Mehmet Özdoğru

Mehmet Özdoğru

Email: This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.
Çarşamba, 09 Mayıs 2018 16:09

Her Yönü İle Vergi Affından Faydalanmak

Kamuoyunda vergi affı/barışı olarak da bilinen “Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı” 30 Nisan 2018 tarihinde TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’na sunuldu.

Kanun Tasarısının hazırlanmasında temel olarak daha önce uygulanan ve benzer içerikli olan 19.8.2016 tarihli ve 6736 sayılı Kanun'dan yararlanıldığı görülmektedir. Ancak bu Tasarıda, farklı olarak, imar barışı gibi çok önemli düzenlemeler de yer almaktadır.

Bu sirkülerimizde tasarı metninde yer alan düzenlemelerden sadece öne çıkan hususlar özetlenmiştir. Tasarının yasalaşmasıyla birlikte Kanunun tamamını kapsayan detaylı sirküler sizlerle paylaşılacaktır.

Söz konusu Kanun Tasarısında;

  • Kesinleşmiş alacaklara,

  • Kesinleşmemiş veya dava safhasında alacaklara,

  • İnceleme ve tarhiyat aşamasında bulunan vergilere,

  • Matrah artırımına,

  • İşletme kayıtlarının düzeltilmesi,

  • İmar barışına

ilişkin düzenlemelere yer verilmektedir.

A) KAPSAMI

1) Yeniden yapılandırma kapsamına giren alacaklar:

  • Gelir Vergisi Kanunu, Kurumlar Vergisi Kanunu, Katma Değer Vergisi Kanunu, ÖTV, Damga ve Emlak Vergisi gibi Vergi Usul Kanunu kapsamına giren vergiler ile bunlara bağlı vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme zamları (2018 yılı Temmuz ayında ödenmesi gereken gelir vergisi ikinci taksiti ve 2018 yılı için tahakkuk eden motorlu taşıtlar vergisi ikinci taksiti hariç) ve vergi aslına bağlı olmayan vergi cezaları (usulsüzlük, özel usulsüzlük).

  • Gümrük Kanunu ve ilgili diğer kanunlar kapsamında gümrük yükümlülüğü doğan ve Gümrük ve Ticaret Bakanlığına bağlı tahsil daireleri tarafından 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre takip edilen gümrük vergileri, idari para cezaları, faizler, gecikme faizleri, gecikme zammı alacakları.

  • Sosyal güvenlik primi, emeklilik keseneği, işsizlik sigortası primi, SGDP, isteğe bağlı sigorta primleri ile bunlara bağlı gecikme cezası ve gecikme zamları,

  • Karayolları Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun, Milletvekili Seçimi Kanunu, Karayolları Trafik Kanunu, Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun, Anayasa Değişikliklerinin Halkoyuna Sunulması Hakkında Kanun, Karayolu Taşıma Kanunu, Nüfus Hizmetleri Kanunu, Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun, Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun ve Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun gereğince verilen idari para cezaları,

  • Belediyelerin idari para cezaları ile su, atık su, katı atık ücreti alacakları, büyükşehir belediyelerinin katı atık ücreti alacakları ile büyükşehir belediyelerine bağlı su ve kanalizasyon idarelerinin su ve atık su bedeli alacakları ile bu alacaklara bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer'i alacaklar.

2) Kanun’un kapsadığı dönem

Yapılandırmaya konu olacak alacaklar esas itibarıyla 31/03/2018 tarihi dikkate alınarak belirlenmiştir. 31/3/2018 tarihinden sonra ödenmesi gereken gelir vergisi taksitleri ile gelir veya kurumlar vergisine mahsuben 2018 yılında ödenmesi gereken geçici vergiler ile 2018 yılı için tahakkuk eden motorlu taşıtlar vergisi ikinci taksiti Kanun Tasarısı kapsamı dışında tutulmuştur.

B) KESİNLEŞMİŞ ALACAKLAR

Buna göre kesinleşmiş alacakların yeniden yapılandırılmasında ödenecek ve silinecek kamu alacakları aşağıdaki şekilde olacaktır.

Ödenecek Tutar

Tahsilinden Vazgeçilecek Tutar

Vergi / Gümrük vergisi asıllarının tamamı

Vergi aslına bağlı olarak kesilen cezaların ya da idari para cezalarının tamamı

Vergi aslına bağlı olmayan cezaların % 50’si

Vergi aslına bağlı olmayan cezaların kalan % 50’si

İştirak, yardım ve teşvik fiilleri nedeniyle kesilen vergi cezalarının % 50’si

İştirak, yardım ve teşvik fiilleri nedeniyle kesilen vergi cezalarının kalan % 50’si

Gecikme faizi, gecikme zammı ve gecikme cezası yerine Yİ-ÜFE esas alınarak belirlenecek tutar

Gecikme cezası, gecikme zammı, gecikme faizi gibi fer’i alacakların tamamı

C) KESİNLEŞMEMİŞ VEYA DAVA SAFHASINDA BULUNAN ALACAKLAR

Kesinleşmemiş veya dava safhasında bulunan alacaklar aşağıdaki gibi 3 ana başlık altında toplanmaktadır.

  • Vergi mahkemesinde dava açılmış ya da dava açma süresi henüz geçmemiş olan ikmalen, re’sen veya idarece yapılmış vergi tarhiyatları ile gümrük vergilerine ilişkin tahakkuklar.

  • Temyiz veya itiraz/istinaf süreleri geçmemiş ya da itiraz veya temyiz yoluna başvurulmuş ya da karar düzeltme talep süresi geçmemiş veya bu yola başvurulmuş olan ikmalen, re’sen veya idarece yapılmış vergi tarhiyatları ile gümrük vergilerine ilişkin tahakkuklar.

  • Uzlaşma aşamasında bulunan tarhiyatlar.

1) Vergi mahkemesinde dava açılmış ya da dava açma süresi henüz geçmemiş olan ikmalen, re’sen veya idarece yapılmış vergi tarhiyatları ile gümrük vergilerine ilişkin tahakkuklar

Vergi mahkemesinde dava açılmış ya da dava açma süresi henüz geçmemiş ise;

Durum Alacak konusu Alacak tutarı
Vergi Mahkemesinde Dava Açılmış Ya Da Dava Açma Süresi Henüz Geçmemiş Olan İkmalen, Re’sen veya İdarece Yapılmış Vergi Tarhiyatları ile Gümrük Vergilerine İlişkin Tahakkuklar Vergi/Gümrük vergisinin aslı %50’si ödenecek. Kalan kısmın (% 50’nin) tahsilinden vazgeçilecek
Vergi aslına bağlı vergi cezası/idari para cezası ve gecikme zamları Tamamının tahsilinden vazgeçilecek
Vergi aslına bağlı olmayan cezalar (usulsüzlük, özel usulsüzlük) Asla bağlı olmayan cezaların % 25’i ödenecek. Kalan kısmın (% 75’in) tahsilinden vazgeçilecek.
Faiz, gecikme faizi, gecikme zammı Faiz, gecikme faizi ve gecikme zammının tamamının tahsilinden vazgeçilecek, bunların yerine, vergi aslının ödenecek %50’lik kısmı üzerinden, aylık Yİ/ÜFE oranları ile hesaplanacak tutar tahsil edilecek

2) İtiraz/istinaf veya temyiz süreleri geçmemiş ya da itiraz veya temyiz yoluna başvurulmuş ya da karar düzeltme talep süresi geçmemiş veya bu yola başvurulmuş olan ikmalen, re’sen veya idarece yapılmış vergi tarhiyatları ile gümrük vergilerine ilişkin tahakkuklar

Bu aşamada Kanun Tasarısı; en son kararın Terkin, Tasdik veya Tadilen Tasdik ve Bozma Kararı olması sonucuna göre farklı imkanlar sunmaktadır.

Kanunda geçen ve alacakların tespitinde esas alınacak olan “en son karar” ifadesi tarhiyata/tahakkuka ilişkin verilen ve Kanun’un yayımı tarihinden önce taraflardan birine tebliğ edilmiş olan karardır. İdareye tebliğ edilip, mükellefe tebliğ edilmemesinin veya tam tersi durumun herhangi bir önemi bulunmamaktadır.

2.1 Vergi Mahkemesi Tarhiyatı Terkin Etmişse

Durum Alacak konusu Alacak tutarı
Son Kararın Terkin Olması Vergi/Gümrük vergisinin aslı İlk tarhiyata/ tahakkuka esas verginin/gümrük vergisinin %20’si ödenecek. Kalan kısmın (% 80’inin) tahsilinden vazgeçilecek.
Vergi aslına bağlı vergi cezası/idari para cezası ve gecikme zamları Tamamının tahsilinden vazgeçilecek
Vergi aslına bağlı olmayan cezalar (usulsüzlük, özel usulsüzlük) Asla bağlı olmayan cezaların % 10’u ödenecek. Kalan kısmın (% 90’ın) tahsilinden vazgeçilecek
Faiz, gecikme faizi, gecikme zammı Faiz, gecikme faizi ve gecikme zammının tamamının tahsilinden vazgeçilecek, bunların yerine, vergi aslının ödenecek %20’lik kısmı üzerinden, aylık Yİ/ÜFE oranları ile hesaplanacak tutar tahsil edilecek.

2.2 Vergi Mahkemesi Tarhiyatı Tasdik Etmişse

Durum Alacak konusu Alacak tutarı
Son Kararın Tasdik Olması Vergi/Gümrük vergisinin aslı Tasdik edilen kısmın tamamı, terkin edilen kısmın % 20’si ödenecek.
Vergi aslına bağlı vergi cezası/idari para cezası ve gecikme zamları Tamamının tahsilinden vazgeçilecek
Vergi aslına bağlı olmayan cezalar (usulsüzlük, özel usulsüzlük) Asla bağlı olmayan cezaların % 50’i ödenecek.
Kalan kısmın (% 50’sinin) tahsilinden vazgeçilecek.
Faiz, gecikme faizi, gecikme zammı Faiz, gecikme faizi ve gecikme zammının tamamının tahsilinden vazgeçilecek, bunların yerine, vergi aslının ödenecek kısmı (%100 veya % 20) üzerinden, aylık Yİ/ÜFE oranları ile hesaplanacak tutar tahsil edilecek.

2.3. Danıştay veya bölge idare mahkemesi bozma kararı vermişse

Durum Alacak konusu Alacak tutarı
Son Kararın Bozma Kararı Olması Vergi/Gümrük vergisinin aslı %50’si ödenecek.
Kalan kısmın (% 50’nin) tahsilinden vazgeçilecek.
Vergi aslına bağlı vergi cezası/idari para cezası ve gecikme zamları Tamamının tahsilinden vazgeçilecek
Vergi aslına bağlı olmayan cezalar (usulsüzlük, özel usulsüzlük) Asla bağlı olmayan cezaların % 25’i ödenecek.
Kalan kısmın (% 75’i) tahsilinden vazgeçilecek.
Faiz, gecikme faizi, gecikme zammı Faiz, gecikme faizi ve gecikme zammının tamamının tahsilinden vazgeçilecek, bunların yerine, vergi aslının ödenecek %50’lik kısmı üzerinden, aylık Yİ/ÜFE oranları ile hesaplanacak tutar tahsil edilecek.

2.4. Kısmen onama, kısmen bozma kararı verilmişse

Kısmen onama kısmen bozma kararı verilmişse; onanan kısım için “tasdik kararı”, bozulan kısım için “bozma kararı” hükümleri geçerli olacaktır.

3) Uzlaşma aşamasında

Burada kastedilen “Uzlaşma” tarhiyat sonrası uzlaşma safhasıdır. Tarhiyat öncesi uzlaşma aşamasındakiler inceleme safhası kapsamındadır.

Durum Alacak konusu Alacak tutarı
Uzlaşma Aşamasında Bulunan Tarhiyatlar (Uzlaşma hükümlerinden yararlanılmak üzere başvuruda bulunulmuş, uzlaşma günü verilmemiş veya uzlaşma günü gelmemiş ya da uzlaşma sağlanamamış ancak dava açma süresi geçmemiş olanlar) Vergi/Gümrük vergisinin aslı %50’si ödenecek.
Kalan kısmın (% 50’nin) tahsilinden vazgeçilecek.
Vergi aslına bağlı vergi cezası/idari para cezası ve gecikme zamları Tamamının tahsilinden vazgeçilecek
Vergi aslına bağlı olmayan cezalar (usulsüzlük, özel usulsüzlük) Asla bağlı olmayan cezaların % 25’i ödenecek. Kalan kısmın (% 75’i) tahsilinden vazgeçilecek.
Faiz, gecikme faizi, gecikme zammı Faiz, gecikme faizi ve gecikme zammının tamamının tahsilinden vazgeçilecek, bunların yerine, vergi aslının ödenecek %50’lik kısmı üzerinden, aylık Yİ/ÜFE oranları ile hesaplanacak tutar tahsil edilecek.

4) Yapılmış ödemenin mahsubu ve iade

Kanunun yayımlandığı tarihten önce ödeme yapılmış olması durumunda;

  • Vergi mahkemeleri nezdinde dava devam ederken tahakkuk etmeyen vergilerin, Kanunun yayım tarihinden önce ödenmiş olması halinde,

  • İlk derece mahkemesince verilen tasdik kararının üst yargı organınca bozulması üzerine, vergilerin Kanunun yayım tarihinden önce ödenmiş olması halinde

Ödenmiş tutar, yapılandırılma sonucunda hesaplanan vergi ve Yİ-ÜFE tutarından mahsup edilecek; kalan tutar, bu Kanunun 10 uncu maddesi gereğince red ve iade edilecektir.

Ç) İNCELEME VE TARHİYAT SAFHASINDA BULUNAN VERGİLER

Durum Alacak konusu Alacak tutarı
Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak, bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce başlanılmış ve Kanunun yayım tarihi itibariyle tamamlanamamış vergi incelemeleri ile takdir, tarh ve tahakkuk işlemlerinin tamamlanması sonucunda tarh edilecek vergiler ile bunlara bağlı cezalar ve gecikme faizleri ile vergi aslına bağlı olmayan cezalar Vergi/Gümrük vergisinin aslı %50’si ödenecek.
Kalan kısmın (% 50’nin) tahsilinden vazgeçilecek.
Vergi aslına bağlı vergi cezası/idari para cezası ve gecikme zamları Tamamının tahsilinden vazgeçilecek. İştirak nedeniyle kesilecek vergi ziyaı cezaları için vergi cezasının %25’i ödenecek
Vergi aslına bağlı olmayan cezalar (usulsüzlük, özel usulsüzlük) Asla bağlı olmayan cezaların % 25’i ödenecek.
Kalan kısmın (% 75’in) tahsilinden vazgeçilecek.
Faiz, gecikme faizi, gecikme zammı Gecikme faizleri yerine tarh edilen verginin ödenecek olan %50 lik kısmı üzerinden, verginin vade tarihinden bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar aylık Yİ-ÜFE oranlarıyla hesaplanacak tutar ödenecek. Ayrıca ihbarnamenin tebliği üzerine belirlenen dava açma süresinin sonuna kadar gecikme faizi hesaplanacak.

D) PİŞMANLIKLA VEYA KENDİLİĞİNDEN YAPILAN BEYANLAR

Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar;

  • VUK’nun 371’inci maddesine göre pişmanlıkla veya 30/4 üncü maddesine göre kendiliğinden verilen beyannameler

  • 4458 sayılı Kanuna ve ilgili diğer kanunlara göre tahakkuku ve tahsili gerektiği halde beyan edilmeyen aykırılıklara ait gümrük vergileri ile faizleri ile

  • 2018 yılına ve daha önceki dönemlere ilişkin olarak bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar bildirilen daha önce bildirilmemiş veya eksik bildirilmiş emlak vergisi

bu kapsamdadır.

Ödenecek Tutar

Tahsilinden Vazgeçilecek Tutar

Tarh edilen verginin tamamı

Alacak aslına bağlı olmayan cezaların tamamı

Pişmanlık zammı veya gecikme faizi yerine Kanunun yayımlandığı tarihine kadar Yi-ÜFE tutarı

Pişmanlık zammı ve gecikme faizinin tamamı

-

Vergi ziya cezasının tamamı

E) MATRAH VE VERGİ ARTIRIM

Tasarıya göre matrah artırımı; 2013, 2014, 2015 ve 2016 yıllarına ilişkin olarak gelir ve kurumlar vergisi ile katma değer vergisi ve bazı gelir ve kurumlar vergisi stopajları için yapılabilecektir.

Matrah artırımında bulunulan yıl için daha sonra vergi incelemesi ve cezalı tarhiyat yapılmayacaktır.

1- Kurumlar Vergisi Matrah Artırımı

Kurumlar vergisi matrah artırımı, belirlenen tüm yıllar (2013, 2014, 2015, ve 2016) için yapılabileceği gibi istenilen yıl ya da yıllar için de yapılabilecektir.

Matrah Artırımı ve Vergi Oranları ile Asgari Artırım Tutarı

Beyannameye İlişkin Yıl

Matrah Artırım Oranı

Asgari Artırım Tutarı

Normal Vergi Oranı

İndirimli Oran

2013

35%

36.190

20%

15%

2014

30%

38.323

20%

15%

2015

25%

40.701

20%

15%

2016

20%

43.260

20%

15%

İlgili yıla ilişkin olarak verilen beyannamede matrah beyan edilmemişse, matrah oluşmamışsa ya da hiç beyanname verilmemişse yine Asgari Artırım Tutarları dikkate alınacaktır. Örneğin 2016 yılına ilişkin zarar beyan eden bir şirket bu yıla ilişkin belirlenen 43.260 TL Asgari Artırım Tutarını dikkate alacaktır.

Artırılan matrahlar, %20 oranında vergilendirilecek ve üzerinden ayrıca herhangi bir vergi alınmayacaktır. Ancak, gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin, artırımda bulunmak istedikleri yıla ait yıllık beyannamelerini kanuni sürelerinde vermiş, bu vergi türlerinden tahakkuk eden vergilerini süresinde ödemiş ve bu vergi türleri için bu Kanunun 2 nci ve 3 üncü madde hükümlerinden yararlanmamış olmaları şartıyla bu fıkra hükmüne göre artırılan matrahları %15 oranında vergilendirilecektir. İstisna, indirim ve mahsuplar nedeniyle bu beyannameler üzerinden ödenmesi gereken verginin bulunmaması hâlinde de bu hüküm uygulanacaktır.

Artırılan matrahlar üzerinden ödenecek vergiler KKEG niteliğindedir.

2- Gelir Vergisi Matrah Artırımı

Gelir vergisi matrah artırımına ilişkin özet tabloya aşağıda yer verilmiştir.

Matrah Artırımı ve Vergi Oranları ile Asgari Artırım Tutarı

Yıl

Matrah artırım oranları

Asgari artırım tutarı (TL)

Vergi oranı

İndirimli Oran

İşletme hesabı

Bilanço esası ve serbest meslek kazancı

2013

35%

12.279

18.095

20%

15%

2014

30%

12.783

19.155

20%

15%

2015

25%

13.558

20.344

20%

15%

2016

20%

14.424

21.636

20%

15%

3- Katma Değer Vergisi Matrah Artırımı

Katma değer vergisi mükelleflerinin her bir vergilendirme dönemine ilişkin olarak verdikleri beyannamelerindeki hesaplanan katma değer vergisinin yıllık toplamı üzerinden aşağıda belirtilen oranlarda katma değer vergisini artırmaları halinde ilgili dönemlere ilişkin katma değer vergisi incelemesi ve tarhiyatı yapılmayacaktır.

Katma Değer Vergisi Artırımı

Yıl

Oran

2013

3,50%

2014

3,00%

2015

2,50%

2016

2,00%

2017

1,50%

  • KDV artırımı bir tam yıl için yapılacaktır.
  • Kıst dönemde faaliyette bulunan mükellefler kıst dönem için yararlanacaklardır.
  • Artırımda bulunulacak yılda KDV beyannamelerinin tamamı verilmemişse verilen beyannameler esas alınarak artırımda bulunulacaktır.
  • Bir yıllık sürede 3 veya daha fazla beyanname veren mükelleflerin bu beyanlarında yer alan tutarlar tam yıla iblağ edilecektir.
  • Bir yıllık sürede 3 dönemden daha az sayıda beyanda bulunulmuş ise mükelleflerin KDV artırımından yararlanabilmesi için gelir/kurumlar vergisi matrah artırımında bulunması şarttır. Bu durumda beyan edilen tutar üzerinden % 18 oranında vergi ödenecektir.
  • Katma değer vergisi artırımında bulunulan yıllar için, prensip olarak, vergi incelemesi ve tarhiyatı yapılmayacak.
  • İade talebi olanlar bakımından inceleme hakkı saklı olacak.
  • Sonraki dönemlere devreden vergiler bakımından da inceleme yapılabilecek. Ancak, bu inceleme sonunda artırım talebinde bulunulan yıllara ilişkin olarak tarhiyat yapılamayacak.
  • 2 numaralı katma değer vergisi beyannamesi (Sorumlu sifatiyla beyan edilen katma değer vergisi) ile beyan edilmesi gereken vergiler bakımından vergi artırımından yararlanılamayacak.
  • 1 No.lu KDV Beyannamelerinde, hesaplanan KDV bulunmayan veya hesaplanan KDV beyanları sadece tecil-terkin uygulaması kapsamındaki teslimlerde;

İlgili takvim yılı içindeki işlemlerinin tamamı, istisnalar kapsamındaki teslim ve hizmetlerden oluşan veya diğer nedenlerle hesaplanan KDV beyanı bulunmayan mükellefler ile tecil-terkin uygulaması kapsamındaki teslimlerden oluşan mükellefler ilgili yıl için gelir veya kurumlar vergisi matrah artırımında bulunmuş olmaları şartıyla KDV artırımından faydalanabileceklerdir.

3- Ücret stopajında artırım

Ücretli olarak çalışanlardan vergi tevkifatı yapmaya mecbur olanların beyan ettikleri ücret ödemelerine ilişkin tutarların yıllık toplamı üzerinden aşağıda belirtilen oranlarda gelir (stopaj) vergisini artırmaları halinde, ilgili dönemlere ilişkin gelir (stopaj) vergisi incelemesi ve tarhiyatı yapılmayacaktır.

Gelir (stopaj) vergisi artırım oranı

Yıl

Vergi artırım oranı

2013

6,00%

2014

5,00%

2015

4,00%

2016

3,00%

2017

2,00%

İlgili yıllarda muhtasar beyanname vermemiş mükellefler için bu maddede asgari işçi sayıları ve bu işçilere ilişkin asgari ücret tutarları belirtilerek düzenleme yapılacaktır.

4) Serbest meslek ve kira stopajında artırım

Muhtasar beyannamelerinde yer alan söz konusu ödemelerine ilişkin gayrisafi tutarların yıllık toplamı üzerinden; aşağıda belirtilen oranlarda gelir (stopaj) vergisini artırmaları halinde, ilgili dönemlere ilişkin gelir (stopaj) vergisi incelemesi ve tarhiyatı yapılmayacaktır.

İlgili yıl içinde verilen muhtasar beyannamelerde beyan edilen tutarlar bir yıla iblağ edilmeyecektir.

Gelir (stopaj) vergisi artırım oranı

Yıl

Vergi artırım oranı

2013

6,00%

2014

5,00%

2015

4,00%

2016

3,00%

2017

2,00%

F- İŞLETME KAYITLARININ DÜZELTİLMESİ

Tasarıda, işletme kayıtlarının düzeltilmesi ile ilgili düzenlemelerine yer verilmektedir.

Buna göre;

  • İşletmede mevcut olduğu halde kayıtlarda yer almayan emtia, makine, teçhizat ve demirbaşlar,

  • Kayıtlarda yer aldığı halde işletmede bulunmayan mallar,

  • Kayıtlarda yer aldığı halde işletmede bulunmayan kasa mevcudu ve ortaklardan alacaklar

    bu kapsamda fiili duruma uygun hale getirilebilecektir.

1. İşletmede Bulunduğu Halde Kayıtlarda Yer Almayan Mallara İlişkin Özet Tablo

Türü

Kayda alınacak değer

Sorumlu sıfatıyla ödenecek KDV

KDV indirimi

Emtia

Rayiç Bedel

Genel orana tabi ise % 10

Yapılır

İndirimli orana tabi ise yarısı

Makine

Rayiç Bedel

Genel orana tabi ise % 10

Yapılmaz

Teçhizat

İndirimli orana tabi ise yarısı

Demirbaş

2) Kayıtlarda Yer Aldığı Halde İşletmede Mevcut Olmayan Emtiaya İlişkin Özet Tablo

Türü

Kayda alınacak değer

Sorumlu sıfatıyla ödenecek KDV

KDV indirimi

Emtia

Maliyet + Kar

Emtianın tabi olduğu KDV oranı

Her türlü vergisel yükümlülük yerine getirilir.

3) Kayıtlarda Yer Aldığı Halde İşletmede Mevcut Olmayan Kasa Mevcudu ve Ortaklardan Alacakların Beyanı

Türü

Kayda alınacak değer

Ödenecek vergi

KDV indirimi

Kasa veya Net Ortaklar Cari Hesabı

Düzeltme

3%

-

G) ÖDEME PLANI

1) İlk taksit ödeme süresi içerisinde tamamen ödenmesi

Bu Kanun hükümlerine göre hesaplanan tutarın;

  • İlk taksit ödeme süresi içerisinde tamamen ödenmesi hâlinde, katsayı uygulanmayacaktır.

  • İlk taksit ödeme süresi içerisinde tamamen ödenmesi hâlinde, fer’i alacaklar yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarı (bu Kanunun 4 üncü maddesine göre fer’i alacaklar yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutar ile birlikte hesaplanan gecikme faizi dâhil) üzerinden ayrıca %90 indirim yapılacaktır. İki taksit ile ödenmesi halinde ise Yİ-ÜFE tutarı üzerinden %50 indirim yapılacaktır.

2) Taksitle ödeme yapılması

Taksitle yapılacak ödemelerinde ilgili maddelere göre belirlenen tutar;

1) 6 eşit taksit için (1,045),

2) 9 eşit taksit için (1,083),

3) 12 eşit taksit için (1,105),

4) 18 eşit taksit için (1,15),

katsayısı ile çarpılacak ve bulunan tutar taksit sayısına bölünmek suretiyle ikişer aylık dönemler hâlinde ödenecek taksit tutarı hesaplanacaktır. Bu Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunan borçlulara tercih ettikleri taksit süresine uygun ödeme planı verilecektir. Ancak, tercih edilen süreden daha kısa sürede ödeme yapılması hâlinde ödenecek tutar ilgili katsayıya göre düzeltilecektir.

H) İMAR BARIŞI

Tasarı ile mali yükümlülükleri yerine getirilmeden yapılmış kaçak yapıların, yapılan düzenleme ile Yapı Kayıt Belgesi altında kayıt altına alınması (imar barışı )öngörülmektedir.

Buna göre, afet risklerine hazırlık kapsamında ruhsatsız, ruhsat ve eklerine aykırı veya imar mevzuatına aykırı yapıların kayıt altına alınması ile dönüşüm projelerine fınans sağlanarak dönüşüm daha hızlı ve etkin yapılması amacıyla;

  • 31/12/2017 tarihinden önce yapılmış yapıların, yapı sahiplerinin müracaatları üzerine ve beyanına göre hazırlanacak Yapı Kayıt Sistemine işlenmesi,
  • Bu yapılara su, elektrik ve doğalgaz bağlanabilmesi, yargı ve belediyelerdeki iş yükünün azaltılabilmesi için alınmış yıkım kararlarından ve tahsil edilmeyen para cezalarından vazgeçilmesi,
  • Maliklerin yarısının muvafakatinin bulunması halinde yapı kullanma izin belgesi aranmaksızın cins değişikliği ve kat mülkiyeti tesis edilebilmesi,
  • Yapı Kayıt Belgesinden elde edilecek gelir, genel bütçeye gelir kaydedilecektir. Bu gelirler, şehirlerin yeniden inşaa ve imarında kullandırılması

yönünde düzenleme yapılması öngörülmektedir. https://www.verginet.net

Söz konusu Kanun Tasarısına aşağıdaki bağlantı yoluyla ulaşabilirsiniz.

Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı

Konu ile İlgili Diğer Makaleler

 

Çarşamba, 09 Mayıs 2018 10:27

Varlık Barışı Geliyor

Maliye Bakanı Ağbal: "Varlık Barışı'nın detayları dün TBMM'de yapılan çalışmalarla netleşti. Temmuza kadar yurt dışından getirilen varlıklarla defter kayıtlarına alınan yurt içindeki varlıklar için vergi ödenmeyecek. Temmuzdan sonra gelen veya kayıtlara alınan varlıklar için ise yüzde 2 vergi alınacak" açıklamasında bulundu.
Maliye Bakanı Naci Ağbal, "Varlık Barışı"nın detaylarının dün Türkiye Büyük Millet Meclisinde (TBMM) yapılan çalışmalarla netleştiğini belirterek, "Temmuza kadar yurt dışından getirilen varlıklarla defter kayıtlarına alınan yurt içindeki varlıklar için vergi ödenmeyecek. Temmuzdan sonra gelen veya kayıtlara alınan varlıklar için ise yüzde 2 vergi alınacak." dedi.

Ağbal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yurt dışında bulunan varlıkların milli ekonomiye kazandırılması ve Türkiye'de bulunan ancak işletmelerin kayıtlarında yer almayan bazı varlıkların kayıt altına alınmasına imkan veren düzenlemeye ilişkin önergenin dün gece TBMM Genel Kurulunda kabul edildiğini söyledi.

Daha önce varlık barışı uygulamasından yararlanmak isteyenler için yüzde 3 vergi öngörüldüğünü söylediğini hatırlatan Ağbal, "Buna karşın, uygulamanın ana hatlarının TBMM'de yapılacak istişareler sonucunda belli olacağını da ifade etmiştim. Yaptığımız çalışmalar sonucunda, getirdiğimiz düzenlemeden daha fazla yararlanılmasını teşvik için 31 Temmuz'a kadar yurt dışından getirilen varlıklarla defter kayıtlarına alınan yurt içindeki varlıklar için vergi ödenmemesine karar verdik. Temmuzdan sonra gelen veya kayıtlara alınan varlıklar için ise yüzde 2 vergi alınmasını öngördük. Önerge, TBMM Genel Kurulunda kabul edildi." diye konuştu.

VARLIK BARIŞI'NIN DETAYLARI

Varlık Barışı'nın detaylarını da açıklayan Ağbal, düzenlemeden yurt dışından getirilecek varlıklar açısından tüm gerçek ve tüzel kişilerin yararlanabileceğini bildirdi. Ağbal, yurt içinde ise tüm gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin bu uygulamadan yararlanabileceğini aktardı.

Hangi varlıkların düzenlemeye konu edileceğini de açıklayan Ağbal, "Yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları, banka veya aracı kurumlara bildirilerek yurda getirilebilecek. Yurt içinde yararlanacaklar ise bu varlıklara ilave olarak taşınmazlarını da uygulamaya konu edebilecek." ifadesini kullandı.

Yurt dışından getirilen varlıklar için banka ve aracı kurumlara bildirimde bulunulacağını, yurt içindeki varlıkların ise vergi dairesine beyan edileceğini belirten Ağbal, bu bildirim ve beyanların en geç 30 Kasım'a kadar yapılması gerektiğini dile getirdi. Bu imkanlardan yararlanılabilmesi için yapılan bildirim tarihinden itibaren, 3 ay içinde yurt dışındaki varlıkların Türkiye'ye getirilmesi gerektiğinin altını çizen Ağbal, "Bu bildirim üzerine banka ve aracı kurumlar yüzde 2 vergi hesaplayacak, tahsil edecek ve 31 Aralık'a kadar vergi dairesine yatıracak. Buna karşın, varlıklarını 31 Temmuz'a kadar bildirerek, yurda getirenler ise hiçbir vergi ödemeyecek." değerlendirmesinde bulundu.

VARLIK BARIŞI'NIN SAĞLADIĞI İMKANLAR

Varlık Barışı'nın sağlayacağı imkanlara ilişkin de bilgi veren Ağbal, şöyle konuştu:
"Yurt dışı varlıkların üç ay içinde Türkiye'ye getirilmesi ve hesaplanan verginin süresinde ödenmesi durumunda bu varlıklarla ilgili hiçbir vergi incelemesi yapılmayacak. Aynı şekilde yurt içindeki gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri de varlıklarını kanuni defterlerine kaydederek hesaplanan vergiyi süresinde ödemeleri halinde bu işlemleri nedeniyle vergi incelemesine tabi olmayacak. Ayrıca bir gelir ve kurumlar vergisi de ödemeyecek."

VARLIKLAR NASIL KULLANILACAK?

Ağbal, yurt dışından getirilen veya yurt içinde kayda alınan varlıkların daha sonraki kullanımında bir kısıtlama olmadığını bildirdi.

Söz konusu varlıkların dilenildiği gibi kullanılabileceğini belirten Ağbal, şunları kaydetti:
"Yurt dışından varlıklarını getirenler, isterlerse tekrar yurt dışına götürebilecek, varlıklarını buradaki işletmelerinden çekebilecek. Türkiye'deki işletmenin yurt dışındaki bir finans kuruluşundan kullandığı kredi borcunun 30 Kasım'a kadar ödenmesi halinde varlıkların yurt dışından getirilme şartı da aranmayacak. Uygulamadan yurt içinde yararlananlar da işletme aktifine aldıkları varlıklarını serbestçe kullanabilecek, isterlerse işletmeden çekebilecekler."

YURT DIŞI İŞTİRAK KAZANÇLARI DA KAPSAMDA

Düzenlemeye yurt dışı iştirak kazançlarının da dahil edildiğine dikkati çeken Ağbal, bunun dışında, yurt dışında bulunan şirketlerin tasfiyesi sonucu elde edilen kazançların da uygulama kapsamına alındığını söyledi.

Ağbal, yurt dışı şirketlerin tasfiye edilmesi sonucu elde edilen kazançlarla 31 Ekim'e kadar elde edilen iştirak kazançlarının, 31 Aralık'a kadar Türkiye'ye getirilmesi halinde bu kazançlar üzerinden gelir ve kurumlar vergisinin alınmayacağını bildirdi.

Çarşamba, 09 Mayıs 2018 10:09

Matrah Artırımı Nasıl Olmalı?

Vergi ile ilgili ödev ve sorumluluklarını zamanında yerine getiren mükelleflerin hassas olduğu bir Af Yasası daha mecliste görüşülmektedir. Başbakanımızın tasarıyı verdikten sonra yaptığı konuşmadan; tasarının, bu ay içerisinde yasalaşacağı ve Resmi Gazete’de yayınlanacağı anlaşılmaktadır. Zira 24 Haziran seçimlerini de düşündüğümüzde; tasarının bu ay içinde yasalaşması gerektiği ortada.

Meclis Başkanlığına verilen yasa tasarısı, Ak Parti hükümetleri döneminde çıkarılan dördüncü af yasası olma yolunda. Yasa tasarısı, daha önce çıkarılan 4811 (2003), 6111 (2011) ve 6736 (2016) sayılı yasalarla neredeyse bire bir aynı. Hatta 4811 sayılı yasayla yapılan ve tebliğle düzeltilen hata, kendisinden sonraki af yasalarında olduğu gibi, meclise verilen yasa tasarısında da bulunmaktadır.

Af yasalarında yapılan ve tebliğle düzeltilen bu hata; tecil-terkin uygulamasından yararlanan mükelleflerin, KDV artırımında ortaya çıkmaktadır. Yasa metninde; söz konusu mükelleflerin, KDV artırımına esas tutarın belirlenmesinde, TECİL EDİLEN vergilerin hesaplanan vergiden düşüleceği yer almaktadır. Af yasalarını takiben çıkarılan her tebliğde; “Tecil Edilen Vergiler”den kasdın, 1 No.lu KDV Beyannamesinin “İhraç Kayıtlı Teslimler” bölümünde yer alan “Tecil Edilebilir KDV” satırındaki tutar olduğu belirtilmek suretiyle yapılan hata düzeltilmiştir.

Konumuza dönecek olursak; matrah artırımları, daha önce çıkarılan af yasaları ile meclise verilen af tasarısında; belirlenen asgari artırım tutarlarından az olmamak üzere, artırım yapılacak yıl/yıllarda beyan edilen Kurumlar Vergisi matrahını yine belirlenen oranlarda artıran mükelleflerin, artırımda bulunulan yıl/yıllar için yıllık gelir ve kurumlar vergisi incelemesi ve bu yıllara ilişkin olarak bu vergi türleri için daha başka bir tarhiyat yapılmayacağı taahhüt edilmektedir.

Gelir ve Kurumlar vergisi için asgari tutarlar ve artırım yapılacak oranlar aşağıdaki gibidir:

DÖNEMİ MATRAH ARTIŞ ORANI % ASGARİ

KURUMLAR VERGİSİ MATRAH ARTIŞ TUTARI (TL)

ASGARİ

GELİR VERGİSİ MATRAH ARTIŞ TUTARI (TL)

2013 35 36.190 12.279
2014 30 38.323 12.783
2015 25 40.701 13.558
2016 20 43.260 14.424

Yukarıda belirtilen kriterlere göre artırılan matrahlar, % 20 oranında vergilendirilecektir. Ancak, gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin, artırımda bulunmak istedikleri yıla ait yıllık beyannamelerini kanuni sürelerinde vermiş, vergi türlerinden tahakkuk eden vergilerini süresinde ödemiş ve bu vergi türleri için tasarının 2 nci ve 3 üncü madde hükümlerinden yararlanmamış olmaları şartıyla artırılan matrahların % 20 yerine % 15 oranı üzerinden vergilendirileceği hüküm altına alınmıştır. Bir başka deyişle, vergi ile ilgili ödev ve sorumluluklarını zamanında yerine getiren mükellefler için pozitif bir ayrımcılık yapılmış ve 5 puan daha az ödemeleri sağlanmış olmaktadır.

Peki düzenli mükellefler için 5 puanlık avantaj, yeterli mi? Adaletli mi?

Yazımızın asıl konusunu da bu sorular oluşturmaktadır. Konunun daha iyi anlaşılabilmesi için basit bir örnek üzerinden açıklamak istiyorum.

Örnek : Aynı sektörde faaliyet gösteren iki kurumlar vergisi mükellefini alalım; bu mükelleflerin, her ikisinin de 2016 yılına ilişkin ciroları ve maliyetleri aynı olsun. Bu mükelleflerin beyanlarının da aşağıdaki gibi olduğunu varsayalım.

A Mükellefi B Mükellefi
Net Satışlar 15.000.000 15.000.000
Toplam Maliyet 13.000.000 14.000.000
Brüt Satış Karı 2.000.000 1.000.000
Beyan Edilen Kurumlar Vergisi Matrahı 2.000.000 1.000.000
Ödenmesi Gereken Kurumlar Vergisi 400.000 200.000

Örneğimizdeki (A) mükellefi, düzenli ve vergiye gönüllü uyum gösteren mükellef iken, (B) mükellefi ise, 2015 yılı kurumlar vergisini ödemediği için yasanın ikinci maddesinden yararlanmak üzere başvuru yapacak ve 2016 yılı için gerçekte 13.000.000 TL maliyeti olmasına rağmen daha az vergi ödemek için stoklarını az göstermek suretiyle maliyetini 14.000.000 TL olarak beyan etmiştir.

Örneğimizi basitleştirmek için brüt karlılıktan sonraki kalemleri dikkate almadığımı da belirtmek istiyorum.

Yukarıda belirtilen mükelleflerin 2016 yılı için matrah artırımında bulunmaları halinde; artırım için ödemeleri gereken tutarlar, aşağıda belirtilmiştir.

A Mükellefi B Mükellefi
Beyan Edilen Matrah 2.000.000 1.000.000
Belirlenen Orana Göre Artırım Tutarı 400.000 200.000
Asgari Artırılması Gereken Tutar 43.260 43.260
Matrah Artırımına Esas Tutar 400.000 200.000
Vergi Oranı % 15 % 20
Ödenmesi Gereken Vergi 60.000 40.000

Matrah artırımında bulunan bu mükelleflerin, 2016 yılı için herhangi bir kurumlar vergi incelemesi ve tasarıda belirtilen istisnalar nedeniyle incelenme bile kurumlar vergisi tarhiyatı yapılmayacaktır. Bunun için ödemeleri gereken tutarlar ise aşağıda gösterilmiştir.

A Mükellefi B Mükellefi
Beyan Edilen Kurumlar Vergisi 400.000 200.000
Matrah Artırımı İçin Ödenecek Vergi 60.000 40.000
Toplam Ödenen/Ödenecek Tutar 460.000 240.000

Örneğimizde olduğu gibi, aynı sektörde faaliyet gösteren ve ciroları aynı olan her iki mükelleften, Vergi incelemesi ve tarhiyat yapılmaması için; vergi ile ilgili ödevlerini zamanında yerine getiren (A) mükellefi 460.000 TL öderken, (B) mükellefi ise toplamda 240.000 TL ödemektedir.

Yukarıda açıklamaya çalıştığımız üzere; matrah artırımları, vergiye gönüllü uyum sağlayan ve ödevlerini zamanında eksiksiz yerine getiren mükellefler açısında ayrıca bir adaletsizliğe sebep olmaktadır.

Peki bu adaletsizlik nasıl çözülebilir?

Öncelikle belirtmek isterim ki mutlak adaleti sağlamak, günümüz koşullarında mümkün değildir. Çünkü kayıtdışı ekonomi ile mücadele edilmesine rağmen halen çok yüksek ve vergi inceleme oranı da oldukça düşüktür. Bu koşullarda ya matrah artırımı çıkarılmamalı ve vergi inceleme oranı artırılmalı ya da çıkarılacak matrah artırımlarında adaletsizliği mümkün mertebe azaltmak gerekir.

Matrah artırımı nasıl olmalıdır?

Gelir İdaresi Başkanlığında bir veri ambarının bulunduğu ve bu veri ambarına, mükelleflerin kendileri, mal ve hizmet aldıkları/sattıkları firmalar, bankalar, tapudan ve diğer kurum ve kuruluşlarından bilgi toplandığı bilinmektedir. Veri ambarında toplanan bilgiler doğrultusunda; herhangi bir sektörde faaliyet gösteren firmanın, kendisinin, faaliyet gösterdiği ildeki diğer firmaların, aynı bölgedeki diğer firmaların ve Türkiye genelinde yanı sektördeki firmaların brüt karlılıkları bilinmektedir.

Önerilerimiz

1- Aynı sektörde faaliyet gösteren firmalar için, faaliyet gösterilen her il için veya Türkiye genelindeki ortalama brüt satış kar oranı belirlenmelidir.

2- Her sektör için belirlenen brüt satış kar oranı, beyan edilen net satış hasılatına uygulanmalıdır.

3- Bu suretle bulunacak tutardan, beyan edilen brüt satış karı düşülmek suretiyle matrah artırımına esas tutar belirlenmelidir.

4- Matrah artırımına esas tutar üzerinden alınacak vergi oranı belirlenirken, tasarıda belirtildiği gibi, vergiye gönüllü uyumlu olan mükellefler için pozitif bir ayrım yapılabilir.

5- Belirlenen brüt satış kar oranının üzerinde brüt satış karı beyan edilen mükellefler için ise, hiçbir başvuruda bulunmadan, vergi incelemesi ve tarhiyat yapılmayacağı hüküm altına alınmalıdır.

Önerilerimiz doğrultusunda, yukarıda belirttiğimiz örneğimizdeki her iki mükellefin matrah artırımı yeniden gözden geçirelim ve bu örneğimize belirlenecek brüt satış kar oranının üzerinde brüt satış karı beyan eden mükellefi ekleyelim.

Veriler

A Mükellefi B Mükellefi C Mükellefi
Net Satışlar 15.000.000 15.000.000 15.000.000
Toplam Maliyet 13.000.000 14.000.000 12.500.000
Brüt Satış Karı 2.000.000 1.000.000 2.500.000
Beyan Edilen Kurumlar Vergisi Matrahı 2.000.000 1.000.000 2.500.000
Ödenmesi Gereken Kurumlar Vergisi 400.000 200.000 500.000
Sektör İçin Belirlenen Brüt Satış Kar Oranı % 15 % 15 % 15

Bu veriler doğrultusunda, her üç mükellefin Matrah Artırımları aşağıdaki gibi olacaktır.

A Mükellefi B Mükellefi C Mükellefi
Net Satışlar 15.000.000 15.000.000 15.000.000
Belirlenen Brüt Satış Kar Oranı % 15 % 15 % 15
Olması Gereken Brüt Satış Karı 2.250.000 2.250.000 2.250.000
Beyan Edilen Brüt Satış Karı 2.000.000 1.000.000 2.500.000
Matrah Artırımına Esas Tutar 250.000 1.250.000 0
Matrah Artırımı Vergi Oranı % 15 %20
Ödenmesi Gereken Vergi 37.500 250.000 0

Yukarıda belirtilen üç mükellefin de 2016 yılı için kurumlar vergisi incelemesi ve tarhiyat yapılmayacak olup; (A) ve (B) mükelleflerinin belirlenen sürede başvuruda bulunması gerekirken (C) mükellefinin başvuruda bulunması gerekmeyecektir.

Söz konusu üç mükellefin de kurumlar vergisi incelemesi ve tarhiyat yapılmaması için ödedikleri/ödeyecekleri vergiler, aşağıdaki gibi olacaktır.

A Mükellefi B Mükellefi (C) Mükellefi
Beyan Edilen Kurumlar Vergisi 400.000 200.000 500.000
Matrah Artırımı İçin Ödenecek Vergi 37.500 250.000 0
Toplam Ödenen/Ödenecek Tutar 437.500 450.000 500.000

Mecliste bulunan af tasarısındaki matrah artırımı ile önerdiğimiz matrah artırımını karşılaştırdığımızda; önerimiz doğrultusunda yasalaşacak matrah artırımının, daha adaletli olduğunu söyleyebiliriz. Kaynak:YMM Yılmaz Dönmez www.MuhasebeTR.com

Bazı kamu alacaklarının yeniden yapılandırılmasını öngören ve geçtiğimiz hafta TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'ndan geçen tasarı, bu makaleyi okuduğunuz an itibariyle belki de yasalaşmış olacak. Büyük bir olasılıkla da birkaç gün içinde Resmi Gazete ’de yayımlanarak yürürlüğe girecek.

Tasarının en önemli düzenlemelerinden birisi matrah ve vergi artırımı yapılmasına ilişkin düzenleme. Bu benim meslek hayatımdaki altıncı matrah ve vergi artırımı düzenlemesi olacak. Matrah ve vergi artırımı yapılmasını düzenleyen daha önceki beş kanun ve uygulama yılları şöyle: 1983/2801, 1992/3787, 2003/4811, 2011/6111, 2016/6736.

Matrah ve vergi artırımı ne sağlar?

Matrah ve vergi artırımı yapılması yararlananlara çok önemli bir avantaj sağlıyor. Matrah ve vergi artırımı yapılan vergilerde, ilgili yıllar için vergi incelemesi ve tarhiyat yapılmasını engelliyor. Matrah veya vergi artırarak belli bir tutar ödeniyor, bunun karşılığında incelenmeme garantisi sağlanıyor. Bir bakıma sigorta.

Hangi vergiler için matrah ve vergi artırımı yapılabilir?

Matrah artırımı bütün vergiler ve bütün yıllar için yapılamıyor. Tasarıya göre matrah artırımı; yıllık gelir ve kurumlar vergisinde 2013-2016 yılları için; bazı ödemelerle sınırlı olarak gelir/kurumlar vergisi stopajı ile katma değer vergisinde 2013-2017 yılları için mümkün.

İncelenmiş olanlar ve incelemede olanlar matrah artırımı yapabilirler mi?

Daha önce haklarında vergi incelemesi yapılanlar matrah ve vergi artırımı yapabiliyor. Bu durumda, aynı dönem ve vergi için yeniden incelenmeme garantisi sağlanıyor.
Kanun’un yayımı tarihi itibariyle incelemede olanların da matrah ve vergi artırımı yapmaları mümkün.

Matrah artırımı yapılması devam eden incelemeleri nasıl etkiler?

Tasarıya göre, kanunun yayımı tarihinden önce başlanılmış olan vergi incelemeleri devam edecek. Matrah veya vergi artırımı yapılması incelemeyi otomatik olarak sonlandırmıyor. Ancak, artırımda bulunan mükellefler hakkında başlanılan vergi incelemelerinin, (Kanunun bu ay yayımlanacağı varsayımıyla) temmuz sonuna kadar sonuçlandırılamaması halinde, inceleme sonlanacak. İncelemenin devamı ve tarhiyat olanaksız hale gelecek.

İnceleme süresinde tamamlanırsa ne olacak?

Kanunun yayımı tarihi itibariyle incelenenlerin, inceleme tamamlanıp rapor vergi dairesi kayıtlarına girmeden önce matrah artırımında bulunmaları, artırılan matrahın incelemede bulunacak matrah farkından mahsup edilmesi olanağı sağlıyor. Bu olanaktan yararlanmak için başvurunun zamanında yapılması önemli.

Mahsup işlemi nasıl yapılacak?

Matrah artıran bir mükellef kanunun yayımı tarihinden önce incelemeye alınmışsa ve inceleme 31 Temmuz tarihinden önce tamamlanmışsa, matrah artırımının zamanında yapılması koşuluyla, artırılan matrah bulunan matrah farkından düşülecek ve kalan tutar üzerinden tarhiyat yapılacak. Bulunan fark, artırılan tutardan daha küçükse, herhangi bir tarhiyat yapılmayacak. Benzer işlem vergi artırımı yapanlarda da vergi tutarları karşılaştırılarak yapılacak.

Matrah artırımı ne zamana kadar yapılabilir?

Matrah artırımı için ağustos ayı sonuna kadar başvuru yapmak mümkün. Ancak yukarıda da belirtiğim gibi, incelemede olanlar açısından, inceleme raporu vergi dairesine teslim edilmeden artırım yapılması sonuçları açısından önemli.

Matrah ve vergi artırımında vergi zamanında ödenmezse ne olur?

Matrah veya vergi artırımı sonucu hesaplanan verginin tercihe bağlı olarak peşin veya taksitlendirerek ödenmesi mümkün. Peşin ödemede süre eylül sonu itibariyle bitiyor. Taksitle ödemeyi tercih edenler ise ilk taksit Eylül olmak üzere, ikişer aylık dönemler halinde azami altı eşit taksitte ödeyebilirler.

Tasarıda eski uygulamalardan farklı olarak, hesaplanan verginin öngörülen şekilde ödenmemesi halinde, gecikme zammıyla birlikte takip edileceği ancak matrah artırımının avantajlarından yararlanılamayacağı öngörülmüş. Bu çerçevede matrah artırımı yapanların ödeme düzenlemelerine mutlak uymaları gerekecek.

İncelemede olanlardan matrah artırımı yapmayanlar için başka olanak yok mu?

Yukarıda da belirttiğim gibi, kanunun yayımlandığı tarihten önce başlanıldığı halde, bu tarihe kadar tamamlanamamış olan vergi incelemelerine devam edilecek.

Bu işlemlerin tamamlanmasından sonra tarh edilecek vergi, ceza ve gecikme faizi için tasarının 4. maddesinde ayrı bir düzenleme var. Bu düzenlemeye göre, inceleme ne zaman biterse bitsin, ihbarnamenin tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içerisinde yazılı başvuruda bulunularak sağlanan olanaktan yararlanılabilir.

Bu kapsamda olanların, tarh edilen verginin yarısı ile Yİ-ÜFE aylık değişim oranına göre hesaplanacak faiz tutarını ödemeleri durumunda, verginin kalan yarısı ile vergi aslına bağlı ceza tutarı ve gecikme faizi siliniyor. Recep Bıyık

https://www.dunya.com/kose-yazisi/vergi-incelemesinde-olanlarda-matrah-artirimi/414789

Çarşamba, 09 Mayıs 2018 09:54

SGK Hatalı İşlemini Yargıtay Bozar

SGK çoğu zaman sıkıntılı durumlardan biri de emekli olurken borçlanmalar, sahte sigortalılık gibi sürelerde bağlanan emekli aylıklarının kesilmesi sonradan davalar ile tekrar bağlanması hem zaman kaybı hem de sigortalıların maaş kaybı anlamına geliyor.

Bunlar dava açılmadan çözülmesi için SGK çözüm yolu bulunması gerekir.

1/10/2008 tarihinden önce ölen sigortalıların 5 yıl sigortalılık  900 gün borçlanmalar kabul ediliyor.

Aynı zaman da 1/10/2008 öncesi sigortalı sağlığından önce 900 güne yetecek kadar askerlik borçlanması yaparak,1/10/2008’den sonra vefat ederse bu borçlanma da sayılarak hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanması gerekir.

Aşağıdaki örnek Yargıtay kararı da bu yöndedir.

Davacıların babası/eşi ...'nin vefatı üzerine 17.10.2011 tahsis talebine istinaden, 539 gün askerlik ve 1142 gün SSK sigortalılığı olmak üzere 1.11.2011 tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlanan davacılar yönünden,

SGK tarafından 8.7.2013 tarihli raporla, (…………) sicil nolu işyerindeki 20.5.2010-25.10.2011 tarihleri arasındaki sigortalılığının sahte olması sebebiyle iptal edilmesi üzerine 6.9.1979-5.10.2011 tarihleri arası

672 gün sigortalılığı ve 539 gün askerlik olmak üzere 1211 gün sigortalılığının bulunduğu, 5510 sayılı yasanın 32. maddesine göre ölüm aylığı koşulları oluşmadığı gerekçesiyle bağlanan ölüm aylığının 1.11.2011 tarihinden

itibaren iptal edilmiştir.

Kısaca sigortalının 6.9.1979-5.10.2011 arasında sigortalının 672 gün+539 =1211 gün askerlik borçlanması ile zaten 5 yıldan fazla sigortalılık süresi 900 günden fazla prim ödemesi var.

Burada asıl sorulması gereken 539 gün askerlik borçlanması 1/10/2008 öncesi mi sonrası mı tespit edilmelidir.

Kural olarak her kanunun, ancak yürürlüğe girdiği tarihten sonraki zamanda meydana gelen olaylara ve ilişkilere uygulanması gerekmekte olup söz konusu 32. maddenin yürürlük tarihi öncesinde gerçekleşen ölüm ve borçlanmalar yönünden de uygulanmasına olanak veren düzenleme bulunmadığı gibi kanunların geriye yürümemesi (geçmişe etkili olmaması) kuralının istisnaları niteliğindeki “beklenen (ileride kazanılacağı

umulan) haklar”, “kamu düzeni ve genel ahlak”, “yargılama hukuku” gibi istisnaların da söz konusu olmadığı açıktır.

Yüksek mahkemede değerlendirmesinde dosya sunulan belgelere göre;

Yasal düzenlemeler ve açıklamalar ışığında dava değerlendirildiğinde, 5.12.1985-6.6.1987 tarihleri arası askerlik borçlanma bedeli 6.6.2006 tarihinde ödendiği, Kurumca bu borçlanmanın kabul edildiği dikkate alınarak, askerlik borçlanmasına karşılık gelen tutarın ödenmesi 01.10.2008 gününden önce gerçekleştiğinden uyuşmazlığın çözümünde, askerlik süresinin 900 günlük prim ödeme gün sayısı içerisinde değerlendirilerek

tahsis koşuları irdelenerek karar verilmelidir.

Davacılar vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır denilmiştir.

ASKERLİK BORÇLANMASI

• KURUM İŞLEMİ

ÖZET: Kurumca bu borçlanmanın kabul edildiği dikkate alınarak, askerlik borçlanmasına karşılık

gelen tutarın ödenmesi 01.10.2008 gününden önce gerçekleştiğinden uyuşmazlığın çözümünde,

askerlik süresinin 900 günlük prim ödeme gün sayısı içerisinde değerlendirilerek tahsis koşuları

irdelenerek karar verilmelidir. Y. 10. HD E: 2017/2044 K. 2017/4494 T: 25/05/2017 Vedat İlki

https://alitezel.com.tr/index.php?sid=yazi&id=9106

09 Mayıs 2018 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 30416 

Karar Sayısı : 2018/11658

Ekli “Mal ve Hizmetlere Uygulanacak Katma Değer Vergisi Oranlarının Tespitine İlişkin Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Karar”ın yürürlüğe konulması; Maliye Bakanlığının 9/4/2018 tarihli ve 46111 sayılı yazısı üzerine, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 28 inci maddesine göre, Bakanlar Kurulu’nca 23/4/2018 tarihinde kararlaştırılmıştır.

Recep Tayyip ERDOĞAN

CUMHURBAŞKANI

MAL VE HİZMETLERE UYGULANACAK KATMA DEĞER VERGİSİ ORANLARININ TESPİTİNE İLİŞKİN KARARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KARAR

MADDE 1– 24/12/2007 tarihli ve 2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Mal ve Hizmetlere Uygulanacak Katma Değer Vergisi Oranlarının Tespitine İlişkin Kararın eki (I) sayılı listeye aşağıdaki sıra eklenmiştir.

“20- İl özel idareleri, belediyeler ile bağlı kuruluşları ve bunların üyesi olduğu mahalli idare birliklerine, doğrudan doğruya veya dolaylı olarak, birlikte ya da ayrı ayrı sermayesinin yarısından fazlası bunlara ait şirketler tarafından doğrudan sunulan 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde belirtilen personel çalıştırılmasına dayalı hizmetler.”

MADDE 2– Bu Karar, yayımı tarihini izleyen aybaşından itibaren yürürlüğe girer.

MADDE 3– Bu Karar hükümlerini Maliye Bakanı yürütür.

Bakanlar Kurulu Kararnın Yayımlandığı Resmi Gazetenin
Tarihi Sayısı
30/12/2007 26742

Bakanlar Kurulu Kararında Değişiklik Yapan Düzenlemelerin Yayımlandığı Resmi Gazetelerin

Tarihi Sayısı
8/2/2008 26781
6/4/2008 26839
19/7/2008 26941
20/9/2008 27003
29/3/2009 27184
15/7/2009 27289
28/4/2011 27918
27/11/2011 28125
27/12/2011 28155
27/1/2012 28186
24/3/2012 28243
12/9/2012 28409
1/1/2013 28515
24/2/2013 28569
1/12/2013 28838
31/1/2015 29253
1/1/2016 29580
5/5/2016 29703
30/6/2016 29758
8/9/2016 29825
25/11/2016 29899
3/2/2017 29968
28/7/2017 30137
3/2/2018 30321
5/5/2018 30412

İşe yeni giren sigortalılar sağlıktan ne zaman faydalanır?

İşe giriş tarihinden önceki son bir yıl içerisinde 4A SSK kapsamında en az 30 gün hizmeti bulunan kişiler işe girdiği tarihten itibaren sağlık hizmetlerinden faydalanmaya başlar. Bu kişilerin eşi ve çocukları da işe girdiği tarihten itibaren sağlık hizmetlerinden faydalanır.

Ancak işe girdiği tarihten önceki son bir yıl içerisinde en az 30 Gün Hizmeti Bulunmayanların sağlık hizmetinden hem kendilerinin hem de eşlerinin faydalanabilmesi için işe giriş tarihinden itibaren SSK kapsamında 30 günü tamamlamaları gerekmektedir.

İşten ayrılanlar kaç gün sağlıktan (SGK) yararlanabilir? Eş ve çocuğun sağlıktan yararlanma şartları…

SGK, 5510 sayılı kanun ile sağlık hizmetlerinden yararlanacak kişilerin hangi koşulları sağlaması gerektiğini belirtmiştir. İşten ayrılanlarda SGK tarafından belirtilen sürelerce sağlık hizmetlerinden faydalanmayı sürdürür. Ayrıca eşi ya ebeveyni sigortalı çalışanların sağlık hizmetlerinden faydalanabilmesi için aranan şartlara yer verilmiştir. İşte SGK sağlık hizmetleri ve Genel Sağlık Sigortası (GSS) ile ilgili bilinmesi gerekenler…

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile ‘Genel Sağlık Sigortası (GSS)' de hayatımıza girdi. Sigortalı çalışanlar iş veren tarafından ödenen SGK prim ödemesi sayesinde sağlık hizmetlerinden faydalanırlar. Yani hem emelilik primleri dolar hem de sağlık hizmetlerini kullanırlar. Çalışmayanlar ise toplam 30 gün genel sağlık sigortası(GSS) prim ödemesi koşulu ile sağlık hizmetlerinden faydalanabilir.

EŞ VE ÇOCUKLARIN SAĞLIKTAN YARARLANMA DURUMLARI

Bakmakla yükümlü olunan eş, sigortalı olarak herhangi bir işte çalışmıyor, isteğe bağlı sigorta ödemesi yapmıyor ve emekli aylığı bulunmuyorsa eşinin sigortası ile sağlık haklarından yararlanabilir.

Bakmakla yükümlü olunan çocuklar, liseden mezun olanlar 20 yaşını, yüksek öğrenimden mezun olanlar 25 yaşını geçmemek üzere mezun oldukları tarihten itibaren 2 yıl daha sağlık hizmetlerini kullanabilirler. 120 gün süre ile sağlıktan yararlanabilmek için öğrencilerin lise ve dengi okullarından mezun olmaları ile birlikte diplomalarını genel sağlık sigortası müdürlüklerine ibraz etmeleri gerekiyor.

İŞTEN AYRILANLARIN KAÇ GÜN DAHA SAĞLIKTAN FAYDALANABİLİR?

İşten kendi rızası ile ayrılanların ya da işten çıkarılanların eğer çıkış yapılan tarihten önceki bir yıl içinde 90 gün prim ödemesi yapılmışsa 100 gün doktor muayenesi ve eczane hizmetlerinden yararlanmaya devam eder. İstenen prim gün sayısı doldurulmamışsa bu süre 10 güne kadar kısalır.

SAĞLIK HİZMETLERİNDEN KİMLER (KOŞULSUZ) YARARLANABİLİR?

– 18 yaşını doldurmamış olan kişiler,
– Tıbben başkasının bakımına muhtaç olan kişiler,
– Trafik kazası halleri,
– Acil haller,
– İş kazası ile meslek hastalığı halleri,
– Bildirimi zorunlu bulaşıcı hastalıklar,
– Yetim aylığı alan çocuklar

https://www.sozcu.com.tr/2018/ekonomi/isten-ayrilanlar-kac-gun-sagliktan-sgk-yararlanabilir-es-ve-cocugun-sagliktan-yararlanma-sartlari-oub1-2396527/

Salı, 08 Mayıs 2018 10:03

Dul Ve Yetimler Çift Maaş Alabilir

Birden çok maaşa hak kazanıp kazanmadıkları konusu dul ve yetimler tarafından merak edilen hususların başında geliyor. Dul ve yetim maaşına, eş, erkek çocuklar, kız çocukları, anne ve baba belirli koşullar altında hak kazanabiliyor. Eş ve çocukların dul ve yetim maaşına hak kazanma durumlarını  açıklayalım. 

Eşin maaşı 
Eşin dul maaşı alabilmesi için sigortalının ölüm tarihinde Medeni Kanuna uygun evlilik bağının bulunması gerekiyor.Hem eşinden, hem de ana ve/veya babasından ölüm aylığına hak kazananlara, tercihine göre eşinden ya da ana ve/veya babasından bağlanacak maaşı/aylığı ödeniyor. 
Evliliğin ölüm nedeniyle sona ermesi durumunda sonraki eşinden de aylığa hak kazananlara tercih ettiği aylığı,/geliri bağlanıyor. Genellikle yüksek olan aylık tercih ediliyor. Kocasından dolayı dul maaşı alan kadın kendinden başka aylık alan da bulunmuyorsa kadına %75 oranında aylık bağlanıyor. Başka hak sahibi varsa dul kadına %50 oranında aylık bağlanıyor. 

Üç kocadan 3 maaş 
01.10.2008 öncesi için çalışmayan ve farklı sosyal güvenlik kurumlarından olmak üzere üç kocadan üç maaş uygulaması vardı. Bu uygulama 01.10.2008’de kaldırıldı. Dolayısıyla üç kocadan üç maaş uygulaması  yok. Ancak 01.10.2008 öncesi kazanılmış haklara dokunulmuyor. Bunlar maaşlarını almaya devam ediyorlar. 

Kız çocukları 
Kız çocukları yönünden evli olmaması, sonradan boşanıp dul kalması, sosyal güvenlik kurumlarına tabi bir işte çalışmaması ve gelir/aylık almaması gerekiyor. Başka bir deyimle kız çocukları çalışmıyorsa ve evli değillerse, bu durumu devam ettiği sürece, ölen anne ve babasından aylık bağlanıyor. Yaşları ne olursa olsun evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan kız çocuklarının, her birine hesaplanan aylığın % 25'i, ödeniyor. 
Anne ve babasından ayrı ayrı aylığa hak kazanan çocuklara, yüksek olan aylığın tamamı, az olan aylığın yarısı ödeniyor. 

Erkek çocukları 
Erkek çocukların yetim maaşına hak kazanabilmesi için  öğrenci değilse 18, öğrenci ise orta öğretime devam ediyorsa 20, yüksek öğrenime devam ediyorsa 25 yaşını doldurmamış olması gerekiyor. Ayrıca 5510 sayılı Kanun kapsamında çalışmaması veya kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olması gerekmektedir. 

Malul olan çocuklar 
Çalışamayacak durumda malul olan erkek çocuklar için kanunda özel bir düzenleme yapılmıştır. Buna göre  kendi çalışmalarına bağlı olarak herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşundan aylık almamaları koşulu ile yaş şartı dikkate alınmadan malul çocuklar yetim maaşı yönünden hak sahibi sayılıyor. 

Aylığın bağlanacağı yer 
Dul ve yetim aylıklarının bağlanması işlemleri; sigortalı çalışırken ölmüşse en son çalıştığı yerin bağlı olduğu sigorta müdürlüklerince, işten ayrıldıktan sonra ölen sigortalı için  ikamet ettikleri yerdeki sigorta müdürlüklerince yapılmaktadır. Arif Temir

http://www.gunes.com/yazarlar/arif--temir/dul-ve-yetimler-cift-maas-alabilir-872647

■ Yeni işe giriyorum. Sözleşmede "Personele fazla çalışma için ayrıca fazla çalışma ücreti ödenmeyecektir" maddesi var. İş sözleşmesine böyle bir hüküm koymaları mümkün mü? Ayrıca işyerinden ayrılmam halinde tazminat ödenmeyeceği yönünde bir hüküm de var? Sercan 
Kanuna aykırı hükümler içeren sözleşmelerin bu hükümleri geçerli değildir. Sözleşmeye 'fazla çalışma ücreti ödenmeyecektir', 'tazminat ödenmeyecektir' şeklinde hükümler konulması halinde, yasaya aykırı olması nedeniyle geçerli olmayacaktır. Bu nedenle korkmanıza ya da dert etmenize gerek yok.

■ Ben eşi ölmüş dul bayanım, SSK'dan kendi adıma emekliyim. Babam da SSK'dan emekli idi, vefat etti. Babamdan ayrıca SSK maaşı bağlanabilir mi? Ek olarak onun emekli maaşını alabilir miyim? 5...261898 Nolu SMS 
Kız evlatlarının anne veya babadan yetim maaşı alabilmeleri için bazı şartlar vardır. Bunlar, evli olmamak, kendi adına sigortalı çalışıyor olmamak ve yine kendi çalışmalarından dolayı emekli aylığı almıyor olmak. Bakıldığında her ne kadar eşinizin ölümünden dolayı evli olmasanız da kendi çalışmalarınızdan dolayı emekli olduğunuzu belirtmişsiniz. Kendi emekliliğinizden ötürü babanızdan ya da annenizden ölüm aylığı alamazsınız. Ölmüş olan eşinizden dolayı eğer bağlanmış ya da bağlanacak ölüm aylığı varsa onu alabilirsiniz.

NE ZAMAN EMEKLİ OLURUM?
■ 02.10.1977 doğumluyum. 20.10.1996 sigorta başlangıcım, 3726 gün primim var. 1997'de askere gittim. Ne zaman emekli olabilirim?
5..322573 Nolu SMS 
İşe başlangıcınıza göre 25 yıl, 56 yaş ve 5825 prim gün şartlarına tabisiniz.
2099 gün daha prim ödeyerek 56 yaşınızın dolacağı 02.10.2033 tarihinde emekli olabilirsiniz. İşe giriş tarihiniz askerden önce olduğundan, askerlik borçlanması yapmanız emeklilik yaşınızı etkilemez.

■ 01.09.1962 doğumluyum, 15.11.1987'de sigortaya giriş yaptım. 2075 günüm var. 01.06.2001 tarihinde Bağ-Kur'a geçtim. Ne zaman emekli olabilirim? Celal 
SSK kapsamındaki çalışmalarınız 01.06.2001'den önce ise ve yine bu tarihten sonra Bağ-Kur'a geçip ara vermeden devam ediyorsanız, Bağ-Kur'dan 9000 prim gün ve 55 yaş şartlarına tabisiniz.
Askerliği ödeyip 54 yaş 9000 prim gün şartlarına tabi olursunuz. Ali Şerbetçi

https://www.takvim.com.tr/yazarlar/aliserbetci/2018/05/08/yasaya-aykiri-sozlesme-gecerli-degildir

Bir işyerinde işçinin rızası olması ve sözleşmede yer alması koşuluyla, üst araması olabilir. Ancak bu durum ‘keyfi olarak’ sadece bazı çalışanlara uygulanamaz. Bu tip durumlarda işveren tazminat yüküyle karşılaşabilir.

Bir işyerinde işçinin rızası olması ve sözleşmede de yer alması koşuluyla, çalışanın üstü aranabilir. Ancak bu durum ‘keyfi olarak’ sadece bazı çalışanlara uygulanamaz. Bu tip durumlarda işveren tazminat yüküyle karşılaşabilir. Alışveriş merkezleri, havaalanları gibi yerlerde herkesin üstünün aranması bir gereklilik. Bazı işverenler işyerlerinde de üst aramasına gerek duyuyor. Peki, kanunlar işyerine girerken işçinin üstünün aranmasına müsaade ediyor mu?

TEHLİKE YA DA HIRSIZLIK

Anayasa’nın 10. maddesi uyarınca özel hayatın gizliliği ilkesi uyarınca kimsenin üstü ve özel eşyaları aranamaz. İşçinin üstünün aranması ancak üstün nitelikte özel veya kamusal yarar ya da kanunların tanıdığı bir yetkiyle mümkündür. İşçilerin üstlerinin aranması bu konuda bir sözleşme veya hüküm olmadan gerçekleştirilemez. İşçinin işyerine girerken üstünün aranması işçinin işyerinde iş sağlığı ve güvenliğini tehlikeye sokacak herhangi bir eşyayla işyerine girmesini önlemek, çıkışta üstünün aranması ise işyerindeki malların, makinelerin ve aletlerin çalınmasını önlemek amacıyla işverenler tarafından kullanılmaktadır. Örneğin üretim gerçekleştirilen işyerlerinde işçinin işyerine bazı kimyasallar veya metallerle girmesi hem kendisi için hem de diğer çalışanlar için çeşitli tehlikeler oluşturabilir. Diğer yandan genellikle işverenler hırsızlık endişesiyle üst arama yöntemine başvurmaktadırlar.

EŞİT DAVRANILMASI ŞART

İşverenin işyerine girişte işçinin üstünü arayabilmesi, kişilik hakları zedelenen kişinin rızasıyla mümkündür. İşçinin bu konudaki rızasının iş sözleşmesi veya işyerinde imzalanmış toplu iş sözleşmesiyle alınması gerekir. Ayrıca işçilerin üstlerinin aranabilmesi için işverenin bir nedeninin olması gerekir. Diğer taraftan üst araması yapılacaksa bu uygulamanın işverenin işçilere eşit davranma borcu kapsamında bütün işçilere uygulanması gerekiyor.

TAZMİNAT ÖDEMESİ GEREKEBİLİR

Diğer yandan üst aramasına ilişkin esasların belirlenmesi ve bu doğrultuda bir prosedür oluşturulması gerekmektedir. İşçiler bu prosedürü bilerek buna uygun davranabilir. Herhangi bir prosedürün belirlenmemesi halinde işçilerin üst aramasına tabi tutulması işverenin art niyetli bir uygulaması olarak değerlendirilebilecek ve işveren tazminat yüküyle karşılaşabilir.

GÜVENLİK PERSONELİ YOKSA ‘EĞİTİMLİ’ ÇALIŞAN ARAYABİLİR

İşyerinde işçilerin üst aramasını gerçekleştirecek bir güvenlik personeli varsa aramanın bu personel tarafından yapılması gerekir. Bu konuda cinsiyet ayrımına dikkat edilmeli ve kadın işçiler ve erkek işçiler için farklı personelin tercih edilmeli. Ancak işyerinde güvenlik hizmeti alınmıyorsa görevi üst araması olacak personel belirlenmeli ve üst aramalarının bu personel tarafından yapılması sağlanmalıdır. Bu personeli üst aramasıyla ilgili özel bir eğitim verilmeli ve personeli bu konuda bilgilendirilmesi sağlanmalıdır. Okan Güray Bülbül

https://www.aksam.com.tr/yazarlar/okan-guray-bulbul/dikkat-calisanin-rizasi-olmadan-ustu-aranamaz/haber-733187

Hakkımızda

 ö z d o ğ r u l a r, 18.08.1988 tarihinde kurularak, Mali Müşavirlik faaliyetine başlamıştır. 

Sektöründe en iyi olma duygusu ile personeline "Kalite" bilincini yerleştirmeyi, Kalite Yönetim Sistemini sürekli iyileştirmeyi, müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı, amaç edinerek, 2003 Yılında, alanında Türkiye' de ilk olarak ISO 9001: 2000 Belgesi almıştır.

 

Mali Takvim

Öne Çıkanlar

  • Danıştay’dan Ek Vergi Ödeyen Şirketlere Bir Kötü Haber Daha! Ek vergi, Yüzyılın Vergi Affı ve Borç Yapılandırma Kanunu olarak adlandırılan 7440…
  • EUROBOND VE VERGİLENDİRİLMESİ EUROBOND, Devletin ya da şirketlerin, yurtdışı piyasalarından borç para temin…
  • Kanunlarla Türk Vatandaşlarına Hasredilen ve Yabancıların Çalışmalarının Yasak Olduğu Meslek ve Görevler Özel Güvenlik Şirketleri İçin Kurucu, Yönetici, Eğitici ile Şirket Tüzel…
Top