Dünkü yazımızda SGK’nın 509 sayfalık 2018/38 sayılı son Genelgesinin çok sayıda değişikliği getirdiğini belirtmiştik. Bunları bu köşeden değerlendireceğimizi belirtmiştik.
İlk yazımızı değişiklik olduğu sanılan ama aslında değişmeyen bir konuya ayırmıştık.
Bugün de meydana gelen önemli değişikliklerden birine ayırdık.
Bilindiği üzere yurtdışı (Çalışma yahut ikamet) borçlanması yaparak emekli olanların emekli olduktan sonra yurtdışında çalışmaya devam etmeleri halinde aylıkları 3201 sayılı Yasanın açık hükmü nedeniyle kesilmesi gerekiyor.
Hal böyleyken SGK tamamen yurt içi hizmetler ile emekli olanların emekli aylıkları bağlandıktan sonra yurtdışında çalışmaya başlamaları halinde bu aylıklarını da 2014 yılına kadar kesiyordu. Bu mesnetsiz ve haksız uygulama karşısında doğru tezle dava açanlar haklarını geri alırken, dava açmayanlar bu duruma razı oluyordu.
Açılan bu davaların belli sayıya ulaşması nedeniyle SGK bu haksız uygulamasından vazgeçerek 2014 yılında artık tamamen yurtiçi hizmetlerle bağlanan aylıklara dair kesme uygulaması yapmayacağını deklare etmişti.
Ne var ki SGK’nın 2018/38 sayılı son Genelgesi bu konudaki uygulamasını yeniden değiştirmiş bulunuyor.
Söz konusu Genelgede;
“Aylık talebinde bulunulduğu tarihte veya bu tarihten önce ülkemizin sosyal güvenlik sözleşmesi imzaladığı ülkelerde çalışmaları olanlar hariç olmak üzere Kanunun yürürlük tarihinden önce Türkiye’de çalışmaya başlayan ve yurt içi hizmet borçlanmaları dahil olmak üzere sadece bu çalışmalarına istinaden Kurumumuzca gerek malullük, gerekse yaşlılık aylığı bağlanan kişilerin, yurt dışında çalışmaya başlamaları halinde aylıklarının kesilip kesilmeyeceği hususunda aşağıdaki açıklamalar doğrultusunda işlem yapılacaktır.
- Kanunun yürürlük tarihinden önceki sosyal güvenlik kanunlarının mülga hükümlerine göre aylık bağlandıktan sonra ülkemizle sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanan ülkelerde çalışılmaya başlanması halinde, bağlanan aylıkların kesileceğine ilişkin anılan kanunlarda açık hüküm bulunmadığından Kanunun yürürlük tarihinden önceki sosyal güvenlik kanunlarının mülga hükümlerine göre malullük veya yaşlılık aylığı bağlananların sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmış bir ülkede çalışılmaya başlamaları halinde aylıkları kesilmeyecektir.
- Kanunun yürürlük tarihinden önce sigortalı olup, sadece 2008/Ekim ayından önceki yurt içi çalışmalarına göre bu tarihten sonra malullük veya yaşlılık aylığı bağlananların ülkemizle sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmış ülkelerde çalışmaya başlamaları halinde aylıkları ödenmeye devam edilecektir.
- Kanunun yürürlük tarihinden önceki sosyal güvenlik kanunlarının mülga hükümlerine ya da sadece 2008/Ekim ayından önceki yurt içi çalışmalarına göre bu tarihten sonra malullük veya yaşlılık aylığı bağlananların ülkemizle sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmamış ülkelerde çalışmaya başlamaları halinde eskiden olduğu gibi aylıkları kesilmeyecektir.
- Kanunda, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra ilk defa sigortalı olan kişilerden malullük veya yaşlılık aylığı bağlandıktan sonra yabancı ülke mevzuatı kapsamında çalışmaya başlayanların aylıklarının kesileceğine dair açık hüküm bulunmaktadır. Yabancı ülke ile sosyal güvenlik sözleşmesi olup olmadığına bakılmaksızın, bu Kanun hükümlerine göre ilk defa sigortalı olduktan sonra malullük veya yaşlılık aylığı bağlananların yabancı ülkelerde çalışmaları durumunda aylıkları, çalışmaya başladıkları tarihi takip eden ödeme dönemi başından itibaren kesilecektir.”
- Kanunun geçici 2 nci maddesine göre, malullük veya yaşlılık aylığı bağlandıktan sonra sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanıp imzalanmadığına bakılmaksızın yabancı ülke mevzuatına tabi çalışmaya başlayanların aylıkları çalışma tarihini takip eden ödeme dönemi başından itibaren kesilecektir.”
Deniyor.
Son şıkka kadar sorun yok. Ancak son şık şu ana kadarki uygulamayı kısmen tersine çeviriyor.
Tamamen yurt içi hizmetlerle emekli olanları ikiye ayırıyor. 1 Ekim 2008’den önce emekli olanlarla 1 Ekim 2008’den sonra tamamı 1 Ekim 2008’den önce geçmiş hizmetlerle emekli olanların yurt dışı çalışmaları nedeniyle aylıklarını kesmeyeceğini bir kez daha belirtirken,
Yurt içi hizmetlerinin bir kısmı 1 Ekim 2008 öncesi bir kısmı da 1 Ekim 2008 sonrası olanların 4/a (SSK) yahut 4/b (Bağ-Kur) statülerinden bağlanan emekli aylıklarını yurtdışında çalışmaya başlamaları halinde keseceğini belirterek yeni bir niza alanı oluşturuyor. Yani Kurum vatandaş ile arasında yeni davalara kapı açacak yeni bir anlaşmazlık alanı ortaya çıkartmış oluyor.
Yani birtakım şarlatanlar kamuoyunda "yurtdışı borçlanması yaparak emekli olanların da aylıklarını alırken yurtdışında çalışmaya devam edebilecekleri" yönünde hayal satmaya devam ederken, gerçekte SGK’dan gelen bu yasal dayanaktan yoksun yasaklama hukuk ve dayanaktan yoksunluğu sırıtsa da hukuka saygının azaldığı ülkemiz gündemindeki gerçekliklere maalesef uygun düşüyor. Şevket TEZEL This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it. This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.