Vergi kanunlarımız gecekondu mahiyetindedir. Yani birçok düzenleme yapıldıktan sonra ya geçici ya da bağımsız bir maddeyle kanun metinlerinde yapılması gereken değişikliklerin yapılmadan bir atıfla böyle anlamamız gerektiği belirtilmektedir
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek daha önce yaptığı konuşmalarda defalarca vergi dairesi başkanlıklarının kapatılacağını söyledi. Ve bu söylem 3 Temmuz 2024 tarihinde yayımlanan 161 sayılı Bazı Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Hazine ve Maliye Bakanlığı taşra teşkilatı olan Defterdarlıklar ile Gelir İdaresi Başkanlığı’nın taşra teşkilatı olan Vergi Dairesi Başkanlıkları 1 Eylül 2024 tarihinde yürürlüğe girmek üzere tek çatı altında toplanarak ete kemiğe büründü.
Özetle iki taşra teşkilatı tek çatı altında birleşti.
Daha önce nasıldı, ne oldu?
İbn Haldun Mukaddime’de vergilerin toplanmasını, hazinenin idare edilmesini, Devletin gelir ve giderinin kayıt altında tutulmasını devletin korunması bakımından bir ödev olarak vurgulamıştır. Bu nedenle devlet hazinesinin ve vergi gibi bileşenlerinin toplanması, korunması günümüzde de önemli bir ödev olarak görülmüştür.
İlber Ortaylı, Osmanlı’da defterdarlığın ilk ortaya çıkışının Yıldırım Bayezid zamanında olduğunu söyler. Bunun öncesinde vergi ve diğer mali işlerin nasıl yürütüldüğünün de araştırılması gerektiğini ifade eder. Ancak bu konuda farklı görüşler de bulunmaktadır. Özellikle I. Murad dönemine ilişkin olduğu yönünde iddialar da bulunmaktadır. Bu konuyu tarihçiler değerlendirecektir zaten, biz konumuza dönelim.
Böylece o tarihten bu yanadır defterdarlıklar çok fazla değişikliğe uğrayarak günümüze kadar gelmiştir. Ve 1 Eylül 2024 itibariyle de çok güçlü bir şekilde hayatına devam edecek.
Yakın tarihimizde ise Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı Gelirler Genel Müdürlüğü, 16.05.2005 tarihi itibariyle, Gelir İdaresi Başkanlığı’na dönüşerek, kendi bünyesinde büyükşehirlerin tamamı olmak üzere toplam 29 ilde Vergi Dairesi Başkanlıkları (İstanbul’da 2 adet olmak üzere toplamda 30 adet) kurulmuştu. 5345 sayılı Yasa 703 sayılı KHK ile kaldırılıp 15.07.2018 tarih ve 30479 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 4 sayılı Bakanlıklara Bağlı, İlgili, İlişkili Kurum ve Kuruluşlar İle Diğer Kurum ve Kuruluşların Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 134 ilâ 157’nci maddelerinde yeniden ihdas edilmişti.
Ancak 03.07.2024 tarihinde yayımlanan 161 sayılı Bazı Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Hazine ve Maliye Bakanlığı taşra teşkilatı olan Defterdarlıklar ile Gelir İdaresi Başkanlığı’nın taşra teşkilatı olan Vergi Dairesi Başkanlıkları 1 Eylül 2024 tarihinde yürürlüğe girmek üzere tek çatı altında toplandı. Özetle iki taşra teşkilatı tek çatı altında birleşti.
81 ilde Gelir İdaresi Başkanlığı’na doğrudan bağlı Defterdarlık kurulmuş, yeni Defterdarlıklar, Vergi Dairesi Başkanlıklarının görev ve yetkilerini haiz olmuştur. 29 ilde bulunan Vergi Dairesi Başkanlıkları bulundukları ilin ismi ile -örneğin İstanbul Defterdarlığı- Defterdarlık unvanını almış oldu. Vergi dairesi başkanlıklarının görev ve fonksiyonları o ilin defterdarlığına geçmiş oldu. Özetle Vergi Dairesi Başkanları, Defterdar unvanını aldı.
Buna göre 1 Eylül 2024 tarihinden itibaren Gelir İdaresi Başkanlığı’na bağlı defterdarlıklar kurulmuş ve bu tarihten itibaren vergi idaresinin taşra teşkilatı defterdarlık oldu.
Neden böyle bir şey yapıldı?
Vergi daireleri, 29 ilde vergi dairesi başkanlıklarına diğer illerde ise defterdarlığa bağlıydı. Örneğin Kadıköy Vergi Dairesi Müdürlüğü İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’na bağlıydı ama Çorum’da vergi dairesi başkanlığı olmadığı için Çorum Hasanpaşa Vergi Dairesi Müdürlüğü Çorum Defterdarlığına bağlıydı.
"Ne var bunda" diyebilirsiniz lakin merkez teşkilat olan Gelir İdaresi Başkanlığı vergi daireleri ile yazışırken vergi dairesi başkanlığı olan yerlerde doğrudan evrak alışverişi yapabilirken, vergi dairesi başkanlığı olmayan yerlerde -örneğin Çorum, Amasya, Uşak, Hakkari vs. toplamda 52 ilde- resmi yazışmalarının büyük bir kısmını Valilik üzerinden yapmaktaydı. Bu durum evrak alışverişini ve yazışma hızını yavaşlatmaktaydı. Böylece Maliye Bakanlığı’na bağlı tüm defterdarlıklar ve vergi dairesi başkanlıkları kapatılarak doğrudan GİB’e bağlı defterdarlıklar oluşturuldu. Yani yazışmaların hızlandırılması amaçlanmıştır.
Ayrıca defterdarlık bünyesindeki birimler de her geçen gün azalmaktaydı. Bu şekilde defterdarlıklar işlev açısından daha işler hale getirilmiş oldu.
Hazine ve Maliye Bakanlığı’na bağlı defterdarlıklara Maliyenin gider ayağı da bağlıydı, Gelir İdaresi Başkanlığı gideri de kısmen kendine bağlayarak esasında çok önemli bir hamle yapmış oldu.
Çünkü senelerdir kulislerden gelen haberlere göre Gelir İdaresinin taşra teşkilatı ile defterdarlıklar Hazine ve Maliye Bakanlığı’na bağlı defterdarlık bünyesinde birleşip maliye başkanlığı adını alması bekleniyordu. Ancak tersi bir durum oldu.
Kısmen bağladı deme sebebim ise 161 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 15’inci maddesidir. Bu madde uyarınca Bakanlığın taşra teşkilatında sunulan muhasebat ve muhakemat hizmetleri bu hizmetlerin sunulduğu Bakanlık taşra birimleri tarafından defterdara bağlı olarak yerine getirilir. Bu hizmetleri sunan birimler doğrudan defterdara bağlı çalışır ve defterdar, bu birimlerin iş ve işlemleri ile ilgili ilişkileri Bakanlık merkez teşkilatı birimleri ile doğrudan sağlar.
Nasıl bir sorun doğuracak?
Böylece bu yapılanmanın çok başlılığın minimize edilmesi adına olumlu olduğunu belirtmemde fayda var. Çünkü 29 ilde hem defterdar hem de vergi dairesi başkanlığı vardı ancak yetki bu 29 ilde vergi dairesi başkanında diğer yerlerde defterdardaydı.
Örneğin vergi mahkemelerinde açılacak davalarda dava dilekçelerinde davalı kısmına İstanbul’da, İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı-X vergi dairesi müdürlüğü; Çorum’da Çorum Defterdarlığı- X Vergi Dairesi Müdürlüğü… yazılmaktaydı. Bu konuda da artık bir yeknesaklık oluşmuş oldu.
Ancak vergi mevzuatımızın (kanun, tebliğ vs.) birçok yerinde şu şekilde ifadeler geçer; vergi dairesi başkanlığı olan yerlerde vergi dairesi başkanı, olmayan yerlerde defterdar(lık) yetkilidir. Örneğin Vergi Usul Kanunu m. 72’de “defterdarın, vergi dairesi başkanlığı bulunan yerlerde ise vergi dairesi başkanının görevlendireceği” şeklindeki cümlede artık olmayan vergi dairesi başkan(lığı) ifadelerinin ivedilikle bir kanun düzenlemesi ile değişmesi gerekmektedir. Bu şekilde onlarca ibare bulunmaktadır. Örneğin sadece VUK’ta bu şekilde yedi (7) adet madde bulunmaktadır.
Ancak 26 Temmuz 2024 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 7521 sayılı Kanun m.17 ile 5345 sayılı Gelir İdaresi Başkanlığı ile İlgili Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.33’de değişiklik yapılmıştır. Bu değişiklik “defterdara ve defterdarlığa yapılmış atıflar ilgisine göre vergi dairesi başkanı ve başkanlığına, vergi dairesi başkanlığı bulunmayan yerlerde vergi dairesi müdürü veya müdürlüğüne; gelir müdürlüğüne, takdir komisyonu başkanı veya başkanlığına, tahsil dairesine, mal müdürü ve müdürlüğüne yapılmış atıflar ilgisine göre vergi dairesi başkanı ve başkanlığına veya ilgili müdür veya müdürlüğüne yapılmış sayılır.” ibaresi “defterdara, defterdarlığa, vergi dairesi başkanı ve vergi dairesi başkanlığına yapılmış atıflar ilgisine göre Gelir İdaresi Başkanlığına bağlı defterdara ve defterdarlığa; gelir müdürlüğüne, takdir komisyonu başkanı veya başkanlığına, tahsil dairesine, mal müdürü ve müdürlüğüne yapılmış atıflar ise ilgisine göre Gelir İdaresi Başkanlığına bağlı defterdar veya defterdarlığa veya ilgili müdür veya müdürlüğüne yapılmış sayılır.” şeklindedir.
Ayrıca 161 sayılı Bazı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 15’inci maddesiyle 4 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 153’üncü maddesinin başlığı “Defterdarlık” şeklinde, birinci fıkrasında yer alan “Vergi Dairesi Başkanlığının” ibaresi “Defterdarlığın” şeklinde, ikinci fıkrasında yer alan “Vergi Dairesi Başkanlığı” ibaresi “Defterdarlık” şeklinde, üçüncü fıkrasında yer alan “Vergi dairesi başkanlıkları” ibaresi “Defterdarlıklar” şeklinde değiştirildi.
Ezcümle
Hazine ve Maliye Bakanlığı taşra teşkilatı olan defterdarlıklar ile Gelir İdaresi Başkanlığı’nın taşra teşkilatı olan vergi dairesi başkanlıkları Gelir İdaresi Başkanlığı’na bağlı yeni defterdarlık çatısı altında birleşti. Bu durum Maliyenin gider ayağının da kısmen GİB’e bağlandığı sonucunu doğurmuş oldu. Böylece vergi dairesi başkanlığı olmayan 52 ilde yapılacak yazışmalar Valilik uhdesinden çıkarılarak doğrudan GİB-Defterdarlık arasında yapılarak yazışma ve evrak alışverişini hızlandırmış olacak. Ve bu durum GİB’in birçok açıdan elini güçlendirmiş olacak. Bu yönüyle olumlu olduğu düşüncesindeyim.
Bir diğer husus vergi dairesi başkanlığının olduğu 29 ilde defterdarın vergi idaresi nezdinde herhangi bir yetkisi bulunmamaktaydı. Bu 29 ilde iki adet maliye idaresi vardı; vergi dairesi başkanlığı ve defterdarlık. Bu yönüyle çift başlılık sona ermiş oldu ve kendi içindeki müstakbel sorunlar ortadan kaldırılmış oldu.
Vergi kanunlarımız gecekondu mahiyetindedir. Yani birçok düzenleme yapıldıktan sonra ya geçici ya da bağımsız bir maddeyle kanun metinlerinde yapılması gereken değişikliklerin yapılmadan bir atıfla böyle anlamamız gerektiği belirtilmektedir. Ancak bu durum özellikle vergi hukukuyla yeterince ilgilenememiş kişileri yanıltabilir. Özetle 7521 sayılı Kanun m.17 ile 5345 sayılı Kanun m. 33’te yapılan değişikliğin tüm vergi yasalarında da değiştirilerek olası karışıklıkların önüne geçilmesi yerinde olacaktır. Ama Gelir İdaresi Başkanlığı’nın önümüzdeki günlerde bu yönde bir adam atacağını pek sanmıyorum. Prof. Dr. Murat Batı
https://t24.com.tr/yazarlar/murat-bati/vergide-defterdarlik-donemi-basladi,46210