Mehmet Özdoğru

Mehmet Özdoğru

Email: This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

Vergi incelemesi sırasında  mükelleften  defter  ve belge  isteme yazısı   uygulamada  2 kez mükellefe tebliğ  edilmesi ve buna göre sonucun  belirlenmesi  gerekmektedir.  Özellikle, gizleme fiili,  iddiasıyla   mükelleflerin  defter  ve belgelerini   müfettişe  sunmadığı iddiasıyla  gizleme fiili ile işlenen   vergi kaçakçılığı suçunun  oluşması,  defter  ve belgelerin   vergi incelemesi için  talep  edilmiş  ve mükellef tarafından  ibraz edilmemiş olmasına bağlıdır.  213 sayılı VUK md. 134 hükmüne göre  vergi incelemesinin  amacı  ödenmesi  gereken  vergilerin doğruluğunu  araştırmak, tespit etmek ve temin etmektir.  VUK md.135 hükmüne göre vergi incelemesi ile ilgili    incelemeye yetkili olan  mercilere defter, kayıt  ve belgelerin  ibraz edilmemesi halinde, VUK md.359/a-2 hükmüne göre düzenlenen  gizleme  şeklindeki  vergi kaçakçılık suçu oluşabilmektedir. 

3568 sayılı yasaya göre YMM’lerin   sınırlı   yetkilerine dayanılarak   istedikleri  defter  ve belgelerin  ibraz edilmemesi ise gizleme kapsamında değerlendirilmez.  Ancak, durumun   vergi dairesine bildirilmesi  halinde vergi dairesi  tarafından  defter  ve  belgelerini  YMM’e ibraz etmeyen ilgili hakkında VUK’nun  mük.355.maddesine göre özel  usulsüzlük cezası  kesilir. 

Suçun  oluşumu  için  defter  ve belgelerin  vergi incelemesi için ve inceleme sırasında istenilmesi gerekir.  Örneğin, defter  ve belgelerin vergi incelemesi için  değil de, mükellefin işini  terk  etmesinden  dolayı iptali için istenilmesi  durumunda gizleme şeklindeki  vergi kaçakçılığı  suçu oluşmaz. 

Öte yandan, yoklama ve arama sırasında defter  ve belgelerin  ibraz edilmemesi, YMM’lerin  VUK’nun  256.maddesinden  kaynaklanan  sınırlı  yetkililerine dayanarak  istedikleri defter  ve belgelerin ibraz edilmemesi  veya yetkili  vergi inceleme elemanları  tarafından  istenilmiş olmakla birlikte vergi incelemesi haricinde  bir amaç için  istenilen  defter  ve belgelerin  ilgililere sunulmaması  hallerinde gizleme şeklindeki  vergi  kaçakçılığı  suçundan  söz edilemez.

Özetle, bir fiilin gizleme olarak  değerlendirilmesi  için;

  1. Defter  ve belgelerin   varlığının  noter  tasdik kayıtlarıyla  sabit olması
  2. Defter  ve belgelerin düzenlenme, koruma ve ibraz zorunluluğunun  mecbur olması(örneğin defteri kebir için böyle bir zorunluluk yoktur)
  3. İbrazın vergi incelemesi konu ve kapsamında talep  edilmiş olması
  4. Defter  ve belgelerin  vergi incelemesine yetkili  kişilerce inceleme amaçlı istenilmiş olması
  5. İbraz isteminin muhafaza süresi içerisinde yapılması
  6. İbraz edilmesi için süre verilmesi
  7. İbraz yazının mutlak  surette yetkili  kişi veya kişilere usulüne uygun  tebliğ  edilmiş olması
  8. İlk ibraz talebinin ardından   özel usulsüzlük cezası  kesilmesi ve ibraz için tekrar  bir süre verilmiş olması
  9. İbraz edilmeme halinde bunun haklı  bir nedene dayanmaması
  10. Defter  ibraz yazısının  mutlak surette  5 yıllık tarh  zamanaşımı  içerisinde yapılmış olması
  11. Tarh zamanaşımı (yani 5 yılı  geçtikten sonra) defter  ve belge ibraz yazısı  tebliğ  edilemez. (Örneğin 2017 yılı  içerisinde  2011 yılı  defter  ve belgeleri istenilemez)
  12. Gerçek  ve tüzel  kişilere  defter  ve belge istem yazısı  usulüne uygun olarak tebliğ  edilmeden, defter  ve belgelerin  ibraz edilemediği ileri sürülerek  resen tarhiyat yapılamaz. (Bkz. Dnş.4.D. kararı, 15/3/2004 gün ve E:2003/1233-K:2004/461 sayılı karar)

Sonuç olarak, defter ve belge ibraz yazıları  son  derece önemli olup,   bu yazıları süresi içerisinde yanıt  verilmelidir.  Bu yazılar üzerinde  dikkatlice durulmalıdır. Yazıların  gerekleri  mutlaka yerine getirilmelidir.(1)  Defter  ve belge ibraz yazılarına yanıt  verilmemesi  halinde bunu hukuki, cezai ve vergisel  sonuçları  bulunmaktadır.  Asliye ceza mahkemesi ve cezalı tarhiyatlar  açısından  konu  çok çok önem taşımaktadır.  Bu nedenle,  defter  ve belge ibraz yazılarının  süresi  içerisinde gereklerinin  ilgili  mercilere  sunulması  gerekir. - Defter  ve belge ibrazı  müddeti içerisinde yapılamıyorsa bunun nedenleri ilgililere iletilmelidir.  - Mücbir sebep hali, defter  ve belgelerin  zayi, defter ve belgelerin hiçbir şekilde notere tasdik  ettirilmemiş olmaması gerekir. Nazlı Gaye Alpaslan

https://www.hurses.com.tr/av-nazli-gaye-alpaslan/vergi-inceleme-istem-yazisinin-mukelleflere-2-defa-teblig-zorunlulugu/haber-22435

(1) Bkz. AĞAR Serkan, Vergi Kaçaklığı Kapsamında Defter  ve Belgelerin İbraz Etmeme Suçu, Seçkin Yayıncılık, Ankara, s.120-s.121

Cumartesi, 27 Ekim 2018 12:46

Maaşları Elden Almayın

Bir fabrikada iki yıldır çalışıyorum. Maaşım asgari ücretten çok daha yüksek ancak asgari ücretten gösteriliyor, üstü elden zarfla veriliyor.
İşverenin bu şekilde yapması işçiye iş akdi fesh hakkı veriyor mu? 5...911827 Nolu SMS 
İş Kanunu'na göre, işveren işçinin ücretini kanun ve sözleşme hükümlerine göre hesap edip ödemezse işçi iş sözleşmesini bildirimsiz olarak fesh edebilir ve işverenden tazminat talep edebilir. Ayrıca işveren vergi ve sigorta primi kaybına sebebiyet verdiği için de devlet tarafından cezalandırılır. Bunun için size elden ücret ödendiğini ispatlamanız gerekir. Bunu ispatlayamazsanız iş sözleşmenizi fesh edip tazminatınızı alamazsınız.

Ne zaman emekli olurum?
Doğum tarihim 1973, 19 ay askerlik yaptım. Sigorta başlangıcım 01.03.1997, 5600 günüm var. Ne zaman emekli olurum? Ayrıca askerlik ödemesi yapmam gerekir mi? 5...262754 Nolu SMS 
İşe başlama tarihinize göre 25 yıl, 56 yaş ve 5825 prim gün şartlarına tabisiniz. 16 ay askerlik borçlanıp öderseniz 25 yıl, 55 yaş ve 5750 prim gün şartlarına tabi olabilirsiniz. Bu durumda prim gün sayınız da tamamlanmış olur ancak 55 yaşınız 2028 yılında dolacağından emekli olacağınız tarih 2028 yılı olacaktır. Askerliği borçlanmazsanız 2029 yılında yani tam bir sene sonra emekli olabilirsiniz.

■ 01.04.1987 girişim, ne zaman emekli olurum? 5...339349 Nolu SMS 
1987 tarihinde işe girmiş olanlar SSK'dan 25 yıl, 50 yaş ve 5375 prim gün şartlarına tabidirler. Emekli olup kendilerine emekli aylığı bağlanması için bu üç şartın oluşması gerekiyor. Ayrıca askerliği 1987 tarihinden önce yapmışlarsa askerlik borçlanıp 25 yıl, 49 yaş ve 5300 prim gün şartlarına tabi olabilirler. Ali Şerbetçi

https://www.takvim.com.tr/yazarlar/aliserbetci/2018/10/27/maaslari-elden-almayin

Görüntünün olası içeriği: yazı

Murat Özkatar

Finansal Raporlamaya İlişkin Kavramsal Çerçeve

27 Ekim 2018 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 30578

Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumundan:

KURUL KARARI

Karar No: 75935942-050.01.04-[01/191]

Karar tarihi: 25/10/2018

Kararın Konusu: Finansal Raporlamaya İlişkin Kavramsal Çerçeve

660 sayılı KHK’nın 9’uncu maddesi uyarınca; uluslararası standartlarla uyum sağlamak üzere, Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu tarafından “Conceptual Framework far Financial Reporting” başlığıyla revize edilen Finansal Raporlamaya İlişkin Kavramsal Çerçeve’’nin yayımlanmasına, muhasebe politikalarını Kavramsal Çerçeve”ye göre geliştiren finansal tablo hazırlayıcıları tarafından erken uygulanması mümkün olmakla birlikte 1 Ocak 2020 tarihi veya sonrasında başlayan yıllık hesap dönemlerinde kullanılmasına ve Kavramsal Çerçeve”nin Kurulumuzca yapılacak düzenlemelerde yayımı tarihinden itibaren esas alınmasına karar verilmiştir.

Ekim 2018

Finansal Raporlamaya İlişkin Kavramsal Çerçeve

Tamamı İçin Tıklayınız

27 Ekim 2018 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 30578

Hazine ve Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı)’ndan:

MADDE 1 – 18/2/2017 tarihli ve 29983 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi Genel Tebliği (Sıra No:1)nin 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“ç) Diğer maddeleri 1/7/2019 tarihinde”

MADDE 2 – Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 3 – Bu Tebliğ hükümlerini Hazine ve Maliye Bakanı ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı müştereken yürütür.

Görüntünün olası içeriği: yazı

Cuma, 26 Ekim 2018 12:29

Tapudaki Vergisel İşlemler

Taşınmazla ilgili her türlü tapu işlemleri ve tescil işlemlerinin yapılması ile devletin sorumluluğu altındaki tapu sicillerinin muntazam bir biçimde tutulması Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü tarafından yerine getirilmektedir.

Maliye Bakanlığı ise devlet alacaklarının tahsilini sağlamak ve bu konuda gerekli tedbirleri almakla görevlidir.

Tapuda yapılacak işlemler sırasında mali yönden dikkat edilecek bazı hususları burada sizlerle paylaşmak istiyoruz ;

1.Tapu müdürlükleri, alım-satıma konu bütün gayrimenkulleri ayrıntılı bilgileriyle gayrimenkulün harcı esas tutulan değerini ve özelliklerini gelir idaresine düzenli bir biçimde ilgili alım-satım formları ile bildirmektedir.

2.Gelir İdaresi, tapu idaresinden başkaca diğer kurumlardan (gerçek-tüzel) düzenli bir bilgi elde etmektedir.

3.Tapu idaresi, alım-satıma konu harçlar ile ilgili olarak gayrimenkul devir ve iktisaplarında tapu harcı, emlak vergisi değerinden az olmamak üzere, beyan edilen devir ve iktisap değeri üzerinden hesaplanır. Bu bedel en düşük olarak, devredilen gayrimenkulün emlak vergisi değeri olabilecek ancak; gerçek devir bedelinin emlak vergisi değerinden fazla olması halinde ise, tapu harcının bu gerçek devir bedeli üzerinden hesaplanarak ödenmesi gerekecektir.

4.Gayrimenkullerin devrinde ödenilmesi gereken harcın ölçüsü; devir eden ve devir alan için ayrı ayrı olmak üzere devir bedeli üzerinden binde yirmidir.

5.Tapu harcı noksan yatırıldığı takdirde, aradaki fark üzerinden hesaplanan harç miktarı ikmalen veya resen tarh edilerek hem alıcıdan ve hem de satıcıdan tahsil edilir. Ayrıca her iki tarafa da vergi ziyaı cezası vergi dairesi tarafından tebliğ edilir.

6.Taşınmazın kredi ile alınması halinde yine tapu harcı gerçek devir bedeli üzerinden ödenecektir. Devir bedelinin bir kısmı banka kredisi ile bir kısmı ise nakit ya da banka havalesi ile ödenmesi halinde bu şekilde ödenen tüm miktarların toplanması ve bu toplam üzerinden harç ödenmesi gerekir.

7.Müteahhitlerden alınan konut için eksik fatura tanzim edilmesi halinde ise durum nedir? Bu gibi durumlarda satın alınan konutlar için ödenecek toplam bedelden daha düşük bir bedelli fatura düzenlense dahi, tapu harcının gerçek satış bedeli üzerinden hesaplanarak ödenmesi gerekecektir.

8.Sene içerisinde sık sık konut alıp satanlar mutlak surette bu işi vergi dairesine bildirmek zorundadır. Mutad bir meslek olarak gayrimenkul alım-satımı işlerini yapanlar vergi dairesine gerçek usulde gelir vergisi mükellefiyetini tescil ettirmek zorundadır. Bu gibi kimseler, aylık KDV, muhtasar ve yıllık gelir vergisi beyannamesi vermesi zorundadırlar.

9.İcra dairelerinde yapılan , her türlü gayrimenkul satışları mesken satışları %1 oranında KDV ‘ye tabiidir. (konutun 150 metrekareyi geçmemesi zorunludur.)

10.Sene içerisinde ikiden çok gayrimenkul satışı yapılmamış ise; gerçek usulde gelir vergisi kaydı açtırılmasına lüzum yoktur. Alış-satış farkı üzerinden ertesi yıl arızi kazanç nedeniyle Mart ayı içerisinde yıllık gelir vergisi beyannamesi verilmesi yeterli olacaktır. Nazlı Gaye Alpaslan

https://www.hurses.com.tr/av-nazli-gaye-alpaslan/tapudaki-vergisel-islemler/haber-22415

T.C.

SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI

Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğü

Sayı : 96597630-204.03.01-E. 13136969

Tarih: 05/10/2018

Konu : 2018/26 Sayılı Genelgenin Bazı Maddelerinin İptal Edilmesi Hakkında

GENELGE

2018/35

2018/26 sayılı Genelgenin 10 uncu ve 41 inci maddeleri, anılan Genelge yayım tarihinden geçerli olmak üzere iptal edilmiştir. Buna göre, söz konusu maddelerde belirtilen hususlara yönelik olarak 2016/21 sayılı Genelgeaşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

1- Genelgenin “2.2.3.Meslek Hastalığı Dosyalarının Hazırlanması ve Gönderilmesi” başlıklı bölümünün ikinci paragrafının ilk cümlesinde yer alan “kurum müfettişi” ifadesi “kısa vadeli sigorta servisi personeli” olarak; ikinci cümlesinde yer alan “kurum müfettişleri” ifadesi, ” vadeli sigorta servisi personeli veya sosyal güvenlik denetmeni” olarak değiştirilmiş, ilk cümlede yer alan “yapılacak inceleme ve araştırma neticesinde” ifadesi ise metinden çıkarılmıştır.

Aynı başlığın ikinci paragrafının ilk cümlesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümle eklenmiştir.

” Ek-12 ile Ek-12-1 formlarının kısa vadeli sigorta servisi personeli tarafından

düzenlenememesi halinde, söz konusu formlar Sosyal Güvenlik Denetmenleri tarafından düzenlenecektir.”

2- Genelgenin “Ek-12, Ek-12-1 :Meslek Hastalığı Yapıcı İşyerlerinde Çalışma Sürelerini Gösterir Form” başlıklı bölümünde yer alan “Müfettişler tarafından doldurulacak ve üst yazı ekinde Kısa Vadeli Sigorta Servislerine gönderilecektir.” cümlesi metinden çıkarılmış ve imza alanında yer alan “Müfettiş/Müfettiş Yrd.” ifadesi “Merkez Müdürü/Merkez Müdür Yrd.” olarak değiştirilmiştir.

Aynı forma aşağıdaki cümle eklenmiştir.

“Formun sosyal güvenlik denetmeni tarafından düzenlenmesi halinde imza alanı, Denetmen/Denetmen Yrd. olarak değiştirilecek ve düzenlenen form, üst yazı ekinde kısa vadeli sigorta servislerine gönderilecektir.”

Bilgi edinilmesini ve gereğince işlem yapılmasını rica ederim.

Dr. Mehmet Selim BAĞLI

Kurum Başkanı

İş ilişkilerinden bahsederken her zaman işçi değil,işveren de ihbar süresine göre işçiden tazminat isteme hakkına sahiptir.

Özellikle kurumsal işletmelerde belki de ençok tartışılan noktalardan bir tanesi de ihbar süresi önellerinin işverenin zamansız istifalarda yada işten ayrılmalarda işçilerden istenebileceği durumlarla karşı karşıya kalırız.

Kanun koyucu işvereni de bu noktada korumuştur.

Özellikle işletmelerde yada işyerlerinde kilit görevlerde çalışanların aklına esince ben işi bırakıyor gitmemesi için konulmuş olan bir emniyet ventili görevini görür ihbar süreleri.

Örnek:

Bir işletme de aniden muhasebe müdürünün işi bırakması işletmeyi mali açıdan zor durumda bırakacağı gibi,işletmelere idari ve mali anlamlarda cezalarla karşı karşıya kalabilir,bunun içinde yerine yeni bir muhasebe müdürü alınıncaya kadar ihbar süreleri doğrultusunda çalışması istenir,çalışmaması halinde en azından İş Kanununda belirtilen süreler tutarında bir ihbar öneli bedelini ödemesi gerekir.

T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/11505 Karar No. 2018/4979 Tarihi: 12.03.2018

ÖZETİ:

Davacı işveren davalı işçinin istifa ettiği iddiasında bulunup, buna dayanak istifa dilekçesi sunmuştur. Dosyaya sunulan istifa dilekçesinde herhangi bir neden gösterilmemiş olup, aynı gün noter kanalı ile de istifa iradesi açıklanıp işverene bildirim yapıldığı görülmüştür. Her ne kadar davalı, savunmasında iş sözleşmesini haklı olarak fesh ettiğini ve istifa dilekçesinin baskı ile alındığını savunmuş ise de irade fesadına yönelik baskı iddiası usulünce kanıtlanamadığı gibi istifa dilekçesinde haklı bir neden de belirtilmemiştir. Öte yandan davalı işçinin eğitim düzeyi ve yaptığı iş dikkate alındığında istifanın sonuçlarını bilemeyeceği de söylenemez. Buna göre Mahkemece davalının soyut savunmasına itibar edilmeden istifaya değer verilerek ihbar tazminatına yönelik talebin kabul edilmesi gerekirken hatalı değerlendirmeyle talebin reddi bozmayı gerektirmiştir. VEDAT İLKİ This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

 

https://alitezel.com.tr/index.php?sid=yazi&id=9229

İşçi statüsünde çalışanlar, her bir yıllık hizmet karşılığı 30 günlük giydirilmiş brüt ücret üzerinden kıdem tazminatı alıyor. Tazminat, son ücret üzerinden hesaplanıyor. Ancak, ödenecek kıdem tazminatı, her yıl ocak ve temmuz ayında belirlenen tavanı aşamıyor. Örneğin 2018’in ilk yarısında 5 bin 1.75 (5.001,75) TL, ikinci yarısında 5 bin 434.42 TL kıdem tazminatı tavanı uygulandı. İş akdi 30 Haziran’da feshedilen yüksek ücretli işçi, 1 Temmuz’da feshedilen işçiye göre her yıl için 434 lira daha az tazminat aldı. Bu kişinin yirmi yıl hizmeti varsa toplam kaybı 8 bin 653 liraya ulaşıyor.

Türkiye bu yıl yeniden yüksek enflasyon yaşamaya başladı. Yüksek enflasyonun devam etmesi halinde 6’şar aylık dönemler arasındaki kıdem tazminatı tavanı farkı daha da artacak. Bu açıdan, iş akdi feshedilen işçinin hangi tarihteki tavan üzerinden kıdem tazminatı alacağı artık daha önemli hale geldi.

İHBAR SÜRESİNİN BİTİMİNDEKİ TAVAN GEÇERLİ


Genel kural, iş sözleşmesinin feshedildiği tarihte yürürlükte bulunan tavanın uygulanması yönünde. Bu noktada, iş akdi feshinin hangi tarihte gerçekleşmiş kabul edileceği önem taşıyor. 

İş akdinin feshinde, çalışma süresine bağlı olarak ihbar süresine uyulması zorunluluğu bulunuyor. İhbar, çalışma süresi 6 aydan az olan işçide 2 hafta; 6 aydan 1.5 yıla kadar olanlarda 4 hafta; 1.5 yıldan üç yıla kadar olanlarda 6 hafta, üç yıldan fazla olanlarda 8 hafta olarak uygulanıyor. Taraflar ihbar tazminatını ödeyip iş akdini derhal feshedebileceği gibi, para ödemeyip, sözleşmeyi, bildirim süresinin sonunda geçerli olmak üzere feshedebilir. 

Örneğin, iş akdini 30 Haziran tarihinde fesheden işveren, ihbar tazminatı ödememek için 2 ay ihbar süresi koymuşsa, iş akdi 30 Ağustos’ta feshedilmiş kabul ediliyor. Bu durumda kıdem tazminatının, yılın ilk yarısındaki değil ikinci yarısındaki tavan üzerinden hesaplanması gerekiyor. İşveren eğer ihbar tazminatı ödemeden iş akdini derhal feshederse, kıdem tazminatı, ihbar süresi içinde meydana gelecek tavan artışına göre hesaplanmalı. 

İŞÇİ RAPORLU İKEN İŞ AKDİ FESHEDİLİRSE

İşçi işveren arasındaki önemli anlaşmazlık konularından birisi de işçinin hastalığı durumunda işverenin işten atması. İşçi raporlu iken iş akdi feshedilirse, fesih, raporun bitim tarihinde gerçekleşmiş sayılıyor. Bu süre içinde kıdem tazminatı tavanı artarsa, işverenin yeni tavana göre tazminat ödemesi gerekiyor. Ancak, işçi, işverenin fesih kararını raporlu olduğu halde tebellüğ etmişse, bu durumda raporun bitim tarihi değil, tebellüğ tarihi esas alınıyor.

İŞE İADE DAVASINDA HANGİ TAVAN UYGULANIR?


İşe iade davasını kazanan işçi 10 gün içinde işverene işe başlamak istediğini yazılı olarak bildirmesine rağmen, işverence bir ay içinde işe başlatılmaması halinde, iş akdinin, işe başlatmama tarihinde feshedildiği kabul ediliyor. Kıdem tazminatı da bu tarihteki tavan üzerinden ödenmek zorunda.

MEVSİMLİK İŞÇİLERİN DURUMU

Başta turizm sektörü olmak üzere birçok sektörde mevsimlik işçi çalıştırılıyor. İki sezon üst üste 6’şar ay çalıştırılan mevsimlik işçi kıdem tazminatına hak kazanıyor. İşveren mevsimlik işçinin iş akdini sezonun sonunda, örneğin turizm sektöründeki işçi için eylül-ekim ayında sonlandırırsa o yılki tavan uygulanıyor. İşveren yazılı olarak mevsimlik işçinin iş akdini feshetmese bile bir sonraki sezon başlangıcı olan nisan-mayıs ayında işe başlatmazsa bu kez iş sözleşmesi işe çağrılmamak suretiyle feshedilmiş sayılıyor. Bu durumda, aşçı, şef garson gibi yüksek ücretli mevsimlik işçinin kıdem tazminatının yeni sezon başlangıcındaki tavan üzerinden ödenmesi gerekiyor.

https://www.haberturk.com/yuksek-tavandan-kidem-tazminati-icin-dikkat-2191990-ekonomi

Hakkımızda

 ö z d o ğ r u l a r, 18.08.1988 tarihinde kurularak, Mali Müşavirlik faaliyetine başlamıştır. 

Sektöründe en iyi olma duygusu ile personeline "Kalite" bilincini yerleştirmeyi, Kalite Yönetim Sistemini sürekli iyileştirmeyi, müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı, amaç edinerek, 2003 Yılında, alanında Türkiye' de ilk olarak ISO 9001: 2000 Belgesi almıştır.

 

Mali Takvim

Öne Çıkanlar

  • KDV İadelerinde Yeni Düzenlemeler KDV (Katma Değer Vergisi), Türkiye'de işletmelerin alışveriş yaptıkları mal ve…
  • E-Defterlerin Yüklenmeme - Yanlış Kayıt Riskleri (Mücbir Sebepler Hariç) 2025 Hesap Döneminden İtibaren Bilanço Esasına Tabi Mükellefler E Defter…
  • E-Fatura Yerine E-Arşiv/ Kağıt Fatura Düzenlenmiş Olması Hali * Fatura İçeriği Mal Teslimi/ Hizmet İfasının Yapılmadığı Anlamına Gelmez…
Top