Mehmet Özdoğru

Mehmet Özdoğru

Email: This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

ÖZET:

Özel nitelikli inşaatlarda SGK’dan ilişiksiz belgesi alınabilmesi için bina maliyetinin SGK tarafından ilan edilen işçilik oranına denk gelen kısmı kadar sigorta primine esas kazanç bildiriminde bulunmak gerekmektedir. SGK’ ya bildirilecek prime esas kazanç hesabına esas olan bina maliyetinin tespiti için gerekli olan 2024 yılına ait inşaat birim maliyetleri açıklandI.

Buna göre;

  • 2024 yılından önce başlayıp, 2024 yılı içinde bitirilmiş olan inşaatlarda bitirildiği yıldan önceki yıla ait yayımlanan son birim maliyet bedelinin esas alınacağından 12.08.2023 tarihli Resmi Gazetede Yayımlanan 2023/2 Yapı Yaklaşık Birim Maliyetleri Hakkındaki Tebliğdeki maliyet bedellerinin;
  • 2024 yılında  başlayıp,  2024  yılı  içinde  bitirilmiş  olan  inşaatın  maliyetinin

hesaplanmasında o yıl için tespit edilen birim maliyet bedeli esas alındığından 20.02.2024 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 2024 Yılı Yapı Yaklaşık Birim Maliyetleri Hakkında Tebliğde yer alan birim maliyet bedellerinin;

esas alınması gerekmektedir.

ÖZEL BİNA İNŞAATLARINDA ASGARİ İŞÇİLİK HESAPLANMASI:

Özel nitelikli inşaatlarda yapan gerçek veya tüzel kişilerden ilişiksizlik belgesi istenmektedir. İlişiksizlik belgesinin alınabilmesi için, özel nitelikli inşaatlarda inşaat maliyetinin belli bir yüzdesinin, işçilik olarak SGK’ya bildirilmesi gerekmektedir. Yapılan asgari işçilik hesaplanması sonucunda SGK’ya bildirilmesi gereken sigorta primine esas kazanç tutarı bildirilir ve karşılığı prim ödenirse SGK’nın ilgili birimince ilişiksizlik belgesi verilmektedir.

Asgari işçilik uygulaması; özel nitelikteki inşaat işlerinden, ihale konusu işlerden ve devamlı işyerlerinde yapılan işlerden dolayı işin yürütümü için gerekli olan en az sigortalı sayısına, sigorta primine esas kazanç tutarına ve çalışma süresine uygun olarak işverence SGK’ ya yeterli işçilik bildirilip bildirilmediğinin tespitine yönelik bir uygulamadır.

Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin “Özel Nitelikteki İnşaatlarda Araştırma ve Re’sen Yapılacak İşlemler” başlıklı 111. Maddesine göre; “Gerçek veya tüzel kişiler ile tüzel kişiliği haiz olmayan kurum ve kuruluşlar tarafından yapılan özel nitelikteki inşaat işyerleri hakkında ünitece yapılacak araştırma; inşaat maliyetine Kurumca yayımlanan tebliğ ile belirlenen asgari işçilik oranının %25 eksiği uygulanmak suretiyle yapılır.

Bina maliyeti, belediyeler, valilikler ve ruhsat vermeye yetkili diğer makamların vermiş olduğu inşaatın ruhsatnamesinde yazılı bulunan, ruhsatnamesi yoksa ünitece tespit edilecek yüzölçümü ile birim maliyet bedelinin çarpımı suretiyle bulunacak tutar üzerinden hesaplanır. Birim maliyet bedelleri, her yıl inşaatın sınıfı ve grubuna göre Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca tespit edilerek SGK tarafından özel nitelikteki inşaat işyerlerinin asgari işçilik uygulamasında kullanılmaktadır.

Yapılacak asgari işçilik hesaplamasında Resmî Gazetede yayımlanan birim maliyet bedelleri esas alınmaktadır.

20 Şubat 2024 tarihli Resmî Gazete’de 2024 Yılı Yapı Yaklaşık Birim Maliyetleri Hakkında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca ilgili Tebliği yayımlanmış ve ekte sunulmuştur.

Buna göre;

  • 2024 yılından önce başlayıp, 2024 yılı içinde bitirilmiş olan inşaatlarda bitirildiği yıldan önceki yıla ait yayımlanan son birim maliyet bedelinin esas alınacağından 12.08.2023 tarihli Resmi Gazetede Yayımlanan 2023/2 Yapı Yaklaşık Birim Maliyetleri Hakkındaki Tebliğdeki maliyet bedellerinin,
  • 2024 yılında  başlayıp,  2024  yılı  içinde  bitirilmiş  olan  inşaatın  maliyetinin

hesaplanmasında o yıl için tespit edilen birim maliyet bedeli esas alındığından 20.02.2024 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 2024 Yılı Yapı Yaklaşık Birim Maliyetleri Hakkında Tebliğde yer alan birim maliyet bedellerinin,

Esas alınması gerekmektedir.

 

TÜRMOB

Reel olmayan finansman maliyetleri nasıl tespit ediliyor?

Değerli okurlar, bugün enflasyon düzeltmesi ile ilgili teknik bir konuyu ele alacağım. Bu nedenle sizleri uyarıyorum, bu konuyla ilgilenmiyorsanız yazımı okumayın çünkü sıkıcı bulabilirsiniz. Ancak ben sizin yerinizde olsam sıkıcı da olsa yazıyı okumaya ve anlamaya çalışırım.

Enflasyon düzeltmesi kanunda, “mali tablonun ait olduğu tarihteki satın alma gücü cinsinden hesaplanması" şeklinde tanımlanmış bulunuyor.

Buna göre enflasyon düzeltmesi, paranın satın alma gücündeki değişmeler nedeniyle gerçek durumu ifade etmeyen mali tabloların, gerçek durumu ifade eder hale gelmesini sağlamak üzere yapılan bir düzeltme işlemidir.

Bu kapsamda bilançolarda yer alan parasal olmayan kıymetlerin kayıtlı değerleri 31/12/2023 tarihli değerlerini göstermediği için bunların değerlerini  31/12/2023 tarihli değerlerine getirmek gerekiyor.

Düzeltme işlemine prensip olarak Vergi Usul Kanunu'na göre belirlenen değerler esas alınıyor. Ancak enflasyon düzeltmesinin ruhuna uygun olarak stokların, satılan malın ve maddî duran varlıkların maliyet bedeline ve malî duran varlıkların alış bedeline dahil edilmiş bulunan reel olmayan finansman maliyetleri (ROFM) varsa, bunların düşülmesinden sonra bulunan tutarlar düzeltmeye tâbi tutuluyor.

Peki, reel olmayan finansman maliyetleri nasıl tespit ediliyor?

Mükellefler, reel olmayan finansman maliyetlerini iki yöntemden birini seçerek hesaplayabiliyorlar.

Birinci yöntem, “borç tutarının esas alınması” yöntemi. Bu yöntemde ROFM, borç tutarlarına borcun kullanıldığı döneme ait Yİ-ÜFE artış oranının uygulanması suretiyle bulunuyor. Yabancı para üzerinden borçlanmalarda borcun kullanıldığı döneme ait Yİ-ÜFE artış oranı, borcun alındığı tarihteki Türk lirası karşılıklarına uygulanıyor.

İkinci yöntem olan “toplam finansman maliyetinin esas alınması” yönteminde ise ROFM, toplam finansman maliyetlerine, ilgili döneme ait Yİ-ÜFE artış oranının aynı döneme ait ortalama ticari kredi faiz oranına bölünmesi sonucunda belirlenen oranlar uygulanmak suretiyle bulunan tutarların, maliyet veya alış bedelinden düşülmesi yoluyla hesaplanıyor.

Özetle bu yöntemlerle, mükelleflerin yapmış oldukları borçlanmalarda katlandıkları ve parasal olmayan varlıkların maliyet veya alış bedeline ekledikleri finansman giderlerinin içerisinde, borç tutarında ilgili dönemdeki enflasyon nedeniyle oluşan değer kaybının telafisine yönelik bir unsur da bulunduğundan (yani alınan borcun geri ödenmesinde borç verenin enflasyon nedeniyle uğrayacağı kayıp tutarı da finansman gideri içerisinde yer aldığından), maliyet veya alış bedeline eklenen finansman gideri içerisindeki anaparaya ait enflasyon kaybının ayrıştırılmasından sonra kalan kısmın (yani maliyete veya alış bedeline eklenmiş finansman giderinin sadece reel kısmının) enflasyon düzeltmesinde dikkate alınması sağlanıyor.

Peki, vergi mevzuatına göre amortismana tabi iktisadi kıymetin maliyet bedeline eklenmiş bulunan ROFM tutarları enflasyon düzeltmesi sırasında maliyet bedelinden düşüldüğü için, henüz itfa edilmemiş kısımları vergi matrahından nasıl indirilecek?

Öncelikle belirtelim; reel olmayan finansman maliyetlerinin enflasyon düzeltmesi kapsamında maliyet bedelinden düşülmesi ve bilançoda gösterilmemesi, bunların vergi matrahından indirilmesi olanağını ortadan kaldırmaz. Çünkü bu indirim mükelleflerin kanuni hakkıdır.

Ancak henüz itfa edilmemiş ROFM tutarları düzeltme sonrasında kayıtlarda (ve dolayısıyla bilançoda) yer almadığı için, tabii ki, kalan itfa süresinde ve beyanname üzerinde “diğer indirim” olarak vergi matrahından indirim konusu yapılacaktır.

Tebliğde, amortisman süresi 2023 sonu itibariyle bitmemiş olan kıymetlere ilişkin maliyet veya alış bedelinden düşülen ROFM’dan henüz amortisman ayrılmamış tutarların, 2023 hesap dönemi sonuna ait bilançoya ait düzeltme ile sınırlı olmak üzere, 2024 ve sonraki hesap dönemlerinde beş yılda ve eşit taksitler halinde dönem kazancından gider olarak indirilebileceği kabul ediliyor.

Tebliğde sonra bu indirimin, söz konusu ROFM tutarları bilançoda gözükmeyeceği için, ilgili yıla ilişkin itfa edilecek kısımlarının beyanname üzerinde “indirim” olarak dikkate alınmak suretiyle yapılacağı belirtiliyor.

Bu düzenlemeyi nasıl okumak gerekir?

Tabii ki bu düzenlemeyi sadece kalan itfa süresi beş yıldan uzun amortismana tabi iktisadi kıymetlerle sınırlı bir düzenleme olarak kabul etmek gerekir.

Çünkü, 31/12/2023 itibariyle itfa süresi beş yıldan kısa olan amortismana tabi iktisadi kıymetlerde henüz itfa edilmemiş ROFM tutarlarını kalan itfa süresi içinde beyannamede indirim yoluyla vergi matrahından indirmek zaten mümkündür. Bunu engelleyen herhangi bir yasal düzenleme bulunmamaktadır.

2003 yılı enflasyon düzeltmesine ilişkin özel hüküm niteliğindeki Vergi Usul Kanununun (VUK) geçici 25 inci maddesinde yer alan ve amortisman süresi bitmemiş olan kıymetlere ilişkin maliyet veya alış bedelinden düşülen reel olmayan finansman maliyetinden amortisman ayrılmamış tutarların, beş yılda ve beş eşit taksitte dönem kazancının tespitinde gider (beyanname üzerinde diğer indirim) olarak dikkate alınabileceği yönünde, aşağıdaki hükme benzer bir hüküm, 2023 düzeltmesine ilişkin VUK’nun geçici 33 ve mükerrer 298/A maddesinde mevcut değildir:

c) Maddî duran varlıklar, malî duran varlıklar ve özel tükenmeye tâbi varlıklar ile stokların maliyet veya alış bedelleri içinde yer alan ve tevsik edilebilen reel olmayan finansman maliyeti, ilgili varlığın maliyet veya alış bedelinden düşülür. Mükelleflerin reel olmayan finansman maliyetini tevsik edememeleri halinde:

1) Son beş hesap dönemi içinde aktife giren kıymetlerin maliyet bedeline dahil edilen finansman giderlerinin reel olmayan kısımları; toplam finansman maliyetlerine, ilgili döneme ait TEFE artış oranının dönem ortalama ticarî kredi faiz oranına bölünmesi sonucunda belirlenen oranlar uygulanmak suretiyle bulunan tutar, maliyet ve alış bedelinden düşülür.

2) Söz konusu beş hesap döneminden önce aktife giren kıymetlerin maliyet bedeline dahil edilen finansman giderleri maliyet veya alış bedellerinden düşülmez.

3) (5228 sayılı Kanunun 11'inci maddesiyle eklenen bent) Reel olmayan finansman maliyetinin tevsik edilebilir olması halinde de (1) numaralı alt bentte belirtilen yöntem kullanılabilir. Amortisman süresi bitmemiş olan kıymetlere ilişkin maliyet veya alış bedelinden düşülen reel olmayan finansman maliyetinden amortisman ayrılmamış tutar, 2004 ve sonraki dönemlerde, beş yılda ve eşit taksitte dönem kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınır.”

2023 için böyle bir kanuni düzenleme bulunmadığına göre, mükellefler tevsik etmek kaydıyla 31/12/2023 itibariyle itfa süresi beş yıldan kısa olan amortismana tabi iktisadi kıymetler için henüz itfa edilmemiş ROFM tutarlarını beyannamede beş yıldan kısa sürede (yani kalan itfa süresinde) indirim yoluyla vergi matrahından indirebilirler.

Maliye, 2023 düzeltmesine ilişkin geçici 33’üncü maddede VUK’nun 2003 düzeltmesine ilişkin geçici 25’inci maddesindeki gibi bir hüküm bulunmadığı halde, geçici 33’üncü maddede yer alan usul ve esasları belirleme yetkisine istinaden itfa süresi beş yıldan az bir süre kalan iktisadi kıymetler için de geçerli olacak böyle bir düzenleme yapmışsa, hatalı davranmış demektir. Çünkü bu yaklaşım kanuna aykırıdır.

Mükelleflere önerim; tebliğ ile itfa süresi beş yıldan az bir süre kalmış amortismana tabi iktisadi kıymetler yönünden herhangi bir ayırım yapılmaksızın henüz amortisman ayrılmamış ROFM tutarlarının, 2024 yılından itibaren beş yılda ve beş eşit taksitte matrahtan indirim konusu yapılacağına dair düzenleme yapılmış olduğundan, riske girmek istemiyorlarsa, ihtirazî kayıtla beyanda bulunmaları ve dava yoluyla haklarını aramaları yönündedir. Erdoğan Sağlam

https://t24.com.tr/yazarlar/erdogan-saglam/reel-olmayan-finansman-giderlerinin-henuz-itfa-edilmemis-kismi-itfa-suresi-bes-yildan-az-kalmissa-nasil-vergi-matrahindan-indirilecek,43648

 

Dahilde İşleme İzin Belgesiİhraç ürünlerimize dünya piyasalarında rekabet gücü kazandırmak ve ihraç ürünlerimizi çeşitlendirmek amacıyla, dünya piyasa fiyatlarından gümrük muafiyetli olarak, Ticaret politikası önlemlerine tabi olmaksızın, ihraç ürünün üretimi için gerekli olan ve fiyat ve/veya kalite bakımından yurt içi piyasalardan temin edilemeyen, hammadde, yardımcı madde ve ambalaj malzemeleri ithalatına imkan veren ekonomik etkili bir gümrük rejimidir.

Burada en önemli sorun DİİB belgesiyle KDV’siz alınan hammaddeler ile üretilen ürünlerin yurt içinde KDV’li olarak satılıp satılmayacağı ile KDV’li şekilde satılması durumunda bu malları ihraç edenlerin KDV iadesi alıp alamayacağı hususu oldukça  karmaşık bir hal almıştır. Konuyu ayrıntılı şekilde irdeleyip sonucu maddeler halinde sıralayacağız.

KDV Genel Uygulama Tebliğinin (II/A-9.1.) ayrımında; 3065 sayılı Kanunun geçici 17 nci maddesi ile dahilde işleme rejimi kapsamında ihraç edilecek malların üretiminde kullanılacak maddelerin tesliminde bölgeler, sektörler veya mal grupları itibarıyla 3065 sayılı Kanunun (11/1-c) maddesi hükmüne göre işlem yaptırma konusunda Bakanlar Kuruluna yetki verilmiştir.

Söz konusu yetkiye dayanılarak yayımlanan 16/4/2001 tarih ve 2001/2325 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla dahilde işleme izin belgesi kapsamında ihraç edilecek ürünlerin imalinde kullanılacak maddelerin dahilde işleme izin belgesine sahip mükelleflere tesliminde sektörel ayrım yapılmaksızın 3065 sayılı Kanunun (11/1-c) maddesinde düzenlenen tecil-terkin kapsamında işlem yapılabileceği karara bağlanmıştır.

Bu maddenin uygulanmasında ihracat süresi olarak anılan bentteki süre yerine bu rejimlerle öngörülen süreler esas alınır. İhracatın şartlara uygun olarak gerçekleştirilmemesi halinde zamanında alınmayan vergi, vergi ziyaı cezası uygulanarak gecikme faizi ile birlikte alıcıdan tahsil edileceği hüküm altına alınmıştır.

7 Seri No.lu KDV Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğin 11 inci maddesi ile KDV Genel Uygulama Tebliğinin (IV/A-1.5.) bölümünün birinci paragrafı “DİİB sahibi mükellef tarafından bu belge kapsamında üretilen mallar, belge sahibi tarafından doğrudan ihraç edilebilir ya da 3065 sayılı Kanunun (11/1-c) veya geçici 17 nci maddeleri kapsamında ihraç kaydıyla teslim edilebilir. Dolayısıyla DİİB sahibi mükellefin belge kapsamında yurtiçi ve yurtdışından KDV ödemeksizin temin ettiği malları kullanarak ürettiği malların, DİİB sahibi mükellef tarafından KDV hesaplanarak (3065 sayılı Kanunun (11/1-c) ve geçici 17 nci maddeleri kapsamındaki ihraç kaydıyla yapılan teslimler nedeniyle hesaplanan KDV hariç) teslimi mümkün değildir. Buna rağmen, DİİB kapsamında üretilen malların KDV hesaplanarak (3065 sayılı Kanunun (11/1-c) ve geçici 17 nci maddeleri kapsamındaki ihraç kaydıyla yapılan teslimler nedeniyle hesaplanan KDV hariç) teslim edilmesi halinde, ihracatçılara bu teslimler nedeniyle yüklenilen KDV’nin iadesi yapılamaz.” şeklinde değiştirilmiştir.

8 Seri No.lu KDV Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğin 1 inci maddesi ile, KDV Genel Uygulama Tebliğinin (IV/A-1.5.) bölümünün; birinci paragrafının son cümlesindeki “ihracatçılara” ibaresinden sonra gelmek üzere “(dış ticaret sermaye şirketleri ile sektörel dış ticaret şirketleri hariç)” ibaresi, ikinci paragrafının sonuna “Dış ticaret sermaye şirketleri ile sektörel dış ticaret şirketlerine yapılan ihraç kaydıyla teslimlerde bu sınır uygulanmaz.” cümlesi eklenmiştir.

11 Seri No.lu KDV Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ ile de 7 ve 8 Seri No.lu KDV Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğler ile yapılan söz konusu düzenlemelerden vazgeçilmiştir.

KDV Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair 11 No.lu Tebliğin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla DİİB sahibi mükelleflerden KDV ödeyerek satın alınan malların ihracında yüklenilen KDV’nin iadesi yapılabilecektir.

Dahilde işleme izin belgesi kapsamında ihraç edilecek ürünlerin imalinde kullanılacak maddelerin DİİB sahibi mükelleflere tesliminde, 3065 sayılı Kanunun 11/1-c maddesinde düzenlenen tecil-terkin kapsamında işlem yapılabilecektir.

Diğer taraftan, DİİB sahibi mükelleflerin belge kapsamında ürettikleri malları, ihraç etmesi ve KDV Kanununun geçici 17 nci maddesi ile 11/1-c maddesi kapsamında tecil-terkin uygulayarak teslimi esas olarak benimsenmiş olduğundan, DİİB sahibinin yurt içinden KDV ödenmeksizin satın aldığı girdileri kullanarak ürettiği ürünlerin, KDV tahsil edilerek satışında zamanında alınmayan verginin (DİİB sahibi) mükelleften aranacaktır.

DİİB belgesiyle KDV’siz alınan hammaddeler ile üretilen ürünlerin nasıl teslim edeceği ile yurt içinde KDV’li olarak satılıp satılmayacağı ile KDV’li şekilde satılması durumunda bu malları ihraç edenlerin KDV iadesini alıp alamayacağı hususlarını maddeler halinde sıralayalım.

 DİİB sahibi mükellefler belge kapsamında ürettikleri malları ihraç edebilir.

-DİİB sahibi mükellefler belge kapsamında ürettikleri malları 11/1-c maddesi kapsamında tecil-terkin uygulayarak teslim edebilir.

– Dahilde işleme izin belgesi (DİİB) sahibi mükelleflerin, 3065 sayılı Kanunun geçici 17 nci maddesi kapsamında temin ettiği malları kullanarak ürettiği malların DİİB sahibi alıcılara 3065 sayılı Kanunun geçici 17 nci maddesi kapsamında teslimi mümkündür. 1 No.lu KDV beyannamesinde “702-Geçici 17. Madde” koduyla  beyan edilir. DİİB YMM Raporunun arandığı durum burası. (DİİB sahibi mükellefin, başka DİİB sahibi mükellefe satışı)

– DİİB sahibi mükelleflerin belge kapsamında ürettikleri malları yurt içine KDV’li satabilir. Ancak, bu malları ihraç eden ihracatçının iadesi ise, DİİB sahibi mükellefe yapılacak olan tarhiyatların kesinleşmesinden sonra yapılır. (Dolaylı yoldanDİİB sahibi mükelleflerin belge kapsamında ürettikleri malları yurt içine KDV’li satamaz diyoruzÇünkü, ihracatçıların iade alabilmesi için DİİB sahibi mükelleflere zamanında alınmayan KDV’nin tarhiyatının kesinleşmesi gerekiyor.)

-KDV Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair 11 No.lu Tebliğin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla DİİB sahibi mükelleflerden KDV ödeyerek satın alınan malların ihracında yüklenilen KDV’nin iadesinin yapılabilmesinin koşulu, DİİB sahibi mükelleflere yapılan tarhiyatların kesinleşmesi ile mümkün hale gelmiştir.

Adem ERDEM
Vergi Dairesi Müdürü
This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

https://www.alomaliye.com/2024/02/20/dahilde-isleme-izin-belgesi-diib-ile-yurt-icine-kdvli-satis/

Kaynakça

1– 3065 sayılı KDV  Kanunu

2- KDV Genel Uygulama Tebliği

3- 7 Seri No.lu KDV Tebliğ

4- 8 Seri No.lu KDV Tebliğ

5- 11 Seri No.lu KDV Tebliğ

6- Gelir İdaresi Başkanlığınca yayımlanan özelgeler

2023 takvim yılı gelirlerinin beyanına yönelik olarak mükelleflerimizin yıllık gelir vergisi beyannamesini verirken yararlanmaları amacıyla hazırlanan Gayrimenkullerin 5 Yıl İçinde Elden Çıkarılmasında Gelir Vergisi Beyanı Broşürü ve İnfografik yayınlandı.

Gayrimenkullerin 5 Yıl İçinde Elden Çıkarılmasında Gelir Vergisi Beyanı Broşürü için tıklayınız
Gayrimenkullerin 5 Yıl İçinde Elden Çıkarılması İnfografik için tıklayınız

Kaynak: GİB

2023 yılı hesap dönemine ait bilançonun düzeltilmesi sonucu oluşan geçmiş yıl kârının vergilendirilmesi huşunda açıklayıcı bilgi ve bir örnek verilerek kar dağıtımı hesaplanmıştır.

·       2023 yılı hesap dönemine ait bilançonun düzeltilmesi sonucu oluşan geçmiş yıl kârının herhangi bir suretle başka bir hesaba nakledilmesi veya işletmeden çekilmesi durumunda, nakledilen veya çekilen tutar bu işlemlerin yapıldığı dönemlerin kazancı ile ilişkilendirilmeksizin bu dönemde gelir veya kurumlar vergisine tabi tutulacaktır.

·       Ayrıca işletmeden çekilen değerler, elde edenlerin hukuki statüsüne göre kâr payı stopajına tabi tutulacak ve kâr paylarının vergilendirilmesine ilişkin hükümler doğrultusunda vergilendirilecektir.

·       2023 yılı hesap dönemine ait bilançonun düzeltilmesi sonucu oluşan geçmiş yıl kârının kurumlar vergisi mükelleflerince sermayeye ilave edilmesi mümkün olup, bu işlem kâr dağıtımı sayılmayacaktır.

·       2023 yılı hesap dönemine ait bilançonun düzeltilmesi sonucu oluşan 2023 yılı geçmiş yıllar kârları hesabında takip edilen;

Düzeltme öncesi geçmiş yıl ve cari dönem ticari kârının, 01.01.2024 tarihinden sonra kâr dağıtımına konu edilmesi durumunda, dağıtılan tutar gelir ve kurumlar vergisine tabi tutulmayacak, elde edenlerin hukuki statüsüne göre kâr payı stopajına tabi tutulacak ve kâr paylarının vergilendirilmesine ilişkin hükümler doğrultusunda vergilendirilecektir.

Bu durum karşısında en doğru yol; Enflasyon öncesi karların dağıtılması ve Enflasyon sonucu oluşan net enflasyon karının sermayeye eklenmesidir.

Net enflasyondan oluşan karı= Enflasyon uygulaması sonunda oluşan geçmiş yıl karı(-) Enflasyon uygulaması tarihinden önce ki geçmiş yıl karları

ALKAN A.Ş.   20.ŞUBAT 2024 GÜNÜ GEÇMİŞ YIL KARLARININ DAĞITILMASINA KARAR VERMİŞTİR.

ALKAN A.Ş. NİN 2024 YILI GEÇMİŞ YIL KARLARINDAN KAR DAĞITIM TABLOSU

KURUMLAR V.MATRAHI (2023) = 7.288.826,90

VERGİ KESİNTİLERİ (Kurumlar Vergisi %25) = 1.981.953,37

2023 YILI NET KAR = 5.306.873,53

ÖDENMİŞ SERMAYE = 1.150.000,00

1.TERTİP YEDEK AKÇE ÜST SINIRI = 230.000,00

(Ödenmiş Sermayenin %20'si)

Ayrılmış Olan 1.Tertip Yedek Akçe = 230.000,00

AYRILABİLİR YEDEK AKÇE TUTARI = 0,00

EFLASYON ÖNCESİ DAĞITILABİLİR KAR = 5.960.577,98

2023 YILI NET KARI = 5.306.873,53

2022 YILI NET KARI= 586.658,98

2021 YILI NET KARI= 67.045,47

EFLASYON FARKINDAN DOĞAN GEÇMİŞ YIL KARI

7.309.304,96(-)5.960.577,98= 1.348.726,98

2023 yılı enflasyon düzeltmesinden kaynaklanan geçmiş yıl kârı = 7.309.304,96

EFLASYON ÖNCESİ DAĞITILABİLİR KAR = (-)5.960.577,98

1.348.726,98 LİRA KARIN DAĞITILMASI İCİN  VERGİLENDİRİLMESİ

KURUMLAR VERGİSİ MATRAHI = 1.348.726,98

VERGİ ORANI :% 25 = 337.181,75

EFLASYONDAN OLUŞAN DAĞITILABİLECEK GEÇMİŞ YIL KARI= 1.011.545,23

2024 YILI DA DAĞITILABİLİR GEÇMİŞ YIL KARLARI = 6.972.123,21

EFLASYON ÖNCESİ DAĞITILABİLİR GEÇMİŞ YIL KARI = 5.960.577,98

EFLASYON FARKINDAN OLUŞAN DAĞITABİLİR GEÇMİŞ YIL KARI = 1.011.545,23

1.TEMETTÜ (Pay Sahiplerine İlk Kar Payı) = 57.500,00

(Ödenmiş Sermayenin %5'i Kadar) = 57.500,00

BAKİYE DAĞITILABİLİR KAR

(Net Kar-(1.Tertip Yedek Akçe+1.Temettü)

6.972.123,21(-) 0.00 + 57.500,00 = 6.914.623,21

2.TEMETTÜ (Pay Sahiplerine Bakiye Dağıtılacak Kar Payı) = 6.286.021,10

(Bakiye Dağıtılabilir kar*100/110) = 6.914.623,21*100/110= 6.286.021,10

2.TERTİP YEDEK AKÇE MATRAHI = 6.286.021,10

2. TERTİP YEDEK AKÇE TUTARI = 628.602,11

(2.Temettünün %10'u)

KURUM STOPAJ MATRAHI (1.Temettüler + 2.Temettü)

57.500,00+6.286.021,10 = 6.343.521,10

Gelir Stopaj  %15 = 951.528,17

DAĞITILACAK NET KAR PAYI (1.Temettüler+2.Temettü-Kurum Stopaj Karşılığı)

57.500,00+6.286.021,10 (-) 951.528,17 = 5.391.992,93

YMM/BD HASAN SANCAK

Kaynakça: Enflasyon uygulaması ile ilgili VUK genel tebliği

Yaşlılık aylığı için yaş şartını sağlayamayan ama sigortalılık süresi ve prim gün sayısı şartlarını yerine getirmiş olan çalışanların işten ayrılmaları halinde kıdem tazminatı alabilmeleri mümkündür.

Son iş yerinde en az 1 yıl çalışması bulunan çalışanlardan;

İlk sigortalılığı 08.09.1999 tarihinden önce olan çalışanlar için 15 yıl sigortalılık şartı ve 3600 prim gün ödemiş olması,

İlk sigortalılığı 08.09.1999 – 30.04.2008 tarihleri arasında olan çalışanlar için, sigortalılık süresi göz önünde bulundurulmaksızın 7000 prim ödeme gün sayısı veya 4500 prim günü ve 25 yıl sigortalılık süresini tamamlamış olması,

İlk sigortalılığı 30.04.2008 – 31.12.2008 tarihleri arasında olan çalışanlar için 4600 prim günü olması,

İlk sigortalılığı 2009 yılında olanlar için 4700 prim günü olması, (her yıl için 100 gün ilave)

İlk sigortalılığı 2010 yılında olanlar için 4800 prim günü olması,

İlk sigortalılığı 2011 yılında olanlar için 4900 prim günü olması,

İlk sigortalılığı 2012 yılında olanlar için 5000 prim günü olması,

İlk sigortalılığı 2013 yılında olanlar için 5100 prim günü olması,

İlk sigortalılığı 2014 yılında olanlar için 5200 prim günü olması,

İlk sigortalılığı 2015 yılında olanlar için 5300 prim günü olması,

İlk sigortalılığı 01.01.2016 tarihinden sonra olan çalışanlar için 5400 prim günü olması,

Şartlarını sağlayanlar, SGK’dan kıdem tazminatına esas yazı alarak işten ayrılabilecektir.  

ÖZGÜR DEMİR

Gelir İdaresi Başkanlığınca yayınlanan 20/02/2024 tarihli ve 165 Sayılı Vergi Usul Kanunu Sirküleri ile enflasyon düzeltmesine yönelik bazı hususlara ilişkin açıklamalara ve ortalama ticari kredi faiz oranlarına yer verilmiştir.

Sirkülerde öne çıkan bazı hususlar özetle aşağıdaki gibidir.

2023 Hesap Dönemi Sonuna Ait Bilançonun Düzeltilmesi

Sirkülerde, 2023 hesap dönemi sonuna ait bilançonun düzeltilmesi,  enflasyon düzeltmesi neticesinde kar oluşan bir şirket örneği ile 5 adımda anlatılmıştır.

Reel Olmayan Finansman Maliyeti (ROFM)

Sirkülerde, düzeltmeye esas tutarın hesaplanmasında ROFM ayrıştırması yapılacak parasal olmayan kıymetlerin; stoklar, maddi duran varlıklar, mali duran varlıklar ve özel tükenmeye tabi varlıklar olduğu belirtilmiştir.

Bu bölümde ayrıca, finansal kiralamadan kaynaklananlar dâhil ”Haklar” hesabında takip edilen maddi olmayan duran varlıklar için ROFM ayrıştırması yapılmayacağı vurgulanmıştır.

Yine bu bölümde;

  • Aynı hesap dönemi içinde, borç geri ödemesinin (kapamanın) tek seferde yapıldığı bir krediye ait ROFM hesaplamasına,
  • Aynı hesap dönemi içinde, borç geri ödemesinin (kapamanın) birden fazla ayda yapılması durumunda ROFM hesaplamasına,
  • Borç geri ödemesinin (kapamanın) birden fazla yılda, her yıl tek ve eşit taksit olarak yapılması durumunda ROFM hesaplamasına,
  • Finansman giderinin ilk yıl maliyete intikal ettirilmiş, sonraki yıllarda ise gider olarak dikkate alınmış olması halinde ROFM hesaplamasına,
  • Birden fazla hesap dönemine yayılan ve finansman gideri her hesap döneminde maliyete atılan borçlanmalarda ROFM hesaplamasına,
  • Toplam finansman maliyetinin esas alınması yönteminde ROFM Hesaplamasına,
  • ROFM’den amortisman ayrılmamış tutarın hesaplanmasına

ilişkin örnekler verilmiştir.

Sermayenin Düzeltilmesi

Sirkülerde, sermayenin düzeltilmesi konusu verilen örneklerde; sermayenin enflasyon düzeltmesine tabi tutulması neticesinde hesaplanan enflasyon düzeltmesi farkı ve kayıtlara intikali, düzeltilmiş sermayenin birinci geçici vergi dönemi sonuna taşınması, taşınmış bilançoda ödenmiş sermaye hesabının gösterilmesi çerçevesinde açıklanmıştır.

Ayrıca bu bölümde;

  • Sermaye hesabı içerisinde sermayeye eklenmiş geçmiş yıllar kârları, sermaye ve kâr yedekleri ile fonların bulunması durumunda, yapılan sermaye azaltımının hangi kalemlerden yapıldığının tespitinde, Kurumlar Vergisi Kanununun “Sermaye azaltımında vergileme” başlıklı 32/B maddesi hükmünün dikkate alınması gerektiği,
  • 6102 sayılı Kanunun 376 ncı maddesi kapsamı dışında kalan ve sermaye avansı olarak sermaye yedekleri hesabında takip edilen tutarların parasal kıymet olarak kabul edilmesi ve düzeltmeye tabi tutulmamasının uygun bulunduğu

belirtilmiştir.

Stokların Düzeltilmesi

Bilindiği üzere, stokların düzeltilmesinde gerçek yöntem veya toplulaştırılmış yöntemler [basit ortalama yöntemi ve stok devir hızı yöntemi (2024 hesap dönemi ve sonraki dönemlerde “hareketli ağırlıklı ortalama yöntemi”)] tercih edilebilmektedir.

Sirkülerde;

  • Stokların düzeltilmesinde, alt ayrımlar itibariyle farklı yöntemlerin tercih edilebileceği,
  • 2024 yılında, 31.12.2023 tarihli bilanço düzeltmesinde tercih edilen düzeltme yönteminin bir önemi olmaksızın, istenilen stok düzeltme yönteminin bağımsız bir şekilde kullanabileceği; ancak 2024 hesap dönemi ilk geçici vergi dönemi itibarıyla yapılan toplulaştırılmış yöntem tercihinin sonraki 3 hesap dönemi boyunca değiştirilemeyeceği,
  • 2024 hesap dönemi ilk geçici vergi dönemi itibarıyla yapılan gerçek yöntem tercihinin sonraki hesap döneminde değiştirilebileceği

açıklanmıştır.  

Aynı sirkülerde, konuya ilişkin aşağıdaki örneğe yer verilmiştir:

Örneğin, hesap dönemi takvim yılı olan (J) A.Ş. beyaz eşya, telefon ve bisiklet ticareti yapmaktadır. Mükellef 31/12/2023 tarihli stoklarını düzeltme işlemlerine tabi tutarken beyaz eşya için toplulaştırılmış yöntemi seçebilecek, telefon ve bisiklet için ise gerçek yöntemi kullanabilecektir.

Ayrıca söz konusu dönemde mükellef beyaz eşya ile ilgili toplulaştırılmış yöntemleri kullanırken buzdolabını basit ortalama yöntemine, çamaşır makinesini stok devir hızı yöntemine göre düzeltmeye tabi tutabilecektir.

(J) A.Ş. 2024 yılında ise, 2023 yılında hangi stok düzeltme yöntemini kullandığının bir önemi olmaksızın istediği stok düzeltme yöntemini bağımsız bir şekilde kullanabilecek olup, 2024 yılında, beyaz eşya ve telefon için gerçek yöntemi, bisiklet için toplulaştırılmış yöntemi tercih edebilecektir. Bu kapsamda, 2024 yılında bisiklet ile ilgili toplulaştırılmış yöntemi kullanırken, bu mal grubunun alt ayrımı olan elektrikli bisiklet için basit ortalama yöntemini, diğer bisiklet grupları için hareketli ağırlıklı ortalama yöntemini tercih edebilecek olmakla birlikte, yaptığı tercihten izleyen geçici vergi dönemleri ile içinde bulunulan hesap dönemi dâhil, üçüncü hesap döneminin sonuna kadar (bu dönem dâhil) dönemeyecektir.”

Öte yandan, mükelleflerce 2024 hesap döneminin ilk geçici vergi dönemi itibarıyla gerçek yöntemin tercih edilmesi halinde (izleyen geçici vergi dönemleri dâhil) içinde bulunulan hesap dönemi sonunda ilgili stok grubu için bu tercihten vazgeçilemeyecek, ancak 2025 hesap döneminden itibaren bu tercih değiştirilebilecektir. Bu durumda 2025 hesap döneminde stok grubu için toplulaştırılmış yöntemi tercih eden mükellef yine izleyen geçici vergi dönemleri ile içinde bulunulan hesap dönemi dâhil, üçüncü hesap döneminin sonuna kadar (bu dönem dâhil) bu yöntemden dönemeyecektir.

Ayrıca sirkülerde, yarı mamul ve mamulün düzeltilmesinde düzeltmeye esas tarih olarak, bunların üretilerek aktife kaydedildikleri tarihler değil bu mamullerin maliyetine dâhil edilen ilk madde malzeme, işçilik, genel üretim giderleri gibi unsurların deftere kayıt tarihlerinin esas alınacağı belirtilmiştir.

Yapılmakta Olan Yatırımlar Hesabının Düzeltilmesi

Sirkülerde, yapılmakta olan yatırımlar hesabının düzeltilmesi; 31/12/2023 tarihi itibarıyla devam eden yatırımlara ilişkin düzeltme işlemleri ve ilgili aktif hesabına 1/1/2024 tarihinden önce aktarılmış bulunan yatırımlara ilişkin düzeltme işlemleri olmak üzere iki durumda açıklanmaktadır.

Bilindiği üzere, 555 Sıra No.lu VUK Tebliğinde;

  • 2023 hesap dönemi sonu itibarıyla bilançoda yer almayan, ilgili aktif hesabına bilanço tarihinden önce aktarılmış bulunan ve yapılmakta olan yatırımlar hesabından gelmiş olan değerlerin düzeltmeye esas tarihi olarak, söz konusu değerlerin aktifleştirme tarihlerinin değil, yapılmakta olan yatırımlar hesabının kullanıldığı tarihlerin alınması gerektiği,
  • Buna göre söz konusu değerlerin düzeltilmesi iki aşamada gerçekleştirileceği; öncelikle her bir aya ilişkin yatırım harcamasının, harcamanın gerçekleştiği ay sonu itibarıyla aktifleştirme tarihine kadar, sonra da aktifleştirilen bedel kül halinde aktifleştirme tarihinden 2023 hesap dönemi sonuna kadar düzeltileceği

açıklanmıştır.

Sirkülerde, anılan Tebliğ açıklamalarına uygun olarak, aşağıdaki Örnek 15’e yer verilmiştir.

"Örnek 15: Hesap dönemi takvim yılı olan (L) Ltd. Şti.’nin 2023 hesap dönemi sonuna ait bilançosunda yer alan fabrika binası, mükellef tarafından 17/11/2022 tarihi itibarıyla yapımı bitirilerek aynı tarih itibarıyla aktifleştirilmiştir.

Söz konusu binaya ilişkin düzeltme işlemleri iki aşamada gerçekleştirilecektir.

  1. Aşama

Her bir aya ilişkin yatırım harcaması, harcamanın gerçekleştiği ay sonu itibarıyla binanın aktifleştirme tarihine kadar düzeltilecek olup, bina yatırımı için yapılan kesinleşmiş harcamalara ait tutarlar, harcamaların ilgili olduğu aylar ve düzeltilmesi aşağıdaki gibidir.

Yıl

Ay

Harcama Tutarı (TL) (A)

Harcama Tarihindeki Yİ-ÜFE (B)

Binanın Aktifleştirilme Ayına ait Yİ- ÜFE[1] (C)

Düzeltme Katsayısı (D) = (C / B)

Düzeltilmiş Değer (TL) (A x D)

2021

Ocak

100.000,00

583,38

2.026,08

3,473

347.300,00

2021

Şubat

200.000,00

590,52

2.026,08

3,43101

686.202,00

2021

Nisan

110.000,00

641,63

2.026,08

3,15771

347.348,10

2022

Mayıs

15.000,00

1.548,01

2.026,08

1,30883

19.632,45

2022

Haziran

5.000,00

1.652,75

2.026,08

1,22588

6.129,40

2022

Temmuz

500.000,00

1.738,21

2.026,08

1,16561

582.805,00

2022

Ağustos

22.000,00

1.780,05

2.026,08

1,13822

25.040,84

TOPLAM

952.000,00

 

 

 

2.014.457,79

Enflasyon Düzeltme Farkı (Yap. Ol. Yat.) = 2.014.457,79 - 952.000,00 = 1.062.457,79 TL.

  1. Aşama

Binanın 17/11/2022 tarihinde aktifleştirilen bedeli kül halinde aktifleştirme tarihinden 2023 hesap dönemi sonuna kadar düzeltilecektir.

Yıl

Ay

Yİ-ÜFE

2022

Kasım

2.026,08

2023

Aralık

2.915,02

Düzeltme Katsayısı = 2.915,02 / 2.026,08 = 1,43875

Düzeltmeye Esas Tutar = 952.000,00 + 1.062.457,79 = 2.014.457,79 TL.

Düzeltilmiş Tutar = 2.014.457,79 x 1,43875 = 2.898.301,15 TL.

Enflasyon Düzeltme Farkı (Bina) = 2.898.301,15 - 2.014.457,79 = 883.843,36 TL.

Toplam Enflasyon Düzeltme Farkı = 1.062.457,79 + 883.843,36 = 1.946.301,15 TL.

Buna göre söz konusu hesabın düzeltilmesi sonucu muhasebe kaydı şu şekilde olacaktır.

252 Binalar

 

1.946.301,15

 

... Binalar E D Farkı

698 Enflasyon Düzeltme Hesabı

 

1.946.301,15

Ar-Ge Harcamalarının Enflasyon Düzeltmesine Tabi Tutulması

Sirkülerde, Ar-Ge harcamaları enflasyon düzeltmesine tabi tutulurken, her bir aya ilişkin harcamanın, gerçekleştiği ay sonu dikkate alınmak suretiyle düzeltme işlemi yapılacağı açıklanmıştır.

Diğer taraftan, projelerin tamamlanmasına imkân kalmaması veya projenin başarısızlıkla sonuçlanması nedeniyle herhangi bir iktisadi kıymetin ortaya çıkmadığı durumlarda önceki yıllarda aktifleştirilmiş olan tutarlar projenin başarısızlıkla sonuçlandığı hesap döneminde doğrudan gider olarak dikkate alınacağından, söz konusu giderin 2023 hesap dönemi sonu itibarıyla yapılan enflasyon düzeltmesine ilişkin kısmının gider olarak dikkate alınmaması gerekmektedir.

Avansların Düzeltilmesi

Sirkülerde, parasal olmayan kıymet mahiyetindeki avansların düzeltmesi konusu, hem alınan avansların hem de verilen avansların düzeltmesi olmak üzere iki şekilde açıklanmıştır.

Alınan avanslara ilişkin olarak verilen Örnek 16’da; 31.12.2023 tarihli bilançoda yer alan parasal olmayan kıymet mahiyetindeki alınan avansların enflasyon düzeltmesine tabi tutulması sonucu oluşan farkların avans kapatıldığında gelir hesaplarına intikal ettirilmesi gerektiği, bu şekilde gelir hesaplarına aktarılan farkların 2023 hesap döneminden kaynaklanıyorsa vergiye tabi tutulmayacağı, beyannamede diğer indirimler kısmında gösterileceği belirtilmiştir.

Diğer taraftan aynı sirkülerde, verilen avansların malın teslim edilmesi veya hizmetin görülmesi halinde aynı hesabın alacağına yazılarak kapatılacağı, avansa ilişkin taahhüdün yerinde getirilmesi ile parasal olmayan verilen avanslar kapatılırken bu avansa ait düzeltme farkının da avansın mahsup edileceği ilgili hesaba aktarılarak kapatılacağı belirtilmiştir.

Verilen avanslara ilişkin olarak hazırlanan Örnek 17’de; parasal olmayan kıymet mahiyetindeki verilen avansın enflasyon düzeltmesine tabi tutulması sonucu oluşan farkın, avans kapatıldığında “Ticari Mallar” hesabına intikal ettirilmesi gerektiği gösterilmiştir.

Yabancı Para Cinsinden Avanslar ve İştiraklerin Düzeltilmesi

Sirkülerde, yabancı para cinsinden olan alınan ve verilen avanslar ile iştirakler düzeltme tarihindeki döviz kuru ile düzeltileceği, ayrıca enflasyon düzeltmesine tabi tutulmayacağı açıklanmıştır.

Bu kapsamda, yabancı para cinsinden olan bağlı menkul kıymetler ve bağlı ortaklıklar da iştirakler gibi düzeltilecektir.

Yeniden Değerleme Yapan Mükelleflerde Enflasyon Düzeltmesi

Sirkülerde, yeniden değerleme yapan mükelleflerde enflasyon düzeltmesi, yeniden değerlemeye tabi tutulmuş iktisadi kıymetler için düzeltmeye esas tutar ve birikmiş amortismanının düzeltilmiş tutarı verilen örneklerle açıklanmıştır.

ATİK Dışındaki Parasal Olmayan Kıymetlerin Düzeltmiş Değerinin Altında Satışının Yapılması

Bilindiği üzere, 555 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde, düzeltme işlemine tabi tutulmuş olan 2023 hesap dönemi sonuna ait bilançoda yer alan parasal olmayan kıymetlerden amortismana tabi olmayan kıymetlerindüzeltilmiş değerlerinin altında bir bedelle satılması halinde, düzeltme sonrası değerle, düzeltme öncesi değer arasındaki farka isabet eden zararın, gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde dikkate alınmayacağı belirtilmiştir.

Sirkülerde, düzeltilmiş değerle düzeltme öncesi değer arasındaki farka isabet eden ve gider olarak kabul edilmeyecek zarar tutarının;

  • Satış bedelinin 2023 hesap dönemi sonuna ait düzeltme öncesi değerden düşük olması halinde, düzeltme öncesi değerle düzeltilmiş değer arasındaki tutarın tamamı,
  • Satış bedelinin 2023 hesap dönemi sonuna ait düzeltme öncesi değerin üstünde ancak 2023 hesap dönemi sonuna ait düzeltilmiş değerin altında olması halinde ise satış bedeli ile düzeltilmiş değer arasındaki tutar

olarak dikkate alınması gerektiği açıklanmıştır.

Ayrıca, 1/1/2024 tarihinden itibaren yapılacak işlemlerde anılan maddenin uygulanması ve kazancın tespitinde en son düzeltilmiş değerlerin maliyet olarak kabul edilmesi; dolayısıyla enflasyon düzeltmesi yapılmış amortismana tabi olmayan iktisadi kıymetin elden çıkarılması halinde, bu işlem neticesinde oluşan kârın/zararın, bu işlemden önce yapılmış en son düzeltme işlemi baz alınarak belirlenmesi, amortismana tabi olmayan kıymetlerin düzeltilmiş değerinin altında bir bedelle satılması halinde, 2023 hesap dönemi sonu itibarıyla düzeltilmiş değerinin altında kalan kısmının zarar olarak kabul edilmemesi ve 2024 hesap döneminden itibaren yapılan enflasyon düzeltmesi işlemleri çerçevesinde oluşan maliyet artışı nedeniyle bir satış zararı doğması halinde ise bu zararın tamamının mali zarar olarak kabul edilmesi gerekmektedir.

Ortalama Ticari Kredi Faiz Oranları ve Düzeltme Katsayıları

Sirkülerde, 2023 hesap dönemi sonuna ait bilançonun düzeltme işlemlerinde, ROFM ayrıştırmasını "Toplam Finansman Maliyeti" yöntemini esas alarak yapacak olan mükelleflerin, bu Sirkülerin ekinde (EK 3) olarak yer verilen 2005-2023 dönemine ait ortalama ticari kredi faiz oranlarını kullanmaları uygun bulunduğu belirtilmiştir.

Bu çerçevede, ortalama ticari kredi faiz oranlarına 2005/Ocak - 2023/Aralık arası (Aralık ayı dâhil) her ay için bir oran olarak ekte yer verilmiş olup, mükelleflerin ROFM hesaplamalarında kullanılacak ortalama ticari kredi faiz oranlarını uygularken hesap döneminin ilk ayına tekabül eden oranı kullanmaları gerekmektedir.

Bu itibarla hesap dönemi takvim yılı olanlar o yılın ilk ayı olan Ocak ayına ilişkin oranı, özel hesap dönemine sahip mükellefler ise özel hesap döneminin ilk ayına ilişkin oranı kullanacaktır.

Bunun yanı sıra birden fazla yıla sirayet eden finansman giderlerine ilişkin ROFM hesaplamasında toplam finansman maliyeti yöntemi kullanılıyorsa, her yıl ayrı ayrı ROFM hesaplaması yapılacağından, hesaplamada yine ortalama ticari kredi faiz oranı olarak bu Sirkülerin ekinde yer alan ve hesaplamanın ilgili olduğu hesap döneminin ilk ayı için belirlenen faiz oranı dikkate alınacaktır.

213 Sayılı Kanunun Geçici 33 üncü Maddesinin (7491 sayılı Kanunla Eklenen) Dördüncü Fıkrası Kapsamındaki Mükelleflerde Enflasyon Düzeltmesi

Vergi Usul Kanununun geçici 33 üncü maddesinin dördüncü fıkrasında;

  • Bankalar,
  • 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunu kapsamındaki şirketler,
  • Ödeme ve elektronik para kuruluşları,
  • Yetkili döviz müesseseleri,
  • Varlık yönetim şirketleri,
  • Sermaye piyasası kurumlan,
  • Sigorta ve reasürans şirketleri,
  • Emeklilik şirketleri

tarafından geçici vergi dönemleri de dâhil olmak üzere 2024 ve 2025 hesap dönemlerinde yapılan enflasyon düzeltmesinden kaynaklanan kâr/zarar farkının, kazancın tespitinde dikkate alınmayacağı, bu fıkra kapsamında belirlenen dönemleri geçici vergi dönemleri de dâhil olmak üzere bir hesap dönemi kadar uzatmaya Cumhurbaşkanının yetkili olduğu hükme bağlanmıştır.

Sirkülerde bu konuya ilişkin olarak aşağıdaki açıklamalara yer verilmiştir:

  • Geçici 33 üncü maddenin mezkûr fıkrası kapsamında olan mükellefler tarafından 213 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde enflasyon düzeltmesi yapılması zorunlu olup, 2024 ve 2025 hesap dönemlerinde yapılan enflasyon düzeltmesinden kaynaklanan kâr/zarar farkı mezkûr fıkra gereğince kazancın tespitinde dikkate alınmayacaktır.
  • Diğer taraftan, bahse konu mükellefler amortismana tabi iktisadi kıymetlerini, geçici vergi dönemleri de dâhil olmak üzere 2024 ve 2025 hesap dönemlerinde düzeltilmiş tutarlar üzerinden amortismana tabi tutabilecek ve düzeltilmiş tutarlar üzerinden ayırdıkları amortismanları ilgili dönem kazancının tespitinde dikkate alabileceklerdir.
  • Yine, bahse konu mükelleflerin düzeltmeye tabi tuttukları kıymetlerini satmaları durumunda, maliyet bedeli olarak bu kıymetlerin düzeltilmiş tutarlarını dikkate almaları mümkündür.
  • Ayrıca, söz konusu dönemlere ilişkin olarak düzeltme işlemine tabi tutulmuş amortismana tabi olmayan kıymetlerin, düzeltilmiş değerlerinin altında bir bedelle satılması halinde de, düzeltme sonrası değerle, düzeltme öncesi değer arasındaki farka isabet eden zarara ilişkin bu Sirkülerin (11) numaralı bölümünde yapılan açıklamalar çerçevesinde işlem tesis edilecektir.

Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğleri ile Belirlenenden Farklı Muhasebe Tekniği Kullanan Kurumlarda Enflasyon Düzeltmesine İlişkin Hususlar

Sirkülerde, faaliyet konuları itibariyle farklı muhasebe tekniğini kullanmak durumunda bulunan mükelleflere ilişkin aşağıdaki açıklamalara yer verilmiştir:

  • Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğleriyle belirlenen tekdüzen hesap çerçevesi, hesap planı ve işleyişine ilişkin mecburiyetleri yerine getirme yükümlülükleri bulunmayan bahse konu mükellefler de 2023 ve şartların oluşmasına bağlı olarak ilerleyen hesap dönemlerinde enflasyon düzeltmesi yapacaktır.
  • Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesinin (A) fıkrası ve geçici 33 üncü maddesine göre yapılan enflasyon düzeltmesi sonucunda oluşan düzeltme öncesi ve sonrası değerler, düzeltme farkları ve enflasyon düzeltmesi sonuçları envanter defterinde gösterilecektir.
  • Söz konusu mükellefler tarafından 2023 hesap dönemi sonuna ilişkin yapılacak enflasyon düzeltmesi sonucunda hesaplanan kâr/zarar tutarı (diğer mükellefler tarafından geçmiş yıllar kârları/zararları hesabında izlenmesi gereken tutar) hesabın oluşturulma nedenine ilişkin açıklamayı da içerecek şekilde nazım hesaplarda izlenip, bilanço dip notlarında belirtilecektir.
  • Geçici vergi dönemleri dâhil 2024 ve 2025 hesap dönemlerine ilişkin enflasyon düzeltmesinden kaynaklanan ve kazancın tespitinde dikkate alınmayan kâr/zarar farkı tutarları da aynı şekilde izlenecektir.
  • 2023 hesap döneminin sonuna ilişkin yapılacak enflasyon düzeltmesinde; söz konusu Tebliğ uyarınca oluşturulan hesaplarda yer alan tutarlar, bu hesaplardan daha önce pay aktarımında kullanılan hesaplara aktarılacak veya nazım hesaplardan ters kayıtla çıkarılacaktır.
  • Ayrıca, bahsi geçen mükelleflerin, geçici vergi ve hesap dönemlerine ilişkin yaptıkları enflasyon düzeltmesi detaylarını gösteren (EK 4)’te yer alan özet tabloyu Kurumlar Vergisi/Geçici Vergi Beyannamelerine eklemeleri halinde, bu mükelleflerden, söz konusu beyannamelerinin ekinde 213 sayılı Kanuna göre enflasyon düzeltmesine tabi tutulmuş bilançonun ibrazının aranmaması uygun bulunmuştur.

Kazançları İstisna Kapsamında Olan Fonlarda Enflasyon Düzeltmesi

Sirkülerde, 5520 sayılı Kanunun “İstisnalar” başlıklı 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde sayılan ve kazançları kurumlar vergisinden istisna edilen fonların 2023 ve izleyen dönemlerdeki mali tablolarını enflasyon düzeltmesi hükümleri uyarınca düzeltmeye tabi tutmamalarının uygun bulunduğu açıklanmıştır.

KVK 5/1 (d);

Türkiye'de kurulu;

1) Menkul kıymetler yatırım fonları veya ortaklıklarının portföy işletmeciliğinden doğan kazançları,

2) Portföyü Türkiye'de kurulu borsalarda işlem gören altın ve kıymetli madenlere dayalı yatırım fonları veya ortaklıklarının portföy işletmeciliğinden doğan kazançları,

3) Girişim sermayesi yatırım fonları veya ortaklıklarının kazançları,

4) Gayrimenkul yatırım fonları veya ortaklıklarının kazançları (Esas faaliyet konusu itibarıyla gayrimenkul, gayrimenkul projeleri ve gayrimenkule dayalı  haklardan oluşan portföyü işletmek amacıyla kurulanlar dışında kalanların kazançları hariç)

5) Emeklilik yatırım fonlarının kazançları,

6) Konut finansmanı fonları ile varlık finansmanı fonlarının kazançları. verginet.net

165 No.lu Vergi Usul Kanunu Sirküleri ile enflasyon düzeltmesi işlemlerinde kullanılacak ortalama ticari kredi faiz oranları belirlenmiş ve uygulamaya yönelik bazı hususlara ilişkin açıklamalar yapılmıştır.

Söz konusu Sirkülere ulaşmak için tıklayınız.

Açıklayıcı bilgi notuna ulaşmak için tıklayınız.

Nakit sermaye artışında faiz indirimi uygulamasında, TCMB tarafından indirimden yararlanılan yıl için en son açıklanan "Bankalarca Açılan Kredilere Uygulanan Ağırlıklı Ortalama Faiz Oranları"ndan "Ticari Krediler (TL Üzerinden Açılan) (Tüzel Kişi KMH ve Kurumsal Kredi Kartları Hariç)" faiz oranı dikkate alınmaktadır.

Daha önce bu oran, TCMB internet sitesinde %52,73 olarak açıklanmış ve paylaşılmıştı.

Bu defa, TCMB internet sitesinde söz konusu oran %53,11 olarak güncellenmiştir.

Buna göre, 2023 yılı için nakit sermaye artırımları üzerinden hesaplanan faiz indirimi uygulamasında TCMB tarafından revize edilen %53,11 oranının kullanılması gerekmektedir.

Söz konusu TCMB verilerine ulaşmak için tıklayınız

2023 takvim yılı gelirlerinin beyanına yönelik olarak mükelleflerimizin yıllık gelir vergisi beyannamesini verirken yararlanmaları amacıyla hazırlanan Diğer Kazanç ve İratların Vergilendirilmesi Rehberi yayınlandı.

Diğer Kazanç ve İratların Vergilendirilmesi Rehberi için tıklayınız.

Gelir İdari Başkanlığı tarafından 10.1.2024 tarihinde yapılan duyuru ile ilgili kurumlardan temin edilmeye başlanılan aşağıdaki belgelerin 1/2/2024 tarihinden itibaren verilmeye başlanacak olan 2024/1 dönemine ait Form Ba ve Form Bs bildirimlerinden başlamak üzere, Form Ba ve Form Bs bildirimlerine dâhil edilmesi zorunluluğu kaldırıldı.

  • İthalat işlemlerine ilişkin belgelerin,
  • Kira ödemelerine ilişkin belgelerin,
  • Sigorta poliçelerinin,
  • Sigorta komisyon gider belgesinin,
  • Elektronik ürün senedinin (ELÜS),

Öte yandan, mevcut düzenlemeler uyarınca Form Ba ve Form Bs bildirimlerine dahil edilmelerine gerek olmadığı halde hatalı olarak bildirime konu edilen,

  • 213 sayılı Vergi Usul Kanunu kapsamında elektronik belge olarak düzenlen ihracat faturası, döviz ve kıymetli maden alım-satım belgesi, müstahsil makbuzu gibi belgelerin,
  • Noterlik makbuzlarının

da Form Ba ve Form Bs bildirimlerinde yer verilmesine gerek bulunmamaktadır.

TÜRMOB

Hakkımızda

 ö z d o ğ r u l a r, 18.08.1988 tarihinde kurularak, Mali Müşavirlik faaliyetine başlamıştır. 

Sektöründe en iyi olma duygusu ile personeline "Kalite" bilincini yerleştirmeyi, Kalite Yönetim Sistemini sürekli iyileştirmeyi, müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı, amaç edinerek, 2003 Yılında, alanında Türkiye' de ilk olarak ISO 9001: 2000 Belgesi almıştır.

 

Mali Takvim

Öne Çıkanlar

  • KDV İadelerinde Yeni Düzenlemeler KDV (Katma Değer Vergisi), Türkiye'de işletmelerin alışveriş yaptıkları mal ve…
  • E-Defterlerin Yüklenmeme - Yanlış Kayıt Riskleri (Mücbir Sebepler Hariç) 2025 Hesap Döneminden İtibaren Bilanço Esasına Tabi Mükellefler E Defter…
  • E-Fatura Yerine E-Arşiv/ Kağıt Fatura Düzenlenmiş Olması Hali * Fatura İçeriği Mal Teslimi/ Hizmet İfasının Yapılmadığı Anlamına Gelmez…
Top