07 Ağustos 2021 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 31561

Yargıtay 9. Hukuk Dairesinden:

TÜRK MİLLETİ ADINA

YARGITAY İLAMI

Esas No: 2021/5889

Karar No: 2021/10000

Mahkemesi: : Isparta İş Mahkemesi

Tarihi: 18/07/2019

Numarası: 2017/805-2019/336

Davacı: : Sacid GÜN Adına Vekili Avukat Fatih ÇAKMAK

Davalılar: 1- ZEREN İNŞ. TAAH. SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ. ADINA VEKİLİ AVUKAT ERDOĞAN MURAT ERSAN

2- DEVLET SU İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Dava Türü: Alacak

Davacı Sacid Gün adına Avukat Fatih Çakmak ile davalı Zeren İnş. Taah. San. Ve Tic. Ltd. Şirketi adına Avukat Erdoğan Murat Tursun ve davalı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü adına Avukat Tuğrul Uysal arasındaki alacak davasına ilişkin İsparta İş Mahkemesince kesin olarak verilen 18.07.2019 tarih ve 2017/805 esas, 2019/336 karar sayılı kararının kanun yararına bozulması Adalet Bakanlığının 21.05.2021 tarihli ve 39152028-153.01-1302-2019-E. 804/14603 sayısı ile temyizi ile istenilmiş olmakla, dosyadaki tüm belgeler okunup dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY KARARI

Davacı vekili, davacının davalı Devlet Su İşlerine ait Isparta-Keçiborlu’daki Taşkın Koruma Kanal İnşaatında 13.07.2017 tarihinden işten çıkarıldığı 13.11.2017 tarihine kadar şantiye sorumlusu olarak çalıştığını, davacının ücretinin net 4.000,00 TL olmasına rağmen asgari ücret üzerinden gösterildiğini, ücretin asgari kısmının bankadan kalanının elden ödendiğini, çalışma saatlerinin en az 07.30-08.00-19.30-20.00 saatleri arasında olup on bir saati aşan çalışma yapıldığı halde ücretinin ödenmediğini, hafta tatilinin düzenli kullandırılmadığını, ulusal bayram genel tatil günlerinde çalışma yapılmasına rağmen ücretinin ödenmediğini belirterek ihbar tazminatı, fazla mesai, ulusal bayram genel tatil ve hafta tatili alacaklarının davalılardan tahsilini talep etmiştir.

Davalı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü vekili, Isparta Keçiborlu Taşkın Koruma İnşaatı’nın davalı idare tarafından Yaşar Gelmez+Zeren İnşaat iş ortaklığına ihale edildiğini, ortak girişime 16.02.2017 tarihinde yer teslimi yapıldığını, davanın her iki ortağa yöneltilmesi gerekirken sadece şirkete karşı açıldığını, davalı idare ile diğer davalı şirketler arasında asıl-alt işveren ilişkisi bulunmadığını, sözleşme ile işin bütününün yapılmasının davalı iş ortaklığına devredildiğini ve bu nedenle diğer davalı şirketlerin asıl işveren olduğunu, işin anahtar teslimi iş olduğunu, davacının davalı idarenin işçisi olmadığını, davalı idarenin söz konusu işte herhangi bir işçi çalıştırmadığını, davalı idarenin ihale makamı konumunda olduğunu, işçilik alacakları bakımından sorumluluğun diğer davalı ortak girişime ait olduğunu, davalı idareye herhangi bir sorumluluk yüklenecekse bu sorumluluğun üç aylık ücretle sınırlı olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.

Davalı Zeren İnş.San.Tic.Ltd. şirketi vekili, ortaklığın yüklendiği bir kısım yapım işlerinin Onaylar Kimya Ltd. Şti. isimli taşeron firmaya yaptırıldığını, davacının işvereninin de bu firma olduğunu, davacının 21.07.2017-15.10.2017 tarihleri arasında taşeron firma çalışanı olduğunu, davacının düz işçi olarak asgari ücretle çalıştığını, davacının mevsimlik olarak çalışmış olup işin bitiminin belirli olduğunu, ihaleli iş olduğu için 2017 yılı 10. ayında ödenekler bittiğinden şantiyenin durdurulduğunu, davacının tatillerde çalışmadığını, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil alacağı bulunmadığını, davacının çalıştığı işin süreli olması nedeniyle ihbar tazminatı talebinin reddi gerektiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.

Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda toplanan delillere göre yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararı, kanun yararına bozulması için Adalet Bakanlığı temyiz etmiştir.

Taraflar arasındaki uyuşmazlık adi ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunup bulunmadığı ve davalı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün sorumluğunun İş Kanunun 36. maddesi kapsamında kalıp kalmadığı noktasındadır.

Taraf ehliyeti, bir davada taraf olabilme yeteneğini ifade eder. Taraf ehliyeti, medeni (maddi) hukuktaki medeni haklardan yararlanma ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekil olarak anlaşılmalıdır Buna göre; medeni haklardan yararlanma ehliyeti bulunan her gerçek yada tüzel kişi davada taraf ehliyetine sahip kabul edilmelidir. Mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 520 (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu‘nun 620) ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklığın taraf ehliyeti yoktur. Bu nedenle, adi ortaklığa ilişkin davalarda, adi ortaklığı oluşturan kişilerin taraf olarak hep birlikte hareket etmeleri gerekir. Adi ortaklık tarafından açılacak davaların iştirak halinde mülkiyet hükümleri gereği bütün ortaklar tarafından birlikte açılması gerekir. Adi ortaklığa karşı açılacak davalar yönünden ise; ikili bir ayrım yapmak gerekecektir. Davanın konusu paradan başka bir şey ise davanın bütün ortaklara karşı birlikte açılması (mecburi dava arkadaşlığı), davanın konusu para ise; (Ş.Abacı) ortaklar bu borçtan müteselsil sorumlu bulunduklarından ortaklardan biri, bazıları ya da tümüne karşı (ihtiyari dava arkadaşlığı) dava açılabilecektir. Zira 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 163. maddesi uyarınca “Alacaklı, borcun tamamının veya bir kısmının ifasını, dilerse borçluların hepsinden, dilerse yalnız birinden isteyebilir. Borçluların sorumluluğu, borcun tamamı ödeninceye kadar devam eder“.

Somut uyuşmazlıkta, davacının Yaşar Gelmez-Zeren İnş. Taah. … adi ortaklığında çalıştığı, dava konusunun davacının işçilik alacakları olduğu anlaşılmaktadır. Yukarıda belirtilen ilke dikkate alındığında işçilik alacağı davasında adi ortaklığı oluşturan şirketler arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı, bu nedenle davacının sadece adi ortaklığı oluşturan şirketlerden olan davalı Zeren İnş. Taah… şirketine karşı dava açmasının usule uygun olduğu anlaşılmaktadır.

4857 sayılı İş Kanununun 36. maddesinde, “Genel ve katma bütçeli dairelerle mahalli idareler veya kamu iktisadi teşebbüsleri yahut özel kanuna veya özel kanunla verilmiş yetkiye dayanılarak kurulan banka ve kuruluşlar; asıl işverenler müteahhide verdikleri her türlü bina, köprü, hat ve yol inşası gibi yapım ve onarım işlerinde çalışan işçilerden müteahhit veya taşeronlarca ücretleri ödenmeyenlerin bulunup bulunmadığının kontrolü, ya da ücreti ödenmeyen işçinin başvurusu üzerine, ücretleri ödenmeyen varsa müteahhitten veya taşeronlardan istenecek bordrolara göre bu ücretleri bunların hakedişlerinden öderler” şeklinde kurala yer verilmiştir. Bu düzenlemeye göre ihale makamı, işçi ücretlerinin ödenip ödenmediğini kontrol etmek durumundadır. Yapılacak olan kontrol ya da işçinin başvurusu üzerine ödenmeyen ücretlerin bulunduğunun tespit edilmesi halinde, belli şartlarla ihale makamının sorumluluğu söz konusu olur. İhale makamının yapmış olduğu ilan üzerine işçilerin başvuruda bulunmamış olmaları, kamu kurumunun anılan madde kapsamındaki sorumluluğunu ortadan kaldırmayacaktır.

Aynı maddenin ikinci fıkrasında ise, işçilerin her hak ediş dönemi için olan ücret alacaklarının üç aylık tutarından fazlası hakkında adı geçen idarelere herhangi bir sorumluluk düşmeyeceği öngörülmüştür. Maddede sözü edilen ücret her hak ediş dönemi için “son üç aylık temel ücret” olarak değerlendirilmelidir. Yine ihale makamının kıdem ve ihbar tazminatı ile kullandırılmayan izinler sebebiyle herhangi bir sorumluluğu söz konusu değildir.

İhale makamı olan kamu kurumunun, her hak ediş dönemine ilişkin son üç aylık ücretten sorumluluğu, Yasadan doğan bir sorumluluktur. İşverenle ihale makamının birlikte dava edilmesi durumunda, müştereken müteselsilen sorumluluğa dair karar verilmelidir. İhale makamının tek başına dava edildiği durumlarda, işçinin mükerrer yararlanmasını önlemek için işverence sözü edilen ücretlerin ödenip ödenmediği araştırılmalıdır.

Yargıtayın kararlılık kazanmış olan uygulamasına göre, anahtar teslimi suretiyle ihale edilen işlerde, kamu makamlarının fazla çalışma, hafta tatili ile bayram ve genel tatili alacakları yönlerinden sorumluluğu bulunmamaktadır (Yargıtay 9.H.D. 19.1.2010 gün 2009/12074 esas, 2010/378 karar).

Dosya içeriğindeki bilgi ve belgeler ile tanık beyanlarına göre; davalı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü ile davalı şirketin içinde bulunduğu iş ortaklığı arasındaki ilişki gereğince, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’nün Isparta Keçiborlu İlçe Merkezi 2 Kısım Taşkın Koruma İnşaat İşi kapsamındaki işleri, davalı şirketinde içinde bulunduğu iş ortaklığına ihale suretiyle yaptırdığı anlaşılmaktadır. Böyle olunca davalı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’nün ihale makamı olarak sorumluluğunun 4857 sayılı İş Kanununun 36. maddesi uyarınca her hak ediş döneminde son üç aylık ücret alacağını aşmamak üzere belirlenmesi gerekli iken yazılı şekilde dava konusu alacaklardan sorumlu tutulması hatalıdır.

Açıklanan nedenlerle, Adalet Bakanlığı’nın Kanun yararına bozma isteminin kabulü gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, Adalet Bakanlığı’nın Kanun yararına temyiz talebinin kabulü ile İsparta İş Mahkemesinin anılan kararının sonuca etkili olmamak üzere HMK’nın 363/1 maddesi uyarınca Kanun yararına BOZULMASINA, HMK’nın 363/3. maddesi gereğince gereği yapılmak üzere kararın bir örneğinin ve dosyanın Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE, 08.06.2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Leave a comment

Make sure you enter all the required information, indicated by an asterisk (*). HTML code is not allowed.

Hakkımızda

 ö z d o ğ r u l a r, 18.08.1988 tarihinde kurularak, Mali Müşavirlik faaliyetine başlamıştır. 

Sektöründe en iyi olma duygusu ile personeline "Kalite" bilincini yerleştirmeyi, Kalite Yönetim Sistemini sürekli iyileştirmeyi, müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı, amaç edinerek, 2003 Yılında, alanında Türkiye' de ilk olarak ISO 9001: 2000 Belgesi almıştır.

 

Mali Takvim

Öne Çıkanlar

  • 1 TL için 532.000 TL Fazla Vergi Ödeme Riski Sosyal içerik üreticilerinden ile Appstore, Google Play üzerinden gelir elde…
  • BORSAYA AÇILAN ŞİRKETLER AÇISINDAN EMİSYON PRİMLİ PAYLARA YÖNELİK ÖRNEK UYGULAMA EMİSYON PRİMİ TİCARİ KARA DÂHİL DEĞİLDİR. ÖZKAYNAKLAR ARASINDA 520 PAY…
Top