GİRİŞ
Vergilendirme işlemleri birer idari işlemdir. 213 sayılı Vergi Usul Kanununda, bu işlemlerde yapılan hataların çeşitli yollarla fark edilmesi halinde kendine özgü bir denetim ve kontrol sistemi öngörülmüştür. Vergi hataları idare tarafından tespit edilerek düzeltileceği gibi mükellefler tarafından hatanın düzeltilmesi için vergi dairelerine başvuruda bulunulabilir. Vergi hatalarının düzeltilmesi taleplerinin düzeltme ve şikayet yoluyla reddi üzerine mükellefler tarafından vergi mahkemesi nezdinde vergi davası açma hakları da bulunmaktadır.
Vergi Usul Kanununda madde 116’da “Vergi hatası, vergiye müteallik hesaplarda veya vergilendirmede yapılan hatalar yüzünden haksız yere fazla veya eksik vergi istenmesi veya alınmasıdır.” tanımı yer almaktadır. Vergi hataları iki başlık altında incelenir bunlardan ilki hesap hatalarıdır. Hesap hataları ise matrah hataları, vergi miktarında hatalar ve verginin mükerrer olmasından ibarettir.
Vergilendirme hataları;
-Mükellefin şahsında hata
-Mükellefiyette hata
-Mevzuda hata
-Vergilendirme veya muafiyet döneminde hata
Vergi hatalarının düzeltilmesi idarece resen yapılabileceği gibi vergi hatasının ilgilileri tarafından yazılı olarak Vergi Dairesi Müdürlüğüne yapılacak başvuru ile de talep edilebilir. Başvuru süresi beş yılın sonunda zamanaşımına uğrar. Beş yıllık süre vergiyi doğuran olayın doğduğu takvim yılını izleyen yılın başından itibaren işlemeye başlar. Yani 2012 yılı Ekim ayında hatalı vergi hesabı yapılmışsa süre 1 Ocak 2013 tarihinde başlar. Ancak Vergi Usul Kanunu madde 126 da yer alan şu üç halde süre
-Zamanaşımı süresinin son yılı içinde tarh ve tebliğ edilen vergilerde hatanın yapıldığı
-İlan yolu ile tebliğ edilip vergi mahkemesinde dava konusu yapılmaksızın tahakkuk eden vergilerde mükellefe ödeme emrinin tebliğ edildiği
-İhbarname ve ödem emri ilan yoluyla tebliğ edilen vergilerde 6183 sayılı kanuna göre haczin yapıldığı
Tarihten başlayarak bir yıldan aşağı olamaz. Bu nedenle beş yıllık sürenin sonuna yaklaşılmış olsa da süre bir yıl kadar uzamış sayılacaktır. Ancak söz konusu durumun yalnızca bu üç hal ile sınırlı olduğu unutulmamalıdır.
Vergi davaları için öngörülen dava açma süresi içinde yapılan hata düzeltme başvuruları dava açma süresini durdurur. Duran dava açma süresi hata düzeltme başvurusuna ilişkin kararın verilmesi veya cevap bekleme süresinin dolması ile kaldığı yerden devam eder. Yani dava açma süresinin 10. gününde hata düzletme başvurusu yapan mükellefin başvurusuna cevap verilmesi ile 20 günlük dava açma süresi kalacaktır.
ÖRNEK DANIŞTAY VERGİ DAVA DAİRESİ KARARLARI
Danıştay 4. Dairesinin 17.03.1986 tarihli 1984/1617 Esas 1986/1009 Karar sayılı kararında yer alan “Vergi Mahkemelerine dava açabileceği gibi istendiğinde yükümlüler tarafından vergi hatalarının düzeltmesi dileğiyle işlemi yapan Vergi Dairesi Müdürlüğüne de başvurulabilecektir. Bu başvuru, dava açma süresi içinde yapılmışsa işlemeye başlayan dava süresi duracaktır…
Düzeltme istemine ilişkin dilekçenin verildiği tarihe kadar işleyen sürenin, düzeltme isteğinin reddine ilişkin yazının tebliğinden itibaren geçen süreye eklenmesi 2577 sayılı yasanın 11. Maddesinin üçüncü fıkrası hükmü gereği olduğundan, idarenin istemin reddine ilişkin yazısından itibaren 30 gün içinde açılan davanın süresinde olduğu yolundaki kararın kabulüne olanak yoktur. “ifadeleri açıkça yukarıda izah ettiğimiz hususa dikkat çekmektedir.
Bununla birlikte Danıştay 3. Dairesi 13.11.2012 tarihli 2010/2951 Esas 2012/3620 Karar sayılı “vergilendirmeden doğan uyuşmazlık hukuki bir ihtilaftan değil de vergi hatasından kaynaklanıyor ise, bu durumda 213 sayılı Kanun’un 116 ila 126. maddelerinde öngörülen özel bir idari usul olan düzeltme ve şikayet başvurusu düzenlenmiş olup, buna göre, yükümlüler, vergi, resim ve harçların tarh ve tahakkuk aşamalarında yapılan ve söz konusu Yasada açıkça tanımlanan vergi hataları için, vergi mahkemesinde dava açma süresi geçtikten sonra yaptıkları düzeltme taleplerinin, altmış gün içinde cevap verilmemesi halinde reddedilmiş sayılması veya bu süre içinde yazılı olarak verilen ret cevabı üzerine şikayet mercii olan Maliye Bakanlığı’na (5345 sayılı Gelir İdaresi Başkanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 4. maddesinin 5615 sayılı Kanun’un 18. maddesiyle değişik (g) bendi uyarınca 04.04.2007 tarihinden itibaren Gelir İdaresi Başkanlığı’na) başvurabilirler. İlgililerin şikayet merciine başvuruları bir süreyle kısıtlanmamakla birlikte zamanaşımı süresi içinde yapılması gereken şikayet başvurusunun, şikayet merciinin olumsuz cevabının tebliğinden ya da altmış gün içinde cevap verilmemesi halinde altmış günün sona ermesinden itibaren otuz gün içinde vergi mahkemesinde dava konusu yapılması İdari Yargılama Usulü Kanun’unda öngörülen genel düzenlemelerin gereğidir. “
İbaresinden açıkça dava açma süresinin durması ve idarenin cevabının ardından kaldığı yerden devam etmesi hususunun vergi hatalarında değil hukuki uyuşmazlık konusunda mümkün olduğunu belirtmiştir. Devamında ise İdarenin hata düzeltme talebine ilişkin red cevabına binaen başvurulan bakanlığa şikayet yolunda bakanlığın cevabına karşı açılacak davada sürenin genel 30 günlük süre olduğu anlaşılmaktadır.
HATA DÜZELTME BAŞVURU SÜRECİ NASIL İLERLER?
İlgililer yukarıda da bahsedilen beş yıllık süre içinde yazılı bir talep ile işlemi yapan Vergi Dairesine başvuru yapmalıdır. İdare bu başvuruya karşı üç şekilde karşılık verebilir. İlki başvuruyu haklı bulur ve hatanın düzeltilmesine karar verir ve bunu tüm ilgililere tebliğ eder. İkincisi ise başvurunun reddine karar verir ve bunu yine tüm ilgililere tebliğ eder. Son olarak da 60 gün boyunca cevap vermez ve başvuru zımni olarak reddedilmiş sayılır. Vergi Dairesine yapılan bu başvurudan sonra yasa gereği Maliye Bakanlığına şikayet ve düzeltme başvurusu yapılmalıdır. Bakanlığa başvuru yapılmadan doğrudan dava açılmasının mümkün olmadığı ve açılması halinde IYUK hükümleri gereğince dilekçenin Bakanlığa tevdii edilmesi gerektiği yönünde Danıştay kararları mevcuttur. (Örneğin: Danıştay Vergi Daireleri Genel Kurulu 15.03.2001 tarihli e.2003/254 k.2004/28 sayılı kararı). Mükellefe şikayet başvurusuna ilişkin kararın tebliği ya da zımni ret süresinin dolması ile 30 gün içinde dava açılabilir. Yine burada da yukarıda belirtilen hukuki uyuşmazlığa yönelik dava açma süresi ile karıştırılmamalıdır. Yalnızca hata düzeltme başvuruları ve şikayetlere yönelik kararlar için söz konusu kararların tebliğinden itibaren 30 günlük süre mevcuttur. Bahsi geçen düzeltme ve şikayet yoluna mükellef, vergi sorumlusu ve bunların vekilleri başvurabilir. Başlangıçta vergi sorumlularının hata düzeltme başvurusunda bulunup bulunamayacağı tartışılmış olsa da Danıştay’ın bir çok kararında (Örneğin: Danıştay 4. Dairesi 1985/3253 Esas 1986/343 Karar sayılı kararı, Danıştay Vergi Daireleri Genel Kurulu 22.04.1994 tarihli ve E.1993/118 K.1994/195 sayılı kararı) vergi sorumlularının da düzeltme ve şikâyet başvurusu yapabilecekleri belirtilmiştir.
DAVA AÇMA SÜRESİ DOLDUKTAN SONRA DÜZELTME BAŞVURUSU YAPILABİLİR Mİ?
Dikkat edilmesi gereken önemli hususlardan biri de dava açma süresi geçse de Maliye Bakanlığına şikâyet ve düzeltme başvurusu yapılabilir. Hatta mükellef ve idare arasındaki hukuki uyuşmazlık hakkında kesinleşmiş bir hüküm bulunsa dahi iddia edilen vergi hatası hakkında karar verilmemiş olması halinde düzeltme ve şikayet yoluna başvurulabilir.
Başvuru için dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta Vergi Usul Kanunu madde 124 de şikâyet mercii olarak Maliye bakanlığı gösterilmişse de 15.07.2018 tarihinde yürürlüğe giren Bakanlıklara Bağlı, İlgili, İlişkili Kurum ve Kuruluşlar ile Diğer Kurum ve Kuruluşların Teşkilatı Hakkındaki 4 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı Gelir İdaresi Başkanlığının kurulmuştur. Söz konusu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 137’nci maddesinin f bendinde şikâyet başvurularını karara bağlamak Gelir İdaresi Başkanlığının görevleri arasında sayılmıştır. Halen şikâyet mercii Gelir İdaresi Başkanlığıdır.
HATA MI? HUKUKİ UYUŞMAZLIK MI?
Vergi hatalarının vergi dairesi tarafından düzeltilebilmesi için vergi hatalarının yargılamayı gerektirmemesi ve ilk bakışta anlaşılır açıklıkta olması gerekmektedir. Hukuki bir ihtilaf içeren vergi hataları yönünden hak düşürücü süre olan dava açma süresi içinde Vergi Mahkemelerinde dava açılmalıdır. Bu nedenle ilk bakışta hak düşürücü süre için bir istisna ya da süreyi uzatma yolu gibi gözükse de bu yolun ancak açıkça anlaşılır hesap hataları ve vergilendirme hataları yönünden işlevsel olduğu unutulmamalıdır. Zira Danıştay Vergi Dava Daireleri 25.10.1991 tarihli 1991/15 Esas 1991/80 Karar sayılı kararında
“4792 sayılı Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununun 24. Maddesinin 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 22. Maddesi karşısındaki durumu gerek tarafların durmasına gerekse Danıştay 9. Dairesinin çelişik kararlar vermesine yol açmış ve kararlar arasındaki çelişki Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun K:1988/1 sayılı kararı ile giderilmiştir. Açıklanan yargısal süreç, 4792 sayılı Kanunun 24. Maddesinde yazılı kuralın, kuruma ait taşınmazların Emlak Vergisinden bağışık tutulması yolunda yeterli açıklıkta olmadığını göstermektedir. Dolayısıyla Vergi Usul Kanununun 118. Maddesinde yazılı vergilendirme hatasından söz edilemeyeceğinden taraflar arasında düzeltme ve şikayet başvurusuna konu yapılamayacak bir uyuşmazlık bulunduğu sonucuna varılmaktadır. Bu nedenle şikayet başvurusu üzerine kurulan olumsuz işleme karşı açılan davanın reddi gerekirken davanın işleme yönelik kısmının kabulünde yasaya uygunluk görülmemiştir. “
Danıştay 4. Dairesi 05.04.2016 tarihli 2016/3228 Esas 2016/1483 Karar sayılı kararına konu olayda tasfiyesi tamamlanıp tüzel kişiliği sona eren şirketin kanuni temsilcisi adına yapılan tarhiyatın düzeltme ve şikayet başvurularının incelenmeyeceği belirtilmiştir. Karar şu şekildedir;
“Düzeltme ve şikayet yoluna başvurulabilmesi için vergilendirme işlemleri sırasında anılan Kanunun 117 ve 118. Maddelerinde tanımı yapılan ve kendisinden düzeltme isteminde bulunan idari makamın veya uyuşmazlık halinde yargı yerinin yorum tekniklerine başvurmadan ilk bakışta anlaşılabilecek açlıktaki vergilendirme yanlışlıklarını içeren bir hatanın yapılmış olması gerekmekte olduğu, uyuşmazlığın vergi hatası dışında maddi ve hukuki bir değerlendirmeyi gerektiren bir hususa ilişkin olması durumunda ise düzeltme ve şikayet yoluyla yapılan başvurunun reddi üzerine açılacak davalarda işin esasına yönelik iddiaların incelenmesine olanak bulunmadığı Uyuşmazlığın hukuki ihtilaf niteliğinde olduğu ve söz konusu iddiaların ancak ilgili cezalı tarhiyata ilişkin ihbarnameye karşı süresinde açılacak bir davada dikkate alınabileceği, bu durumda, dava konusu olayda 213 sayılı Vergi Usul Kanununun yukarıda sözü edilen maddeleri kapsamında bir hatanın bulunmadığının anlaşıldığı gerekçesi ile davanın reddine ilişkin kararın onanmasına karar verilmiştir.“
SONUÇ
Sonuç olarak yukarıda belirtildiği gibi vergi hataları; Vergi Usul Kanununda hesap hataları ve vergilendirme hataları olarak ele alınmış olup hukuki bir uyuşmazlık içermeyen açık hatalardır. Dolayısıyla vergi hatası saptamasının dikkatle yapılması gerekmektedir. Mükellef, vergi sorumlusu ve vekilleri yazılı bir başvuru ile 5 yıl içinde hataların düzeltilmesini talep edebilirler. Söz konusu süreç gerek idareye başvuru gerekse yargılama aşamasında dikkat edilmesi gereken pek çok hususu içinde barındırır. Bu nedenle Vergi Hukuku alanında uzman bir avukat ve yine vergi alanında uzman diğer kişilerden destek alınması sürecin doğru yürütülmesi ve mükellef yararına sonuçlar alınmasına yardımcı olacaktır. Av. NESLİHAN BOSTANCI
http://www.davavergi.com/2021/04/25/vergi-hatalari-nelerdir-vergi-hatalari-nasil-duzeltilir/