Kullanılmayan İzinler Ücrete Dönüşür mü?
A- YILLIK ÜCRETLİ İZİN
İş sözleşmesinin, herhangi bir nedenle sona ermesi halinde işçinin hak kazanıp da kullanmadığı yıllık izin sürelerine ait ücretin, sözleşmenin sona erdiği tarihteki ücreti üzerinden kendisine veya hak sahiplerine ödeneceği, bu ücrete ilişkin zamanaşımının iş sözleşmesinin sona erdiği tarihten itibaren başlayacağı, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 59. maddesinde Sözleşmenin sona ermesinde izin ücreti başlığı altında düzenlenmiştir.
Anılan düzenlemeden de anlaşılacağı üzere, yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshinin şart olduğu, bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının öneminin bulunmadığı, yıllık izin hakkının işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında ücrete dönüşmeyeceği ve bu haktan vazgeçilemeyeceği, işçinin iş sözleşmesinin devamı süresinde kullanmadığı yıllık izinlere ait ücreti istemesinin mümkün olmadığı, Yargıtay 7. Hukuk Dairesi tarafından hükme bağlanmıştır[6].
Yine,
Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 06.12.2017 tarihinde verdiği kararda; yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshinin şart olduğu, bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının öneminin bulunmadığı[7],
Yargıtay 9.Hukuk Dairesinin 22.10.2009 tarihinde verdiği kararda; aktin feshi halinde kullanılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretin işçinin kendisine veya hak sahiplerine ödeneceği, zamanaşımının iş sözleşmesinin feshinden itibaren işlemeye başlayacağı, izin ücreti için uygulanması gereken faizin, yasal faiz olacağı[8],
Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 03.12.2010 tarihinde verdiği kararda; iş sözleşmesinin, herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği, işçinin işe iade davası açması durumunda, izin ücretinin talep edilip edilemeyeceğinin davanın sonucuna göre belirleneceği, işçinin dava sonucu işe başlatılması durumunda, önceki fesih ortadan kalkmış olmakla ve iş ilişkisi devam ettiğinde 4857 sayılı İş Kanunu'nun 59. maddesi uyarınca izin ücreti istenemeyeceği, işçinin işe başvurusuna rağmen yasal bir aylık işe başlatma süresi içinde işe alınmaması halinde ise işe başlatmama anı fesih tarihi olarak kabul edildiğinden, izin alacağının bu tarihte muaccel olacağı, Kanunda, iş sözleşmesinin feshinde ödenmesi gereken izin ücreti için kesin bir ödeme gününün belirlenmediği, sözleşmenin fesih anının, yıllık ücretli izin hakkının ücrete dönüşmesi, bir başka anlatımla izin ücretine hak kazanma zamanı olarak kanunda belirtildiği, iş sözleşmesinin feshedildiği tarihte izin ücretinin muaccel olduğu, ancak faiz başlangıcı bakımından işverenin ayrıca temerrüde düşürülmesi gerektiği, iş sözleşmesinin feshinde ödenmesi gereken izin ücretinin, geniş anlamda ücret içinde değerlendirilmediği ve 4857 sayılı İş Kanunu'nun 34. maddesinde sözü edilen bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faize karar verilemeyeceği, izin ücreti için uygulanması gereken faizin, yasal faiz olduğu, sözleşmenin feshi üzerine ödenmesi gereken izin ücretinden taktiri indirim yapılmasının doğru olmadığı[9],
hüküm altına almıştır.
B- MAZERET İZNİ
Yıllık ücretli izinde olduğu gibi, iş sözleşmesinin, herhangi bir nedenle sona ermesi halinde işçinin hak kazanıp da kullanmadığı mazeret izin sürelerine ait ücretin, sözleşmenin sona erdiği tarihteki ücreti üzerinden kendisine veya hak sahiplerine ödeneceğine yönelik bir düzenleme söz konusu değildir. Aksine Yargıtay 9. Hukuk Dairesi tarafından 09.03.2016 tarihinde verilen bir kararda, mazeret izinlerinin kural olarak doğduğu anda kullanılması gerektiği, kullanılmadığı taktirde yıllık ücretli izin gibi ücrete dönüşmeyeceği, hüküm altına almıştır[10]. Şahin TÜRK* E-Yaklaşım / Temmuz 2018 / Sayı: 307