İş ve Sosyal Güvenlik Atölyesi’nde 13 Temmuz 2020 tarihli yazımızda idari para cezalarında tahakkuk zamanaşımı konusunu ele almıştık. Bu konuda siz okurlarımızdan birçok soru aldık. Ancak soruların bir kısmı tahakkuk zamanaşımı hakkında değil tahsil zamanaşımı ile ilgiliydi. Nitekim idari para cezalarının tahakkuk aşamasının yanı sıra tahsil aşaması da önem arz etmekte olup ayrıca tahsil zamanaşımının ele alınması gerekiyor.

Zamanaşımı Süresi Nasıl Belirlenir?
İdari para cezalarının tahsilinde dikkate alınacak zamanaşımı süresi, belgenin, işverenlerce kendiliğinden verilip verilmediği veya mahkeme kararlarına/denetim ve kontrolle görevli memurlarca yapılan tespitlere/kamu kurum ve kuruluşlarından alınan yazılara istinaden işverenlerce veya SGK tarafından re’sen düzenlenip düzenlenmediği üzerinde durulmaksızın, tebliğ edilen idari para cezasının yasal ödeme süresinin son gününde geçerli olan kanun hükümlerine göre tespit edilir.
Buna göre, idari para cezalarının ödeme süresinin sona erdiği tarihin,
- 7/12/1993 veya önceki bir tarihe rastlaması halinde, tahsil zamanaşımı süresi Borçlar Kanunu hükümlerine istinaden, ödeme vadesinin sona erdiği tarihi takip eden günden itibaren on yıl,
- 8/12/1993 ila 5/7/2004 tarihleri arasına rastlaması halinde, tahsil zamanaşımı süresi 6183 sayılı Kanun hükümlerine istinaden, ödeme vadesinin sona erdiği tarihi takip eden takvim yılı başından itibaren beş yıl,
- 6/7/2004 ila 30/9/2008 tarihleri arasına rastlaması halinde, tahsil zamanaşımı süresi Borçlar Kanunu hükümlerine istinaden, ödeme vadesinin sona erdiği tarihi takip eden günden itibaren on yıl,
- Yasal ödeme süresinin son günü 1/10/2008 veya sonraki bir tarihe rastlayan idari para cezalarının tahsilinde dikkate alınacak zamanaşımı süresi, 5510 sayılı Kanunun 93 üncü maddesinin ikinci fıkrasında yer alan; “Kurumun prim ve diğer alacakları ödeme süresinin dolduğu tarihi takip eden takvim yılı başından başlayarak on yıllık zamanaşımına tâbidir.” hükmüne istinaden, ödeme süresinin dolduğu tarihi takip eden takvim yılı başından itibaren on yıl, olarak dikkate alınacaktır.

Zamanaşımı Süresi Baştan Başlayabilir
6183 sayılı Kanunun 103 üncü maddesinde, zamanaşımının hangi hallerde kesileceği ve tekrar baştan başlayacağı belirtilmiştir. Dolayısıyla aşağıda sayacağımız işlemlerden en az birinin gerçekleşmesi durumunda, zamanaşımının kesilmesinde geçmiş olan süre ortadan kalkar ve kesilmenin rastladığı takvim yılını izleyen takvim yılı başından itibaren yeniden işlemeye başlar.
a) Ödeme
b) Haciz uygulanması
c) Cebren tahsil ve takip muameleleri sonucunda yapılan tahsilat
d) Ödeme emri tebliği
e) Mal bildirimi, mal edinme ve mal artmalarının bildirilmesi
f) Yukarıda gösterilen muamelelerden herhangi birinin kefile veya yabancı şahıs ve kurumların mümessillerine tatbiki veya bunlar tarafından yapılması
g) İhtilaflı amme alacaklarında yargı organlarınca bozma kararı verilmesi
h) Alacağın teminata bağlanması
ı) Yargı organlarınca yürütmenin durdurulması kararı verilmesi
j) İki kamu idaresi arasında mevcut bir borç için alacaklı amme idaresince, borçlu amme idaresine borcun ödenmesi için yazı ile başvurulması
k) Amme alacağının özel kanunlara göre ödenmek üzere müracaatta bulunulması ve/veya ödeme planına bağlanması
Bu durumda, zamanaşımının;
- 6183 sayılı Kanuna göre tayin edilmiş olduğu durumlarda yeni zamanaşımı süresi, zamanaşımının kesildiği tarihi takip eden takvim yılı başından itibaren beş yıl olarak,
-Mülga 818 sayılı Borçlar Kanuna göre tayin edilmiş olduğu durumlarda yeni zamanaşımı süresi, zamanaşımının kesildiği tarihi takip eden günden itibaren on yıl olarak, yeniden başlatılacaktır.

5510 sayılı Kanun döneminde gerçekleşen fiillere ilişkin olarak zamanaşımının kesilmesi hükümlerinin uygulanması durumunda ise 5510 sayılı Kanunun 93 üncü maddesi hükmü uyarınca zamanaşımının kesildiği tarihi takip eden takvim yılı başından itibaren 10 yıl olarak zamanaşımı uygulanacaktır.

Zamanaşımı Hangi Durumlarda İşlemez
Zamanaşımının işlememesi halini düzenleyen 6183 sayılı Kanunun 104 üncü maddesi hükmü uyarınca;
- Borçlunun yabancı bir memlekette bulunması,
- Hileli iflas etmesi,
- Terekesinin tasfiye edilmesi
gibi hakkında icra takibi yapılmasına imkan bulunmayan hallerde, tahsil zamanaşımı işlemez. Sıralanan sebepler ortadan kalktıktan sonra, duran zamanaşımı kaldığı yerden işlemeye devam eder. 27.07.2020
​​

Dr. Mehmet BULUT
İş ve Sosyal Güvenlik Uzmanı

This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

http://www.sadettinorhan.net/27_07_2020_makale.html

Leave a comment

Make sure you enter all the required information, indicated by an asterisk (*). HTML code is not allowed.

Hakkımızda

 ö z d o ğ r u l a r, 18.08.1988 tarihinde kurularak, Mali Müşavirlik faaliyetine başlamıştır. 

Sektöründe en iyi olma duygusu ile personeline "Kalite" bilincini yerleştirmeyi, Kalite Yönetim Sistemini sürekli iyileştirmeyi, müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı, amaç edinerek, 2003 Yılında, alanında Türkiye' de ilk olarak ISO 9001: 2000 Belgesi almıştır.

 

Mali Takvim

Öne Çıkanlar

  • 1 TL için 532.000 TL Fazla Vergi Ödeme Riski Sosyal içerik üreticilerinden ile Appstore, Google Play üzerinden gelir elde…
  • BORSAYA AÇILAN ŞİRKETLER AÇISINDAN EMİSYON PRİMLİ PAYLARA YÖNELİK ÖRNEK UYGULAMA EMİSYON PRİMİ TİCARİ KARA DÂHİL DEĞİLDİR. ÖZKAYNAKLAR ARASINDA 520 PAY…
  • Yatırım Teşvik Belge Kapsamında KDV İstisnası Yatırım Teşvik Belgesi Sahibi Mükellefe Belge Kapsamındaki:· Makine Ve Teçhizat İthal…
Top