Mehmet Özdoğru

Mehmet Özdoğru

Email: This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

İnternet ortamında verilen reklam hizmetleri ile alakalı olmak üzere hizmeti verenlere yada bunlara aracılık edenlere hizmeti verenin durumuna bağlı olarak;
* Gerçek kişi, Dernek/ Vakfa % 15,
* Tam mükellef kurumlara % 0,
* Dar mükellef kurumlara % 15

Kurumlar/ Gelir Vergisi Stopajı yapılması gerekir. Yalnız Çifte Vergilendirme Önleme anlaşması uyarınca ticari kazanç için işyeri veya daimi temsilci gereklidir. Bu durum vergisel uyuşmazlıklara konu edilmektedir.

KDV Kanununa göre verilen hizmet yurtiçinde faydalaniıdığı için yurtdışından alınması durumunda % 20 KDV'nin 2 Nolu Beyanname ile beyanı gerekir. Yurtiçinden alınan reklamlar için 3/10 Tevkifat mevcuttur.

Bu durumda yurtiçi şirketten reklam temin edilebilmesi vergi planlaması için daha yararlı olacaktır.

Ersan KARACA
Yeminli Mali Müşavir
This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

Cumartesi, 18 Mayıs 2024 22:11

ORTAĞIN DÖVİZLE BORÇ VERME YASAĞI

Ortağın şirkete TL - Döviz karşılığı borç para vermesi sonucu şirkete şahsi mal varlığından kredi vermiş sayılır.

Merkez Bankası Sermaye Hareketleri 38. Maddesine göre Kambiyo mevzuatı uyarınca Türkiye’de yerleşik kişiler ancak 32 sayılı Karar’da yer alan şekliyle bankalar ve finansal kuruluşlardan döviz kredisi temin edebilecekleri için bir firmanın başka bir firmaya döviz kredisi kullandırması mümkün bulunmamaktadır.

Ancak, işlemin fon fazlası olan firmanın fon açığı olan aynı holding bünyesindeki firmaya veya grup firmasına ilgili tutarın döviz cinsinden karşılığını yatırabilmesi amacıyla gerçekleştirilmesi halinde, borçlandırmanın ve takibinin Türk Lirası cinsinden yapılması kaydıyla, borçlandırma işlemlerine ilişkin bedellerin döviz cinsinden karşılığının firmanın yazılı beyanına istinaden yurt içindeki ilgili hesaplara transfer edilmesi mümkündür. Ancak, yeni bir döviz kredisi kullanmak suretiyle kredi kullanan firmanın aynı holding bünyesinde veya grup içinde olan başka bir firmaya söz konusu krediyi aktarması mümkün bulunmamaktadır. Bu durumda gerçek kişi ortakların döviz karşılığı borç vermesi yasal mevzuata aykırılık oluşturur.

Ersan KARACA
Yeminli Mali Müşavir
This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

Binek otomobil; Türk Gümrük Tarife Cetveli’nin (87.03) pozisyonunda yer alan motorlu taşıtlar olup, esas itibarıyla insan taşımak üzere imal edilmiş olmak üzere (87.02 hariç) insan – eşya taşıyabilen motorlu araçlardır.  (M1) kategorisindeki AA Sedan, AB Heçbek AC Steyşın, AD Kupe, AE Üstü açılır kapanır, AF çok amaçlı yolcu otomobilleri – Arazi taşıtları (Jipler) – Panelvanlar (kamyonet ruhsatı verilmiş olması mahiyeti değiştirmez), Triportörler binek oto sınıfındadır.

Gelir Vergisi Kanunu’nun 40. maddesine Göre:

* Binek otomobillere ilişkin kiralama yoluyla edinilen/işletmeye dâhil olan ve işte kullanılan taşıtların giderlerinin %70’i indirilebilir.

* Kiralama yoluyla edinilen binek otomobillerinin her birine ilişkin aylık kiranın 26.000,00 TL’si gider olarak dikkate alınabilir.

* Satın alınan binek otolara ilişkin ÖTV Ve KDV 213 ayılı Vergi Usul Kanunu 270. maddesine göre maliyet bedeline ilave edebilir/gider olarak gösterebilir.

2024 yılında iktisap edilen binek otomobiller için:

» ÖTV ve KDV’nin gider yazılma tercihi halinde KDV – ÖTV toplamının gider yazma sınırı: 690.000,00 TL

» ÖTV ve KDV’nin gider yazılma tercihi halinde 1. el binek oto için iktisap bedeline göre amortisman ayırma sınırı: 790.000,00 TL

» 2. el binek oto için ise iktisap bedeline göre amortisman ayırma sınırı: 790.000,00 TL

» ÖTV ve KDV’nin maliyete atılma tercihi halinde KDV – ÖTV dâhil amortisman sınırı: 1.500.000,00 TL olarak hesaplanmıştır.

* KDV – ÖTV’nin tercihen maliyet bedeline eklendiği veya binek otomobilin 2. el olarak iktisap edildiği hâllerde, amortismana tabi tutarı, iktisap edildiği yıl için belirlenen tutarı aşan binek otomobillerinin her birine ilişkin ayrılan amortismanın en fazla belirlenen bu tutara isabet eden kısmının, safi kurum kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır.

* Buna göre, iktisap edilen binek otomobilleri için ayrılan amortisman tutarlarının, her bir binek otomobili için iktisap bedelini geçmemek kaydıyla ilgili yıl için belirlenen kadarlık kısmı safi kurum kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınabileceğinden, iktisap edilen söz konusu binek otomobillerin yeniden değerlemeye tabi tutularak – enflasyon değerlemesine tabi tutularak değerinin artırılması, gider olarak dikkate alınabilecek amortisman tutarını etkilemeyecektir.

* Bu durumda yeniden değerleme sonrası amortisman hesabında yukarıda sayılan tutarlara ve faydalı ömre göre amortisman gider olarak kabul edilir, geri kalan kısım K.K.E.G.’dir.

KDV Kanunu 30/b maddesine göre binek otomobillerinin alış vesikalarında gösterilen KDV indirim konusu yapılamaz. KDV Kanunu 4. maddesine göre kiralama hizmet ifası kapsamında KDV’nin konusuna girer ve %20 oranında KDV hesaplanır. Binek otomobillerin kiralanmasında aylık kiranın 26.000,00 TL’sine karşılık gelen KDV İndirim konusu yapılır. 30/d maddeye göre Gelir ve Kurumlar Vergisi yönünden kazancın tespitinde indirimi kabul edilmeyen giderler dolayısıyla ödenen Katma Değer Vergisi, Hesaplanan Katma Değer Vergisinden indirilemez. Binek otomobillerin kiralanmasında aylık kiranın 26.000,00 TL’nin üstünde ise 26.000,00 TL’sine karşılık gelen KDV indirim konusu yapılır ve 26.000,00 TL’nin üstüne karşılık gelen KDV indirim konusu yapılamaz. Ancak gider olarak dikkate Alınabilir.

* Sonuç olarak kısıtlamalar sonrasında kiralama yoluyla araç temininin vergisel açıdan daha verimli olduğu düşünülmektedir.

Ersan KARACA
Yeminli Mali Müşavir
This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

https://www.alomaliye.com/2024/05/17/binek-otoya-iliskin-enflasyon-duzeltmesi-sonrasi-vergisel-acidan-gider-analizi/

Türk Ticaret Kanununun 332. Maddesi Uyarınca Anonim Şirketler Asgari 250.000,00 Tl İle Kurulmakta Olup; 344. Maddesi Uyarınca Anonim Şirketlerde, Nakden Taahhüt Edilen Payların En Az % 25’inin Tescilden Önce, Kalan Kısmının İse Şirketin Tescilini İzleyen 24 Ay İçinde Ödenmesi Gerekir. Limited Şirketler İse 50.000,00 Tl İle Kurulmakta Olup, Nakden Taahhüt Edilen Payların Şirketin Tescilini İzleyen 24 Ay İçinde Ödenmesi Gerekir.

128. Maddesine Göre Her Ortak, Usulüne Göre Düzenlenmiş Ve İmza Edilmiş Şirket Sözleşmesiyle Koymayı Taahhüt Ettiği Sermayeden Dolayı Şirkete Karşı Borçludur. Şirket, Her Ortağın Sermaye Koyma Borcunu Yerine Getirmesini İsteyebileceği Ve Dava Edebileceği Gibi, Yerine Getirmede Gecikme Sebebiyle Uğradığı Zararın Tazminini De İsteyebilir. Tazminat İstemi İçin İhtar Şarttır. 129. Maddeye Zamanında İfa Edilmeyen Sermaye Para İse, 128 İnci Madde Gereğince Tazminat Hakkına Halel Gelmemek Şartıyla, Aksine Şirket Sözleşmesinde Veya Esas Sözleşmede Hüküm Yoksa Şirketin Tescili Anından İtibaren Temerrüt Faizi De Ödenir.

Konunun Ayrıca Kurumlar Vergisi 13. Maddesine Göre Transfer Fiyatlandırmasına Göre Değerlendirilmesi Yapılabilir. Bu Durumda Ortağın Sermaye Taahhüt Borcunu Süresinde Yerine Getirmemesi Sonucu Şirketin, Ortağına Kaynaklarını Kullandırarak Finansman Hizmeti Sunduğu Sonucuna Varılabilir.

Ortağın Sermaye Taahhüt Borcunu Süresinde Yerine Getirmemesi Sonucu Şirketin Elde Etmesi Gereken Finansman Hizmet Bedeli İç – Dış Emsale Uygun Olmalı Ve  % 20 KDV’li Finansman Hizmet Faturası Düzenlenmelidir. Aksi Halde Transfer Fiyatlandırmasına Göre Şirketin Ortağına Örtülü Kazanç Aktarımı Yapmış Sayılır. Bu Durumda Emsal Bedele Göre Hesaplanan Vergiler İle Birlikte Vergi Ziyaı Cezası Ve Gecikme Faizi Ayrıca İstenir.

Danıştay 4. Dairesinin 2021/3637 Sayılı Kararında Davacı Şirket Tarafından Ortaklarca Taahhüt Edilen Ancak Ödenmeyen Sermayeye İlişkin Olarak Faiz Geliri Hesaplamayarak Örtülü Kazanç Dağıtımı Yaptığı Ve Bu Tutardaki Faiz Gelirini Kayıt Ve Beyan Dışı Bıraktığı Sonucuna Varılmıştır.

ERSAN KARACA

ERSAN KARACA YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİR

CEVAP : HAYIR

2- 2023 yılında yapılan enflasyon düzeltmesi, 2024 yılında ortaya çıkacak " ENLASYON DÜZELTMESİ SONRASI veya ÖNCESİ KAR / ZARARI etkiler mi?

CEVAP : EVET

Daha önce birkaç defa bu konu hakkında paylaşımında bulunmamıza rağmen, hala 2023 yılında yapılan enflasyon düzeltmesinin 2024 yılında ortaya çıkacak düzeltme öncesi ve sonrası kar/zarar tutarlarına etkisi konusunda kafa karışıklığı olduğunu görmekteyim.

Aslında konu çok net, ama bu netliği sağlamak için terminolojiyi iyi kullanmak gerekli, o yüzden başlık bölümünde ikili ayrım yaptım.

1- 2024 yılı 1. geçici vergi beyanı şu aralar veriliyor ve ED ertelendiği için düzeltme yapılmıyor. Dolayısıyla " düzeltme karı/ zararı" oluşmuyor. Ancak 2023 yılı sonunda yapılan düzeltmenin bazıları gelir tablosunda bazıları ise beyannamede olmak üzere birkaç ayrı kanal ile vergisel açıdan ( kar dağıtımını bir yana koyarsak) etkisi olacaktır.

- Daha yüksek bir amortisman gideri

- Satılan malın maliyetinin veya satılmış ise amortismana tabi veya tabi olmayan diğer varlıkların maliyetinin daha yüksek olması

Bu iki husus ilgili satışlardan normalde doğacak kar tutarını ED nedeniyle düşürecekler belki de zarar çıkmasına neden olacaktır.

- Alınan ve verilen sipariş avanslarının 2024 yılında realize olması aşamasında ; verilen avanslar için fark kadar maliyet kaydı, alınan avanslar için ise fark kadar gelir kaydı ( ancak beyannamede indirilmek üzere vergiye tabi olmayan gelir ) oluşacaktır.

- ROFM : 2023 yılı düzeltmesinden kaynaklanan ROFM tutarının 1/5 i 2024 yılında beyannamede indirim konusu yapılacak .( Geçici vergi döneminde 1/5 in 1/4 ü)

Bunun dışında 2023 yılı sonunda yapılan düzeltmenin 2024 yılı ilk geçici döneminde ED yapılmasa dahi ikincil bazı etkileri yukarıda sıralananlara ilave olarak ;

- Finansman Gider Kısıtlaması kapsamından çıkmış olunabilir, veya FGK kapsamında olunsa bile hesaplanacak KKEG farklılaşır. Bu şekilde oluşan KKEG gelir tablosunda yer almasa bile vergi etkisi ile net kar tutarını degiştirecektir.

- İndirimli KV hesaplamasında tevsi yatırımlar için sabit kıymet oranlama yöntemi tercih edilmiş ise , yatırımdan elde edilen kazanç parametrelerin değişmesi nedeniyle farklılaşacaktır. Bu ise 32 /A matrahını, yatırımdan elde edilen kazancı ve eğer % 100 vergi indirimi kapsamında değilse hesaplanacak indirimli KV sini etkileyecektir.

2- Dikkat edilirse yukarıda sıralanan etkilerin tamamı düzeltme yapılmayacak bir dönemde ( 2024 ilk geçici) dahi 2023 düzeltmesinin etkileri olup, bu etkileri , " enflasyon düzeltmesi öncesi / sonrası kar/ zarar" kavramı içerisinde değerlendirmek gerekir.

Eğer bir erteleme olmaz ise Haziran 2024 de yapılacak ED de ise "ENFLASYON DÜZELTME KAR/ ZARARI" ise tamamen ( bazı varsayımlar altında ) 2023 yılı düzeltme öncesi bilançodaki parasal olmayan varlık ve kaynak hesapların dengesi tarafından belirlenecektir.

ED kar / zararından kasıt 648 veya 658 hesaba kaydedilecek tutardır ve bu tutar gelir tablosunun sistematiği dikkate alındığında , yukarıda sıralanan etkiler dahil gelir tablosu kalemleri ile birlikte ED sonrası dönem kar/zararını ortaya çıkaracak sadece bir hesaptır. Bahsettiğimiz üzere bu hesaba kaydedilecek değer ise bazı varsayımlar altında tamamen 2023 yılı düzeltme öncesi bilanço yapısı tarafından belirlenecektir.

Soyutlama yapabilmek ve etkiyi net görebilmek adına aşağıdaki varsayımları yapabiliriz:

  • 2023 yılı sonunda var olan parasal olmayan varlık ve kaynak hesaplar kayıtlar yer almaktadır. Kar dağıtımı yapılmamış varlık satılmamıştır.
  • 2024 yılında varlık alınmamış veya sermaye artımı / azaltımı olmamıştır.

Bu varsayımlar altında 2024 yılı Haziran sonunda yapılacak ED de örnegin ( taşıma katsayısı % 20 ise ) parasal olmayan aktif ve pasif arasındaki farkın % 20 si kadar ED karı veya zararı ortaya çıkacaktır.

Ancak dikkat edilmesi gereken konulardan biri , bu hesaplamayı yaparken 2023 yılı sonunda yapılan düzeltmede, düzeltme konusu edilmeyen dönem k/z , geçmiş dönem k/z kalemleri ile , düzeltme yapılmaksızın 698 hesaba aktarılan kalemlerin mahiyetine göre düzeltme sonrası k/z a aktarılacağını , düzeltme sonrası k/z ın ise 2024 yılında düzeltmeye tabi tutulacağını bilerek hareket etmek ve hesaplama sırasında örneğin düzeltme öncesi 522 fon bakiyesi ile 570, 590 bakiyesini düzeltemeye tabi özkaynak kalemleri içerisinde değerlendirmek gerekecektir.

Örneğin bu durumda düzeltme öncesi düzeltmeye tabi P.O Varlık tutarı 100 milyon ( birikmiş amortisman tutarları dikkate alındıktan sonra) P.O kaynak tutarı ( 522, 580,590,570 dahil) 60 milyon ise, 2024 yılı haziran sonu yapılacak düzeltmede 648 hesaba kaydedilecek tutar 40 milyon farkın % 20 si 8 milyon olacaktır.

Önceki bölümde sıraladığımız ve 2024 te düzeltme yapılmasa dahi kendisini gösterecek 2023 ün düzeltme etkileri ile birlikte ortaya çıkan gelir tablosu kalemlerine ilave olarak , 2024 2. geçicide yapılacak düzeltmenin ED sonrası ortaya çıkacak K/Z tutarına DÜZELTMEDEN KAYNAKLI İLAVE AMORTİSMAN GİDERİ üzerinden ikincil bir etkisi daha olacaktır.

Özetle;

  • 2024 haziran ayında düzeltme hariç operasyonel k/z tutarını 1. başlıkta sıralanan etkiler ile 2023 yılı sonunda yapılan ED etkileyecek
  • 2024 2. geçicide ortaya çıkacak ED KAR ZARARI ( 648 veya 658 hesap) ise ( belirli varsayımlar altında) tamamen 2023 yılı düzeltme öncesi bilanço balansına göre belirlenecek
  • ve tekrar 2. geçici dönemde yapılan ED nedeniyle ortaya çıkan ilave amortisman gideri yine birinci maddede belirttiğimiz operasyonel k/z tutarını nihai hale getirerek ED SONRASI K/Z ın ortaya çıkmasını sağlayacaktır.

Eğer bir erteleme olmaz ise Haziran 2024 de yapılacak ED de "ENFLASYON DÜZELTME KAR/ ZARARI" tamamen ( bazı varsayımlar altında ) 2023 yılı düzeltme öncesi bilançodaki parasal olmayan varlık ve kaynak hesapların dengesi tarafından belirlenecektir.

Enflasyon düzeltmesi sonrası ortaya çıkacak K/Z kavramı ile , Enflasyon düzeltmesi NEDENİYLE ortaya çıkan K/Z kavramını birbirinden ayırmak ve bu terminoloji ile analiz yapmak gerekli diye düşünmekteyim.

Diğer türlü, gerek paylaşım yaparken gerek görüş verirken tarafların birbirlerinden farklı şeyleri kastetmeleri nedeniyle yanlış yorum ve sonuçlara ulaşma tehlikesi ortaya çıkmaktadır.

Linkedin paylaşımından Alıntı yapılmıştır

İndirimli Kurumlar Vergisi uygulamasında; KVK 32/A maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen şartların sağlanamadığının tespit edilmesi halinde, söz konusu vergilendirme döneminde indirimli vergi oranı uygulanması nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmemiş vergilerin, vergi ziyaı cezası “UYGULANMAKSIZIN” gecikme faiziyle birlikte tahsil olunacağı hüküm altına alınmıştır.

Diğer taraftan Genel Tebliğde: “…HAKSIZ bir nedenle indirimli kurumlar vergisinden yararlanılması nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmemiş vergilere ilişkin olarak vergi ziyaının gerçekleşeceği tabiidir.” hükmü yer almaktadır.

Söz konusu mevzuat hükümlerine göre, uygulamada mükelleflere her hal ve şartta tanınan sınırsız bir ceza muafiyetinden bahsedilmediğine dikkat etmek gerekmektedir.

Örneğin, öngörülen harcama tutarına ulaşılamaması dolayısıyla yatırım döneminde yararlanılması gereken yatırıma katkı tutarından daha fazla katkı tutarından yararlanmış mükellefler vergi ziyaı cezası ile muhatap tutulmayacaktır. Diğer taraftan olması gerekenden daha yüksek oranda vergi indirim oranı uygulanması veya US-97:15-37 kapsamında olmayan mükelleflerin ilgili mevzuattaki ilave imkanlardan faydalanması gibi durumlarda vergi ziyaı gerçekleşecektir.

Linkedin paylaşımından Alıntı yapılmıştır

213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun “Madenlerde Amortisman” başlıklı 316’ncı maddesinde “İşletme sebebiyle içindeki cevherin azalmasından dolayı maddi değerini kaybeden madenlerin ve taş ocaklarının imtiyaz veya maliyet bedelleri, ilgililerin, müracaatları üzerine bunların büyüklük ve mahiyetleri göz önünde tutulmak ve her maden veya taş ocağı için ayrı ayrı olmak üzere Maliye ve Sanayi Bakanlıklarınca belli edilecek nispetler üzerinden yok edilir.” hükmü yer almaktadır.

Maden işletmelerinde kullanılan taşınabilir makine, tesis, cihaz, taşıt araçları ve demirbaşlar madenin elde edilme şekli ne olursa olsun genel esaslara göre amortismana tabi tutularak itfa edilirler. Bu sabit kıymetlerle ilgili olarak “Madenlerde Amortisman” hükmü uygulanmaz. Madenlere uygulanacak amortisman nispetleri hakkında verilmiş bir mukteza ile Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı, yukarıda bahsedilen VUK'un 316. maddesi hükmü gereği madenlerde uygulanacak amortisman nispetinin aşağıdaki formül dikkate alınarak hesaplanması gerektiği yönünde görüş bildirmiştir.

 İmtiyaz veya Maliyet / Görünür veya Muhtemel Rezerv Bedeli  x Yıllık İstihsal(Üretim)
Verilen bir muktezada, maddede değinilen “imtiyaz bedeli” tabirinin, imtiyazın alınabilmesi için tanzimi icap eden topografik haritaların yapılması, maden sahasına gönderilen maden mühendisi veya fen memurlarının yol masrafları ve yevmiyeleri gibi masraflarla imtiyaz harcı ve damga resmi gibi harç ve resimleri, “maliyet bedeli” tabirinin ise, maden imtiyazının, imtiyaz sahibi tarafından iktisap edilmesi için yapılan bütün giderlerin toplamını ifade etmekte olduğu ve maden istihsali için satın alınan arsa ve arazilerin satın alma bedelinin, maliyet bedeli içinde mütalaa edilmesinin zorunlu" olduğu belirtilmektedir. "Maliyet Bedeli"nin, "Vergi Usul Kanunu'nun 262. maddesinden yola çıkarak; maden ocağının imtiyaz hakkının sahibinden veya devletten satın alınarak elde edilmesi karşılığında ödenmiş olan bedel ile müteferri (ilişkili) giderlerin toplamı olarak" tanımlanması mümkündür.

 Arama sonucu maden çıkmaması veya madenin beklenen verimlilikte olmaması nedeniyle terk edilmesi durumunda, maden arama harcamalarının gider olarak dikkate alınması veya aktifleştirilmesinin ihtiyari olduğu, Danıştay 3. Dairesi'nin 05.05.1998 tarihli E. No:1997/1143, K. No: 1998/1561 Sayılı Kararında belirtilmiştir.

Linkedin paylaşımından Alıntı yapılmıştır

31.12.2023 tarihli bilançoda yer alan binek otomobilleri enflasyon düzeltmesine tabi tutulmuş olup, bu binek otomobilleri için 2024 yılı ve sonrasında amortisman ayrılırken, enflasyona tabi tutulmuş değerler üzerinden amortisman ayrılabilecektir. Ancak, yukarıda açıklanan ve Gelir Vergisi Kanunu’nun 40. maddesinin birinci fıkrasının 7 nolu bendinde yer alan kısıtlama hükmü uyarınca, binek otomobilinin alındığı yıl için belirlenen amortismana esas bedelin üzerinde kalan maliyet kısmına tekabül eden amortisman tutarı kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınacaktır. Ya da enflasyona tabi tutulmuş değerin, binek otomobilinin alındığı yıl için belirlenen amortismana esas bedelin üzerinde kalan maliyet kısmı için amortisman ayrılmayabilecektir. Akif AKARCA / Dr.Mehmet ŞAFAK

Cuma, 17 Mayıs 2024 10:39

İHRACAT UYGULAMALARINDA e-BELGELER

İhracat İşlemlerinde e-Fatura Uygulamasına Geçiş Zorunluluğu

 e-Fatura uygulamasına kayıtlı olan mükelleflerden, 25/10/1984 tarihli ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 11 inci maddesi kapsamındaki mal ihracı (Türkiye’de ikamet etmeyenlere özel fatura ile yapılan bavul ticareti kapsamındaki satışlar dahil) ve yolcu beraberi eşya ihracı (Türkiye’de ikamet etmeyenlere KDV hesaplanarak yapılan satışlar) kapsamında fatura düzenleyecek olanlar, bahsi geçen faturalarını 1/7/2017 tarihinden (Türkiye’de ikamet etmeyenlere özel fatura ile yapılan bavul ticareti kapsamındaki satışlar açısından 1/7/2020 tarihinden) itibaren bu Tebliğin “V.7.” ve “VIII.” numaralı bölümlerinde belirtilen istisnai durumlar haricinde e-Fatura olarak düzenlemeleri zorunludur.» şeklinde açıklamalar yer almakta olup,

Tamamı İçin Tıklayınız

% 20-10 KDV hesaplayarak satması gereken mala yönelik %1 KDV hesaplayarak satışı nedeniyle faturaların eksik düzenlendiğinden bahisle oran eksikliğinden kaynaklanan aradaki fark tutarın %10'u nispetinde Özel Usulsüzlük Cezası kesilmiştir.

%10 Özel Usulsüzlük Cezası için;
- Fatura, Gider Pusulası ile Serbest Meslek Makbuzlarının belgelerin verilmediği / alınmadığı ile
- Düzenlenen belgelerde gerçek meblağlardan farklı meblağlara yer verildiğinin somut olarak tespiti gerekir.

Madde hükmüne göre KDV oranı yanlışlığı Özel Usulsüzlük Cezası kesilecek eylemlerden biri değildir ve Özel Usulsüzlük Cezası kesilemez.

(Danıştay 3.Dairesi’nin 2021/2206 Karar No- 26.04.2021)

ERSAN KARACA

ERSAN KARACA YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİR

Hakkımızda

 ö z d o ğ r u l a r, 18.08.1988 tarihinde kurularak, Mali Müşavirlik faaliyetine başlamıştır. 

Sektöründe en iyi olma duygusu ile personeline "Kalite" bilincini yerleştirmeyi, Kalite Yönetim Sistemini sürekli iyileştirmeyi, müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı, amaç edinerek, 2003 Yılında, alanında Türkiye' de ilk olarak ISO 9001: 2000 Belgesi almıştır.

 

Mali Takvim

Öne Çıkanlar

  • TAM İSTİSNA KAPSAMINDA YÜKLENİM KDV İADESİ ANALİZİ * Yüklenilen KDV’nin Yüklenildiği Dönem İle İadenin Talep Edildiği Dönem…
  • İTUS, HİS , ATU KAPSAMINDA KDV İADE HADLERİ İndirimli Teminat Uygulama Sistemi ( İTUS) Hızlandırılmış İade Sistemi (…
  • Araç Alım Satımlarında Yeni Dönem Başlıyor, Trafik Sigortasında 15 Gün Kuralı Kalkıyor Böylece araç alım satımlarında trafik sigortası kaynaklı sorunlar ortadan kalkacak…
Top