Mehmet Özdoğru

Mehmet Özdoğru

Email: This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle Cumhurbaşkanına bağlı kurulan ofisler ve başkanlıkların; Türkiye’nin tanıtımı, yatırımlar, finans kaynaklarının artırılması veya dijital dönüşüm ve teknolojik gelişimin sağlanması amacıyla yapacakları mal ve hizmet alımları da ihale sistemi dışına çıkarıldı.

Kamu İhale Kanunu’na 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile önemli değişiklikler yapıldı. Değişikliklerin Cumhurbaşkanlığı odaklı olması dikkat çekti.

Cumhurbaşkanlığı’nın yürütme görevini üstlenmesinin ardından, ofis ve kurulları da bünyesine almasıyla ağırlığı ve personel sayısı olağanüstü artacak. Daha önce Başbakanlık sanıldığının aksine kadro ve harcamaları bakımından bakanlıklara kıyasla çok küçük bir idari yapıydı. Oysa Cumhurbaşkanlığı gerek personel, gerekse doğrudan yönettiği ve icracı yetkileri bulunan ofis ve kurullar nedeniyle oldukça büyük bir idari yapı durumunda.

Yürürlüğe giren 703 sayılı KHK ile Cumhurbaşkanlığına devlet ihale sisteminde istisnalar getirildi. İstisna maddesine eklenen bir fıkra ile Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle Cumhurbaşkanına bağlı olarak kurulan ofisler ve başkanlıkların; Türkiye’nin tanıtımı, ülkedeki yatırımlar, finans kaynaklarının artırılması veya dijital dönüşüm ve teknolojik gelişimin sağlanması amacıyla yapacakları mal ve hizmet alımları da ihale sistemi dışına çıkarıldı. İdare bu türden ihaleleri doğrudan almak ya da ihale açmak konusunda serbest olacak.

Cumhurbaşkanlığı Makamı ve İdari İşler Başkanlığı (Eski Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği), harcırah, kamu ihale, kamu konut, devlet ihale ve kamu ihale sözleşmeleri kanunlarına tabi olmadan her türlü mal ve hizmet alabilecek. Bu konuda usul ve esasları belirlemek üzere Cumhurbaşkanlığı bir karar yayınlayacak.

Cumhurbaşkanlığı hizmet özelli ve güvenlik şartlarının zorunlu olması halinde, Cumhurbaşkanlığının her türlü mal ve hizmet alımlarını “pazarlık usulüyle” yapmasına imkan tanındı.

Kamu İhale Kanununun istisnaları düzenleyen 3. maddesine, savunma, güvenlik ve istihbarat veya gizlilik içinde yürütülmesi gereken mal ve hizmet alımları niteliği verme yetkisi de Cumhurbaşkanına tanındı. TKİ’den kömür alımı konusunda Bakanlar Kuruluna tanınan istisna Cumhurbaşkanına da verildi. Ayrıca, Kamu İhale Kurumu’nun örneğin, yerli isteklilerin bir başka ülkede ihalelere katılmasının engellenmesi halinde, misillemede bulunma yönünde Bakanlar Kuruluna öneride bulunmak benzeri görevlerinde bildirim makamı Cumhurbaşkanlığı olarak değiştirildi.

Hazine ve Maliye de sistem dışına çıkacak

Öte yandan, aynı KHK ile Hazine ve Maliye Bakanlığı’na uluslararası toplantı ve proje etüt çalışmalarına yönelik de bir istisna getirildi. Buna göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı, kamu ihale sistemine tabi olmadan, araştırma, etüt ve proje ile uluslararası ikili ve çok taraflı temas ve toplantılar düzenleme ve bunlarla ilgili her türlü mal ve hizmetlerin sağlanması gibi işleri yerli ve yabancı gerçek ve tüzel kişilere sözleşme veya pazarlık usulü ile yaptırabilecek. Bu kapsamda mal ve hizmet alabilecek. Bu istisna için Maliye ve Hazine Bakanlığı bir yönetmelik çıkaracak.

https://www.dunya.com/gundem/ihale-kanununun-istisna-kapsami-genisletildi-haberi-422140

Perşembe, 12 Temmuz 2018 10:59

Yenileme Fonu

Yenileme fonu, Vergi Usul Kanunu'nun 328/4. maddesinde düzenlenmiş bir vergi erteleme müessesidir. Bu konuyu daha önce irdelemiştim. Ancak çok sayıda benzer soru gelince ben de tekrar değerlendireyim istedim.

Ticari işletmelerce iktisadi kıymetlerin yenileme amacı ile satılması sonucu oluşan kâr, yenileme giderlerini karşılamak üzere pasifte geçici bir hesapta ve yenileme fonu adı altında en fazla üç yıl süre ile tutulabilir. Bu üç yıllık süre içerisinde yenileme amacı ile kullanılmamış söz konusu kâr, üçüncü yılın matrahına eklenerek vergiye tabi tutulur. Görüldüğü gibi “yenileme fonu” müessesesi işletmelere bir yandan iktisadi kıymetlerini daha kolay yenileme olanağı sunarken, bir yandan da vergi erteleme müessesesi olarak işlev görmektedir.

Yenileme fonunun ayrılabilmesi veya oluşturulabilmesi için, iktisadi kıymet satış kârı ile satılan kıymeti yenileme iradesinin ortaya konulmuş olması gerekir. Dönem sonundan önce açıklanması gereken bu iradenin, yetkili organ kararı şeklinde olması gerekir. Örneğin anonim şirketlerde yönetim kurulunun bu konuda bir karar almış olması yeterlidir. Yenileme amacının saiki önemli değildir.

Satış kârının yenileme fonuna alınabilmesi için satılanın amortismana tabi bir iktisadi kıymet olması gerekir. Bu nedenle, örneğin iştirak hissesi satış kazancı yenileme fonuna alınamaz (İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı'nın 8.3.2012 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.19.02-019.01-919 sayılı Özelgesi).

Yenileme fonu'na alınan iktisadi kıymet satış kârı, vergisiz olarak bu fonda üç yıl boyunca tutulabilir. Bu fon, yeni bir iktisadi kıymet alınması halinde alınan iktisadi kıymetin amortismanlarının mahsubu suretiyle kapatılır. Üçüncü yılın sonunda mahsup suretiyle kapatılamayan bir tutar kalmışsa veya yeni bir iktisadi kıymet alınmayarak hiç kullanılmamışsa, fonda yer alan tutar, üçüncü yılın vergi matrahına eklenerek vergilendirilir. Üç yıllık süre sonunda yeni bir iktisadi kıymet alınmamış olunmasının her hangi bir yaptırımı yoktur. Ancak bu kârın –fonda bulunan tutarın- vergilendirilmeden sermayeye eklenmesi veya kâr olarak dağıtımı söz konusu olamaz (Aynı yönde; İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı'nın 11395140-105-66620 sayı ve 25.5.2016 tarihli Özelgesi).

İktisadi kıymetin dövizle satılması ve satış kazancının döviz cinsinden muhafaza edilmesi halinde, üç yıl boyunca doğacak kur farkı gelirinin akıbeti, tartışmalıdır. Bize göre bu gelirin de yenileme fonu'na eklenmesi mümkündür. Ancak Maliye yönetimi aksi görüştedir. İdari anlayışa göre söz konusu kur farklarının doğrudan ilgili yıl kazancına eklenmesi gerekmektedir.

Burada iktisadi kıymetin yenilenmesi söz konusu olduğundan satın alınan iktisadi kıymetin, satılanla aynı cinsten veya nev’iden olması zorunludur. Örneğin matbaa makinesi satılıp yerine ambalaj makinesi alınması için yenileme fonu oluşturulamaz. Ancak satılanla alınanın bire bir aynılığı da aranmaz. Örneğin 9 kişilik minibüs satılarak 16 kişilik bir minibüs alınmasında, yasal amaç gerçekleşir, ancak minibüs yerine makam aracı alınması amaca aykırıdır.

Ancak idari anlayış, “iktisadi kıymetin yenilenmesi” koşulunu, aynı işe devam edilecek şekilde yenileme olarak anlamaktadır. Örneğin bir özelgede, şehirlerarası yolcu taşımacılığı faaliyetinde kullanılan otobüsün satışından elde edilen kâr dolayısıyla ayrılacak olan yenileme fonunun, şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetinde kullanılan minibüs alımında kullanılmasının mümkün olmadığı belirtilmiştir (Bursa Vergi Dairesi Başkanlığı'nın 95462982-105 [VUK.ÖZLG-15-29]-6 sayı ve 13.1.2016 tarihli Özelgesi). Benzer bir özelgede de “kara taşımacılığında kullanılacak akaryakıt tankerlerinin satışından elde edilen kâr dolayısıyla ayrılan yenileme fonunun akaryakıt taşımacılığında kullanılacak olan deniz tankerlerinin alımında kullanılmasının mümkün olmadığı vurgulanmıştır (İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı'nın 67854564-1741-447 sayı ve 15.9.2015 tarihli Özelgesi)

Yasa, satılanın yerine yeni bir kıymet alınmasından söz etmişse de, buradaki “yeni” kelimesi, kullanılmamış değeri kastetmemektedir.

Yasa yenileme fonunun “pasifte geçici bir hesapta” tutulmasından söz ettiğinden, bu fonun sadece bilanço usulüne göre defter tutanlarca ayrılabileceği kabul edilmektedir.

Yenileme fonu ile ilgili bir diğer tartışmalı konu da, “üç yıl”lık sürenin nasıl hesaplanacağı konusundadır. Bu konuda Maliye yönetimi satışın yapıldığı ve dolayısıyla yenileme fonunun oluşturulduğu yılı birinci yıl olarak kabul etmektedir. Buna karşılık yargı kararları, satış yapılarak yenileme fonunun oluşturulduğu yılı izleyen yılı birinci yıl olarak kabul etmektedir. Bize göre, yargı anlayışı yasanın lafzı ile daha uyumludur. Bumin Doğrusöz

https://www.dunya.com/kose-yazisi/yenileme-fonu-2/422101

Perşembe, 12 Temmuz 2018 10:45

Vergide Mücbir Sebep Ve Beklenmeyen Haller

Gerek Vergi Usul Hukukunda ve gerekse, 6183 sayılı AATUHK’nun uygulamasında mücbir sebepler sürelerin kullanımında önemli bir yer tutmaktadır. Günümüzde teknolojinin ilerlemesi ile beraber vergi yasalarında başta usul kanunu olmak üzere diğer yan yasalarda mücbir sebepler gibi “beklenmeyen haller” önemli bir yer tutar hale gelmiştir.

Bilindiği gibi, 213 sayılı VUK’nun yeniden yazımı aşamasında özellikle VUK’nun 13. maddesinde düzenlenen mücbir sebepler başlığına ayrıca beklenmeyen haller başlığı mücbir sebeplerden gelmek üzere eklenmesi zorunlu hale gelmiştir.[1]

Bilindiği gibi, mücbir sebepler 213 sayılı VUK’nun 13. maddesinde düzenlenmiştir. Madde hükmüne göre, vergi ödevlerinden herhangi birinin yerine getirilmesine engel olabilecek derecede ağır kaza, ağır hastalık ve tutukluluk, yangın, yer sarsıntısı ve su basması gibi afetler, kişinin iradesi dışında ortaya çıkan mecburi gaybubetler, sahibinin iradesi dışındaki nedenlerden dolayısıyla defter ve belgelerinin elinden çıkmış bulunması gibi haller mücbir sebep olarak yasada tanımlanmıştır.[2]

Diğer yandan, “beklenmeyen haller” ise, zarara neden olan tesadüfi olaylar olarak ifade edilebilir. Umulmayan hal ise, mükellefin iradesinden bağımsız ve sezilemeyen olaylar olarak karşımıza çıkmaktadır. Modern doktrin ve içtihatlarda, mücbir sebep ve umulmayan hal (beklenmeyen haller) kavramlarının mahiyetleri uzun uzun tartışılmaktadır. Bir kısım doktrin ve içtihatlara göre bu iki terim bir ve aynı kavramları anlatmaktadırlar. Her ikisinin hukuki yönden mahiyetleri birdir. Bir kısım doktrin ve içtihatlar ise bu iki ayrı kavramı anlattıklarını, hukuken aralarında fark olduğunu ileri sürmektedirler.[3] Türk hukukunda gerek yasalarımız ve gerekse Yargıtay içtihatlarında bu iki kavram aynı anlamda kullanılmıştır. Özellikle eski Ticaret Kanunu 724-930 vs maddelerinde mücbir neden veya fevkalade hal kavramları anlamdaş olarak kullanılmıştır. Yargıtay da içtihatlarında bu tabirleri aynı manada bazen yan yana, bazen ayrı ayrı kullanmaktadır. Her iki kavramın da hukuken hükümleri de aynıdır.

Vergi hukuku bağlamında mücbir sebepler başlıca üç özellikte ortaya çıkabilirler:

  1. Mücbir sebebin yenilmezliği,
  2. Mücbir sebebin önceden sezilemezliği,
  3. Mücbir sebebin kusurdan doğmamış olması

Beklenmeyen haller ise, büyük bilgin, H.Capitant’a göre bir kusur mevcut olmaksızın tesadüfe bağlı olarak ortaya çıkan olaylardır. Mücbir sebep veya umulmaz halin ortaya çıkışında insan iradesinin ya hiçbir rolü yoktur veya çok sınırlı bir etkisi olabilir.[4]

Sözü geçen olaylar ya doğal hadiseleri veya insan filleri şeklinde ortaya çıkarlar. Şu halde mücbir sebepler veya umulmaz hallere mevzu olan olayların bir kısmı tabii olarak husule gelen kaza mahiyetindeki olaylardır. Diğer bir kısım ise, insan fiillerinden ibarettir. Başka tabirle tabii veya harici hadiseler bir taraftan, insan iradesinin fiili diğer taraftan bahse mevzu olmaktadır.

Son yıllarda teknolojik gelişmelerin ilerlemesi ile beraber mükellefler vergi ödevlerinin yerine getirilmesinde çeşitli problemlerle karşılaşmaktadırlar. Bu problemlerin başında örneğin, bilgisayar iletim ağlarındaki yoğunluk nedeniyle vergi beyannamelerinin elektronik ortamda Maliye Bakanlığı VEDOP sistemine yollanamayışı, vergi ödeme günlerinin son günlerinde bankalarda yaşanan tıkanıklıklar örnek gösterilebilir. Vergi mükellefinin muhasebecisinin değişmesi sonucunda eski ve yeni muhasebeci arasında şifre, parola vs. transferleri, mükellefin muhasebecisinin vefatı nedeniyle beyanname yollama işlemleri gecikebilir veya yollanmamış olabilir. Benzeri bir başka örnek ise, vergi ödeme günlerinde bankaların elektronik ağlarındaki yoğunluk nedeniyle ödemelerin yapılamayışı örnek olarak ileri sürülebilir. Bunun dışında beklenmeyen haller olarak bürokratik işleyiş de ortaya çıkan olumsuz gelişmeler nedeniyle vergisel ödevler yerine getirilmemiş olabilir.

Öte yandan, iki ortaklı bir limited şirkette, ortaklar arasında çıkan ihtilaf dolayısıyla imza yetkisine sahip ortağın yurtdışına gitmesi nedeniyle ya da iki ortağın bir araya gelmemesi nedeniyle şirketin imza yetkileri kullanılmaz hale gelebilir.

Yukarıdaki teknolojik ve bürokratik engeller dolayısıyla beklenmeyen hallerin hasıl olması nedeniyle vergi ödevlerinin herhangi birisinin yerine getirilmesi engellenmiş olabilir. Nazlı Gaye Alpaslan

http://www.hurses.com.tr/av-nazli-gaye-alpaslan/vergide-mucbir-sebep-ve-beklenmeyen-haller/haber-20088

------------

[1] Günümüzdeki teknolojik gelişmeler vergi ve muhasebe uygulamalarında önemli bir yer tutmaktadır. Örneğin, vergi beyannamelerinin 3568 sayılı yasaya göre unvan almış muhasebeciler tarafından yollanması, elektronik imza gibi uygulamalar mücbir sebep ve beklenmeyen haller konusunu yeniden gündeme taşımıştı. Teknolojinin kullanımında ortaya çıkan aksaklıklar dolayısıyla beklenmeyen sonuçlar ortaya çıkabilmektedir.

[2] ÜREL Gürol, Güncel Vergi Usul Kanunu Uygulaması, Maliye ve Hukuk Yayınları, Mart 2007, s.104-119.

[3] Umulmayan hal hakkında geniş bilgi için bakınız: Charles-Andre Junod, Force Majeure et le cas forttuit dans le systeme Geneve, 1956, p.35-39.

[4] GÖZÜBÜYÜK Pulat A, Mücbir Sebepler Beklenmeyen Haller, Kazancı Yayınları, Bilimsel Dizi-1, Ankara 1977, 3. Baskı, s.24.

(28.07.2016 tarih ve 380 sayılı özelge)

Konut tesliminde önemli bir karine oluşturan ve Türk Medeni Kanunu’nda tanımı yapılan kat irtifakı, herhangi bir arsa üzerinde yapılmakta veya ilerde yapılacak olan bir veya birden çok yapının kat, daire, iş bürosu, dükkân, mağaza, salon ve depo gibi ayrı ayrı ve başlı başına kullanmaya elverişli bölümleri üzerinde, yapı tamamlandıktan sonra geçilecek kat mülkiyetine esas olmak üzere, o arsanın maliki veya paydaşları tarafından arsa payına bağlı olarak kurulan kullanma hakkı olup, bu hak resmi senetle ve tapu siciline tescil ile doğmaktadır.

Günümüzdeki kimi mevcut uygulamalarda, henüz inşaatı bitmemiş konutlar için fiili teslim tarihinden önce kat irtifakı tesis edildiği görülmektedir. Bu uygulamadan hareketle kat irtifakının düzenlenmesi, tek başına vergiyi doğuran olayın meydana gelmesi için yeterli değildir.

Mevcut yasal düzenlemeler çerçevesinde, kat irtifakının tesis edilmesi ve fatura veya benzeri belgenin düzenlenmesi halinde, vergiyi doğuran olay meydana gelecektir.

Kat irtifakı tesis edilmiş olmakla birlikte, fatura düzenlenmemiş ise vergiyi doğuran olayın tespiti için gayrimenkulün fiili tesliminin gerçekleşip gerçekleşmediğine bakılacak olup, fiili teslim gerçekleşmiş ise teslim tarihinden itibaren yedi gün içinde fatura düzenlenecektir.

Öte yandan, KDV Kanunu’nun 29/2. maddesi uyarınca indirimli orana tabi konut teslimlerinden dolayı yüklenilen ve indirim yoluyla giderilemeyen katma değer vergisinin iadesi konutun fiilen teslim edildiği tarihte talep edilebilecektir. Dolayısıyla kat irtifakı veya kat mülkiyeti tesis edilse ve fatura düzenlense dahi, konutun fiili tesliminden önce katma değer vergisinin iade edilmesi mümkün değildir.

Konutların fiilen teslim edildiği dönemin tespitinde yapı kullanma izin belgesinin düzenlendiği tarih önemli bir karine olmakla birlikte vergiyi doğuran olayın tespitinde tek başına yeterli bir kriter değildir. Dolayısıyla yapı kullanım izin belgesinden önce konutların fiili teslim edilmesi halinde, fiili teslim tarihi esas alınarak yedi gün içerisinde teslime ilişkin fatura düzenlenmeli ve KDV hesaplanması gerekmektedir.

Kat karşılığı inşaat sözleşmelerine istinaden, arsa sahibine kalan konutların bir kısmının ya da tamamının arsa sahibinin göstereceği üçüncü kişilere tesliminde, müteahhit firma tarafından üçüncü kişilere fatura düzenlenmesi mümkün olmayıp, satışa konu edilen konutlar müteahhit firma tarafından arsa sahibine teslim edilmiş olacağından arsa sahibine fatura düzenlenmesi gerekmektedir. Satışa konu konutların, arsa sahibi tarafından üçüncü kişilere teslimi arsa sahibi tarafından yapılmış sayılacağından arsa sahibinin mükellefiyet durumuna bakılmak suretiyle işlem tesis edilmesi gerekecektir.

Çarşamba, 11 Temmuz 2018 13:42

SGK Teşvik Hesaplama Tablosu

SGK Teşvik Hesaplama Tablosu İçin Tıklayınız

Yasal Dayanak

27/3/2018 tarihli Resmi Gazete yayımlanan 7103 sayılı Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunla, 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununa;

1- Geçici 19 uncu

2- Geçici 20 nci,

maddeler eklenerek, 01/01/2018 tarihinden itibaren uygulanmak üzere ilave istihdama bağlı sigorta ve işsizlik sigortası primi teşviki uygulamaları getirilmiştir.

4447/ GEÇİCİ 19. MADDE İLAVE İSTİHDAM UYGULAMASI

KAPSAM-I

Sigortalı yönünden:

a) 1/1/2018 ila 31/12/2020 tarihleri arasında işe alınmış olması,

b) Türkiye İş Kurumu’na kayıtlı işsiz olması,

c) İşe alındıkları aydan önceki üç ayda toplam 10 günden fazla 4/1-a, b, c Ek-6 ve Ek-9. madde kapsamında sigortalı olmamaları, (isteğe bağlı sigortalılık hariç)


7103 Sayılı Kanun Gelir Vergisi Stopaj Teşviki Uygulaması İçin Tıklayınız


KAPSAM-II

İşveren yönünden :

d) Özel sektör işvereni olması,

e) Sigortalının işe alındığı yıldan bir önceki takvim yılında işe alındığı işyerinden Kuruma bildirilen APHB’de kayıtlı sigortalı sayısının ortalamasına ilave olarak çalıştırılması,

f) APHB’nin yasal süresi içinde Kuruma verilmesi,

g) Tahakkuk eden primlerin yasal süresi içinde ödenmesi,

h) Yasal ödeme süresi geçmiş sigorta primi, işsizlik sigortası primi, idari para cezası ile bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borçlarının bulunmaması,

ı) Çalıştırdığı kişileri sigortalı olarak bildirmediği veya bildirdiği sigortalıları fiilen çalıştırmadığı yönünde herhangi bir tespitin bulunmaması,

i) İhale konusu iş üstlenilmemiş olması, şartlarının birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.

YARARLANMA SÜRESİ

01/01/2018 ila 31/12/2020 tarihleri arasında işe alınan ve destek kapsamına giren sigortalılardan dolayı 2020/Aralık ayı/dönemine kadar geçerli olmak üzere, işe giriş tarihi itibariyle;

• 18 yaşından büyük kadın,

• 18 yaşından büyük 25 yaşından küçük erkek sigortalılar ile

• İşkur’a engelli olarak kayıtlı sigortalılar için sigortalının işe

giriş tarihinden itibaren 18 ay süreyle,

İşe giriş tarihi itibariyle (18 yaşın altındaki sigortalılar dahil) olmak üzere diğer sigortalılar için sigortalının işe giriş tarihinden itibaren 12 ay süreyle, uygulanacaktır.

2018 YILINDA TESCİL EDİLEN İŞYERLERİ

01/01/2018 tarihi ve sonrasında tescil edilen işyerleri, Kuruma ilk bildirim yapılan APHB’nin ilişkin olduğu ayı takip eden üçüncü aydan itibaren 2020/Aralık ayı aşılmamak bu destekten yararlanılabilecektir.

Bu durumda, 01/10/2020 tarihi ve sonrasında tescil edilen işyerleri destek kapsamına girmemektedir.

DESTEKTEN YARARLANILACAK TUTAR

Destek tutarı, işyerinin faaliyette bulunduğu sektöre göre farklı hesaplanacaktır.

İmalat veya bilişim sektöründe faaliyet gösteren işyerlerinde ilgili döneme ait günlük brüt asgari ücretin sigortalının prim ödeme gün sayısıyla çarpımı sonucu bulunacak tutarı geçmemek üzere, ilave istihdam edilecek her bir sigortalının 5.412 TL’ye kadarki prime esas kazanç tutarı için ödeyecekleri tüm primler (761,06 ila 2.029,50 TL) ile 121,95 TL’lik damga ve gelir vergisi karşılanacaktır. (Toplamda 883,01 ila 2.151,45 TL)

Diğer sektörlerde faaliyet gösteren işyerlerinde ilave istihdam edilecek her bir sigortalı prime esas kazanç alt sınırı üzerinden hesaplanacak tüm primler (761,06 TL) ile 121,95 TL’lik damga ve gelir vergisi karşılanacaktır. (Toplamda 883,01 TL)

ÖRNEK 1

İmalat sektöründe faaliyet gösteren ABC Ltd. Şti. işvereni bu destek kapsamında 2018/Nisan ayında 24 yaşında Kanunda aranılan şartlara haiz bir sigortalıyı işe aldığı ve bu sigortalının ayın tamamında çalıştığı ve SPEK
tutarının 4.000,00 TL olduğu varsayıldığında;

Sigorta primi ve işsizlik sigortası primi tutarı = 4.000*37,5% = 1.500,00 TL

Fon tarafından karşılanacak tutar=30*67,65 (günlük brüt a.ü.)=2.029,50 TL,

olduğundan, bu işveren bu sigortalı için damga vergisi dışında prim ödemesi yapmayacaktır.

SPEK tutarı 5.412,00 TL’ye kadar olan sigortalılar için işveren prim ödemesi yapmayacaktır.

ÖRNEK 2-

İmalat ve Bilişim sektörü dışında perakende satış sektöründe faaliyet gösteren B Ltd. Şti. işvereni bu destek kapsamında 2018/Nisan ayında 35 yaşında Kanunda aranılan şartlara haiz Derya adlı sigortalıyı işe aldığı ve bu sigortalının ayın tamamında çalıştığı ve SPEK tutarının 3.000,00 TL olduğu varsayıldığında;

Sigorta primi ve işsizlik sigortası primi tutarı= 3.000 *37,5%= 1.125,00 TL

Fon tarafından karşılanacak tutar = 2.029,50*37,5% = 761,06 TL,

olduğundan, bu işveren bu sigortalı için 1.125,00 -761,06= 363,94 TL prim ödemesi yapacaktır. (İşsizlik Sig. Primi dahil)

5 PUANLIK İNDİRİMLE BİRLİKTE UYGULAMA

4447 sayılı Kanunun geçici 19 uncu maddesi hükmünde, bu maddeyle sağlanan destek unsurundan yararlanmakta olan işverenlerin; bu teşvikten yararlanılan ayda aynı sigortalı için diğer sigorta primi teşvik, destek ve indirimlerden yararlanamayacağı hüküm altına alınmıştır.

Dolayısıyla, bu teşvik ile diğer sigorta primi teşviki kapsamına giren sigortalılar için aynı dönemde, herhangi birinden yararlanılacak ve aynı dönem için beş puanlık indirimle birlikte uygulanmayacaktır.

e-SİGORTA BAŞVURU

Kapsama giren sigortalılara ilişkin yapılacak başvurular,

“e-SGK/İşveren/İşverenSistemi/Teşvikten Faydalanılacak Sigortalı Tanımlama” ekranlarından;

İmalat veya bilişim sektörü için “17103/4447 Sayılı Kanun Geçici 19. Madde (İmalat veya bilişim sektörü)”;

Diğer sektör için ise “27103/4447 Sayılı Kanun Geçici 19. Madde (Diğer sektör)”

menüsü vasıtasıyla yapılacaktır.

GEÇİCİ 19. MADDE İLAVE İSTİHDAM

• Mevcut bir işletmenin kapatılarak değişik bir ad, unvan ya da bir iş birimi olarak açılması,

• Yönetim ve kontrolü elinde bulunduracak şekilde doğrudan veya dolaylı ortaklık ilişkisi bulunan şirketler arasında istihdamın kaydırılması,

• Şahıs işletmelerinde işletme sahipliğinin değiştirilmesi gibi Fon katkısından yararlanmak amacıyla muvazaalı işlem tesis ettiği anlaşılan işyerlerinden ,

Fon tarafından karşılanan tutar gecikme cezası ve gecikme zammıyla birlikte geri alınır.

4447/ GEÇİCİ 20. MADDE İLAVE İSTİHDAM UYGULAMASI (BİR SENDEN BİR BENDEN)

KAPSAM-I

Sigortalı yönünden:

a) 1/1/2018 ila 30/11/2018 tarihleri arasında işe alınmış olması,

b) Türkiye İş Kurumu’na kayıtlı işsiz olması,

c) İşe giriş tarihi itibariyle 18 yaşından büyük, 25 yaşından küçük olması,

ç) İşe giriş tarihinden önceki üç aylık sürede toplam on günden fazla 4/1- a, b, c Ek-6 ve Ek-9. madde kapsamında sigortalı olmamaları, (isteğe bağlı sigortalılık hariç)

d) İşe giriş tarihi itibarıyla sigortalının, gerçek kişi işverenin ya da adi ortaklıklarda ortaklardan her birinin birinci derece kan veya kayın hısmı ya da eşi olmaması,

KAPSAM-II

İşveren yönünden :

f) İmalat sektöründe faaliyet gösteren özel sektör işvereni olması, (NACE Rev.2 Ekonomik Faaliyet Sınıflaması C kısmında belirtilen sektörler)

g) İmalat sektöründe ustalık belgesi sahibi olunması, (Ustalık belgelerinin ünitelere ibraz edilmesi gerekmekte.)

h) İşyerine ilişkin 2017 yılında Kuruma verilen aylık prim ve hizmet belgelerinde kayıtlı sigortalı sayısı ortalamasının 1 ila 3 olması,

ı) Sigortalının işe alındığı işyerine ait 2017 yılında Kuruma bildirilen APHB’de kayıtlı sigortalı sayısının ortalamasına ilave olarak çalıştırılması,

i) APHB’nin yasal süresi içinde Kuruma verilmesi, (37103 nolu belge)

j) Tahakkuk eden primlerin yasal süresi içinde ödenmesi,

k) Yasal ödeme süresi geçmiş sigorta primi, işsizlik sigortası primi, idari para cezası ile bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borçlarının bulunmaması,

l) Çalıştırdığı kişileri sigortalı olarak bildirmediği veya bildirdiği sigortalıları fiilen çalıştırmadığı yönünde herhangi bir tespitin bulunmaması

YARARLANAMAYACAK İŞYERLERİ

1/1/2018 ila 31/12/2018 tarihleri arasında (bu tarihler dahil) ilk defa 5510 sayılı Kanun kapsamında tescil edilen işyerleri ile daha önce tescil edildiği halde ortalama sigortalı sayısının hesaplandığı 2017 yılında sigortalı çalıştırılmaması nedeniyle Sosyal Güvenlik Kurumuna aylık prim ve hizmet belgesi veya muhtasar prim hizmet beyannamesi vermeyen ve 2018 yılında ilk defa sigortalı bildiriminde bulunan işyerleri bu destekten yararlanamayacaktır.

YARARLANMA SÜRESİ

01/01/2018 ila 30/11/2018 tarihleri arasında işe alınan ve destek kapsamına giren sigortalılardan dolayı;

2018/Aralık ayı/dönemine kadar geçerli olmak üzere sigortalının işe alındığı ayı takip eden ilk aydan başlamak üzere her ikinci ay için yararlanılır.

ÖRNEK: İmalat sektöründe faaliyet gösteren işyerinde;

Ali adlı sigortalının 15/1/2018 tarihinde,

Ayşe adlı sigortalının ise 10/11/2018 tarihinde, işe alındığı varsayıldığında,

Ali adlı sigortalıdan dolayı Şubat, Nisan, Haziran, Ağustos, Ekim ve Aralık

Ayşe adlı sigortalıdan dolayı yalnızca Aralık,

aylarında destekten yararlanılabilecektir.

Sigortalı destek süresi tamamlanmadan işten ayrılıp, Kanunda aranılan şartlara haiz olduğu durumda yeniden işe girmesi halinde kalan süre için destekten yararlanılabilir.

DESTEKTEN YARARLANILACAK SİGORTALI SAYISI

Her işyeri en fazla iki sigortalıdan dolayı bu destekten yararlanabilecektir.

Bu destekten yararlanılacak ayda bildirilecek sigortalı sayısı ile bir önceki ayda bu destekten yararlanılan sigortalı
sayısının toplamı iki sigortalıyı aşmaması gerekmektedir.

Dolayısıyla kapsamına giren tüm sigortalılar için tanımlama yapılabilecek, ancak her işyeri için iki sigortalıdan
fazla 4447 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesi kapsamında bildirim yapılmasına izin verilmeyecektir.

DESTEKTEN YARARLANILACAK TUTAR

2018 yılı için asgari ücretli çalışanın işverene aylık toplam maliyeti 2.486,14 TL’dir. İşyerlerince 2017 yılına ilişkin
ortalama sigortalı sayısına ilave olarak istihdam edilecek belirtilen şartları taşıyan sigortalılar için ücret, prim ve vergi desteği sağlanacaktır.

Prim Desteği; prime esas kazanç alt sınırı üzerinden hesaplanacak sigortalı ve işveren hisselerinin tamamı
tutarında (761,06 TL) destek sağlanacaktır.

Ücret Desteği; 53,44 TL’nin sigortalının prim günü sayısıyla çarpımı sonucu bulunacak tutarda (1.603,20 TL) destek sağlanacaktır.

Vergi Desteği; Maliye Bakanlığınca destek kapsamındaki sigortalıların asgari ücret üzerinden hesaplanacak gelir ve damga vergileri karşılanacaktır.

2018/Ocak ila 2018/Aralık aylarına ilişkin olmak kaydıyla SPEK alt sınırı üzerinden hesaplanan sigortalı ve işveren hissesi primlerinin tamamı tutarında prim desteği sağlanacaktır.

ÖRNEK: İmalat sektöründe faaliyet gösteren bir işyerinde, 9/4/2018 tarihinde işe alınan ve destek kapsamına giren bir sigortalı için 2018/Mayıs ayına ilişkin düzenlenen 37103 kanun numaralı belgede prime esas kazanç tutarının 3.000 TL olduğu varsayıldığında, bu sigortalı için;

Toplam sigorta primi ve işsizlik sigortası primi tutarı: 3.000 x %37,5 =1.125 TL
Fon tarafından karşılanacak tutar: 2.029,50 x %37,5=761,06 TL

Bu durumda, destek sonrası işveren tarafından ödenmesi gereken tutar: 363,94 TL (1.125-761,06) olacaktır.

DİĞER TEŞVİKLERLE BİRLİKTE UYGULAMA

Bu madde kapsamındaki destekten yararlanılan ayda aynı sigortalı için diğer sigorta primi teşvik, destek ve indirimlerden yararlanılamaz.

Bu destekten yararlanılmayan ayda destek kapsamına giren sigortalıdan dolayı, 5510 sayılı Kanunun 81 inci maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendi ile aynı maddenin ikinci fıkrasında yer alan prim indirimi dışındaki diğer sigorta primi teşvik, destek ve indirimlerden yararlanılamaz. (Sadece 5 puanlık prim indirimi ile ilave 6 puanlık prim indirimden yararlanılabilir)

e-SİGORTA BAŞVURU

Kapsama giren sigortalılara ilişkin yapılacak başvurular, “e-SGK/İşveren/İşveren Sistemi/Teşvikten Faydalanılacak
Sigortalı Tanımlama” ekranlarından;

4447 Sayılı Kanun Geçici 20. Madde (Bir Senden Bir Benden Prim Desteği)” menüsü vasıtasıyla yapılacaktır.

ASGARİ ÜCRET DESTEĞİ

Asgari ücrette yapılan yüksek oranlı artışlardan kaynaklı olarak mevcut istihdam üzerinde oluşabilecek olumsuz etkilerin önüne geçmek amacıyla 2016 2017 yıllarında uygulanan asgari ücret devlet desteği işverenlerimize 2018 yılının ilk dokuz ayında da (2018 Ocak/ Eylül) sağlanacaktır.

GERİYE DOĞRU YARARLANMA

Uygulandığı dönem ve aylarda gerekli koşulların sağlanması ve ilgili olduğu ayı/dönemi takip eden 6 ay içerisinde Kuruma müracaat edilmesi şartlarıyla yararlanılamayan teşvik, destek ve indirimlerden yararlandırılması, yararlanılmış teşvik, destek ve indirimlerin bir başkası ile değiştirilebilir.

• Ayrıca; maddenin yürürlük tarihini takip eden ay başından itibaren 1 ay içinde Kuruma yapılacak müracaatlarda bu maddenin yürürlük tarihinden önceki dönemlere ilişkin olmak üzere prim teşvik, destek ve indirimlerinden yararlanabilme imkanı getirilmiştir.

Yürürlük Tarihi : 01 Nisan 2018

Müracaat Başlangıç Tarihi : 01 Mayıs 2018

Son Müracaat Tarihi : 31 Mayıs 2018

Talepte bulunan işverenlere iade edilecek tutar,

• Maddenin yürürlük tarihinden önce talepte bulunanlar için maddenin yürürlük tarihini takip eden aybaşından, Yürürlük tarihinden sonra talepte bulunanlar için ise, talep tarihini takip eden aybaşından itibaren, kanuni faiz esas alınmak suretiyle hesaplanarak bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden takvim yılı başından başlayarak
üç yıl içinde ödenir.

• Ödeme, öncelikle bu Kanunun 88 inci maddesinin on dört ve on altıncı fıkralarına göre muaccel hale gelmiş prim ve her türlü borçlardan, sonrasında ise ilgili kanunlar uyarınca yapılandırma veya taksitlendirme de dâhil olmak üzere müeccel haldeki prim ve her türlü borçlarından mahsup yoluyla gerçekleştirilir. Ancak, üç yıl sonunda ilgili kanunları gereği yapılandırılma veya taksitlendirilme sebebiyle vadesi gelmemiş taksit ödemelerinden peşinen mahsup edilir. Kuruma borcu bulunmayan işverenlere altı ayda bir eşit taksitlerle iade yapılır.

Mahkemelerce, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış davalarda davanın konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilir. Yargılama giderleri idare üzerinde bırakılır ve vekâlet ücretinin dörtte birine hükmedilir.

SGK Teşvik Hesaplama Tablosu İçin Tıklayınız

Listelenen teşviklerden yararlanabilmek için teşvik özelinde gerekli tüm şartların yerine getirilmesi gerekmektedir. Teşviklerin kapsamı, yararlanabilme şartları, süresi ve diğer bilgiler için ilgi mevzuat incelenmelidir.

Hazırlayan: 

SMMM Dr Gülsüm Öksüzömer Yılmaz

İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Mevzuat Danışmanı

Kaynak: İSMMMO

Çarşamba, 11 Temmuz 2018 13:30

7103 Sayılı Kanun SGK Teşviki Uygulaması

Yasal Dayanak

27/3/2018 tarihli Resmi Gazete yayımlanan 7103 sayılı Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunla, 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununa;

1- Geçici 19 uncu

2- Geçici 20 nci,

maddeler eklenerek, 01/01/2018 tarihinden itibaren uygulanmak üzere ilave istihdama bağlı sigorta ve işsizlik sigortası primi teşviki uygulamaları getirilmiştir.

4447/ GEÇİCİ 19. MADDE İLAVE İSTİHDAM UYGULAMASI

KAPSAM-I

Sigortalı yönünden:

a) 1/1/2018 ila 31/12/2020 tarihleri arasında işe alınmış olması,

b) Türkiye İş Kurumu’na kayıtlı işsiz olması,

c) İşe alındıkları aydan önceki üç ayda toplam 10 günden fazla 4/1-a, b, c Ek-6 ve Ek-9. madde kapsamında sigortalı olmamaları, (isteğe bağlı sigortalılık hariç)


7103 Sayılı Kanun Gelir Vergisi Stopaj Teşviki Uygulaması İçin Tıklayınız


KAPSAM-II

İşveren yönünden :

d) Özel sektör işvereni olması,

e) Sigortalının işe alındığı yıldan bir önceki takvim yılında işe alındığı işyerinden Kuruma bildirilen APHB’de kayıtlı sigortalı sayısının ortalamasına ilave olarak çalıştırılması,

f) APHB’nin yasal süresi içinde Kuruma verilmesi,

g) Tahakkuk eden primlerin yasal süresi içinde ödenmesi,

h) Yasal ödeme süresi geçmiş sigorta primi, işsizlik sigortası primi, idari para cezası ile bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borçlarının bulunmaması,

ı) Çalıştırdığı kişileri sigortalı olarak bildirmediği veya bildirdiği sigortalıları fiilen çalıştırmadığı yönünde herhangi bir tespitin bulunmaması,

i) İhale konusu iş üstlenilmemiş olması, şartlarının birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.

YARARLANMA SÜRESİ

01/01/2018 ila 31/12/2020 tarihleri arasında işe alınan ve destek kapsamına giren sigortalılardan dolayı 2020/Aralık ayı/dönemine kadar geçerli olmak üzere, işe giriş tarihi itibariyle;

• 18 yaşından büyük kadın,

• 18 yaşından büyük 25 yaşından küçük erkek sigortalılar ile

• İşkur’a engelli olarak kayıtlı sigortalılar için sigortalının işe

giriş tarihinden itibaren 18 ay süreyle,

İşe giriş tarihi itibariyle (18 yaşın altındaki sigortalılar dahil) olmak üzere diğer sigortalılar için sigortalının işe giriş tarihinden itibaren 12 ay süreyle, uygulanacaktır.

2018 YILINDA TESCİL EDİLEN İŞYERLERİ

01/01/2018 tarihi ve sonrasında tescil edilen işyerleri, Kuruma ilk bildirim yapılan APHB’nin ilişkin olduğu ayı takip eden üçüncü aydan itibaren 2020/Aralık ayı aşılmamak bu destekten yararlanılabilecektir.

Bu durumda, 01/10/2020 tarihi ve sonrasında tescil edilen işyerleri destek kapsamına girmemektedir.

DESTEKTEN YARARLANILACAK TUTAR

Destek tutarı, işyerinin faaliyette bulunduğu sektöre göre farklı hesaplanacaktır.

İmalat veya bilişim sektöründe faaliyet gösteren işyerlerinde ilgili döneme ait günlük brüt asgari ücretin sigortalının prim ödeme gün sayısıyla çarpımı sonucu bulunacak tutarı geçmemek üzere, ilave istihdam edilecek her bir sigortalının 5.412 TL’ye kadarki prime esas kazanç tutarı için ödeyecekleri tüm primler (761,06 ila 2.029,50 TL) ile 121,95 TL’lik damga ve gelir vergisi karşılanacaktır. (Toplamda 883,01 ila 2.151,45 TL)

Diğer sektörlerde faaliyet gösteren işyerlerinde ilave istihdam edilecek her bir sigortalı prime esas kazanç alt sınırı üzerinden hesaplanacak tüm primler (761,06 TL) ile 121,95 TL’lik damga ve gelir vergisi karşılanacaktır. (Toplamda 883,01 TL)

ÖRNEK 1

İmalat sektöründe faaliyet gösteren ABC Ltd. Şti. işvereni bu destek kapsamında 2018/Nisan ayında 24 yaşında Kanunda aranılan şartlara haiz bir sigortalıyı işe aldığı ve bu sigortalının ayın tamamında çalıştığı ve SPEK
tutarının 4.000,00 TL olduğu varsayıldığında;

Sigorta primi ve işsizlik sigortası primi tutarı = 4.000*37,5% = 1.500,00 TL

Fon tarafından karşılanacak tutar=30*67,65 (günlük brüt a.ü.)=2.029,50 TL,

olduğundan, bu işveren bu sigortalı için damga vergisi dışında prim ödemesi yapmayacaktır.

SPEK tutarı 5.412,00 TL’ye kadar olan sigortalılar için işveren prim ödemesi yapmayacaktır.

ÖRNEK 2-

İmalat ve Bilişim sektörü dışında perakende satış sektöründe faaliyet gösteren B Ltd. Şti. işvereni bu destek kapsamında 2018/Nisan ayında 35 yaşında Kanunda aranılan şartlara haiz Derya adlı sigortalıyı işe aldığı ve bu sigortalının ayın tamamında çalıştığı ve SPEK tutarının 3.000,00 TL olduğu varsayıldığında;

Sigorta primi ve işsizlik sigortası primi tutarı= 3.000 *37,5%= 1.125,00 TL

Fon tarafından karşılanacak tutar = 2.029,50*37,5% = 761,06 TL,

olduğundan, bu işveren bu sigortalı için 1.125,00 -761,06= 363,94 TL prim ödemesi yapacaktır. (İşsizlik Sig. Primi dahil)

5 PUANLIK İNDİRİMLE BİRLİKTE UYGULAMA

4447 sayılı Kanunun geçici 19 uncu maddesi hükmünde, bu maddeyle sağlanan destek unsurundan yararlanmakta olan işverenlerin; bu teşvikten yararlanılan ayda aynı sigortalı için diğer sigorta primi teşvik, destek ve indirimlerden yararlanamayacağı hüküm altına alınmıştır.

Dolayısıyla, bu teşvik ile diğer sigorta primi teşviki kapsamına giren sigortalılar için aynı dönemde, herhangi birinden yararlanılacak ve aynı dönem için beş puanlık indirimle birlikte uygulanmayacaktır.

e-SİGORTA BAŞVURU

Kapsama giren sigortalılara ilişkin yapılacak başvurular,

“e-SGK/İşveren/İşverenSistemi/Teşvikten Faydalanılacak Sigortalı Tanımlama” ekranlarından;

İmalat veya bilişim sektörü için “17103/4447 Sayılı Kanun Geçici 19. Madde (İmalat veya bilişim sektörü)”;

Diğer sektör için ise “27103/4447 Sayılı Kanun Geçici 19. Madde (Diğer sektör)”

menüsü vasıtasıyla yapılacaktır.

GEÇİCİ 19. MADDE İLAVE İSTİHDAM

• Mevcut bir işletmenin kapatılarak değişik bir ad, unvan ya da bir iş birimi olarak açılması,

• Yönetim ve kontrolü elinde bulunduracak şekilde doğrudan veya dolaylı ortaklık ilişkisi bulunan şirketler arasında istihdamın kaydırılması,

• Şahıs işletmelerinde işletme sahipliğinin değiştirilmesi gibi Fon katkısından yararlanmak amacıyla muvazaalı işlem tesis ettiği anlaşılan işyerlerinden ,

Fon tarafından karşılanan tutar gecikme cezası ve gecikme zammıyla birlikte geri alınır.

4447/ GEÇİCİ 20. MADDE İLAVE İSTİHDAM UYGULAMASI (BİR SENDEN BİR BENDEN)

KAPSAM-I

Sigortalı yönünden:

a) 1/1/2018 ila 30/11/2018 tarihleri arasında işe alınmış olması,

b) Türkiye İş Kurumu’na kayıtlı işsiz olması,

c) İşe giriş tarihi itibariyle 18 yaşından büyük, 25 yaşından küçük olması,

ç) İşe giriş tarihinden önceki üç aylık sürede toplam on günden fazla 4/1- a, b, c Ek-6 ve Ek-9. madde kapsamında sigortalı olmamaları, (isteğe bağlı sigortalılık hariç)

d) İşe giriş tarihi itibarıyla sigortalının, gerçek kişi işverenin ya da adi ortaklıklarda ortaklardan her birinin birinci derece kan veya kayın hısmı ya da eşi olmaması,

KAPSAM-II

İşveren yönünden :

f) İmalat sektöründe faaliyet gösteren özel sektör işvereni olması, (NACE Rev.2 Ekonomik Faaliyet Sınıflaması C kısmında belirtilen sektörler)

g) İmalat sektöründe ustalık belgesi sahibi olunması, (Ustalık belgelerinin ünitelere ibraz edilmesi gerekmekte.)

h) İşyerine ilişkin 2017 yılında Kuruma verilen aylık prim ve hizmet belgelerinde kayıtlı sigortalı sayısı ortalamasının 1 ila 3 olması,

ı) Sigortalının işe alındığı işyerine ait 2017 yılında Kuruma bildirilen APHB’de kayıtlı sigortalı sayısının ortalamasına ilave olarak çalıştırılması,

i) APHB’nin yasal süresi içinde Kuruma verilmesi, (37103 nolu belge)

j) Tahakkuk eden primlerin yasal süresi içinde ödenmesi,

k) Yasal ödeme süresi geçmiş sigorta primi, işsizlik sigortası primi, idari para cezası ile bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borçlarının bulunmaması,

l) Çalıştırdığı kişileri sigortalı olarak bildirmediği veya bildirdiği sigortalıları fiilen çalıştırmadığı yönünde herhangi bir tespitin bulunmaması

YARARLANAMAYACAK İŞYERLERİ

1/1/2018 ila 31/12/2018 tarihleri arasında (bu tarihler dahil) ilk defa 5510 sayılı Kanun kapsamında tescil edilen işyerleri ile daha önce tescil edildiği halde ortalama sigortalı sayısının hesaplandığı 2017 yılında sigortalı çalıştırılmaması nedeniyle Sosyal Güvenlik Kurumuna aylık prim ve hizmet belgesi veya muhtasar prim hizmet beyannamesi vermeyen ve 2018 yılında ilk defa sigortalı bildiriminde bulunan işyerleri bu destekten yararlanamayacaktır.

YARARLANMA SÜRESİ

01/01/2018 ila 30/11/2018 tarihleri arasında işe alınan ve destek kapsamına giren sigortalılardan dolayı;

2018/Aralık ayı/dönemine kadar geçerli olmak üzere sigortalının işe alındığı ayı takip eden ilk aydan başlamak üzere her ikinci ay için yararlanılır.

ÖRNEK: İmalat sektöründe faaliyet gösteren işyerinde;

Ali adlı sigortalının 15/1/2018 tarihinde,

Ayşe adlı sigortalının ise 10/11/2018 tarihinde, işe alındığı varsayıldığında,

Ali adlı sigortalıdan dolayı Şubat, Nisan, Haziran, Ağustos, Ekim ve Aralık

Ayşe adlı sigortalıdan dolayı yalnızca Aralık,

aylarında destekten yararlanılabilecektir.

Sigortalı destek süresi tamamlanmadan işten ayrılıp, Kanunda aranılan şartlara haiz olduğu durumda yeniden işe girmesi halinde kalan süre için destekten yararlanılabilir.

DESTEKTEN YARARLANILACAK SİGORTALI SAYISI

Her işyeri en fazla iki sigortalıdan dolayı bu destekten yararlanabilecektir.

Bu destekten yararlanılacak ayda bildirilecek sigortalı sayısı ile bir önceki ayda bu destekten yararlanılan sigortalı
sayısının toplamı iki sigortalıyı aşmaması gerekmektedir.

Dolayısıyla kapsamına giren tüm sigortalılar için tanımlama yapılabilecek, ancak her işyeri için iki sigortalıdan
fazla 4447 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesi kapsamında bildirim yapılmasına izin verilmeyecektir.

DESTEKTEN YARARLANILACAK TUTAR

2018 yılı için asgari ücretli çalışanın işverene aylık toplam maliyeti 2.486,14 TL’dir. İşyerlerince 2017 yılına ilişkin
ortalama sigortalı sayısına ilave olarak istihdam edilecek belirtilen şartları taşıyan sigortalılar için ücret, prim ve vergi desteği sağlanacaktır.

Prim Desteği; prime esas kazanç alt sınırı üzerinden hesaplanacak sigortalı ve işveren hisselerinin tamamı
tutarında (761,06 TL) destek sağlanacaktır.

Ücret Desteği; 53,44 TL’nin sigortalının prim günü sayısıyla çarpımı sonucu bulunacak tutarda (1.603,20 TL) destek sağlanacaktır.

Vergi Desteği; Maliye Bakanlığınca destek kapsamındaki sigortalıların asgari ücret üzerinden hesaplanacak gelir ve damga vergileri karşılanacaktır.

2018/Ocak ila 2018/Aralık aylarına ilişkin olmak kaydıyla SPEK alt sınırı üzerinden hesaplanan sigortalı ve işveren hissesi primlerinin tamamı tutarında prim desteği sağlanacaktır.

ÖRNEK: İmalat sektöründe faaliyet gösteren bir işyerinde, 9/4/2018 tarihinde işe alınan ve destek kapsamına giren bir sigortalı için 2018/Mayıs ayına ilişkin düzenlenen 37103 kanun numaralı belgede prime esas kazanç tutarının 3.000 TL olduğu varsayıldığında, bu sigortalı için;

Toplam sigorta primi ve işsizlik sigortası primi tutarı: 3.000 x %37,5 =1.125 TL
Fon tarafından karşılanacak tutar: 2.029,50 x %37,5=761,06 TL

Bu durumda, destek sonrası işveren tarafından ödenmesi gereken tutar: 363,94 TL (1.125-761,06) olacaktır.

DİĞER TEŞVİKLERLE BİRLİKTE UYGULAMA

Bu madde kapsamındaki destekten yararlanılan ayda aynı sigortalı için diğer sigorta primi teşvik, destek ve indirimlerden yararlanılamaz.

Bu destekten yararlanılmayan ayda destek kapsamına giren sigortalıdan dolayı, 5510 sayılı Kanunun 81 inci maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendi ile aynı maddenin ikinci fıkrasında yer alan prim indirimi dışındaki diğer sigorta primi teşvik, destek ve indirimlerden yararlanılamaz. (Sadece 5 puanlık prim indirimi ile ilave 6 puanlık prim indirimden yararlanılabilir)

e-SİGORTA BAŞVURU

Kapsama giren sigortalılara ilişkin yapılacak başvurular, “e-SGK/İşveren/İşveren Sistemi/Teşvikten Faydalanılacak
Sigortalı Tanımlama” ekranlarından;

4447 Sayılı Kanun Geçici 20. Madde (Bir Senden Bir Benden Prim Desteği)” menüsü vasıtasıyla yapılacaktır.

ASGARİ ÜCRET DESTEĞİ

Asgari ücrette yapılan yüksek oranlı artışlardan kaynaklı olarak mevcut istihdam üzerinde oluşabilecek olumsuz etkilerin önüne geçmek amacıyla 2016 2017 yıllarında uygulanan asgari ücret devlet desteği işverenlerimize 2018 yılının ilk dokuz ayında da (2018 Ocak/ Eylül) sağlanacaktır.

GERİYE DOĞRU YARARLANMA

Uygulandığı dönem ve aylarda gerekli koşulların sağlanması ve ilgili olduğu ayı/dönemi takip eden 6 ay içerisinde Kuruma müracaat edilmesi şartlarıyla yararlanılamayan teşvik, destek ve indirimlerden yararlandırılması, yararlanılmış teşvik, destek ve indirimlerin bir başkası ile değiştirilebilir.

• Ayrıca; maddenin yürürlük tarihini takip eden ay başından itibaren 1 ay içinde Kuruma yapılacak müracaatlarda bu maddenin yürürlük tarihinden önceki dönemlere ilişkin olmak üzere prim teşvik, destek ve indirimlerinden yararlanabilme imkanı getirilmiştir.

Yürürlük Tarihi : 01 Nisan 2018

Müracaat Başlangıç Tarihi : 01 Mayıs 2018

Son Müracaat Tarihi : 31 Mayıs 2018

Talepte bulunan işverenlere iade edilecek tutar,

• Maddenin yürürlük tarihinden önce talepte bulunanlar için maddenin yürürlük tarihini takip eden aybaşından, Yürürlük tarihinden sonra talepte bulunanlar için ise, talep tarihini takip eden aybaşından itibaren, kanuni faiz esas alınmak suretiyle hesaplanarak bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden takvim yılı başından başlayarak
üç yıl içinde ödenir.

• Ödeme, öncelikle bu Kanunun 88 inci maddesinin on dört ve on altıncı fıkralarına göre muaccel hale gelmiş prim ve her türlü borçlardan, sonrasında ise ilgili kanunlar uyarınca yapılandırma veya taksitlendirme de dâhil olmak üzere müeccel haldeki prim ve her türlü borçlarından mahsup yoluyla gerçekleştirilir. Ancak, üç yıl sonunda ilgili kanunları gereği yapılandırılma veya taksitlendirilme sebebiyle vadesi gelmemiş taksit ödemelerinden peşinen mahsup edilir. Kuruma borcu bulunmayan işverenlere altı ayda bir eşit taksitlerle iade yapılır.

Mahkemelerce, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış davalarda davanın konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilir. Yargılama giderleri idare üzerinde bırakılır ve vekâlet ücretinin dörtte birine hükmedilir.

SGK Teşvik Hesaplama Tablosu İçin Tıklayınız

Listelenen teşviklerden yararlanabilmek için teşvik özelinde gerekli tüm şartların yerine getirilmesi gerekmektedir. Teşviklerin kapsamı, yararlanabilme şartları, süresi ve diğer bilgiler için ilgi mevzuat incelenmelidir.

Hazırlayan: 

SMMM Dr Gülsüm Öksüzömer Yılmaz

İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Mevzuat Danışmanı

Kaynak: İSMMMO

ÖZET: 

7103 sayılı Kanun ile 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununa eklenen geçici 21’inci madde ile aynı Kanunun Geçici 19 ve 20’nci maddeleri kapsamında işe alınan ve bu maddelerde yazılı şartları taşıyan ücretliler için asgari ücretin prim ödeme gün sayısına isabet eden tutarı üzerinden hesaplanan gelir vergisinin, asgari geçim indirimi uygulandıktan sonra kalan kısmının verilecek muhtasar beyanname/muhtasar ve prim hizmet beyannamesi üzerinden tahakkuk eden vergiden terkin edilmesi suretiyle, gelir vergisi stopaj teşviki sağlanmıştır.

304 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği nde, söz konusu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar hakkında açıklamalarda bulunulmuştur. 

4447 sayılı Kanunun Geçici 19’uncu maddesi kapsamında İş ve İşçi Bulma Kurumu Genel Müdürlüğü’ne kayıtlı işsizler arasından 1/1/2018 ila 31/12/2020 tarihleri arasında özel sektör işverenlerince işe alınan sigortalılar için sağlanan gelir vergisi stopajı teşviki, teşvik kapsamına giren her bir çalışan için en fazla 12 ay süre ile uygulanır.

Bu süre; engelli, 18 yaşından büyük kadın, 18 yaşından büyük 25 yaşından küçük erkek çalışanlar için 18 ay süre ile uygulanır.

Prim desteğinden faydalanılamayan durumlarda gelir vergisi stopajı teşviki de uygulanmaz.

Geçici 20’nci maddesi kapsamında 2017 yılında Sosyal Güvenlik Kurumuna verilen aylık prim ve hizmet belgelerinde kayıtlı sigortalı sayısı ortalaması 1 ila 3 olan, imalat sektöründe faaliyet gösteren ve bu sektörde ustalık belgesi sahibi olunan özel sektöre ait işyerlerince, işe giriş tarihi itibarıyla 18 yaşından büyük ve 25 yaşından küçük sigortalılardan ve Kuruma kayıtlı işsizler arasından olmak kaydıyla sağlanan prim ve ücret desteği 1/1/2018 tarihinden itibaren 2018 yılı Aralık ayı/dönemini geçmemek üzere, sigortalının işe alındığı ayı takip eden ilk aydan başlamak üzere her ikinci ay için uygulanır.

Bu madde kapsamına giren işyerleri en fazla iki sigortalı için destekten yararlanabilir.

2017 yılında Sosyal Güvenlik Kurumuna verilen aylık prim ve hizmet belgelerinde kayıtlı sigortalı sayısı ortalaması 3’ten fazla olan işyerleri bu madde kapsamında gelir vergisi stopajı teşvikinden yararlanamaz.

21/3/2018 tarihli ve 7103 sayılı Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 44’üncü maddesi ile 25/8/1999 tarihli ve 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununa Geçici 21’inci madde eklenmişti. Söz konusu düzenleme aşağıdaki gibidir:

“GEÇİCİ MADDE 21 – Bu Kanunun geçici 19’uncu ve geçici 20’nci maddeleri kapsamında işe alınanların ücretlerinin, ilgili yılda uygulanan asgarî ücretin aylık brüt tutarının prim ödeme gün sayısına isabet eden tutarı üzerinden hesaplanan gelir vergisinin asgarî geçim indirimi uygulandıktan sonra kalan kısmı, verilecek muhtasar beyanname üzerinden tahakkuk eden vergiden terkin edilir.

Bu madde kapsamında yapılan ücret ödemelerine ilişkin düzenlenen kâğıtlara ait damga vergisinin aylık brüt asgarî ücretin prim ödeme gün sayısına isabet eden kısmı beyan edilmez ve ödenmez.

Bu maddeyle sağlanan vergi teşvikleri 2020 yılı Aralık ayı aşılmamak üzere, teşvik kapsamına giren çalışanlar için 12 ay süreyle uygulanır. Ancak bu süre; işe giriş tarihi itibarıyla teşvik kapsamına giren; 18 yaşından büyük kadın, 18 yaşından büyük 25 yaşından küçük erkek çalışanlar ile Kuruma engelli olarak kayıtlı sigortalılar için 18 ay olarak dikkate alınır. Bu madde kapsamındaki vergi teşvikleri, bu Kanunun geçici 20’nci maddesi kapsamında sağlanan teşvikten yararlanılan çalışanlar için maddede yazılı süre ve şartlarla sınırlı olarak uygulanır, prim ve ücret desteği sağlanmayan aylar için vergi teşvikleri de uygulanmaz.

Bu madde kapsamında teşvikten yararlanılmış olan çalışanın teşvik süresini tamamlamadan işten ayrılıp yeniden işe başlaması halinde, bu maddede belirtilen şartların sağlanması kaydıyla üçüncü fıkrada belirtilen yararlanma süresini aşmamak üzere söz konusu çalışan için, yeniden işe başladığı tarihteki durumu dikkate alınarak, kalan süre kadar bu teşvikten yararlanılabilir.

Bu madde kapsamında gelir vergisi stopajı teşvikinden yararlananlar, diğer kanunlarda yer alan benzer nitelikli gelir vergisi stopajı teşviklerinden yararlanamaz.

Bu madde hükümleri; 5335 sayılı Kanunun 30’uncu maddesinin ikinci fıkrası kapsamına giren kurum ve kuruluşlara ait işyerleri ile 2886 sayılı Kanuna, 4734 sayılı Kanuna ve uluslararası anlaşma hükümlerine istinaden yapılan alım ve yapım işleri ile 4734 sayılı Kanundan istisna olan alım ve yapım işlerine ilişkin işyerleri ile sosyal güvenlik destek primine tabi çalışanlar ve yurtdışında çalışan sigortalılar hakkında uygulanmaz.

Bu Kanunun geçici 20’nci maddesi kapsamındaki desteklerden faydalananlar hariç olmak üzere, 1/1/2018 ila 31/12/2020 tarihleri arasında 5510 sayılı Kanun kapsamına alınan işyerleri ve daha önce tescil edildiği halde ortalama sigortalı sayısının hesaplandığı yılda sigortalı çalıştırılmaması nedeniyle Sosyal Güvenlik Kurumuna aylık prim ve hizmet belgesi veya muhtasar prim hizmet beyannamesi vermeyen işyerleri, bu maddede belirtilen şartlar sağlanmak kaydıyla, 1/1/2018 tarihinden sonra ilk defa sigortalı bildiriminde bulunulan ayı takip eden üçüncü aya ilişkin aylık prim ve hizmet belgesi veya muhtasar ve prim hizmet beyannamesinden itibaren bu Kanunun geçici  19’uncu maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen süre kadar bu maddede yer alan vergi teşviklerinden yararlandırılır.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar ile mahsup şeklini ve dönemini belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.”

4447 sayılı Kanunun Geçici 21’inci maddesiyle, aynı Kanunun Geçici 19 ve 20’nci maddeleri kapsamında işe alınan ve bu maddelerde yazılı şartları taşıyan ücretliler için asgari ücretin prim ödeme gün sayısına isabet eden tutarı üzerinden hesaplanan gelir vergisinin, asgari geçim indirimi uygulandıktan sonra kalan kısmının verilecek muhtasar beyanname/muhtasar ve prim hizmet beyannamesi üzerinden tahakkuk eden vergiden terkin edilmesi suretiyle, gelir vergisi stopaj teşviki sağlanmaktadır.

6 Temmuz 2018 tarihli ve 30470 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 304 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde söz konusu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar hakkında açıklamalarda bulunulmuştur.

1. 4447 sayılı Kanunun Geçici 19 uncu Maddesi Kapsamında İşe Alınan Ücretlilere İlişkin Gelir Vergisi Stopajı Teşviki Uygulaması

1.1. Gelir vergisi stopajı teşvikinden faydalanılmasına ilişkin şartlar

4447 sayılı Kanunun Geçici 19 uncu maddesi kapsamında öngörülen şartları taşıyan özel sektör işverenleri, 1/1/2018 ila 31/12/2020 tarihleri arasında işe aldıkları sigortalılardan dolayı gelir vergisi stopajı teşvikinden aşağıdaki şartlar dahilinde faydalanacaktır.

a. Sigortalının Türkiye İş Kurumuna kayıtlı işsiz olması,

b. Sigortalının işe başlama tarihinden önceki üç ay içerisinde, toplam on günden fazla; 31/5/2016 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentleri kapsamında Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmemiş olması ve sigortalının isteğe bağlı sigortalılık hariç 5510 sayılı Kanunun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı olmaması,

c. Sigortalının işe alındığı yıldan bir önceki takvim yılında işe alındığı işyerinden bildirilen aylık prim ve hizmet belgelerindeki veya muhtasar ve prim hizmet beyannamelerindeki sigortalı sayısının ortalamasına ilave olarak işe alınmış olması.

1.2. İstisna uygulamasında süre

— 4447 sayılı Kanunun Geçici 19 uncu maddesi kapsamında işe alınan sigortalılar için sağlanan gelir vergisi stopajı teşviki, 1/1/2018 tarihinden 31/12/2020 tarihine kadar uygulanmak üzere, teşvik kapsamına giren her bir çalışan için en fazla 12 ay süre ile uygulanır.

Bu süre; engelli, 18 yaşından büyük kadın, 18 yaşından büyük 25 yaşından küçük erkek çalışanlar için 18 ay süre ile uygulanır.

— 1/1/2018 ila 31/12/2020 tarihleri arasında 5510 sayılı Kanun kapsamına alınan işyerleri ve daha önce tescil edildiği halde ortalama sigortalı sayısının hesaplandığı yılda sigortalı çalıştırılmaması nedeniyle, Sosyal Güvenlik Kurumuna aylık prim ve hizmet belgesi veya muhtasar ve prim hizmet beyannamesi vermeyen işyerleri, bu maddede belirtilen şartlar sağlanmak kaydıyla, 1/1/2018 tarihinden sonra ilk defa sigortalı bildiriminde bulunulan ayı takip eden üçüncü aya ilişkin aylık prim ve hizmet belgesi veya muhtasar ve prim hizmet beyannamesinden itibaren gelir vergisi stopajı teşvikinden yararlandırılır.

1.3. Gelir vergisi stopaj teşvikinin uygulanması

— 4447 sayılı Kanunun Geçici 19 uncu maddesinden yararlanan işverenler için gelir vergisi stopajı teşviki 31/12/2020 tarihini geçmemek üzere, sigortalının 1/1/2018 tarihinden itibaren işe alındığı aydan başlamak ve öngörülen süreleri aşmamak üzere her ay verilecek muhtasar beyannamelerde/muhtasar ve prim hizmet beyannamelerinde uygulanır. Üç aylık muhtasar beyanname/muhtasar ve prim hizmet beyannamesi veren mükellefler tarafından gelir vergisi stopajı teşviki, üç aylık dönemler itibarıyla dikkate alınır.

— 4447 sayılı Kanunun Geçici 19’uncu maddesine göre prim desteğinden faydalanılamayan durumlarda gelir vergisi stopajı teşviki de uygulanmaz.

— Teşvikten yararlanılmaya başlanmasından sonra, gerek eski çalışanların gerekse ilave istihdam edilenlerin 31/12/2020 tarihinden önce işten çıkarılması durumunda, işten çıkış tarihinden önceki takvim yılında istihdam edilen ortalama sigortalı sayısının üzerinde kalınmak koşuluyla, terkin edilecek vergi tutarının tespitinde, ilave istihdam amacıyla işe alınanlardan kalan sigortalılar dikkate alınır. Bu durumda, sigortalılardan hangisi için teşvikten yararlanılacağı işveren tarafından serbestçe belirlenir.

Örnek 1: İşveren (A)’nın, 2017 yılı içinde verdiği aylık prim ve hizmet belgelerindeki ortalama sigortalı sayısı 20’dir. Bu işveren, 2017 yılı ortalaması olan 20 sigortalısına ilave olarak 2018 yılının Nisan ayında destek kapsamında bulunan 5 sigortalı istihdam etmiştir.

Buna göre, işveren (A), Nisan ayında istihdam ettiği ve şartların tamamını taşıyan 5 sigortalısı için teşvikten yararlanabilecektir.

Örnek 2: İşveren (B)’nin, 2017 takvim yılında verdiği aylık prim ve hizmet belgelerindeki ortalama işçi sayısı 30’dur. Bu işveren, 8/5/2018 tarihinde ilave istihdama ilişkin şartları taşıyan 8 işçi istihdam etmiş ve bu işçiler için teşvikten yararlanmaya başlamıştır.

İşveren (B), 2018 Eylül ayında teşvik kapsamında olmayan 4 işçisini işten çıkarmıştır. Bu durumda işveren (B), ilave istihdam etmiş olduğu 8 işçi için Eylül 2018’e kadar ilave istihdam teşvikinden yararlanacak olup bu tarihten sonra ise 2017 yılında istihdam ettiği ortalama 30 sigortalının üzerinde kalan 4 işçi için teşvikten yararlanacaktır. Teşvikten yararlanacağı 4 işçinin hangisi olacağı işveren tarafından serbestçe belirlenecektir.

Örnek 3: İşveren (D), 2017 takvim yılında tescil ettirdiği işyerinde sigortalı işçi çalıştırmamıştır. 2/2/2018 tarihinde işe aldığı 2 işçi için ilk defa sigortalı bildiriminde bulunmuştur.

Bu işveren, ilk defa sigortalı bildiriminde bulunduğu ayı takip eden üçüncü aya ilişkin (Mayıs ayına ait olup Haziran ayında verilecek) aylık muhtasar beyanname/muhtasar ve prim hizmet beyannamesinden itibaren Mayıs ayına ilişkin ödediği ücretler üzerinden gelir vergisi stopajı teşvikinden yararlanmaya başlayacaktır.

2018 yılında işe yeni başlayan mükellefler için de gelir vergisi stopaj teşviki aynı şekilde uygulanacaktır.

2.4447 sayılı Kanunun Geçici 20’nci Maddesi Kapsamında İşe Alınan Ücretlilere İlişkin Gelir Vergisi Stopajı Teşviki Uygulaması

2.1. Gelir vergisi stopajı teşvikinden faydalanılmasına ilişkin şartlar

— 4447 sayılı Kanunun Geçici 20’nci maddesi kapsamında öngörülen şartları taşıyan ve imalat sektöründe faaliyette bulunan özel sektör işverenleri, 1/1/2018 tarihinden itibaren işe aldıkları sigortalılardan dolayı gelir vergisi stopajı teşvikinden aşağıdaki şartlar dahilinde faydalanacaktır.

a. İşverenin, 2017 yılında Sosyal Güvenlik Kurumuna verilen aylık prim ve hizmet belgelerinde kayıtlı sigortalı sayısı ortalamasının 1 ila 3 olması,

b. İşverenin ustalık belgesi sahibi olması,

c. Sigortalının işe giriş tarihi itibariyle 18 yaşından büyük ve 25 yaşından küçük olması,

d. Sigortalının Türkiye İş Kurumuna kayıtlı işsiz olması,

e. Sigortalının işe başlama tarihinden önceki üç ay içerisinde, toplam on günden fazla; 5510 sayılı Kanunun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentleri kapsamında Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmemiş olması ve sigortalının isteğe bağlı sigortalılık hariç 5510 sayılı Kanunun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı olmaması,

f. Sigortalının, 2017 yılında işyerinden Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilen aylık prim ve hizmet belgelerinde veya muhtasar ve prim hizmet beyannamelerinde kayıtlı sigortalı sayısının ortalamasına ilave olarak işe alınması.

2.2. İstisna uygulamasında süre

— Bu madde kapsamında gelir vergisi stopajı teşviki, 31/12/2018 tarihine kadar uygulanmak üzere, 1/1/2018 ila 31/12/2018 tarihleri arasında teşvik kapsamına giren çalışanlara uygulanır.

2.3. Gelir vergisi stopaj teşvikinin uygulanması

— 4447 sayılı Kanunun Geçici 20’nci maddesinden yararlanan işverenler için gelir vergisi stopajı teşviki 31/12/2018 tarihini geçmemek üzere, sigortalının işe alındığı ayı takip eden ilk aydan başlamak üzere her ikinci ay için uygulanır. Üç aylık muhtasar beyanname/muhtasar ve prim hizmet beyannamesi veren mükellefler tarafından gelir vergisi stopajı teşviki uygulamasında, üç aylık dönemlere tekabül eden aylar dikkate alınır.

— Bu madde kapsamına giren işyerleri en fazla iki sigortalı için destekten yararlanabilir.

— 2018 yılında 5510 sayılı Kanun kapsamına alınan işyerleri ile daha önce Kanun kapsamına alındığı halde 2017 yılında Sosyal Güvenlik Kurumuna aylık prim ve hizmet belgesi veya muhtasar ve prim hizmet beyannamesi vermeyen ve 2018 yılında ilk defa sigortalı bildiriminde bulunan işyerleri bu madde kapsamında gelir vergisi stopajı teşvikinden yararlanamaz.

— 2017 yılında Sosyal Güvenlik Kurumuna verilen aylık prim ve hizmet belgelerinde kayıtlı sigortalı sayısı ortalaması 3’ten fazla olan işyerleri bu madde kapsamında gelir vergisi stopajı teşvikinden yararlanamaz.

— 4447 sayılı Kanunun Geçici 20’nci maddesine göre prim ve ücret desteği sağlanmayan aylar için gelir vergisi stopajı teşviki de uygulanmaz.

Teşvikten yararlanılmaya başlanmasından sonra gerek eski çalışanların gerekse ilave istihdam edilenlerin 31/12/2018 tarihinden önce işten çıkarılması durumunda, 2017 takvim yılında istihdam edilen ortalama sigortalı sayısının üzerinde kalınmak koşuluyla, terkin edilecek vergi tutarının tespitinde, ilave istihdam amacıyla işe alınanlardan kalan sigortalılar dikkate alınır. Bu durumda, sigortalılardan hangisi için teşvikten yararlanılacağı işveren tarafından serbestçe belirlenir.

Örnek 4: İmalat sektöründe faaliyette bulunan işveren (E)’nin 2017 yılı aylık prim hizmet belgelerindeki sigortalı sayısı ortalaması 3 işçidir. İşveren 15/1/2018 tarihinde ilave istihdam şartlarını taşıyan 3 ilave işçi istihdam etmiştir.

İşveren (E)’nin, işe aldığı ilave 3 işçiden 2’si için işe giriş tarihini takip eden aydan başlamak ve iki ayda bir hesaplanmak üzere, Şubat, Nisan, Haziran, Ağustos, Ekim, Aralık ayı ücretleri üzerinden, bu aylara ilişkin vereceği muhtasar beyannamelerinde/muhtasar ve prim hizmet beyannamelerinde gelir vergisi stopajı teşvikinden yararlanacaktır.

Örnek 5: Üç ayda bir muhtasar beyanname veren ve imalat sektöründe faaliyette bulunan işveren (F)’nin 2017 yılı aylık prim ve hizmet belgelerindeki sigortalı sayısı ortalaması 2 işçidir. İşveren 15/2/2018 tarihinde ilave istihdam şartlarını taşıyan 2 ilave işçi istihdam etmiştir.

İşveren (F)’nin, işe aldığı ilave 2 işçiden dolayı işe giriş tarihini takip eden aydan başlamak ve iki ayda bir hesaplanmak üzere, Mart, Mayıs, Temmuz, Eylül, Kasım ayı ücretleri üzerinden,

2018    yılı       Nisan, Temmuz,         Ekim   ve        Ocak   2019’da          vereceği          muhtasar beyannamelerinde/muhtasar ve prim hizmet beyannamelerinde gelir vergisi stopajı teşvikinden yararlanacaktır.

Örnek 6: İşveren (G)’nin, 2017 takvim yılında verdiği aylık prim ve hizmet belgelerindeki ortalama işçi sayısı 1’dir. Bu işveren, 8/3/2018 tarihinde ilave istihdama ilişkin şartları taşıyan 2 işçi istihdam etmiş ve bu işçiler için teşvikten yararlanmaya başlamıştır. İşveren (G), 2018 Eylül ayında teşvik kapsamında olmayan 1 işçisini işten çıkarmıştır.

Bu durumda işveren (G), ilave istihdam etmiş olduğu 2 işçi için Nisan, Haziran ve Ağustos aylarında ilave istihdam teşvikinden yararlanacak olup Ekim ve Aralık aylarında ise 2017 yılında istihdam ettiği ortalama 1 sigortalının üzerinde kalan 1 işçi için teşvikten yararlanacaktır. Teşvikten yararlanacağı 1 işçinin hangisi olacağı işveren tarafından serbestçe belirlenecektir.

3. Ortak Hükümler

3.1. Uygulamanın esasları

— 4447 sayılı Kanunun Geçici 21’inci maddesi kapsamında gelir vergisi stopajı teşviki uygulanan ücretlerin vergilendirilmesinde, öncelikle asgari geçim indirimi dikkate alınır.

— 4447 sayılı Kanunun Geçici 21’inci maddesi kapsamında muhtasar beyanname/ muhtasar ve prim hizmet beyannameleri üzerinden terkin edilecek tutar, teşvikten yararlanılan sigortalı bazında ve teşvikten yararlanılan yılda uygulanacak asgari ücretin aylık brüt tutarının çalışılan gün sayısına isabet eden kısmı üzerinden hesaplanan gelir vergisinden asgari geçim indiriminin mahsup edilmesi sonucu kalan tutarı geçemez.

— 4447 sayılı Kanunun Geçici 21’inci maddesi kapsamında gelir vergisi stopajı teşvikinden yararlanmak isteyen işverenlerin, Tebliğin ekinde yer alan “İstihdamın Teşvikine İlişkin Bildirim”i (EK:1) doldurmaları ve muhtasar beyanname/muhtasar ve prim hizmet beyannamesi ekinde vermeleri zorunludur.

— Bildirimin (XIV) numaralı sütununda yer alan terkin edilebilecek vergi tutarını verecekleri muhtasar beyannamenin/muhtasar ve prim hizmet beyannamesinin Tablo-1 “Matrah ve Vergi Bildirimi” bölümünün (20-e) No.lu satırında (4447 sayılı Kanunun Geçici 21 inci maddesi kapsamında terkin edilecek tutar) göstereceklerdir. Bu tutar, aynı beyannamenin (19) No.lu satırında gösterilen gelir vergisi kesintisi toplamından indirilerek terkin işlemi gerçekleştirilmiş olacaktır.

— Terkin işlemi sonrasında kalan gelir vergisi tutarı, muhtasar beyannamenin/ muhtasar ve prim hizmet beyannamesinin (21) No.lu “Terkin Sonrası Kalan Gelir Vergisi Tutarı” satırında gösterilecektir. Bu tutar tahakkuka esas alınacak ve beyannamenin Tablo-2 “Tahakkuka Esas İcmal Cetveli” bölümünün (2) No.lu “Tahakkuk Eden” satırına aktarılacaktır.

— 4447 sayılı Kanunun Geçici 21 inci maddesi kapsamında terkine konu edilen tutar muhtasar beyannamenin/muhtasar ve prim hizmet beyannamesinin (20-e) No.lu satırında gösterilmiş olduğundan, vergi dairesince ayrıca bir terkin işlemi yapılmayacaktır.

— 7103 sayılı Kanunun 44’üncü maddesinin 1/1/2018 tarihinden itibaren uygulanmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girmesi nedeniyle;

a. Bu Tebliğin yayımı tarihine kadar Tebliğin 4 ve 7’nci maddelerindeki şartları taşıyan sigortalılardan dolayı yararlanılamayan gelir vergisi stopajı teşvik tutarları, bu tarihten sonra verilecek ilk muhtasar beyanname/muhtasar ve prim hizmet beyannamesi üzerinde mahsup edilecektir. Mahsup işleminin yapılabilmesi için teşvikten yararlanılamayan dönemlere ait bilgilerin de ilk muhtasar beyanname/muhtasar ve prim hizmet beyannamesi ekinde verilecek bildirime eklenmesi gerekmektedir.

b. Bu suretle mahsup edilemeyen bir tutarın kalması halinde, kalan tutar, sonraki aylarda verilecek muhtasar beyannameler/muhtasar ve prim hizmet beyannameleri üzerinde, yukarıda açıklanan esaslar çerçevesinde mahsup edilecek olup önceki dönemlere ait muhtasar beyannameler/muhtasar ve prim hizmet beyannameleri için bu nedenle düzeltme yapılmayacaktır.

c. Üç aylık muhtasar beyanname/muhtasar ve prim hizmet beyannamesi veren mükelleflerce doldurulacak olan bildirimde, teşvikten faydalanılan her ay ayrı satırda gösterilecektir.

Örnek 7: İşveren (H)’nin, 2017 takvim yılında verdiği aylık prim ve hizmet belgelerindeki ortalama işçi sayısı 20’dir. Bu işveren, 8/1/2018 tarihinde ilave istihdama ilişkin şartları taşıyan 2 işçi istihdam etmiştir.

İşveren (H), 2018 yılı Ocak, Şubat, Mart, Nisan ve Mayıs aylarına ilişkin muhtasar beyanname/muhtasar ve prim hizmet beyannamelerini kanuni süresinde vermiştir. İşveren (H), Ocak, Şubat, Mart, Nisan ve Mayıs aylarında gelir vergisi stopajı teşvikinden yararlanamamıştır.

Bu durumda işveren (H), yararlanamadığı gelir vergisi stopaj teşvik tutarları ile Haziran ayına ait teşvik tutarını, Temmuz/2018’de vereceği muhtasar beyanname/muhtasar ve prim hizmet beyannamesi üzerinden mahsup edebilecektir.

Örnek 8: İşveren (I), 2017 yılı için verdiği aylık prim ve hizmet belgelerinde ortalama 5 işçi çalıştırdığını bildirmiştir. İşveren (I), 1/6/2018 tarihinden itibaren işletmesinde çalıştırdığı işçi sayısını, Tebliğin 4’üncü maddesindeki ilave istihdama ilişkin şartları taşıyan 1 ilave işçi ile 6’ya çıkarmıştır. İlave istihdam edilen işçi bekar olup asgari ücret almaktadır.

Bu işverenin teşvikten faydalanacağı tutar aşağıdaki şekilde hesaplanmıştır.

Aylık Brüt Ücret Tutarı 2.029,50 TL
Aylık Vergi Matrahı [2.029,50-(2.029,50x%15*=)] 1.725,07 TL
2018 Yılı Haziran Ayı Asgari Ücret Üzerinden Hesaplanan Vergi 258,76 TL
Asgari Geçim İndirimi 152,21 TL
4447 sayılı Kanunun Geçici 21 inci Maddesi Kapsamında Terkin Edilecek Tutar (258,76-152,21=) 106,55 TL
Bu İşçi için Vergi Dairesine Ödenecek Tutar [258,76-(152,21+106,55=)] 0 TL
*SGK primi işçi payı %14+İşsizlik sigortası primi işçi payı %1=%15

Örnek 9: İşveren (L), 2017 yılı için verdiği aylık prim ve hizmet belgelerinde ortalama 12 işçi istihdam ettiğini bildirmiştir. İşveren (L), 1/12/2018 tarihinden itibaren işletmesinde çalıştırdığı işçi sayısını, ilave istihdama ilişkin şartları taşıyan 1 ilave işçi ile 13’e çıkarmıştır.

2018 yılı Aralık ayında 5.000 TL brüt ücretle istihdam edilmeye başlanan ve ilave istihdama ilişkin tüm şartları taşıyan bekâr çocuksuz bir hizmet erbabı için yararlanılacak teşvik tutarı aşağıdaki gibi olacaktır.

Aylık Brüt Ücret Tutarı 5.000,00 TL
Aylık Vergi Matrahı [5000-(5000x%15*)] 4.250,00 TL
2018 Yılı Aralık Ayında Hesaplanan Vergi 637,50 TL
2018 Yılı Aralık Ayında Asgari Ücret Üzerinden Hesaplanan Vergi** 258,76 TL
Asgari Geçim İndirimi 152,21 TL
4447 sayılı Kanunun Geçici 21 inci Maddesi Kapsamında Terkin Edilecek Tutar (258,76-152,21=) 106,55 TL
Bu İşçi için Vergi Dairesine Ödenecek Tutar [(637, 50-(106,55+152,21)=] 378,74 TL
*SGK primi işçi payı %14+İşsizlik sigortası primi işçi payı %1=%15

**Aralık ayında işe başlayan asgari ücretlinin %15 oranında hesaplanan gelir vergisi

3.2. Teşvikten faydalanılamayacak durumlar

Aşağıda yazılı çalışanlardan dolayı, söz konusu madde ile getirilen gelir vergisi stopajı teşvikinden faydalanılamaz.

a. Kamu idarelerine ait işyerlerinde çalışanlar,

b. 21/4/2005 tarihli ve 5335 sayılı Kanunun 30’uncu maddesinin ikinci fıkrası kapsamına giren kurum ve kuruluşlara ait işyerlerinde çalışanlar,

c. 8/9/1983 tarihli ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’na, 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’na ve uluslararası anlaşma hükümlerine istinaden yapılan alım ve yapım işleri ile 4734 sayılı Kanundan istisna olan alım ve yapım işlerine ilişkin işyerlerinde çalışanlar,

d. Sosyal güvenlik destek primine tabi çalışanlar,

e. Yurt dışında çalışan sigortalılar,

f. 4447 sayılı Kanunun Geçici 19 ve 20’nci maddesinde öngörülen diğer şartları sağlayamayan işyerlerinde çalışanlar.

3.3. Diğer hususlar

— Üç aylık dönemler halinde verilen muhtasar beyannamelerde/muhtasar ve prim hizmet beyannamelerindeki ilave istihdam ile ilgili şartların varlığı her bir ay için ayrı ayrı değerlendirilerek terkin edilecek tutar belirlenecektir.

— Birden fazla işyerinde faaliyette bulunan ve her bir işyeri için ayrı ayrı aylık prim ve hizmet belgesi veren işverenler, ilave istihdamdan dolayı gelir vergisi stopajı teşvikine ilişkin şartları her işyeri için ayrı ayrı dikkate alacaktır. İşverenin birden fazla işyerindeki çalışanlarına yaptığı ücret ödemeleri ile ilgili tek muhtasar beyanname/muhtasar ve prim hizmet beyannamesi vermesinin bir önemi bulunmamaktadır.

— 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 81’inci maddesi kapsamında, ferdi işletmelerin sermaye şirketlerine devir olunması, kollektif ve adi komandit şirketin sermaye şirketine dönüşmesi hali ile 13/6/2006 tarihli ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 19’uncu maddesinin birinci fıkrası kapsamında gerçekleştirilen devir işlemlerinde işverenler, bu işlemler öncesinde ilave istihdam kapsamında olan işçiler için teşvikten faydalanmaya devam ederler.

— İlave istihdam teşvikinden faydalanan işverenin ölümü halinde, aynı işe devam eden mirasçıların şartları taşımak kaydıyla teşvikten faydalanmaları mümkündür.

— 4447 sayılı Kanunun Geçici 21’inci maddesi kapsamında, gelir vergisi stopajı teşvikinden yararlanmakta olan işverenler; aynı sigortalı için diğer kanunlarda yer alan benzer nitelikli gelir vergisi stopajı teşviklerinden yararlanamaz.

— Teşvik kapsamında olan bir çalışanın, teşvik süresini tamamlamadan işten ayrılıp yeniden işe başlaması halinde, bu maddede belirtilen şartların sağlanması kaydıyla belirlenen yararlanma süresini aşmamak üzere söz konusu çalışan için, yeniden işe başladığı tarihteki durumu dikkate alınarak, kalan süre kadar bu teşvikten yararlanılabilir.

— Teşvik uygulamasında, işverenlerin tam veya dar mükellefiyet esasında vergilendirilmesinin bir önemi bulunmamaktadır.

— Teşvikten yararlanan işverenlerin sonradan yapılan tespitlerde teşvikten yararlanma şartlarını haiz olmadıklarının belirlenmesi halinde, tahakkuk ettirilerek terkin edilen vergi, 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ile 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri çerçevesinde gerekli müeyyideler uygulanarak tahsil edilecektir.

Söz konusu Tebliğ yayımı tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir.

Kaynak: TÜRMOB

— Gelir Vergisi Genel Tebliği (Seri No: 304)

— 4447 Sayılı Kanun Geçici 19. Maddesi

— 4447 Sayılı Kanun Geçici 20. Maddesi

Çarşamba, 11 Temmuz 2018 12:29

Fazla Çalışma Ücretinin Hesaplanması

Fazla mesai ücreti, işçinin haftalık çalışma süresinin 45 saati aşması durumunda gündeme gelir. En önemli özelliği ise, işçinin normal ücretine göre %50 zamlı olmasıdır. İşçiler, kendilerine ödenen fazla mesai ücreti ile olması gerekeni kıyaslamak istediklerinde, bu çok kolay olmamaktadır. Size, anlaşılabilir şekilde, fazla mesai ücretinizin nasıl hesaplanması gerektiğini açıklayacağım.

Fazla mesai ne zaman olur?

İşçinin haftalık çalışma süresi en çok 45 saattir. İş Kanununun 41inci maddesine göre, haftada 45 saatin üzerinde yapılan çalışmalar fazla çalışma olarak kabul edilmekte ve bu çalışma için zamlı ücret ödenmesi öngörülmektedir.

O halde, fazla mesai hesabı yapmak istiyorsanız, günlük ya da aylık hesaplamaları bir kenara bırakmalısınız. Bunu söylememin sebebi, sitemize bu konuda gelen yüzlerce sorunun olmasıdır. Öyle ki, işçiler genelde fazla mesai sürelerini aylık hesaplamaya çalışmakta ve bazen de gün hesabı yapmaktadır. Genel kural, bir haftalık yani 7 günlük zaman diliminin esas alınmasıdır. Bu hususta anlaştıysak, şimdi de ücretin miktarına bakalım.

Fazla mesai ücreti

Bu ücret her işçi için farklı olacaktır. Çünkü, fazla mesai ücreti, işçinin normal saatlik ücretine göre belirlenmektedir. İşçinin saatlik ücreti bulunmalı ve bu rakamın yüzde elli zamlı hali esas alınmalıdır. Peki ama bir saatlik ücreti nasıl bulacağız?

İşçinin saatlik ücreti

Bunun hesabı çok kolaydır. Daha önce de anlattığımız gibi, işçinin çalışma süresi en çok 45 saattir ve kural olarak işçiye haftada bir gün hafta tatili verilmesi gerekir. Hem uygulamada hem de Yargıtay kararlarında, bu durum dikkate alınarak, işçinin günlük çalışma süresi 7,5 saat ve 30 günlük çalışma süresi de toplam 225 saat olarak belirlenmiştir.

Saatlik ücretini merak eden işçinin yapması gereken, aylık net maaşını 225’e bölmektir. Böylece çalışılan her bir saat karşılığında hak edilen ücreti bulmuş oluruz.

Fazla mesai ücreti %50 zamlı

Saatlik ücreti bulduğumuza göre, fazla mesai saatlik ücretini bulmak artık çok kolaydır. Yapmanız gereken tek şey, saatlik ücretinizi 1,5 ile çarpmak ve böylece fazla mesai ücretinizi bulmaktır. Şimdi, bir örnekle konuyu pekiştirelim.

Fazla çalışma ücreti hesaplama örneği

Örnek kolay anlaşılsın diye, işçinin net maaşının tam olarak 2.250 lira olduğunu varsayalım. Bu işçi, o hafta 50 saat çalışmış olsun.

  • İşçinin saatlik ücreti 2.250÷225 yani 10 TL’dir.
  • Saatlik fazla mesai ücreti ise 10×1,5 yani 15 TL’dir.
  • Yapılan fazla mesai süresi ise 5 saattir.

Artık tüm veriler elimizde. İşçi yapmış olduğu 5 saatlik fazla mesai karşılığında 75 lira fazla mesai ücreti alacaktır. Bu işçinin, ay sonunda bordosunda görmesi gereken NET tutar budur.

SONUÇ,

Fazla mesai tutarının hesaplanması çok kolaydır ve herkes tarafından yapılabilir. Burada asıl sorun, fazla mesai süresinin hesabıdır. Yukarıda da belirttiğim gibi, fazla mesailerinizi günlük ya da aylık hesaplama hatasına düşmeyin. Çünkü fazla mesai haftalık hesaplanır.

7 günlük zaman dilimini esas almalı ve bu süredeki çalışma sürenizi bulmalısınız. Hatta her 7 günlük zaman dilimi, birbirinden bağımsız olarak hesaplanmalıdır. Sonuç olarak, bir haftadaki çalışma süreniz 45 saati geçmişse, fazla çalışma ücreti almanız gerekir.

Son olarak size bir formül vermem gerekirse, şu basit formül size tam sonucu verecektir:

(Aylık maaş÷225)×(1,5)×(Fazla mesai saati)

https://iscidunyasi.com/fazla-calisma-ucreti-hesaplama-ornegi/

 

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İZMİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü

Sayı: 84098128-120.01.02.07[40-2013-3]-143

Tarih: 20/03/2015

Konu: İş akdi feshedilen işçiye ödenecek olan kıdem ve ihbar tazminatlarının hangi dönemde gider yazılacağı.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; 31.12.2012 tarihinde iş akdi feshedilen işçinin 2013 yılının Ocak ayında ödenecek olan kıdem ve ihbar tazminatlarının hangi dönemde gider yazılacağı, 31.12.2012 tarihli tazminat bordroları ile işçiden kesilen gelir ve damga vergilerinin hangi dönemde beyan edilip ödeneceği ile 2009 yılında iş akdi işveren tarafından haklı nedenlerle feshedilmiş işçiye ödenmeyen tazminat için iş mahkemesinde açılan ve 2012 yılında şirket aleyhine verilen karara istinaden ödenecek olan tazminatın 2012 yılı mali karının tespitinde gider yazılıp yazılamayacağı hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

1) GELİR VE KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6’ncı maddesinin birinci fıkrasıyla kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı belirtilmiş, maddenin ikinci fıkrasıyla da safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.

Bu hüküm uyarınca tespit edilecek kurum kazancından Kurumlar Vergisi Kanununun 8’inci maddesi ile 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 40’ıncı maddesinde yer alan giderler indirilebilecektir.

Gelir Vergisi Kanununun 37’nci maddesinde ticari kazancın tarifi yapılarak her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu, 40’ıncı maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendinde ise, işle ilgili olmak şartıyla, mukavelenameye, ilama veya kanun emrine istinaden ödenen zarar, ziyan ve tazminatların ticari kazancın tespitinde gider olarak indirileceği  hükme bağlanmıştır.

Aynı Kanunun 61’inci maddesinde; ücretin, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatler olduğu, ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olmasının veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunmasının onun mahiyetini değiştirmeyeceği, yine bu Kanunun 25’inci maddesinin birinci fıkrasının  (7) numaralı bendi ile 1475 sayılı İş Kanunu ve 854 sayılı Deniz İş Kanununa göre ödenmesi gereken kıdem tazminatlarının tamamı ile 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlar ile Çalıştırılanlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Kanununa göre ödenen kıdem tazminatlarının hizmet erbabının 24 aylığını aşmayan miktarlarının (hizmet ifa etmeksizin ödenen ücretler tazminat sayılmaz) gelir vergisinden müstesna olacağı hüküm altına alınmıştır.

Anılan Kanunun 94’üncü maddesinde, vergi tevkifatı yapmakla yükümlü kişiler ve kurumlar belirlenerek vergi tevkifatına tabi olan kazanç ve iratlar bentler halinde sıralanmış, maddenin birinci fıkrasının  (1) numaralı bendinde hizmet  erbabına  ödenen  ücretler  ile  61’nci maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç) 103 ve 104’üncü maddelerine göre istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben ödemeyi yapanlar veya menfaati sağlayanlar tarafından tevkifat yapılacağı, 96’ncı maddesinde, vergi tevkifatının 94 üncü madde kapsamına giren nakden veya hesaben yapılan ödemelere uygulanacağı, bu maddede geçen hesaben ödeme deyiminin, vergi tevkifatına tabi kazanç ve iratları ödeyenleri istihkak sahiplerine karşı borçlu durumda gösteren her türlü kayıt ve işlemleri ifade ettiği, 98’inci maddesinde de, 94’üncü madde gereğince vergi tevkifatı yapmaya mecbur olanların bir ay içinde yaptıkları ödemeler veya tahakkuk ettirdikleri kârlar ve iratlar ile bunlardan tevkif ettikleri vergileri, ertesi ayın yirmiüçüncü günü akşamına kadar ödeme veya tahakkukun yapıldığı yerin bağlı olduğu vergi dairesine bildirmeye mecbur oldukları hüküm altına alınmıştır.

Diğer taraftan,  120’nci maddesinde; ”25.8.1971 tarihli ve 1475 sayılı İş Kanununun 14’üncü maddesi hariç diğer maddeleri yürürlükten kaldırılmıştır.” hükmü yer almakta olup işçinin ya da çalışanın kıdem tazminatı almaya hak kazanabilme şartlarının düzenlendiği 1475 sayılı İş Kanununun 14’üncü maddesinde ise;

”Bu Kanuna tabi işçilerin hizmet akitlerinin:

  1. 1. İşveren tarafından bu Kanunun 24 üncü maddesinin II numaralı bendinde gösterilen sebepler dışında,
  2. 2. İşçi tarafından bu Kanunun 25 inci maddesi uyarınca,
  3. 3. Muvazzaf askerlik hizmeti dolayısıyla,
  4. 4. Bağlı bulundukları kanunla kurulu kurum veya sandıklardan yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödeme almak amacıyla;
  5. 5. 506 sayılı Kanunun 60’ıncı maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin (a) ve (b) alt bentlerinde öngörülen yaşlar dışında kalan diğer şartları veya aynı kanunun geçici 81’inci maddesine göre yaşlılık aylığı bağlanması için öngörülen sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayarak kendi istekleriyle işten ayrılmaları nedeniyle,

Feshedilmesi veya kadının evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde kendi arzusu ile sona erdirmesi veya işçinin ölümü sebebiyle son bulması hallerinde işçinin işe başladığı tarihten itibaren hizmet akdinin devamı süresince her geçen tam yıl için işverence işçiye 30 günlük ücreti tutarında kıdem tazminatı ödenir. Bir yıldan artan süreler için de aynı oran üzerinden ödeme yapılır.

Ancak, toplu sözleşmelerle ve hizmet akitleri ile belirlenen kıdem tazminatlarının yıllık miktarı, Devlet Memurları Kanununa tabi en yüksek Devlet memuruna 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre bir hizmet yılı için ödenecek azami emeklilik ikramiyesini geçemez??

hükmüne yer verilmiştir.

Öte yandan, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa göre en yüksek gösterge ve ek göstergeden aylık ödemesi Başbakanlık Müsteşarına yapılmaktadır. Buna göre, kıdem tazminatının tavanı Başbakanlık Müsteşarına ödenecek emekli ikramiyesi tutarı kadardır.

Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalar çerçevesinde; kıdem ve ihbar tazminatının gider kaydı konusunda Gelir Vergisi Kanununun 40’ıncı maddesinde özel bir hüküm olmamakla birlikte maddenin birinci fıkrasının (3) numaralı bendi çerçevesinde kurum kazancının tespitinde gider olarak indirilebilmesi için İş Kanununa göre işçinin kıdem tazminatına hak kazanması ve hak edilen kıdem tazminatının da işçiye ödenmiş olması gerekir. Tahakkuk etmiş olsa da ödenmemiş kıdem tazminatının gider yazılması mümkün değildir.

Bu nedenle,  iş akdinin fesih sözleşmesi ile sona erdirilmesi veya mahkeme kararı dolayısıyla şirketiniz tarafından çalışanlarınıza ödenecek kıdem ve ihbar tazminatı giderlerinin, yukarıda yer alan hükümler çerçevesinde ödemenin yapıldığı dönemde kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.

Ayrıca, söz konusu ödemeler dolayısıyla yapılan vergi tevkifatlarının, Gelir Vergisi Kanununun 98’inci maddesine istinaden ödemenin yapıldığı ayı takip eden ertesi ayın yirmiüçüncü günü akşamına kadar muhtasar beyanname ile bildirilmesi gerekmektedir.

Öte yandan, söz konusu tazminatın 1475 sayılı Kanunun 14’üncü maddesine göre hesaplanacak kıdem tazminatına tekabül eden kısmı gelir vergisinden istisna olup, kıdem tazminatının istisnayı aşan kısmı ile ihbar tazminatının tamamı ise Gelir Vergisi Kanununun 61’inci maddesi uyarınca ücret olarak  kabul edilecek ve gelir vergisi tevkifatına tabi tutulacaktır.

2) DAMGA VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1’inci maddesinde, bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olduğu; 3’ncü maddesinde, damga vergisinin mükellefinin kağıtları imza edenler olduğu; 19’uncu maddesinde, genel ve özel bütçeli dairelerle il özel idareleri ve belediyeler, bankalar, iktisadi kamu teşekkülleri ile bunların iştirakleri ve müesseseleri ve benzeri teşekkül, iştirak ve müesseselerin ödemelerinde kullanılan ve nispi vergiye tabi bulunan makbuzlarla bu mahiyetteki kağıtlara ait vergilerin, bu ödemelerin yapılması, avans suretiyle ödemelerde avansın itası sırasında ilgili daire ve müesseseler tarafından istihkaklardan kesinti yapılması şekliyle tahsil edileceği; lüzum görülen hallerde damga vergisini istihkaktan kesinti yapılması şeklinde ödetme konusunda Bakanlığımıza yetki tanındığı; 23’üncü maddesinde, genel bütçeli daireler dışında kalan ve istihkaktan kesinti yapmak durumunda bulunan daire ve müesseseler tarafından bir ay içinde kesilen damga vergisinin, ertesi ayın yirminci (371 sıra no.lu VUK Tebliği uyarınca 23’üncü) günü akşamına kadar ödemenin yapıldığı yer vergi dairesine bir beyanname ile bildirileceği ve 26’ncı günü akşamına kadar yatırılacağı hükme bağlanmıştır.

Diğer taraftan, 10 Seri No.lu Damga Vergisi Kanunu Genel Tebliği ile yaptıkları ödemelerden kestikleri gelir vergisini sorumlu sıfatıyla aylık muhtasar beyanname ile vergi dairesine bildirerek ödemek mecburiyetinde olan gerçek veya tüzel kişilerin, bu ödemeler sebebiyle düzenlenen kâğıtlara ait damga vergilerini de bu muhtasar beyanname ile aynı vergi dairesine ödemeleri Bakanlığımızca uygun görülmüştür.

Mezkur Kanuna ekli (1) sayılı tablonun “IV. Makbuzlar ve diğer kağıtlar” başlıklı bölümünün (1/b) fıkrasında, maaş, ücret, gündelik, huzur hakkı, aidat, ihtisas zammı, ikramiye, yemek ve mesken bedeli, harcırah, tazminat ve benzeri her ne adla olursa olsun hizmet karşılığı alınan paralar (avans olarak ödenenler dahil) için verilen makbuzlar ile bu paraların nakden ödenmeyerek kişiler adına açılmış veya açılacak cari hesaplara nakledildiği veya emir ve havalelerine tediye olunduğu takdirde nakli veya tediyeyi temin eden kağıtların nispi damga vergisine tabi olduğu hükme bağlanmıştır.

Buna göre, iş akdi feshedilen işçilere yapılacak ihbar ve kıdem tazminatı ödemelerine ilişkin olarak işçilerden kesilen damga vergisinin, ödemeye ilişkin kağıdın düzenlendiği tarihi izleyen ayın 23 üncü akşamına kadar vergi dairesine verilecek muhtasar beyanname ile bildirilmesi ve 26’ncı günü akşamına kadar ödenmesi gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

BURSA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü)

Sayı

:

95462982-105[VUK.ÖZLG-16-34]-11337

18.01.2018

Konu

:

Yarım kalan inşaatı tamamlamak üzere anlaşılan, ancak önceki müteahhidin yaptığı kısımlara ait giderlerin bilinmemesi nedeniyle inşaatın maliyetine nasıl eklenebileceği hk.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzun tetkikinden; İlimiz … Vergi Dairesi Müdürlüğünün … vergi kimlik numarasında kayıtlı mükellefi olduğunuz, müteahhitlik belgenizin bulunduğu, yarım kalmış bir inşaatı tamamlamak üzere devraldığınız, bir kısmı yapılan inşaat ile ilgili maliyetin önceki müteahhide ulaşamamanız nedeniyle temin edilemediğinden bahisle inşaatın maliyeti hesaplanırken önceki müteahhidin yaptığı giderlerin tamamlanmakta olan inşaatın maliyetine ne şekilde ekleneceği hususunda Başkanlığımızdan görüş talebinde bulunduğunuz anlaşılmıştır.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 37 nci maddesinin birinci fıkrasında, her türlü ticari ve sınai faaliyetten doğan kazancın ticari kazanç olduğu belirtilmiş, bu maddenin ikinci fıkrasının (4) numaralı bendinde ise gayrimenkullerin alım satım ve inşa işleri ile devamlı uğraşanların bu işlerden elde ettikleri kazancın ticari kazanç olduğu hükme bağlanmıştır.

Anılan Kanunun;

- 38 inci maddesinde; "Bilanço esasına göre ticari kazanç, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet farktır. Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce:

1. İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir;

2. İşletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur ... "

- 39 uncu maddesinde de, "İşletme hesabı esasına göre ticari kazanç, bir hesap dönemi içinde elde edilen hasılat ile giderler arasındaki müspet farktır. (Elde edilen hasılat, tahsil olunan paralarla tahakkuk eden alacakları; giderler ise, tediye olunan ve borçlanılan meblağları ifade eder.)

Ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu kanunun 40 ve 41 inci maddeleri hükümlerine uyulur."hükümlerine yer verilmiştir.

Diğer taraftan 213 Sayılı Vergi Usul Kanununun 174 üncü maddesinde, defterlerin hesap dönemi itibarıyla tutulacağı, kayıtların her hesap dönemi sonunda kapatılacağı ve ertesi dönem başında yeniden açılacağı, hesap döneminin normal olarak takvim yılı olduğu hükme bağlanmış olup, aynı Kanunun;

- 219 uncu maddesinde; "Muameleler defterlere zamanında kaydedilir. Şöyle ki:

a) Muamelelerin işin hacmine ve icabına uygun olarak muhasebenin intizam ve vuzuhunu bozmayacak bir zaman zarfında kaydedilmesi şarttır. Bu gibi kayıtların on günden fazla geciktirilmesi caiz değildir.

b) Kayıtlarını devamlı olarak muhasebe fişleri, primanota ve bordro gibi yetkili amirlerin imza ve parafını taşıyan mazbut vesikalara dayanarak yürüten müesseselerde, muamelelerin bunlara işlenmesi, deftere işlenmesi hükmündedir. Ancak bu kayıtlar, muamelelerin esas defterlere 45 günden daha geç intikal ettirilmesine cevaz vermez.

...",

- 227 nci maddesinde, "Bu kanunda aksine hüküm olmadıkça bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir.",

- 229 uncu maddesinde, "Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.",

hükümleri yer almaktadır.

Bunun yanı sıra, mezkûr Kanunun 262 nci maddesinde, maliyet bedelinin, iktisadi bir kıymetin iktisap edilmesi veyahut değerinin artırılması münasebetiyle yapılan ödemelerle bunlara müteferri bilumum giderlerin toplamını ifade ettiği hüküm altına alınmak suretiyle, iktisadi kıymetlerin maliyet bedellerinin tespitinde, fiili maliyetin esas alınması öngörülmüştür.

Bu çerçevede, tamamlamak üzere devraldığınızı belirttiğiniz yarım kalmış inşaatın bir bedel karşılığında devralınmış olması halinde, devir işlemi ve bedelinin önceki müteaahit tarafından adınıza düzenlenen fatura ile tevsik edilmesi ile işlemin aynı Kanunun kayıt hükümlerine uygun olarak yasal defterlerinize kaydedilmiş olması kaydıyla söz konusu devir bedelinin, inşaatın maliyetinin hesabında dikkate alınabileceği tabiidir.

Aksi takdirde, önceki müteahhit tarafından inşaatın yapımı aşamasında yapılan giderlerin, tarafınızca inşaatın maliyetinin hesabında dikkate alınması mümkün bulunmamaktadır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Hakkımızda

 ö z d o ğ r u l a r, 18.08.1988 tarihinde kurularak, Mali Müşavirlik faaliyetine başlamıştır. 

Sektöründe en iyi olma duygusu ile personeline "Kalite" bilincini yerleştirmeyi, Kalite Yönetim Sistemini sürekli iyileştirmeyi, müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı, amaç edinerek, 2003 Yılında, alanında Türkiye' de ilk olarak ISO 9001: 2000 Belgesi almıştır.

 

Mali Takvim

Öne Çıkanlar

  • AK Parti'den Açıklama Geldi: Genel Sağlık Sigortası (GSS) Borçları Silinecek AK Parti Grup Başkanvekili Usta, AK Parti grubunun Meclis Başkanlığı'na…
  • TAM İSTİSNA KAPSAMINDA YÜKLENİM KDV İADESİ ANALİZİ * Yüklenilen KDV’nin Yüklenildiği Dönem İle İadenin Talep Edildiği Dönem…
  • İTUS, HİS , ATU KAPSAMINDA KDV İADE HADLERİ İndirimli Teminat Uygulama Sistemi ( İTUS) Hızlandırılmış İade Sistemi (…
Top