İşyerinin devredilmesi sebebiyle işçilerin hakları ve devralan işverenlerin yükümlülüklerinin ne olacak konusu merak uyandırmaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 6. maddesi, iş yerinin tamamının veya bir bölümünün hukuki bir işleme dayalı olarak bir başkasına devri halinde, mevcut iş sözleşmelerinden doğan yükümlülüklerin devranına geçeceği düzenlenmiştir. İşyeri, işveren tarafından mal ve hizmet üretmek amacıyla maddi olan ve olmayan unsurlar ile işçinin birlikte örgütlendiği birim olarak tanımlanmıştır. Faaliyetin sürdürüldüğü işyerinin kısmen veya tamamen devredilmesi durumunda, işyeri devrinden bahsetmek mümkündür. İşyeri devrinin hukuki temeli, herhangi bir işleme dayalı olabilir. Örneğin satış sözleşmesi, kira sözleşmesi, tüzel kişilik kurularak şirketleşmeye gidilmesi gibi.
Devir işlemi için işçinin rıza ya da kabulüne veya işlemin taraflarının ayrıca bir karar almalarına gerek bulunmamaktadır. İşyeri devri ile birlikte, devir tarihi itibariyle devreden işveren ile işçiler arasında var olan iş sözleşmelerinden doğan yükümlülük devralan kişiye geçecektir. Yargıtay uygulamasında devreden işveren ile devralan işverenin, devirden önceki borçlardan dolayı sorumlu tutulamayacağını ilişkin olarak kendi aralarında yapılacak bir sözleşmenin geçersiz olduğu kabul edilmiştir. İşyerini devralan işveren daha önceki işveren tarafından işçiye taahhüt edilen tüm yükümlülükleri yerine getirme borcu altındadır. Örneğin ücret artışı yapma ve prim veya ikramiye ödeme yükümlülüğü getiren bir anlaşma yapılmış olması durumunda, devralan işveren bu ödeme ve artışları kararlaştırılan oranlarda yapmalıdır. Peki işyerini devralan işveren, devirden önceki işçilere karşı bir yükümlülük altına girmek istemiyorsa ne yapmalıdır? Bu durumda devir öncesinde çalışma ilişkisinin sonlandırılması uygun olacaktır.
İşletmeyi yeni devralan işveren devirden önceki doğmuş ve devir tarihi itibariyle ödenmesi gereken borçlarından sorumludur. Devreden ise, sadece devir tarihinden önce doğan borçlar bakımından devir tarihinden itibaren iki yıl süre ile devralanla birlikte müteselsilen sorumludur. Kıdem tazminatı yönünden devreden işverenin sorumluluğunun iki yıl süre ile sınırlı olup olmadığı, kıdem tazminatı hesabının nasıl olması gerektiği, uygulamada sorun olarak karşımıza çıkmıştır. Yargıtay emsal kararında, devreden işverenin sorumluluğunun devir tarihindeki ücret tutarı, bu tutar kıdem tazminatı tavanını aşıyorsa, devir tarihindeki kıdem tazminatı tavanı ve çalıştırdığı süre ile sınırlı olması gerektiği kabul edilmiştir. İşletmeyi devralan işverenin, tüm çalışma dönemini kapsayacak şekilde kıdem tazminatı ödemek durumunda kalması halinde, önceki işverene rücu ederek, ödediği fazla tutarı iade alma imkanı bulunmaktadır. Özden Yağmuroglu
https://www.dunya.com/kose-yazisi/isyeri-devri-ve-iscilik-haklari/653833