İmtiyazlı pay sahiplerinin onayını gerektirmeyen halleri ortaya koyabilmek için, öncelikle hangi hallerde imtiyazlı pay sahiplerinin onayını almak gerekir sorusuna cevap vermek gerekir. TTK’nın 454. maddesinin birinci fıkrasına göre;
- Şirket genel kurulu tarafından esas sözleşmenin değiştirilmesi yönünde alınan karar,
- Şirket kayıtlı sermaye sistemine tabi olup da genel kurulca yönetim kuruluna sermayenin artırılması konusunda yetki verilmesine dair karar,
-Şirket kayıtlı sermaye sistemine tabi olup da yönetim kurulunun kayıtlı sermaye tavanı içerisinde sermayenin artırılmasına ilişkin karar
imtiyazlı pay sahiplerinin haklarını ihlâl edecek nitelikte ise, bu kararlar anılan pay sahiplerinin yapacakları özel bir toplantıda alacakları bir kararla onanmadıkça uygulanamaz.
Diğer bir deyişle, imtiyazlı pay sahiplerinin haklarını ihlal edecek nitelikteki esas sözleşme değişiklikleri ile kayıtlı sermaye sistemine tabi anonim şirketlerde yönetim kuruluna sermayenin artırılması konusunda yetki verilmesine dair genel kurul kararları ve yönetim kurulunun sermayenin artırılmasına ilişkin kararlarının uygulanabilmesi için, imtiyazlı payların sahiplerinin onayının alınması gerekir. İmtiyazlı pay sahipleri, onaylarını kendi aralarında yapacakları özel bir toplantı ile kararlaştırırlar. İmtiyazlı pay sahiplerinin kendi aralarında yapacakları bu özel toplantıya ise “imtiyazlı pay sahipleri özel kurulu” denir.
Öğretide, imtiyazlı pay sahiplerinin onayının aranması, genel kurul kararları açısından askıda hükümsüzlüğün bir hali olarak da ifade edilmektedir. Askıda hükümsüzlük, genel kurul kararının kanunun öngördüğü unsurların eksikliği dolayısıyla başlangıçta hüküm ve sonuç doğurmaması, ancak unsurların tamamlanmasıyla hukuki sonuçlarını tam olarak meydana getirmesi olarak tanımlanmaktadır(5). Diğer bir deyişle, aslında hukuken geçerli olan bir genel kurul kararının tam anlamıyla hüküm doğurabilmesi için ayrıca ek bazı şartların gerçekleşmesine ihtiyaç var ise, askıda hükümsüzlük gündeme gelir. Ek şart gerçekleşir ise genel kurul kararı tamamen geçerli, gerçekleşmezse tamamen geçersiz olur(6).
Bu açıklamadan sonra, imtiyazlı pay sahiplerinin onayını gerektirmeyen hallerden ilkine geçebiliriz. TTK’nın 454. maddesindeki düzenleme imtiyazlı pay sahiplerinin haklarını korumak için getirildiğinden, eğer esas sözleşmenin değiştirilmesine, yönetim kuruluna sermayenin arttırılması konusunda yetki verilmesine dair genel kurul kararları ile yönetim kurulunun sermayenin arttırılmasına ilişkin kararı imtiyazlı pay sahiplerinin haklarını ihlal edecek nitelikte değil ise, bu durumda imtiyazlı pay sahiplerinin onayına gerek duyulmaz. Onaya gerek olmayınca, imtiyazlı pay sahiplerinin özel kurul olarak toplantıya çağrılmalarına, toplanıp karar almalarına da gerek yoktur.
Örneğin, şirketin adresinin değiştirilmesi, iç kaynaklardan sermaye artımına gidilmesi, şirketin işletme konusunun değiştirilmesi gibi genel kurul kararlarının çoğu zaman imtiyazlı pay sahiplerinin haklarını ihlal eden bir yönü bulunmamaktadır. Bu durumda, imtiyazlı pay sahiplerinin onayına da gerek duyulmaz. İmtiyazlı pay sahipleri özel kurulunun onayı, sadece imtiyazlı pay sahiplerinin haklarını ihlal edici nitelikteki esas sözleşme değişikliklerine ve yönetim kuruluna sermayenin arttırılması konusunda yetki verilmesine dair genel kurul kararları ile yönetim kurulunun sermayenin arttırılmasına ilişkin kararının varlığında aranır. Hal böyle olunca; kâr dağıtımı, yönetim kurulu üyelerinin seçimi, azli, ibra gibi genel kurul kararları da imtiyazlı pay sahipleri özel kurulunun onayına tabi olmaz. Benzer şekilde, kayıtlı sermaye sisteminde yönetim kurulunun sermayenin arttırılmasına ilişkin kararı haricindeki kararları da imtiyazlı pay sahiplerinin onayına tabi bulunmamaktadır.
İmtiyazlı pay sahiplerinin açık onayını gerektirmeyen ikinci halde ise, imtiyazlı pay sahiplerinin dolaylı olarak onay verdikleri kabul edilmekte ve bu da kendi içersinde ikiye ayrılmaktadır. TTK’da iki yerde, imtiyazlı pay sahiplerinin, özel kurul olarak toplanıp karar almasalar dahi, esas sözleşmenin değiştirilmesine ve yönetim kuruluna sermayenin arttırılması konusunda yetki verilmesine dair genel kurul kararlarını onayladıkları kabul edilmiştir. Bu düzenlemelerin ilki TTK’nın 454. maddesinin beşinci fıkrasında yer almaktadır. Anılan fıkrada “Çağrıya rağmen, süresi içinde özel kurul toplanamazsa, genel kurul kararı onaylanmış sayılır.” denilmiştir.
TTK’nın 454/f.2 hükmü gereği, anonim şirket yönetim kurulunun, en geç genel kurul kararının (ve sermaye artırımına ilişkin yönetim kurulu kararının) ilân edildiği tarihten itibaren bir ay içinde özel kurulu toplantıya çağırması gerekir. Yönetim kurulunun anılan süre zarfında çağrıda bulunmaması halinde, imtiyazlı pay sahiplerinden her biri yönetim kurulunun çağrı süresinin son gününden başlamak üzere, onbeş gün içinde, özel kurulun toplantıya çağırılmasını şirketin merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinden isteyebilir. Bu çerçevede, eğer yönetim kurulu veya mahkeme tarafından yapılan çağrıya rağmen, imtiyazlı pay sahipleri özel kurulu süresi içinde toplanmaz ise, şirket genel kurulunun esas sözleşmenin değiştirilmesine ve yönetim kuruluna sermayenin arttırılması konusunda yetki verilmesine ilişkin kararları onaylanmış sayılır. Bu hüküm şirketi korumak amacıyla öngörülmüştür. Zira, çağrıya rağmen toplantının nisaplara ulaşılamadığı için yapılmaması, genel kurul kararının sürüncemede kalması sonucunu doğurmakta ve uygulamanın gecikmesi, şirkete zarar vermektedir(7).
Ancak, md. 454/f.5 hükmünde yönetim kurulunun çağrıda bulunmaması, imtiyazlı pay sahiplerinin de mahkemeye başvurmaması durumunda, genel kurul kararının onaylanmış sayılıp sayılmayacağı açık değildir. Zira, md. 454/f.5 hükmü imtiyazlı pay sahiplerinin “çağrıya rağmen” toplanmaması halinde genel kurul kararının onaylanmış sayılacağını öngörmektedir. Bu hususun yargı kararları ile açığa kavuşacağı kanısındayız.
İmtiyazlı pay sahiplerinin esas sözleşme değişikliklerini, özel kurul toplantısı yapmasalar dahi, onaylamış sayılacakları ikinci düzenleme ise TTK’nın 454. maddesinin dördüncü fıkrasında yer almaktadır. Anılan fıkrada “Genel kurulda, imtiyazlı payların sahip veya temsilcileri, esas sözleşmenin değiştirilmesine, üçüncü fıkrada öngörülen toplantı ve karar nisabına uygun olarak olumlu oy vermişlerse ayrıca özel toplantı yapılmaz.” hükmüne yer verilmiştir. Göndermede bulunulan md. 454/f.3 hükmüne göre, imtiyazlı pay sahipleri özel kurulu, imtiyazlı payları temsil eden sermayenin yüzde altmışının çoğunluğuyla toplanır ve toplantıda temsil edilen payların çoğunluğuyla karar alır. Bu toplantı ve karar nisabına uyulmadığı takdirde, özel kurul kararı alınmamış sayılır(8). Yasa koyucu, izleyen toplantılarda düşmeyen bu ağır nisaplarla şirketin korunmasını ve küçük bir çoğunlukla olumsuz karar alınmasının önlenmesini amaçlamıştır(9).
Bu çerçevede, şirket esas sözleşmesinin imtiyazlı paysahiplerinin haklarını ihlâl edecek şekilde değiştirilmesine ve yönetim kuruluna sermayenin arttırılması konusunda yetki verilmesine ilişkin kararın alındığı genel kurula imtiyazlı payları temsil eden sermayenin yüzde altmışının çoğunluğu da katılmış ve bu payların çoğunluğu genel kurul kararı yönünde olumlu oy kullanmış ise, bu kararın ayrıca imtiyazlı pay sahipleri özel kurulu tarafından onaylanması zorunluluğu ortadan kalkar. Bu durumda, imtiyazlı pay sahipleri özel kurulu ayrıca toplantıya çağrılmaz ve genel kurul kararını onaylaması için toplanıp karar alması beklenmez.
Kanun’un bu konudaki hükmü emredici nitelikte olduğundan dolayı, genel kurul toplantısına katılmayan yahut katılamayan imtiyazlı pay sahipleri, imtiyazlı pay sahipleri özel kurulunun toplanıp esas sözleşme değişikliklerine ve yönetim kuruluna sermayenin arttırılması konusunda yetki verilmesine dair genel kurul kararlarının onaylanmasının görüşmesini talep edemezler, yönetim kurulu da özel kurulu toplantıya çağıramaz. Soner ALTAŞ* Yaklaşım / Ekim 2019 / Sayı: 322