Danıştay 3. Daire |
Tarih : 04.03.2020 |
Esas No : 2016/15170 |
Karar No : 2020/1251 VUK Md. 12 |
ÖLÜM HALİNDE MİRASÇILARIN MÜKELLEFİN VERGİ BORÇLARINDAN SORUMLULUĞU |
Davacı adına, vefat eden babasının faizle borç para vermesi karşılığında elde ettiği menkul sermaye iradını kayıt ve beyan dışı bırakması nedeniyle yasal miras payı oranında yapılan tarhiyata karşı açılan davada; davacının murisi tarafından vasiyetname ile kendisine mirasından pay bırakılmamış ise de saklı payı olduğu gözetilmek suretiyle tenkis davası açıp açmadığı araştırılarak ulaşılacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği hk.
İstemin Konusu: Vergi Mahkemesinin kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Dava Konusu İstem: Davacı adına, vefat eden babasının faiz karşılığı borç vermesi karşılığında elde ettiği menkul sermaye iradını kayıt ve beyan dışı bırakması nedeniyle yasal miras payı oranında 2010 yılı için salınan gelir vergisinin kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: Asıl borçlu ...’nın 13.08.2013 tarihinde düzenlediği vasiyetnamede davacıya mirasından pay bırakmadığını belirttiği, söz konusu şahsın vefatından sonra Antalya 3. Sulh Hukuk Mahkemesince 19.12.2013 tarihli karar ile vasiyetnamenin açıldığı, mirasçılara açıklandığı ve kararın temyiz edilmeksizin kesinleştiği, dolayısıyla davacının miras bırakanın haklarından yararlanamayacağı gibi borçlarından da sorumlu tutulması mümkün olmadığından yapılan tarhiyatta hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu vergi kaldırılmıştır.
Temyiz Edenin İddiaları: Medeni Kanun hükümlerine göre mirasın bütün olarak geçeceği, davacı mirası reddetmediğinden murisin borçlarından sorumlu olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
Karar: Asıl borçlu ... tarafından Antalya 15. Noterliği aracılığıyla “...’ya mirasımdan hiç bir pay bırakmıyorum” şeklinde vasiyetname düzenlendiği, adı geçen şahsın 19.09.2013 tarihinde vefat ettiği, hakkında tanzim edilen vergi inceleme raporu ile 2010 yılında faiz karşılığında borç para vermesi karşılığında elde edilen menkul sermeye iradını kayıt ve beyan dışı bıraktığının saptandığı, söz konusu inceleme raporu uyarınca davacının miras hissesi oranında dava konusu tarhiyatın yapıldığı anlaşılmıştır.
Türk Medeni Kanunu’nun 506. maddesinde saklı payın yasal mirasın yarısı olduğu, 560. maddesinde ise saklı paylarının karşılığını alamayan mirasçıların miras bırakanın tasarruf edilebileceği kısmı aşan tasarruflarının tenkisini dava edebilecekleri hükümlerine yer verilmiştir.
Muris ... tarafından vasiyetname ile oğlu olan davacıya mirasından hiç bir pay bırakılmadığı açıkça belirtilmiş olmakla birlikte Türk Medeni Kanunu’nun yukarıda yazılı hükümlerine göre davacının saklı payı olduğu ve tenkis davası açabileceği öngörüldüğünden, davacının tenkis davası açıp açmadığı araştırılarak oluşacak sonuca göre yeniden bir karar verilmek üzere Vergi Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle; temyiz isteminin kabulüne, Vergi Mahkemesinin kararının bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, oybirliğiyle karar verildi.