Mehmet Özdoğru

Mehmet Özdoğru

Email: This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

Özel bir işyerinde çalışırken işveren tarafından iş sözleşmem bildirimsiz olarak fesh edildi. İşveren kıdem tazminatımı ödedi. Ancak ihbar tazminatımı ödemedi. İhbar tazminatı alma hakkım var mı? 5...010249 Nolu SMS
İhbar tazminatının İş Kanunu'nun 17'nci maddesine uyarak yapılan geçerli nedenle fesihlerde fesih ihbar süresi tanımaksızın sözleşmenin işverence feshedilmesi durumunda ödenmesi gerekir. İş sözleşmesinin haklı neden olmaksızın işçi tarafından işverene ihbar süresi tanımaksızın derhal feshedilmesi durumunda da bu defa işçi tarafından işverene ödenmesi gerekir. Bu nedenle eski işvereneniz size önceden bildirim yapmadan çıkış verdiyse ihbar tazminatını ödemesi gerekir.

3.5 yıldır bir firmada çalışıyorum. 24 saat çalışıp 24 saat izin yapıyorum. Senelik izin kullanmadan kullanılmış gibi işveren imza attırıyor. İşten çıkarılma korkusuyla şikayet edemiyorum. İsmi saklı
İşten kendi isteğiniz ile ayrılmanız halinde tazminat alamazsınız.
Ancak haklarınızı alabilmek için için iş mahkemesine dava açmanız veya Çalışma Bakanlığı'na şikayette bulunmanız gerekmektedir. Çalışırken yani işten çıkmadan şikayet etmek istiyorsanız, şikayet dilekçenizde isminizin gizli tutulmasını talep edebilir veya somut deliller ortaya koyarak isimsiz şikayette de bulunabilirsiniz. İşveren senelik izinleri kullandırmak zorundadır.
Siz de kullanmadığınız ya da almadığınız haklar için imza atmamalısınız. Korkup imza atarsanız kabullenmiş sayılır, haklarınızı alamamış olursunuz.

NE ZAMAN EMEKLİ OLURUM?
20.12.1969 doğum tarihim, SGK girişim 03.06.1997. 5...722743 Nolu SMS
25 yıl, 57 yaş ve 5900 prim gün şartlarına tabisiniz. Emekli olabilmeniz için 5900 prim günü tamamlayıp 57 yaşınızın dolacağı 20.12.2026 tarihini beklemeniz gerekmektedir. Ancak askerlik sigortadan önce ise 15 gün borçlanıp 56 yaşında emekli olursunuz.

1979 doğumluyum. 07.07.1995 girişliyim. 2500 günüm var. Ne zaman emekli olurum? 5...780126 Nolu SMS
İşe başlangıcınıza göre 25 yıl, 55 yaş ve 5750 prim gün şartlarına tabisiniz. 55 yaşınızın dolacağı 07.07.2034 tarihine kadar 5750 günü tamamlayıp emekli olursunuz.

https://www.takvim.com.tr/yazarlar/aliserbetci/2018/04/18/isten-ayrilana-ihbar-tazminati-odenir

5510 SS ve GSS KANUNUNA GÖRE

Sürekli iş göremezlik ödeneği ise, sigortalının iş kazası / meslek hastalığı sonucu oluşan hastalık ve engeller nedeniyle mesleğinde çalışamayacak derecede kazanma gücünü tümden/kısmen yitirmiş olmasını ya da mesleğini sürdürmekle birlikte, çalışma gücünün en az % 10 azalmış bulunması durumudur.(Mülga 506 SSK benzer ifade vardır.)

HESAPLAMA FORMÜLÜ

Meslekte kazanma gücünü % 100 oranında kaybedenlere diğer bir anlatımla sürekli tam iş göremezlik durumuna düşenlere bağlanacak sürekli iş göremezlik geliri, sigortalının tespit edilecek günlük kazancının 30 ile çarpılması suretiyle tespit edilen aylık kazancının % 70’idir. Ancak sigortalının sürekli birinin bakımına muhtaç olması halinde gelir bağlama oranı % 100 olarak uygulanacaktır.

Sigortalının meslekte kazanma gücünün % 10 ile % 99,99 oranında kaybettiğinin tespiti halinde ise sigortalılara sürekli kısmi iş göremezlik geliri bağlanmaktadır.

Sigortalılara bağlanacak sürekli kısmi iş göremezlik geliri, hesaplanacak günlük kazancın 30 katının % 70’inin meslekte kazanma gücü kaybı oranına tekabül eden kısmı kadardır. Sürekli kısmi iş göremezlik gelirlerinde de sigortalının başkasının bakımına muhtaç olduğunun anlaşılması halinde gelir bağlama oranı yine gelir bağlama oranı olan % 70’in % 100’ ü olacaktır.

Sürekli iş göremezlik gelirinin hesaplanması

Gelir sigortalının;

Tam iş göremezliği halinde(%100); Günlük kazanç x 30 x % 70 veya kısaca GK x 21,

Kısmi iş göremezliği halinde(%99,99-%10) ise Günlük kazanç x 30 x % 70 x SİD (sürekli iş göremezlik derecesi) veya kısaca GK x 21 x SİD,

formüllerine göre hesaplanacaktır.

Sigortalının başkasının bakımına muhtaç olması durumunda % 70 olan gelir bağlama oranı % 100 olarak dikkate alınacak ve Gelir = GK x 30 x SİD formülüne göre hesaplanacaktır.

Bu şekilde hesaplanan gelir, günlük kazanç hesabına giren son takvim ayı itibariyle hesaplanan gelir olup, gelirin başlangıç tarihi yılın ilk altı aylık döneminde ise Ocak ödeme dönemi için aylıklara uygulanan artış oranı kadar, yılın ikinci altı aylık döneminde ise, Ocak ödeme dönemi artışı uygulanmaksızın Temmuz ödeme dönemi için aylıklara uygulanan artış oranı kadar artırılarak, sigortalının gelir başlangıç tarihindeki geliri hesaplanacaktır.

Gelir alt sınırı

İş kazası veya meslek hastalığı sonucu bağlanacak gelirlerde alt sınır kontrolü sadece başka birinin sürekli bakımına muhtaç durumdaki sigortalılar için öngörülmüştür. Başka birinin sürekli bakımına muhtaç olan sigortalılara bağlanacak gelirler, prime esas kazanç alt sınırının aylık tutarının % 85’inden az olmayacaktır.

506 SSK KANUNUNDA ALT SINIR AYLIĞI

Madde 96

İş göremezlik derecesi % 25 ve daha yukarı olanlara bu Kanunun 20 nci maddesinin 3 ncü fıkrası uyarınca bağlanacak sürekli kısmi iş göremezlik gelirinin aylık tutarı bu Kanunun 78 nci maddesi uyarınca tespit olunacak günlük kazanç alt sınırının 30 katının % 70'inden az olamaz.

İş göremezlik derecesi % 25 ve daha yukarı olanlara gerek katsayı esasına dayalı gösterge sistemine, gerekse 4447 sayılı Kanunla getirilen yeni sisteme göre bağlanan sürekli iş göremezlik gelirlerinin aylık tutarı, 506 sayılı Kanunun 96’ncı maddesine göre asgari günlük kazancın 30 katının % 70’inden az olamaz

Mülga Kanun da %25 ve üstünde olanlara alt sınır aylığı kontrolü yapılır.

Ekim 2008 öncesi sürekli iş göremezlik geliri %25 ve üstünde olanlara her sene alt sınır aylığı kontrolü yapılır.

2029,50/30=67,65 TL.

67,65X30X%70=1.420,65 TL.

Sürekli kısmi veya sürekli tam iş göremez durumundaki sigortalı, başka birinin sürekli bakımına muhtaç ise bu gelir % 50 artırılır.

=1.420,65X1,50=2.130,98 TL.

5510 SAYILI KANUNLA

Gelir sigortalının;

Tam iş göremezliği halinde(%100); Günlük kazanç x 30 x % 70 veya kısaca GK x 21,

Kısmi iş göremezliği halinde(%99,99-%10) ise Günlük kazanç x 30 x % 70 x SİD (sürekli iş göremezlik derecesi) veya kısaca GK x 21 x SİD,

formüllerine göre hesaplanacaktır.

%25 SİD.

67,65X30X%70X%25=355,16 TL.(ALT SINIR AYLIĞI KONTROLÜ YOK)

%100 VE BAKIMA MUHTAÇ İSE;

67,65X30X70=1.420,65 TL DEĞİL 67,65X30X%85=1.725,08 TL.

SONUÇ:

2008/Ekim öncesi sürekli iş göremezlik gelirinde %25 ve üstünde olanlar için alt sınır aylığı o yıl için belirlenen taban  SPEK  %70 az olmaz ve her sene de kontrolü yapılır.

%10-%24 olanlar için böyle bir uygulama yapılmaz.

Başkasının bakımına muhtaç ise %100 ise bu oran %50 artırılır.

Reform yasa ise alt sınır aylığını sadece başkasının bakımına muhtaç olanlar için %85 olarak belirlenmiştir.(Taban SPEK %85)

Reform yasa ile gelir bağlananlarda bir azalma olmuştur. Vedat İlki

https://alitezel.com.tr/index.php?sid=yazi&id=9087

Çarşamba, 18 Nisan 2018 09:56

Evde Bakım Parası Ve Engelli Aylığı

Engelli aylığı ve evde bakım parası, engellilerin yoksulluğa düşmesinin önlenmesi ve engellilere yönelik bakım hizmetlerinin masraflarının karşılanması adına uygulanıyor. Engelli aylığı ve evde bakım parası alınabilmesi için bazı şartlar söz konusu.

Kimler engelli aylığı alabilir?

Sağlık kurulu raporuyla en az yüzde 40 engelli olduğu tespit edilen kişiler engelli aylığı alabilirler. Engellilik oranına göre engelli aylığının miktarı değişir. Engelli aylığı alacak kişinin 18 yaşından büyük olması da gerekir.

Çalışan engelliler engelli aylığı alabilirler mi?

Sigortalı olarak çalışan veya SGK’dan gelir veya aylık alan engelliler aylık alamazlar. Nafaka bağlanmış veya bağlanması mümkün olan engelliler de aylık alamıyorlar. Çalışmayan ve SGK’dan gelir veya aylık almayan engellilerin engelli aylığı alması mümkündür.

Gelir sınırı söz konusu

Engelli aylığı alabilmek için çalışmamak dışında bir de gelir sınırı var. Engelli aylığı bağlanacak kişinin yaşadığı hanedeki kişi başına düşen gelirin asgari ücretin üçte birinden az olması gerekiyor. Bu sınır 2018 yılı için 483.63 TL. 2018 yılında engelli aylığı almak için başvuracak kişiler, diğer şartları sağlıyorlarsa ve yaşadıkları hane içindeki kişi başına düşen gelir 483.63 TL’nin altındaysa, engelli aylığı alabilirler.

Engelli aylığı ne kadar?

2018 yılı için belirtilen diğer şartları sağlayan ve yüzde 40 ila yüzde 69 engellilik oranı bulunan engellilere 1.197,44 TL, yüzde 70 ve üstü engellilik oranı bulunan ve başkasının bakımına muhtaç engellilere ise 1.796,17 TL aylık bağlanıyor. Bu rakam her yıl değişiyor.

Evde bakım parası nasıl alınır?

Engellilerin gündelik hayatlarını sürdürebilmeleri için başkasının bakımına muhtaç olmaları söz konusu. Engellilerin gündelik bakım hizmetlerinin genellikle kendi evlerinde ve bir akrabaları tarafından gerçekleştirildiği görülüyor. Bakım hizmetini gerçekleştiren kişiye evde bakım parası ödenebiliyor. Ancak bunun için bazı şartlar söz konusu.

Engelliye bakan kişinin evde bakım parası alabilmesi için ilk şart, engellinin en az yüzde 50 oranında engeli olduğunun sağlık kurulu raporuyla tespit edilmesidir. Bununla birlikte, engellinin sağlık kurulu raporunda “ağır engelli” ibaresinin yer alması şarttır. Yüzde 50’den daha düşük bir engellilik oranı tespit edilmiş ise evde bakım parası alınamaz. Evde bakım parası alınabilmesi için engellinin sağlık kurulu raporunda bakıma muhtaç olduğunun da belirtilmesi gerekmektedir.

Evde Bakım Parası İçin Akrabalık Şartı Var Mı?

Evde bakım parası alınabilmesi için engelliye bakan kişi ile engelli arasında kan bağı bulunması şart. Engelliye bakan herkes evde bakım parası alamıyor. İlgili yönetmelik çerçevesinde üvey akrabalar da evde bakım parası alabiliyor.

Engelliye bakan kişinin engelliyle aynı adreste ikamet etmesi de şart. Aksi takdirde, bakım hizmetinin tam anlamıyla yerine getirilmeyeceği düşünülerek evde bakım parası ödenmiyor. Diğer yandan, engelliye bakacak başka kişinin bulunamaması ve engellinin veya yasal temsilcisinin özel veya resmi merkezlerde bakım hizmeti almayı istememesi halinde, bakım hizmetleri değerlendirme heyetinin de görüşüyle bakım hizmeti her gün rahatlıkla gelinip gidilebilecek yakınlıktaki farklı adresteki akraba tarafından da verilebilir.

Evde Bakım Parası Ne Kadar?

Gerekli şartları sağlayan ve engellisine bakan kişiye 2018 yılı için aylık 1085.5 TL ödeme yapılıyor. Evde bakım parasının alınabilmesi için engellinin bulunduğu hanede kişi başına düşen gelirin asgari ücretin üçte ikisinden düşük olması gerekmektedir. 2018 yılı itibarıyla bu rakam 967.27 TL. Bu rakamın üzerinde kişi başına düşen gelir bulunan hanelere evde bakım parası ödenmez.

Başvurular SYDV’lere

Evde bakım parası ve engelli aylığı alınabilmesi için başvuruların ikamet edilen yerdeki Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı il veya ilçe müdürlüklerine yapılması gerekiyor. Evde bakım parası alınması için başvuru esnasında engellinin bulunması gerekmiyor. Gerekli belgelerle yapılan başvurular değerlendirilerek evde bakım parası bağlanması işlemleri gerçekleştiriliyor. Engelli aylığından yararlanmak isteyen kişiler SYDV’lerden aldıkları sevk ile sağlık kurulu raporu vermeye yetkili hastanelere gidiyorlar. Alınan bu sevkle gidilen hastanede verilecek sağlık kurulu raporu için ücret alınmıyor. Raporda belirlenen engellilik oranı sonrası muhtaçlık değerlendirmesi yapılıyor ve engellilik oranına göre belirlenen engelli aylığı bağlanıyor. Cem Kılıç

http://www.milliyet.com.tr/yazarlar/cem-kilic/evde-bakim-parasi-ve-engelli-ayligi-2650274/

Çarşamba, 18 Nisan 2018 09:55

Devreden KDV Sorunu

Önce piyasalara, özel sektöre müjdeler verildi. Devreden ve uzun süredir indirilemeyen KDV iade edilecek diye. Sonra “Katma Değer Vergisi Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklikler Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”na bu yolda hükümler konuldu.

Tasarı ile KDV Kanunu'nun 29. maddesi değiştirilerek, “1.1.2019’dan sonrası için, mükelleflerin bir vergilendirme döneminde indirilecek KDV toplamının hesaplanan KDV toplamından fazla olması halinde aradaki farkın iade edilmeyeceğine ilişkin kuralın kaldırılması ve her bir vergilendirme dönemine ilişkin oniki ay süreyle indirim yoluyla giderilemeyen KDV’nin, izleyen altı ay içinde mükellef tarafından talep edilmesi koşuluyla iade edilmesi” öngörüldü.

Yine aynı tasarı ile 1.1.2019 öncesinde birikmiş ve indirim yoluyla giderilememiş KDV’nin ise ayrı ve özel bir hesaba alınması, ödenecek KDV’den mahsubu dışında bu hesabın kullanılmaması öngörülerek, bu şekilde birikmiş devreden KDV’nin, bütçe olanakları çerçevesinde yıllara yayılı şekilde iadesi yahut muhtelif vergi borçlarına mahsup edilmesi veyahut gider yazılması konusunda düzenlemeler yapma konusunda Maliye Bakanlığı yetkili kılınıyordu.

Tasarı Meclis'e sunuldu. Plan ve Bütçe Komisyonu'ndan geçti. Genel Kurul'a geldi ve reddedildi. Bütün bu aşamalarda, gerekli hesapların yapıldığı, bütçeye bu düzenlemelerle olağanüstü bir yük gelmeyeceği kamu kesiminden açıklandı. Hesap mutlaka doğruydu. Önce şunu söyleyelim. Her şeyden önce Hazine, 2019’da çok büyük bir KDV tahsilatı yapacaktı. Çünkü 2018 sonu itibariyle indirilecek KDV’ler sıfırlanıyordu. Ödeme, 2019’un indirilemeyen KDV’si için ise 2020 Temmuz'undan önce olmayacaktı. 2018 sonu itibariyle birikmiş devreden KDV ise zaten anında “trink” diye iade edilmeyecekti. Bir kısmı mevcut vergi borçlarına sayılacaktı. Bir kısmı gider yazdırılacaktı. Bir kısmına devlet tahvili verileceği söyleniyordu. Zaten hazinenin bu iadeyi, bütçe olanakları çerçevesinde zamana yayarak yapacağı tasarı metninde söyleniyordu.
Peki, niçin reddedildi? Belirsiz. Çünkü oylamaların gerekçesi yok.

Burada indirilemeyip devreden KDV, kimin parası diye sormak gerekiyor. Mükellefin parası. Mükellef KDV’yi indiremediği takdirde, kendisi nihai tüketici gibi KDV’ye cebinden ödeyerek katlanmak zorunda kalıyor. Oysa bu vergide mükellefin vergi taşıyıcısı olmaması, taşıyıcının yani nihai tüketicinin KDV’yi üstelenmesi gerekiyor. Mükellef, nihai tüketici pozisyonunda olup bu vergiyi üstlenince, kaynaklarını buraya, bu tutarın finansmanını sağlamaya yöneltmek zorunda kalıyor. Mükelleflerin finansmanını sağladığı indirilemeyen KDV tutarı, az buz rakam değil, yaklaşık 167 milyar Lira. Bakan, bunun yaklaşık 70 milyar lirasının özel sektöre ait olduğu söylüyor. Buradaki en büyük alacaklı ise, 43,5 milyar lira ile inşaat sektörü. Başka bir deyişle inşaat sektörü, cebinden 43,5 milyar lirayı harcamış, ama yansıtamayıp, üzerinde kalmış. Bu para bu sektörün hem alacağı hem de bir anlamda finansman sıkıntısının kaynağı.
Biz yıllarca ödenecek KDV’yi Hazine'ye gelir yazdık. Ama mükellefin devlete kredi verir gibi ödediği, indirileceği umudunu taşıdığı KDV’yi yok saydık.

Peki diğer ülkeler ne yapıyor? Oraya da bakmak lazım. İki akademisyenimizin Vergi Konseyi için yaptığı bir araştırmaya göre Arjantin, Avustralya, Hırvatistan, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Fransa, Almanya, Macaristan, İrlanda, İtalya, Luxemburg, Portekiz ve İngiltere, indirilecek KDV’nin hesaplanan KDV’den bir yıl içinde sürekli fazla olması halinde, diğer vergilerden mahsup ve/veya iade yapıyor. Arnavutluk, Avusturya, Belçika, Kanada, Finlandiya ve Norveç daha kısa sürelerde iade yapıyor. Demek ki bu ülkeler Hazine'yi mükellefin alacağı ile finanse ettirmiyor.

Bu konu, uzun süreler mükellefe taşıttırılan bu KDV’nin iade edilmesi gerektiği, konuyla ilgili akademisyenler tarafından zaten bilinmekteydi. Bu tartışmalarla konuyu herkes öğrendi. Özel sektörün artık bu konunun peşini bırakmayacağını, vergi adaleti adına talepkâr olmaya devam edeceğini düşünüyorum.

Bu düzenleme yasalaşsaydı, özel sektör nezdinde ekonomide bir sinerji yaratacaktı. Özel sektör belki vergi borçlarını kapatacaktı, devlet tahvili verilse teminat gösterip kredi alacaktı veya kırdırıp kaynak yaratacaktı. Eminim ki bu tutarlar, özel kesime bir can suyu yaratacaktı. Tasarının red öncesi yarattığı olumlu hava bile bunun göstergesi.

Seksenli yıllarda KDV Kanun Tasarısı'nın hazırlanması sırasında görevde olan bazı üstatlara, uzun süre devreden KDV’nin iadesi meselesinin, pek çok ülke kanununda olmasına rağmen niçin kanuna alınmadığı sorulduğunda, “bunu o gün de tartıştık, ama sahte faturayı arttırır diye korktuk” dedikleri söyleniyor. Uygulama ve denetim sorunlarının cezasını, KDV yükünü taşıyanlara ödettirmek yanlışından artık dönmeliyiz. Yaşın yanında kuru artık yanmamalı.

Benim inancım, en geç bundan sonraki en fazla beşinci Torba Kanun'la bu sorunun giderileceği.

Tabii ki konuya sahip çıkmak koşulu ile. Bumin Doğrusöz

https://www.dunya.com/kose-yazisi/devreden-kdv-sorunu/411873

SORU: Limited şirketlerde sermaye artırımı hangi yollarla gerçekleşir?

CEVAP: TTK md.590 hükmüne göre; şirketin kuruluşu hakkındaki hükümlere ve özellikle sermayenin ayın olarak konması ve bir işletme ile ayınların devralınmasına dair kurallara uymak şartıyla esas sermaye artırılabilir. Eski TTK md.516 aynen korunmaktadır.

SORU: Sermaye artırımlarında hangi kanun hükümleri uygulanır? Sermaye artırımına karar verecek kurul hangisidir?

CEVAP: Esas sermayenin artırılmasında limited şirket kuruluşuna ilişkin hükümleri uygulanır. TTK md.621/1 hükmüne göre, esas sermayenin artırılmasına limited şirket genel kurulu karar verecektir.

SORU: Sermaye olarak konulacak unsurlarda aranan şartlar nelerdir?

CEVAP: TTK md.580’e göre,

  1. Üzerinde sınırlı ayni bir hak, haciz veya tedbir bulunmayan,
  2. Nakden değerlendirilebilen ve devrolunabilen,
  3. Fikri mülkiyet hakları ile sanal ortamlar ve adlar da dahil, malvarlığı unsurları ayni sermaye olarak konulabilir.

SORU: Sermaye artırımında rüçhan hakkının kullanımı nasıl olur? Yeni ortak sermaye artırımına iştirak ederek katılabilir mi?

CEVAP: Sermaye artırımı sırasında şirkete yeni ortak alınması mümkündür. Eski TTK 516/1 maddesinde, “Artırılan kısım için yeni ortaklar alınabilir. Mukavelede veya artırma kararında aksine hüküm olmadıkça her ortak, sermayesi nispetinde esas sermayenin artırılmasına iştirak etmeyi isteme hakkını haizdir.” hükmü yer almış olup, TTK 591.maddesinde de, “Şirket esas sözleşmesinde veya artırım kararında aksine bir hüküm yoksa, her ortak sermaye payı oranında, esas sermayenin artırılmasına katılma hakkına haizdir.” denilmektedir.

SORU: Sermaye artırımında tadil tasarılarının şekli hazırlanması nasıl olacaktır?

CEVAP: Ortaklar tadil metnini Eski Şekil-Yeni Şekil şeklinde düzenleyip, TTK md.575’e göre, “Şirket sözleşmesinin yazılı şekilde yapılması ve kurucularının imzalarının noterce onaylanması şarttır.” Sermaye artırımında kuruluş hükümleri geçerli olduğundan, TTK md.585’te yer alan, “Şirket, kanuna uygun olarak düzenlenen şirket sözleşmesinde, kurucuların limited şirket kurma iradelerini açıklayıp, sermayenin tamamını şartsız taahhüt etmeleri ve nakit kısmı hemen ve tamamen ödemeleriyle kurulur.” ifadesi burada da yer alacaktır. Nazlı Gaye Alpaslan

http://www.hurses.com.tr/av-nazli-gaye-alpaslan/limited-sirketlerde-sermaye-artirimi-hakkinda-5-soru--5-cevap/haber-18325

SGK'dan eksik gün belgelerinin verilmesine yönelik sürece ilişkin açıklama yapıldı.

Sosyal Güvenlik Kurumunca (SGK) eksik çalışmaya ilişkin bilgi ve belgelerin kurumca istenilmesi halinde ibraz edilmesinin zorunlu olduğu belirtilerek, "İlgili bilgi ve belgelerin kurumca yapılan tebligata rağmen ibraz edilmemesi veya ibraz edilen bilgi ve belgelerin kurumca belirlenecek usul ve esaslara uygun düzenlenmemiş olması halinde geçersiz sayılarak, kanunun 86'ncı maddesinin beşinci fıkrasına göre işlem yapılacaktır." değerlendirmesinde bulunuldu.

SGK'dan eksik gün belgelerinin verilmesine ilişkin yapılan yazılı açıklamada, 7103 sayılı Vergi Kanunları İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un 67'nci maddesiyle 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 86'ncı maddesinin dördüncü ve beşinci fıkralarının değiştirildiği anımsatıldı.

Açıklamada, "Bu doğrultuda maaş ödemeleri ayın 15'i ile takip eden ayın 14'ü arasında olan işyerleri için 15 Mart -14 Nisan süresine ait 2018 yılı mart ayına, maaş ödemeleri ayın 1'i ila 30'u arasında olan iş yerleri için 1 Mart- 31 Mart süresine ait 2018 yılı mart ayına ilişkin aylık prim ve hizmet belgesinden/muhtasar ve prim hizmet beyannamesinden başlamak üzere, hali hazırdaki uygulamada olduğu gibi, eksik gün bildirim nedenlerinin aylık prim ve hizmet belgesinde/muhtasar ve prim hizmet beyannamesinde belirtilmesi gerekmektedir." ifadeleri kullanıldı.

Eksik çalışmaya ilişkin belgelerin ilgili ay/aylar için düzenleneceği ancak kuruma verilmeyeceği bildirilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Söz konusu belgeler Kanunun 86'ncı maddesinin ikinci fıkrasında öngörülen süreyle işverence saklanacaktır. Eksik çalışmaya ilişkin bilgi ve belgelerin kurumca istenilmesi halinde ibraz edilmesi ise zorunlu olacaktır. İlgili bilgi ve belgelerin kurumca yapılan tebligata rağmen ibraz edilmemesi veya ibraz edilen bilgi ve belgelerin kurumca belirlenecek usul ve esaslara uygun düzenlenmemiş olması halinde geçersiz sayılarak, kanunun 86'ncı maddesinin beşinci fıkrasına göre işlem yapılacaktır."

Kaynak: AA

SGK'dan kamu kurum ve kuruluşlarında kadroya geçirilen sigortalılara ödenecek toplu iş sözleşmesi farklarına yönelik açıklama yapıldı.

Sosyal Güvenlik Kurumunca (SGK), kamu kurum ve kuruluşlarında kadroya geçirilen sigortalılara ödenecek toplu iş sözleşmesi farklarına ilişkin açıklamada, "Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca ilan edilecek olan fiyat farkına ilişkin duyurunun 5 Nisan 2018 tarihinde yapılmış olması nedeniyle duyurunun yapıldığı tarihi takip eden ayın 23'üne yani 23 Mayıs 2018 tarihine kadar ücret farklarına ilişkin ek aylık prim ve hizmet belgelerinin Kurumumuza verilmesi, karşılığı sigorta primlerinin de 31 Mayıs 2018 tarihine kadar ödenmesi halinde yükümlülükler yasal süresi içinde yerine getirilmiş olacaktır." ifadesine yer verildi.

SGK'dan yapılan yazılı açıklamada, Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımlarında Toplu İş Sözleşmesinden Kaynaklanan Fiyat Farkının Ödenmesine Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 30 Mart'ta Resmi Gazete'de yayımlandığı anımsatıldı.

Açıklamada, yönetmelik kapsamında 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu'nun 8. maddesinin üçüncü fıkrası çerçevesinde yapılmış ve süresi söz konusu geçici 23.maddenin birinci fıkrasında öngörülen geçiş işleminden önce ihale sözleşmesi ile sona eren toplu iş sözleşmeleri, kamu kurum ve kuruluşları itibarıyla geçiş işleminin yapıldığı tarihe kadar uygulanmaya devam edileceğine işaret edildi.

Bu döneme ilişkin uygulanacak ücret zam oranlarının Yüksek Hakem Kurulunca bağıtlanan toplu iş sözleşmelerindeki oranlar esas alınarak belirlenerek, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca ilan edileceğinin aktarıldığı ve yönetmelikte "Bunlardan kaynaklanan işçiliğe bağlı giderlerde oluşan artışlar kamu kurum ve kuruluşlarınca fiyat farkı olarak ödenir. Fiyat farkı kapsamında yapılacak ödemeler ve yasal yükümlülüklerin yerine getirilmesinde kamu kurum ve kuruluşlarınca gerekli tedbirler alınır." düzenlemesinin bulunduğu vurgulandı.

Açıklamada, Bakanlıkça yayımlanan 5 Nisan 2018 tarihli "Toplu İş Sözleşmesinden Kaynaklanan Fiyat Farkının Ödenmesine Dair Yönetmelik Uyarınca Belirlenen Ücret Zam Oranları" başlıklı duyuru kapsamında da Yüksek Hakem Kurulunca kamu kurum ve kuruluşlarınca fiyat farkı olarak yapılacak ödemelerin süresi 3 aya kadar uzayan ihaleler için işçilerin günlük çıplak ücretlere yüzde 3 zam, süresi 2 aya kadar uzayan ihaleler için işçilerin günlük çıplak ücretlere yüzde 2 zam olarak uygulanacağı belirtildi.

İşverenlerin mağduriyet yaşamamaları için bu konuda gerekli hassasiyeti göstermeleri gerektiğine işaret edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca ilan edilecek olan fiyat farkına ilişkin duyurunun 5 Nisan 2018 tarihinde yapılmış olması nedeniyle duyurunun yapıldığı tarihi takip eden ayın 23'üne yani 23 Mayıs 2018 tarihine kadar ücret farklarına ilişkin ek aylık prim ve hizmet belgelerinin Kurumumuza verilmesi, karşılığı sigorta primlerinin de 31 Mayıs 2018 tarihine kadar ödenmesi halinde yükümlülükler yasal süresi içinde yerine getirilmiş olacaktır. İşverenlerimizin herhangi bir mağduriyet yaşamamaları için konuyla ilgili gerekli hassasiyeti göstermeleri gerekmektedir."

Kaynak: AA

18 Nisan 2018 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 30395

Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumundan:

KURUL KARARI

Karar No:  75935942-050.01.04 – [01/ 14]

Karar Tarihi: 12/4/2018

Kararın Konusu: Hizmet Bedellerinin Belirlenmesi

660 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 19 uncu maddesi ve 26/12/2012 tarihli ve 28509 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Bağımsız Denetim Yönetmeliğinin 48 inci maddesine istinaden, bağımsız denetçi kimliği, bağımsız denetçi belgesi, bağımsız denetim kuruluşu belgesi, bağımsız denetçi mührü ve bağımsız denetçilik sınavı (her bir alan için) için uygulanacak ücretlerin, 14/12/2016 tarihli ve 29918 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan şekliyle yeni bir belirleme yapılıncaya kadar aynen uygulanmasına karar verilmiştir.

T.C.

SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI

Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü

Sayı : 99779835-202.99-E.2820392

Tarih: 13/04/2018

Konu : Kamu İşyerlerinin Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi Göndermesi

GENEL YAZI

Bilindiği üzere, 21/12/2017 tarihli 30277 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi Genel Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ ile Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi Genel Tebliğine eklenen “Uygulamaya geçişin yaygınlaştırılması” başlıklı Geçici 4 üncü maddesinde;

(1) Uygulamaya geçişin yaygınlaştırılması kapsamında; Kırşehir ilindeki mükellefler/işverenler için 1/6/2017 tarihinden itibaren başlamış olan bu Tebliğin uygulanmasına Amasya, Bartın ve Çankırı illeri merkez ve ilçelerinde bulunan mükellefler/işverenler (281 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde belirtilen bankalar hariç) için 1/1/2018 tarihinden itibaren başlanacaktır.

(2) Birinci fıkra kapsamına giren mükelleflerce/işverenlerce Amasya, Bartın, Çankırı ve Kırşehir illeri dışındaki başka bir ilde istihdam edilmekle birlikte ücret ödemeleri veya tahakkuku bu illerde yapılan çalışanların ücret ödemeleri üzerinden tevkif edilen vergiler ile sigortalıların prime esas kazanç ve hizmet bilgilerini içeren Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi Amasya, Bartın, Çankırı veya Kırşehir illerindeki yetkili vergi dairelerine elektronik ortamda gönderilecektir.

(3) Amasya, Bartın, Çankırı veya Kırşehir illerinde istihdam edilmekle birlikte ücret ödemesi veya tahakkuku bu iller dışında bir ilde yapılan çalışanların ücret ödemeleri üzerinden tevkif edilen vergilere ait muhtasar beyanname, ücret ödemesi veya tahakkukun yapıldığı yer vergi dairesine verilecektir. Ayrıca bu sigortalılara ait aylık prim ve hizmet belgeleri ise elektronik ortamda (e-bildirge) Kuruma verilmeye devam edilecektir.”

Denilmektedir.

Buna göre, 1/6/2017 tarihinden beri Kırşehir ilindeki işverenler için getirilen “Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi” uygulamasına 1/1/2018 tarihinden itibaren Amasya, Bartın ve Çankırı illeri merkez ve ilçelerinde bulunan işverenler için de geçilmiş olup resmi işyeri işverenlerinin Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesini göndermelerine yönelik hazırlıkların devam etmesi nedeniyle ikinci bir duyuruya kadar aylık prim ve hizmet belgelerini e-bildirge sistemiyle göndermeye devam edecekleri açıklanmış bulunmaktadır.

Bu defa, 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı çalıştıran Kamu işyeri işverenlerinden, gelir vergisi kesintisi yapıp muhtasar beyanname göndermekle yükümlü olanların, 2018/Nisan döneminden (15.04.2018-14.05.2018) itibaren Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamelerini e-Beyanname sistemi üzerinden göndermeleri gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Savaş ALIÇ

Genel Müdür V.

18 Nisan 2018 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 30395

Sermaye Piyasası Kurulundan:

MADDE 1 – 24/12/2013 tarihli ve 28861 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Önemli Nitelikteki İşlemlere İlişkin Ortak Esaslar ve Ayrılma Hakkı Tebliği (II-23.1)’nin 4 üncü maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiştir.

“l) Banka: 19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununda tanımlanan bankaları,”

MADDE 2 – Aynı Tebliğin 12 nci maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiş, aynı maddeye aşağıdaki ikinci fıkra eklenmiş ve diğer fıkra buna göre teselsül ettirilmiş, teselsül ettirilen üçüncü fıkra aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“j) Ortaklığın mali yapısının güçlendirilmesini teminen, elde edilecek fonun en az %90’ının fonun elde edilme tarihinden itibaren bir ay içinde her türlü muvazaadan ari bir şekilde nakdi banka kredilerinin ve/veya ihraç edilen borçlanma araçlarından kaynaklanan borçlarının ödenmesine yönelik olarak kullanılması kaydıyla, ilişkili taraflara olmayan mal varlığı devri işlemleri.”

“(2) Bu maddenin birinci fıkrasının (j) bendinin uygulanmasında elde edilecek fonun nakdi banka kredilerinin ve/veya borçlanma araçlarından kaynaklanan borçların tamamının ödenmesinde kullanılması durumunda ayrıca oran aranmaz.”

“(3) Ayrılma hakkının doğmadığı hallerde; diğer ilgili düzenlemeler uyarınca genel kurul yapılma zorunluluğu bulunduğu haller hariç olmak üzere, yönetim kurulu kararı alınması yeterli olup, ayrıca genel kurul toplantısı yapılması gerekmez. Diğer ilgili düzenlemeler uyarınca genel kurul yapılma zorunluluğu olan hallerde ise toplantı gündemine ayrılma hakkı doğmadığına ilişkin yönetim kurulu beyanı eklenir. Ayrıca her durumda, bu madde kapsamında değerlendirilen işlemlere ilişkin olarak gerekçeli yönetim kurulu kararı, ilgili bilgi ve belgelerle birlikte ve ek olarak bu maddenin birinci fıkrasının (j) bendi kapsamında mal varlığı devri işleminin gerekçesi ve elde edilecek fon ile nakdi banka kredilerinin ve/veya borçlanma araçlarından kaynaklanan borçların bir ay içinde kapatılacağına ilişkin yönetim kurulu kararı, ödeme tutarları ve ödemelerin gerçekleştiğine dair bilgiler Kurulun özel durumlara ilişkin düzenlemeleri uyarınca kamuya açıklanır.”

MADDE 3 – Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 4 – Bu Tebliğ hükümlerini Sermaye Piyasası Kurulu yürütür.

Hakkımızda

 ö z d o ğ r u l a r, 18.08.1988 tarihinde kurularak, Mali Müşavirlik faaliyetine başlamıştır. 

Sektöründe en iyi olma duygusu ile personeline "Kalite" bilincini yerleştirmeyi, Kalite Yönetim Sistemini sürekli iyileştirmeyi, müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı, amaç edinerek, 2003 Yılında, alanında Türkiye' de ilk olarak ISO 9001: 2000 Belgesi almıştır.

 

Mali Takvim

Öne Çıkanlar

  • 1 TL için 532.000 TL Fazla Vergi Ödeme Riski Sosyal içerik üreticilerinden ile Appstore, Google Play üzerinden gelir elde…
  • BORSAYA AÇILAN ŞİRKETLER AÇISINDAN EMİSYON PRİMLİ PAYLARA YÖNELİK ÖRNEK UYGULAMA EMİSYON PRİMİ TİCARİ KARA DÂHİL DEĞİLDİR. ÖZKAYNAKLAR ARASINDA 520 PAY…
Top