İşletmelerce kiralanan ya da satın alınan binek otomobilleri vergi uygulamasında her zaman negatif ayrımcılığa uğramıştır. Ticari araçlar için ödenen motorlu taşıt vergileri (MTV-taşıt pulu) gider yazılabilirken, binek otomobiller için ödenenlerin gider olarak indirimine izin verilmiyor. Diğer sabit kıymetler için ödenen KDV’lerin tamamı beyannamede ödenecek KDV’den indirilebilmesine rağmen, binek oto alımında ödenen KDV’lerin indirimine izin verilmiyor. Bu tutarlar ancak gider ya da maliyet olarak dikkate alınabiliyor.
Bir de amortisman mevzuu var. Her türlü sabit kıymet aralık ayında dahi alınsa vergi mevzuatı açısından bir yıllık amortisman ayrılabilirken, kıst amortisman sadece binek otomobiller için uygulanıyor. Yani binek otomobilin alındığı yılda, bir yıllık değil yıl sonuna kadar kaç ay varsa o aylar için amortisman ayrılabiliyor, ayrılamayan kısım ancak son yılda gider yazılabiliyor.
Görüldüğü gibi mevzuatımızda, binek otomobillerin alınması ve kullanılmasını cazip olmaktan çıkaracak çeşitli düzenlemeler vardı zaten. Hatta çok önceki yıllarda (geçen yüzyılda diyebiliriz), binek otomobillere ait benzin, tamir, bakım gibi giderlerin sadece yarısı gider olarak kabul edilebiliyordu. Yaklaşık 20 yıl önce bu uygulamadan vazgeçilmişti.
Bugüne geldiğimizde, geçen yıl aralık ayında yürürlüğe giren bir yasa (7194 sayılı) ile binek otomobili giderlerine (kira, alımda ödenen vergiler, amortisman, yakıt gibi) yeni sınırlamalar getirildiğini görüyoruz. Önceki uygulamalarda olduğu gibi bu sınırlamalar da faaliyeti binek otomobili kiralama veya çeşitli şekillerde işletme olan mükellefler için geçerli değil.
7194 sayılı yasayla getirilen bu sınırlamaların uygulanmasıyla ilgili tereddütlü konular bulunuyordu. Geçtiğimiz ay sonuna doğru yayımlanan bir tebliğle İdare bu konuyla ilgili ayrıntılı açıklamalar yaptı.
Binek oto kira gideri
7194 sayılı yasa uyarınca, işletmeler tarafından kiralanan binek otomobillerinin her birine ait aylık kira bedelinin 5 bin 500 lirayı aşan kısmı gider kabul edilmiyor. 2019 yılı için belirlenen bu tutar 2020 yılında da geçerli.
Söz konusu sınır, KDV hariç tutar olarak dikkate alınıyor. Bu tutarı aşan bir kira ödemesi söz konusu olduğunda aşan kısma isabet eden KDV’nin de indirilmeyip kanunen kabul edilmeyen gider (KKEG) olarak dikkate alınması gerekiyor.
Ancak banka ve sigorta şirketleri gibi faaliyetleri KDV’den istisna olan işletmeler, 5 bin 500 liralık sınırı KDV dahil olarak dikkate alıyorlar.
Diğer taraftan binek otomobil finansal kiralama yoluyla kiralandıysa, aylık kira tutarına ilişkin herhangi bir sınırlama bulunmuyor.
Yasa çıktıktan sonra 2020 yılından önce kiralanan arabalarla ilgili uygulamanın ne olacağı ve günlük kiralamalarda sınırın nasıl dikkate alınacağı gibi konularda tereddütler oluşmuştu. Tebliğde, önceden kiralanmış ve sözleşmesi halen devam eden binek otomobillerinden, 2020 yılında aylık kira bedeli 5 bin 500 lirayı aşanlar için de kira gider kısıtlaması uygulanacağı belirtiliyor.
Binek otomobillerin günlük şekilde kiralanmasında ise gider kısıtlaması; günlük kiralama bedelinin hesaplanması suretiyle uygulanıyor. Buna göre örneğin nisan ayında 6 günlük kiralanan bir binek otomobil için gider yazılabilecek kiraya ilişkin sınır; 5.500 / 30 x 6 şeklinde yani bin 100 lira olarak hesaplanıyor.
Satın alınırsa…
Satın alınan binek otomobillerinde ise özel tüketim vergisi (ÖTV) ve katma değer vergisi tutarları otomobilin maliyetine dahil edilebildiği gibi dileyen mükellefler bunları gider olarak da kaydedebiliyorlar. Gider yazmayı seçen mükellefler yasa uyarınca söz konusu vergilerin en fazla 140 bin liralık kısmını gider olarak dikkate alabilecekler.
Amortisman giderine üst sınır
Binek otomobilin alımında ödenen ÖTV ve KDV’nin gider yazıldığı durumda, bu vergiler hariç ilk iktisap bedeli 160 bin lirayı aşan binek otomobillerde, en fazla bu tutar üzerinden ayrılan amortismanlar gider olarak değerlendirilebiliyor. Aşan kısım üzerinden ayrılan amortismanların ise vergi hesabında kanunen kabul edilmeyen gider (KKEG) olarak dikkate alınması gerekiyor.
Bu vergilerin maliyet bedeline eklendiği veya binek otomobilin ikinci el olarak satın alındığı durumda ise amortismana esas bedel olarak en fazla 300 bin lira dikkate alınabiliyor. Buna göre ÖTV ve KDV dahil maliyeti 300 bin liradan daha yüksek bir binek otomobil için en fazla bu tutar üzerinden ayrılan amortisman gideri kazançtan indirilebilecektir. Aşan kısma isabet eden amortisman giderinin KKEG olarak dikkate alınması gerekiyor.
Söz konusu binek otomobillerinin satılması durumunda ise ilgili yıllarda amortisman ayırma aşamasında KKEG olarak kazanca ilave edilen tutarların toplamı, gelir veya kurumlar vergisi beyannamesinde “Diğer İndirimler” satırında gösterilmek suretiyle kazançtan indirilebilecek.
Yukarıdaki tutarlar 2020 yılında iktisap edilen binek otomobiller için geçerli. Yasanın yayım tarihinden (7 Aralık 2019) önce iktisap edilen binek otomobiller için amortisman uygulamasında herhangi bir değişiklik söz konusu değil. Eskiden olduğu gibi herhangi bir sınıra tabi olmadan ayrılmaya devam edilecek.
7 Aralık-31 Aralık 2019 döneminde alınan binek otomobillerin ise özel bir durumu var. Bunlara ilişkin amortisman giderleri için de sınırlamalar geçerli. Ancak söz konusu dönemde alınalar üzerinden 2020 ve sonraki yıllarda amortisman hesaplanırken, amortismana esas bedel olarak sırasıyla 135 bin ve 250 bin liralık sınırlar dikkate alınacak.
Operasyonel giderlerin %30’u KKEG
Yazımızın başında belirtmiştik. Oran farkı olsa da çok eski yıllardaki uygulamaya geri döndük. Buna göre binek otomobillere ilişkin operasyonel giderlerin en fazla yüzde 70’lik kısmı gider olarak dikkate alınabilecek.
Tebliğde söz konusu giderler; akaryakıt, sigorta, otopark, bakım ve onarım giderleri ile köprü ve otoyol geçiş ücretleri olarak belirtiliyor. Buna göre ister bu yıl isterse de önceki yıllarda alınmış veya kiralanmış olsun binek otomobillere ilişkin 2020 yılındaki söz konusu giderlerinin yüzde 30’luk kısmının vergi hesabında ilave kalem (kanunen kabul edilmeyen gider) olarak dikkate alınması gerekiyor.
Bu kısıtlamayla ilgili olarak tereddüt edilen konuların başında, binek otomobillerin krediyle alınması durumunda krediye ilişkin faiz giderlerinin de yüzde 30’luk kısıtlamaya tabi olup olmadığı geliyordu. Bu tür giderlerin aslında operasyonel gider olarak değil, sabit kıymetin iktisabına ilişkin gider olarak değerlendirilmesi, dolayısıyla bu kısıtlamaya tabi olmaması gerektiği kanaatine olmakla birlikte İdare yayımladığı Tebliğde tam tersi bir yorum yaptı.
Binek otomobil alımına ilişkin kullanılan kredinin faizlerinin ilk yılın sonuna kadar maliyete intikal ettirilmesi zorunlu. Ancak sonraki yıllara ilişkin faizler, maliyete eklenebildiği gibi mükellefin tercihi doğrultusunda gider de yazılabiliyor. Tebliğde binek otomobilin iktisap edildiği yıldan sonraki yıllara ilişkin olarak ödenen kredi faizlerinin tercihen gider yazıldığı durumda bu tutarların da yüzde 30’luk kısmının kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınması gerektiği ifade edildi.
Son olarak, kurumlar ve ticari kazanç sahibi mükellefler için 2020 yılında uygulanacak bu sınırlamaların tamamının, serbest meslek erbabı için de geçerli olduğunu hatırlatmak isteriz. M. Fatih Köprü https://www.vergidegundem.com/