1.Toplumsal Vergi Bilinci ve Vergi Kaçıranları Devlete İhbar Etmenin Önemi

1982 Anayasasının 73. maddesine göre; herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, malî gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı, maliye politikasının sosyal amacıdır. En genel tanımıyla vergi; kamu harcamalarını finanse etmek, ekonomik ve sosyal hayatı düzenlemek için cebri, nihai, karşılıksız olarak gerçek ve tüzel kişilerin kazançları, harcamaları ve servetleri üzerinden alınan parasal bir yükümlülüktür. Mükellef ise, vergi kanunlarına göre kendisine vergi borcu yüklenilen gerçek veya tüzel kişidir. 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu'na baktığımızda, tahmini bütçe gelirinin 876,3 milyar TL ve tahmini vergi gelirlerinin ise 756,5 milyar TL olduğu görülmektedir. Toplam bütçe gelirleri içinde vergi gelirleri oranının yaklaşık %86'lık bir orana isabet ettiği görülmekte olup kalan kısmını ise Devletin diğer gelirleri oluşturmaktadır.

Bir ülkedeki vergi gelirlerinin yeterli düzeyde olması, o ülkedeki kayıt dışı ekonominin varlığı, toplumsal vergi bilincinin seviyesi ve mevcut mükelleflerin vergiye olan gönüllü uyumu ile çok yakından ilişkili bulunmaktadır. Vergi bilinci; kamu hizmetlerinin gerçekleştirilmesi bakımından verginin önemini bilen toplum bireylerinin, vergi ile ilgili ödevlerini yerine getirmedeki isteklilik düzeyidir. Dolayısıyla vergi bilinci, bireylerin vergiyi algılamaları ve bunu davranışlarına olumlu şekilde yansıtmalarıdır. Vergiye gönüllü uyum ise, mevcut vergi kanunları gereğince vergi mükellefi olan gerçek ve tüzel kişilerin vergiye ilişkin yükümlülüklerini doğru, zamanında ve eksiksiz olarak yerine getirmesidir.

Vergisini zamanında ve tam olarak beyan ederek ödeyen mükellefler açısından en sıkıntılı durum, benzer durumdaki mükelleflerin daha az vergi ödemek için yaptıkları eylem ve kayıtların varlığıdır. Bu durumda, vergisi süresinden beyan edip ödeyen bilinçli bir vergi mükellefinin yapması gereken davranış, Devletinden vergi kaçıranları ilgili kurumlara bildirmesidir. Tabi vergi ihbarında bulunan kişilerin her zaman mükellef olması gerekmemektedir. Vergi konusunda bilinçli ve duyarlı olan her vatandaş, vergi kayıp ve kaçağına sebebiyet veren kişi ve kurumları gördüğü ve tespit ettiği durumda, devletine bildirmesi mümkün bulunmaktadır.

İşte vergi bilinci yüksek vatandaşların yapmış oldukları vergi ihbarını ödüllendirmek ve teşvik etmek için, gerekli şartların sağlanması durumunda, 1931 tarihinde yürürlüğe giren ve 88 yıldır uygulanmakta olan 26/12/1931 tarih ve 1905 sayılı Menkul ve Gayrimenkul Emval İle Bunların İntifa Haklarının ve Daimi Vergilerin Mektumlarını Haber Verenlere Verilecek İkramiyelere Dair Kanun'a 1 göre ihbar ikramiyesi ödenmektedir. Arapça bir kelime olan ihbar "bildirme, bildirim, haber verme" anlamına gelmekle birlikte suçlu saydığı birini veya suç saydığı bir olayı yetkili makama gizlice bildirme, ele verme manasına da gelmektedir 2. İhbar dilekçeleri 1982 Anayasasının 74. maddesinde siyasi hak olarak yer alan "Dilekçe Hakkı"nın kullanma biçimi olan 3071 sayılı Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanun hükümlerine göre verilmekte, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından da değerlendirmeye tabi tutulmaktadır.

Vergi kayıp ve kaçağını ihbar edenlere, yapılan inceleme sonucunda ortaya çıkan vergi ve ceza üzerinden hesaplanarak ödenen ihbar ikramiyesinin yasal dayanağı, 1931 tarihinde yürürlüğe giren 1905 sayılı Kanun hükümleridir. Vergisel konularda yapılan ihbar sonrasında gerekli şartları taşıyan, somut bilgi ve belgelerle desteklenen ihbar dilekçeleri incelemeye sevk edilmekte, vergi inceleme elemanı tarafından bulunan matrah farkına muhbirin katkısı dikkate alınarak hazırlanan İhbar İkramiyesi Görüş Raporuna istinaden, tahakkuk eden vergi ve vergi ziyaı cezası tutarı üzerinden %10 oranında hesaplanan ikramiyenin 1/3'ü verginin kesin tahakkukunda, kalan 2/3'ü ise tahsilat sonrasında muhbire ödenmektedir 3.

2.1905 sayılı Kanun

Ülkemizin en eski kanunlarından biri olan ve 1931 yılından bu yana uygulanmakta olan 1905 sayılı Menkul ve Gayrimenkul Emval ile Bunların İntifa Hakları ve Daimi Vergilerin Mektumatı Muhbirlerine Verilecek İkramiye Hakkında Kanun maddelerinin vergi kayıp ve kaçağı ile ilgili olan 6., 7., 8. ve 9. maddelerindeyer alan hükümler şu şekildedir:

…Madde 6- Bina, arazi ve arsalardan tahrir harici kalanlar ile kazanç, hayvanlar, veraset ve intikal, muamele, dahili istihlak ve damga gibi daimi vergilerden yanlış beyanname vermek veya çift defter tutmak veya sair suretlerle ketmedilmiş olanları haber verenlere tahakkuk edecek vergi ve misil cezaları mecmuu üzerinden aşağıdaki nispetler dahilinde ikramiye verilir:

500 liraya kadar

% 15

5 000 liraya kadar, 500 liradan yukarı olan kısım için

% 30

15 000 liraya kadar, 5 000 liradan yukarı olan kısım için

% 20

15 000 liradan yukarı olan kısım için

% 10

 

 

 

 

 

 

 

Bu nispetlere göre hesap olunacak ikramiyenin üçte biri verginin kati surette tahakkukunda ve üçte ikisi verginin tahsili akabinde verilir. Muhbirleri mevcut olup ta tahakkuk muamelesi henüz intaç edilmemiş olan bu kabil mektumların muhbirlerine dahi işbu maddenin hükümlerine göre ikramiye verilir. Bilumum malmemurları ile tahrir ve tahmin heyetleri mensuplarına ve tahakkuk muamelesinde vazifedar olanlara ikramiye verilmez.

Madde 7 - Bu kanunun birinci ve altıncı maddelerinde yazılı mektumları zahire çıkarmakta emsali meyanında fevkalade hizmeti görülen varidat tahakkuk ve tetkik memurları bulundukları mahallin en büyük malmemurunun talebi ve Maliye Vekaletinin takdir ve tensibi ile misil zamları fazlalarından iki maaş baliğine kadar nakten taltif olunabilirler.

Madde 8 - Bu kanun neşri tarihinden muteberdir.

Madde 9 - Bu kanunun icrasına Maliye Vekili memurdur."

1905 sayılı Kanun'un ihbar ikramiyesinin hesaplanması ve verilmesi ile il­gili yukarıda yer alan 6. maddesine göre; vergi kayıp ve kaçağını haber verenlere tahakkuk edecek vergi ve vergi ziyaı cezası toplamı üzerinden, diğer ilk üç dilimdeki matrahların bugün için bir değeri kalmadığı için direk olarak %10 oranında ikramiye hesaplanmaktadır. Bu %10 nispetinde hesaplanan ikramiyenin 1/3'ü verginin kati surette tahakkukunda, 2/3'ü ise vergi veya vergi ziyaı cezasının tahsili sonrasında ödenmektedir.

Bilindiği üzere, 5083 sayılı Kanun'a göre 01/01/2005 tarihinden itibaren, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Para Birimi Hakkında Kanunun 2 inci maddesine göre Türk Lirası değerler Yeni Türk Lirasına dönüştürülürken, bir milyon Türk Lirası (1.000.000 TL) eşittir bir Yeni Türk Lirası (1 YTL) değişim oranı olarak esas alınmıştır. Dolayısıyla, ilk üç dilimdeki tutarların Yeni Türk Lirasına uyarlandığında söz konusu Kanun'un 6. maddesinde belirtilen ilk üç dilime göre hesaplanan ikramiye tutarlarının parasal bir değeri kalmamaktadır. Bu nedenle ihbar ikramiyesi oranı %10 (yüzde on) olarak uygulanmaktadır. Diğer taraftan; 2007/11963 sayılı para biriminden yeni ibaresinin kaldırılması ve uygulama esaslarına ilişkin BKK ile de Yeni Türk Lirası ve Yeni Kuruşta yer alan "Yeni" ibareleri kaldırılmıştır. Bu durumda 1905 sayılı Kanun'un 6. maddesinde gösterilen tutarların (1.000.000 TL) eşittir bir Yeni Türk Lirası (1 YTL) değişim oranı esas alınıp YTL çevrilip sonra TL'ye çevrildiğinde yeni tutarlara göre %15, %30 ve %20 oranlarının bir hükmü kalmamış olup, direkt olarak %10 oranının uygulanması gerekmektedir.

İhbarda bulunan kişi tarafından, yaptığı ihbar sonucunda kendisine ihbar ikramiyesi ödenmesini talep etmesi ve yapılan inceleme sonucunda ihbar ikramiyesinin ödenmemesi gerektiği yönünde rapor düzenlenmesi durumunda; 2577 sayılı Kanun'un 7. maddesine göre davanın en geç Hazine ve Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı) tarafından kişiye ikramiyenin ödenmeyeceğine ilişkin olarak yazılan yazının tebliği tarihinden itibaren 30 gün içinde görevli Vergi Mahkemesinde açılması mümkün bulunmaktadır.

1905 sayılı Kanuna göre ödenen ihbar ikramiyeleri, Gelir Vergisi Kanununda sayılan gelir unsurları kapsamında değerlendirilmemektedir. İhbar ikramiyesi gelir vergisinin konusuna girmediğinden, ivazsız bir iktisap olarak veraset ve intikal vergisine tabi tutulmaktadır. Konu hakkında Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından hazırlanan 105 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği'nde 4, " …Öte yandan, vazifesinin mahiyeti icabı olmaksızın sair bir şekilde bilgisi dahiline giren bir vergi kaçakçılığı olayını ihbar eden bir devlet memuruna veya memur olmayan herhangi bir şahsa ihbarlarının tahakkuk etmesi sebebiyle, 1905 sayılı Kanun'a istinaden ödenen ikramiyelerin, bu ikramiyelerin Gelir Vergisi Kanununun 2'nci maddesinde sayılan gelir unsurlarından hiçbirine girmemesi sebebiyle, Gelir Vergisi konusuna ithaline mahal ve imkân bulunmamaktadır. Söz konusu ikramiyelerin, Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu hükümleri dairesinde Veraset ve İntikal Vergisine tabi tutulması gerekir." denilerek anılan ikramiyenin veraset ve intikal vergisine tabi olduğu açıklanmıştır.

Konu hakkında Gelir İdaresine sorulan bir soruya verilen özelgede yapılan açıklamalara göre; 105 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinin "III-Muhbir ve müsadirlere verilen ikramiyelerin Gelir Vergisi hükümleri karşısındaki durumu başlıklı bölümünün 3 ve 4. paragraflarında " ...Öte yandan, vazifesinin mahiyeti icabı olmaksızın sair bir şekilde bilgisi dahiline giren bir vergi kaçakçılığı olayını ihbar eden bir devlet memuruna veya memur olmayan herhangi bir şahsa ihbarlarının tahakkuk etmesi sebebiyle, 1905 sayılı Kanuna istinaden ödenen ikramiyelerin bu ikramiyelerin Gelir Vergisi Kanununun 2 nci maddesinde sayılan gelir unsurlarından hiç birine girmemesi sebebiyle - Gelir Vergisi konusuna ithaline mahal ve imkân bulunmamaktadır. Söz konusu ikramiyelerin, Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu hükümleri dairesinde Veraset ve İntikal Vergisine tabi tutulması gerekir." hükmü yer almaktadır. Buna göre, 1905 sayılı Kanuna göre ödenen muhbir ikramiyeleri Gelir Vergisi Kanununda sayılan gelir unsurları kapsamında değerlendirilmemektedir.

Diğer taraftan, 7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanununun 1. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti uyruğunda bulunan şahıslara ait mallar ile Türkiye'de bulunan malların veraset yoluyla veya herhangi bir suretle olursa olsun ivazsız bir tarzda bir şahıstan diğer şahsa intikalinin veraset ve intikal vergisine tabi olduğu; 2. maddesinin (d) fıkrasında da "ivazsız intikal" tabirinin, hibe yoluyla veya herhangi bir tarzda olan ivazsız iktisapları ifade ettiği; 4. maddesinin (d) bendinde ise ivazsız suretle vaki intikallerin yıllık olarak belirlenen tutarının vergiden istisna edileceği; 5. maddesinde verginin mükellefinin veraset yoluyla veya ivazsız bir surette mal iktisap eden şahsın olacağı; 7. maddesinde de veraset yoluyla veya sair suretle ivazsız mal iktisap edenlerin iktisap ettikleri malları bir beyanname ile bildirmeye mecbur oldukları hükümlerine yer verilmiştir.

Aynı Kanun'un 9. maddesinin 2. fıkrasında da, diğer suretle meydana gelen intikallerde malların hukuken iktisap edildiği tarihi takip eden bir ay içinde veraset ve intikal vergisi beyannamesinin verileceği, 11. maddesinde de değerleme gününün, miras yoluyla meydana gelen intikallerde mirasın açıldığı, diğer suretle meydana gelen intikallerde malların hukuken iktisap edildiği gün olduğu hüküm altına alınmıştır.1 Seri No'lu Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu Genel Tebliğinde de " Malların hukuken iktisabı; gayrimenkullerin tapu siciline kaydedilmesiyle, menkul malların da teslimi ile vaki olacağı ve bu tarihi takip eden günden başlayarak bir ay içinde beyannamenin verileceği açıklanmıştır. Öte yandan, Türk Medeni Kanununun 763 üncü maddesinde de "Taşınır mülkiyetinin nakli için zilyetliğin devri gerekir. Bir taşınırın zilyetliğini iyiniyetle ve malik olmak üzere devralan kimse, devredenin mülkiyeti devir yetkisi olmasa bile, zilyetlik hükümlerine göre kazanmanın korunduğu hâllerde o şeyin maliki olur." hükmü yer almaktadır.

Ayrıca, 1905 sayılı Menkul ve Gayrimenkul Emval ile Bunların İntifa Haklarının ve Daimi Vergilerin Mektumlarını Haber Verenlere Verilecek İkramiyelere Dair Kanun'un 6. maddesinde, ihbar ikramiyesinin üçte birinin verginin kesin olarak tahakkukunda, üçte ikisinin ise verginin tahsilinden hemen sonra ödeneceği açıklanmıştır. Bu hükümlere göre, malların veraset yoluyla veya her ne suretle olursa olsun ivazsız bir şekilde bir şahıstan diğer şahsa intikali veraset ve intikal vergisine tabi olup, yukarıda belirtilen şekilde mal iktisap eden şahıslar tarafından bu mallara ilişkin beyannamelerin iktisap tarihinden itibaren bir ay içerisinde ilgili vergi dairesine verilmesi, vergi dairesince de iktisap edilen değer üzerinden istisna düşüldükten sonra kalan kısım üzerinden verginin hesaplanması gerekir. Ayrıca söz konusu maktu istisna haddi her iktisap için ayrı ayrı uygulanacaktır. Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalar çerçevesinde; 1905 sayılı Kanuna göre kişiye ödenecek olan ihbar ikramiyesinin yetkili makamca kısım kısım ödenmesi halinde her ödeme ayrı hukuki bir iktisap olacağından, yapılan her ödeme tutarına ilişkin olarak hukuken iktisap edildiği tarihten itibaren bir ay içinde veraset ve intikal vergisi beyannamesinin verilmesi ve istisnanın da her ödeme için ayrı ayrı uygulanması gerekmektedir 5.

3.İhbar Dilekçesinin Verilme Şartları

Vatandaşlar tarafından vergi kayıp ve kaçağını ihbar edenlere ödenen ihbar ikramiyesi, 1931 tarihinde yürürlüğe giren ve halen uygulanmakta olan 1905 sayılı Kanun hükümlerine göre ödenmektedir. 2008 yılından bu yana son on yıllık dönemde Kayıt Dışı Ekonomiyle Mücadele Stratejisi Eylem Plânlarının 6uygulamada olduğunu düşünürsek, kayıt dışı ekonomiyle mücadele eden kamu kurum ve kuruluşları tarafından yapılan çalışmalara vatandaşlar tarafından destek olunmasında motive edici bir özelliğe sahip olan ihbar ikramiyesinin hangi şartlarla ödeneceği önem arz etmektedir.

İhbar müessesesi kapsamında verilen ihbar dilekçeleri Anayasanın 74. maddesinde siyasi hak olarak yer alan "Dilekçe Hakkı"nın kullanma biçimi olan 01.11.1984 tarih ve 3071 sayılı Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanun hükümlerine göre verilmekte ve değerlendirmeye tabi tutulmaktadır. İhbar dilekçelerinin Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından işleme konulmasının hukuki dayanağı da bu Kanun hükmü olup, Bakanlık tarafından yapılan düzenlemelerin dayanağı da aynı şekilde söz konusu Kanundur. 3071 sayılı Kanun'un 4. maddesine göre dilekçelerde dilekçe sahibinin adı, soyadı ve imzası ile iş veya ikametgah adresinin bulunması gerekmektedir. Aynı Kanun'un 6. maddesine göre ise;

- Belli bir konuyu ihtiva etmeyen,

- Yargı mercilerinin görevine giren konularla ilgili olan,

- 4. maddede yer alan şartlardan herhangi birini taşımayan,

dilekçeler incelenemeyecektir.

Öte yandan, Dilekçe ve Bilgi Edinme Hakkının Kullanılması ile ilgili olarak çıkarılan 2004/12 sayılı Başbakanlık Genelgesinin 1/a bendinin ikinci fıkrasında, "Ad, soyad ve adres bulunmayan, imza taşımayan, belli bir konuyu içermeyen, ya da yargı mercilerinin görevine giren konularla ilgili dilekçeler cevaplandırılmayacaktır. Ancak, bu unsurları ihtiva etmemekle birlikte, başvurulara olayla ilgili inandırıcı mahiyette bilgi ve belgeler eklenmiş veya somut nitelikte bilgi, bulgu ya da olaylara dayanılıyor ise, bu hususlar ihbar kabul edilerek idarece işlem yapılabilir." denilmektedir.

Vergi ve kayıp ve kaçağına sebebiyet veren kişi veya kurumlar hakkında vatandaşlar tarafından ikramiye talepli olarak yazılı ihbarda bulunulması gerekmektedir. Dolayısıyla, sözlü olarak yapılan ihbarlara istinaden inceleme yapılıp, ikramiye ödenmesi mümkün değildir. Yazılı olarak verilecek ihbar dilekçelerinin yukarıdaki şartlar dahilinde Hazine ve Maliye Bakanlığının merkez ve taşra birimleri ile denetim birimlerine elden veya posta ile yapılabileceği gibi Bakanlığın muhtelif web sayfalarına kimlik ve adres belirtilmek suretiyle elektronik posta yoluyla da yapılabilir. Ancak, ihbar ikramiyesi talep edilen ihbara konu verginin devamlılık gösteren vergilerden olması ve ihbarın 213 sayılı Vergi Usul Kanununa göre 5 yıllık tarh zamanaşımı süresi içinde yapılması gerekmektedir.

Hazine ve Maliye Bakanlığına intikal ettirilen ihbar ve şikayet dilekçeleri 3071 sayılı Kanun ve 1993/2 ve 2004/12 sayılı Başbakanlık Genelgeleri ile Gelir İdaresi tarafından uygulamaya ilişkin olarak çıkarmış olduğu Vergi İhbarları İç Genelgelerinde belirlenen esaslar çerçevesinde değerlendirilmektedir. Bu değerlendirme sonucu gerek şekil şartlarını ve gerekse içeriğe ilişkin şartları taşımayan ihbar ve şikayet dilekçeleri, denetim elemanlarının denetim gücünün boş yere harcanmasını ve idari makamların gereksiz yere meşgul edilmesini önlemek bakımından (inceleme konusu yapılmadan) işleme konulmamaktadır. İncelenmesi uygun bulunan ihbar dilekçelerinin incelenmesine ise hemen başlanmakta ve bu incelemeler diğer işlere göre öncelikle sonuçlandırılmaktadır.

İnternet ortamında ihbarda bulunabilmek için yasal ve idari düzenlemeler gereğince, ihbarın değerlendirmeye alınabilmesi için ihbarda bulunan kişinin T.C. Kimlik Numarası ile adresinin girilmesi gerekmektedir. İnternet üzerinden sadece;

- Belge düzeni,

- Sahte/yanıltıcı belge,

- Mükellefiyet kaydı,

- Kira gelirleri,

- Vergi dairesine bildirimi yapılmamış işçi,

- Asgari geçim indirimi,

- Ücret ödemeleri,

konularında ihbarda bulunmak mümkün bulunmaktadır. Bu konular ve bunların dışında kalan diğer konulara ait ihbar bildirimleri için ayrıca 189 numaralı Vergi İletişim Merkezinin aranması veya idari birimlere yazılı olarak başvuruda bulunulması gerekmektedir. İhbarda bulunan kişiler şayet ihbar ikramiyesi talep ediyorsa, başvurunun ilgisine göre Vergi Dairesi Başkanlıklarına veya Defterdarlıklara yazılı olarak yapılması gerekmektedir 7. Hazine ve Maliye Bakanlığının ilgili birimlerine verilen ihbar dilekçelerinin verilmesinden, incelemenin sonuçlanması ve ihbar ikramiyesinin ödenmesine kadar geçen tüm süreçlerdeki gizlilik konusu en önemli hususların başında gelmektedir. İhbarda bulunan kişinin isminin gizli kalması konusunda ilgili Bakanlık birimleri tarafından son derece hassasiyet gösterilmektedir.

4.Yıllar İtibariyle İhbar sayıları ve Ödenen İhbar İkramiyesi Tutarları

Gelir İdaresinin 2018 Yılı Faaliyet Raporuna göre, 1905 sayılı Kanun uyarınca 01/01/2018-31/12/2018 tarihleri arasında ihbarda bulunan 454 kişiye ödenmek üzere toplam 6.396.266,00 TL ihbar ikramiyesi ödeneği ilgili vergi dairelerine gönderilmiştir 8. Vergi İletişim Merkezi, mükelleflerin vergi ile ilgili konularda güncel ve doğru bilgiye telefon aracılığıyla ulaşmalarını sağlamak amacıyla, 2008 yılından bu yana faaliyette bulunmaktadır. VİMER tarafından danışmanlık hizmetinin yanı sıra, telefonla ve internet ortamında ihbar bildirimlerinin alınması da yapılmaktadır. 2018 yılında VİMER tarafından alınan toplam ihbar sayısı ise 41.391'dir 9. Diğer taraftan ihbar ikramiyesi talepli olarak ihbarda bulunan kişilere 1905 sayılı Kanun uyarınca son beş yılda (2014-2018 yıllarında) ödenen ihbar ikramiyesi tutarları aşağıdaki tablodadır 10.

Yılı

İhbar İkramiyesi Ödenen

Kişi Sayısı

Ödenen İhbar

İkramiyesi Tutarı (TL)

2014

296

6.202.554,00

2015

338

6.045.626,00

2016

240

3.142.130,00

2017

454

12.870.004,00

2018

391

6.396.266,00

Toplam

1.719

34.656.580,00


 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yukarıdaki tabloya göre, 1905 sayılı Kanun uyarınca 2014-2018 yıllarında ihbarda bulunan toplam 1.719 kişiye 34.656.580 TL ihbar ikramiyesi ödenmiştir. İhbarda bulunmak isteyen kişiler yazılı bir dilekçe ile Gelir İdaresi Başkanlığı veya Vergi Denetim Kurulu Başkanlığının merkez veya illerdeki birimlerine elden veya posta ile ihbar da bulunabilecekleri gibi, Hazine ve Maliye Bakanlığının ilgili birimlerinin web sayfalarına kimlik ve adres belirtilmek suretiyle elektronik posta yoluyla da ihbarda bulunabileceklerdir. İlgili birimlere ihbarın sözlü olarak yapılması durumunda, ihbarın bir tutanağa geçirilmesi ve işleme konması gerekmektedir. Ayrıca, vergi kayıp ve kaçağına ilişkin ihbarların 5 yıllık tarh zamanaşımı süresi içinde yapılması gerekir.

5.Vergi İhbarının Telefonla Vergi İletişim Merkezine (VİMER-189) Yapılması

Vergi İletişim Merkezi (VİMER), mükelleflerin vergi ile ilgili konularda güncel ve doğru bilgiye telefon aracılığıyla ulaşmalarını sağlamak amacıyla, 2008 yılından bu yana Hazine ve Maliye Bakanlığının çağrı merkezi olarak hizmet vermektedir.

VİMER tarafından danışmanlık hizmetinin yanı sıra;

- Telefonla ve internet ortamında ihbar bildirimlerinin alınması

- Borç sorgulama

- Borç bildirim hizmeti

- e-Beyanname teknik destek hizmeti

- Mükellef Geri Bildirim Sistemi

- Motorlu taşıtlar vergisi plaka tescil tarihi sorgulama

- İngilizce e-posta yanıt sistemi

- Gayrimenkul sermaye iradı beyannamesine ilişkin randevu taleplerini alma

- Geri arama

hizmetleri de sunulmaktadır. VİMER'de 2018 yılında cevaplanan çağrı sayısı 932.658'dir. 2018 yılında VİMER tarafından alınan toplam ihbar sayısı ise 41.391'dir. 31 Aralık 2018 tarihi itibariyle gelen toplam çağrı sayısı 6.167.460'a ulaşmıştır. Mükellefin ilk aramasında doğrudan cevaplanan çağrı ortalaması 2018 yılı için %98,10'dur 11. Vergi kayıp ve kaçağına ilişkin olarak ihbarda bulunmak isteyen vatandaşların yazılı ihbarda bulunmak istememeleri halinde telefonla VİMER-189'u arayarak ihbarda bulunmaları mümkün bulunmaktadır. Yazılı dilekçe ile veya telefonla ihbarda bulunmanın dışında diğer ihbar yöntemi ise www.gib.gov.tr internet sayfasında bulunan "İhbar Bildirimi" (https://intvrg.gib.gov.tr/index.jsp?gn=ihb) bölümünde ilgili alanların doldurularak ihbarda bulunmak mümkün bulunmaktadır. Ya da Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı bulunan Vergi Denetim Kurulu Başkanlığının internet sayfasında yer alan (https://www.vdk.gov.tr/tr-TR/Anasayfa) "İhbar ve Şikayet" bölümünden ihbarda bulunmak mümkün bulunmaktadır.

6.Sonuç

Normal şartlarda ihbar müessesesinin, vergisini düzenli ödeyen mükelleflerin ödedikleri vergiye sahip çıkması ve vergi kaçıranları sisteme dahil ederek vergi kanunları karşısında her vatandaşın eşit şartlarda vergi ödemesini sağlaması için başvurdukları bir yol olması gerekmektedir. Yani ihbar sistemini, ben vergisini düzenli ödeyen bir Türk vatandaşıyım diyen kişilerin, kendi hakkını ve Devletinin hakkını korumak için vergi kaçıranları sisteme dahil etmek için başvurması gereken bir yol olarak görülmelidir. Oysa ülkemizde ihbar sistemi biraz farklı gerekçelerle çalışmaktadır. Şöyle ki, ihbar edilen ile ihbarcı arasında bir husumet veya bir ihtilaf yaşandıktan sonra ihbar gündeme gelmektedir. Oysa vergisini düzenli beyan ederek ödeyen her mükellefin kendi hakkını ve hukukunu korumak için vergi kaçıranları Devletine bir husumet olmadan normal zamanlarda bildirmesi doğru olandır. Ancak, adı üstünde ihbar sevimsiz bir durum gibi algılandığından, ihbarcı olmak Ülkemizde gerçekten çok zor bir iştir. Kanun koyucu da bu durumu bildiğinden dolayı, ihbarcıya, ortaya çıkan vergi ve ceza tutarı üzerinden %10 oranında ikramiye ödenmesini öngörmüştür.

Vergi kayıp ve kaçağının Hazine ve Maliye Bakanlığına ihbar edilmesi ve bunun sonucunda yapılan vergi incelemesi sonucunda ortaya çıkacak matrah farkına dayanarak tahakkuk ve tahsil edilen vergi ceza üzerinden ihbar ikramiyesinin hesaplanıp ödenebilmesi süreci ile ilgili olarak özetle şunu belirtmek gerekir ki; doğuracağı idari ve hukuki sonuçlar açısından ihbar konusu son derece hassas bir konu olup belli bir konuyu ihtiva etmeyen kişi, kurum veya olaylarla doğrudan bağlantı kurulmaksızın genel nitelikteki ifadeler taşıyan ya da yargı mercilerinin görevine giren konularla ilgili olan veyahut 3071 sayılı Kanuna göre, ihbarı yapanlarla bağlantı kurulmasına yarayacak adı, soyadı, imzası iş veya ikametgah adresi gibi bilgileri taşımayan, bu şartları taşımakla beraber, inandırıcı mahiyette olmayan ve de ihbar edilen olayla ilgili yeterli bilgi veya belge eklenmeyen, ihbar dilekçelerinin Hazine ve Maliye Bakanlığına verilmesi yeterli değildir. Bu nedenle, ihbar ikramiyesi talepli olarak dilekçe verilmesi halinde; muhbirin ihbar dilekçesini mutlaka somut bilgi ve belgelerle desteklemesi ve dilekçenin de şekil şartlarına uygun olarak verilmesi gerekmektedir.

Yapılan vergi incelemesi sonucunda ise ihbar konusu ile bulunan matrah farkları arasında illiyet bağının kesin olarak ortaya konması durumunda, ihbar ikramiyesi önerileceği tabiidir. Son olarak belirtmek isterim ki vergi kayıp ve kaçağını Devletine haber veren bilinçli vatandaşlarımıza, toplum olarak hepimizin teşekkür etmesi gerekmektedir.

MDERGI/8744A.004 (Mayıs 2019 Sayı 185)

İmdat TÜRKAY Gelir İdaresi Grup Başkanı

Kaynakça

26/12/1931 tarih ve 1905 sayılı Menkul ve Gayrimenkul Emval İle Bunların İntifa Hakları ve Daimi Vergilerin Mektumatı Muhbirlerine Verilecek İkramiye Hakkında Kanun

3071 sayılı Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanun

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Hakkında Kanun

7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu

105 Seri No'lu Gelir Vergisi Genel Tebliği

2004/12 sayılı Başbakanlık Genelgesi

İmdat Türkay, Vergi Kayıp ve Kaçağının İhbarı ve Muhbire Ödenecek İhbar İkramiyesi, Seçkin Yayınevi, Gözden Geçirilmiş ve Genişletilmiş 2. Baskı, Haziran/2015

İmdat Türkay, Vergi Kayıp Ve Kaçağının İhbarı Ve İhbar İkramiyesi Ödemesi, Terazi Aylık Hukuk Dergisi, Sayı:117, Mayıs 2016

http://www.gib.gov.tr, Gelir İdaresi Faaliyet Raporları 2014-2018

_____________________

*Bu yazıda yapılan açıklamalar, tamamıyla yazarına ait olup, hiçbir şekilde yazarın çalıştığı kurumunu bağlamaz, kurumunun görüşü olarak kullanılamaz ve değerlendirilemez.

31.12.1931 tarih ve 1990 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmıştır.

http://tdk.gov.tr, erişim tarihi: 18.03.2019.

Konu hakkında ayrıntılı bilgi için bakınız, İmdat Türkay, Vergi Kayıp ve Kaçağının İhbarı ve Muhbire Ödenecek İhbar İkramiyesi, Seçkin Yayınevi, Gözden Geçirilmiş ve Genişletilmiş 2. Baskı, Ankara, Haziran/2015, s.175.

İzmir Vergi Dairesi Başkanlığının 14/01/2014 tarih ve 66813766-032-21 sayılı özelgesi.).

Son on yıllık dönemde 2008-2011 Dönemi ve 2011-2013 Döneminde Kayıtdışı Ekonomiyle Mücadele Stratejisi Eylem Planları ile 2015-2017 Döneminde Kayıtdışı Ekonominin Azaltılması Programı Eylem Planı uygulanmış bulunmaktadır.

https://intvrg.gib.gov.tr/index.jsp?gn=ihb.

www.gib.gov.tr, Gelir İdaresi Başkanlığı, 2018 Yılı Faaliyet Raporu, Şubat 2019, Yayın No:314, s.109.

A.g.r. s.84.

10 www.gib.gov.tr, Gelir İdaresi Faaliyet Raporları 2014-2018, erişim tarihi:18.03.2019.

11 A.g.r. s.83.

Leave a comment

Make sure you enter all the required information, indicated by an asterisk (*). HTML code is not allowed.

Hakkımızda

 ö z d o ğ r u l a r, 18.08.1988 tarihinde kurularak, Mali Müşavirlik faaliyetine başlamıştır. 

Sektöründe en iyi olma duygusu ile personeline "Kalite" bilincini yerleştirmeyi, Kalite Yönetim Sistemini sürekli iyileştirmeyi, müşterilerine en iyi hizmeti sunmayı, amaç edinerek, 2003 Yılında, alanında Türkiye' de ilk olarak ISO 9001: 2000 Belgesi almıştır.

 

Mali Takvim

Öne Çıkanlar

  • 1 TL için 532.000 TL Fazla Vergi Ödeme Riski Sosyal içerik üreticilerinden ile Appstore, Google Play üzerinden gelir elde…
  • BORSAYA AÇILAN ŞİRKETLER AÇISINDAN EMİSYON PRİMLİ PAYLARA YÖNELİK ÖRNEK UYGULAMA EMİSYON PRİMİ TİCARİ KARA DÂHİL DEĞİLDİR. ÖZKAYNAKLAR ARASINDA 520 PAY…
Top