I- GİRİŞ
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(1) (TTK(2))’nun ticari hayatımıza kazandırdığı en önemli yeniliklerden birisi tek kişilik limited şirkete izin vermesi olmuştur. TTK’nın tanıdığı bu imkan sayesinde, yeni kurulan limited şirketlerde tek kişilik şirket kuruluşunun ağırlıklı bir paya sahip olduğu göze çarpmaktadır. Tek ortaklı limited şirkette olası görülmemekle birlikte, birden fazla ortağa sahip limited şirketlerde ortakların zaman zaman birbirleri ile geçinememeleri, şirket işlerinde ihtilafa düşmeleri mümkündür. Şirket ortakları arasında ortaya çıkan menfaat çatışmaları, çoğu zaman şirketi kavga alanına dönüştürmekte ve şirketin ticari faaliyetlerini yürütememesine neden olmaktadır(3). Oysa, artık TTK ile tek kişilik limited şirkete izin verildiğinden, ortakları arasında anlaşmazlıklar bulunan limited şirketlerde, ilişkiler daha fazla zedelenmeden ve şirketin varlığı tehlikeye düşürülmeden, ortaklıktan çıkma müessesesine başvurulması mümkün olabilir(4).
Ortaklıktan çıkma ve çıkarılma, kavram olarak, ortağın şirketten ayrılmasını ifade eder. Ortağın limited şirketten kendi iradesi ile ayrılması halinde çıkma, şirketin iradesi ile ayrılmak zorunda olması halinde ise çıkarılma söz konusu olur(5). Ancak, limited şirkette güven ve işbirliği ilkesinin ön planda olması dolayısıyla, limited şirket ortağının şirket ile ilişkisine son vermesi, diğer ifadeyle şirketten ayrılması, ancak belirli durumların varlığında gerçekleşir(6). Ortaklıktan çıkma veya çıkarma, şirket bünyesinde iç huzurun sağlanması ve bu şekilde şirket yönetiminin ticaret hayatının gereklerine uygun rasyonel kararlar almasının temini ile şirket birleşmelerinin daha kolay gerçekleşmesi gibi konularda önemli rol oynayan bir yöntemdir. Ayrıca, çoğunluk payına sahip ortaklar ile derin görüş ayrılığına sahip azınlığın şirketten çıkarılması, şirketin iştigal alanına daha fazla zaman ve kaynak ayırmasına imkân sağlar(7). TTK’da limited şirket ortağının ortaklıktan çıkması ve çıkarılması detaylı bir şekilde düzenlenmiştir. Limited şirkette ortaklıktan çıkma ve çıkarılmaya dair bu düzenlemelerden birisi haklı sebeple şirketin feshini talep ederek şirketten çıkma veya çıkarılmadır. İşte bu çalışmada, limited şirket ortaklarının haklı sebeple şirketin feshini talep ederek ortaklıktan çıkması ve çıkarılması üzerinde durulmaktadır.
II- LİMİTED ŞİRKETİN HAKLI SEBEPLE FESHİNİ TALEP EDEREK ORTAKLIKTAN ÇIKMA VE ÇIKARILMA
Limited şirketin haklı sebeplerle feshedilmesine, TTK’nın 636. maddesinin üçüncü fıkrasında yer verilmiştir. Anılan fıkraya göre, “haklı sebeplerin varlığında”, limited şirket ortaklarından her biri mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. Mahkeme, ortağın bu talebi üzerine şirketin feshine karar verebileceği gibi, fesih yerine, davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir.
Şirketin feshini talep hakkı, limited şirket ortaklarının tamamına tanımıştır. Buna karşılık, anılan fıkrada “haklı sebep” tanımlanmamış, haklı sebepler örnek olarak da gösterilmemiş, bu kavramın niteliklerinin gösterilmesi ve tanımlanması yargı kararlarıyla öğretiye bırakılmıştır(8). Öğretide şirketin feshine ilişkin haklı sebeplere örnek olarak;
- Şirketin, çoğunluk pay sahibi tarafından kötü yönetilmesi sebebiyle, mali sıkıntı içinde bulunması,
- Şirket kasasının sistematik bir şekilde boşaltılması,
- Mali açıdan hiçbir geçerli sebep bulunmamasına rağmen en az 3-4 yıl boyunca kâr payı dağıtılmaması,
- Azınlık pay sahiplerinin haklarının sistematik bir şekilde ve sürekli olarak kısıtlanması.
- Genel kurulun sürekli olarak toplantıya davet edilmemesi,
- Şirket amacı ile bağdaşmayan faaliyetlerde bulunulması,
- Şirket organlarının çalışamayacak şekilde bloke edilmesi (toplanmasının ve/veya karar almasının engellenmesi)
sayılmıştır(9). Yargıtay 11. HD’nin 01.05.1995 tarihli ve 2880/3152 sayılı kararında da, uzun süre bir ortaklık faaliyetinin bulunmaması haklı sebep olarak kabul edilmiştir.
İleri sürülen sebeplerin haklı olup olmadığına karar verecek olan mahkemedir. Mahkeme sebepleri haklı bulsa bile fesih kararı vermek zorunda değildir. İsviçre öğretisinde genel kurulun birçok kez kanuna aykırı bir şekilde toplantıya çağrılmış olması, azlık hakları ile bireysel hakların devamlı ihlalî, özellikle bilgi alma ve inceleme haklarının engellenmesi, şirketin sürekli zarar etmesi, dağıtılan kâr payının düzenli azalması, haklı sebep sayılmıştır. Buna karşılık varsayımlar ve olumsuz beklentiler haklı sebep sayılmamıştır. Şirketin feshini haklı kılan sebeplerin varlığına rağmen, yaşatılmasının ekonomik ve rasyonel açıdan daha doğru olacağına kanaat getiren mahkeme; şirketi feshetmek yerine, fesih talebinde bulunan ortağın payının gerçek değerinin ödenmesine ve kendilerinin şirketten çıkarılmalarına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verebilir. Düzenlemenin gerekçesinde, davacıya paranın kimin tarafından ve nasıl ödeneceği, bu payları geçici olarak şirketin iktisap edip edemeyeceği hususlarının yargı kararlarına ve öğretideki görüşlere göre belirleneceği belirtilmiştir(10).
Böylece, hem ortakların menfaatlerinin korunması hem de şirketin fesih sonucundan kurtarılması için hakime davayı kabul veya red dışında seçenekler de tanınmıştır. Mahkeme fesih talebini kabul veya reddetmek dışında, davacılara paylarının gerçek değerinin ödenmesi ve bunların ortaklıktan çıkarılmasına da karar verebilir. Bu bağlamda, haklı nedenle şirketin feshini istemenin bir sonucu, ortak açısından ortaklıktan çıkma, şirket açısından ise ortaklıktan çıkarma olarak gerçekleşir(11).
III- ÖZET VE SONUÇ
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu uyarınca, haklı sebeplerin varlığında, limited şirket ortaklarından her biri mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. Şirketin feshini talep hakkı, limited şirket ortaklarının tamamına tanımıştır. Buna karşılık, yasada haklı sebep tanımlanmamış, haklı sebepler örnek olarak da gösterilmemiş, bu kavramın niteliklerinin gösterilmesi ve tanımlanması yargı kararlarıyla öğretiye bırakılmıştır. Bu nedenle, haklı sebep her bir davada mahkeme tarafından somut olayın şartları gözetilerek karara bağlanır. Feshin talep edileceği mahkeme, şirket merkezinin bulunduğu yer ticaret mahkemesidir. Davada husumet limited şirket tüzel kişiliğine yöneltilir.
Mahkeme, ortağın bu talebi üzerine şirketin feshine karar verebileceği gibi, fesih yerine, davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir. Bu düzenleme ile mahkemeye davayı kabul veya red dışında seçenekler de tanınmıştır. Öğretide, mahkemece fesih davasında son çare prensibinin dikkate alınarak öncelikle ortağın şirketten çıkması ve çıkarılması imkanının değerlendirilmesi, uygun bir çözüm bulunamıyor ise en son aşamada limited şirketin feshine karar verilmesi gerektiği ifade edilmekte olup, bize göre de ekonomi ve ticari hayat açısından en uygun çözüm yolu bu olacaktır.
Soner ALTAŞ*
Yaklaşım / Temmuz 2019 / Sayı: 319
* Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Başmüfettişi
(g) Bu çalışmada belirtilen görüşler yazarına ait olup, çalıştığı Kurum’u bağlamaz.
(1) 6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu 14 Şubat 2011 tarih ve 27846 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
(2) Çalışmamızda, 13 Ocak 2011 tarih ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu için “TTK” kısaltması kullanılmıştır.
(3) İrfan AKIN, “TTK md. 208 Kapsamında Anonim Şirketlerde Azınlığın Ortaklıktan Çıkarılması”, Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C.17, S.1-2, 2013, s.3
(4) Soner ALTAŞ, “Limited Şirket Ortağı Hangi Hallerde Şirketten Çıkabilir veya Çıkarılabilir?”, İzmir YMM Odası Dergisi, S.127, 2015, s.59
(5) Şükrü YILDIZ, Türk Ticaret Kanunu Tasarısına Göre Limited Şirketler Hukuku, 2007, Arıkan Yayınevi, s.153
(6) Bünyamin GÜRPINAR, “Limited Şirkette Çıkma ve Çıkmaya Katılma”, Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C.20, S.2, 2016, s.76
(7) AKIN, agm, s. 2
(8) Ünal TEKİNALP, Sermaye Ortaklıklarının Yeni Hukuku, (3. Baskı), Vedat Kitapçılık, İstanbul, 2013, s.940
(9) Füsun Nomer ERTAN, “Anonim Ortaklığın Haklı Sebeple Feshi Davası”, İÜHFM, C.73, S.1, 2015, s.426-427
(10) Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu
(11) Ayşe SÜMER, “Anonim Ortaklıkların Haklı Nedenle Feshi”, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araştırmaları Dergisi, (Özel Sayı), C.18, S.2, 2012, s.845