İşverenler; yasalar veya toplu sözleşmeler veya bireysel iş sözleşmeleri uyarınca veya işverenin kendi arzuları gereğince işçilerine geri almamak kaydı şartıyla verilen giyim yardımları GVK’nun 27/2. maddesinde belirtilen demirbaş giyim eşyası kapsamına girmediğinden, söz konusu ayni menfaatlerin; ücretlerin genel vergileme rejimi statüsüne göre vergilendirilmesi gerekecektir. Diğer taraftan işverenlerce işçilerine geri alınmamak üzere verilen giyim eşyalarını personele verdiği dönem muhtasar beyannamesinde söz konusu ödemeye isabet eden stopajların beyan edilmesi gerekecektir.
İşverenler tarafından, iş görenlere yasalar, toplu veya bireysel iş sözleşmeleri veya kendi istekleri doğrultusunda işçilere iş elbisesi veya “giyim yardımı” adı altında çeşitli giyim eşyaları verilebilmektedir. Bu giyim eşyaları takım elbise, ayakkabı, bot, çizme, tulum önlük, yağmurluk, palto gibi eşyalar olabilmektedir.
İşverenlerin işçilerine verdikleri bu tür giyim eşyaları hakkında satın aldıkları şirketlere ödedikleri bedelleri bu şirketlerin faturalarına dayalı olarak maliyet hesaplarına yazmakta ve bu faturalardaki KDV’lerinde indirilecek KDV hesabına koymaktadırlar. Bu konuda herhangi bir vergisel problem bulunmamakla beraber sorun; giyim eşyalarının işçilere dağıtılmasını ücret ödemesi sayılıp sayılmayacağı hakkında ve sonuçta da üzerinden vergi kesilip kesilmeyeceği noktasında düğümlenmektedir.
Ücretin tanımı GVK’nun 61. maddesinde çok uzun v geniş bir şekilde tanımlanmıştır. 193 sayılı GVK’nun 61. maddesinde; “Ücret işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.
Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti nitelinde olmamak şartı ile kazancı belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez ………. “hükmü yer almıştır.
Aynı kanunun 27/2. maddesinde; “Demirbaş olarak verilen giyim eşyası (Resmi ve özel daire ve müesseselerce hizmet erbabına işin icabı olarak verilen ve bunların işten ayrılmaları halinde geri alınan giyim eşyası ) gelir vergisinden müstesnadır.” ifadesi yer almıştır.
Diğer taraftan yine GVK’nun 94. maddesinde “Kamu idare ve müesseseleri, iktisadi kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya zirai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar” denilmiş olup aynı maddenin 1. bendinde “Hizmet erbabına ödenen ücretler ile 1. madde de yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç) 103. maddesine göre “tevkifat yapılacağı hüküm altına alınmıştır(1).
Öte yandan, aynı kanunun 98. maddesinde, “94. madde gereğince vergi tevkifatı yapmayan mecbur olanlar bir ay içinde yaptıkları ödemeler veya tahakkuk ettirdikleri karlar ve iratlar ile bunlardan tevkif ettikleri vergileri ertesi ayın 20. günü akşamına kadar, ödeme veya tahakkukunun yapıldığı yerin bağlı olduğu vergi dairesine bildirmeye mecburdurlar.” hükmü yer almaktadır.
İşçilere işin gereği demirbaş olarak verilen ve işçilerin işten ayrılmaları halinde geri alınan giyim eşyası 193 sayılı GVK’nun 27/2. maddesi uyarınca gelir vergisinden istisnadır. Bunların işçilere verilmesi sırasında herhangi bir vergi kesintisi yapılmaması gerekir. Bu kapsamdaki giyim eşyasının sadece işyerinde giyilecek diye bir koşula bağlı olmaması gerekir kanısındayım. Örneğin; bir fabrikanın gece bekçisine verilen üniformanın işyeri dışında da giyilmesi ya da bu kıyafetle dışarıda dolaşması istisnaya engel olmaz. İşçinin işyerinde çalışmaya devam ettiği sürece giymesi ve işten ayrılma durumunda bunları işverene teslim etmesi kafidir(2).
Öte yandan, 27/2. maddede yer alan istisna hükmünün uygulaması ile ilgili olarak işçilere verilen giyim eşyasının türünün belirleyici olmamasıdır. Belirleyici olan giyim eşyasının demirbaş olup olmaması ve işten çıkma durumunda işverence geri alınıp alınmamasıdır. Her ne kadar önlük, tulum, çizme gibi giyim eşyaları demirbaş iş elbisesi belirginliğini taşımakta ise de, takım elbise, ayakkabı, bot, palto hem işte hem iş dışında giyilebilen normal kıyafetlerdir. Giyim eşyasının iş elbisesi veya normal kıyafet görüntüsünde olması önem arz etmez. İstisna hükmünün uygulanması için işçiye verilen giyim eşyasının demirbaş niteliğinde olması ve işçinin işten ayrılma durumunda bunları işverene geri vermesi yükümlülüğünün olması yeterli görülmektedir(3). Nazlı Gaye Alpaslan
(1) Maliye Bakanlığı tarafından verilen 7.4.1981 gün ve 20534 sayılı özelgede; toplu iş sözleşmesi gereğince, nakden veya demirbaş niteliğinde olmayan ve ayın olarak verilen giyecek yardımlarının vergiye tabi olması gerektiği ifade edilmiştir.
(2) Maliye Bakanlığı tarafından verilen 4.6.1984 gün ve 26912 sayılı bir başka özelgede; giyim eşyasının gelir vergisinden istisna tutulabilmesi için, hizmet erbabına işin gereği ve ayın olarak verilmesi ve demirbaş niteliğinde olması şarttır. Giyim eşyasının alınması veya diktirilmesi için ilgililere nakden ödeme yapılması halinde istisna hükmü uygulanamaz.
(3) Sayın Mahmut - Emekçi Muzaffer, Vergi Sorunları Özel Ek, Vergi Kılavuzu, Mayıs 2008, s.111