Mehmet Özdoğru

Mehmet Özdoğru

Email: This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

T.C.

SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI

Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü

Sayı : 35158785-309/06-202.99-E.l 1119337

Tarih: 31/08/2018

Konu : Kadroya Alınan İşçilerin İşsizlik Primi

GENELGE

2018/30

Bilindiği üzere, 24/12/2017 tarihli ve 30280 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “696 Sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 113 üncü maddesi ile 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununa geçici 7 nci madde, 127 nci maddesi ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye Geçici 23, 24 ve 25 inci maddeler eklenmiştir.

Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımı Sözleşmeleri Kapsamında Çalıştırılmakta Olan İşçilerin Sürekli İşçi Kadrolarına veya Mahalli İdare Şirketlerinde İşçi Statüsüne Geçirilmesine İlişkin 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Geçici 23 ve Geçici 24 üncü maddelerinin Uygulanmasına Dair Usul ve Esaslar 1/1/2018 tarihli ve 30288 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

Bahse konu hükümler çerçevesinde kadroya alınacak olan sigortalıların gerek işyerlerinin gerekse kendilerinin tescil işlemleri açısından yapılacak işlemler 25/1/2018 tarihli, 2018-5 sayılı Kurum Genelgesinde açıklanmıştır. https://goo.gl/RkqgJX

Kadroya alınacak olan sigortalıların, statüsü ile ilgili yapılan değerlendirme sonucunda, 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 127 nci maddesiyle 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye eklenen geçici 23 üncü ve 24 üncü maddesi (Ş.Abacı) kapsamında sürekli işçi kadrolarına veya işçi statülerine geçirilen ilgililerin, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4 üncü maddesinin (D) bendine göre istihdam edildiği ve haklarında 4857 sayılı İş Kanunu hükümlerinin uygulanacağı anlaşılmıştır.

Bu nedenle, 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye istinaden kamu kurum ve kuruluşlarında kadroya geçirilen işçilerden, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasınır (B) bendi kapsamında istihdam edilenler için işsizlik sigortası hükümlerinin uygulanmaması, buna mukabil aynı fıkranın (D) bendi kapsamında istihdam edilenler bakımından ise işsizlik sigortası hükümlerinir uygulanması gerekmektedir.

Kadroya geçirilen ve 657 sayılı Kanunun birinci fıkrasının (D) bendi kapsamında istihdam edilen personelin, işsizlik sigortasına dahil edileceği dikkate alınarak, kadroya geçirildikleri tarihten itibaren haklarında işsizlik sigortası hükümleri uygulanmamış olan personel için geriye yönelik olarak düzenlenecek olan belge türü üzerinden verilecek aylık prim ve hizmet belgelerinin bu genelgenin yayım tarihini takip eden ayın 23 üne kadar verilmesi ve karşılığı işsizlik sigortası primlerinin de ay sonuna kadar ödenmesi halinde söz konusu yükümlülükler yasal süresinde yerine getirilmiş sayılacaktır.

Bilgi edinilmesini ve gereğini rica ederim.

Dr. Mehmet Selim BAĞLI

Kurum Başkanı

05 Eylül 2018 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 30526

Karar Sayısı: 62

Ekli “Amme Alacakları İçin Uygulanan Gecikme Zammı Oranının Yeniden Belirlenmesine İlişkin Karar”ın yürürlüğe konulmasına, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci maddesi gereğince karar verilmiştir.

4 Eylül 2018

Recep Tayyip ERDOĞAN

CUMHURBAŞKANI

 

AMME ALACAKLARI İÇİN UYGULANAN GECİKME ZAMMI ORANININ YENİDEN BELİRLENMESİNE İLİŞKİN KARAR

Gecikme zammı oranı

MADDE 1- (1) 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan gecikme zammı oranı, her ay için ayrı ayrı uygulanmak üzere % 2 olarak belirlenmiştir.

Yürürlük

MADDE 2- (1) Bu Karar yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE 3- (1) Bu Karar hükümlerini Hazine ve Maliye Bakanı yürütür.

.

Vergi yargısında devam eden davalar, açılan dosya numaraları, verilen kararlar vb. bilgiler vatandaşların SMS olarak telefonlarına iletilmektedir. 4060 üzerinden abonelikleri yapılarak “STANDART ABONE TC KİMLİK NO” yazılarak, 4060’a gönderilip abone olmak mümkündür. Buradan hareketle bütün dava dosya bilgileri cep telefonuna iletilmektedir.

Abonelikler hakkında detaylı bilgi edinmek için aşağıdaki sitenin ziyaret edilmesinde yarar vardır.

Htpp://www.sms.uyap.gov.tr adresinden ayrıntılı bilgi elde edilebilir.

Sonuç olarak, gerek vergi yargısındaki davalar ve gerekse diğer açılan davalarla ilgili abone olunması durumunda gerekli dosya bilgileri vatandaşlara yollanmaktadır. Buna göre; ulusal yargı ağı projesi kapsamında detaylı bilgiler vatandaş e-devlet şifresiyle elde edilebilir.

4060’dan faydalanmak üzere aşağıdaki işlemlerin yapılması yeterlidir.

UYAP SMS Bilgi Sistemine abone olmak: Yargı birimlerinde görülmekte olan bir dosyalarda herhangi bir olay gerçekleştiğinde eğer dosyanın tarafı olan kişi SMS bilgi sistemine abone ise bilgi mesajı ile anında gerçekleşen olaydan haberdar edilmektedir.

Örnek mesaj: Ankara 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/345 sayılı dosyasında görevsizlik kararı verilmiştir.

UYAP Bilgi Sisteminde değişik içeriklerde paketler bulunmakta olup, abone olunan paket içeriklerine göre gönderilecek mesajlar değişiklik göstermektedir.

UYAP BİLGİ SİSTEMİNDE YER ALAN ABONELİK PAKETLERİ

1- Basit Paket

2- Standart Paket

3- Tam Paket

Pakete abone olmak için: TCKIMLIKNO TAM ABONE yazılarak 4060’a gönderilir. Örnek mesaj: 11111111111 TAM ABONE
Eğer yalnızca dosyada kendinizle ilgili değişikliklerden haberdar olmak istiyorsanız abone olurken abone kodunun başına KISISEL ekleyiniz : TCKIMLIKNO KISISELABONE yazılarak 4060’a gönderilir.

Not: Abone olmak için; gönderilen mesaj içerisinde yer alan cep telefonu numarası ile, mesaj gönderilen cep telefonunun ilgili operatörde kayıtlı olduğu kişinin TC Kimlik numarasının aynı olması zorunludur.

ÖNEMLİ UYARI : Herhangi bir pakete üye olduğunuz taktirde taraf olduğunuz dosyalarda yalnızca sizinle ilgili yapılan işlemlerde, bilgi mesajı almak istiyorsanız abone olduğunuz paket adının başına KISISEL yazmanız gerekmektedir. Aksi taktirde dosyada yer alan tüm taraflarla ilgili işlemlerde tarafınıza SMS ile bilgilendirme yapılacaktır. Nazlı Gaye Alpaslan

https://www.hurses.com.tr/av-nazli-gaye-alpaslan/vergi-yargisinda-sms-bilgi-sisteminin-islevi/haber-21251

Kamuoyunda vergi barışı, varlık barışı ve imar barışı gibi adlarla anılan düzenlemeleri içeren 7143 sayılı “Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun” esas itibariyle kamuya olan borçların yapılandırılması, dava safhasında bulunan işlemler, yurt içi ve yurt dışı varlık barışı düzenlemesi, imar affı gibi çeşitli düzenlemelerin yanı sıra matrah ve vergi artırımını da düzenlemiştir.

7143 sayılı Kanun'un 5’inci maddesi uyarınca 2013- 2017 dönemlerine ait aşağıdaki beyanlar;

[- Kurumlar vergisi beyannameleri,
- Gelir Vergisi Beyannameleri,
- Katma Değer Vergisi beyannameleri, 
- Bazı Gelir ve Kurumlar Vergisi stopaj beyannameleri (ücretlilere, serbest meslek erbabına, çiftçilere, vergiden muaf esnafa yapılan ödemelerle, kira ödemeleri, yıllara sari inşaat işleri için yapılan ödemeler ve yatırım indirimi dolayısıyla GVK’nun geçici 61nci maddesi için yapılan ödemeler)], 
matrah ve vergi artırımına konu edilebilecektir.

Ayrıca 7143 sayılı Kanun'un 6’ncı maddesi uyarınca da 31.12.2017 tarihli bilançolarda bazı kalemlerin;

[- Kasa hesabı,
- Ortaklardan olan alacakların izlendiği hesaplar, 
- Stoklar (bilançoda görünen ve görünmeyen stoklar), 
- Duran varlıklar] düzeltilmesi mümkündür.

Kanunun kesinleşmiş veya ihtilaflı borçlar için kanundan yararlanma süresi dolmuştur. Buna karşılık 7143 sayılı Kanun uyarınca yapılacak matrah artırımına ve bilanço düzeltmesine ilişkin başvuru, bildirim ve beyan süreleri için ise son gün, Cumhurbaşkanına bir aylık süre uzatım yetkisi de tanınarak 31.08.2018 belirlenmiştir. Bu girişten sonra bir önemli konuyu da gündeme getirmek istiyorum. Bilindiği gibi matrah veya vergi artırımında bulunmanın en büyük yararı, olanaktan yararlanılan yıllar için incelenmeme ve tarhiyata maruz kalmama hakkının elde edilmesidir.

Kanuna göre, matrah veya vergi artırımı yapılan yıllar için vergi incelemesi sadece mükelleflerin, yıllık gelir ve kurumlar vergilerine mahsuben daha önce tevkif yolu ile ödemiş oldukları vergilerin nakden iadesi ile ilgili talepleri ve katma değer vergisi iadesi talebine dayanan ve vergi incelemesine koşuluna bağlanmış iade talepleri ile sınırlı olarak yapılabilir. Bu gibi durumlarda koşulları oluşursa tarhiyat da yapılabilir. Zira buradaki incelemeler talebe bağlı olarak yapılan, talebin karşılanmasının inceleme koşulluna bağlı olduğu hallerle sınırlı olan ve mükellefin hakkını sağlamaya yönelik incelemelerdir.

Ancak uygulamada mali idarenin bu konudaki düzenlemeleri aşma çabası içerisine girdiği gözlemlenmektedir. İdarenin matrah veya vergi artırımından önce yapılmış ve tamamlanmış iadeleri de inceleme konusu yapmaya çalıştığı, haksız iade alındığı savıyla tarhiyat çabası içerisine girdiği görülmektedir.

Bu şekildeki bir uygulama, 7143 sayılı Kanun'da öngörülmediği gibi, 7143 sayılı Kanun'un matrah veya vergi artırımı müesseselerinin sağladığı hukuk güvenliğine de aykırıdır. 7143 sayılı Kanun bu müesseseleri ile belli tutarlarda kamusal yükümlülüğü üstlenme karşılığında incelenmeme hakkını satın alma opsiyonu getirmiştir. Kanun bu opsiyonu getirirken, mükelleflerin haklı ve yasal talebinin karşılanmasının bir mükellef hakkı olduğunu da gözeterek istisnalarını da tahdidi olarak belirlemiştir. Bu tahdidi olarak yapılan belirlemelerin yorum yolu ile genişletilmesi mümkün değildir.

Kaldı ki böylesi bir uygulama Anayasanın eşitlik ilkesine de aykırıdır. Aynı eleştiriye tabi tutulabilecek faturaları girdi olarak kullanan ve matrah/vergi artırımında bulunan iki mükelleften birini iade talep etti diye inceleme kapsamına alırken, iade talebi bulunmayan mükellefi incelenemez kabul etmek mümkün eşitliğe aykırıdır.

Öte yandan matrah veya vergi artırımı, söz konusu mükellef talebine bağlı istisnai haller dışında, matrah veya vergi artırımı yapılmış dönemleri bir bütün olarak incelenemez kılmaktadır. Kayıt dışı bıraktığı hasılatlar, şişirdiği giderler gibi aldığı stopaj veya KDV iadeleri de bu bütünün içerisinde tamamlanmış işlemler olarak yer almaktadır. Zaten Kanun o yüzden, sürmekte olan incelemeler ile mükellefin karşılanamamış talepleri ile için özel düzenlemeler getirmiştir. Eğer kanun koyucu, tamamlanmış işlemleri de incelenebilir kılmak istese idi, kanunun 5/1-ı ve 5/3-e bentlerinde bunu açıkça belirtirdi.

Tamamlanmış işlemlerin doğruluğu dahi sorgulanamaz. Hatta doğruluğu sorgulama amacıyla yapılacak incelemede defter ve belgeyi ibraz etmeme hali kabahat dahi oluşturmaz. Nitekim hemen hemen aynı düzenlemeleri içeren 6111 sayılı Kanun'la ilgili olarak “2009 yılına ilişkin yasal defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmeyen mükellef aleyhine indirimlerinin reddi suretiyle re’sen salınan KDV ve kesilen üç kat vergi ziyaı cezasına karşı açılan davada şirketin 2009 yılında KDV için 6111 sayılı Kanun'un matrah artırımına hükümlerinden yararlandığı ve bu sebeple matrah ve vergi artırımında bulunulan yıllar ile ilgili olarak kurumlar vergisi ve KDV yönünden inceleme ve tarhiyat yapılamayacağı, davacı şirket adına matrah artırımında bulunulan dönemler için inceleme yapılmasının 6111 sayılı Kanun'a aykırılık teşkil ettiğine karar verilmiştir.” (Danıştay 3. Dairesi E.2014/9210 K.2017/1646 T.13.3.2017) Bumin Doğrusöz

https://www.dunya.com/kose-yazisi/matrah-artirimi-ve-incelenmeme-hakki/426604

SSK’lılar, Bağ-Kur’lulara göre daha erken emekli olabildikleri gibi aylıkları da daha yüksek. Bu nedenle kendi işini yapan bazı Bağ-Kur'lular işyerini kapatıp, SSK’ya geçebiliyor. Ancak işyerini kapatmadan da SSK’lı olmak mümkün.

Emeklilik açısından SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı mensupları açısından farklılıklar bulunuyor. Eski adıyla SSK’lılar, Bağ-Kur’lulara göre daha erken emekli olabildikleri gibi daha yüksek emekli aylığı da alabiliyor. Bu nedenle özellikle emekliliğe yakın dönemde Bağ-Kur’dan SSK’ya geçmek için kendi işyerini devreden veya kapatan pek çok kişi vardır. Bu devrin nedeni kendi şirketinden sigortalı gösterilememek. Ancak bazı kişiler işyerlerini kapatmadan veya ortaklıklarını sonlandırmadan kendi işyerlerinde sigortalı olabilir. Kendi şirketinden sigortalı olamayanların da SSK’dan emekli olmak için işyerini kapatmasına gerek yok.

1 EKİM 2008 KRİTİK TARİH

Kendine ait işyeri bulunan veya anonim şirketin yönetim kurulu üyesi ortağı veya limited şirket ortağı olan kişilerin Bağ-Kur’lu olmaları gerek. Bir limited şirkette SSK’lı olarak yani işçi statüsünde çalışmaktayken, şirkete ortak olan bir kişi için ise zorunlu Bağ-Kur statüsüyle SSK statüsünün çakışması söz konusudur. Bu durumda eğer kişinin SSK’lılığı 1 Ekim 2008 tarihinden önce başlamışsa ve ortaklık tarihinden sonra hiç kesintiye uğramamışsa, bu kişinin SSK’lılığı ortağı olduğu şirkette de devam eder. Diğer yandan yalnızca çalıştığı şirkette değil, başka bir şirkette ortak olan kişi için de aynı durum geçerlidir.

Ortaklıkta da geçerli

1 Ekim 2008 sonrası bir kişinin kendi işyerinde, ortağı olduğu limited şirketinde veya yönetim kurulu üyesi ortak olduğu anonim şirketinde SSK’lı olması mümkün değildir. Bu nedenle Bağ-Kur’lu olması gereken şirketten sigortalı gösterilenlerin bu durumu düzeltmeleri gerek.

SGK’YA YAKALANAN YANDI!

SGK bu durumu tespit ettiğinde kişinin SSK statüsünde ödemiş olduğu primler bu kapsamda Bağ-Kur’a aktarılır veya iade edilir ve SSK’lılığı iptal edilir. Bu nedenle limited şirketlerde ortaklığı bulunan, anonim şirketlerde yönetim kurulu üyesi olan kişiler sigortalılıklarının hangi şirkette olduğunu ve bu şirkette ortaklığı olup olmadığını mutlaka kontrol etmeliler.

Başka bir şirkette çalışma hakkı var

Öte yandan kendi şirketinde SSK’lı olamayan kişiler, başka bir şirkette SSK’lı olarak çalışabilir.

1 Mart 2011’den sonra SGK sigortalılık çakışmalarında önce başlayan geçerlidir hükmünü değiştirdi. Bu tarihten sonra bir kişi aynı anda hem Bağ-Kur’lu, hem SSK’lı olmayı gerektirecek şekilde çalışıyorsa SSK’lı kabul ediliyor. Bu nedenle hem kendi şirketi olan, hem de başka şirkette çalışan kişi SSK’lı kabul ediliyor. Bu kişinin kendi işyerini kapatmasına gerek kalmıyor.

Daha yüksek maaş mümkün

Bir örnek vermek gerekirse 2012’de mühendislik ofisi kuran mühendis Mehmet, kendi işyeri nedeniyle Bağ-Kur’lu olmak zorundadır. Ancak mühendis Mehmet işyerini kapatmasa dahi 2014’te bir inşaat şirketinde SSK’lı olarak çalışmaya başlayabilir. Yani Mehmet SSK’lı olur. Mehmet isterse 2014'ten sonra kendi Bağ-Kur primini de yatırmaya devam edebilir. Bu sayede daha yüksek emekli aylığına hak kazanabilir. Okan Güray Bülbül

https://www.aksam.com.tr/yazarlar/okan-guray-bulbul/isyerini-kapatmadan-da-sskdan-emeklilik-mumkun/haber-770167

Nevşehir’in Avanos ilçesine bağlı Aktepe köyünde muhtarlık tarafından işletilen lokantada çalışan İ. ve A. Uymaz çifti, lokantadan ayrıldıktan sonra tazminat alacakları olduğunu iddia ederek Aktepe köyü muhtarlığına dava açar.(Basından alıntı)

Dava aslında işçilik ve tazminat alacakları üzerine kurulmuştur.

Muhtarlık bir tüzel kişilik olduğundan ,muhtarlığa bağlı işletmelerde tüzel kişiliğe bağlı çalıştırılır.

Bazı ilçelerimizde muhtarlıkların işlettikleri pansiyon,kahvehane,lokanta,hamam,plaj gibi işyerleri bulunur.

Bu işletmelerden elde edilen gelir muhtarlık aracılığı ile mahalle halkına hizmet götürülür.

Her ne kadar İl Özel İdareleriyle yardım alırlar,muhtarlarda bu hizmetlere aracılık ederler.

Muhtarlar aynı zaman da Kaymakamlık ve Valiliğe bağlı kamu kurumudur.

Köy muhtarlığını resmi tatilde çalışmaları, çalışmış oldukları süre içerisinde işten ayrıldıktan sonra tazminatlarının ödenmemesi nedeniyle mahkemeye başvuran İ. ve A. Uymaz çiftinin mahkemeyi kazanmalarının ardından muhtarlığa ait 36 taşınmaz icra yoluyla satışa çıkartıldı. Satışa çıkartılan 36 taşınmazın 33'ünün satılmasının ardından ise karı koca tazminatlarını alır. (Basından alıntı)

SOSYAL GÜVENLİK İŞÇİ İÇİN PRİMLER

Burada çalışan karı koca çift ayrıca ileride hizmet tespit davası açarak SGK primlerinin eksik ve düşük bildirildiği yönünde ayrıca dava açabilirler.

İŞ HUKUKU AÇISINDAN

Ø  Ulusal Bayram ve Genel Tatil,Hafta Sonu çalışılması halinde ücret alacakları

Ø  Ödenmeyen Fazla Mesai Ücretleri,

Ø  Yıllık İzin Paraları

olmak üzere işçilik alacakları hakkında dava açabilirler.

Burada asıl önemli olan konu ise,çalışanların bilinçlenmesi,köy yeri dediğimiz bir işletme de çalışan karı ve kocanın hak arayışına girerek köy tüzel kişiliği olan muhtarlığı dava ederek sonuca ulaşmalarıdır. VEDAT İLKİ

This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.  https://alitezel.com.tr/index.php?sid=yazi&id=9196

ÖZET: 2018-32/48 sayılı Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ (İhracat Bedelleri Hakkında) ile 4 Eylül 2018 tarihinden itibaren altı ay süre ile ihracat bedellerinin 180 gün içerisinde Türkiye’ye getirilme ve % 80’nın bankaya bozdurma zorunluluğu getirildi.

Türkiye’de yerleşik kişilerce bu Tebliğin yürürlükte bulunduğu süre içinde fiili ihracı gerçekleştirilen ihracat işlemlerine ilişkin bedel getirme süresinin Tebliğin yürürlükten kalktığı tarihten sonra sona ermesi halinde, Tebliğ hükümleri uygulanmaya devam edilecektir.

İhraç edilen malların bedelinin süresinde yurda getirilerek, bankalara satılmasından ve ihracat hesabının süresinde kapatılmasından öncelikle ihracatçılar sorumlu olacaktır.

Ticari amaçla mal ihracında, bedelleri yurda getirilme süresi içinde gelen ihracat ile ilgili hesaplar aracı bankalarca kapatılacaktır.

Süresi içinde kapatılmayan ihracat hesapları aracı bankalarca 5 iş günü içinde muamelenin safhalarını belirtecek şekilde yazılı olarak ilgili Vergi Dairesi Başkanlığına veya Vergi Dairesi Müdürlüğüne ihbar edilecektir.

Mücbir sebep halleri ile ilgili olarak yurtdışından temin edilecek belgelerin dış temsilciliklerimizce veya Lahey Devletler Özel Hukuku Konferansı çerçevesinde hazırlanan Yabancı Resmi Belgelerin Tasdik Mecburiyetinin Kaldırılması Sözleşmesi hükümlerine göre onaylanmış olması gerekmektedir.

4 Eylül 2018 tarihli ve 30525 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan TÜRK PARASI KIYMETİNİ KORUMA HAKKINDA 32 SAYILI KARARA İLİŞKİN TEBLİĞ (İHRACAT BEDELLERİ HAKKINDA) (TEBLİĞ NO: 2018-32/48)’de ihracat bedellerinin döviz olarak Türkiye’ye getirilmesi ve bankalara bozdurulması konusunda düzenleme yapıldı.

Tebliğe göre Türkiye’de yerleşik kişiler tarafından gerçekleştirilen ihracat işlemlerine ilişkin bedellerin ithalatçının ödemesini müteakip doğrudan ve gecikmeksizin ihracata aracılık eden bankaya transfer edilmesi veya getirilmesi, bedellerin yurda getirilme süresinin fiili ihraç tarihinden itibaren 180 günü geçememesi, söz konusu bedellerin en az %80’inin bir bankaya satılması zorunludur.

İhracat işlemlerine ilişkin bedeller aşağıdaki ödeme şekillerinden birine göre yurda getirilebilecektir.

a) Akreditifli Ödeme,

b) Vesaik Mukabili Ödeme,

c) Mal Mukabili Ödeme,

d) Kabul Kredili Akreditifli Ödeme,

e) Kabul Kredili Vesaik Mukabili Ödeme,

f) Kabul Kredili Mal Mukabili Ödeme,

g) Peşin Ödeme.

İhracat bedellerinin beyan edilen Türk parası veya döviz üzerinden yurda getirilmesi esas olup, Türk parası üzerinden yapılan ihracat karşılığında döviz getirilmesi mümkündür.

İhracat bedelinin yolcu beraberinde efektif olarak yurda getirilmesi halinde gümrük idarelerine beyan edilmesi zorunludur.

Tebliğde yapılan düzenlemeler ayrıca aşağıdaki gibidir.

Peşin döviz

Peşin döviz karşılığında ihracatın 24 ay içinde gerçekleştirilmesi zorunludur. Dâhilde İşleme İzin Belgesi ve Vergi, Resim ve Harç İstisna Belgesi kapsamında ihracat, ihracat sayılan satış ve teslimler ile döviz kazandırıcı hizmet ve faaliyetlerle ilgili olarak sağlanan peşin dövizlerin kullanım süresi belge süresi (ek süreler dahil) kadardır.

Tamamı tek seferde iade edilmeyen veya süresi içinde ihracatı gerçekleştirilemeyen peşin dövizler prefinansman hükümlerine tabi olur. Prefinansman hükümlerine tabi hale gelen peşin dövizlerin, ihracat taahhüt sürelerinin ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde uzatılması halinde, alıcının muvafakat etmesi kaydıyla kullanım süreleri de verilen ek süre kadar uzatılmış sayılır.

Özelliği olan ihracat

Yurt dışına müteahhit firmalarca yapılacak ihracatın bedelinin 365 gün içinde yurda getirilerek bir bankaya satılması zorunludur.

Konsinye yoluyla yapılacak ihracatta bedellerin kesin satışı müteakip; uluslararası fuar, sergi ve haftalara bedelli olarak satılmak üzere gönderilen malların bedellerinin ise gönderildikleri fuar, sergi veya haftanın bitimini müteakip 180 gün içinde yurda getirilerek bir bankaya satılması zorunludur.

İlgili mevzuat hükümlerine göre yurt dışına geçici ihracı yapılan malların verilen süre veya ek süre içinde yurda getirilmemesi veya bu süreler içerisinde satılması halinde satış bedelinin süre bitiminden veya kesin satış tarihinden itibaren 90 gün içinde yurda getirilerek bir bankaya satılması zorunludur.

Yürürlükteki İhracat Rejimi ve Finansal Kiralama (leasing) Mevzuatı çerçevesinde kredili veya kiralama yoluyla yapılan ihracatta, ihracat bedelinin kredili satış veya kiralama sözleşmesinde belirlenen vade tarihlerini izleyen 90 gün içinde yurda getirilerek bankalara satılması zorunludur.

İhracat işlemlerinde sorumluluk

İhraç edilen malların bedelinin süresinde yurda getirilerek, bankalara satılmasından ve ihracat hesabının süresinde kapatılmasından ihracatçılar sorumludur.

Alacak hakkının satın alınması suretiyle ticari riskin bankalar veya faktoring şirketlerince üstlenilmesi durumunda, ihracat bedelinin yurda getirilmesi ile ilgili sorumluları belirlemeye Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkilidir.

İhracata aracılık eden bankalar ihracat bedellerinin yurda getirilmesini ve satışının yapılmasını izlemekle yükümlüdür.

İhracat bedelinden indirimler

İhracatla ilgili navlun, sigorta primi, komisyon, ardiye, depolama, antrepo, gümrük resmi, harç ve faktoring masrafları ile uluslararası para piyasalarında geçerli faiz oranlarını geçmemek üzere iskonto giderleri gibi masraflar için yapılacak indirimler ile konsinyasyon yoluyla ihraç edilen mallarla ilgili nakil, muhafaza, bakım ve fümügasyon, rafa (maniplasyon), satış ve benzeri masrafların ihracat bedelinden mahsubu veya görünmeyen işlemlere ilişkin hükümler çerçevesinde döviz transferi talepleri bankalarca incelenip sonuçlandırılır.

Ticari teamüllerin gereği olarak satış akdinde veya akreditiflerde ayrıca varış yerinde tartı ve analiz yapılması şartı bulunuyorsa, tartı ve analiz sonucunda tespit edilen vezin noksanlığı veya kalite farkı ile ekspertiz ve tahkim ücretleri ve rafa (maniplasyon) masraflarının (hariçteki gözetme şirketleri ücretleri dahil) mal bedelinden mahsubu veya görünmeyen işlemlere ilişkin hükümler çerçevesinde döviz transferi talepleri bankalarca incelenip sonuçlandırılır.

Bedel getirme süreleri içinde yurda getirilen ihracat bedelleri; ihracatçının ithalat bedelleri, sermaye hareketlerine ilişkin ödemeleri, görünmeyen işlemlere ilişkin giderleri ve transit ticaretinin alış bedeli ile söz konusu süreler içinde bankalarca mahsup edilebilir.

Dış ticaret mevzuatı hükümleri çerçevesinde gerçekleştirilen mal ihraç ve ithalinde, tarafların aynı kişiler olması ve ihraç bedellerinin yurda getirilme süresi içinde kalınması kaydıyla, mal ihraç ve ithal bedellerinin bankalarca mahsubu mümkündür.

Üçüncü ve dördüncü paragrafta belirtilen haller dışında kalan talepler Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından incelenip sonuçlandırılır. İhracat bedellerinden mahsuba izin verilen hallerde, ihracat bedelleri süresi içinde yurda getirilmiş sayılır. Mahsuba tabi tutulan kısım için mahsup tarihinde geçerli döviz alış kuru üzerinden döviz alım ve satım belgeleri düzenlenir.

Hesap kapatma, ihbar ve ek Süre

Ticari amaçla mal ihracında, bedelleri yurda getirilme süresi içinde gelen ihracat ile ilgili hesaplar aracı bankalarca kapatılır.

Süresi içinde kapatılmayan ihracat hesapları aracı bankalarca 5 iş günü içinde muamelenin safhalarını belirtecek şekilde yazılı olarak ilgili Vergi Dairesi Başkanlığına veya Vergi Dairesi Müdürlüğüne ihbar edilir.

İlgili Vergi Dairesi Başkanlığınca veya Vergi Dairesi Müdürlüğünce, ihbarı müteakip 10 iş günü içinde ilgililere hesapların kapatılmasını teminen 90 gün süreli ihtarname gönderilir. Bu süre içinde hesapların kapatılması veya 9 uncu maddede belirtilen mücbir sebep hallerinin ya da haklı durumun belgelenmesi gereklidir.

Mücbir sebeplerin varlığı halinde, mücbir sebebin devamı müddetince altışar aylık dönemler itibarıyla ilgili Vergi Dairesi Başkanlığınca veya Vergi Dairesi Müdürlüğünce ek süre verilir.

Mücbir sebep halleri dışında kalan haklı durumların varlığı halinde, hesapların kapatılmasına ilişkin altı aya kadar olan ek süre talepleri, firmaların haklı durumu belirten yazılı beyanına istinaden üçer aylık devreler halinde ilgili Vergi Dairesi Başkanlığınca veya Vergi Dairesi Müdürlüğünce, altı aylık süreden sonraki ek süre talepleri Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından incelenip sonuçlandırılır.

Mücbir sebep halleri

Mücbir sebep kabul edilebilecek haller;

a) İthalatçı veya ihracatçı firmanın infisahı, iflası, konkordato ilan etmesi veya faaliyetlerini daimi olarak tatil etmesi, firma hakkında iflasın ertelenmesi kararı verilmesi, şahıs firmalarında firma sahibinin ölümü,

b) Grev, lokavt ve avarya hali,

c) İhracatçı veya ithalatçı memleket resmi makamlarının karar ve işlemleri ya da muhabir bankaların muameleleri dolayısıyla hesapların kapatılmasının imkânsız hale gelmesi,

d) Tabii afet, harp ve abluka hali,

e) Malların kaybı, hasara uğraması veya imha edilmesi,

f) İhtilaf nedeniyle dava açılması veya tahkime başvurulması,

Mücbir sebep hallerinin tevsiki;

(a) ve (e) halinin yetkili mercilerden, (b) ve (ç) halinin, ithalatçının bulunduğu memleketin resmi makamlarından veya mahalli odaca tasdik edilmiş olmak kaydıyla alıcı veya ithalatçı firmadan (harp ve abluka hali hariç), (c) halinin resmi makamlarımızdan, ithalatçının bulunduğu memleketin resmi makamlarından veya muhabir bankalardan, (d) halinin ise sigorta şirketlerinden, uluslararası gözetim şirketlerinden veya ilgili ülke resmi makamlarından alınmış belgelerle tevsik edilmesi şarttır.

Mücbir sebep halleri ile ilgili olarak yurtdışından temin edilecek belgelerin dış temsilciliklerimizce veya Lahey Devletler Özel Hukuku Konferansı çerçevesinde hazırlanan Yabancı Resmi Belgelerin Tasdik Mecburiyetinin Kaldırılması Sözleşmesi hükümlerine göre onaylanmış olması gerekir.

Terkin

Her bir gümrük beyannamesi itibarıyla;

a) 100.000 ABD doları veya eşitini aşmamak üzere, mücbir sebeplerin varlığı dikkate alınmaksızın beyanname veya formda yer alan bedelin %10’una kadar noksanlığı olan (sigorta bedellerinden kaynaklanan noksanlıklar dahil) ihracat hesapları doğrudan bankalarca ödeme şekline bakılmaksızın,

b) 200.000 ABD doları veya eşitini aşmamak üzere, bu Tebliğin 9’uncu maddesinde belirtilen mücbir sebep halleri göz önünde bulundurulmak suretiyle beyanname veya formda yer alan bedelin %10’una kadar açık hesaplar ilgili Vergi Dairesi Başkanlığınca veya Vergi Dairesi Müdürlüğünce,

terkin edilmek suretiyle kapatılır.

Her bir gümrük beyannamesi itibarıyla, 200.000 ABD doları veya eşitini aşan noksanlığı olan açık hesaplara ilişkin terkin talepleri bu Tebliğin 9’uncu maddesinde belirtilen mücbir sebepler ile haklı durumlar göz önünde bulundurulmak suretiyle Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından incelenip sonuçlandırılır.

Yürürlük

Tebliğin uygulanmasına yönelik Bakanlıkça belirlenecek usul ve esaslar Merkez Bankasınca ilan edilir.

Türkiye’de yerleşik kişilerce bu Tebliğin yürürlükte bulunduğu süre içinde fiili ihracı gerçekleştirilen ihracat işlemlerine ilişkin bedel getirme süresinin bu Tebliğin yürürlükten kalktığı tarihten sonra sona ermesi halinde bu Tebliğ hükümleri uygulanmaya devam edilir.

Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Tebliğ hükümleri yürürlük tarihinden itibaren 6 ay süresince geçerlidir.

Kaynak: TÜRMOB

04 Eylül 2018 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 30525

Hazine ve Maliye Bakanlığından:

Amaç

MADDE 1 – (1) Bu Tebliğin amacı, ihracat bedellerinin yurda getirilmesine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.

Dayanak

MADDE 2 – (1) Bu Tebliğ, 11/8/1989 tarihli ve 20249 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Kararın 8 inci maddesine istinaden hazırlanmıştır.

İhracat bedellerinin yurda getirilmesi

MADDE 3 – (1) Türkiye’de yerleşik kişiler tarafından gerçekleştirilen ihracat işlemlerine ilişkin bedeller, ithalatçının ödemesini müteakip doğrudan ve gecikmeksizin ihracata aracılık eden bankaya transfer edilir veya getirilir. Bedellerin yurda getirilme süresi fiili ihraç tarihinden itibaren 180 günü geçemez. Söz konusu bedellerin en az %80’inin bir bankaya satılması zorunludur.

(2) İhracat işlemlerine ilişkin bedeller aşağıdaki ödeme şekillerinden birine göre yurda getirilebilir.

a) Akreditifli Ödeme,

b) Vesaik Mukabili Ödeme,

c) Mal Mukabili Ödeme,

d) Kabul Kredili Akreditifli Ödeme,

e) Kabul Kredili Vesaik Mukabili Ödeme,

f) Kabul Kredili Mal Mukabili Ödeme,

g) Peşin Ödeme.

(3) İhracat bedellerinin beyan edilen Türk parası veya döviz üzerinden yurda getirilmesi esas olup, Türk parası üzerinden yapılan ihracat karşılığında döviz getirilmesi mümkündür.

(4) İhracat bedelinin yolcu beraberinde efektif olarak yurda getirilmesi halinde gümrük idarelerine beyan edilmesi zorunludur.

Peşin döviz

MADDE 4 – (1) Peşin döviz karşılığında ihracatın 24 ay içinde gerçekleştirilmesi zorunludur. Dâhilde İşleme İzin Belgesi ve Vergi, Resim ve Harç İstisna Belgesi kapsamında ihracat, ihracat sayılan satış ve teslimler ile döviz kazandırıcı hizmet ve faaliyetlerle ilgili olarak sağlanan peşin dövizlerin kullanım süresi belge süresi (ek süreler dahil) kadardır.

(2) Tamamı tek seferde iade edilmeyen veya süresi içinde ihracatı gerçekleştirilemeyen peşin dövizler prefinansman hükümlerine tabi olur. Prefinansman hükümlerine tabi hale gelen peşin dövizlerin, ihracat taahhüt sürelerinin ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde uzatılması halinde, alıcının muvafakat etmesi kaydıyla kullanım süreleri de verilen ek süre kadar uzatılmış sayılır.

Özelliği olan ihracat

MADDE 5 – (1) Yurt dışına müteahhit firmalarca yapılacak ihracatın bedelinin 365 gün içinde yurda getirilerek bir bankaya satılması zorunludur.

(2) Konsinye yoluyla yapılacak ihracatta bedellerin kesin satışı müteakip; uluslararası fuar, sergi ve haftalara bedelli olarak satılmak üzere gönderilen malların bedellerinin ise gönderildikleri fuar, sergi veya haftanın bitimini müteakip 180 gün içinde yurda getirilerek bir bankaya satılması zorunludur.

(3) İlgili mevzuat hükümlerine göre yurt dışına geçici ihracı yapılan malların verilen süre veya ek süre içinde yurda getirilmemesi veya bu süreler içerisinde satılması halinde satış bedelinin süre bitiminden veya kesin satış tarihinden itibaren 90 gün içinde yurda getirilerek bir bankaya satılması zorunludur.

(4) Yürürlükteki İhracat Rejimi ve Finansal Kiralama (leasing) Mevzuatı çerçevesinde kredili veya kiralama yoluyla yapılan ihracatta, ihracat bedelinin kredili satış veya kiralama sözleşmesinde belirlenen vade tarihlerini izleyen 90 gün içinde yurda getirilerek bankalara satılması zorunludur.

İhracat işlemlerinde sorumluluk

MADDE 6 – (1) İhraç edilen malların bedelinin süresinde yurda getirilerek, bankalara satılmasından ve ihracat hesabının süresinde kapatılmasından ihracatçılar sorumludur.

(2) Alacak hakkının satın alınması suretiyle ticari riskin bankalar veya faktoring şirketlerince üstlenilmesi durumunda, ihracat bedelinin yurda getirilmesi ile ilgili sorumluları belirlemeye Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkilidir.

(3) İhracata aracılık eden bankalar ihracat bedellerinin yurda getirilmesini ve satışının yapılmasını izlemekle yükümlüdür.

İhracat bedelinden indirimler

MADDE 7 – (1) İhracatla ilgili navlun, sigorta primi, komisyon, ardiye, depolama, antrepo, gümrük resmi, harç ve faktoring masrafları ile uluslararası para piyasalarında geçerli faiz oranlarını geçmemek üzere iskonto giderleri gibi masraflar için yapılacak indirimler ile konsinyasyon yoluyla ihraç edilen mallarla ilgili nakil, muhafaza, bakım ve fümügasyon, rafa (maniplasyon), satış ve benzeri masrafların ihracat bedelinden mahsubu veya görünmeyen işlemlere ilişkin hükümler çerçevesinde döviz transferi talepleri bankalarca incelenip sonuçlandırılır.

(2) Ticari teamüllerin gereği olarak satış akdinde veya akreditiflerde ayrıca varış yerinde tartı ve analiz yapılması şartı bulunuyorsa, tartı ve analiz sonucunda tespit edilen vezin noksanlığı veya kalite farkı ile ekspertiz ve tahkim ücretleri ve rafa (maniplasyon) masraflarının (hariçteki gözetme şirketleri ücretleri dahil) mal bedelinden mahsubu veya görünmeyen işlemlere ilişkin hükümler çerçevesinde döviz transferi talepleri bankalarca incelenip sonuçlandırılır.

(3) Bedel getirme süreleri içinde yurda getirilen ihracat bedelleri; ihracatçının ithalat bedelleri, sermaye hareketlerine ilişkin ödemeleri, görünmeyen işlemlere ilişkin giderleri ve transit ticaretinin alış bedeli ile söz konusu süreler içinde bankalarca mahsup edilebilir.

(4) Dış ticaret mevzuatı hükümleri çerçevesinde gerçekleştirilen mal ihraç ve ithalinde, tarafların aynı kişiler olması ve ihraç bedellerinin yurda getirilme süresi içinde kalınması kaydıyla, mal ihraç ve ithal bedellerinin bankalarca mahsubu mümkündür.

(5) Üçüncü ve dördüncü fıkrada belirtilen haller dışında kalan talepler Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından incelenip sonuçlandırılır. İhracat bedellerinden mahsuba izin verilen hallerde, ihracat bedelleri süresi içinde yurda getirilmiş sayılır. Mahsuba tabi tutulan kısım için mahsup tarihinde geçerli döviz alış kuru üzerinden döviz alım ve satım belgeleri düzenlenir.

Hesap kapatma, ihbar ve ek süre

MADDE 8 – (1) Ticari amaçla mal ihracında, bedelleri yurda getirilme süresi içinde gelen ihracat ile ilgili hesaplar aracı bankalarca kapatılır.

(2) Süresi içinde kapatılmayan ihracat hesapları aracı bankalarca 5 iş günü içinde muamelenin safhalarını belirtecek şekilde yazılı olarak ilgili Vergi Dairesi Başkanlığına veya Vergi Dairesi Müdürlüğüne ihbar edilir.

(3) İlgili Vergi Dairesi Başkanlığınca veya Vergi Dairesi Müdürlüğünce, ihbarı müteakip 10 iş günü içinde ilgililere hesapların kapatılmasını teminen 90 gün süreli ihtarname gönderilir. Bu süre içinde hesapların kapatılması veya 9 uncu maddede belirtilen mücbir sebep hallerinin ya da haklı durumun belgelenmesi gereklidir.

(4) Mücbir sebeplerin varlığı halinde, mücbir sebebin devamı müddetince altışar aylık dönemler itibarıyla ilgili Vergi Dairesi Başkanlığınca veya Vergi Dairesi Müdürlüğünce ek süre verilir.

(5) Mücbir sebep halleri dışında kalan haklı durumların varlığı halinde, hesapların kapatılmasına ilişkin altı aya kadar olan ek süre talepleri, firmaların haklı durumu belirten yazılı beyanına istinaden üçer aylık devreler halinde ilgili Vergi Dairesi Başkanlığınca veya Vergi Dairesi Müdürlüğünce, altı aylık süreden sonraki ek süre talepleri Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından incelenip sonuçlandırılır.

Mücbir sebep halleri

MADDE 9 – (1) Mücbir sebep kabul edilebilecek haller;

a) İthalatçı veya ihracatçı firmanın infisahı, iflası, konkordato ilan etmesi veya faaliyetlerini daimi olarak tatil etmesi, firma hakkında iflasın ertelenmesi kararı verilmesi, şahıs firmalarında firma sahibinin ölümü,

b) Grev, lokavt ve avarya hali,

c) İhracatçı veya ithalatçı memleket resmi makamlarının karar ve işlemleri ya da muhabir bankaların muameleleri dolayısıyla hesapların kapatılmasının imkânsız hale gelmesi,

ç) Tabii afet, harp ve abluka hali,

d) Malların kaybı, hasara uğraması veya imha edilmesi,

e) İhtilaf nedeniyle dava açılması veya tahkime başvurulması,

Mücbir sebep hallerinin tevsiki;

(a) ve (e) halinin yetkili mercilerden, (b) ve (ç) halinin, ithalatçının bulunduğu memleketin resmi makamlarından veya mahalli odaca tasdik edilmiş olmak kaydıyla alıcı veya ithalatçı firmadan (harp ve abluka hali hariç), (c) halinin resmi makamlarımızdan, ithalatçının bulunduğu memleketin resmi makamlarından veya muhabir bankalardan, (d) halinin ise sigorta şirketlerinden, uluslararası gözetim şirketlerinden veya ilgili ülke resmi makamlarından alınmış belgelerle tevsik edilmesi şarttır.

(2) Mücbir sebep halleri ile ilgili olarak yurtdışından temin edilecek belgelerin dış temsilciliklerimizce veya Lahey Devletler Özel Hukuku Konferansı çerçevesinde hazırlanan Yabancı Resmi Belgelerin Tasdik Mecburiyetinin Kaldırılması Sözleşmesi hükümlerine göre onaylanmış olması gerekir.

Terkin

MADDE 10 – (1) Her bir gümrük beyannamesi itibarıyla;

a) 100.000 ABD doları veya eşitini aşmamak üzere, mücbir sebeplerin varlığı dikkate alınmaksızın beyanname veya formda yer alan bedelin %10’una kadar noksanlığı olan (sigorta bedellerinden kaynaklanan noksanlıklar dahil) ihracat hesapları doğrudan bankalarca ödeme şekline bakılmaksızın,

b) 200.000 ABD doları veya eşitini aşmamak üzere, bu Tebliğin 9 uncu maddesinde belirtilen mücbir sebep halleri göz önünde bulundurulmak suretiyle beyanname veya formda yer alan bedelin % 10’una kadar açık hesaplar ilgili Vergi Dairesi Başkanlığınca veya Vergi Dairesi Müdürlüğünce,

terkin edilmek suretiyle kapatılır.

(2) Her bir gümrük beyannamesi itibarıyla, 200.000 ABD doları veya eşitini aşan noksanlığı olan açık hesaplara ilişkin terkin talepleri bu Tebliğin 9 uncu maddesinde belirtilen mücbir sebepler ile haklı durumlar göz önünde bulundurulmak suretiyle Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından incelenip sonuçlandırılır.

Yetki

MADDE 11 – (1) Bakanlık bu Tebliğin tatbikatını temin etmek amacıyla gerekli göreceği her türlü tedbiri almaya, haklı durumları değerlendirip sonuçlandırmaya, tereddütlü hususları gidermeye, Tebliğde öngörülen haller dışında kalan özel durumları inceleyip sonuçlandırmaya, döviz getirme sürelerini uzatmaya, döviz getirme zorunluluğunu kısmen veya tamamen kaldırmaya, bu Tebliğde öngörülen miktarlar ile süreleri belirlemeye ve değiştirmeye yetkilidir.

Usul ve müşterek hükümler

MADDE 12 – (1) Bu Tebliğin uygulanmasına yönelik Bakanlıkça belirlenecek usul ve esaslar Merkez Bankasınca ilan edilir.

(2) Türkiye’de yerleşik kişilerce bu Tebliğin yürürlükte bulunduğu süre içinde fiili ihracı gerçekleştirilen ihracat işlemlerine ilişkin bedel getirme süresinin bu Tebliğin yürürlükten kalktığı tarihten sonra sona ermesi halinde bu Tebliğ hükümleri uygulanmaya devam edilir.

Yürürlük

MADDE 13 – (1) Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

(2) Bu Tebliğ hükümleri yürürlük tarihinden itibaren 6 ay süresince geçerlidir.

Yürütme

MADDE 14 – (1) Bu Tebliğ hükümlerini Hazine ve Maliye Bakanı yürütür.

Salı, 04 Eylül 2018 09:16

Mazeret İzinleri (Tablo Halinde)

Hakkımızda

 ö z d o ğ r u l a r, 18.08.1988 tarihinde kurularak, Mali Müşavirlik faaliyetine başlamıştır. 

Sektöründe en iyi olma duygusu ile personeline "Kalite" bilincini yerleştirmeyi, Kalite Yönetim Sistemini sürekli iyileştirmeyi, müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı, amaç edinerek, 2003 Yılında, alanında Türkiye' de ilk olarak ISO 9001: 2000 Belgesi almıştır.

 

Mali Takvim

Öne Çıkanlar

  • AK Parti'den Açıklama Geldi: Genel Sağlık Sigortası (GSS) Borçları Silinecek AK Parti Grup Başkanvekili Usta, AK Parti grubunun Meclis Başkanlığı'na…
  • TAM İSTİSNA KAPSAMINDA YÜKLENİM KDV İADESİ ANALİZİ * Yüklenilen KDV’nin Yüklenildiği Dönem İle İadenin Talep Edildiği Dönem…
  • İTUS, HİS , ATU KAPSAMINDA KDV İADE HADLERİ İndirimli Teminat Uygulama Sistemi ( İTUS) Hızlandırılmış İade Sistemi (…
Top