlaşması harçlarının kaldırılması

Bilindiği üzere, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 13 üncü maddesinin “Transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı” beşinci fıkrası uyarınca, transfer fiyatlandırması uygulamasında, ilişkili kişilerle yapılan mal ya da hizmet sunumunda uygulanacak fiyat veya bedelin tespitine ilişkin yöntemler, mükellefin talebi üzerine Maliye Bakanlığı ile anlaşılarak belirlenebilmektedir.

Bu Kanunun 32 nci maddesiyle, söz konusu anlaşmaların teşviki amacıyla Harçlar Kanununa bağlı (8) sayılı Tarifede yer alan ve anlaşma sürecinde ödenmesi gereken başvuru harcı (2017 yılı için 56.979,40 TL idi.) ve yenileme harcı (45.583,30 TL idi.) kaldırılmıştır.

Yürürlük tarihi: 5 Aralık 2017 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

I) 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu Düzenlemeleri

Bu Kanunun 35 inci maddesiyle, Emlak Vergisi Kanunu’na eklenen geçici madde 23 ile takdir komisyonlarınca 2018 yılı için takdir edilen asgari ölçüde arsa ve arazi metrekare birim değerlerinin, 2017 yılında uygulanan birim değerlerin belirli bir yüzdesini geçmemesi sağlanmaktadır. Takip eden 2019, 2020 ve 2021 yıllarında da bina ve arazi vergi değerlerinin hesabında 2018 yılı için esas alınan birim değerleri üzerinden işlem yapılması amaçlanmaktadır.

Ayrıca, emlak vergi değeri veya asgari ölçüde arsa ve arazi metrekare birim değerleri esas alınarak uygulanan vergi, harç ve diğer mali yükümlülüklerde de bu düzenleme ile belirlenen değerlerin dikkate alınacağı açıklanmaktadır.

Yürürlük tarihi: 5 Aralık 2017 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

İ) 6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu Düzenlemeleri

1) Özel iletişim vergisi oranlarının %7,5 olarak belirlenmesi.

Bilindiği üzere, Gider Vergileri Kanunu’nun “Özel iletişim vergisi” başlıklı 39 uncu maddesinin birinci fıkrasının;

(a) bendine göre her nevi mobil elektronik haberleşme işletmeciliği kapsamındaki (ön ödemeli hatlara yüklemeler için yapılan satışlar dahil) tesis, devir, nakil ve haberleşme hizmetleri %25,

(b) bendine göre radyo ve televizyon yayınlarının uydu platformu ve kablo ortamından iletilmesine ilişkin hizmetler %15,

(c) bendine göre kablolu, kablosuz ve mobil internet servis sağlayıcılığı hizmeti %5,

(d) bendine göre (a), (b) ve (c) bentleri kapsamına girmeyen diğer elektronik haberleşme hizmetleri %15

oranında özel iletişim vergisine tabidir.

Bu Kanunun 10 uncu maddesiyle, 6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu’nun 39 uncu maddesinde yapılan düzenleme ile özel iletişim vergisi oranları her bir hizmet için %7,5 olarak aynı oranda belirlenmektedir.

Yürürlük tarihi: 1/1/2018 tarihinde yürürlüğe girecektir.

2) Vadeli işlem ve opsiyon sözleşmeleri sonucu lehe alınan paraların banka ve sigorta muameleleri vergisinden istisna edilmesi

Bu Kanunun 11 inci maddesiyle, Gider Vergileri Kanunu’nun “İstisnalar:” başlıklı 29 uncu maddesinde değişiklik yapılmak suretiyle işlemin yapıldığı yere bakılmaksızın vadeli işlem ve opsiyon sözleşmeleri sonucu lehe alınan paraların banka ve sigorta muameleleri vergisinden istisna edilmektedir.

Yürürlük tarihi: 1/1/2018 tarihinde yürürlüğe girecektir.

K) 7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu Düzenlemesi

Şans oyunları ile gerçek ve tüzel kişilerce düzenlenen yarışma ve çekilişlerde kazanılan ikramiyeler için uygulanan veraset ve intikal vergisi oranının %20’ye çıkarılması.

Bu Kanunun 13 üncü maddesiyle, Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu’nun “Nispetler” başlıklı 16 ncı maddesinde yer alan ve şans oyunları ile gerçek ve tüzel kişilerce düzenlenen yarışma ve çekilişlerde kazanılan ikramiyeler için uygulanan %10 nispetindeki veraset ve intikal vergisi oranının %20’ye çıkarılmıştır.

Yürürlük tarihi: 1/1/2018 tarihinde yürürlüğe girecektir.

L) 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun Düzenlemeleri

Bilindiği üzere, 6183 sayılı Kanun’un 22/A maddesi ile kamu alacaklarının tahsilatım hızlandırmak amacıyla bazı ödeme ve işlemler sırasında Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerine vadesi geçmiş borcun bulunmadığına ilişkin belge arama zorunluğu getirilmesine ilişkin düzenleme yapılmıştır.

1) Amme alacağı ödenmeden yapılmayacak işlemler ile işlem yapanların sorumlulukları

Bu Kanunun 7 nci maddesiyle, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un Amme alacağı ödenmeden yapılmayacak işlemler ile işlem yapanların sorumlulukları: başlıklı 22/A maddesi yeniden düzenlenerek, kamu tüzel kişiliğini haiz kurum ve kuruluşların istisna kapsamında olanlar dahil mal veya hizmet alımları ile yapım işleri nedeniyle hak sahiplerine yapacakları ödemeler de bu kapsama alınmaktadır. Meslek kuruluşları ile vakıf üniversiteleri ise yeni düzenlemenin kapsamı dışında tutulmuştur.

Diğer taraftan, hak sahiplerine yapılacak ödemeler sırasında tahsil dairelerine olan borçların resen kesilmesi yönünde Maliye Bakanına yetki verilmektedir.

Madde kapsamında kesinti zorunluluğu getirilen ödemeler için işçi ücreti alacaklarının öncelik hakkı korunmuş ve alacağın devrine ilişkin yapılacak her türlü devir, temlik ve el değiştirme işlemlerinin, tahsil dairelerine vadesi geçmiş borcu karşılayacak kısım ayrıldıktan sonra kalan kısım üzerinde hüküm ifade edeceği yönünde düzenleme yapılmıştır.

Ayrıca, yapılacak ödemeden Sosyal Güvenlik Kurumu alacakları için 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 90 ıncı maddesi uyarınca, tahsil dairesi alacakları için de 6183 sayılı Kanunun 22/A maddesi gereğince kesinti yapılması gerektiği durumlarda, iki kamu İdaresinin alacaklarına karşılık garameten pay ayrılması esası getirilmiştir.

Yürürlük tarihi: 1/1/2018 tarihinde yürürlüğe girecektir.

2) Yurtdışı bankaların banka kartı ve benzeri kartları ile ödenmesinde aracılık yapacak yurtiçi bankaların, katlanacağı giderler için komisyon alabilmeleri

Bu Kanunun 8 inci maddesiyle, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun Hususi ödeme şekilleri başlıklı 41 inci maddesinde ibare değişiklikleri yapılarak, kamu alacaklarının yurtdışında bulunan vatandaşlarımız veya yabancı uyruklu kişiler tarafından yurtdışı bankaların banka kartı ve benzeri kartları ile ödenmesinde aracılık yapacak yurtiçi bankaların, katlanacağı giderler için komisyon alabilmelerine imkân sağlanmaktadır.

Yürürlük tarihi: 5 Aralık 2017 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

3) İhtiyati hacze itiraz, Ödeme emri, İhtiyati haczin kaldırılması

Bu Kanunun 9 uncu maddesiyle, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun;

  • İhtiyati hacze ilişkin dava açma süresinin düzenlendiği “İhtiyati hacze itiraz:” başlıklı 15 inci maddesinde yer alan 7 günlük süre 15 güne çıkarılmaktadır.
  • Ödeme emri ile amme borçlusuna borcun 7 gün içerisinde ödenmesi veya mal bildiriminde bulunulması yönünde bildirimde bulunulacağını belirten hükümlerin yer aldığı “Ödeme emri:” başlıklı 55 inci maddesinde öngörülen 7 günlük süre 15 güne çıkarılmaktadır. Aynca, borcunu vadesinde ödemeyenlere ait malları elinde bulunduran üçüncü şahıslardan bu malları tahsil dairelerine bildirmeleri için belirlenmiş olan 7 günlük süre de 15 gün olarak yeniden düzenlenmektedir.
  • İhtiyati haczin kaldırılması:” başlıklı 56 nci maddesinde yer alan teminatlı alacakların paraya çevrilmesinden önce borçluya yapılan tebliğ ile verilen 7 günlük ödeme süresi 15 güne çıkarılmaktadır.
  • Ödeme emrine itiraz:” başlıklı 58 inci maddesinin birinci ve yedinci fıkralarında yer alan ödeme emrine karşı dava açma ve davası reddedilenler için mal bildiriminde bulunma süreleri 7 günden 15 güne çıkarılmaktadır.
  • “Mal bildiriminde bulunmayanlar:” başlıklı 60 ıncı maddesinde yer alan mal bildiriminde bulunmayanlar hakkında uygulanacak hapsen tazyik kararı alınması için geçmesi gereken 7 günlük süre 15 güne çıkarılmaktadır.

Yürürlük tarihi: 1/1/2018 tarihinde yürürlüğe girecektir. http://www.verginet.net

Söz konusu Kanun Tasarısına aşağıdaki bağlantı yoluyla ulaşabilirsiniz.

Bazı Vergi Kanunları ile Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun

Bu bülten, yıl sonu işlemlerinde Katma Değer Vergisi açısından dikkate edilmesi gereken konuları özetlemek ve hatırlatmak amacıyla hazırlanmıştır.

1. Usul Hükümlerine Uyum

Katma Değer Vergisi Kanunu’nda, usul hükümlerine uyulmamış olması, cezalar yanında bazı haklardan yararlanılmaması sonucunu doğurabilmektedir. Bu nedenle her şeyden önce işlemlerin yasalarda belirtilen şekil şartlarına uyulması önem taşımaktadır. Örneğin;

- Defterlerin tasdiklerinin zamanında yaptırılmış olması ve defterlerin basılmış olması gerek usul açısından gerekse de KDV indirimi açısından son derece önemlidir.

- Alış / satış faturalarında KDV oranının gösterilmesi ve tutarının ayrıca yazılmış olması, belgelerde yer alan KDV tutarlarının kayıtlara doğru alınıp alınmadığı gibi konular, önemli sonuçlar doğurabilmektedir.

- Faturaların süresinde kesilmiş olması önemlidir. Geç düzenlenen faturaların dönem kaymalarına neden olmaması gerekir.

- Katma değer vergisi ile ilgili olarak tek düzen hesap planında yer alan 191 ve 391 hesaplarının kullanılması şarttır. Benzer şekilde, devreden KDV tutarı her dönem için ayrı ayrı görülebilecek şekilde kayıtlarda yer almalıdır.

2. Yapılan Giderlerin KDV Açısından Değerlendirilmesi

a) KKEG

Kurumlar Vergisi Kanunu’na göre gider olarak değerlendirilmeyen tutarlar kayıtlara alınırken, söz konusu tutarların içerisindeki KDV’nin de ayrıca değerlendirilmesi gerekmektedir.

b) Bağış ve yardımlar

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 10. maddesinde bedelsiz verilen ayni ve nakdi değerlerin gider yazılmasına ilişkin düzenlemeler yapılmıştır.

Öte yandan, Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 17. maddesiyle, bedelsiz bazı teslimler katma değer vergisinden istisna edilmiştir. Bu maddede yer alan istisna düzenlemesi, istisnaları hariç, kısmi istisna niteliğindedir.

Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 30. maddesinde yer alan düzenleme gereği, vergiden istisna edilen teslimler nedeniyle yüklenilen KDV’nin indirimi mümkün değildir. Bu çerçevede indirilemeyen KDV tutarı gider olarak dikkate alınacaktır.

Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarının yukarıda belirtilen maddelerinde yer alan indirim, bazı bağışlarda sınırsız olmasına karşılık, bazı bağışlarda belirli sınırlar içinde mümkün bulunmaktadır. Bu nedenle hem indirilecek KDV tutarının, hem de gider yazılacak KDV tutarının belirlenmesinde bu konuya dikkat edilmelidir.

c) İmha edilen mallar

KDV Uygulama Genel Tebliğinde, KDV Kanunu’nun 30/c maddesinde; deprem sel ve Maliye Bakanlığı’nın yangın sebebiyle mücbir sebep ilan ettiği yerlerdeki yangın sonucu zayi olanlar hariç olmak üzere, zayi olan mallara ait KDV’nin indirim konusu yapılamayacağı hükme bağlanmıştır.

Dönem sonlarında imha edilen mallarla ilgili düzeltmenin yapılıp yapılmadığına bakılması gerekmektedir. İmha edilen mal mevcut ise ve düzeltmesi de yapılmamış ise bu konuda mutlaka değerlendirme yapılması gerekmektedir.

Bu çerçevede, zayi olan mallara ait yüklenilen ve daha önce indirim konusu yapılan KDV’nin, imha tarihini kapsayan vergilendirme dönemine ait 1 no.lu KDV beyannamesinin “İlave Edilecek KDV” satırına dahil edilmek suretiyle indirim hesaplarından çıkartılması gerekmektedir.

Bu konunun aksine hareket etmek isteyen firmaların beyannamelerini ihtirazı kayıtla vererek konuyu yargıya taşıma olanağını değerlendirmeleri gerekmektedir.

d) Fireler

Maliye Bakanlığı tarafından yayımlanan 08.08.2011 tarih ve 60 sayılı Katma değer Vergisi Sirküleri’nde, mallarda değer kaybının ve yüklenilen KDV’nin indirim hakkının üçlü bir ayrım çerçevesinde (zayi olma, kısmi değer düşüklüğü ve fire) değerlendirildiği görülmektedir.

Fire, bir malın imalat sürecinde veya tüketiciye arzına kadar kendi doğal akışı içinde uğradığı fiziksel kayıp olarak tanımlanmaktadır.

İmalat sırasında veya sonrasında meydana gelen firelerin zayi olan mal kapsamında değerlendirilmesi mümkün bulunmamak-tadır. Bu durumda, daha önce indirim konusu yapılan KDV’nin de düzeltilmesine gerek bulunmamaktadır.

Ancak, yasal düzenleme veya ilgili mesleki kuruluşlar tarafından belirlenen fire miktarını aşan kayıplara ilişkin giderlerin, Gelir veya Kurumlar Vergisi Kanunlarına göre kazancın tespitinde indiriminin kabul edilmemesi halinde, bu giderler dolayısıyla yüklenilen KDV’nin de indirim konusu yapılması mümkün bulunmamakta ve düzeltilmesi gerekmektedir.

Bu konunun aksine hareket etmek isteyen firmaların beyannamelerini ihtirazı kayıtla vererek konuyu yargıya taşıma seçeneğini değerlendirmeleri gerekmektedir.

e) Hurda satışları

KDV Kanununu 17-4-g maddesinde “metal, plastik, lastik, kauçuk, kâğıt, cam hurda ve atıklarının teslimi” KDV’den istisna tutulmuştur. Söz konusu ürün gruplarının içeriği ilgili tebliğde açıklanmıştır.

KDV Kanunu’nun 30/a maddesine göre vergiden istisna edilmiş olan malların teslimi ile ilgili alış vesikalarında gösterilen ve maliyet içinde yer alan KDV indirim konusu yapılamaz. İstisna teslimin gerçekleştiği dönemde KDV’nin düzeltilmesi gerekmektedir.

KDV Kanunu’nun 18. maddesi kapsamında istisnadan vazgeçilmesi durumunda ise tevkifat yapılması gerekmektedir.

f) Çalınan, kaybolan veya yanan mallar

Çalınan/kaybolan malların KDV Kanunu’nun 30/c maddesi kapsamında zayi olan mal olarak değerlendirilmesi gerektiğinden, çalınan/kaybolan veya yanan mallar nedeniyle yüklenilen KDV’lerin indirim konusu yapılmaması, indirilmiş ise ilgili dönemde hesaplanan KDV’ye ilave edilmek suretiyle düzeltilmesi gerekmektedir.

KDV Kanunu’nun 30/d maddesinde, Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunları’na göre kazancın tespitinde indirimi kabul edilmeyen giderler dolayısıyla ödenen KDV’nin indirilemeyeceği hükme bağlanmıştır.

g) İthal ürünlerle ilgili gelen fiyat farklarında KDV

İthal ürünler ile ilgili olarak yılsonlarında gelen fiyat farkı faturalarında KDV ve gümrük vergisinin irdelenmesi gerekmektedir.

3. Defter Kayıtlarının Doğruluğu

a) İhraç kayıtlı teslimlerle ilgili KDV

KDV Kanunu’nun 11. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yapılan düzenlemeyle, ihraç kaydıyla yapılan satışlarda, teslim tarihini takip eden aybaşından itibaren 3 ay içerisinde ihracatın yapılması halinde tecil edilen verginin terkini öngörülmüştür. İhracatçılara mal teslim eden imalatçılara iade edilmesi gereken KDV, ihracat işlemlerinin tamamlanmasından sonra mümkün olmaktadır.

Söz konusu teslimlerle ilgili muhasebe kaydının ve takibinin düzenli olarak yapılması gerekmektedir. 192 hesap ile 392 hesabın karşılıklı çalıştırılması, tecil-terkin işleminin zamanında yapılması, iade alınması durumunda hesapların düzeltilmesi gerekmektedir.

b) Devreden KDV

Yılsonunda;

a) KDV hesaplarının kapanmış olduğunun,

b) Devreden KDV tutarının KDV beyannamesi ile uyumlu olduğunun

kontrol edilmesi önerilmektedir. Bu tespit edildikten sonra Devreden KDV ile ilgili olarak, yıl başındaki Devreden KDV ile yıl sonundaki Devreden KDV arasındaki farkın artması durumunda nedeninin mutlaka araştırılması gerekmektedir.

Devreden KDV’si bulunan firmaların istisna kapsamında işlemleri varsa ve iade almamışlarsa, bu konu değerlendirilmelidir. Alınan iadenin düşüklüğünden şüpheleniliyorsa, bu konunun da araştırılması gerekmektedir.

c) Henüz ulaşmamış faturalar

Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29. maddesinin üçüncü fıkrası gereği, indirim hakkının, vergiyi doğuran olayın meydana geldiği takvim yılı ile sınırlı olduğu unutulmamalıdır.

Bu çerçevede, ilgili faturanın bir sonraki yıl defterlerine yazılması halinde, faturada yer alan katma değer vergisinin indirim konusu yapılamayacağına dikkat edilmelidir.

d) Sorumlu sıfatıyla ödenen KDV

Dönem sonunda işlemlerin kontrolünde tevkifatın doğru hizmetler ile ilgili olarak doğru şirketlere yönelik yapılıp yapılmadığının kontrol edilmesi gerekmektedir. Alt taşeronlara yaptırılan yapım işlerinde de tevkifat yapılacağı unutulmamalıdır.

Tevkifatlı fatura düzenlenmiş ise bunların KDV beyannamesinde beyan edilip edilmediği, beyan edilmiş ise beyanın doğruluğu kontrol edilmelidir.

Yılsonu değerlendirmelerinde 2 no.lu KDV beyannamelerinin zamanında ve düzgün şekilde verildiğinin kontrol edilmesi gerekmektedir.

e) İade hesabı ile KDV beyannamesinin uyumu

KDV Beyannamesinin;

- Tam istisna kapsamına giren işlemler,

- Diğer iade hakkı doğuran işlemler,

- İhraç kayıtlı teslimler

bölümlerinde yer alan istisnalara ilişkin “İadeye Konu olan KDV/Yüklenilen KDV” rakamlarının; şirketin defter kayıt ve belgelerine istinaden hesaplanan iade rakamları ile uyumluluğu kontrol edilmelidir.

Tenzil ettirilen tutarlarla ilgili düzeltmeler yapılmalıdır.

4. Diğer Konular

a) Ciro primlerinde KDV

Sonradan düzenlenmiş bulunan ciro primi, vade farkı, kur farkı, faiz ve primlerle ilgili faturalara dikkat edilmesi gerekmektedir. Bu faturalarda yer alan KDV, indirim ve iade açısından ayrı ayrı değerlendirilmelidir.

b) Şüpheli alacakların içerisindeki KDV

Katma değer vergisinden kaynaklanan bir alacak için karşılık ayrılması düşünülüyorsa, Vergi Usul Kanunu’nun 323. maddesinde yer alan koşullar ve başta katma değer vergisi beyannamelerinde beyan edilmesi olmak üzere 334 seri no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde yapılan açıklamalar çerçevesinde konunun değerlendirilmesi gerekmektedir.

c) Gider yansıtması

Yapılan giderin aynen yansıtılması durumunda, alımında KDV varsa yansıtmanın da KDV’li yapılması, yoksa KDV’siz yapılması gerekmektedir. Yansıtma faturasının tutarının orijinal fatura tutarından fazla olması durumunda, yansıtma işleminin hizmet sağlanması olarak değerlendirilebileceğine dikkat edilmelidir.

d) Dönemsel faturalar

Özellikle yurtdışına ödenen ve belli bir dönemde (birden fazla ay için) verilen hizmetleri kapsayan faturalarda iadeye konu işlemler için dönem kaymalarına indirim de ise yıl geçmemesine dikkat edilmelidir.

e) Faizsiz krediler için hesaplanması talep edilen KDV

Gelir İdaresi tarafından verilen özelgelerde, yurt dışındaki finans kurumları haricindeki şirketlerden temin edilen faiz ödemesi içermeyen krediler için, emsal faiz üzerinden KDV hesaplanarak beyan edilmesi gerektiği belirtilmektedir. Bu konunun yıl bitmeden incelenmesinde yarar bulunmaktadır.

f) İndirimli orana tabi satışlar ile ilgili iade beyanı

İndirimli KDV oranına tabi (% 1, % 8) satışlar ile ilgili olarak yüklenilen ve indirim yolu ile giderilemeyen KDV’nin iadesi ile ilgili beyanın en geç satışı izleyen yılın Kasım ayı beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir. Hak kaybı olmaması adına gerekli hesaplamaların yapılarak beyannamede ilgili bölümün doldurulması gerekmektedir.

Ayrıca yıl içerisindeki beyannameler ile beyan edilen ancak kullanılmayan iade tutarlarının da izleyen yıl Ocak ayı beyannamesinde beyan edilmesi gerektiği unutulmamalıdır.

g) Zamanaşımı dolan iade talepleri

Daha önce KDV beyannamesine yazıldığı halde henüz nakden veya mahsuben iadesi alınmayan tutarlar içerisinde 5 yıllık zaman aşımına uğrayacak olanların taleplerinin standart iade dilekçeleri ile yapılması gerekmektedir. pwc

Yıl içinde yukarıdaki işlemlerin yapılmış olması durumunda, ileride sorunlarla karşılaşmamak için, yapılan işlemlerin uygunluğunun bir kere daha kontrol edilmesinde yarar bulunmaktadır.

ÖZET :

Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile Maliye Bakanlığı tarafından ortaklaşa çıkarılarak 19 Aralık 2012 tarihli ve 28502 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Ticari Defterlere İlişkin Tebliğ ile 13 Aralık 2011 tarihli ve 28141 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 1 Sıra Numaralı Elektronik Defter Genel Tebliği hükümlerine göre 2018 yılında tutulacak defterler ve tasdik durumları

Vergi uygulamalarında kullanılan defterler ve türleri ticari, zirai ve serbest meslek faaliyetinin büyüklüğüne ve mükellefin gerçek veya tüzel kişi olmasına göre değişebilmektedir. Ayrıca Maliye Bakanlığı, bazı mükellefler gruplarının defterlerini zorunlu olarak elektronik ortamda tutmaları için düzenlemeler yapmaktadır.

Mevcut mükelleflere ilave olarak Maliye Bakanlığı’nca serbest meslek faaliyeti ile uğraşanlar ve işletme hesabı esasına göre defter tutan mükelleflerin de defterlerini elektronik ortamda tutmaları için yapılan çalışmalar devam etmektedir.

Mevcut düzenlemelere göre 2018 yılında mükelleflerin tutmaları gereken defterlerle ilgili genel bilgiler aşağıdaki gibidir.

I- KAĞIT ORTAMINDA TUTULACAK DEFTERLER

a) Türk Ticaret Kanunu’na Göre Tacirin Tutacağı Defterler

Kişinin Hukuki DurumuTutacağı Defterler
Tacir (Gerçek ve tüzel kişi) 1.      Yevmiye defteri,

2.      Envanter defteri

3.       Defteri kebiri

Şahıs şirketleri 1.      Yevmiye defteri,

2.      Envanter defteri

3.       Defteri kebir

4.      Genel kurul toplantı ve müzakere defteri

Anonim şirketler

Sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler

1.      Yevmiye defteri,

2.      Envanter defteri

3.       Defteri kebir

4.      Genel kurul toplantı ve müzakere defteri

5.       Pay defteri,

6.      Yönetim kurulu karar defteri

Limited şirketler

1.      Yevmiye defteri,

2.      Envanter defteri

3.       Defteri kebir

4.      Genel kurul toplantı ve müzakere defteri

5.       Pay defteri

6.      Müdürler kurulu defteri (ihtiyari md.11/4)

Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan ve tüzel kişiliği bulunmayan ticari işletmeler ile kamu yararına çalışan dernekler ve gelirinin yarıdan fazlasını kamu görevi niteliğindeki işlere harcayan vakıflar tarafından kurulan ticari işletmeler ve bunlara benzeyen ve tüzel kişiliği bulunmayan diğer ticari teşekküller 1.      Yevmiye defteri,

2.      Envanter defteri

3.       Defteri kebir

Gerçek kişi tacirlerden Vergi Usul Kanunu’na göre ikinci sınıf tüccar sayılanlar, yeni bir düzenleme yapılıncaya kadar mezkûr Kanun hükümlerine uygun olarak işletme hesabı esasına göre defter tutabileceklerdir.

İşletme hesabı esası ve bilanço esasına göre defter tutma ayrımına ilişkin hadler, Vergi Usul Kanunu Tebliğleri ile yayımlanmaktadır. 2015[1] ve 2016[2] ve 2017[3] yılları için belirlenmiş olan bu hadler aşağıdaki gibidir.

Madde NoKonusu2015 Yılında Uygulanan Miktar (TL)2016 Yılında Uygulanan Miktar (TL)2017 Yılında Uygulanan Miktar (TL)
MADDE 177- Bilanço esasına göre defter tutma hadleri
Alış tutarı 160.000 168.000 170.000
Satış tutarı 220.000 230.000 230.000
2- Yıllık gayrisafi iş hasılatı 88.000 90.000 90.000
3- İş hasılatının beş katı ile yıllık satış tutarının toplamı 160.000 168.000 170.000

[1] 30.12.2014 tarihli ve 29221 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 442 Sıra No’lu VUK Genel Tebliği’nde belirlenen tutarlar

[2] 25.12.2015 tarihli ve 29573 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 460 Sıra No’lu VUK Genel Tebliği’nde belirlenen tutarlar

[3] 27.12.2016 tarihli ve 29931 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 476 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği nde belirlenen tutarlar

b) Vergi Usul Kanunu’na Göre Tutulacak Defterler

MükelleflerDefterler
Birinci sınıf tüccar (Bilanço Esası) Yevmiye defteri Defteri kebir Envanter defteri
İkinci sınıf tüccar (İşletme Esası) İşletme defteri
İşletmenin faaliyet konusuna göre ayrıca tutulması zorunlu defterler İmalat defteri Kombine imalat defteri Bitim işleri defteri

Yabancı nakliyat kurumlarının hasılat defteri Ambar Defteri

Serbest meslek erbabı Serbest meslek kazanç defteri
Noterler Özel defterler
Çiftçiler Çiftçi işletme defteri
Ayrıca tutulabilecek defterler Banka, banker ve sigorta şirketlerinin gider

vergisine ilişkin kayıtları

Damga resmi kayıtları[1]

Menkul ve gayrimenkul sermaye iratlarına ait

kayıtlar

[1] Damga Resmi Kanununa göre yolcu bileti ücretleri, sigorta primleri ve ilan ücretleri gibi mevzular üzerinden resim istifa etmeye mecbur olan gerçek ve tüzel kişiler bu ücret primlerle istifa ettikleri damga resimleri için tarih sırasiyle bir kayıt tutmaya mecburdurlar. Tüccarlar bu kayıtları muhasebe defterlerinde tuttukları hesaplarda gösterebilirler. Kayıtların muhasebe defterinde gösterilmemesi halinde ayrı bir “Damga Resmi defteri” tutulur. Devlet müesseselerinin resmi defter ve kayıtları Damga Resmi defteri yerine geçer.

Kaynak: TÜRMOB

 

ÖZET : Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği’nde aşağıdaki değişiklikler yapılmıştır.

– Türkiye içinde taşıma hakkı bulunmayan yabancı bayraklı gemilerin tadil, bakım ve onarım hizmetlerinde, geminin tersaneye giriş çıkış yaptığının Liman Başkanlığı tarafından verilecek belge ile tevsik edilmesi kaydıyla, istisna kapsamındaki hizmet nedeniyle yüklenilen ve indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV’nin %50’si, hizmet bedelinin döviz olarak Türkiye’ye getirildiğini tevsik eden belge aranmaksızın iade edilir. İade edilecek KDV’nin kalan kısmı, işleme ilişkin bedelin yarısının döviz olarak Türkiye’ye getirildiği oranda iade edilecektir,

– Sıvılaştırılmış Petrol Gazı (L.P.G.)’nın, motorlu taşıtlarda yakıt olarak kullanılacak olanları (otogaz) hariç olmak üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumundan ”LPG Dağıtıcı Lisansını haiz olanlarca teslimi ile bunlardan satın alanların sonraki safhalardaki teslimlerinden doğan KDV iadelerinin, yılı içinde vergilendirme dönemleri itibariyle talep edilmesi kaydıyla nakden yapılması uygulaması getirilmiştir,

Özel tüketim vergisine tabi olan malların indirimli oran uygulanmak suretiyle tesliminden kaynaklanan KDV iade alacağının, bu mallara ilişkin ÖTV borçlarına mahsuben iadesinin mükellefin talebine bakılmaksızın münhasıran vergi inceleme raporu sonucuna göre yapılması uygulamasına son verilmiştir.
5 Aralık 2017 tarihli ve 30261 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri No: 15) ile 26/4/2014 tarihli ve 28983 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği”nde değişiklikler yapılmıştır.

Yapılan değişiklikler özetle aşağıdaki gibidir.

– Türkiye içinde taşıma hakkı bulunmayan yabancı bayraklı gemilerin tadil, bakım ve onarım hizmetlerinde, geminin tersaneye giriş çıkış yaptığının Liman Başkanlığı tarafından verilecek belge ile tevsik edilmesi kaydıyla, istisna kapsamındaki hizmet nedeniyle yüklenilen ve indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV’nin %50’si, hizmet bedelinin döviz olarak Türkiye’ye getirildiğini tevsik eden belge aranmaksızın iade edilir. İade edilecek KDV’nin kalan kısmı, işleme ilişkin bedelin yarısının döviz olarak Türkiye’ye getirildiği oranda iade edilir.

– 694 sayılı KHK ile 3065 sayılı KDV Kanununun 13/f maddesinde yapılan değişiklik dolayısıyla; Adalet Bakanlığına milli savunma ve iç güvenlik ihtiyaçları için uçak, helikopter, gemi, denizaltı, tank, panzer, zırhlı personel taşıyıcı, roket, füze ve benzeri araçlar, silah, mühimmat, silah malzeme, teçhizat ve sistemleri ile bunların araştırma-geliştirme, yazılım, üretim, montaj, yedek parça, bakım-onarım ve modernizasyonuna ilişkin olarak yapılan teslim ve hizmetler ve bu teslim ve hizmetleri gerçekleştirenlere bu kapsamda yapılacak olan, miktarı ve nitelikleri Adalet Bakanlığı’nca onaylanan teslim ve hizmetlerin KDV’den istisna edildiğine ilişkin Tebliğ değişiklikleri yapılmıştır.

– Türk Gümrük Tarife Cetvelinin 2711.19.00.00.11 gümrük tarife istatistik pozisyon numarasında yer alan Sıvılaştırılmış Petrol Gazı (L.P.G.)’nın, motorlu taşıtlarda yakıt olarak kullanılacak olanları (otogaz) hariç olmak üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumundan “LPG Dağıtıcı Lisansını haiz olanlarca teslimi ile bunlardan satın alanların sonraki safhalardaki teslimlerinden doğan KDV iadelerinin, yılı içinde vergilendirme dönemleri itibariyle talep edilmesi kaydıyla nakden yapılması uygulaması getirilmiştir.

– Özel tüketim vergisine tabi olan malların indirimli oran uygulanmak suretiyle tesliminden kaynaklanan KDV iade alacağının, bu mallara ilişkin ÖTV borçlarına mahsuben iadesinin mükellefin talebine bakılmaksızın münhasıran vergi inceleme raporu sonucuna göre yapılması uygulamasına son verilmiştir.

Kaynak: TÜRMOB

2017 yılı Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık aylarındaki ücretlerde gelir vergisi tarifesi nedeniyle net ücretlerin 1.404,06 TL’nin altına düşmesi sonucu, sadece 1.404,06 TL ile bunun altına düşen tutar arasındaki farkın ilave asgari geçim indirimi yoluyla telafisine yönelik olarak 5/12/2017 tarihli ve 30261 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7061 sayılı Kanunla Gelir Vergisi Kanununa geçici 87 nci madde eklendiğini duyurmuştuk.

Bu Tebliğ ile yapılan düzenlemeye ilişkin açıklamalar yapılmaktadır.

Buna göre, uygulama esnasında dikkat edilmesi gerekli hususlar aşağıdaki şekilde özetlenebilir:

  • Uygulamada dikkate alınan net ücret, yasal kesintiler sonrası ücret tutarına asgari geçim indiriminin ilavesi sonucu oluşan ücreti ifade etmektedir.
  • İlave asgari geçim indirimi uygulamasından, 2017 yılı Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık aylarına ilişkin net ücretleri gelir vergisi tarifesi nedeniyle 1.404,06 TL’nin altına düşen hizmet erbabı yararlanacaktır.
  • Gelir vergisi tarifesi nedeniyle ücretlerinde düşüş olsa dahi net ücretleri 1.404,06 TL’nin altına düşmeyenler bu uygulamadan yararlanamayacaklardır.
  • Hizmet erbabının, ücret aldığı dönemde işe başlaması veya işten ayrılması, ücretsiz izin ve benzeri nedenlerle net ücretinin 1.404,06 TL’nin altına düşmesi durumunda ilave asgari geçim indirimi uygulanmayacaktır.
  • 2017 yılı Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık aylarına ilişkin net ücretleri 1.404,06 TL’nin altına düşen hizmet erbabının ücretleri ilave asgari geçim indirimi ile 1.404,06 TL’ye tamamlanacaktır.
  • 1.404,06 TL ile 2017 yılı Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık aylarına ilişkin olarak aylık hesaplanan net ücret arasındaki fark tutar, “Asgari Geçim İndirimi Bordrosu”nda hesaplanan asgari geçim indirimine ayrıca ilave edilecektir.
  • Asgari geçim indirimi bordrosunda yer alan ilave tutar dahil toplam asgari geçim indirimi tutarı, ücret ödemesinin yapıldığı döneme ilişkin ücret bordrosunun “Asgari Geçim İndirimi” satırına aktarılacaktır.
  • 2017 yılı Eylül ve Ekim ayları için hesaplanan ve ilave asgari geçim indiriminden faydalanılmamış olan fark tutarlar, ücretlinin Kasım ayına ait Asgari Geçim İndirimi Bordrosunda yer alan asgari geçim indirimine eklenmek suretiyle mahsup edilecektir. Bu suretle mahsup edilemeyen bir tutarın kalması halinde kalan bu tutar, daha sonraki aylarda verilecek muhtasar beyannameler üzerinde yukarıda açıklanan esaslar çerçevesinde mahsup edilecek olup söz konusu dönemlere ait muhtasar beyannameler için bu nedenle düzeltme yapılmayacaktır.
  • İlave asgari geçim indirimi tutarının mahsup işleminin yapılabilmesi için, söz konusu tutarların ücretlilere ödenmiş olması gerekmektedir.
  • Asgari geçim indiriminin toplamı, ücretlinin o aydaki ücretinden kesilen gelir vergisinden fazla olamayacaktır.

Konuya ilişkin tebliğdeki örneklere aşağıda aynen yer verilmiştir.

ÖRNEK 1: Bekâr ve çocuksuz olan hizmet erbabı Bay (A)’nın 2017 yılı Ocak ayında asgari geçim indirimi dâhil net ücreti 1.404,06 TL’dir.

193 sayılı Kanunun 103 üncü maddesinde yer alan vergi tarifesi nedeniyle Bay (A)’nın, 2017 yılı Eylül ayı net ücreti 1.374,17 TL’ye, Ekim, Kasım ve Aralık ayları net ücreti ise 1.328,52 TL’ye düşmektedir.

Bay (A)’nın işvereni (T) A.Ş. 2017 yılı Eylül ve Ekim aylarına ilişkin muhtasar beyannamelerini kanuni süresinde vermiştir. Dolayısıyla Bay (A) için Eylül ve Ekim aylarında ilave asgari geçim indirimi uygulanamamıştır.

Bu durumda, işveren (T) A.Ş. Bay (A)’nın; Eylül ayı için hesaplanan 29,89 TL, Ekim ayı için hesaplanan 75,54 TL ilave asgari geçim indirimi tutarı toplamı olan (29,89+75,54=) 105,43 TL’yi, 2017 yılı Kasım ayındaki (75,54 TL) ilave asgari geçim indirimi ile birlikte, Kasım ayı için 2017 yılı Aralık ayında vereceği muhtasar beyanname üzerinde mahsup edecektir.

Buna göre, Bay (A)’nın ilave asgari geçim indirimi tutarları dâhil, Kasım ayında yararlanacağı asgari geçim indirimi tutarı toplamı (Eylül ayı için 29,89 TL, Ekim ayı için 75,54 TL, Kasım ayı için 75,54 TL ilave asgari geçim indirimi ile Kasım ayı için normal asgari geçim indirimi 133,31 TL) 314,28 TL dir. Ancak, bu dönemde Bay (A) için hesaplanan gelir vergisi 302,17 TL olduğundan, asgari geçim indirimi tutarı da ödenmesi gereken vergiden fazla olamayacağından, bu hizmet erbabına asgari geçim indirimi olarak ödenecek tutar en fazla 302,17 TL olacaktır. Bay (A) adına 2017 yılı Kasım ayı için hesaplanan vergi tutarının yetersizliği nedeniyle yararlanılamayan (314,28-302,17=) 12,11 TL asgari geçim indirimi ise daha sonraki dönem için verilecek muhtasar beyannamede mahsup edilecektir.

Böylece, örneğimizdeki hizmet erbabının, 2017 yılı Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık aylarında vergi tarifesinin ikinci dilimine girmesinden kaynaklanan kaybı, ilave asgari geçim indirimi yoluyla telafi edilecek ve kendisine söz konusu aylar için 1.404,06 TL ödenecektir.

ÖRNEK 2: Evli, eşi ücretli olarak çalışan çocuksuz Bayan (C), 1.860 TL brüt ücret almaktadır. Bayan (C)’nin 2017 yılı Ocak ayında asgari geçim indirimi dâhil net ücreti 1.463,04 TL’dir. 193 sayılı Kanunun 103 üncü maddesinde yer alan vergi tarifesi nedeniyle Eylül ayı net ücreti 1.401,59 TL’ye, Ekim ayı net ücreti ise 1.383,99 TL’ye düştüğünden Eylül ayı için (1.404,06-1.401,59=) 2,47 TL, Ekim ayı için de (1.404,06 -1.383,99=) 20,07 TL’lik fark ücretlinin asgari geçim indirimine ilave edilecek, böylelikle Bayan (C)’nin 2017 yılı Eylül ve Ekim ayları net ücreti 1.404,06 TL’nin altına düşmeyecektir. Ayrıca, bu hizmet erbabına Kasım ve Aralık aylarında da ilave asgari geçim indirimi ödenecektir.

ÖRNEK 3: Bay (D) asgari ücretle çalışmaktadır. Bay (D) evli ve 3 çocuklu olup eşi çalışmamaktadır.

Bay (D)’nin 2017 yılı Ocak ayında asgari geçim indirimi dâhil net ücreti 1.497,38 TL’dir. 193 sayılı Kanunun 103 üncü maddesinde yer alan vergi tarifesi nedeniyle, Bay (D)’nin Eylül ayı net ücreti 1.467,49 TL’ye Ekim, Kasım ve Aralık ayları net ücreti ise 1.421,84 TL’ye düşmektedir.

Bay (D)’nin, Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık ayları net ücreti 1.404,06 TL’nin altına düşmediğinden, Bay (D) ilave asgari geçim indiriminden yararlanamayacak ve kendisine Eylül ayı için net 1.467,49 TL, Ekim, Kasım ve Aralık ayları için net 1.421,84 TL ödenecektir.

Söz konusu Tebliğ aşağıdadır,

06 Aralık 2017 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 30262 

Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı)’ndan:

BİRİNCİ BÖLÜM

Amaç ve Yasal Düzenlemeler

Amaç

MADDE 1 – (1) Bu Tebliğin amacı, 2017 yılı Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık aylarındaki ücretlerde 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 103 üncü maddesinde yazılı tarife nedeniyle net ücretlerin 1.404,06 TL’nin altına düşmesi sonucu sadece 1.404,06 TL ile bunun altına düşen tutar arasındaki farkın ilave asgari geçim indirimi yoluyla telafisine yönelik olarak 5/12/2017 tarihli ve 30261 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 28/11/2017 tarihli ve 7061 sayılı Kanunla 193 sayılı Kanuna eklenen geçici 87 nci maddenin uygulamasına ilişkin açıklamaların yapılmasıdır.

Yasal düzenlemeler

MADDE 2 – (1) 7061 sayılı Kanunla 193 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici 87 nci madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 87 – 2017 yılı Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık aylarına ilişkin net ücretleri bu Kanunun 103 üncü maddesinde yazılı tarife nedeniyle 32 nci maddedeki esaslara göre sadece kendisi için asgari geçim indirimi hesaplanan asgari ücretlilere 2017 yılı Ocak ayına ilişkin ödenen net ücretin altında kalanlara, bu tutar ile 2017 yılı Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık aylarına ilişkin olarak aylık hesaplanan net ücreti arasındaki fark tutar, ücretlinin asgari geçim indirimine ayrıca ilave edilir. Bu fıkrada geçen net ücret, yasal kesintiler sonrası ücret tutarına asgari geçim indiriminin ilavesi sonucu oluşan ücreti ifade eder.

Bu Kanunun bu maddeye aykırı olan hükümleri 2017 yılı Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık ayları için uygulanmaz.

Bu maddenin yayımlandığı tarih itibarıyla birinci fıkrada yer alan dönemlere ilişkin olarak verilmiş olan muhtasar beyannamelerde beyan edilen ve birinci fıkra hükmü kapsamında ilave asgari geçim indirimi uygulanamaması nedeniyle çalışanlarca fazla ödenen vergiler, bunlara iade edilmek üzere, vergi sorumlularınca bu maddenin yayımı tarihinden sonra verilecek muhtasar beyannameler üzerinde hesaplanan vergiden mahsup edilmek suretiyle reddolunur.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar ile mahsup şeklini ve dönemini belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.”

(2) 193 sayılı Kanunun 32 nci maddesi aşağıdaki gibidir:

Asgarî geçim indirimi

Madde 32 – Ücretin gerçek usûlde vergilendirilmesinde asgarî geçim indirimi uygulanır.

Asgarî geçim indirimi; ücretin elde edildiği takvim yılı başında geçerli olan ve sanayi kesiminde çalışan 16 yaşından büyük işçiler için uygulanan asgarî ücretin yıllık brüt tutarının; mükellefin kendisi için % 50’si, çalışmayan ve herhangi bir geliri olmayan eşi için % 10’u, çocukların her biri için ayrı ayrı olmak üzere; ilk iki çocuk için % 7,5, üçüncü çocuk için % 10, diğer çocuklar için % 5’idir. Gelirin kısmî döneme ait olması halinde, ay kesirleri tam ay sayılmak suretiyle bu süreye isabet eden indirim tutarları esas alınır. Asgarî geçim indirimi, bu fıkraya göre belirlenen tutar ile 103 üncü maddedeki gelir vergisi tarifesinin birinci gelir dilimine uygulanan oranın çarpılmasıyla bulunan tutarın, hesaplanan vergiden mahsup edilmesi suretiyle uygulanır. Mahsup edilecek kısmın fazla olması halinde iade yapılmaz.

İndirimin uygulamasında “çocuk” tabiri, mükellefle birlikte oturan veya mükellef tarafından bakılan (nafaka verilenler, evlat edinilenler ile ana veya babasını kaybetmiş torunlardan mükellefle birlikte oturanlar dâhil) 18 yaşını veya tahsilde olup 25 yaşını doldurmamış çocukları, “eş” tabiri ise, aralarında yasal evlilik bağı bulunan kişileri ifade eder.

İndirim tutarının tespitinde mükellefin, gelirin elde edildiği tarihteki medenî hali ve aile durumu esas alınır. İndirim, yukarıdaki oranlara göre hesaplanan tutarları aşmamak kaydıyla, ücret geliri elde eden aile fertlerinden her biri için ayrı ayrı, çocuklar için eşlerden yalnızca birisinin gelirine uygulanır. Boşananlar için indirim tutarının hesabında, nafakasını sağladıkları çocuk sayısı dikkate alınır.

Ücretlerin vergilendirilmesinde asgari geçim indirimi uygulandıktan sonra, varsa teşvik amaçlı diğer indirim ve istisnalar dikkate alınır.

Bakanlar Kurulu, indirim konusu yapılacak toplam tutarın asgarî ücretin yıllık brüt tutarını aşmaması şartıyla ikinci fıkrada belirtilen asgarî geçim indirimi oranlarını artırmaya veya kanunî oranına kadar indirmeye yetkilidir.

Asgarî geçim indiriminin uygulama dönemleri ve mahsup şekli ile diğer hususlara ilişkin usûl ve esaslar Maliye Bakanlığınca belirlenir.”

(3) 4/12/2007 tarihli ve 26720 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Gelir Vergisi Genel Tebliği (Seri No: 265)nde asgari geçim indirimi uygulamasına ilişkin usul ve esaslar açıklanmıştır.

İKİNCİ BÖLÜM

Uygulama Esasları

Uygulamadan faydalanacaklar

MADDE 3 – (1) 2017 yılının Ocak ayından itibaren bekâr ve çocuksuz olan asgari ücretlilere 1.404,06 TL net ücret ödenmeye başlanmıştır.

(2) 2017 yılında asgari ücret tutarında yapılan artış nedeniyle 1.777,50 TL brüt asgari ücret geliri elde edenler ile 1.889,84 TL’ye kadar brüt ücret geliri olan hizmet erbabının da elde ettiği ücret gelirleri üzerinden ödemesi gereken gelir vergisi, 2017 yılının Eylül ayından itibaren 193 sayılı Kanunun 103 üncü maddesinde yer alan vergi tarifesinin ikinci dilimi de dikkate alınarak hesaplanmaktadır. Bu nedenle, söz konusu ücretlilerden bir kısmının eline geçen net ücret tutarı Eylül 2017 ayından itibaren 1.404,06 TL’nin altına düşmektedir.

(3) 7061 sayılı Kanunla 193 sayılı Kanuna eklenen geçici 87 nci maddede düzenlenen ilave asgari geçim indirimi uygulamasından, 2017 yılı Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık aylarına ilişkin net ücretleri 193 sayılı Kanunun 103 üncü maddesinde yazılı tarife nedeniyle 1.404,06 TL’nin altına düşen hizmet erbabı yararlanacaktır.

(4) Gelir vergisi tarifesi nedeniyle ücretlerinde düşüş olsa dahi net ücretleri 1.404,06 TL’nin altına düşmeyenler bu uygulamadan yararlanamayacaklardır.

(5) Hizmet erbabının, ücret aldığı dönemde işe başlaması veya işten ayrılması, ücretsiz izin ve benzeri nedenlerle net ücretinin 1.404,06 TL’nin altına düşmesi durumunda ilave asgari geçim indirimi uygulanmayacaktır.

(6) Bu Tebliğin uygulamasında net ücret, yasal kesintiler sonrası ücret tutarına asgari geçim indiriminin ilavesi sonucu oluşan ücreti ifade etmektedir.

Uygulama esasları

MADDE 4 – (1) 193 sayılı Kanunun 103 üncü maddesinde yazılı tarife nedeniyle 2017 yılı Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık aylarına ilişkin net ücretleri 1.404,06 TL’nin altına düşen hizmet erbabının ücretleri ilave asgari geçim indirimi ile 1.404,06 TL’ye tamamlanacaktır.

(2) 193 sayılı Kanunun 32 nci maddesinde yer alan esaslara göre sadece kendisi için asgari geçim indirimi hesaplanan asgari ücretlilere 2017 yılı Ocak ayına ilişkin ödenen net ücret 1.404,06 TL’dir. Ödenen 1.404,06 TL ile 2017 yılı Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık aylarına ilişkin olarak aylık hesaplanan net ücret arasındaki fark tutar, Gelir Vergisi Genel Tebliği (Seri No: 265)’nde belirtilen esaslara göre düzenlenen “Asgari Geçim İndirimi Bordrosu”nda hesaplanan asgari geçim indirimine ayrıca ilave edilecektir.

(3) Asgari geçim indirimi bordrosunda yer alan ilave tutar dahil toplam asgari geçim indirimi tutarı, ücret ödemesinin yapıldığı döneme ilişkin ücret bordrosunun “Asgari Geçim İndirimi” satırına aktarılacaktır.

(4) İkinci fıkrada belirtilen esaslara göre, 2017 yılı Eylül ve Ekim ayları için hesaplanan ve ilave asgari geçim indiriminden faydalanılmamış olan fark tutarlar, ücretlinin Kasım ayına ait Asgari Geçim İndirimi Bordrosunda yer alan asgari geçim indirimine eklenmek suretiyle mahsup edilecektir. Bu suretle mahsup edilemeyen bir tutarın kalması halinde kalan bu tutar, daha sonraki aylarda verilecek muhtasar beyannameler üzerinde yukarıda açıklanan esaslar çerçevesinde mahsup edilecek olup söz konusu dönemlere ait muhtasar beyannameler için bu nedenle düzeltme yapılmayacaktır.

(5) İlave asgari geçim indirimi tutarının mahsup işleminin yapılabilmesi için, söz konusu tutarların ücretlilere ödenmiş olması gerekmektedir.

(6) Asgari geçim indiriminin toplamı, ücretlinin o aydaki ücretinden kesilen gelir vergisinden fazla olamayacaktır.

(7) Asgari geçim indiriminin hesaplanması ve uygulanmasına ilişkin olarak bu Tebliğde yer almayan hususlar hakkında Gelir Vergisi Genel Tebliği (Seri No: 265)’nde yer alan açıklamalar dikkate alınacaktır.

ÖRNEK 1: Bekâr ve çocuksuz olan hizmet erbabı Bay (A)’nın 2017 yılı Ocak ayında asgari geçim indirimi dâhil net ücreti 1.404,06 TL’dir.

193 sayılı Kanunun 103 üncü maddesinde yer alan vergi tarifesi nedeniyle Bay (A)’nın, 2017 yılı Eylül ayı net ücreti 1.374,17 TL’ye, Ekim, Kasım ve Aralık ayları net ücreti ise 1.328,52 TL’ye düşmektedir.

Bay (A)’nın işvereni (T) A.Ş. 2017 yılı Eylül ve Ekim aylarına ilişkin muhtasar beyannamelerini kanuni süresinde vermiştir. Dolayısıyla Bay (A) için Eylül ve Ekim aylarında ilave asgari geçim indirimi uygulanamamıştır.

Bu durumda, işveren (T) A.Ş. Bay (A)’nın; Eylül ayı için hesaplanan 29,89 TL, Ekim ayı için hesaplanan 75,54 TL ilave asgari geçim indirimi tutarı toplamı olan (29,89+75,54=) 105,43 TL’yi, 2017 yılı Kasım ayındaki (75,54 TL) ilave asgari geçim indirimi ile birlikte, Kasım ayı için 2017 yılı Aralık ayında vereceği muhtasar beyanname üzerinde mahsup edecektir.

Buna göre, Bay (A)’nın ilave asgari geçim indirimi tutarları dâhil, Kasım ayında yararlanacağı asgari geçim indirimi tutarı toplamı (Eylül ayı için 29,89 TL, Ekim ayı için 75,54 TL, Kasım ayı için 75,54 TL ilave asgari geçim indirimi ile Kasım ayı için normal asgari geçim indirimi 133,31 TL) 314,28 TL dirAncak, bu dönemde Bay (A) için hesaplanan gelir vergisi 302,17 TL olduğundan, asgari geçim indirimi tutarı da ödenmesi gereken vergiden fazla olamayacağından, bu hizmet erbabına asgari geçim indirimi olarak ödenecek tutar en fazla 302,17 TL olacaktır. Bay (A) adına 2017 yılı Kasım ayı için hesaplanan vergi tutarının yetersizliği nedeniyle yararlanılamayan (314,28-302,17=) 12,11 TL asgari geçim indirimi ise daha sonraki dönem için verilecek muhtasar beyannamede mahsup edilecektir.

Böylece, örneğimizdeki hizmet erbabının, 2017 yılı Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık aylarında vergi tarifesinin ikinci dilimine girmesinden kaynaklanan kaybı, ilave asgari geçim indirimi yoluyla telafi edilecek ve kendisine söz konusu aylar için 1.404,06 TL ödenecektir.

ÖRNEK 2: Evli, eşi ücretli olarak çalışan çocuksuz Bayan (C), 1.860 TL brüt ücret almaktadır. Bayan (C)’nin2017 yılı Ocak ayında asgari geçim indirimi dâhil net ücreti 1.463,04 TL’dir. 193 sayılı Kanunun 103 üncü maddesinde yer alan vergi tarifesi nedeniyle Eylül ayı net ücreti 1.401,59 TL’ye, Ekim ayı net ücreti ise 1.383,99 TL’ye düştüğünden Eylül ayı için (1.404,06-1.401,59=) 2,47 TL, Ekim ayı için de (1.404,06 -1.383,99=) 20,07 TL’lik fark ücretlinin asgari geçim indirimine ilave edilecek, böylelikle Bayan (C)’nin 2017 yılı Eylül ve Ekim ayları net ücreti 1.404,06 TL’nin altına düşmeyecektir. Ayrıca, bu hizmet erbabına Kasım ve Aralık aylarında da ilave asgari geçim indirimi ödenecektir.

ÖRNEK 3: Bay (D) asgari ücretle çalışmaktadır. Bay (D) evli ve 3 çocuklu olup eşi çalışmamaktadır.

Bay (D)’nin 2017 yılı Ocak ayında asgari geçim indirimi dâhil net ücreti 1.497,38 TL’dir. 193 sayılı Kanunun 103 üncü maddesinde yer alan vergi tarifesi nedeniyle, Bay (D)’nin Eylül ayı net ücreti 1.467,49 TL’ye Ekim, Kasım ve Aralık ayları net ücreti ise 1.421,84 TL’ye düşmektedir.

Bay (D)’nin, Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık ayları net ücreti 1.404,06 TL’nin altına düşmediğinden, Bay (D) ilave asgari geçim indiriminden yararlanamayacak ve kendisine Eylül ayı için net 1.467,49 TL, Ekim, Kasım ve Aralık ayları için net 1.421,84 TL ödenecektir.

Yürürlük

MADDE 5 – (1) Bu Tebliğ 1/9/2017 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE 6 – (1) Bu Tebliğ hükümlerini Maliye Bakanı yürütür.

4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu kapsamında işsizlik ödeneği ödemeleri bugüne kadar her ayın sonunda aylık olarak gerçekleştirilmiştir.

5/12/2017 tarihli ve 30261 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7061 sayılı Kanun ile İşsizlik Sigortası Kanununun ödeme esaslarını düzenleyen 50’nci maddesinde değişiklik yapılmış ve ödemelerin, her ayın beşinde aylık olarak ödeneceği hüküm altına alınmıştır.

Bu kapsamda; 2017 yılı Aralık ayına ilişkin işsizlik ödeneği ödemeleri 5/1/2018 tarihinde yapılacak olup, sonraki dönemlerde de ödemeler her ayın 5’inde gerçekleştirilecektir.

4447 sayılı Kanunun ek 1’inci maddesi kapsamında yapılan ücret garanti fonu ödemeleri, ek 2’nci maddesi kapsamında yapılan kısa çalışma ödeneği ödemeleri, ek 5’inci maddesi kapsamında yapılan yarım çalışma ödeneği ödemeleri ile 4046 sayılı Özelleştirme Kanununun 21’inci maddesi kapsamında yapılan iş kaybı tazminatı ödemeleri ise ayın sonunda ödenmeye devam edilecektir.

Kamuoyunun Bilgilerine Saygılarımızla Duyurulur.

Çarşamba, 06 Aralık 2017 09:26

Yılsonu Vergi Uyarıları

- Sermaye artırım işlemlerini tamamlayın

Nakit sermaye artışında faiz indirimi önemli bir teşvik.
Sermaye artırımı öncesinde sermaye avansı alınması durumunda, bu tutarın faiz indiriminde dikkate alınabilmesi için, banka hesabına yatırıldığı tarihin içinde bulunduğu hesap döneminin sonuna kadar, sermaye artırımına ilişkin kararın ticaret siciline tescil ettirilmesi gerekiyor. Sermaye artırımında faiz indirimi bir kerelik bir işlem değil. İleriki yıllarda da indirime devam ediliyor. Dolayısıyla, varsa bu olanağın kaybedilmemesi için, 2017 yılında ödenen sermaye avanslarının sermayeye eklenmesi işlemlerinin yılsonuna kadar tamamlanmasına çalışılmalı.

- Yurtdışı inşaat işlerinden sağlanan kazançlar için kayıtları unutmayın

Yurt dışında yapılan inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerden sağlanarak Türkiye’de genel sonuç hesaplarına aktarılan kazançlar kurumlar vergisinden istisna. İstisnadan yararlanmak için, yurt dışında yapılan bu işlerden sağlanan kazançların Türkiye’ye getirilmesi zorunluluğu yok. Ancak kazancın Türkiye’de genel sonuç hesaplarına intikal ettirilmesi gerekiyor. Yılsonu itibariyle işlemin yapılması unutulmamalı.

- Yurt dışı iştirak ve şube kazançları istisnası için transferi unutmayın

Yurt dışı iştirak ve şube kazançları, belli koşullarla kurumlar vergisinden istisna. İstisnadan yararlanmanın koşullarından birisi de kazancın kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihe kadar Türkiye’ye transfer edilmesi. Transfer edilen paranın tasarrufuyla ilgili bir sınırlama yok. Önerim, işlemi ertelemeyin, yılın başında koşulu sağlayın.

- Taşınmaz ve iştirak hissesi satış kazancını fona almayı unutmayın

Taşınmaz ve iştirak hissesi satışından elde edilen kazançların %75’i belli koşullar çerçevesinde kurumlar vergisinden istisna. Yasa gereği, satıştan elde edilen kazancın istisnadan yararlanan kısmının, pasifte özel bir fon hesabına alınması, bu işlemin de beyannamenin verildiği tarihe kadar yapılması gerekiyor. Sürenin uzun olması bazen ihmali de beraberinde getiriyor ve basit bir muhasebe işlemi ciddi sonuçlar doğurabiliyor. Önerim, 2018 yılı defterlerinde ilk yapılacak kayıtlardan birisi bu olmalı, istisna kazanç tutarı özel bir fon hesabına alınmalı.

- Şüpheli alacaklar için ilgili yılda karşılık ayırın, işi mahkemeye bırakmayın

Şüpheli alacak karşılığının ne zaman ayrılabileceği konusu açık değil. Gelir İdaresi alacak şüpheli hale geldiği yıl karşılık ayırabilirsiniz, sonraki yıllarda mümkün değil diyor. Son yıllarda verilen bazı yargı kararlarında, alacağın şüpheli hale geldiği yıl karşılık ayrılmadıysa, şüpheli olma durumu devam ediyorsa, sonraki yıllarda da ayrılabilir diyor. Ancak İdarenin görüşü paralelinde de çok sayıda karar var.

Önerim, siz bu tartışmaya mümkünse girmeyin, 2017 yılında şüpheli hale gelen alacaklarınız için bu yıl karşılık ayırın. İşi mahkemeye bırakmayın.

- Amortisman ayırmaya zamanında başlayın

Amortisman süresi, varlığın aktife girdiği yıldan başlıyor. Amortisman ayırmaya başlamak için varlığın fiilen kullanılmaya başlaması gerekmiyor. Yıl sonu itibariyle, özellikle işletmede inşa edilen veya üretilen amortismana tabi varlıkların üretim veya inşa süreci bitmişse, ilgili hesaba alınması ve amortisman uygulamasına başlanması unutulmamalı. Aksi halde bir yıllık amortisman ayırma olanağının kaybedilmesi riski doğabilir.

- Amortisman ayırma hakkını kaybetmeyin

Vergi Usul Kanunu, her yılın amortismanının ancak o yıla ait değerlemede dikkate alınacağını, her hangi bir yıl amortisman ayrılmamasının veya düşük oranda ayrılmasının amortisman süresini uzatmayacağını öngörüyor. Bu düzenleme, amortisman ayrılmamışsa veya eksik ayrılmışsa, ilgili yıl beyannamesinin düzeltilemeyeceğini söylemese de, bu durum genel olarak vergi hatası olarak görülmüyor ve düzeltme yapılmıyor. Dolayısıyla ayrılmayan amortisman ancak varlık elden çıkartıldığında giderleştirilebiliyor. Hak kaybına uğramamak için, amortismana tabi varlıkların amortismanlarının tam ve doğru olarak ayrıldığından ve giderleştirildiğinden emin olun.

- Amortisman ayırma yöntemini doğru seçin

Amortisman ayırma yöntemi, bazı varlıkların amortismanı hariç, serbestçe belirlenebiliyor. Azalan bakiyeler usulünü seçenlerin, normal amortisman yöntemine geçmesi mümkün. Tersi ise mümkün değil. Dolayısıyla, yeni aktife giren varlıklar için amortisman usulünün doğru seçilmesi önemli.

- Defter tasdiklerini unutmayın

Yasal defterlerin tasdiklerinin zamanında yapılması hem vergi hukuku hem de ticaret hukuku açısından önemli. Tasdik işlemlerinin yapılmaması, vergi uygulamaları açısından usulsüzlük cezaları yanında, gider ve katma değer vergisi indirimiyle ilgili riskler doğurabilir. Tasdik işlemlerinin yaptırılmaması, ticaret hukuku açısından ise idari para cezası kesilmesini gerektiren bir fiil.

Dolayısıyla, önümüzdeki yıl için kullanılacak defterlerin Aralık ayı sonuna kadar tasdik işlemlerinin yapılması unutulmamalı. Elektronik defter tutanlar için hesap döneminin ilk ayının beratının alınması açılış onayı, son ayının beratının alınması ise kapanış onayı yerine geçiyor.

Ancak bu durum sadece yevmiye defteri ve defteri kebir için söz konusu. Elektronik defter tutuyorsanız, bu iki defter dışındaki defterlerinizi, örneğin envanter defterinizi bu ayın sonuna kadar tasdik ettirmeyi unutmayın. Recep Bıyık

https://www.dunya.com/kose-yazisi/yilsonu-vergi-uyarilari/393347

Hakkımızda

 ö z d o ğ r u l a r, 18.08.1988 tarihinde kurularak, Mali Müşavirlik faaliyetine başlamıştır. 

Sektöründe en iyi olma duygusu ile personeline "Kalite" bilincini yerleştirmeyi, Kalite Yönetim Sistemini sürekli iyileştirmeyi, müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı, amaç edinerek, 2003 Yılında, alanında Türkiye' de ilk olarak ISO 9001: 2000 Belgesi almıştır.

 

Mali Takvim

Öne Çıkanlar

  • 1 TL için 532.000 TL Fazla Vergi Ödeme Riski Sosyal içerik üreticilerinden ile Appstore, Google Play üzerinden gelir elde…
  • BORSAYA AÇILAN ŞİRKETLER AÇISINDAN EMİSYON PRİMLİ PAYLARA YÖNELİK ÖRNEK UYGULAMA EMİSYON PRİMİ TİCARİ KARA DÂHİL DEĞİLDİR. ÖZKAYNAKLAR ARASINDA 520 PAY…
  • Yatırım Teşvik Belge Kapsamında KDV İstisnası Yatırım Teşvik Belgesi Sahibi Mükellefe Belge Kapsamındaki:· Makine Ve Teçhizat İthal…
Top