İşten ayrılmalar yaşandığında kıdem ve ihbar tazminatının koşulları genel olarak herkes tarafından bilinir.
Kıdem tazminatı her bir çalışma yılı için; bir aylık (30 günlük) ücret kadar hesaplanır.
İhbar tazminatı; çalışanın kıdemine göre değişen tutarda, en az 2 haftalık ücreti kadar, en çok sekiz haftalık ücreti tutarında hesaplanır.
En az 30 işçinin çalıştığı işyerlerinde, çalışanlara kıdem ve ihbar tazminatına ilaveten iki kalem ödeme daha (diğer koşullar da uygunsa) yapılabiliyor. “İşe başlatmama tazminatı” ve “boşta geçen süre ücreti”.
ZORUNLULUK GELDİ
Çalışana yapılabilecek bu dört kalem ödemenin ana koşulları ve vergiye tabi olup olmadıkları tablodan görülebilir. Arabuluculuk devreye girmeden önce; kıdem ve ihbar tazminatı ya işten çıkışta ödenirdi veya mahkeme sonucunda işverenden alınabiliyordu. (Boşta geçen süre ücreti ve işe iade tazminatı ise ancak mahkeme kararıyla ödenebilirdi.) 2018’den itibaren 7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu ile; mahkemeye gitmeden önce arabulucuya gitmek zorunluluğu geldi. Ve önceden mahkeme kararıyla ödenen tazminatların hangisi vergili hangisi vergisiz bir tereddüt de olmazdı. Şimdi; “hiç mahkemeye gitmeden arabulucuda işveren ve çalışan anlaşırsa vergi hesabı değişiyor mu?” şeklinde tereddütler oluşuyor...
İŞE BAŞLATMA TAZMİNATI
İşe başlatmama tazminatı; aynı mahkeme sonucunda olduğu gibi vergiden istisna ediliyor. Boşta geçen süre ücreti ve fazla mesai olarak ödenecek kısımlar içinse brüt ücret üzerinden vergi kesilmesi gerekecek. Maliye’nin verdiği bir özelge de var bu konuda. Özelgedeki örnekte işveren olan banka ile işten ayrılan eski çalışanı arabulucuda anlaşmış. İşe başlatmama tazminatı olarak 5 aylık ücreti karşılığı olarak brüt 41.210 TL hesaplanmış. Boşta geçen süreye karşılık olmak üzere brüt 9.890 TL, fazla çalışma ücreti olarak brüt 2.000 TL olmak üzere toplam 53.100 TL ödenmek üzere anlaşılmış.
ANLAŞMA TUTARI
Bu tutarlar üzerinden; “Arabuluculuk Anlaşma Tutanağı” uyarınca ödenecek ‘işe başlatmama tazminatı’ için gelir vergisinden istisna edilmesinin mümkün bulunduğu, ücret mahiyetinde bulunan, boşta geçen süreye karşılık olarak yapılan ödeme ile fazla mesai ödemesi üzerinden ise gelir vergisi kesintisi yapılması gerektiği belirtilmiş. (Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı, 23 Ocak 2020 tarih, 2275 sayılı özelge)
MAHKEME SÜRECİ
Bir çalışanın işten çıkarıldıktan sonra mahkemeye gidip ‘işe iade davası’ açabilmesi, tüm işyerleri için söz konusu olamıyor. En az 30 çalışanı olan işyerlerinde çalışanlar için bu hak geçerli. (İş Kanunu Md. 18) Ayrıca çalışanın işyerinde altı aydan fazla çalışmış olması da gerekiyor. Bu iki koşul mevcut olduğunda; çalışanın işten çıkarıldıktan sonra bir ay içinde, önce arabulucuya gitmesi gerekiyor. Arabulucudan üç hafta içinde karar çıkması gerekiyor. Anlaşma çıkmadığı durumda son tutanağın düzenlendiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde mahkemeye gidilerek işe iade davası açılabiliyor.
NEYE BAKILIYOR?
İşe iade davasında; mahkeme işverenin geçerli nedeni olup olmadığına bakıyor. Çalışan lehine sonuçlandığında, çalışan ya işine geri dönebiliyor veya -işveren işe iade almak istemiyorsa- çalışana iki kalem ödeme (işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre ücreti) yapılması gerekiyor. Uygulamada çoğunlukla işverenler; davayı kazanan çalışanını işe geri başlatmak yerine, işe başlatmama tazminatını ve boşta geçen süre ücretini ödemeyi tercih ediyor. İşe başlatmama tazminatı; dört ila sekiz aylık ücreti tutarında ödeniyor. (Bu tazminattan Gelir Vergisi kesilmiyor.) ‘Boşta geçen süre ücreti’ ise (en fazla) dört aylık brüt ücret tutarında ödeniyor. (Üzerinden gelir vergisi kesintisi yapılıyor.)
Ahmet Karabıyık
https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/ahmet-karabiyik/maliyede-kaydi-olmayan-da-barisabilir-41842000