Türkiye’de vergi mevzuatı açısından zamanaşımı 5 yıl olup, 213 sayılı VUK’nun 154. maddesinde zamanaşımı 5 yıl olarak belirlenmiştir. Şu kadar ki, vergi dairesi tarafından matrah takdiri için takdir komisyonuna gidilmesi halinde zamanaşımı durmaktadır. Duran zamanaşımı takdir komisyonu tarafından vergi dairesine kararın gelmesinden sonra işlemeye devam edecektir.[1]
Tarh zamanaşımı dolduktan sonra vergi müfettişleri zamanaşımı içinde olan yılla ilgili defter, kayıt ve belgeleri isteyemez. Tarh zamanaşımı içerisinde kalan yıllarla ilgili sahte fatura kullanımı nedeniyle vergi suçuna konu bir fiil olsa bile yine de bu konuda defter ve belge talep edilemez. Dolayısıyla tarh zamanaşımı içerisinde vergi suçu nedeniyle bir fiil işlense dahi zamanaşımı nedeniyle bu suç geçmişte kalacaktır. Mükelleflerin, yürürlüğe girmiş olan 6111 sayılı kanunun 7,8, ve 9. maddelerine göre matrah artırımında bulundukları yıllarla ilgili artırdıkları vergi türleri nedeniyle vergi incelemesi yapılmaz.[2]
Matrah artırımı yapmayan mükelleflerle ilgili vergi incelemesi riski 5 yıl devam edecektir. Matrah artırımının yapılmış olması artırıma konu yıllarla ilgili tarhiyat riskini ortadan kaldırır ancak defter kayıt ve belgelerin ibraz yükümünü saklı tutar.[3]
213 sayılı VUK’nun 113. maddesine göre, zamanaşımı, süre geçmesi nedeniyle vergi alacağının ortadan kalkması olarak tanımlanabilir. Zamanaşımı, mükellefin bu konuda bir başvurusu olup olmadığına bakılmaksızın hüküm ifade edecektir.[4]
Bazı hallerde, zamanaşımı 5 yılla sınırlı olmayan işlemlerde tarhiyat VUK 114. maddeye göre yapılır. Koşula bağlı istisna veya muafiyet uygulamaları sonucu kısmen veya tamamen alınmayan vergilere ilişkin zamanaşımı süresi, istisna veya muafiyet koşullarının ihlal edildiği tarihi takip eden takvim yılı başından itibaren başlayacaktır.[5]
213 sayılı VUK’nun 256. maddesine göre gerçek ve tüzel kişiler ile mükerrer 257. madde de getirilen zorunluluğa tabi olanlar saklama ve ibraz etme yükümü her türlü defter, belge ve karneler ile vermek zorunda oldukları bilgilere ilişkin mikro fiş, mikro film, manyetik teyp, disket vb. ortamlardaki kayıtlarını ve bu kayıtlara erişim veya kayıtları okunabilir duruma getirmek için gerekli tüm bilgi ve şifreleri saklama ve ibraz süresi içerisinde yetkili makam ve müfettişlerin talebi üzerine ibraz ve inceleme için sunmak zorundadırlar.[6]
213 sayılı VUK’nun 253. maddesine göre, ilgili defter ve belgeleri bunların ait oldukları takvim yılını izleyen yıldan itibaren 5 yıl süre ile saklamak zorundadırlar.[7]
Tutulması ve kullanılması zorunlu olan defter, kayıt ve belgelerin bir kısmı veya tamamının tasdik ettirilmemiş olması veya vergi incelemesine yetkili olan kimselere herhangi bir nedenle ibraz edilmemesi resen takdir nedenidir.[8]
Öte yandan, defter kayıt ve belgelerin vergi incelemesine yetkili olanlara ibraz edilmemesi fiili VUK md. 359 md hükmüne göre 18 aydan 3 yıla kadar hapis cezasını gerektirir.[9] Bu zorunluluk 5 yıllık tarh zamanaşımı içerisindeki defter kayıt ve belgeler için geçerlidir. Örneğin, 2007 yılı defter kayıt ve belgeleri 31.12.2012 tarihinden sonra vergi incelemesi için ibrazı talep edilemez. Nazlı Gaye Alpaslan
https://www.hurses.com.tr/av-nazli-gaye-alpaslan/zamanasimi-dolduktan-sonra-defter-ve-belge-ibrazi/haber-29405
------------------------------------
[1] Örneğin, 1998 yılı gelir vergisi beyannamesini vermeyen mükellef için zamanaşımı 31.12.2003 tarihinde dolmaktadır. Vergi dairesi 25.12.2003 tarihinde takdir komisyonuna gitmiştir. Takdir komisyonu gerekli takdiri yapmış. 1.2.2004 tarihinde kararı vergi dairesine göndermiştir. Burada, zamanaşımının bitmesine 6 gün kalmıştır. 25.12.2003 tarihinden 31.12.2003 tarihine kadar 6 günlük süre 1.2.2004 tarihinden sonra devam eder. Yani, en son 7.2.2004 tarihinde zamanaşımı bitecektir.
[2] 6111 sayılı torba yasa md. 7,8,9
[3] 6111 sayılı yasaya bağlı olarak yürürlüğe giren 1 seri nolu genel tebliğ VI/6. bu genel tebliğ 12.3.2011 gün ve ve 27872 sayılı mük. RG’de yayınlanmıştır. Ayrıntılı açıklamalar için bkz. ALPASLAN Mustafa – KAYA Eda, “Sahte ve Muhteviyatı İtibariyle Yanıltıcı Belge Düzenleyenler Ve Kullananlar Açısından 6111 Sayılı Yasa Hükümlerine Göre Matrah Artırımı Uygulamalarının İrdelenmesi”, Vergi Dünyası Dergisi, Nisan 2011, Sayı:356, s.190-194.
[4] ÜREL Gürol, Vergi Usul Kanunu Uygulaması, Maliye ve Hukuk Yayınları, Mart 2007, s.237
[5] Bkz. TUNCER Selahattin, Vergi Hukuku ve Uygulaması, Yaklaşım Yayınları, Mart 2003, s.135.
[6] Bkz. GÜNDÜZ Fatih, Defter ve Belge İbraz Süresinde Özellikli Bir Durum, Lebib Yalkın Mevzuat Dergisi, Ekim 2012, s.78.
[7] Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 11.6.2011 gün ve E:2001/5999-K:2001/6685 sayılı kararı, Onur Temizyürek “Defter Ve Belge İbraz Etmeme Fiilinin Kaçakçılık Suçu Olarak Değerlendirilebilmesi İçin Gerekli Şartlar” Yaklaşım, Nisan 2009.
[8] Vergi dairesi müdür yardımcılarının vergi incelemesi yoktur. Bunlar, ancak vergi dairesi müdürü adına defter kayıt ve belge incelemesini talep edebilirler. Sigorta müfettişlerinin vergi konusunda inceleme yetkileri yoktur. İş müfettişlerinin vergi inceleme yetkileri bulunmadığı için ancak iş ve sosyal güvenlik konuları ile ilgili defter ve kayıt talep edebilirler. Vergi müfettişleri ve muavinlerinin vergi inceleme yetkileri her halükarda bulunmaktadır.
[9] Bkz. KIZILOT Şükrü – KIZILOT Zuhal, Vergi İhtilafları ve Çözüm Yolları, Yaklaşım Yayıncılık, 2009, s.721