Mehmet Özdoğru
e-İrsaliye Kullanma Kılavuzu
İçindekiler
GİRİŞ ve YETKİ
1. e-İrsaliye Uygulamasına Kimler geçmek zorundadır?
2. e-İrsaliye Uygulamasına Nasıl Başvurulur?
3. e-İrsaliye Uygulamasına İnteraktif VD üzerinden başvurulabilir mi?
4. e-İrsaliye Uygulamasına dahil olan mükellefler kağıt irsaliye düzenleyebilirler mi? Tüm sevk irsaliyeleri e-İrsaliye mi olmak zorundadır? .
5. e-İrsaliye uygulamasına kayıtlı olmayan alıcılara elektronik ortamda e-İrsaliye düzenlenmesi mümkün müdür?
6. e-İrsaliye uygulamasından kaç tür yöntemle faydalanılır?
7. GİB PORTAL yöntemi ile de e-İrsaliye düzenlenebilecek midir?
8. Kendi bilgi işlem sistemlerini kullanmak suretiyle e-İrsaliye düzenlenmesi mümkün müdür? Bunun için aranılan temel şartlar nelerdir?
9. e-İrsaliye hizmeti veren Özel Entegratör kuruluşlar var mıdır? Bilgilerine nasıl ulaşılır?
10. Aynı mükellefin birden fazla yöntemle e-İrsaliye uygulamasından yararlanması mümkün müdür?
11. e-İrsaliye Uygulamasından birden fazla özel entegratörden hizmet alınarak yararlanılması mümkün müdür?
12. E-irsaliye kim tarafından düzenlenmesi gerekmektedir ?
13. e-İrsaliyelerde de Düzenleme tarihinin yanında “Sevk tarihi” nin de yer alması zorunlu mudur? Düzenlendiği gün sevki işlemi de gerçekleştirilen durumlarda, sevk tarihinin e-İrsaliye üzerinde ayrıca doldurulması, yer verilmesi zorunlu mudur?
14. Düzenlenen e-İrsaliye belgeleri GİB tarafından muhafaza edilmekte midir? Mükelleflerin ayrıca e-İrsaliyeyi muhafaza etmesi gerekir mi? E-İrsaliyelerin muhafazası üçüncü taraf kurum ve kuruluşlara yaptırılabilir mi?
15. e-İrsaliye hizmetinden yararlanmak için yapılan başvurular için GİB’ e herhangi bir ücret ödemesi yapılır mı?
16. e-İrsaliye uygulaması için ayrı bir Mali Mührün temin edilmesi zorunlu mudur?
17. Gerçek kişiler elektronik İmzasını veya mali mührünü kimlerden temin edebilir?
18. Gerçek veya Tüzel Kişiler MALİ MÜHÜR’ü nasıl temin eder?
19. Özel Entegratör kuruluşlardan e-İrsaliye hizmetinden yararlanılacak olması halinde de mali mühür veya elektronik imza alınma zorunluluğu var mıdır? 7
20. Sevk tarihi, irsaliye tarihi ile aynı veya ileri bir tarih mi olmalıdır? Yoksa irsaliye tarihinden daha geçmiş bir tarih olabilir mi?
21. e-İrsaliye uygulamasına dahil olmak isteyen ve e-Faturada entegrasyon yöntemini kullanan mükellef, e-irsaliyede özel entegrasyon yöntemini seçebilir mi?
22. e-İrsaliye özel entegratörlük izni almak isteyen mükellefler için başvuru şartları ve gerekli evraklar nelerdir?
23. e-İrsaliye uygulamasına geçildiğinde, şubeler arası düzenlenen ya da sadece işlem görmek üzere gönderilen malzemeler için de e-İrsaliye mi düzenlememiz gerekiyor?
24. e-İrsaliye Düzenlendikten sonra, fiili mal sevkiyatı başlamadan önce alıcı malı almaktan vazgeçerse düzenlenen e-İrsaliye ile ilgili ne gibi işlem yapılacaktır? Alıcı dan bir belge almak gerekir mi?
25. Muhtelif müşteriler ibareli e-İrsaliye düzenlenebilecek midir? Düzenlenemeyecekse izlenecek yol nedir?
26. Muhtelif müşterilere yapılan sıcak satışlarda teslim anında e-İrsaliye düzenlenmesinin teknik açıdan mümkün olmaması halinde izlenecek yol nedir?
27. Satışta müşteriye öncelikle e-fatura düzenlenip, sevkiyatın daha sonradan gerçekleştirilecek olması halinde izlenecek yöntem nedir?
28. Malın fiili sevkinden önce, fatura düzenlenmişse düzenlenecek faturada malın fiili sevk tarihi ve irsaliye no’su alanı boş bırakılabilir mi?
29. Mağazada yapılan satışlarda, alıcının kendi aracı ile malı mağazadan kendi işyerine kendi sevk etmesi halinde, satıcı tarafından alıcıya düzenlenen e-İrsaliye veya İrsaliye yerine geçen e-Fatura’nın kağıt çıktısı, ÖKC e-Fatura bilgi fişi kullanılabilir mi? Bu durumda alıcı mı sevk irsaliyesi düzenleyecektir? Alıcı e-İrsaliye de ise kendine de e-İrsaliye mi düzenleyecektir?
30. e-İrsaliye’nin sevkiyatın başlatıldığı lokasyondaki altyapı ve teknik imkansızlıklar (örneğin; internetin bulunmaması) nedeniyle malın sevkinden önce düzenlenmesinin mümkün olamadığı hallerde izlenecek yöntem nedir?
31. Geçmiş tarihli e-İrsaliye düzenlenebilir mi?
32. İhracat işlemlerine ait mal sevkiyatlarında (işyerinden Gümrük yerine veya yurtdışına kadarki süreçte) satıcı e-İrsaliye mi düzenleyecek?
33. e-İrsaliye de malların fiyatları yer almak zorunda mıdır? Malların fiyatlarına yer verilmesi ise ayrıca mümkün müdür?
34. e-İrsaliye’ye konu malları “tam olarak” teslim alan alıcı ne yapacaktır?
35. e-İrsaliye’ye konu malları “eksik olarak” teslim alan alıcı ne yapacaktır?
36. Sevk irsaliyesine konu malların satıcı tarafından taşındığı hallerde, alıcının veya görevlisinin işyerinde bulunmaması halinde, teslimat yapılamaması halinde, malların satıcının işletmesine geri gelmesi sürecinde satıcı tarafından yeniden bir e-İrsaliye düzenlenecek midir? Yoksa ilk e-İrsaliye belgesi ile mallar işletmeye geri getirilebilir mi? Söz konusu malların alıcısına daha sonra tekrar sevk edilmesi durumunda ilk düzenlenmiş irsaliye belgesi kullanılabilir mi?
37. Lojistik merkezinde satıcıya ait depolanan malların, lojistik merkezine ait araçlar ile satıcının vereceği talimatla bir alıcıya sevk edileceği zaman, sevk irsaliyesini kim düzenleyecek? Lojistik merkezi taşıma irsaliyesi ile birlikte ayrıca e-İrsaliye mi düzenleyecek? Yoksa e-İrsaliye yi malın satıcısı mı düzenleyecek? Ya da sadece taşıma irsaliyesi ile malın lojistik depodan alıcıya ulaştırılması mümkün müdür?
38. Mükelleflerin, özel entegratörün veya GİB’in e-İrsaliye ilgili sistemlerinde arıza, bakım, kesinti veya diğer mücbir sebep hallerinde mal sevkiyatı işlemleri ne şekilde belgelendirilecektir? Bu süre boyunca kağıt ortamda irsaliye düzenlenebilecek midir? Kağıt ortamda düzenlenen bu irsaliyelerin e-İrsaliye sistemine daha sonra girme zorunluluğu var mıdır?
39. İnternet bağlantılarında kopma vb. diğer mücbir sebepleri oluştuğunda e-İrsaliye yerine kağıt ortamında sevk irsaliyesi düzenlenebilecek midir? Söz konusu durumları mükellef nasıl tevsik etmesi istenecektir?
40. Hedeften sistem yanıtı gelmediği durumda (alıcı tarafından sistem yanıtı gelmediğinde, iletilemediğinde) sevkiyatın kağıt irsaliye ile yapılması mümkün olacak mıdır? GİB sistemleri bu şekilde sistem üzerinden bir dönüş yapabilecek midir?
41. Başka mükelleflere teslim edilmek üzere üçüncü şahıslara talimat vererek mal sevk ettirilmesi durumunda (Zincirleme Teslimlerde) e-İrsaliye düzenlenmesi mümkün müdür? Satıcı, sevk eden ve alıcı bilgileri nasıl ve irsaliyenin hangi alanına yazılacaktır?
42. Malın alıcısı tarafından satıcısına verilen talimatla, malların alıcının müşterisi durumunda bulunan 3 üncü taraflara teslim edilmesi gerektiği hallerde sevk irsaliyesi ne şekilde düzenlenecektir? Sevk irsaliyesi esas itibariyle faturanın düzenleneceği mükellefe mi yoksa teslimatın yapılacağı mükellefe mi düzenlenmesi gerekmektedir?
43. e-İrsaliye de malların GTİP no’larının yazılma zorunluluğu var mıdır? Eğer GTPİP kodu yazılması istenirse e-İrsaliye deki hangi alana yazılacaktır?
44. Aynı mükellefin depoları, şubeleri arasındaki dahili sevkiyatlarında da e-İrsaliye düzenlenmesi zorunlu mu?
45. e-İrsaliye uygulamasına dahil olunduktan sonra, kağıt irsaliye ile e-İrsaliye nin birlikte düzenlenebileceği bir geçiş (Ş.Abacı) dönemi bulunmakta mıdır? Bu süre boyunca mal sevkiyatlarının bazıları için e-İrsaliye, bazıları için kağıt ortamda sevk irsaliye düzenlenebilir mi?
46. Düzenlenen e-İrsaliyelerin düzenleyici tarafından ayrıca kağıt ortamda çıktılarının saklanması gerekir mi?
47. Düzenlenen e-İrsaliyeler ilgili makamlara kağıt ortamda mı ibraz edilecek? Yoksa elektronik ortamda mı?
48. e-İrsaliye’nin alıcıya iletimi harici yoldan mı yoksa GİB sistemleri üzerinden mi olacaktır? GİB sistemleri üzerinden olmadan oluşturulan e-İrsaliye muhatabına harici elektronik yöntemlerle (mail vb.) iletilebilir mi? GİB sistemi üzerinden iletilmeyen e-İrsaliyeler geçerli midir?”
49. e-İrsaliyenin düzenlenmesi sırasında mobil cihazlar, tablet vb sistemler kullanılabilir mi? Yoksa bunların mutlaka masaüstü bir PC den mi düzenlenmesi gerekir?
50. Düzenlenen e-İrsaliyeler mutlaka mükellefin kendisine ait elektronik imza veya mali mühürle mi imzalanması gerekir? Hizmet veren özel entegratörlerin mali mührü ile de imzalanması mümkün müdür?
51. İrsaliye yerine geçen Fatura Bilgi Fişinin ÖKC den düzenlendiği durumda, ayrıca e- İrsaliye düzenlenecek midir?
52. e-İrsaliye uygulamasında İrsaliyeli Fatura nasıl düzenlenecektir? e-Fatura’nın irsaliye yerine geçen kağıt çıktısı irsaliye yerine geçtiğinden ayrıca ilave olarak e-İrsaliye düzenlenmek zorunlu mudur?
53. e-İrsaliye uygulamasına geçmenin mükellef açısından avantajları nelerdir?
54. Düzenlenip alıcısına GİB sistemleri üzerinden iletilen e-İrsaliye belgesinin İPTALİ mümkün müdür?
55. Ticari faturalarda ve özellikle irsaliye sistemi üzerine çalışan firmalarda, irsaliye tarihi üzerinden 7 gün içerisinde düzenlenen e-Fatura’ya, alıcısı tarafından 8 günlük itiraz süresi içinde e-Fatura sistemi üzerinden itirazda (Red yanıtı ile) bulunulması halinde, sonradan düzenlenecek e-Faturanın düzenlenme süresi nedir?
56. Düzenlenen e-İrsaliyede yer alan araç, şoför veya süre veya diğer bilgilerinde öngörülemeyen sebeplerle bir değişikliğin oluşması halinde, sevkiyat işlemi başlatılmadan önce satıcı söz konusu irsaliye bilgilerinin düzeltilmesi için izlenecek yöntem nedir?
57. e-İrsaliye yanıtı, irsaliye oluşturulduktan kaç gün sonraya kadar oluşturulabilir olacaktır? Örnek olarak; 10.08.2018 tarihinde oluşturulan irsaliyeye 01.01.2019 tarihinde irsaliye yanıtı gönderilebilecek midir?
58. E-Fatura uygulamasına kayıtlı kullanıcıların da E-FATURA KESMEDEN ÖNCE SEVK İRSALİYESİ Düzenlemesi zorunlu mudur?
59. e-Arşiv Fatura veya e-Fatura’nın Sevk İrsaliyesi Yerine Geçmesi mümkün müdür? Bu durumda da e-İrsaliye düzenleme zorunluluğu olacak mıdır?
60. e-İrsaliyenin iptali mümkün olacak mıdır?
61. Aynı e-İrsaliye için ALICI birden fazla e-İrsaliye YANITI oluşturup sisteme iletebilir mi?
62. Müşteriye e-İrsaliye ve e-Fatura düzenledikten sonra, e-faturaya (ticari fatura senaryosunda) RED yanıtının iletilmesi halinde; e-İrsaliye’nin iptali veya düzeltilmesi mümkün müdür? Alıcıya yeni bir e-İrsaliye düzenlenmesi gerekir mi?
63. Malın sevk edileceği müşterinin e-İrsaliye uygulamasına kayıtlı kullanıcı olduğunu nasıl bileceğiz? Müşterinin e-İrsaliyede kayıtlı kullanıcı olup olmadığını sorgulayabileceğimiz bir ekran tasarlanmış mıdır?
64. e-Fatura’nın e-İrsaliye ile birlikte düzenlenme zorunluluğu var mıdır? E-İrsaliye uygulamasında da 7 günlük fatura düzenleme süresi geçerli midir?
65. Teknik imkansızlıkları nedeniyle, daha sonradan e-İrsaliye’ye dönüştürülmesi koşuluyla MATBU SEVK İRSALİYESİ düzenlenmesine izin verilen durumlarda saha denetimleri sırasında kağıt sevk irsaliyesi düzenlenmiş olması nedeniyle cezai bir işleme maruz kalınacak mıdır?
66. Düzenlenen e-İrsaliye’ler e-İrsaliye sistemine anlık olarak iletilmekte midir? Herhangi bir gecikme söz konusu olur mu? Özellikle yol denetimleri sırasında, düzenlenmiş e-İrsaliye’nin elektronik ortamda sistemden doğrulanamaması durumunda nasıl bir yol izlenecektir?
67. e-İrsaliye’ye konu malların alıcıya teslim edilmesi için ALICININ e-İrsaliye sisteminden yanıt iletmesini beklemek zorunlu mudur? Sistem yanıtını alıcı sisteme ne kadarlık bir süre içerisinde girmelidir?
68. e-İrsaliye’ye konu sevkiyata başlanması için e-İrsaliye’nin alıcıya iletilmiş olması da zorunlu mudur? Alıcının sistemlerinde bir sorun olması halinde sevkiyat işlemine başlanabilecek midir?
69. Müşterinin ve teslim edilecek mal miktarının sevkiyat başlangıcında bilinemediği bazı mal sevkiyatlarında (örneğin: Dağıtım şirketlerinin bayilerine Akaryakıt, LPG sevkiyatları) nasıl bir yöntem izlenecektir? Müşteriye teslimat gerçekleştirilirken, internet ve düzenleme altyapısının (tablet, pc) olmaması nedeniyle e-İrsaliye ne şekilde düzenlenecektir?
70. Hava limanlarında gerçekleştirilen, ancak uçak ve teslimat miktarı bilgileri başlangıçta bilinemeyen, uçaklara yakıt tesliminde sevk irsaliyesi bakımından izlenecek yöntem nedir?
71. Boru hatları ile işletmenin depoları(tankları) arasında gerçekleştirilen akaryakıt sevkiyatlarında sevk irsaliyesi düzenlenmesi mecburiyeti bulunmakta mıdır? Sevkiyat işlemi, sayaç bilgilerinden hareketle hazırlanan tutanaklarla tevsik olunabilir mi?
72. Boru hatları ile işletmeler arası (Rafineriden dağıtıcı depolarına ya da dağıtıcılar arasında boru hatlarıyla) yapılan akaryakıt sevkiyatlarında sevk irsaliyesi düzenlenmesi mecburiyeti bulunmakta mıdır? Sevkiyat işlemi, sayaç bilgilerinden hareketle hazırlanan tutanaklarla tevsik olunabilir mi?
73. Ortak(aynı) akaryakıt depolama alanını (tank) kullanan şirketlerin birinden diğerine akaryakıt satışında, herhangi bir şekilde malın mekan değişikliği veya akaryakıt sevkiyatı olmayan durumda sevk irsaliyesi düzenlenmesi mecburiyeti bulunmakta mıdır?
74. İhracat niteliğindeki Denizcilik yakıtı teslimlerinde, Gümrük kontrolleri sırasında İrsaliye belgesinin kağıt çıktısı üzerine alınan notlar ve kaşe ve ıslak imza tatbiki uygulamanın kağıt çıktının Gümrük birimine ibrazı gerekli olduğu durumda nasıl bir yol izlenecektir?
75. Düzenlenen ancak sevkiyat işlemi başlatılmadan önce, irsaliye’de hata olduğu satıcı tarafından öğrenilen durumlarda söz konusu irsaliye’nin iptali, düzeltilmesi işlemi nasıl olacaktır? Bu durumda satıcı kendi e-İrsaliye’sini belli koşullarda iptal edilebilir mi? Yeni e-İrsaliye düzenlenmesi durumunda ilk ve hatalı olduğu değerlendirilen e-İrsaliye ile ilgili nasıl bir işlem tesis edilmelidir?
76. Muhtelif Müşteriler ibareli olarak sevk irsaliyesi düzenlenebildiği hallerdeki sevk irsaliyelerinin matbu kağıt ortamda düzenlenmesi esas olmakla birlikte e-İrsaliye olarak düzenlenmesi mümkün olabilecek midir?
77. Malın bir komisyoncu veya diğer bir aracıya gönderildiği hallerde de malın gönderen tarafından e-İrsaliye’ye bağlanması zorunlu mudur?
78. e-İrsaliye uygulamasına kayıtlı bir satıcının nihai tüketicilere yaptığı satışlarda irsaliye düzenleme yükümlülüğü var mıdır?
79. Satıcı tarafından malın alıcıya teslimin anında fatura düzenlenmesi halinde, ayrıca sevk irsaliyesi düzenlenmesi zorunlu mudur?
80. Satıcı sevk edeceği malı, taşıma işini ÜCRET karşılığı yürüten özel taşıma işletmelerine yaptırması halinde de e-İrsaliye düzenlenmesi gerekecek midir? Taşımayı yapan işletmenin TAŞIMA İRSALİYESİ düzenlenmesi yeterli değil midir?
81. Aynı müessesenin muhtelif şube ve kısımlarında e-İrsaliye düzenlenirken, belge no ayrımında nelere dikkat edilmelidir?
82. İlaç Satış Mümessilleri Tarafından Taşınan Promosyon Ürünleri ile Numune İlaçlar için Sevk İrsaliyesi Düzenlenecek midir?
83. Başka illerde bulunan satıcılardan sipariş edilen malların, telefon, faks gibi haberleşme araçları yoluyla bağlantı kurulan taşımacılara taşıttırıldığı durumlarda alıcı tarafından düzenlenecek e-İrsaliye’nin kağıt çıktı veya görüntüsünün araçta bulundurulması açısından fiili imkansızlık söz konusu olduğu durumlarda nasıl bir yol izlenecektir?
84. Diğer mevzuat düzenlemelerinde sevk irsaliyesi yerine geçen belge olarak kabul edilen belgelerin bulunması halinde e-İrsaliye düzenleme yükümlülüğü bulunacak mıdır?
85. Mükelleflerin faaliyetlerine ilişkin olarak işyerlerinde kullanılmak ve tüketilmek amacıyla satın aldıkları (Kırtasiye, büro ve temizlik malzemeleri, yemek, ekmek gibi) ufak hacimli malları taşımaları veya taşıttırmaları halinde e-İrsaliye düzenlenecek midir?
86. Yarı mamül veya mamul malların, bazı işlemler yapılmak üzre, diğer mükelleflere gönderilmesi ve bu mükelleflerden malların geri getirilmesi durumunda götürülen ve geri getirilen mallar için gidiş ve geliş taşımaları sırasında e-İrsaliye nasıl düzenlenecektir?
87. Satışa konu olmayan ancak tamir / bakım amaçlı gönderilen mal, ekipman veya demirbaş sevkiyatlarında sevk irsaliyesi düzenlenmesine gerek var mıdır?
88. Numune üzerine veya tecrübe ve muayene şartıyla gerçekleştirilen satışlara ait mal sevkiyatlarında da e-İrsaliye düzenlenmek zorunlu mudur?
89. Gerçek usulde vergilendirilen mükelleflerden basit/götürü usulde vergilendirilen mükellefler ve vergiden muaf esnaf tarafından alınan malların alıcıları tarafından taşınması durumunda sevk irsaliyesi düzenlenecek midir? 34
90. ANTREPO ÇIKIŞ FİŞİ’nin sevk irsaliyesi yerine geçen belge olarak kabul edilmesine devam edilmekte midir? Ayrıca e-İrsaliye düzenlenmesi gerekmekte midir?
91. Fatura’nın önce düzenlendiği durumlarda sevk irsaliyesinin fatura tarihinden sonraki kaç gün içinde düzenlenmesi gerekir ?
92. Fatura kesilecek mükellefin e-Fatura ve e-İrsaliye’de olmadığı ancak malın nihai teslim edileceği (alıcının verdiği talimatla müşterisi durumunda bulunan mükellef veya kişilerin) e-Fatura ve e-İrsaliye de kayıtlı olduğu durumda sevk irsaliyesi ne şekilde düzenlenecektir?
93. Sevk irsaliyesi düzenlenmesi gereken tarafın e-İrsaliye’de kayıtlı olmadığı ancak e- Fatura uygulamasına kayıtlı olduğu durumda, irsaliye yerine geçen e-Fatura’nın kağıt çıktısı düzenlenmeye devam edilebilecek midir?
94. Başlangıçta e-İrsaliye’nin düzenlenmesinin mümkün olmadığı hallerde matbu olarak düzenlenen kağıt ortamdaki sevk irsaliyelerinin e-İrsaliye sistemine daha sonradan MATBUDAN DÖNÜŞTÜRÜLEN E-İRSALİYE tipinde girilmesi durumunda e-İrsaliye’nin düzenleme tarihi ve fiili sevk zamanı sistemin tarih ve zamanından geçmiş tarihli olarak düzenlenmesi mümkün olabilecek midir?
95. Alıcı tarafından dönülen uygulama yanıtına ile teslim ve tesellüme ilişkin olarak taraflarca ıslak imzalı olarak düzenlenen diğer kağıt belgeler (e-İrsaliyenin kağıt çıktısı, Teslim Tesellüm Makbuzu, e-Fatura’nın kağıt çıktısı vb. ) deki bilgiler arasında fark olursa, fatura düzenlenmesi sırasında hangisinin dikkate alınması gerekmektedir?
96. Teslim sırasında hasar ya da başka bir durumdan dolayı alıcı tarafından teslim alınmayıp satıcısına iade edilen ve satıcısı tarafından geri getirilen ürünlerde sevk irsaliyesi ne şekilde düzenlenecektir?
97. İmha edilmek üzere sevk edilen ATIK ürünler için de sevk irsaliyesi düzenlenecek midir?
98. Hükmen Teslim durumunda sevk irsaliyesi düzenlenmesi gerekir mi?
99. Kısa Elden Teslim durumunda sevk irsaliyesi düzenlenmesi gerekir mi?
100. İthal edilen malların gümrükten parça parça taşınması ve işletmeye sevk edilmesi halinde her bir sevkiyat için ayrı ayrı mı irsaliye düzenlenmesi gerekir?
100. Taşıma irsaliyesi ile sevk irsaliyesinin tarihinin aynı olmak olmak zorunda mıdır?
101. Nakliyeci firma taşıma irsaliyesinin fiili sevk tarihi ile taşımayı talep eden firmanın düzenlediği sevk irsaliyesinin fiili sevk tarihi süresinden itibaren ne kadar sürede malların alıcıya teslim edilmesi zorunludur?
102. e-İrsaliye üzerinde nakliye firması, aracın plaka no, şoför bilgilerinin yazılma zorunluluğu var mıdır?
103. Düzenlenen e-İrsaliye’de araç plaka no ve şoför bilgisinde, gerek sevkiyat başlangıcında gerekse sevkiyat sırasında değişikliker söz konusu olduğunda izlenmesi gereken yol nedir?
104. Taşıma sırasında sadece e-İrsaliye’nin karekod veya barkodunun bulundurulması yeterli midir?
105. Aynı araçta birden fazla müşteriye ait mallar sevk ediliyorsa her bir müşteri için ayrı ayrı mı sevk irsaliyesi düzenlenmesi gerekir?
106. Düzenlenen bir e-İrsaliye’nin GİB’e iletilmesi ne kadar süre alır ? GİB’e iletilmeden sevkiyata başlanılamayacağından uzun süreli arıza, bakım veya kesinti olacağı durumda nasıl bir yol izlenecektir?
107. İhraç mallarının taşınması sırasında da sevk irsaliyesi düzenlenmesi zorunlu mudur?
108. Taşıma irsaliyesinin e-İrsaliye olarak düzenlenmesi mümkün müdür?
109. Satıcı tarafından mal teslimi nasıl belgelenecek, alıcının ürünleri teslim aldığına dair ayrı bir belge imzalatılması gerekir mi? Mal devir tesliminde anlaşmazlıklar yaşanması durumunda hukuken gerçek işlem nasıl kanıtlanacak?
110. E-irsaliye uygulamasında sistem üzerinden mal kabulu öngürülmüş, ancak bu uygulama zorunlu olacak mı? Zorunlu olması durumunda, zorunluluk aynı şirketin depoları arasındaki mal sevkiyatında da söz konusu olacak mı?
111. E-irsaliye üzerinde kabul, kısmi kabul, red işlemleri için kesin bir süre sınırlaması olacak mı, olacaksa süre ne kadar olacaktır?
112. Mal iadesi durumunda, iade edilen ürünler için düzenlenen e-İrsaliyenin, malı iade alan satıcı tarafından kabulu gerekecek mi?
113. e-İrsaliyede, irsaliyeli fatura uygulaması söz konusu olabilecek mi?
114. E-irsaliye kullanıcısına kağıt irsaliye düzenlenmesi cezai uygulamaya tabi olacak mı?
115. Bedelsiz verilen ürünler için e-irsaliye sistemi üzerinden e-irsaliye düzenlemek gerekecek mi, e-irsaliyeye cevap gerekecek mi?
116. E-irsaliye düzenleme tarihi ile fiili sevk tarih ve saati farklı olabilir mi ?
117. Ürün sevkiyatında kullanılan aracın yolda arızalanması halinde e- İrsaliyeye bilgisi girilen araç, sürücü bilgisi vs. nin, değişmesi gerekiyor mu, değişiklik nasıl yapılacaktır?
118. E-irsaliyenin düzenlenmesi, kabulu, reddi vb gibi bilgiler anlık olarak (real-time) mı Gelir İdaresi Başkanlığına (GİB) aktarılacak, yoksa Entegratörün sisteminde tutulup belli aralıklarla mı GİB’e aktarılacak, böyle olacaksa bu zaman aralığı ne kadar olacaktır?
119. E-İrsaliye tanzimi anında ve kabulu ve reddi anında bilgiler aynı zamanda, anlık olarak alıcı ve satıcı tarafına görülebilecek mi?
120. E-irsaliye düzenlendikten sonra ne kadar sürede faturanın tanzim edilmesi gerekiyor?
121. Satıcının teslim ettiği ürünlerin alıcı tarafından bir kısmının kabulu bir kısmının reddi mümkün mü?
122. Toplu olarak mal sevkiyatı esnasında, sevk edilen tüm ürünlerin tek bir teslim adresinin olmaması ve birden fazla alıcıya aynı araç ile taşınan ve de tutarı ve adedi belli olmayan ürün sevkiyatları için e-irsaliye uygulaması nasıl olacaktır?
123. Satılan ürünlerinin alıcı distribütör (A) tarafından iadesi söz konusu olduğunda, iade edilecek bu ürünlerin satıcının(B) fabrikasına değil de satıcının yönlendirdiği başka bir müşteriye (C) gönderilmesi halinde, iadeyi yapan distribütör tarafından e-irsaliye kime, nasıl düzenlenecek? Satıcı şirket ve gönderen şirket bilgileri nasıl e-irsaliye uygulamasında yer alacaktır?
124. Vending Makinalarına yapılan satışlarda e-İrsaliye kullanılacak mıdır, şirketin kendi adına işlettiği vending makinaları için e-irsaliye için mal kabul ve red seçeneği olacak mıdır?
125. Vending makinasından iade ürün alınırken e-irsaliye düzenlenecek midir?
126. Hurda ve ıskarta satışı için e-irsaliye düzenlenecek midir?
127. Askeri tesislerden ve garnizonlardan geri alınan ürünler için e-irsaliye düzenlenecek midir?
128. İade için düzenlene e-İrsaliye bilgisi ne kadar sürede satıcıya ulaşacaktır?
129. Belli bir süre alıcı tarafından e-irsaliye uygulamasında mal kabulu yapılmazsa ürünlerin tam olarak teslim edildiği varsayılacak mı, bu süre ne kadar olacaktır?
130. Yol denetimi için e-irsaliye kağıt kopyasının bulundurulması zorunlu olacak mıdır?
131. Satıcının çok sayıda sevkiyat için düzenlediği e-irsaliyeler entegratöre ve GİB sistemine anlık olarak yansımak zorunda mıdır, yoksa gün sonu bir defada kesilen irsaliyeler topluca aktarılsa yeterli midir?
132. İrsaliyenin fiili sevk tarihine mevcut sistemde araç hareketi yazılıyor. E-irsaliyede fiili sevk tarihi alanına hangi tarih yazılması gerekecek? Fiili sevk tarihi ile e-irsaliye basım tarihi aynı tarih mi olmalı? Özellikle gece yarısına doğru yapılan ürün yüklemelerinde fiili sevk tarihi ve e-irsaliye tarihi arasında gün farkı olabilir, bunun bir cezai yükümlülüğü olacak mıdır?
133. Malın müşteriye teslim edilmediği durumlarda veya reddedildiğinde, ertesi gün aynı ürünün başka tekrar o müşteriye veya başka bir müşteriye teslimi durumunda e-irsaliye uygulaması nasıl olacaktır?
134. E-irsaliyenin yanlışlıkla müşteri tarafından reddedilmesi sonucunda nasıl ilerlenecek, aynı irsaliye yeni numara ile tekrar gönderilebilecek mi?
GİRİŞ ve YETKİ
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 5766 sayılı Kanunun 17 nci maddesi ile değişik mükerrer 242 nci maddesinin ikinci fıkrası ile Maliye Bakanlığı; elektronik defter, kayıt ve belgelerin oluşturulması, kaydedilmesi, iletilmesi, muhafazası ve ibrazı ile defter ve belgelerin elektronik ortamda tutulması ve düzenlenmesine ilişkin usul ve esasları belirlemeye, elektronik ortamda tutulmasına ve düzenlenmesine izin verilen defter ve belgelerde yer alması gereken bilgileri internet de dahil olmak üzere her türlü elektronik bilgi iletişim araç ve ortamında Maliye Bakanlığına aktarma zorunluluğu getirmeye, bilgi aktarımında uyulacak format ve standartlar ile uygulamaya ilişkin usul ve esasları tespit etmeye, Vergi Usul Kanunu kapsamına giren işlemlerde elektronik imza kullanım usul ve esaslarını düzenlemeye ve denetlemeye yetkili kılınmıştır. Söz konusu fıkrada, Vergi Usul Kanunu ve diğer vergi kanunlarında defter, kayıt ve belgelere ilişkin olarak yer alan hükümlerin elektronik defter, kayıt ve belgeler için de geçerli olduğu; Maliye Bakanlığının, elektronik defter, belge ve kayıtlar için diğer defter, belge ve kayıtlara ilişkin usul ve esaslardan farklı usul ve esaslar belirlemeye yetkili olduğu hükme bağlanmıştır.
Aynı Kanunun 227 nci maddesinin birinci fıkrasında, aksine hüküm olmadıkça Vergi Usul Kanununa göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait kayıtların tevsikinin mecburi olduğu; dördüncü fıkrasında da Maliye Bakanlığının, düzenlenmesi mecburi olan belgelerde bulunması gereken zorunlu bilgileri belirlemeye yetkili olduğu belirtilmiştir.
Diğer taraftan, anılan Kanunun mükerrer 257 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde Maliye Bakanlığının, Vergi Usul Kanununa göre tutulmakta olan defter ve belgeler ile bunlara ilaveten tutulmasını veya düzenlenmesini uygun gördüğü defter ve belgelerin mahiyet, şekil ve ihtiva etmesi zorunlu bilgileri belirlemeye, bunlarda değişiklik yapmaya, bu defter ve belgelere tasdik, muhafaza ve ibraz zorunluluğu getirmeye veya kaldırmaya, Vergi Usul Kanununa göre tutulacak defter ve düzenlenecek belgelerin tutulması ve düzenlenmesi zorunluluğunu kaldırmaya yetkili olduğu; (3) numaralı bendinde, tutulması ve düzenlenmesi zorunlu defter, kayıt ve belgelerin mikro film, mikro fiş veya elektronik bilgi ve kayıt araçlarıyla yapılması veya bu kayıt ortamlarında saklanması hususunda izin vermeye veya zorunluluk getirmeye, bu şekilde tutulacak defter ve kayıtların kopyalarının Maliye Bakanlığında veya muhafaza etmekle görevlendireceği kurumlarda saklanması zorunluluğu getirmeye; (4) numaralı bendinde ise Vergi Usul Kanununun 149 uncu maddesine göre devamlı bilgi vermek zorunda olanlardan istenilen bilgiler ile vergi beyannameleri ve bildirimlerin, şifre, elektronik imza veya diğer güvenlik araçları konulmak suretiyle internet de dâhil olmak üzere her türlü elektronik bilgi iletişim araç ve ortamında verilmesi, beyanname ve bildirimlerin yetki verilmiş gerçek veya tüzel kişiler aracı kılınarak gönderilmesi hususlarında izin vermeye veya zorunluluk getirmeye, beyanname, bildirim ve bilgilerin aktarımında uyulacak format ve standartlar ile uygulamaya ilişkin usul ve esasları tespit etmeye, bu zorunluluğu beyanname, bildirim veya bilgi çeşitleri, mükellef grupları ve faaliyet konuları itibarıyla ayrı ayrı uygulatmaya ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkili olduğu hükme bağlanmıştır.
Başkanlığımız bu yetki kapsamında yaygın olarak kullanılan belgelerden biri olan sevk irsaliyesi belgesinin elektronik ortamda düzenlenebilmesi, iletilmesi ve muhafaza ve ibraz edilmesine imkan tanıyan e-İrsaliye Uygulaması hakkındaki 487 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği 17/12/2017 tarih ve 30273 sayılı Resmi Gazete’de de yayımlanmıştır.
Adı geçen tebliğin 9. maddesinin 11 no lu bendinde; “Başkanlık, bu Tebliğde belirtilen elektronik belgelerin düzenlenmesi ve alıcılarına iletilmesi hususlarında, faaliyetlerin niteliği, yapılma şekli vb. diğer ayırt edici unsurlarını da dikkate alarak özel izin vermeye veya bu durumları ilgili elektronik belgelere ait ve “www.efatura.gov.tr” internet adresinde yayımlanan uygulama veya teknik kılavuzlarda açıklama yaparak düzenleme yapmaya yetkilidir.” açıklamasına yer verilmiştir.
Başkanlığımıza verilen yetkiyle, iş bu kılavuz, e irsaliye uygulaması usul ve esaslarının, e irsaliye kullanıcıları tarafından daha kolay anlaşılması bakımından soru ve cevap şeklinde hazırlanmış olup, uygulamanın kılavuzda belirtilen şekilde yürütülmesi gerekmektedir.
Özel Tüketim Vergisi Tutarlarına İlişkin Duyuru
14/5/2018 tarihli ve 2018/11818 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı eki Karar’ın ekindeki listede yer alan mallar için 2/8/2018 tarihinden itibaren aynı Kararname uyarınca uygulanacak özel tüketim vergisi tutarları ekteki tabloda yer almaktadır.
Söz konusu tabloya ulaşmak için Tıklayınız
Emekliliğe Yakın Terfi Alan Memura Yüksek Maaş
Memurun makam, temsil, görev tazminatı varsa, emekli aylığı daha yüksek olur. Bu nedenle emekliliğineyakın zamanda terfi almış kişiler, bu görevden emekli olursa maaş açısından önemli oranda avantaj kazanır.
Memurlar emekli aylıkları ve ikramiye konusunda diğer çalışanlara göre biraz daha şanslı. Memuriyete giriş ne kadar önce ise, kişinin daha erken emekli olması söz konusu olur. Memurun emekli aylığı bir formül üzerinden hesaplanır.
TAZMİNATLAR YÜKSELTİR
Buna göre; memurun emekli maaşı, emekli keseneğine esas kazançla aylık bağlama oranını çarpımıyla bulunur. Aylık bağlama oranı 1 Ekim 2008’den önce her yıl için yüzde 3 olarak uygulanıyordu. Yani 25 yıl çalışan için yüzde 75 oranında aylık bağlanıyordu. Fakat 1 Ekim 2008 sonrası bu oran yüzde 2’ye düştü. Bu yüzden 1 Ekim 2008 sonrası ilk kez memuriyete başlayanların emekli aylıkları daha düşük oluyor. Emekli keseneğine esas kazanç ise memurun brüt maaşıdır. Fakat keseneğe esas kazanca dahil olan ve olmayan bazı kalemler bulunuyor. Emekli keseneğine esas kazançla aylık bağlama oranının çarpılmasıyla emekli aylığı bulunur. Memurun eğer makam tazminatı, temsil tazminatı, görev tazminatı varsa emekli aylığı daha yüksek olur. Bu nedenle emekliliğine yakın terfi almış kişiler terfi aldıkları görev üzerinden emekli olurlarsa emekli aylıkları açısından avantajlı olurlar. Bu yüzden unvana göre emekli aylığını artırabilir.
2008 ÖNCESİ VE SONRASI
Memurun emekli aylıklarının hesaplanmasında iki farklı dönem var. 30 Eylül 2008 öncesinde ilk kez memuriyete başlamış kişilerin emekli aylıkları 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu uyarınca hesaplanırken, 1 Ekim 2008 sonrası ilk kez memur olmuş kişilerin emekli aylıkları 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu uyarınca hesaplanıyor. 5434 sayılı Kanunda aylık bağlama oranı daha yüksek olduğu için bu tarihten önce memuriyete başlamış olanlar emekli olduklarında daha yüksek emekli aylığı alabiliyor.
İkramiyede de daha avantajlı
İşçiler emekli olurken en son işyerlerinde ne kadar çalıştılarsa bunun karşılığı tutarında kıdem tazminatı alır. Yani 15 yıl çalıştığı işyerinden istifa ederek ayrılan bir işçi, başka bir işyerinde 10 yıl daha çalışıp emekliliği gelince yalnızca son işyerindeki 10 yıllık kıdem tazminatını alabilir. Ayrıca kıdem tazminatı tavanı dolayısıyla işçi emekli olurken ücreti ne kadar yüksek olursa olsun eline geçen kıdem tazminatının üst limiti olacaktır. Memurlar ise emekli olduklarında hizmet yıllarının tamamı üzerinden emekli ikramiyesi alabilir. Okan Güray Bülbül
Emekli Olanlar Ölüm Aylığı Alır.
Ben eşi ölmüş dul bayanım, SSK'dan kendi adıma emekliyim.
Babamda SSK'dan emekli idi, vefat etti. Babamdan ayrıca SSK maaşı bağlanabilir mi? Ek olarak onun emekli maaşını alabilir miyim?
5Ö261898 Nolu SMS:
Sayın Okurum, kız evlatlarının anne veya babadan yetim maaşı alabilmeleri için bazı şartlar vardır. Bunlar, evli olmamak, kendi adına sigortalı çalışıyor olmamak ve yine kendi çalışmalarından dolayı emekli aylığı almıyor olmak.
Bakıldığında her ne kadar eşinizin ölümünden dolayı evli olmasanız da kendi çalışmalarınızdan dolayı emekli olduğunuzu belirtmişsiniz. Kendi emekliliğinizden ötürü babanızdan ya da annenizden ölüm aylığı alamazsınız.
Ölmüş olan eşinizden dolayı eğer bağlanmış ya da bağlanacak ölüm aylığı varsa onu alabilirsiniz. Ölen eşten dolayı ölüm aylığı almaya çalışmak ya da kendi çalışmalarından dolayı emekli olmak engel teşkil etmemektedir.
Ali Bey, fabrikamızda çalışan işçimiz bazı hafta sonu tatil dönüşünden sonra işe başlamayıp birkaç gün sonra işe geliyor. Bunu birkaç kez yaptı. Mazeret gösterse de biz bu mazeretlere inanmıyoruz.
Bu yüzden tazminat ödemeden işten çıkarmak istiyoruz. Ne yapmamız lazım? B.K.
İş kanununa göre İşçinin işverenden izin almaksızın veya haklı bir sebebe dayanmaksızın ardı ardına iki iş günü veya bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki iş günü, yahut bir ayda üç işgünü işine devam etmemesi durumunda işveren işçiyi tazminat ödemeden işten çıkarır. İşverenin durumu tespit ederek belgelendirmesi gerekir. Sonra işçinin savunmasını alması gerekir. Haklı bir sebebi yoksa iş sözleşmesini fesh edebilir.
NE ZAMAN EMEKLİ OLURUM?
SSK ilk başlangıcım 15.04.1989, 26.04.1971 doğumluyum 4865 primim var. Ne zaman emekli olurum? 5...133912 Nolu SMS:
SSK başlangıcınıza göre 25 yıl, 51 yaş, 5450 prim gün şartlarına tabisiniz.
585 gün daha ödemeniz durumunda prim gün sayınız tamamlanır ancak 51 yaşınız 2022 yılında dolacağından emekli olacağınız tarih 26 Nisan 2022 tarihi olacaktır.. Ali Şerbetçi
https://www.takvim.com.tr/yazarlar/aliserbetci/2018/08/05/emekli-olanlar-olum-ayligi-alir
İşvereni Şikâyet Edince İşten Çıkarıldı... Yargıtay'dan Önemli Karar
Tam 31 yıldır çalıştığı apartmanın yönetimini Çalışma Bakanlığı'na şikâyet eden kapıcı, işten çıkarıldı. Yargıtay, kapıcının yönetimdeki usûlsüzlüklerle ilgili bakanlığa şikâyetten bulunduktan 6 gün sonra işten çıkarılmasının manidar olduğunu belirterek, kapıcıya kötü niyet tazminatı ödenmesi gerektiğine hükmetti.
Ankara'da bir apartmanda 1977'de kapıcı olarak işe başlayan kişi, iddiaya göre; 2008 yılında bina yönetimini Sosyal Güvenlik Kurumu ve Çalışma Bakanlığı'na şikâyet etti. Ardından hizmet tespiti davası açan kapıcı, kendini bir anda kapı önünde buldu. 18. İş Mahkemesi'nin yolunu tutan kapıcı, iş akdinin tazminatsız olarak feshedildiğini, hafta tatili çalışmaları ile günlük on iki saati aşan çalışmaları karşılığı fazla çalışma ve yıllık izinlerinin verilmediğini belirterek, kıdem ve kötü niyet tazminatı ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının davalı yönetimden tahsilini talep etti.
Mahkemede savunma yapan apartman yöneticisi ise, davacının davalı apartmanın ortak konutuna 1977 yılında kiracı olarak girdiğini, bir yıl sonra kira veremeyeceğini beyan ederek kira ödemek yerine haftada bir defa binanın temizliğini yapmayı ve akşamları da çöp toplama işini üstlendiğini öne sürdü. Yönetici, davacının kira karşılığı yapmayı üstlendiği işin günde bir saatini aldığını, davacının zamanını apartman dışında bulduğu işlerde geçirdiğini, davacının hizmet tespiti davası açtıktan sonra apartmandan kendi iradesiyle ayrıldığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etti. Mahkeme, davanın kısmen kabulüne karar verdi. Kararı iki tarafın avukatları temyiz etti.
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi, emsâl karara imza attı. Kararda şöyle denildi:
"Davacının, bakanlığa şikâyetinin davalı apartmana tebliğinden altı gün sonra iş sözleşmesi feshedilmiştir. Davacının açtığı hizmet tespit davasında da, sigortasız çalıştırıldığı günlerin tespit edildiği ve verilen kararın ilgili Yargıtay Dairesi tarafından onanmak suretiyle kesinleştiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar mahkemece davacının iş sözleşmesinin davalı işverence kötü niyetli olarak feshedildiğinin davacı tarafça ispatlanamadığı gerekçesi ile kötü niyet tazminatının reddine karar verilmiş ise de; dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler, davacının davalı apartmanı şikâyet etmesinin öğrenilmesinden kısa süre sonra haksız olarak iş sözleşmesinin feshedildiği hususları dikkate alındığında feshin kötü niyetli olduğunun kabulü gereklidir. Bu durum karşısında ve yukarıda açıklanan maddî ve hukukî olgular göz önünde tutulduğunda, kötü niyet tazminatı talebi yönünden davanın kabulü gerekirken reddine karar verilmesi isabetsizdir. Kararın bozulmasına oy birliği ile karar verilmiştir." http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/isvereni-sikayet-edince-isten-cikarildi-yargitaydan-onemli-karar-40918576
İşsizlik Sigortasına ‘Devamsızlık’ Rötuşu
Uzun yıllardır tartışmaları süren işsizlik maaşından yararlanma koşullarının kolaylaştırılmasında ilk adım atılıyor. İşsizlik maaşı alabilmek için gerekli olan “devamsızlık” koşulu kaldırılıyor. Bu yolla 12 bin 500 kişinin daha işsizlik maaşı alabileceği hesaplanıyor.
CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan’ın önceki gün açıkladığı 100 günlük icraat programında “işsizlik ödeneğinden hak kazanma şartlarının esnetileceği” de yer aldı. Edinilen bilgiye göre söz konusu esneklik, işsizlik sigortası fonundan yararlanmak için gerekli olan temel parametrelerde olmayacak. Bir başka deyişle, işsizlik maaşı alabilmek için son 3 yılda 600 günlük işsizlik sigortası primi ödenmesi ve çalışanın kendi istek ve kusuru dışında işten çıkarılması koşulları değiştirilmeyecek. Mevcut uygulamada, bu koşullara ek olarak son 120 gün içinde prim ödeyerek, sürekli çalışmış olma şartı da aranıyor. Değişiklik bu kısımda yapılacak ve “sürekli çalışmış olma” şartı yeniden tanımlanacak.
HİZMET AKDİNE BAKILACAK
Yetkililer, şu anki uygulamada, işten ayrılmadan önceki son 120 günde, çalışanın devamsızlık yapması halinde de, işsizlik maaşı bağlanamadığını belirtiyor. İş akdi devam ediyorsa devamsızlığın istisna olarak kabul edilmesi gerektiğini belirten yetkililer, “Hizmet akdi devam etmesine karşın, son 120 günlük dönemde devamsızlık ettiği gerekçesiyle Sosyal Güvenlik Kurumu’na eksik gün bildirilenler işsizlik ödeneği alamıyordu. Bu düzenleme ile artık hak kazanabilecekler”dedi.
Düzenleme 125 milyar TL’ye ulaşan işsizlik sigortası fonunun dengelerinde ise çok küçük bir değişikliğe yol açacak. Bu uygulamadan yararlananların da sisteme girmesi ile işsizlik sigortası fonuna 95 milyon TL’ye yakın bir maliyet gelmesi bekleniyor. Haziran ayı verilerine göre, işsizlik sigortası fonundan 417 bin 903 kişi yararlanıyor, bu kişilere yapılan ödeme tutarı ise 366 milyon 148 bin 97 TL düzeyinde.
ASGARİ ÜCRETİN % 80’İNİ GEÇEMİYOR
İŞSİZLİK maaşının süresi, prim ödenen gün sayısına göre değişiyor. Sigorta primi en az 600 gün ödenen kişiye 6 ay, 900 gün prim ödemesi olan kişiye 8 ay, 1080 gün prim ödemesi yapılmış kişiye de 10 ay işsizlik maaşı bağlanıyor. Süre gibi alınacak maaşın belirlenmesinde de en büyük etken sigorta primleri oluyor. İşsizlik maaşı hesaplamasında, sigortalının son dört aylık prime esas kazançları dikkate alınıyor. Maaş aylık asgari ücretin brüt tutarının yüzde 80’lik kısmı (2018 yılı için: 1.623 lirayı) geçemiyor. http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/issizlik-sigortasina-devamsizlik-rotusu-40918494
Kur Farkında KDV Var Mı Yok Mu?
Kur farkının KDV’ye tabi olduğu idari anlamda tartışma konusu değildi. KDV Tebliğinde ve Muktezalarda idarenin görüşü hep bu yönde idi ve halen de bu yönde. Ancak, Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu 2017/548 Esas ve 2017/606 Karar numaralı Kararında kur farklarının KDV’ye tabi olmaması yönünde karar verdi. Bu karar sonrası uygulamada nasıl hareket edilmesi gerektiğini yazımızda tartışacağız.
Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu 2017/548 Esas ve 2017/606 Karar numaralı Kararına göre;
26.4.2014 tarih 28983 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve 1.5.2014 tarihinde yürürlüğe giren Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinin,
”Matrah, Nispet ve İndirim” başlıklı 3’üncü bölümünün, ”A- Matrah, 5. Matraha Dahil Olan Unsurlar” başlığı altında düzenlenen ”5.3. Kur Farkları” alt başlıklı bölümünde yer alan “Bedelin döviz cinsinden veya dövize endekslenerek ifade edildiği işlemlerde, bedelin kısmen veya tamamen vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu tarihten sonra ödenmesi halinde, satıcı lehine ortaya çıkan kur farkı esas itibarıyla vade farkı mahiyetinde olduğundan, matrahın bir unsuru olarak vergilendirilmesi gerekmektedir.
Buna göre, teslim veya hizmetin yapıldığı tarih ile bedelin tahsil edildiği tarih arasında ortaya çıkan lehte kur farkı için satıcı tarafından fatura düzenlenmek ve faturada gösterilen kur farkına, teslim veya hizmetin yapıldığı tarihte bu işlemler için geçerli olan oran uygulanmak suretiyle katma değer vergisi hesaplanır.
Bedelin tahsil edildiği tarihte alıcı lehine kur farkı oluşması halinde, kur farkı tutarı üzerinden alıcı tarafından satıcıya bir fatura düzenlenerek, teslim ve hizmetin yapıldığı tarihteki oran üzerinden katma değer vergisi hesaplanması gerekmektedir.”
şeklindeki düzenleme ile ”B.Oran 1.2. Vade Farkı, Kur Farkı ve Matrahta Değişikliğe Yol Açan İşlemlerde Katma Değer Vergisi Oranı” başlığı altında düzenlenen ”1.2.2. Kur Farkları” alt başlığında yer alan “Teslim veya hizmetin yapıldığı tarih ile bedelin tahsil edildiği tarih arasında ortaya çıkan lehte kur farkı için satıcı tarafından faturada gösterilen kur farkına, teslim veya hizmetin yapıldığı tarihte bu işlemler için geçerli olan oran uygulanmak suretiyle katma değer vergisi hesaplanır.
Bedelin tahsil edildiği tarihte alıcı lehine kur farkı oluşması halinde, kur farkı tutarı üzerinden alıcı tarafından, teslim ve hizmetin yapıldığı tarihteki oran üzerinden katma değer vergisi hesaplanması gerekmektedir.”
şeklindeki düzenlemenin iptali istemiyle açılan davanın reddi yolunda verilen Daire kararı davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Anayasanın 73’üncü maddesinin 3’üncü fıkrasında; vergi, resim, harç ve benzeri malî yükümlülüklerin kanunla konulacağı, değiştirileceği veya kaldırılacağı; 4’üncü fıkrasında, vergi, resim, harç ve benzeri malî yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisinin Bakanlar Kuruluna verilebileceği kurala bağlanmıştır.
Bu düzenlemeyle maddede belirtilen hallerde Bakanlar Kuruluna devredilen yetki haricinde kamu gücüne dayanarak tahsil edilen bütün yükümlülüklerin, kanunla düzenlenme zorunluluğu getirilmiştir.
Bu zorunluluk verginin kanuniliği ilkesi olarak tanımlanmakta olup bu ilke uyarınca verginin yükümlüsü, konusu, vergiyi doğuran olay, matrah, oran, tarh, tahakkuk, tahsil, zamanaşımı, muafiyet ve istisna gibi vergilendirmenin temel ögelerinin kanun ile belirlenmesi gerekir.
Bununla birlikte, vergilendirmenin temel öğeleri ile ilgili olmaması şartıyla, ayrıntılara ve teknik konulara ilişkin olarak Maliye Bakanlığınca açıklayıcı ve tamamlayıcı nitelikte düzenleyici işlem yapılabilir.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 10’uncu maddesinin (a) bendinde; mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde, malın teslimi veya hizmetin yapılması ile vergiyi doğuran olayın meydana geldiği,
20’nci maddesinin 1’inci fıkrasında; teslim ve hizmet işlemlerinde matrahın, bu işlemlerin karşılığını teşkil eden bedel olduğu, 2’nci fıkrasında, bedelin, malı teslim alan veya kendisine hizmet yapılan veyahut bunlar adına hareket edenlerden bu işlemler karşılığında her ne suretle olursa olsun alınan veya bunlarca borçlanılan para, mal ve diğer suretlerde sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve değerler toplamını ifade ettiği belirtilmiştir.
Kanunun 24’üncü maddesinde, bentler halinde, hangi unsurların matraha dahil edileceği sayılmış;
(c) bendinde, vade farkı, fiyat farkı, faiz, pirim gibi çeşitli gelirler ile servis ve benzer adlar altında sağlanan her türlü menfaat, hizmet ve değerlerin matraha dahil olduğu kurala bağlanmıştır.
Kanunun 26’ncı maddesinde ise bedelin döviz ile hesaplanması halinde dövizin vergiyi doğuran olayın meydana geldiği andaki cari kur üzerinden Türk parasına çevrileceği hüküm altına alınarak, cari kuru belli olmayan dövizlerin Türk parasına çevrilmesine ilişkin esasları belirleme konusunda Maliye ve Gümrük Bakanlığına yetki verilmiştir.
Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinin dava konusu edilen bölümlerinde, bedelin döviz cinsinden veya dövize endekslenerek ifade edildiği işlemlerde, bedelin kısmen veya tamamen teslim veya hizmetin yapıldığı tarihten sonra ödenmesi halinde, satıcı veya alıcı lehine ortaya çıkan kur farkının katma değer vergisi matrahına dahil edileceği ve teslim veya hizmetin yapıldığı tarihte bu işlemler için geçerli olan oran uygulanmak suretiyle katma değer vergisi hesaplanacağı yolunda düzenleme yapılmıştır.
Teslim ve hizmet işlemlerinin karşılığını teşkil eden bedel kavramı kanunda açıkça tanımlandıktan sonra, bedel kapsamında kabul edilmeyen ancak, matraha dahil edilmesi gereken gelir unsurlarının sayıldığı Kanunun 24’üncü maddesinin (c) fıkrasında, kur farkına yer verilmemiştir.
Maddede yer alan “gibi” ifadesi, maddede sayılan matraha dahil unsurlara nitelik olarak benzeyen diğer gelirleri kapsaması amacıyla kullanıldığından, kur farkının, bu kapsamda değerlendirilip değerlendirilemeyeceğinin ortaya konulması gerekmektedir.
Kur farkı, dövizin, değişik kurlardan ulusal paraya çevrilmesi sonucu ortaya çıkan fark olarak tanımlanmaktadır.
Dövizli işlemler sonrasında mal teslimi veya hizmet ifasında bulunan kişi tarafından her zaman ilave bir bedel elde edilmesi mümkün olmadığından ve döviz kurunun düşmesi halinde alıcı lehine bir durum oluştuğundan kur farkı, niteliği itibarıyla maddede sayılan diğer gelir unsurlarından faklılık arz etmektedir.
Kanunun 24’üncü maddesinde yer alan “gibi” ifadesinden yola çıkılarak kur farkının vade farkı mahiyetinde olduğu kabul edilmek suretiyle katma değer vergisi matrahına dahil edilmesi, hukuk devletinin unsurlarından biri olan hukuki belirlilik ilkesiyle bağdaşmadığı gibi dava konusu Tebliğ ile katma değer vergisi matrahına ilişkin hükümlerin yorum yoluyla genişletilmesi, vergilendirmenin temel öğelerinin kanunla belirlenmesi gerekliliğini de kapsayan verginin kanuniliği ilkesine de aykırılık oluşturmaktadır.
Bu durumda, Katma Değer Vergisi Kanununun 26’ncı maddesi de dikkate alındığında, mal veya hizmetin karşılığını teşkil eden bedelin döviz ile hesaplanması halinde döviz, malın teslimi veya hizmetin yapılması ile gerçekleşen vergiyi doğuran olayın meydana geldiği tarihteki cari kur üzerinden Türk parasına çevrilerek, bu yolla bulunan tutar katma değer vergisinin matrahını oluşturacak olup bedelin farklı zamanlarda ödenmesi nedeniyle zaman içinde oluşabilecek kur farklarının matraha ilave edilmesi mümkün değildir.
Öte yandan, Katma Değer Vergisi Kanununun 21’inci maddesinde, ithalatta verginin matrahına dahil olan unsurlar arasında kur farkı açıkça sayılmasına rağmen 24’üncü maddesinde matraha dahil olan unsurlar arasında kur farkına yer verilmemiş olması da kanun koyucunun, ithalat dışındaki işlemlerde kur farkının katma değer vergisi matrahına dahil edilmesini amaçlamadığını göstermektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile Danıştay Dördüncü Dairesinin, 18.5.2017 gün ve E:2014/4834, K:2017/4605 sayılı kararının bozulmasına, yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına, 13.12.2017 gününde oy çokluğuyla karar verilmiştir.
BU KARAR SONRASI UYGULAMA NASIL OLACAKTIR?
Dava Daireleri Kurulunun Kararı KDV Genel Uygulama Tebliğinin ilgili bölümünü iptal etmiş değildir. Bu halde, KDV Genel Uygulama Tebliğinde bir değişiklik olmadığı sürece kur farkları KDV’ye tabi olmaya devam edecektir.
Vergi Dava Daireleri Kurulu Kararı gerekçe gösterilerek KDV Genel Uygulama Tebliğinin ilgili bölümünde kur farklarının KDV’ye tabi olmayacağı yönünde bir değişiklik yapılana kadar idare bakımından kur farkları KDV’ye tabi olacaktır. Bunun yanında idare KDV Kanununun 24/c maddesinde değişiklik yaparak kur farklarının da KDV’ye tabi olduğu yönünde bir düzenleme yapabilir.
Kur farklarının KDV’ye tabi olduğu kanun düzeyinde düzenlenecek olur ise tartışma ortadan kalkacaktır. Aksi türlü, mevcut duruma göre idareye göre kur farkları KDV’ye tabi iken Danıştay’a göre KDV’ye tabi değildir. Bu halde mükellefler kur farkı için KDV hesaplamazlar ise mükellefler alehine tarhiyatlar yapılmaya devam edilebilecek iken yargı ise bu tarhiyatları ortadan kaldırabilecektir. Ekrem Öncü
http://m.borsagundem.com/yazarlar/kur-farkinda-kdv-var-mi-yok-mu-yazisi/1332188
Bir Kısmı Finansal Kiralama Yoluyla Diğer Kısmı Krediyle Alınan Bir İş Makinesinin Amortisman Oranları Nasıl Belirlenir?
Soru:
Dantel ve nakış işiyle iştigal eden şirketimiz, bir kısmını finansal kiralama yoluyla diğer kısmını krediyle olmak üzere brode makinesi satın aldı. Bu makinelerin amortisman oranları nasıl belirlenecektir?
Cevap,
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun şu maddeleri konunun çözümünde faydalı olacaktır:
- Kanun'un mükerrer 290. maddesinin 2. fıkrasında kiracı tarafından aktifleştirilen finansal kiralamaya konu iktisadî kıymeti kullanma hakkının, mükerrer 298. maddesi ve üçüncü kitabının üçüncü kısmının birinci bölümünde kiralama konusu iktisadî kıymet için belirlenmiş esaslar çerçevesinde yeniden değerlemeye ve amortismana tâbi tutulacağı,
- 313. maddesinde, işletmede bir yıldan fazla kullanılan ve yıpranmaya, aşınmaya veya kıymetten düşmeye maruz bulunan gayrimenkullerle 269. madde gereğince gayrimenkul gibi değerlenen iktisadi kıymetlerin, alet, edevat, mefruşat, demirbaş ve sinema filmlerinin birinci kısımdaki esaslara göre tespit edilen değerinin bu Kanun hükümlerine göre yok edilmesinin amortisman mevzuunu teşkil edeceği,
- 315. maddesinde, mükelleflerin amortismana tabi iktisadi kıymetlerini Maliye Bakanlığı'nın tespit ve ilan edeceği oranlar üzerinden itfa edecekleri, ilan edilecek oranların tespitinde iktisadi kıymetlerin faydalı ömürlerinin dikkate alınacağı hükümleri yer almaktadır.
Mükerrer 290. maddeye ilişkin açıklamalar ise 319 ve 334 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğleri ile yapılmış olup, kiracı tarafından finansal kiralama işlemine konu iktisadi kıymeti kullanma hakkı ve sözleşmeden doğan borç, kiralama konusu iktisadi kıymetin rayiç bedeli veya sözleşmeye göre yapılacak kira ödemelerinin bugünkü değerinden düşük olanı ile değerlenecek olup kiracı tarafından aktifleştirilen finansal kiralamaya konu iktisadi kıymeti kullanma hakkı, Vergi Usul Kanunu’nun üçüncü kitabının üçüncü kısmının birinci bölümü ve ilgili genel tebliğlerde kiralama konusu iktisadi kıymet için belirlenmiş usul ve esaslar çerçevesinde amortismana tâbi tutulacaktır. Diğer bir ifadeyle kullanım hakkı, kiracı tarafından Vergi Usul Kanunu ve ilgili genel tebliğlerde bu iktisadi kıymet için tespit edilmiş amortisman sürelerinde itfa edilecektir.
Kanun'un 315. maddesinin Maliye Bakanlığı'na verdiği yetkiye istinaden amortismana tabi iktisadi kıymetler için uygulanacak "Faydalı Ömür ve Amortisman Oranları" belirlenerek; 339, 365, 389, 399, 406, 418, 439 ve 458 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğleri ile değişik 333 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği eki liste (Amortisman Listesi) ile açıklanmıştır. Söz konusu amortisman listesinin "20.1. Örgü Ürünleri İmalatı: Örme, ağ dokuma, dantel ve benzerlerinin üretiminde kullanılan iktisadi kıymetler." bölümü kapsamındaki iktisadi kıymetler için faydalı ömür 8 yıl, amortisman oranı %12,50 olarak öngörülmüştür.
Bu hüküm ve açıklamalara göre, şirketinizde kullanılmak üzere gerek kredi çekerek aldığınız gerekse finansal kiralama yoluyla iktisap etmiş olduğunuz brode makinelerinin 8 yılda ve %12,50 amortisman oranına göre itfa edilmesi gerekmektedir. Lebib Yalkın Yayımları
Yıllık Ücretli İzin Süresine Rastlayan Hangi Tatil Günleri İzin Süresine İlave Edilir?
İş Kanunu'na göre, işyerinde işe başladığı günden itibaren, deneme süresi de içinde olmak üzere, en az bir yıl çalışmış olan işçiler yıllık ücretli izne hak kazanmaktadır. Yıllık izin süreleri iş sözleşmeleri ve toplu iş sözleşmeleri ile artırılabilmektedir.
İşveren tarafından yıl içinde verilmiş bulunan diğer ücretli ve ücretsiz izinler veya dinlenme ve hastalık izinleri yıllık izne mahsup edilemeyeceği gibi, izin süresine rastlayan ulusal bayram, hafta tatili ve genel tatil günleri de izin süresinden sayılmaz. Yıllık izne rastlayan ulusal bayram ve diğer tatil günlerinin hem izin süresine eklenmesi hem de bu günlere ait ücretlerin ayrıca ödenmesi gerekir.
Hangi günlerin ulusal bayram ve genel tatil günü olduğu 2429 sayılı Kanunla belirlenmiştir. Bu Kanun’a ve İş Kanunu'na göre ise hafta tatili pazar günüdür. İş Kanunu'nun 46. maddesi gereğince, işçilere tatil gününden önceki iş günlerinde çalışmış olmaları şartıyla yedi günlük bir zaman dilimi içinde kesintisiz en az yirmidört saat dinlenme (hafta tatili) verilir. Çalışılmayan hafta tatili hem izin süresine eklenir, hem de bu günün ücreti tam olarak ödenir. Cumartesi günü ise, çalışılıp çalışılmadığına bakılmaksızın iş günü olarak kabul edilir. Bu nedenle cumartesi günleri yıllık ücretli izne dahil edilir ve izinden düşülür.
Cumartesi günü çalışılsın veya çalışılmasın 14 gün izne hak kazanan işçi cumartesi günleri dahil 2 haftalık iznini 14 iş günü olarak kullanır, üçüncü haftanın Çarşamba günü işe başlar. Böylece 2 pazarla birlikte 16 gün izin kullanılmış olur. Lebib Yalkın Yayımları
1 Seri No' lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “5.6.2.4.3” Bölümünün İkinci Paragrafına İlişkin Danıştay Kararı
1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “5.6.2.4.3” bölümünün ikinci paragrafını iptal eden Danıştay 4. Dairesi Başkanlığının 14.06.2017 tarih ve Esas No: 2013/2951, Karar No: 2017/5260 sayılı Kararı, Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunun 07.02.2018 tarih ve Esas No: 2017/626, Karar No: 2018/51 sayılı Kararıyla bozulmuştur.