Mehmet Özdoğru
Yargıtay, Çalıştığı Kurumun Başka Bir Şubesine Tayin Edilen İşçinin İstifası Hâlinde Kıdem Tazminatı Hak Ettiğine Hükmetti
Zonguldak'ta çalıştığı bankanın Ereğli şubesine tayin olan gişe görevlisi, iş yerinin değiştirilmesiyle esaslı değişiklik yapıldığını öne sürüp istifa etti.
Doğruca Zonguldak 3. İş Mahkemesi'nin yolunu tutan gişe görevlisi, bankanın Zonguldak merkez ilçesinde görev yapmakta iken, hiçbir gerekçe gösterilmeden bir başka şubede görevlendirilmesine karar verildiğini, yapılan değişikliğin objektif şartlara uygun olmadığını öne sürdü. Görevlendirme yapılan şubede eleman ihtiyacı veya mevcut şubede eleman fazlalılığı da bulunmadığını, bu sebeple çalışma şartlarındaki esaslı değişikliği kabul etmeyerek iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti alacağının hüküm altına alınmasını istedi. Mahkemede savunma yapan davalı banka avukatı ise, iş sözleşmesinde, personel yönetmeliği esaslarında yer alan düzenlemeler ile işverene nakil yetkisi tanındığını, bu düzenlemeler karşısında nakil işleminin hukuka uygun olduğunu ileri sürerek, davanın reddini talep etti.
Mahkeme, davanın kısmen kabulüne karar verdi. Kararı taraf avukatları temyiz edince devreye Yargıtay 22. Hukuk Dairesi girdi. Emsâl bir karara imza atan 22. Hukuk Dairesi, işçinin haklı olduğuna hükmetti.
Kararda şu ifadelere yer verildi:
"Sözleşmedeki nakil yetkisi, işverene görevin makul sınırları aşar nitelikte bir yetki tanındığı anlamında yorumlanamaz. Ayrıca işverene tanınan nakil yetkisi sınırsız bir yetki olmayıp, bu yetkinin objektif olarak ve dürüstlük kuralına uygun kullanılması gerekir. Somut olayda, davacı önceki iş yerine yaklaşık 50 kilometre uzaklıktaki başka bir şubeye nakledilmiştir. İşveren nakil gerekçesini ispatlayamadığı gibi, nakil yetkisini objektif olarak kullandığını da ortaya koyamamıştır. Davacı bakımından, bu naklin çalışma şartlarında esaslı değişiklik olduğu ve işverence yukarıda ifade edilen ilkelere uygun davranılmadığı açıktır. Hâl böyle olunca iş sözleşmesinin davacı işçi tarafından 24. maddesine göre, haklı sebeple feshedildiği kabul edilmelidir. Bu itibarla, mahkemece kıdem tazminatı yönünden davanın kabulü gerekirken, davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. Kararın bozulmasına oy birliği ile karar verilmiştir." http://www.milliyet.com.tr/gorev-degisikligini-kabul-etmeyen-ekonomi-2752046/
E Devletten Borçlanma Hayata Geçti
E-Devlet üzerinden SGK İl yada SGM gitmeden bir tıkla borçlanma hizmeti verilmesi hem formalite hem de gereksiz zaman kayıplarını önlemiştir.
Bu konuda yapılan girişimi kutluyorum.
Konuyla ilgili bundan 9 ay önce bir yazı kaleme almış,bu hizmetlerin e-devletten alınmasını önermiştim.
Önerimizin uygulamaya konulması da ayrıca güzel olmuştur.
E-DEVLETTEN BORÇLANMA MODÜLLERİ
Borçlandırma Hizmetleri
4/ A Askerlik Borçlanması
4/A Doğum Borçlanması
4/B Askerlik Borçlanması
4/B Doğum Borçlanması
4/C Kamu Görevlilerinin Borçlanmaları olmak üzere başvuru işlemleri e-devlet sisteminden yapılacaktır.
2018 Yılı Borçlanma miktarı: |
|||||
AYLIK TABAN |
GÜNLÜK |
YILLIK |
ÖDENECEK GÜNLÜK |
ÖDENECEK AYLIK |
ÖDENECEK YILLIK |
2.029,50 |
67,65 |
24.354,00 |
21,65 |
649,44 |
7.793,28 |
AYLIK TAVAN |
GÜNLÜK |
YILLIK |
ÖDENECEK GÜNLÜK |
ÖDENECEK AYLIK |
ÖDENECEK YILLIK |
15.221,40 |
507,38 |
182.656,80 |
162,36 |
4.870,85 |
58.450,18 |
Not:5434 Tabi Kamu Memurlarının Borçlanması yukarıdaki tablo esas alınmaz. VEDAT İLKİ This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it. 05415161962 whatsapp
https://alitezel.com.tr/index.php?sid=yazi&id=9213
Zamanaşımına Giren SGK Borçları Silinir Mi?
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), işçi ve işverenlerin primleri ile hem emekli maşlarını ödemekte, hem de ilaç-hastane gibi sağlık harcamaları ile kira, personel ve diğer harcamaları karşılamaktadır. Dolayısıyla sosyal güvenlik hizmetinin eksiksiz yerine getirilebilmesi için primlerin de süresinde ödenmesi gerekmektedir.
Ancak çeşitli nedenlerden dolayı SGK primlerinin süresinde ödenmemesi veya bazen de hiç ödenmemesi söz konusu olabilmektedir.
Kural olarak özel sektör işverenleri için SGK’nın prim ve diğer alacakları, ödeme süresinin dolduğu tarihi takip eden takvim yılı başından başlayarak on yıllık zamanaşımına tâbidir.
SGK alacağının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı konusu ile ilgili bazen anlaşmazlıklar doğmaktadır. Bu nedenle SGK, zamanaşımı sürelerine ilişkin program hazırlığını bitirene dek işyeri dosyalarının ve sigortalıların borçları düzenli aralıklarla tarayacaktır. En eski borçtan başlamak üzere işyeri ve sigortalıların borçları belirlenecektir.
***
“Borç Bilgilendirme Formu” gönderilecek!
Zamanaşımını kesen ve durduran sebepler ile diğer gerekli araştırmalar yapılacak; tarama sonucunda tespit edilen borç zamanaşımına girmişse borçlulara “Borç Bilgilendirme Formu” gönderilecek. Bu şekilde borçlulardan 15 gün içerisinde ödeme yapılması istenilecek.
Eğer borçlu kişi rızaya dayalı ödeme yaparsa bu ödeme kabul edilecek. Ancak borçlu ödeme yapmazsa herhangi bir mahkeme kararı olmaksızın zamanaşımına girmiş borcun takibi yapılmayacak.
Borcun zamanaşımına uğraması nedeniyle borçlu hakkında icra ve haciz yoluna başvurulmayacak.
***
Zamanaşımı borçları “eksik borç” olacak!
Zamanaşımına uğramış olan alacak, borçluluk niteliğini sona erdirmeyecek; "eksik bir borç" haline dönüştürecek. Yani, borcun takibi yapılmasa da borçlu sistemde görülmeye devam edilecek; borçlar ortadan kaldırmadığından bu kişiler SGK’ya karşı borçlu sayılacak.
Bu nedenle zamanaşımına girmiş borçlar;
- SGK’ya verilecek borcu yoktur yazılarında veya yapılacak borç sorgulamalarında,
- SGK tarafından uygulanan teşvik, destek ve indirimlerde,
- Primlerini kendileri ödeyen sigortalıların sağlık hizmetlerinden yararlanılmasında,
- KDV Mahsubu ile prim ödenmesinde kullanılan “Borç Döküm Formunda”, borç olarak dikkate alınacak.
İhale konusu veya özel bina inşaatlarında yapılan araştırma işlemi sonucunda saptanan fark işçilik borçlarının işverene tebliği üzerine söz konusu borçların işverence zamanaşımına girdiği ile ilgili itiraz edilmese bile, bu borçlar ödenmeden ihale konusu işlerde teminatın iadesi ve özel bina inşaatlarında ise iskân için ilişiksizlik belgesi verilmeyecek. İbrahim Işıklı
https://www.dunya.com/kose-yazisi/zamanasimina-giren-sgk-borclari-silinir-mi/428881
Ödeme Emrine Karşı İptal Davası 15 Gün İçerisinde Açılabilir. Red Halinde Süre 30 Gün Oluyor
Vergi dairesinden tebliğ edilen ödeme emrine karşı 6183 sayılı Kanun’unun 58 ‘inci madde hükmüne göre; iptal davası (15) gün içerisinde ilgili vergi mahkemesinde açılmalıdır. Bazı hallerde vergi mahkemesine (15) günlük süre içerisinde dava açılmış olmakla beraber mahkeme çeşitli nedenlerle dava dilekçesini reddetmektedir. Daha sonra vergi mahkemesi, İYUK 3, 5, ve 15 madde hükümlerine göre yeniden usulüne uygun olarak dava açılması için mükellefe bu ödeme emri ile ilgili yeniden (30) günlük daha ek bir süre verilebilmektedir.
Böylece, (15) gün içerisinde ödeme emrine karşı açılan iptal davası için mahkeme mükellefe yeni bir dava açabilmesi için (30) gün içerisinde ek bir süre daha tanıyabilmektedir. Bu suretle; (15) gün içerisinde açılan dava, mahkemece tekrar (30) gün içerisinde yeni bir süre verilerek dava yeniden açılabilmektedir. Böylece, (15) gün içerisinde açılan dava için tekrar yeni bir (30) günlük süre daha mükellef davacıya tanınmaktadır.
Vergi dairesince tebliğ edilen ödeme emri hakkında dikkat edilecek özet bilgiler aşağıda olduğu gibidir;
1) Ödeme emrine karşı yukarıda izah edildiği gibi, vergi dairesine itiraz yapılamaz. Ancak (15) gün içerisinde ilgili vergi mahkemesine iptal davası açılabilir. (Bkz 6183 sayılı kanunun md. 55, 58, İYUK md. 3, 7, 15)
2) Ödeme emrine karşı dava açılması sırasında ileri sürülebilecek iddialar şunlardır:
Böyle bir borcumuz yoktur iddiası, borcun kısmen veya tamamen ödenmiş olduğu iddiası, borca karşılık düzeltme talebi veya mahsup talebinin bulunduğu iddiası, ödeme emrinde hata olduğu iddiası , ödeme emri tebliğ edilen kişi şahsı ve muhatabında hata, tebliğ edilen ödeme emrinin zamanaşımına uğramış olduğu iddiası ( 6183 sayılı yasa md. 102)
3) Ödeme emrine karşı tarh zaman aşımı içerisinde (yani 5 yıl içerisinde) vergi hatası mevcut ise, ancak 213 sayılı VUK md. 116 ila 124 hükümlerine göre düzeltme talep edilebilir.
4) Ödeme emrine karşı ilgili vergi mahkemesinde iptal davası açılması halinde mutlak surette yürütmenin durdurulması talep edilmelidir. Bazı hallerde mahkemeler, yürütmenin durdurulmasına teminat istenmeden karar verebilir. (Bkz İYUK md. 27, 28) Bazı hallerde de mükelleflerce gösterilen teminat karşılığında mahkeme tarafından yürütmenin durdurulması kararı verilebilir. (Bkz İYUK md. 27)
5) Yürütmenin durdurulması kararı verilmeden önce, mahkeme davalı idarenin savunmasını alıp, işin esasına göre bu konuda karar vermektedir. Yürütmenin durdurması hakkında kararlar İYUK md. 27/9 hükmüne göre öncelikle incelenir, karara bağlanır ve YD kararları (15) gün içerisinde yazılır ve imzalanır. Aynı konu hakkında iki kez yürütme durdurulması talebinde bulunulamaz.
6) İYUK md. 28 hükmüne göre YD hakkında verilen kararlar (30) gün içerisinde vergi dairesi tarafından infaz edilerek uygulanır. Tarafların YD kararlarına (15) gün içerisinde bölge idare mahkemesi nezdinde itiraz etme olanakları mevcuttur.
7) Anayasa Mahkemesi tarafından verilen karar gereğince, 2577 sayılı İYUK 28/1 md. hükmü iptal edilmiştir. Buna göre, ihtiyati haciz ve ihtiyatı tahakkuk ile ilgili konularda; açılan davalarda ilk vergi mahkemesi kararına göre; kararın gereği yerine getirilecektir. (Bkz Anayasa Mahkemesi 10.07.2013 gün ve E:2012/107 – K:2013/90 sayılı kararı)
8) Özel esasları alınan mükelleflerin buradan çıkış ile ilgili açtıkları iptal davalarında yürütmenin durdurulması hakkında verilen karar gereğince mükellefler KOD 4 ‘den çıkartılarak genel esasları dönüştürülmektedir.
9)Tarhiyat aşamasında 1 no’lu vergi ve ceza ihbarnamesine karşı 30 gün içerisinde dava açma süresini kaybedenler sonraki aşamalarda ödeme emrine karşı sınırlı belli konularda (15) gün içerisinde dava açma yolu mümkündür. Burada ileri sürülecek iddialar ödeme emrine karşı açılabilecek davada sınırlı olarak dermeyan edilebilir. Nazlı Gaye Alpaslan
En Düşük Emekli Maaşı Ne Kadar Olacak?
Emekli maaşları son dakika gelişmeleri! SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin merakla beklediği zam haberi ile ilgili tahminler açıklandı. Yapılan tahminlerde en düşük emekli maaşının 106 TL artacağı belirtildi.
Emekli maaşları ile ilgili son dakika gelişmeleri yaşanıyor. En düşük emekli maaşı ne kadar olacak? sorusu gündemden düşmüyor. İşte en son gelen tahminler...
En Düşük Emekli Maaşı Ne Kadar Olacak?
SSK ve Bağ-Kur emeklisinin ocak zammı tahminlere göre yüzde 10.65 olacak. Bu verilere göre, en düşük maaş 106 lira artacak.
Ocak tüm emeklilerin zam ayı olacak. 12.3 milyon kişinin maaşları artacak. Enflasyon tahminleri Ocak'taki zammın oranı için ipucunu veriyor. 2018'in ikinci 6 aylık döneminde gerçekleşecek enflasyon oranında zam alacak 10 milyon SSK ve Bağ-Kur emeklisinin, Ocak'ta maaşlarında yüzde 10.65 artış yaşanacağı tahmin ediliyor.
Yüzde 10.65'lik tahmin gerçekleşirse, SSK ve Bağ- Kur emeklilerinin maaşlarında 108,78 ile 521,02 lira arasında artış yaşanacak. Halen ek ödeme dahil bin 21 lira 39 kuruş seviyesinde bulunan en düşük maaş yüzde 10.65 artışla bin 130 lira 17 kuruşa çıkacak. 4 bin 892 lira 19 kuruş seviyesinde bulunan en yüksek maaş ise 5 bin 413 lira 21 kuruşa yükselecek. Yüzde 10.65 zamla bin lira olan maaş bin 106 lira 50 kuruşa, 2 bin lira olan maaş 2 bin 213 liraya, 3 bin lira olan maaş 3 bin 319 lira 50 kuruşa ulaşacak. Şu ana kadar Temmuz ve Ağustos enflasyon verileri açıklandı. 4 aylık oran daha açıklanacak.
İNTİBAK MECLİS'TE
Emekli aylıklarının iyileştirilmesi ve aylıklar arasında eşitsizliğin giderilmesi amacıyla Meclis'e kanun teklifi verildi. Teklifle, emekli aylıklarının, gelecek yıl için asgari aylık bin 200 TL, 2020 yılında bin 400 TL, 2021 yılında bin 600 TL olması öngörülüyor. 2022 yılında ise asgari ücret düzeyinde en düşük emekli aylığı ödenmesi hedefleniyor.
Konkordato İle İlgili 7101 Sayılı İcra İflas Kanunu Maddeleri
15 Mart 2018 PERŞEMBE |
Resmî Gazete |
Sayı : 30361 |
KANUN |
||
İCRA VE İFLÂS KANUNU VE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN Kanun No. 7101 Kabul Tarihi: 28/2/2018 MADDE 1- 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanununun 128 inci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir. “Ticari ve ekonomik bütünlük arz eden ya da bir bütün hâlinde satıldığı takdirde daha yüksek gelir elde edileceği anlaşılan mal ve haklar bir bütün olarak paraya çevrilir.” MADDE 2- 2004 sayılı Kanunun 177 nci maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendinde yer alan “301 inci” ibaresi “308 inci” şeklinde değiştirilmiştir. MADDE 3- 2004 sayılı Kanunun 179 uncu maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Sermaye şirketleri ile kooperatiflerin iflâsı: MADDE 179- Sermaye şirketleri ile kooperatiflerin, aktiflerin muhtemel satış fiyatları üzerinden düzenlenen ara bilançoya göre borca batık olduğu idare ve temsil ile vazifelendirilmiş kimseler veya şirket ya da kooperatif tasfiye hâlinde ise tasfiye memurları veya bir alacaklı tarafından beyan ve mahkemece tespit edilirse, önceden takibe hacet kalmaksızın bunların iflâsına karar verilir. Türk Ticaret Kanununun 377 nci ve 634 üncü maddeleri ile 24/4/1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 63 üncü maddesi hükmü saklıdır.” MADDE 4- 2004 sayılı Kanunun 185 inci maddesinin dördüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “210 uncu maddenin birinci fıkrası uyarınca masa hakkında faydalı olmayacağı anlaşıldığı için kapatılıp mühürlenen yerlerin, üzerinde rehin bulunmasa dahi, ilk alacaklılar toplanması tarafından da uygun bulunması hâlinde iflâs idaresince derhâl satışı yapılır.” MADDE 5- 2004 sayılı Kanunun 206 ncı maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Alacakları rehinli olan alacaklıların satış tutarı üzerinde rüçhan hakları vardır. Gümrük resmi ve akar vergisi gibi Devlet tekliflerinden muayyen eşya ve akardan alınması lazım gelen resim ve vergi, rehinli alacaklardan sonra gelir.” MADDE 6- 2004 sayılı Kanunun 208 inci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “üç” ibaresi “iki” şeklinde değiştirilmiştir. MADDE 7- 2004 sayılı Kanunun 210 uncu maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve ikinci fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır. “İflâs dairesi; müflisin mağazalarını, eşya depolarını, fabrikalarını, imalathanelerini ve üretime yönelik sair yerlerini, perakende satış dükkânlarını ve buna mümasil yerlerini, masa hakkında faydalı olacağı anlaşılırsa ilk alacaklılar toplanmasına kadar kontrolü altında idare eder; aksi takdirde bu yerleri kapatıp mühürler.” MADDE 8- 2004 sayılı Kanunun 224 üncü maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Alacaklılar toplanması, bilhassa müflisin sanat veya ticaretinin devamı, fabrikaları, imalathaneleri ve üretime yönelik sair yerleriyle mağazalarının, eşya depolarının, perakende satış dükkânlarının faaliyetlerine devam edip etmemesi, muallak davalar ve pazarlıkla satışlar hakkında müstacel kararlar verebilir.” MADDE 9- 2004 sayılı Kanunun 227 nci maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir. “İflâs idaresi, iflâs masasına kabul edilen alacaklılara, talepleri hâlinde iflâs tasfiyesinin seyri ile müteakip işlemlerin planı ve takvimi hakkında bilgi vermekle yükümlüdür.” MADDE 10- 2004 sayılı Kanunun 232 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE 232- Alacakların kaydı için muayyen müracaat müddeti geçtikten sonra ve iflâs idaresinin seçilmesinden itibaren en geç iki ay içinde iflâs idaresi tarafından 206 ncı ve 207 nci maddelerde yazılı hükümlere göre alacaklıların sırasını gösteren bir cetvel yapılır ve iflâs dairesine bırakılır. Zorunlu hâllerde iki ayın hitamından önce iflâs idaresinin icra mahkemesine başvurması hâlinde icra mahkemesi bir defaya mahsus olmak üzere bu süreyi en çok iki ay daha uzatabilir. Süresi içinde sıra cetvelinin verilmemesi hâlinde iflâs dairesinin durumu icra mahkemesine intikal ettirmesi üzerine iflâs idaresi üyelerinin vazifesine son verilir ve sebketmiş hizmetleri için kendilerine bir ücret tahakkuk ettirilmez. Mahkeme ayrıca bu üyelerin bir yıldan az olmamak ve üç yılı geçmemek kaydıyla herhangi bir iflâs idaresinde görev almalarını yasaklayabilir, bu karar kesindir.” MADDE 11- 2004 sayılı Kanunun 235 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “297 nci maddenin son fıkrasına” ibaresi “302 nci maddenin altıncı fıkrasına” şeklinde değiştirilmiştir. MADDE 12- 2004 sayılı Kanunun 241 inci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir. “Ticari ve ekonomik bütünlük arz eden ya da bir bütün hâlinde satıldığı takdirde daha yüksek gelir elde edileceği anlaşılan mal ve haklar bir bütün olarak paraya çevrilir.” MADDE 13- 2004 sayılı Kanunun 285 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE 285- Borçlarını, vadesi geldiği hâlde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlu, vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflâstan kurtulmak için konkordato talep edebilir. İflâs talebinde bulunabilecek her alacaklı, gerekçeli bir dilekçeyle, borçlu hakkında konkordato işlemlerinin başlatılmasını isteyebilir. Yetkili ve görevli mahkeme; iflâsa tabi olan borçlu için 154 üncü maddenin birinci veya ikinci fıkralarında yazılı yerdeki, iflâsa tabi olmayan borçlu için yerleşim yerindeki asliye ticaret mahkemesidir. Konkordato talebinde bulunan, Adalet Bakanlığı tarafından yürürlüğe konulan tarifede belirtilen konkordato gider avansını yatırmaya mecburdur. Bu durumda 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114 üncü ve 115 inci maddeleri kıyasen uygulanır.” MADDE 14- 2004 sayılı Kanunun 286 ncı maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Konkordato talebine eklenecek belgeler: MADDE 286- Borçlu, konkordato talebine aşağıdaki belgeleri ekler. a) Borçlunun borçlarını hangi oranda veya vadede ödeyeceğini, bu kapsamda alacaklıların alacaklarından hangi oranda vazgeçmiş olacaklarını, ödemelerin yapılması için borçlunun mevcut mallarını satıp satmayacağını, borçlunun faaliyetine devam edebilmesi ve alacaklılara ödemelerini yapabilmesi için gerekli malî kaynağın sermaye artırımı veya kredi temini yoluyla yahut başka bir yöntem kullanılarak sağlanacağını gösteren konkordato ön projesi. b) Borçlunun malvarlığının durumunu gösterir belgeler; borçlu defter tutmaya mecbur kişilerden ise Türk Ticaret Kanununa göre hazırlanan son bilanço, gelir tablosu, nakit akım tablosu, hem işletmenin devamlılığı esasına göre hem de aktiflerin muhtemel satış fiyatları üzerinden hazırlanan ara bilançolar, ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdikleri ile elektronik ortamda oluşturulan defterlere ilişkin e-defter berat bilgileri, borçlunun malî durumunu açıklayıcı diğer bilgi ve belgeler, maddi ve maddi olmayan duran varlıklara ait olup defter değerlerini içeren listeler, tüm alacak ve borçları vadeleri ile birlikte gösteren liste ve belgeler. c) Alacaklıları, alacak miktarlarını ve alacaklıların imtiyaz durumunu gösteren liste. d) Konkordato ön projesinde yer alan teklife göre alacaklıların eline geçmesi öngörülen miktar ile borçlunun iflâsı hâlinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktarı karşılaştırmalı olarak gösteren tablo. e) Sermaye Piyasası Kurulu veya Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunca yetkilendirilen bağımsız denetim kuruluşu tarafından hazırlanan ve konkordato ön projesinde yer alan teklifin gerçekleşmesinin kuvvetle muhtemel olduğunu gösteren finansal analiz raporları ile dayanakları. Şu kadar ki bu şart 3/6/2011 tarihli ve 635 sayılı Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 28 inci maddesi kapsamında küçük işletmeler bakımından uygulanmaz. Bu madde uyarınca sunulan malî tabloların tarihi, başvuru tarihinden en fazla kırk beş gün önce olabilir. Borçlu, konkordato sürecinde mahkeme veya komiser tarafından istenebilecek diğer belge ve kayıtları da ibraz etmek zorundadır.” MADDE 15- 2004 sayılı Kanunun 287 nci maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Geçici mühlet: MADDE 287- Konkordato talebi üzerine mahkeme, 286 ncı maddede belirtilen belgelerin eksiksiz olarak mevcut olduğunu tespit ettiğinde derhâl geçici mühlet kararı verir ve 297 nci maddenin ikinci fıkrasındaki hâller de dahil olmak üzere, borçlunun malvarlığının muhafazası için gerekli gördüğü bütün tedbirleri alır. Konkordato işlemlerinin başlatılması alacaklılardan biri tarafından talep edilmişse, borçlunun 286 ncı maddede belirtilen belgeleri ve kayıtları mahkemenin vereceği makul süre içinde ve eksiksiz olarak sunması hâlinde geçici mühlet kararı verilir. Bu durumda anılan belge ve kayıtların hazırlanması için gerekli masraf alacaklı tarafından karşılanır. Belge ve kayıtların süresinde ve eksiksiz olarak sunulmaması hâlinde geçici mühlet kararı verilmez ve alacaklının yaptığı konkordato talebinin de reddine karar verilir. Mahkeme, geçici mühlet kararıyla birlikte konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığının yakından incelenmesi amacıyla bir geçici konkordato komiseri görevlendirir. Alacaklı sayısı ve alacak miktarı dikkate alınarak gerektiğinde üç komiser de görevlendirilebilir. 290 ıncı madde bu konuda kıyasen uygulanır. Geçici mühlet üç aydır. Mahkeme bu üç aylık süre dolmadan borçlunun veya geçici komiserin yapacağı talep üzerine geçici mühleti en fazla iki ay daha uzatabilir, uzatmayı borçlu talep etmişse geçici komiserin de görüşü alınır. Geçici mühletin toplam süresi beş ayı geçemez. 291 inci ve 292 nci maddeler, geçici mühlet hakkında kıyasen uygulanır. Geçici mühlet talebinin kabulü, geçici komiser görevlendirilmesi, geçici mühletin uzatılması ve tedbirlere ilişkin kararlara karşı kanun yoluna başvurulamaz.” MADDE 16- 2004 sayılı Kanunun 288 inci maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Geçici mühletin sonuçları, ilânı ve bildirimi: MADDE 288- Geçici mühlet, kesin mühletin sonuçlarını doğurur. Mahkemece geçici mühlet kararı, ticaret sicili gazetesinde ve Basın-İlan Kurumunun resmî ilân portalında ilân olunur ve derhâl tapu müdürlüğüne, ticaret sicili müdürlüğüne, vergi dairesine, gümrük ve posta idarelerine, Türkiye Bankalar Birliğine, Türkiye Katılım Bankaları Birliğine, mahallî ticaret odalarına, sanayi odalarına, taşınır kıymet borsalarına, Sermaye Piyasası Kuruluna ve diğer lazım gelen yerlere bildirilir. İlanda ayrıca alacaklıların, ilândan itibaren yedi günlük kesin süre içinde dilekçeyle itiraz ederek konkordato mühleti verilmesini gerektiren bir hâl bulunmadığını delilleriyle birlikte ileri sürebilecekleri ve bu çerçevede mahkemeden konkordato talebinin reddini isteyebilecekleri belirtilir. Geçici mühletin uzatılmasına ve geçici mühletin kaldırılarak konkordato talebinin reddine ilişkin kararlar da ikinci fıkra uyarınca ilân olunur ve ilgili yerlere bildirilir.” MADDE 17- 2004 sayılı Kanunun 289 uncu maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Kesin mühlet: MADDE 289- Mahkeme, kesin mühlet hakkındaki kararını geçici mühlet içinde verir. Kesin mühlet hakkında bir karar verilebilmesi için, mahkeme borçluyu ve varsa konkordato talep eden alacaklıyı duruşmaya davet eder. Geçici komiser, duruşmadan önce yazılı raporunu sunar ve mahkemece gerekli görülürse, beyanı alınmak üzere duruşmada hazır bulunur. Mahkeme yapacağı değerlendirmede, itiraz eden alacaklıların dilekçelerinde ileri sürdükleri itiraz sebeplerini de dikkate alır. Konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğunun anlaşılması hâlinde borçluya bir yıllık kesin mühlet verilir. Bu kararla birlikte mahkeme, yeni bir görevlendirme yapılmasını gerektiren bir durum olmadığı takdirde geçici komiser veya komiserlerin görevine devam etmesine karar verir ve dosyayı komisere tevdi eder. Mahkemece, kesin mühlet kararıyla beraber veya kesin mühlet içinde uygun görülecek bir zamanda yedi alacaklıyı geçmemek, herhangi bir ücret takdir edilmemek ve tek sayıda olmak kaydıyla ayrıca bir alacaklılar kurulu oluşturulabilir. Bu durumda alacakları, hukuki nitelik itibarıyla birbirinden farklı olan alacaklı sınıfları ve varsa rehinli alacaklılar, alacaklılar kurulunda hakkaniyete uygun şekilde temsil edilir. Alacaklılar kurulu oluşturulurken komiserin de görüşü alınır. Alacaklılar kurulu her ay en az bir kere toplanır ve hazır bulunanların oy çokluğuyla karar alır. Komiser bu toplantıda hazır bulunarak alınan kararları toplantıya katılanların imzasını almak suretiyle tutanağa bağlar. Alacaklı sayısı, alacak miktarı ve alacakların çeşitliliği dikkate alınarak alacaklılar kurulunun zorunlu olarak oluşturulacağı hâller ile alacaklılar kuruluna ilişkin diğer hususlar Adalet Bakanlığınca yürürlüğe konulan yönetmelikte gösterilir. Güçlük arz eden özel durumlarda kesin mühlet, komiserin bu durumu açıklayan gerekçeli raporu ve talebi üzerine mahkemece altı aya kadar uzatılabilir. Borçlu da bu fıkra uyarınca uzatma talebinde bulunabilir; bu takdirde komiserin de görüşü alınır. Her iki hâlde de uzatma talebi kesin mühletin sonra ermesinden önce yapılır ve uzatma kararı vermeden önce, varsa alacaklılar kurulunun da görüşü alınır. Kesin mühlet verilmesine, kesin mühletin uzatılmasına ve kesin mühletin kaldırılarak konkordato talebinin reddine ilişkin kararlar, 288 inci madde uyarınca ilân edilir ve ilgili yerlere bildirilir.” MADDE 18- 2004 sayılı Kanunun 290 ıncı maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Konkordato komiseri ve alacaklılar kurulu ile bunların görevleri: MADDE 290- Dosyayı teslim alan komiser kesin mühlet içinde, konkordatonun tasdikine yönelik işlemleri tamamlayarak dosyayı raporuyla birlikte mahkemeye iade eder. Komiserin görevleri şunlardır: a) Konkordato projesinin tamamlanmasına katkıda bulunmak. b) Borçlunun faaliyetlerine nezaret etmek. c) Bu kanunda verilen görevleri yapmak. d) Mahkemenin istediği konularda ve uygun göreceği sürelerde ara raporlar sunmak. e) Alacaklılar kurulunu konkordatonun seyri hakkında düzenli aralıklarla bilgilendirmek. f) Talepte bulunan diğer alacaklılara konkordatonun seyri ve borçlunun güncel malî durumu hakkında bilgi vermek. g) Mahkeme tarafından verilen diğer görevleri yerine getirmek. 8 inci, 10 uncu, 11 inci, 16 ncı, 21 inci ve 359 uncu maddeler hükümleri kıyas yoluyla komiserler hakkında da uygulanır. Komiserin konkordatoya ilişkin işlemleri ile ilgili şikayetler, asliye ticaret mahkemesi tarafından kesin olarak karara bağlanır. Mahkemece atanan geçici komiser ve komiserler, özel sicilinde kaydedilmek üzere mahkemenin bağlı bulunduğu bölge adliye mahkemesi bilirkişilik bölge kuruluna bildirilir. Bir kişi eş zamanlı olarak beşten fazla dosyada geçici komiser ve komiser olarak görev yapamaz. Komiserin sorumlulukları hakkında 227 nci maddenin dördüncü ve beşinci fıkrası hükümleri uygulanır. Konkordato komiserinin nitelikleri Adalet Bakanlığınca yürürlüğe konulan yönetmelikle belirlenir. Alacaklılar kurulu, komiserin faaliyetlerine nezaret eder; komisere tavsiyelerde bulunabilir ve kanunun öngördüğü hâllerde mahkemeye görüş bildirir. Alacaklılar kurulu komiserin faaliyetlerini yeterli bulmazsa, mahkemeden komiserin değiştirilmesini gerekçeli bir raporla isteyebilir. Mahkeme bu talep hakkında borçluyu ve komiseri dinledikten sonra kesin olarak karar verir.” MADDE 19- 2004 sayılı Kanunun 291 inci maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Borçlunun malî durumunun düzelmesi nedeniyle kesin mühletin kaldırılması: MADDE 291- Konkordato talebi ile amaçlanan iyileşmenin, kesin mühletin sona ermesinden önce gerçekleştiğinin komiserin yazılı raporuyla mahkemeye bildirilmesi üzerine mahkemece resen, kesin mühletin kaldırılarak konkordato talebinin reddine karar verilir. Bu karar, 288 inci madde uyarınca ilân edilir ve ilgili yerlere bildirilir. Mahkeme, bu madde kapsamında kesin mühletin kaldırılmasına karar vermeden önce borçlu ve varsa konkordato talep eden alacaklı ve alacaklılar kurulunu duruşmaya davet eder; diğer alacaklıları ise gerekli görürse davet eder.” MADDE 20- 2004 sayılı Kanunun 292 nci maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Kesin mühlet içinde konkordato talebinin reddi ile iflâsın açılması: MADDE 292- İflâsa tabi borçlu bakımından, kesin mühletin verilmesinden sonra aşağıdaki durumların gerçekleşmesi hâlinde komiserin yazılı raporu üzerine mahkeme kesin mühleti kaldırarak konkordato talebinin reddine ve borçlunun iflâsına resen karar verir: a) Borçlunun malvarlığının korunması için iflâsın açılması gerekiyorsa. b) Konkordatonun başarıya ulaşamayacağı anlaşılıyorsa. c) Borçlu, 297 nci maddeye aykırı davranır veya komiserin talimatlarına uymazsa. d) Borca batık olduğu anlaşılan bir sermaye şirketi veya kooperatif, konkordato talebinden feragat ederse. İflâsa tabi olmayan borçlu bakımından ise birinci fıkranın (b) ve (c) bentlerindeki hâllerin kesin mühletin verilmesinden sonra gerçekleşmesi durumunda, komiserin yazılı raporu üzerine mahkeme kesin mühleti kaldırarak konkordato talebinin reddine resen karar verir. Mahkeme, bu madde uyarınca karar vermeden önce borçlu ve varsa konkordato talep eden alacaklı ve alacaklılar kurulunu duruşmaya davet eder; diğer alacaklıları ise gerekli görürse davet eder.” MADDE 21- 2004 sayılı Kanunun 293 üncü maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Kanun yolları: MADDE 293- Kesin mühlet talebinin kabulü ile mühletin kaldırılması talebinin reddine ilişkin kararlara karşı kanun yoluna başvurulamaz. Kesin mühlet talebinin değerlendirilmesi sonucunda, hakkında iflâs kararı verilmeyen borçlunun konkordato talebinin reddine karar verilirse, borçlu veya varsa konkordato talep eden alacaklı bu kararın tebliğinden itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurabilir. Bölge adliye mahkemesinin kararı kesindir. Bölge adliye mahkemesi tarafından ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak mühlet kararı verildiği hâllerde dosya, komiserin görevlendirilmesi de dahil olmak üzere müteakip işlemlerin yürütülmesi için ilk derece mahkemesine gönderilir. Mahkemenin veya bölge adliye mahkemesinin konkordato talebinin reddiyle birlikte borçlunun iflâsına da karar verdiği hâllerde 164 üncü madde hükmü uygulanır.” MADDE 22- 2004 sayılı Kanunun 294 üncü maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Kesin mühletin alacaklılar bakımından sonuçları: MADDE 294- Mühlet içinde borçlu aleyhine 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur, ihtiyatî tedbir ve ihtiyatî haciz kararları uygulanmaz, bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşüren müddetler işlemez. 206 ncı maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacaklar için haciz yoluyla takip yapılabilir. Tasdik edilen konkordato projesi aksine hüküm içermediği takdirde kesin mühlet tarihinden itibaren rehinle temin edilmemiş her türlü alacağa faiz işlemesi durur. Takas bu Kanunun 200 ve 201 inci maddelerine tâbidir. Bu maddelerin uygulanmasında geçici mühletin ilânı tarihi esas alınır. Hacizli mallar hakkında niteliğine uygun düştüğü ölçüde 186 ncı madde hükmü uygulanır. Konkordato mühletinin verilmesinden önce, müstakbel bir alacağın devri sözleşmesi yapılmış ve devredilen alacak konkordato mühletinin verilmesinden sonra doğmuş ise, bu devir hükümsüzdür. Konusu para olmayan alacaklar, alacaklı tarafından, ona eşit kıymette para alacağına çevrilerek komisere bildirilir. Şu kadar ki borçlu, komiserin onayıyla taahhüdün aynen ifasını üstlenmekte serbesttir.” MADDE 23- 2004 sayılı Kanunun 295 inci maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Kesin mühletin rehinli alacaklılar bakımından sonuçları: MADDE 295- Mühlet sırasında rehinle temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılabilir veya başlamış olan takiplere devam edilebilir ancak bu takip nedeniyle muhafaza tedbirleri alınamaz ve rehinli malın satışı gerçekleştirilemez.” MADDE 24- 2004 sayılı Kanunun 296 ncı maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Kesin mühletin sözleşmeler bakımından sonuçları: MADDE 296- Sözleşmenin karşı tarafının konkordato projesinden etkilenip etkilenmediğine bakılmaksızın, borçlunun taraf olduğu ve işletmesinin faaliyetinin devamı için önem arz eden sözleşmelerde yer alıp da borçlunun konkordato talebinde bulunmasının sözleşmeye aykırılık teşkil edeceğine, haklı fesih sebebi sayılacağına yahut borcu muaccel hâle getireceğine ilişkin hükümler, borçlunun konkordato yoluna başvurması durumunda uygulanmaz. Sözleşmede bu yönde bir hüküm bulunmasa dahi sözleşme, borçlunun konkordatoya başvurduğu gerekçesiyle sona erdirilemez. Borçlu, tarafı olduğu ve konkordatonun amacına ulaşmasını engelleyen sürekli borç ilişkilerini, komiserin uygun görüşü ve mahkemenin onayıyla herhangi bir zamanda sona erecek şekilde feshedebilir. Bu çerçevede ödenmesi gereken tazminat, konkordato projesine tabi olur. Hizmet sözleşmelerinin feshine ilişkin özel hükümler saklıdır.” MADDE 25- 2004 sayılı Kanunun 297 nci maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Kesin mühletin borçlu bakımından sonuçları: MADDE 297- Borçlu, komiserin nezareti altında işlerine devam edebilir. Şu kadar ki, mühlet kararı verirken veya mühlet içinde mahkeme, bazı işlemlerin geçerli olarak ancak komiserin izni ile yapılmasına veya borçlunun yerine komiserin işletmenin faaliyetini devam ettirmesine karar verebilir. Borçlu, mahkemenin izni dışında mühlet kararından itibaren rehin tesis edemez, kefil olamaz, taşınmaz ve işletmenin devamlı tesisatını kısmen dahi olsa devredemez, takyit edemez ve ivazsız tasarruflarda bulunamaz. Aksi hâlde yapılan işlemler hükümsüzdür. Mahkeme bu işlemler hakkında karar vermeden önce komiserin ve alacaklılar kurulunun görüşünü almak zorundadır. Borçlu bu hükme yahut komiserin ihtarlarına aykırı davranırsa mahkeme, borçlunun malları üzerindeki tasarruf yetkisini kaldırabilir veya 292 nci madde çerçevesinde karar verir. Birinci ve üçüncü fıkra kapsamında alınan kararlar 288 inci madde uyarınca ilân edilir ve ilgili yerlere bildirilir.” MADDE 26- 2004 sayılı Kanunun 298 inci maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Defter tutulması ve rehinli malların kıymetinin takdiri: MADDE 298- Komiser, görevlendirilmesini müteakip borçlunun mevcudunun bir defterini yapar ve malların kıymetlerini takdir eder. Borçlunun başka yerlerde malları varsa bu muamele o yer icra dairesi marifetiyle yaptırılabilir. Komiser rehinli malların kıymetinin takdirine ilişkin kararını alacaklıların incelemesine hazır bulundurur; kıymet takdiri kararı alacaklılar toplantısından önce yazılı olarak rehinli alacaklılara ve borçluya bildirilir. İlgililer, yedi gün içinde ve masrafını önceden vermek kaydıyla, mahkemeden rehinli malların kıymetini yeniden takdir etmesini isteyebilirler. Eğer yeni kıymet takdiri bir alacaklı tarafından istenmiş ve takdir edilen kıymet, kayda değer bir şekilde değişmişse alacaklı borçludan masraflarının ödenmesini talep edebilir. Rehinli taşınmaz malların bu madde kapsamındaki kıymet takdiri, 6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu uyarınca gayrimenkul değerleme uzmanlığı lisansı ile yetkilendirilen kişilere yaptırılabilir.” MADDE 27- 2004 sayılı Kanunun 299 uncu maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Alacaklıları alacaklarını bildirmeye davet: MADDE 299- Alacaklılar, komiser tarafından 288 inci madde uyarınca yapılacak ilânla, ilân tarihinden itibaren onbeş gün içinde alacaklarını bildirmeye davet olunur. Ayrıca, ilânın birer sureti adresi belli olan alacaklılara posta ile gönderilir. İlânda, alacaklarını bildirmeyen alacaklıların bilançoda kayıtlı olmadıkça konkordato projesinin müzakerelerine kabul edilmeyecekleri ihtarı da yazılır.” MADDE 28- 2004 sayılı Kanunun 300 üncü maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Alacaklar hakkında borçlunun beyana daveti: MADDE 300- Komiser, borçluyu iddia olunan alacaklar hakkında açıklamada bulunmaya davet eder. Komiser, alacakların varit olup olmadığı hakkında borçlunun defterleri ve belgeleri üzerinde gerekli incelemelerde bulunarak bunların neticesini 302 nci madde gereğince vereceği raporda belirtir.” MADDE 29- 2004 sayılı Kanunun 301 inci maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Alacaklılar toplantısına davet: MADDE 301- Konkordato projesinin hazırlanması, alacakların bildirilmesi ve tahkiki tamamlandıktan sonra komiser, 288 inci madde uyarınca yapacağı yeni bir ilânla alacaklıları, konkordato projesini müzakere etmek üzere toplanmaya davet eder. Toplantı günü ilândan en az on beş gün sonra olmak zorundadır. İlanda alacaklıların, toplantıdan önceki yedi gün içinde belgeleri inceleyebilecekleri de bildirilir. Ayrıca, ilânın birer sureti adresi belli olan alacaklılara posta ile gönderilir.” MADDE 30- 2004 sayılı Kanunun 302 nci maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Alacaklılar toplantısı ve projenin kabulü için gerekli çoğunluk: MADDE 302- Komiser alacaklılar toplantısına başkanlık eder ve borçlunun durumu hakkında bir rapor verir. Borçlu gerekli açıklamaları yapmak üzere toplantıda hazır bulunmaya mecburdur. Konkordato projesi; a) Kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacakların yarısını veya b) Kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte birini ve alacakların üçte ikisini, aşan bir çoğunluk tarafından imza edilmiş ise kabul edilmiş sayılır. Oylamada sadece konkordato projesinden etkilenen alacaklılar oy kullanabilir. 206 ncı maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacakların alacaklıları ve borçlunun eşi ve çocuğu ile kendisinin ve evlilik bağı ortadan kalkmış olsa dahi eşinin anası, babası ve kardeşi alacak ve alacaklı çoğunluğunun hesabında dikkate alınmaz. Rehinle temin edilmiş olan alacaklar, 298 inci madde uyarınca takdir edilen kıymet sonucunda teminatsız kaldıkları kısım için hesaba katılırlar. Çekişmeli veya geciktirici koşula bağlı yahut belirli olmayan bir vadeye tabi alacakların hesaba katılıp katılmamasına ve ne oranda katılacağına mahkeme karar verir. Şu kadar ki bu iddialar hakkında ileride mahkemece verilecek hükümler saklıdır. Konkordato projesinin müzakereleri sonucunda oluşturulan konkordato tutanağı, kabul ve ret oylarını içerecek şekilde derhâl imza olunur. Toplantının bitimini takip eden yedi gün içinde gerçekleşen iltihaklar da kabul olunur. Komiser, iltihak süresinin bitmesinden itibaren en geç yedi gün içinde konkordatoya ilişkin bütün belgeleri, konkordato projesinin kabul edilip edilmediğine ve tasdikinin uygun olup olmadığına dair gerekçeli raporunu mahkemeye tevdi eder.” MADDE 31- 2004 sayılı Kanunun 303 üncü maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Borçtan birlikte sorumlu olanlara karşı haklar: MADDE 303- Konkordatoya muvafakat etmeyen alacaklı borçtan birlikte sorumlu olanlara karşı bütün haklarını muhafaza eder. Konkordatoya muvafakat eden alacaklı da kendi haklarını, borçtan birlikte sorumlu olan kişilere ödeme mukabilinde devir teklif etmek ve onlara toplantıların günü ile yerini en az on gün önce haber vermek şartıyla bu hükümden yararlanır. Alacaklı müracaat hakkına halel gelmeksizin borçtan birlikte sorumlu olan kişilere konkordato müzakerelerine katılma yetkisini verebilir ve onların kararını kabul taahhüdünde bulunabilir.” MADDE 32- 2004 sayılı Kanunun 304 üncü maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Konkordatonun mahkemede incelenmesi: MADDE 304- Komiserin gerekçeli raporunu ve dosyayı tevdi alan mahkeme, konkordato hakkında karar vermek üzere yargılamaya başlar. Mahkeme, komiseri dinledikten sonra kısa bir zamanda ve her hâlde kesin mühlet içinde kararını vermek zorundadır. Karar vermek için tayin olunan duruşma günü, 288 inci madde uyarınca ilân edilir. İtiraz edenlerin, itiraz sebeplerini duruşma gününden en az üç gün önce yazılı olarak bildirmek kaydıyla duruşmada hazır bulunabilecekleri de ilâna yazılır. Konkordato hakkında yapılan yargılamada kesin mühlet içinde bir karar verilemeyeceği anlaşılırsa; mahkeme, gerekli görürse komiserden gerekçeli bir rapor da alarak, karar verilinceye kadar mühlet hükümlerinin devamına karar verebilir. Bu süre altı aydan fazla olamaz.” MADDE 33- 2004 sayılı Kanunun 305 inci maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Konkordatonun tasdiki şartları: MADDE 305- 302 nci madde uyarınca yapılan toplantıda ve iltihak süresi içinde verilen oylarla kabul edilen konkordato projesinin tasdiki aşağıdaki şartların gerçekleşmesine bağlıdır: a) Adi konkordatoda teklif edilen tutarın, borçlunun iflâsı hâlinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması; malvarlığının terki suretiyle konkordatoda paraya çevirme hâlinde elde edilen hasılat veya üçüncü kişi tarafından teklif edilen tutarın iflâs yoluyla tasfiye hâlinde elde edilebilecek bedelden fazla olacağının anlaşılması. b) Teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması (bu kapsamda mahkeme, borçlunun beklenen haklarının dikkate alınıp alınmayacağını ve alınacaksa ne oranda dikkate alınacağını da takdir eder). c) Konkordato projesinin 302 nci maddede öngörülen çoğunlukla kabul edilmiş bulunması. d) 206 ncı maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının, alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması (302 nci maddenin altıncı fıkrası kıyasen uygulanır). e) Konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın, tasdik kararından önce, borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması. Mahkeme konkordato projesini yetersiz bulursa kendiliğinden veya talep üzerine gerekli gördüğü düzeltmenin yapılmasını isteyebilir.” MADDE 34- 2004 sayılı Kanunun 306 ncı maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Konkordatonun tasdiki kararı, kapsamı ve ilânı: MADDE 306- Konkordatonun tasdiki kararında alacaklıların hangi ölçüde alacaklarından vazgeçtiği ve borçlunun borçlarını hangi takvim çerçevesinde ödeyeceği belirtilir. Kararda, tasdik edilen konkordatonun yerine getirilmesini sağlamak için gerekli gözetim, yönetim ve tasfiye tedbirlerini almakla görevli bir kayyım tayin edilebilir. Bu takdirde kayyım, borçlunun işletmesinin durumu ve proje uyarınca borçlarını ödeme kabiliyetini muhafaza edip etmediği konusunda iki ayda bir tasdik kararını veren mahkemeye rapor verir; alacaklılar bu raporu inceleyebilirler. Tasdik kararı mahkemece, 288 inci madde uyarınca ilân olunur ve ilgili yerlere bildirilir.” MADDE 35- 2004 sayılı Kanunun 307 nci maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Rehinli malların muhafaza ve satışı ile finansal kiralama konusu malların iadesinin ertelenmesi: MADDE 307- Borçlunun talebi üzerine, tasdik kararında rehinli malın muhafaza altına alınması ve satışı, karardan itibaren bir yılı geçmemek üzere aşağıdaki şartlarla ertelenebilir. a) Rehinle temin edilen alacak konkordato talebinden önce doğmuş olmalıdır. b) Rehinle temin edilen alacağın konkordato talep tarihine kadar ödenmemiş faizi bulunmamalıdır. c) Borçlu rehinli malın, işletmenin faaliyeti için zorunlu olduğunu ve paraya çevrilmesi durumunda ekonomik varlığının tehlikeye düşeceğini yaklaşık olarak ispat etmiş olmalıdır. Rehinli malın muhafazası ve paraya çevrilmesinin ertelenmesi hâlinde satış isteme süresi işlemez. Borçlunun talebi üzerine, tasdik kararında finansal kiralama konusu malların iadesi, karardan itibaren bir yılı geçmemek üzere aşağıdaki şartlarla ertelenebilir. a) Borçlu finansal kiralama sözleşmesinin aynen ifasını 294 üncü maddenin yedinci fıkrası uyarınca üstlenmiş olmalıdır. b) Finansal kiralamadan doğan kira alacağı konkordato talebinden önce doğmuş olmalıdır. c) Ödenmemiş kira borcu, üç aylık tutarı aşmamalıdır. d) Bu erteleme nedeniyle finansal kiralama konusu malın değer kaybından kaynaklanabilecek zarar, teminat altına alınmış olmalıdır. e) Borçlu finansal kiralama konusu malın işletmenin faaliyeti için zorunlu olduğunu ve iade edilmesi durumunda ekonomik varlığının tehlikeye düşeceğini yaklaşık olarak ispat etmiş olmalıdır. Birinci ve üçüncü fıkrada belirtilen alacaklılar yazılı görüşlerini konkordatonun tasdikine ilişkin duruşmadan önce sunmaya davet edilirler; bu alacaklılar ayrıca tasdik duruşmasına çağırılırlar. Borçlu, rehinli veya finansal kiralama konusu malı rızasıyla devreder, iflâs eder veya ölürse, erteleme kendiliğinden hükümsüz hâle gelir. Konkordatoyu tasdik eden mahkeme, ilgili alacaklının talebi üzerine ve borçluyu da davet ederek aşağıdaki hâllerden birinin varlığının yaklaşık olarak ispat edilmesi kaydıyla erteleme kararını kaldırır. a) Borçlu ertelemeyi yanlış bilgiler vermek suretiyle elde etmişse. b) Borçlunun serveti ve gelirleri artmış ve borçlu, ekonomik varlığını tehlikeye sokmadan borcu ödeyebilecek hâle gelmişse. c) Rehinli malın paraya çevrilmesi veya finansal kiralama konusu malın iadesi, borçlunun ekonomik varlığını artık tehlikeye sokmayacaksa.” MADDE 36- 2004 sayılı Kanunun 308 inci maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Konkordatonun tasdik edilmemesi ve borçlunun iflâsı: MADDE 308- Konkordato tasdik edilmezse mahkeme konkordato talebinin reddine karar verir ve bu karar 288 inci madde uyarınca ilân edilerek ilgili yerlere bildirilir. Borçlunun iflâsa tabi şahıslardan olması ve doğrudan doğruya iflâs sebeplerinden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme, borçlunun iflâsına resen karar verir.” MADDE 37- 2004 sayılı Kanuna 308 inci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki 308/a ila 308/g maddeleri eklenmiştir. “Kanun yolları: MADDE 308/a- Konkordato hakkında verilen karara karşı borçlu veya konkordato talep eden alacaklı, kararın tebliğinden; itiraz eden diğer alacaklılar ise tasdik kararının ilânından itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurabilir. Bölge adliye mahkemesi kararına karşı on gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir. İstinaf ve temyiz incelemeleri, Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre yapılır. Çekişmeli alacaklar hakkında dava: MADDE 308/b- Alacakları itiraza uğramış olan alacaklılar, tasdik kararının ilânı tarihinden itibaren bir ay içinde dava açabilirler. Tasdik kararını veren mahkeme, konkordato projesi uyarınca çekişmeli alacaklara isabet eden payın, kararın kesinleşmesine kadar borçlu tarafından, mahkemece belirlenen bir bankaya yatırılmasına karar verebilir. Süresi içinde dava açmamış olan alacaklılar, bu paydan ödeme yapılmasını talep edemezler; bu durumda yatırılan pay borçluya iade edilir. Konkordatonun hükümleri: MADDE 308/c- Konkordato, tasdik kararıyla bağlayıcı hâle gelir. Tasdik edilen konkordato projesinde konkordatonun, tasdik kararının kesinleşmesiyle bağlayıcı hâle geleceği de kararlaştırılabilir; bu takdirde mühletin etkileri, kanunda öngörülen istisnalar saklı kalmak kaydıyla konkordatonun bağlayıcı hâle geldiği tarihe kadar devam eder. Bağlayıcı hâle gelen konkordato, konkordato talebinden önce veya komiserin izni olmaksızın mühlet içinde doğan bütün alacaklar için mecburidir. 206 ncı maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacaklar, rehinli alacaklıların rehnin kıymetini karşılayan miktardaki alacakları ve 6183 sayılı Kanun kapsamındaki amme alacakları hakkında bu maddenin ikinci fıkrası hükmü uygulanmaz. Kredi kurumları tarafından verilen krediler de dahil olmak üzere, mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçlar, adi konkordatoda konkordato şartlarına tabi değildir; malvarlığının terki suretiyle konkordatoda yahut sonraki bir iflâsta masa borcu sayılır. Aynı kural karşı edimin ifasını komiserin izniyle kabul eden borçlunun taraf olduğu sürekli borç ilişkilerindeki karşı edimler için de geçerlidir. Konkordatonun sonuçlanmayan takiplere etkisi: MADDE 308/ç- Konkordatonun taraflar için bağlayıcı hâle gelmesi, geçici mühlet kararından önce başlatılmış takiplerde konulan ve henüz paraya çevrilmemiş olan hacizleri hükümden düşürür. Birinci fıkra hükmü, 308/c maddesinin üçüncü fıkrası kapsamındaki alacaklar için konulan hacizler hakkında uygulanmaz. Konkordato haricinde yapılan vaatler: MADDE 308/d- Borçlu tarafından alacaklılardan birine konkordato projesinde öngörülenden fazla olarak yapılan vaatler hükümsüzdür. Konkordatonun kısmen feshi: MADDE 308/e- Kendisine karşı konkordato projesi uyarınca ifada bulunulmayan her alacaklı konkordato uyarınca kazanmış olduğu yeni hakları muhafaza etmekle birlikte konkordatoyu tasdik eden mahkemeye başvurarak kendisi hakkında konkordatoyu feshettirebilir. Fesih talebi üzerine verilecek hükmün tebliğinden itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi kararına karşı tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir. Konkordatonun tamamen feshi: MADDE 308/f- Her alacaklı, kötü niyetle sakatlanmış konkordatonun feshini tasdik kararını vermiş olan mahkemeden isteyebilir. Konkordatonun tamamen feshi kararı kesinleştiğinde durum 288 inci madde uyarınca ilân edilir ve ilgili yerlere bildirilir. 308 inci madde hükmü bu hâlde de uygulanır. Konkordatoda harç, vergi istisnaları ve teşvik belgeleri: MADDE 308/g- Tasdik edilen konkordato projesi kapsamında; a) Yapılacak işlemler, 492 sayılı Harçlar Kanununa tabi harçlardan; bu işlemler nedeniyle düzenlenecek kâğıtlar, damga vergisinden, b) Alacaklılar tarafından her ne nam altında olursa olsun tahsil edilecek tutarlar, 6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu gereği ödenecek banka ve sigorta muameleleri vergisinden, c) Borçluya kullandırılacak krediler, Kaynak Kullanımı Destekleme Fonundan, istisna edilmiştir. Bu istisna hükümleri konkordato projesinde belirtilen işlemler bakımından borçlu ile proje kapsamındaki alacaklılara özgü olarak uygulanır. Üçüncü kişiler bu istisna hükümlerinden yararlanamaz. Konkordato projesine göre borçları yeni bir itfa plânına bağlanan borçlulara ait olan teşvik belgelerinin süreleri ile ihracat taahhüt süreleri, geçici mühlet kararının verildiği tarihten konkordatonun bağlayıcı hâle geldiği tarihe kadar işlemez.” MADDE 38- 2004 sayılı Kanunun Onikinci Babına Birinci Bölümden sonra gelmek üzere “II. REHİNLİ ALACAKLILARLA MÜZAKERE VE BORÇLARIN YAPILANDIRILMASI” başlığıyla İkinci Bölüm ve aşağıdaki madde eklenmiş, diğer bölümler buna göre teselsül ettirilmiştir. Rehinli alacaklılarla müzakere şartları ve yapılandırmanın hükümleri: MADDE 308/h- Adi konkordatoda borçlu, ön projede belirtmek suretiyle, alacaklı lehine rehin tesis edilmiş borçlarının yapılandırılmasını bu madde uyarınca talep eder. Komiser, kesin mühlet içinde uygun göreceği zamanda bütün rehinli alacaklıları borçlunun anapara indirimi, faiz indirimi, vadelendirme veya diğer ödeme tekliflerini müzakere etmek üzere tebligat çıkartarak davet eder. Müzakerede ve müzakereyi takip eden yedi günlük iltihak süresi içinde rehinli alacaklıların, alacak miktarı itibarıyla üçte ikiyi aşan çoğunluğu ile bir anlaşma hasıl olursa, komiser, imzalanan anlaşmaları tutanağa bağlar ve rehinli alacaklılarla anlaşma yapıldığını 302 nci madde uyarınca mahkemeye tevdi edeceği gerekçeli raporuna ayrı ve bağımsız bir başlık altında işler. Borçlunun tekliflerinin alacak miktarı itibarıyla üçte ikiyi aşan çoğunlukla kabul edilmesi hâlinde, borçlu ile anlaşamayan rehinli alacaklı, konkordato talep tarihinden itibaren, taraflar arasındaki sözleşmede kararlaştırılan temerrüt öncesi faiz oranı uygulanmak suretiyle, diğer rehinli alacaklılarla yapılan anlaşmalardan en uzun vadelisine tabi olur. Bu husus ve anlaşmaya varılamayan rehinli alacaklılara borçlu tarafından yapılacak ödemelere ilişkin plan komiser tarafından tutanağa geçirilir ve komiserin 302 nci madde uyarınca mahkemeye tevdi edeceği gerekçeli rapora da işlenir. Rehinli alacaklılarla bir anlaşmaya varılamamışsa, bu husus da komiserin gerekçeli raporuna işlenir. Mahkeme, rehinli alacaklılarla yapılan anlaşmaları üçte iki oranına ulaşılıp ulaşılmadığı ve anlaşmaya varılamayan rehinli alacaklılar varsa bunlara uygulanacak ödeme planının bu maddede öngörülen şartlara uyup uymadığı bakımından kontrol ettikten sonra anlaşmaları ve ödeme planını, 305 inci ve 306 ncı maddeler uyarınca vereceği karara dahil eder. 302 nci madde uyarınca yapılacak alacaklılar toplantısı borçlunun konkordato projesini kabul etmezse, bu madde uyarınca anlaşma yapmış olan rehinli alacaklıların borçluyla akdetmiş bulundukları anlaşmalar ve anlaşma yapmamış olan rehinli alacaklılar için hazırlanmış olan ödeme planı geçerli hâle gelmez. Yapılan anlaşmaya uygun olarak kendisine karşı ifada bulunulmayan her rehinli alacaklı tasdik kararını veren mahkemeye başvurarak o rehinli alacağa ilişkin anlaşmayı feshettirebilir. Ancak bu fesih sonucunda üçüncü fıkrada belirtilen üçte iki oranının altına düşüldüğü takdirde, borçlunun teklifini kabul etmeyip ödeme planına tabi tutulan rehinli alacaklılar bu planla bağlı olmaktan çıkar, borçlu ile anlaşmış olan rehinli alacaklılar ise anlaşmayı sona erdirebilir. Bu madde münhasıran adi konkordatoda borçlunun, alacaklı lehine rehin tesis edilmiş borçlarının yapılandırılması teklifinde bulunması hâlinde uygulanır. 285 ilâ 309/l maddeleri, açıkça belirtilmedikçe rehinli alacaklılar hakkında uygulanmaz.” MADDE 39- 2004 sayılı Kanunun 309 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE 309- İflâsına hükmedilmiş olan bir borçlu konkordato talep ederse veya bu borçlunun alacaklılarından biri konkordato işlemlerinin başlatılmasını isterse, iflâs idaresi, görüşüyle beraber ikinci alacaklılar toplanmasında veya daha sonra müzakere edilmek üzere alacaklılara bu talebi bildirir. 302 ilâ 307 nci maddeler ile 308/a ilâ 308/g maddeleri burada da uygulanır. Komisere ait görevler iflâs idaresi tarafından yapılır. Konkordato talebinin alacaklılar tarafından kabul edildiği toplantının yapıldığı tarihten, konkordatonun mahkemece tasdik edildiği tarihe kadar geçen sürede müflisin mallarının paraya çevrilmesi durur. Bu süre altı ayı geçemez. Konkordato hakkında verilen karar iflâs idaresine bildirilir. Konkordatonun tasdiki kararının kesinleşmesi üzerine iflâs idaresi iflâsa hükmeden mahkemeden iflâsın kaldırılmasını ister. İflâstan sonra konkordato iflâs tasfiyesi içinde ancak bir defa istenebilir.” MADDE 40- 2004 sayılı Kanunun 309/a maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “icra” ibaresi “asliye ticaret” şeklinde değiştirilmiştir. MADDE 41- 2004 sayılı Kanunun 309/b maddesinin birinci fıkrasının (4) numaralı bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “4- Alacaklılara yönelik ilânların ve ilgili yerlere bildirimlerin 288 inci madde uyarınca yapılacağı.” MADDE 42- 2004 sayılı Kanunun 309/g maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “336/a” ibaresi “26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 289 uncu” şeklinde değiştirilmiştir. MADDE 43- 2004 sayılı Kanunun 309/k maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Geçici konkordato mühletinin verildiği tarih, iptal davası açma sürelerinin hesaplanmasında haczin veya iflâsın açılmasının yerini tutar.” MADDE 44- 2004 sayılı Kanunun 309/l maddesinin birinci fıkrasında yer alan “308 inci maddeler” ibaresi “308/g maddeleri,” şeklinde değiştirilmiştir. MADDE 45- 2004 sayılı Kanunun 309/s maddesinin birinci fıkrasında yer alan “307 nci madde ile 308 inci maddenin” ibaresi “308/e maddesi ile 308/f maddesinin” şeklinde değiştirilmiştir. MADDE 46- 2004 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir. “GEÇİCİ MADDE 14- Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte görülmekte olan iflâsın ertelenmesi ve konkordato talepleri hakkında talep tarihinde yürürlükte bulunan hükümlerin uygulanmasına devam olunur. Hakimler ve Savcılar Kurulu, 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 5 inci maddesinin beşinci fıkrasındaki belirleme yetkisi kapsamında iflâs ve konkordato konusunda uzman asliye ticaret mahkemesini, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki hafta içinde belirler.” MADDE 47- 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 21 inci maddesinin ikinci fıkrasının ikinci cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Gümrük resmi, bina ve arazi vergisi gibi eşya ve gayrimenkulün aynından doğan amme alacakları o eşya ve gayrimenkul bedelinden tahsilinde rehinli alacaklardan sonra gelir.” MADDE 48- 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanununun 7/a maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE 7/a- Aşağıda belirtilen gerçek ve tüzel kişilere tebligatın elektronik yolla yapılması zorunludur. 1. 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli (I), (II), (III) ve (IV) sayılı cetvellerde yer alan kamu idareleri ile bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlar. 2. 5018 sayılı Kanunda tanımlanan mahallî idareler. 3. Özel kanunla kurulmuş diğer kamu kurum ve kuruluşları ile kanunla kurulan fonlar ve kefalet sandıkları. 4. Kamu iktisadi teşebbüsleri ile bunların bağlı ortaklıkları, müessese ve işletmeleri. 5. Sermayesinin yüzde ellisinden fazlası kamuya ait diğer ortaklıklar. 6. Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşları. 7. Kanunla kurulanlar da dahil olmak üzere tüm özel hukuk tüzel kişileri. 8. Noterler. 9. Baro levhasına yazılı avukatlar. 10. Sicile kayıtlı arabulucular ve bilirkişiler. 11. İdareleri, kamu iktisadi teşebbüslerini veya sermayesinin yüzde ellisinden fazlası kamuya ait diğer ortaklıkları; adli ve idari yargı mercileri, icra müdürlükleri veya hakemler nezdinde vekil sıfatıyla temsile yetkili olan kişilerin bağlı bulunduğu birim. Birinci fıkra kapsamı dışında kalan gerçek ve tüzel kişilere, talepleri hâlinde elektronik tebligat adresi verilir. Bu durumda bu kişilere tebligatın elektronik yolla yapılması zorunludur. Birinci ve ikinci fıkra hükümlerine göre elektronik yolla tebligatın zorunlu bir sebeple yapılamaması hâlinde bu Kanunda belirtilen diğer usullerle tebligat yapılır. Elektronik yolla tebligat, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılır. Bu Kanun uyarınca yapılan elektronik tebligat işlemleri, Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi tarafından kurulan ve işletilen Ulusal Elektronik Tebligat Sistemi üzerinden yürütülür. Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi, sistemin güvenliğini ve bu sistemde kayıtlı verilerin muhafazasını sağlayacak her türlü tedbiri alır. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir.” MADDE 49- 7201 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir. “Elektronik tebligat adresinin oluşturulması: EK MADDE 2- Elektronik tebligat adresi, Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi tarafından, 7/a maddesi kapsamında kalan her bir gerçek kişi için kimlik numarası, tüzel kişi için ise tabi oldukları sistem numarası esas alınmak suretiyle sadece bir tane olacak şekilde oluşturulur ve sistemde kaydedilir. Oluşturulan elektronik tebligat adresleri, adres sahiplerine teslim edilmek üzere, ilgili kurum, kuruluş veya birliğe gönderilir; 7/a maddesinin ikinci fıkrası kapsamında kalan kişilere ise doğrudan teslim edilir. Bu adresler, adres sahibine teslim edildikten sonra 1 inci madde uyarınca tebligat çıkarmaya yetkili makam ve mercilerin kullanımına sunulur. Kurum, kuruluş veya birlikler ile gerçek veya tüzel kişilerin 7/a maddesi uyarınca elektronik tebligat zorunluluğuna tabi olmaları veya bunlar hakkında elektronik tebligat zorunluluğunun ortadan kalkması hâllerinde gerekli bildirimler, ilgili kurum, kuruluş veya birlik tarafından bir ay içinde yapılır ve bildirimi takip eden bir ay içinde Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi tarafından gerekli işlem yapılır. Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi, elektronik tebligat sisteminin yürütülmesi için gerekli bilgi ve belgeleri ilgili kurum, kuruluş veya birliklerden ister. İlgili kurum, kuruluş veya birlikler, talep edilen bilgi ve belgeleri Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketine göndermek zorundadır.” MADDE 50- 7201 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir. “Elektronik tebligat adreslerinin verilmesi: GEÇİCİ MADDE 2- Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir ay içinde Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi, elektronik tebligat adreslerini oluşturmak amacıyla ihtiyaç duyduğu tüm bilgi ve belgeleri; 1. İlgili kamu kurum veya kuruluşundan, 2. Mahallî idareler bakımından İçişleri Bakanlığından, 3. İlgili kamu iktisadi teşebbüsünden, 4. İlgili kamuya ait ortaklıktan, 5. Şirketler ve kooperatifler bakımından Gümrük ve Ticaret Bakanlığından, 6. İlgili kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşu veya üst kuruluşundan, 7. Türkiye Noterler Birliğinden, 8. Türkiye Barolar Birliğinden, ister. İlgili kurum, kuruluş veya birlik, talep edilen bilgileri bir ay içinde Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketine bildirmek zorundadır. Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi, elektronik tebligat adreslerini, bu bilgileri esas almak suretiyle üç ay içinde oluşturur. Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi oluşturulan elektronik tebligat adreslerini, adres sahiplerine teslim edilmek üzere, ilgili kurum, kuruluş veya birliğe gönderir ve teslim işlemi gerçekleştikten sonra bu adresleri, 1 inci madde uyarınca tebligat çıkarmaya yetkili makam ve mercilerin kullanımına sunar.” MADDE 51- 2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (1) sayılı Tarifenin “B) İcra ve iflas harçları:” başlıklı bölümünün “II- İflas harçları:” başlıklı alt bölümünün (2) numaralı fıkrasının (b) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “b) Konkordatoda; aa) Alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden (Binde 2,27) bb) Yapılandırma sonunda rehinli alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden (Binde 1,13)” MADDE 52- 24/4/1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 63 üncü maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Malî durumun düzeltilmesinin mümkün görülmesi hâlinde yönetim kurulu veya alacaklılardan biri konkordato da talep edebilir. Bu takdirde 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanununun 285 inci ve devamı maddeleri uygulanır.” MADDE 53- 21/6/2001 tarihli ve 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanununun 15 inci maddesinin (A) fıkrasının birinci bendinin ikinci cümlesi aşağıdaki şekilde, ikinci bendinin (2) numaralı alt bendinde yer alan “Mahkemece” ibaresi “Bölge adliye mahkemesince” şeklinde, altıncı bendinde yer alan “mahkeme” ibaresi “bölge adliye mahkemesi” şeklinde ve yedinci bendinin birinci cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “İptal davası, 3 üncü madde uyarınca yetkili asliye hukuk mahkemesinin bulunduğu yer yönünden yetkili bölge adliye mahkemesinde açılır, öncelikle ve ivedilikle görülür.” “İptal davası hakkında verilen kararlara karşı 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre temyiz yoluna başvurulabilir.” MADDE 54- 4686 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir. “Uyuşmazlığın konusuna göre görevli mahkeme EK MADDE 1- Bu Kanunda asliye hukuk mahkemesine verilen görev ve yetkiler, uyuşmazlığın konusuna göre asliye hukuk veya asliye ticaret mahkemesi tarafından kullanılır.” MADDE 55- 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 5 inci maddesinin üçüncü fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan “iflasın ertelenmesi,” ibaresi ile (4) numaralı bendinde yer alan “iptal davalarına,” ibaresi madde metninden çıkarılmış, (1) numaralı bendinde yer alan “kaynaklanan davalara” ibaresi “kaynaklanan iş ve davalara” şeklinde değiştirilmiştir. MADDE 56- 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 274 üncü maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir. “Ancak basit yargılama usulüne tabi dava ve işlerde bu süreler iki ay olarak uygulanır.” MADDE 57- 6100 sayılı Kanunun 410 uncu maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “(1) Tahkim yargılamasında, mahkeme tarafından yapılacağı belirtilen işlerde görevli ve yetkili mahkeme, konusuna göre tahkim yeri asliye hukuk veya asliye ticaret mahkemesidir. Tahkim yeri belirlenmemiş ise görevli mahkeme, konusuna göre asliye hukuk veya asliye ticaret mahkemesi, yetkili mahkeme ise davalının Türkiye’deki yerleşim yeri, oturduğu yer veya işyeri mahkemesidir.” MADDE 58- 6100 sayılı Kanunun 416 ncı maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “temyiz yoluna” ibaresi “kanun yoluna” şeklinde değiştirilmiştir. MADDE 59- 6100 sayılı Kanunun 418 inci maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan “temyiz yoluna” ibaresi “kanun yoluna” şeklinde değiştirilmiştir. MADDE 60- 6100 sayılı Kanunun 439 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan “tahkim yerindeki mahkemede” ibaresi “tahkim yeri bölge adliye mahkemesinde” şeklinde, beşinci fıkrasında yer alan “mahkeme” ibaresi “bölge adliye mahkemesi” şeklinde değiştirilmiş ve yedinci fıkrasına “(b),” ibaresinden sonra gelmek üzere “(c),” ibaresi eklenmiştir. MADDE 61- 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “(2) Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir; miktar veya değeri yüz bin Türk lirasını geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanır.” MADDE 62- 6102 sayılı Kanunun 377 nci maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “b) Konkordato MADDE 377- (1) Yönetim kurulu veya herhangi bir alacaklı, 376 ncı maddenin üçüncü fıkrası uyarınca yapacağı iflâs talebiyle birlikte veya bu kapsamda yapılan iflâs yargılaması sırasında 2004 sayılı Kanunun 285 inci ve devamı maddeleri uyarınca konkordato da talep edebilir.” MADDE 63- 6102 sayılı Kanunun 634 üncü maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “II- İflâsın bildirilmesi ve konkordato talebi MADDE 634- (1) İflâsın bildirilmesi ve konkordato talebine anonim şirket hükümleri uygulanır.” MADDE 64- 9/5/2013 tarihli ve 6475 sayılı Posta Hizmetleri Kanununun 22 nci maddesinin birinci fıkrasına “ilişkin faaliyetler” ibaresinden sonra gelmek üzere “, 20/6/1984 tarihli ve 3028 sayılı Yabancı Resmî Belgelerin Tasdiki Mecburiyetinin Kaldırılması Sözleşmesinin Tasdikinin Uygun Olduğu Hakkında Kanunla uygun bulunan Sözleşme uyarınca yetkili birimler tarafından onay şerhi (apostille) verilmiş belgelerin, kişisel verilerin korunması kaydıyla, elektronik ortamda ilgililere ulaştırılması için aracılık işlemleri” ibaresi eklenmiştir. MADDE 65- 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanununun 179/a, 179/b, 179/c, 298/a ve 329/a maddeleri yürürlükten kaldırılmıştır. MADDE 66- Bu Kanunun; a) 48 inci, 49 uncu ve 64 üncü maddeleri 1/1/2019 tarihinde, b) Diğer hükümleri yayımı tarihinde, yürürlüğe girer. MADDE 67- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür. 14/03/2018 |
Anne-Babalar İçin De Ölüm Aylığı Hakkı Doğdu
Yapılan değişiklik sonrası sigortalı çocuğu vefat eden anne-babaya da ölüm aylığı alma hakkı doğdu. Ancak bu değişiklikten haberdar olmayanlar haktan faydalanamıyor. İşte ölüm aylığı bağlanabilmesi için aranan şartlar...
Sosyal güvenlik sisteminde yaşanan değişiklikler sigortalılara tanınan hakları değiştirebiliyor. Böylesi bir değişiklik de Aralık 2017’de yapıldı. Ancak sigortalılar değişikliklerden haberdar olmadıkları için hak ettikleri halde ölüm aylığı alamıyor olabilir. Değişiklikle birlikte ölen sigortalının yakınlarına aylık bağlanma ihtimali doğabiliyor. Özellikle ölüm aylığı bağlanması için artan hisse bulunması gereken anne-babaların durumunda farklılık yaşanması ihtimali çok büyük. Bu kapsamda ölüm aylığı almayanları bilgilendirmek istedik.
HİSSE HESABI YAPILIYOR
Çocuğu vefat eden bir anne babanın aylık alabilmesi için gelirinin bu yıl için 1.450,91 TL’den düşük olması, emekli veya dul aylığı almıyor olması ve vefat eden çocuğunun eşi ve çocuklarından kalan ölüm aylığı hissesi olması gerekiyor. Ölen çocuk evli ve iki çocuklu ise geride kalan dul eşe yüzde 50, iki çocuğa yüzde 25 olmak üzere aylık paylaştırılır ve anne-babaya hisse kalmaz. Ancak anne-baba eğer 65 yaşın üzerinde ise hisse kalmasa da ölüm aylığı alabilir. Bu durumda diğerlerinin hissesinde indirim yapılarak anne-babaya ölüm aylığı bağlanabilir.
2003-2008 ARASINDA FARK VAR
2003’te yapılan değişiklikle anne-babaya ölüm aylığı bağlanma kriterleri değiştirilmişti. Bu nedenle 6 Ağustos 2003 ila 30 Eylül 2008 arasında vefat eden sigortalıların anne-babasına ölüm aylığı bağlanması için kriterler farklı. 1 Ekim 2008’de ölen sigortalının anne-babasına ölüm aylığı bağlanabilmesi için anne-babanın gelirinin 1.450 TL’nin üzerinde olmaması şartı aranırken, 30 Eylül 2008’de vefat eden sigortalının anne-babasına aylık bağlanabilmesi için 65 yaş, engelli aylığı, evde bakım aylığı dışında hiçbir gelirinin olmaması şartı aranır.
Düzenleme netleşti, kriterler değişti
Genelge de yayımlanınca, bu konudaki düzenleme netleşmiş oldu. Bu düzenleme sonrası, ölen sigortalıdan dolayı geride kalanlara aylık bağlanması için kriterler 5 Aralık 2017 sonrasında yapılacak başvurular için teke indirildi. Bugünden sonra SGK’ya başvurup ölen çocuğundan aylık bağlatmak isteyen kişilerde SGK; anne babanın aylık gelirinin bu yıl için 1.450,91 TL’den düşük olmasına, emekli veya dul aylığı almıyor olmasına ve vefat eden çocuğunun eşi ve çocuklarından kalan ölüm aylığı hissesi olmasına bakacak.
SGK’ya başvuru yapılması şart
Bu değişiklikle birlikte daha önce ölen çocuğundan aylık alamayan anne-baba SGK’ya başvuru yaparak aylık almaya başlayabilir. SGK’ya yapılan başvuru sonrası aylıklar 1 Ocak 2018’den tarihinden itibaren bağlanacak. Aralık 2017’de Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nde yapılan değişiklikle hak sahiplerine aylık bağlanması için aranan kriterlerde değişiklik yapıldı. Okan Güray Bülbül
SGK İle Vergi Dairesinin Bilgi Paylaşımı
Sosyal Güvenlik Kurumu 2011 yılından itibaren, KADİM projesi kapsamında, kayıt dışı istihdam ile mücadele politikası kapsamında sigortasız işçiliği önlemek amacı ile Gelir İdaresi ile müşterek hareket etmektedirler. Kayıt Dışı İstihdamla Mücadele Projesi çerçevesinde 2011 yılından beri birçok ilde bu proje kapsamında ilgili kurumlarla bir dizi toplantılar gerçekleştirilmektedir.
Projenin amacı kayıt dışı istihdamı önlemeye çalışmak. Bu kapsamda Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti tarafından desteklenen insan kaynaklarının Geliştirilmesi Operasyon El Programı, I PA IV bileşen kapsamında Sosyal Güvenlik Kurumu yönetiminden, yürütümünden ve izlemesinden sorumlu olduğu ‘ Yenilikçi Yöntemlerle Kayıtlı İstihdamın Teşviki Hibe Programı’ çerçevesinde, muhtelif illerde sendikalar ile beraber çeşitli toplantılar gerçekleştirilmektedir.
Kayıt dışı istihdam ile mücadele projesi kapsamında, SGK tarafından, 5510 sayılı yasa ile bir dizi düzenlemeler yapılmıştır. Buna göre, ‘Alo 170’ hattı ile Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ‘ihbar hattı’ oluşturulmuştur. SGK Kurumunun taşra teşkilatlarında KADİM servisi oluşturularak, bu servisler sayesinde kayıt dışı istihdam ile mücadele stratejileri geliştirilmektedir. Ülkemizde halen 5-6 milyon civarında kayıt dışı çalışan olduğu ve bu kişilerin bankalar ve belediyelerden aldıkları muhtelif hizmetlerin etkin izlenmesi sayesinde SGK kayıtlarının bulunup, bulunmadıkları araştırılmaktadır.
Buna göre, SGK, Gelir İdaresine bağlı Vergi Daireleri ile koordineli hareket ederek aşağıdaki işlemleri birlikte yerine getirmektedirler.
1- Vergi mükelleflerinin (şirketler dahil) ilk işe başlama dilekçeleri ile yapılan yoklama fişleri, ‘3 nüsha’ düzenlenmektedir.
2- Zaman zaman, işyeri değişikliği, iş nevinde değişiklik, iş yeri nakli, vb. durumlarda düzenlenen yoklama fişleri de yine 3 nüsha düzenlenip, bir nüshası SGK ‘ya yollanmaktadır.
3- SGK denetmen veya denetmen yardımcıları tarafından düzenlenen yoklama fişleri veya denetim tutanaklarından bir nüshası vergi dairelerine yollanarak buradaki personelin kayıtlı olup, olmadığı, muhtasar beyannamesinin verilip, verilmediği, vb. konularda karşılıklı denetimler gerçekleştirilmektedir.
4- Vergi daireleri tarafından düzenlenen tip “yaygın denetim tutanakları” ve ayrıca yoklama fişlerinde çalışan personelin ünvanı, statüsü, aldığı ücret, imzası, vb. konular detaylı olarak yoklama fişine aktarılmaktadır. Bu fişlerin okunaklı birer nüshaları ilgili SGK kurumuna ve buradan da ilgili Merkez SGK şube müdürlüklerine yollanmaktadır. Buradan yola çıkılarak, SGK bildirimleri, muhtasar beyannameler, vb. konular denetlenmektedir.
5- KADİM Projesi kapsamında SGK, vergi daireleri dışında yerel karakollar, sağlık bakanlığının denetim yapan ilgili birimleri (özellikle aşçı, garson, vb. kişilerin yıllık-periyodik portör muayeneleri dahil) ile koordineli çalışılarak işçi giriş ve çıkışlarının bildirimleri ile ilgili kayıt dışılık takip edilmektedir. Buradan gelen bilgiler ışığında kimi zaman yüksek tutarlı idarî para cezaları düzenlenip, işverenlere tebliğ edilmektedir.
6- Özellikle Türkiye’de çalışan yabancı personeller, gece kulüpleri, dansing, bar gibi işletmelerde çalışan yabancı uyruklu sanatçılar ile ilgili olarak da Emniyet Müdürlüğü ile SGK, Vergi Daireleri, eş güdümlü çalışma yapmaktadırlar. Hatta otellerden Emniyet Müdürlüğüne gelen bilgiler ve dökümler ışığında ilgili kişilerin hangi gece kulübünde çalıştığı, ülkeye izin alarak mı girdiği, ne kadar ücret aldığı, SGK kaydının olup olmadığı, titizlikle izlenmektedir.
Sonuç olarak, görüldüğü üzere SGK, artık kayıt dışı istihdam ile ciddi bir biçimde mücadele etme konusunda kararlı gözükmektedir. Bu konuda işverenlerin, işveren vekillerinin, malî müşavirlerin, avukatların ‘KADİM Projesi’ ile ilgili titizlikle hareket etmeleri gerektiği düşüncesindeyiz. Nazlı Gaye Alpaslan
Şirketlerde Konkordato ve Bağımsız Denetim Şirketlerince Hazırlanacak Finansal Analiz Raporu Zorunluluğu Nedir?
Konkordato, batık şirketlerin alacaklılara borcunun ödenmesi için var olan bir sistemdir. Konkordato müessesesi borçlarını ödemede zorlanan şirket ve kooperatiflerin, bir kısım borçlarından kurtularak borçlarını ödeyebilir duruma getirmeleri için uygulanan bir müessesedir. Bu uygulamada alacaklı ve borçluların konkordato müessesesi kapsamında borç ve alacakları yeniden yapılandırma işlemine tabi tutulmaktadır.
Borçlarını, vadesi geldiği hâlde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlu, vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflâstan kurtulmak için konkordato talep edebilir.
Konkordato hükümlerinden yararlanmak isteyen herhangi bir borçlu, icra mahkemesine gerekçeli bir dilekçe ve bir konkordato projesi verir ve bu projeye ayrıntılı bir bilanço, gelir tablosu ekle ve defter tutmaya mecbur şahıslardan ise defterlerinin durumunu bildiren bir cetvel istenir. Bu cetvelde, özellikle Türk Ticaret Kanununun 66ıncı maddesi hükmünce tutulması mecburi olan defterlerin hepsinin tutulmuş olup olmadıkları gösterilir.
Yetkili ve görevli mahkeme; iflâsa tabi olan borçlu için İflâsa tabi olmayan borçlu için yerleşim yerindeki asliye ticaret mahkemesidir.
Konkordato talebinde bulunan, Adalet Bakanlığı tarafından yürürlüğe konulan tarifede belirtilen konkordato gider avansını yatırmaya mecburdur.
“Konkordato talebine eklenecek belgeler: Borçlu, konkordato talebine aşağıdaki belgeleri ekler.
a) Borçlunun borçlarını hangi oranda veya vadede ödeyeceğini, bu kapsamda alacaklıların alacaklarından hangi oranda vazgeçmiş olacaklarını, ödemelerin yapılması için borçlunun mevcut mallarını satıp satmayacağını, borçlunun faaliyetine devam edebilmesi ve alacaklılara ödemelerini yapabilmesi için gerekli malî kaynağın sermaye artırımı veya kredi temini yoluyla yahut başka bir yöntem kullanılarak sağlanacağını gösteren konkordato ön projesi.
b) Borçlunun mal varlığının durumunu gösterir belgeler; borçlu defter tutmaya mecbur kişilerden ise Türk Ticaret Kanununa göre hazırlanan son bilanço, gelir tablosu, nakit akım tablosu, hem işletmenin devamlılığı esasına göre hem de aktiflerin muhtemel satış fiyatları üzerinden hazırlanan ara bilançolar, ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdikleri ile elektronik ortamda oluşturulan defterlere ilişkin e-defter berat bilgileri, borçlunun mali durumunu açıklayıcı diğer bilgi ve belgeler, maddi ve maddi olmayan duran varlıklara ait olup defter değerlerini içeren listeler, tüm alacak ve borçları vadeleri ile birlikte gösteren liste ve belgeler.
c) Alacaklıları, alacak miktarlarını ve alacaklıların imtiyaz durumunu gösteren liste.
d) Konkordato ön projesinde yer alan teklife göre alacaklıların eline geçmesi öngörülen miktar ile borçlunun iflâsı hâlinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktarı karşılaştırmalı olarak gösteren tablo.
e) Sermaye Piyasası Kurulu veya Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunca yetkilendirilen bağımsız denetim kuruluşu tarafından hazırlanan ve konkordato ön projesinde yer alan teklifin gerçekleşmesinin kuvvetle muhtemel olduğunu gösteren finansal analiz raporları ile dayanakları. Sunulan malî tabloların tarihi, başvuru tarihinden en fazla kırk beş gün önce olabilir. Borçlu, konkordato sürecinde mahkeme veya komiser tarafından istenebilecek diğer belge ve kayıtları da ibraz etmek zorundadır.”
Konkordato talebi üzerine mahkeme, belgelerin eksiksiz olarak mevcut olduğunu tespit ettiğinde derhâl geçici mühlet kararı verir ve borçlunun mal varlığının muhafazası için gerekli gördüğü bütün tedbirleri alır.
Konkordato işlemlerinin başlatılması alacaklılardan biri tarafından talep edilmişse, borçlunun ilgili eksiksiz olarak sunması hâlinde geçici mühlet kararı verilir. Bu durumda anılan belge ve kayıtların hazırlanması için gerekli masraf alacaklı tarafından karşılanır. Belge ve kayıtların süresinde ve eksiksiz olarak sunulmaması hâlinde geçici mühlet kararı verilmez ve alacaklının yaptığı konkordato talebinin de reddine karar verilir.
Mahkeme, geçici mühlet kararıyla birlikte konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığının yakından incelenmesi amacıyla bir geçici konkordato komiseri görevlendirir. Alacaklı sayısı ve alacak miktarı dikkate alınarak gerektiğinde üç komiser de görevlendirilebilir.
Geçici mühlet üç aydır. Mahkeme bu üç aylık süre dolmadan borçlunun veya geçici komiserin yapacağı talep üzerine geçici mühleti en fazla iki ay daha uzatabilir, uzatmayı borçlu talep etmişse geçici komiserin de görüşü alınır. Geçici mühletin toplam süresi beş ayı geçemez.
Mahkemece geçici mühlet kararı, ticaret sicili gazetesinde ve Basın-İlan Kurumunun resmî ilân portalında ilân olunur ve derhâl tapu müdürlüğüne, ticaret sicili müdürlüğüne, vergi dairesine, gümrük ve posta idarelerine, Türkiye Bankalar Birliğine, Türkiye Katılım Bankaları Birliğine, mahallî ticaret odalarına, sanayi odalarına, taşınır kıymet borsalarına, Sermaye Piyasası Kuruluna ve diğer lazım gelen yerlere bildirilir. İlanda ayrıca alacaklıların, ilândan itibaren yedi günlük kesin süre içinde dilekçeyle itiraz ederek konkordato mühleti verilmesini gerektiren bir hâl bulunmadığını delilleriyle birlikte ileri sürebilecekleri ve bu çerçevede mahkemeden konkordato talebinin reddini isteyebilecekleri belirtilir.
Geçici mühletin uzatılmasına ve geçici mühletin kaldırılarak konkordato talebinin reddine ilişkin kararlar da ikinci fıkra uyarınca ilân olunur ve ilgili yerlere bildirilir.”
Kesin mühlet hakkında bir karar verilebilmesi için, mahkeme borçluyu ve varsa konkordato talep eden alacaklıyı duruşmaya davet eder. Geçici komiser, duruşmadan önce yazılı raporunu sunar ve mahkemece gerekli görülürse, beyanı alınmak üzere duruşmada hazır bulunur. Mahkeme yapacağı değerlendirmede, itiraz eden alacaklıların dilekçelerinde ileri sürdükleri itiraz sebeplerini de dikkate alır.
Konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğunun anlaşılması hâlinde borçluya bir yıllık kesin mühlet verilir. Bu kararla birlikte mahkeme, yeni bir görevlendirme yapılmasını gerektiren bir durum olmadığı takdirde geçici komiser veya komiserlerin görevine devam etmesine karar verir ve dosyayı komisere tevdi eder.
Mahkemece, kesin mühlet kararıyla beraber veya kesin mühlet içinde uygun görülecek bir zamanda yedi alacaklıyı geçmemek, herhangi bir ücret takdir edilmemek ve tek sayıda olmak kaydıyla ayrıca bir alacaklılar kurulu oluşturulabilir. Bu durumda alacakları, hukuki nitelik itibarıyla birbirinden farklı olan alacaklı sınıfları ve varsa rehinli alacaklılar, alacaklılar kurulunda hakkaniyete uygun şekilde temsil edilir. Alacaklılar kurulu oluşturulurken komiserin de görüşü alınır. Alacaklılar kurulu her ay en az bir kere toplanır ve hazır bulunanların oy çokluğuyla karar alır. Komiser bu toplantıda hazır bulunarak alınan kararları toplantıya katılanların imzasını almak suretiyle tutanağa bağlar. Alacaklı sayısı, alacak miktarı ve alacakların çeşitliliği dikkate alınarak alacaklılar kurulunun zorunlu olarak oluşturulacağı hâller ile alacaklılar kuruluna ilişkin diğer hususlar Adalet Bakanlığınca yürürlüğe konulan yönetmelikte gösterilir.
Güçlük arz eden özel durumlarda kesin mühlet, komiserin bu durumu açıklayan gerekçeli raporu ve talebi üzerine mahkemece altı aya kadar uzatılabilir. Borçlu da bu fıkra uyarınca uzatma talebinde bulunabilir; bu takdirde komiserin de görüşü alınır. Her iki hâlde de uzatma talebi kesin mühletin sonra ermesinden önce yapılır ve uzatma kararı vermeden önce, varsa alacaklılar kurulunun da görüşü alınır.
Kesin mühlet verilmesine, kesin mühletin uzatılmasına ve kesin mühletin kaldırılarak konkordato talebinin reddine ilişkin kararlar, 288 inci madde uyarınca ilân edilir ve ilgili yerlere bildirilir.”
“Konkordato komiseri ve alacaklılar kurulu ile bunların görevleri:
Dosyayı teslim alan komiser kesin mühlet içinde, konkordatonun tasdikine yönelik işlemleri tamamlayarak dosyayı raporuyla birlikte mahkemeye iade eder.
Komiserin görevleri şunlardır:
a) Konkordato projesinin tamamlanmasına katkıda bulunmak.
b) Borçlunun faaliyetlerine nezaret etmek.
c) Bu kanunda verilen görevleri yapmak.
d) Mahkemenin istediği konularda ve uygun göreceği sürelerde ara raporlar sunmak.
e) Alacaklılar kurulunu konkordatonun seyri hakkında düzenli aralıklarla bilgilendirmek.
f) Talepte bulunan diğer alacaklılara konkordatonun seyri ve borçlunun güncel malî durumu hakkında bilgi vermek.
g) Mahkeme tarafından verilen diğer görevleri yerine getirmek.
Komiserin konkordatoya ilişkin işlemleri ile ilgili şikayetler, asliye ticaret mahkemesi tarafından kesin olarak karara bağlanır.
Mahkemece atanan geçici komiser ve komiserler, özel sicilinde kaydedilmek üzere mahkemenin bağlı bulunduğu bölge adliye mahkemesi bilirkişilik bölge kuruluna bildirilir. Bir kişi eş zamanlı olarak beşten fazla dosyada geçici komiser ve komiser olarak görev yapamaz.
Alacaklılar kurulu, komiserin faaliyetlerine nezaret eder; komisere tavsiyelerde bulunabilir ve kanunun öngördüğü hâllerde mahkemeye görüş bildirir. Alacaklılar kurulu komiserin faaliyetlerini yeterli bulmazsa, mahkemeden komiserin değiştirilmesini gerekçeli bir raporla isteyebilir. Mahkeme bu talep hakkında borçluyu ve komiseri dinledikten sonra kesin olarak karar verir.”
Konkordato talebi ile amaçlanan iyileşmenin, kesin mühletin sona ermesinden önce gerçekleştiğinin komiserin yazılı raporuyla mahkemeye bildirilmesi üzerine mahkemece resen, kesin mühletin kaldırılarak konkordato talebinin reddine karar verilir. Bu karar ilân edilir ve ilgili yerlere bildirilir.
Mahkeme, bu madde kapsamında kesin mühletin kaldırılmasına karar vermeden önce borçlu ve varsa konkordato talep eden alacaklı ve alacaklılar kurulunu duruşmaya davet eder; diğer alacaklıları ise gerekli görürse davet eder.”
Kesin mühlet içinde konkordato talebinin reddi ile iflâsın açılması:
İflâsa tabi borçlu bakımından, kesin mühletin verilmesinden sonra aşağıdaki durumların gerçekleşmesi hâlinde komiserin yazılı raporu üzerine mahkeme kesin mühleti kaldırarak konkordato talebinin reddine ve borçlunun iflâsına resen karar verir:
a) Borçlunun malvarlığının korunması için iflâsın açılması gerekiyorsa.
b) Konkordatonun başarıya ulaşamayacağı anlaşılıyorsa.
c) Borçlu, 297 nci maddeye aykırı davranır veya komiserin talimatlarına uymazsa.
d) Borca batık olduğu anlaşılan bir sermaye şirketi veya kooperatif, konkordato talebinden feragat ederse.
İflâsa tabi olmayan borçlu bakımından ise birinci fıkranın (b) ve (c) bentlerindeki hâllerin kesin mühletin verilmesinden sonra gerçekleşmesi durumunda, komiserin yazılı raporu üzerine mahkeme kesin mühleti kaldırarak konkordato talebinin reddine resen karar verir.
Mahkeme, bu madde uyarınca karar vermeden önce borçlu ve varsa konkordato talep eden alacaklı ve alacaklılar kurulunu duruşmaya davet eder; diğer alacaklıları ise gerekli görürse davet eder.”
Kesin mühlet talebinin kabulü ile mühletin kaldırılması talebinin reddine ilişkin kararlara karşı kanun yoluna başvurulamaz.
Kesin mühlet talebinin değerlendirilmesi sonucunda, hakkında iflâs kararı verilmeyen borçlunun konkordato talebinin reddine karar verilirse, borçlu veya varsa konkordato talep eden alacaklı bu kararın tebliğinden itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurabilir. Bölge adliye mahkemesinin kararı kesindir. Bölge adliye mahkemesi tarafından ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak mühlet kararı verildiği hâllerde dosya, komiserin görevlendirilmesi de dahil olmak üzere müteakip işlemlerin yürütülmesi için ilk derece mahkemesine gönderilir. Necdet Sağlan
Konkordatonun Safhaları, Nerelere Başvuruluyor, Ne Yapılacak
Yetkili ve Görevli Mahkeme; iflâsa tabi olan borçlu için 154 üncü maddenin birinci veya ikinci fıkralarında yazılı yerdeki, iflâsa tabi olmayan borçlu için Yerleşim Yerindeki Asliye Ticaret Mahkemesidir. Önceki düzenlemedeki İcra Hukuk Mahkemesinin görevi yasa değişikliğiyle son bulmuştur.
Tablo, Habertürk Gazetesi
İcra İflas Kanunun'da ( 285-309.Maddeler) Konkordato Sürecinin İşleyişi
31.07.2016 tarihli 669 sayılı KHK'nın 4.maddesiyle İFLAS ERTELE TALEBİNDE bulunulması ve mahkemelerin iflas ertelemeye karar vermesi engellenmiş, 28.02.2018 tarih ve 7101 sayılı kanun ile de hukuk sistemimizden kaldırılmıştır. YASA KOYUCU iflas erteleme müessesesi yerine daha önceden hukuk sistemimizde var olan KONKORDATO düzenlemesini genişletmiş, 15.03.2018 tarihinde yürürlüğe giren 7101 sayılı kanunla KONKORDATO yeni bir boyut kazanmıştır.
Konkordato İ.İ.K.'nda 285-309.madde hükümlerinde düzenlenmiştir.
Yapılan son düzenlemeyle, kanun yürürlüğünden önce devam eden iflas erteleme süreçleri eski sisteme göre devam edecektir.
Yapılan düzenlemede amaç; mali açıdan zor durumda olan dürüst borçluyu ayakta tutmaktır. Bunun için alacaklılarla alacak miktarının belli bir miktarından vazgeçerek ve alacağı vadelere yayarak borçlunun ödeme yapmasını sağlamak, alacaklıların büyük bir kısmıyla yapılabilecek anlaşmayla borçlunun ticari faaliyetini devam ettirmesini sağlamaktır. En kısa tanımıyla konkordato, bir borçlunun ticari durumunun sarsılmış olmasıyla alacaklıların, alacaklarını belli bir plana göre almaları konusunda kendi aralarında bu durumu kabul eden, kaydedilmiş olan alacakların ve alacaklıların yarısıyla veya kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte biri ve en az üçte iki imtiyazsız alacaklılarla vardıkları mahkemece onaylanan anlaşmadır.
Konkordato, ADİ KONKORDATO (285-309) ve MALVARLIĞININ TERKİ SURETİYLE KONKORDATO ( 309/a-309/1 M.) olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Uygulamada daha sık yer alması nedeniyle burada sadece Adi Konkordato üzerinde mevzuata dayalı açıklama yapmakla yetineceğiz.
Adi konkordato yapıldığı zamana göre iflas dışı konkordato ve iflas içi(iflastan sonra) konkordato olmak üzere ikiye ayrılır.
İflas Dışı Konkordato: İflasa tabi olsun veya olmasın, herhangi bir borçlunun yapmış olduğu konkordatodur. Borçlu iflasa tabi ise henüz iflas etmeden önce konkordato teklif eder,bu teklifi kabul ve tasdik edilirse iflas etmekten kurtulur. Bu konkordatoya aynı zamanda “iflası önleyici konkordato” da denilmektedir.
İflas İçi (iflastan sonra) Konkordato: Burada borçlu iflas etmiş olup, iflastan kurtulmak için konkordato teklif etmektedir. Konkordato kabul ve tasdik edilirse, borçlu hakkındaki iflas, bütün hüküm ve sonuçlarıyla kaldırılır.
Kanunda iflas dışı konkordato ayrıntılı olarak düzenlenmiş (m.285-308), iflastan sonra konkordato için ise bunun özelliklerini belirttikten sonra iflas dışı konkordato hükümlerine yollama yapmakla yetinmiştir (m.309).
I- İFLAS DIŞI KONKORDATO (m.285-308)
Uygulamada en çok karşımıza çıkan konkordato şekli olup burada borçlu iflas etmemiştir. Borçlu iflasa tabi ise iflas dışı konkordato ile iflas etmesini önlemek istemektedir. Fakat iflasa tabi olmayan kişiler de konkordato teklif edebilir. Ama uygulamada daha çok iflasa tabi olan borçlular konkordato teklif etmektedir.
1-Konkordato Teklifi
Konkordato teklifi, konkordato hükümlerinden yararlanmak isteyen; borçların vadesi geldiği halde ödeyemeye veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir BORÇLU veya iflas talebinde bulunabilecek her ALACAKLI tarafından gerekçeli bir dilekçe ile yapılır (m.285/1). Borçlu bu dilekçede konkordato teklifini bildirir. Borçlu bu dilekçesine ayrıntılı bir bilanço ekler. Bunun dışında borçlu defter tutmaya mecbur kişilerden ise, defterlerin durumunu bildiren bir cetveli de konkordato talebi dilekçesine eklemek zorundadır.
Yetkili ve görevli mahkeme; iflâsa tabi olan borçlu için 154 üncü maddenin birinci veya ikinci fıkralarında yazılı yerdeki, iflâsa tabi olmayan borçlu için yerleşim yerindeki Asliye Ticaret Mahkemesidir. Önceki düzenlemedeki İcra Hukuk Mahkemesinin görevi yasa değişikliğiyle son bulmuştur.
2-Konkordato Talebine Eklenecek Belgeler
Yeni düzenlemede hızlı sonuç almak ve talebin kabul edilebilir olması için, borçlu tarafından konkordato talebine aşağıdaki belgelerin tam-eksiksiz ve denetlenebilir şekilde eklenmesi zorunludur.Konkordatonun en önemli aşamalarından birincisi budur.
a) Borçlunun borçlarını hangi oranda veya vadede ödeyeceğini,
- Bu kapsamda alacaklıların alacaklarından hangi oranda vazgeçmiş olacaklarını,
- Ödemelerin yapılması için borçlunun mevcut mallarını satıp satmayacağını,
- Borçlunun faaliyetine devam edebilmesi ve alacaklılara ödemelerini yapabilmesi için gerekli malî kaynağın sermaye artırımı veya kredi temini yoluyla yahut başka bir yöntem kullanılarak sağlanacağını gösteren konkordato ön projesi.
b) Borçlunun malvarlığının durumunu gösterir belgeler;
- Borçlu defter tutmaya mecbur kişilerden ise Türk Ticaret Kanununa göre hazırlanan son bilanço, gelir tablosu, nakit akım tablosu,
- Hem işletmenin devamlılığı esasına göre hem de aktiflerin muhtemel satış fiyatları üzerinden hazırlanan ara bilançolar,
- Ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdikleri ile elektronik ortamda oluşturulan defterlere ilişkin e -defter berat bilgileri,
- Borçlunun malî durumunu açıklayıcı diğer bilgi ve belgeler, Maddi ve maddi olmayan duran varlıklara ait olup defter değerlerini içeren listeler,
- Tüm alacak ve borçları vadeleri ile birlikte gösteren liste ve belgeler.
c) Alacaklıları, alacak miktarlarını ve alacaklıların imtiyaz durumunu gösteren liste.
d) Konkordato ön projesinde yer alan teklife göre alacaklıların eline geçmesi öngörülen miktar ile borçlunun iflâsı hâlinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktarı karşılaştırmalı olarak gösteren tablo.
e) Sermaye Piyasası Kurulu veya Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunca yetkilendirilen bağımsız denetim kuruluşu tarafından hazırlanan ve konkordato ön projesinde yer alan teklifin gerçekleşmesinin kuvvetle muhtemel olduğunu gösteren finansal analiz raporları ile dayanakları.
Bu madde uyarınca sunulan malî tabloların tarihi, başvuru tarihinden en fazla kırk beş gün önce olabilir.
Geçici mühlet:
Konkordato talebi üzerine mahkeme, yukarıda belirtilen belgelerin eksiksiz olarak mevcut olduğunu tespit ettiğinde derhâl geçici mühlet kararı verir ve 297 nci maddenin ikinci fıkrasındaki hâller de dahil olmak üzere, borçlunun malvarlığının muhafazası için gerekli gördüğü bütün tedbirleri alır.
Geçici mühlet kararın verilmesiyle borçlu kısmi bir rahatlama içine girer, haciz ve mallarının muhafaza altına alınma baskısından kurtulur.
Mahkeme, geçici mühlet kararıyla birlikte konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığının yakından incelenmesi amacıyla bir geçici konkordato komiseri görevlendirir. Alacaklı sayısı ve alacak miktarı dikkate alınarak gerektiğinde üç komiser de görevlendirilebilir.
Geçici mühlet üç aydır. Mahkeme bu üç aylık süre dolmadan borçlunun veya geçici komiserin yapacağı talep üzerine geçici mühleti en fazla iki ay daha uzatabilir, uzatmayı borçlu talep etmişse geçici komiserin de görüşü alınır. Geçici mühletin toplam süresi beş ayı geçemez.
Geçici mühletin sonuçları, ilânı ve bildirimi:
Geçici mühlet, kesin mühletin sonuçlarını doğurur.Mahkemece geçici mühlet kararı, ticaret sicili gazetesinde ve Basın -İlan Kurumunun resmî ilân portalında ilân olunur ve derhâl tapu müdürlüğüne, ticaret sicili müdürlüğüne, vergi dairesine, gümrük ve posta idarelerine, Türkiye Bankalar Birliğine, Türkiye Katılım Bankaları Birliğine, mahallî ticaret odalarına, sanayi odalarına, taşınır kıymet borsalarına, Sermaye Piyasası Kuruluna ve diğer lazım gelen yerlere bildirilir. İlanda ayrıca alacaklıların, ilândan itibaren yedi günlük kesin süre içinde dilekçeyle itiraz ederek konkordato mühleti verilmesini gerektiren bir hâl bulunmadığını delilleriyle birlikte ileri sürebilecekleri ve bu çerçevede mahkemeden konkordato talebinin reddini isteyebilecekleri belirtilir.
Mahkeme, kesin mühlet hakkındaki kararını geçici mühlet içinde verir.
Kesin mühlet hakkında bir karar verilebilmesi için, mahkeme borçluyu ve varsa konkordato talep eden alacaklıyı duruşmaya davet eder. Geçici komiser, duruşmadan önce yazılı raporunu sunar ve mahkemece gerekli görülürse, beyanı alınmak üzere duruşmada hazır bulunur. Mahkeme yapacağı değerlendirmede, itiraz eden alacaklıların dilekçelerinde ileri sürdükleri itiraz sebeplerini de dikkate alır.
Konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğunun anlaşılması hâlinde borçluya bir yıllık kesin mühlet verilir. Bu kararla birlikte mahkeme, yeni bir görevlendirme yapılmasını gerektiren bir durum olmadığı takdirde geçici komiser veya komiserlerin görevine devam etmesine karar verir ve dosyayı komisere tevdi eder.
Mahkemece, kesin mühlet kararıyla beraber veya kesin mühlet içinde uygun görülecek bir zamanda yedi alacaklıyı geçmemek, herhangi bir ücret takdir edilmemek ve tek sayıda olmak kaydıyla ayrıca bir alacaklılar kurulu oluşturulabilir.
Güçlük arz eden özel durumlarda kesin mühlet, komiserin bu durumu açıklayan gerekçeli raporu ve talebi üzerine mahkemece altı aya kadar uzatılabilir.Borçlu da bu fıkra uyarınca uzatma talebinde bulunabilir; bu takdirde komiserin de görüşü alınır. Her iki hâlde de uzatma talebi kesin mühletin sonra ermesinden önce yapılır ve uzatma kararı vermeden önce, varsa alacaklılar kurulunun da görüşü alınır.
Burada, geçici mühlet süreci içerisinde kesin mühlet kararı verilmesi ve borçlunun durumun iyileşmesi aşaması, iflas erteleme sürecine benzemektedir.
Konkordato komiseri ve alacaklılar kurulu ile bunların görevleri:
Dosyayı teslim alan komiser kesin mühlet içinde, konkordatonun tasdikine yönelik işlemleri tamamlayarak dosyayı raporuyla birlikte mahkemeye iade eder.
BORÇLUNUN MALÎ DURUMUNUN DÜZELMESİ NEDENİYLE KESİN MÜHLETİN KALDIRILMASI:
Konkordato talebi ile amaçlanan iyileşmenin, kesin mühletin sona ermesinden önce gerçekleştiğinin komiserin yazılı raporuyla mahkemeye bildirilmesi üzerine mahkemece resen, kesin mühletin kaldırılarak konkordato talebinin reddine karar verilir. Bu birinci ret türüdür.
Mahkeme, bu madde kapsamında kesin mühletin kaldırılmasına karar vermeden önce borçlu ve varsa konkordato talep eden alacaklı ve alacaklılar kurulunu duruşmaya davet eder; diğer alacaklıları ise gerekli görürse davet eder.
KESİN MÜHLET İÇİNDE KONKORDATO TALEBİNİN REDDİ İLE İFLÂSIN AÇILMASI:
İkinci ret türü ise, İflâsa tabi borçlu bakımından, kesin mühletin verilmesinden sonra aşağıdaki durumların gerçekleşmesi hâlinde komiserin yazılı raporu üzerine mahkeme kesin mühleti kaldırarak konkordato talebinin reddine ve borçlunun iflâsına resen karar verir:
a) Borçlunun malvarlığının korunması için iflâsın açılması gerekiyorsa.
b) Konkordatonun başarıya ulaşamayacağı anlaşılıyorsa.
c) Borçlu, 297 nci maddeye aykırı davranır veya komiserin talimatlarına uymazsa.
d) Borca batık olduğu anlaşılan bir sermaye şirketi veya kooperatif, konkordato talebinden feragat ederse.
İflâsa tabi olmayan borçlu bakımından ise birinci fıkranın (b) ve (c) bentlerindeki hâllerin kesin mühletin verilmesinden sonra gerçekleşmesi durumunda, komiserin yazılı raporu üzerine mahkeme kesin mühleti kaldırarak konkordato talebinin reddine resen karar verir.
Mahkeme, bu madde uyarınca karar vermeden önce borçlu ve varsa konkordato talep eden alacaklı ve alacaklılar kurulunu duruşmaya davet eder; diğer alacaklıları ise gerekli görürse davet eder.
Kesin mühlet talebinin kabulü ile mühletin kaldırılması talebinin reddine ilişkin kararlara karşı kanun yoluna başvurulamaz.
Kesin mühlet talebinin değerlendirilmesi sonucunda, hakkında iflâs kararı verilmeyen borçlunun konkordato talebinin reddine karar verilirse, borçlu veya varsa konkordato talep eden alacaklı bu kararın tebliğinden itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurabilir. Bölge adliye mahkemesinin kararı kesindir. Bölge adliye mahkemesi tarafından ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak mühlet kararı verildiği hâllerde dosya, komiserin görevlendirilmesi de dahil olmak üzere müteakip işlemlerin yürütülmesi için ilk derece mahkemesine gönderilir.
Mahkemenin veya bölge adliye mahkemesinin konkordato talebinin reddiyle birlikte borçlunun iflâsına da karar verdiği hâllerde 164 üncü madde hükmü uygulanır.
Kesin mühletin alacaklılar bakımından sonuçları:
Mühlet içinde;
- borçlu aleyhine Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur,
- ihtiyatî tedbir ve ihtiyatî haciz kararları uygulanmaz,
- bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşüren müddetler işlemez.
206 ncı maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacaklar için haciz yoluyla takip yapılabilir.
-Tasdik edilen konkordato projesi aksine hüküm içermediği takdirde kesin mühlet tarihinden itibaren rehinle temin edilmemiş her türlü alacağa faiz işlemesi durur.
-Takas bu Kanunun 200 ve 201 inci maddelerine tâbidir. Bu maddelerin uygulanmasında geçici mühletin ilânı tarihi esas alınır.
-Hacizli mallar hakkında niteliğine uygun düştüğü ölçüde 186 ncı madde hükmü uygulanır.
-Konkordato mühletinin verilmesinden önce, müstakbel bir alacağın devri sözleşmesi yapılmış ve devredilen alacak konkordato mühletinin verilmesinden sonra doğmuş ise, bu devir hükümsüzdür.
-Konusu para olmayan alacaklar, alacaklı tarafından, ona eşit kıymette para alacağına çevrilerek komisere bildirilir. Şu kadar ki borçlu, komiserin onayıyla taahhüdün aynen ifasını üstlenmekte serbesttir.
Kesin mühletin rehinli alacaklılar bakımından sonuçları:
Mühlet sırasında rehinle temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılabilir veya başlamış olan takiplere devam edilebilir ancak bu takip nedeniyle muhafaza tedbirleri alınamaz ve rehinli malın satışı gerçekleştirilemez.
Kesin mühletin borçlu bakımından sonuçları:
Borçlu, komiserin nezareti altında işlerine devam edebilir. Şu kadar ki, mühlet kararı verirken veya mühlet içinde mahkeme, bazı işlemlerin geçerli olarak ancak komiserin izni ile yapılmasına veya borçlunun yerine komiserin işletmenin faaliyetini devam ettirmesine karar verebilir. Genel anlamda geniş şekilde borçlunun tasarruf hakkı kısıtlanmıştır.
Defter tutulması ve rehinli malların kıymetinin takdiri:
Komiser, görevlendirilmesini müteakip borçlunun mevcudunun bir defterini yapar ve malların kıymetlerini takdir eder. Borçlunun başka yerlerde malları varsa bu muamele o yer icra dairesi marifetiyle yaptırılabilir.
Alacaklıları alacaklarını bildirmeye davet:
Alacaklılar, komiser tarafından 288 inci madde uyarınca yapılacak ilânla, ilân tarihinden itibaren onbeş gün içinde alacaklarını bildirmeye davet olunur. Ayrıca, ilânın birer sureti adresi belli olan alacaklılara posta ile gönderilir. İlânda, alacaklarını bildirmeyen alacaklıların bilançoda kayıtlı olmadıkça konkordato projesinin müzakerelerine kabul edilmeyecekleri ihtarı da yazılır.
Alacaklar hakkında borçlunun beyana daveti:
Komiser, borçluyu iddia olunan alacaklar hakkında açıklamada bulunmaya davet eder. Komiser, alacakların varit olup olmadığı hakkında borçlunun defterleri ve belgeleri üzerinde gerekli incelemelerde bulunarak bunların neticesini 302 nci madde gereğince vereceği raporda belirtir.
Alacaklılar toplantısına davet:
Konkordato projesinin hazırlanması, alacakların bildirilmesi ve tahkiki tamamlandıktan sonra komiser, 288 inci madde uyarınca yapacağı yeni bir ilânla alacaklıları, konkordato projesini müzakere etmek üzere toplanmaya davet eder. Toplantı günü ilândan en az on beş gün sonra olmak zorundadır. İlanda alacaklıların, toplantıdan önceki yedi gün içinde belgeleri inceleyebilecekleri de bildirilir. Ayrıca, ilânın birer sureti adresi belli olan alacaklılara posta ile gönderilir.
Alacaklılar toplantısı ve projenin kabulü için gerekli çoğunluk:
Komiser alacaklılar toplantısına başkanlık eder ve borçlunun durumu hakkında bir rapor verir.
Borçlu gerekli açıklamaları yapmak üzere toplantıda hazır bulunmaya mecburdur.
Konkordato projesi;
a) Kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacakların yarısını veya
b) Kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte birini ve alacakların üçte ikisini,
aşan bir çoğunluk tarafından imza edilmiş ise kabul edilmiş sayılır.
Oylamada sadece konkordato projesinden etkilenen alacaklılar oy kullanabilir. 206 ncı maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacakların alacaklıları ve borçlunun eşi ve çocuğu ile kendisinin ve evlilik bağı ortadan kalkmış olsa dahi eşinin anası, babası ve kardeşi alacak ve alacaklı çoğunluğunun hesabında dikkate alınmaz.
Rehinle temin edilmiş olan alacaklar, 298 inci madde uyarınca takdir edilen kıymet sonucunda teminatsız kaldıkları kısım için hesaba katılırlar.
Çekişmeli veya geciktirici koşula bağlı yahut belirli olmayan bir vadeye tabi alacakların hesaba katılıp katılmamasına ve ne oranda katılacağına mahkeme karar verir. Şu kadar ki bu iddialar hakkında ileride mahkemece verilecek hükümler saklıdır.
Konkordato projesinin müzakereleri sonucunda oluşturulan konkordato tutanağı, kabul ve ret oylarını içerecek şekilde derhâl imza olunur. Toplantının bitimini takip eden yedi gün içinde gerçekleşen iltihaklar da kabul olunur.
Komiser, iltihak süresinin bitmesinden itibaren en geç yedi gün içinde konkordatoya ilişkin bütün belgeleri, konkordato projesinin kabul edilip edilmediğine ve tasdikinin uygun olup olmadığına dair gerekçeli raporunu mahkemeye tevdi eder.
Konkordatonun hükümleri:
Konkordatoya muvafakat etmeyen alacaklı borçtan birlikte sorumlu olanlara karşı bütün haklarını muhafaza eder.
Konkordatoya muvafakat eden alacaklı da kendi haklarını, borçtan birlikte sorumlu olan kişilere ödeme mukabilinde devir teklif etmek ve onlara toplantıların günü ile yerini en az on gün önce haber vermek şartıyla bu hükümden yararlanır.
Alacaklı müracaat hakkına halel gelmeksizin borçtan birlikte sorumlu olan kişilere konkordato müzakerelerine katılma yetkisini verebilir ve onların kararını kabul taahhüdünde bulunabilir.
KONKORDATONUN MAHKEMEDE İNCELENMESİ:
Komiserin gerekçeli raporunu ve dosyayı tevdi alan mahkeme, konkordato hakkında karar vermek üzere yargılamaya başlar. Mahkeme, komiseri dinledikten sonra kısa bir zamanda ve her hâlde kesin mühlet içinde kararını vermek zorundadır. Karar vermek için tayin olunan duruşma günü, 288 inci madde uyarınca ilân edilir. İtiraz edenlerin, itiraz sebeplerini duruşma gününden en az üç gün önce yazılı olarak bildirmek kaydıyla duruşmada hazır bulunabilecekleri de ilâna yazılır.
Konkordato hakkında yapılan yargılamada kesin mühlet içinde bir karar verilemeyeceği anlaşılırsa; mahkeme, gerekli görürse komiserden gerekçeli bir rapor da alarak, karar verilinceye kadar mühlet hükümlerinin devamına karar verebilir. Bu süre altı aydan fazla olamaz.
KONKORDATONUN TASDİKİ ŞARTLARI:
302 nci madde uyarınca yapılan toplantıda ve iltihak süresi içinde verilen oylarla kabul edilen konkordato projesinin tasdiki aşağıdaki şartların gerçekleşmesine bağlıdır:
a) Adi konkordatoda teklif edilen tutarın, borçlunun iflâsı hâlinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması; malvarlığının terki suretiyle konkordatoda paraya çevirme hâlinde elde edilen hasılat veya üçüncü kişi tarafından teklif edilen tutarın iflâs yoluyla tasfiye hâlinde elde edilebilecek bedelden fazla olacağının anlaşılması.
b) Teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması (bu kapsamda mahkeme, borçlunun beklenen haklarının dikkate alınıp alınmayacağını ve alınacaksa ne oranda dikkate alınacağını da takdir eder).
c) Konkordato projesinin 302 nci maddede öngörülen çoğunlukla kabul edilmiş bulunması.
d) 206 ncı maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının, alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması (302 nci maddenin altıncı fıkrası kıyasen uygulanır).
e) Konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın, tasdik kararından önce, borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması.
Mahkeme konkordato projesini yetersiz bulursa kendiliğinden veya talep üzerine gerekli gördüğü düzeltmenin yapılmasını isteyebilir.
KONKORDATONUN TASDİKİ KARARI, KAPSAMI VE İLÂNI:
Konkordatonun tasdiki kararında alacaklıların hangi ölçüde alacaklarından vazgeçtiği ve borçlunun borçlarını hangi takvim çerçevesinde ödeyeceği belirtilir.
Kararda, tasdik edilen konkordatonun yerine getirilmesini sağlamak için gerekli gözetim, yönetim ve tasfiye tedbirlerini almakla görevli bir kayyım tayin edilebilir. Bu takdirde kayyım, borçlunun işletmesinin durumu ve proje uyarınca borçlarını ödeme kabiliyetini muhafaza edip etmediği konusunda iki ayda bir tasdik kararını veren mahkemeye rapor verir; alacaklılar bu raporu inceleyebilirler.
Tasdik kararı mahkemece, 288 inci madde uyarınca ilân olunur ve ilgili yerlere bildirilir.
Rehinli malların muhafaza ve satışı ile finansal kiralama konusu malların iadesinin ertelenmesi:
Borçlunun talebi üzerine, tasdik kararında rehinli malın muhafaza altına alınması ve satışı, karardan itibaren bir yılı geçmemek üzere aşağıdaki şartlarla ertelenebilir.
a) Rehinle temin edilen alacak konkordato talebinden önce doğmuş olmalıdır.
b) Rehinle temin edilen alacağın konkordato talep tarihine kadar ödenmemiş faizi bulunmamalıdır.
c) Borçlu rehinli malın, işletmenin faaliyeti için zorunlu olduğunu ve paraya çevrilmesi durumunda ekonomik varlığının tehlikeye düşeceğini yaklaşık olarak ispat etmiş olmalıdır.
Rehinli malın muhafazası ve paraya çevrilmesinin ertelenmesi hâlinde satış isteme süresi işlemez.
Borçlunun talebi üzerine, tasdik kararında finansal kiralama konusu malların iadesi, karardan itibaren bir yılı geçmemek üzere aşağıdaki şartlarla ertelenebilir.
a) Borçlu finansal kiralama sözleşmesinin aynen ifasını 294 üncü maddenin yedinci fıkrası uyarınca üstlenmiş olmalıdır.
b) Finansal kiralamadan doğan kira alacağı konkordato talebinden önce doğmuş olmalıdır.
c) Ödenmemiş kira borcu, üç aylık tutarı aşmamalıdır.
d) Bu erteleme nedeniyle finansal kiralama konusu malın değer kaybından kaynaklanabilecek zarar, teminat altına alınmış olmalıdır.
e) Borçlu finansal kiralama konusu malın işletmenin faaliyeti için zorunlu olduğunu ve iade edilmesi durumunda ekonomik varlığının tehlikeye düşeceğini yaklaşık olarak ispat etmiş olmalıdır.
Birinci ve üçüncü fıkrada belirtilen alacaklılar yazılı görüşlerini konkordatonun tasdikine ilişkin duruşmadan önce sunmaya davet edilirler; bu alacaklılar ayrıca tasdik duruşmasına çağırılırlar.
Borçlu, rehinli veya finansal kiralama konusu malı rızasıyla devreder, iflâs eder veya ölürse, erteleme kendiliğinden hükümsüz hâle gelir.
Konkordatoyu tasdik eden mahkeme, ilgili alacaklının talebi üzerine ve borçluyu da davet ederek aşağıdaki hâllerden birinin varlığının yaklaşık olarak ispat edilmesi kaydıyla erteleme kararını kaldırır.
a) Borçlu ertelemeyi yanlış bilgiler vermek suretiyle elde etmişse.
b) Borçlunun serveti ve gelirleri artmış ve borçlu, ekonomik varlığını tehlikeye sokmadan borcu ödeyebilecek hâle gelmişse.
c) Rehinli malın paraya çevrilmesi veya finansal kiralama konusu malın iadesi, borçlunun ekonomik varlığını artık tehlikeye sokmayacaksa.
Konkordatonun tasdik edilmemesi ve borçlunun iflâsı:
Konkordato tasdik edilmezse mahkeme konkordato talebinin reddine karar verir ve bu karar 288 inci madde uyarınca ilân edilerek ilgili yerlere bildirilir. Borçlunun iflâsa tabi şahıslardan olması ve doğrudan doğruya iflâs sebeplerinden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme, borçlunun iflâsına resen karar verir.
II. REHİNLİ ALACAKLILARLA MÜZAKERE VE BORÇLARIN YAPILANDIRILMASI
III. İFLASTAN SONRA KONKORDATO
Şartları ve hükümleri:
İflâsına hükmedilmiş olan bir borçlu konkordato talep ederse veya bu borçlunun alacaklılarından biri konkordato işlemlerinin başlatılmasını isterse, iflâs idaresi, görüşüyle beraber ikinci alacaklılar toplanmasında veya daha sonra müzakere edilmek üzere alacaklılara bu talebi bildirir.
302 ilâ 307 nci maddeler ile 308/a ilâ 308/g maddeleri burada da uygulanır. Komisere ait görevler iflâs idaresi tarafından yapılır.
Konkordato talebinin alacaklılar tarafından kabul edildiği toplantının yapıldığı tarihten, konkordatonun mahkemece tasdik edildiği tarihe kadar geçen sürede müflisin mallarının paraya çevrilmesi durur. Bu süre altı ayı geçemez.
Konkordato hakkında verilen karar iflâs idaresine bildirilir.
Konkordatonun tasdiki kararının kesinleşmesi üzerine iflâs idaresi iflâsa hükmeden mahkemeden iflâsın kaldırılmasını ister.
İflâstan sonra konkordato iflâs tasfiyesi içinde ancak bir defa istenebilir.
Kanun yolları:
Konkordato hakkında verilen karara karşı borçlu veya konkordato talep eden alacaklı, kararın tebliğinden; itiraz eden diğer alacaklılar ise tasdik kararının ilânından itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurabilir. Bölge adliye mahkemesi kararına karşı on gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir. İstinaf ve temyiz incelemeleri, Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre yapılır.
Çekişmeli alacaklar hakkında dava:
Alacakları itiraza uğramış olan alacaklılar, tasdik kararının ilânı tarihinden itibaren bir ay içinde dava açabilirler.
Tasdik kararını veren mahkeme, konkordato projesi uyarınca çekişmeli alacaklara isabet eden payın, kararın kesinleşmesine kadar borçlu tarafından, mahkemece belirlenen bir bankaya yatırılmasına karar verebilir. Süresi içinde dava açmamış olan alacaklılar, bu paydan ödeme yapılmasını talep edemezler; bu durumda yatırılan pay borçluya iade edilir.
Konkordatonun hükümleri:
Konkordato, tasdik kararıyla bağlayıcı hâle gelir. Tasdik edilen konkordato projesinde konkordatonun, tasdik kararının kesinleşmesiyle bağlayıcı hâle geleceği de kararlaştırılabilir; bu takdirde mühletin etkileri, kanunda öngörülen istisnalar saklı kalmak kaydıyla konkordatonun bağlayıcı hâle geldiği tarihe kadar devam eder.
Bağlayıcı hâle gelen konkordato, konkordato talebinden önce veya komiserin izni olmaksızın mühlet içinde doğan bütün alacaklar için mecburidir.
206 ncı maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacaklar, rehinli alacaklıların rehnin kıymetini karşılayan miktardaki alacakları ve 6183 sayılı Kanun kapsamındaki amme alacakları hakkında bu maddenin ikinci fıkrası hükmü uygulanmaz.
Kredi kurumları tarafından verilen krediler de dahil olmak üzere, mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçlar, adi konkordatoda konkordato şartlarına tabi değildir; malvarlığının terki suretiyle konkordatoda yahut sonraki bir iflâsta masa borcu sayılır. Aynı kural karşı edimin ifasını komiserin izniyle kabul eden borçlunun taraf olduğu sürekli borç ilişkilerindeki karşı edimler için de geçerlidir.
Konkordatonun sonuçlanmayan takiplere etkisi:
Konkordatonun taraflar için bağlayıcı hâle gelmesi, geçici mühlet kararından önce başlatılmış takiplerde konulan ve henüz paraya çevrilmemiş olan hacizleri hükümden düşürür.
Birinci fıkra hükmü, 308/c maddesinin üçüncü fıkrası kapsamındaki alacaklar için konulan hacizler hakkında uygulanmaz.
Konkordato haricinde yapılan vaatler:
Borçlu tarafından alacaklılardan birine konkordato projesinde öngörülenden fazla olarak yapılan vaatler hükümsüzdür.
Konkordatonun kısmen feshi:
uyarınca kazanmış olduğu yeni hakları muhafaza etmekle birlikte konkordatoyu tasdik eden mahkemeye başvurarak kendisi hakkında konkordatoyu feshettirebilir.
Fesih talebi üzerine verilecek hükmün tebliğinden itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi kararına karşı tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir.
Konkordatonun tamamen feshi:
Her alacaklı, kötü niyetle sakatlanmış konkordatonun feshini tasdik kararını vermiş olan mahkemeden isteyebilir.
Konkordatonun tamamen feshi kararı kesinleştiğinde durum 288 inci madde uyarınca ilân edilir ve ilgili yerlere bildirilir.
308 inci madde hükmü bu hâlde de uygulanır.
Rehinli alacaklılarla müzakere şartları ve yapılandırmanın hükümleri:
Adi konkordatoda borçlu, ön projede belirtmek suretiyle, alacaklı lehine rehin tesis edilmiş borçlarının yapılandırılmasını bu madde uyarınca talep eder.
Komiser, kesin mühlet içinde uygun göreceği zamanda bütün rehinli alacaklıları borçlunun anapara indirimi, faiz indirimi, vadelendirme veya diğer ödeme tekliflerini müzakere etmek üzere tebligat çıkartarak davet eder.
Müzakerede ve müzakereyi takip eden yedi günlük iltihak süresi içinde rehinli alacaklıların, alacak miktarı itibarıyla üçte ikiyi aşan çoğunluğu ile bir anlaşma hasıl olursa, komiser, imzalanan anlaşmaları tutanağa bağlar ve rehinli alacaklılarla anlaşma yapıldığını 302 nci madde uyarınca mahkemeye tevdi edeceği gerekçeli raporuna ayrı ve bağımsız bir başlık altında işler.
Borçlunun tekliflerinin alacak miktarı itibarıyla üçte ikiyi aşan çoğunlukla kabul edilmesi hâlinde, borçlu ile anlaşamayan rehinli alacaklı, konkordato talep tarihinden itibaren, taraflar arasındaki sözleşmede kararlaştırılan temerrüt öncesi faiz oranı uygulanmak suretiyle, diğer rehinli alacaklılarla yapılan anlaşmalardan en uzun vadelisine tabi olur. Bu husus ve anlaşmaya varılamayan rehinli alacaklılara borçlu tarafından yapılacak ödemelere ilişkin plan komiser tarafından tutanağa geçirilir ve komiserin 302 nci madde uyarınca mahkemeye tevdi edeceği gerekçeli rapora da işlenir.
Rehinli alacaklılarla bir anlaşmaya varılamamışsa, bu husus da komiserin gerekçeli raporuna işlenir.
Mahkeme, rehinli alacaklılarla yapılan anlaşmaları üçte iki oranına ulaşılıp ulaşılmadığı ve anlaşmaya varılamayan rehinli alacaklılar varsa bunlara uygulanacak ödeme planının bu maddede öngörülen şartlara uyup uymadığı bakımından kontrol ettikten sonra anlaşmaları ve ödeme planını, 305 inci ve 306 ncı maddeler uyarınca vereceği karara dahil eder.
302 nci madde uyarınca yapılacak alacaklılar toplantısı borçlunun konkordato projesini kabul etmezse, bu madde uyarınca anlaşma yapmış olan rehinli alacaklıların borçluyla akdetmiş bulundukları anlaşmalar ve anlaşma yapmamış olan rehinli alacaklılar için hazırlanmış olan ödeme planı geçerli hâle gelmez.
Yapılan anlaşmaya uygun olarak kendisine karşı ifada bulunulmayan her rehinli alacaklı tasdik kararını veren mahkemeye başvurarak o rehinli alacağa ilişkin anlaşmayı feshettirebilir. Ancak bu fesih sonucunda üçüncü fıkrada belirtilen üçte iki oranının altına düşüldüğü takdirde, borçlunun teklifini kabul etmeyip ödeme planına tabi tutulan rehinli alacaklılar bu planla bağlı olmaktan çıkar, borçlu ile anlaşmış olan rehinli alacaklılar ise anlaşmayı sona erdirebilir.
Bu madde münhasıran adi konkordatoda borçlunun, alacaklı lehine rehin tesis edilmiş borçlarının yapılandırılması teklifinde bulunması hâlinde uygulanır. 285 ilâ 309/l maddeleri, açıkça belirtilmedikçe rehinli alacaklılar hakkında uygulanmaz.
Konkordatoda harç, vergi istisnaları ve teşvik belgeleri:
Tasdik edilen konkordato projesi kapsamında;
a) Yapılacak işlemler, 492 sayılı Harçlar Kanununa tabi harçlardan; bu işlemler nedeniyle düzenlenecek kâğıtlar, damga vergisinden,
b) Alacaklılar tarafından her ne nam altında olursa olsun tahsil edilecek tutarlar, 6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu gereği ödenecek banka ve sigorta muameleleri vergisinden,
c) Borçluya kullandırılacak krediler, Kaynak Kullanımı Destekleme Fonundan,
istisna edilmiştir.
Bu istisna hükümleri konkordato projesinde belirtilen işlemler bakımından borçlu ile proje kapsamındaki alacaklılara özgü olarak uygulanır. Üçüncü kişiler bu istisna hükümlerinden yararlanamaz.
Konkordato projesine göre borçları yeni bir itfa plânına bağlanan borçlulara ait olan teşvik belgelerinin süreleri ile ihracat taahhüt süreleri, geçici mühlet kararının verildiği tarihten konkordatonun bağlayıcı hâle geldiği tarihe kadar işlemez.
İcra mahkemesince esasa ilişkin nedenlerle kabulü halinde kötü niyeti veya ağır kusuru bulunan alacaklı, takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere; takip muvakkaten durdurulmuş ise bu itirazın reddi halinde borçlu, diğer tarafın isteği üzerine takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilir. Borçlu, menfi tespit ve istirdat davası açarsa yahut alacaklı genel mahkemede dava açarsa, hükmolunan tazminatın tahsili dava sonuna kadar tehir olunur ve dava lehine sonuçlanan taraf için, daha önce hükmedilmiş olan tazminat kalkar.
İtirazın reddi kararına karşı istinaf yoluna başvurulması, hiçbir icra muamelesini durdurmaz. Şu kadar ki, borçlu 33 üncü maddenin üçüncü fıkrasına göre teminat gösterirse icra durur. Av. Emin BAYRAM-ADANA BAROSU
Konkordato’ ya karar vermeden önce mutlaka uzman bir kuruma danışmalısınız. Konkordato, sadece Avukatların işi olmadığı gibi her Avukatın da işi değildir. Konkordato sürecinde Avukat, Mali Müşavir, Finans uzmanı ve Şirket yönetimi birlikte çalışmak durumundadırlar. Biz Konkordato süreçlerini böyle bir ekiple yürütüyoruz. özdoğrular smmm ltd. şti.