Türk Ticaret Kanunu’na (TTK) göre tacir, Vergi Usul Kanunu’na göre mükellef sayılan gerçek ve tüzel kişilerin tutmakla ve saklamakla yükümlü oldukları defter ve belgeler bazen yangın, su baskını, hırsızlık gibi öngörülemeyen birtakım sebeplerle zayi olabilmektedir. Bu durum ise, tacirleri ve mükellefleri, defter ve belgelerini ibraz edememe ve bazı yasal müeyyidelerle yüzleşme sorunu ile karşı karşıya getirebilmektedir. Bu hususu göz önünde bulunduran yasa koyucu, Türk Ticaret Kanunu’nda, tacirlere, zayi belgesi alma imkanı tanımıştır. Zayi belgesi taleplerinin değerlendirilmesinde yargının en çok dikkat ettiği hususların başında, talepte bulunan kişinin tacir sıfatına sahip olması gelmektedir. Zira, TTK, tacir olmayan kişilere, örneğin esnaf ve sanatkarlara, zayi belgesi alma hakkı tanımamıştır. Ancak, Yargıtay, TTK’nın yürürlüğe girmesi sonrasında almış olduğu kararlarda, önceki görüşünü yumuşatmış ve esnafların da bazı koşullar altında zayi belgesi talebinde bulunabileceklerine ve bu taleplerine olumlu cevap verilmesi gerektiğine hükmetmiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 2015 yılı sonrasında almış olduğu muhtelif kararlarda; bir kimsenin Vergi Usul Kanunu’na göre esnaf sayılmasının TTK yönünden de esnaf kabul edilmesini gerektirmediği, ticaret siciline yahut Ticaret Odası’na kayıtlı olmamanın da tacir olmamanın kesin bir kanıtı olmadığı, ayrıca, vergi mükellefi olup olmamanın da tacir ve esnaf ayrımında kesin bir ölçüt olarak kabul edilemeyeceği, kişinin tacir olup olmadığının belirlenmesinde 18.06.2007 tarihli ve 2007/12362 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı’nda esnaf - tacir ayırımı kıstaslarının irdelenmesi gerektiği, bu hususta bilirkişi incelemesi yapılarak davacının tacir olduğu kanaatine varıldığı takdirde yargılamaya devam edilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi, esnaf olduğunun tespit edilmesi halinde ise davanın aktif husumet ehliyeti nedeniyle reddine dair hüküm tesis edilmesi gerektiğine karar vermiştir.
Anılan yargı kararları ve mevzuat hükümleri ışığında, mahkemece yaptırılacak bilirkişi incelemesi sonucunda, zayi belgesi talebinde bulunan esnaf sıfatını haiz kişinin, zayi belgesi talebinde bulunduğu dönem itibariyle Vergi Usul Kanunu’nun 177’nci maddesinin birinci fıkrasının (1) ve (3) numaralı bentlerinde yer alan nakdi limitlerin yarısını, (2) numaralı bendinde yazılı nakdi limitin tamamını aşanlar tacir olarak değerlendirileceğinden, bu kişilerin zayi belgesi talepleri kabul edilip sair koşullar da sağlanıyor ise kendilerine zayi belgesi verilebilecektir.
Bu itibarla, esnaflar tarafından yapılan zayi belgesi taleplerinde, bilirkişi incelemesi yaptırılarak davacının tacir olup olmadığının öncelikle değerlendirilmesi, tacir olduğu kanaatine varıldığı takdirde yargılamaya devam edilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi, esnaf olduğunun tespit edilmesi halinde ise davanın aktif husumet ehliyeti nedeniyle reddine dair hüküm tesis edilmesi gerekmektedir. Bununla birlikte, esnafların, bu yönden talep hakkını kazanmış olsalar dahi, zayi belgesi taleplerinin olumlu karşılanması için başkaca koşulların da dikkate alındığını, anılan koşullar mevcut değil ise, zayi belgesi taleplerinin reddedilebileceğini de hatırda tutmaları gerekir. Dr. Sone Altaş
https://www.dunya.com/kose-yazisi/esnaflar-da-zayi-belgesi-talep-edebilir/612033